ÜLKEMİZE YÖNELİK TURİZM TALEBİNİN EKONOMİYE ETKİLERİ



Benzer belgeler
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

GAYRİSAFİ YURTİÇİ HASILA

GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) GSYH (Gayri Safi Yutiçi Hasıla) GSMH = GSYH ± NDAFG

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı PERAKENDE. nerden, nereye? Sarp Kalkan. 20 Kasım 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2014

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim 2013

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

UDY Akışları Önündeki Risk Faktörleri

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2013

İSTANBUL 2018 YILI İLK 12 AY TÜRKİYE İSTANBUL 2017 ye Göre

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz 2013

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2013

Berlin Ekonomi Müşavirliği Verilerle Türkiye-Almanya Ekonomik İlişkiler Notu VERİLERLE TÜRKİYE-ALMANYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ BİLGİ NOTU

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2014

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık 2013

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA

AYDIN TİCARET BORSASI

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

AYDIN TİCARET BORSASI

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRSAB AITF BAKÜ 2017 ULUSLARARASI TURİZM FUAR RAPORU

TR42 DOĞU MARMARA BÖLGESİ 2011 YILI OCAK-ŞUBAT-MART AYLARI EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

Türkiye ekonomisi 2012 yılında net ihracatın ve kamu sektörünün katkısıyla %2.2 büyüdü.

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

AYDIN TİCARET BORSASI

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 06/11/2018

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık 2012

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2016

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 04/10/2018

Transkript:

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TANITMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÜLKEMİZE YÖNELİK TURİZM TALEBİNİN EKONOMİYE ETKİLERİ UZMANLIK TEZİ Rabia DEMİREL ARALIK-2012 ANKARA

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TANITMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÜLKEMİZE YÖNELİK TURİZM TALEBİNİN EKONOMİYE ETKİLERİ UZMANLIK TEZİ Rabia DEMİREL Tez Danışmanı Hacettepe Üniversitesi Araştırma Görevlisi Dr. Nursel KOYUNCU ARALIK-2012 ANKARA

KÜLTÜR VE TURİZM UZMANLIK TEZİNİN ÇOĞALTILMASI VE YAYIMI İÇİN İZİN BELGESİ Tezi Hazırlayanın Adı Soyadı : Rabia DEMİREL Tez Konusu : Ülkemize Yönelik Turizm Talebinin Ekonomiye Etkileri Tez Danışmanı : Dr. Nursel KOYUNCU Kültür ve Turizm Uzmanlık Tez çalışmamın, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanarak Milli Kütüphane ve İhtisas Kütüphanesinde her türlü elektronik formatta arşivlenmesini ve kullanıma sunulmasını kabul ediyorum. 13/12/2012

SINAV YETERLİK KOMİSYONUNA BEYAN Bu belge ile bu uzmanlık tezindeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplayıp sunduğumu; ayrıca, bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi beyan ederim. 13/12/2012 Rabia DEMİREL Kültür ve Turizm Uzman Yardımcısı

ÖNSÖZ Dünya ekonomisi açısından değerlendirildiğinde en hızlı gelişen sektörlerden birisi olan turizm, gelir yaratıcı etkisi, istihdama olan olumlu katkısı ve döviz girdisi sağlaması bakımından ülkemiz ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Turizmin dünya ve Türkiye ekonomisindeki artan önemine ve ekonomik zaman serilerinin analizindeki gelişmelere paralel olarak, geçtiğimiz on yılda turizme dayalı ekonomik büyüme hipotezi çeşitli yöntemler ışığında test edilmiştir. Dünya genelinde turizm ve ekonomik büyüme değişkenleri arasındaki ilişkiye yönelik olarak gerçekleştirilen çalışmalarda turizm sektörüne ilişkin olarak turizm gelirleri veya gelen turist sayısı açıklayıcı değişen olarak kullanılmış ve bu değişkenin ekonomik büyümenin bir ölçütü olan GSYİH değişkeni ile arasındaki ilişki ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu çalışma turizmin Türk ekonomisine olan katkısını ortaya koymayı ve bu bağlamda turizm endüstrisinin önemini vurgulamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda çalışmada 1961-2011 yılları arasında Türkiye nin turizm gelirleri ve GSYİH değerleri arasındaki nedensellik araştırılmıştır. Tez çalışmam sırasında, desteklerini esirgemeyen tez danışmanım Dr. Nursel Koyuncu ya, arkadaşlarım Muhammed Baran Karaduman ve Gonca Aras a, analiz kısmındaki desteği ve emeklerinden dolayı dostum İlknur Ayhan a, anlayış ve desteği ile her zaman yanımda olan annem ve kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunarım. i

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ.....i İÇİNDEKİLER...ii KISALTMALAR....v TABLO VE ŞEKİLLER...vi GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı... 4 2. Temel Ekonomik Kavramlar... 5 2.1. Üretim Faktörleri... 5 2.2. Mal... 7 2.3. Hizmet... 8 2.4. Fayda... 8 2.5. Fiyat... 8 2.6. Fırsat Maliyeti... 8 2.7. Tam Rekabet Piyasası... 9 2.8. İstihdam...10 2.9. İşsizlik...10 2.9.1. İşsizlik Türleri...11 2.10. Ödemeler Dengesi...12 2.11. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla...14 2.11.1. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Hesaplama Yöntemleri...15 2.12. İktisadi Büyüme...18 2.13. Dış Ticaret ve Cari İşlemler Dengesi...20 2.14. Döviz Kuru...22 2.15. Harcama Çarpanı...22 ii

İKİNCİ BÖLÜM TURİZM 1. Turizm Tanımı...24 2. Turizm ile İlgili Temel Kavramlar...25 2.1. Turist ve Günübirlikçi Tanımları...26 2.2. Turizmin Çeşitleri...27 2.2.1. İç Turizm...28 2.2.2. Dış Turizm...28 2.3. Turizm Ürünü...28 2.3.1. Turizm ürünün özellikleri...30 2.4. Dünya'da Turizm...32 2.5. Türkiye de Turizm...35 2.6. Turizmin Geleceği...41 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TURİZM İN EKONOMİYE ETKİLERİ 1. Turizmin Ekonomik Etkileri...43 1.1. Turizmin Ekonomik Faydaları...46 1.1.1. Turizmin Ödemeler Dengesi Üzerindeki Etkisi...46 1.1.2. Turizmin Gelir Yaratıcı Etkisi...47 1.1.3. Turizmin Altyapı Ve Üstyapının Geliştirilmesine Olan Etkisi...48 1.1.4. Turizmin Diğer Ekonomik Sektörlere Etkisi...48 1.1.5. Turizmin İstihdam Yaratıcı Etkisi...49 1.2. Turizmin Ekonomik Maliyetleri...50 1.3. Turizmin Ekonomik Maliyetini ve Faydalarını Etkileyen Unsurlar 51 1.4. Temel Ekonomik Göstergeler Aracılığıyla Turizmin Ekonomiye Etkilerinin Değerlendirilmesi...53 1.4.1. Temel Ekonomik Göstergeler Aracılığıyla Turizmin Türk Ekonomisine Etkilerinin Değerlendirilmesi...58 1.4.1.1. Turizmin GSYİH ve İhracat İçerisindeki Yeri...58 1.4.1.2. Turizmin Ödemeler Dengesi Üzerindeki Etkisi...63 1.4.1.3. Turizmin İstihdam Üzerindeki Etkisi...66 1.4.1.4. Turizmin Gelir Yaratıcı Etkisi...70 iii

1.5. Turizmin Ekonomik Etkilerinin Ölçülmesi...72 1.5.1. Turizmin Ekonomik Etkilerini Ölçmede Kullanılan Yöntemler...72 1.5.1.1. Engle-Granger Yaklaşımı...72 1.5.1.2. ARDL (Autoregressive Distributed Lag) Yaklaşımı...73 1.5.1.3. Johansen Yaklaşımı...74 1.5.1.4. Input-Output Yöntemi...74 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE YE YÖNELİK TURİZM TALEBİNİN EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİSİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ 1. Literatür Taraması...75 2. Yöntem...77 3. Veri Seti...78 4. Ekonometrik Analiz...79 DEĞERLENDİRME VE SONUÇ...91 KAYNAKÇA... 93 EKLER... 98 ÖZET...116 ABSTRACT... 118 ÖZGEÇMİŞ 120 iv

KISALTMALAR ABD DTÖ GSMH GSYİH TUREB TUROB TUYED TÜRSAB WTTC Amerika Birleşik Devletleri Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Gayri Safi Milli Hasıla Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Turistik Rehberler Birliği Turistik Otelciler Birliği Turizm Yazarları ve Editörleri Derneği Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi v

TABLO VE ŞEKİLLER Birinci Bölüm Şekil 1.1. Üretim Faktörleri... 7 Şekil 1.2. 2000-2011 Yılları Arasında İşsizlik Oranı...11 Tablo 1.2. Toplam Üretim Yöntemine Göre Türkiye nin 2011 Yılı Reel Gayri Safi Yurtiçi Hasılası(1998 Yılı fiyatlarıyka Bin YTL)...16 Şekil 1.3. 1998-2011 Yılları Arasında Türkiye nin Reel Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (1998 Yılı Fiyatlarıyla Bin YTL)...20 Şekil 1.4. 1985-2011 Yılları Arasında Cari Açık...21 İkinci Bölüm Şekil 2.1. Turizm Çeşitleri...27 Şekil 2.2. Genel Turizm Ürünü...29 Tablo 2.1. Uluslar arası Turist Varışları Bakımından Dünya Sıralaması (İlk 10 Ülke)...32 Tablo 2.2. Uluslar arası Turizm Gelirleri Bakımından Dünya Sıralaması (İlk On Ülke)...33 Şekil 2.3. Uluslar arası Turist Varışlarının Dağılımı...34 Tablo 2.3. 2011 Yılı Belgeli Tesis Sayıları...37 Tablo 2.4. 1970-2010 Yılları Arasında Belgeli Tesis, Oda ve Yatak Sayıları...37 Tablo 2.5. 1963-2011 Yılları Arasında Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri...39 Şekil 2.4. Uluslar arası Turist Varışlarının Bölgeler İtibariyle Gelişimi...42 Üçüncü Bölüm Şekil 3.1. Turizmin Dünya Ekonomisine Katkısı...43 Şekil 3.2. ABD 1998-2011 Yılları Arasında Turizm Geliri ve Ziyaretçi Sayısı...54 Tablo 3.1. Turizmin 14 Ülke Ekonomisine Olan Katkısı...55 Şekil 3.3. Turizmin Dolaysız, Dolaylı ve Çarpan Etkisi...56 Tablo 3.2. Türkiye nin Turizm Gelirlerinin İhracat Gelirlerine Oranı...58 Tablo 3.2. Türkiye nin Turizm Gelirlerinin İhracat Gelirlerine Oranı...59 vi

Şekil 3.4. Türkiye nin Turizm Gelirleri ve Gelen Turist Sayısındaki Değişim...60 Tablo 3.3. Türkiye Turizm Gelirlerinin GSYİH içerisindeki Payı...60 Şekil 3.5. Turizm Sektörünün GSYİH ya Olan Toplam Katkısı...62 Şekil 3.6.Turizmin GSYİH İçerisindeki Payı...62 Şekil 3.7. 2011 Yılı Türkiye ve Rakip Ülkelerde Turizmin GSYİH ya Toplam Katkısı...63 Tablo 3.4. 2010 ve 2011 Yılları Türkiye nin Ödemeler Dengesi...64 Tablo 3.5. Turizm Gelirlerinin Mevcut Olmadığı durumda Türkiye nin 2010 ve 2011 Yıllarına Ait Ödemeler Dengesi...65 Şekil 3.8. Ödemeler Dengesi Hizmetler Hesabı...66 Tablo 3.6. 2012 Yılı Ağustos Ayı İtibariyle Turizm Sektöründe Sigortalı Çalışan Kişi Sayısı...67 Şekil 3.9. Turizmin Türkiye deki İstihdama Olan Toplam Katkısı...68 Şekil 3.10. Turizmin Türkiye deki İstihdama Olan Oransal Katkısı...69 Şekil 3.11. 2011 Yılında Turizmin Türkiye ve Rakip Ülkelerde İstihdama Olan Toplam Katkısı...70 Tablo 3.7. Türkiye Turizm Gelirleri (2001-2012)...71 Dördüncü Bölüm Tablo 4.1. ADF Birim Kök Test Sonuç Tablosu...80 Tablo 4.2. VAR için Gecikme Değerleri...81 Tablo 4.3. Katsayı Matrisinin Birim Kökleri...82 Şekil 4.2. Katsayı Matrisinin Birim Çemberdeki Konumları...82 Tablo 4.4. Artıklar için Otokorelasyon ve Değişen Varyans Sınamaları...83 Tablo 4.5. Johansen eşbütünleşme Test Sonuçları...84 Tablo 4.6. Granger Nedensellik Testi Sonuçları...86 Tablo 4.7. Hata Düzeltme Modeli Sonuçları...87 Şekil 4.2. Eşbütünleşme Grafiği...88 Şekil 4.3. Logreelgsyih Etki-Tepki Fonksiyonu Grafikleri...89 Tablo 4.8. Logreelgsyih Varyans Ayrıştırma Çıktısı...90 vii

GİRİŞ Günümüzde turizm endüstrisi gelişmekte olan ülkeler için döviz akışı sağlaması ve istihdama olan katkılarıyla ön plana çıkan endüstrilerden birisidir. Dünya Turizm Örgütü (DTÖ) tahminlerine göre 2030 yılında gelişmekte olan ülkelere yönelik olarak gerçekleşecek uluslar arası turist varışları 1 milyarın üzerinde olacaktır. Böylece gelişmekte olan ülkelerin dünya turizm pazarından alacağı payın % 57 seviyesine ulaşacağı tahmin edilmektedir. Yukarıdaki veriler ışığında ülkemize yönelik turizm talebinin önümüzdeki 20 yıllık dönemde artış göstereceği öngörülmektedir. Birleşmiş Dünya Turizm Örgütü kaynaklarına göre, Türkiye 2011 yılında uluslar arası turist varışları bakımından dünya sıralamasında 6. Sırada yer almıştır. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi ülkemize yönelik uluslararası turist varışlarının 2022 yılında 40 milyon barajını geçeceğini tahmin etmektedir. 2011 yılında turizm endüstrisinin Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya olan toplam katkısı 141,8 milyar TL düzeyindedir. Bu değer ülkemiz toplam GSYİH değerinin %10,9 una tekabül etmektedir. Söz konusu katkının 2022 yılında %3 lük artış ile 195 milyar TL düzeyine ulaşacağı tahmin edilmektedir. i

Turizmin ekonomiye olan katkısının bir değer göstergesi olan istihdam bakımından değerlendirme yapıldığında; turizm endüstrisinin 2011 yılında Türkiye de 1.939.000 kişiye istihdam olanağı sağladığı ve bu değerin toplam istihdamın %8,1 ine tekabül ettiği görülmektedir. İstihdama yönelik söz konusu katkının 2022 yılında %1,4 lük bir artışla 2.310.000 kişiye ulaşacağı tahmin edilmektedir. Turizm ülkemizde, gerek ülkeye sağladığı döviz akışı ile 2011 yılı itibarıyla 77,1 milyar dolar olarak gerçekleşen cari açık üzerindeki olumlu etkisiyle gerekse 2011 yılı itibarıyla %18 düzeyinde seyreden genç nüfus işsizlik oranını düşürme yönündeki etkisiyle ekonomik öneme sahip bir endüstridir. Bu kapsamda çalışmanın amacı turizm endüstrisinin ekonomik etkilerini ortaya koymaktır. Çalışma niceliksel yönteme dayandırılmıştır. Turizmin olumlu ve olumsuz ekonomik etkileri değerlendirilerek Türkiye nin turizm gelirleri ile ekonomik büyümenin ölçütü olan GSYİH değerleri arasındaki nedenselliğin ve uzun dönemli eşbütünleşme ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Birinci bölümde ekonomi kavramı genel hatlarıyla tanımlanacaktır. Ayrıca ilerleyen bölümlerde turizm ekonomi ilişkisi irdelenirken faydalı olacağı düşünülen bazı temel ekonomik kavramlar üzerinde durulacak ve Türk ekonomisine ilişkin bazı temel ekonomik gösterge değerlerine yer verilecektir. İkinci bölümde turizm ve turizmle ilişkili temel kavramlardan bahsedilerek, dünya ve Türkiye de turizm endüstrisinin geldiği noktaya ilişkin bilgi verilecektir. 2

Üçüncü bölümde, turizmin ekonomik fayda ve maliyetleri özetlenerek, temel ekonomik göstergeler ışığında turizm endüstrisinin Türk ekonomisi içerisindeki yeri ele alınacaktır. Dördüncü bölümde ise, turizmin ekonomik büyümeye olan etkisinin analiz edilmesi kapsamında, ülkemiz turizm gelirleri ile GSYİH değerleri arasındaki nedensellik ve eşbütünleşme ilişkisinin ortaya konulmasına çalışılacaktır. Sonuç bölümünde çalışmanın bütününe ilişkin genel bir değerlendirme yapılarak uygulama bölümünde elde edilen sonuçlar değerlendirilecektir. 3

BİRİNCİ BÖLÜM EKONOMİ Bu bölümde ekonominin tanımı yapılarak çalışmanın ilerleyen bölümlerinde, turizm sektörü ve ekonomi ilişkisinin irdelenme aşamasında faydalı olacağı düşünülen bazı temel ekonomik kavramlar tanımlanacaktır. 1. Ekonominin Tanımı Adam Smith (1776) siyasal ekonomiyi, ilk olarak kişileri kendileri için ciddi miktarda bir gelir veya geçim kaynağı elde etmeye muktedir kılmak; ikinci olarak ise devlete toplumsal hizmetleri yerine getirmek için gelir sağlamak şeklinde iki ayrı amaç güden bir bilim dalı olarak tanımlamıştır. Jean-Baptiste Say e (1803) göre ekonomi servetin üretim, dağıtım ve tüketim şeklini açıklayan bilimdir. (Say, 2008:15) John Stuart Mill (1844) politik ekonomiyi, toplumsal boyutuyla ele alarak, zenginliğin üretimi için gerçekleştirilen bütünleşik beşeri faaliyetlerden kaynaklanan toplumsal olaya ait kuralların izini süren bilim olarak tanımlamıştır. (Mill, 2004:94) 4

Alfred Marshall (1890) da, insan davranışları boyutuyla ele alarak ekonomiyi insanın günlük iş hayatı içerisinde incelenmesi olarak tanımlamıştır. Marshall, ekonominin; bireysel ve sosyal olayların, refahın maddi gereksinmeleri elde etme ve kullanma ile yakın ilişkili kısmını araştırdığını ifade etmiştir. Günümüzde ekonomi, insanların yaşamlarını sürdürebilmek üzere yiyecek, giyinme, barınma ve diğer ihtiyaçlarını elde etme yollarını, insanların bu faaliyetler esnasında karşılaştıkları sorunları ve çözüm yöntemlerini inceleyen bir bilim olarak tanımlanabilir. (Parasız,1995:3) Güncel tanımlardan bir değeri ise ekonomiyi, kıt kaynakların alternatif ve rakip ihtiyaçlar arasındaki dağılımını inceleyen bilim olarak tanımlamaktadır. (İyibozkurt, 1999:8 ) 2. Temel Ekonomik Kavramlar 2.1.Üretim Faktörleri İhtiyaçların giderilebilmesi amacıyla üretilen mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan emek, tabiat, sermaye, girişim ve bilgi üretim faktörlerini oluşturmaktadır. Emek (İşgücü): Bir ülkedeki mevcut emek miktarı, ülkedeki toplam nüfustan çalışamayacak yaştaki ihtiyarların ve çocukların sayısı çıkarılarak elde edilir. Bununla birlikte çalışabilir nüfus toplam emek hakkında net bir bilgi vermemektedir. Çalışabilir nüfusun çalışma süresi, beceri düzeyi, eğitim durumu, iş tatmini verimi etkileyen unsurlardır. (Dinler, 2002:14) 5

Emeği nitelikli ve niteliksiz emek olarak sınıflandırmak mümkündür. Her iki emek türünün de elde edilmesinde belli bir eğitim süresine ihtiyaç duyulduğu açıktır. Dolayısıyla toplam emek miktarı kısa dönemde sınırlıdır ve büyük oranda arttırılması olanaksızdır. (Dinler, 2002:15) Doğal kaynaklar (Toprak): Doğal kaynaklar üretim sürecinde doğada hazır olarak bulunarak kullanılan yararlı unsurların tümüdür. (Dinler, 2002: 15) Sermaye: Sermaye üretim sürecinde emeğin verimini arttırmak üzere meydana getirilen üretim araçlarıdır. (Dinler, 2002:15) Girişimci: Girişimci üretim faktörlerini bir araya getirerek değer yaratır ve toplumsal kalkınmaya yardımcı olur. Girişimcinin işlevleri üretimi organize etmek ve sağlamak, ürün çeşitliliğini sağlamak, istihdam yaratmak, yeni pazarlar ve yeni satış yöntemleri yaratmak, sermaye birikimi yaratmak şeklinde sıralanabilir. (Odabaşı, 2004: 14) 6

Şekil 1.1. Üretim Faktörleri TOPRAK ve diğer doğal kaynaklar EMEK çalışan nüfus, beceriler SERMAYE Sabit çalışan Binalar hammadde makineler stoğu GİRİŞİMCİ MAL VE HİZMET ÜRETİMİ SINIRSIZ İHTİYAÇLAR Kaynak: Lipsey ve Harbury,1992:6 Bilgi: Sanayi toplumundan farklı olarak bilgi toplumunda başlıca üretim faktörleri olan emek, doğal kaynaklar, sermaye ve girişimcinin yanı sıra beşinci üretim faktörü olarak teknik "bilgi" ön plana çıkmaktadır. (Şimşek, 2003:95) 2.2. Mal İnsan ihtiyaçlarını dolaylı ya da doğrudan karşılama vasfına sahip her şey mal olarak adlandırılır. (Parasız, 1991:10) 7

2.3. Hizmet İnsan ihtiyaçlarını karşılamak üzere üretilen elle tutulamayan ve gözle görülemeyen her şey hizmet olarak tanımlanabilir. (Parasız, 1991:10) 2.4. Fayda Üretilen mal ve hizmetlerin ihtiyaçları karşılama özelliğine fayda denir. (Parasız, 1991:10) 2.5. Fiyat Fiyat herhangi bir şeyin bir birimine ait mübadele veya değiş tokuş değeri olarak tanımlanır. (Türkay,1996:27) 2.6.Fırsat Maliyeti Bir ihtiyacın giderilebilmesi için vazgeçilen en yüksek değere sahip diğer alternatif fırsat maliyeti olarak adlanılır. (Miller, 2004:29) 8

2.7. Tam Rekabet Piyasası Adam Smith e göre rekabet piyasasının beş özelliği bulunmaktadır: (Stigler, 1957:2) Rakipler işbirliği içerisinde değil bağımsız hareket etmelidirler. Potansiyel ve mevcut rakiplerin sayısı olağanüstü kazançları elimine edecek sayıda olmalıdır. Ekonomik birimler pazar fırsatları hakkında yeterli düzeyde bilgi sahibi olmalıdır. Ekonomik birimler sahip oldukları bilgi düzeyine bağlı olarak hareket etme özgürlüğüne sahip olmalıdır. Kaynakların, kaynak sahiplerinin istedikleri doğrultuda ve miktarlarda ilerlemeleri için yeterli zaman geçmelidir. Piyasanın tam rekabet piyasası olarak adlandırılabilmesi için ise aşağıda sayılan koşulları taşıması gerekmektedir. (Salvatore, Diulio,1988:241) Piyasada malın fiyatını belirleyici etki yapamayacak büyüklükte ve birbirinden bağımsız çok sayıda firma olmalıdır. Piyasada satış yapan tüm firmalar aynı homojen ürünü satmalıdır. Kaynaklar tüm satıcılar için ulaşılabilir olmalıdır. Yeni firmalar piyasaya girmek istediklerinde engellenmeden giriş yapabilmelidir. 9

Tüm bu sayılan özelliklerin yer aldığı tam rekabet piyasasında bir firmanın veya birkaçının bir araya gelerek fiyatı belirleme gücü bulunmamaktadır. Piyasaya giren her yeni firma piyasa koşullarında geçerli olan fiyatı kabul etmektedir. 2.8. İstihdam İstihdam, 16-64 yaş aralığında bulunan bireylerin maaş ya da ücret karşılığında bir mal veya hizmet üretmesine olanak tanınmasıdır. (Browne, Haas, 1987:235) Tam istihdam piyasada geçerli ücret karşılığında çalışmak isteyen herkesin iş bulabildiği istihdam düzeyidir. (Parasız, 1991: 361) 2.9. İşsizlik İşsizlik olgusu, 16 yaşından daha büyük olup, cari ücret düzeyi karşılığında çalışmaya istekli olan fakat iş bulamayan kişilerin yaşadığı durumu tanımlamaktadır. Bir ülkede çalışanlar ile işsizlerin sayıca toplamı o ülkenin işgücü hakkında bilgi verir. Ülkedeki işsizlerin sayısının toplam işgücüne bölünmesiyle işsizlik oranı hesaplanır.(ertek, 2005,96) u= işsiz sayısı/işgücüx100 10

Türkiye de 2000-2011 yılları arasında işsizlik oranının seyri aşağıdaki grafikte görülmektedir. Şekil 1.1. 2000-2011 Yılları Arasında İşsizlik Oranı İşsizlik Oranı 16 14 12 10 8 6 6,5 8,4 10,3 10,5 10,8 10,6 10,2 10,3 11 14 11,9 9,8 İşsizlik Oranı 4 2 0 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Kaynak:TUİK, www.tuik.gov.tr, 18.11.2012 2.9.1. İşsizlik Türleri İşsizlik nedenlerine göre ele alındığında üç çeşit işsizlik ile karşılaşılmaktadır. (Rush, Nish,2000:345) Friksiyonel (geçici işsizlik): İşgücü piyasasında meydana gelen normal değişimlerden kaynaklanan işsizliği ifade eder. Firma iflasları sonucu iş kaybına uğrayan ve yeni iş arayışına giren işsizler friksiyonel işsizler 11

içerisinde değerlendirilir. İşgücü piyasasına giren genç insan sayısındaki artış ve işsizlere yönelik devlet yardımlarındaki artış friksiyonel işsizliği yükseltici etki göstermektedir. Yapısal işsizlik: Teknolojik değişimler veya dış ticaretteki rekabete bağlı olarak ihtiyaç duyulan iş becerisindeki veya işin yeri ile ilgili değişimler sonucunda ortaya çıkan işsizlik türüdür. Konjonktürel işsizlik: Ekonomik dalgalanmalar sonucunda ortaya çıkan işsizlik türüdür. Ekonominin gelişmesiyle birlikte konjonktürel işsizlik ortadan kaldırılabilmekte fakat friksiyonel işsizlik ve yapısal işsizlik varlığını sürdürmektedir. 2.10. Ödemeler Dengesi Bir ülkedeki yerleşiklerin diğer ülkelerle belirli bir dönemde gerçekleştirdikleri iktisadi işlemlerin kayıt edildiği tabloya ödemeler dengesi (balance of payments) denir. (Ünsal, 2007:72) Ödemeler dengesi bir ülkenin dış ticarette mal, hizmet, finansal varlıklar ve yardımları kapsayan bütün işlemlerinin değerini yansıtır. (Miller,2004:799) Bir ülkenin ödemeler dengesini etkiyen iki unsur bulunmaktadır. Birincisi ülkenin ticari ilişkide bulunduğu diğer ülkelere göre sahip olduğu enflasyon oranıdır. Bir ülkede enflasyon oranının artması o ülkenin ihracat gücünü azaltacaktır. İkinci faktör ise ülkenin siyasi istikrarıdır. Siyasi açıdan istikrarsızlık baş gösterdiğinde 12

sermaye sahipleri daha istikrarlı ülkelere yönelmektedirler ve bu durum sermaye kaçışına sebep olmaktadır. (Miller, 2004: 799) Ödemeler dengesi cari hesap, sermaye hesabı, resmi rezerv işlemleri hesabı ve net hata-noksan olmak üzere dört ana kısımdan oluşur. Ödemeler dengesine kaydedilen borçlu ve alacaklı kayıtların denk olması gerekir. Ancak ulusal alanda yapılan hesaplamalarda bazı eksiklikler veya yanlış tahminler olabilmektedir. Bu durumda denklik net hata ve noksanlar kalemine yapılan kayıt ile sağlanmaktadır. (İyibozkurt, 1999: 234) Ödemeler dengesini oluşturan kalemler aşağıda sıralanmıştır. (Bahar ve Kozak, 2006:19) Tablo 1.1. : Ödemeler Dengesini Oluşturan Kalemler A. CARİ İŞLEMLER 1) Mal Ticareti İhracat (+) İthalat (-) 2) Uluslar arası Hizmetler Dış Turizm Yabancı Sermaye Gelir ve Giderleri Uluslararası Bankacılık ve Sigortacılık Hizmetleri Uluslararası Ulaşım Hizmetleri İşçi Gelirleri Özel Hizmetler 3) Tek Yanlı Transfer Hesabı CARİ İŞLEMLER DENGESİ B. SERMAYE HAREKETLERİ 13

Uzun Vadeli Sermaye İthali Uzun vadeli Sermaye İhracı Kısa Vadeli Sermaye İthali Kısa Vadeli Sermaye İhracı C. RESMİ REZERV HESABI Döviz Hareketleri Altın Hareketleri IMF Rezerv Pozisyonu D. NET HATA VE NOKSANLAR Türkiye nin 2010 ve 2011 yıllarına ait Ödemeler Dengesi nin ayrıntılı sunumu EK-1 de yer almaktadır. 2.11. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Gayri Safi Yurtiçi Hasıla nominal ve reel olmak üzere iki ayrı biçimde açıklanmaktadır. Nominal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla: Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai malların ve hizmetlerin, üretildikleri yılın piyasa fiyatları üzerinden değerine nominal gayri safi yurtiçi hasıla (nominal GDP )denir. (Ünsal, 2007:5) Q i = üretilen nihai mal ve hizmet miktarı P i = cari yıl piyasa fiyatları Nominal GDP= Q P, i=1.n i i Reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla: Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai malların temel bir yılın piyasa fiyatları üzerinden değerine reel gayri safi yurtiçi hasıla (reel GDP) denir. (Ünsal, 2007:10) 14

Q i = üretilen nihai mal ve hizmet miktarı P Bi = temel yıl fiyatları Reel GDP= Q P i Bi, i=1.n 2.11.1. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Hesaplama Yöntemleri Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın hesaplanmasında üç farklı yöntem kullanılmaktadır. Üretim Yöntemi: Üretim yönteminde GSYİH, bir ülkedeki bütün sektörlerde belirli bir yıl içerisinde üretilen bütün mal ve hizmetlerin değerlerinin toplanması ile elde edilir. Yöntemin kullanılmasında çift sayımdan kaçınılmalı, ya nihai değer hesaba katılmalı ya da üretilen bir malın ya da hizmetin satışına kadar geçen süreçte her bir ekonomik birim tarafından eklenen değerler toplamı dikkate alınmalıdır. (Sloman, 2001:252) Üretim yöntemi bir ekonomideki üretim dallarının GSYİH ya katkılarını ve böylece üretimin yapısını gösterir. 15

Tablo 1.2. Toplam Üretim Yöntemine Göre Türkiye nin 2011 Yılı Reel Gayri Safi Yurtiçi Hasılası(1998 Yılı fiyatlarıyka Bin YTL) Sektörler Değer (1000TL) % Tarım, avcılık ve ormancılık 10.261.441 8,9 Balıkçılık 301.389 0,3 Madencilik ve Taşocakçılığı 826.026 0,7 İmalat Sanayi 28.074.588 24,4 Elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımı 2.375.831 2,1 İnşaat 6.671.036 5,8 Toptan ve perakende ticaret 14.973.544 13 Oteller ve Lokantalar 2.109.427 1,8 Ulaştırma, depolama ve haberleşme Mali aracı kuruluşların faaliyetleri 17.042.219 14,8 13.722.619 11,9 Konut Sahipliği 5.202.722 4,5 Gayrimenkul, kiralama ve iş faaliyetleri Kamu yönetimi ve savunma, zorunlu sosyal güvenlik 4.264.349 3,7 3.338.781 2,9 16

Tablo 1.2.(devam) Toplam Üretim Yöntemine Göre Türkiye nin 2011 Yılı Reel Gayri Safi Yurtiçi Hasılası(1998 Yılı fiyatlarıyka Bin YTL) Eğitim 2.163.966 1,9 Sağlık işleri ve sosyal hizmetler 1.350.736 1,2 Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri Ev içi personel çalıştıran hanehalklar 1.634.117 1,4 180.848 0,2 Sektörler Toplamı 114.493.639 99,7 Dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetleri 9.441.173 8,2 Vergi-Sübvansiyon 9.836.836 8,6 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (Alıcı fiyatlarıyla) 114.889.302 100 Kaynak: TÜİK, www.tuik.gov.tr, 15.11.2012 Tablonun incelenmesinden de anlaşılabileceği üzere Türkiye nin 2011 yılı GSYİH büyüklüğünde en büyük pay %24,4 ile imalat sanayine aittir. İmalat sanayinden sonra sırasıyla ulaştırma, depolama ve haberleşme ile mali aracı kuruluşların faaliyetleri GSYİH içerisinde en fazla paya sahip sektörlerdir. Gelir Yöntemi: Gelir Yönteminde ise, GSYİH, üretim sürecinde yaratılan bütün gelirlerin toplamıdır. Mal ve hizmetin üretimi sırasında ortaya çıkan maaş, ücret, kira, faiz ve kar toplamı ile elde edilir. (Sloman, 2001: 253) 17

Bu yöntemde GSYİH aşağıdaki denklemde de belirtildiği üzere, sermaye ve emek gelirleri ile dolaylı vergileri ve yıpranmayı hesaplamak suretiyle ölçülür. (Ünsal, 2007:51) GSYİH= Emek Gelirleri (Ücret-Maaş)+ Sermaye Gelirleri (Rant, Faiz, Kar)+ Dolaylı Vergiler+Yıpranma Harcama Yöntemi: GSYİH nın hesaplanmasında kullanılan diğer yöntem olan harcama yönteminde ise nihai çıktıya ulaşmak için yapılan bütün harcamalar toplanır. Toplama dahil edilen harcamalar: tüketici harcamaları, hükümet harcamaları, yatırım harcamaları, mal ve hizmet ihracatı ile ithalatıdır. Böylece piyasa fiyatlarında GSYİH, tüketici, hükümet ve yatırım harcamaları toplamına ihracat tutarı eklenip ithalat tutarı düşülerek hesaplanır. (Sloman, 2001: 254) 2.12. İktisadi Büyüme İktisadi büyüme, bir ülkenin zaman içerisinde üretim kapasitesinin arttırılmasına dayanmaktadır. Üretim kapasitesinin (Y p ) artışı ise doğal kaynaklarda (R), beşeri kaynaklarda (N) ve sermayede (K) artışa ve üretim teknolojisindeki ilerlemeye bağlıdır. (Salvatore, Diulio,1988:177) Y p =f(r,n,k,t) 18

Bir ülkede var olan beşeri kaynakların artması yani işgücüne katılımda ve işgücü verimliliğinde artış, sermaye ve üretime dönük yatırımda gerçekleşen artış ile teknolojik gelişmeler ışığında üretim kapasitesinin genişlemesi iktisadi büyümeyi hızlandırır. Ülkede yaşayanların yaşam kalitesini devamlı olarak arttırmanın tek yolu olan iktisadi büyüme, reel gayri safi yurt içi hasıladaki artış ile değerlendirilir. (Ünsal, 2007:15) Kişi başına düşen GSYİH tutarındaki artış iktisadi büyüme olarak ifade edilir. Ekonomik büyümenin GSYİH ya dayalı olarak tanımlanması, yıllar bazında değerlendirme yapabilme ve bazı düzeltmeler yaparak ülkeler bazında kıyaslamaya gidebilme imkanı sunmaktadır. (Browne, Haas, 1987:212) İktisadi büyüme oranı ise bir yıldan diğer yıla üretilen mal ve hizmetlerin miktarındaki yüzdesel değişimdir.(rush, Nish:2000,328) 1998 yılı fiyatları ile hesaplanan GSYİH değerlerinin seyri aşağıdaki tablodan görülebilmektedir. Serinin hareketleri incelendiğinde ülkemizde ekonomik krizin yaşandığı 2001 yılı ve global ekonomik krizin dünyayı etkisi altına aldığı 2009 yılı dışında GSYİH nın artış eğilimi sergilediği görülmektedir. 19

Şekil 1.2. 1998-2011 Yılları Arasında Türkiye nin Reel Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (1998 Yılı Fiyatlarıyla Bin YTL) 140.000.000 120.000.000 Reel GSYİH (bin YTL) 100.000.000 80.000.000 60.000.000 40.000.000 Seri 1 20.000.000 0 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Kaynak: TUİK, www.tuik.gov.tr,15.11.2012 2.13. Dış Ticaret ve Cari İşlemler Dengesi Dış ticaret dengesi ve cari işlemler dengesi incelenirken iki kalem karşımıza çıkmaktadır. Dış ticarete konu olan mallar için ihracat miktarı ile ithalat miktarının farkı dış ticaret dengesine, dış ticarete konu hizmetler için ihracat ile ithalat miktarının farkı ise hizmet ticareti dengesine ilişkin bilgi vermektedir. (Taylor,1995,620) Dış ticaret dengesi negatif bir değer ise dış ticaret açığı, pozitif bir değer ise dış ticaret fazlası söz konusudur. Mal ticareti dengesi hizmet ticareti ve transferler dengesi ile birlikte ele alındığında ihracat ve ithalat arasındaki fark cari işlemler 20

dengesi olarak adlandırılmaktadır. Bu farkın negatif bir değer olması cari işlemler açığına, pozitif bir değer olması cari işlemler fazlasına işaret etmektedir. (Ertek, 2005:322) Türkiye de 1985-2011 yılları arasında cari açığın seyri aşağıdaki tabloda görülebilmektedir. Şekil 1.3. 1985-2011 Yılları Arasında Cari Açık 10.000 0-10.000 Cari Açık (Milyon ABD Doları) 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011-20.000-30.000-40.000-50.000-60.000-70.000-80.000-90.000 Kaynak: TCMB, www.tcmb.gov.tr, 10.10.2012 Cari açığın yıllara göre seyri incelendiğinde ülkemizde ekonomik krizlerin yaşandığı 1994, 1998, 2001 yıllarında cari açığın kapandığı, cari fazla verildiği görülmektedir. Krizle birlikte yaşanan devalüasyon neticesinde TL nin aşırı değer kaybetmesi ve faiz oranlarının yükselişiyle ülkeye yabancı para girişi cari açığı kapatıcı yönde etki yapmıştır. 21

2011 yılında Türkiye nin cari açığı en yüksek düzeye ulaşarak 77,1 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. 2.14. Döviz Kuru Döviz kuru, yabancı bir ülkeye ait para biriminin ülkenin kendi para birimi ile ifade edilmesidir. (İyibozkurt, 1999: 237) Ulusal paranın değer kaybetmesiyle döviz kuru yükselir. Bir birim ulusal para karşılığında satın alınabilecek yabancı para miktarı azalmıştır. Tam tersi durumda ulusal paranın değer kazanmasıyla döviz kuru düşer ve bir birim ulusal para karşılığında satın alınabilecek yabancı para miktarı artış gösterir. (İyibozlurt, 1999:237) 2.15. Harcama Çarpanı Keynesyen modelde otonom tüketim, otonom yatırım, hükümet alımlarındaki değişme sonucu denge reel GSYİH düzeyinde oluşan değişim ile otonom tüketim, otonom yatırım, hükümet alımlarındaki değişme arasındaki orana harcama çarpanı (k E ) denir. (UNSAL, 2007:155) ( ) Harcama Çarpanı(k E ) = = ( ) () 22

Harcama çarpanı otonom tüketim, otonom yatırım ve hükümet harcamalarında bir liralık bir değişme olduğunda denge reel GSYİH düzeyinde oluşacak değişim hakkında bilgi verir. 23

İKİNCİ BÖLÜM TURİZM Turizmin tanımlanması ve turizm çeşitlerinin ve turizmle ilgili temel kavramların ortaya konulması turizm endüstrisinin Türkiye ve dünya ekonomisindeki yerini belirlemek açısından önem arz etmektedir. 1. Turizm Tanımı Turizm kavramı farklı yönleriyle ele alınarak çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. 1905 yılında Guyer-Feuler tarafından turizm ilk olarak aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır. (Kozak, 2008:1) Turizm, gittikçe artan hava değişimi ve dinlenme gereksinmeleri, doğa ve sanatla beslenen göz alıcı güzellikleri tanıma isteğine; doğanın insanlara mutluluk verdiği inancına dayanan ve özellikle ticaret ve sanayinin gelişmesi ve ulaşım araçlarının kusursuz hale gelmelerinin bir sonucu olarak ulusların ve toplulukların birbirlerine daha çok yaklaşmalarına olanak veren modern çağa özgü bir olaydır. Ekonomistler ise turizmi ekonomik boyutu ile ele alarak tanımlarında turizmin ekonomik katkısını vurgulamıştır. Bu kapsamda Edmood Picard tarafından turizmin ana fonksiyonunu ülkeye yabancı döviz girişini sağlamak ve turist 24

harcamalarının ekonomiye yaptığı katkıları araştırmak olduğunu öne sürmüştür. (Kozak, 2008,2) Dünya Turizm Örgütü turizmi insanların kişisel veya iş/profesyonel nedenlerle yaşadıkları çevreden başka ülke ya da yerlere seyahat etmelerine neden olan sosyal, kültürel ve ekonomik fenomen olarak tanımlamıştır. (media.unwto.org, 26.11.2012) Yapılan araştırmalar sonucunda, kişilerin seyahat etme nedenleri on başlık altında toplanmıştır. (Mak, 2004:25) Aile ve arkadaşlarla zaman geçirmek Başka insanlarla bir arada olmak ve eğlenmek Dinlenmek ve boş zamanları değerlendirmek Yeni yerler keşfetmek ve farklı bir kültürü deneyimlemek Doğayı gözlemlemek Sahip olunan kültürel birikimi arttırmak (müze ziyaretleri) Kötü hava koşullarından uzaklaşmak Lezzetli yemekleri keşfetmek Eğlence ve macera arayışı Daha önce duyulan ya da ünlü olan yerleri ziyaret etmek 2. Turizm ile İlgili Temel Kavramlar Bu alt başlık altında turizm ile ilgili temel kavramlar olan turist ve günübirlikçi terimleri tanımlanacak genel olarak turizm çeşitleri şema yardımı ile belirtilerek iç turizm ve dış turizm olguları hakkında bilgi verilecektir. 25

2.1.Turist ve Günübirlikçi Tanımları Turist kavramı tarihi süreçte birbirinden farklı şekillerde tanımlanmıştır. Turist kelimesi 17. yüzyılda Ogilvy tarafından sürekli oturduğu yerden en çok bir yıl süre ile ayrılan ve geçici olarak gittiği yerlerde buralarda kazanmadığı parayı harcayan kimse olarak tanımlanmıştır. İlerleyen süreçte turist kavramı Norval tarafından 1936 da sürekli ikamet etmek ve gelir elde etmekten farklı bir amaç ile yabancı bir ülkeye giden ve geçici süre kalacağı bu ülkede başka yerde kazandığı parayı harcayan kimse olarak tanımlanmıştır.(kozak, Kozak ve Kozak, 2008:7) DTÖ nün tanımına göre ziyareti bir gece ve daha fazla konaklamayı içeren ziyaretçi (yurtiçi, gelen veya giden) turisttir. (http://media.unwto.org, 27.11.2012) Türkiye de turistin tanımı 22747 sayılı Seyahat Acentaları Yönetmeliği nde aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır. Turist para kazanma amacı olmaksızın, dinlenmek ve eğlenmek için ya da kültürel, bilimsel, sportif, idari, diplomatik, dinsel, sıhhi ve benzeri nedenlerle, oturduğu yer dışına geçici olarak çıkan ve tüketici olarak belirli bir süre seyahat edip kalan ve yeniden ikametgahına dönen kimsedir Günübirlikçi ise ziyaret ettiği ülkede 24 saatten daha az kalan ziyaretçidir. 26

2.2.Turizmin Çeşitleri Turizm endüstrisindeki gelişmeye bağlı olarak turizm çeşitli şekillerde sınıflandırılmıştır. Katılan kişi sayısına göre, ziyaret edilen yere göre, katılanların yaşlarına göre, katılan kişilerin sosyo-ekonomik durumlarına göre ve katılanların amaçlarına göre turizmi sınıflandırmak mümkündür. Şekil 2.1. Turizm Çeşitleri Kaynak: Bahar ve Kozak, 2006:36 27

2.2.1. İç Turizm Bir ülkenin vatandaşlarının kendi ülke sınırları içerisinde turizm faaliyetlerine katılmaları iç turizm olarak adlandırılmaktadır. İç turizm ülkeye döviz girdisi sağlamadığı için ödemeler dengesini iyileştirici etki yapmaz. Fakat iç turizmin artışıyla birlikte az gelişmiş olan bölgelerin gelişmesi imkanı doğar. Bu anlamda iç turizm bölgeler arası farklılıkları giderici etkiye sahiptir. Ekonomik faydalarının yanı sıra iç turizmin gelişimi ülke insanlarının kendi kültürel, tarihi ve doğal değerlerini görmelerini, benimsemelerini ve koruma bilinçlerinin artmasını sağlar. (Kozak,Kozak ve Kozak,2008:12) 2.2.2. Dış Turizm Dış turizm, bir ülkenin vatandaşlarının yabancı ülkeleri ziyaretlerini ve yabancı ülke vatandaşlarının ülkeyi ziyaretlerini ifade eder. Söz konusu ziyaretleri yapan kişiler gittikleri ülke tarafından yabancı turist olarak adlandırılmaktadır. Dış turizm kapsamında, ülkeye gelen yabancı turistler döviz girişine, çıkan turistler ise döviz çıkışına neden olmaktadır. Dış turizm ülkeye giren yabancı sermaye miktarını arttırması, gelir ve istihdam olanakları yaratması, ihracat etkisi ile ödemeler dengesini açısından olumlu etki yaratması bakımından ekonomik faydaya sahiptir. (Bahar ve Kozak,2006:37) 2.3.Turizm Ürünü Medlik ve Middleton 1973 te turizm ürününü, bir bütün olarak turizm deneyimini oluşturan aktivitelerin, hizmetlerin ve faydaların oluşturduğu sepet olarak 28

kavramsallaştırmıştır. Sepeti oluşturan beş bileşen destinasyon çekicilikleri, destinasyon tesisleri, ulaşılabilirlik, imaj ve fiyattır. (SMITH, 1994:584) Şekil 2.2. Genel Turizm Ürünü Katılım Seçim Serbestisi Konukseverlik Hizmet Fiziksel Tesis Kaynak: SMITH, S. (1994), Annals of Tourism Research, Sayı: 21, No. 3, s. 587 Smith (1994) çalışmasında, yukarıdaki şekilde de belirtildiği üzere turizm ürününün beş elementten oluştuğunu ileri sürmüştür. Elementler en içte yer alan fiziksel tesisten, en dışta katılıma kadar çeşitlilik göstermektedir. Elementlerin en içten dışa doğru ilerleyişi, azalan direkt yönetim kontrolü, artan tüketici katılımı ve artan soyutlukla ilişkilidir. Smith (1994) söz konusu beş elementi aşağıdaki gibi tanımlamıştır: Fiziksel tesis: Turizm ürününün özünü oluşturan fiziksel tesis; sit alanı, doğal kaynak ya da şelale, vahşi yaşam veya otel gibi bir imkan olabilir. 29

Servis: Turistlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere spesifik görevlerin yerine getirilmesidir. Konukseverlik: Hizmet teknik yeterlilik ile görevlerin yerine getirilmesi, konukseverlik görevin yerine getirilme şekli ve davranış biçimidir. Gelen turistlere yerel halkı karşılamasını ifade eder. Seçim serbestisi: Ziyareti gerçekleştirecek olan kişinin deneyiminin tatmin edici düzeyde olması için yeterli düzeyde seçeneğe sahip olmasıdır. Katılım: Hizmet ürünlerinin genel bir özelliği olarak, hizmetin alınması sırasında belli derecelerde tüketicinin katılımıdır. 2.3.1. Turizm ürünün özellikleri 2004:10) Turizm ürünün taşıdığı özellikler aşağıdaki şekilde özetlenebilir. (Mak, Turizm ürününün tüketilebilmesi için seyahat edilmesi gerekmektedir: Turizm ürününü temel özelliklerden birisi, tüketicilerin belli bir mesafe seyahat etmesi ve vardıkları noktada belli bir zaman geçirerek turizm ürününü tüketmeleridir. Turizm ürünü depolanamaz: Turizm ürünü bir hizmet olması ve somut bir mal olmaması itibarıyla tüketilmediğinde depolanamaz veya satılamaz. Satılamayan bir uçak bileti veya otel odasından elde edilebilecek olası gelir kaybedilmekte bununla birlikte üretici için maliyet devam etmektedir. Öte yandan turizmin mevsimsellik özelliği gereği, turistlerin kış ve yaz tatili tercihine bağlı olarak turizm talebi dalgalanmalar göstermektedir. Turizm arzı da talepteki yıl boyunca geçerli olan değişkenliğe uyumlu hale getirilmedilir. 30

Satın almadan önce turizm ürünlerinin kıyaslanabilmesi güçtür: Satın almadan önce ürünlerin fiyat ve kalitelerini karşılaştırmak, homojen ve standart mallar için kolaylıkla yapılabilirken hizmetlerin satın alınmadan önce karşılaştırılabilmesi zorluk arz etmektedir. Özellikleri satın alındıktan sonra anlaşılabilen mallara deneme malları denir. Kişiler deneme mallarını satın alırken önceki deneyimlerini, akraba ve arkadaşlarından edindiği bilgileri, satıcının saygınlığını ve profesyonel tavsiye verecek kuruluşların yönlendirmelerini temel alır. Turizm ürünü yerel ve yabancı turistler tarafından tüketilir: Turistik bir bölgedeki mal ve hizmetler, turistlerin yanı sıra yerel halk tarafından da tüketilir. Bu nedenle bazı mal ve hizmetlerin turistik mal ve hizmetler olarak sınıflandırılabilmesi güçtür. Turistler genellikle yerel halka nazaran daha yüksek gelir düzeyine mensup olup, fiyat düzeyine karşı duyarlılıkları daha düşüktür. Bu durumda alıcıların doğru olarak bölümlendirilmesi ve düşük fiyatla satılan malın diğer gruba tekrar satılmaması şartları sağlanarak satıcıların fiyat farklılaştırmasına gitmesi daha makuldür. Hizmetlerin tekrar satılmasının mallara nazaran daha zor olması nedeniyle, turizm sektöründe fiyat farklılaştırılması daha yaygındır. Uçaklarda business class ve ekonomi sınıfı ayrımı, otellerin son dakika rezervasyonları ile erken rezervasyon indirimleri söz konusu fiyat farklılaştırılmasına örnek teşkil etmektedir. Turizm insana, beşeri ve doğal kaynaklara dayalıdır: Turizm ürünü çok çeşitli girdileri ve kaynakları gerektirmektedir. Temel girdiler, işgücü, sermaye ve toprak olarak tanımlanabilir. Tarihi miras ve doğal kaynaklar, turistik bölgedeki alt ve üst yapı yatırımları, oteller ve hizmet sektöründe yer alan beşeri kaynaklar bir bütün olarak turizm ürününü girdileridir. 31

2.4. Dünya da Turizm 1950 li yıllardan itibaren dünya üzerindeki destinasyonlar büyüyen turizm talebinin baskısı altında kalmıştır. DTÖ ye göre 1950-1990 yılları arasında uluslar arası turist hareketleri yıllık %7,2, uluslar arası taşımacılık verileri hariç olmak üzere turizm gelirleri ise yıllık %12,3 artış göstermiştir. Bu oranlar 1960 ve 1970li yıllarda teknolojik yenilikler, zenginlik ve turizm sektöründe standartlaşma ve endüstrileşmeye bağlı olarak gerçekleşen hızlı gelişmeyi yansıtmaktadır. (Wahab ve Pigram, 2000:78) Dünya turizm pazarında ara sıra gerçekleşen şoklara rağmen uluslar arası turist varışları devam eden bir artış trendi göstermiştir. 1980 de 277 milyon olan uluslar arası turist varışları, 1995 te 528 milyona çıkmış, 2011 de ise 983 milyon olarak gerçekleşmiştir. (http://mkt.unwto.org,24.11.2012 ) DTÖ verilerine göre; 2011 yılında uluslar arası turist varışları bakımından ilk on sırada bulunan ülkeler aşağıdaki gibidir. Tablo 2.1. Uluslar arası Turist Varışları Bakımından Dünya Sıralaması (İlk 10 Ülke) Uluslar arası Turist Varışları Milyon Değişim (%) Sıralama 2010 2011 10/9 11/10 1.Fransa 77,1 79,5 0,5 3,0 2.ABD 59,8 62,3 8,8 4,2 3.Çin 55.7 57,6 9,4 3,4 4.İspanya 52,7 56,7 1,0 7,6 32

Tablo 2.2. (devam) Uluslar arası Turist Varışları Bakımından Dünya Sıralaması (İlk 10 Ülke) 5.İtalya 43,6 46,1 0,9 5,7 6.Türkiye 27,0 29,3 5,9 8,7 7.İngiltere 28,3 29,2 0,4 3,2 8. Almanya 26,9 28,4 10,9 5,5 9. Malezya 24,6 24,7 3,9 0,6 10.Meksika 23,3 23,4 4,2 0,5 DTÖ verileri ışığında, en yüksek uluslar arası turizm gelirlerini elde eden ilk on ülke aşağıda sıralanmıştır. Tablo 2.3. Uluslar arası Turizm Gelirleri Bakımından Dünya Sıralaması (İlk On Ülke) Uluslar arası Turizm Geliri Milyon Dolar Yerel Para Birimi Değişim (%) Sıralama 2010 2011 10/9 11/10 1.ABD 103,5 116,3 9,9 12,3 2.İspanya 52,5 59,9 3,9 8,6 3.Fransa 46,6 53,8-1,1 10,1 4.Çin 45,8 48,5 15,5 5,8($) 5.İtalya 38,8 43,0 1,4 5,6 6.Almanya 34,7 38,8 5,3 6,7 7.İngiltere 32,4 35,9 8,4 6,9 8.Avustralya 29,8 31,4-0,2-6,2 9. Makao (Çin) 27,8-53,5-10.Hong Kong(Çin) 22,2 27,7 35,6 25 33

Turizm sektöründe son gelişmeler göz önüne alındığında, global turist varışları açısından gelişmiş ülkelerin paylarını Çin, Hong Kong, Malezya ve Tayland gibi gelişmekte olan ülkelere kaptırdığı görülmektedir. Şekil 2.3. Uluslar arası Turist Varışlarının Dağılımı Gelişmiş Ülkeler Gelişmekte Olan Ülkeler Kaynak: http://tinet.ita.doc.gov, 26.11.2012 DTÖ tarafından yayınlanan Tourism Highlights 2012 bültenine göre; Dünya genelinde uluslararası turist varışlarının yarıdan fazlasını ağırlayan Avrupa gelen turist sayısı bakımından en hızlı artış gösteren bölge olmuştur ve 2011 yılında 2010 yılına kıyasla %6 artışla 29 milyon daha fazla turist ağırlamıştır. Orta Doğu ve Kuzey Afrika uluslar arası turist varışları açısından 2011 yılında düşüş gösteren iki bölgedir. Arap Baharı ve politik dönüşüm nedeniyle bu iki bölgeye yönelik turist varışları sırasıyla %8 ve %9 azalmıştır. 34

2010 yılında 928 milyar dolar olan uluslararası turizm gelirleri, turist gönderen çoğu ülkedeki ekonomik krize rağmen 2011 yılında %3,9 artış ile 1,03 trilyon dolara ulaşmıştır. 2.5. Türkiye de Turizm Türkiye de turizm sektörünün gelişimini 1923-1963 dönemini kapsayan planlı dönem öncesi ve 1963 ten günümüze kadar olan planlı dönem olarak sınıflandırmak mümkündür. 1963 yılından önce turizm sektörü ile ilgili gelişmeler mevcut olmakla birlikte yeterli düzeyde değildir. Bu dönem içerisinde 1953 yılında Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu yürürlüğe girmiştir. Sektördeki gelişme planlı dönemde ivme kazanmıştır. Planlı dönem, devletin turizmin gelişmesi için gerekli şartları hazırladığı 1963-1983 yılları arasını kapsayan birinci dönem ve 1983 ten günümüze kadar olan liberalizasyon dönemi olmak üzere iki ayrı sınıfa ayrılabilir. 1963-1983 yılları arasında turizm politikasının temel hedefi, turizm yolu ile ödemeler dengesine katkıda bulunmak; döviz gelirlerini arttırmak; yeni iş alanları yaratmak ve Türk vatandaşlarına tatil olanakları sağlamaktır. Söz konusu hedefleri gerçekleştirebilmek için organizasyonlar, yasal ve finansal düzenlemeler ve özel projeler olmak üzere birçok araç kullanılmıştır. Bu dönemde Turizm Bakanlığı ve turizm yatırımlarına kredi desteği, proje ve teknik destek sağlayan Turizm Bankası öncülük etmiştir. İlerleyen dönemde, 1972 yılında, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) kurulmuştur. (http://plan9.dpt.gov.tr/oik49_turizm/49turizm.pdf, 24.11.2012) 35

1982 yılında yürürlüğe giren turizm Teşvik Kanunu ile özel sektörün teşvik edilmesi amaçlanmış ve bu kapsamda kamu arazilerinin turizm yatırımları için yatırımcılara tahsisi, turizmi geliştirme fonundan yaralanma imkanı, düşük faizli ve uzun dönemli turizm kredileri, vergi indirimi gibi bazı teşvik yöntemleri kullanılmıştır. 1983 yılı ile birlikte özelleştirme başlamış, devlet turistik tesislerde fiyat belirleme politikasından çekilmiş, fiyatlar pazarda belirlenmeye başlanmıştır. Bu dönemde yürürlüğe giren yeni teşvik sistemi ile kamu arazilerinin tahsisi, DPT den teşvik belgesi, Turizm Bakanlığı ndan yatırım belgesi alınması şartına bağlanmıştır. Planlı dönemin başlangıcı olan 1963 yılından itibaren ilk beş yıllık kalkınma planı çerçevesinde turizm sektöründe kamu-özel sektör işbirliği hedefiyle sektörde devletin özel sektör ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği içerisinde yer alması öngörülmüştür. Bu dönemde turizm sektöründe Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Turistik Otelciler Federasyonu (TUROFED), Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Turizmi Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TUGEV), Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD), gibi sektörel kuruluşlar devreye girmiştir. (http://plan9.dpt.gov.tr/oik49_turizm/49turizm.pdf, 24.11.2012) 1980-2010 yılları arasında turizm sektörü hızla gelişmiş, yatak sayısı 56 000 den 629 465 e ulaşmıştır. Söz konusu dönemde turizm gelirleri ise 326 milyon dolardan 17,7 milyar dolara ulaşmış ve turizmin ülke ekonomisine olan katkısı artmış, önemli bir istihdam alanı haline gelmiştir. 2011 yılı Ocak ayı itibariyle Türkiye deki belgeli tesis sayısı 3.666 ya ulaşmıştır. Belgeli tesislerin türlerine göre dağılımı aşağıdaki tabloda görülebilmektedir. 36

Tablo 2.4. 2011 Yılı Belgeli Tesis Sayıları TESİS TÜRÜ SAYI TESİS TÜRÜ SAYI 5 * otel 319 Golf tesisi 3 4 * otel 521 Müstakil apart 105 3 * otel 663 Özel tesis 486 2 * otel 560 Pansiyon 52 1 * otel 69 Bar 10 Otel Diğer 3 Eğlence yeri 61 Bileşik tesis 24 Lokanta 541 Otel+termal tesis 4 Günübirlik tesis 44 Tatilköyü 70 Kamping 5 Termal otel 29 Mola noktası 17 Motel 14 Diğer tesisler 26 Butik otel 40 TOPLAM 3 666 Kaynak: http://www.tuyed.org.tr, 01.12.2012 Tablo 2.5. 1970-2010 Yılları Arasında Belgeli Tesis, Oda ve Yatak Sayıları YILLAR TURİZM YATIRIMI BELGELİ 37 TURİZM İŞLETMESİ BELGELİ Tesis Oda Sayısı Yatak Tesis Oda Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Yatak Sayısı 1970 301 13 372 25 872 292 15 243 28 354 1971 259 13 116 25 619 337 17 282 32 114 1972 157 10 400 19 874 363 18 578 34 628 1973 180 12 564 24 605 388 20 517 38 528 1974 185 13 232 25 739 400 21 699 40 895 1975 202 12 846 25 956 421 23 860 44 957 1976 227 12 802 26 068 439 24 983 47 307 1977 261 14 359 28 230 446 26 496 50 379 1978 261 13 127 26 190 473 27 233 52 385 1979 265 12 803 25 727 494 28 013 53 956 1980 267 13 019 26 288 511 28 992 56 044

Tablo 2.6.(devam) 1970-2010 Yılları Arasında Belgeli Tesis, Oda ve Yatak Sayıları 1981 278 15 159 30 291 529 30 050 58 242 1982 339 18 172 36 332 569 32 011 62 372 1983 376 21 410 43 425 611 33 694 65 934 1984 412 26 372 53 615 642 34 666 68 266 1985 501 34 251 71 521 689 41 351 85 995 1986 638 48 615 101 383 731 44 342 92 129 1987 892 73 537 153 786 834 51 040 106 214 1988 1 268 105 736 218 445 957 58 914 122 306 1989 1 662 139 497 288 896 1 102 70 603 146 086 1990 1 921 156 702 325 515 1 260 83 953 173 227 1991 1 987 158 379 331 711 1 404 97 260 200 678 1992 1 938 148 017 309 139 1 498 105 476 219 940 1993 1 788 132 395 276 037 1 581 113 995 235 238 1994 1 578 114 913 240 932 1 729 128 065 265 136 1995 1 334 96 517 202 483 1 793 135 436 280 463 1996 1 309 96 592 202 631 1 866 145 493 301 524 1997 1 402 110 866 236 632 1 933 151 055 313 298 1998 1 365 116 286 249 125 1 954 151 397 314 215 1999 1 311 114 840 245 543 1 907 153 749 319 313 2000 1 300 113 452 243 794 1 824 156 367 325 168 2001 1 237 106 683 229 047 1 998 177 371 368 819 2002 1 138 102 972 222 876 2 124 190 327 396 148 2003 1 130 111 894 242 603 2 240 202 339 420 697 2004 1 151 118 883 259 424 2 357 217 664 454 290 2005 1 039 128 005 278 255 2 412 231 123 483 330 2006 869 123 326 274 687 2 475 241 702 508 632 2007 776 112 541 254 191 2 514 251 987 532 262 2008 772 113 487 258 287 2 566 268 633 567 470 2009 754 103 119 231 456 2 625 289 383 608 765 2010 877 114 771 252 984 2 647 299 621 629 465 Kaynak: http://yigm.kulturturizm.gov.tr, 01.12.2012 38

Türkiye ye yönelik turizm talebinin yıllara göre seyri incelendiğinde özellikle 1980 yılından sonra ülkemize yönelik turizm talebinde ciddi bir artış olduğu gözlenmektedir. 1980-2010 yılları arasında turizm belgeli tesis sayısı % 353 artış göstermiştir. Planlı dönemin başlangıcı olan 1963 yılından 2011 yılına kadar Türkiye ye gelen yabancı turist sayısı ve yabancılardan elde edilen turizm geliri tutarları ve bir önceki yıla göre değişim oranları aşağıdaki tablodan görülebilmektedir. Tablo 2.7. 1963-2011 Yılları Arasında Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri YILLAR İTİBARIYLA TURİST SAYISI VE TURİZM GELİRİ Yabancı Yabancı Ziyaretçi Ziyaretçi Yıllar Sayısı Değişim% Harcaması Değişim% (bin kişi) 39 (Milyon$) 1963 198 * 7 * 1964 229 15,7 8 14,3 1965 361 57,6 13 62,5 1966 449 24,4 12-7,7 1967 574 27,8 13 8,3 1968 602 4,9 24 84,6 1969 694 15,3 36 50 1970 724 4,3 51 41,7 1971 926 27,9 62 21,6 1972 1 034 11,7 103 66,1 1973 1 341 29,7 171 66 1974 1 110-17,2 193 12,9 1975 1 540 38,7 200 3,6 1976 1 675 8,8 180-10 1977 1 661-0,8 204 13,3 1978 1 644-1 230 12,7 1979 1 523-7,4 280 21,7 1980 1 288-15,4 326 16,4 1981 1 405 9,1 381 16,9 1982 1 391-1 370-2,9

Tablo 2.8. (devam) 1963-2011 Yılları Arasında Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri 1983 1625 16,8 411 11,1 1984 2 117 30,3 840 104,4 1985 2 614 23,5 1 482 76,4 1986 2 391-8,5 1 215-18 1987 2 855 19,4 1 721 41,6 1988 4 172 46,1 2 355 36,8 1989 4 459 6,9 2 556 8,5 1990 5 389 20,9 2 705 5,8 1991 5 517 2,4 2654-1,9 1992 7 076 28,3 3 639 37,1 1993 6 500-8,1 3 959 8,8 1994 6 670 2,6 4 321 9,1 1995 7 726 15,8 4 957 14,7 1996 8 614 11,5 5 650 13,9 1997 9 689 13 7 008 23,9 1998 9 752 0,6 7 177 2,4 1999 7 464-23,4 5 193-27,64 2000 10 412 39 7 636 47 2001 11 569 11 8 090 5,9 2002 13 247 14,5 8 481 4,7 2003 14 030 5,3 9 677 14,1 2004 17 517 24,86 12 125 25,3 2005 21 124 20,6 13 929 14,8 2006 19 819-6,2 12 553-9,8 2007 23 341 17,77 13 990 11,4 2008 26 337 12,83 16 761 19,81 2009 27 077 2,81 15 853-5,42 2010 28 511 5.74 15 577-1,74 2011 31 456 9.86 17 798 14,3 Kaynak: http://www.tursab.org.tr, 25.11.2012 40

Özet olarak, 1980 den günümüze Türkiye turizminin gelişimi aşağıdaki gibidir: 1980 de 1.288.000 olan Türkiye ye gelen yabancı turist sayısı 23,3 kat artarak 2011 yılında 31,3 milyon kişiye ulaşmıştır. 1980 de yabancı ziyaretçilerden elde edilen gelir 326.000.000 dolar iken, 2011 yılında bu tutar 53,6 kat artarak 17,8 milyar dolara ulaşmıştır. 1980 de turizm gelirlerinin ihracat içerisindeki payı 11,2 iken, 2010 da 18,3 e yükselmiştir. 2.6.Turizmin Geleceği Turizmin geleceği turizm ekonomisinin talep ve arz kısımlarındaki değişimlere bağlı olarak şekillenecektir. Turizm talebi kısmında; terörizm, tüketici gelirleri, uygun dinlenme zamanı, seyahatin göreli maliyeti, demografi ve tüketici zevki en önemli faktörleri oluşturmaktadır. Arz kısmında ise belirleyici faktörler yeni bilgi sistemleri, hükümetlerin turizm politikalarındaki değişimler ve turist destinasyonlarının çevresel ve sosyal kapasiteleridir. (Mak, 2004:197) DTÖ tarafından yayınlanan Tourism Highlights 2012 bültenine göre; geçtiğimiz yıllarda, gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelere göre daha hızlı gelişme trendi sergilemiştir. Söz konusu artış trendinin gelecekte de sürmesi beklenmektedir. DTÖ, 2010-2030 yılları arasında, gelişmekte olan ülkelere yönelik turizm talebinin yıllık %4,4 artış göstereceğini, gelişmiş ülkelere yönelik talebin ise yıllık %2,2 artış göstereceğini tahmin etmektedir. Gelişmekte olan ekonomilerin 1980 de uluslar arası turizm pazarındaki payı %30 iken, 2011 yılındaki payı %47 ye yükselmiştir. 2030 yılında ise gelişmekte olan ülkelere yönelik uluslar arası turist varışlarının 1 milyarın üzerinde olacağı ve gelişmekte olan ülkelerin pazardaki paylarının %57 ye ulaşacağı tahmin edilmektedir. 41