Ülkemizde Finansal Analizin Başlangıcı



Benzer belgeler
MNG BANK A.Ş. BİLANÇOSU

ÇALIK YATIRIM BANKASI A.Ş. ENFLASYONA GÖRE DÜZELTİLMİŞ KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

ŞEKERBANK T.A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

ŞEKERBANK T.A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇO BİN YENİ TÜRK LİRASI

KONSOLİDE BİLANÇO AKTİF TOPLAMI

AKTİF TOPLAMI 153, , , , , ,818. İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu mali tabloların tamamlayıcı bir unsurudur.

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI LİKİDİTE DESTEĞİ KREDİSİ YÖNETMELİĞİ

VAKA (Dönemsonu Sınavı Uygulaması - 2)

BANKACILAR TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ MAKALE BANKACILIKTA İYİ UYGULAMALAR AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVİRİ MART 2006 KONFERANS-PANEL SAYI 56 MEVZUAT ISSN

KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

AKTİF TOPLAMI İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu finansal tabloların tamamlayıcı bir unsurudur.

ÇALIK YATIRIM BANKASI A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

DENİZBANK A.Ş. MİLYAR TÜRK LİRASI

ŞEKERBANK T.A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇO BİN YENİ TÜRK LİRASI

ÇALIK YATIRIM BANKASI A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

TÜRKİYE HALK BANKASI A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

ŞEKERBANK T.A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

TÜRKİYE HALK BANKASI A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

TÜRKİYE HALK BANKASI. A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

5. Merkez Bankası kendisine verilen görevleri teşkilatında yer alan aşağıdaki birimler ile şube vasıtası ile yerine getirir;

DENİZBANK A.Ş. VE BAĞLI ORTAKLIKLARI

(Dönemsonu Sınavı Uygulaması - 11)

30 MART /1. DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK FİNANSAL MUHASEBE SINAVI SORU VE CEVAPLARI

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş.'NİN KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

Alkhair Portföy Yönetimi Anonim Şirketi (Eski Adıyla Unicorn Portföy Yönetimi Anonim Şirketi)

BİLANÇO DİPNOTLARI 1- İşletmenin fiili faaliyet konusu :Vana İmalatı 2- Sermayenin %10 ve daha fazlasına sahip ortakların : Adı Pay Oranı Pay Tutarı

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. I. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

FACTORING. M. Vefa TOROSLU

DENIZBANK A.S. VE BAGLI ORTAKLIKLARI

TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş. 31 Mart 2006 ve 31 Aralık 2005 Tarihleri İtibariyle Bilançolar (Bin Yeni Türk Lirası)

Kasadaki para ,- Mevcut giyim eşyaları ,- A Bankası ndaki ticari mevduat ,- Giyim eşyaları için ödenen KDV 6.

GENEL MUHASEBE. KVYK-Mali Borçlar. Yrd. Doç. Dr. Serap DURUKAN KÖSE Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

KASA HESABI. Alacak + - B A

2016/1.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL TABLOLAR VE ANALİZİ 20 Mart 2016-Pazar 13:30-15:00 SORULAR

İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu finansal tabloların tamamlayıcı parçalarıdır.

İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu finansal tabloların tamamlayıcı parçalarıdır.

İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu finansal tabloların tamamlayıcı parçalarıdır.

A MUHASEBE KPSS/1-AB-PS/ Kayıtlarında nâzım hesapları kullanan bir işletmenin, 1. I. Amortisman ayrılması

31 Mart Aralık 2011 Pay oranı Pay tutarı Pay oranı Pay tutarı

İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu finansal tabloların tamamlayıcı parçalarıdır.

Züccaciyeciler Derneği

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş.'NİN KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

yapılmasına karar verilmiştir. (Kar dağıtımında GV Stopaj Oranı %15 dir.)

LİDER FAKTORİNG A.Ş. Finansal Kurumlar Finansal Rapor Konsolide Aylık Bildirim

HSBC BANK A.Ş. Banka Finansal Rapor Konsolide Aylık Bildirim

FİNAL VARLIK YÖNETİM A.Ş. Banka Finansal Rapor Konsolide Olmayan Aylık Bildirim

İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu finansal tabloların tamamlayıcı parçalarıdır.

İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu finansal tabloların tamamlayıcı parçalarıdır.

ALTERNATIFBANK A.S. KONSOLIDE OLMAYAN BILANÇO

Kasadaki para ,- Yapımı devam eden raf 1.450,- Depodaki gıda maddeleri ,- Düzenlenen bonolar ,-

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ... XVII BİRİNCİ BÖLÜM MUHASEBE

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU (FİNANSAL DURUM TABLOSU)

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. I. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇO

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

ALBARAKA TÜRK KATILIM BANKASI A.Ş. Katılım Bankası Finansal Rapor Konsolide Aylık Bildirim

İlişikteki açıklama ve dipnotlar konsolide finansal tabloların tamamlayıcı parçalarıdır.

TÜRKİYE FİNANS KATILIM BANKASI A.Ş. Katılım Bankası Finansal Rapor Konsolide Aylık Bildirim

İlişikteki açıklama ve dipnotlar konsolide finansal tabloların tamamlayıcı parçalarıdır.

I. KONSOLİDE BİLANÇO (KONSOLİDE FİNANSAL DURUM TABLOSU)

İlişikteki açıklama ve dipnotlar konsolide finansal tabloların tamamlayıcı parçalarıdır.

(41/2001 Sayılı Yasa) Madde 51 (1) A Altında Tebliğ. 1- Bu Tebliğ, Merkez Bankası İdare, Teşkilat ve Hizmetleri Tebliği olarak isimlendirilir.

EK MALİ TABLOLAR-2 3. HAFTA NAKİT AKIM TABLOSU NET İŞLETME SERMAYESİ DEĞİŞİM TABLOSU

İlişikteki açıklama ve dipnotlar konsolide finansal tabloların tamamlayıcı parçalarıdır.

20 TEMMUZ /2. DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK FİNANSAL TABLOLAR ANALİZİ SINAVI SORU VE CEVAPLARI

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

2014/1.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL MUHASEBE 16 Mart 2014-Pazar 09:00-12:00

2014/1.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL MUHASEBE 16 Mart 2014-Pazar 09:00-12:00

TÜRKİYE HALK BANKASI. A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

TÜRKİYE HALK BANKASI A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

Diğer(+/-) Diğer (+/-)

ORAN ANALİZİ 8. VE 9. HAFTA

Herhangi bir hesabın borç veya alacak tarafına ilk kez kayıt yapılması, ilgili hesabın açılması anlamındadır.

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Genel Muhasebe - II. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalı

EK : 1 SERMAYE YETERLİLİĞİ ANALİZ FORMU (.../.../...TARİHİ İTİBARIYLE)

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2015 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

23 KASIM /3. DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK FİNANSAL MUHASEBE SINAVI SORULAR

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

Tahvil Türleri. O Hamiline ve Nama Yazılı Tahviller. O Sabit Faizli ve Değişken Faizli Tahviller

NSBMYO/İşletme Yönetimi

AKTIF TOPLAMI 1,291, ,642 1,630,590 1,177, ,192 1,470,292

Çalışma Sermayesi. Yönetimi. Çalışma Sermayesi. Ocak, Satış. Ham Madde- Mal. Üretim. Tahsilat. Ödemeler

2012/3.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL TABLOLAR VE ANALİZİ 2 Aralık 2012-Pazar 13:30-15:00 SORULAR

BANKA MUHASEBESİ 2 YATIRIM AMAÇLI DEĞERLER VE DİĞER AKTİFLER. Yrd. Doç. Dr. Figen Esin

TURKCELL FİNANSMAN A.Ş. Finansal Kurumlar Finansal Rapor Konsolide Aylık Bildirim

I. KONSOLİDE BİLANÇO (KONSOLİDE FİNANSAL DURUM TABLOSU)

MUHASEBE ve FİNANS FONKSİYONU

XX. BÖLÜM: MONOGRAFİLER

İHTİYAÇ KREDİSİ BİLGİLENDİRME VE TALEP FORMU TAHSİL EDİLECEK FAİZ, ÜCRET, MASRAF VE KOMİSYON TUTARLARI: MASRAF TUTARI

Transkript:

Bankacılar Dergisi, Sayı 56, 2005 Ülkemizde Finansal Analizin Başlangıcı Prof. Dr. Cevat Sarıkamış * Ülkemizde iş hayatında finansal analizin ilk uygulandığı kurum 1950 yılında kurulan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası dır. Orta veya uzun süreli yatırım kredisi kullanmak isteyen sınai kuruluşlarının bu gereksinmelerini karşılamak görevini üstlenen Banka, kredinin taşıyacağı riski ölçmek durumunda idi. Bunun için de firmanın geçmiş dönemlere ait finansal durum tabloları ile kredinin açılmasından sonraki beş yıla ait tahmini finansal durum tablolarını analiz etmek kaçınılmazdı. İşte bu nedenle, Banka faaliyete geçtiği günden itibaren kredi talep eden firmanın bir fizibilite raporu hazırlamasını ve bu raporu son beş yıla ait fiili finansal durum tabloları ile birlikte kredi talep mektubuna eklemesini istemiştir. Bu uygulama, Banka uzmanlarınca finansal analiz tekniklerinin kullanılmasını kaçınılmaz yapmıştır. Böylece ülkemizde finansal analiz tekniklerinin, risk ölçümü amacı ile uygulamaya konulması başlatılmıştır. Kullanılan finansal analiz tekniği oranlar yöntemi dir. Oranların hesaplanarak yorumlanması sırasında fon akışı tabloları da kullanılmaya başlanmıştır. Finansal analiz tekniklerinin öğrencilere ve uygulamacılara öğretilmesi görevini ise 1954 yılında kurulma kararı alınarak iki yıllık bir hazırlıktan sonra 1956 yılında Orta Sevk ve İdarecilik Programı Middle Management Program ile öğretim faaliyetine başlayan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine bağlı İşletme İktisadı Enstitüsü üstlenmiştir. Gerçi Enstitünün eğitime başlamasından önce de finansal analiz teknikleri, o zamanki Yüksek İktisat ve Ticaret Yüksek Okullarında ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi nde Envanter ve Bilanço derslerinde konu ediliyordu, ancak kapsamlı bir finansal analiz eğitimi verilmemekte idi. Konunun kapsamlı olarak ders programına alınması Orta Sevk ve İdarecilik Programı ile başladı. Orta Sevk ve İdarecilik Programı üç aylık bir programdı ve firmaların orta kademede görev yapan idarecilerini eğitimden geçirme amacı ile faaliyete geçirilmişti. Vak a yöntemi ile eğitim veren bu program içinde yer alan finans dersi oran analizi yöntemi kullanılarak firmaların finansal yeterliliklerinin belirlenmesi becerisini kursiyerlere vermeyi amaçlamakta idi. Böylece finansal analiz teknikleri eğitim programına dahil edilmiş oldu.1958-59 ders yılında İşletme İktisadı Enstitüsünce faaliyete geçirilen ve üniversite mezunlarına üniversite üstü işletmecilik eğitimi verme maksadını taşıyan İşletmecilik İhtisas Programı içerisinde yer alan finans dersi özellikle 1960-61 ders yılından itibaren daha kapsamlı finansal analizlerin öğretilmesine olanak sağladı. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası finansal analiz tekniklerinden sadece birini, oran a- nalizlerini, kullanmıştır. Bu kullanımdan maksat kredi talep eden firmanın bugünkü ve kredi kullanımının devam edeceği süredeki kredi riskini ölçmektir. Analiz tekniklerinin bu kullanım dışında, firma çalışma etkinliğinin ölçülmesi, firmanın aktif ve finansal yapısının planlanması ve firmanın piyasa değerinin hesaplanması gibi maksatlarla kullanılması henüz gündeme gelmemiştir. * İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi. Bu çalışmayı, Türkiye Bankalar Birliği nin o dönemdeki Genel Sekreteri Rahmetli Vecdi Ünay Beyin anısına armağan ediyor, kendisini rahmet ve saygı ile anıyorum. 3

Prof. Dr. Cevat Sarıkamış 50 li yıllarda iş aleminde bir iki büyük firma dışında finanasal analiz teknikerini kullanan firma bulunmamakta idi. Kısa süreli işletme kredisi veren ticaret bankaları kredi talep eden firmalardan, Bankalar Kanunu nun hükmü gereğince, bilanço ve kar zarar hesabını içine alan bir Hesap Vaziyeti istemekte idiler. Fakat alınan finansal tablolar oranlar veya başka herhangi bir yöntem kullanılarak analiz edilmemekte ve firmanın finansal durumu hakkında bu veriler yardımı ile yorum yapılmamakta idi. Kredi kararı alınırken firma sahiplerinin veya yönetici ortaklarının iş ahlakı ve kabiliyetleri ile varlıkları göz önünde bulunduruluyordu. Bu konularda bilgi toplama görevi banka istihbaratçıları ile şube müdürüne verilmişti. Firma içi ve firma dışı varlıkların, özellikle taşınmaz mallar olması istenilmekte idi. Kredi yeterliliğini ölçmeden firmalara kısa süreli kredi kullandırılmasının ticaret bankalarını büyük bir kredi riski altına sokmadığı düşünülüyordu. Kanımca, bu düşüncenin temelinde şu iki nedenin yattığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bunlardan birincisi açılan kredinin mutlak surette maddi teminata bağlanmakta olmasıdır. Diğer neden ise açılan kredilerin, kısa süreli kredi niteliği taşımasına rağmen firmanın ödeme gücünde bir zayıflama olduğu yönünde bir istihbarat alınmadığı veya ekonomide bir daralma sonucu banka kaynağında bir sıkışma olmadığı sürece bankanın, kredinin yıl içinde belirli kısa sürelerde sıfırlanmasını veya tasfiyesini istemesi herhangi bir mantıklı düşünce olarak algılanamazdı. 1 Üçer aylık dönem sonlarında, krediye tahakkuk ettirilmiş faizin ödenmesi aksamadığı takdirde bankanın kullandırmakta olduğu krediyi, müşteri firmadan, yıl içinde belirli bir süre sıfırlamasını istemesi için hiçbir neden yoktu. Senet karşılığı kredi kullanan firmanın bankaya teminata verdiği müşteri senetleri vadelerinde bankaca tahsil edildiğinde kredi müşterisinin borcu kendisine tanınan kredi limitinin altına düşüyordu. Bu da açılan kredinin kısa süreli kredi olduğunun bir göstergesi idi. Ama yetersiz sermaye ile çalışan ve dış kaynağa devamlı gereksinme duyan firma aynı gün bir senet bordrosu düzenleyerek bankadan kredi limitine kadar nakit çekebiliyordu. Bankanın bu uygulamayı askıya alması ancak firmanın istihbaratının çok kötü olması veya bankanın kredi verilebilir fonlarının yetersiz kalması durumunda söz konusu olabilirdi. Zira böyle bir davranış firmanın iflasına giden yolu açabilirdi. Birden fazla bankada kredisi olan firma bankalardan birine kredi faizini ödeme zamanında veya mal alımları nedeni ile satıcıya verdiği senetlerinin vadesi geldiğinde, yeterli nakde sahip olmasa dahi kredi borcu limitin altına düşmüş olan diğer bankadan kredi kullanarak bu ödemeleri yapabiliyordu. Krediyi kullandıran banka için ödeme kaynağının önemi yoktu. Bu uygulama, birden fazla bankadan kredi kullanabilme olanağı veren bankacılık sisteminin varlığı ve kredi kullanan firmaların teminat olarak bankaya ciro ettikleri müşteri senetlerinin bankalar tarafından TC Merkez Bankası na reeskonta verilerek kaynak yaratabilmelerinin bir ürünü idi. Hassas bir denge kurulmuştu. Bankaların ekonomiye veya diğer bir etkene bağlı olarak, (bu TC Merkez Bankası nın reeskont kredilerine kısıt getirmesi olabilir), bankanın kredi verilebilir fonlarının azalması sonucunda, limitin altına inen kredi borcunun limite doğru yükseltilmesine olanak verecek kredi kullandırma yapılamadığı bir durumda, zaten yetersiz sermaye ve likidite ile çalışan firmalar ödemelerini yapamaz duruma gelebilmekte idiler. Kredi müşterisi firmanın taşıyabileceğinden fazla borç yükü altına girip girmediğini banka, bilanço analizi yapmadığı halde bilebilmekte idi. Bu durumun bankalarca bilinmesine rağmen neden aşırı borçlanmaya olanak veriliyordu? Sorunun yanıtı kredi müşterilerine ve mevduat sahiplerine uygulanan faiz oranlarının geçerli enflasyon oranının altında olmasında ve bankaların aşırı borçlanmanın yükleyeceği riski azaltma ve enflasyona karşı kendilerini 4

Bankacılar Dergisi koruma yönünde uygulamalarda bulunabilmelerinde aranmalıdır. Faiz oranlarının TC Merkez Bankası tarafından belirlendiği bu yıllarda kredilere ve mevduata uygulanan faiz oranları genellikle yıllık enflasyon oranının altında oluşmaktadır. Enflasyon oranından düşük kredi faiz oranı ile kredi veren bankalar enflasyon zararı ile karşı karşıya değillerdi. Zira kredi vermek için kullanılan kaynaklar bankanın öz varlık kaynakları değildi. Toplanan mevduat ve öz varlık dışındaki pasif kalemler açılan kredilerin kaynaklarını oluşturuyor, bankanın öz varlıktan oluşan kaynakları ise bankayı enflasyona karşı koruyucu olarak nitelenen banka taşınmazlarına yatırılıyordu. Hemen hemen tüm bankaların bilançolarında duran varlık yatırımlarının öz sermaye toplamı ile başa baş olduğu, o döneme ait banka bilançolarında gözlenmektedir. Kaldı ki bankalar kredi faiz oranını çeşitli manipülasyonlarla TC Merkez Bankası nın belirlediği faiz oranının üzerine çıkarabiliyorlardı. Ayrıca, Bankalar Yasası, gayrimenkul teminatlı kredi kullandırılmasına olanak vermemekle beraber, bankalar kredi müşterisinden dolaylı yoldan gayrimenkul teminatı alarak kendilerini teminata alabiliyorlardı. Banka sermayesinin enflasyona karşı korunması ve açılan kredilerin dolaylı bir biçimde taşınmaz mal ipoteği ile teminata alınması aşırı borç yükü olan firmaların kredi kullanmalarını kolaylaştıran nedenleri oluşturmakta idi Diğer taraftan, kredi talep eden firmanın kaldırabileceğinden daha yüksek krediyi birden fazla bankadan tedarik etme olanağına sahip olması da o firmaya sermayesini en düşük tutarak ve dönemsel karlarını firma dışında gayrimenkul yatırımlarına tahsis ederek enflasyondan korunma olanağı veriyordu 27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleştirilen askeri harekat ekonomide ve bankacılık uygulamasında kurulmuş olan bu hassas dengeyi bozdu. Türkiye de Demokrat Parti iktidarının son iki yılında, o zaman için büyük sayılabilecek, bir enflasyon yaşandı. 27 Mayısta iktidarı devir alan askerler, enflasyonla mücadele önlemleri alırken, ekonomide para arzını frenlemek amacı ile, ticaret bankalarının TC Merkez Bankası ndan kullandıkları reeskont kredilerini durdurdular. Kaynak sıkıntısına düşen bankalar vadesi gelen ticari kredileri yenilemekten veya krediyi kullandırmaktan sakındılar. Bu durum çok düşük sermaye ile çalışan, banka kredisine bağımlı firmaları zor duruma soktu. Bankaların tahsil edilemeyen kredilerinde bir artış ortaya çıktı. 1962 Yılı başlarında, İşletme İktisadı Enstitüsü nün Eş-Direktörü Profesör Clarence B. Nickerson, bir toplantıda, T. İş Bankası Genel Müdürü Bülent Yazıcı ya bankaların içine düştüğü sıkıntının, kredi kararı alınırken müşteri firmanın finansal yapısının analiz edilmemesinden kaynaklanabileceğini belirterek, kredi talep eden firmadan analize elverişli hesap vaziyeti istenmesi ve bu hesap vaziyetinde yer alan finansal durum tablolarının analiz edilerek risk ölçümü yapılmasını tavsiye etti. Bu uygulama kredi kararının kalitesini artırabilecekti. Finansal analiz zaten Türkiye Sınai Kalkınma Bankası tarafından 1950 yılından beri kredi kararlarında önemli yer tutuyordu ve Sayın Yazıcı bu Bankanın Yönetim Kurulu Başkanı olarak bu uygulamayı bilmekte idi. Finansal analizin ticaret bankaları tarafından da uygulamaya konulmasını Bankalar Birliği yönetim kurulunda gündeme getirmesi, konunun kurulda görüşülerek uygulamaya geçilmesi kararının çıkmasını sağladı. Bunun üzerine Türkiye Bankalar Birliğince finansal analiz uygulamasına geçiş hazırlıklarına başlanıldı. Profesör Nickerson, hesap vaziyeti hazırlanması hususunda kendisine Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreterliğince yapılan teklifi Türkiye den ayrılmak üzere olduğu gerekçesi ile kabul etmeyince görev İşletme İktisadı Enstitüsü nde muhasebe öğretmeni olarak görev yapan ve o günlerde askerlik görevi nedeni ile Ankara da bulunan Dr. Mustafa A. Aysan a verildi. 2 Dr. Aysan tarafından hazırlanan ve büyük bankaların muhasebe servislerinden yetkili yöneticilerin katılımı ile oluşturulan toplantılarda müzakere edilen Hesap Vaziyeti Örneği ve 5

Prof. Dr. Cevat Sarıkamış İzahnamesi ile Hesap Vaziyeti İnceleme Tabloları ve Tahlil Esasları başlıklı taslak Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulunun 20.12.1962 tarihinde yaptığı toplantıda görüşüldü ve yeni hesap vaziyetinin 1963 yılı başından itibaren uygulamaya konulmasına karar verildi. 3 Hesap vaziyetinin uygulanmasında ve bu hesap vaziyetinde yer alan bilanço ve gelir tablolarının analizinde banka yöneticilerinin karşılaşabilecekleri zorluklara çözüm getirmek ve yöneticileri eğitmek amacı ile Bankalar Birliği Yönetimi bir seri seminerler düzenlenmesini uygun bularak bu seminerleri yönetme görevini Dr. Mustafa A. Aysan ve Cevat Sarıkamış a verdi. 4 Seminerlerde İş Bankasından Alp Gürus da görev aldı. Bu seminerlerde anlatılan konularla ilgili olarak seminer yöneticilerince hazırlanan tebliğler Bankalar Birliği tarafından yayınlandı 5 Adı geçen bilgilendirme seminerinin ilki Ankara da 18-22 Şubat 1963 tarihleri arasında gerçekleştirildi. İkinci seminer ise 4-8 Mart 1963 tarihleri arasında İstanbul da yapıldı. Seminerlere çok sayıda banka müdürü katıldı. Kredi kararı alınırken firmanın taşıdığı kredi riskini ölçme ve kredi kararı oluşturulurken diğer etkenler yanında firmanın mali tablolarının da incelenmesi böylece uygulamaya konulmuş oldu. Bankaların istihbarat müdürlükleri içinde mali tahlil birimleri oluşturuldu ve bu birimlerde çalışacak uzmanların yetiştirilmesi amacı ile başta T. İş Bankası olmak üzere bazı bankalar tarafından mali tahlil seminerleri düzenlendi. Bu seminerler daha sonra Türkiye Bankalar Birliği tarafından da düzenlenmeye başlanıldı ve seminer çalışmaları devamlılık kazandı. Ticaret bankalarının, yeni hesap vaziyetini kredi kullanan firmalardan alırken bazı güçlüklerle karşılaştıklarını burada belirtmek gerekir. Bu güçlüklerden birisi ve belki de en önemlisi özellikle Anadolu da faaliyet gösteren küçük firmaların bu hesap vaziyetini doldurmaya olanak verecek muhasebe düzenlerine ve muhasebe elemanlarına sahip olmamaları idi. Hesap vaziyeti isteme uygulamasına geçildikten sonra bu illerde çoğu zaman hesap vaziyetinin banka şube müdürü tarafından doldurulduğu bir gerçektir. Ayrıca iş adamlarının çoğunun, işletmelerine ait muhasebe bilgilerinin üçüncü kişilerin eline geçmesinin aleyhlerine durumlar yaratabileceği doğrultusunda bir inanca sahip olmaları da hesap vaziyetini ve özellikle açıklayıcı bilgiler tablolarını yeni şekli ile almanın önündeki bir diğer zorluğu oluşturuyordu. Kredi kullanan bir çok firmada muhasebe işlemlerinin işletme defteri olarak bilinen bir defterde takip edilmesi, çift yanlı kayıt sisteminin uygulandığı durumlarda alım ve satımların tek bir mal hesabına kayıt edilmesi, satılan mal maliyeti hesabının kullanılmaması ve en önemlisi gelir tablosu nun bilinmemesi hesap vaziyetinin doğru olarak doldurulmasının önündeki önemli bir engeldi. İşletme İktisadı Enstitüsü nün üç aylık Orta Sevk ve İdarecilik Programı na katılan ve çeşitli firmalarda sorumlu muhasebeci veya muhasebe müdürü olarak görev alan kursiyerlerin en çok itiraz ettikleri ve kabul etmekte zorlandıkları tablonun Satılan Malın Maliyeti (SMM) Tablosu olduğunu hatırlıyorum. Nitekim uygulamanın yaratacağı olumsuzlukları göz önünde bulunduran Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu, 61 sayılı kararı ile Toplamı, bankanın ödenmiş veya Türkiye ye tahsis edilmiş sermayesi ile yedek akçeleri toplamının yüzde 10 unu geçmemek üzere 150,000 liraya kadar olan kredilerden Mali Tahliller Tablosu ile Gelir Durumu İnceleme Tablosu nun istenmesini kredi veren bankanın takdirine bırakmıştır. Bankaların yeni uygulamaya geçmiş olmalarına rağmen finansal analiz sonuçlarını kredi kararlarında birinci kriter olarak görmeleri ve teminat alma alışkanlığını bırakmaları olanaklı olamadı. Bunun nedenlerinden biri eski alışkanlıkların devam ettirilmesi ise bir diğeri de müşterilerden alınan hesap vaziyetindeki bilgilerin doğruluğuna güvenin olmaması idi. Kayıt dışının var olduğu bir ekonomide bilanço ve kar zarar hesaplarına yansıyan rakamlar ne 6

Bankacılar Dergisi dereceye kadar firmanın durumunu yansıtabilirdi? İşte bu nedenlerle kredi analizlerine olanak veren hesap vaziyetinin uygulamaya konulduğu 1963 yılından sonraki yıllarda da kredi kararı alırken bankaların mali tahlil sonucu çıkan bulgular yanında firmanın firma dışı varlıklarını göz önünde bulundurmaya ve firma sahip veya ortaklarının şahsi teminatlarını almaya devam ettikleri gözlenmektedir. 1970 li yıllarda genel müdür müşaviri olarak kısa bir süre görev yaptığım bir devlet bankasının genel müdürü, bankadan kredi talep eden bir iş adamının kendisine kocaman bir çanta ile geldiğini ve içi tapu senetleri ile dolu çantayı açarak senetler arasından teminat olarak almak istediklerini seçmesini önerdiğini anlatmıştı. Bu şunu gösteriyordu ki hala gerek bankalar gerek kredi kullanan iş adamları gayrimenkul teminatından vaz geçememişlerdi. Dünyada finansal analizin uygulandığı ilk ülke olarak Amerika Birleşik Devletleri bilinir. 6 Bu ülkede banka kredisi kararı alınırken firma bilançosunun ve diğer finansal verilerin kullanılması ilk bankanın kurulmasından 89 yıl sonra başlamıştır. İlk ticaret bankasının kuruluş tarihi 1781 dir. Finansal analizin kredi riskinin ölçülmesi maksadı ile kullanılması gerekliliğinin telaffuz edilmeye başlanılması ise 1890 lı yılların başlarıdır. Arada geçen zamanda kredi uygulaması ülkemizde kurulu olan ticaret bankalarının 1963 yılına kadar ki uygulamalarına benzemektedir. Bu nedenle ABD deki ilk uygulamalara bakmak yararlı olabilir. ABD de bankalar, kredi talep eden firmalardan 1870 yılına gelininceye kadar herhangi bir finansal tablo talep etmemişlerdir. Firma sahibinin veya ortaklığın ortaklarının firma dışı varlıkları ve kredi talebinde bulunulan bankanın uygun bulacağı diğer teminatlar kredi açılması için yeterli bulunmuş, kredi teminatı olarak firmadan iki imzalı bir taahhütname veya ticari kağıt alınması ile yetinilmiştir. Aynı teminat uygulaması tüccarlar arasında da geçerlidir. Kredili satış yapan bir toptancı tüccar kredili mal talep eden firmanın sahibi veya ortaklarının muhitlerinde dürüst ve varlıklı kişiler olarak tanınmalarını satış yapmak için yeterli bulmuştur. Koloniyal dönemde ve iç savaşın neden olduğu ekonomik, sosyal ve politik krizin başlamasına kadar, kredili satış yapan tüccarlara müşterileri hakkında kredi ile ilgili bilgiler şu iki yolla verilmekte idi. Birinci olarak kredili mal almak isteyen tüccar, satıcıya mal siparişi verirken, referans ve tavsiye mektupları vermek durumunda idi. Tavsiye mektubu arkadaşlardan, mahalli yöneticiden, tanıdık tüccarlardan vbg alınmalı idi. İkinci durum satıcının alıcının dürüstlüğü ve ticari ahlakı hakkında, o tüccarı tanıyan diğer tüccarlar ile müşterilerinden bilgi toplaması durumu idi. Bilgi toplama bu işi yapmayı meslek edinmiş kişilerce yapılmakta idi. 1829 ile 1853 zaman aralığında Thomas Wren Ward ın İngiliz ticaret bankalarına istihbarat bilgileri veren Baring Brothers&Company ye gönderdiği, İngiltere den emtia ithal eden Amerikan firmaları hakkındaki raporlar bu uygulamanın ilk örneklerini oluşturmaktadır. 19. yüzyılın başlarında doğu yakasındaki tüccarların mal almak için toptancılara verdikleri referans ve tavsiye mektupları bazen tüccarın kredi değerliliği hakkında yanlış bilgi veriyorlardı. İşte bu nedenle 1841 de New York şehrinde kurulan The Mercantile Ageny ve 1849 yılında Cincinnati de kurulan Bradstreet Company özel olarak kredi istihbaratı yapma görevini üstlendiler. 7 İstihbarat bilgileri toplayan bireyler ve yukarıda anılan iki istihbarat firması tüccarlara verdikleri istihbarat raporlarına istihbaratı yapılan firmanın bilanço ve gelir tablosu gibi finansal tablolarını koymuyorlardı. Raporlara firmaların finansal tablolarının konulmamasının nedeni firmaların bu tabloları hazırlamamalarından kaynaklanmamakta idi. Gerek şahıs firmaları gerek ortaklıklarda muhasebe kayıtları tutuluyor ve dönem sonlarında bilanço hazırlanıyordu. Sonradan Dun and Bradstreet unvanı ile 7

Prof. Dr. Cevat Sarıkamış çalışmaya devam eden The Mercantile Agency firması 1870 yılında kredi kullanan ticaret erbabının düzenlemesi için bir bilanço formatı hazırladı. Ticaret bankaları kuruluşlarından itibaren firmalara kısa süreli kredi vermeye başlamışlardı. Zaten kuruluş amaçları bu idi. Bu kredilerin açılışında kredi talep eden firmanın bilançosu veya diğer muhasebe verileri istenilmiyordu. Kredinin teminatını, alınan iki imza taşıyan teminat senedi 8 ve ticari senet oluşturuyordu. Kredinin bu kıymetli kağıtlarla garanti altına alınması yanında banka teminat olarak federal devlet veya eyalet tarafından çıkarılmış menkul kıymetleri, emtia, ciro edilmiş ticari alacaklar ve gerçek ticari ilişkileri temsil eden ticari kabul veya ticari kağıtları da teminata alabiliyordu. Bu dönemde tek imza ile kredi verme uygulamasını Massachusetts Bankası başlattı. Banka emtia ya da menkul kıymet rehni ile desteklenmesi durumunda firma sahibinin tek imzası ile kredi vermeye başlamıştı. Bu bankayı Bank of North America ve Bank of New York takip etti. Onlar da aynı koşullarda kredi vermeye başladılar. Yine de iki imzalı kredi verme bu bankalarda devam ediyordu. Kredi talep eden firmaya firmanın bilançosunu istemeden iki imzalı bir taahhütname veya ticari kağıt karşılığında kredi açılması, yukarıda anılan üç istisna dışında 70 li yılların başına kadar devam etti. O tarihten itibaren kredi talepçisinden bilanço ve gelir tablosu istenilmeye başlandı. New York City de faaliyet gösteren Importers and Traders National Bank of New York City peşin para ile iskontolu emtia alabilmelerini sağlamak amacı ile müşterilerine kendilerine tanınmış kredi limitleri dahilinde kredi açmaya başlayarak bir ilke imza attı. Bu uygulama müşteri firmalardan, analiz edilmek üzere son yıla ait bilanço ve gelir tablosu istenilmesini gündeme getirdi. Bankanın bu uygulaması diğer bankerler tarafından kuşku ile izlendi ve kredi vermede iki imzaya dayalı sistem devam etti. 8 Şubat 1895 günü New York kenti Bankacılar Birliği (The New York State Bankers Association) yürütme organı, Birliğe üye bankaların kredi talebinde bulunan firmalardan, Birlikçe hazırlanmış formatta firma yetkililerince imzalanmış aktif ve pasiflerini gösteren bir tablo talep etmeleri tavsiyesinde bulundu. 11 Temmuz 1895 günü yapılan ikinci genel kurulun öncesinde Birlik New York eyaletini dokuz coğrafi bölgeye ayırdı. Bölgelerdeki bankalar, Birlikçe tavsiye edilen formatta finansal tablo istemeye başladılar. Ancak bazı bankacılar çeşitli nedenlerle iki imzaya dayalı kredi verme sistemini terk etmek istemiyorlardı. Ticari kredi talebinde bulunan firmaların bankalara verdikleri bilançoların analiz edilmesinin gerekliliğini ilk savunan bankacı, Fourth National Bank of New York un Başkan yardımcısı James G. Cannon oldu. James G. Connon 1892 den itibaren yayınladığı makaleler ve verdiği konferanslarda kredi analizlerinin kaçınılmaz olduğunu savundu. Bankaların kredi müşterilerinden Bankacılar Birliği tarafınan hazırlanmış finansal durum tabloları alınması uygulamasını Pennsylvania Bankacılar Birliği 16 Aralık 1896 tarihinde yaptığı yıllık genel kurul toplantısında bu yönde karar alarak başlattı. Amerikan Bankacılar Birliği nin (The American Bankers Association) 1899 yılı Eylül ayında Cleveland, Ohio da yapılan yirmi beşinci yıllık toplantısında Birlik tarafından hazırlanmış standard hesap vaziyetinin bütün eyaletlerde Birliğe üye bankalarca kullanılmasına karar verildi. O dönemde 2700 üyesi ile güçlü ve büyük bir kurum olan Kredi Adamları Milli Birliği (National Association of Credit Men) de Bankacılar Birliği nin Standard formunun uygulanmasının uygun bulunduğunu belirtti. 23 Aralık 1913 tarihinde çıkartılan The Federal Reserve Kanunu ile kurulan merkez bankalarının bankaların müşteri senetlerini reeskonta alırken senetlerin reiskonta alınmasının uygun olduğunun anlaşılması için senedi veren kredi 8

Bankacılar Dergisi müşterisi firmanın finansal durumunu gösteren bilgileri de istemesi muhasebe sistemlerinin ıslah edilmesi ve analiz edilebilir finansal durum tablolarının hazırlanmasını kaçınılmaz kıldı. Avrupa ülkelerinde ticaret bankalarının kurulma tarihi 1600 lü yılların başlarına kadar gider. Modern anlamda kurulan ilk banka Amsterdam Bankası dır. Bu bankanın kuruluş tarihi 1609 dur. Diğer Avrupa ülkelerinde de modern bankaların kuruluşu aynı tarihlerde olmuştur. 9 Bu bankaların ABD deki bankalardan çok önce kurulmuş olmalarına rağmen kredi uygulamasında mali tahlil uygulamasına geçişleri, 20. yüz yılın başlarında olmuştur. Günümüzde gerek ABD de gerek diğer gelişmiş ülkelerde, finansal analiz teknikleri sadece kredi riskinin ölçülmesi için kullanılan teknikler olma ötesinde firma yöneticilerine karar aşamalarında yol gösteren ve yatırımcılara yapmayı düşündükleri yatırımların kalitesi hakkında fikir veren verileri analiz etme olanağı sağlayan bir teknikler olarak algılanmaktadır. Oran analizlerine ek olarak geliştirilmiş diğer analiz araçları banka risk analizcileri ve diğerleri tarafından kullanılmaktadır. Ülkemizde bankaların finansal analiz yöntemini kullanmaya başlaması bu yöntemin firmalar ve yatırım analizcileri tarafından da kullanılmasının önünü açmış, özellikle firmaların muhasebe sistemlerinin geliştirilmesine büyük katkıda bulunmuştur. Tekniğin bankalarda uygulamaya konulmasının üzerinden kırküç yıl geçmiştir. Ticaret bankalarımızın kredi müşterilerinin hesap vaziyetlerini en iyi şekilde değerlendirecek bilgi, beceri birikimleri ve uzman kadroları oluşmuştur. Ancak bugün hala kredi kararı alınırken teminat ve firma yöneticilerinin moraliteleri öncelik taşımaktadır. Bu önceliğin sorumluluğunu bankalarımıza yüklemek haksızlık olur. 1963 yılından bugüne kadar geçen süre zarfında ülke ekonomisi o kadar belirsizlikler içinde kalmış, ekonomik dalgalanmalar ve artan riskler yakın geleceği bile rahatlıkla görmeyi engellemiştir. Böyle bir ekonomik istikrarsızlık ve enflasyonist bir ortamda bankaların sadece mali tahlile güvenerek kredi kullandırmalarını beklemek safdillik olurdu. Dipnotlar 1 ABD de ticaret bankaları kredi müşterilerinin kendilerinden başka bir banka ile kredi ilişkisine girmesini istemedikleri gibi firmanın mâli yapısının banka kredisine devamlı bağımlı olmadığını gösterme anlamında yılda en az bir ay banka kredisi kullanmadan çalışmasını talep ederler. Ülkemizde, o yıllarda ve halen birden fazla bankadan kredi kullanma olanağı bulan firmalar devamlı krediye bağımlı olmayı bir sakınca olarak görmemektedirler. 2 Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu nun 29.8.1962 tarih ve 26 sayılı kararı. 3 Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu nun 20.12.1962 tarih ve 61 sayılı kararı. 4 Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu nun 4.1.1963 tarih ve 4 No.lu kararı. 5 Bkz. Türkiye Bankalar Birliğinin 20 No.lu yayını. Yayın tarihi 1963. 6 ABD deki uygulama hazırlanırken Roy A Foulke ın Practical Financial Statement Analysis adlı eserinin 5. basımından yararlanılmıştır. McGraw-Hill Book Company, 1955 yılı basımıdır. 7 R.G. Dun & Company olarak bilinen The Mercantile Agency 1933 yılında The Bradstreet Company i bünyesine kattı ve bu birleşmeden Dun & Bradstreet. Inc. doğdu. 8 Accommodation Paper: teminat olarak kullanılabilecek, hiçbir borç alacak ilişkisinden kaynaklanmayan ve verene her hangi bir mâli yük getirmeyen kıymetli kâğıt. 9 Bkz. Dr. Mehmet Tarkan, Bankacılık, geliştirilmiş ilaveli 2. baskı, Nobel Yayın Dağıtım, 2002 sh.3 9