TOPLANTIYA KATILANLAR ANTALYA 2.2.2008



Benzer belgeler
MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

SÜRDÜRÜLEBİLİR ORMAN YÖNETİMİNDE YERELLİK VE EKOSİSTEM ÖZELLİKLERİNİN ÖNEMİ

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

ÇEVRESEL TEST HİZMETLERİ 2.ENVIRONMENTAL TESTS

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

Türkiye nin Bitki Zenginliği. Hazırlayan: Hakan ULUTAġ

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

GROWTH RELATIONSHIPS OF PINUS SILVESTRIS FOR AFFORESTATIONS OF DERBENT (MOR BEL)- HASAN MOUNTAIN (YENIPINAR)

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

SÜNDĠKEN DAĞLIK KÜTLESĠNDE YER ÖLÇMELERĠ ĠLE UYDU VERĠLERĠNDEN YÜKSELTĠ VE BAKIYA BAĞLI OLARAK YÜZEY SICAKLIĞI DEĞĠġĠMĠN BELĠRLENMESĠ

9. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Dairesel grafik (veya dilimli pie chart circle graph diyagram, sektor grafiği) (İngilizce:"pie chart"), istatistik

YUKARI HAVZA ISLAHI VE ÇAKIT HAVZASI ÖRNEĞİ. Prof.Dr. Doğan Kantarcı İ.Ü.Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Abd.

M. Doğan KANTARCI (*) İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Bahçeköy/İstanbul

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ)

YER KABUĞUNUN TARĠHĠ SÜRE- YIL BAŞLICA OLAYLAR ZAMANLAR BUZUL ÇAĞI SONRASI (POSTGLASİYA L) BUZUL ÇAĞI (PLEİSTOSEN)

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article. Özet.

Türkiye de iklim değişikliği ve olası etkileri

4-TÜRKĠYE DE VE DÜNYA DA KĠMYASAL GÜBRE ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 17, OCAK , S: İSTANBUL ISSN: Copyright 2008

Meteoroloji Genel Müdürlüğü Matbaa ve Basımevi PK. 401 Kalaba - Ankara / TÜRKİYE ISBN:

by Karin Şeşetyan BS. In C.E., Boğaziçi University, 1994

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda)

TÜRKĠYE NĠN ĠKLĠMĠ BĠTKĠ ÖRTÜSÜ VE TOPRAK TĠPLERĠ

Mersin ili orman alanlarının fizyografik özelliklere göre dağılımı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

Dr. Nihal ÖZEL Toprak ve Ekoloji Araştırmaları Bölüm Başmühendisi

COĞRAFYA BÖLGELER COĞRAFYASI AKDENİZ BÖLGESİ AKDENİZ BÖLGESİNİN YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

Kafkas Üniversitesi Artvin Orman Fakültesi Dergisi (2001) : 1 (36-42)

SICAKLIK VE ENTALP KONTROLLÜ SERBEST SO UTMA UYGULAMALARININ KAR ILA TIRILMASI

TRAKYA DA VEJETASYON DEVRESİ VE BU DEVREDEKİ YAĞIŞLAR. Vegetation period and rainfalls during in this time in Trakya (Thrace)

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Faydalanmanın düzenlenmesi

B- Türkiye de iklim elemanları

TÜRKÇE ÖRNEK-1 KARAALİ KÖYÜ NÜN MONOGRAFYASI ÖZET

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

İVRİZ BARAJI AĞAÇLANDIRMASINDA KARAÇAM İLE SEDİRİN BÜYÜME İLİŞKİLERİ

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Turkey; has different ecosystems due to her climate, topography and soil characteristics

The Bioclimatologic Features of Turkish Spa Resorts

LANDSCALE landscape sequences. [Enise Burcu Derinbogaz]

SEL KONTROLUNDA AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROL ÇALIġMALARININ ÖNEMĠ

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

VE HAVUZLAR. zmir Region Director of Forestry. Ç FT FTÇ zmir Orman Bölge B ORMAN YANGINLARINDA GÖLET G. brahim PONDS AND POOLS FOR FOREST FIRES

KARAMAN ve KARAPINAR IN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TRENDLERİ

T.C. BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ FEN-EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAVZA YÖNETĠMĠ DERSĠ. Dr. ġevki DANACIOĞLU

6. Seçilmiş 24 erkek tipte ağacın büyüme biçimi, ağacın büyüme gücü (cm), çiçeklenmenin çakışma süresi, bir salkımdaki çiçek tozu üretim miktarı,

ISBN:

TRAKYA ORMAN ALANLARİ İLE ORMANLARIN AĞAÇ SERVETİ DEĞİŞİMİ ÜZERİNE BİR İNCELENME

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

Doğu Akdeniz Bölgesinde Endüstriyel Plantasyonlar İçin Mekânsal Uygunluk Analizi

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet)

Yavuz KAYMAKÇIOĞLU- Keşan İlhami Ertem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.

KSÜ. Fen ve Mühendislik Dergisi, 7(2) KSU. Journal of Science and Engineering 7(2)-2004

KÜTAHYA NIN İKLİMSEL ÖZELLİKLERİ

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

TUZ GÖLÜ ÇEVRESĠNDEKĠ DÜZ ARAZĠDE FARKLI ÖZELLĠKTEKĠ YÜZEYLERĠN SICAKLIK DEĞERLERĠNĠN UYDU VERĠLERĠ VE YER ÖLÇMELERĠ ĠLE BELĠRLENMESĠ

ASLĠ AĞAÇ TÜRLERĠMĠZ

AĞAÇLANDIRMALARDA UYGULAMA ÖNCESİ ÇALIŞMALAR

KÜRE DAĞLARI DOĞU KESİMİNDE RÜZGÂR DURUMU VE BUNUN BİTKİ ÖRTÜSÜ ÜZERİNE OLAN ETKİSİNİN RUBINSTEIN METODUNA GÖRE İNCELENMESİ

Silvikült Temel Esasları 7. Klasör

A STATISTICAL ANALYSIS OF THE LEVEL CHANGES OF KOVADA LAKE

ESKİŞEHİR DE AĞAÇLANDIRMA, EROZYON ÖNLEME MER A İSLÂHI VE BALTALIK İSLÂHI ÇALIŞMALARI

ĠÇ ANADOLU DA ORTALAMA SICAKLIK VE YAĞIġ DEĞERLERĠNDEKĠ DÖNEMSEL DEĞĠġĠMLERĠN EKOLOJĠK DEĞERLENDĠRMESĠ. Prof. Dr. M.

ISPARTA YÖRESİNDE Thaumetopoea pityocampa (Den. & Schiff.) (Lep.: Thaumetopoeidae) NIN YUMURTA KOÇANLARI ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR.

Döneminde İzmir e Yönelik Göçler


MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

Araştırma Enstitusu Mudurlugu, Tekirdag (Sorumlu Yazar)

İklim---S I C A K L I K

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

Veysel AYYILDIZ 1 Mahmut D. AVŞAR 2

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES

ORMANCILIKTA SOSYO-EKONOMĠK SORUNLAR KONGRESĠ MAYIS 2006

HÜRRİYET GAZETESİ: DÖNEMİNİN YAYIN POLİTİKASI

SU KULLANIMI NASIL OLMALI?

Republic of Turkey Ministry of Environment and Forestry General Directorate of State Hydraulic Works (DSI)

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

1. İklim Değişikliği Nedir?

(1st International Symposium of Forest Engineering and Technologies) (FETEC 2016)

Transkript:

1

2

3

4

TOPLANTIYA KATILANLAR ANTALYA 2.2.28 5

6 TÜRKĠYE NĠN BATI AKDENĠZ BÖLÜMÜ ORMANLARI VE BAZI ÖNEMLĠ SORUNLAR ÖZET Prof. Dr. (EM)*) Türkiye nin Batı Akdeniz Bölümü; batıda Dalaman Çayından, doğuda Anamur Burnu / Tatlısu Nehri Vadisine kadar uzanır. Kuzeyde Göller Bölümü ile Ġç Anadolu Bölgesi Batı Akdeniz Bölümünü sınırlar. Batı Akdeniz Bölümünün ekolojik bakımdan üç yetiģme ortamı bölgesine ayırt edilmesi gerekir. 1) Batı Akdeniz YetiĢme Ortamı Bölgesi 2) Batı Akdeniz Ġç YetiĢme Ortamı Bölgeleri Grubu 3) Batı Akdeniz Ardı (Batı Toros Ardı) YetiĢme Ortamı Bölgesi Batı Akdeniz Bölümü ile bağlantılı olduğundan Göller Bölümü de bütünlüğü sağlamak için birlikte ele alınmıģtır. Batı Akdeniz YetiĢme Ortamı Bölgesi Toros Dağlarının batı bölümünün Akdeniz e bakan yamaçlarını kapsamaktadır. Yükseltileri 3 m yi bulan Toros Dağları Akdeniz den itibaren bir duvar gibi yükselmektedirler. Toros Dağlarının farklı doğrultulardaki eksenleri, Akdeniz üzerinden gelen nemli ve ılık rüzgârların farklı alınmasına sebep olmaktadır. Böylece dağların farklı bakılı yamaçlarında, farklı türde ve miktarda yağıģlar oluģmakta, yetiģme ortamı özellikleri de değiģmektedir. Hava kütlelerinin dağ yamaçları üzerinde yükselmeleri, soğumaları ve taģıdıkları nemin yoğuģması sis ve yağıģ kuģaklarının oluģmasına sebep olmaktadır. Nemini bırakan hava kütleleri yükselmeye devam etmekte, daha yukarıda üst soğuk hava tabakası ile karģılaģmakta ve tekrar soğuyup/yoğuģarak yeni bir sis/yağıģ kuģağı oluģturmaktadırlar. Ancak üst sis/yağıģ kuģağı, orta sis/yağıģ kuģağından daha az miktarda ve genellikle kar halinde yağıģ almaktadır. Böylece oluģan sis/yağıģ kuģakları farklı yükselti iklim kuģakları halinde değerlendirilmektedir. Bu farklı yükselti/iklim kuģaklarından Kızılçam kuģağında (<12 m) kızılçam ormanları için optimum kuģağını (5-7/8 m), sedir kuģağında (12-2 m) sedir ormanları için bir optimum kuģağını (15-17 m) arasında belirlemek mümkün olmuģtur. Yükselti/iklim kuģakları içinde yamaç arazinin rüzgâra karģı konumuna bağlı olarak oluģan iklim farkları ile yetiģme ortam yöreleri ve alt yöreleri ayırt edilebilmiģtir. Batı Akdeniz Ġç YetiĢme Ortamı Bölgeleri Grubunda iki yetiģme ortamı bölgesi ayırt edilmiģtir: 1) Elmalı-Korkuteli-Bucak YetiĢme Ortamı Bölgesi 2) Acıpayam-Gölhisar YetiĢme Ortamı Bölgesi *) Ġstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak Ġlmi ve Ekoloji Abd. Bahçeköy-Ġstanbul E.mail : mdkant@istanbul.edu.tr Tlf. 532-416 65 97

7 Her iki yetiģme ortamı bölgesi de Toros Dağlarının arasında kaldıkları için deniz etkisini alamamakta veya çok az alabilmektedirler. Bu iç bölgelerde karasal iklim tipleri hakimdir. Dağların arasındaki alçak ovalar soğuk dağ meltemlerinin etkisi ile birer don çukuruna dönüģmektedirler. Bu sebeple de alçak arazi ardıç kuģağı, yamaç arazi sedir kuģağı halindedir. Dağ bellerinden ve gediklerden veya derin vadiler boyunca gelen deniz etkisi ise yer yer kızılçam ormanlarının yetiģebilmesine veya sedir ormanlarında tür çeģitliliğine sebep olmaktadır. Batı Akdeniz Ardı YetiĢme Ortamı Bölgesi Batı Toros Ardı YetiĢme Ortamı Bölgesi olarak adlandırılmıģ olup, Göksu Irmağı havzasının yukarı kesimini kapsamaktadır. Bu bölgede Ġç Anadolu nun karasal iklim etkisi daha belirgindir. Göller Bölümü; Göller YetiĢme Ortamı Bölgeleri Grubu olarak dört yetiģme ortamı bölgesine ayırt edilmiģtir. Kuzey ve kuzeydoğu hakim rüzgârlarının altında göller batı ve güneydeki dağ yamaçlarına nemli etki yapmaktadırlar. Bu sebeple Göller Bölümünde daha kurak ve daha nemli yörelerin ayırt edilmesi gerekmiģtir. Bütün bu yükselti/iklim kuģaklarının ve yörelerinin ayırt edilmesinde bölgedeki ağaç ve çalı türlerinin yayılıģı, arazinin yapısı ve miktarı az da olsa meteoroloji istasyonlarının ölçmeleri kullanılmıģtır. Ayrıca Kızılçam ve Sedir ormanlarında yükseltiye bağlı olarak belirlenen beslenme/büyüme iliģkileri de yükselti/iklim kuģaklarının belirlenmesinde yardımcı bilgi olarak değerlendirilmiģtir. Kızılçam kuģağında Kızılçam ağaçlarının 5-7 m (ortalama 6 m) basamağında daha fazla boylandıkları belirlenmiģtir. Kızılçamların ibrelerindeki azot ve fosfor miktarları da bu basamakta daha fazladır. Bu sebeple 5-7 m yükselti basamağı Kızılçam için optimum kuģağı olarak ayırt edilmiģtir. Sedir kuģağında 11-13 m (ortalama 12 m) ile 15-17 m (ortalama 16 m) basmağında sedir ağaçlarının 1 yaģında en yüksek boylara ulaģtıkları belirlenmiģtir. Sedir ibrelerindeki azot ve fosfor miktarları 15-17 m alt kuģağında daha fazladır. Sedir ağaçlarının 11-13 m basamağında fazla boylanmalarının sebebi, bu basamağın nemli ve daha ılık, dolayısı ile vejetasyon döneminin daha uzun olmasıdır. Sedir kuģağında ise 15-17 m yükselti basamağı Sedirin optimum kuģağı olarak belirlenmiģtir. Türkiye ormanlarının ve ormacılığının yaygın sorunları, Batı Akdeniz Bölümünde, (bölgenin özelliklerine bağlı olarak) bölgeye özgü sorunlar haline gelmiģtir. Bu sorunların önemli olan bazılarını Ģöyle sıralamak mümkündür; 1) Orman alanlarında usûlsüz ve aģırı kesimler. Ormanların kapalılıklarını kaybetmesi. 2) Orman yangınları. 3) Ġklim değiģikliğine sebep olan ısınma ve kuraklaģmanın özellikle kurak yörelerde sebep olduğu kurumalar, Çamkese böceği veya akarların vd. zararlıların yaygınlaģması ve etkilerinin belirginleģmesi, Ģiddetli sağanak/sel olaylarının artması vb. olumsuz etkiler. 4) Orman üstü kır kuģağındaki geniģ otlaklardan yürüklerin çekilmesi ve planlı bir hayvancılığın desteklenmemesi. 5) Ormanların turizm alanına dönüģtürülerek bedava arsa olarak kullanılması ve pek çok yargı kararına rağmen bu yanlıģ tutumda israr edilmesi. 6) Golf sahası yapılmak üzere ormanların peģkeģ çekilmesi ve yargı kararlarına rağmen uygulamaların siyasi baskı/destek/koruma altında devam ettirilmesi.

8 7) Orman alanlarına taģocağı ruhsatı verilerek, ormanların ve su kaynaklarının tahrip edilmesi ve yeni 2-B alanlarının yaratılmağa kalkıģılması. 8) 6831 sayılı Orman Kanununun 2. maddesinin B bendini ormancılık esaslarına uygun olmayan kapsamda değiģtirerek ve uygulayarak orman alanlarını orman rejimi dıģına çıkarmalar. 9) Orman tahribi sonunda çalılaģtırılmıģ (sekunder maki) olan orman alanlarını ormandan saymayarak orman rejimi dıģına da çıkarma çabaları. 1) Orman dıģına çıkarılmıģ arazinin satılamayacağına dair Anayasa Mahkemesi Kararı olduğu halde, bu alanların satılması için kanunların değiģtirilmeye çalıģılması. 11) Siyasi baskılar ve etkiler ile müdürlerin, mühendislerin memurların sık sık değiģtirilmesi ve amaca yönelik tayinler ile yetersiz kiģilerin idarede üst mevkilere getirilmesi. 12) Yardımcı personelin (memurlar ve iģçiler) malî tedbirler bahane edilerek azaltılması, emekli olanların yerlerinin doldurulamaması. 13) Odun hammaddesi (tomruk vd.) ithâlatından yeterli gümrük vergisi alınmadığı için Orman iģletmelerinin damping fiyatlarla ile karģılaģmalarına ve Devletin gelir kaybına sebep olunması. Yukarıda sıralanan sorunlar daha da artırlabilir. Bu sorunların arasında; siyasi baskılar, partizanlıklar, kayırmalar, peģkeģ çekmeler ve bu amaçlara yönelik yasal düzenlemeler yapmaya kalkıģmalar, yasa dıģı uygulamalar dikkati çekmektedir. Ormancılar teknik sorunlarını çözebilmekte, doğal olayların yarattığı sorunlarla uğraģmaktadırlar. Ormancıların siyasi baskı ve etkilerden uzak tutulması gerekir. Çünkü; Ormancılara ve ormancılığa uygulanan siyasi baskı ve partizanlık, milletin ortak malı olan ormanları yok etmektedir. FORESTS IN THE WESTERN MEDITERRANEAN REGION OF TURKEY AND SOME COMMON PROBLEMS Prof. Dr. (EM)*) The western part of the Mediterranean Region of Turkey extends along Dalaman Brook in the west and Anamur point/tatlısu river in the east. Region of Lakes in the north and Central Anatolia Region surround the Western Mediterranean Region. Three different habitat regions in the Western Mediterranean Region should be recognized considering the available ecological conditions. (1) Western Mediterranean Habitat Region (2) The Group of Inner Habitat Regions of Western Mediterranean (3) Western Mediterranean Hinterland Habitat Region Western Mediterranean Habitat Region includes the slopes of Taurus Mountains facing the Mediterranean. Taurus Mountains having around 3 m of elevation act as a wall to the Mediterranean and are directly affected by the sea. The massifs of Taurus Mountains on different axis cause humid and mild sea breezes blowing from northern Mediterranean to the Eastern Mediterranean bring different amount of rainfalls on the mountain slopes. The rainfall amount is higher on the slopes meeting the sea breezes by their aspect (Figure 1). Air masses get colder by elevation and the contaminated humidity rate condenses. Condensed humidity turns into fog dispersions or precipitations (in the form of rainfall or snow) depending on the

9 ascension or cooling rate. This fog and precipitation belt apparently occurs between 7/8-1/11m at which altitude Pinus Brutia zone is observed (Figure 1, Table 1). The air mass leaving the moisture load on the slope keeps ascending and cooling by altitude. The condensed humidity of the re-cooled air mass at upper elevation transforms into fog or falling forms. This fog and precipitation belt is generated between 15-16 m of Cedrus libani zone (Figure 1, Table 1). However, the falling amount occurring at upper altitudes and land due to second cooling phase is lower compared to the previous one. The downfalls especially at higher elevations of 12 m are observed in winter and in the form of snow. The events of elevation, temperature decrease, and downfall relations on mountain slopes provided the formation of different altitude/climate zones. Altitude/climate zones are distinguished by the dispersions of tree and bush species (Section 1, 2 and Table 2). Climate variations arise from the position of mountainous terrain to the wind in the altitude/climate zones. Considering these climate variations, it is a requirement to divide altitude/climate zones into habitat regions and sub-regions (Table 1). Two habitat regions are distinguished in the Group of Inner Habitat Regions of Western Mediterranean: (1) Elmalı-Korkuteli-Bucak Habitat Region (2) Acıpayam-Gölhisar Habitat Region Neither of these habitat regions is exposed to the sea effect except to a mere degree due to being surrounded by Taurus Mountains. Continental climate type is experienced in these inner regions and thus the amount of rainfall is considerably lower (Figure 2). Gömbe sub-region located in the west of Elmalı plain is partially influenced by the Mediterranean through Sinekçi mountain pass between Susuz Mountain and Akdağ (Figure 2). Mild and partly humid influence of the Mediterranean has caused a Pinus brutia forest grown up in the north of Akçay and Gömbe (KaĢ Farm). Dokuz Göl-Çığlıkara sub-region of Elmalı Region can also meet the sea effect over KaĢ Pass (through the masses of Susuz Mountain- Kuhu Mountain) (Cultivation of Kavaklı Woodland in Dokuz Göl). Similarly, the sea effect ranging to the north over Aksu Valley brings increasing rainfalls to Ağlasun sub-region, too (Figure 2). In the west, the sea effect along with the valley reaching to the north as Koca Brook-EĢen Brook Seki Brook brings about higher amounts of rainfall in Dirmil. (Figure 2, Table 2). In the south, the waterside thicket located just in the west of Antalya is a kind of sub-region with a quite low downfall ratio due to being out of the Mediterranean influence (Figure 2). The plains and down slopes located in both of the Inner Habitat Regions of the Mediterranean in the form of cirques between the mountains are all frost cirques. Frost cirques are formed as a result of cold mountain breezes. Juniperus excelsa zone is available at the bottom (in the frost cleft) and Cedrus libani zone is at upper mountain slopes (Table 2). These frost clefts are quite apparent in the Dokuz Göl-Çığlıkara sub-region of Elmalı Habitat Region, Korkuteli-Yeleme sub-region, and Bozova-Bucak sub-region (Juniperus excelsa forests). Western Mediterranean Hinterland Habitat Region is named as Western Taurus Hinterland Habitat Region. This region is not open to the sea effect of the west due to the location of Göksu Valley lying from northwest to southeast (arriving at Silifke). The continental climate effect of Central Anatolia is also experienced in the region surrounding the upper water basin of Göksu Valley.

1 The Region of Lakes is divided into four habitat regions as The Group of Habitat Regions of Lakes : (1) Burdur-Acıgöl Habitat Region (2) Eğirdir Habitat Region (3) BeyĢehir Habitat Region (4) AkĢehir Habitat Region The Region of Lakes also presents the climate characteristics similar to Taurus Hinterland Habitat Regions. However, the humid air carried through the winds of north and northeast creates more humid habitat environments in the south and west of the lakes. The winds of northeast blowing over the Lake of BeyĢehir recline the humid evaporating over the lake against the slopes of Mehmetoğlu Mountains and Dedegöl Mountains in the west(table3 Dedegöl Mountains Region). On the other hand, Eğirdir region meeting the humid effect of Eğirdir Lake in the north and humid and warm influence of the Mediterranean through Aksu Valley in the south is a more humid and mild region (Table 3). This similar effect also provides the occurrence of humid but a bit cooler conditions for Isparta region. In addition, Senirket Region gets the humid effect over Hoyran Lake which is the northern part of Eğirdir Lake (Table 3). Cedrus libani forest (Garip Forest/Bekir Sıtkı Evcimen Forest) on the northern slopes of Barla Mountain is a result of this humid effect ascending over Hoyran Lake. The annual average temperature and rainfall rates and relations of the selected regions in the Western Mediterranean Habitat Region are demonstrated in Figure 4. The forestry area of the Western Mediterranean Region is given in Table 4 (on the based of the data by OGM 23 inventory). In the light of evaluated data in Table 4; (1) Out of 2.23 million ha land of the Western Mediterranean Habitat Region, 61.8% (1 377 736 ha) makes up the forestry land and the rest with 38.2 % (852. 42 ha) is devoted to areas out of forestry lands. It is quite normal that the forestry land is more in this mountainous terrain. High forests basically include the species of Pinus brutia at lower altitudes (< 12m), Cedrus libani (around 12-2m) and Pinus nigra and Abies cilicica (at Cedrus libani zone) in patches. Quercus cerris, Quercus infectoria, Quercus pubescens, Quercus coccifera and in some places Quercus aucheri, Quercus valonea (Q.ithaburensis) and Quercus trojana are mixed in the high forests of the Pinus Brutia zone (Section 1 and 2). As a consequence of needled forest destructions (including fires), coppice forests (2.3%) turned into brush woods of leafy species make up secondary scrub areas (Section 1 and 2 for species). However, a considerable part of the forestry lands forms forests of very degraded high forest (32.5%) and unproductive coppice (18.4%) (Total 5.9%) (Table 4.1). These degraded and unproductive forests cause downpours turn into floods, soil removals and substantial damages. 2) Mediterranean Inner Habitat Regions comprise a land of 977.951 ha. 47% (459.314 ha) area of this land is the forestry land and the rest with 53% (518.637 ha) is out of forest area. The amount of high forests is 74.5 % (342.228 ha) and coppice forest area is 25.5% (117.86 ha) in the Mediterranean Inner Habitat Regions. In addition to Pinus brutia and Cedrus libani species in the inner regions, there are generally mixes or partially forest lines of Juniperus excelsa and Juniperus foettidissima (which is an effect of continental climate).

11 Coppice forests are formed by above mentioned oak species and some xeromorphic bush kinds. In the group of Mediterranean Inner Habitat Regions, the amount of very degraded high forests is 33.7% (154 869 ha) and unproductive coppice forest area is 25.5 % (117 86 ha) which make 59.2% out of total forest land (Table 4.2.). The amount of downpours in the inner regions should also be recognized. (The highest daily rainfall is given in Table 2). 3) The group of Lakes Habitat Regions includes 2.6 million ha area. 25.6 % (668 231 ha) is for forestry land and 74,4 % (1 941 429 ha) is for out of forestry land of this area. 56,8 % (379 626 ha) makes up high forests and 43,2% (288 65 ha) includes coppice forests. The amounts of very degraded forests and unproductive coppice forests are 32,8% (225 534 ha) and 38,6% (265 663 ha) respectively. The degraded forest land makes up 71.4% of the total forest area of the region (Table 4.3.).The frequency of the downpours in the Region of Lakes results in the soil removals and floods. Hail squalls, on the other hand, caused serious damages on the land where forests were severely destroyed (3.7.1995, Senirkent). The species as Pinus brutia, Cedrus libani, and Abies cilicica have formed tall and productive forests on the slopes getting exposed to the humidity of the lakes in the Region of Lakes. Nevertheless the forests away from the humidity effect generally form coppice forests of certain oak species and Juniperus excelsa forests. In addition to mentioned points above, severe destruction and excessive grazing have caused coppice forests turn into much degraded lands on this ecologically sensitive area which is also another result of the Western Mediterranean Region being formed from limestone has a karstic landscape in general. Soils generated from limestone are shallow or mid-deep, stony or quite rocky clay soils. These types of soils are also inadequate in terms of water capacities that they can reserve for the plants. In addition, karstic structure directs absorbed rainfall in soil follow the path towards the deep levels. Consequently, the distribution of the rainfall to the months, the number of winds blowing from the sea, and the number of the foggy and humid days are considerably important for the growth of forests in addition to the depth and stone amount of soil in times of longer summer droughts. On the other hand, the depth and the dimension of the crack on the main limestone mass is another significant point. Trees whose roots are reaching at a deeper and broader crack system grow at a better rate. The presence of trees at different lengths and calibers on the same aged stands depends on this fractured feature of the bedrock and on different depths and widths of its cracks. (For more information, look at Kantarcı, M.D. 1987, 1988). The alteration in the length of the Pinus brutia trees depending on the altitude on the Pinus brutia zone is given in Figure 5. It is observed that Pinus brutia grows more in length at 5-7m (average 6m) zone. The azote and phosphor amounts on the Pinus brutia needles are also higher at this zone (Figure 5). This zone described as the optimum line of Pinus brutia demonstrates higher amounts of rainfall (Look at Kantarcı,M.D. 1983, 1998, 25/2 and Figure 1). Pinus brutia which is a plenary tree of light resists upon its own shadow and can form three-four layered forests at this zone where the climate is more humid (Kantarcı,M.D.- ÇalıĢkan,A. 1983). Similarly, Pinus brutia trees managed to grow up under the Cedrus libani trees in the Pinus brutia and Cedrus libani mixed forest at the humid 11-12m slopes of Alakır Valley of Bey Mountains (Kumluca) zone (Kantarcı,M.D. 1985, 1988). At the Cedrus libani zone, the lengths of Cedrus libani trees that they reached at the age of 1 depending on the altitude and the aspect are given in Figure 6 and 7. The highest length that Cedrus libani trees have reached is between 11-13m (average 12m) zone on the southern slopes of Bey Mountains which are under the sea effect (Dibek Forest in Alakır

12 Valley) and 15-17m (average 16m) zone. On the contrary, the lengths of the trees start to decrease at each 2m gradient towards 2m. The same case is also observed in Çamkuyusu Research Forest located at northern aspect slopes of Bey Mountains. In this study carried out in these natural forests at Cedrus libani zone, age/length related comparison has been realized on the samples taken from the trees not grown up in shields (Look at, Kantarcı, M.D. 1988). When temperature and downfall relations presented in Table 1 and 2 and Figure 3 are examined, it is seen that annual average temperature at 1-12 m Pinus brutia/cedrus libani zone is 12 C and annual amount of rainfall is around 216mm. On the other hand, annual temperature and annual amount of rainfall have been measured as 7.6 C and 817 mm respectively in Çamkuyusu sub-region. Decreasing temperature at upper elevations causes shorter vegetation times and low growth for trees. Air masses leaving their moist in the form of rainfalls at 1-12m altitudes can keep ascending without leaving any downfall at 13-15m zone. Re-cooling air masses at higher elevations can form fog belts and can leave rainfalls again. Azote and phosphor amounts on the needles of Cedrus libani trees show that 15-17m are optimum zones for Cedrus libani trees (Figure 7). Most of the problems concerning the forests and forestry in Western Mediterranean Region can be considered as major problems of Turkish forestry. Some problems significant and also indigenous to the region are given as follows: (1) Illegal and excessive cut-offs in the forest areas. Loss of closure property of the forests. (2) Forest fires. (3) Exsiccations in the dry regions especially due to warming and drought which are the main causes of climate change, the damages by the outbreaks of Thaumetopoea pityocampa, and so forth negative effects. (4) Inability to utilize the moorland zone above forest line for animal breeding. (5) The attempts to transform the bargain forest land into tourism areas. (6) Presentation of forest lands as presents to certain bodies in order to provide them with golf course construction areas. (7) Destruction of forests and water resources by granting quarry licenses for forestry lands. (8) Trials to discard the 6831 numbered forestry law 2 nd article and B clause out of forest land by not conforming to the forestry principals. The attempts to sell these areas. (9) Regarding bush woods (secondary scrubs) formed out of forest destructions as out of forest areas and try to sell them. (1) Frequently changed directors and engineers due to political pressures and partisanship appointments. (11) Destaffing (dismissals of clerks, workers and other assistant staff) by pointing out cost reduction policies. (12) Meeting of forest managements with damping due to not charging adequate amount of customs duty for the import of wood raw materials (round timber,etc) and result in the Government revenue loss. The above mentioned problems stand out as issues come onto the scene by political pressures, favors, forest plundering and offers of certain bodies. In other words, Political pressure and partisanship in Forests keep continuous forest destruction.

13 1.GĠRĠġ Türkiye nin Akdeniz Bölgesinin Batı Akdeniz Bölümü ilginç ve önemli ekolojik özellikleri ile ormancılıkta değerli bir okul niteliğindedir. Bir yandan; (1) Akdenizin nemli ve ılık etkisini alan arazi, (2) hemen ardında Toros Dağlarının arasında deniz etkisini alamadığı için kara iklimi etkisi altındaki iç bölgeler ve (3) farklı rüzgâr yönleri altında çevresine farklı iklim etkileri yaptığı göllerin bulunduğu Göller Bölümü, bu bölgeler ile yörelerin her biri farklı ekolojik özelliktedirler. Bu farklı ekolojik özelliklere göre ormanları oluģturan ağaç ve çalı türleri, ormanların yetiģtirilmesinde, bakımında, iģletilmesinde gerekli olan farklı teknikler ile uygulamalar, Batı Akdeniz Bölümünü bir ormancılık okulu olarak değerlendirmemizi sağlamıģtır. Bütün Akdeniz Havzasında da böylesine bir araya toplanmıģ bölgesel ve yöresel ekosistemler birliğinin ikinci bir örneği yoktur. ĠĢte bu sebeple 198 den beri Akdeniz Bölgemizde ve özellikle Batı Akdeniz Bölümünde araģtırma çalıģmalarımı yoğunlaģtırdım. Bölgede bir Orman Fakültemizin kurulmuģ olması (Isparta da) ve Batı Akdeniz Ormancılık AraĢtırma Enstitüsü nün (Antalya da) çalıģmaları Akdeniz Ormancılığımızı daha da ileri götürmek yolundadır. 2. BATI AKDENĠZ BÖLÜMÜNÜN YETĠġME ORTAMI BÖLGESEL VE YÖRESEL SINIFLANDIRMASI 2.1.AKDENĠZ BÖLGESĠNDE YETĠġME ORTAMI BÖLGELERĠ ĠLE YÖRELERĠ SINIFLANDIRMASININ TEMEL ĠLKELERĠ Batı Akdeniz Bölümünde yetiģme ortamı bölgesel sınıflandırması yükselti/iklim kuģakları ile bu kuģakların içinde yetiģme ortamı yöreleri ile alt yörelerinin ayırt edilmesi esasına dayandırılmıģtır. Yöntem; yükselti ile değiģen iklim özelliklerinin, dağların ve akarsu vadilerinin konumuna göre de değiģiminin belirlenmesidir. Meteoroloji istasyonları yetersiz olduğu için ağaç ve çalı türlerinin yayılıģı ile ağaç türlerinin yükseltiye bağlı beslenme/büyüme iliģkileri de araģtırılmıģtır (Bkz.Kantarcı,M.D. 1982,1984/199). Batı Akdeniz Bölümünde üç yetiģme ortamı bölgesel birimi ayırt edilmiģtir. Bu üç birime Göller Bölümünü de eklemek, konunun kapsami itibariyle gereklidir. 1) Batı Akdeniz YetiĢme Ortamı Bölgesi (Deniz etkisi altındaki dağlık arazi) 2) Batı Akdeniz Ġç YetiĢme Ortamı Bölgeleri Grubu (2.1.) Elmalı-Korkuteli-Bucak YetiĢme Ortamı Bölgesi (2.2.) Acıpayam-Gölhisar YetiĢme Ortamı Bölgesi 3) Toros Ardı YetiĢme Ortamı Bölgesi 4) Göller YetiĢme Ortamı Bölgeleri Grubu (4.1.) Burdur-Acıgöl YetiĢme Ortamı Bölgesi (4.2.) Eğirdir YetiĢme Ortamı Bölgesi (4.3.) BeyĢehir-Sığla Gölü YetiĢme Ortamı Bölgesi (4.4.) Sultan Dağları-AkĢehir YetiĢme Ortamı Bölgesi Dağlık arazide yetiģme ortamı birimlerinin ayırt edilmesinde, yükselti ile değiģen iklimin etkisi ile oluģan, yükselti/iklim kuģakları çok önemlidir. Batı Akdeniz Bölgesinde deniz üzerinden gelen nemli ve ılık hava kütlelerinin dağ yamaçları üzerinde yükselmeleri,

14 yoğunlaģmaları ve yükseldikçe soğumaları, taģıdıkları nemin yoğuģması ve yağıģlara dönüģmesi yükselti/iklim kuģaklarını oluģturmaktadır. YağıĢların yükseltiye bağlı olarak önce arttığı, daha üst yükseltilerde ise azaldığı meteoroloji istasyonlarının ölçmelerinden anlaģılmaktadır (ġekil 1). Yükselti ile azalan sıcaklık (-,5 Cº/1m) ve artan yağıģ Kızılçam kuģağında ılık ve nemli bir sis/yağıģ kuģağı oluģturmaktadır (ġekil 1 ile tablo 1). Nemini bırakan hava kütleleri yükselmeye devam etmektedir. Daha yukarıda tekrar soğuyan hava kütleleri yeniden bir sis/yağıģ kuģağı oluģturmaktadır. Ancak bu kuģaktaki yağıģlar genellikle kar olarak düģmektedir (ġekil 1 ile tablo 1). Akdeniz Ġç YetiĢme Ortamı Bölgelerinde de yükselti yağıģ farklarına ve sıcaklık azalmalarına sebep olmaktadır (ġekil 2 ile tablo 2). Ġç bölgelerde alçak arazi don çukuru niteliğindedir. Bu sebeple bir ters kuģaklaģma oluģmaktadır. Sedir üst kuģağında bulunan Boylu Ardıç (Juniperus excelsa) ve Kokulu Ardıç (Juniperus foettidissima) türleri alçak arazi ile çevresindeki dağ yamaçlarında (Don kuģağında) orman kurmaktadırlar. Sedir ile Karaçam ormanları ise bu don kuģağının üstündeki dağ yamaçlarında yer almaktadırlar (Tablo 2). Toros Ardı YetiĢme Ortamı Bölgelerinde de yeryüzü Ģekli/iklim iliģkileri Ġç Bölgelerdeki iliģkiler ile benzerlik göstermekte ise de kendine özgü bazı farklılıklara sahiptir. Göller Bölümünde göllerin yüzeyinden buharlaģan su ile nemi artan hava kütlelerinin hakim rüzgâr altında yaslandığı dağ yamaçları daha nemlidir (Tablo 3). Göller Bölümündeki YetiĢme Ortamı Bölgelerinde daha nemli ve daha kuru (karasal iklim etkisi altındaki) iklim tipleri oluģmuģtur. Bu farklı iklim tiplerinin etkilediği alanlar yetiģme ortamı yöreleri ile alt yöreleri olarak ayırt edilmiģtir ve sınıflandırılmıģtır (Tablo 3). 2.2. YETĠġME ORTAM YÖRELERĠ ĠLE ALT YÖRELERĠNĠN YILLIK ORTALAMA SICAKLIK ĠLE ORTALAMA YAĞIġ ĠLĠġKĠLERĠ Yükselti iklim kuģaklarındaki arazinin bakısı ve deniz üzerinden gelen rüzgârlara karģı konumu önemli iklim farklarına sebep olmaktadır. Ağaç ve çalı türleri ile daha da güvenli kavranabilen bu iklim farklarına göre yetiģme ortamı yöreleri ile alt yöreleri ayıt edilmiģtir (Kesit 1 ve 2). Batı Akdeniz Bölümündeki ormanların yükselti/iklim kuģaklarına göre tür bileģimleri daha fazla kesitte incelenmiģtir (Fazla bilgi için bkz. Kantarcı, M.D. 1984/199). Burada sadece iki kesit örnek olarak verilmiģtir. Batı Akdeniz Bölümündeki YetiĢme Ortamı Bölgelerinde ayırt edilen yetiģme ortamı yöreleri ile alt yörelerin yıllık ortalama sıcaklık/ortalama yağıģ değerlerine göre dağılımı ilginç gruplanmaları göstermektedir (ġekil 3). 1) Kıyı kuģağında ve alt Kızılçam kuģağındaki yöreler daha sıcak ve daha yağıģlıdır. 2) Deniz etkisi alan yörelerde yükselti arttıkça yağıģ artmakta fakat sıcaklık aynı ölçüde azalmamaktadır. Bu yöreler Kızılçam kuģağında, Kızılçamın optimum boylanmasının olduğu yörelerdir (Tablo 1 ile iliģkilendiriniz). (ġekil 3 te Antalya Anamur yöresi, Köprüçayı vadisi yöresi gibi). 3) Deniz etkisi alan yörelerden, vadilerin yukarı kesimlerinde yeralanlarda sıcaklık dikkat çekecek kadar azalmaktadır (Nif köy-gödene yöresi ile AĢağı Gökdere-Kovada yöresi). Bu yörelerde yağıģta biraz azalmaktadır. Buna karģılık deniz etkisine doğrudan açık konumda olan Aydınkent (Ġbradı) - Köprülü yöresinde yağıģ 2188 mm/yıl miktarına ulaģmaktadır.

15 4) Daha yukarıdaki Kızlçam/Sedir KuĢağında da yıllık ortlama sıcaklık 11,5-12,5 Cº arasına düģmekte, fakat yıllık ortalama yağıģ 135-216 mm arasında bulunmaktadır (ġekil 3, tablo 1). 5) Batı Akdeniz Bölümünde deniz etkisine açık yamaçlarda 16-17 m arasında meteoroloji istasyonu yoktur. Ancak Çamkuyusu nda (Beydağları kütlesinin kuzey yamacında) 166 m deki Ormancılık AraĢtırma Enstitüsünün meteoroli istasyonu ile Bolkar Dağlarında Aslanköy deki (165 m) meteoroloji istasyonu Orta Sedir KuĢağı için bir fikir vermektedir. Bu kuģakta yıllık ortalama sıcaklık değerleri 1,4 Cº ve yağıģ miktarları 814/817 mm olarak ölçülmüģtür (Tablo 1, Ģekil 1,2,3). 6) Akdeniz Ġç YetiĢme Ortamı Bölgeleri Grubundaki yöreler ve alt yöreler daha soğuk ve daha az yağıģ miktarları ile ayrı bir grup oluģturmaktadırlar (ġekil 3). Bu yörelerin ve alt yörelerin kendi aralarında daha iyi değerlendirilebilmesi Ģekil 4 te mümkündür. Dikkati çeken özellik iç bölgelerde dağların arasındaki gediklerden deniz etkisinin girebildiği yörelerde ve alt yörelerde yağıģların daha yüksek oluģudur (Dirmil, Ağlasun, Gömbe alt yöreleri). Buna karģılık deniz etkisine kapalı olan yöre ve alt yörelerde yağıģ miktarları 3-6 mm/yıl arasında kalmaktadır (ġekil 4). Sıcaklık ise yükseltiye bağlı olarak azalmaktadır. Ancak deniz etkisinin az da olsa ulaģtığı yöreler ile alt yöreler daha ılımandırlar (ġekil 2, tablo 2 ve Ģekil 4). 7) Göller Bölümündeki YetiĢme Ortamı Bölgelerinde ayırt edilmiģ olan yöreler ve alt yöreler de deniz etkisi alan yörelerden belirgin bir Ģekilde ayrılarak gruplaģmaktadırlar (ġekil 3). Göller Bölümündeki yörelerde göllerin etkisi belirgin olarak Dedegöl Dağları Yöresi, Eğirdir Alt Yöresi ve Isparta Alt Yöresinde görülmektedir (ġekil 3 ve 5). Buna karģılık göl etkisini alamayan yörelerde yıllık ortalama yağıģlar 35-55 mm/yıl arasında kalmaktadır (Tablo 3 ve Ģekil 5). 3. BATI AKDENĠZ BÖLÜMÜNDE ORMAN VARLIĞI Batı Akdeniz Bölümü ile Göller Bölümündeki YetiĢme Ortamı Bölgelerinde orman varlığı, orman iģletmelerinin sınırları gözönüne alınarak Orman Genel Müdürlüğü nün 23 yılı amenajman envanterinden derlenip, değerlendirilmiģtir (Kantarcı, M.D. 25/1). Orman varlığı; koru ormanları, baltalık ormanlar ve bu ormanların kapalılık durumlarına göre alan olarak verilmiģtir (Tablo 4). Orman kuran ağaç türleri ve ormanlardaki ağaç serveti bu derleme, değerlendirme çalıģmasına konu edilmemiģtir (Fazla bilgi için bkz. Kantarcı M.D. 25/1). (1) Batı Akdeniz YetiĢme Ortamı Bölgesinde toplam orman alanı (14 orman iģletmesi) 23 envanterine göre 1 377 736 ha dır (Tablo 4.1.). Bu alan yetiģme ortamı bölgesinin toplam alanının %61,8 ini kaplamaktadır (Tablo 4.1). OGM 197 orman envanterinde (yayın tarihi 198) aynı bölge için verilen orman alanı 1 369 329 ha dır (Kantarcı, M.D. 25/1). Batı Akdeniz YetiĢme Ortamı Bölgesinde koru ormanlarının alanı 197 envanterinde 91 248 ha iken, 23 envanterinde 1 97 898 ha a artmıģtır. Buna karģılık çok bozuk baltalık (çalılaģmıģ) orman alanı 438 12 ha dan 253 337 ha a azalmıģtır. Aradaki fark ağaçlandırmalar ile kazanılan ve koru ormanlarına dönüģtürülen (çalılaģtırılmıģ veya çok bozuk nitelikteki) orman alanlarıdır. Ancak; çok bozuk koru niteliğindeki 448 49 ha orman ile çok bozuk baltalık niteliğindeki 253 337 ha orman alanı (Toplam 71 746 ha) ağaçlandırılmayı veya toprak koruma çalıģmalarının yapılmasını beklemektedir. Bu çok bozuk nitelikteki koru ve baltalık ormanların bölgedeki toplam orman alanına oranı %5,9 dur (%32,5 + %18,4) (Tablo 4.1. ile Ģekil 6.1. ve 6.2.).

16 (2) Akdeniz Ġç YetiĢme Ortamı Bölgeleri Grubunda toplam orman alanı 459 314 ha olup, bu alanın grup alanına oranı %47 dir (Tablo 4.2.). OGM 197 orman envanterinde (yayın tarihi 198) aynı bölge için verilen orman alanı 486 369 ha dır (27 55 azalma/aktarma var) (Kantarcı, M.D. 25/1). Akdeniz Ġç YetiĢme Ortamı Bölgeleri Grubunda koru ormanı alanı 197 envanterinde 34 73 ha iken, 23 envanterinde 342 228 ha a yükselmiģtir. Koru ormanındaki artıģ (37 498 ha) çok bozuk baltalıklar ile çalılaģtırılmıģ ormanların ağaçlandırılması ile sağlanmıģtır. Ancak; çok bozuk koru ormanı niteliğindeki 154 969 ha ile çok bozuk baltalık niteliğindeki 117 86 ha orman alanı ağaçlandırılmayı veya toprak koruma çalıģmalarının yapılmasını beklemektedir. Bu çok bozuk koru ve baltalık ormanların iki iç bölgedeki orman alanına oranı %69,2 dir (%33,7 + %25,5) (Tablo 4.2. ve Ģekil 6.1.) Akdeniz Ġç YetiĢme Ortamı Bölgeleri Grubundaki, Elmalı-Korkuteli-Bucak YetiĢme Ortamı Bölgesinin orman alanı 329 523 ha olup, bölge alanının %47,6 sı kadardır. Bu bölgedeki çok bozuk orman alanı da mevcut orman alanının %55,9 u kadardır (Tablo 4.2.). Acıpayam-Gölhisar YetiĢme Ortamı Bölgesinin orman alanı 129 791 ha olup, bölge alanının %45,4 ü kadardır. Bu bölgedeki çok bozuk orman alanı da mevcut orman alanının %58,3 ü kadardır (Tablo 4.2.). Acıpayam orman iģletmesinin doğu bölümü bu bölgeye alınmıģtır. ĠĢletmenin batı bölümü ise Ege Bölgesi orman alanında bırakılmıģtır (Tablo 4.2.). Her iki bölgede çok bozuk ormanların payı ve orman alanının bölge alanına oranı birbirine çok yakındır (Tablo 4.2.). Benzer oran Batı Toros Ardı Orman YetiĢme Ortamı Bölgesinde de vardır (Tablo 4.3.). (3) Batı Toros Ardı Orman YetiĢme Ortamı Bölgesinde orman alanı 232 615 ha olup, bölge alanına oranı %49,3 tür (Tablo 4.3.) OGM (197) orman envanterine göre (yayın tarihi 198) bu bölgedeki orman alanı 223 598 ha olup, 917 ha artıģla 23 envanterinde 232 615 ha a yükselmiģtir (Kantarcı, M.D. 25/1). Bölgedeki toplam koru ormanı197 envanterinde 2182 ha iken, 23 envanterinde 226 228 ha a artmıģtır. Buna karģılık çok bozuk baltalık (çalılaģmıģ orman) alanı 23 416 ha dan 6 128 ha a azalmıģtır. Çok bozuk baltalık alanındaki azalma (17 288 ha) ile toplam orman alanındaki artıģ (917 ha) toplamı 26 35 ha dır. Bu alan koru ormanındaki artıģa denk olup, ağaçlandırmalar ile kazanılmıģ (koruya dönüģtürülmüģ) alandır (KarĢılaĢtırmalar için bkz. Kantarcı, M.D.25/1). Bu ağaçlandırma gayretlerine rağmen bölgede 129 594 ha çok bozuk koru ormanı ile 6 128 ha çok bozuk baltalık orman ağaçlandırılmayı ve toprak koruma çalıģmalarının yapılmasını beklemektedir. Bu çok bozuk koru ve çok bozuk baltalık ormanların bölge orman alanına oranı %58,3 tür (%55,7 + %2,6) (Tablo 4.3. ve Ģekil 6.1. ile 6.2.). (4) Göller bölümündeki 4 orman yetiģme ortamı bölgesinin toplam orman alanı 668 231 ha olup, bölge alanına oranı %25 tir (Tablo 4.4.). Orman alanının bölge alanına oranı üç yetiģme ortamı bölgesinde %35.-36,9 arasındadır. AkĢehir YetiĢme Ortamı Bölgesinde ise bu oran %6 ya düģmektedir (Tablo 4.4.). Göller Bölümünde OGM 197 envanterine göre (yayın tarihi 198) toplam orman alanı 634 582 ha olup, 33 649 ha lık artıģ ile 23 envanetrinde 668 231 ha a yükselmiģtir (Kantarcı,M.D.25/1). Göller Bölümünde koru ormanı alanı 197 envanterinde 335 22 ha iken, 23 envanterinde 379 626 ha a yükselmiģtir (44 46 ha artmıģ). Buna karģılık çok bozuk baltalık alanı 276 93 ha dan 265 663 ha a azalmıģtır (11 24 ha azalmıģ). Çok bozuk baltalıktan azalan alan (11 24 ha) ile orman alanındaki artıģ (33 649 ha) toplamı, koru ormanındaki artıģa denk gelmektedir. Koru ormanındaki artıģ ağaçlandırmalar ile sağlanmıģtır (karģılaģtırmalar için bkz. Kantarcı, M.D.25/1). Kurak bir bölgede küçümsenmeyecek olan bu ağaçlandırma gayretlerine rağmen;

17 Burdur-Acıgöl YetiĢme Ortamı Bölgesinde çok bozuk koru %18,8 ve çok bozuk baltalık %56,3 olmak üzere orman alanının %75,1 i, Eğirdir YetiĢme Ortamı Bölgesinde çok bozuk koru %29,2 ve çok bozuk baltalık %46,9 olmak üzere orman alanının %76,1 i BeyĢehir YetiĢme Ortamı Bölgesinde çok bozuk koru %48,3 ve çok bozuk baltalık %27,7 olmak üzere orman alanının %76, sı, AkĢehir YetiĢme Ortamı Bölgesinde çok bozuk koru %33,7 ve çok bozuk baltalık %35,8 olmak üzere orman alanının %73,5 iağaçlandırılmayı veya toprak koruma çalıģmalarını beklemektedir (Tablo 4.4.). Göller Bölümü orman alanının tümünde çok bozuk koru alanı 225 534 ha (%33,7) ile çok bozuk baltalık orman alanı 265 663 ha (%39,8) toplam orman alanının %73,5 ini oluģturmaktadır (Tablo 4.4. ve Ģekil 6.1. ile 6.2.). Akdeniz Bölgemizin Batı Akdeniz Bölümündeki orman varlığımız üzerinde yaptığımız bu değerlendirme, çok farklı iklim ve yeryüzü Ģekli özelliklerinin etkisi ile oluģmuģ orman yetiģme yörelerinde farklı ağaç türleri ile geniģ alanlarda ağaçlandırma ve toprak koruma çalıģmalarımızın devam ettirilmesi gerektiğini göstermektedir. Yapılan gayretli ve baģarılı çalıģmalar ile yeterli bilgi birikimi sağlanmıģtır. Bu ağaçlandırma ve toprak koruma çalıģmaları hızla devam ettirilmez ise sağanak yağıģların sellere dönüģmesi, toprakların taģınması ve kapsamlı can ve mal kayıpları ile zararlar vermesi önlenemez. 4. KIZILÇAM VE SEDĠR AĞAÇLARININ BESLENME VE BÜYÜME ĠLĠġKĠLERĠNĠN YÜKSELTĠYE BAĞLI OLARAK DEĞĠġMESĠ Yükselti/iklim kuģakları; seyrek de olsa meteoroloji istasyonlarının ölçmeleri, ağaç ve çalı türlerinin yayılıģı ve orman kuran ağaç türlerinin beslenme/büyüme iliģkileri bir arada değerlendirilerek daha güvenli (gerçeğe yakın olarak) belirlenebilir. Bu konuda en tipik örnek Bolu da Aladağ ın kuzey bakılı yamacında tam bir gölge ağacı olan (altında baģka türleri pek barındırmayan) Uludağ Göknarı ormanlarında çalıģılmıģtır (Kantarcı,M.D. 1979, 198/1, 199/2 ve 25/2). Benzer iki çalıģma da Kızılçam kuģağında (1983 te çalıģıldı) ve Sedir kuģağında (1982 de çalıģıldı) yapılmıģtır (Kantarcı,M.D.1982/1, 1982/2, 1885, 1989, 1991, 25/2). 4.1. KIZILÇAM KUġAĞINDAKĠ DOĞAL ORMANLARDA KIZILÇAM AĞAÇLARININ BESLENME / BÜYÜME ĠLĠġKĠLERĠNĠN YÜKSELTĠ BASAMAKLARINA GÖRE DEĞĠġĠMĠ Manavgat Orman ĠĢletmesinde; Sorgun Ormanı, SAĞIRĠNĠ/DELĠLLER -Cerle Deresi- KALDIRIM DAĞI kesitinde1983 yılında yaptığımız çalıģma ancak 1998 de yayınlanabilmiģ ve 25 te ibre analizleri ile birlikte değerlendirilebilmiģtir (Kantarcı, M.D.25/2). Kızılçam ağaçları 5-7 m (ortalama 6 m) basamağında 4, 6, 8 ve 1 yaģlarında daha fazla boy yapabilmektedirler. Örnek alanlarda üst boydan alınan ağaçların ortalama büyüme değerleri yanında, kızılçam ağaçlarının 1 yaģındaki ibrelerinde azot ve fosfor miktarları da (gr/1 gr kuru ibrede) 5-7 yükselti basamağında daha yüksektir (ġekil 7). Bu durum 5-7 m yükselti basamağının Kızılçamın optimumu olduğunu göstermektedir (Doğal yetiģen ormanlarda). Çünkü bu yükselti basamağından hem yağıģ yüksektir, hem de vejetasyon dönemi içinde yaz kuraklığından dolayı duraklama (büyümede duraklama) süresi daha kısadır. Yukarı çıkıldıkça yağıģ artmaktadır. Ancak sıcaklık azaldığı için Kızılçamın

18 optimum yetiģme kuģağındaki ılık ortam Ģartlarında uzaklaģılmaktadır. Boylar da kısalmaktadır (ġekil 7 ile Ģekil 1 ve tablo 1, kesit 1 ve Ģekil 3 ü karģılaģtırınız). Kızılçam ağaçlandırmalarında elde edilen yüksek baģarı ve hızlı boy büyümesi derin toprak iģlemesi, 3x3 m dikim aralığı ve ilk yıllarda uygulanan çapa ile kültür bakımına bağlıdır (Fazla bilgi için bkz. Kantarcı, M.D.-Koparal, S.1984; Kantarcı, M.D.1984 ve 1998). Toprak iģlemesi makina ile yapılmayan, çukur dikimi ile ve sık dikilerek yetiģtirilen kızılçam ağaçlandırmalarında büyüme yavaģ olmuģtur. Doğal ormanlarda kızılçam ağaçları genellikle yangın sonrası geldiği ve çok sık yetiģtiği gibi, derin toprak iģlemesi yapılmadığı, meģcere bakımlarının yeterince yapılamadığı gibi sebeplerle daha yavaģ büyümektedirler. 4.2. SEDĠR KUġAĞINDAKĠ DOĞAL ORMANLARDA SEDĠR AĞAÇLARININ BESLENME / BÜYÜME ĠLĠġKĠLERĠNĠN BAKIYA VE YÜKSELTĠ BASAMAKLARINA GÖRE DEĞĠġĠMĠ Kumluca Orman ĠĢletmesi ile Çamkuyusu AraĢtırma Ormanında (Elmalı) doğal sedir ormanlarında 1982 yılında yaptığımız çalıģma 1985, 1988 yıllarında değerlendirilip yayınlanmıģtır (Elde edilen bulguların son değerlendirmeleri için bkz. Kantarcı, M.D. 25/2).Bu çalıģmada örnek alanlar ve örnek alanlardan alınan örnek ağaçlar siper altında yetiģmemiģ olan üst boydaki sedir ağaçlarıdır. Sedir ağaçları Kumluca Orman ĠĢletmesinin Alakır Vadisine bakan Dibek Ormanında (Beydağları) 12 m yükselti basamağı ile 16 m yükselti basamağında en iyi boylanmayı yapmıģlardır (1 yaģı için). Buna karģılık diğer yükselti basamaklarında sedirlerin 1 yaģında ulaģabildikleri boy daha kısadır (ġekil 8.). Çamkuyusu AraĢtırma Ormanında (Beydağlarının Elmalı tarafı) kuzey bakılı yamaçlarda 12-2 m arasında, güney bakılı yamaçlarda 18-2 m arasında örnek alanlar ve ağaçlar alınmıģtır. Çamkuyusu AraĢtırma Ormanında da sedir ağaçlarının 1 yaģında ulaģtıkları üst boy 11-13 m (ortalama 12 m) basamağında (Avlan Kuzu Tepe) ve 15-17 m (ortalama 16 m) basamağında daha fazladır (ġekil 8.). Sedir ağaçlarının 16 m (15-17 m) yükselti basamağında ibrelerindeki azot ve fosfor miktarları da (gr/1 gr kuru ibre) daha fazladır (ġekil 8.). Bu beslenme/büyüme iliģkisi 15-17 m (ortalama 16 m) yükselti basamağının sedirin optimumu olduğunu göstermektedir (Doğal yetiģen sedir ormanlarında). Sedir ağaçlarının 12 m kuģağında da 1 yaģında ulaģtıkları yüksek boy ilginçtir. Bu yükselti basamağındaki örnek alanlar 11-13 m arasında (ortalama 12 m) alınmıģtır. Bu yükselti basamağı kızılçam kuģağı ile sedir kuģağının arasında bir geçiģ kuģağıdır. YağıĢı yüksektir (ġekil 1). Sıcaklık değerleri kızılçam için serin, sedir için ılık bir ortamı oluģturmaktadır. Kar örtüsünün daha uzun kalabildiği bakılarda sedir tohumları daha fazla çimlenebilmektedir (soğuk-ıslak katlama isteği). Kar örtüsünün daha kısa süre kalabildiği bakılarda (daha sıcak) kızılçam tohumları daha fazla çimlenebilmektedir. Böylece kızılçam/sedir kuģağı olarak nitelediğimiz bir ara kuģak oluģmuģtur. Bu kuģak Beydağlarının güney bakılı-deniz etkisi alan yamaçlarında kızılçam/sedir kuģağı halindedir. Beydağlarının kuzey bakılı yamaçlarında (Elmalı iģletmesi) 11-12 m kuģağı Avlan Kuzu Tepenin kuzey bakılı yamaçlarında kızılçamın yer almadığı bir sedir kuģağıdır. Bu sedir kuģağı Avlan Boğazından gelen deniz etkisini yandan, Avlan Gölü üzerinden gelen göl etkisini ise karģıdan (cepheden) almaktadır. Elmalı Ovası nda aynı yükselti basamağı bir don çukuru ve kuģağı olup, ardıç ormanı ile kaplıdır. Bu sebeple Çamkuyusu 12 m yükselti basamağındaki

19 sedirlerin boylarının fazla olması üzerinde Avlan Boğaz ile Avlan Gölünün etkisi gözardı edilemez. 5. ĠKLĠM DEĞĠġĠMĠ SÜRECĠNDE BATI AKDENĠZ BÖLÜMÜNDEKĠ GELĠġMELER ĠLE ORMANLARA ETKĠLERĠ ÜZERĠNE DEĞERLENDĠRMELER Dünyadaki iklim değiģimi süreci Türkiye yi de etkilemektedir. Özellikle deniz etkisini alamayan iç bölgelerde iklim değiģikliği bir ısınma/kuraklaģma süreci olarak yaģanmaktadır. Akdeniz Havzasında da bu ısınma/kuraklaģma sürecinin etkili olduğu çeģitli yayınlardan anlaģılmaktadır. Kuzeyde Çatalca Yarımadası ile Kocaeli Yarımadası ndaki meteoroloji istasyonlarının ölçmelerine dayanarak yaptığımız değerlendirme bir ısınma/kuraklaģma etkisinin özellikle Marmara Denizi kıyılarında belirginleģtiğini göstermiģtir (Kantarcı,M.D. 27). Bu ısınma/kuraklaģma süreci Ġzmit Orman ĠĢletmesinde Çamkese Böceği salgınına sebep olmuģ ve geniģ alanlarda Kızılçam, Karaçam, Monteri Çamı (P.radiata) ormanlarının (ağaçlandırma) kuruması ile sonuçlanmıģtır. Hakim deniz rüzgârları altında deniz etkisini alan yerlerde ısınma/kuraklaģma süreci o kadar belirgin değildir. Göller Bölümü için yaptığımız bir çalıģmada göllerin üzerinden gelen rüzgâr etkisi altında kalan meteoroloji istasyonlarında yıllık ortalama sıcaklıkların -,3/-1,1 Cº azaldığı, göllerin etkisini almayan istasyonlarda ise,1-,6 Cº arasında arttığı hesaplanmıģtır (Kantarcı,M.D.28/1). Ġskendurun Körfezi çevresindeki bir çalıģmada ise; yllık ortalama sıcaklıkların soğuk ve kirli hava çökelmesi olan Mersin de 1,5 Cº artmasına karģılık diğer istasyonlarda,2-,4 Cº arttığı hesaplanmıģtır (Kantarcı, M.D.28/2). Batı Akdeniz Bölümünde ortalama sıcaklığın ve yağıģın dönemsel değiģimleri; kıyı istasyonlarından batıdan doğuya doğru Finike, Antalya, Manavgat ve Alanya da, Ġç Bölge istasyonlarından da Korkuteli ve Elmalı olmak üzere 6 meteoroloji istasyonunun ölçmeleri ile incelenmiģtir. Yıllık ortalama sıcaklık ile yağıģlar 197 den önceki dönem, 197-1981, 1982-1993 ve 1994-26 dönemleri olmak üzere 4 dönemde incelenmiģ ve karģılaģtırılmıģtır. Bu dönemlerin ayırtedilmesinde 1982-1991 yılları arasında 4 yanardağın patlaması ve 1992 yılı baģında 1. Körfez savaģında Kuveyt petrol kuyularının yakılması sebep olmuģtur. Dört yanardağdan; El Chicon (1982-Meksika), Nevado Delruiz (1982-Kolombiya), Pinatubo (1991-Filipinler) ve Unzen (1991-Güney Japonya) püskürttükleri toz (kül) bulutu ve gazları Stratosfere (1-2 km yükseğe) ulaģtırmıģlardır. Stratosferde 2-3 yıl kalan bu toz ve gazlar dünya ikliminde (Yer yüzünde) genel olarak 1 Cº soğumaya sebep olmuģlardır (Bkz. Kantarcı, M.D. 25/2). Türkiye nin de bu soğumadan etkilendiği dönemlere göre yaptığımız sıcaklık ve yağıģ değerlendirmelerinde farklı değerler halinde ortaya çıkmaktadır. Öte yandan, atmosferdeki CO2 artıģına bağlı olarak, 1994 yılından itibaren belirginleģen sıcaklık artıģları da Akdeniz Havzasındaki ısınma sürecini belirginleģtirmektedir. Ayrıca aylık ortalama sıcaklık ve yağıģlar da bu dönemler arasında karģılaģtırılmıģtır. 5.1.ORTALAMA SICAKLIK DEĞERLERĠNĠN DÖNEMSEL DEĞĠġĠMĠ Yıllık ortalama sıcaklık değerlerinin dönemsel değiģimi ilginç ve etkileyicidir.

2 1) Finike de 1953-197 döneminde 18,6 Cº, olan yıllık ortalama sıcaklık, 197-1981 döneminde 18,3 C, 1982-1993 döneminde 18,4 Cº ve 1994-26 döneminde 19,4 Cº olarak hesaplanmıģtır (ġekil 9.1.). Ortalama sıcaklık artıģı 1953-197 dönemine göre 1994-26 döneminde,8 Cº tır. 2) Antalya da 193-197 döneminde 18,7 Cº olan yıllık ortalama sıcaklık, 197-1981 döneminde 18,4 Cº, 1982-1993 döneminde 17,7 Cº, 1994-26 döneminde 18,8 Cº olarak hesaplanmıģtır (Tablo 8.1.). Ortalama sıcaklık artıģı 193-197 dönemine göre 1994-26 döneminde,1 Cº tır. Ancak ortalama sıcaklığın 1982-1993 döneminde 17,7 Cº a düģmesi, 1994-26 döneminde 18,8 Cº a çıkması (artıģ 1,1 Cº) ilginçtir (ġekil 1.1.). 3) Manavgat ta 1929-197 döneminde 18,2 Cº olan yıllık ortalama sıcaklık, 197-1981 döneminde 18,4 Cº, 1982-1993 döneminde 18,3 Cº ve 1994-26 döneminde 19,1 Cº olarak hesaplanmıģtır (ġekil 11.1.). Ortalama sıcaklık artıģı 1929-197 dönemine göre 1994-26 döneminde,9 Cº tır. Manavgat taki yıllık ortalama sıcaklığın dönemler boyunca artıģı Finike dekine benzemektedir. 4) Alanya da 1938-197 döneminde 18,8 Cº olan yıllık ortalama sıcaklık, 197-1981 döneminde 18,5 Cº, 1982-1993 döneminde 18,7 Cº, 1994-26 döneminde 2,3 Cº olarak hesaplanmıģtır (ġekil 12.1).Yıllık ortalama sıcaklık artıģı 1938-197 dönemine göre 1994-26 döneminde1,5 Cº tır. Alanya daki sıcaklık artıģının dönemlere göre geliģimi Finike ve Manavgat takine benzemektedir. 5) Korkuteli de 197 yılı öncesinde sıcaklık ölçülmemiģtir. Yıllık ortalama sıcaklık değerleri; 197-1981 döneminde 12,3 Cº, 1882-1993 döneminde 12,3 Cº, 1994-26 döneminde 12,8 Cº hesaplanmıģtır. Son dönemde sıcaklığın,5 Cº arttığı görülmektedir (ġekil 13.1.). 6) Elmalı da 1952-197 döneminde 13.1 Cº olan yıllık ortalama sıcaklık, 197-1981 döneminde 12,7 Cº, 1982-1993 döneminde 12,5 Cº ve 1994-26 döneminde 13,2 Cº olarak hesaplanmıģtır (ġekil 14.1.).Elmalı da da Antalya dakine benzer ilginç bir durum vardır. Yıllık ortalama sıcaklık 1952-197 dönemine göre 1982-1993 döneminde -,6 Cº azalarak 12,5 Cº ye düģmüģ, 1994-26 döneminde,7 Cº artarak 13,2 Cº ye çıkmıģtır. 7) Yıllık ortalama sıcaklıkların artıģında incelenen meteoroloji istasyonlarının çevresinde beton yapıların artıģının etkisi gözden uzak tutulmamalıdır. Özellikle Alanya meteoroloji istasyonu yüksek beton yapıların (otel vb.) arasında kalmıģtır. Ancak yıllık ortalama sıcakların dönemlere göre değiģimi veya 197-26 arasındaki artıģ eğrileri incelendiğinde, sadece betonlaģmaya bağlı kalmadığı sonucuna varılmaktadır. Özellikle kıyı istasyonlarında Akdeniz Havzası ndaki ısınmanın etkisi gözden uzak tutulmayacak kadar dikkat çekicidir. 8) Aylık ortalama sıcaklıklardaki artıģlar kıyı istasyonlarında 193-197 dönemine göre 1994-26 döneminde,8-2,2 Cº arasındadır. Alanya daki artıģın yüksek beton binaların etkisi ile yaz boyunca 1,7-2,2 Cº ye ulaģtığı görülmektedir (ġekil 12.1.). Ancak yaz dönemindeki ısınma ve kuraklaģma belirgindir. Isınma etkisi kıģ aylarında da görülmektedir (Antalya hariç). Isınma etkisi ile yaz mevsimindeki aylarda ortalama sıcaklık artıģı; Elmalı da,6 Cº kadar (ġekil 14.1.) olup, Korkuteli de,5-1,2 Cº kadardır. 5.2.ORTALAMA YAĞIġLARIN DÖNEMSEL DEĞĠġĠMĠ Batı AkdenizBölümünde Ġncelenebilen 6 meteoroloji istasyonunun ölçmelerine göre yıllık ortalama yağıģların dönemsel değiģimi de ilginçtir. Atı Akdeniz Bölümünde 197 yılından önce ölçme yapan istasyonların bir kısmı kapatıldığı için eldeki mevcutlarla çalıģmak zorunda kalınmıģtır.

21 1) YağıĢların yıllık ve aylık ortalamaları arasında dönemlere göre dikkat çekici farklar ortaya çıkmaktadır. Kıyı istasyonlarında 197 öncesi dönemine göre 1994-26 döneminde; Finike de 7,2 mm/yıl, Antalya da 232,8 mm/yıl artıģ olmasına karģılık, Manavgat ta 115 mm/yıl, Alanya da 5,2 mm/yıl kadar azalma olmuģtur (ġekil 9.2.,1.2.,11.2., 12.2.). Buna karģılık Korkuteli de 3 mm/yıl, Elmalı da 55,9 mm/yıl azalma hesaplanmıģtır (ġekil 13.2. ile 14.2.). 2) Finike de, Antalya da, Manavgat ta ve Alanya da 1.,11. ve 12. aylardaki aylık yağıģların 197 öncesi dönemdeki miktarlardan çok fazla olduğu görülmektedir (ġekil 9.2.,1.2., 11.2. ve 112.2.) 3) Günlük en çok yağıģ miktarları (mm/24 saat) 197 öncesi dönem ile 197-26 dönemi arasında ilginç farklar gözlenmiģtir. Günlük en çok yağıģ miktarlarının özellikle 1., 11. ve 12. aylarda dikkat çekici miktarda arttığı anlaģılmaktadır. Antalya da 5.ayda, Manavgat ta 3., 4. ve 5. aylardaki artıģlar da dikkat çekicidir (ġekil 9.2., 1.2., 11.2.,12.2.). 4) Elmalı ile Korkuteli nde aylık ortalama yağıģların azaldığı görülmektedir (ġekil 13.2. ile 14.2.). 5) Aylık yağıģlarda ve günlük en çok yağıģ değerlerindeki artıģlar kıyı istasyonlarında özellikle kıģ ve ilkbahar aylarında görülmektedir. Bu yağıģ artıģları kuzeyden gelen soğuk hava kütleleri ile Akdeniz üzerinden gelen ılık ve nemli hava kütlelerinin karģılaģmasından oluģan Sıcak çekirdekli siklonların sebep olduğu sağanak yağıģlardan kaynaklanmaktadır. Bu sıcak çekirdekli siklonlar geçmiģ dönemlerde de oluģmaktaydı. Ancak 1994-26 döneminde daha sık oluģmuģlar, daha fazla yağıģlara ve sel baskınlarına sebep olmuģlardır. Sıcak çekirdekli siklonların oluģum sıklığı ve sebep oldukları sağanak yağıģlar Akdeniz Havzası ndaki ısınma ile ilgilidir. 6) Kıyı istasyonlarında yağıģ artıģlarının iklimin nemlenmesi ile ilgisi yoktur. Sağanak yağıģlar sellere sebep olmaktadır. Bu yağıģlar, yıllık yağıģ bilançosundan çıkartılırsa, gerçekte yağıģların artmadığı ama artan yaz sıcaklığı ile ortamın kuraklaģtığı sonucuna varılır. Bu sonuç deniz etkisini alan arazideki (Batı Akdeniz YetiĢme Ortamı Bölgesi) ormanlarımız için önemlidir. 7) Ġç bölgelerde yağıģların artmayıģı ama yaz aylarındaki sıcaklığın artması tipik bir ısınma/kuraklaģma sürecini iģaret etmektedir. Deniz etkisini alamayan iç bölgelerde ve özellikle sedir ormanlarındaki kurumalar bu ısınma / kuraklaģma sürecinin sonucudur. 6. BATI AKDENĠZ BÖLÜMÜNDE ORMANCILIK SORUNLARI Türkiye Ormancılığının bazı sorunları bir bütün gibi görünür. Bu sorunların bazılarını da coğrafya bölgelerine göre birbirinden ayırıp değerlendirmek, bölgesel ekolojik özelliklerden dolayı, gereklidir. Aksi halde Akdeniz Bölgesindeki Kızılçam ormanlarının sorunlarını, Karadeniz Bölgesindeki kayın, göknar, ladin ormanlarının sorunları ile karıģtırmak gibi uygunsuz bir durum ortaya çıkar. Nitekim, Kızılçam ormanlarının gençleģtirilmesi ve ağaçlandırılması konusunda 196 lı yıllarda, bu ağaç türünü karaçama benzeterek uygulamalar yapılmıģtır. Bu anlayıģ 198 li yılların baģına kadar akademik ortamda devam etmiģtir. Kızılçam da gençleģtirme ve ağaçlandırma yöntemleri; meslektaģlarımızın 197 li yıllardaki baģarılı çalıģmaları, 198 li yıllarda ölçülüp, değerlendirilerek geliģtirilmiģtir. Sedir ormanlarında Mehmet Yalçıner tarafından baģlatılmıģ olan öncü yangın kültürü ile gençleģtirme çalıģmaları meslekdaģlarımız tarafından devam ettirilmiģtir. Bu yangın kültürü ile gençleģtirme çalıģmalarını geliģtirmek üzere 198 li yıllarda meslektaģlarımız ile baģlattığımız uygulamalar ve araģtırmalar baģarı ile sonuçlanmıģtır. Sedir ormanlarımızda daha önce yapılmıģ araģtırmalara ek olarak yürüttüğümüz ekoloji çalıģmaları da 198 li yıllarda baģlatılmıģtır. Ormancılık mesleğindeki bu baģarılı uygulama ve araģtırma çalıģmalarında sağlanan birikim sayesinde, 198-199 arasında Türkiye de bir Akdeniz