iþleriyle hiçbir yetkisi ve sorumluluðu olmayan bir kiþiydim ama bu konu daha sonra mahkemelere taþýndý. 3 DE



Benzer belgeler
Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI


mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ


Simge Özer Pýnarbaþý


TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

ünite1 Sosyal Bilgiler

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154


1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI


7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012


Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

Gelir Vergisi Kesintisi

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar


T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI



1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn


MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN


Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

01 Kasým 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2015

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

Kanguru Matematik Türkiye 2015


Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

17 ÞUBAT kontrol

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

mmo bülteni mart 2005/sayý

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor



BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

DÜZENLEME KURULU YÜRÜTME KURULU. Sezai ONARAL Sami KAZICI Ünal AYDIN Tayfun BEÞE Nevzat BARAK Yaþar BASKIN Hasan AKTAÞ Abdi ÇALIÞIR

SENDÝKAMIZDAN HABERLER



Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim


Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

MALÝYE DERGÝSÝ ISSN Ocak - Haziran 2009, Sayý 156


Transkript:

- Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, Sincan 1. Aðýr Ceza Mahkemesi nin hakkýndaki takipsizlik kararýný kaldýrmasýyla ilgili olarak, Hukuki prosedür neticelendiðinde, eðer bazýlarýnýn iddia ettiði gibi bir durum ortaya çýkarsa, bu konuda yargýlanmaktan þahsým adýna benim hiçbir þüphem, tereddütüm yoktur dedi. Cumhurbaþkaný Gül, Slovenya Cumhurbaþkaný Danilo Türk ile Çankaya Köþkü nde düzenlediði ortak basýn toplantýsýnda, gazetecilerin Sincan 1. Aðýr Ceza Mahkemesi nin hakkýnda verilen takipsizlik kararýný kaldýrmasý ve kararýn zamanlamasýný nasýl deðerlendirdiðini sormasý üzerine, þunlarý söyledi: Zamanlamayla ilgili bir þey söyleyemem. Zamanlamayla ilgili herhangi bir þey söylersem polemik olur. Yalnýz þunu hatýrlatmak isterim; 10 yýl önce o zamanki Refah Partisi nin 10 un üzerinde genel baþkan yardýmcýsý vardý. Ben de dýþ politikadan sorumlu genel baþkan yardýmcýsýydým ve mali konularla, para iþleriyle hiçbir yetkisi ve sorumluluðu olmayan bir kiþiydim ama bu konu daha sonra mahkemelere taþýndý. 3 DE 4 DE 2 DE 7 DE "Bundan 49 yýl önce; mutlu bir azýnlýk olma ayrýcalýðýný kaybedeceðini anlayan Devlet Elitleri omuz omuza verip seçilmiþ meþru hükümeti silah zoruyla devirdiler. Halkýn temsilcilerini sürükleye sürükleye Yassýada ya götürdüler. Ýþkence ettiler. Uyduruk mahkemelerde yargýladýlar. Bir baþbakaný ve iki bakaný idam edip aralarýnda Cumhurbaþkaný nýn da olduðu çok sayýda Demokrat Partiliyi hapislerde çürüttüler..." Genç Siviller, 27 Mayýs Darbesinin 50. yýl dönümünde, darbenin simgesi Yassýada nýn demokrasi adasý olmasý için kampanya baþlatýyor. Çaðrý metni www.yassiada.org sitesinde imzaya açýlýyor. Ýmzacýlar 24 Mayýs Pazar günü de teknelerle Yassýada ya gidiyor. Celal Bayar ýn kýzý Nilüfer Bayar Gürsoy, Adnan Menderes in oðlu Aydýn Menderes, Fatin Rüþtü Zorlu nun torunu Fatin Rüþtü Yener in de destek verdiði kampanyanýn tanýtýlacaðý basýn toplantýsý 21 Mayýs 2009 Perþembe, Saat: 13.30 da Taxim Hill Otel de gerçekleþecek... 7 DE 8 DE Ýzmir'de polis tarafýndan "dur" ihtarýna uymadýðý gerekçesiyle baþýndan vurularak öldürülen Baran Tursun davasýnda sanýk polis Oral Emre Atar, taksirle adam öldürmek... 3 DE Çocukluðumda köylerimizin çoðunda elektrik yoktu. Þehirlere henüz yoðun göçler baþlamamýþtý. O sýralar ekonomik durumlarý göreceli olarak iyi olanlar taþýnabilir portatif teypleri omuzuna takarak gitiði yerlerde sevdikleri ozanýn kasetlerini çalarlardý. Daha önceleri tep parça çalýnan ve adýna Plak denilen çalarlar piyasadan yavaþ yavaþ siliniyordu. Onlarýn yerlerini taþýnmasý daha kolay ve hacmi daha geniþ olan teyp kasetleri almýþtý. Özellikle Pir Sultan Abdal ýn deyiþleri, Aþýk Mahzuni, Aþýk Daimi, Aþýk Beyhani, Aþýk Þah Turna, Aþýk Veysel in kasetleri... say say bitmez. 5 DE Nevþehir'in Ürgüp ilçesinde tarihe karýþmaya yüz tutan mesleklerden palancýlýðýn imdadýna, turizm sektörü yetiþti. Bölgenin tek palan ustasý Ahmet Kürkçü (81), artýk at ve eþekler için deðil turistik tesisler için üretim yapýyor. 6 DA

2 Spor, eðitimin olmazsa olmaz dayanaklarýndan biridir. Eðitim ve öðrenim süreci içine giren öðrenicilerin zihinsel kapasitelerinin geliþebilmesi için beyin hücrelerinin yeterince kanlanmasý, dolayýsý ile oksijenlenmesi gerekmektedir. Bu iþi de dolaþým sistemi yerine getirmektedir. Ama kanýn beyne ulaþmasý tek baþýna bir anlam ifade etmez. Bu kan temiz ve bol hava yüklü olmalýdýr ki, enerji üretilebilsin, insan yaþamýna katký yapabilsin. Bunun içinde solunum sistemi devreye girmek zorundadýr. Akciðerler geliþmiþ olmalýdýr ki, oradan geçen kan iyi temizlenmeli ve oksijen dolmalýdýr. Ýþte yaþamsal olan bu iki unsur bedensel etkinlikler sayesinde geliþtirilebilir. Böylece, akýllý ve zeki nesillerin yetiþtirilmesi mümkün olur. Bundan da sadece spor deðil tüm ülke yararlanýr. Tabii ki beden eðitiminin insanýn vücuduna ve yaþam kalitesine kattýðý artýlar sadece solunum ve dolaþým sistemiyle ilgili deðildir. Günümüzde spor dediðimiz bu kavram kiþinin anatomik, fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik birçok parametresine de olumlu etki yapmaktadýr. Yani insanýn insan gibi yetiþmesini ve yaþamasýný saðlamaktadýr. Bunlarýn baþarýlabilmesi içinse; beden eðitimi ve sporun eðitim ve öðrenim kurumlarýna girmesi önkoþulsuz gerekliliktir. Ama, görüyoruz ki spor Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluþundan bu yana hep okul dýþý alan ve ortamlarda geliþtirilmeye çalýþýlmýþtýr. Bu anlamda da varsa yoksa kulüpler, hep öz evlat gibi görülmüþlerdir. Bütün yatýrýmlar kulüpler üzerinden yapýlmýþtýr. Bu ayrýcalýða sahip olan kulüplerse neredeyse bütün spor etkinliklerini futbola endekslemiþtir. Okullarsa üvey evlat olmanýn sýkýntýsýný çekmiþtir. Hal böyle olunca da Türkiye beynine fazla kan gitmeyen insanlar ülkesi olmaktan kurtulamamýþtýr. Ne yazýk ki ayný durum hâlâ devam etmektedir. Þöyle bir düþünelim; bulunduðumuz çevredeki ilköðretim okullarýnýn kaçýnda spor salonu vardýr. Ben Beykoz ilçesi için söyleyeyim: Bir ilköðretim okulu, belediye ve Marmara Üniversitesi Anadoluhisarý Yerleþkesi nde olmak üzere 3, yazýyla üç adet. Üstüne üstlük bu salonlardan yararlanmak da ayrý bir sorun. Saðlýklý bireylerden kurulu bir toplum özlemi çekiyorsak, eðitime ve spora ayrýcalýk tanýmalýyýz. Bu ayrýcalýklarý da eðitim kurumlarýna tanýmalýyýz. Þehirlerin ortalarýna atýl sayýlabilecek stadyumlar yerine her okula bir salon kampanyasý baþlatmalýyýz. Bu kampanyanýn aðýrlýðýný da devlet ve profesyonel futbol üstlenmelidir. Çünkü paranýn çoðu onlardadýr. Paralar har vurulup harman savrulacaðýna verimli ve hayýrlý bir iþe kullanýlmalýdýr. Salonsuz ve spor tesissiz okul kalmamalýdýr. Yüzbinlik statlar yerine, yüzbinlerin spor yapabilmesi saðlanmalýdýr. Ülke; saðlýklý insanlarýn katkýlarýyla geliþebilir. Ülke; eðitim ve üretimle kalkýnabilir... BirGün ANKARA - Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, Sincan 1. Aðýr Ceza Mahkemesi nin hakkýndaki takipsizlik kararýný kaldýrmasýyla ilgili olarak, Hukuki prosedür neticelendiðinde, eðer bazýlarýnýn iddia ettiði gibi bir durum ortaya çýkarsa, bu konuda yargýlanmaktan þahsým adýna benim hiçbir þüphem, tereddütüm yoktur dedi. Cumhurbaþkaný Gül, Slovenya Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Baþkaný Turgut Öker, Türkan SAYLAN'ýn vefatý üzerine yazýlý bir açýklama yaptý. "Onbinlerce gencimizi gerici-þeriatçý cemaatlerin elinden kurtararak, modern ve demokratik toplumsal hayata katan deðerli bilim insaný Prof. Dr. Türkan Saylan ý kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz" denilen açýklamada Ergenekon adý altýnda yürütülen yargýlama ve gözaltýna alma dalgalarýný dikkatle izleyen Alevi toplumu olarak, ortaya konulan tablodan memnun deðiliz" denildi. Ýþte o açýklama: 90 lý yýllarýn baþýnda kurulan Çaðdaþ Yaþamý Destekleme Derneði ile onbinlerce gencimizi gerici-þeriatçý cemaatlerin elinden kurtararak, modern ve demokratik toplumsal hayata katan deðerli bilim insaný Prof. Dr. Türkan Saylan ý kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. Ülkemizde var olan sorunlar karþýsýnda þikayet etmek yerine çözüm üretebilmek amacýyla harekete geçen Saylan, kýrsal kesimde okuma þansý bulamayan genç kýzlarýmýzý törelerin elinden kurtararak ülkenin demokratik yapýsýnýn geliþmesine önemli katkýlarda bulunmuþtur. Karanlýk zihniyet karþýsýnda sergilediði tutum ve projeleri; ülkemizde -siyasi görüþü ne olursa olsun- herkes tarafýndan sahip çýkýlmasý gereken Cumhurbaþkaný Danilo Türk ile Çankaya Köþkü nde düzenlediði ortak basýn toplantýsýnda, gazetecilerin Sincan 1. Aðýr Ceza Mahkemesi nin hakkýnda verilen takipsizlik kararýný kaldýrmasý ve kararýn zamanlamasýný nasýl deðerlendirdiðini sormasý üzerine, þunlarý söyledi: Zamanlamayla ilgili bir þey söyleyemem. Zamanlamayla ilgili herhangi bir þey söylersem polemik olur. Yalnýz þunu hatýrlatmak isterim; 10 yýl önce o zamanki Refah Partisi nin 10 un üzerinde genel baþkan yardýmcýsý vardý. Ben de dýþ politikadan sorumlu genel baþkan yardýmcýsýydým ve mali konularla, para iþleriyle hiçbir yetkisi ve sorumluluðu olmayan bir kiþiydim ama bu konu daha sonra mahkemelere taþýndý. Mahkemeler neticede partinin genel sekreteri dahil olmak üzere bütün genel baþkan yardýmcýlarý ve genel muhasibini bu iþlerden sorumsuz buldu. Yani beraat ettiler. Ben protokol listesinde bile en sonda gelen kiþiydim ve hiçbir þekilde para iþleriyle ilgisiz bir kiþiydim ama milletvekili olduðum için herhangi bir þekilde benimle ilgili yargýlama söz konusu olmadý. Hatýrlarsanýz, ben, bakanken, Baþbakan Yardýmcýsý iken, Dýþiþleri Bakaný iken bile bu konu Meclis komisyonlarýna geldiðinde bizzat gidip dokunulmazlýðýmý kaldýrabilirsiniz, kaldýrýn teklifinde bulunmuþ bir kiþiyim. Ama o günkü þartlarda dokunulmazlýða farklý bakýldýðý için bu gerçekleþmedi. Yalnýz buna ilaveten þunu da hatýrlatmak isterim ki dokunulmazlýk, milletvekili çalýþmalardýr. Ýnandýðý deðerlerin peþinden inatla giden Prof Dr. Saylan, hayatýný toplumun yapýsýnýn olumlu yönde deðiþmesi için adeta feda etmiþtir. Saylan bizim gözümüzde; eylemsizliðin ve kayýtsýzlýðýn ölü topraðý gibi toplumumuzu üstüne serpildiði bu dönemde, baskýn ve irticai gücünün insanlara uygun gördüðü yaþam biçimine þiddetle muhalefet etmeyi baþaran, cesur bir aydýnlýk gönüllüsüdür. Türkiye deki aydýn ve çaðdaþ odaklar sindirilmek isteniyor Ölümünden önce hukuk devleti ile baðdaþmayacak uygulamalara maruz býrakýlan Saylan ýn bu durumu bizler için üzüntü verici bir hatýra olarak hafýzalarýmýzda yer etmiþtir. Ne þeriat ne darbe sloganý ile özdeþleþen tutumu ve hastalýðýnýn aðýr seyrine raðmen evinin saatlerce didik didik aranmasý kabullenebileceðimiz bir uygulama deðildir. dokunulmazlýðý hukuk davalarýnda geçerli deðildir. Dolayýsýyla hukuk davasý, o zaman diðer genel baþkan yardýmcýlarýyla birlikte benim için de açýldý hatta mal varlýðýma tedbir getirildi. Dolayýsýyla bu dava yapýldý ve neticede hiçbir sorumluluðumuz olmadýðý için bu dava reddedildi. Tekrar bu konunun tekrar gündeme getirilmesiyle ilgili þunu söylemek isterim; Cumhurbaþkanlýðý makamý Türkiye nin en yüce makamýdýr. Cumhurbaþkaný Türkiye nin birliðini, beraberliðini ve bütün Türk milletini temsil eder. Açýkcasý, tek kaygým Cumhurbaþkanlýðý makamýnýn dokunulmazlýðý var mý, yok mu tartýþmalarýyla zedelenmesidir. Çünkü bunun yansýmalarýný Türkiye içinde görmezsiniz, Türkiye dýþýnda çok daha farklý þekilde yansýr. Türkiye nin itibarýyla ilgili konulardýr... Ama þunu da söylemek isterim ki; hukuki prosedür neticelendiðinde eðer bazýlarýnýn iddia ettiði gibi bir durum ortaya çýkarsa, bu konuda yargýlanmaktan þahsým adýna benim hiçbir þüphem, tereddütüm yoktur. Bunu da açýkça ifade etmek isterim. Bu konuyla ilgili herhangi bir endiþe duymadýðýmý da açýkça söylerim. Eðer bu hukuki prosedür neticelenir ve bunun neticesinde bazýlarýnýn iddia ettiði gibi netice de ortaya çýkarsa o zaman, tekrar söylüyorum, þahsým adýna herhangi bir kaygým, endiþem söz konusu deðildir. Bunu açýkça tüm kamuoyuyla paylaþmak isterim ve bu konuyu da burada açýkçasý kesmek isterim. (aa) Radikal Türkiye de uzun bir süredir Ergenekon adý altýnda yürütülen yargýlama ve gözaltýna alma dalgalarýný dikkatle izleyen Alevi toplumu olarak, ortaya konulan tablodan memnun deðiliz. Darbeler ve derin devletle ilgili Kenan Evren, Tansu Çiller, Mehmet Aðar, Necdet Menzir, Sedat Bucak ve Sadettin Tantan gibi isimler gözaltýna alýnmazken, ülkenin çaðdaþ yüzleri olan üniversite rektörleri ve akademisyenlerin sorgulanmasýna bir anlam verememekteyiz. Ergenekon Davasý kapsamýnda kanunlara ve mantýða aykýrý delillerle sorgu yapýlarak, Türkiye deki aydýn ve çaðdaþ odaklar sindirilmek istenmektedir Devr-i daim olsun Prof. Dr. Türkan Saylan, toplumun önünde aydýn olabilmenin tüm þartlarýný kusursuz bir biçimde yerine getirerek aramýzdan ayrýlmýþtýr. Mücadelesinin; gerici-irticai yapýlanmalarýn toplumun üzerinde oluþturduðu baskýlar karþýsýnda, suskun kalan yýðýnlara ilham kaynaðý olmasý dileðiyle Aziz hatýrasý önünde saygýyla eðiliyoruz Devr-i daim olsun... Türkiye Þeriata Teslim Olmayacaktýr... Turgut Öker Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Baþkaný Alevihaberajansi

22 Mayýs 2009 Cuma Ýsmail Saymaz Bircan, sekiz yýl sigortasýz ve günde 12 saat kot kumlamacýlýðýnda çalýþmýþtý. Böylece ayný hastalýktan ölen iþçi sayýsý 41 e çýktý. Bircan, 1995-2001 arasýnda Gaziosmanpaþa Küçükköy deki bir kaçak kot kumlama atölyesinde çalýþtý. Altý yýl boyunca sigortasýz çalýþýrken günde 12 saat atölyeden çýkmýyordu. Altý yýlýn sonunda öksürük þikâyetiyle hastaneye gittiðinde Ankara Yedi örgütün kadýn temsilcilerinden oluþan heyetin Bilge (Zanqirt) köyünde 44 kiþinin öldürülmesiyle ilgili raporunda, köylü kadýnlar "herkesin, görevlilerin, askerlerin, misafirlerin köylerinden gideceðini, bundan sonra ne yapacaklaýný bilmediklerini" söylüyor. Kadýnlar, katliamýn "arkasýnýn gelmesinden" kaygýlý olduklarýný, anne babasýz kalan çocuklarýn "sonlarýnýn ne olacaðýný bilmediklerini" de dile getiriyor. "Maskeli deðildiler" Rapora göre, olay gecesinden bahseden kadýnlar, katliamý gerçekleþtirenlerin medyada yer aldýðý gibi maskeli olmadýðýný da ekliyor. "Çocuklara psikolojik destek sürmeli" Rapora göre, olay yakýnlarýný kaybeden kadýnlar ve çocuklar için çok daha travmatik. Heyetin görüþtüðü, köydeki çocuklara ruh saðlýðý yardýmý veren uzmanlar da, yakýnlarýný kaybeden çocuklarýn rehabilitasyon ihtiyacýnýn olduðunu, uzun vadeli takip gerektiðini belirtiyor. Hayatta kalan yetiþkinler, köy nüfusunun tümü akraba olduðu için, anne babasýz kalan çocuklarý Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na vermek istemiyor. Rapora göre, köydeki ruh saðlýðý uzmanlarý da bu görüþe katýlýyor. Birlikte kayýp yaþayan çocuklarýn travmadan çýkmalarýnýn daha kolay olacaðý kanýsýndalar. Aralarýnda gönüllü olarak köyde bulunanlarýn da olduðu psikologlar, Ýzmir'de polis tarafýndan "dur" ihtarýna uymadýðý gerekçesiyle baþýndan vurularak öldürülen Baran Tursun davasýnda sanýk polis Oral Emre Atar, taksirle adam öldürmek suçundan 2 yýl 1 ay hapis kendileri köyden ayrýldýktan sonra da çocuklara özel ilgi gösterilmesi, psikolojik ve toplumsal desteðin sürmesi gerektiðini söylüyor. Psikologlar köyden dönüþümlü olarak ayrýlmayý planlýyor. Uzmanlar, yakýnlarýný kaybeden çocuklar için bir yatýlý bölge okulu kurulmasýný da öneriyor. "Hemen her evde silah var" Rapora göre, ruh saðlýðý uzmanlarýnýn dile getirdiði bir konu da köyde hemen her evde silah bulunmasý, þiddet iklimine alýþkýn olmayý doðuruyor. "Kadýn ve çocuklara özel destek gerek" Heyet, raporu sonundaki saptamalarýnda, köydeki kadýn ve çocuklarýn yaþamlarýný sürdürmeleri için gerekli sosyal, psikolojik ve ekonomik desteðin verilmesi gerektiðini söylüyor. Heyetin önerilerinden biri de bundan sonraki sürecin saðlýklý iþleyebilmesi için, Valilik bünyesinde, içinde belediye baþkaný, sivil toplum örgütleri ve köyden temsilcilerin de bulunacaðý bir "koordinasyon kurulu" kurulmasý. ÝHD, Türkiye Barýþ Meclisi, TMMOB Kadýn Mühendisler, KESK, TTB, Kadýn Dayanýþma Vakfý ve Halkevleri'nden yedi kadýnýn oluþturduðu, daha sonra bölgedeki kadýn örgütlerinin temsilcilerinin de katýldýðý heyet, Mardin'de vali yardýmcýsý, Mazýdaðý belediye baþkaný, müftü, sendika, meslek örgütü ve sivil toplum örgütü temsilcileri, köyde yardým veren ruh saðlýðý uzmanlarý ve köylülerle 12-13 Mayýs tarihlerinde görüþtü. (TK) Bianat cezasýna çarptýrýldý. Ayný dava kapsamýnda delilleri gizlemek ve evrakta sahtecilikten yargýlanan 10 polis ise beraat etti. Sanýk polis Atar tutuksuz yargýlanýyordu. Karþýyaka 1. Aðýr Ceza Mahkemesi'nde görülen davada dün karar çýktý. Baba Mehmet Tursun, 50 sayfalýk bir metin okuyarak, davada gördüðü eksikliklere dikkat çekti. Baba Tursun, sanýk polis Atar'ýn nýn "yere düþerken silahým ateþ aldý" þeklindeki savunmasýna itiraz ederek, "Hep ayný mazereti sunuyorlar. Neden bu seken kurþunlar, polisin yanýnda bulunan bir baþka polisi deðil de, bizim çocuklarýmýzý hedef alýyor" diye sordu. Polislerin sürekli çeliþkili ifadeler verdiðini savunan baba Tursun, polislerin "kasten silikozis ve tüberküloz teþhisi konuldu. Evli ve üç çocuk babasý Bircan, o tarihten sonra düzenli bir iþ bulamadý. Ekonomik darboðaza girdiði gibi, çok sayýdaki ilacýný da düzenli kullanamadý. En son bir buçuk ay önce tüberkülozu ilerleyince Yedikule Göðüs Hastalýklarý Hastanesi nde tedavi altýna alýndý. Bircan, geçen cuma günü öldü. Bircan, silikozise kurban verilen 41. iþçi oldu. Kot Kumlama Ýþçileri Dayanýþma Komitesi verilerine göre, bugüne dek 10 bin kadar iþçinin kot kumlamada çalýþtýðý biliniyor. Yaklaþýk 500 kiþiye silikozis teþhisi konurken, hasta sayýsýnýn 3-5 bin arasýnda olabileceði sanýlýyor. Bakanlýk yasaklamýþtý Saðlýk Bakanlýðý, kumda bulunan silika maddesinin akciðer dokusu üzerine oluþup tahrip etmesi sonucu oluþan bu hastalýða karþý uzun süre beklemiþ ve en son geçen mart ayýnda kot kumlamayý yasaklamýþtý. Eski Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý Faruk Çelik ise silikozis hastalarýnýn, bu iþte çalýþtýklarýný kanýtlarlarsa emekli olabileceklerini açýklamýþtý. Hastalýðý ilk kez tespit eden Ýþçi Kardeþliði Partisi Genel Baþkaný Prof. Dr. Zeki Kýlýçarslan, bakanlýðýn bu açýklamasýný Bu, zaten yasalarda var diyerek eleþtirirken, yeni bir adým atýlmadýðýný savunuyor. Bircan dan önce 28 Þubat adam öldürme" suçundan yargýlanmasýný istedi. 'Suç Vasfý Deðiþmeli' Tursun ailesinin avukatlarý Aysun Koç ile Nezahat Paþa Bayraktar da, "kasten adam öldürme" suçunun oluþtuðunu gösteren çok sayýda delil olduðunu belirterek, suç vasfýnýn deðiþtirilmesi gerektiðini belirtti. Sanýk polislerin avukatlarý Muammer Yurdakul ile oðlu Tolga Yurdakul, polisin kendisini korumak için yere düþerken silahýnýn ateþ aldýðýný iddia etti. Konuþmalarýn ardýndan mahkeme heyeti duruþmaya ara verdi. Aradan sonra mahkeme heyeti, sanýk polis Atar ý, 2 yýl 1 ay hapis cezasýna çarptýrdý. BirGün 2009 de 24 yaþýndaki Ruhat Yýldýrak, 2 Aralýk 2008 de 23 yaþýndaki Mustafa Kaleli ve 29 yaþýndaki Adem Ýncirli, ekim ayýnda da 25 yaþýndaki Beytullah Özkaya silikozis hastalýðý nedeniyle ölmüþtü. Radikal GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 30 09 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 35 38 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 38 08 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Türkiye Ýþ Bankasý 441 35 00 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Rýfat Kartal Huzurevi 441 33 38 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 Dergah Taksi Duraðý 441 25 25 Terminal Taksi 441 27 97 Huzurevi 441 33 38 Hacýbektaþ Noterliði 441 35 23

ARAÞTIRMA Fevzi Gümüþ: Devlet önce Alevilerden özür dilemeli, sonra açýlým yapmalý Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Genel Baþkaný Fevzi Gümüþ: Devlet önce Alevilerden özür dilemeli, sonra açýlým yapmalý 22 Mayýs 2009 Cuma Bugüne kadar Alevilere yapýlan kötü uygulamalar nedeniyle devletin özür dilemesi gerekir. Önce Alevilerden özür dilenmeli ve sonra bu konuda bir açýlým yapýlmalýdýr Anadolu etnik, inançsal, kültürel farklýlýklarý bünyesinde barýndýran çok renkli bir mozaiktir. Büyük ve zengin tarihsel geçmiþi ile bir dünya kültür mirasý coðrafyasýdýr. Doðaldýr ki bu dünyanýn insanlýk ailesi için son derece deðerli birçok inançsal/kültürel unsuru yeterince bilinip tanýnmamaktadýr. Anadolu da yaþayan kültürel inançsal topluluklardan birini de kendilerine özgün yapýlarý ile Aleviler meydana getirir. Alevilik; insaný merkezine koyan (insaný merkez alan) Anadolu ya özgü eþi benzeri olmayan bir felsefe, bir inanç, bir yaþam biçimi, bir kültür, bir öðreti ve hatta bunlarýn tümünü de aþan bir toplumsal olgudur. Aleviler Anadolu topraklarý üzerinde binlerce yýldýr yaþamlarýný sürdürmektedir. Anadolu Alevi nüfusu ise 20 milyon civarýndadýr. Alevilik Anadolu daki resmi dinsel anlayýþýn dýþýnda oluþmuþ ve olmuþtur. Bu nedenledir ki tarihte Anadolu da kurulan gerek Selçuklu devleti zamanýnda gerekse Osmanlý Ýmparatorluðunun hakimiyeti altýnda sürekli olarak Aleviler baský ve zulüm görmüþler, aþaðýlanmýþlar, horlanmýþlar, yadsýnýp yok edilmeye kalkýþýlmýþlardýr. Alevilik Osmanlý nýn resmi dinsel anlayýþý olan Þeriatý/Ýslamiyeti yadsýyan bir inanç/öðreti olduðundan Aleviler birçok katliama maruz kalmýþ, tarihsel süreçte kendi varlýðýný korumak için bedeller ödemiþtir. Avrupa da Ortaçað da yaþanan engizisyonun bir benzeri Anadolu da Aleviler üzerinde uygulanmýþtýr. Aleviler Ayrýmcýlýða Karþýdýr Aleviler tarihte salt inançlarýndan/ kültürlerinden/öðretilerinden dolayý birçok katliam yaþamýþ olmalarýna raðmen Alevi öðretisinin temelini insan sevgisi yani hümanizm oluþtur. Aleviler insanda tanrýsal özellikler görür. Onlara göre insan tanrýnýn yeryüzündeki yansýmasýdýr. Ýnsana gösterilecek sevgi ve saygý yeryüzündeki her türlü ibadetten daha deðerlidir. Ýnsana deðer verilmelidir çünkü insan dünyadaki her þeyin yaratýcýsýdýr. Ýnsan yaratan ve yaþatandýr. Hümanizm, insan sevgisi temelinde tüm kerametlerin/ mucizelerin insanda olduðuna inanýr. Bunu her ne arar isen insanda ara özdeyiþiyle dile getirir. Aleviler insanlar arasýndaki her türlü ayrýmcýlýða karþýdýr. Ýnsanýn insan olarak doðmasýndan ötürü saygýya, hak ve özgürlüklere layýk olduðuna inanýrlar. Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesinde ifadesini bulan temel insan haklarýnýn bütün insanlar için gerçekleþmesi gereðine inanýrlar. Alevi toplumu barýþtan, dostluktan, hoþgörüden yana, bilime ve geliþime açýk zengin sanatsal ve estetik deðerleri ile insanlýðýn geliþimine katkýda bulunmaktadýr. Alevilik dünyada yaþayan tüm insanlýk ailesini/tüm insanlarý dost ve kardeþ bilir. Farklý olmayý insanlýk için bir zenginlik sayar. Alevi Sorunu AKP nin Yumuþak Karný Bu anlamýyla Alevi örgütlenmesi, inanç özgürlüðünü, siyasi örgütlenme özgürlüðünü, düþünce ve basýn yayýn özgürlüðünü, insan hak ve özgürlüklerini savunur. Tüm sorunlarýn ancak demokrasi temelinde çözüleyeceðine inanýr. AKP nin Aleviler konusundaki samimiyeti AKP nin Kürtler konusunda, AKP nin emekçiler konusunda, AKP nin Türkiye nin baðýmsýzlýðý konusundaki samimiyeti kadardýr. Üstelik Alevi sorunu AKP açýsýndan yumuþak karýndýr. Çünkü Kürt sorununu da, milliyetçinin demokratlaþýp demokratlaþmayacaðýnýn kökü nasýl Kürt sorunundaki açýlýmsa, AKP nin demokratlaþýp demokratlaþmadýðýnýn en temel ölçüsü Alevilik konusunda yapacaðý açýlýmdýr. Alevilik konusunda Türkiye tarihi yanlýþ yapýlmýþtýr. Bu konularda öncelikle Alevi örgütleriyle, Alevi kurumlarýyla görüþmelidir AKP. Ayrýca bugüne kadar Alevilere yapýlan kötü uygulamalar nedeniyle devletin Alevilerden özür dilemesi gerekir. Önce Alevilerden özür dilemeli ve sonra bir açýlým yapýlmalýdýr. AKP, Aleviler konusunda söylediklerinde samimi deðildir. AKP yeni bir seçmen yaratma yolunda yaptýðý siyasi manevralarla Alevileri de seçmen tabanýna eklemenin hesabýndadýr sadece. Dolayýsýyla AKP nin Alevi projesi, Reha Çamuroðlu nun projesi de deðildir. Bu proje aslýnda Amerika'da piþirilen ve bütün insanlarýn dinsel inanýþlarý üzerinde kendilerini konumlandýrmalarýný öngören bir projedir. Dolayýsýyla Alevilerin de Ýslam içerisinde bir yama olarak yeni liberalizme boyun eðmiþ, Pir Sultan ýn, Baba Ýshak ýn,yunus Emre nin hümanizmasýndan tümüyle vazgeçmiþ bir Alevi hareketi yaratýlmaya çalýþýlýyor. AKP bu projeyi, ihale daðýtarak, devletin bütçesinden Alevilere pay daðýtarak da hayata geçirmeye çalýþmaktadýr. AKP nin Alevi açýlýmý hem ülke genelinde, hem de demokratikleþme ve laikleþme projesi deðildir. Tam tersine bu projeler bütün Türkiye yi teslim alma projeleridir. Alevi iþbirlikçiler sayesinde bu iþi yapýyor AKP. 9 Kasým 2008 tarihinde Ankara'da yapýlan miting sonrasýnda Alevilerin talepleri kamuoyunda daha yoðun tartýþýlmaya baþlandý. Bu miting sonrasýnda oluþan toplumsal tazyikten sýyrýlmak isteyen AKP iktidarýnýn mitingi organize eden bileþenlerin hiç gündeminde bulunmayan ve bugüne kadar da asla dillendirilmeyen ''dedelere maaþ'', ''Kültür Bakanlýðý nda Alevi temsili'' gibi düzenlemeleri de içeren bir paketi açýkladýðýný gördük. Miting sonrasýnda yeni diye sunulanlar aslýnda AKP nin bilinçaltýnda olan Sünni hegemonik düþünce tarzýnýn ifadesi sayýlabilecek talihsiz yaklaþýmlar içeriyor. Haklý Talepler Saptýrýlýyor Alevilerin Madýmak Oteli'nin müzeye dönüþtürülmesine iliþkin taleple ilgili, ''Bunu da istismar konusu olmaktan çýkarýrýz'', ''Bir kültür merkezi olabilir, herkesin istifade edebileceði nezih bir ortam olabilir'' deðerlendirmesinde bulunduðunu üzülerek gördük. Oysa ki Alevilerin ortak paydasý 9 Kasým'da yüz binlerce insanýn katýlýmý ile sahiplenilen Madýmak Oteli'nin müze olmasý, zorunlu din derslerinin kaldýrýlmasý, cemevlerinin yasal güvenceye kavuþturulmasý ve Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'nýn kaldýrýlmasý talepleridir. AKP nin Madýmak Oteli'nin kültür merkezine dönüþtürülebileceði yönündeki yaklaþýmý Sünni muhafazakâr tabanýnýn nabzýný okþamakta, gericilerin, þeriat özlemcilerinin insanlýk tarihine eklediði utanç sayfasýný koparýp atmaya çalýþmak çabasýdýr. Madýmak Oteli kültür merkezi olabilir fikrinin, AKP'nin seçim öncesinde Alevilerden oy alabilmek ve ayný zamanda Alevilerin yükselen taleplerini sulandýrmak amacýyla gündeme getirdiði açýktýr. Gerçekte AKP, Alevilerin laiklik ve vicdani eksende yürüttüðü istemleri saptýrmaya çalýþmakta, kamuoyu AKP'nin siyasileþmiþ dinsel ideolojisi ve bakýþ açýsýyla yönlendirilmek istenmektedir. Bir bütün olarak baktýðýmýz da ise aslýnda þunu görüyoruz: Bugüne kadar iþletilen süreç AKP nin Alevi açýlýmýndan çok, Alevilerin AKP açýlýmý çabasýna iþaret etmektedir. Son olarak kamuoyuna yansýyan Alevi Çalýþtayý çýkýþýnýn ise olaðan alýþkanlýðýn ve yaklaþýmýn ne kadar dýþýna çýkýp çýkmayacaðýný da hep birlikte göreceðiz. *** Alevi Vakýflarý Federasyonu Genel Baþkaný Doðan Bermek: Cem Vakfý Alevilikle ilgili yanlýþlarý düzeltiyor Cem Vakfý ve Prof. Ýzzettin Doðan, ders kitaplarýnda Aleviliði yazmýyor, mevcut ders kitaplarýndaki Alevilik hakkýndaki bölümlerin yanlýþlarýný düzeltici bir çalýþma yapýyor Alevi Vakýflarý Federasyonu, Aleviliði, Ýslam dininin akýlcý, gerçekçi, kendisini sürekli olarak çaðdaþlaþtýrabilen, hümanist bir yorumu olarak algýlar. Cem Vakfý, ders kitaplarý yazmak durumunda deðildir. Prof. Dr. Ýzzettin Doðan ve Alevi Ýslam din hizmetleri sorumlularý ders kitaplarýnda Alevilik hakkýndaki bölümlerin yanlýþlarýný düzeltici bir çalýþma yapmaktadýr. Baþbakan ýn talebi üzerine yapýlan bu çalýþma, ders kitaplarýnda Alevilik konusunun doðru biçimde yer almasýný öneren, mevcut ders kitaplarýnda Alevilik ile ilgili bölümlere açýklýk getirmeyi ve daha gerçekçi anlatýmlar yapýlmasýný amaçlayan bir çalýþmadýr. AKP nin Alevi açýlýmlarý kendisine özgü kurallara yürüdüðü için, bu açýlým iddialarýnýn AKP den mi yoksa medyadan mý geldiðini dikkatle irdelemek gerek. Birileri, AKP açýlýyor diyor, medyada açýlým rüzgârlarý esiyor ama AKP de bu anlamda bir adým atýlmýyor. Adeta sanal açýlým iddialarý var. Bugüne kadar gördüðümüz tek somut adým, 6 Aralýk 2008 de Dolmabahçe de yapýlan toplantý olmuþtur. Tabii bir tek toplantý ile bir açýlýmdan söz edilmesi zordur. AKP den gördüðümüz ikinci adým ise Prof. Dr. Necdet Subaþý nýn Nisan 2009 da Alevilik konulu çalýþmalar yürütmek üzere Baþbakanlýk danýþmanlýðýna atanmasý olmuþtur. Ancak Sn. Subaþý görevinde çok yenidir, yapacaðý çalýþmalarýn nasýl çalýþmalar olacaðý konusunda henüz belirgin veriler yoktur. Unutulmamalýdýr ki, AKP iktidara geldiði 2002 yýlýndan bu yana ülkede Alevilik diye bir konu olduðunu ancak 2008 yýlý baþýnda fark etmiþ görünmektedir. Fark etmek ile açýlým arasýnda epey fark vardýr. Sonuç olarak AKP nin Alevi sorunlarý konusu ile kendince ilgilenmekte olduðundan söz edilebilir, ancak bu aþamada gösterilen ilginin bir açýlým olarak adlandýrýlabilmesi için çok iyimser olmak gerektiði kanýsýndayým. AKP ye Uyacak Alevilik Devletin kendi Alevisini, Aleviliðini yaratma giriþimlerine, Aleviler kendi tarihleri içinde Emevi den, Osmanlý dan bu yana defalarca þahit olmuþlardýr. Ama bu giriþimler, her seferinde devletin istediði gibi bir Alevilik oluþturmak için atanan devlet görevlilerinin ya baþarýsýz olmalarý, ya da Alevileþmesi sonucunu doðurmuþtur. Bir devletin kendi hakim görüþüne baðlý bir Alevilik yaratmak için giriþtiði en kapsamlý faaliyet 1826 dan sonra Osmanlý devletinde gerçekleþmiþtir. Ama ne gariptir ki o zaman da, Alevi dergahlarýn devlet görevlisi olarak atanan deðiþik tarikatlardan kiþiler ya görevlerini hiç baþaramamýþ, ya da zaman içinde Alevilik yoluna girmiþlerdir, daha da önemlisi bu süreçte yola giren devlet görevlilerinin arasýndan da çok seçkin Alevi dedebaba larý yetiþmiþtir. Bu konularda çok örnek vardýr. Bugün de gördüðümüz kadarý ile AKP ye uyacak bir Alevilik yaratma gayretleri içinde olan bir kesim vardýr. Bu kesim, AKP nin kararý ve el altýnda saðladýðý destekler ile mi faaliyet göstermektedir, yoksa bu kiþiler bugünkü karmaþýk ortamdan yararlanmak isteyen fýrsatçýlar mýdýr? Bu sorularýn cevabýný zaman gösterecektir. Dileðimiz bu giriþimlerin bir siyasi parti tarafýndan yönetiliyor olmamasýdýr. Yozlaþtýrma Giriþimleri Boþa Çýktý Ancak bizim emin olduðumuz bir þey vardýr... 1400 yýllýk tarihinde Alevilik defalarca her tür yozlaþtýrma, çarpýtýlma, deðiþtirilme gayretlerine hedef olmuþ ancak bu giriþimlerden zaman zaman bazý yaralar alsa da, zaman içinde daha geniþ, daha saðlam, daha dayanýklý bir inanç olarak varlýðýný sürdürmeyi baþarmýþtýr. Felsefi temeller, bu saldýrýlarý düzenleyen kiþi veya odaklarýn algýlayabildiðinden çok daha saðlam olan Alevilik böyle giriþimleri her seferinde olduðu gibi bu kez de güçlenerek atlatacaktýr. Anayasa ve diðer tüm yasalarýn ayrýmcý olmayacak biçimde uygulanmasý Alevilik sorunlarýný çözecektir. Alevi sorunlarý yapýsal ya da yasal bir ayrýmcýlýk sonucu doðmamýþtýr. Uygulamalardaki aksaklýklar ve tek yanlý misyoner tavýrlarýn sonucudur. Yasalarýmýz ile uyumlu uygulamalar samimi ve içten bir þekilde gerçekleþtirildiði zaman, ülkede Alevi sorunu diye bir sorun kalmayacaktýr. Devam Edecek BirGün

Çocukluðumda köylerimizin çoðunda elektrik yoktu. Þehirlere henüz yoðun göçler baþlamamýþtý. O sýralar ekonomik durumlarý göreceli olarak iyi olanlar taþýnabilir portatif teypleri omuzuna takarak gitiði yerlerde sevdikleri ozanýn kasetlerini çalarlardý. Daha önceleri tep parça çalýnan ve adýna Plak denilen çalarlar piyasadan yavaþ yavaþ siliniyordu. Onlarýn yerlerini taþýnmasý daha kolay ve hacmi daha geniþ olan teyp kasetleri almýþtý. Özellikle Pir Sultan Abdal ýn deyiþleri, Aþýk Mahzuni, Aþýk Daimi, Aþýk Beyhani, Aþýk Þah Turna, Aþýk Veysel in kasetleri... say say bitmez. Halk kendi acý ve sevgilerini dile getiren bu deðerleri çok seviyordu. O yýllarda daha çok Aþýk Mahzuni dinleniyordu. Mahzuni nin baþýnda Süleyman Demirel in bulunduðu Adalet Partisi ve onun þahsýnda karný tok, sýrtý peklere karþý söylediði,... Fakir kimden alsýn murat, Karný açtýr asýk surat Senin karnýn toktur kýr at, Öldürecek zam fakiri, Hele de þu tam fakiri dizeleri ile hem yoksulluðuna isyan ediyor, hemde gerek Pir Sultan Abdal ýn bir deyiþinde söylediði Açýlýn Kapýlar Þaha gidelim dizelerine benzeyen coþkulu türküler eþliðinde daha adil, daha paylaþýmcý bir dünya özlemi ile bir araya geliyorlardý. Çocukluk yýllarýmda köylerimizde elektrik olmadýðý için TV de yoktu. Dolayýsý ile halkýn özlem ve dileklerini gene halka götürecek iletiþim araçlarý sýnýrlýydý. O zamanlar Radyo vardý. Radyo da da her ozan türkü söyliyemezdi. Bazýlarýna, hele toplumsal sorunlarý dile getiren ozanlara karþý güzel ülkemde adý konmamýþ bir ambargo vardý. Ancak güzel ülkemin güzel insanlarý bunun da çaresini bulmuþlardý. Radyo da dinleyemediði ozanýn kasetini alýr, seyyar teyplerle o köyden bu köye gezerek duyururdu. Güzel halkým bu seyyar teyplerle gezme sayesinde bir taþla tam 10 kuþ birden vururdu. Güzel halkým sayesinde hem komþuluk iliþkileri canlý tutulur, hem de Halk müziðinin canlý kalmasý saðlanýrdý. Hem yeni çýkan ozanlar halka tanýtýlýr, hem de bu ozanlarýn yeni parçalarý dinlenirdi. Ve daha neler neler... Ve bu sohbetlerde sadece ozan dinlenmez ayrýca ozan hakkýnda bilgi de aktarýlýrdý. Aþýk Veysel in gözlerinin görmediði, Aþýk Mahzuni nin Amerika katil katil türküsü söyliyerek NATO karþýtý olduðu, Aþýk Ýhsani nin Þahgül e olan aþký, Aþýk Daimi nin Kâmil Ýnsan a olan özlemi, Aþýk Abdullah Papur un acýlý köy türküleri,... ve diðerleri. Ve bu Ozanlarýn yeni kasetleri çýkmýþsa teypler bazen pencere kenarýna konarak ozanlarýn yanýk sesleri diðer komþulara dinletilir, En önce ben buldum havasýna girilirdi. Her zaman güzel sözler söyleyen Hace Bektaþ Veli gene bir sözünde Aslanýn erkeði Aslan da, diþisi Aslan deðil mi? buyururlar. Üstelik kadýn bedensel olarak daha zayýf. Toplumsal yaþamda daha az olanaða sahip. Üstelik Anne olmak gibi fazladan bir sorumluluðu ve uðraþý var. Bu çeliþkili yaþam daha fazla onun belini bükmüþ. Her zaman fark etmiþimdir. Kadýnýn halinden diðer bir kadýn daha iyi anlar. Bir çocuk aðlasa o daha çabuk duyarlanýr. Bir acý olsa daha erken merhem olur. Bundan dolayýdýr ki tüm dünyada askerler erkeklerden oluþurken doktor ve hemþire olmayý tercih eden kadýn sayýsý erkeklerden çok daha fazladýr. Erkek savaþmaya aday olurken kadýn yaralarý sarmaya talip olmuþ. Ve kadýn duygularýný dile getirmede daha da ustadýr. Düðünlerde daha mahir halay çekerken ölümlerde durmaksýzýn aðýt yakar. Göz pýnarlarýndan akan yalýn gözyaþlarý, ýslattýklarý tülbetlerin arasýndan çoðu kez yere damlar. Ve kadýn hünerli ellerini kullanýrken dantel örmede, sökük dikmede usta olduðu gibi günümüzde artýk bilgisayar baþta olmak üzere diðer iþ kollarýnda da ustadýr. Halýyý ilmik ilmik ören, kilime tane tane nakýþ veren o kadýn eðer ozan ise saz kullanmada, nota yapmada da usta olur. Ülkemizde halkýn özlem ve acýlarýný dile getiren kadýn Ozanlardan seçkin biri de Þah Turna dýr. Öyle ya. Halkýn acýlarýný, özlemini her zaman erkek Ozanlar dile getirecek deðil ya. Kadýn da ayný duygulara sahip. O dile getiremez mi? Ve Ozan Þah Turna ülkemizde üstelik son yüzyýlýn en önemli kadýn ozanlarýndan biri, belki de en önemlisidir. Þah Turna yý önce Turna denilen sevecen isminden tanýdým. Alevi inancýnda güzel ve avaz avaz çýkan sese Turna sesi derler. Turna sesi yüksek çýktýðý için ayrýca güzeller güzeli Hz. Ali nin sesine benzetilir. Turna ismi Alevi inancýnda o kadar sevecen bir yer edinmiþtir ki deyiþlerde, Hz. Þahýn avazý Turna derler bir kuþtadýr, Asasý Nil deryasýnda, Hýrkasý bir Derviþ tedir diye baþlar ve yankýlanarak, Allý Turnam bizim ele varýrsan, Þeker söyle, kaymak söyle bal söyle ile adýný þekere, bala bandýrarak devam eder. Turna ismi Semahlara girmiþ, aþklara konu edinmiþ, onunla sevgiliye selam gönderilmiþtir. Þah deyimi ise zaten Aleviliðe adeta yapýþmýþ bir kavramdýr. Þah kavramý Aleviliði tamamlayan, Aleviliðe daha güzel doku veren kavramlardan biridir. Þah ismi ile hem Hz. Ali, hem Hz. Hüseyin kastedilir. Ancak ondan da önemlisi Aleviliðin derin sevgi ve tasavvufu iþlenir. Kul Ahmet i bir deyiþinde, Söyle Güzeller Þahýna, Yüz Sürelim Dergahýna, Zehir Olan Kadehine, Doldur Beni Doldur Beni diyerek Þahý güzelliklerle bütünleþtirmiþtir. Zaten Alevilerin 7 Ulu Ozanlarýndan biri olan Þah Hatayi ismi söylenen her düvazda, gülbenkte, deyiþte gönüllere kazýnmýþtýr. Pir Sultan Abdal bu kavrama verilen önemi, Hýzýr Paþa bizi berdar etmeden, Açýlýn Kapýlar Þaha gidelim diyerek bir özlem abidesi, bir çekim yeri olarak açýklamýþtýr. Kýsacasý adý, her ikisi de Alevilikte güzel anlamlar ifade eden Þah ve Turna isimlerinden oluþan Ozan Þah Turna yý sevmiþtim. Üstelik söylediði türkülerde tiz, yanýk turna sesi ile hem sosyal olarak bana benzeyen insanlara hitap ediyor, hemde onlarý iþliyordu. Biraz araþtýrýnca Þah Turna nýn bir kadýn Ozan olduðunu, üstelik çok yoksul ortamda yetiþtiðini, üstelik her iki gözünün de görmediðini söylediler. Ýlginç bir tesadüf ile Türkiye de son Yüzyýlýn en büyük Halk ozaný olan Aþýk Veysel in de Þah Turna gibi gözlerinin görmediðini, üstelik ayný coðrafyanýn insaný olduklarýný öðrendim. Þah Turna ya olan ilgim daha da arttý. Þah Turna halkýn baðrýndan çýkmýþ, onlarýn acýlarýný, sevinçlerini, özlemlerini haykýrmýþ bir ozan. Gün olmuþ seviçlere naðme olmuþ, gün olmuþ kaygýlara deðme olmuþ. Ama en önemlisi halkýn tepkilerine tercüman olmuþ. Onlarýn umudu olmuþ. Onlarýn aðzý, dili, sesi olmuþ. Onlarýn sazý, sözü, yüzü olmuþ. Türkülerinde onlarý, onlar adýna söylemiþ, Halk arasýnda kendisine Ozan Ana da denilen Þah Turna, gene halkýn dili ile Ozanlar Diyarý kentte doðmuþ. Yüzlerce, binlerce ünlü ozaný yetiþtiren ve acýlarý, sancýlarý bereketli bu topraklarýn hamuru ile yoðrulmuþ. Pir Sultan, Aþýk Ruhsati, Kul Himmet, Aþýk Veysel, Zaralý Halil, Sefil Selimi, Aþýk Talibi, Aþýk Ali Ýzzet Özkan, Aþýk Feryadi,.. ve diðer binlercesini yetiþtiren sosyal etkenler onu da bulmuþ, onu da sarmalamýþtýr. Tarihin derinliklerinden süzülerek gelen bu birikim ona ilham kaynaðý olmuþ. Onu dürtmüþ, onu piþirmiþ ve daha 10 yaþýnda iken türküler çalýp söylemeye, 15 yaþýnda kendi plaðýný yapmaya getirmiþ. Ve kýsa süre sonra halkýn gösterdiði ilgi sonucu konserleri çoðalmaya, þöhreti geliþmeye baþlamýþ. Þöhret geniþleyince de o þöhretten beklentiler de çoðalmaya baþlamýþ. Irk, din, dil ayrýmý yapan deðiliz Boþ hurafelere tapan deðiliz Dostluk bahçesinde açan al gülüz Hüseyin, Bedreddin, Yunus, Pir Sultan 70 li yýllarýn ortlarýnda politik türküler okuduðu için Ozan Þah Turna tutuklanýp aylarca, yýllarca hapis tutulmuþ. Ancak yýlmamýþ, siyasi türkülerini, Alevi deyiþlerini söylemeye devam etmiþ. Ele bele dile sahip olanlar Valahi Canan ým Velidir Velidir Hayber kalesini yýkýp, fetheden Pirim Þah-ý merdan Ali'dir Ali Ancak gün gelmiþ 12 Eylül darbesi gelmiþ. Ozan Þah Turna da bu arada yurtdýþýna çýkmýþ ve Almanya ya yerleþmiþ. Türkülerine, deyiþlerine devam etmiþ. Yurt dýþýnda da haksýzlýklara çatmýþ, bir çok sosyal, toplumsal mücadelelere ve ayrýmcýlýða önderlik eden halk ozaný Þahturna, gerek güçlü yapýtlarý gerek baþ eðmez mücadeleleri ile çaðýn tanýðý ve sanýðý olmuþ, bir çok ilklere imza atmýþtýr. Bundan dolayý da eserleri çeþitli üniversitelerde araþtýrmalara, Dr tezlerine konu olmuþ, eserleri bir çok sanatçýlar tarafýndan seslendirilmiþtir. Gün gelmiþ 12 Eylül Generallerine çatmýþ, gün gelmiþ sevda, umut türküleri çalmýþ. Gün gelmiþ Alevi deyiþleri okumuþ, gün gelmiþ barýþ türkülerini haykýrmýþ. Ozan Þah Turna kendi deyimi ile aslýnda bir Barýþ sanatçýsýdýr. Özlemi barýþtýr. Sevgidir. Paylaþýmdýr. Adalettir. Bundan dolayý yurt dýþýnda da susmamýþ ve his ettiði her önemli konuyu sazý ile iþlemiþ. Çocuklara olan sevgisini, Savaþlar söndürülsün Yaþama döndürülsün Dünya esenlik olsun Çocuklar güldürülsün; Dizelerinde dile getiren ozan, Annelere yaptýðý bir çaðrýda ise þöyle diyor. Tüm dünyada Analara çaðrým var Analar isterse savaþlar durur Her gün yüreðimde sýzý aðrým var Babalar isterse savaþlar durur Barýþ saatinin zilleri vurur Çizgisini hiç þaþýrmadan, saða sola sapmadan sanatýna dosdoðru devam etmiþ. Zaten yalpalayan, düzenin insaný olan, güçlüye ve zalime boyun eðen halk ozaný olamaz. Olsa da kýsa süre sonra balon gibi söner. Þah Turna yaklaþýk 50 yýldýr ayný tempo ile çizgisinden hiç sapmadan kadýn ozan olarak türkülerini okumaya devam ediyor. Onun gurbet ve hasret üzerine söylediði türküler yurt dýþýnda da ayný çoþkuyu görüyor. Her nereye gitsem, benimle gezdi Ayrýlýk, Hasretlik, Gurbet Acýsý Benimle okudu, benimle yazdý Ayrýlýk, Hasretlik, Gurbet Acýsý!. Þah Turna nýn geniþ bir coðrafyaya yayýlan þöhreti ona pek çok uluslararasý ödül getiriyor. Bu ödüllerin dýþýnda çok sayýda kitaba, gazeteye, dergiye konu ediliyor. Klipleri çekiliyor, öykülere konu oluyor. Konserler dýþýnda toplantýlara, seminerlere davet ediliyor. Ozan Þah Turna sadece bir ozan olarak deðil ayrýca bir Eþ ve Anne olarak da baþarýlý bir performans sergiliyor. Eþi ile birlikte kendi adýný taþýyan ÞAHTURNA Kültür Sanat Evi bir var. Adeta sað kolu olan ve kendisi de baþarýlý bir ozan ve yazar olan Ozan Þiar Aðdaþan ile evli olan Þah Turna, ÞAFAK ve ÞÝRÝN adlý baþarýlý 2 kýz çocuk annesidir. Ozan Þahturna bir süre önce rahatsýzlýk geçirmiþti. Uzun tedaviler sonucu durumu tekrar düzeldi. Kendisine baþarýlý çalýþmalarýnýn devamýnýn yanýnda hayýrlý þifalar dilerken ve sözü onun sevilen eserlerinden örneklerle bitirelim. Güzel Anadolu`m kültür kalesi Ali yolu sade saz ile degil Ta yürekden gelir mazlumun sesi Kuru kalabalik söz ile degil! Hüseyin savasti düzene karsi Hiç boyun egmedi ezene karsi Pir Sultan canlara evrensel çarsi Ezilen yaninda, yoz ile degil Suya sabuna dokunmayan kirli Gerçekleri söyler, yürekli-erli Seçemez bu yolu kalp gözü körlü Görmek sade bir çift göz ile degil Hak insanda, insan hak'da yasiyor Enel-Hak sýrrýnda Mansur cosuyor Gönlümüzde meþaleler ýþýyor Þu ocakda yanan köz ile degil Musa firavun un yoluna daldi Yavuz Selim lerden icazet aldi Arif meclisinde nefessiz kaldi Sah Turna davamiz poz ile degil Alevilik sade saz ile degil!... Ne eðildim, ne de saptým Acýlardan ilaç yaptým Ýnsaný baþa taç yaptým Tacý tahtý YIKTIM Canlar! Kazým Balaban / Viyana

Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Nevþehir'in Ürgüp ilçesinde tarihe karýþmaya yüz tutan mesleklerden palancýlýðýn imdadýna, turizm sektörü yetiþti. Bölgenin tek palan ustasý Ahmet Kürkçü (81), artýk at ve eþekler için deðil turistik tesisler için üretim yapýyor. Semerciliðe 1945 yýlýnda baþladýðýný söyleyen Ahmet Kürkçü, Ürgüp'te bir zamanlar 50'ye yakýn palan ustasýnýn bulunduðunu söyledi. Baþta Kayseri olmak üzere Niðde, Aksaray, Tokat, Sivas ve Kýrþehir'den at ve eþek gibi hayvanlara palan yaptýrmak için çok sayýda müþterinin Ürgüp ilçesine geldiðini ifade eden Ahmet Kürkçü, teknolojinin geliþimine paralel motorlu araçlarýnýn kullanýmýnýn yaygýnlaþmasýyla Sulucakarahöyük/ KIRÞEHÝR Kýrþehir Belediyesi ekipleri, park ve bahçelerde keneye karþý ilaçlama çalýþmalarýný aralýksýz sürdürüyor. Baharýn gelmesi birlikte piknik alanlarýna talebin artmasý sonucu, belediye ekipleri çalýþmalarýný park ve bahçelerde yoðunlaþtýrdý. Ekipler park ve bahçelerde ilaçlama faaliyetlerini sürdürürken, Belediye Baþkan Yardýmcýsý Veli Þahin de çalýþmalarý Sulucakarahöyük/ KAYSERÝ Kayseri'de tek geçim kaynaklarý olan danalardan birinin elektrik akýmýna kapýlarak telef olmasýna çok üzülen yaþlý çift, uzun süre hayvanýn baþýnda bekledi. Seyrani Mahallesi Mustafa Kemal Paþa Bulvarý üzerinde ikamet eden Ýsmail ve Hatice Andaç çifti, geçim kaynaðý danalarýndan birini otlamasý için evlerinin önündeki yolun kenarýna býraktý. Aniden bastýran saðanak yaðýþ ve fýrtýnadan dolayý reklam panosuna deðerek kopan enerji kablosu dananýn üzerine düþtü. mesleðin son temsilcisi olarak kendisinin kaldýðýný kaydetti. Kahramanmaraþ'tan getirilen el yapýmý keçeden faydalanýlarak yapýlan palanlarýn oldukça dayanýklý olduðunu vurgulayan Kürkçü, son yýllarda eþek sayýsý yok denecek kadar azalan Ürgüp'te, artýk eskisi gibi sipariþ alamamaktan yakýndý. Eskiden hayvanlar için özenle yaptýðý planlarý artýk turistik tesisler için yaptýrdýðýný belirten Kürkçü, palanlarýn günümüzde evlerin yaný sýra, turistik tesislerde oturma gurubu olarak kullanýldýðýný kaydetti. Kürkçü, "Eskiden günde 2 tane palan yapardým. Ýþyerimin önünde hayvan sahipleri beklerdi. Ýþ yetiþtirmekte zorlandýðým günler dahi olurdu. Þimdi çok nadir olarak müþteri geliyor. Çünkü bölgede eskisi kadar ulaþýmda kullanýlan eþek ve at kalmadý. Buna karþýn son zamanlarda bu palanlarýn oturma grubu olarak kullanýlmasý baþladý. Ýlerleyen yaþýma raðmen, yýlda 80-100 arasýnda palan yapýyorum. Yaptýðým semerlerin büyük bölümünü, bölgedeki turistik iþletmelerin sipariþi oluþturuyor. Bu arada turistler de zaman zaman sipariþ veriyorlar. ABD, Almanya, Fransa, Hollanda, Japonya ve Ýngiltere'ye de bu palanlardan götürülüyor. Yabancýlar da palanlarý oturma grubu olarak kullanýyorlarmýþ" dedi. yerinde izledi. Burada ÝHA muhabirine açýklamalarda bulunan Veli Þahin, belediye olarak veteriner hekim öncülüðünde bir ekip kurduklarýný ve keneyle mücadeleye çalýþmasý baþlattýklarýný söyledi. Kýrým Kongo Kanamalý Ateþi (KKKA) hastalýðýna sebep veren kenelerin mayýs ve ekim dönemlerinde ürediðini de ifade eden Veli Þahin, "Keneler, taþýyýcý ve kan emici olarak beslenme yapýyor. Kýþ dönemini toprak altýnda geçirerek mayýs ayýnda tekrardan çýkýp kan emicilik ve taþýyýcýlýk görevine devam ediyor. Kýrþehir'de hastalýk insanlara bulaþmadan biz mücadeleyi baþlatmýþ bulunuyoruz. Elimizdeki park bahçe ve otlak alanlarý ilaçlayarak bir hafta içerisinde bitireceðiz. Kenenin yayýlmasýný ve vatandaþa zarar vermesini önlemek istiyoruz. Ýnþallah bu dönemde kene vakasý olmaz" dedi. 2 bin TL'lik dana telef olurken, olayýn üzüntüsünü yaþayan Andaç çifti, elektrik þirketinden gelen bir ekibin kopan enerji telini baðladýðýný söyledi. Tek geçim kaynaklarýnýn iki dana olduðunu ifade eden Andaç çifti, "Ýki danaya 4 bin TL verdiler, satmadým. Geçimimizi bu hayvanlardan saðlýyorduk. Biz þimdi ne yapacaðýz?" dedi. Uzun süre telef olan dananýn baþýnda bekleyen Andaç çifti, daha sonra evlerine gitti. Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Bisiklet Federasyonu tarafýndan düzenlenen Nevþehir Kulüplerarasý Puanlý Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Milli Eðitim Bakanlýðý ile Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) iþbirliði ile gerçekleþtirilen 'Herkes Ýçin Futbol' þenliði il seçmeleri baþladý. Nevþehir Gazi Stadý'nda yapýlan seçmelerle ilgili bilgi veren Futbol Ýl Koordinatörü Ziya Bukan, Milli Eðitim Bakanlýðý ile Türkiye Futbol Federasyonu'nun ortaklaþa yürüttüðü proje çerçevesinde, nisan ayýndan itibaren Nevþehir il genelindeki tüm ilköðretim okullarýnýn taranarak ilçe ve merkez ilçe futbol karmalarýnýn oluþturulduðunu söyledi. 7 ilçenin yaný sýra merkez ilçe karmasýnýn katýlýmý ile bir futbol þenliðinin düzenlendiðini kaydeden Bukan, bu þenlik sonucunda il karmasýnýn oluþturulacaðýný açýkladý. Futbol Ýl Koordinatörü Ziya Bukan, "Burada ilçe karmalarý kendi aralarýnda maç oynuyor. Bu müsabakalarda skor ve puandan Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Kamil ÖNTAÞ Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü ile Kapadokya Eðitim Merkezi(KAPEM) iþbirliði ile bu yýl açýlacak Yaz Spor Okullarý için kayýt iþlemleri baþladý. Çocuk ve gençlerin yaz tatillerini spor yaparak geçirmelerinin yaný sýra, yaz döneminde gençlerin bilgi ve becerilerini geliþtirmelerine katký saðlanmasý amacýyla Bisiklet Yol Yarýþý na, Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü bisiklet takýmýndan 5 bisikletçi katýlýyor. Çalýþmalarýný Bisiklet Federasyonu Nevþehir Ýl Temsilcisi Sedat Yýlmaz nezaretinde Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü bisiklet takýmý hazýrlýklarýný sürdürüyor. 22 Mayýs 2009 tarihinde baþlayacak olan Nevþehir Kulüplerarasý Puanlý Bisiklet Yol Yarýþý na gençlerde Yasin Aydýn, Ufuk Ekici ve Sefa Güven, yýldýzlarda ise Abdullah Poyraz ve Ahmet Erdem katýlacak. 2 gün devam edecek olan yarýþmada bisikletçiler en iyi dereceyi elde etmek için pedal çevirecek çok yetenekli futbolcularý tespit etmek amacýmýz. Burada oluþturacaðýmýz il karmasý önümüzdeki günlerde gerçekleþtirilecek olan bölge turnuvalarýnda Nevþehir'i temsil edecekler" dedi. Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü ile Kapadokya Eðitim Merkezi(KAPEM) tarafýndan Yaz Spor okullarý için baþvurular KAPEM in merkez binasý Paþa Konaðý na yapýlabilecek. 1 Temmuz - 30 Aðustos 2009 tarihleri arasýnda gerçekleþtirilecek bu yýl ki Yaz Spor okullarýnda 250 öðrencinin öðrenim görmesi planlanýyor. Bu yýl ki Yaz Spor okullarý da Voleybol, Basketbol, Resim,Sanat ve Tasarým eðitimi(tiþört boyama,folklorik Bebek ve Kukla yapýmý) Jimnastik,Boks,Aerobik,Bilgisayar ve iki ayrý Ýngilizce kursunun yaný sýra ilk kez Model Uçak Yapýmý þeklinde düzenlenecek. Eðitim çalýþmalarý da KAPEM in merkez binasý Paþa Konaðý,Bilgisayar Eðitim Yurdu,Damat Ýbrahimpaþa Spor salonu ile Nevþehir Belediyesi Spor Eðitim Merkezi nde gerçekleþtirilecek.

22 Mayýs 2009 Cuma 7 Onur GÜLBUDAK onurgulbudak@gmail.com Ýþkence karþýtlarý dahi, iþkencenin etkisi konusunda zafiyete düþüyor çoðu kez. Öyle ya, iþkence acý ve elem'e iliþkin bir tür "üst terim" olarak yükseldiðinden, iþkence bilgisine, belgesine, iddiasýna yönelik toplumsal algý, çoðu kez maðdura sempati duyma ya da iþkenceciden iðrenme þeklindeki duygusal sýnýrlar içerisinde kalýyor. Bu da modern toplumun en basit reflekslerinden olan bir tür imajinasyon ile, iþkencenin kendi üzerinde yaþanmasý halinde çekilecek ýzdýrabýn bilinç dýþý olarak tahayyül edilmesi esasýna dayanýyor. Bu pekala anlaþýlýr bir þey. Zaten iþkence karþýtlýðýnýn asýl dinamiði de budur. Ne var ki, duygusal algý ile sýnýrlý olan bir iþkence karþýtlýðý, "vaka temelli" geliþtiðinden, vakadan zamansal olarak uzaklaþýldýkça, baþka bir deyiþle empatiyi zorlayan zemin ortadan kalktýðýnda maðdur, travmasý ile baþ baþa býrakýlýyor. Hiyerarþik travma zinciri... Ýþkence tarihin en etkili siyasi yöntemlerinden ki, öyle olduðundan yüzyýllardýr kesintisiz þekilde kullanýlýyor. Bir siyaset yöntemi olarak iþkence, uygulayýcýlarýnýn deneyimleri ve sistematik aktarýmý ile siyasi nesnel þartlara göre evrim geçirmekte de güçlük çekmedi. Fakat her halde "esastan" kullanýlan bir metot olarak varlýðýný sürdürdü. Dahasý, uygulayýcýlar tarafýndan iþkencenin formasyonunu yükseltecek bir tür iþkence entelektüelizminin geliþtiði dahi söylenebilir. Siyasi iþkencenin acý ve elem'den ibaret algýlanmasý iþkencenin ömrünü uzatan en önemli sebeplerden. "Kaba, ilkel" vs. þeklinde deðerlendirilen iþkencenin bir tür acizlik, iptidai bir cezalandýrma taktiði olarak algýlanmasý iþkence karþýtý bilincin kýrýlma noktalarýndan. Öyle ki, iþkence, maðdurun bedenini ve ruh yapýsýný incitme hedefini çok aþan, bir bütün olarak karþýtýnýn siyasi amaçlarýný hedef alan ve etkisi kuþaktan kuþaða devam eden hiyerarþik bir travma zinciridir. Yani, travma saðaltým teorisindeki temel sayýltý, nasýl bireyin travmasý ile uygun bir zeminde yüzleþmesi esasýna dayanýyorsa, bu geniþ ölçekli travma ile baþ etmenin yolu da toplumsal yüzleþme ve iþkencenin siyasi detaylarýnýn deþifrasyonudur. Bu sebeple iþkence ile mücadelenin iþkenceci erk üzerinde politik bir baskýya dönüþmesi gerekiyor ki, örneðin, hukuki kazanýmlarla yetinen bir yaklaþým dolaylý olarak iþkencenin ömrünü ve etkisini arttýran bir deðiþkene dönüþüyor. Misal, Türkiye'nin çeþitli iþkence davalarý nedeniyle Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi'nce (AÝHM) bilmem kaç bin avro ödemeye mahkum edildiðine iliþkin haberlerin yalnýzca belli gazetelerin köþelerinde kalmasý, herhangi bir hükümet yetkilisinin söz konusu mahkumiyete iliþkin tek bir açýklama yapma ihtiyacý dahi hissetmemesi açýk þekilde iþkenceyi cesaretlendiriyor. Yine, maðdurla empati kurdurmaya yönelik çýplak hümaniter bir yaklaþým da, kýsa soluklu olduðundan iþkencenin baðýþýklýk sistemini güçlendiriyor. Bu sebeple tutarlý ve etkin bir iþkence karþýtlýðýnýn geçmiþte yaþanmýþ ve güncel olan tüm iþkence olaylarýnýn deþifrasyonu konusunda politik bir motivasyonla hareket etmesi, bu konudaki duyarlýlýðýn iþkence Ýnsan Haklarý Ýþkence Karþýtý Mücadele ve Ýbrahim Kaypakkaya Dosyasý Bugün, 36. yýlýný tamamlamýþ olan Ýbrahim Kaypakkaya'nýn ölümü, Türkiye'deki en korkunç ve üzeri ile travmatize olan kitlesel gruplarýn travmalarý ile hesaplaþmalarýný saðlayacak bir zemine göre örgütlenmesi gerekiyor. Kaypakkaya dosyasý Bugün, 36. yýlýný tamamlamýþ olan Ýbrahim Kaypakkaya'nýn ölümü, Türkiye'deki en korkunç ve üzeri örtülmüþ en ciddi iþkence vakalarýndandýr. Bununla birlikte Ýbrahim Kaypakkaya'nýn maruz kaldýðý iþkence, en politikleþmiþ iþkence olaylarýndan olup, çok geniþ bir toplumsal sahayý travmatize etmesi amaçlanmýþtýr. Ne var ki, Kaypakkaya, sert siyasi tavrý nedeniyle ihmale maruz kalmýþ, 36 yýl önce yaþadýðý aðýr iþkencenin üzerine gitme cesareti yalnýzca siyasi taraftarlarýna/ardýllarýna býrakýlmýþtýr. Kaypakkaya'nýn daha çok o sert ideolojik tutumuyla anýlmasý doðal, fakat bu iþkence dosyasýnýn kapaðýnýn 36 yýldýr açýlamamýþ olmasý gerek sol'a gerekse tutarlý bir insan haklarý savunucusu olduðu iddiasýnda olan herkese dert olmalýdýr. Bilindiði gibi 70'li yýllarýn hemen baþlarýnýn önemli siyasi portrelerinden olan Ýbrahim Kaypakkaya'nýn gözaltýnda iken ölümü üzerine derli toplu bir resmi belge bile bulunmaz. Türkiye'de elbette üzeri örtülmüþ çok sayýda dosya var fakat, Ýbrahim Kaypakkaya olayýnýn üzerindeki örtünün bir türlü zorlanamýyor oluþunun daha çok öznel nedenlerden kaynaklandýðý, baþka deyiþle düþünceleri devlet açýsýndan "pek tehlikeli" bulunan bir siyasi kiþiliðin ölümünü açýða çýkaracak kitlesel/yaygýn bir cesaretin yaratýlamamasýndan kaynakladýðý düþüncesindeyim. Gerek bu sebeple, yani iþkence karþýtlýðý konusunda daha tutarlý/bütünlüklü bir iradeye olan ihtiyaç nedeniyle, gerekse Kaypakkaya olayýnýn sembolik niteliði sebebiyle, bu dosyanýn yeniden açýlmasý talebi önemli bir moment olacaktýr. Öyle ki, son yýllarda bir çok "karanlýk dosya"nýn aydýnlanmasýna yönelik kitlesel çabanýn artmasý gibi bir olumluktan söz edilebilecekken, bu olumluluktan hiç pay alamamýþ dosyalarýn olmasý üzücüdür. Ýbrahim Kaypakkaya, adý telafuz edildiðinde akla hemen "iþkence"nin geldiði özel bir örnektir, bu sebeple insan haklarý mücadelesinde, iþkence karþýtý mücadelede önemli bir eþik olduðu gerçeði her ölüm yýldönümünde bizleri rahatsýz etmelidir.(og/eü) * Onur Gülbudak, psikolog. Bianet 27 Mayýs 1960 darbesi: 'yassýada Demokrasi Adasý olsun' ÝSTANBUL- "Bundan 49 yýl önce; mutlu bir azýnlýk olma ayrýcalýðýný kaybedeceðini anlayan Devlet Elitleri omuz omuza verip seçilmiþ meþru hükümeti silah zoruyla devirdiler. Halkýn temsilcilerini sürükleye sürükleye Yassýada ya götürdüler. Ýþkence ettiler. Uyduruk mahkemelerde yargýladýlar. Bir baþbakaný ve iki bakaný idam edip aralarýnda Cumhurbaþkaný nýn da olduðu çok sayýda Demokrat Partiliyi hapislerde çürüttüler..." Genç Siviller, 27 Mayýs Darbesinin 50. yýl dönümünde, darbenin simgesi Yassýada nýn demokrasi adasý olmasý için kampanya baþlatýyor. Çaðrý metni www.yassiada.org sitesinde imzaya açýlýyor. Ýmzacýlar 24 Mayýs Pazar günü de teknelerle Yassýada ya gidiyor. Celal Bayar ýn kýzý Nilüfer Bayar Gürsoy, Adnan Menderes in oðlu Aydýn Menderes, Fatin Rüþtü Zorlu nun torunu Fatin Rüþtü Yener in de destek verdiði kampanyanýn tanýtýlacaðý basýn toplantýsý 21 Mayýs 2009 Perþembe, Saat: 13.30 da Taxim Hill Otel de gerçekleþecek... "Yassýada Demokrasi adasý olsun" "Bundan 49 yýl önce; mutlu bir azýnlýk olma ayrýcalýðýný kaybedeceðini anlayan Devlet Elitleri omuz omuza verip seçilmiþ meþru hükümeti silah zoruyla devirdiler. Halkýn temsilcilerini sürükleye sürükleye Yassýada ya götürdüler. Ýþkence ettiler. Uyduruk mahkemelerde yargýladýlar. Bir baþbakaný ve iki bakaný idam edip aralarýnda Cumhurbaþkaný nýn da olduðu çok sayýda Demokrat Partiliyi hapislerde çürüttüler. Sonra da bu yaptýklarýna devrim dediler, yýldönümlerinde kutlama yaptýlar. Yaptýklarý anayasa ile darbe düzenini kurumsallaþtýrdýlar. Yýlda 3 bin 500 kiþi kayýp Türkiye de yýlda ortalama 3 bin 500 kiþi kayboluyor. Kayýplarýn üçte biri erkek, üçte ikisi ise kadýn ve çocuk. Kayýplar arasýnda okuma yazma bilmeyenler ile ilkokul mezunlarýnýn oraný yüzde 71. Yüzde 24 oranla en sýk görülen kaybolma nedenini, zihinsel ya da bedensel engel nedeniyle kaybolan ya da kaçýrýlanlar oluþturuyor. Meltem YILMAZ Türkiye de yýlda ortalama 3 bin 500 kiþi kayboluyor. Ýstatistikler, kayýplarýn üçte birinin erkek, üçte ikisininse kadýn ve çocuklardan oluþtuðunu gösteriyor. Kaybolan kiþilerin yüzde 55 i 15-30 yaþ grubunda iken, yüzde 59 u Marmara Bölgesi nde kayboluyor. Kayýplar arasýnda okuma yazma bilmeyenlerle ilkokul mezunlarýnýn oraný yüzde 71, yüzde 24 oranla en sýk görülen kaybolma nedeni zihinsel ya da bedensel engel dolayýsýyla kaybolma ya da kaçýrýlma oluþturuyor. Zihinsel engelli oðlunun 1992 de kaçýrýlmasý üzerine kendisi gibi yakýnlarýný kaybetmiþ ailelere yardým etmek üzere Yakýnlarýný Kaybetmiþ Aileler Derneði ni (YAKAD) kuran Ýsmet Özbilici nin 1999 yýlýnda vefat etmesi üzerinde bayraðý devralan Zafer Özbilici, 17-31 Mayýs Kayýplar Haftasý kapsamýnda sorularýmýzý yanýtladý. Kolluk Kuvvetleri Kayýplarý Aramýyor YAKAD Baþkaný Özbilici, Türkiye de kayýplar konusunda, bir toplama merkezinin bulunmamasý nedeniyle çok büyük bir sosyal boþluðun olduðunu, kaybolmanýn suç olmamasý nedeniyle kolluk kuvvetlerinin kayýplarý aramadýðýný dile getirdi. Yaþanan çaresizlik ve belirsizlik nedeniyle kayýp yakýnlarýnýn belli bir süreden sonra kayýplarýnýn ölüsünü arar hale geldiðini ifade eden Özbilici, bu konudaki emniyet verilerinin de güncellenmediðini, bulunan kiþilerin de kayýtlarda halen kayýp sýfatýyla geçtiðini belirttti. Türkiye deki kayýplarýn yüzde 75-80 i ilk 15 gün içerisinde bulunabiliyor. Kayýplarýn bulunmasýnda en çok ailenin çabasý etkili oluyor.... Ve Yassýada da baþlayan bu kabus her 10 yýlda bir tekrarlandý. Bu ülkenin sade vatandaþlarý bizler, olan biteni sadece seyrettik. Týpký Ýstanbul un hemen karþýsýnda duran Yassýada yý seyrettiðimiz gibi. Yassýada, toplumsal sorumluluðumuzu ve utancýmýzý her gün yüzümüze vuruyor. Þimdi önümüzde tarihi bir fýrsat var. Türkiye nin yaþadýðý bu korkunç darbenin 50. Yýl dönümüne sadece bir yýl kaldý. Bizler; hiç bir favori darbesi olmayan, vesayetçi bir rejimde yaþamak istemeyen, demokrasiden yana vatandaþlar olarak Cumhurbaþkaný na ve Baþbakan a sesleniyoruz: Yassýada, yaþadýðýmýz bu ilk darbenin 50. Yýldönümünde; Darbelerle yüzleþeceðimiz bir müze, Demokrasi çýtamýzý yükseltecek çalýþmalarýn yürütüleceði bir enstitü, Uluslararasý çapta etkinliklerin yapýlacaðý bir sivil toplum merkezi olsun. Yassýada yeni bir dönemin simgesi olsun. Yassýada, Demokrasi Adasý olsun..." Çaðrý metnini imzalamak için: www.yassiada.org Sesonline Geri kalan yüzde 20-25 lik kesimse ya hiç bulunamýyor ya da çok uzun yýllar sonra bulunabiliyor. Organ Ticareti Kuþkusu Özbilici, bulunamayan kayýplar konusunda organ ticaretinden kuþkulandýklarýný belirterek bazen özellikle deniz kenarlarýnda kol, bacak gibi uzuvlarýn bulunduðu bilgisini alýyoruz. Bu uzuvlar buralara býrakýlýyorsa vücudun geri kalan kýsýmlarý ne yapýlýyor sorusunu yöneltti. Özbilici, 1994 te faaliyete geçen 2004 e kadar 750 dolayýnda kiþinin bulunmasýný saðlayan Kayýp Otobüsü nün maddi imkânsýzlýklar nedeniyle hareket edemediðini belirterek kayýplar arasýnda bulunmasý en zor olanlarýn zihinsel engelliler olduðunu, bu kiþilerin altýný kirletmesi gibi nedenlerden ötürü insanlarýn onlara yaklaþmadýðýný belirtti. Adli Uzmanlarla Çalýþma Özbilici, YAKAD aracýlýðý ile 1994 ten bu yana kaybolan 950 kiþinin bulunmasýný saðladýklarýný belirterek dernek olarak Adli Týp uzmanlarýyla yaptýklarý çalýþmalar sonucu resim yaþlandýrma programý kullandýklarýný, bu programla 10 yýl önce kaybolmuþ bir kiþinin 10 yýl sonraki halinin görülebileceðini, bu sayede kayýplarýn bulunmasýnýn kolaylaþtýðýný söyledi. Cumhuriyet

Fosilin evrim tartýþmalarýna yeni bir boyut katmasý bekleniyor. Ida takma adý verilen fosil, daha 1 yaþýna gelmeden ölen diþi bir primata ait. Ida'nýn insan ýrkýyla memeliler arasýndaki kayýp halka olabileceði öne sürülüyor. Daha önceden 55 milyon yýllýk fosiller bulunsa da, Ida "Neredeyse hiç bozulmamýþ" olduðu için çok daha önemli. Amatör bir koleksiyoncu tarafýndan bulunan ve 20 yýl boyunca bilim dünyasýnýn haberi olmadan bir koleksiyonun içinde duran fosil, 2006'dan bu yana Norveç'teki Oslo Üniversitesi'nde inceleniyor. Bilim adamlarý, fosilin, insanlarýn ve gorillerin evrildiði iddia edilen primat türünün yakýn akrabasý olabileceðini belirtiyor... Fosili inceleyen grubun lideri Norveçli bilim adamý Jorn Hrum'a göre, fosil evrim teorisi çalýþmalarýnda da "evrim" yaratabilir. Hrum, "Ýnsan evriminin ilk evrelerini anlayabilmek için çok önemli bir buluþ çünkü bu þu ana kadar bulunan en eski ve en iyi durumdaki memeli fosili. Bu fosil, ilk memelilerin evrimini anlamak açýsýndan çýðýr açabilir" diye konuþuyor. Darwin e anlamlý bir 200'üncü yaþgünü hediyesi olarak deðerlendirilen primat fosilinin yarý insansý maymunlarýn yani "Hominidlerin" ayrýþmasý süreci hakkýnda vereceði bilgiler bilim dünyasýný ayaða kaldýracak cinsten. Fosilin bulunuþ öyküsü Ýda takma adý verilen fosilin bulunuþ öyküsü de ilginç. Fosil, Almanya da Messel taþ ocaðýnda 1983 yýlýnda bir amatör fosil avcýsý tarafýndan, iki parça halinde bulunmuþ. Fosil avcýsý buluntuyu 20 yýldan daha fazla bir zaman sakladýktan sonra, Thomas Perner adýnda bir fosil komisyoncusu aracýlýðýyla satmaya çalýþmýþ ve bu þekilde, bu eþsiz fosil bilim dünyasýnýn eline geçmiþ ve 2007 de birleþtirilmiþ. Bu fosilin bir kayýp halka olduðu söyleniyor. Bilim, bu tür kayýp halka lar bulmaya çok meraklý. Bu biraz da, evrim kuramýna yaratýlýþcýlardan gelen bir eleþtiriye karþýlýk bulma çabasý. Ida nýn gerçekten bir kayýp halka olup olmadýðý tartýþmalý.. Ama primatlar içinde iki temel takýmý oluþturan prosimiyenler ve simiyenlerin ayrýþma noktasýnda (40 milyon yýl) durduðu düþünülüyor. Bu iki gruptan simiyenlere daha yakýn. Simiyenler de, daha sonra insansý maymunlarýn (25 milyon yýl), oradan da insanýn (7-6 milyon yýl) ortaya çýktýðý grup. Midesindeki son yemeði bile fosilleþmiþ Guardian'a yeni bulgularý deðerlendiren ve fosil ile ilgili bir belgesel de hazýrlamýþ olan Sir David Attenborough, "Ýda adý verilen 47 milyon yaþýnda bir fosil, hayvan yaþamýyla insan arasýndaki bað. Evrim tarihimizin kilit önemdeki döneminden kalma. Bu güzel yaratýk, bizlerin diðer memelilerle baðýmýzý ortaya koyacak" diye konuþtu. ''Ýda'yý bu kadar özel yapan da enfes bir þekilde korunmuþ olmasý" olduðunu söyleyen Attenborough, "Bulunduðu yer, Almanya'nýn Darmstadt bölgesinde çok seçkin bir yer, volkanik bir göldü. Bu fosilde, diðer fosilleri incelerken yaptýðýnýz gibi tahminlerde bulunmanýz gerekmiyor. Yalnýzca kemikler deðil, tüy ve et, hatta, son yemeðinin kalýntýlarý da var" diyerek primatýn fosilinin ne kadar önemli olduðunun altýný çizdi. Fosilin asýl önemi ise, þimdiye kadar bulunan en mükemmel örnek olmasý. Tüyleri bile muhafaza edilen fosilin son yemeði bile midesinde fosilleþmiþ. (cnntürk) Kararý Yargýtay da onaylarsa, 2003 yýlýnda emekli aylýðý alan tüm emekliler "eksik" ödemeden kaynaklý aylýk farklarýný, yasal faizi eklenerek 2003 ten itibaren birikimli olarak alabilecekler.? 2002 de Ecevit Hükümeti nin çýkardýðý 2002/4847 sayýlý Bakanlar Kurulu kararýna göre, çalýþan ve emeklilere ek zam verildi. Bu kararnameden iþçi emeklileri yararlanamadan, iþbaþýna gelen AKP Hükümeti 2003 te bu kararnameyi kaldýrdý. Türkiye Ýþçi Emeklileri Derneði, Nadir Üþekçioðlu (70) adlý emekliye Ankara 17. Ýþ Mahkemesi nde dava açtýrdý.?dava dilekçesinde, "Kararnameye göre iþçi ve memurun 31.12. 2002 yýlý maaþýna verilen zamdan doðan farkýn iþçi emeklilerine de ödenmesi gerektiði" vurgulanarak, "31.12.2002 de bu kararname yürürlükte olduðuna göre; 2003 te kaldýrýlan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) bilim insanlarýnýn 2003 yýlýndaki çalýþmalarla karþýlaþtýrarak yaptýklarý yeni çalýþma sonuçlarýna göre, yerkürenin orta deðer yüzey sýcaklýðý 2100 yýlýnda 5.2 derece artacak. 2003'deki benzeri çalýþmada ise ayný dönem kararname geriye yürümez" denildi. Mahkeme bu istemi kabul etti. Mahkeme, dilekçedeki bununla baðlantýlý 2007 Merkezi Bütçe Kanunu na göre, 2006 yýlý Aralýk ayý maþlarýna 3.58 oranýnda zam gerekirken, Bakanlar Kurulu kararý gereði 1.33 oranýnda artýþ yapýldýðý iddiasýný kabul ederek, iþçi emeklilerine yüzde 2.25 lik bir eksik ödeme oluþtuðuna ve bunun 2003 yýlýndan itibaren yasal faiziyle birlikte maðdur emekli Üþekçioðlu na ödenmesi gerektiðine de hükmetti.? Mahkeme, 2003 Ocak ayýndan, davanýn açýldýðý 2007 yýlý Ocak ayýna kadar eksik ödemeler toplamý olan 1837 TL nin davacýya ödenmesini benimsedi. Bu alacaða dava tarihinden itibaren yasal faizinin uygulanmasý da karara baðlandý. Davacýnýn dava tarihinde 709.31 TL olan emekli aylýðý da 771.96 TL ye yükseltildi. Turnusol YerKüre ýsýndýkça ýsýnýyor Küresel ýsýnmayý durdurmak için harekete geçmezsek yarýn çok geç olacak... Bilim insanlarý, küresel ýsýnmanýn olumsuz etkilerinin 6 yýl önceki öngörülerden iki kat daha fazla olabileceðini bildirdi. yerkürenin orta deðer yüzey sýcaklýðý 2100 yýlýnda 5.2 derece artacak. Domuz Gribine Aþý Müjdesi Ýsviçre nin ilaç firmasý Novartis, H1N1 virüsüne karþý aþý üretimine baþlamak için Dünya Saðlýk Örgütü nden yeþil ýþýk beklediðini bildirdi. Firma sözcüsü, virüsün kendilerine ulaþtýðýný ve aþý üretimine baþlamak için araþtýrmacýlarýnýn virüsü deðiþikliðe uðratma çalýþmalarýný sürdürdüklerini belirtti. Sözcü, aþý üretimi için Dünya Saðlýk Örgütü (WHO) ve ABD Hastalýklarý Kontrol ve Önleme Merkezi nden yeþil ýþýk beklediklerini kaydetti. BirGün sýcaklýk artýþý 2.4 derece olarak öngörülüyordu. Yeni çalýþmada volkanik hareketler ile duman emisyonu artýþýnýn küresel ýsýnmaya etkilerinin de öngörüldüðü kaydedildi. MIT ekibinin sonuca ulaþmak için kullandýðý bilgisayar simülasyon çalýþmasý, iklim deðiþiklikleriyle birlikte dünyadaki ekonomik faaliyetlerin de deðerlendirmeye alýnmasýnýn gerekli olduðunu gösterdi. Çalýþmalarýn sonucu bu yüzyýldaki ýsýnmanýn ciddi bir düzeye ulaþacaðýný, bu nedenle hýzlý ve etkili bir þekilde harekete geçmek gerektiðini ortaya koydu. Hiç bir þey yapýlmamasý durumunda riskin belirgin bir þekilde artacaðýný vurgulayan araþtýrmacýlar, bunun acil olarak politik açýdan güçlü bir þekilde hareket geçmenin gerekliliðinin de göstergesi olduðunu dile getirdi. Turnusol