XII LÛTFĐYE KAÇAK CAMĐĐ (SÖYLENTĐLER VE GERÇEKLER)



Benzer belgeler
Muhteşem Pullu

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

MİMAR SİNAN'IN KÜÇÜK AMA

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

IV. BÖLÜM. SAFRANBOLU YA ĠLĠġKĠN YANILTICI SÖYLEMLER 18- LÜTFĠYE KAÇAK CAMĠSĠ (SÖYLENTĠLER - GERÇEKLER) 19- HIDIRLIK A ĠLĠġKĠN SÖYLENTĠ

BİLDİRİLER I (SALON-A/B)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MESKUN VE GELİŞME KIRSAL KONUT ALAN YERLEŞİMLERİ TASARIM REHBERİ

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

ZEMİN KAT: 1. NORMAL KAT: 2. NORMAL KAT: ÇATI KATI: ÇATI ARASI KATI: 230 ADA 22 PARSEL :

Tarihi Yarımada yı İnci Gibi Süsleyen Camiler

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI İZMİR 1 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

MESLEK RESMİ DERSİ. Giriş Özet Yapı Bilgisi Mimari Tasarım Esasları ve Mimari Proje Örnekleri İncelemeleri. Hazırlayan. Öğr. Gör.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI

ÇIRAĞAN A DOKUNMA! Tarihi Fıstıklı Meydanı dev bir beton yığını altında kalıyor.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA]

BOĞAZA. sevgiyle gülümseyen bir ev... Özlem ve Halit Akyürek ten Boğaz da bir restorasyon çalışması...

RESTORASYON RAPORU SEDES MİMARLIK

İZMİR, TİRE, YAVUKLUOĞLU (YOĞURTLUOĞLU) KÜLLİYESİ

Senem ÖZTÜRK / senem.ozturk@alem.com.tr YANSIMALARIN BÜYÜSÜ

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

SELANİK HAMZA BEY CAMİSİ

TEKNİK RESİM 6. HAFTA

ERUH İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ

C. KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI UYGULAMA KOŞULLARI

ZEYREK 2419 ADA 13 PARSEL RÖLÖVE ANALİZ RAPORU 1. YAPININ YERİ VE TANIMI 2. YAPININ MEVCUT DURUMU VE BOZULMALAR 3. SONUÇ

BEP Plan Hazırla T.C Osmangazi Kaymakamlığı HAMİTLER TOKİ MTAL Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 SİLOPİ

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -2

iç dekorasyon örnekleri iç cephe dekorasyon minecraft ev içi dekorasyon ev içi dekorasyon minecraft iç dekorasyon akvaryum iç dekorasyon

İstanbul-Aksaray daki meydanı süsleyen, eklektik üslubun PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİİ İBADETE AÇILDI. restorasy n

1950 LERDEN GÜNÜMÜZE GELEN BİR ALIŞVERİŞ KOMPLEKSİ: BALIKESİR KASAP VE SEBZE HALİ. Gaye BİROL Yrd. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi Mimarlık Bölümü

Ortaköy'ün simgesi Büyük Mecidiye Camii

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

Gençliğin Gelişimi ve Problemleri Karşısında Din Görevlileri

GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ MİMARLIK BÖLÜMÜ

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ JANDARMA KARAKOLU

TESCİLLİ KÜLTÜR VARLIĞI OLARAK İLLER BANKASI DURUM RAPORU

13. HAFTA YAPI BİLGİSİ UYGULAMALARI

Cami Mimarisi Üzerine Fikir Yarışması

Bağlıca nın en lüks konsepti

İNŞAAT TEKNOLOJİSİ UYGULAMALARI I ÇATI TEKNİKLERİ

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

EVLİYA ÇELEBİYE GÖRE YANYA CAMİLERİ

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16.

ŞAHİNBEY DE BULUNAN GAZİANTEP İN TARİHİ CAMİLERİ

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

İL: Mersin İLÇE: Tarsus KÖY/MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar

KOZLUK UN EN ESKİ TAŞ YAPILARINDAN HIDIR BEY CAMİİ

Cami Restorasyonları

MAHAL LİSTESİ VE TEKNİK ÖZELLİKLER

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

T.C. ÇANKIRI MÜFTÜLÜĞÜ RAMAZAN BULUŞMALARI

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ - MİMARLIK BÖLÜMÜ RESTORASYON ANABİLİM DALI YERLEŞİM DOKULARININ ÇÖZÜMLENMESİ

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

Evlerin sokağa açılan kapıları düz atkılı ya da kemerli dikdörtgendir. Tek kanatlıdır ve ahşap ya da demirdendir.

- Nasreddin Hoca'nın mezarı Eskişehir Sivrihisar'da bulundu.

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

SAFRANBOLU ÇEŞMELERİ ÜZERİNE TİPOLOJİK BİR YAKLAŞIM * ÖZET

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

NİLÜFER BELEDİYESİ ÜRÜNLÜ MAHALLESİ KENTSEL VE ARKEOLOJİK SİT ALANLARI 1/1000 ÖLÇEKLİ KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI

ĐSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI, SAAT KULESĐ VE CAMĐĐ TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

BRİFİNG D O S Y A S I

İstanbul un 100 Hamamı

ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

ÖRNEKLER. Nazife KURTMAN

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

SULTANBEYLİ NİN YENİ CAZİBE MERKEZİYLE TANIŞMAYA, HAYATINIZI DAHA KONFORLU YAPMAYA, HAYALLERİNİZİ YAŞAMAYA HAZIR MISINIZ?

NİĞDE DE DÖRT MİMARİ ESER FOUR ARCHITECTURAL WORKS IN NİĞDE

BALIKESİR İLİ BANDIRMA İLÇESİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU DİNİ TESİS ALANI

Osmanlı nın ilk hastanesi:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 GÜÇLÜKONAK

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

YAPILARDA HASAR SYON - RESTORASYON PROJE DÜZENLEME ESASLARI. Yapılarda Hasar Tespiti-I Ögr. Grv. Mustafa KAVAL AKÜ.Afyon MYO.Đnşaat Prog.

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

Transkript:

XII LÛTFĐYE KAÇAK CAMĐĐ (SÖYLENTĐLER VE GERÇEKLER) Akçasu mahallesinde, Akçasu deresi üzerinde yapılmış, altından dere sularının geçmekte olduğu Lûtfiye (Kaçak) Camii ilginç yapısıyla her görenin dikkatini çeken özellikler taşımaktadır. Hiç kuşkusuz altından derenin akıp gitmesi, tek başına ilgi odağı olmaktadır. Dere üzerine yapılmış olması, XIX. yüzyılın sonlarında, mahallenin uygun bir yerinde, cami yapılabilecek bir boş mekanın bulunmamasındandır. Akçasu mahallesi sakinlerinin büyük çoğunluğunun, Safranbolu daki genel kuralın aksine, yaz mevsiminde taşındıkları, kentin Bağlar kesiminde ikinci bir evleri yoktur. Ancak, meyve ve sebze yetiştirdikleri, devamlı akan suyu ve havuzu olan, Bağlar ı aratmayan geniş bahçeleri vardır ve bahçeleri çok kıymetlidir. Bir bahçenin, bir parçasının dahi, cami yapımı için bile olsa elden çıkarılması düşünülemeyeceği için, Muslubeyoğlu Hacı Hüseyin Hüsnü Efendi, XIX yüzyılın sonlarında Lutfiye Camii ni kendisine ait çok geniş bahçeden bir bölüm ayırarak, oraya yaptırmak yerine, dere yatağının en dar olduğu yerde, yatağın iki tarafındaki kayalar üzerine yerleştirilen kemerlerin üstüne oturtmayı yeğlemek durumunda kalmıştır. Sağda Lutfiye-/Kaçak Camii ; üstte camii yaptıran Muslubeyoğlu Hacı Hüseyin Hüsnü nün evi ve bahçesi (Fotograf. Gökhan GÖNENÇ) Kaçak Camii, yine dere üzerinde yapılmış kahvehane ve onun üst katındaki mektep bölümü ile bir bütünlük içersindedir. Tüm eski Türk-Osmanlı kentlerinde olduğu gibi, Safranbolu da da cami, çeşme, mahalle kahvesi ve mektebi (okulu), mahallenin en önemli toplumsal nitelikli ögelerindendir. Kaçak camii nin kuzey

130 cephesindeki kahvehanenin bitişiğinde kemerli, üstü kaldırımlı dar bir köprü vardı. 1970 li yıllarda taşıtların dönüş manevrası yapabilmeleri için köprü genişletilirken, eski köprünün kavisli kemeri ve kaldırımı, yükseltilen yolun altında kalmıştır. Kahvehanenin üst katındaki mektebe, bu mektepte okuyan 1907 doğumlu babamdan dinlediğime göre, cami ya da kahvenin içinden değil, ilk basamağı sözkonusu köprü üzerinde olan, dışardaki ahşap bir merdivenle çıkılırmış. 1940 lı, 50 li yıllarda, merdivenin ulaştığı kuzey cephede, saçağın altında mektebin kapısı görülürdü; bu kapı, sonradan duvar örülerek kapatıldı. Merdivenin ise çok uzun yıllar önce kaldırıldığı söylenirdi. Dinsel bir eğitim ve öğretim yeri olan mahalle mektebine, anlatılanlara göre çok küçük yaşta başlanır; çocuk hocaya eti senin, kemiği benim denilerek emanet edilir. Bu sözler hocaya duyulan güvenin göstergesidir. Mektepte önce Arap harfleri öğretilir, kısa dualar ezberletilir. Tüm Türkiye dekiler gibi, Kaçak Camii ndeki mahalle mektebinin de Cumhuriyet le birlikte hiç bir işlevi kalmamıştır. Camiin güney cephesi (kemerin altı Akçasu deresi) Camin kuzey cephesi (altta kahvehane, üstte mektep) Araştırmacı yazar, Safranbolu hemşehrisi Rıfat DEDEOĞLU, Safranbolu nun sembolü: Lutfiye Camisi ara başlığı altında, camii okuyucularına tanıtırken, Safranbolu nun özeti Lutfiye Camisi dir Lutfiye Camii, özetle sade bir düşünce zenginliğinin, doğaya saygının, doğayla uyumun ve kentte, doğanın sadece yeşili ile değil, tüm ögeleriyle yaşama sanatının simgesidir demektedir.( 1 ) Bu görüş başkalarınca da, Safranbolulu, deresine, suyuna kıyamamış; onu incitmeden, zarar vermeden, üstelik yer kazanarak yapmış bu camiyi Lutfiye Camisi, düşünce zenginliğinin, doğaya saygının, yaşam kültürünün bir sembolü olarak karşımıza çıkıyor denilerek, benzer cümlelerle yinelenmiş bulunuyor.( 2 ) Lutfiye Camii nden hem mahallede, hem de Safranbolu da, yıllar boyu, hep Kaçak Camii olarak söz edilirdi. Hatta, namazını nerede kılıyorsun sorusunu, namaz kılmayanların, Kaçak ta kılıyorum diyerek, espriyle karışık bir biçimde yanıtladıklarına da tanık olunurdu. ( 1 ) Safranbolu...Safranbolu..., Arkitekt Dergisi, Temmuz/1993, Sayı: 404, Sayfa:73 ( 2 ) Nevin ÜNALIN, ĐŞ Dergisi, Đş Bankası yayını, Temmuz/1993, Sayı: 321, Sayfa:13

131 ADI, NĐÇĐN LUTFĐYE? YA DA NĐÇĐN KAÇAK? 1980 li yıllardan itibaren mahalle camilerine de, Diyanet Đşleri tarafından görevli imam atanmasından ve giriş kapılarına da, camilerin adının yazılı olduğu mermer tabelalar konulmasından sonra, Kaçak Camii ne de, Lûtfiye Camii tabelası konulması nedeniyle, cami bu adla da anılmağa başlanmıştır. Kitabesinde yer alan adına uyularak, camiin mermer tabelasına Lûtfiye Camii yazılması gayet doğaldır. Ancak, kapısının üstüne Lûtfiye Camii tabelasının konularak, camiin adının Lutfiye olduğunun öğrenilmesinden ve bu arada Safranbolu da turizmin hareketlenmesinden sonra, camiin adına ilişkin türlü söylentiler yayılmağa, hatta kimi televizyon programlarında da bu söylentiler doğruymuş gibi ısrarla tekrarlanmağa ve ne yazık ki, gerçekmiş gibi benimsenmeğe başlanmıştır. Bu söylentiler camiin her iki adıyla, yani Lûtfiye veya Kaçak sözcükleriyle ilişkilidir. Lûtfiye (Kaçak) Camii nin giriş kapısı üzerindeki kitabesi Lûtf-i Hak ile Cami-i Lûtfiye olmuştur tamam Banisine ola şefi hazret-i hayr-ül enam Ola magfur cümle evladı ahfadı civar Validi mazhar-ı gufran ola yevm-ıl kıyam Muslubey zade Hüseyin Hüsnü elhac nam Bin Ebubekir Efendi etti hayrata kıyam Nâm-ı bâlâyı namazgâh bu mübarek bukânın Ehl-i iman eylesin Hakk a ibadet subh-u şan Lûtfiye Camii tamamlanmıştır, lutfuyla Allah ın, Önce halkın yararı, affına aracı olsun yaptıranın. Tüm çocukları, torunları ve yakınları bağışlansın, Kıyamet günü affına layık bulunsun yaradanın. Muslubeyoğlu Hacı Hüseyin Hüsnü dür adı, Ebubekir oğlu, sevabı için yapımına kalkıştı. Yüce namazgâhtır ismi, bu değerli ulu yapının, Ünlü sabah vakti, inananlar Tanrı ya yakarsın. Babasultan nam mahalle cami ve mektep bina Yapıldı cami ve okul, mahalle Babasultan a, Mevki-i dünyada vermişler ana hoş intizam Dünya üzerinde, vermişler hoş bir düzen, ona Varidat için akarat edildi haylice Tarihi hüma oldu herkes hakı hazz-el makam Gelir getirmesi için ayrıldı çok fazla mal mülk, Hoşlanılan yer olunca, duydu herkes mutluluk Gurre-i ca tarih cümleye eyle salâ Cemaziyelevvel in ilk günü herkese sala verilsin, Cami-i Lûtfiye çend vakitle oldu hitam Yapımı kısa sürede sonuçlandı, Lutfiye Camii nin (1298) (1880) Kitabenin Osmanlıca metni Kitabenin, anlamına olabildiğince bağlı kalınarak Türkçe çevirisi (K.ULUKAVAK)

132 Dilimizdeki, Osmanlıca dan gelen lugat-ı fasihten yeğdir, galat-ı meşhur deyimi, sanki Kaçak/Lütfiye Camii için söylenmiş gibidir. Herkes tarafından benimsenen bir yanlışlık, doğrunun yerini aldığında böyle denir. Başlangıçta yanlışı görenler, doğruyu açıklamazlarsa, yanlışın doğrunun yerini alması yadırganmamalıdır. Akçasu deresinin içinden, camiin altının görünüşü Lutfiye/Kaçak camiinin, camii yaptıran Lutfiye Hanım ın adına izafeten Lutfiye olarak adlandırıldığı, bu hanımın Hacca giderken, dönemezsem benim adıma cami yaptırın diye yakınlarına para bıraktığı, ancak salimen dönünce camii yaptırdığı söylentisi yaygındır. Safranbolu ya gelenlere, kenti gezdiren görevliler böyle anlattığı gibi, televizyon kanallarındaki Safranbolu programlarına da böyle yansıtıldığına bir kaç kez tanık olunmuştur. Caminin Kaçak Camii olarak adlandırılmasının ise, bir kaçakcı tarafından yaptırılmasından veya kaçakçıların Kirkille istikametinden getirdikleri kaçak malları kente sokmadan önce, bu camide saklamalarından ve uygun fırsat bulduklarında buradan alıp götürmelerinden kaynaklandığı söylenmekte ve bu sözler çok ilginçtir, Safranbolu Kaymakamı nın huzurunda, Aralık/2005 ayında Safranbolu Müftülüğü nün bir yetkilisinin ağzından işitildiği gibi, aynı camide 4 yıldır imamlık yapan cami görevlisine sorulduğunda, onun tarafından da yinelenmiş bulunmaktadır. Bu konuda, Lûtfiye ve Kaçak sözcüklerinin anlamlarına ilişkin yakıştırmalara dayalı olarak, başkalarından duyduklarını dile getiren din adamları, hiç kuşkusuz suçlanmamalı; halen Akçasu mahallesinin bir iki ev dışında tamamında, sonradan mahalleye yerleşen hemşehrilerimizin oturduğu düşünülürse, suçlanacaksa, gerçekleri anlatıp, duyurmayan mahallenin eski sakinleri suçlanmalıdır. Bunlardan biri olarak ve söz konusu camii yaptıran Muslubeyoğlu Hacı Hüseyin Hüsnü Efendi nin torununun torunu sıfatıyla, söylentileri sona erdirmek ve gerçekleri anlatıp benimsetmekle yükümlü olduğuma inanarak, önce Müzekent Safranbolu Gazetesinin Mart-Nisan/2006 tarihli, 112. sayısında, Niçin Lutfiye (Kaçak) Camii Denilmektedir başlığı altında açıklamağa çalıştığım ve sonra bir tabelaya yazıp, çerçeveleterek camiin içine astığım gerçekleri, burada da yinelemekte yarar görüyorum. Yukardaki kitabede de görüleceği üzere, camii yaptıran, Lutfiye hanım değil, Muslubeyoğlu Hacı Hüseyin Hüsnü dür. Başlangıçta camiin kitabesi Muslihbeyzade olarak yanlış okunduğundan ve sanırım ilk kez Mehmet BEHÇET in Kastamonu Asar-ı Kadimesi adlı kitabına da yanlış olarak geçtiğinden, biri diğerinden alınma bilgileri yineleyen, Safranbolu ya ilişkin kitap ve broşürlerde de, doğrusu olan Muslubeyoğlu yerine, Muslihbeyzade yanlışlığı hep devam edegelmiştir.

133 Akçasu mahallesi sakinlerinden MUSLUBEYOĞLU HACI HÜSEYĐN HÜSNÜ Efendi, babamın annesinin dedesidir ve babamın çocukluğunda hayattadır. Babamdan dinlediğime göre, 1870 li yıllarda, Hac görevi için gittiği kutsal topraklardan çok uzun ve çok meşakkatli bir yolculuktan sonra Safranbolu ya döndüğünde, Allah ım bana hac farizamı yerine getirmemi ve şükürler olsun salimen geri dönmemi; yurduma, aileme ve yakınlarıma kavuşmamı lûtfetti ve bu lûtuf dan dolayı yaptırdığım camie, ( LÛTFĐYE CAMĐĐ ) adını verdim dediği için, cami, tüm kayıtlara ve kitabesine Lûtfiye adıyla geçmiş bulunmaktadır.. Kitabede de camiin, Allah ın bahşetmesiyle, ihsanıyla, izniyle, onun sayesinde anlamına gelen (Lutf-i Hakk ile), Allah ın lutfuyla tamamlandığı da ayrıca belirtilmiştir. Ancak, camiin altından geçen Akçasu deresinin içinde ve camiin 20 metre kadar yukarısındaki bir kaynaktan çıkıp, camiin hemen yakınında dere kıyısındaki çeşmeye gelen su, bazı kurak geçen yaz aylarında kaynağının kuruması nedeniyle kesilmektedir. Su kaynağının kuruması ve suyun kesilmesi, Safranbolu da halk arasında suyun kaçması olarak adlandırılır. Bundan dolayı söz konusu su kaynağına kaçak suyu ve çeşmesine de kaçak çeşmesi denildiği gibi, bu yöreye de kaçak semti denilmiştir. Cami, Akçasu mahallesi nin Kaçak semti nde olduğundan, yaptıran zat, LÛTFĐYE CAMĐĐ adını vermiş olsa da, bulunduğu semt ile o semtteki suyun ve çeşmenin ortak adı halk arasında Kaçak olduğu için, cami, yapıldığı 1880 yılından itibaren, Safranbolu da hep KAÇAK CAMĐĐ olarak anılagelmiştir. Akçasu deresinin içinde Kaymakam suyu (solda) ve Kaçak çeşmesi (sağda) Kaçak suyu, buzdolabının kullanılmadığı dönemde, yaz aylarında bile çok soğuk oluşuyla ünlüdür; Ramazan ayının sıcak yaz mevsimine rastladığı yıllarda, Akçasu Mahallesine uzak semtlere dahi, bu çeşmeden su taşınır ve bu amaçla, gençler ve çocuklar, Ramazan topunun atılmasına yakın saatlerde, ellerinde güğüm ve testilerle, çeşme önünde su doldurmak için sıraya girerlerdi. Kaçak çeşmesinin hemen karşısında, dere kenarındaki kayanın içinde yer alan bir başka kaynağın suyunun ise, 1930 lu yıllarda zamanın Safranbolu Kaymakamı, yaptırdığı bir haznede toplayıp, bir sebilden akmasını sağlamıştır. Bu nedenle halk arasında KAYMAKAM SUYU denilen bu su, kurak mevsimlerde de genellikle kesilmez. Kaçak Camii Akçasu Mahallesi nde olmasına karşın, kitabesinde camiin Babasultan Mahallesi nde bulunduğundan söz edilmesi, camiin yapıldığı 1880 yılında henüz Akçasu Mahallesinin oluşturulmamış olmasıyla açıklanmalıdır. Nitekim

134 Hicri 15 Cemaziyelahir 1311 / Miladi 24 Aralık 1893 tarihli vakfiyesinde ( 3 ), camiin Babasultan mahallesi nden müfrez (ayrılmış, bölünmüş) Akçasu mahallesi nde olduğunun belirtilmesi bu görüşü doğrulamaktadır. KAÇAK / LUTFĐYE CAMĐĐ NĐN ÖZELLĐKLERĐ Bir sempozyumda Safranbolu da Ahşap Tavanlı Camiler başlıklı bir bildiri sunan Aynur DURUKAN, Lutfiye (Kaçak) Camii ni şöyle tanıtmaktadır ( 4 ): Doğu-batı doğrultusunda kareye yakın dikdörtgen planlı, duvarları moloz taşlarla örülmüş ve dıştan sıvanmış olan cami, bir derenin üzerine inşa edilmiş bir yuvarlak kemere oturmasıyla değişik bir örnektir...minaresi de ahşaptır. Enlemesine dikdörtgen planlı ibadet mekanı, kirişlemesi üstten kaplama tavanla örtülüdür ve ortasında bindirme tekniğinde onikigen bir göbek yer alır... Yapının ahşap korkuluklu ve kirişlemesi alttan kaplama ahşap tavanlı kadınlar mahfili de ilginçtir...ortadaki dikdörtgen çerçeveli, sivri kemer kavsaralı ve yarım yuvarlak biçimli mihrap nişinin iki yanında, diğer örneklerde görmediğimiz küçük sivri kemerli birer niş dikkati çeker... Bildiride kadınlar mahfilinde olduğundan söz edilen ahşap materyal korkuluk değildir. Camiin son cemaat yerinin üstüne, asma kat biçiminde yapılmış kadınlar bölümünün önünü, bir duvardan öbür duvara, tabandan tavana kadar kapatan ahşap materyal, kadın cemaatin aşağıdan görünmemesini sağlayan kafes ya da Safranbolu daki deyimiyle muşabak tır. Mihrabın iki yanındaki diğer örneklerde görmediğimiz küçük sivri kemerli birer niş denilerek anlatılmak istenen de, aşağıdaki fotografta da görüleceği üzere, mimarlık terminolojisinde duvardaki oyuklara niş denilse de, Safranbolu da çiçeklik diye adlandırılan ve Safranbolu evinin odalarında çok sık görülen bir ögedir. Ayrıca böyle bir görünüm, Safranbolu evlerinin bir özelliğinin, camilere de yansıtıldığının göstergesi olmaktadır. Safranbolu da elektrikle aydınlatmanın olmadığı 1949 yılından önce, evlerde olduğu gibi Lutfiye Camii nde de gazyağı lambaları çiçekliğe konulurdu. Mihrap ın iki yanında çiçeklik ve elektrik kesintisi olasılığına karşı çiçeklik te likit gazlı lamba (Fotoğraf: Aynur DURUKAN, bildiri eki, a.g.e.) ( 3 ) Safranbolu Vakfiyyeleri, Prof.Dr. A.ABDÜLKADĐROĞLU - Ü.A. ÖZSOY, Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı yayını, 1998, Sayfa: 56 ( 4 ) I.Ulusal Tarih Đçinde Safranbolu Sempozyumu, 04-06.1999, T.Tarih Kurumu yayını, 2003, Sayfa:29

135 Bildiride ayrıca,...yapının tüm duvarlarını kaplayan sıvalarının ve üzerindeki kalem işlerinin yenilendiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte pencerelerin ahşap kafesleri, tavanı, ahşap korkuluklu mahfili ve ahşap minaresi ile yapı büyük ölçüde özgünlüğünü korumaktadır. Yapının kanımızca daha iyi korunmasının temel nedenlerinden biri, yerleşim merkezinin dışında yer alması ve az sayıda cemaati bulunmasıdır... görüşlerine yer verilmekte ise de, bu görüşlere de olduğu gibi katılmak olanağı yoktur. Yapının korunmuş olma nedenlerinin, yerleşim merkezinin dışında bulunması ve cemaatinin azlığı olarak gösterilmesi doğru olamaz. Cami yerleşim merkezinin dışında, dağ başında, kırsal bir alanda değildir; aksine yapıldığı zamanlarda Safranbolu nun en prestijli ve en kalabalık bir mahallesindedir; bitişiğindeki mektep ve altında kahvesiyle tam bir külliyedir. Cemaatinin azlığı da bir neden değildir. Aslında tüm mahalle camilerinin cemaati azdı, bugün de azdır. Bu camiler yapıldıkları zamandan son yıllara gelinceye kadar, tüm namaz vakitlerinde ibadete açık değillerdi; genellikle ramazan ayında teravih namazı, dini bayramlarda bayram namazı, kandil ve mevlut okutulması gibi nedenlerle açılırdı. Camiin içinden bir görünüm Lutfiye Camii nin korunmuş olması, camii yaptıranın kendi altsoyundan (füruu) kişilerin ve mahalle halkının el birliğiyle camiye sahip çıkmalarından kaynaklanır. Örneğin, camii yaptıranın torununun oğlu Mustafa ULUKAVAK, 1947 yılında camiin çatısını onartmış, tüm dış cephelerini kumlu kireç harçla yeniden sıvatmıştır. Mahalleli ise, camiin ısınması için odun temininden, damının aktarılmasına varıncaya kadar, bir çok konuda camiye sürekli ilgi göstermiş, zaman zaman toplanan paralarla onarımlarının yapılmasına hep yardımcı olmuştur. Burada 15 yaşımdayken bizzat gözlemlediğim bir olayı anlatmak isterim. Radyoda 21 Haziran 1952 Cumartesi günü Helsinki Olimpiyatları ile ilgili yayını dinlediğim sırada, güpegündüz ortalık karardı, yağmur yağmadı ama Kirkille ve Yukarı Çiftlik köyü dolaylarına çok yağmış olacak ki, Akçasu deresine çok uzaklarda iken bile gürültülü sesi duyulan, büyük bir sel geldi; sel derenin yatağına sığmadı, Kaçak Camiinin iki yanındaki yolları kapladı. Bu sırada selin yukarılarda bir yerden, dere yatağı kenarından gövdesi, dalları ve yapraklarıyla birlikte söküp sürüklediği bir ceviz ağacının, derenin, kahvehane tarafından caminin altına ilk giriş ağzını tıkadığı görüldü. Bunun sonucu,

136 kabaran sel suları camiye bitişik kahvehanenin duvarını yıktı, içeriye dolan suyun ağırlığını kaldıramayan kahvehanenin tabanı çöktü ve sel böylece tekrar dere içindeki doğal mecrasına girerek, cami sel sularıyla yıkılmaktan kurtulmuş oldu. Kahvehanenin çöken tabanı ve yıkılan duvarı, selden kısa bir süre sonra mahalle sakinlerinden Kasap Mıstanlar ın Emin Ağa (Emin DEMĐR - Faruk DEMĐR in babası) tarafından yaptırıldı; tüm mahalleli kendisine müteşekkir oldu. Safranbolu ya 1949 da elektrik geldikten sonra, 1950 li yılların başında, camiin elektrik donanımı da yine Emin Ağa tarafından yaptırılmıştı. Bu selden çok önceki yıllarda Akçasu deresine gelen büyük bir selin de, Çarşı içinde tahribat yaptığını ve sele kapılan bir kadının öldüğünü büyükler hep anlatırdı. Çok şükür Akçasu deresine o tarihten bu yana geçen yarım yüzyılı aşkın süredir, böylesine büyük bir sel gelmedi. Halen Kastamonu yolu ile Akçasu deresinin kesistiği noktadan itibaren, çarşı içi yönünde, derenin üstü boydan boya tamamen kapatılmış olduğundan, gelecek büyük bir selin, çok daha yıkıcı olacağından korkulur. ESKĐ UYGULAMALAR Kaçak Camii nden söz edilirken şu gerçeğe de özellikle değinilmelidir. Diğer mahalle camileri gibi, aşağıda Nurgül EREN tarafından resmedilen bir görüntüsü yer alan Kaçak camii nin de, eskiden Devletten görevli ve aylıklı imam ve müezzini yoktu. Camiye bitişik kahveyi işleten kişi, aynı zamanda müezzinlik yapardı. Nuhoğlu Emin ALPASLAN ve kuyumcu Ali Osman ALTINEL yıllarca kahvecilik ve müezzinlik yapmışlar ve kahveye akşamdan sonra mahalleli geldiğinde, yatsı namazı kılınmak üzere camii açmışlar ve kimi zaman sabah namazı için de açık tutmuşlardır. Đmam ise, mahalle halkından dini bilgilerine güvenilen saygın bir kişi olurdu. Kaçak Camii nde bu görevi 1940 lı ve 1950 li yıllarda mahalle sakinlerinden Muslubeyoğlu Mustafa AYKOL, terzi Hakkı AĞAR ve Hacı Abdi GEREDELĐ yapmışlardır. Onlardan sonra ise, camii yaptıranın son altsoyu olarak bu satırların yazarı, 1960 lı yılların başından, camiye Diyanet Đşlerince görevli imam atanana kadar, her yıl Ramazan ayında teravih namazı kılınmak üzere camiin açılabilmesi için bir imam bulup, ücretini karşılamıştır. Günümüzde, cemaati az da olsa, hiç olmasa da, tüm camilere kadrolu din görevlileri atanmakta ve sürekli olarak da yeni cami yapılmaktadır. Bu arada, Temmuz/2006 da basında yer alan haberlerden, Diyanet Đşleri Başkanı Sayın Ali BARDAKOĞLU nun bile, yeni cami yapıldığından, ancak kendilerine din görevlisi atanması için başvurulduğunda haberdar olduklarından ve yapılan camilerin yapısal yönden hiç bir estetiği ve mimari özelliği bulunmadığından yakınmakta olduğu öğrenilmiş bulunulmaktadır.

137 Benzer yakınmalar Safranbolu için de söz konusu olmalıdır. Örneğin 20-25 haneden ibaret Kayarlı semtinde, eski camiinin bulunduğu yere yenisi yaptırıldıktan sonra, hemen bunun karşısına derenin öbür tarafına ikinci bir cami yaptırılmasının ve kadrolu görevli atanmasının kolay bir açıklaması olmaması gerekir. Böyle camilere geçmişte, tüm mahalle camilerinde ve bu arada Kaçak Camii nde olduğu gibi çevre sakinleri sahip çıkmalı, camii yaptırmakla yetinmeyip, onarımında ve gerekli zamanlarda ibadete açılmasında da kendilerini görevli saymaları daha doğru olacaktır. Kaçak Camii çevresinin Hasandede Kayası ndan kuşbakışı görünümü ÜZÜNTÜ YARATAN ONARIMLAR Son olarak Lûtfiye (Kaçak) Camii ile ilgili olarak ayrıca ve özellikle vurgulanması gereken bir konu da şudur. Yukarıda değinilen I.Ulusal Tarih içinde Safranbolu Sempozyumu na, Aynur DURUKAN tarafından sunulan bildirinin, Kaçak camii ile ilgili bölümü, En az değişikliğe uğradığı sanılan üçüncü yapımız, Akçasu Mahallesi ndeki Lutfiye(Kaçak) Camii dir sözleriyle başlamakta ve Yapının bu haliyle bozulmadan korunması en büyük dileğimizdir tümcesiyle son bulmaktadır. 1999 taki bu dileğin, ne yazık ki aradan çok uzun bir süre geçmeden gerçekleşmediğine tanık olmak çok üzücüdür. Türkiye de eski eser onarımının ya da restorasyonunun ayrı bir uzmanlık alanı olduğu gerçeği, bir türlü uygulama alanı bulamamakta, usta diye geçinen yetersiz ve bilgisiz ellerde eski eserler tanınmaz hale gelmektedir. Safranbolu da 1970 li yıllarda Köprülü Camii nin onarımında karşılaşılan olumsuzluklar ( 5 ), 2000 li yıllarda da yinelenebilmektedir. Kamu kurumlarınca 2004-2006 yıllarında onarımına kalkışılan, Kazdağlıoğlu Camii buna bir örnektir. Đçine hiç girilmeseydi, keşke öyle bırakılsaydı demekten insanın kendini alamadığı Dağdelen Camii ise, daha kötü bir örnektir. Kaçak/Lutfiye Camii nin ise, 2005 yılı içinde, kamusal kaynaklarla onarımı sırasında, gereken özenin hiç gösterilmemiş olması da ayrı bir yakınma konusudur. ( 5 ) Kızıltan ULUKAVAK, Safranbolu da Bir Zaman, Bir Başkan, 2005, Sayfa: 45

138 Kaçak Camii nin dış cephesi sıvanmış, ancak ahşap materyal gelişigüzel elden geçirilmiş, cami içinde tavanların ve döşemenin onarımı yapılmamış ya da eksik bırakılmıştır. Damının yarısı eski oluklu kiremitle, yarısı yeni oluklu kiremitle örtülerek, her iki kiremidin birlikte, birbirine karıştırılarak kullanılmamış olmasından dolayı çok çirkin bir görünüm yaratılmıştır. Daha da önemlisi, caminin iç duvarlarını 120 yılı aşkın süredir süsleyen eski yazılı levhalar indirilerek, hiç bir tarihsel değerleri yokmuş gibi, eski mektep bölümüne gelişigüzel üst üste yığılmış; yerlerine yazı kareografisi ve sanatsal açıdan hiç bir değeri olmayan yeni levhalar asılmıştır. Eskilerinin elden geçirilerek korunması yolundaki istekler ilgililerce karşılıksız bırakılmış ve cami, söz konusu tarihsel eski levhalarından yoksun bırakılmıştır. Bu arada camiin kadınlar mahfiline, iki yıl önce serilen, Zonguldak ta yerleşik hemşehrimiz bir aileye ait 20 M 2 dolaylarında çok geniş ve kıymetli bir kilimin bu onarım sırasında kaybolmasına karşın, hiç kimseye bir sorumluluk yüklenememesi de çok ilginçtir. Daha önce bu camiin kapısı açılarak halılarının çalınması olayında da, hiç kimse sorumlu tutulmamıştı. Caminin iki kanatlı kapısındaki kocaman kilidin görkemli anahtarını taşımayı zahmetli bularak, bu kilidi iptal edip, onun yerine tek kanatlı kapılar ve bu kapıların kasalarıyla uyumlu olup, apartman dairelerinin kapılarına konulan, yale tipi küçücük bir kilidin, uygun olmadığı düşünülmeden, camiin çift kanatlı kapısına, hangi akla hizmet, kimin tarafından yerleştirildiğinin de hiç kimseden hesabı sorulmamıştır. Eski eserlere ve bu arada camilere sahip çıkmak, sadece dış cephesini gelişi güzel sıvamak olmamalıdır. Sadece taşınmaza değil, onun kapısının kilidinden, damındaki kiremidine kadar ve içindeki tüm taşınır tarihsel materyale, döşeme ve demirbaşa da sahip çıkılmalı ve cami görevlileri, ibadet hizmeti yanında, bunların korunmasından da birinci derecede sorumlu tutulabilmelidir. Baktı, o halde gördü; Söyledim, duydu; Duydu, anladı; Anladı, hak verdi; Hak verdi, inandı; Đnandı, uyguladı; Uyguladı, sürdürecek Demek değildir her zaman...