TÜRK ARGOSUNDA POLĐS



Benzer belgeler
SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

gösteren gösterilen biçim anlam

I. BÖLÜM I. DİL. xiii

Türk Dili I El Kitabı

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

7-10 ŞUBAT 2002 TARİHLERİ ARASINDA TRABZON DA YAPILAN İNCELEMELER HAKKINDAKİ ALT KOMİSYON RAPORU

İTHALAT İHRACAT YÖNETİMİ DERS NOTLARI

Metin: Toplumsal Davranış: El Öpme Edimindeki Göstergelerin Çözümlenesi, Göstergebilime Giriş, Fatma Erkman Akerson, Bilge Kültür Sanat, 2016

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

Konumuz CÜMLENİN ÖĞELERİ çocuklar.

KARABÜK İl Emniyet Müdürlüğü İl Emniyet Müdürlüğü Polikliniği Sivil Savunma Büro Amirliği Özel Kalem Büro Amirliği Rehberlik ve Psikolojik Danışma

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÜÇÜNCÜ BASKIYA SUNUŞ... VII İKİNCİ BASKIYA SUNUŞ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR...XIX

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

Prof. Dr. Mirjana Teodosiyeviç, Turski Jezik u Svakodnevnoj Komunikatsiji, Beograd, 2004, 327 s. Günlük Konuşmada Türkçe

Sinema ve Televizyon da Etik. Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu)

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

1. Üzerinde silinti/kazıntı bulunan TIR Karneleri gümrük idarelerinde nasıl işlem görür?

Gencmevtoo Sözlük. Gencmevtoo Terimler Sözlüğü

1. Aşağıdakilerin hangisi eşsesli bir sözcüktür? A) felaket B) deprem C) biz D) bit

İÇİNDEKİLER I. DÖNEM. 3. Telaffuz (Söyleyiş) Türkçenin Özellikleri DERS KİTABI ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ... 63

Nattvandring.nu nun kuruluşu

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM BELEDİYE VERGİLERİ BİRİNCİ BÖLÜM MESLEK VERGİSİ

İNFAZ VE KORUMA MEMURU (GARDİYAN)

23 NİSAN İLKOKULU 2/C SINIFI DENEME SINAVI

İletişim kavramı ve tanımı

3. Sınıf Varlıkların Özelliklerini Belirten Sözcükler ( Ön Ad Sıfat )

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı,

Satıcı burnu havada, kendini beğenmiş biri. Yaklaşık beş yıl kadar bu Edirne'de oturduk.

ARGODA +CI EKİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Trafik Kazaları ve Emniyet Kemeri

BULGARİSTAN HALK CUMHURİYETİ NDE SİYASİ OTORİTE ile ULUSAL TÜRK AZINLIĞI ARASINDAKİ GÜÇ İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA BELENE TOPLAMA KAMPI ( )

1.KÖK 2.EK 3.GÖVDE. Facebook Grubu TIKLA.

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

HOCA NAZAR HÜVEYDĀ RAHĀT-I DİL [İnceleme-Metin-Dizin]

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

İŞ GÜVENLİĞİ İNSAN SAĞLIĞI (EMNİYET-SAFETY) NEDİR?

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

TÜRK DİLİ I DERSİ UZAKTAN EĞİTİM DERS SUNULARI. 6.Hafta

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi:

Bilişimin en Türkçesi. DEVLET ELİYLE BOZULAN TÜRKÇE Olgular, Çabalar

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

AHMET TURAN SİNAN, TÜRKÇENİN DEYİM VARLIĞI, KUBBEALTI YAYINCILIK, MALATYA 2001, 516 S.

KÜÇÜKLER VE YILDIZLAR HİTİT KUPASI ÇORUM

Hız Limitleri - Radar ve Ortalama Hız Cezaları

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

Cebir Notları. Permutasyon-Kombinasyon- Binom TEST I. Gökhan DEMĐR,

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

ERBİL BEYTAR İŞÇİNİN KİŞİLİĞİNİN VE KİŞİSEL VERİLERİNİN KORUNMASI

DOSTLAR beni tanıdınız değil mi? Ben HACĐVAT.

BÜLTENİMİZDE NELER VAR?

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER HAKLARIMI ÖĞRENİYORUM TESTİ. - Anne, baba ve çocukların oluşturduğu ve toplum içindeki en küçük gruplara denir.

Trans Olmak Suç Değildir!

ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. ERDEMLİ BELEDİYESİ BELEDİYE MECLİSİ 08/04/2014 TARİHLİ MECLİS TOPLANTISI KARAR ÖZETLERİ. Mehmet GÜLDALI Harun SARI Ali YÖN

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

-DE, -DA VE -Kİ NİN YAZIMI

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

POLİS MEMURU TANIM. Vatandaşların güvenliğini ve kamu düzenini koruyan, düzene karşı gelenleri yakalayıp yargı organlarına gönderen kişidir.

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

3-Tasarruflu ampuller,neonlar,floresanlar neden daha az enerji harcarlar?

6 kasim 2014 TRABZONSPOR TARAFTARLARINA

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

LGBTİ MAHKUMLARA HAPİSHANEDE İŞKENCE GİBİ TECRİT

BİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

TÜRKÇE DERSİ GÖRSEL OKUMA TESTİ Kubilay ORAL

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Tanımlar Amaç (Madde 1)... Tanımlar (Madde 2)...

T.C ÇANKIRI VALİLİĞİ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -2

Destek Hizmetleri Müdürlüğü

SINIF İLK 4 ÜNİTE KAPSAMLI TEOG 2 DENEME-1

Karahanlı Eserlerindeki Söz Varlığı Hakkında

Bilişim Etiği ve Hukuku

TÜRKÇE 6. sınıf Haftalık ders sayısı 5, yıllık toplam 90 ders saati (öğrenim 18 haftada gerçekleşecektir)

Transkript:

TÜRK ARGOSUNDA POLĐS M. Cengiz YILDIZ * Mehmet HAZAR ** Özet Yunanca, hızlı anlamına gelen argo kavramı; belirli davranış biçimlerini veya eylemleri ifade etmek üzere geliştirilmiş, genellikle sözlü dilde kullanılan kaba deyim, kelime veya ifade grubu biçiminde tanımlanabilir. Argonun; gizlilik, kimlik oluşturma, özenti, eğlence, sanat edebiyat, aykırılık, ilgi çekme vs. alanlarında fonksiyonel olduğu ifade edilebilir. Suç, kapalı, azınlık, cinsel, alış veriş, spor, inanç, iletişim vs. dünyalarında argoya başvurulabilmektedir. Bu makalede ele alınan polis argosunun; kelimelerin harflerin benzerliğinden dolayı ortaya çıkan, dış görünüşten kaynaklanan, yapılan işten görevden dolayı ortaya çıkan, görevi kötüye kullanma iddiasından dolayı ortaya çıkan, kötü muamele iddiasından kaynaklanan argolar biçiminde sınıflanması söz konusudur. Yerine getirmiş olduğu görevden dolayı; suç, azınlık, cinsel, alış veriş, spor, inanç, iletişim gibi kapalı dünyalarla yakından ilgili olan polisle ilgili argo bir hayli fazladır. Bu çalışmada, genel argodaki polisle ilgili kelimeler üzerinde durulmuştur. Anahtar Kelimeler: Argo, Polis, Argoda Polis Abstract POLICE IN TURKISH SLANG The concept of Slang that means speed in Grecian Language and in the course of time this word, used to express certain behavior manners or actions is been able to describe as a rough idiom, a word or a group of words used in verbal expressions. The slag is functional to express some conditions such as secrecy, making identity, affectation, entertainment, art-literature, separation, appeal etc. In addition the slag is been able to use interested in crime, insulation, minority, sexuality, trade, spore, belief, communication etc. The causes of occur of the police slag can be classified under the five main titles: similarity between words and letters; association regarding exterior; character of the work; take unjust advantage; bad behavior. This study explores relation between slag and police, because of their job regarding crime, insulation, minority, sexuality, trade, spore, belief, communication. Key Words: Slang, Police, Police in Slang. Giriş: Argo, bir meslek veya topluluk sınıfı arasında kullanılan özel söz olabildiği gibi, serserilerin ve külhanbeylerin kullandığı söz veya deyim biçiminde de ele alınabilir. Argo, günlük edebi değerlerden uzak, sokak insanının konuştuğu dil olarak bilinmektedir. Argo, ortak dildeki kelimelerden farklı bir terminolojiyi içerir. Bu şekildeki özel argo yanında, genel argo adı verilen ve günlük yaşamda insanların kullandığı bir argo da bulunmaktadır. * Yrd.Doç.Dr., Dicle Üniv. Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü, ELAZIĞ, cengiz23@gmail.com ** Öğr.Gör., Dicle Üniv. Fen-Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edb. Bölümü, DĐYARBAKIR, mhazar@dicle.edu.tr

Argo, aslında belirli bir olgu, nesne ya da eylemin başkalarından gizlenmesi için ortaya çıkan ve insanın yaratıcılık yönünü ortaya koyan bir durumdur. Kimileri için argo, dil üzerine yapılan araştırma, geliştirme ve oluşturma çabalarının tamamıdır. Argo, bazen dillerin gelişmişlik düzeyleriyle bağlantılı olarak ele alınmakta, dillerin köklü olmasının göstergelerinden biri olarak görülmektedir. Argo, küfür dili olarak bilinmesine rağmen, her zaman küfür barındırmayan bir konuşma şeklidir. Bu dil, bazen alt kültür ya da varoş kültürü nün bir göstergesi olarak ele alınabilmektedir. Toplum tarafından dikkate alınması gibi nedenlerden dolayı, son zamanlarda kitle iletişim araçlarında (reklâm vs.) kullanımı artmıştır. Argonun; dıştan göründüğü kadar basit, sade, ortaya çıkması çok da kolay olan bir dil olmadığı ifade edilebilir. Argo oluşumunun, kıvrak bir zekâ ve kelime hazinesinin varlığıyla doğrudan ilgili olduğu ileri sürülebilir. Argo, bazen dilin güzel yönlerinden biri, dilin en kıvrak, en zeki yönü olarak ele alınabilir. Argonun gerçek anlamı, belli bir gruba mensup insanların aralarında kullandıkları özel bir dil biçimindedir. Ancak, insanlar bunu küfürle karıştırabilmektedirler. Argo, bazı durumlarda, dilin gizli örgütü olarak görülebilmektedir. Argo, bazen bastırılmış eylem ve duygu dili olarak ele alınmaktadır (bianet.com). Argo, aslında konuşmayı bilen her insanın yaşamında bulunmaktadır. Alt kültürler (Çingeneler, çeteler, azınlıklar vs.), kendi aralarında şifreli konuşmak istediklerinde başvurdukları bir iletişim şeklidir. Dünyadaki hemen her dilde argo olduğu kabul edilmektedir. Argo, yaşayan kültürün bir parçasıdır. Argonun bitmesi, dilin bitmesi anlamına gelir. Argo, küçük gruplar içerisinde kullanıldığı zaman, ilişkilerin daha sıkı olması sonucunu doğurabilmektedir. Çünkü şifreli olduğundan, ancak kişi ve çevresi bilebilmektedir. Tanımlar: Sınıfsal, mesleki ya da yöresel olarak sınırlı bir insan topluluğunun kullandığı özel dil. Başlangıçta ayak takımına bağlı bir olgu gibi görünür. Sözcüğün kendisi de XVII. yüzyılda ilkin hırsızlar birliği anlamıyla ortaya çıkmıştır. XVI. yüzyıldan başlayarak birçok Avrupa ülkesinde de suçlu argolarına rastlanır: Almancada rotwelsch, Đngilizcede slang, Đtalyancada furbésco, Đspanyolcada germenia, Portekizcede calao diye adlandırılır (Aktunç 2002: 9). Argo, çok dar bir sosyal alt grup tarafından kullanılan kelime veya deyim. Belirli davranış biçimleri veya eylemleri ifade etmek üzere geliştirilmiş, genellikle yazı dilinde değil, sözlü dilde kullanılan kaba deyim, kelime veya ifade grubu dur (Demir Acar 1993: 33 34). Devellioğlu; argonun, sanatsal bir dil özelliği taşıdığını ve aynı zamanda edebi dile bir tepki özelliği olduğunu dile getirmektedir. Buna ek olarak, argonun hem sanatsal ve hem de şiirsel bir dil olduğu ifade edilebilir (Birkalan, 2002: 47). Filolojide, dilin tabakalaşması bahsinde kullanılan bir terimdir. Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü nde Kullanılan ortak dilden ayrı olarak, belirli toplulukların sesbilgisi, yapıbilgisi, sözdizimi ve anlam bakımından özellikler gösteren dil veya sözcük dağarcığı biçiminde tanımlanır. Kelimeler, ana dil ve çevre dillerden (çoğu zaman ana dil ve çevre diller karşılıklı olarak) genel argoya ve alan argosuna geçer, bazen alan argosundan genel argoya ve ana dil ile çevre dillere kelime kazandırır (Aktunç 2002: 14). Argo, dilin gizli gücüdür. Türkçenin bu gücü, dilin tarihi geçmişine dayanır. Kâşgarlı Mahmud un Divanü Lûgati t Türk ünde 1, Dedekorkut ta 2, Karagöz 3 ve Ortaoyunu nda 4, divan edebiyatımızda (Bahâî, 1 Meselâ oyuncak anlamına gelen ohşagu kadın anlamındadır.. 2 Meselâ kaz aptal kız. 3 Meselâ cızlam kaçmak. 4 Meselâ kodes cezaevi, patburun zabıta, polis. 2

Havaî, Enderunlu Vasıf 5 vb. şâirlerde nazire yoluyla tehzil yapılarak), çağdaş edebiyatımızda (A. Rasim, H. R. Gürpınar, O. Kemal, O. V. Kanık, E. Ayhan vb.) argo kelimelere rastlanmaktadır. Osmanlı devletinin kültürel zenginliğini taşıyan unsurlardan biri de Đstanbul argosunun kaynağıdır. Argonun, belli bir meslek mensubunun kullandığı dil olan jargon dan ayrılması gerektiği biçiminde görüşler mevcuttur. Argo ile jargonun birbirinin yerine kullanılması yanlış bir durumdur. Argo, bir grubun özel dili olurken, jargon bir coğrafi bölgede bulunan grupların veya bir meslek grubuna mensup olanların, anlaşılırlık oranı çok düşük kendine has konuşma biçimidir. Çerçi, kalaycı, tellal, gemici, şoför, öğrenci, mahkûm, kumarbaz vs. grupların kullandıkları gizli diller, bir jargon olarak değerlendirilebilir. Bir jargona ait kelime ve deyimlerden bir kısmı daha sonra argoya geçebilir. Bu yönüyle argo, bir ya da birden çok jargonu içinde barındıran özel dil gibi ele alınabilir. Buna göre, argonun, jargona göre daha kapsayıcı bir özelliğe sahip olduğu dile getirilebilir (Şen 2002: 14). H. Bussmann, geniş anlamda jargonu; herkesçe anlaşılmayan, bir gruba veya uzmanlık dalına özgü özel kelime hazinesi biçiminde tanımlamaktadır (Uzuntaş 2002: 33). Türk Dil Kurumu nun, 1983 yılında basılan Türkçe Sözlüğü ndeki 525 tane argo öğenin %80 inin suç üzerine olması, argo dünyasındaki kavramların, normal olay ya da olguları tasvir etmekten ziyade, sıra dışı ya da gizli / kapalı dünyaları ifade etmede yaygın olarak kullanıldığını göstermektedir (Đmer 2002: 345). Genel olarak argo, belli ana alanlarda yoğunlaşmakta ve bu alanların da alt alanları bulunmaktadır. Bunlar, şu şekilde sıralanabilir: Suç dünyası: Hırsız, dolandırıcı, yankesici, uyuşturucu (kaçakçılığı, satıcılığı, kullanıcılığı), kumar (kumarhane, kumarbaz), kabadayı (bıçkın, külhanbeyi, serseri), dilenci argosu. Kapalı dünyalar: Hapishane, tutukevi (mahpus, tutuklu), yatılı okul, okul (öğrenci, öğretmen), kışla (asker), denizcilik (denizci) argosu. Azınlık dünyası: Etnik azınlıklar, göçmen argosu. Cinsel dünya: cinsel, eşcinsel, fuhuş (genelev, fahişe, genelev müşterisi) argosu. Alış veriş dünyası: Esnaf (satıcı, seyyar satıcı, eskici, dövizci), şoför (kamu taşıma araçları sürücüsü, yolcusu), eğlence yerleri (gazino, meyhane, müzisyen) argosu. Spor dünyası: Spor (sporcu, taraftar) argosu. Đnanç dünyası: Dini grupların (tarikatlar, cemaatler), fikir gruplarının (sağ, sol, parti, dernek, loca, kulüp) argosu. Đletişim dünyası: Radyo ve televizyonlardaki sunucuların, internet, telefon ve mektup arkadaşlarının argosu. Geçmişte ve günümüzde argonun fonksiyonel olduğu alanların aşağıdaki biçimde sıralanması söz konusudur: Gizlilik (suçu gizleme, ticari sırları gizleme, inanç sırlarını gizleme, müstehcenliği gizleme), grup kimliği oluşturma, özenti, eğlence, sanat ve edebiyat, aykırılık, ilgiyi ve dikkati çekme (Özkan 2002: 26 30). Polis ve Argo: Suçu gizleme özelliği, argonun yerine getirdiği en önemli fonksiyonlardan biri olduğundan dolayı, güvenlik güçlerinin ve toplumun dikkat ve takibinden uzaklaşmak için argoya sıkça başvurulabilmektedir. Türkçede elliden fazla uyuşturucu anlamına gelen argo kelimenin bulunması ve çok sayıda polis ya da güvenlik kuvvetlerini ima eden kelimenin bulunması, argonun suçu gizleme yönünün ne kadar fonksiyonel olduğunu göstermektedir (Özkan, 2002: 27). Polisle ilgili toplum tarafından kullanılan argolar olduğu gibi, toplumda bulunan belli bir grup, oluşum ya da mesleksel birliklerin de, insanlara belli bir psikolojik mesafe koymaya çalışırken argoya başvurdukları sıkça görülmektedir (Uzuntaş 2002: 38). Polisi konu edinen argonun ortaya çıkmasında belli hareket noktalarının etkili olduğu ifade edilebilir. Bunların; kelimelerin harflerin benzerliğinden dolayı ortaya çıkan argo, dış görünüşten kaynaklanan argo, yapılan işten görevden dolayı ortaya çıkan argo, görevi kötüye kullanma iddiasından dolayı ortaya çıkan argo, kötü muamele / işkence iddiasından kaynaklanan argo biçiminde sıralanması olasıdır. 5 Nedim in Haddeden geçmiş nezâket yâl u bâl olmuş sana / Mey Süzülmüş şişeden ruhsâr-ı âl olmuş sana matlaıyla başlayan gazeline Enderunlu Vasıf, Musâhib Hâtif Efendi için argoyu nazma dökerek ince bir zekâ gösterip şu tehzili kaleme almıştır: Kırmızı aşı boyası rûy-ı âl olmuş sana / Ekşiyip bakkalda pekmez sonra bal olmuş sana (Pala 2002: 282). 3

2005 yılı Ocak Şubat aylarında, ulusal televizyon kanallarının ana haber bültenlerinde; karayoluyla seyahat eden bir Türkün arabasının yabancı polis tarafından durdurulduğu ve bir çorba parası istediği ve bundan dolayı Bulgaristan ın Türkiye ye uyarıda bulunduğu dikkat çekmiştir. Gösterilen reklâmda; otomobil sürücüsünden çorba parası adı altında bozuk bir Türkçeyle rüşvet 6 isteyen polise, sürücü para vermek istememekte ne yapacaksın çorba parasını, istiyorsan sana çorba vereyim demekte ve reklâmı yapılan çorba türlerinden vermektedir. Yöntem: Genel olarak, kaynak tarama biçimindeki teknik, araştırmanın her aşamasında kullanılmıştır. Emniyet Teşkilatı nın farklı birimlerinde -her sınıftan rütbeliden polis memuruna kadar- çalışan polislerle farklı zamanlarda enformel görüşmelerle bilgi elde edilmesi yoluna gidilmiştir. Farklı meslek gruplarından (şoför, çay ocağı işletmecisi, lokantacı, akaryakıt istasyonu çalışanları vs.) kimselerle enformel görüşme gerçekleştirilmiş, sadece birkaç kişinin kullandığı argo tabirler dikkate alınmamıştır. Üzerinde birleşilen kelimeler metne aktarılmış ve bu kullanım biçiminin ortaya çıkma gerekçesi, yaygınlık derecesi gibi yönleri üzerinde durulmaya ve birtakım değerlendirmelerde bulunulmasına gayret gösterilmiştir. Argoda polisle ilgili olarak derlenen listede 100 den fazla madde başı vardır. Dizinden önce dil incelemesi yapılmıştır. Yeri geldiğince, toplumun alt gruplarının bakış açılarının değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir. Dil Đncelemesi: 1.Kelime Türleri: 1.1. Đsimler: 1.1.1. Eşya ve Aletler: Akerdeon, askıcı, bere, cep, conta, çıra, değnek, falaka, hortum, kalpak, kolluk, kopça, mahmutçuk, makine, masa, merdane, paket, para, paraşüt, pil, radar, satır, stakan, şapka, tahta, yaka. 1.1.2. Hayvanlar: Kuşlar (akbaba, horoz, kuş, serçe), böcekler ve küçük canlılar (akrep, kelebek, mikrop), büyükbaşlar (boğa, pig), köpekler (zağar, tazı), su canlıları (balık). 1.1.2.1. Hayvan Vasıflarından Yararlanma: Kan emici, kuyruk, yem. 1.1.3. Bitki Adları: Arpa, lahana, paparon, paparos, yoğurtlu bakla. 1.1.4. Organlar: Bacak, baş, bıyık, burun, ceset, kol, parmak, sakal. 1.1.5. Argoda Gerçek Dilde Olan Özel Adların Kullanılışı: Fruko, saylonlu, yovakim. 1.1.6. Tek Kelime Durumunda Bulunan Eksiltiler, Kısaltmalar: Bello (<Ar. belediye), geştapu (<Alm. Geheime Staats Polizei), ramo (<Çing. romazani <Ar. Ramazan). 1.2. Sıfatlar: Aç, ağır, ak, beyaz, iyi, kara, kırmızı, kötü, kuru. 1.3. Fiiller: Al, al, arakla, as, em, kat, kon, oynat, ver, yap. 2. Ekler: 2.1. Yapım Ekleri: 6 Argoda kaparozcu rüşvet ve avantayı yol edinmiş kimse (Gür 2002: 210). 4

2.1.1. Đsimden Đsim Yapan Ekler: +CI: anaforcu, arpacı, askıcı, avantacı, cesetçi, contacı, çorbacı, değnekçi, dehşet palasçı, diskocu, dumancı, falakacı, gölgeci, hortumcu, kalpakçı, kapıcı, kopçacı, kullukçu, kuyruk doğrultucu, lahanacı, lüpçü, manifestocu, manyetocu, merdaneci, mideci, paraşütçü, parmakçı, pilci, radarcı, satırcı, yan cepçi. +li: Makineli, saylonlu, bereli, şapkalı, bıyıklı, cepli. +çuk: Mahmutçuk. +mak: Katmak. +sız: Aynasız. 2.1.2. Fiilden Đsim Yapan Ekler: (y)ici: Alıcı, oynatıcı, yiyici. kı: As kı+cı. Im: Kaldır ım. GI: Sev gi kelebeği. 2.1.2. Đsimden Fiil Yapan Ekler: +la : Araklamak, katmak, olmak, oynatmak. 2.2. Çekim Ekleri: 2.2.1. Ad Durum Ekleri: 2.2.1.1. Yönelme Eki +(y)a: Macera+ya katmak. 2.2.1.2. Bulunma Eki +DA: Çay+da çıra oynatmak. 2.2.2. Đyelik Ekleri: 2.2.1 Teklik Üçüncü Kişi +(s)i Eki: Belirtisiz isim tamlamalarında görülmektedir; Ağır cop masası, asfalt komandosu, balık timi, belediye aynasızı, dam komandosu, kaldırım kargası. 2.3. Ses Değişmeleri Sonucu Ortaya Çıkan Çok Şekillilik: 2.3.1. Yuvarlak Ünlüsünün Düzleştirilmesi: Paporon paparon paparos. 2.3.2. Geniş Ünlünün Daralması: Espiyon ispiyon. 2.3.3. Đç Sesindeki Ünsüzün Değiştirilmesi: Zarvo zarbo. 2.3.4. Son Sesindeki Ünsüzün Değiştirilmesi: Paporon paparon paparos, tahtakos tahtakoz. 2.4. Alınma Kelimeler: Ahlâk (<Ar. ahlak ), akerdeon (<Fr. accordéon), akrep (<Ar. ak reb), ameliyat (<Ar. ameliyyāt), anafor (<Yun. anaphora girdap ), apaçi (<Fr. apache Amerikan yerli kabilelerinden birinin adı ), arak (<Çing. arkava elde etme, sağlama ), asfalt (<Fr. asphalte), komando (<Đng. commando), atom (<Fr. atome), avanta (<Đt. avvento önde olma ), ayna (<Far. āyine), belediye (<Ar. belediyyę), beleş (<Ar. balaş), bello (<Ar. beled), bere (<Fr. bere), beyaz (<Ar. beyāz), bırav (<Çing. bırava), bust (<Đng. bust 5

tutuklamak ), cep (<Ar. ceb), ceset (<Ar. cesed ölü ), conta (<Đt. giunta etiket ), dam (<ET tam tutukevi ), dehşet palas (<Ar. dehşet, Fr. palace), disko (<Fr. disco), espiyon (<Fr. espion, Đt. sipione), falaka (<Ar. falak a), fruko (meşrubat markası Fruko dan), geştapo (<Alm. GEheimes STAts POlizei, gizli devlet polisi ), gyr (<Đng. Cayro), hamza (<Ar. h amza), haydar (<Ar. h aydar arslan ), horoz (< Far. horus), hortum (<Ar. hort ûm fil burnu, boru ), hükümet (<Ar. h ükûmet devleti hükümeti temsil etmesinden dolayı ), IRCop (<Đng. Irc Operatör, International Relay Chat), kâmil (<Ar. kāmil), keş (<Far. keşîden), kopçacı (<Yun. kombitsa kopça ), lahana (<Yun. lakhanon bitki türü ), laki (<Gay argosunda laki ahlâk polisi ), macera (<Ar. mācerā), mafya (<Đng. mafia), mağara (<Ar. mağāre), mahmut (<Ar. mah mūd), makine (<Đt. macchina), manifesto (<Đt. rüşvet), manitu (<Algonkin dilinde manitu tanrısal yetenek ), manyeto (<Fr. magnéto), mavi (<Ar. mā i su renginde ), mehmet (<Ar. muh ammed), memniyet (<Ar. emniyyet), merdane (<Far. verdene börekçi merdanesi, argoda falaka), merminatör (<Đng. terminate, Terminatörden bozma), mide (<Ar. mi de), mikrop (<Đng. microbe), kuruş (<Alm. groschen), paket (<Fr. paquet), paparon (<Yun. paparouna), paraşüt (<Fr. parachute), pig (<Đng. pig aynasız, polis ), pil (<Fr. pile), radarcı (<Đng. T radar+cı, radio detection and ranging den kısaltma), ramazan (Çing. romazani: Düşük nitelikli, aşağılık çingene den), rambo (Amerikan film karakteri), ramo (<Ar. ramazan; Çing. romazani), robokop (<Đng. robot tan türetme), saltat (<Rus. saldat, Alm. soldat asker ), satır (<At. sāt ūr), saylonlu (<Đng. T Cylonlu), stakan (<Rus. stakan <Kıp. T tos+ta ğan), tahtakos tahtakoz (<Yun. taktikos), tazı (Far. tāzî), tim (<Đng. team), yovakim (<Yun. ioakim), yumoş (<T yumuşak eş cinsel, argoda ahlâk polisi), yüz para (<T. Far. yüz + pāre), zağar ( bir av köpeği cinsi ), zarbo zarvo (<Çing. zervo sol ). Lügatçe: AA: (Polis araçlarına verilen tabela, trafik kod undan anlam genişletme yoluyla) Polis aracı, polis otomobili. Genel anlamda polis: Aa geliyor, tüyün. (AO da denir.) (Aktunç 2002: 27). (a il emniyet, aa polis akademisi, aaa polis koleji araç plakaları). Aç: Trafik polisi. Ağır cop masası: Çevik kuvvet polisi. Ahlâk: (<Ar. ahlak ) Ahlâk polisine verilen ad, Mehmet Âlî Bey (1844 1899) in, 1896 yılında basılan Lehçetü l Hakâyık ında ahlâk akıl polisi? Akbaba: Trafik polislerinin beyaz olan şapkasından dolayı bu şekilde bir nitelendirme yapıldığı ifade edilebilir. Ayrıca, bir mekâna / yere, birden bire toplanma, kalabalık etme anlamının yüklenmiş olma ihtimali de bulunmaktadır. Akerdeon olmak: (<Fr. accordéon) Trafik kazasında araçların birbirine geçmesi (Aktunç 2002: 33). Akrep: (<Ar. ak reb): Zabıta mensubu, polis, kollukçu (Ersoylu 2004: 66), polis memuru (Aktunç 2002: 33). Yakalayıcı, anlamında olabilir. Zırhlı özel araçtan dolayı kullanılma ihtimali bulunmaktadır. Alıcı: Herhangi bir kitlesel olayda, polisin alın, bunu alın ya da bunu da alın tabirinin kullanması sonucunda oluşan bir kavram olduğu ileri sürülebilir. Gelin alıcı lara benzemektedir. Ameliyatçı: Dayak atan polis anlamındadır. Ameliyat: (<Ar. ameliyyāt) Karakolda polisin sanığa dayak atması (Aktunç 2000: 37) anlamında kullanılmaktadır. Anaforcu: Emeksiz kazanç peşinde olan (kimse) (TDK 1998: 104). Bedavacı, beleşçi anlamlarında kullanılmaktadır. Anafordan: Bedavadan, beleşe, parasız olarak. Anaforlamak: (Bir şeyi, bir olanağı) Parasız, bedava ele geçirmek (Aktunç,2000,39; Karataş Sevindik 2003: 28). Daha çok trafik polisi için kullanılma ihtimali bulunmaktadır. Anafor: (<Yun. anaphora girdap ) Akıntı mukabili. Apaçi: (<Fr. apache Amerikan yerli kabilelerinden birinin adı ) Bir yere aniden gelen, istihbarat sonucu bir yerde toplanan anlamında kullanılmaktadır. 6

Arakçı: Suçluyu ortamdan uzaklaştıran, polis, güvenlikçi. Araklamak: Polis, güvenlik kuvvetinin bir sanığı, suçluyu yakalaması (Aktunç 2002: 42). Suçluyu götürmek, aşırmak, yürütmek. Arak: (<Çing. arkava elde etme, sağlama ). Suçluyu mevcut ortamdan uzaklaştırma anlamından yola çıkılarak oluşturulduğu ifade edilebilir. Arpacı: Trafik polisi için kullanılmaktadır. Arpa: Bozuk para. Asfalt komandosu: Özel harekât polisi. Asfalt: (<Fr. asphalte) Kolay iş. Saçsız kimse, kel baş, kel kimse. Komando: (<Đng. commando) Baskın taarruzlarına karşı yetiştirilmiş asker, polis. Askıcı: Đşkenceyi askıyla yapan, polis. Atom karınca: Eskiden motorlu polis. Atom karınca adlı çizgi filmden esinlenildiği ifade edilebilir. Atom: (<Fr. atome) Önceleri, maddenin bölünmeyen en küçük parçası olduğuna inanılan, bölünmesiyle büyük bir güç ortaya çıkaran maddenin birimi. Avantacı: (Đtalyanca avvento önde olma) Kolayca sağlanan yarar; karşılıksız kazanılan çıkar, komisyon, yüzde. Avantacı: Çıkarcı, bir şeyi kolayca elde etmek isteyen (elde eden) kimse. Avantadan: Zahmetsizce, kolayca, bedava. Avanta vurmak: Kolayca çıkar sağlamak. Avanta yemek: Başkalarının emeğiyle sürdürülen bir işten çıkar sağlamak (Aktunç 2002: 46 47). Bir şeyi kolayca elde etmek isteyen kimse. Avanta: (<Đt. avvento önde olma ) Kolayca sağlanan yarar, karşılıksız elde edilen. (Karataş Sevindik 2003: 41). Aynalı: Đyi, hoş (durum, şey), iyi durumda olan (kimse) (Aktunç 2002: 48). Güzel, parlak. Ayna: (<Far. āyine) Çok iyi, fevkalade, harika anlamlarında kullanılır. Aynasız: Kötü, olumsuz, hoş olmayan, aykırı. Polis, bekçi vb. güvenlik kuvveti. (Aktunç 2002: 49). Hoşa gitmeyen, kötü, yakışıksız, çirkin, ters, biçimsiz. Polis (TDK 1998: 178). Ters, iyi gitmeyen, hoş olmayan, polis, jandarma (Doğan 1990: 73). Polis, bekçi (Karataş Sevindik 2003: 43). Aynasız kavramı, sürekli aynı kıyafeti giyen ve bundan dolayı da kendine bakım yapmayan anlamında kullanılmaktadır. Kendi yaptığı hatayı görmeyen anlamında kullanılabileceği gibi, biri birinin hatasını görmeyen polisler için de ifade edilebilmektedir. Bıyıksız olduğundan dolayı, ayna kullanmayan anlamı da verilmektedir. Ancak, bu kavramın polisin bıyıklı olduğu dönemlerde de kullanıldığı düşünüldüğünde, bu açıklamanın gerçeklik payı düşmektedir. Daha çok polislerin kullandığı Renault binek marka arabalarda sağ aynanın olmamasından dolayı, dile getirilme ihtimali de bulunmaktadır. Kepte ya da göğüste bulunan parlak polis armasından dolayı söylenmiş olma ihtimali de bulunmaktadır. Uzun süre nöbet tutulması ve uyuma uyanık kalma zamanının farklılığından dolayı söylenme ihtimali de vardır. Belediye aynasızı: Belediye zabıtası (Aktunç 2002: 55). Polis ya da güvenlik güçlerinden esinlenilerek, belediye zabıtaları da aynasızlar grubu içinde değerlendirilmektedir. Belediye (<Ar. belediyyę): Bir şehir veya kasabanın temizlik, aydınlatma, su, elektrik gibi ortak ihtiyaçlarını ve hizmetlerini gören örgüt. Balık timi: Yunus polisleri (motosikletli). Tim: (<Đng. team). Baş yapan polis: Eskiden oğlan evine götürmek üzere kız evinden gelini alma geleneğinden kaynaklanan bir ifadedir (turkoloji.cu.edu.tr). Beleşçi: Bedavacı, bir şeyi bedava elde etmek isteyen, bedava elde etmeye alışmış kişi (Karataş Sevindik 2003: 51). Beleş: (<Ar. balaş) Arapça, bila şey den galattır (kaideye uymayan söz), (Yeğin vd. 1992: 107). Beleşe konmak: (Bir şeyi) bedava, kolayca elde etmek, Beleşe yatmak: Bir şeyi, para vererek ya da çalışarak elde edeceğine, bedava ya da kolayca elde etmek için fırsat aramak. Beleşten: Parasız, bedavadan (Aktunç 2002: 55). Beleş, 7 karşılıksız olarak, bedava <Ar. balaş (Eren 1999: 47) [Galat: bilâ 7 Beleşçi nin eş anlamlıları, otlakçı para ve emek harcamadan başkalarının sırtından geçinen kimse (Aliş 2002: 293) ve anaforcu [anafor bedavadan gelen <Yun. anaphora] Emek harcamaksızın veya yolsuz bir şekilde kazanç elde etmek isteyen, bedavacı; haraç alan, haraççı, lüpçü hiçbir emek vermeksizin kendisine çıkar sağlamayı seven, böyle bir tutumu alışkanlık haline getiren (Ersoylu 2004: 105; 133). 7

şey] (Kültüral 2002: 297) biçiminde kullanılan argo ifade, görevini kötüye kullanan devlet memurları ve polisler için sarf edilmektedir. Bello: (<Ar. beled) Zabıta memuru (Aktunç 2002: 55). Ayrıca, suç işlenen ya da günlük kullanımda, bela olan yerde hemen bulunan kolluk kuvveti görevlisi, polis. Bereli Bereliler: Çevik kuvvet polisi için kullanılmaktadır. Bere: (Fr.) Sipersiz ve yumuşak olan bir çeşit başlık. Beyaz şapkalı: Trafik polisleri için günümüzde de kullanılan bir kavram olma özelliği taşımaktadır. Beyaz: (<Ar. beyāz). Bırav: (<Çing. bırava) Kaç git, kaybol, [Zarboni bırav polis var, kaç ]. Bıyıklı: Polis, güvenlik kuvveti mensubu. Bıyıklıya piyaz vermek: Kolluk kuvvetiyle iyi geçinmek, iyi geçinmek için polis vb. görevlileri pohpohlamak, rüşvet vermek (Aktunç 2002: 56 57). Polislere günümüzde kısaca bıyık dendiği de bilinmektedir (Naskali Sağol 2002: 9). Bin yedi yüz on beşçi: Rüşvetçi (rüşvet kelimesinin telaffuz edilmemesi, başkalarının anlayamayacağı biçimde dile getirilmesinden dolayı, bu tür ifadelerin kullanımının arttığı dile getirilebilir). Bin yedi yüz on beş: Rüşvet. (T.C. Merkez Bankası, 1715 sayılı yasayla 30.6.1930 da kurulmuştur) (Aktunç 2000: 57). Boğa: Polis (seslisözlük.com). Güçlü olma ve olaylara yeri geldiğinde zorla müdahale etmesinden dolayı söylenme ihtimali bulunmaktadır. Cesetçi: Olay yeri inceleme polisi. Ceset: (<Ar. cesed ölü ). Contacı: Trafik polisi. Ruhsat defteri arasına konan paradan yola çıkılarak üretilmiştir. Conta: (<Đt. giunta etiket ) Birbirinin üzerine kapanan iki madeni parça arasında açıklık kalmamasını temin etmek için konulan karton, kösele, lâstik vs. şey. Cylon lu Saylonlu: (1990 ların bilim kurgu türündeki televizyon dizisi Galaktika da geçen ve insanoğluna düşmanlığı ile tanınan Cylonlu kullanımından, 1990 larda) Polis, özellikle çevik kuvvete bağlı polis (Aktunç 2002: 254; Ersoylu 2004: 276). Özellikle kask takan polisleri ima etmek için kullanılma olasılığı bulunmaktadır. Çayda çıra oynatıcı çayda çıra oynatmak: Zanlıyı konuşturmak için işkence yapmak. Đddiaya göre, ayakları jiletle kesilmiş tutuklu kimselerin, polis tarafından tuzlu suda yürütülmesi. Çorbacı: Çorbacı argosunun daha çok rüşvet alan kişi ya da bir çorba parası kadar rüşvet alan polisler için kullanıldığı ileri sürülebilir. Çorba: Para, (görevli kimse için) rüşvet. (Aktunç 2002: 81). Bu kavramla, özellikle trafik polisleri kastedilmektedir. Bir çorba parası ifadesi, Türk insanı arasında, harçlık anlamında da yaygın olarak kullanılmaktadır. Dam komandosu: Özel harekât timi için kullanılmaktadır. Daha çok, meslek içi bir kullanım olduğu dikkat çekmektedir. Belli zamanlarda, yüksek yerlere, damlara, binaların tepesine çıkarak koruma vazifesi yapılmasından dolayı söylenmektedir. Dam: (<ET tam) Tutukevi. Dayı: (<ET tagay) Külhanbeyi, gücüne güvenerek çevresinde egemenlik kuran kimse, polis, özellikle sivil polis. (Aktunç 2002: 86). Külhanbeyi, efe, kabadayı, polis, jandarma (Doğan 1990: 232). Polisin, silahın vermiş olduğu güveni farklı amaçlar için kullanmış olma ihtimali ya da örneklerinden dolayı, bu kavramın kullanıldığı ileri sürülebilir. 86). Değnekçi: (değenek ten) Taşıt aracı duraklarında sırayı gösteren sivil görevli, sivil polis (Aktuç 2002: Dehşet palasçı: Karakolda görevli polisler için kullanılabilmektedir. Dehşet palas: (<Ar. dehşet, Fr. palace) Karakol binası, nezarethane. (Aktunç 2002: 86). 8

Diskocu: Nezarethanedeki polisi ifade için kullanılır. Disko: (<Fr. disco) DĐSiplin KOğuşu kelimelerinden oluşma ihtimali olduğu gibi, nezarethanede işkence yapmak suretiyle oynatmak biçimindeki bir önyargıdan dolayı söylenme ihtimali bulunmaktadır. Dumancı: Sigara kabul eden polis veya trafik polisi için kullanılmaktadır. Espiyon ispiyon (<Fr. espion, Đt. sipione): Söz götürüp, getiren, hafiye, ajan (Ersoylu 2004: 198) sivil polis. Falakacı: Karakol polisi. Falaka: (<Ar. falaėa) Đki ucunda bir ipin iki uçları bağlı, bir sırıktan ibaret ceza âleti. Fısfıs: Đstihbarat polisi. Fıs: Tabiat taklidi ses. Fruko: (meşrubat markası Fruko dan) (1965 ten sonra) Toplum polisi (Aktunç 2002: 117). 1960 70 li yıllarda, Fruko marka gazozun dağıtımını yapan yarı açık araçlardaki gazozların duruşundan yola çıkılarak ifade edilmiştir. Polislerin, o dönemlerde, sırt sırta gelecek şekilde oturmaları ve başlıklarının dikkat çekici biçimde görünmesinden dolayı bu isimlendirmeye gidilmiştir. Rüşvet olarak gazoz içmek ya da işyerlerinden bu tür içecekleri ücretsiz içme iddiasından yola çıkılarak söylenmiş olma ihtimali de bulunmaktadır. Gece kuşu: Devriye gezme ve gece tutulan nöbetlerden dolayı söylenme olasılığı vardır. Gelin alıcılar: (Özellikle bir baskın sırasında) Kolluk kuvvetleri, polisler (Aktunç 2002: 121). Geştapu Gestapu Gestapo Geştapo: (Alm. GEheimes STAts POlizei, gizli devlet polisi nden) Polis, trafik polisi. (Aktunç 2002: 121). Geştapo: (Alm. Geheime Staatspolizei) Almanya da, Hitler döneminde kurulan gizli, siyasi polis örgütü (TDK 1998: 846). Getto Gestapo: Polis (getto: Azınlıkların ve yoksulların oturdukları mahalle). Alman Nazi rejiminde gizli polis teşkilatı. Geştapu (Almanca. Geheime Staats Polizei): Polis, zabıta görevlisi, trafik polisi (Ersoylu 2004: 215). Gölge gölgeci: Arabayı sürekli ağaç ve bina gölgesine çekmekten dolayı, özellikle trafik polisleri için kullanılmaktadır. Ayrıca, suçluları gölgesi gibi takip etmeden dolayı söylenme ihtimali de bulunmaktadır. Gyr: (<Đng. Cayro) Bir ya da iki kişilik küçük helikopter; çoğunlukla polis operasyonlarında ya da şirket saldırı operasyonlarında kullanılır (lostlibrary.org). Ayrıca, polisten kaçmanın / kurtulmanın verdiği sevinçten dolayı, goodyear (iyi yıllar) biçimindeki kelimenin kısaltılmış hali olma ihtimali bulunmaktadır. Hamza: (< Ar. h amza) Gammaz, muhbir. Haydar: (<Ar. h aydar arslan ) Coptan benzetme polis. Hırs Zarbo: Polis kuvvetlerinin özel bir bölümü. Çevik kuvvet. (Aktunç 2002: 140). Horoz: (< Far. horus): Polis (Ersoylu 2004: 59; 90), polis memuru. Ne aldanan kaz var, ne de buna göz yuman horoz (Aktunç 2002: 142). Hortumcu: Cop yerine hortum kullanan polis. Basın yayın organlarında çokça duyulan Hortumcu Süleyman dan dolayı. Hortum: (<Ar. hort ūm fil burnu, boru ) Çoğunlukla sıvı maddelerin içinden sevk edildiği cisim. Ayrıca, yolsuzluk yapma, hortumlama iddiasından yola çıkılarak da söylenmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Hükümet: (<Ar. h ükūmet) Devleti hükümeti temsil etmesinden dolayı, genel olarak polis için kullanılmaktadır. IRCop: (<Đng. Irc Operatör, International Relay Chat, internet / genelağ sohbeti ) Serverler (bilgisayar sunucusu) için kullanılır, internet polisi. Đyi polis kötü polis: Đyi polis, kötü polis oyunu oynamak şeklindeki deyimden gelir. 9

Kaldırım kargası: esk. Polis, hafiye, dedektif (Ersoylu 2004: 54; Aktunç 2002: 160). Kaldırım kargası biçimindeki ifadenin, günümüzde yaygın olarak kullanıldığı dile getirilmektedir (Naskali Sağol 2002: 9). Polis, hafiye. Kaldırım kargası: Çok gezip tozan (Doğan 1990: 574). Sürekli devriye gezmeden dolayı, polislerin bu şekilde adlandırıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, giyilen elbisenin lacivert ya da siyaha yakın olmasından esinlenilerek de söylenmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Kalpakçı: Polis, hafiye. (Aktunç 2002: 161). Kalpak: deri veya deri taklidi kumaştan yapılan tüylü başlık (Doğan 1990: 578). Polisin başında taşıdığı şapkadan dolayı, bu şekilde bir adlandırmaya gidildiği ifade edilebilir. Kâmil: (<Ar. kâmil) Acemi polis. Özellikle futbol maçlarında görev yapan polisler için kullanılır. Maç esnasında güvenliği sağlama ve olgunca davranma durumundan dolayı söylenmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Kapıcı: Genellikle, bina girişlerinde tutulan nöbetten dolayı, kapıcı biçiminde bir nitelendirmenin yapıldığı dile getirilebilir. Karabacak: es. Jandarma (Aktunç 2002: 164), polis. Karakol kelimesini tamamlayan bir anlamda kullanılma olasılığı bulunmaktadır. Keş: (<Far. keşîden) Polis: Polisin kendi tabirleri ile (dayı veya keş) volta yani kaçalım diyerek sağa sola yayılmak suretiyle kaçarlar. (Aktunç 2002: 179). Keş kelimesinin kolay aldanır anlamı da bulunmaktadır (Yeğin vd. 1992: 523). Bu terimin daha çok, narkotik polisi için kullanıldığı ifade edilmektedir. Kırmızı yaka: Polis (Aktunç 2002: 182). Rütbeli askerlerin yakasındaki kırmızı renkten yola çıkılarak, polis için de kullanılmış olduğu varsayılmaktadır. Kopçacı: (<Yun. kombitsa kopça ) es. Jandarma (Aktunç 2002: 189), polis. Giyilen elbisedeki düğmelerin özelliğinden dolayı dile getirilmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Kullukçu kollukçu: Zaptiye, jandarma, belediye zabıtası, devriye polisi. Genel olarak kolluk kuvvetlerini ifade etmeden dolayı ifade edildiği söylenebilir. Menfaat için kulluk eden anlamında kullanıldığı varsayılmaktadır. Kuru temizleme: Falaka, karakolda, tutukevinde sanığı falakaya çekme. (Eşanlamlısı merdane). (Aktunç 2000: 193) Kuru temizleme ci: Falakaya çeken ya da işkence eden anlamlarında kullanılmaktadır. Merdaneci: Karakol polisi. Merdane: (<Far. merdāne) Falaka; karakolda, tutukevinde işkence yapmak için kullanılan falaka (Aktunç 2002: 214). Kuyruk doğrultucu: Yeni araba alan araç sahibinden, alınan rüşvet iddiasından dolayı oluşturulduğu söylenebilir. Kürün palago küren palago: Bekçi, polisten bir düzey aşağıdaki güvenlik memuru, polis (Aktunç 2002: 196). Lahanacı: Yeniçerilerde, Çelebi Mehmed ve oğlu Murad zamanında Merzifon dan gelen er (bianet.org) polis, acemi asker. Lahana: (<Yun. lakhanon bitki türü ) Aşağılayıcı yaklaşma. Aynasız kelimesinde olduğu gibi, düşük nitelikliliği ifade için kullanılmış olma ihtimali bulunmaktadır. Laki: Ahlâk polisi (sozluk.sowtimes.org). Lüpçü: Karşılıksız çıkar elde etmekten hoşlanan, bu davranışı alışkanlık edinmiş (kimse). Lüpe konma: Karşılıksız bir çıkar elde etme (Aktunç 2002: 199). Lüp: Tabiat taklidi ses. 10

Maceraya katmak: Polisin bir sanığı, değişik bölgelerle ilgili suçlarının olup olmadığını anlamak için karakol karakol dolaştırması (Aktunç 2002: 201). Maceraya katıcı: Polis anlamında kullanılmaktadır. Yol gösterme, tatbikattan dolayı. Macera: (<Ar. mâcerâ) baştan geçen hadise. Madi paparon: Bekçi. Madi: Olumsuz, kötü, fena; paparon: Polis (Aktunç 2002: 201). Mafya: (<Đng. mafia) Polis. Maganda: Görgüsüz kimse (Karataş Sevindik 2003: 249), polis. Olaylara müdahale ederken, çözümü zor kullanmada görmesinden dolayı, çevik kuvvet polisi, polis anlamlarında kullanılmaktadır. Mağara: (<Ar. mağāre) Eğitim düzeyi düşük asker (bianet.org), polis. Toplumun asayişini koruma vazifesinin gereği olarak, belli özelliklerinden dolayı toplumun genelinden ayrılan, toplumun düşündüğünden farklı düşünen polis önyargısından dolayı kullanılma ihtimali bulunmaktadır. Mahmutçuk: Silahtaki arpacık (bianet.org). Mahmut: (<Ar. mah mūd). Övgüye değer anlamının zıddı olarak kullanılma olasılığı bulunmaktadır. Makineli: Polis. Helal olsun makineliler (polisler) iyi çalışıyorlar, ama yeterli değil (Aktunç 2002: 204). Makine: (<Đt. macchina) Silah, özellikle tabanca. Manifestocu: Rüşvetçi, polis. Manifesto: Đt. Rüşvet. (Aktunç 2002: 206). Herhangi bir durumu, bilgiyi, bildiren ya da tebliğ eden anlamından dolayı söylenmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Manitu: (<Algonkin dilinde manitu tanrısal yetenek ) Polis. Manyetocu: Polis, işkenceci. Bu kavramın, işkencede elektrik kullanılma iddiasından dolayı ortaya çıktığı ifade edilebilir. Manyeto: (<Fr. magnéto) Karakol, tutukevi vb. de sanığa uygulanan elektrik işkencesi (Aktunç 2002: 208). Elektrik üreten anlamında kullanılmaktadır. Mavi zarbo: Çing. Zabıta. Mavi: (<Ar. mâ i su renginde ) 500 lük banknot [ar. kulle mavi, kuleli beş yüz liralık banknot ]. Zarbo: (<Çing. zervo sol ) Polis (Aktunç 2002: 211). Mehmet: (<Ar. muh ammed) Bedelli asker (bianet.org), polis. Polis ve askerin yaptığı iş, güvenlikle ilgili olduğu için benzer gibi algılanmakta ve bu yüzden de asker için kullanılan mehmetçik kelimesi, polis için mehmet şekline dönüşebilmektedir. Memniyet: (<Ar. emniyyet) Emniyet ten bozma. Genel olarak polis için kullanılmaktadır. Merminatör: (<Đng. terminate ) Terminatörden bozma. Özel hareket polisi için kullanıldığı dikkat çekmektedir. Mideci: Rüşvet almayı alışkanlık haline getirmiş memur. (Aktunç 2002: 215). Polis, rüşvet alan. Mide: (<Ar. mi de) Đnsan vücudunda bir iç organ. Mikrop: (<Đng. microbe) Seyfettin Şimşek in 1958 tarihinde basılan Argo Lügatçesi nin 19. sayfasında polis anlamındadır [Mikroplar etrafı sardı]. Herhangi bir olay anında, hızlıca toplanan, olay yerine gelen anlamında kullanılmış olma olasılığı bulunmaktadır. Ayrıca özellikle suç dünyasında bulunanlar için hoşlanılmayan, sevilmeyen, hoş görülmeyen anlamalarına gelme ihtimali bulunmaktadır. On kuruş: Polis. Meğerki bizim gençler conileri gezmeye bırakmıyor eyi mi, on kuruşlarla çatışıyorlar (Aktunç 2002: 225). On kuruşun değersiz, önemsiz anlamı yanında, çok az rüşvet anlamı da bulunmaktadır. Kuruş: (<Alm. groschen) En küçük para birimi. Paketçi: Kıskıvrak yakalayan görevli, polis, asker. Paketlenmek: Polis tarafından kıskıvrak yakalanmak. Paket: (<Fr. paquet) Kalça, kıç. 11

Paparon: (<Yun. paparouna, gelincikgillerden bir bitki, afyon dan?) Polis. (Aktunç 2002: 233). Paparon paporon paparos: Polis (Ersoylu 2004: 168). Paraşütçü: Beleşçi, bedavacı, özellikle sinema, tiyatro, konser salonu ve bunun gibi benzer yerlere para vermeden giren kimse (Karataş Sevindik 2003: 333). Belediye otobüsü, maç, tiyatro vs. ye ücretsiz girmesinden dolayı, polis için bu argo kullanılabilmektedir. Polisin birçok yerde kamu hizmeti vermesinden dolayı orada bulunması ve ücret uygulamasının dışında bırakılmasından dolayı ifade edilmiştir. Paraşüt: (<Fr. parachute) Havada cisimlerin düşüşünü yavaşlatmaya yarayan araç. Parmakçı: Parmak izi almakla görevli polis. Patburun: Zabıta, polis, kolluk kuvveti (Aktunç 2002: 237). Pat: Yassı ve basık (Doğan 1990: 900). Pilci: Elektrik veren anlamında kullanıldığı varsayılmaktadır.. Fransızca pile kelimesinden gelmektedir. Pile, sözlükte, elektrik pili anlamına karşılıktır. Dolayısıyla, elektrikli işkencenin burada kastedildiği anlaşılmaktadır. Süreklilik de kastedilebilir. Pil: (<Fr. pile) Sivil polis, gizli ajan (Aktunç 2002: 240). Pile kelimesi; yığın, küme, toplanan, üşüşmek anlamına geldiği gibi, argoda, servet toplayan, dünyalık biriktiren anlamlarında da kullanılabilmektedir. Radarcı: (<Đng. radio dedection and ranging den kısaltma). Gammaz, birisinin yaptığını gözetleyerek başkalarına haber veren kimse, istihbarat polisi, sivil polis. Ramazan: (Çing. romazani: düşük nitelikli, aşağılık çingene den). Polis. (Aktunç 2002: 248). Rambo: (Amerikan film karakteri) Özel harekât polisi. Ramo: (<Ar. ramazan; Çing. romazani) Polis (Ersoylu 2004: 216; 222). Ramo sözcüğü, polisin geldiğini haber veren bir parola imiş meğer (Aktunç 2002: 248). Bu kelimenin, ramazan isminin kısaltılmasıyla oluşturulduğu ifade edilebilir. Robokop: Çevik kuvvet polisi. Sakalcı: Rüşvet alan polis, devlet görevlisi. Sakal vermek: Polise, devlet görevlisine rüşvet vermek. Saltat: (<Rus. saldat, Alm. soldat: asker) Dilenci için polis, belediye zabıtası (Aktunç 2002: 252). Ayrıca, salata kavramı da kullanılmaktadır. Satırcı: Đşkenceci, işkenceci devlet memuru, polis. Satır: (<Ar. sâńûr). Serçe: Polis ajanı, hafiye (Aktunç 2002: 256). Bu argo deyimin, her tarafa giren ya da kolayca haber uçuran anlamında kullanıldığı ileri sürülebilir. Serçe: Hafiye, dedektif, polis ajanı (Ersoylu 2004: 55). Sevgi kelebeği: Bandocu polislere denilmektedir. Stakan: (<Rus. stakan <Kıp. T tos+ta ğan) Yol kenarındaki polis noktası, burada duran polis (Kocaoğlu 2002: 309). Tahtakos tahtakoz: (<Yun. taktikos) es. Polis, sivil polis, jandarma (Ersoylu 2004: 169), taptakos (Aktunç 2002: 271). Tahtakoz tahtakos: (Yunanca taktikos dan) Polis memuru, güvenlik görevlisi, sivil polis: sen köşede dur, tahta koz gelirse bize işaret çek! Biz dalgayı tamamlarız. (Aktunç 2002: 271). Tazı: (Far. tâzî) es. Hafiye, polis, muhbir, ihbarcı, dedektif (Aktunç 2002: 277; Ersoylu 2004: 65). Hızlı hareket etme ve koşturmadan dolayı söylenmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Yan cepçi: Rüşvet alan polis ve özellikle de trafik polisi. Cep: (<Ar. ceb) (Aktunç 2002: 68). Yemci, yem alan: Rüşvet alan polis için kullanılmaktadır. Yem: Rüşvet. (Aktunç 2002: 308). 12

Yoğurtlu bakla: (Yeşil giysili ve beyaz tolgalı görünümleri dolayısıyla) toplum polisi (Ersoylu 2004: 28). Bu söylem, 1970 li yılların bir ürünü olup, beyaz miğfer altındaki yeşil üniformadan dolayı oluşturulmuştur. Günümüzde pek kullanılmamakla birlikte (Naskali Sağol 2002: 9), yaşlı kişilerden bazıları kullanagelmektedir. Toplum polisi. Eskiden yeşil giysili ve beyaz miğferli olmalarından yakıştırmadır (Aktunç 2002: 310). Genel olarak trafik ve asayiş polisi. Yovakim (<Yun. ioakim): Polis (Ersoylu 2004: 278). Yumoş: (<T yumuşak eş cinsel ) Ahlak polisi. Yüz para: (<T Far. yüz + pâre) Bekçi (Aktunç 2002: 313), geniş anlamıyla güvelik güçleri, polis. On kuruş argosunda olduğu, yüz paranın değersizliğinin esas alınması söz konusu olabilirken, verildiği iddia edilen rüşvetten dolayı da söylenmiş olabilir. Zağar: es. Muhbir, ihbarcı, hafiye (Ersoylu 2004: 65; Aktunç 2002: 314). Bir av köpeği cinsi (Doğan 1990: 1184). Bundan dolayı, avını yakalayan ya da suçluyu yakalayan anlamının yüklenmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Zarbo zarvo: (<Çing. zervo: sol dan) Polis (Ersoylu 2004: 168), Narkotikte görevli polis (zamane.sozluk.com). Polis, polis memuru (Aktunç 2002: 315). Zorba kelimesinin bozulmuş halinden hareketle çevik kuvvet polisi, zor kullanan polis. Zarbo 155: Polis. Zortezurtek: Polis aracı. Zort: Tabiat taklidi ses, yellenme. Aracın çıkardığı sesten yola çıkılarak oluşturulmuş olduğu ifade edilebilir. Sonuç: Polisle ilgili 100 ün üzerinde argo kelime tespit edilmiştir. Bu kelimelerden 79 tanesi alınma kelimedir. Stakan gibi Rusçaya kelime verirken, birçok dilden de ödünçleme yapılmıştır. Yabancı kaynaklı kelimelerin argoda olması dilin mantığı gereğidir. Eşya, hayvan, bitki ve organ adlarından yararlanılarak polislere ad konmuştur. Belirli sıfatlar ve sınırlı sayıda fiiller kullanılmıştır. Yapım eklerinden en çok meslek eki +CI kullanılırken çekim eklerinden teklik üçüncü kişi eki +(s)i ve durum eklerinden ise yönelme eki +(y)a, bulunma eki +DA ve ayrılma eki +DAn kullanılmaktadır. AA ve IRCop gibi eksiltme veya kısaltma yapılabilmektedir. Karabacak, kopçacı, lahanacı, tahtakos, tazı ve zağar gibi bazı ifadeler ise eski dildeki argo ifadelerdir. Argo dilin gizli gücüdür. Türk argosunun zenginliği, aynı zamanda Türkçenin de zenginliğidir. Bu çalışmada, sadece polislikle ilgili sözcükler incelenerek Türkçenin bu alandaki ifade gücü tanıtılmaya çalışılmıştır. Sözü Atatürk ün veciz ifadesiyle bitirmek gerekirse: Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şuurla işlensin. Kaynakça: a) Sözlükler: Ağakay, Mehmet Ali (1949), Türkçe de Mecazlar Sözlüğü, TDK yayınları, Ankara: Doğuş Matbaası. Aktunç, Hulki (2002); Büyük Argo Sözlüğü, (4. baskı) Đstanbul: Yapı Kredi yayınları. Bingölçe, Filiz (2005), Kadın Argosu Sözlüğü 1, Đstanbul: Metis yayınları. Bingölçe, Filiz (2005), Kadın Argosu Sözlüğü 2, Đstanbul: Altüst yayınları. Demir, Ömer Mustafa Acar (1992), Sosyal Bilimler Sözlüğü, Đstanbul: Ağaç yayınları. 13

Devellioğlu, Ferit (1990), Türk Argosu: Đnceleme ve Sözlük, (7. baskı), Ankara: Aydın Kitabevi yayınları, (ilk baskı: 1941). Doğan, D. Mehmet (1990), Büyük Türkçe Sözlük, Ankara: Rehber yayınları. Eren, Hasan (1999), Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Ankara. Fikri, A. (1907), Lügât i Garîbe, Alem Matbaası Ahmed Đhsan ve Şürekâsı, Đstanbul. Karataş, Halil Aytekin Sevindik (2003), Polis Terimleri Sözlüğü, Đstanbul: Nüans yayınları. Kaygılı, Osman Cemal (2003), Argo Lügati, Selis Kitapları. Özdoğan, Erdem (1986), Đngilizce Tükçe Argo Sözlüğü, Đstanbul: Đnkılâp Kitabevi. Püsküllüoğlu, Ali (2004), Türkçenin Argo Sözlüğü, Özgür yayınları. Saraç, Tahsin (1966), Fransızca Türkçe Argo Sözlüğü, Ankara. Şimşek, Seyfettin (1958), Argo Lügatçesi, Đstanbul: Okay Yayınevi. TDK, Türkçe Sözlük (1998), Ankara: Türk Dil Kurumu yayınları. TDK, Türkçe Sözlük (2005), Ankara: Türk Dil Kurumu yayınları. Yeğin, Abdullah vd. (1992), Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Büyük Lügat, Đstanbul: TÜRDAV yayınları. b) Kitaplar: Arslan, Ahmet (2004), Argo Kitabı, Đstanbul: Kitabevi yayınları. Halit, Mehmet [Bayrı] (1934), Đstanbul Argosu ve Halk Tabirleri, Đstanbul: Burhaneddin Matbaası. Ersoylu, Halil (2004), Türk Argosu Üzerinde Đncelemeler, Đstanbul: L&M yayınları. Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.) (2002), Türk Kültüründe Argo, Haarlem Hollanda: SOTA yayınları c) Makaleler: Aliş, Şehnaz (2002), Hüseyin Rahmi Gürpınar ın Şıpsevdi Romanında Argo Kullanımı, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 234 244. Birkalan, Hande (2002), Pazar Konuşmaları: Argoya Halkbilimsel Bir Yaklaşım, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 41 47. Gür, Muhammet (2002), Ahmed Rasimde Argo, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 199 212. Đmer, Kâmile (2002), Türkçe Sözlük teki Argo Kelimeler, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 341 348. Kaymaz, Zeki (1997), Darende de Konuşulan Gizli Dil Hazeynce, Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı: 109, 131 163. Kültüral, Zühal (2002), Şerîfî nin Şehnâme Çevirisi ndeki Bazı Kelime ve Deyimler Üzerine, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 294 302. Kocaoğlu, Timur (2002), Bugünkü Rus Argosunda Türkçe den Geçen Kelimeler, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 302 309. Koçak, Aynur (2002), Karagözde Argo Kelimelerin Gülme Unsuru Olarak Kullanılması, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 294 302. 14

Pala, Đskender (2002), Tehzil ve Argo, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 275 294. Özkan, Nevzat (2002), Gizli Dil Olarak Argonun Fonksiyonu Üzerine, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 23 30. Şen, Mesut (2002), Argo Üzerine, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 13 22. Uzuntaş, Aysel (2002), Argoya Dilbilimsel Açıdan Bakış, Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 31 39. Töre, Enver (2002), Tiyatro ve Argo (Gelenekli Tiyatromuzda Argo), Türk Kültüründe Argo, Naskali, Emine Gürsoy Gülden Sağol (ed.), Haarlem Hollanda: SOTA yayınları, 256 264. d) Genelağ (erişim tarihi: Ocak 2003) lostlibrary.org/sozluk.asp. sozluk.sowtimes.org. www.bianet.org. www.seslisözlük.com. www.turkoloji.cu.edu.tr. www.zamane.sozluk.com. Đşaretler: : ع (ayın ünsüzü). < : Kelimenin geldiği şekli gösterir. ā: uzun a. ę : ه (ince h veya güzel h ünsüzünün e ünlüsü olarak okunuşu). h : ح (kalın h ünsüzü). k : ق (kalın k ünsüzü). t : ط (tı ünsüzü). ū: uzun u. Kısaltmalar: Alm. Almanca. Ar.: Arapça Çing.: Çingenece. es.: Eski dilde, Osmanlı Türkçesi. ET: Eski Türkçe. 15

Far.: Farsça. Fr.: Fransızca. Đng.: Đngilizce. Đt.: Đtalyanca. Rus.: Rusça T: Türkçe. Yun.: Yunanca. 16