9 Gazeteci-yazar Hrant Dink in öldürülmesinden bu yana 7 yýl geçti. Dink in katledilmesine iliþkin görülen dava, Türkiye de hukukun iflas ettiðinin en açýk göstergelerinden biri oldu. Ailenin avukatlarýnýn tek savcý ýsrarýna karþýn, davada tam 3 farklý savcý görev aldý. Dink in katledilmesine iliþkin yürütülen davada tüm yetki, geçtiðimiz günlerde görev yeri deðiþtirilen Savcý Muammer Akkaþ a devredildi. Akkaþ cinayette görev ihmali nin üzerine gitmek istediyse de Ýstanbul Valiliði bu niyetin önüne geçti. Akkaþ ýn 30 kamu görevlisi hakkýnda görev ihmali suçundan soruþturma açmak için izin istedi. Ancak Ýstanbul Valiliði, Hrant Dink cinayetinde adý geçen dönemin Ýstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, bazý polisler ve Vali Yardýmcýsý Ergün Güngör ün de arasýnda bulunduðu kamu görevlileri hakkýnda soruþturma izni vermedi. Roboski de katliam devam ediyor diyen Halklarýn Demokratik Kongresi (HDK) Ankara Ýl Meclisi, Roboski katliamýyla ilgili Genelkurmay Baþkanlýðý Askeri Savcýlýðý nca verilen takipsizlik kararýyla birlikte, askerlerin önceki gün ateþ açarak Roboski li yurttaþlardan Serhat ENCÜ (17) ile Naif ENCÜ yü (60) yaralamalarýný 17 Ocak günü Kýzýlay da düzenlediði basýn açýklamasýyla protesto etti. Yargýnýn Roboski için aldýðý yargýsýzlýk kararý Roboski de meyvesini verdi. Askerlerin ateþ açmasý sonucu yine çocuklar yaralandý diyen HDK Ankara Ýl Meclisi üyeleri, geliþmelerden duyduklarý kaygýyý dile getirerek, yaþananlara seyirci kalmayacaklarýný, yeni Roboski ler yaratmaya çalýþanlara karþý ezilenlerin ve yok sayýlanlarýn yanýnda olduklarýný belirttiler. EÐÝTÝM SEN ve SES 18 Ocak 2014 Cumartesi günü Nevþehir þubelerinin düzenlemiþ olduðu Dostluk ve Dayanýþma yemeði Nevþehir Lykia Lodeg otelde gerçekleþti. Nevþehir genelinde 200 üye ve misafirin katýlýmý ile gerçekleþen etkinliðe Hacýbektaþ Eðitim-Sen ve SES örgütlülüðünden 50 üye katýldý. Etkinlik Eðitim Sen Nevþehir þube baþkaný Ahmet Çelik in açýlýþ konuþmasý iþe baþladý. Çelik yaptýðý konuþmada, ülkemizde son süreçte yaþanan sorunlar ve baskýlardan bahsetti. Nevþehir Hacý Bektaþ Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi Etkinlik ve Organizasyon Komitesi, Giysi Baðýþ Kampanyasý ile toplanan yardýmlarý ihtiyaç sahiplerine ulaþtýrmaya baþladý. Ýlk Yardýmlar Köy Okullarýna Eðitim gören dar gelirli...»ankaralýsýnýz. Aileyle bolca tiyatro izlemiþ ama liseye kadar tiyatroyla ilgilenmemiþsiniz. O dönemde neler oldu? O dönem Ankara öyleydi. Televizyon olmadýðýndan sinema ve tiyatroda kuyruklar olurdu. Nevþehir Belediyesi tarafýndan geçen yýl içerisinde Nevþehir de 155 bin metrekarelik bir alanda yol düzenlemesi ile kilitli parke taþý döþenmesinin yapýldýðý belirtildi. Nevþehir Belediyesi Fen Ýþleri Müdürlüðü tarafýndan geçen yýl içerisinde Nevþehir in çeþitli merkezlerinde yol düzenleme çalýþmalarý gerçekleþtirildi.
Gazeteci-yazar Hrant Dink in öldürülmesinden bu yana 7 yýl geçti. Dink in katledilmesine iliþkin görülen dava, Türkiye de hukukun iflas ettiðinin en açýk göstergelerinden biri oldu. Ailenin avukatlarýnýn tek savcý ýsrarýna karþýn, davada tam 3 farklý savcý görev aldý. Dink in katledilmesine iliþkin yürütülen davada tüm yetki, geçtiðimiz günlerde görev yeri deðiþtirilen Savcý Muammer Akkaþ a devredildi. Akkaþ cinayette görev ihmali nin üzerine gitmek istediyse de Ýstanbul Valiliði bu niyetin önüne geçti. Akkaþ ýn 30 kamu görevlisi hakkýnda görev ihmali suçundan soruþturma açmak için izin istedi. Ancak Ýstanbul Valiliði, Hrant Dink cinayetinde adý geçen dönemin Ýstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, bazý polisler ve Vali Yardýmcýsý Ergün Güngör ün de arasýnda bulunduðu kamu görevlileri hakkýnda soruþturma izni vermedi. Soruþturmaya kamu görevlilerin dahli, Dink cinayetinde yardým ve yataklýk ile iþtirak suçlamalarýyla kýsýtlý kaldý. Agos gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Hrant Dink in katledilmesinin ardýndan geçen 7 yýllýk süreç, hukuk sisteminin durumunu gözler önüne sererken, verilen ve verilmeyen kararlar ise kamuoyu vicdanýnda derin yaralar açtý. Türkiye nin onur davasýna dönüþen Hrant Dink davasýnda mahkeme skandal kararlara imza attý. 7 yýldýr adaletin bir türlü tecelli etmediði ve birçok þüpheli kararlara imza atýldýðý davadan öne çýkan geliþmeler þöyle: GÖREV ÝHMALÝ OLGUSU»Hrant Dink, 19 Ocak 2007 de Ýstanbul da sokak ortasýnda sýrtýndan vurularak öldürüldü. Katili Ogün Samast bir gün sonra Samsun Otogarý nda yakalandý. Bir hafta sonra cinayete iliþkin olarak gözaltýna alýnan Ogün Samast, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu ve Ahmet Ýskender tutuklandý.»4 Þubat 2012 de Dink ailesinin avukatlarý tarafýndan, cinayette yardým ve yataklýk ile kasten öldürmenin ihmali davranýþla iþlenmesi iddialarýyla; dönemin Ýstanbul Valisi Muammer Güler ile dönemin Ýl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ýn da aralarýnda bulunduðu 24 kamu görevlisi hakkýnda dava açýlmasý istendi.»dönemin özel yetkili Ýstanbul cumhuriyet savcýlarý Selim Berna Altay ve Fikret Seçen in yürüttüðü soruþturmanýn tamamlanmasýnýn ardýndan, 20 Nisan 2007 de 12 si tutuklu 18 þüpheli hakkýnda hazýrlanan iddianame Ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesi ne gönderildi. Ýddianameyi inceleyen mahkeme, terör örgütü konusundaki dayanaklarý yetersiz bularak iddianameyi kabul etmedi. Savcýlar mahkemenin bu kararýna Ýstanbul 9. Aðýr Ceza Mahkemesi ne baþvurarak itiraz etti. Savcýlar Altay ve Seçen in itirazlarý haklý bulundu ve baþlangýçta iddianameyi reddeden mahkeme, iddianameyi bu kez kabul etti. KÜÇÜK KATÝL SAMAST»Davanýn ilk duruþmasý 2 Temmuz 2007 de görüldü. Dink in katili Ogün Samast ýn yaþýnýn küçük olmasý gerekçe gösterilerek dýþa kapalý yapýlan ve yaklaþýk yarým gün süren duruþmada; Salih Hacýsalihoðlu, Osman Altay, Ýrfan Özkan ve Veysel Toprak tahliye edilmesine karar verildi.»davanýn 7 Temmuz 2008 tarihli 6. duruþmasýnda, Ogün Samast ýn 18 yaþýný doldurmasýndan sonra davanýn açýk olarak görülmesi kararlaþtýrýldý.»azmettirici olarak, sanýklardan Yasin Hayal in aðabeyi Osman Hayal hakkýnda 2008 de hazýrlanan iddianamenin de ana davayla birleþtirilmesiyle sanýk sayýsý 20 ye yükseldi. MAHKEMEDE KAVGA ETTÝLER»Davanýn 8. duruþmasýna ise Erhan Tuncel ile Yasin Hayal arasýndaki kavga damgasýný vurdu. Hayal duruþmanýn görüldüðü sýrada Tuncel e arkasýndan yumruk attý. Hayal, mahkeme baþkanýnýn talebi doðrultusunda görevliler tarafýndan salondan çýkartýldý. Olayda, Hayal ve Tuncel arasýndaki küfürlerleþmeler oldu.»davanýn 11. duruþmasýnda ise sanýklara cinayette kulanýlan silahý tanýyýp tanýmadýklarý soruldu. Verilen çeliþkili ifadelerde Ogün Samast, gösterilen silahý anýmsayamadýðýný, Yasin Hayal silahýn cinayette kullanýldýðýný söyledi.»13. duruþmada mahkeme, tutuklu sanýklardan Ersin Yolcu ve Ahmet Ýskender in tahliyesi yönünde karar verdi. Verilen tahliyelerin ardýndan dava kapsamýnda Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel den baþka tutuklu kalmadý.»davanýn 25 Ekim 2010 tarihli duruþmasýnda ise mahkeme, Samast hakkýndaki dava dosyasýnýn ayrýlmasýna ve ayrýlan dava bakýmýndan mahkemenin görevsizliðine karar verdi. Kararýn gerekçesi olarak Terörle Mücadele Kanunu ile Bazý Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun un 8. maddesiyle, CMK nýn 250. maddesinin 4. bendine eklenen fýkradaki hüküm gösterildi. Samast hakkýndaki dava dosyasýnýn Ýstanbul Nöbetçi Çocuk Aðýr Ceza Mahkemesi ne gönderen mahkeme, kuvvetli suç süphesinden dolayý tutukluluk halinin sürmesine karar verdi. SAMAST A 22 YIL HAPÝS»25 Temmuz 2011 de Ýstanbul 2. Çocuk Aðýr Ceza Mahkemesi, Hrant Dink in katili Ogün Samast ý, Tasarlayarak adam öldürmek ve Ruhsatsýz silah taþýmak suçlarýndan 22 yýl 10 ay hapis cezasýna çarptýrdý. Karar, Yargýtay tarafýndan da onandý.»ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesi nde görülen davanýn 20. duruþmasýnda Savcý Hikmet Usta, 106 sayfalýk esas hakkýndaki görüþünü mahkemeye sundu. Hrant Dink cinayeti ve Ergenekon soruþturmasý kapsamýnda elde edilen delillerin örtüþtüðünü bildiren bildirilen mütalaada, Dink cinayeti eyleminin, Mc Donalds ýn bombalanmasýnýn ve diðer eylemlerinin salt milliyetçilik duygularý kabaran gençler tarafýndan iþlenmesinin ötesinde, iþtirak halinde ve süreklilik içerisinde çalýþan, gizlilik kurallarý ve örgütsel hiyerarþiye azami özen gösteren Erhan Tuncel ve Yasin Hayal yönetiminde, Ergenekon terör örgütünün Trabzon da faaliyet gösteren bir hücre yapýlanmasý tarafýndan iþlenmiþ olduðu deðerlendirilmektedir ifadelerine yer verildi. ÖRGÜT TEN BERAAT»17 Ocak 2012 de karýný açýklayan mahkeme tarafýndan Yasin Hayal, cinayetin azmettiricisi olarak aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet hapis cezasýna çarptýrýldý. Mahkeme cinayetin örgütlü yapýnýn eylemi olduðu görüþünü reddederek, Hayal in Silahlý terör örgütü yöneticisi olmak suçundan beraatine karar verdi.»tutuklu sanýk Erhan Tuncel i, Patlayýcý madde imal etmek, kullanmak suçlarýndan 10 yýl 6 ay hapse mahkum eden mahkeme, Tuncel in Silahlý terör örgütünün yöneticisi olmak ve Tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme suçlarýndan beraatini kararlaþtýrdý. Tuncel tahliye edildi. KARAR VERMEYÝ UNUTTULAR!»Mahkeme, birleþen dosya sanýðý Osman Hayal ve diðer sanýklar Zeynel Abidin Yavuz, Mustafa Öztürk ile Tuncay Uzundal ýn Silahlý terör örgütüne üye olmak ve Tasarlayarak adam öldürmek suçlarýndan beraat ettirdi. Karar duruþmasýndan sonra ise ilginç bir durumun varlýðý anlaþýldý. Mahkemenin Coþkun Ýðci hakkýnda karar vermeyi unuttuðu ortaya çýktý. Bunun üzerine yeni bir dosya açarak Ýðci ile ilgili kararýný 13 Þubat 2012 de açýklayan heyet, tutuksuz sanýk Coþkun Ýðci nin de beraatine karar verdi.»ýstanbul Cumhuriyet Savcýsý Hikmet Usta, yerel mahkemenin örgüt yok kararýna itiraz etti. Usta, Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý na gönderdiði dilekçede, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal in örgüt liderliði ve yöneticiliðini yaptýðýnýn, sanýklarýn, Ergenekon soruþturmalarýnda yakalanan ve haklarýnda dava açýlan sanýklarla amaç birliði içinde bulunduðunun, ana yapý Ergenekon ile Trabzon daki hücresel yapýnýn ayný suç iþleme DNA ve gen özelliklerine sahip olduðunun anlaþýldýðýný dile getirdi.»mahkeme Baþkaný Rüstem Eryýlmaz, kararýn yanlýþ olduðunu düþünenlere yaptýðý açýklamayla kararýn doðru olduðunu savundu. Eryýlmaz Verdiðimiz karar, örgüt yoktur anlamýna gelmez sözlerinin ardýndan Elbette bu cinayeti basite indirgeyemeyiz ifadelerini kullandý. YARGITAY KARARI BOZDU»Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý, yerel mahkemenin kararýnýn, sanýklarýn atýlý suçlarý örgütün faaliyeti çerçevesinde iþlediði gerekçesiyle bozulmasýný istedi.»temyiz incelemesinin yapýldýðý Yargýtay 9. Ceza Dairesi, 15 Mayýs 2013 te verdiði kararda, sanýklarýn Silahlý terör örgütü deðil, Suç iþlemek amacýyla oluþturulan örgüt üyesi olduklarýna karar verdi. Yargýtay örgüt yok hükmünde verilen kararlarýný bozdu. RÖPORTAJDAN SONRA TUTUKLANDI»Hakkýnda yakalama kararý bulunan Erhan Tuncel, Star gazetesine verdiði röportajdan hemen sonra, 24 Ekim 2013 te tutuklandý.»davanýn 7 Ocak 2014 te yapýlan duruþmasýnda, sanýklar Osman Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz hakkýnda yakalama kararý çýkartýldý. Trabzon da tutuklanan ikili, davanýn görüldüðü mahkemece, video kaydý aracýlýðýyla cezaevinde ifadeleri alýnarak salýverildi.»7 Ocak tarihli son duruþmada Dink ailesinin avukatlarýndan Fethiye Çetin, Ýstanbul merkezli operasyona iliþkin yapýlan açýklamalarýn çok önemli olduðunu anlatarak, Bir bakýma yaþanan geliþmeler, aslýnda baþýndan itibaren bizim söylediklerimizi doðrulamaktadýr. Bazý kamu görevlileri, hukuksuz delil elde etmenin odaðýndadýr. Bu nedenle bütün taleplerimiz yeniden karþýlanmalý ve dosya yeniden ele alýnmalýdýr. MÝT, Genelkurmay ve Ýstihbarat Daire Baþkanlýðý, dosyamýza bilgileri doðru bir biçimde aktarmamýþtýr. Bu nedenle bir an önce esasa gelinmesini talep ediyoruz diye konuþtu.»mahkeme heyeti tutuksuz sanýklar Osman Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz un duruþmaya katýlmadýðýný söyleyerek, duruþmayý 12 Þubat 2014 tarihine erteledi. Kaynak:BirGün 19/01/2014
Nereye doðru evrileceði kestirilemeyen AKP-Cemaat savaþý neden çýktý? Bu yýlýn savaþý deðil bu. 2012 baþýnda 7 Þubat MÝT operasyonunu da hatýrlarsak, en azýndan iki yýllýk geçmiþi var. Ama ondan önce 2002 Kasým seçimlerinden baþlayan ve 2011 lere ulaþan 8-9 yýllýk mutlu-mesut birliktelik varken, üç genel seçim, iki yerel seçim, bir referandumda kader birliði yapýlýp karþýlýklý þükranlar sunulmuþken neden kavga çýktý? Bunun kestirme cevabý; iktidar paylaþým savaþýdýr. Doðrudur da. Her iktidar mücadelesi sonuçta bir egemen sýnýf mücadelesidir ve altýnda eninde sonunda sermaye birikimi, yani ekonomik temel yatar. AKP-Cemaat kavgasýnýn da son tahlilde temelinde para-meta-para çarkýyla ilgili iktidar ve bölüþüm kavgalarý var. Bu halkayý tutarak analizi ilerletelim. YÜKSELÝÞ YILLARI 2002 de AKP yi iktidara getiren en önemli etken, 2001 krizinin halký bezdiren sonuçlarýydý. Ecevit koalisyonunun partileri barajýn altýnda kalýnca, AKP-C koalisyonu tek baþýna iktidar oldu. Bu iktidara geliþte ekonomi en baskýn ögeydi. Ortaklýðýn 2007 seçimlerine kadar yükselen performansýnda ise hem iç hem dýþ etkenler etkili oldu. K.Derviþ- IMF prodüksiyonu reformlar ýn meyvesini toplayan AKP-C, dýþ dünyada yaþanan likidite bolluðundan da testisini doldurmayý bildi. Özelleþtirmeler yolunda gitti, tek parti iktidarý ve ekonomide neoliberal ilkelere sadakat, yabancý yatýrýmcýlarý çekti ve ekonomi ortalama yüzde 6-7 yi bulan büyüme oranlarý yaþadý. Bu performansla dýþarýya (ABD ve AB ye) rüþtünü kanýtladýðýný düþünen iktidar, onlarýn da desteði ile sivil siyaset operasyonlarýný baþlattý ve yükseliþine engel gördüklerini, Ergenekon ve Balyoz benzeri operasyonlarla elimine etti. Bu operasyonlarda yargýda ve emniyette kadrolaþmýþ Cemaat, ana rolü üstlenirken AKP arkasýnda durdu. Entrika yüklü operasyonlar, içerideki kullanýlmýþ ahmak, yetmez ama evetçilerin de þahadetiyle dýþ dünyadan büyük destek gördü. Türkiye demokratikleþiyordu! Cemaat, hýzýný kesmeyip Kürt siyasetine karþý da KCK operasyonlarýný yürütürken yine AKP nin bir itirazý olmadý. CARÝ AÇIK BATAÐI Buraya kadar AKP-C ortaklýðý sorunsuz ilerliyor ve Bülent Arýnç ýn deyimiyle, Güzel Allahým, verdikçe veriyordu Hem öyle veriyordu ki, 2008 dünya krizi gelip çattýðýnda herkes sapýr sapýr dökülürken Türkiye ekonomisi bir sarsýntýdan sonra toparlanýyor ve 2010 ile 2011 yýllarýný yüzde 9 ortalama büyüme ile kapatýyordu. Madalyonun büyüme yüzüne bakan herkes, Türkiye mucizesi nden söz ediyor ve ve gýpta ediyordu. Kimse, madalyonun arka yüzündeki yüksek cari açýðý görmek istemiyor ya da cari açýkla büyüme yi de bir yöntem olarak baþarýyla yürüten Türkiye efsanesi uyduruluyordu. Oysa gerçek, AKP-C nin, adým adým ekonomik bataða saptanmakta olduðuydu. Büyümesini ancak ve ancak dýþ kaynak giriþi ile gerçekleþtiren yýlda ortalama 40 milyar dolar dýþ kaynak çeken(aðýrlýkla dýþ borç) iktidarýn bu kaynaðý döviz kazandýran deðil, döviz harcayan sektörlerde, baþta da inþaatta kullanmasý her yýl çemberin daralmasýyla sonuçlanýyordu. Cari açýk ile büyümenin nasýl bir batak olduðu gerçeði ile yüzleþmeye yanaþmayan RTE ve yakýn çevresi, bu büyüme efsanesiyle içeride özgürlükleri iyice kýsarak tek tipleþtiren bir politika izliyor; dýþarýda da kendisini bölgesel güç ilan etmeye kalkýyordu. Bu sayede Irak ýn Kürdistaný ndaki petrole de hükemedebileceklerini, Suriye de Esad ýn devrilmesiyle bölgede alan geniþleteceklerini, dolayýsýyla Orta Doðu pazarýnda daha çok at koþturabileceklerini umuyorlardý. ÝNÝÞE DOÐRU Bu kýymeti kendinden menkul Yeni Osmanlýcýlýk, bu bölgesel güç vehmi, Orta Doðu daki ABD politikalarýyla çatýþýyordu. Suriye, Irak, Mýsýr hep çatýþma alaný oldu. ABD nin paralelinde duran Cemaat de, bu noktadan itibaren AKP ile çatýþmaya baþladý. Irak taki petrol rüyasý, Kürt meselesine yaklaþýmda AKP ile Cemaat i (ABD) yi karþý karþýya getiriyordu. Ýçeride, döviz kazanamayan ekonomiyi çevirebilmenin tek yolu olan iç piyasada inþaat, perakende, finans, saðlýk, eðitim, kentsel yatýrýmlar vb alanlarda ise RTE ve yakýn çevresi hep kendine yontuyor, baþta Ýstanbul rantýnýn paylaþýmý konusu olmak üzere, kent rantlarýný hamuduyla götürüyorlar, güçlendikçe Cemaat sermayesi ile arayý açýyorlardý. Kayýrma, rüþvet alanen yapýlýyor ve kendilerini dokunulmaz görüyorlardý. Dahasý RTE, baþkanlýk sistemi ile gücüne güç katma hevesindeydi ve bu, Cemaat in iyice kenara itilmesi anlamýna gelebilirdi. Oysa, iktidarý birlikte kurmuþlardý ve Cemaat hakkýnýn yenildiðini düþünüyordu. 2012 baþýnda 7 Þubat ta Oslo-Kürt meselesi üstünden MÝT operasyonu ile baþlayan Cemaat ataðýný savuþturan RTE, kendini yenilmez görüp açýk verdikçe Cemaat cephane yýðýnaðý yaptý ve AKP nin ABD ile þeker renk olduðu, Gezi ile çizik yiyip kimyasýnýn bozulduðu 2013 ün sonlarýnda, tam da sandýða giderken yolsuzluk hamlesini patlattý. Hikayenin sonu nereye doðru seyreder, yaþayýp görürüz.ama bu, son tahlilde bir paylaþým savaþýdýr. Bu gözle izlemek, anlamayý ve ne yapýlmasý gerektiðini kolaylaþtýrýr. (Yurt) Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN EÐÝTÝM SEN ve SES 18 Ocak 2014 Cumartesi günü Nevþehir þubelerinin düzenlemiþ olduðu Dostluk ve Dayanýþma yemeði Nevþehir Lykia Lodeg otelde Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðü toplantý salonunda Ýl Müdürü Okan Yýlmaz baþkanlýðýnda gerçekleþtirilen toplantýya, Hayvan Saðlýðý ve Su Ürünleri Yetiþtiriciliði Þube Müdürü Rukiye Pýnar, Ýlçe Müdürleri ve Ýl Ýlçe Müdürlüklerinde görevli hayvan saðlýðý personelleri katýldý. Ýl Müdürü Okan Yýlmaz burada yaptýðý konuþmasýnda, geçtiðimiz yýl Nevþehir de Hayvan Hastalýklarý Ýle Mücadele Programý gerçekleþti. Nevþehir genelinde 200 üye ve misafirin katýlýmý ile gerçekleþen etkinliðe Hacýbektaþ Eðitim-Sen ve SES örgütlülüðünden 50 üye katýldý. Etkinlik Eðitim Sen Nevþehir þube baþkaný Ahmet Çelik in açýlýþ konuþmasý iþe baþladý. Çelik yaptýðý konuþmada, ülkemizde son süreçte yaþanan sorunlar ve baskýlardan bahsetti. Eðitim-Sen in, SES in ve KESK in bu baskýlara karþý her zaman mücadelesini sürdüreceðini ifade etti. KESK in bu ülkenin onuru olduðunu ve onurumuza sahip çýkacaðýmýzý söyleyerek sözlerini tamamladý. Etkinlik müzik grubunun sunduðu güzel ezgiler eþliðinde oyunlarla halaylarla devam etti. kapsamýnda; Þap, PPR, Brucella ve Kuduz aþýlama kampanyalarý ile hayvancýlýk desteklemeleri ve 2013 Yýlýnda AB Mevzuatýna uygun olarak çýkan Nakilde Hayvan Refahý ve Satýcýlarýn(Celeplerin) Kayýt Altýna Alýnmasý çalýþmalarýnýn gerçekleþtirildiðini kaydetti. Yýlmaz ayrýca, 2014 Yýlý Büyükbaþ Hayvanlarý Küpeleme faaliyetlerinin Damýzlýk Sýðýr Yetiþtiricileri Birliðine devredildiðini açýkladý. Toplantýda daha sonra Hayvan Saðlýðý, Yetiþtiriciliði ve Su Ürünleri Þube Müdürü Rukiye Pýnar tarafýndan katýlýmcýlara 2014 yýlýnda yapýlacak olan Hayvan Saðlýðý Çalýþma Programý hakkýnda bilgi verildi.
Hrant Dink in katledilmesi üzerinden geçen 7 yýl boyunca Ermenilerin yaþadýðý deðiþim gözle görülür hale geldi. Sivil toplum örgütleri ve gençlerin kurduklarý derneklerin, Türkiye siyasetinde temsiliyetleri giderek artýyor. Yaþanan deðiþim akademik çalýþmalara da konu oluyor ve 19 Ocak ýn Ermeniler açýsýndan ne kadar önemli bir toplumsal mesele olduðu ve nasýl deðiþimler yarattýðý ortaya çýkýyor. Bellek ve Kültür Sosyolojisi Çalýþmalarý Derneði (BEKS) üyesi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Doktora Öðrencisi Tuba Emiroðlu, Öndercan Muti ve Sosyoloji Bölümü öðretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Derya Fýrat, 19 Ocak ýn Ermenilerde nasýl yeni bir kuþak yarattýðýnda dair yeni bir yorum getiriyorlar. Daha önce 12 Eylül belleði, toplumsal hareketler ve gençlik üzerine yaptýklarý araþtýrmalarýn sonucunda ortaya çýkan veriler üzerinden 19 Ocak okumasý yaptýlar. 90 lar kuþaðý dediðimiz kuþaktan bireyler, onlarýn anne babalarý olan 68 ve 78 kuþaðýndan insanlarla yapýlan görüþmelerin sonucunda ortaya çýkan tablo oldukça net; Türkiye toplumu için Gezi neyse Ermeniler için de 19 Ocak öyle. Vurgu çok fazla Araþtýrmalar kapsamýnda 200 den fazla kiþiyle yapýlan görüþmelerde ortaya çýkan durum, benzer bir araþtýrmanýn Ermenilerle de ayrýca 19 Ocak özelinde yapýlmasý gerektiðini ortaya koymuþ. Hrant Dink in araþtýrmada karþýlarýna nasýl çýktýðýný anlatan Derya Fýrat þunlarý söylüyor; Türkiye de þöyle bir durum da var. 12 Eylül için gidiyorsunuz OHAL çýkýyor. Travma travmayý çaðrýþtýrýyor. 12 Eylül için gidiyorsunuz Hrant Dink çýkýyor karþýnýza. Onun dýþýnda siyasi angajman kazanma sürecinde gençlerin önemli vurgularý var. Hrant Dink de böyle karþýmýza çýktý. Yapýlan çalýþmada 19 Ocak vurgusunun oldukça yoðun olduðunu gördüklerini söyleyen Öndercan Muti de Hrant Dink in kendisinin ve 19 Ocak ýn Ermeni gençleri için bir bellek mekâný olduðunu gördüklerini söyledi. Ermeni gençler dýþýnda 68 ve 78 kuþaðýndan Ermenileri de kapsayan görüþmelerden hareketle Tuba Emiroðlu, iki kuþak arasýnda çok önemli bir referans farký olduðunu belirtiyor; 68 ve 78 kuþaðýndan insanlara 12 Eylül ü sorduðumuzda 1915 i referans veriyorlar ama yeni kuþaklar için bu referans 19 Ocak. Yeni bir kuþak Görüþmeler Ýstanbullu ve orta sýnýf gençlerle yapýlmýþ. Yani aileleri ya kendi iþinin sahibi ya da esnaf. Gençlerin tamamý Ermeni okullarýnda okumuþ ve Ýstanbul da üniversiteye gitmiþler. Muti, araþtýrmanýn ortaya çýkardýðý sonuçlarý þöyle anlatýyor; Bu gençlerin hepsi sabahlarý Türk üm doðruyum diyerek okula gitmiþler. Aileleri politik olarak aktif siyasetin içinde deðiller. Hatta 12 Eylül askeri darbesinden direk olarak etkilenen akrabalarý dahi olmadýðýný söylüyorlar. Siyasetle olan ilgilileri ve politik aktiflikleri Hrant Dink in katledilmesinden sonra baþlýyor. Bir araya gelmeye baþlýyorlar. Siyasi olarak kendilerini eðitmeye, araþtýrma yapmaya baþladýklarýný söylüyorlar. Evlerinde siyaset konuþulmaya baþlanmýþ. Politizasyon ailelere de yansýyor. 1 Mayýs a annesi ile beraber gidenler var. Fýrat; 6-7 Eylül, 12 Eylül gibi olaylarýn hiçbirini yaþamayan bu kuþaðýn karþýlaþtýðý ilk tarihsel olayýn 19 Ocak olduðunu söyledi. Türkiye ye özgü bir durum olduðunu belirten Fýrat, Darbelerle kuþaklar arasýndaki aktarým kesintiye uðradý. O nedenle 19 Ocak gibi tarihsel olaylar politik kuþaklarýn oluþmasýnda önemli bir rol oynuyor diyor. Süreç devam edecek Araþtýrmada Agos faktörüne de dikkat çekiliyor. Muti, yapýlan görüþmecilerin çoðunun Agos tan bahsettiðini belirterek Artýk Agos sayesinde bir aktarým var. 68 ve 78 kuþaðý ile bir aktarým saðlanýyor. Daha önceki kuþaklarla da. 12 Eylül le ilgili bir þey sorduðumuzda ilk etki Agos. Agos a kadar Ermenilerin kendi sorunlarýnýn, Türkiye ve dünya sorunlarýnýn tartýþýldýðý bir platform görülmüyor. Bu baðlamda Agos 80 sonrasýndaki ilk politikleþmenin nüvelerini verdi. Ve artýk dernekler de var. Derneklerde gençler yýllarca ailelerinde devam eden suskunluklarla ilgili, geçmiþe dönük okumalar yapabiliyorlar. Dernekler sayesinde bu aktarým önümüzdeki kuþaklarda da devam edecek. Yeni kurulan Ermeni derneklerinin daha öncekilerden farkýný þöyle anlatýyor Emiroðlu; Daha önceki Ermeni kuþaklar, 68 liler 78 liler, sol gruplar içinde sosyalist kimlikleri ile sýnýf vurgusu yaparak siyasallaþmýþlar. Ama þimdiki dernekler evrensel deðerlere vurgu yaparak Ermeni kimliði üzerinden örgütleniyor. Mesela Ermenilerin Gezi Parký nda herkesten farklý bir bellek talepleri var. Genç kuþaðýn eski kuþaklara göre 19 Ocak a daha farklý baktýklarýný belirten Emiroðlu; Bu gençler için 19 Ocak bir politik konum alma nedeni. Bellek olarak böyle aktarýyorlar. 12 Eylül sorulduðunda 301. madde, Hrant Dink ve derneklerin kapatýlmasý üzerinden cevap vermeye çalýþýyorlar. Artýk aileleri gençlere Hrant Dink örneðini veriyor; Aman oðlum yapma. Zincirin halkasý Hrant Dink in artýk gençlik için bir idol oluþturacaðýný belirten Fýrat; Sadece bu araþtýrma için deðil genel tabloya baktýðýmýzda bu cinayetin faili belli bir faili meçhul cinayet olduðu yani devlet iþi olduðu sadece Ermeniler için deðil herkes tarafýndan kabul ediliyor. En milliyetçileri bile bunu kabul ediyor. Yeni kuþaklar için deneyimlenen ilk olay bu. Daha eski 78 kuþaðý ise Hrant Dink in katledilmesini zincirin bir halkasý olarak görüyor. Bahriye Üçok, Uður Mumcu dan sonra. Onlara daha bütünlüklü bir þey üzerinden bakýlýyor. Ermeni gençler için ise tarihsel referans 19 Ocak tan 1915 e atlýyor. Araþtýrmanýn en önemli sonuçlarýndan biri de yeni kuþaðýn Ermeni toplumunun kendi sorunlarýna dönük eleþtirilerde bulunabiliyor olmasý. Fýrat, önemli bir þans olarak gördüðü bu durumu þöyle yorumluyor; Bizzat Ermeni kimliði üzerinden bir siyasallaþma var. Cemaat içi eleþtiriler oldukça yoðun. Yeni kuþaðýn önceki kuþaklara göre deðiþtirip dönüþtürme potansiyeli çok daha fazla. Neden yanýmýzda Türk öðrenci yok? Mesela 24 Nisan eylemlerine gitmemi hiç istemezler. Birilerinin o sýrada bizleri izlediðine, eþgal çýkarttýðýna dair komplo üretmekle meþguller. (Kadýn, 1991 doðumlu) Okullarda problem yaþandý. Azýnlýk okullarýnda. Sonuçta o yaþanan sýkýntýlar derneklerde olsun okullarda olsun toplum yaþamýný olumsuz etkiledi. Azýnlýk toplumundaki muhafazakarlýðý aktardý ve bunun da tabi olumsuz yansýmalarý oldu. 90larda muhalif insanlar Agos Gazetesi falan ancak 90lý yýllarýn sonunu yani 2000 li yýllarý beklemek zorunda kaldýlar. O yýllarý bekledik. Böyle bir içinde kapanma dönemi yaþandý. (Erkek, 1980 doðumlu) Bizim okullar çok þeydir böyle, Ermeni okullarý kraldan çok kralcýdýrlar. Bir soykýrýmý tartýþmak çok kolay deðildir. Tartýþýlsa bile kapý kapatýlýr vs. Müdürler aman biz bir þey yapmayalým da baþýmýz aðrýmasýn derdindedir O yüzden bizim solcu bir hocamýz vardý gibi þeyler benim pek baþýma gelmedi Türkiye deki siyasi durum, Ermenilerin durumu; kendi durumumuzdan bile habersiz büyüyoruz. Bu da çok içler acýsý bir durum Neden biz böyle bir okuldayýz, neden yanýmýzda Türk öðrenci yok? (Kadýn, 1991 doðumlu) Ben bunun en acý ve gerçek durumlarýndan birini yaþadým çünkü hani bu yüzden, 82 Anayasasý ndaki fikir suçlarý yüzünden yargýlanma, 301. maddeden yargýlanmalar ve sonrasýnda yaþanan olaylarýn yolunu açan süreç. Ben bunu bireysel olarak Hrant Dink in ölümünde yaþadým. O benim ilk patronumdu, ben onunla birlikte çok güzel zaman geçirdim. Hayatýmdaki çok önemli insanlardan biriydi yani neredeyse gözümün önünde öldürüldü. (Kadýn, 84 Doðumlu) Sosyolog Prof. Ferhat Kentel: Toplum yeniden kuruluyor Türkiye Ermeni toplumu üstüne TESEV bünyesinde yaptýðý sosyolojik saha çalýþmalarýyla tannan Prof. Ferhat Kentel, 19 Ocak ýn Ermeniler üstündeki etkisiyle ilgili gözlemlerini anlattý. Ermeni toplumu içinde daha önce görülmeyen bir gençlik grubu, yüksek sesle konuþmaya baþladý. Nor Zartonk grubu buna örnek. Nor Zartonk dýþýnda da Ermeni toplumu içinde dalga dalga çeþitli tonlarda daha fazla konuþmak isteyenler ortaya çýktý. Eski kuþaklarda ise bir bölünme oldu. Ýþte biz dememiþ miydik Hrant konuþmayacaktý, yapmayacaktý diyenler içine kapandý. Bir grup ise Yeter, artýk konuþmamýz lazým diyorlar. Bir çok ileri yaþta Ermeni ise kamusal alanda daha görünür oldu. Bunda Hrant ýn ölümünün getirmiþ olduklarýnýn dýþýnda, her 19 Ocak ta yapýlan anmalar, dava önlerinde eylemler, 24 Nisan anmalarý da etkili oldu. Artýk Müslümanlaþtýrýlmýþ Ermeniler Konferansý yapýlabiliyor. Türkiye- Ermenistan iliþkileri üzerine üniversitelerde sempozyumlar yapýlýyor. En önemlisi de Ermeni Soykýrýmý sözü açýk ve net bir þekilde konuþulmaya baþlandý. Cin þiþeden çýktý ve tekrar geri sokamýyorsunuz. Sözlü tarih çalýþmalarýyla da geçmiþ dile gelmeye baþladý. Gezi eylemleri de benzer bir etki yaptý. Gezi eylemleri ayný zamanda toplum olma çabasý. Bir þeyler yeniden kuruyor. 19 Ocak ta da öyle. Gezi eylemleri, toplumun yeniden kurulmasýnda nasýl bir basamak ise Hrant ýn katledilmesi de öyle oldu. Kaynak:Agos Gazetesi
»Ankaralýsýnýz. Aileyle bolca tiyatro izlemiþ ama liseye kadar tiyatroyla ilgilenmemiþsiniz. O dönemde neler oldu? O dönem Ankara öyleydi. Televizyon olmadýðýndan sinema ve tiyatroda kuyruklar olurdu. Dolayýsýyla çocukluðumda ben de bundan nasibi aldým. Benim ilgimi çeken resim ve müzikti aslýnda. Hatta lise ikide Milliyet in düzenlediði liseler arasý müzik yarýþmasýnda derece aldým. Müzikle ilgili ilk adým oydu.»baba keman çalýyor, o nedenle þan bölümüne giriyorsunuz... Ailenizden bahseder misiniz? Babam çok enteresan bir adamdý. Gittikçe de ona benzediðimi söylüyorlar. Maden mühendisiydi babam. Müthiþ bir insandý, büyük bir aileydik ve þamatasý eksik olmazdý. Annem ev hanýmýydý, dört kardeþtik. Dört yaþýnda bir kardeþimi lösemiden kaybettikten sonra ben geliyorum. Benim ilaç olduðumu söylerler hep. Annem de iyi resim çizerdi. Babam hobi olarak evde çeþitli enstrümanlar çalar, taþ plaklar pikaptan eksik olmazdý. Çok dolu bir insandý ama müzik okumamý istemedi. Onun için onlar hep hobiydi, meslek olarak görmüyordu. O dönem bir deterjan atölyemiz vardý. Yarar Toz Deterjanlarý Türkiye nin ilklerindendir. Yazlarý atölyede çalýþýyordum; o iþi ve iþçilerle birlikte çalýþmayý seviyordum. Babam giriþimciydi ama en büyük hayalperest aslýnda oydu. Ýki iþi birlikte götürüyordu ve çok zordu. Madenler bulunuyor, zengin oluyorduk ama icracýlar da evden eksik olmazdý. Para kazanmak güzel bir duygu ama hep böyle çeþitli þekillere mi girmek zorunda insan ticarette diye düþündüm ve babamýn yaþadýklarýný yaþamak istemedim.»ne hayal ediyordunuz? Büyük hayallerim hiç olmadý. Lise bittikten sonra ne yapacaðýmý düþünürken konservatuvarda þan bölümüne girmeye karar verdim çünkü yaþým ancak onu tutuyordu. Zaten þarký söylüyordum ama daha ilk yetenek sýnavýnda kulaðým olmadýðýný söylediler. Aslýnda çok heyecanlanmýþtým ama o defter kapanmýþtý benim için. Gerçekten çok kötü olmuþtum, o ana dönmek bile istemiyorum þu an.»konservatuvara alýnmadýnýz, peki yasonrasý? O sýralar aðabeyimin niþaný var, bir ay kadar Ýstanbul dayýz. Abimin içinde kalmýþ olsa ki Ýstanbul da da konservatuvar var dedi. Ýstemiyordum ama ikna etti. Kayýtlarýn kapandýðýný öðrenince aðabeyim müdüre çýkýp durumu anlattý. Müdür ikna olsa da diploma istiyordu fakat diplomam Ankarada ydý. Yine olmuyor derken aðabeyim onu da ikna etti ve sýnava en son ben girdim. Hiçbir hazýrlýk yapmamýþým ama heyecaným da yoktu zaten. Baktým sýnavda sesim çatýr çatýr çýkýyor. Ne hazýrladýðýmý sorunca, durumu aynen anlattým. O seneki parçayý istediler, söylemem dedim. Bölümü niye seçtiðimi sorunca onu da anlattým. Operayý seviyor musun diye sorunca: Ankara da bir tane opera seyrettim ama çok zor seyrettim deyiverdim. Jüri buna çok gülünce onlarý tavladýðýmý anladým.»operayý kazanýyorsunuz ama figüran olarak Devlet Tiyatrosu nda sahneye çýkýyorsunuz. Hayat böyle deðiþiyor aslýnda. Hiç aklýmda yoktu ki, para kazanmak için figüranlýk yaptým. Babam istemiyor diye ondan gelen parayý da istemiyordum. Ýlk oyunum Ýstanbul Efendisi ydi. Ama ondan önce þan hocalarýmýzdan gizli gizli statlarda pide ve ayran sattým iki buçuk sezon ve çok iyi de para kazandým. Sonra bir arkadaþým Ýstanbul Efendisi nde figüranlýk yapmaktan vazgeçince bana söyledi. Ben kolay zannediyordum fakat müzikal bir oyundu, bir baktým dans ediyorum, þarký söylüyorum. O kadar zevk aldým ki... Müzikleri Melih Kibar yapýyordu. Bana Oðlum sen nasýl bir þeysin demiþti. Herkes bayýlmýþtý, tabii beðenilmek müthiþ bir þey. O güven seni sürüklüyor. Herkes bana Tiyatroya gir deyince ben de sýnavýna girdim. Ýlk sýnavý geçtim ama jürinin yaþýmýn geç olduðunu düþündüðünü öðrendim. Yirmidört yaþýndaydým. Ýkinci sýnava bu ruhla girdim ama hazýrladýðým parçayý bir türlü söyleyemiyorum yine.»duygusal birisiniz deðil mi? Çok. Haluk Kurdoðlu, Derin nefes al dedi ama Ben nefes alamýyorum þu anda, vaktinizi alýyorum kusura bakmayýn deyip çýktým. Bende yine bitti her þey. Arkadaþýmla Beþiktaþ ta bira içtik, sarhoþ oldum. Sonra bana dedi ki, okula gidip sonuçlara bakalým. Ben Neye bakacaðýz diyorum ama gittik, bir baktým kazanmýþým.»babanýz istemiyordu peki siz kazanýnca ne dedi? Ona söylemedim. Bana zurnacý diyordu þan bölümündeyken. Babamla hem seviþirdik hem tartýþýrdýk ama Ýstanbul dan gelip kapýdan girdiðim anlarda da aðlardým.»ýzleyince? Sahnede hiç göremedi maalesef.»sahnede o kadar inandýrýcý ve gerçeksiniz ki, bu sadece yetenekle açýklanamaz. Kendi doðasýyla barýþýk birini görüyorum sahnede... Benim en çok korktuðum þeydi bu. Konservatuvar zamanýnda çok masumduk. Oradaki masumiyeti korumak gerekiyor. Ölene kadar hep eksiklerimiz olacak ve sürekli tamamlama sürecini yaþamalýyýz gibi geliyor.»sonra Diyarbakýr a gittiniz çalýþmaya, ardýndan Ýstanbul a geri döndünüz... Diyarbakýr müthiþti, iyi ki orayý görmüþüm, iyi ki Doðu insanýyla tanýþmýþým. Yoksa onlarý anlamak, sevmek mümkün olmazdý. Sevmiyor insanlarýmýz, ayýrýyor ya Doðu yu. O kadar güzel bir meslekmiþ ki tiyatro. Tunceli, Hakkari gibi her þehre gittim turneyle. Bir sürü dostum oldu. (Gözleri doluyor)»o yüzden Devlet Tiyatrolarý kapatýlmamalý degil mi? Tabii ki kapatýlmamalý. Sanat dediðimiz þeyi aldýk tepelere koyduk. Sýradan insanlar onu nasýl görecek? Sanat nasýl çýktý ki? Ýlk insanlar duvara av resimlerini yaptýlar ama adý sanat deðildi. Sanat buyken ulaþýlmaz bir yere koyduk, kim nasýl anlayacak? Kendini bir yerde görmek çok ayýp. Kendimizi tiyatroda çok önemli görüyoruz. Sanýyoruz ki, biz olmasak hayat duracak. Böyle düþünenlere söylüyorum: Olmasanýz daha iyi! Bunlarý söylerken korkuyoruz, hep birilerine yarayacak diyoruz ya. Korkmamýz lazým, bir an önce insanýmýzla, coðrafyamýzla ve kendimizle yüzleþmemiz lazým. Yüzleþmek çok kolay sarf edilen bir kelime ama gerçek anlamda becerirsek tiyatrolar kapatýlsýn mý kapatýlmasýn mý gibi saçma þeyler konuþmayýz. Tiyatroyu kim. nasýl bitirmiþ ki? Son iki insan kalsa bile yine konuþacaðýz. Hayat baþlayacak yine. Sanat baskýlardan çýkarak baþka bir þekil almýþtýr. Hikaye yine anlatýlýr, kim ne yapabilecek, hiç korkmuyorum! Endiþelerimiz hep olacak ama onlarýn birikip korkuya dönüþmemesi lazým.»toplum olarak üzerimizde korku tabakasýnýn olduðunu düþünüyor musunuz? Bu 500 yýl önce de varmýþ. Korkunun ecele faydasý yok. Korku baþýmýzýn belasý. Düþüncelerimiz bizi ne yazýk ki içinden çýkýlmaz hale getiriyor. Tutuklanýrým belki, Devlet Tiyatrolarý na laf söylüyorum atarlar belki? Atsýnlar! Kimi atýyorlar? Bir avuç güzel çocuk, onlar pýrlanta, yürekleriyle sokaða çýkan, sözle haykýran, birbirlerine kenetlenen o gençler büyüyecekler, çoðalacaklar. Eðer olursa da oradan bir þey çýkar.» Biz anne babalarýmýzýn deðil korkularýmýzýn çocuklarýyýz der çok sevdiðim yazar Meltem Arýkan... Doðru. Baský önce ailede baþlýyor. Anne babalar olarak býrakalým düþsünler çocuklarýmýz, kalkarlar elbet. Buna bile izin vermiyoruz. Korkular böyle baþlýyor ve bizi yönetiyor. Böyle güzel bir coðrafyadaki bir toplum olarak korku dolu, içe dönük ve kompleksliyiz. Ama ben gençliðe bakýnca dürüstlük görüyorum; yalan söylemiyorlar. Bunu Gezi den önce de söylüyordum.»hamlet in söylediklerinin bugün aynen geçerli oluþuna ne diyelim? Ne yazýk ki öyle... Yine konuþtuðumuz korkular varsa mecburen ayný þeyler devam ediyor.»o, dünyaya katlanamýyor, bu düzende yaþayamýyor ama intikam da alamýyor... Hamlet in kendine gelmesi ve yüzleþmesi amcasýnýn, babasýný öldürülmesiyle baþlar. Arada kendini kaptýrýp onu öldürmek istese de kralýn kendi hesaplaþmasý için dua ederken öldüremiyor. Öldürürsem cennete gidecek diyor.»metindeki bütün rolleri oynuyorsunuz. Yorucu olmalý? Ben bunu 10 yýl önce yapmak istediysem de; Iþýl (Kasapoðlu) istemedi. Sonradan bana yazýn yapalým dedi. Zeynep Avcý, Sabahattin Eyüboðlu nun çevirisini hiç bozmadan dramaturjiyi yazdý, metni görünce bayýldým ve hemen baþladým çalýþmaya. Bir gün beni Iþýl arayýp Zeynep galiba bütün karakterleri tek kiþiye yazmýþ dedi. Iþýl, yapma, beni öldürecek misin? deyince Sen tatilini yap, 10 gün sonra bir okuma yapalým dedi. Reddetsem de kafama girmiþti. Gittiðimde hazýrdým. Ama inanýlmaz bir çalýþma oldu. Islak çýksam da her oyundan, yorulsam da bu hayatýn yoruculuðu gibi deðil. Rahat uyuyordum.»hamlet ilk kez tek kiþi tarafýndan oynanýyor Türkiye de, deðil mi? Evet. Fransa da sahnelendiðini duydum. Ama ilk oyunda duvara tosladým, konservatuvarda baþýma gelenler yine oldu. Demek ki kendine çok güvendin züppe dedim kendime. Bir sürü karakterle ilgileniyorum ama onlarýn insan olmasý gerektiðini düþünüyorum. Hepsi içimizde var. Bize ayna tutuyor oyun.»oyunun finalde adalet yerini buluyor mu sizce? Ve adalet nedir size göre? Adalet içimizde olmasý gereken bir þey. Kimseyi yargýlayamayýz, yargýç deðiliz ki. Görmemiz, bakmamýz gerekiyor. Kendimize hiç bulaþmýyoruz, hep baþkalarýyla uðraþýyoruz.» Yunus Emre Aþkýn Sesi filminde oynuyorsunuz, baþka proje var mý? Filmde Taptuk Emre yi oynadým. Yunus a en yakýn olan hocasý. Onu kendi olmaya çaðýran hocasý. Çok severek oynadým. Þu an baþka bir þey yok. *** Yalansýz her þey güzel Ofelya, sistemin getirdiði durumdan kaynaklý sýnýfsal bir fark yüzünden Hamlet e yüz çeviriyor. Anlarla buluþamýyorlar. Bugün biz de anlarla buluþamýyoruz. Öðrencilerimden görüyorum ki hiçbirinin sevgilisi yok. Herkes aþk arýyor, yan yana oturuyor ama birbirilerini görmüyorlar. Aþk, gelecekle deðil anla ilgilidir. Yarýn ne olacaðýný nerden biliyorsun? Aþklar hep yanýmýzda. Hesaplar yapýyoruz, ne büyük hesap evlilik hesabý... O da sistemin yarattýðý bir þey. Babasý sakýn ha, olmaz sizin iliþkiniz, uzak duracaksýn diyor. Biz de demiyor muyuz bunlarý? Benim kýzýmý kapýcý isteyecek ve aþýk olamayacak mesela. Baþýma gelse hiçbir þey demezdim. Benim en huzur bulduðum yer Haþim diye bir arkadaþýmýn güneþ görmeyen alt kattaki eviydi. Yalansýz olan her þey çok güzel. Sýnýfsal farklar niye var deniyor oyunda. Hepimiz ayný yere gömülmeyecek miyiz diyor mezarcý mesela. Hayat bu kadar basitken alt kat üst kat ayrýmý yapýyoruz. Sistem demek eþit olmak demek. Biz soysuz insanlar da diyoruz ki; Eþit deðiliz! (Fotoðraflar: Pýnar Erte) Kaynak:BirGün
Nevþehir Ýl Jandarma Komutanlýðý ekipleri tarafýndan bir araçta yapýlan aramada Roma, Bizans ve Osmanlý dönemine ait 95 adet tarihi eser ele geçirildi. Alýnan bilgilere göre, Ýl Jandarma Komutanlýðý'na baðlý ekiplerce Kayseri- Nevþehir karayolu Sarýyazý mevkiinde gerçekleþtirilen yol kontrollerinde durdurulan bir otomobilde þüphe üzerine arama yapýldý. Yapýlan aramada; aracýn sürücü koltuðu altýna gizlenmiþ vaziyette siyah el çantasý içerisinde 22 adet Grek gümüþ, 6 adet Roma gümüþ, 1 adet Grek bronz sikke, 1 adet Osmanlý bronz sikke, 9 adet Roma þehir bronz sikke, 5 adet gümüþ kap Roma devlet sikke, 34 adet Roma devlet bakýr ve bronz sikke, 3 adet bakýr Bizans sikke, 5 adet tam ve 2 adet kýrýk Roma Bizans islami yüzük, 1 adet islami mühür, 1 adet Roma dönemi ok ucu ve 5 adet obje ele geçirildi. Yakalanan tarihi eserlere el konulurken, araç sürücüsü ifadesinin alýnmasýnýn ardýndan çýkartýldýðý adli mercilerce serbest býrakýldý. Kaynak:Nevþehir gazete Patates fiyatýnýn 4 lirayý geçmesinin ardýndan Afyonkarahisar'da çiftçiler, tohumluk patatesi ucuza bulamamaktan endiþe ediyor. Patatesiyle ünlü Sandýklý ve Þuhut ilçelerinde çiftçiler, geçmiþ dönemlere patatesi para etmediði için hayvanlara yem yaptýklarýný, bu yýl ise fiyatýn adeta rekor düzeye yükselmesini þaþkýnlýkla izlediklerini bildirdi. Sandýklý ilçesine baðlý Kusura beldesindeki çiftçi Kemal Coþar, üreticinin deðil patatesi depolayan kiþilerin para kazandýðýný savundu. Tarladaki ürünün 40-60 kuruþtan satýldýðýný dile getiren Coþar, patates fiyatýnýn çok artmasýna raðmen çiftçinin elinde ürün kalmadýðýný kaydetti. Coþar, Sandýklý'daki depolarýn büyük þirketler ile aracý kiþilere ait olduðunu anlatarak, "2011 yýlýnda 10-15 kuruþa patates sattýk, çiftçi çok zarar etti. 2012'de 40-50 kuruþa satýldý, 2011'in zararýný ancak kurtardý. 2013'te ise 40-60 kuruþa satýldý, çiftçi kýsmen para kazandý ama girdiler yüksek olduðu için yine elinde fazla para kalmadý" dedi. Bu yýl herkesin "patates ekme" düþüncesi olduðunu ancak tohum fiyatýndaki pahalýlýða dikkati çeken Coþar, þöyle konuþtu: "Ödemiþ'ten aldýðýmýz tohumun kilosu 1 lira 60 kuruþ, Sivas ve Nevþehir'den aldýðýmýz anaç yavrusu tohumlarýn kilosu da 2 lira 30 kuruþ, çiftçi bunu kaldýramaz. Bu yüzden ekim olmayabilir diye düþünüyorum. Patates üreticisi girdilerin yüksek olmasýndan çok etkileniyor. Örneðin, patates gübresinin torbasý 57 lira olmuþ. Tarýmsal sulamada elektrik ve mazot fiyatlarý çok yüksek. Girdiler çok yüksek olduðundan dolayý kazancýmýzý tabana çekiyor. Girdiler düþük olsa çiftçi para kazanacak." Þuhut ilçesinde patates satýþý yapan bir firmanýn yetkililerinden Ekrem Koç ise fiyatlarýn daha da artmasýnýn beklendiðini söyledi. Sezonunun 50 kuruþ fiyatla baþladýðýný ancak giderek artýþ gösterdiðini anýmsatan Koç, "Geçen yýllarda fazla üretim ve ihracatýn azlýðý nedeniyle patatesin para etmediði sezonlar yaþadýk. Bu yýl ise geçtiðimiz yýllarýn aksine patates yüksek fiyatlardan alýcý buldu. Bunda en büyük etken üretimin az oluþudur. Buna ilaveten bölgenin hatta dünyanýn en önemli patates üreticilerinden Mýsýr'da, iç savaþ ve karýþýklýklar nedeniyle patates satýþlarýnýn durma noktasýna gelmesi de önemli bir etkendir" ifadelerini kullandý. Koç, tohum fiyatlarýnýn arttýðýný, çiftçinin üretimde bunlarý da düþüneceðini dile getirerek, maliyet hesabý yapmadan ürün ekimi ve sökümünün gerçekleþtirilmemesi tavsiyesinde bulundu. Kaynak:Sondakika Haber Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Nevþehir Hacý Bektaþ Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi Etkinlik ve Organizasyon Komitesi, Giysi Baðýþ Kampanyasý ile toplanan yardýmlarý ihtiyaç sahiplerine ulaþtýrmaya baþladý. Ýlk Yardýmlar Köy Okullarýna Eðitim gören dar gelirli öðrencilere yardým ve yardýmseverler ile ihtiyaç sahibi insanlar arasýnda köprü kurarak toplumsal dayanýþma bilincini geliþtirme amacýyla baþlatýlan kampanyada toplanan giysi yardýmlarýnýn ilki, iki farklý köy okulunda eðitim gören çocuklara ulaþtýrýldý. Turizm Fakültesi Etkinlik ve Organizasyon Komitesinde görev alan Bünyamin Çerçi ve Arþ. Gör. Cenk Birinci nezaretindeki gönüllüler, Nevþehir in Acýgöl ilçesine baðlý Aðýllý Ýlköðretim Okulu ile merkeze baðlý Çiftlik 100. Yýl Ýlk ve Ortaokulunu ziyaret etti. 140 öðrencinin eðitim gördüðü Aðýllý Ýlköðretim Okulu Müdürü Adem Çeltik ve 110 öðrencinin eðitim gördüðü Çiftlik 100. Yýl Ýlk ve Ortaokulu Müdürü Rýza Çiftçibaþý ve okulda görev yapan öðretmenlerle bir araya gelen üniversite görevlileri, okul ve köyler hakkýnda kendilerinden bilgi aldý. Görevliler daha sonra ihtiyaç sahiplerine ulaþtýrýlmak üzere hazýrlanan yardým paketlerini eðitim gören çocuklara ulaþtýrýlmasý adýna okul yetkililerine teslim etti. Kampanya Devam Ediyor Giysi Baðýþ Kampanyasý na beklenin üzerinde destek olduðunu belirten Fakülte Dekaný Prof. Dr. Zeynep Aslan, baðýþ kampanyasýnýn sürdüðünü ve yardýmlarýn ihtiyaç sahiplerine ulaþtýrýlmasýna yönelik çalýþmalarýn da devam ettiðini söyledi.
Baþbakan ve oðlu, zýrhlý makam otosunun siyah camlý korunaklý loþluðundan dýþarýya doðru bakarlarken artýk kendileri için de tekin olmayan Türkiye yi görmüþ gibiydiler. Bu karanlýða yerleþmiþ endiþeli bakýþlara; yolsuzlukla yakýn illiyetleri ortaya çýkýnca siyasi etiðe dokuz gün direnen dört bakanýn Baþbakan ý karþýlamak için gittikleri hava limanýnda Goya nýn Kara tablolarýnýn andýran irasyonel pozlarla tarihe geçtiði fotoðraflarda da rastlardýnýz. Tarihsel tecrübeyle söylersek de maalesef tahakküm ederek eko/egosunu duymaya baðýmlý muktedirin dünyasýný kaybetmesi onu trajik bir figüre deðil patetik bir duruþa indirgerdi. Anlaþýlan 17 ve 25 Aralýk yolsuzluk operasyonlarý, Cumhuriyet in en görkemli büyümesi yani neoliberal piyasacý rejimin þiþkin midesine neþter vurunca fýþkýran rant ve rüþvet soy kütüðü Baþbakan a tekinsiz Türkiye yi derince duyumsatmýþ olmalýydý. Gezi direniþine katýlan 13 yaþýndaki çocuðun TCK dan yargýlandýðý ülkemizde, yüz binlerce hak ihlallini vatan hainliðiyle özdeþtirip, mahþeri polis þiddetini öve öve bitiremeyen Baþbakan Yolsuzluk soruþturmasý için ifadeye vermeye göndermediði oðlunu resmi makam arabasýna bindirip siyasi PR ýný organize fanlarýyla her adým baþý yaparken acaba kendi yarattýðý sabahý akþamý öngörülmez uðursuzluða gebe Türkiye den ürküyor muydu? O Türkiye ki; sokakta üç kiþinin yanyana gelmesini milli iradeye darbe algýsýna hapseden, kendinden olmayaný sokakta, evde, okulda, iþyerinde fiþleyerek tecrit eden, en küçük muhalefeti gayri insanileþtiren, rýza üretmeyenlerin pencereden gösterdiði ayakkabý kutusuna dek gözaltýna aldýran iktidar cürmünü temsil ederdi. O Türkiye gölgesi altýnda kalmýþ ellerindeki bir avuç toprakla oðullarýna dokunan ya da yýllardýr beti benzi bir hücrede solmuþ yakýnlarýný hapishanede ziyarete sürgün edilmiþ on binlerce aile vardý. Ergenekon, Balyoz, Oda TV, KCK gibi operasyonel konsept davalarýn savcýlýðýný kamuoyuna karþý üst perde sesiyle yýllarca gönüllülük ilkesiyle götüren Baþbakan, dümdüz edilmiþ siyasi alanýn keyfini yýllarca tek baþýna çýkartýrken, tasfiye ettiði askeri vesayetin bütün baský kurumlarýný yönetmekten duyduðu hýrçýn kibri yüzüne kazýmýþtý. 31 Mayýs 2011'de Hopa da yedi bin polisle eþkýya avýna çýkan Baþbakan, biber gazýyla öldürülen emekli öðretmen Metin Lokumcu nun adýný bile aðzýna almayý reddettiði zaman polis þiddetini yüklenmiþ otokratýn portresi o gün içimizi ezerek önümüze düþmüþtü. Ve O Türkiye ki; o tarihten sonra Baþbakan ýn muhalif gruplarý kriminalize edip yargýya direkt talimatlar verirken elindeki hüküm tokmaðýný vurdukça politik gücünü mutlaklaþtýrdýðý Türkiye olacaktý. Failleri Madýmak Oteli ne beþ dakika ötede evinde eceliyle ölen Sivas Katliam davasý zaman aþýmýna uðrayýnca hayýrlý olsun diyen Baþbakan ýn elbette Roboski katliamýnda da mülklendiði devlet kýyýmýný sorgulatmazdý. Ama Avrupa nýn en büyük AVM si ve en yüksek kulesinin yanýna Avrupa nýn en büyük iþçi mezarlýðýný da inþa eden Türkiye nin þiþkin performansýný CEO gibi yöneten Baþbakan, imar rantýndan özelleþtirmeye, mülkiyet transferinden kara para aklamaya bir dizi yolsuzluk ve rüþvet soruþturmasýna oðlu,bakanlarý ve devlet ihale zengini sermaye-medya grubuyla karýþýnca ülkenin yargý-polis aygýtýnda paralel devlet örgütünü farketmiþ ve memlekete acilen hukuk devleti lazým olmuþtu. Bizim gördüðümüz ise maþallah tüm kontrgerilla aksam ve metotlarý yerli yerinde zehir gibi iþlek ama vatandaþýna asgari adaleti zul gören ceberut müesses devlet ve kurumlarýnýn; küreselleþmenin neoliberal birikim rejimine uygun update edilmiþ haliyle yerli yerinde durduðuydu.. Bunca zaman despotik icraatlarýný ileri demokrasi lakýrdýsýyla savuþturan lakýrdý sahipleri de varsýn bu karanlýkla karþýlaþýnca Haþhaþileri görsündü ziyaný yok. Kaynak:BirGün Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK Roboski de katliam devam ediyor diyen Halklarýn Demokratik Kongresi (HDK) Ankara Ýl Meclisi, Roboski katliamýyla ilgili Genelkurmay Baþkanlýðý Askeri Savcýlýðý nca verilen takipsizlik kararýyla birlikte, askerlerin önceki gün ateþ açarak Roboski li yurttaþlardan Serhat ENCÜ (17) ile Naif ENCÜ yü (60) yaralamalarýný 17 Ocak günü Kýzýlay da düzenlediði basýn açýklamasýyla protesto etti. Yargýnýn Roboski için aldýðý yargýsýzlýk kararý Roboski de meyvesini verdi. Askerlerin ateþ açmasý sonucu yine çocuklar yaralandý diyen HDK Ankara Ýl Meclisi üyeleri, geliþmelerden duyduklarý kaygýyý dile getirerek, yaþananlara seyirci kalmayacaklarýný, yeni Roboski ler yaratmaya çalýþanlara karþý ezilenlerin ve yok sayýlanlarýn yanýnda olduklarýný belirttiler. Saat: 18:00 de, Kýzýlay Güvenpark da yapýlan basýn açýklamasýnda; YENÝ ROBOSKÝ LER YARATILMASINA ÝZÝN VERMEYECEÐÝZ yazýlý pankart açýldý, Eyleme katýlanlar, ROBOSKÝYÝ UNUTMA UNUTTURMA ÞEHÝT NAMIRIN BÝJÝ BÝRATÝYA GELAN YAÞASIN HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ KATÝL DEVLET HESAP VERECEK sloganlarýný haykýrdýlar. HDK Ankara Ýl Meclisi nden Mehmet Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Nevþehir Belediyesi tarafýndan geçen yýl içerisinde Nevþehir de 155 bin metrekarelik bir alanda yol düzenlemesi ile kilitli parke taþý döþenmesinin yapýldýðý belirtildi. Ali TOSUN tarafýndan okunan metnin tamamý þöyle, Dünden bu güne bu ülkede hükümetler iktidarlar deðiþti. Ama 90 yýldýr devletin resmi politikasý deðiþmedi. Genelkurmay askeri savcýlýðýnýn Roboski katliamý hakkýnda vermiþ olduðu takipsizlik kararý bu ülke tarihine yeni bir katliam daha, eklenmesinden baþka bir þey deðildir. Roboski nin bir benzeri, 1920 lerde Koçgiri de; 1925 lerde Piran - Palus da,1930 larda Aðrý da Zilan da, 1937 38 lerde Dersim deki katliamlarý 1943 de Van - Özalp ilçesinde 33 Kürt köylüsünün, General Muðlalý emriyle katledilmesinin bir benzeri olduðu aþikârdýr. Roboski katliamýnýn Genelkurmay Baþkaný Necdet Özel tarafýndan verildiði belirtilmesine raðmen, Baþbakan Erdoðan ýn TSK yi tebrik etmesi katliamlarýn bir devlet politikasý olduðunun ifadesidir. Askeri savcýlýðýn Roboski katliamý hakkýnda verdiði takipsizlik kararý, bugünkü haliyle yerinde durursa, toplumsal muhalefetin, devrimci demokrat kamuoyunun tepkisiyle ve eylemiyle geri aldýrýlamazsa, bundan sonra devletin yapacaðý katliamlarýn sorumlularýnýn açýða çýkarýlmasý ve yargýlanmasý bir hayal olacaktýr. Hükümet yetkililerinin açýkladýðý gibi sadece bir koordinat tespit hatasý olarak kalmaya devam edecektir. 17 Aralýk ta ivme kazanan, aslýnda çok önceleri baþlayan AKP Cemaat çatýþmasý ve ortaya dökülen pisliklerin yolsuzluklarýn nedeni bizzat devletin içindeki organlarýn arasýndaki bir kavga biçimini almýþtýr. Yargý yürütmeyle, savcýlar baþsavcý ile Emniyet ise, Ýçiþleri Bakanlýðýyla kavga halindedir. Cemaat ve Erdoðan cý kadrolar, devlet içerisinde hakim olduklarý konumlarý itibariyle birbirlerini yýpratmaya ve darbe indirmeye çalýþýrlarken, diðer taraftan ise Roboski de bir katliam provasý daha yaþanmýþtýr Þýrnak valisinin Roboski ile Federe Kürdistan bölgesi sýnýrýna yapýlmak istenen sözüm ona güvenlik yolu nu denetlemek için, geldiði bilgisini alan Roboski halký F 16 Uçaklarýyla bombalanan 34 kiþinin katledildiði sýnýra doðru yürüyüþe baþlamalarý üzerine askerler gerçek mermi ve gaz bombalarý kullanarak halkýn üzerine ateþ açmýþ iki kiþiden biri aðýr yararlanmýþtýr. Baþýna aldýðý mermiyle ailesinden 11 kiþiyi kaybeden Ferhat Encü aðýr yaralanmýþ olup Þýrnak Devlet Hastanesine Nevþehir Belediyesi Fen Ýþleri Müdürlüðü tarafýndan geçen yýl içerisinde Nevþehir in çeþitli merkezlerinde yol düzenleme çalýþmalarý gerçekleþtirildi. Bu kapsamda imara açýlan yeni alanlarýn da yol düzenlemelerinin bulunduðu çeþitli merkezlerde yýl boyunca 155 bin metrekare kilitli parke taþý döþemesi yapýldý. Doðal Gaz þebeke döþeme çalýþmalarýnýn yaný sýra MEDAÞ ýn sürdürdüðü çalýþmalar nedeniyle bozulan kentin deðiþik mahallelerinde de toplam 25 bin metrekarelik bir alanda da kilitli parke taþý onarýmý yapýldý. Nevþehir deki eðitim kurumlarýnýn bahçe düzenleme çalýþmalarýný da gerçekleþtiren Nevþehir Belediyesi Fen Ýþleri Müdürlüðü bu kaldýrýlmýþtýr. KCK operasyonlarýyla TMK, ÖYM, PVSK ile binlerce insaný tutsak eden ve yýllara varan cezalar veren AKP ve Cemaat ittifaki deðil miydi.? Þimdi ise Erdoðan ve þürekâsý hakim savcý ve emniyetten þikayetçi oluyorlar. Hapishanelere týktýðýnýz binlerce tutsak yurtsever ve sosyalist sizlerin þikayetçi olduðu mahkemeler tarafýndan yargýlanmadý mý? MGK da generallerle Balyoz ve Ergenekon davalarýnýn yeniden görüþülmesi pazarlýðý yapýlýrken HSYK yý ele geçirmeye çalýþýrken hapishanelerde hasta tutsaklarý rehin alanlar sizler deðil misiniz. Ayný zamanda HDP Eþ Genel Baþkaný Sebahat Tuncel in davasý Yargýtay da sonuçlandýrýlarak bir tehdit unsuru olarak, HDP nin geliþmesinin önüne geçilmeye çalýþýlýyor Bir taraftan El kaide El nusra ve HSO çeteleri açýktan destekleyerek lojiþtik destek saðlayarak ülkedeki hastanelerde tedavi ettirerek Rojava ya saldýrmalarýna göz yumuyor, bir taraftan da barýþ görüþmelerinin sürdürülmesinden bahsediyorlar. Kürdistan dört parçaya ayrýlmasýna raðmen bir parçaya yapýlan veya göz yumulan saldýrý bütün Kürtlere yapýlmýþ demektir. Halklarýn Demokratik Kongresi olarak, bizler iktidar bileþenlerinin kendi içlerindeki çatýþmada taraf olmak deðil, emekçilerin, ezilenlerin, gençlerin, kadýnlarýn, LGBT bireylerinin yanýnda olduðumuzu ifade ediyoruz. Gün eþitlik, özgürlük, barýþ, adalet ve yeni Roboski ler yaratmak isteyenlere karþý haklarýn, ezilenlerin ve tüm yok sayýlanlarýn yanýnda olduðumuzu belirtiyoruz. Yalana, talana, yolsuzluða, hýrsýzlýða karþý sessiz kalmayacaðýmýzý ve sokaða hesap sormaya çaðýrýyoruz. Ýrade ve kararlýlýk gösteremeyenler geliþen olaylarda bir etkisinin olamayacaðýný ve seyirci durumuna düþeceðini bilmelidirler. Eylem, basýn açýklamasýnýn okunmasýnýn ardýndan son buldu. çalýþmalara ilave olarak Terminal Kavþaðý ndaki 160 metrelik menfez, Esentepe Mahallesi nde 500 metrekarelik sosyal tesis,eski Galericiler Sitesi nde 500 metreküplük su deposu yapýmý, Cevher Dudayev Mahallesi nde 1700 metre menfez yapýmý gibi sayýlý çalýþmalarý gerçekleþtirdi.
yolu, gelir kaybýna yol açmaksýzýn haftalýk çalýþma sürelerini azaltmaktan geçmektedir. Buna karþýn hükümet ve sermaye çevreleri iþsizlik verilerindeki artýþý, istihdam yapýsýnýn niteliðini bozarak, yani yoðun çalýþma koþullarý altýnda, daha kuralsýz ve güvencesiz çalýþma biçimlerini yaygýnlaþtýrarak durdurmanýn reçetelerini topluma sunmaktadýr. Hükümet iþveren çevrelerinin taleplerini Ulusal Ýstihdam Strateji Belgesi ile programlaþtýrmýþtýr. Ucuz iþgücü için, taþeron çalýþmayý yaygýnlaþtýrmayý, kýdem tazminatýný fona devrederek ortadan kaldýrmayý, kölelik bürolarýný hayata geçirmeyi hedefleyen bu belge hükümetin gündemindedir. Ýþsizlikle mücadeleyi, çalýþma koþullarýný kötüleþtirerek, ücretleri düþürerek çözmeye çalýþan bu anlayýþa karþý durulmalýdýr. Bu strateji iþsizliðin ne iþ olsa yaparým baþlýðý altýnda gizlenmesi stratejisidir. Kýdem tazminatýnýn kaldýrýlmasý amacýyla gündeme gelen öneriler DirenÝþçi eylemleri ile geri çekilmiþ olsa da, taþeronlaþmayý, esnek çalýþmayý yaygýnlaþtýrmayý amaçlayan uygulamalar gündemdedir. Ýþsizlikle gerçek mücadele için; Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Türkiye Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu Araþtýrma Enstitüsü (DÝSK-AR), TÜÝK tarafýndan açýklanan Hanehalký Ýþgücü Anketi Ekim 2013 dönem sonuçlarýný deðerlendirdi. 1) Türkiye ekonomisinin istihdam yaratma kapasitesi azalýrken, istihdamýn kalitesi bozulmaya devam etmekte ve iþsizlik oranlarýndaki artýþ sürmektedir. Ekim 2012 dönemi ile Ekim 2013 dönemleri arasýnda iþsizlik oraný % 0,6 puan artýþ kaydederek %9,7 düzeyine ulaþtý. Ýstihdam edilenlerin sayýsý 1 yýlda sadece 139 bin artýþ gösterdi. Ýstihdam artýþý 2008 Eylül ayýndan bu yana bu dönem için en düþük seviyesinde gerçekleþti. Ayný dönem için geçtiðimiz yýl istihdam artýþý 1 milyon 23 bin idi. 2008-2009 yýllarýnda bile istihdam artýþý bu yýlki verinin 3 katýndan fazlaydý. 2)Ekim 2013 döneminde umudu olmadýðý için ya da diðer nedenlerle son 3 aydýr iþ arama kanallarýný kullanmayan ve iþe baþlamaya hazýr olduðu halde bu nedenle iþsiz sayýlmayanlar (umutsuzlar) da dahil edildiðinde iþsizlik oraný % 9,7 deðil, %15,5, iþsiz sayýsý da 2 milyon 831 bin deðil, 4 milyon 698 bin kiþi olarak gerçekleþti. Ýþgücüne katýlým oraný düþmeseydi iþsiz sayýsýndaki artýþ 202 bin deðil 301 bin olacaktý. 3)Gizli iþsizler olarak deðerlendirilen çaresizler (zamana baðlý eksik ve yetersiz istihdam edilenler) ilave edildiðinde, çaresiz, umutsuz ve resmi iþsizlerin sayýsýndaki toplam artýþ 249 bini buldu. Çaresizler, zamana baðlý eksik istihdam edilenler, (herhangi bir menfaat karþýlýðýyla ilgili hafta en az 1 saat çalýþmýþ olduðu için istihdamda sayýlýp, daha fazla çalýþmaya ihtiyacý olanlar) ve yetersiz istihdam edilenlerden (mevcut iþini deðiþtirmek için veya mevcut iþine ek olarak bir iþ aramýþ olanlar) oluþuyor. 4)Sadece iþinden memnun olmadýðý için iþ arayanlarla, yeterli sürede çalýþacak iþ bulamayanlardan oluþan çaresizlerin sayýsýndaki artýþ 56 bin kiþi oldu. 1 yýlda yaratýlan toplam istihdam artýþýnýn 139 bin kiþi olduðu düþünüldüðünde, bu artýþýn % 40 ýný çaresizlerin oluþturduðu görülmektedir. Yine son 1 yýlda kýsmi süreli çalýþanlarýn sayýsýndaki artýþ 164 bin ile toplam istihdam edilenlerin sayýsýnýn üzerine çýkmýþtýr. Bu durum ekonominin tam zamanlý yeni iþleri yaratmak bir yana, bu tip istihdam biçimlerinin azaldýðýný göstermektedir. 5)Çaresizler, umutsuzlar ve resmi iþsizlerin toplam sayýsý 5 milyon 644 bindir. Geniþ istihdam içindeki payý ise % 18,6 dýr. 6)Kadýnlar için geniþ tanýmlý iþsizlik oraný %23 tür. Türkiye yolsuzluk gerçeði ile yüzleþirken ekonominin istihdam yaratma kapasitesi hýzla daralmaktadýr. Türkiye yi düþük kur yüksek faiz politikalarý ile yönetmeye çalýþan AKP hükümeti bir kez daha güvendiði faize dayalý sýcak para sisteminin duvarlarýna çarpmýþtýr. Türkiye de uygulanan ve küresel rekabet ideolojisi ekseninde þekillenen ekonomi ve istihdam politikalarý ile çalýþma hayatý bir yandan iþçiler ve emekçiler için giderek aðýrlaþmakta diðer yandan ise iþsizliðin görünen ve görünmeyen boyutlarýnýn istihdam içindeki aðýrlýðý artmaktadýr. Eksik ve yetersiz istihdam edilenlerin sayýsýndaki artýþ bunun tipik bir örneðidir. Türkiye haftalýk çalýþma sürelerinin emsallerine göre çok daha yüksek olduðu bir ülkedir. Avrupa Birliði ülkeleri ile kýyaslandýðýnda haftalýk çalýþma sürelerindeki fark 12 saati bulmaktadýr. Buna göre Türkiye de 5 kiþinin yapacaðý iþi 4 kiþi yapmaktadýr. Bir yandan iþgücüne katýlým oranlarýný yükseltirken, öte yandan iþsizlik verileri ile mücadele etmenin yegâne 1.Haftalýk çalýþma süresi gelir kaybý yaþanmaksýzýn 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yýllýk 270 saat sýnýrý, 90 saate düþürülmelidir. 2.Herkese en az 1 ay ücretli izin hakký tanýnmalýdýr. 3.Herkes için iþ güvencesi ayrýmsýz bir biçimde uygulanmalýdýr. 4.Sendikal hak ve özgürlükler güvence altýna alýnmalý, sendikal barajlar kaldýrýlmalý, herkesin sendika hakkýný özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapýlmalýdýr. 5.Kamu giriþimciliði ve hizmetleri istihdam yaratacak þekilde yeniden ele alýnmalýdýr 6.Kamuda personel açýðý derhal kapatýlmalýdýr. 7.Taþeronlaþma ve kayýt dýþý istihdam engellenmelidir. 8.Kadýn istihdamýnýn artýrýlmasý ve iþsizliðinin azaltýlmasý için iþgücü piyasalarýndaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakým hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygýn ve ücretsiz bakým hizmetlerini saðlamasý ile kadýnýn üzerinden alýnmalýdýr. Kadýn erkek ayrýmý yapmaksýzýn 50 çalýþanýn üstündeki her iþ yerinde kreþ açýlmalý, devlet kreþlerinin çocuklar için yaþ sýnýrý olmadan, ücretsiz ve 7/24 açýk olmalý, yaþlý ve hastalar için, yine ücretsiz, 7/24 açýk, çalýþanlarýnýn yarýsý erkek olan bakým evleri açýlmalýdýr.