ÜNİTE. TÜRK DİLİ I Prof. Dr. Osman MERT İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇE SES BİLGİSİ

Benzer belgeler
DOÇ. DR. HATİCE ŞİRİN USER İN BAŞLANGICINDAN GÜNÜMÜZE TÜRK YAZI SİSTEMLERİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

TÜRK DİLİ I DERSİ UZAKTAN EĞİTİM DERS SUNULARI. 6.Hafta

TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER DİL AİLELERİ, DİL GRUPLARI, DİL TÜRLERİ. Dil Aileleri Dil Grupları Dil Türleri

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

ÜNİTE TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Hafta 7

ÜNLÜLER BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU. Türkçe bir sözcükte kalın ünlülerden sonra kalın, ince ünlülerden sonra ince ünlülerin gelmesine büyük ünlü uyumu denir.

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

ARAP HARFLİ ÖZBEKÇENİN İMLÂ ÖZELLİKLERİ:

Geçmişten Günümüze Türk Dünyasında Alfabe Gelişimi

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Ortak Türkçe veya Türk Cumhuriyetleri Ortak Bilişim Türkçesi

TÜRKÇENĐN ÖĞRETĐMĐNDE ÜNSÜZLERĐN SINIFLANDIRILMASI ÖZET ABSTRACT

1 İSMAİL GASPIRALI HER YIL BİR BÜYÜK TÜRK BİLGİ ŞÖLENLERİ. Mehmet Saray

ÖZGEÇMİŞ. : Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. : :

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

Yrd. Doç. Dr. Ali GURBETOĞLU İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

DERS TANIMLAMA FORMU / Hakas Türkçesi. ARIKOĞLU E. (2007) Hakas Türkçesi, Türk Lehçeleri Temel Ders Kitabı

Türk Eğitim Tarihi. 1. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Yrd. Doç. Dr.

PROF. DR. AHMET BURAN IN TÜRKLÜK BİLİMİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ ADLI ESERİ ÜZERİNE

Türk Eğitim Tarihi. 2. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Dr.

1: İLETİŞİM, DİLVE KÜLTÜR

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ PDF

Dersin Kodu ve Adı Tarih Saat Yer Gözcü CLE-102 Türkiye Türkçesi Şekil Bilgisi F. ERSOY

Türk Dili I El Kitabı

RİSÂLE-İ MÛZE-DÛZLUK ÜZERİNE

TÜRKÇEDE BAGLAYICI (YARDIMCI) SES KONUSU ÜZERİNE

Fırat Üniversitesi İNSANİ VE SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

Güner, Galip, Kıpçak Türkçesi Grameri, Kesit Yayınları, İstanbul, 2013, 371 S.

DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI ESERĠ ÜZERİNE

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Prof. Dr. Okan YEŞİLOT Müdür, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türkiye

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Karay The Trakai Dialect, Timur Kocaoğlu-Mykolas Firkovičius, Lincom Europa, 2006, 242 P.

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu)

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ DERS PLANI

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

/uzmankariyer /uzmankariyer /uzmankariyer

SES BİLGİSİ YÜCEL ÖNEN TÜRK DİLİ VE EDEB.

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ. Yüksek Lisans Bilimsel Hazırlık Sınıfı Dersleri. Dersin Türü. Kodu

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

(2001). Türklerin ve Moğolların Eski Dini. istanbul: Kabalcı Yayınevi.

DOÇ. DR. SERKAN ŞEN İN ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ DERSLERİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ

Prof.Dr. ABDULLAH KÖK

KİTÂBİYAT KARAHAN, AKARTÜRK (2013), DÎVÂNU LUGATİ T-TÜRK E GÖRE XI. YÜZYIL TÜRK LEHÇE BİLGİSİ, TDK YAY., ANKARA.

Ünite3: Ses Bilgisi Giriş

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ses Bilgisi. Büyük Ünlü Uyumu : Ünlü harflerin, kalınlık-incelik yönünden uyumudur. Büyük Ünlü Uyumuyla İlgili Kurallar :

KÖKTÜRK TÜRKÇESİNDEKİ BİR ÇİFT ÜNSÜZ İŞARETİ ÜZERİNE

İkinci Milletlerarası Çağdaş Türk Alfabeleri Sempozyumu (20-21 Kasım 2018) Düzenlendi.

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TÜRKÇEDE VE TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDA S/Ş MESELESİ MATTER OF Ş/S IN TURKISH AND IN TÜRKİYE TURKISH DIALECT

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

Türk dünyası, bilişim alanında ortak terimler kullanmalı

SESBİLİM ÇALIŞMALARI. Prof. Dr. İclâl ERGENÇ

DERS BĠLGĠLERĠ TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM TRD

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Çin in Ming Döneminde Yapılmış olan Türkçe-Uygurca Sözlük: Ġdikut Mahkemesi Sözlüğü (1997 Ankara)

DERS BİLGİLERİ TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM TRD

TÜRKÇE SES BİLGİSİ TDE101U

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

YAZIT BİLİMİ TOPLANTISI ULAANBAATAR DA YAPILDI

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ

SESLER VE SES UYUMLARI

ÜNİTE E. TÜRK DİLİ I Yrd. Doç. Dr. Kürşad Çağrı BOZKIRLI İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRK DİLİNİN BUGÜNKÜ DURUMU VE YAYILMA ALANLARI

Fikret Yıldırım, Irk Bitig ve Orhon Yazılı Metinlerin Dili, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2017, 399 s.

Büyük, küçük ünlü uyumu ve Kaynaştırma harfleri

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ GÜZ DÖNEMİ LİSANS DERS PROGRAMI 1. SINIF

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

3. Emine Yılmaz Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK yay., 675, Ankara 1997.

Türk Lehçeleri Arasındaki Aktarma Çalışmalarının Bugünkü Durumu ve Karşılaşılan Sorunlar

Tez adı: Neva'i Mecalisü'n-Nefa'is metin-inceleme (2 cilt) (1990) SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ/TÜRK DİLİ ANABİLİM DALI

-DE, -DA VE -Kİ NİN YAZIMI

TÜRK İÇİNDEKİLER Yayın Ta.: Kasım 1962 Prof. Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu Dr. Orhan F. Köprülü... Emel Emin... Nadir İlhan... Prof.

Türkçede heceler şöyle meydana gelmiştir.

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ BAHAR DÖNEMİ LİSANS FİNAL PROGRAMI SINIF

G D S MART. Sınıf Ders Ünite Kazanım BETİMLEYİCİ (TASVİR ETDİCİ) ANLATIM. 4. Betimleyici metinler yazar. 10. sınıf Dil ve Anlatım

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

Zeus tarafından yazıldı. Cumartesi, 09 Şubat :20 - Son Güncelleme Pazartesi, 15 Şubat :23

Hacı TONAK : Eski Türk Runik Yazısı

Transkript:

HEDEFLER İÇİNDEKİLER TÜRKÇE SES BİLGİSİ Türkçe Ses Bilgisi Türkçenin Ünlüleri Türkçenin Ünsüzleri Türçede Hece Yapısı Türkçede Ses Uyumları Ünlü Uyumları Ünsüz Uyumları Yardımcı Ses Türkçenin Yazımında Kullanılan Alfabeler TÜRK DİLİ I Prof. Dr. Osman MERT Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Türkçenin ünlüleri ve özellikleri, Türkçenin ünsüzleri ve özellikleri, Yarı ünlüler, Ünlü uyumları, Ünsüz uyumları, Türkçenin ses özellikleri, Türkçenin yazımında kullanılan alfabeler hakkında bilgi sahibi olacaksınız. ÜNİTE 5

GİRİŞ Ses, canlı veya cansız varlıkların hareketiyle havanın titreşmesi sonucu ortaya çıkar. İnsan beyni kulaklar aracılığıyla bu titreşimin sadece 20 ila 20.000 hertzlik bölümünü algılayabilir. Bir dilbilim terimi olarak ses ise konuşma diline ait, dilden dile sayıları ve özellikleri farklılık gösteren ve ses organlarıyla üretilen dilin en küçük birimidir. Bir dilbilim terimi olarak ses, konuşma diline ait, dilden dile sayıları ve özellikleri farklılık gösteren ve ses organlarıyla üretilen dilin en küçük birimidir. Resim 5.1. Solunum sistemi / ses organları Resim 5.2. Gırtlak ve yukarısındaki ses organları İnsanlar, diyafram ve kaburga kaslarının yardımıyla aldıkları havayı yine diyafram ve kaburga kaslarının yardımıyla akciğerden nefes borusuyla dışarı doğru gönderirken gırtlak, ses telleri, yumuşak damak, küçük dil, ağız boşluğu, sert damak, diş etleri, dişler, dil, dudaklar geniz ve burun aracığıyla titreştirerek / şekillendirerek sesleri üretirler. Ünlüler, telaffuzları sırasında ses tellerinin titreştirildiği, ses yolunun herhangi bir noktasında kapanmanın ya da engelin bulunmadığı seslerdir. İnsanlar, solunum sistemi organlarıyla aldıkları havayı dışa doğru verirken hava önce gırtlağa ve ses tellerine ulaşır. Havanın geçişi sırasında ses telleri titreşirse üretilecek ses ya tonlu bir ünsüz ya da herhangi bir ünlü olur. Eğer ses telleri titreşmezse üretilecek ses tonsuz ünsüzlerden (f, s, t, k, ç, ş, h, p) biri olur. Ses tellerini aşan hava, küçük dilin olduğu bölgeye gelir. Eğer üretilecek ses m, n ya da ñ ise küçük dil aşağı sarkarak havanın burun yolundan çıkmasını sağlar. Ancak üretilecek ses bu seslerin dışındaki sesler ise küçük dil, burun yolunu kataparak havayı ağız boşluğuna yönlendirir. Ağız boşluğuna giren hava da üretilecek sesin niteliğine göre ses yolunda şekillendirilir. TÜRKÇENİN VOKALLERİ / ÜNLÜLERİ Ünlüler, telaffuzları sırasında ses tellerinin titreştirildiği, ses yolunun herhangi bir noktasında kapanmanın ya da engelin bulunmadığı seslerdir. Türkçede ünlüler; tek başına telaffuz edilebilirler, hece, (o zamiri gibi) sözcük ya da ek oluşturabilirler, telaffuzları sırasında herhangi bir kapanma söz konusu olmadığı için uzatılabilirler. Standart Türkiye Türkçesinde kapalı é dâhil dokuz ünlü vardır. Ancak é sesi standart konuşma dilinde olmasına rağmen alfabede işaretlenmemiştir. Türkiye Türkçesindeki ünlüler ve özellikleri aşağıdaki gibidir: Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Tablo 5.1. Türkiye Türkçesindeki ünlüler ve özellikleri Dilin Durumuna Göre İnce (Ön) Ünlüler Kalın (Art) Ünlüler Ağız Açıklığına Göre Dar Geniş Dar Geniş Dudakların Durumuna Düz i e ı a Geniş ü ö u o Ünlüler ve Türkiye Türkçesinin ünlülerle ilgili özelliklerinden bazıları şunlardır: Diyafram ve kaburga kaslarının baskısıyla akciğerden dışarı doğru gönderilen havanın ses yolunun herhangi bir noktasının daraltılması ya da kapatılmasıyla şekillendirilen seslerdir. Türkiye Türkçesinde sözcüklerde kalınlık incelik uyumu vardır. Türkiye Türkçesinde sınırlı sayıda örneğin dışında düzlük-yuvarlaklık uyumu vardır. Türkiye Türkçesinde ünlü-ünsüz uyumu vardır. Eski Türkçe Dönemi nde; Çuvaşça, Yeni Uygurca, Kırgızca, Türkmence gibi çağdaş lehçelerde ve Türkiye Türkçesinin ağızlarında uzun ünlü vardır. Türkiye Türkçesinde uzun ünlüyle ya:d, ya:rın gibi sınırlı sayıda kelimede karşılaşılır. Bu da genellenebilecek bir nitelik arz etmez. Dolayısıyla Türkiye Türkçesinde uzun ünlü yoktur denilebilir. Türkiye Türkçesindeki uzun ünlülü sözcükler genellikle Arapça ve Farsça kökenlidir. Teşekkülleri sırasında ses telleri titreştiği için bütün ünlüler tonlu; küçük dil burun yolunu kapattığı için de ağız sesleridir. Burun, karın, boyun gibi ikinci hecesi dar ünlülü sözcükler, üzerlerine ek aldıklarında vurgusuz orta hecenin dar ünlüsü düşer: karın > karnım : ı>ø; boyun > boynum: u>ø gibi. Türkçedeki en zayıf ünlü ı dır. Standart konuşma dilinde kapalı é olmasına rağmen standart alfabede işaretlenmemiştir. Diğer dünya dillerinde olduğu gibi Türkçede de sözcüklerde bilgi yükü büyük oranda ünsüzler üzerindedir. Türkçe sözcüklerde uzun ünlü işaretlenmek istendiğinde iki nokta işareti ile (da:hil), karakter üzerine eklenen kısa çizgi ile (dāhil) veya düzeltme işaretiyle (dâhil) şeklinde gösterilir. Türkçede birleşik sözcüklerin dışında iki ünlü yan yana gelmez. Yarı Ünlüler Ünlüler gibi telaffuz edilen, ancak ünsüzler gibi kullanılan ğ, w, h, y gibi seslerdir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

TÜRKÇENİN ÜNSÜZLERİ Diyafram ve kaburga kaslarının baskısıyla akciğerden dışarı doğru gönderilen havanın ses yolunun herhangi bir noktasının daraltılması ya da kapatılmasıyla şekillendirilen seslerdir. 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı Kanun la kabul ettiğimiz Latin kökenli Türk Alfabesinde 21 ünsüz işaretlenmiştir. Ancak bu sayıdan hareketle Standart Türkiye Türkçesinde 21 standart ünsüz vardır demek mümkün değildir. Zira Latin kökenli Türk Alfabesiyle yazılan yazılarda bütün ünlüler yazıldığından / işaretlendiğinden kalın k, kalın ve ince t, kalın ve ince s, kalın ve ince y gibi hem kalın hem de ince şekli olan ünsüzler tek karakter ile gösterilmekte; bu da yazıda ünsüzlerle ilgili karakter sayısını azaltmaktadır. Türkçede ünsüzler; Boğumlanma / teşekkül noktalarına göre, Tonlu ya da tonsuz olmalarına (Ses tellerini titreştirip titreştirmemelerine) göre, Patlayıcı / süreksiz ya da sızıcı / sürekli olmalarına göre, Ağız ya da geniz ünsüzü olmalarına göre sınıflandırılır. Tablo 5.2. Standart Türkiye Türkçesinde kullanılan ünsüzler Tonlu Tonsuz Sürekli Süreksiz Sürekli Süreksiz Akıcı Sızıcı Patlayıcı Sızıcı Patlayıcı Çift-dudak m (geniz) - b - p Diş-dudak - v - f - Diş n (geniz) z d s t Diş-damak - j c ş ç Ön damak l, r, y g - k Art damak ğ π - Gırtlak h Yarı ünlü y ğ h Türkçede de diğer dünya dillerinde olduğu gibi en çok karşılaşılan hece tipi (CV = ünsüz+ünlü) yapısındaki hecedir. Türkçenin ünsüzlerle ilgili bazı özellikleri şöyledir: Köktürk Alafbesi nde f, h, j, v, ğ sesleri işaretlenmemiştir. Türkiye Türkçesinde içinde j bulunan sözcükler Türkçe değildir. Türkiye Türkçesinde c, ğ, l, m, n, r, z sesleriyle sözcük başlamaz. Türkiye Türkçesinde b, c, d, g sesleri genellikle sözcüklerin sonunda bulunmaz. Türkçede çift ünsüz ile hece başlamaz. Türkçede şedde yoktur. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Türkiye Türkçesinde ünsüz uyumu vardır. Türkçede sözcük kökünde ya da hece sonunda üç ünsüz yan yana bulunmaz. TÜRKÇEDE HECE YAPISI Hece, bir nefes hamlesi içinde çıkan, tek bir ses veya ses grubundan oluşan, yalnız başına kelime olabilen veya kelime oluşumunda yer alabilen ses birliğidir (Korkmaz, 2007: 115). Hecelerin yapısı, vocal (V) (ünlü) ve consonant (C) (ünsüz) harfleri kullanılarak gösterilir. Ünlü ile biten hecelere açık hece, ünsüz ile veya uzun ünlü ile biten hecelere ise kapalı hece adı verilir. Açık hece (.) işareti ile, kapalı hece (-) işareti ile gösterilir. Türkçede de diğer dünya dillerinde olduğu gibi en çok karşılaşılan hece tipi (CV = ünsüz+ünlü) yapısındaki hecedir. Her dilde ses birimlerin hece içindeki sıralanışında belirli sınırlamalar vardır. Örneğin CC, CV, CVC, V heceleri her dilde yoktur. Bazı dillerde de heceler ünsüzle bitemez, Arapçada olduğu gibi bazı dillerde hece yalnızca ünsüzlerle başlayabilir (Akalın vd., 2012: 96). Tablo 5.3. Türkçedeki hece tipleri şunlardır: V (ünlü) o, CV (ünsüz + ünlü) VC (ünlü + ünsüz) CVC (ünsüz + ünlü + ünsüz) VCC (ünlü + ünsüz + ünsüz) CVCC (ünsüz + ünlü + ünsüz + ünsüz) su, şu, bu us, at, ak süt, tip, kök ast, üst, alt Türk, kırk Tabloda da görüldüğü gibi Türkçede çift ünsüzle başlayan bir hece tipi bulunmamaktadır. Türkçe sözcüklerde bir önceki hecenin ünlüsü daima bir sonraki hecenin ünlüsünü belirlediği için / kendisine benzettiği için bu eklerin ünlüleri de üzerlerine gelen hecenin ünlüsünü kendisine benzetir. TÜRKÇEDE SES UYUMLARI Türkçede ünlülerle ilgili olarak kalınlık-incelik, düzlük-yuvarlaklık ve düzlük; ünsüzlerle ilgili olarak da tonluluk- tonsuzluk uyumları vardır. Ünlü Uyumları Türkçede ünlülerin özellikleri üzerine düşen bilgi yükünün oranına göre kalınlık-incelik, düzlük ve düzlük-yuvarlaklık uyumları vardır. Ancak Türkçede ünlülerin genişlik darlık özelliklerine düşen bilgi yükü diğer özellikleri üzerine düşen bilgi yükünden daha az olduğu için genişlik-darlık uyumu (örnekleri olsa da) yaygın değildir. Kalınlık-incelik uyumu Türkçenin en önemli ses özelliklerinden biri kalınlık-incelik ya da artlık-önlük uyumudur. Bu uyuma göre Türkçe sözcük kökündeki birinci hecenin ünlüsü sonraki Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

hecelerin ünlüsünü belirler. Yani sözcüğün birinci hecesinde kalın bir ünlü varsa o heceyi takip eden hecelerin ünlüsü de kalın; ince bir ünlü varsa takip eden hecelerin ünlüsü de ince olur. Türkçede /-yor/, /-ken/, /+mtrak/, /+Taş/, /+ki/, /+leyin/, /+gen/ gibi ekler farklı nedenlere bağlı olarak tek şekilli olduklarından kalınlık incelik uyumunu bozarlar. Türkçe sözcüklerde bir önceki hecenin ünlüsü daima bir sonraki hecenin ünlüsünü belirlediği için / kendisine benzettiği için bu eklerin ünlüleri de üzerlerine gelen hecenin ünlüsünü kendisine benzetir: gel-iyor+um altı+gen+de kapının+ki+ni meslek+taş+ım Bazı yabancı kökenli sözcüklerin son hecesinde kalın sıradan ünlü bulunmasına rağmen sözcüğün sonunda yer alan ince ünsüzden dolayı sözcük üzerine gelen eklerin ünlüleri ince olur: hâl+den kontrol+den iştirak+i Yabancı dillerden gelen sözcüklerin üzerlerine Türkçe ek getirilirken Türkçe sözcüklerde bir önceki hecenin ünlüsü daima bir sonraki hecenin ünlüsünü belirler. kuralından hareketle sözcüğün son hecesindeki ünlü esas alınır. Son hecedeki ünlü kalınsa sözcük üzerine getirilecek ekin ünlüsü kalın; ince ise de ekin ünlüsü ince olur: beraber+ce otomobil+i kuaför+ü telefon+a Düzlük uyumu, bir sözcüğün ilk hecesinde düz bir ünlü varsa takip eden diğer hecelerde de düz bir ünlünün kullanılmasıdır. Düzlük-yuvarlaklık ve düzlük uyumu Düzlük-yuvarlaklık uyumu Düzlük-yuvarlaklık uyumu, kalınlık-incelik uyumu çerçevesinde bir sözcüğün ilk hecesinde düz bir ünlü (a, e, ı, i) varsa, takip eden hecelerin ünlülerinin düz (a, e, ı, i), yuvarlak bir ünlü (o,ö, u, ü) varsa takip eden hecelerin ünlülerinin ya düz-geniş (a, e) ya da dar-yuvarlak (u, ü) olmasını gerektirir. Düzlük-yuvarlaklık uyumu, uyumdan ziyade bir özelliktir. Zira Türkçede geniş yuvarlak ünlülerle ilgili tam bir uyum olsaydı Moğolcada (doloo (Mo.): yedi) ve Kırgızcada (kol+dor (Kr.): kollar) olduğu gibi birinci hece dışında da geniş yuvarlak ünlü (o, ö) olabilirdi. Dolayısıyla Türkiye Türkçesinde de doktorlor, kollor denilebilirdi. Ancak Türkiye Türkçesinde geniş yuvarlak ünlüler sadece ilk hecede bulunabilmektedir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Tablo 5.4. Düzlük-yuvarlaklık uyumuna göre bir sözcüğün birinci ve diğer hecelerinde bulunabilecek ünlüler: I. hecede bulunabilecek ünlüler II. ve diğer hecelerde bulunabilecek ünlüler Örnek o,u a, u soluk, sulu, uçak, solak ö, ü e, ü bölüm, önce, üçüncü Düzlük uyumu Büyük ünlü uyumuna uymak koşuluyla bir sözcüğün ilk hecesinde düz bir ünlü varsa takip eden diğer hecelerde de düz bir ünlünün kullanılmasıdır: Tablo 5.5. Düzlük uyumuna göre bir sözcüğün birinci ve diğer hecelerinde bulunabilecek ünlüler: I. hecede bulunabilecek ünlüler II. ve diğer hecelerde bulunabilecek ünlüler Örnek a, ı a, ı kapı, yapı, ışık, ırak e, i e, i ekin, elek, iye, iyi b, m, p çift dudak ve v, f diş-dudak ünsüzlerinin yanlarındaki ünlüleri yuvarlaklaştırma özelliğine sahip olmaları nedeniyle günümüzde yağmur, çamur, hamur, kavun, avuç, kabuk, tapu, avun-, kavur-, savur- gibi sözcükler düzlük uyumuna uymazlar. Ünlüyle biten bir sözcük ünlüyle başlayan bir ek aldığında araya yardımcı ses girer. Yardımcı sesin iki ünlü arasında geçişi en kolay sağlayabilecek ses olması gerekir. Bu da açıklık derecesi itibarıyla ünlülere en yakın ve yarı ünlü olan y sesidir. Ünlü-Ünsüz Uyumları Türkçe sözcüklerde ağzın arka kısmında / yumuşak damakta teşekkül eden π, gibi kalın ünsüzler ile ince ünlüler; ağzın ön kısmında teşekkül eden ince ünsüzlerle de ağzın arka kısmında teşekkül eden kalın ünlüler aynı hece içinde bulunamazlar. Bu uyuma uymayan sözcükler yabancı kökenlidir: riz: kalın; i ince πrev: π kalın; e ince redi: kalın; e ince in ılap: i ince; kalın Ünsüz Uyumu / Tonluluk-Tonsuzluk Uyumu Standart Türkiye Türkçesinde tonsuz ünsüzlerle (f, s, t, k, ç, ş, h, p) biten sözcüklere tonlu ünsüzle başlayan herhangi bir ek getirildiğinde ekin ünsüzü sözcüğün ötümsüz olan son sesinin ilerleyici etkisiyle (ötümsüz karşılığı varsa) ötümsüzleşir: fd > ft: sahaf+da > sahaf+ta sd > st: kafes+de > kafes+te Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

td > tt: süt+de > süt+te kd > kt: sokak+da > sokak+ta çd > çt: ağaç+da > ağaç+ta şd > şt: kış+da > kış+ta hc > hç: sabah+cı > sabah+çı pc > pç: kitap+cı > kitap+çı Standart Türkiye Türkçesinde sözcük içerisinde ötümlü ünsüzü ötümlü ünsüzün; ötümsüz ünsüzü de ötümsüz ünsüzün takip etmesi özelliği (tesbit > tespit, müsbet > müspet, isbat > ispat) gibi yabancı sözcüklere de uygulanmıştır. YARDIMCI SES Ünlüyle biten bir sözcük ünlüyle başlayan bir ek aldığında araya yardımcı ses girer. Yardımcı sesin iki ünlü arasında geçişi en kolay sağlayabilecek ses olması gerekir. Bu da açıklık derecesi itibarıyla ünlülere en yakın ve yarı ünlü olan y sesidir. Zira y sesi ile i sesi telaffuz edilirken ses yolunun aldığı şekil birbirine oldukça yakındır. Türkçe gramer kitaplarında genellikle y, ş, s, n sesleri yardımcı ses olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu seslerden y dışındakiler yarı ünlü olmadıkları gibi yardımcı ses de değillerdir. ş sesi: Türkçede üleştirme işleviyle kullanılan görevli eleman /+Ar/ eki nin gelişim aşamaları şöyledir: /+Ar/ > /+rar/ > /+øar/../+(ş)ar/. Eski Türkçe Dönemi nde bir+er üleştirme sayı sıfatının bi-rer şeklinde hecelenmesi ve /rar/ hecesinin analoji (örnekseme) yoluyla diğer sayı adlarına aktarılması sonucu ortaya çıktığı düşünülen /+rar/ (bir+er e örnekseme ile iki+rer) üleştirme ekindeki birinci r sesi zamanla düşmüştür: (/+rar/ > /+øar/). Türkçede normal şartlarda ünlüyle biten sözcükler ünlüyle başlayan ek aldığında yardımcı ses olarak y sesi kullanılır. Bu kural işletilmiş olsaydı sonu ünlüyle biten sayı adlarına üleştirme ekinin /+(y)ar/ şeklinde getirilmesi gerekirdi. Ancak Türkçe, Eski Türkçe Dönemi nde olduğu gibi bu ek için yardımcı ses olarak y yi kullanmamış; bu defa da be-şer şeklinde hecelenen üleştirme sayı sıfatındaki ikinci heceyi (be-şer) örnekseme ile /+şar/ şeklinde ünlüyle biten sayı adlarına (altı+şar, yedi+şer gibi) üleştirme eki olarak aktarmıştır. s sesi: Türkçede tamlanan ekinin iki şekli vardır: Bu ek ünlüyle biten sözcüklere /+si/ şeklinde; ünsüzle biten sözcüklere de /+I/ şeklinde gelir. Dolayısıyla bu ses de bir eke aittir ve y sesinde olduğu gibi müstakil olarak yaygın bir kullanıma sahip değildir. n sesi: Arkaik üçüncü şahıs iyelik ekinin kalıntısıdır. Pronominal ya da zamirsel n olarak da nitelendirilir. Benim ev+i+m+de, senin ev+i+ñ+de, onun ev+i+n+de örneklerinde eklerin bulunma sırasına dikkat edildiğinde de görüldüğü gibi n, morfolojik bir değer Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

taşımaktadır. Zira yardımcı ses iki ünlü arasına gelir. Oysa bu örnekte n sesi, i ve d sesleri arasına gelmiştir. Üçüncü şahıs iyelik eki n, üçüncü şahsın söz konusu olduğu belirtili isim tamlamaları, üzerlerine herhangi bir hâl eki alırlarsa geçici olarak (hâl ekinden önce) gelir. Eğer söz konusu tamlama herhangi bir hâl eki almazsa bu ek Türkçede işaretsizdir. TÜRKÇENİN YAZIMINDA KULLANILAN ALFABELER İnsanoğlunun tekerleği bulma ve ateşi kontrol etme gibi keşiflerinin yanında en önemli buluşlarından biri de yazıdır. Düşüncenin belirli işaretlerle tespit edilmesi olan yazı, insana bilgiyi biriktirme ve aktarma imkânı sağlamış, medeniyetlerin oluşmasında ve gelişmesinde en önemli rolü üstlenmiştir. Yazının doğuşu, gelişmesi ve yayılmasıyla ilgili dilciler, tarihçiler, sanat tarihçileri farklı görüşler ileri sürseler de çok eski dönemlere ait yeterince yazılı belgenin olmaması, olanların da bir kısmının henüz çözülememiş olmasından dolayı yazının tarihiyle ilgili şu ana kadar kesin bir bilgi ortaya konulamamıştır. Geçmişte pek çok konuda olduğu gibi yazının kaynağı da mitolojiyle açıklanmaya çalışılmıştır. Birçok kültür yazının kaynağını kendi inanç sistemi ve figürleriyle izah etme yoluna gitmiştir. Eski Mısır da yazının kaynağı Tanrı Thoth veya Tanrıça İsis ile; Babil de Narduk un oğlu Tanrı Nebu ile; eski İbraniler de Hz. Musa ile; eski Yunan da da Hermes ile ilişkilendirilmiş ve bunların her biri kendi kültürlerinde yazıyı ilk bulan kişiler ya da Tanrılar olarak kabul edilmiştir. Eski Çin ve Hint kültürlerinde de pek çok kültürde olduğu gibi yazının ilahi bir kavram olduğuna inanılmıştır. Eski Mısır kültüründe yazıya mdw-ntr (Tanrıların sözü) denmesi, Heredot un aynı yazıyı hiyeroglif (kutsal nakış) olarak nitelemesi, İskandinav kültürlerinin yazıyı esrarengiz, mistik anlamlarına gelen runik kelimesiyle karşılaması, kültürlerin yazı kavramını algı biçimini göstermesi bakımından önemlidir. Kazakistan daki Esik Kurganı ndan çıkarılan arkeolojik buluntular içinde yer alan gümüş bir kap üzerindeki yirmi altı harflik yazıt, Köktürk alfabesinin kullanıldığı ilk örnek olarak değerlendirilmektedir. Kültürler, fonolojik ya da fonetik alfabe kavramına çok uzun bir sürede ve farklı aşamalardan geçerek ulaşmışlardır. Madde yazısından günümüzdeki harf yazısına ulaşıncaya kadar alfabenin genellikle beş aşamadan geçtiği kabul edilmektedir. Bunlar: Madde yazısı resim yazısı düşün yazısı hece yazısı harf yazısı dır. TÜRKLERİN TARİH BOYUNCA KULLANDIKLARI ALFABELER Türk devletleri ya da halkları Köktürk, Mani, Soğd, Uygur, Brahmi, Tibet, Süryani, İbrani, Grek, Ermeni, Arap ve Kiril alfabelerini kullanmışlardır. Ancak Türklerin devlet/ler seviyesinde ve yaygın olarak kullandıkları alfabeler Köktürk, Uygur, Arap, Latin ve Kiril alfabeleridir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Köktürk Alfabesi Türkler tarafından Türkçeye uygulanan ilk alfabe, Köktürk Alfabesi olarak bilinen eski Türk alfabesidir. Konuyla ilgili olarak Dr. Cengiz Alyılmaz, (Kök)türk Harfli Yazıtların İzinde adlı eserinde şu bilgilere yer verir: Eski Türk kültür ve uygarlığına ait yazıtların büyük bir bölümü fonetik esaslı, çekmeli (sağdan sola doğru yazılan) ve bitişken olmayan bir alfabe ile yazılmıştır. Bu alfabe, yerli ve yabancı bilim adamları tarafından Orhun Alfabesi, Runik Türk Alfabesi, Türk yazısı Köktürk Yazısı, Türk Alfabesi, Göktürk Alfabesi Köktürk Alfabesi şeklinde adlandırılmaktadır. Orhun Yazıtları olarak bilinen Köl Tigin ve Bilge Kağan Yazıtlarında otuz sekiz harf kullanılmıştır. Bunlardan dördü ünlü, otuz dördü de ünsüzleri karşılar. Köktürk Alfabesi nin / yazısının kökeni hakkında Heikel, İskandinav runlarını; W. Radloff, İskandinav run yazısından da etkilenmiş Aramî yazısını; V. Thomsen, H. Pedersen, K. Menges, A. Rona-Tas, Aramî ve Pehlevî harflerini; N. D. Sokolov, sonradan Türk damgaları şekline sokularak millîleştirilmiş Aramî yazısını; E. D. Polivanov, Aramî, Soğdak ve Pehlevî yazılarından etkilenmiş Türk damgalarını; O. Pritsak eski Sami hece yazısını; S. G. Klyaştornıy, Soğdak yazısını; G. Clauson Soğdak ve Grek yazısını; A. Amanjolov, Türk damgalarıyla birlikte Grek yazısını; N. N. Aristov ve N. G. Mallitskiy, Türk damgalarını; Savenkov Türk dinî ayinlerine ait şekil ve sembolleri; A. Caferoğlu, H. N. Orkun, A. C. Emre, A. B. Ercilasun, T. Gülensoy, C. Alyılmaz, O. Mert ise Türkler e ait ideogramları kaynak olarak göstermektedirler. Kazakistan daki Esik Kurganı ndan çıkarılan arkeolojik buluntular içinde yer alan gümüş bir kap üzerindeki yirmi altı harflik yazıt, Köktürk Alfabesi nin kullanıldığı ilk örnek olarak değerlendirilmektedir. Yazıtı inceleyen bilim adamlarının bir kısmı, yazıtın Saka Dönemi ne ait olabileceğini; bir kısmı ise, (Olcas Süleyman(ov), Altay S. Amanjolov... gibi ünlü Kazak düşünürleri, bilim adamları), bu yazıtın Türkler e ait olduğunu ve Kök(Türk) Alfabesi nin erken dönemlerde (M.Ö. 500-600 lü yıllarda) kullanılan şekliyle yazıldığını kaydetmektedirler. Orhun Yazıtlarından Köl Tigin, Bilge Kağan Yazıtlarında otuz sekiz harf kullanılmıştır. Söz konusu karakterler ve ses değerleri aşağıdaki gibidir (Gemalmaz, 2010: 315): Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Köktürk Yazısı İçin Transliterasyon Alfabesi XX. yüzyıla kadar dünyadaki alfabe değişiklikleri genellikle dinî gerekçelerle yapılmıştır. Türklerin Köktürk Alfabesi nden Uygur Alfabesi ne, Uygur Alfabesi nden Arap Alfabesi ne geçmelerinin de temel nedeni dinîdir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Türklerin Soğd kökenli Uygur Alfabesi ni kabul etmeleri sürecinde Budizm le olan ilişkiler, Soğd kökenli bürokratların Türk devletlerinde etkin rol oynamaları, İpek Yolu üzerinde gerçekleştirilen ticaret ve 763 yılında Bögü Kağan ın Maniheizm i bir fermanla devlet dini olarak ilan etmesi etkili olmuştur. Uygur Alfabesi XX. yüzyıla kadar dünyadaki alfabe değişiklikleri genellikle dinî gerekçelerle yapılmıştır. Türklerin Köktürk Alfabesi nden Uygur Alfabesi ne, Uygur Alfabesi nden Arap Alfabesi ne geçmelerinin de temel nedeni dinîdir. Uygurlar ın Soğd kökenli bu alfabeyi ilk olarak ne zaman kullandıkları konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak özellikle İpek Yolu aracılığıyla Soğdlar la Türkler arasında Uygur Dönemi nden de önceye uzanan ciddi düzeyde dinî, ticari ve kültürel ilişkilerin bulunduğu bilinmektedir. Zira Türkler in Soğd kökenli bu alfabeyi kabul etmeleri sürecinde Budizm le olan ilişkiler, Soğd kökenli bürokratların Türk devletlerinde etkin rol oynamaları, İpek Yolu üzerinde gerçekleştirilen ticaret ve 763 yılında Bögü Kağan ın Maniheizmi bir fermanla devlet dini olarak ilan etmesi etkili olmuştur. Soğd kökenli Uygur Alfabesi nde on sekiz harf bulunmaktadır. Sağdan sola yazılan ve Arap Alfabesi gibi bitişken harflerden oluşan Uygur Alfabesi nde de harflerin başta, ortada ve sonda yazılış şekilleri farklılık arz etmektedir. Uygur Alfabesi Türkçenin seslerini karşılama konusunda yetersiz bir alfabedir. Uygur Alfabesi, VIII.-XVII. yüzyıllar arasında Doğu Türkistan dan İstanbul a kadar geniş bir coğrafyada Uygurlar ın dışında, Karahanlılar, Hıtay Devleti, Moğollar, İlhanlılar, Altınordu, Osmanlı, Mançular, Buryatlar tarafından da kullanılmıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

Turfan coğrafyasında Uygur Alfabesi yle yazılmış eserlerin çoğunu Budizm, Maniheizm ve Hristiyanlık la ilgili metinler oluşturur. Bu metinlerin en eskileri VIII. yüzyıl ortalarından kalma Maniheist eserlerdir. Budist muhitinde kaleme alınmış eserler ise genellikle Çince, Sanskritçe, Toharca ve Soğdca gibi dillerden yapılmış tercümelerdir. Budizm, Maniheizm ve Hristiyanlık la ilgili dinî metinler dışında mektupların, hukuk belgelerinin, yarlıkların, astroloji ve astronomiye ait bilgilerin, takvimlerin, tıp metinlerinin yazı diline aktarılmasında kullanılan Uygur Alfabesi, Türkçenin standart seslerini karşılama konusunda başarısız olmasına rağmen arkasındaki kültürel birikimle geniş bir coğrafyada yaklaşık bin yıl yaşama ve kullanılma imkânı bulmuştur. Kuzey Sami alfabesinin Arami koluna bağlı bir yazı sistemi olan Arap alfabesi Nebâtilerin yazılarından geliştirilmiştir. Arap Alfabesi Kuzey Sami Alfabesi nin Arami koluna bağlı bir yazı sistemi olan Arap Alfabesi, Nebâtilerin yazılarından geliştirilmiştir. Sadece ünsüzlerin işaretlendiği Arap Alfabesi nin aslı yirmi iki harfe sahiptir. Ancak alfabenin bu şekli Arapçanın seslerini karşılama konusunda yetersiz olduğundan alfabeye sonradan altı harf daha eklenmiştir. Eskiden noktasız ve harekesiz olan Arap Alfabesi ne, birbirine Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

benzeyen harflerle ilgili karışıklığı önlemek ve ünlülerin eksikliğinden kaynaklanan anlaşılabilirlik sorununu çözmek için Süryani Alfabesi nin etkisiyle nokta ve hareke eklendiği düşünülmektedir. Habeşçe dışındaki bütün Sami dilleri gibi Arapça da sağdan sola doğru yazılan (çekmeli) bir alfabedir. Harflerin kelime başında, ortasında ve sonunda yazılış biçimlerinde farklılık görülen Arap Alfabesi nde bazı harfler kendinden sonra gelen harflerle bitişmez. Türkler de İranlılar gibi İslamiyeti kabul ettikten sonra Arap Alfabesi nin Farsçaya uygulanan şeklini almışlar ve bu allfabeye ñ (geniz n si) harfini لل eklemişlerdir. Böylece Türklerin kullandığı alfabedeki harf sayısı da lâmelif hariç otuz üç olmuştur. Ancak bu harf sadece Batı Türkleri tarafından kullanılmış, aynı ses Uygurca, Çağatayca gibi yazı dillerinde şeklinde (لل) gösterilmiştir. Türklerin ilk olarak X. yüzyılın ortalarında Arap Alfabesi ni Türkçeye uyguladıkları bilinen bir bilgi olsa da X. yüzyıldan ya da XI. yüzyılın ilk yarısından günümüze kalan bir yazma eser bulunmamaktadır. Zira XI. yüzyıla ait eserlerden Divanü Lûgat-it Türk ün elimizdeki nüshası 1265; Kutadgu Bilig in Kahire nüshası ise 1550-1370 tarihlerinden kalma kopyalardır. Türklerin İslamiyet ile temasları her ne kadar VIII. yüzyılın başlarına kadar gitse de Türklerin devlet seviyesinde İslamiyeti kabul etmeleri Karahanlı Dönemi nde gerçekleşmiştir. Bu dönemde tıpkı daha önce Uygur Alfabesi nin yanında Köktürk Alfabesi nin önemli bir süre varlığını sürdürmesi gibi Arap Alfabesi ne paralel Uygur Alfabesi de kullanılmıştır. X. yüzyıl ortalarından XX. yüzyıl ortalarına kadar yaklaşık bin yıl kullanılan Arap Alfabesi Türkçenin en uzun süre kullandığı alfabe unvanına da sahiptir. Arap Alfabesi Türkiye Cumhuriyeti ndeki alfabe değişikliği ile yerini Latin Alfabesi ne bırakmış olsa da Türk kültür coğrafyasında Kuzey Irak ta Türkmenler, İran da Azeri Türkleri, Doğu Türkistan da da Uygur ve Kazak Türkleri tarafından günümüzde de Türkçenin yazımında kullanılmaktadır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

Arap harfli Türkçe metin örneği: Halk içinde mûteber nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi Türk kültür coğrafyasında Latin alfabesini ilk kullananlar geçici bir süre için de olsa Yakut ve Azerbaycan Türkleri olmuştur. Latin Alfabesi En eski uygulamaları MÖ VI.-VII. yüzyıllara ait olan Latin Alfabesi nin kökeni Grek Alfabesi ne dayanmaktadır. Günümüzde pek çok Latin harflerinin adları Etrüsklerden alınmış olduğu için Etrüsk Alfabesi nin Grek ve Latin alfabeleri arasında bir köprü işlevi gördüğü düşünülmektedir. Türk kültür coğrafyasında Latin Alfabesi ni ilk kullananlar geçici bir süre için de olsa Yakut ve Azerbaycan Türkleri olmuştur. 1926 Bakü Türkoloji Kongresi nin ardından 1927-1932 yılları arasında Sovyetler Birliği tarafından aşamalı olarak Latin Alfabesi ne geçirilen Türk lehçeleri; 1938-1940 yıllarında da yine Sovyetler Birliği tarafından Kiril Alfabesi ne aktarılmışlardır. Latin Alfabesi nin Türkçeye uygulanması, Türkiye Cumhuriyeti nin alfabe devriminden yaklaşık yedi yüz yıl önceye gitmektedir. XIV. yüzyılda Aşağı Volga Bölgesi nde Kıpçaklar arasında Hristiyanlığı yaymak isteyen Fransiskan misyonerleri Türkçe öğrenmişler ve birçok dinî metni, ilahileri Latin Alfabesi yle Türkçeye aktararak Codex Cumanicus adlı eseri vücuda getirmişlerdir. Osmanlı Dönemi nde XV., XVI. yüzyıllardan itibaren hem İstanbul da hem de Avrupa da yabancılar tarafından Latin Alfabesi yle Türkçe kitaplar yazılmıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

XIV. yüzyılda Aşağı Volga Bölgesi nde Kıpçaklar arasında Hristiyanlığı yaymak isteyen Fransiskan misyonerleri Türkçe öğrenmişler ve birçok dinî metni, ilahileri Latin alfabesiyle Türkçeye aktararak Codex Cumanicus adlı eseri vücuda getirmişlerdir. Latin Alfabesi yle ilgili komisyon, Mustafa Kemal başkanlığında çalışmış ve 1 Kasım 1928 de Latin Alfabesi 1353 sayılı Kanun ile kabul edilmiştir. Latin Alfabesi nin kabulüyle ilgili tartışmalar II. Meşrutiyet Dönemi ne kadar uzanır. Osmanlı Devleti nde alfabe ıslahı konusu, ilk kez eğitim sisteminde yapılan yenilikler kapsamında 1862 yılında Münif Efendi nin Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye de verdiği bir konferansta dile getirilmiştir. Aynı yıllarda Ahundzade Mirza Feth-Ali, Namık Kemal, İranlı Melkun Han, Celal Nuri (İleri), Hüseyin Cahit (Yalçın) ve Kılıçzade Hakkı gibi isimler hem dünya ile bütünleşme hem de fonetik gerekçelerle Latin Alfabesi ne geçilmesi düşüncesini savunmuşlardır. Aynı yıllarda bir kesim de Kur an-ı Kerim in Arap harfleriyle yazılmasına bağlı olarak bu yazının bırakılmasının hem İslam dünyası ile bağları zayıflatacağını hem de -X. yüzyıldan beri bu alfabe ile yazılan Türkçe eserleri dikkate alarak- kültür tarihi açısından sakıncalı bir durumun ortaya çıkacağını ileri sürmüştür. Bunların yanında Arap Alfabesi nden tamamen vazgeçmek yerine Türkçenin fonetik özelliklerine göre yapılandırılarak kullanılması düşüncesi de önerilmiştir. Arap Alfabesi nin yapılandırılmasıyla da alfabeden kaynaklanan problemlerin çözülemeyeceğine inanan Celal Nuri (İleri), Hüseyin Cahit (Yalçın) ve Kılıçzade Hakkı gibi aydınlar problemin çözümü için en kısa yolun Latin Alfabesi ne geçmek olduğunu ileri sürmüşlerdir. Arap Alfabesi nin değiştirilmesiyle ilgili ilk resmî girişim 1909 da Maarif Nezaretinde kurulan İmla Komisyonu tarafından, bir başka girişim de Recaizâde Mahmut Ekrem Bey in liderliğinde 1911 yılında kurulan Islah-ı Huruf Cemiyeti adlı dernek tarafından yapılmıştır. 1910 dan itibaren yoğun bir şekilde tartışılan bu konuya Abdullah Cevdet, Refet Avni, Mustafa Hamit ve İzmir Mebusu Şükrü Saraçoğlu gibi isimler destek verirken aynı dönemde Ali Canip, Ali Ekrem, Muallim Cevdet, İbrahim Alaeddin, Necip Asım, Avram Galanti, Veled Çelebi, İbrahim Necmi, Halid Ziya, Kâzım Karabekir konunun kültür tarihi ve İslam dünyasıyla ilişkili boyutunu dikkate alarak karşı çıkmışlardır. Konu 1926 yılında Hâkimiyeti Milliye, Cumhuriyet, Milliyet, Vakit ve İkdam Gazetelerinde ve aydın kesim arasında yoğun bir şekilde tartışılırken Bakü de yapılan Türkoloji Kongresi nde Sovyetler Birliği sınırları içinde yaşayan Türk gruplarının Latin Alfabesi ne geçmeleri kararı alınır. Türkiye deki konuyla ilgili gelişmeleri de ciddi düzeyde etkileyen bu kararın ardından Latin Alfabesi nin Türkçeye uyarlanmasına dair çalışmalar hız kazanır. 1927 yılında Latin Alfabesi ne geçilmesi kararını alan Mustafa Kemal konunun uzmanları, yazar ve aydın kesimlerle görüşerek çalışmalarını yoğunlaştırmış ve konunun ilk adımı olarak da 20 Mayıs 1928 de TBMM de uluslararası rakamların alınmasını öngören 1288 sayılı yasa kabul edilmiştir. Harf inkılabının ilk resmî hazırlıkları Bakanlar Kurulu kararıyla yapılmış ve Falih Rıfkı, Ruşen Eşref, Yakup Kadri, Mehmet Engin, İhsan (Sungu), Ragıp (Hulusi) Ahmet Cevat, İbrahim (Grandi) ve Hüseyin Cahit Beyler den oluşan bir komisyon kurulmuştur. Komisyon, Mustafa Kemal başkanlığında çalışmış ve 1 Kasım 1928 de Latin Alfabesi 1353 sayılı Kanun ile kabul edilmiştir. Yirmi dokuz harf bulunan Türkiye Cumhuriyeti alfabesinde harfler ve sıraları aşağıdaki gibidir: Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

Türkiye Cumhuriyeti alfabesinde her ses için ayrı bir harf ilkesi gözetilmiştir. Ancak damağın ön ve arka bölümlerinde teşekkül eden sesler arasında bir ayrım gözetilmemiştir. Bu yüzden, alfabemizdeki bazı harfler seslendirme bakımından en az iki değerlidir. Bu ayrımı yazıda gösterebilmek için yine iki değerli, yani yerine göre uzun ünlüyü, yerine göre artlı ünlünün hecesindeki ünsüzün/ünsüzlerin ince ünsüz olduğunu belirtmek üzere ünlü harfler üzerine konulan şapka/düzeltme işareti (ˆ) kullanılmaktadır (Ör. gâvur (g, ince). kâğıt (k, ince), âşık (a, uzun), kâtip (k, ince ve a, uzun), rol (r ve l, ince), laik (< Fr. laïc/laïque < Lat. laicus; l, ince), vb.). Saat (t, ince) gibi kelimeler içinse ince ünsüzler yazıda gösterilememektedir. Türkiye Cumhuriyeti alfabesinde Köktürk ya da Arap yazı sistemlerinden farklı olarak yazı dilinde her ünlü gösterildiği için ünsüzlerin kalın ve ince şekilleri alfabede tek harf ile işaretlenmiştir. Bu durum da alfabedeki toplam işaret sayısını azaltırken -yazı dilinde bütün harfler işaretlendiği için- birim yazıdaki karakter sayısını artırmaktadır. Dünyada en gelişmiş fonetik alfabe bile bir dilin bütün ses inceliklerini ayrıntılarıyla vermekten uzaktır. Bu nedenle konuşma da yazma gibi ayrıca öğrenilmeli ve öğretilmelidir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

Kiril Alfabesi 9. yüzyılda geliştirilmiş bir alfabedir. Sovyetler Birliği Dönemi nde kültürel birliğin olmazsa olmaz birinci şartının yazıda birlik olduğunun farkında olan Stalin in talimatıyla her bir Türk topluluğu için ayrı ayrı Kiril Alfabesi düzenlenmiştir. Söz konusu talimatın ardından da 1936 da Karaçay-Balkar Türkçeleri; 1938 de Kırım Tatar, Nogay ve Kumuk Türkçeleri; 1939 da Azeri, Hakas, Tatar Türkçeleri; 1940 ta Özbek, Türkmen, Kırgız, Başkırt, Kazak ve Karakalpak Türkçeleri, 1943 te Tuva Türkçesi, 1947 de Yeni Uygur Türkçesi, 1957 de de Gagavuz Türkçesi Kiril Alfabesi ne geçmiştir. Bu alfabe politikası, nüfuslarının az olması ve dar bir coğrafyada yaşamaları nedeniyle Ermenilere ve Gürcülere uygulanmamış; onlar kendi alfabelerini kullanmayı sürdürmüşlerdir. 1991 yılında Sovyetler Birliği nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını ilan eden Türk Cumhuriyetleri alfabelerini de değiştirmeye başlamışlardır. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan Cumhuriyetlerinden alfabe değişikliğine giden ilk ülke Azerbaycan olmuştur. Azerbaycan 32 harflik Latin Alfabesi ni 1991 de kabul ederek uygulamaya başlamıştır. Azerbaycan ın ardından 1993 yılında Türkmenistan ve Özbekistan da Latin Alfabesi ne geçişi kabul etmiştir. 2016 yılı itibarıyla Kırgızistan Latin Alfabesine geçişi kabul etmesine rağmen uygulamaya geçememiştir. Kazakistan ise 2025 yılına kadar geçmeyi planlamaktadır. Kiril Harfleri İçin Transliterasyon Alfabesi Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

Özet Türkçe Ses Bilgisi Ses, canlı veya cansız varlıkların hareketiyle havanın titreşmesi sonucu ortaya çıkar. İnsan beyni kulaklar aracılığıyla bu titreşimin sadece 20 ila 20.000 hertzlik bölümünü algılayabilir. Bir dilbilim terimi olarak ses ise konuşma diline ait, dilden dile sayıları ve özellikleri farklılık gösteren ve ses organlarıyla üretilen dilin en küçük birimidir. Ünlüler, telaffuzları sırasında ses tellerinin titreştirildiği, ses yolunun herhangi bir noktasında kapanmanın ya da engelin bulunmadığı seslerdir. Türkçede ünlüler tek başına telaffuz edilebilirler; hece, sözcük (o zamiri gibi) ya da ek oluşturabilirler. Yarı ünlüler, ünlüler gibi telaffuz edilen ancak ünsüzler gibi kullanılan ğ, w, h, y gibi seslerdir. Ünsüzler, diyafram ve kaburga kaslarının baskısıyla akciğerden dışarı doğru gönderilen havanın, ses yolunun herhangi bir noktasının daraltılması ya da kapatılmasıyla şekillendirilen seslerdir. 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı Kanun'la kabul ettiğimiz Latin kökenli Türk Alfabesinde 21 ünsüz işaretlenmiştir. Ancak bu Standart Türkiye Türkçesinde 21 standart ünsüz vardır anlamına asla gelmez. Zira Latin kökenli Türk Alfabesiyle yazılan yazılarda bütün ünlüler yazıldığından / işaretlendiğinden kalın k ve ince k, kalın t ve ince t, kalın s ve ince s, kalın y ve ince y gibi hem kalın hem de ince şekli olan sesler tek karakter ile gösterilmekte; bu da yazıda ünsüzlerle ilgili karakter sayısını azaltmaktadır. Kalınlık-incelik uyumu: Türkçe sözcük kökündeki birinci hecenin ünlüsü sonraki hecelerin ünlüsünü belirler. Yani sözcüğün birinci hecesinde kalın bir ünlü varsa o heceyi takip eden hecelerin ünlüsü de kalın; ince bir ünlü varsa takip eden hecelerin ünlüsü de ince olur. Düzlük-yuvarlaklık uyumu: Kalınlık-incelik uyumu çerçevesinde bir sözcüğün ilk hecesinde düz bir ünlü (a, e, ı, i) varsa, takip eden hecelerin ünlülerinin düz (a, e, ı, i), yuvarlak bir ünlü (o,ö, u, ü) varsa takip eden hecelerin ünlülerinin ya düz-geniş (a, e) ya da daryuvarlak (u, ü) olmasını gerektirir. Türk devletleri ya da halkları Köktürk, Mani, Soğd, Uygur, Brahmi, Tibet, Süryani, İbrani, Grek, Ermeni, Arap ve Kiril alfabelerini kullanmışlardır. Ancak Türklerin devlet/ler seviyesinde ve yaygın olarak kullandıkları alfabeler Köktürk, Uygur, Arap, Latin ve Kiril alfabeleridir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi ses organlarından biri değildir? a) Akciğer b) Karaciğer c) Küçük dil d) Burun d) Dudaklar I. Türkiye Türkçesinde 21 ünsüz vardır. II. Türkiye Türkçesinde kalınlık-incelik uyumu vardır. III. Türkiye Türkçesinde uzun ünlü yoktur 2. Türkiye Türkçesinin ses özellikleriyle ilgili olarak yukarıdaki bilgilerden hangisi ya da hangileri yanlıştır? a) I b) II c) III d) I ve III e) II ve III I. Boğumlanma / teşekkül noktalarına göre sınıflandırılır. II. Tonlu ya da tonsuz olmalarına (Ses tellerini titreştirip titreştirmemelerine) göre sınıflandırılır. III. Patlayıcı / süreksiz ya da sızıcı / sürekli olmalarına göre sınıflandırılır. IV. Ağız ya da geniz ünsüzü olmalarına göre sınıflandırılır. 3. Ünsüzlerin sınıflandırılmalarıyla ilgili olarak yukarıdaki bilgilerin hangisi ya da hangileri doğrudur? a) I b) II ve II c) I, II ve III d) II, III ve III e) I, II, III ve IV 4. Aşağıdakilerden hangisi yarı ünlü değildir? a) y b) ğ c) h d) w e) a Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21

5. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye Türkçesinin ses özelliklerinden biri değildir? a) Türkiye Türkçesinde içinde j bulunan sözcükler Türkçe değildir. b) Türkiye Türkçesinde c, ğ, l, m, n, r, z sesleriyle sözcük başlamaz. c) Türkiye Türkçesinde b, c, d, g sesleri genellikle sözcüklerin sonunda bulunmaz. d) Türkçede şedde vardır. e) Türkçede çift ünsüz ile hece başlamaz. 6. Aşağıdaki sözcüklerin hangisinde Türkçenin hece tiplerine uymayan bir hece vardır? a) Su b) At c) plan d) Kırk e) Üst 7. Aşağıdaki sözcüklerden hangisi düzlük-yuvarlaklık uyumuna uymamaktadır? a) Kapı b) Irak c) Topuz d) Çamur e) Ekin 8. Aşağıdakilerden hangisi Türklerin kullandığı alfabelerden değildir? a) Mani alfabesi b) Soğd alfabesi c) Brahmi alfabesi d) Tibet alfabesi e) Fenike alfabesi Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22

I. Kazakistan II. Kırgızistan III. Özbekistan IV. Azerbaycan 9. Yukarıdaki ülkelerden hangisinde ya da hangilerinde günümüzde Kiril Alfabesi kullanılmaktadır? a) I b) I ve II c) I ve III d) I, II ve III e) I, II, III ve IV 10. Latin Alfabesi kaç yılında hangi kanunla kabul edilmiştir? a) 1 Kasım 1928 de, 1353 sayılı Kanun ile b) 1 Kasım 1927 de, 1353 sayılı Kanun ile c) 3 Kasım 1928 de, 1553 sayılı Kanun ile d) 1 Kasım 1929 da, 1337 sayılı Kanun ile e) 1 Kasım 1928 de, 1537 sayılı Kanun ile Cevap Anahtarı 1.B, 2.A, 3.E, 4.E, 5.D, 6.C, 7.D, 8.E, 9.B, 10.A Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR Akalın, Ş. H. vd. (2012) Türk Dili I. (ed. Macit, S. Cavkaytar), Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yay. Akçay, Y. (2007). Osmanlı Dönemi Alfabe Tartışmaları Bağlamında Dr. İsmail Hakkı Bey ve Islah-ı Huruf Cemiyeti, Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Kongresi, Erzurum. Alyılmaz, C. (2007). (Kök)türk Harfli Yazıtların İzinde, Ankara: Karam Yayınları. Alyılmaz, C. (2010). Türkçe Öğretiminin Sorunları. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic. Vol: 5/3 Summer 2010, 728-749. Baysal, J. (1981). Harf Devriminden Önce ve Sonra Türk Yayın Hayatı, Harf Devriminin 50. Yılı Sempozyumu, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 61-64. Bozkurt, F. (1995). Türkiye Türkçesi. Ankara: Cem Yay. Buluç, S. (1981). Osmanlılar Devrinde Alfabe Tartışmaları, Harf Devriminin 50. Yılı Sempozyumu, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 45-48. Caferoğlu, A. (1984). Türk Dili Tarihi, İstanbul: Alfa Yay. Canpolat, M. (1981). Arap Yazılı Türk Alfabesinin Gelişimi, Harf Devriminin 50. Yılı Sempozyumu, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 49-60. Demir, N. ve Yılmaz, E. (2003). Türk Dili El Kitabı. Ankara: Grafiker Yay. Doğaner, Y. (2005). Elifba dan Alfabeye: Yeni Türk Harfleri, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, C. 2, S. 4, Ankara: 27-44. Eker, S. (2003). Çağdaş Türk Dili. Ankara, Grafiker Yay. Emre, A. C. (1933). Eski Türk Yazısının Menşeği, İstanbul. Ercilasun, A. B. (2004). Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Ankara: Akçağ Yay. Ergin, M. (1987). Üniversiteler İçin Türk Dili. İstanbu: Bayrak Yay. Ertem, R. (1991). Elifbe den Alfabe ye Türkiye de Harf ve Yazı Meselesi İstanbul: Dergâh Yayınları. Gemalmaz, E. (2010). Türkçenin Derin Yapısı, Ankara: Belen Yayınları, Yay. hzl. C. Alyılmaz, O. Mert. Gülensoy, T. (2000). Türkçe El Kitabı, Ankara: Akçağ Yayınları, 100-101. Gülsevin, G. vd. (2007). Üniversiteler İçin Türk Dili Yazılı ve Sözlü Anlatım. Ankara: Yargı Yay. Hughes, J. P. (2005). Diller ve Yazı, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, C. 5, S. 2, İzmir, 339-351. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24

Kaçalin, M. (1995). Türkçenin Yazıldığı Alfabeler, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 44-49. Karaağaç, G. (2012). Türkçenin Dil Bilgisi. Ankara, Akçağ Yay. Kırımlı, A. (2001). Türk Dili: Dil ve Anlatım. İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yay. Korkmaz, Z. (1991). Türk Dili ve Arap Alfabesi, Dil ve Alfabe Üzerine Görüşler, Ankara: Atatürk Dil Kültür Yüksek Kurumu Yay. Livşits, V. A. (2000). Eski Türk Runik Yazısının Ortaya Çıkışı Üzerine, DTCF Tarih Araştırmaları Dergisi, S. 31, Ankara: 37-50, çev. S. Gömeç - T. Ölçekli). Mert, O. (2009). Ötüken Uygur Dönemi Yazıtlarından Tes- Tariat-Şine Us, Ankara: Belen Yay. Mert, O. (2009). Şaahar Tepesi ve Bölgede Bulunan Kaya Üstü Tasvir, Damga, Yazıt ve Kurganlar, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 40, Erzurum: 1-24. Özbay, M. (2005). Bilim ve Kültür Aktarıcısı Olarak Yazı, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 2, Ankara: 67-74. Şimşir, B. (1992). Türk Yazı Devrimi, Ankara: TTK Yay. Şirin User, H. (2006). Başlangıcından Günümüze Türk Yazı Sistemleri, Ankara: Akçağ Yay. Tansel, F. A. (1953). Arap Alfabesinin Islahı ve Değiştirilmesi Hakkında İlk Teşebbüsler ve Neticeleri (1862-1884), Belleten, C. XVIII, S. 65-68, Ankara: s. 223-249. Tekin, Ş. (1993). Eski Türklerde Yazı, Kâğıt, Kitap ve Kağıt Damgaları, İstanbul: Eren Yayıncılık ve Kitapçılık. Tekin, T. (1997). Tarih Boyunca Türkçenin Yazımı, İstanbul: Simurg Yay. http://www.organ.gen.tr/solunum-sistemi-organlari.html Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25