1 Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Kılıçdaroğlu PM toplantısında, Dönemin Başbakanı, bütün ailesi, bakanları kirliliğin içinde. 12 yıldır yolsuzlukla mücadele eden değil, yolsuzluktan beslenen bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız dedi ve AKP Programından alıntılar yaparak bu partinin özüyle sözünün bir olmadığını ortaya koydu. Tarih : 23.12.2014 - AKP iktidarında yolsuzlukların önlenmesi için değil, yolsuzlukların yapılması için yeni bir yapılanmaya gidildi. Yeni bir devlet modeli ortaya çıktı. Nasıl yolsuzluk yapılır, devlet nasıl soyulur? Hükümetin temel görevlerinden birisi haline getirildi. - Düşünün, oğlum paraları sıfırla diyen kişi dönemin Başbakanıydı. İran vatandaşı Rıza Zarraf ın önüne yatarım diyen kişi dönemin İçişleri Bakanıydı. Savcılara telefon edip yolsuzluk dosyasını kapatın diyen kişi Adalet Bakanıydı. Polislere telefon edip savcının dediklerini yapmayın, gerekirse onu da içeri alın diyen kişi dönemin Başbakanlık Müsteşarıydı. Şimdi bakan - Ben ne yaptımsa Başbakanın dediklerini yaptım. Niye ben istifa edeceğim. İstifa edecek birisi varsa o da dönemin Başbakanıdır diyen kişi aynı kabinede görev yapan kendi bakanıydı Demek ki, yolsuzluklar konusunda bir paralel devlet oluşturulmuş ve bunlar kendi dünyalıklarını yapıyorlardı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, AKP nin 14 Ağustos 2001 tarihli parti programı ile yolsuzlukla mücadele sözü verdiğini ama AKP iktidarının bugün yolsuzluğun mimarı olduğunu AKP programını esas alarak madde madde açıkladı; Madde bir diyorlar ki, Siyasetin kirlenmesini önleyen yasal düzenlemeler yapılacaktır Yapıldı mı? Hayır. Siyaset en kirli dönemini yaşıyor. Cumhuriyet Halk Partisi - 1 / 7-28.12.2014
2 İkinci önemli iddiaları; Seçimle gelen herkesin kanunen vermek zorunda olduğu mal bildirimi şeffaf olarak kamuoyunun bilgi ve denetimine sunulacaktır. Hiç böyle bir şey duydunuz mu? Hayır Üçüncü madde; Milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal engeller kaldırılacaktır diyorlar. Geldiğimiz sürece bakın. Bırakın engelleri kaldırmayı yeni engeller çıkarıyorlar bakanlar yüce divana gitmesin diye Dördüncü madde; Kuvvetler ayrımı ilkesi hassasiyetle uygulanacak, yasama, yürütme ve yargı güçleri arasında denge ve denetim sağlanacaktır diyorlar. Yani, yalanın bu kadarına da pes - Dönemin Başbakanı çıkıp açıkça, Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır dedi. Bu sivil darbenin birinci adımıdır. Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır diyor. Kenan Evren bile bunu söyleyememişti. Bir sivil darbeyle karşı karşıya olduğumuzu bütün ülkenin, bütün dünyanın bilmesi gerekir -Beş; yargıç tarafsızlığı ve yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanacak, yargıç güvenceleri korunacaktır. Herkesin altına imza atacağı bir söylem. Peki eylem? Yargı bağımsızlığı var mı? Yok. Yargıcın bağımsızlığı var mı? Yok. Bırakın yargının, yargıcın bağımsızlığını, yargı kararları uygulanmıyor. Yargı kararları uygulanmayacak diye parlamentodan yasa çıkardılar. Bereket versin parlamentoda CHP var da Anayasa Mahkemesi ne gidip bu garabeti düzelttik. - Altıncı madde sanki bugünleri anlatan bir madde AKP nin parti programında. Ülkemiz son yıllarda siyasi iktidarın kötüye kullanılmasından kaynaklanan bir yolsuzluk kıskacına girmiştir. Her geçen yıl kamu yönetimindeki yolsuzlukların hacmi daha da artmaktadır. Kamu gücünün kötüye kullanılması sonucu ortaya çıkan yolsuzluklar başta olmak üzere her türlü yolsuzlukla mücadele partimizin öncelikli politikaları arasında olacaktır diyor. Bugün AKP nin yaptıklarını anlatıyor. Ama ne oldu? 17 25 Aralık sürecinde bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. - Yedinci madde; Yolsuzluklarla mücadele için kapsamlı bir program hazırlayıp derhal uygulamaya konulacaktır. Kamu yönetiminde şeffaflık ve ihale mevzuatının yeniden düzenlenmesi bu program çerçevesinde ele alınacaktır diyorlar. Hiçbir önlem alınmadı - Kamu ihale mevzuatı tam 114 kez değiştirildi. Adamına göre ihale, yandaşa göre ihale, adrese teslim ihale. Tam 114 kez değiştirerek bunu gerçekleştirdiler - Sekizinci madde. Yolsuzlukların önlenmesi, tespiti ve soruşturulmasında görev alacak tüm kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonu sağlayacak birimler kurulacak. Bu birim yolsuzluklara karşı oluşturulacak politikaların ve alınacak önlemlerin koordinasyonunu sağlayacak. Yolsuzluklarla mücadele stratejisini sürekli izlemeye alacak. Böyle bir şey duydunuz mu hiç, böyle bir birim oluşturuldu mu? Hayır. - Dokuz; yolsuzluklarla mücadele alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin yolsuzluk denetimine katılmaları sağlanacak. Sivil toplum örgütleri yolsuzlukların denetimine katılacak. Ne kadar güzel. Peki yapılan ne? - Bırakın sivil toplum örgütlerini, ayakkabı kutusunu gösteren kadın savcılığa, karakola Cumhuriyet Halk Partisi - 2 / 7-28.12.2014
3 götürüldü. Lokantada vatandaş saat kaç diyor bakanın korumaları ona saldırıyor. Hangi sivil toplumdan yararlanacaklar yolsuzlukları önleme konusunda? - Onuncu madde. Yolsuzluk yapılma ihtimali yüksek kamu yönetimi alanlarında çalışacak personelin belirlenmesinde özel kriterler getirilecek, bu personelin denetimi de özel bir usule tabi olacaktır diyorlar. Ama, Bakanlar kurulunun içine nasıl bir çete yerleştiyse kamu ihale kurumunun içine de bir çete yerleştirildi ve soruşturma açıldı onlar hakkında. - Onbir; kamu yönetimindeki yolsuzluklarla mücadele için ilgili başsavcılıkların yetkileri artırılacaktır. Siz hiç böyle bir şey duydunuz mu? Tam tersine yolsuzlukla mücadele eden savcılar, polisler, hakimler sürüldü. - Onikinci madde. Tüm kurum ve kuruluşlarda yolsuzlukları izlemek üzere özel birimler kurulacaktır. Güzel. Ama yolsuzlukları izlemek değil de, kapatmak üzere kurdular. - Onüç; Maliye Bakanlığı kamu görevlileri tarafından yapılan mal bildirimlerinin doğruluğunu araştıracak bir sistem kuracaktır. Vaadettiler ama, hiçbir zaman böyle bir sistem kurulmadı. - Ondört; Yürürlükteki anayasanın parlamentoya verdiği Sayıştay a denetim yaptırma yetkisi kanuni düzenlemeye kavuşturulacaktır dediler ama Sayıştay denetim yapamaz hale getirildi. Mali raporları bile parlamentoya gelmedi. Sayıştay ın içinde denetim elemanlarının raporlarını makaslamak için ikinci bir komisyon kurdular. - Onbeşinci madde; AKP ideoloji dayatan veya rant dağıtan bir parti değildir olmayacaktır diyorlar. Herhalde İstanbul daki kupon araziler benden habersiz satılamayacaktır diyen Erdoğan değil, Papua Yeni Gine nin Başbakanıydı CHP PM toplantısının basına açık bölümünde Dönemin Başbakanı, bütün ailesi, bakanları kirliliğin içinde. 12 yıldır yolsuzlukla mücadele eden değil, yolsuzluktan beslenen bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız diyen Genel Başkan Kılıçdaroğlu AKP Programından alıntılar yaparak bu partinin özüyle sözünün bir olmadığını ortaya koydu. Kılıçdaroğlu bu konuda görüşlerini şöyle açıkladı; Değerli Parti Meclisi üyesi arkadaşlarım. 2001 yılında AKP nin parti programı yayınlandı 14 Ağustos 2001. Akşam o parti programına bir kez daha baktım. Yolsuzluklar konusunda ne söylemişler, halka hangi vaatlerde bulunmuşlar diye. Belki yurttaşlarımız hatırlamak istemeyebilirler ama benim görevim onları hatırlatmak. Çünkü bir siyasal partinin tutarlılığı yazdıklarıyla, yani söyledikleriyle yaptıkları örtüşürse tutarlılık var demektir. Yazacaksınız ama farklı şeyler yapacaksanız tutarlılığınız yok demektir. 15 madde halinde sizinle bunu paylaşmak istiyorum değerli arkadaşlarım. Şöyle diyor parti programı AKP nin. Siyasetin kirlenmesini önleyen yasal düzenlemeler yapılacaktır. Siyasetin kirlenmesini önleyen hangi yasal düzenleme yapıldı? Bütün Cumhuriyet Halk Partisi - 3 / 7-28.12.2014
4 vatandaşlarım kendilerine sorsunlar 12 yıldır iktidardalar siyasetin kirlenmesini önleyen hangi yasal düzenlemeleri yaptılar ve bizde bunun tanığı olduk. Tam aksine Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği siyasi ahlak yasa teklifi TBMM nin tozlu raflarında bekliyor. İkinci önemli iddiaları. Seçimle gelen herkesin kanunen vermek zorunda olduğu mal bildirimi şeffaf olarak kamuoyunun bilgi ve denetimine sunulacaktır. Hiç böyle bir şey duydunuz mu değerli arkadaşlar? Örneğin 30 40 AKP milletvekilinin ya bizim böyle bir taahhüdümüz vardı, seçim programı bu. Seçim programı değil onun ötesinde parti programı. Bu partinin anayasası demektir. Biz gelin buna uyalım mal bildirimlerimizi açıklayalım dediler mi? Demediler. Bir adım atıldı mı? Hiçbir adım atılmadı. Değerli arkadaşlarım, üçüncü madde. Milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal engeller kaldırılacaktır diyor. Geldiğimiz sürece bakın. Bırakın engelleri kaldırmayı yeni engeller çıkarıyorlar bakanlar yüce divana gitmesin diye. Ve yine diyor yolsuzluklar konusunda dokunulmazlık milletvekillerinin meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerine inhisar ettirilecektir diyor. Sadece parlamentodaki konuşmalarına inhisar ettirilecektir dokunulmazlık. Peki 4 bakan onlar parlamentoda konuşmamı yaptılar biz yolsuzluğu şöyle yaptık, şöyle gerçekleştirdik diye. Hayır. Niye göndermiyorsunuz, niye bekletiyorsunuz? Bir başka dördüncü madde. Kuvvetler ayrımı ilkesi hassasiyetle uygulanacaktır. Yasama, yürütme ve yargı güçleri arasında denge ve denetim sağlanacaktır diyor. Yani yalanın bu kadarını da pes dersek gerçekten doğruyu söylemiş olacağız. Hangi denge sağlandı arkadaşlar? Dönemin Başbakanı çıkıp açıkça şunu söyledi. Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır dedi. Evet bu darbenin birinci adımıdır. Sivil darbenin birinci adımıdır bu. Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır diyor. Kenan Evren bile bunu söyleyememişti. Bir sivil darbeyle karşı karşıya olduğumuzu da bütün ülkenin bilmesi gerekir, bütün dünyanın bilmesi gerekir. Değerli arkadaşlarım, hangi denetimden, hangi dengeden söz ediyorlar? Sadece kendisine oy veren kitleyi milli irade olarak gören, başka partilere oy veren vatandaşları da neredeyse gayri mili olarak görene bir anlayış hangi dengeden, hangi denetimden söz ediyor? Beş; yargıç tarafsızlığı ve yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanacak, yargıç güvenceleri korunacaktır. Söyleme bakın. Herkesin altına imza attığı bir söylem. Peki eylem? Yargı bağımsızlığı var mı? Yok. Yargıcın bağımsızlığı var mı? Yok. Bir karar verirken 50 kez düşünüyor acaba birilerini kızdırır mıyım diye. Acaba bu kararı verdim diye bir yerlere sürülürüm mü diye. Hangi bağımsızlıktan söz ediyoruz biz? Bırakın yargının, yargıcın bağımsızlığını başka bir şey var. Yargı kararları uygulanmıyor. Yargı kararları uygulanmayacak diye parlamentodan yasa çıkardılar. Bereket versin parlamentoda Cumhuriyet Halk Partisi varda anayasa mahkemesine gidip bu garabeti düzelttik. Hangi yargı kararları uygulanmayacak? AKP nin oligartlarının yaptığı yolsuzlukların durdurulmasına yönelik yargı kararları uygulanmayacaktır diye karar çıkardılar. Değerli arkadaşlarım, bugün geldiğimiz noktaya bakın. Şöyle bir tablo var. HSYK seçildi. Kimlerden oluşuyor? Eskiden derdik ki hakimlerden oluşuyor. Şimdi? Dörtlü bir yapı var. AKP liler, sosyal demokratlar, ülkücüler, cemaatçiler. Bunlar isim isimde sayılıyor. Nasıl adalet dağıtacak bunlar? Böyle bir tabloyla Türkiye tarihi boyunca hiç karşılaşmadı. Cumhuriyet Halk Partisi - 4 / 7-28.12.2014
5 Türkiye yeni bir sivil darbe sürecinin içine sokulmuştur. Herkesin bunu çok iyi bilmesi lazım. Artık bundan sonra vatandaş ararken yargıç benimle aynı siyasi görüşü paylaşan yargıcı nereden buluyum, gidiyim ona nasıl olsa aynı siyasi görüşten yanayız dolayısıyla benim lehime karar verir düşüncesiyle adalet aramaya başlayacaktır. Bu bir felakettir arkadaşlar. Bu bir felakettir demokrasi açısından. Altıncı madde. Sanki bugünleri anlatan bir madde AKP nin parti programında. Ülkemiz son yıllarda siyasi iktidarın kötüye kullanılmasından kaynaklanan bir yolsuzluk kıskacına girmiştir. Ne kadar güzel değil mi bugünü anlatıyor. Her geçen yıl kamu yönetimindeki yolsuzlukların hacmi daha da artmaktadır. Kamu gücünün kötüye kullanılması sonucu ortaya çıkan yolsuzluklar başta olmak üzere her türlü yolsuzlukla mücadele partimizin öncelikli politikaları arasında olacaktır diyor. Bugünü anlatıyor. Ama ne oldu? 17 25 Aralık sürecinde bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Bir hükümet, görevi bir devleti soymak. Dönemin Başbakanı, bütün ailesi, bakanları bütün bu kirliliğin içindeydi. 12 yılda yolsuzlukla mücadele eden değil, yolsuzluktan beslenen bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. Bütün yurttaşlarımın bu gerçeği bilmesi lazım. Yedinci madde. Yolsuzluklarla mücadele için kapsamlı bir program hazırlayıp derhal uygulamaya konulacaktır. Kamu yönetiminde şeffaflık ve ihale mevzuatının yeniden düzenlenmesi bu program çerçevesinde ele alınacaktır diyor. Değerli arkadaşlarım, 2002 yılında iktidar oldular. 2003 yılında parlamentoda bir komisyon kurdular. Tam adı şu; yolsuzlukların sebeplerinin sosyal ve ekonomik boyutlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi. Komisyon üyelerinden biriside bendim. Oybirliğiyle alınması gereken önemlerle ilgili bir bölüm yazdık. Oybirliğiyle. Bu önlemlerin hiçbirisi alınmadı hiçbirisi. Yolsuzluklarla mücadele konusunda hiçbir adım atılmadı. Kamu ihale mevzuatı tam 114 kez değiştirildi. Adamına göre ihale, yandaşa göre ihale, adrese teslim ihale. Tam 114 kez değiştirerek bunu gerçekleştirdiler. Sekizinci madde. Yolsuzlukların önlenmesi, tespiti ve soruşturulmasında görev alacak tüm kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonu sağlayacak birimler kurulacak. Bu birim yolsuzluklara karşı oluşturulacak politikaların ve alınacak önlemlerin koordinasyonunu sağlayacak. Yolsuzluklarla mücadele stratejisini sürekli izlemeye alacak. Böyle bir şey duydunuz mu hiç, böyle bir birim oluşturuldu mu? Hayır. Yolsuzlukların önlenmesi için değil, yolsuzlukların yapılması için yeni bir yapılanma yapıldı. Yeni bir devlet modeli ortaya çıktı. Nasıl yolsuzluk yapılır, devlet nasıl soyulur? Hükümetin temel görevlerinden birisi haline getirildi. Düşünün oğlum paraları sıfırla diyen kişi dönemin Başbakanıydı. İran vatandaşı Rıza Zarraf ın önüne senin önüne yatarım diyen kişi dönemin İçişleri Bakanıydı. Savcılara telefon edip yolsuzluk dosyasını kapatın diyen kişi Adalet Bakanıydı. Polislere telefon edip savcının dediklerini yapmayın, gerekirse onu da içeri alın diyen kişi dönemin Başbakanlık Müsteşarıydı. Şimdi bakan. Ben ne yaptımsa Başbakanın dediklerini yaptım. Niye ben istifa edeceğim. İstifa edecek birisi varsa o da dönemin Başbakanıdır diyen kişi aynı kabinede görev yapan kendi bakanıydı. Demek ki, yolsuzluklar konusunda bir paralel devlet oluşturulmuş ve bunlar kendi dünyalıklarını yapıyorlardı. Cumhuriyet Halk Partisi - 5 / 7-28.12.2014
6 Dokuz; yolsuzluklarla mücadele alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin yolsuzluk denetimine katılmaları sağlanacak. Sivil toplum örgütleri yolsuzlukların denetimine katılacak. Ne kadar güzel. Sivil toplum örgütlerinin bu alanlarda yapacakları çalışmalardan doğrudan ve hızlı biçimde yararlanılacaktır diyor AKP nin parti programı. 2001 yılında yazılan parti programı. Bırakın sivil toplum örgütlerini değerli arkadaşlar, ayakkabı kutusunu gösteren kadın savcılığa götürüldü, karakola götürüldü. Hangi sivil toplum örgütünden yararlanacaklar? Lokantada vatandaş saat kaç diyor bakanın korumaları ona saldırıyor. Hangi sivil toplumdan yararlanacaklar yolsuzlukları önleme konusunda. Uluslararası şeffaflık örgütü 2014 te raporunu yayınladı. Türkiye 11 sıra geriledi yolsuzluklar konusunda. 11 sıra geriledi. Bizim cumhuriyet tarihimizde ilk kez bir hükümet, bir devlet 11 sıra yolsuzluklar konusunda gerilemiş oluyor. Onuncu madde. Yolsuzluk yapılma ihtimali yüksek kamu yönetimi alanlarında çalışacak personelin belirlenmesinde özel kriterler getirilecek, bu personelin denetimi de özel bir usule tabi olacaktır diyor. Yani bir alanda yolsuzluk yapılma ihtimali yüksekse oraya seçilmiş elemanlar yerleştirilecek ki yolsuzluk yapılmasın. Hayatımda karşılaştığım en garip olaylardan birisidir. Yolsuzlukların merkezi bir anlamda kamu ihale kurumudur. Kamu ihale kurumunun içine yolsuzluk çetesi yerleştirildi arkadaşlar. Bakanlar kurulunun içine nasıl bir çete yerleştiyse kamu ihale kurumunun içine de bir çete yerleştirildi ve soruşturma açıldı onlar hakkında. Onbir; kamu yönetimindeki yolsuzluklarla mücadele için ilgili başsavcılıkların yetkileri artırılacaktır. Siz hiç böyle bir şey duydunuz mu şu başsavcılığın yolsuzluklarla mücadele konusunda yetkileri arttırıldı diye. Tam tersine yolsuzlukla mücadele eden savcılar, polisler, hakimler hepsi sürüldü. Onikinci madde. Tüm kamu kurum, tüm kurum ve kuruluşlarda yolsuzlukları izlemek üzere özel birimler kurulacaktır. Yani yolsuzlukları izlemek değil de herhalde kapatmak üzere. Bu iç denetimin yanında bağımsız dış denetim kurumlarından da yararlanacaktır. Yolsuzluk bu birimlerce tespit edildiğinde sorun derhal uzman savcılıklara bildirilecektir. E uzman savcı yok ki, iktidarın savcıları var, iktidarın hakimleri var. Hiçbir adım atılmadı. Yolsuzluklar konusunda uzmanlarda zaten hükümetin içindeydi. Yolsuzluk nasıl yapılır uzmandılar zaten. Rıza Zarraf ın önüne nasıl yatılır, paraları sıfırla nasıl denilir. Bu konularda gerekli uzmanlığa zaten erişmişlerdi. Onüç; Maliye Bakanlığı kamu görevlileri tarafından yapılan mal bildirimlerinin doğruluğunu araştıracak bir sistem kuracaktır. Hiçbir zaman böyle bir sistem kurulmadı. Ondört; yürürlükteki anayasanın parlamentoya verdiği Sayıştay a denetim yaptırma yetkisi kanuni düzenlemeye kavuşturulacaktır. Sayıştay denetim yapamaz hale getirildi. Mali raporları bile parlamentoya gelmedi. Sayıştay ın içinde ikinci bir komisyon kurdular denetim elemanlarının raporlarını makaslamak için. Ve onbeşinci madde; partimiz yani AKP ideoloji dayatan veya rant dağıtan bir parti değildir olmayacaktır diyor. Tabi aklıma şu geldi değerli Parti Meclisi üyeleri, herhalde İstanbul daki araziler benden habersiz, yani kupon araziler benden habersiz Cumhuriyet Halk Partisi - 6 / 7-28.12.2014
7 satılamayacaktır diyen Başbakan Papua Yeni Gine nin Başbakanıydı herhalde. Erdoğan değildi. Nasıl bir tablo yaşadığımızı herkesin bilmesi lazım ve sonunu şöyle bağlıyor AKP nin parti programı. Sözümüzle özümüzün bir olduğunu en iyi halkımız bilmektedir. Şimdi ben halkıma sesleniyorum. Yazdıkları bu, yani sözleri. Özleri ne? Yaptıkları yolsuzluklar. Sözleriyle özleri bir olmayanların inançları konusunda size yaptıkları da bilin ki tam tersidir. Size din iman edebiyatı yapıyorlar, sizi kandırmaya çalışıyorlar. Köşeyi döndükten sonra akıllarında ne din var, ne iman var. Cumhuriyet Halk Partisi - 7 / 7-28.12.2014