Erişkinlikte Asperger Sendromu: Bir Gözden Geçirme. Asperger Syndrome In Adulthood: A Review



Benzer belgeler
70. Yılında Otizm Spektrum Bozuklukları. Dr. Sabri Hergüner Meram Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tarihçe, Yaygınlık ve Nedenler

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

YGB olgularında infantil spazm, tuberoskleroz, serebral libidozis ve frajil X kromozom anomalisi en yaygın görülen tıbbi bozuklardır.

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ Bipolar II Bozukluk

Çocuk Psikiyatrisi Uygulamalarında İstismar Olgularının Tanınması. Prof. Dr. Elvan İŞERİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri A.D.

Nuran DEMİR*, Zehra TOPAL*, Basri KÖYLÜ**, Evren TUFAN***, Umut Mert AKSOY**** *Arş. Gör. Dr., AİBÜ Tıp Fak. ÇERSAH AD **Arş. Gör. Dr., AİBÜ Tıp Fak.

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

A.Evren Tufan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

ÖZEL ELLER E-BÜLTEN Nisan 2017

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

ARAŞTIRMA MAKALESİ. Çiğdem Yektaş 1, Sümeyra Elif Kaplan 1. Yektaş Ç ve ark. Fakültesi Çocuk Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

Çocuk ve ergen psikiyatri poliklinikleri farklı ruhsal. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Hastalarda Tanı Dağılımı

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

ÇOCUKLUKTA DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU TANISI ALMIŞ OLGULARIN ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ PSİKİYATRİK DURUMLARININ İNCELENMESİ

Çocukluk çağındaki fiziksel ve ruhsal gelişimin uygunluğunu bilecek, Doğru ebeveynlik becerilerinin aile içi ilişkilerde nasıl olması gerektiğini

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

ERGOTERAPİ ve OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

ACİL OLARAK PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE YATIRILAN HASTALARDA MADDE KULLANIMI TARAMASI

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Güz Dönemi

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

Çocuk Ýstismarýna Birimler Arasý Yaklaþým: Bir Olgu Sunumu

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Hastalarda Tanı Dağılımları

Bebeklikten Ergenliğe Gelişimsel Psikopatoloji (PSY 319) Ders Detayları

Fact Sheet 10 DSM-5. DSM-5 ve otizm kapsamındaki bozukluklar. Kısaca değişiklikler. 1 P a g e

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

Kadın ve Erkek Psikiyatri Kapalı Servislerinde Fiziksel Tespit Uygulamasının Klinik Özelliklerle İlişkisi

ÖZGEÇMİŞ. İDARİ GÖREVLER Ankara Üniversitesi Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcılığı, Ocak 2018-Devam Ediyor

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

Prof.Dr. Kamil Nahit Özmenler Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi Ankara

Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. Sınıf Güz Yarıyılı (1. Yarıyıl) Dersin Kodu Türü Türkçe Adı İngilizce Adı T U Kredi AKTS ATA101 Z

ÖZGEÇMİŞ. Telefon: Mezuniyet Tarihi Derece Alan Kurum 2017 Doktora Gelişim Psikolojisi Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Fulya Maner. Kırklareli Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Çocuk Gelişimi Bölümü

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı

Dr. Ayşe Kılınçaslan. İstanbul Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD.

ÇOCUK PSİKİYATRİSİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2013; 5(2): doi: /cap

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BÜLTEN 5

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirtiler, Tanýlar ve Tanýya Yönelik Ýncelemeler

ÖZGEÇMİŞ. Eğitim. Akademik Ünvanlar HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ SEVGİNAR VATAN.

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

10 soruda makalelerde sık karşılaştığımız epidemiyolojik terimler Uzm. Dr. Tolga Binbay

AÇIKLAMA Araştırmacı:Abdi İbrahim Otsuka. Konuşmacı: - Danışman: -

4+4+4 YAVRULARIMIZIN ÖZGÜVENSİZ, BAŞARISIZ VE MUTSUZ OLMASINI İSTER MİYİZ? Zeynep okula başlıyor. Canımdan çok sevdiğim kızım.

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLARIN SUÇ VE TANI DAĞILIMLARININ İNCELENMESİ: KESİTSEL BİR ARAŞTIRMA

Dr. Sibelnur AVCİL 1, Dr. Burak BAYKARA 2, Hakan BAYDUR 3, Dr. Kerim M. MÜNİR 4, Dr. Neslihan İNAL EMİROĞLU 5

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

Sınıflandırma ve Tanı Koyma. Osman Sezgin M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü PDR Anabilim Dalı

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

BİR EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİNDE DEĞERLENDİRİLEN YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUK OLGULARININ KLİNİK VE DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

RUHSAL BOZUKLUKLARDA DAYANIKLILIK VE YATKINLIK DUYGU DIŞAVURUMU

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

Çocuk ve Ergen Psikiyatri Kliniğine Başvuran Ergenlerde Belirti ve Tanı Dağılımı

K. Ç. Tanı Süreci: ABA Programı: /Algiozelegitim

İBRAHİM DURUKAN Doçent

Transkript:

Erişkinlikte Asperger Sendromu: Bir Gözden Geçirme Asperger Syndrome In Adulthood: A Review Erişkinlikte Asperger Sendromu / Asperger Syndrome In Adulthood Ali Evren Tufan 1, İbrahim Durukan 2, Umut Işık 3 1 Elazığ Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi, Çocuk Psikiyatrisi Polikliniği, Elazığ, 2 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Çocuk Psikiyatri AD, Ankara, 3 Elazığ Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi, Psikiyatri Polikliniği, Elazığ, Türkiye. Özet Asperger Sendromu (), yaygın gelişimsel bozukluklar içinde sınıflandırılan bozukluklardan biridir. tanılı olgular sosyal de sorun yaşayan, sıra dışı özgün ilgi ları olan ritüelistik davranışlar sergilemeye eğilimli bireylerdir., kronik gidişli bir bozukluk olup, sosyal, mesleki, cinsel psikolojik işlevselliğini etkiler. Bu gözden geçirme yazısı, Pubmed arama motorundan seçilen gözden geçirme yazıları konuyla ilgili referans kitaplardan elde edilen bilgiler temelinde hazırlanmıştır. Sonuç olarak, nin erişkinlik dönemindeki özelliklerinin daha iyi anlaşılabilmesi için uzunlamasına araştırmalara gereksinim olduğu düşünülmektedir. Abstract Asperger s syndrome () is one of the disorders classified under pervasi delopmental disorders. Individuals with ha problems in social interaction, unusual special interests, and a tendency to ritualized behavior. is a chronic disorder that affects the social, occupational, sexual and psychological functionality of individiuals with. This review was prepared on the basis of a selecti literature review by Pubmed and information in relevant reference books. As a result, longitudinal studies are deemed to be necessary to be able understand the features of in adulthood. Anahtar Kelimeler Asperger, Yaygın Gelişimsel Bozukluk, Erişkin. Keywords Asperger, Pervasi Delopmental Disorder, Adult. DOI: 10.4328/JCAM. 357 Receid: 26.08.2010 Accepted: 17.09.2010 Pirinted: 01.09.2011 J Clin Anal Med 2011;2(3):152-6 Corresponding Author: İbrahim Durukan, Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Çocuk Psikiyatrisi AD-Ankara, Türkiye. Phone :+90 (312) 304 4565, E-mail: idurukan2003@yahoo.com 152 1 Journal of of Clinical and and Analytical Medicine Medicine

Giriş Yaygın Gelişimsel Bozukluklar (YGB), Ruhsal Bozuklukların Tanısal Sayımsal Elkitabında (DSM-IV) Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar grunda yer bir grup nöropsikiyatrik bozukluğu içerir. Bu grupta Otistik Bozukluk (OB), Rett Bozukluğu, Çocukluk Çağının Dezintigratif Bozukluğu, Asperger Sendromu () atipik otizm (Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk; BTA YGB) lunmaktadır [1]. Bu bozuklukların ortak özelliği dil gelişiminde, sosyal iletişim becerilerinde ileri derecede bozulma, davranış, ilgi etkinliklerde sınırlılık ile beraber olmalarıdır. ilk olarak 1944 yılında Hans Asperger tarafından otistik psikopati olarak tanımlanmışsa da, İngilizce yazında bozukluğa odaklanma Lorna Wing in 1981 tarihli çalışmasından sonra olmuştur [2]. Asperger, duygularını idare etme ifade etmede zorlukları olduğunu, empati eksikliği ipuçlarını anlamada zorluk yaşadıklarını, ilgilendikleri konu hakkında konuşurken küçük bir profesör kesildiklerini; ama mimiklerin kullanımında, ses ayarında, dinleyiciden gelen sözel olmayan ipuçlarını almada sorunlar yaşadıklarını bildirmiştir. DSM-IV e göre, çocukluk çağında konabilen yaşam boyu süren bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Otizme benzer şekilde tipik anormallikleri, kısıtlı yineleyici ilgi ları etkinlikleri vardır. Ancak otizmden farklı olarak, dil bilişsel gelişimde gecikme ya gerileme yoktur. Çoğu hasta normal zeka düzeyinde ancak sıklıkla beceriksizdir. Lorna Wing, DSM-IV ICD-10 tanı ölçütlerine iki ana eleştiri getirmektedir [2,3]. İlk olarak dil gelişiminde gecikme olanlara da konabilir. Ayrıca zeka bölümü (ZB) her vakada normal ya normalin üzerinde değildir. Bazı li sınır ya da sınır altı ZB saptanabilir., görüşe göre kategorik bir tanıdan çok, hafiften ağıra kadar değişen bir spektrum halindedir. Bulguların nitelik şiddeti zamanla değişebilir olgularının aynı ailede görülme sıklığı genel topluma göre yüksek olsa da, olguların aile öyküsü sıklıkla negatiftir. lu bireylere tanı koyarken DSM-IV tanı ölçütlerinin yanı sıra Gillberg Ölçütleri de kullanılabilir [3]. Gilberg in tanı ölçütleri daha ayrıntılı ayrıştırıcıdır (Tablo 1). Son yıllarda Asperger bozukluğunun gerçek niteliklerinin DSM-IV tanı ölçütleriyle yakamadığı bildirilmiş ölçütlerin yetersiz kaldığı belirtilmiştir [4]. için yaygınlığın % 0.3-0.7 arası olduğu erkeklerde kadınlara göre 9 kat daha fazla görüldüğü düşünülmektedir. li çocuğu olanlarda yeniden li çocuk sahibi olma olasılığı % 10-12 dir. Tanı ortalama olarak 10-11 yaşlarında konmakla beraber, bazı vakalarda 20 li yaşlar erişkin döneme dek uzanabilir. belirtileri belli dönemlerde, özellikle yeni bir durum oluştuğunda, yeni bir uyum gereksiniminde artmaktadır [2,4,5]. Erişkinlik Döneminde Asperger Sendromu Uluslar arası yazında üzerine göreceli olarak yakın zamanda odaklanılan nun erişkinlikteki görünümü hakkında bilgilerimiz kısıtlıdır [4,5]. Otistik Bozukluk (OB) ise YGB ların en çok bilinenidir. Bu tanıyı sözel sözel olmayan iletişim becerilerinde belirgin kalıcı bir kısıtlılığın yanı sıra, kısıtlı, stereotipik davranışlar ilgi ları da lunmaktadır. Bu tanı için belirtilen ların her birindeki sapmaların üç yaş öncesi ortaya çıkması gerekmektedir. OB tanılı % 60-70 inde mental retardasyonda (MR) saptansa da, oran son yıllarda azalmaktadır. Bu azalmanın erken tanı tedavi girişimlerinin yanı sıra, mental retardasyonu olmayan, zeka bölümleri normal ya normalin üzerinde beceri seviyeleri yüksek olan OB tanılı olguların (Yüksek İşlevli OB, YİOB) farkındalığındaki artmaya bağlı olduğu düşünülmektedir. de, otizmde olduğu gibi kısıtlılığı kısıtlı, stereotipik davranışlar ilgi ları lunsa da, alıcı ifade edici dil gelişimi, bilişsel beceriler, öz bakım çevreyle ilgilenme ında klinik olarak anlamlı bir gecikme lunmamaktadır [1-6]. Bu nedenle benzer görünümleri nedeniyle gözden geçirmede hem hem de YİOB olan erişkinlere odaklanılmış eğitim, mesleki işlevsellik, bağımsız işlev görebilme, suçluluk psikiyatrik eş tanılar gibi özellikleri vurgulanmıştır. 1.Eğitim / YİOB tanılı eğitim hayatlarına dair yürütülen ilk araştırmalardan birinde, Rumsey ark.[6], DSM-III e göre OB almış ZB 80 in üzerinde olan olgulardan % 37.5 unun lise eğitimini, % 14.3 ünün ise lisans eğitimlerini tamamlayabildiğini bildirmiştir. Szatmari ark.[7] ise ortalama ZB 92 olan, 16 OB tanılı çocuğun % 50 sinin özel eğitim aldığı saptanmıştır. Geri klar ise normal eğitime katılabilmiş daha sonra kolej/yüksek öğretimine devam etmiştir. Bu olguların % 44 ünün akademik bir derece elde edebildiği bildirilmiştir [7]. Howlin ark. [8] YİOB tanılı erişkinleri değerlendirdikleri kesitsel çalışmalarında ise, örneklemin yaklaşık yarısının özel eğitim aldığı sadece üçünün (% 15) normal sınıflara devam edebildiği saptanmıştır. Bu örneklemde ünirsite eğitimini tamamlayabilenlerin oranı % 5.3 olarak bildirilmiştir. Bu çalışmaların sonuçlarına göre; /YİOB tanılarını önemli bir kısmının özel eğitim kurumlarına devam ettiği; ancak bir kısmının normal sınıflarda eğitim görebildiği söylenebilir. tanılı çocuklar ilköğretimin başlangıcında ham bellek, ezberleme hesaplama becerileri nedeniyle yüksek bir başarı gösterebilir. Ancak yazım el becerilerinde sorunlar yaşayabilir [4,5]. /YİOB tanılı çocuklar özellikle ortaokul döneminde düşük becerileri nedeniyle zorluk yaşamaya başlayabilir. Bu dönemde yaşıtlara uyum sağlama baskısı yükselmekte, çocuk yaşıtları tarafından dışlanabilmekte akran zorbalığına maruz ka- Tablo 1. için Gillberg Ölçütleri 1-Karşılıklı sosyal de ciddi bozukluk, aşırı benmerkezcilik (en az 2 ölçüt) -Yaşıtlarla de yetersizlik -Yaşıtlarla ilişkiye istekli olmama -Sosyal ipuçlarını değerlendirememe -Sosyal duygusal yönden uygunsuz davranma 2-Sığ ilgi dağarcığı (en az 1 ölçüt) -Diğer etkinlikleri dışlama -Yineleyici saplantılar -Anlamdan çok mekaniğe yer rme 3-Rutinlerde ısrar (en az 1 ölçüt) -Kendisi için -Başkaları için 4-Konuşma dil sorunları ( en az 3 ölçüt) -Gelişimsel gecikme -Yüzeysel olarak iyi gelişmiş ifade edici dil -Formal, ayrıntıcı, bilgiçlik taslayan konuşma -Garip, teknik bir konuşma, tuhaf ses özellikleri -Kastedilen anlamların dışındaki kavramları kavrayamama ( durum imaları ya deyimleri yanlış anlamayı da içerebilir) 5-Sözel olmayan iletişim sorunları (en az 1 ölçüt) -Jest mimiklerin sınırlı kullanımı -Hantal beden dili -Yüz ifadesinde sınırlılık -Uygunsuz ifade 6-Hareketlerde hantallık -Alışılmışın dışında dik bakış -Nörogelişimsel beceri azlığı 2 Journal of Clinical and Analytical Medicine 153

labilmektedir. /YİOB tanılı ergenlerde depresyon insidansında görülen artış kısmen akademik sorunlarla bağlantılı olabilir [5]. /YİOB tanılı n çok azı yüksek eğitimi tamamlayabilmektedir. Bu daralmış ilgi larına aşırı derecede odaklanmaları nedeniyle ilgi larına özgü eğitim dallarında başarı gösterebilecekleri düşünülmektedir [9]. Olgu sunumları tanılı bazı üstün zeka seviyesine sahip olabileceklerini yüksek öğretim kurumlarında akademisyen bile olabileceklerini ortaya koymuştur [10]. 2.Mesleki İşlevsellik /YİOB tanılı bireyler geniş bir mesleki dağılım gösterebilmektedir [11]. Szatmari ark. [7] örneklemlerinin % 37.5 inin tam zamanlı bir işte çalışabildiğini belirtmektedir. Venter ark. [12] ise tam zamanlı bir işte çalışabilen /YİOB tanılı örneklemlerinin % 24.1 ini oluşturduğunu bildirmiştir. Bu çalışabildikleri işlerin daha çok özel beceri gerektirmeyen/ alt seviye işler olduğu bildirilmektedir [7,11,12]. Eldeki lgular değerlendirildiğinde, /YİOB olan erişkinlerde işsizlik oranının göreceli olarak yüksek olduğu düşünülebilir. Çalışılan işlerin çoğu; aileler, özellikle de ebeynler aracılığıyla lunuyor koruma ya da başka tür sosyal destekleri içeriyor gibi gözükmektedir. mesleki başarısızlığın nedenlerinden biri de özel ihtiyaçları için gerekli iş yeri şartlarının sağlanamaması olabilir. Mesleki işlev kaybına düşük eğitim seviyesi standardize testlerdeki başarısızlık da katkıda lunabilir. Bu bireyler iş görüşmelerinde özellikle başarısız olabilirler. İş labilenler de iletişim sorunları yüzünden işleri ellerinde tutamıyor gibi gözükmektedir [7,12]. 3.Toplumsal İşlevsellik /YİOB iletişim becerileri işlevsellik zaman içinde değişim gösterebilir. Szatmari ark. [13], okul öncesi dönemde çocukların iki yıllık takip sürecinde becerilerin arttığını, otistik semptomların ise azaldığını bildirmiştir Sigman McGorn [14] okul öncesinden ergenlik çağına kadar YİOB tanılı gelişimini değerlendirdikleri çalışmalarında erken müdahalelerin varlığı halinde,, bilişsel beceriler işlevselliklerinin yaşla birlikte kısmen ilerlediğini ancak bir miktar işlev bozukluğunun yaşam boyunca sürebileceğini bildirmektedir. Genel olarak aile yakın arkadaşlarla ilişkide, toplum genelindeki iletişime göre daha az zorlanma olduğu düşünülmektedir [14]. Rumsey ark. [6] tarafından takip edilen 14 erişkin erkek olgunun hiç birinin evlenemediği ya uzun süreli bir beraberliği sürdüremediği sorunları sergilemeye devam ettiğini saptanmıştır. Bu çalışmada, sadece bir hastanın; düzenli olarak devam ettiği kilise aracılığıyla elde edebildiği dar bir arkadaş çevresi olduğu bildirilmiştir [6]. Szatmari ark. [15], /YİOB tanılı örneklemlerinin % 56 sının hiç cinsel ilişki yaşamadığını sadece % 2 sinin karşı cinsten biri ile arkadaşlık edebildiğini bildirmiştir. Çocukluklarında / OB 30 yıllık izlem değerlendiren Larsen Mouridsen [16], tanılı evlenme oranını % 22 olarak bildirmiştir. Bu çalışmaların sonuçları değerlendirildiğinde, /YİOB bir kısmının evlilik cinsel beraberlik yaşayabildiği ancak oranların çalışmalar arasında değişebildiği düşünülebilir. Bu gözlem yetilerindeki kısıtlılığa bağlı olabilir. Yine, eldeki riler evliliklerin uzun sürmediğini boşanma oranlarının yüksek olduğunu göstermektedir [15,16]. /YİOB tanılı bazı sergilediği duygusal yalıtım evlilik uzun süreli beraberliklerin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyi zorlaştırabilir. labilmektedir. görülen artış kısmen /YİOB akademik tanılı ergenlerde sorunlarla depresyon bağlantılı insidansında olabilir [5]. 4.Yaşam Şartları /YİOB tanılı n çok azı yüksek eğitimi tamamlayabilmektedir. yapılan araştırmaların Bu çoğu, daralmış ilgi larına bireyler- aşırı derecede Günümüze kadar in ya ebeynleri odaklanmaları ile yaşamaya nedeniyle devam ettiklerini ilgi larına ya da bir özgü başkasının eğitim dallarında kontrolü altında başarı yaşadıklarını gösterebilecekleri ortaya koymaktadır. düşünülmektedir Dolayısıyla, [9]. Olgu sunumları tanılı tanılı sadece bazı kısmının üstün tam bağımsızlığa zeka seviyesine erişebildiği sahip olabileceklerini destek almadan yüksek kendi başlarına öğretim kurumlarında yaşayabildiği akademisyen kal edilebilir bile [2,5]. olabileceklerini Rumsey ark. nın ortaya koymuştur [6] takip ettiği [10]. 14 olgudan, altısının (% 42.9) ebeynleri ile yaşadığı, ikisinin ise korumalı evlerde barındığı 2.Mesleki İşlevsellik bildirilmiştir. Bu çalışmada bağımsız yaşama oranı % 7.1 dir [6]. /YİOB tanılı bireyler geniş bir mesleki dağılım gösterebilmektedir [11]. Szatmari ark. [7] örneklemlerinin % 37.5 inin tam Diğer bir çalışmada takip edilen 16 bireyden onunun ebeynleri ile yaşadığı, birinin ise korumalı evlerde barındığı saptanmıştır [15]. zamanlı bir işte çalışabildiğini belirtmektedir. Venter ark. [12] Bu araştırmada bağımsız yaşama oranı % 31.3 olarak bildirilmiştir ise tam zamanlı bir işte çalışabilen /YİOB tanılı [15]. Larsen Mouridsen in [16] bildirdiği riler ise lgularla çelişmektedir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre; AB 9 örneklemlerinin % 24.1 ini oluşturduğunu bildirmiştir. Bu çalışabildikleri işlerin daha çok özel beceri gerektirmeyen/ bireyden, beşi ( % 56) kendi evlerine oturmaktadır. Bu örneklemde alt seviye işler olduğu bildirilmektedir [7,11,12]. Eldeki lgular sadece iki AB tanılı bireyin ebeynleri ile kaldığı bir bireyin değerlendirildiğinde, /YİOB olan erişkinlerde işsizlik oranının de ailesinin desteğini kaybettikten sonra bir psikiyatri hastanesine göreceli olarak yüksek olduğu düşünülebilir. Çalışılan işlerin çoğu; kaldırıldığı saptanmıştır. aileler, özellikle de ebeynler aracılığıyla lunuyor koruma 5.Adli Sorunlar ya da başka tür sosyal destekleri içeriyor gibi gözükmektedir. /YİOB da suç oranının arttığına dair mesleki çok az kanıt başarısızlığın vardır. Olgu nedenlerinden bildirimleri ise biri na de özgü işlev bozuklukları özel ihtiyaçları ile belli için bazı gerekli iş yeri şartlarının şekillerinin özel sağlanamaması olarak ilişki olabilir. gösterebileceklerini Mesleki işlev düşündürmektedir kaybına düşük eğitim seviyesi [17-21]. Geniş çaplı standardize kontrollü testlerdeki bir çalışmada başarısızlık ise tanılı da katkıda lunabilir. Bu bireyler davranışının iş görüşmelerinde artmadığı ancak özellikle yangın başarısız çıkarma olabilirler. İş labilenler kundaklamanın tanı de ile anlamlı ilişki gösterebileceği iletişim sorunları ortaya yüzünden konmuştur [22]. işleri ellerinde tutamıyor gibi gözükmektedir [7,12]. Genel olarak, /YİOB yasalara uyum gösterdiği ancak, 3.Toplumsal sendroma İşlevsellik özgü kısıtlılıklar obsesif özellikler nedeniyle /YİOB tanıyı ların bazılarında iletişim becerileri davranışına işlevsellik yatkınlık oluşabileceği zaman içinde kal değişim edilmektedir gösterebilir. [5,9] Szatmari ark. [13], bireyler okul eylemlerinin öncesi dönemde çocukların anlayamayabilir iki yıllık takip eylemleri sürecinde sonucu diğer becerilerin bireyin zarar arttığını, görebileceğini otistik semptomların kavrayamayabilirler ise azaldığını [23]. bildirmiştir Bu bireyler, Sigman McGorn naiflikleri [14] okul öncesinden ergenlik yüzünden, diğerlerinin kendilerinden çağına kadar faydması YİOB tanılı için de risk gelişimini altında olabilirler değerlendirdikleri [23]. Toplumsal çalışmalarında naiflik, bilincinde erken müdahalelerin olmadan suç varlığı halinde, içeren eylemlere katılmaya, neden bilişsel olabilir. beceriler Yurt dışından bildirilen bazı araştırmalarda, işlevselliklerinin yaşla birlikte belli kısmen eylemler ilerlediğini için ancak bir miktar durumları işlev değerlendirememe bozukluğunun diğerinin yaşam bakış boyunca açısını sürebileceğini algılayamamanın bildirmektedir. suç içeren davranışın Genel olarak ana nedeni aile olabileceği yakın arkadaşlarla bildirilmektedir ilişkide, [20]. toplum genelindeki Dolayısıyla, iletişime göre belli daha bazı az suçları zorlanma işleyen olduğu bireyler düşünülmektedir psikotik olmasalar [14]. Rumsey da; davranışlarının ark. [6] hukuki tarafından anlam takip edilen 14 erişkin erkek tam olarak olgunun kavrayamayabilir hiç birinin evlenemediği davranışlarını ya tam uzun olarak süreli yönlendiremeyebilir bir beraberliği sürdüremediği [20]. Murrie ark. [24], sorunları sergilemeye kişiler devam arası ilişkilerdeki ettiğini naifliklerinin saptanmıştır. uygunsuz Bu çalışmada, yollarla sadece bir hastanın; ilişki düzenli arayışlarına olarak yol açtığını devam ettiği suç kilise içeren aracılığıyla eylemlerde elde edebildiği lunmasını dar bir arkadaş sağladığını bildirmektedir. çevresi olduğu bildirilmiştir Bildirilen bir [6]. olguda, Szatmari ark. [15], /YİOB bir birey büyük tanılı bir örneklemlerinin ev almasının % evlenmesini 56 sının hiç kolaylaştıracağı cinsel ilişki yaşamadığını düşüncesine kapılmış sadece % 2 sinin evi alabilmek karşı cinsten için yasa biri dışı ile davranışlarda arkadaşlık edebildiğini lunmuştur. bildirmiştir. Yazarlar, /YİOB Çocukluklarında tanılı / OB cinsel dürtülerin boşaltılmasına 30 yıllık izlem yönelik engellerin, değerlendiren Larsen en azından Mouridsen [16], bazılarının cinsel tanılı içerikli/ cinsel evlenme amaç taşıyan oranını suçlar % 22 olarak işlemesine bildirmiştir. yatkınlık oluşturabileceğini Bu çalışmaların bildirmektedir sonuçları değerlendirildiğinde, [24]. /YİOB bir kısmının evlilik cinsel beraberlik yaşayabildiği ancak oranların çalışmalar arasında değişebildiği düşünülebilir. Bu 5.1.Obsesyonellik Obsesyonellik gözlem (takıntılı düşünce yetilerindeki davranışlar); kısıtlılığa /YİOB bağlı olabilir. tanılı Yine, sarkıntılık eldeki riler amaçlı evliliklerin olarak takip uzun etme sürmediğini (stalking) boşanma ya zorlantılı oranlarının hırsızlıklar yüksek gibi suçları olduğunu işlemelerini göstermektedir kolaylaştırabilir [15,16]. /YİOB [24]. Zehirler, tanılı kimyasal bazı maddeler sergilediği ya ateş duygusal yakma yalıtım gibi konularla ilgili takıntılı/ evlilik uzun süreli beraberliklerin daralmış ilgi getirdiği ları yükümlülükleri suç içeren yerine getirmeyi davranışlarda lunmasına zorlaştırabilir. yol açabilir. Bu ilgi larından özel- 154 3 Journal of of Clinical and and Analytical Medicine Medicine 3

likle ateş yakma ile ilgili olabilir nunla ilgili bazı olgular bildirilmiştir [25,26]. Haskins ark. [27], zihin kuramı/empati ile ilgili sorunlar daralmış ilgi larına aşırı odaklanmanın bireyleri suça yatkın hale getirebilen ana etkenler olduğunu öne sürmüştür. Bu iki faktör, sosyal işlev bozukluğu ile bir araya geldiğinde suça yatkınlık oluşturabilir. ile sık olarak beraber görülen Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi eşlik eden patolojiler de, şiddet içeren dürtüsel davranışlardan sorumlu olabilir. [24]. Haskins ark. [27], adli tıp adli psikiyatri uzmanlarının benzeri YGB ları erişkinlerde daha iyi ayırt edebildikçe, ile ilgili bilgilerimizin giderek netleşeceğini öne sürmektedir. Günümüze kadar yapılan bazı bildirimler, ki tanının sık olarak atlandığını düşündürmektedir. Hare ark.[28], bir İngiliz hastanesinde gözlem altında olan 1305 suçluyu değerlendirdikleri çalışmalarında, örneklemin % 2.4 ünün YGB ölçütlerini karşıladığını ancak ölçütleri karşılayanların sadece % 10.0 una daha önce tanının konduğunu saptamıştır. Bu araştırmacılar, YGB konulan çoğunun daha önce şizofreni olarak değerlendirildiğini bildirmiştir [28]. 5.2.Olgu Bildirimleri YİOB/ çevrelerine tekrarlayan biçimde şiddet uyguladığı bazı olgular bildirilmiştir. Baron-Cohen [29], ile takip edilen kız arkadaşı olarak algıladığı 71 yaşında bir kadına tekrar tekrar saldıran, 21 yaşındaki bir olguyu tanımlamıştır. Mawson ark.[30], şiddet içeren fantezileri olan özel olarak zehirlerle ilgilenen bir hastalarını bildirmiştir. Bu olguda da bir kız arkadaş edinme ile ilgili takıntılı bir düşünce lunmaktadır kıyafetini beğenmediği için tanımadığı bir kadına saldırmıştır. Yazarlar, aynı hastanın, daha sonra araba süren kadınlardan hoşlanmadığı için başka bir kadına bir tornavida ile saldırdığını bildirmiştir. Aynı olgu, ağlamalarına dayanamadığı için bebeklere de saldırmaktadır. Bu olgunun, tariflenen suçları, kısmen bir başkasının bakış açısını algılayamadığı aşırı benmerkezciliği nedeni ile işlediği öne sürülebilir [30]. 5.3.Suç İçeren Davranışların Yaygınlığı Günümüze kadar YİOB/ suç davranışı ile ilgili çalışmaların daha çok olgu bildirimleri ile sınırlı kaldığı görülmektedir. de suç içeren davranışların yaygınlığını yordayıcılarını tam olarak belirleyebilmek için geniş ölçekli, epidemiyolojik araştırmalara ihtiyaç duyulduğu söylenebilir. 5.4.Adli Servisler/ Günlikli Kurumlarda Yürütülen Araştırmalar Scragg Shah [31], İngiltere de bir psikiyatri hastanesinin erkek adli servisinde yatan hastalar arasında YİOB yaygınlığını % 1.5-2.3 olarak saptamıştır. Yazarlar, değerlendirdikleri kurumda yaygınlığının; toplum genelindekine göre (% 0.7) daha yüksek olduğunu bildirmiştir [32]. Bu lgu; ile suç içeren davranış arasında bir bağlantının varlığı lehine yorumlanmıştır. Ancak, sonuçlar, klinik bir örnekleme dayandığından topluma genellenemeyebilir. Ghaziuddin ark. [33], 132 olgunun dosyalarını geriye dönük olarak tarayarak bozukluğun ile ilişkisini aydınlatmaya çalışmıştır. Taranan 132 olgudan; sadece 3 ünde (% 2.3) geçmişte açık olarak saldırgan olarak tanımlanabilecek davranış lunduğu saptanmıştır. Elde edilen sonucun Amerika Birleşik Devletleri nde benzer yaş gru içerisinde (20-24 yaş); % 7 olarak bildirilen şiddet içeren suçlara göre belirgin olarak düşük olduğu bildirilmiştir [33]. Siponmaa ark. [34], suç işleyen gençlerde çocukluk çağı nöropsikiyatrik bozukluklarının yaygınlığını geriye dönük olarak araştırmıştır. Bu çalışmada, Stockholm de, hüküm öncesi ardışık olarak adli değerlendirme için yönlendirilen, 15-22 yaş arası olgular değerlendirilmiştir. Bu çalışmada 126 olgu değerlendirilmiş geriye dönük olarak tanı konmuştur. Bu çalışmaya göre; örneklemin % 3 ü için DSM-IV ölçütlerini karşılamaktadır. Sonuç olarak; yukarıda sunulan araştırmaların n birbiri ile çeliştiği söylenebilir. Scragg Shah a [31] göre; ile davranışı arasında bir ilişki lunmakta, na karşın Ghaziuddin ark. [33] ise tersini öne sürmektedir. Bu çelişki, Scragg Shah çalışmasında seçilmiş, adli bir örneklemin kullanılmasına bağlı olabilir. 6. Psikiyatrik Sorunlar olan bireyler arasında psikiyatrik eş tanı yaygınlığının arttığı bilinmektedir. Bu eş tanıların etkilenen gidişini olumsuz etkilediği söylenebilir. /YİOB tanılı, erken erişkin dönemde nadiren psikoz görülebilir. Bu bireyler kendi vücutları ile aşırı ilgilenebildiğinden, hipokondriyasis görülebilir. Tik manyerizmler eşlik edebilir. Şizofreni de % 0.6 oranında görülebilir [1-6]. Erişkin kadın li olgular çoğul kişilik bozukluğu izlenimi rebilirler. Ayırıcı tanı açısından gelişimsel öykü almak, aile öyküsünün alınması önemlidir. Erişkin psikiyatri polikliniklerinde gözden kaçabilir. Şimdiye kadar yapılan iki çalışmada ayaktan hizmet ren psikiyatri polikliniklerinde psikoz kişilik bozukluğu hastalarında otistik spektrum bozukluğu oranı sırasıyla % 1.4 %1.5 olarak lunmuştur [4]. Türkiye de bildirilen 3 çalışmada erişkin olgularına erken dönemde DEHB, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) MR tanıları konulduğu bildirilmiştir [4]. Ergen erişkinlikte YGB nda klinik gözlem önemli gözükmektedir. Sözel olmayan iletişim becerilerinin değerlendirilmesinde örneğin göz temasının varlığı YGB tanılarını dışlamaz. YGB tanılı ergenler normal göz teması kurma becerisi gösterebilirler. Ancak ergenlerin, onlara bakılırken bakışlarını tercihli olarak bakan kişiye yöneltmedikleri görülmektedir. Klinik görüşmede olası olgusunun başkalarının sözel olmayan ifadelerini yorumlama becerisini gözlemlemek olası değildir. Erişkin olgularına en çok konan tanı şizofrenidir. Çünkü belirtilerini açıklamaya en yakın tanıların başında şizofreni gelmektedir. ile ilişkili ritüel rutinler hastada ndan önce OKB konmasına yol açabilmektedir. Kaygı bozukluğu, belki de tüm YGB spektrum tanılarıyla ilişkili en sık en inatçı bozukluktur. Aşırı kaygının belirtilerine neden olmadığı, ancak olgularının sosyal ilişkilerinde hissettikleri belirsizlik öngörülemezliğin aşırı kaygıya yol açtığı belirtilmektedir. Kaygı da ye bağlı sosyal ilişkilerdeki bozulmayı artırmaktadır. Madde kötüye kullanımı tanılı ergenlerde etkilenmeyen ergenlere oranla daha az rastlanmaktadır. Alkol esrarın ergen olgularında, alkolun ise erişkin olgularında kötüye kullanım riski olabilir [4,5]. Sonuç dahil olduğu YGB lar her ne kadar DSM-IV içerisinde Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar başlığı altında yer alsa da, yaşam boyu sürmekte bireyin, mesleki, cinsel psikolojik işlevselliğini farklı düzeylerde etkileyebilmektedir. diğer YGB ların cinsel işlevlerini, bağımsız yaşama mesleki becerilerini bozuklukların davranışı ile ilişkisini araştıran çalışmaların daha çok yurt dışında yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmaların ülkemizde de tekrarlanması gerektiği düşünülmektedir. 4 Journal of Clinical and Analytical Medicine 155

Kaynaklar 1. American Psychiatric Association: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fourth edition, Text Revision. Washington DC, American Psychiatric Association, 2000. 2. Korkmaz B. Asperger Sendromu. Toplumsal İlişkilere Ait Bir Bozukluk, Yalnızlık ya da İnsana Ait Temel Bir Boyut. İstanl, Adam Yayınları, 2003 3.Gillberg IC, Gillbegr C. Asperger s Syndrome: some epidemiological considerations: a research note. J Child Psychol Psychiatry 1989; 30: 631-38 4.Özdemir DF, İşeri E. Erişkinlerde Asperger Bozukluğu: Bir Gözden Geçirme. Klinik Psikiyatri Dergisi; 2004, 7(4): 223-30 5.Aggarwal S, Westbrook J. Prognosis of Asperger s Disorder. In: Asperger s Disorder. Rausch JL, Johnson ME, Casanova MF (Eds). Informa Healthcare, 2008. 6.Rumsey JM, Rapoport JL, Sceery WR. Autistic children as adults: psychiatric, social, and behavioral outcomes. J Am Acad Child Psychiatry 1985; 24 (4): 465 73. 7.Szatmari P, Bartolucci G, Bremner R, Bond S, Rich S. A follow-up study of high-functioning autistic children. J Autism Dev Disord 1989; 19 (2): 213 25. 8.Howlin P, Mawhood L, Rutter M. Autism and delopmental recepti language disorder a follow-up comparison in early adult life. II: Social, behavioural, and psychiatric outcomes. J Child Psychol Psychiatry 2000; 41 (5): 561 78. 9. Tantam D. Adolescence and adulthood of individuals with Asperger syndrome. In: Klin A, Volkmar FR, Sarrow SS (ed). Asperger Syndrome. The Guilford Press, New York, 2000; 367-403 10. Baron-Cohen S. Is asperger syndrome/high-functioning autism necessarily a disability? Dev Psychopathol 2000; 12(3):489 500. 11.Howlin P, Goode S, Hutton J, Rutter M. Adult outcome for children with autism. J Child Psychol Psychiatry 2004; 45(2):212 29. 12.Venter A, Lord C, Schopler E. A follow-up study of high-functioning autistic children. J Child Psychol Psychiatry 1992; 33(3):489 507. 13. Szatmari P, Bryson SE, Streiner DL, Wilson F, Archer L, Ryerse C. Twoyear outcome of preschool children with autism or Asperger s syndrome. Am J Psychiatry 2000; 157(12):1980 87. 14.Sigman M, McGorn CW. Improment in cogniti and language skills from preschool to adolescence in autism. J Autism Dev Disord 2005; 35(1):15 23. 15. Szatmari P, Bartolucci G, Bremner R. Asperger s syndrome and autism: comparison of early history and outcome. Dev Med Child Neurol 1989; 31(6):709 20. 16. Larsen FW, Mouridsen SE. The outcome in children with childhood autism and Asperger syndrome originally diagnosed as psychotic. A 30-year followup study of subjects hospitalized as children. Eur Child Adolesc Psychiatry 1997; 6(4):181 90. 17. Kohn Y, Fahum T, Ratzoni G, Apter A. Aggression and sexual offense in Asperger s syndrome. Isr J Psychiatry Relat Sci 1998; 35(4):293 99. 18.Milton J, Duggan C, Latham A, Egan V, Tantam D. Case history of comorbid Asperger s syndrome and paraphilic behaviour. Med Sci Law 2002; 42(3):237 44. 19.Toichi M, Sakihama M. Three criminal cases with Asperger s disorder: how their handicap was reflected in their antisocial behaviors. Seishin Shinkeigaku Zasshi 2002; 104(7):561 84. 20. Katz N, Zemishlany Z. Criminal responsibility in Asperger s syndrome. Isr J Psychiatry Relat Sci 2006; 43(3):166 73. 21.Schwartz-Watts DM. Asperger s disorder and murder. J Am Acad Psychiatry Law 2005; 33(3):390 93. 22. Mouridsen SE, Rich B, Isager T, Nedergaard NJ. Pervasi delopmental disorders and criminal behaviour: a case control study. Int J Offender Ther Comp Criminol 2008;52(2):196 205. 23.Berney T. Asperger syndrome from childhood to adulthood. Advan Psychiatr Treat 2004; 10:341 51. 24.Murrie D, Warren JI, Kristiansson M, Park E Dietz. Asperger s syndrome in forensic settings. IAFMHS; 2002; 1:59 70. 25.Erall IP, LeCouteur A. Firesetting in an adolescent boy with Asperger s syndrome.br J Psychiatry 1990; 157:284 87. 26. Barry-Walsh JB, Mullen P. Forensic aspects of asperger s syndrome. J Forensic Psychiatr Psychol 2004; 15(1):96 107. 27.Haskins BG, Silva JA. Asperger s disorder and criminal behavior: forensicpsychiatric considerations. J Am Acad Psychiatry Law 2006; 34(3):374 84. 28.Hare DJ, Gould J, Mills R. A Preliminary Study of Individuals with Autistic Spectrum Disorder in Three Special Hospitals in England. London: National Autistic Society, 1999. 29.Baron-Cohen S. An assessment of violence in a young man with Asperger s syndrome. J Child Psychol Psychiatry 1988; 29(3):351 60. 30.Mawson D, Grounds A, Tantam D. Violence and Asperger s syndrome: a case study. Br J Psychiatry 1985; 147:566 69. 31.Scragg P, Shah A. Prevalence of Asperger s syndrome in a secure hospital. Br J Psychiatry 1994; 165(5):679 82. 32.Ehlers S, Gillberg C. The epidemiology of Asperger syndrome. A total population study. J Child Psychol Psychiatry 1993; 34(8):1327 50. 33. Ghaziuddin M, Tsai L, Ghaziuddin N. Brief report: violence in Asperger syndrome,a critique. J Autism Dev Disord 1991; 21(3):349 54. 34. Siponmaa L, Kristiansson M, Jonson C, Nydén A, Gillberg C. Junile and young adult mentally disordered offenders: the role of child neuropsychiatric disorders. J Am Acad Psy-chiatry Law 2001; 29(4):420 26. 156