Eco new farmers Modül 1- Organik Tarıma Giriş Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma
Modul 1- Organik Tarıma Giriş Bölüm 4 Organik Tarım ve Koruma www.econewfarmers.eu 1. Giriş Organik tarım kültür alanlarında değerli yaşam alanlarını ve türleri korumak için tek yol değildir. Ancak, organik tarım bunları korumada en etkili yollarından biridir. Organik tarım bir yönetim düzeni sağlayarak yaşam alanlarını ve türleri çok etkin şekilde koruyabilir ve genişletebilir (Figur 1). Bu bölüm korumda organik tarımın faydaları ve organik tarımda yaşam alanları ve türlerin korunma yolları ile ilgilidir. Fig. 1. Portekiz organik tarım sistemi Habitat ve türlerin korumasına ve geliştirmesine teşvik eder 2. Biyoçeşitlilik 2.1. Biyoçeşitlilik nedir? Öncelikle, organik tarımın biyoçeşitliliğe nasıl faydalı olabileceğine bakacağız. Biyoçeşitlilik şimdi sık sık duyacağımız bir terimdir. Ama tam anlamı ile bu ne anlama geliyor? Bu tüm dünyada ya da dünyanın belli bir bölümünde yaşam çeşitliliği demektir (Figur 2). Çiftliğinizde olan birçok farklı yaşam şekli buna bir örnektir..
Fig. 2. Biyolojik çeşitlilik dahil olduğu ekosistemdeki tüm canlı organizmaların (bitkiler, kuşlar, böcekler, sürüngenler, memeliler, mikroorganizmalar) her bir parçasının yaşam çeşitliliğidir 2.2. Yabani bitkiler ve Hayvanlarda Kriz! Dünyada türlerin kaybolması üzücü bir gerçek olup bundan büyük ölçüde insanlar sorumludur. Tarım arazilerindeki yabani çiçek türlerinin çoğu yoğun bir şekilde kayboldu. Tarlakuşu, sarı kiraz kuşu ve serçe gibi kuş türleri ciddi oranda azalış içindedir. Su sıçanları gibi memeliler daha nadir hale gelmekte ve kurtlar ve toprak mikroorganizmaları gibi daha küçük türlerin ciddi oranda azaldığını görmekteyiz. Bu türlerin çoğu doğada hayati rollere sahiptir ve bizim kırsal alanları kaplayan bitkiler ve hayvanlar hakkında daha fazlasını bilmek ve onları nasıl koruyacağımızı öğrenmek çok önemlidir. 2.3. Tarım arazileri biyoçeşitliliği kötü vurdu Yakın zamanda Avrupa da yaşam alanları azaldı veya bozuldu, fakat simdiler kültür alanlarında biyoçeşitlilik açısından bir kriz mevcuttur ki koruluk veya kırsal alanlar gibi tarım alanı olmayan yerlerle kıyasla biyoçeşitlilik oran bazında uyuşmamaktadır. Örneğin çiftlik civarında yaşayan kuş sayılarında ciddi azalış vardır. Kuş sayısı yaklaşık %40 azalmıştır ve bu düşüş bazı türlerde %80 e yaklaşmıştır. Şüphesiz bu durum ikinci Dünya savaşından sonra tarım alanlarının istila etmesinden kaynaklanmıştır. Eğer benzer durum devam ederse birçok tür yok olacak. 2.4. Neden biyoçeşitliliğe ihtiyaç duyarız? Kendi kendinize niçin biyoçeşitliliğe ihtiyacımız var diye sorabilirsiniz. Şöyle ki, zengin bir kır bahçesini turizm ve hoş vakit geçirme amaçlı satmak daha kolaydır. Zengin bir kır alanı yaşamak, oynamak ve çalışmak için daha çekicidir. Birçoğumuz sadece tek bir bitki türünün yetiştiği bir tarla yerine ağaçları, gölleri, dereleri, çit bitkilerini ve tarlaları görmek isteriz.
Geniş biyoçeşitliliğe sahip bir alan bize ihtiyaç duyduğumuz tüm besini, yakıtı, endüstriyel ürünü, ticari malı ve eğitimi sunacaktır. 2.5. Yüksek biyoçeşitlilik-etkin besin döngüsü için esastır En son olarak, belki de en önemlisi, fazla çeşit barındıran bir doğal sistem (ekosistem) tüm boyutları ile en iyi geri dönüşüm fonksiyonunu getiren sistemdir (Figur 3). Örneğin; besinler geri dönüşür; nefesimizdeki karbondioksit ve fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan karbondioksit nefes almamız için gerekli olan oksijene dönüştürülür; atık maddeler ve kirleticiler ayrışır, azot havadan alınarak bitkilerin kullanabileceği yapıya dönüşür. Biyoçeşitliliğin çok önemli olduğu şüphesizdir. Fig. 3. Ekosistemde doğal geri dönüşüm fonksiyonları
Bazı tanımlar ekosistem doğal geri dönüşüm fonksiyonlarını anlamak için önemlidir: Fotosentez: Benzersiz bir işlem olup yeşil bitkilerin (yada yüksek bitkiler) karbondioksit (CO2), su ve güneş enerjisini karbonhidrat ve suya dönüştürmesidir. Solunum: Bitkiler ve hayvanların oksijeni karbondioksit (CO2), suya ve enerjiye dönüştürme işlemidir. CO2: aynı zamanda karbondioksit olarak da bilinir, bitki ve hayvanlar solunum yaparken oluşur. Yüksek bitkiler: Fotosentez yapabilme yeteneğine sahip yeşil bitkiler. Bitki atıkları: Kök, yaprak ve dal yapısındaki bitkisel materyaldir. Toprak humusu: Bitki ve hayvanların toprakta ayrışması sonucu oluşan organik maddenin az veya çok durağan halidir. Genellikle koyu renklidir. Nematodlar: Mikroskobik kurtlar olup bitkisel materyal üzerinde yaşarlar. Bazıları faydalı olup sadece ölü bitkiler veya diğer toprak canlıları üzerinde yaşar ve onları ayrıştırırlar. Diğer bir kısım nematodlar ise bitkileri paraziti olup ciddi zararlılardır. Protozoalar: Çok küçük-tek hücreli canlılar olup bitkiler için faydalı ve zararlı mikroorganizmaların üzerinde yaşayarak beslenirler. Toprak solucanları: Toprakta yaşayan enine kesiti yuvarlak olan canlılardır. Çok sayıda türe sahip olup hepside faydalıdır. Bitki atıklarını parçalarlar ve toprağa karıştırırlar ve böylece atıkların mikroorganizmalar tarafından daha kolay ayrışımlarını sağlarlar. Funguslar: Toprağın yaşayan canlı kısmı açısından bakıldığında funguslar toprağın yaşayan canlı kısmınının en çoğunu oluştururlar. Genellikle az küçük kümeler halinde bir birlerine sıkı bağlı hypae olarak biline yapı şeklinde yaşarlar, fakat yaşam koşulları kötüleşince canlılıklarını devam ettirebilecekleri çok farklı biçimlere dönüşebilirler. Aynı zamanda koşullar olumluya dönüşünce çoğalabilecekleri yapıya dönüşürler. Farklı türlerin farklı görevleri vardır; bazıları toprakta yaşayan canlılara parazit ve çok sayıda tür ise kültür bitkilerinde hastalık yaparlar. Arthopodlar: Toprakta yaşayan akarlar, yay kurtları, kırkayaklar ve çıyanlar gibi bir grup canlılardır. Bazıları bitki atıkları üzerinde yaşar ve onları ayrıştırmaya yardımcı olurlar. Bazıları toprakta yaşayan diğer canlılar üzerinde yaşarlar. Hemen hemen hepsi tarımda ya faydalı yada zararsızdırlar.
Bakteriler: Küçük-tek hücreli organizmalar olup toprakta çok fazla sayıda bulunurlar. Binlerce farklı sayıda türe sahip olup çok farklı rolleri vardır. Çoğu organik maddenin humusa ayrışımına yardımcı olur, bazıları azot döngüsünde olduğu gibi spesifik besin döngüsünde önemli görev alırlar. Az sayıda tür ise bitki parazitidir. 3. Neyi korumak istiyoruz? Organik çiftliğinizde neyi koruyacaksınız? Tamam, farklı tip koruluk, çayırlık, bataklık ve tarım sahaları gibi yaşam alanlarını korumak istersiniz (Figur 4). Fig. 4. Farklı yaşam alanlarını (orman, otlak, sulak alan ve tarım arazisi) biyolojik çeşitlilik geliştirmek ve korumak için katkıda bulunur. Aynı zamanda siz bazı spesifik türleri korumak istersiniz. Örneğin, çiftlik kuş ve memelileri, besin döngüsünde önemli yere sahip toprakta yaşayan hayvanlar. 3.1. Organik Tarım daha iyi koruma için Şimdi organik tarım sisteminin biyoçeşitliliği geleneksel tarım sistemine kıyasla daha fazla desteklediğine dair çok sayıda artan miktarda delil vardır. Başka bir ifade ile organik tarım yaşam alanlarını ve türleri daha iyi korumaktadır (Biodivine, 2015; Costa ve ark., 2016; Gabriel ve ark., 2010; Rahmann, 2011). Bazı geleneksel tarım yapan çiftçiler iyi korumada ve çiftliklerinde yaşam alanı idaresi açısından başarılar elde etmelerine rağmen, bu başarı bireyselde kalmıştır. Organik çiftlikte korumayı ve biyoçeşitliliği artırmayı maksimize etmek kolaydır. Çünkü bu kolaylık organik çiftliklerde biyoçeşitliliğin çok zengin olmasından kaynaklanmaktadır. Başka bir ifade ile organik çiftliklerde kültür bitkileri ve çiftlik hayvanlarının yelpaze genişliği daha fazladır. Diğer önemli huşu ise organik çiftlikte eğer kullanılıyorsa daha az pestisit kullanılmasıdır
3.2. Koruma için organik çiftlik yönetimi Geleneksel çiftçilerin tersine, organik çiftçiler korumayı ön plana çıkarmak zorundadır, çünkü standartlar çiftçilerin bunun böyle yapmasını dikte etmektedir. Avrupa Birliği standartları korumadan kısaca bahseder. Bu standartlar çiftçilerden korumanın yüksek düzeyde uygulanmasını ve uzmanlardan yardım istemeye hazır olmasını ister. Bu standartlar doğal alanların, ağaçların, koruların ve tarla sınırlarının mümkün olduğu kadar korunmasını ve genişletilmesini ister. Bu standartlar binaların yapımında, çiftlik gübresi uygulamalarında, arazi ulaşımlarında ve ilgi gören tarihi yerlerin yapısının korunmasında kurallar koyar. 4. Özetle Bu bölümün sonucu: eğer iyi yönetilirse organik çiftlikler koruma yönünden sağladığı faydalar geleneksel çiftliklere kıyasla daha iyidir. Bu doğrudur çünkü çiftlikte koruma uygulamaları sadece bireysel koruma uygulamalarından değil aynı zamanda sistemin bir bütün olarak korunmasından gelmektedir.