Prof. Dr. Emine Yılmaz. Hacettepe Üniversitesi. The Place of Chuvash in the Comparative Turkish Linguistics Studies II. Morphology

Benzer belgeler
3. Emine Yılmaz Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK yay., 675, Ankara 1997.

Karşılaştırmalı Altay Dilbilimi Çalışmalarında Çuvaşçanın Yeri. Sesbilgisi

Türkçe İlgi Hâli Eki ni n Kökeni Üzerine

TALAT TEKİN VE TÜRKOLOJİ. Editörler: Prof. Dr. Emine Yılmaz Prof. Dr. Nurettin Demir Dr. Öğr. Üyesi İsa Sarı

Feryal KORKMAZ. Feryal KORKMAZ/ Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi Cilt/Sayı: XLVIII

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ

MOĞOLCADAKİ ŞAHIS ZAMİRLERİNİN SİSTEMİ * D. TÖMÖRTOGOO

Fırat Üniversitesi İNSANİ VE SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI

ÜNİTE TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

DİL VE EDEBİYAT TÜRKLER VE TÜRKÇE DÜNYADA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ

KARŞILAŞTIRMALI TÜRK DİLBİLİMİ ÇALIŞMALARINDA ÇUVAŞÇANIN YERİ I SESBİLGİSİ

Çekim Ekleri. Çözümler. 1. Test. 4. Bölüm

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

GÖKTÜRK HARFLİ YAZITLARDA gali EKİ ÜZERİNE

RİSÂLE-İ MÛZE-DÛZLUK ÜZERİNE

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 53, ERZURUM 2015, TÜRK DİLİNDE BİR GEÇMİŞ ZAMAN EKİ -çi

KİTÂBİYAT KARAHAN, AKARTÜRK (2013), DÎVÂNU LUGATİ T-TÜRK E GÖRE XI. YÜZYIL TÜRK LEHÇE BİLGİSİ, TDK YAY., ANKARA.

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

YAYINLAR Kitaplar Emine Ceylan, Çuvaş Atasözleri ve Deyimleri, Çuvaşça-Türkçe/ Türkçe-Çuvaşça Sözlük, (Kril harfli metin, Yazıçevrimi, Türkçeye Çevrim

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

SESBİLİM ÇALIŞMALARI. Prof. Dr. İclâl ERGENÇ

Eynu Bat Çin: Sar Uygurca ve Salarca Kuzeydoğu Güney Sibirya Şorca Sayan Türkçesi Bat Moğolistan Duha...

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

Güner, Galip, Kıpçak Türkçesi Grameri, Kesit Yayınları, İstanbul, 2013, 371 S.

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

Central Asian Studies

Yrd. Doç. Dr., Gaziantep Üniversitesi Kilis Eğitim Fakültesi.

ÇUVAŞÇAYA ÖZGÜ BAZI ÖZELLİKLER ÜZERİNE * ÖZET

Sayı: 12 Bahar 2013 Ankara

1.KÖK 2.EK 3.GÖVDE. Facebook Grubu TIKLA.

-DUK Eki Ve Divânü Lûgati't Türk'te -DUK Ekli Görülen Geçmiş Zaman Çekimi

DİL BİLGİSİ KAYNAKLARINA GÖRE TÜRKİYE TÜRKÇESİNİN ÜNLÜ VE ÜNSÜZLERİ Çalışma Taslağı 6 Kasım 2008

ilk Türkçe *d Foneminin

ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİNDE /duk/ EKLİ GEÇMİŞ ZAMAN ÇEKİMİ. Mustafa KOÇ *

OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ

HOCA NAZAR HÜVEYDĀ RAHĀT-I DİL [İnceleme-Metin-Dizin]

DR. YONG-SŎNG LI VE ORHON TÜRKÇESİ GRAMERİ ADLI ESERİN KORECEYE TERCÜMESİ ÜZERİNE

Karay The Trakai Dialect, Timur Kocaoğlu-Mykolas Firkovičius, Lincom Europa, 2006, 242 P.

Altay Dilleri Kuramı ve Korece

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİNDE ÜNLÜLER

Eski Türkçede İlgi ve Belirtme Durum Ekleri Üzerine. On Genitive and Accusative Suffixes in Old Turkic

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu)

TÜRK DİLİ I DERSİ UZAKTAN EĞİTİM DERS SUNULARI. 6.Hafta

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI

Bilge Kağan Yazıtındaki Karagan Kısıl Adı ve Yeri Üzerine Düşünceler

Mustafa Canpolat Armağanı

Öğretim Üyesinin Adı: Yrd. Doç. Dr. Milena Yordanova

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

COURSES IN FOREIGN LANGUAGES for ERASMUS INCOMING STUDENTS. at Sofia University. 2018/2019 academic year FACULTY OF CLASSICAL AND MODERN PHILOLOGY

TÜRK DİLİ I DERSİ UZAKTAN EĞİTİM DERS SUNULARI. 11.Hafta

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi

DOÇ. DR. SERKAN ŞEN İN ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ DERSLERİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT TÜRK DİLİ EDEBİYATI Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü +90(312) ( )

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Türk Dili ve Ed. EğitimKaradeniz Teknik Üniversitesi Y. Lisans Türk Dili Hacettepe Üniversitesi 1988

ÖZET ON MORPHOLOGIC STRUCTURE KAŞ DIALECT ABSTRACT

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

olduğunu düşündüğü arslan ve qan unvanlarını ele alır ve ilgili tüm metinleri tarayarak hangi dil çevresine ait olduklarını belirlemeye çalışır.

Eski Türk Edebiyatı Programı Ders Listesi. Zorunlu Olarak Alınması Gereken AKTS Toplamı

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi

{-MATI(N)} GERUNDİUMU ÜZERİNE

ÖZNE YÜKLEM UYUMU BAKIMINDAN FARKLI BĐR CÜMLE TĐPĐ

(TÜRKÇE) I. (Ana sayfada görünecektir.)

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

ÜNİTE NO: VII YAPI BAKIMINDAN SÖZCÜKLER

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

Zamir n sinin Kaynağı Hakkında

Zeus tarafından yazıldı. Cumartesi, 09 Şubat :20 - Son Güncelleme Pazartesi, 15 Şubat :23

KÖKTÜRK TÜRKÇESİNDEKİ BİR ÇİFT ÜNSÜZ İŞARETİ ÜZERİNE

Fiilden İsim Yapma Ekleri

TÜRK DİLİ I Yrd. Doç. Dr. Mediha MANGIR

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi

GERİ SÖZCÜĞÜNÜN ETİMOLOJİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda 30 SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT TÜRK DİLİ EDEBİYATI Tamamı Çözümlü DENEME

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DR. MUSTAFA SARI, TÜRKÇEDE ART ZAMANLI DEĞİŞMELER (YÜZ HADİS YÜZ HİKÂYE ÖRNEĞİ), PEGEMA YAYINCILIK, ANKARA 2007, 358 S.

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DOKTORA PROGRAMI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DERS İÇERİKLERİ. DILB1001 Dilbilimine Giriş

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Moğolca'nın İkinci Şahıs Zamirinin Kökeni ve Değişimi

GELECEĞİ DÜŞÜNEN ÇEVREYE SAYGILI % 70. tasarruf. Sokak, Park ve Bahçelerinizi Daha Az Ödeyerek Daha İyi Aydınlatmak Mümkün

Dilbilgisi ve Dilbilim Yazıları Caner KERİMOĞLU

ZfWT. Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

ESKİ TÜRK YAZITLARINDA KELİME BAŞINDA /h-/ SESİ GÖSTERİLMİŞ MİYDİ? *

Transkript:

Karşılaştırmalı Türk Dilbilimi Çalışmalarında Çuvaşçanın Yeri II Biçimbilgisi Prof. Dr. Emine Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Özet: Bir Türk dili ve aynı zamanda bağımsız bir Altay dili olan Çuvaşça, hem Ana ve İlk Türkçenin hem de Ana Altayca biçimlerin yeniden kurulması için sesbilgisi, biçimbilgisi, sözdizimi ve söz varlığı düzeylerinde veriler sağlar. Bu yazıda, söz konusu verilerden biçimbilgisiyle ilgili olanlar ele alınmıştır. Anahtar Sözcükler: Karşılaştırmalı Dilbilim, Çuvaşça, Biçimbilgisi, Ana Türkçe, İlk Türkçe. The Place of Chuvash in the Comparative Turkish Linguistics Studies II Morphology Abstract: Chuvash, which is a Turkic language and also is an independent Altaic language, provides phonetic, morphologic and syntactic data for the reconstruction of Proto- Turkic, Pre-Turkic and Proto-Altaic forms. In this article, the morphologic data are mentioned. Key Words: Comparative Linguistics, Chuvash, Morphology, Proto-Turkic, Pre- Turkic. 0. Giriş Çuvaşçanın ses, biçim, sözdizimi ve söz varlığı açılarından Türk ve Altay dillerinin yeniden kurulması için sağlamakta olduğu verileri ele alacak olan yazı dizisinin, sesbilgisiyle ilgili ilk bölümü 2010 da, Turkish Studies te yayımlanmıştı. 1 Bu ilk bölümde, Türk ve Altay dillerinin kimi tarihsel ses ve biçim sorunlarının sadece Çuvaşçanın sağladığı verilerle çözülebileceği de belirtilmişti. Çuvaşçanın bir Türk dili olarak, tarihsel biçimbilgisi sorunlarının çözümünde ne tür veriler sağladığı, Ana Türkçe biçimlerin kurulmasında nasıl bir rol oynadığı da bu yazının konusunu oluşturur. Çuvaşçanın art zamanlı sesbilgisinde olduğu gibi biçimbilgisinde de diğer Türk dilleriyle arasındaki paralel veya farklı gelişmeler, Ramstedt ve Poppe nin çalışmalarında ve bu yazının sınırları içinde değinemediğimiz daha pek çok çalışmada 1 Karşılaştırmalı Türk Dilbilimi Çalışmalarında Çuvaşçanın Yeri, I. Sesbilgisi adıyla Turkish Studies, Türkçede Dilbilim Çalışmaları Özel Sayısı, 2010, Volume 5/4 te yayımlanmıştır (s. 728-741).

zaten ortaya konulmuştu. (Bu anlamdaki daha geniş bir literatür ve tartışmaların tarihçesi için bk. Ceylan 1997, Yılmaz 2002). Bu nedenle, bu çalışmada, çok sayıdaki benzer veya farklı özellik sıralanmayacak, karşılaştırmalı Türk dili çalışmalarında ortaya çıkan kimi sorunların çözümünde Çuvaşçanın ne tür çözümler sunacağı üzerinde yoğunlaşılacaktır. Yani sadece tartışılmış veya tartışılmakta olan konularda Çuvaşçanın rolü üzerinde durulacaktır. Bu yazı, karşılaştırmalı dilbilimin her alanında doğal olarak görülebilecek bu özelliklerden sadece biçimbilgisi ile ilgili olanlarla sınırlandırılmıştır. 1. Ek Başındaki D- Sesinin Niteliği: Eski ve Genel Türkçede sözbaşında D- ünsüzü ile bulunan -DA, -DAn, -DX eklerinin Çuvaşçada farklı yan biçimleri de bulunur: bu ekler Çuvaşçada ünlü ile ve r, l, n dışındaki ünsüzlerle biten kök ve gövdelerden sonra -ra, -ran; l, n, r ünsüzleri ile biten kök ve gövdelerden sonra -ta, -tan; çokluk ekinden sonra -çe, -çen ve üçüncü tekil kişi iyelik ekinden sonra zamir n si ile birlikte -n-çe, -n-çen dir: 1. Ünlü ile ve r, l, n dışındaki ünsüzlerle biten kök ve gövdelerden sonra: vĭhĭt vakit >vĭhĭt-ra; pulĭ balık >pulĭ-ra; flırma ırmak >flırma-ra hıfl arka >hıfl-ran; anat-kas yukarı taraf >anat-kas-ran; urapa araba >urapa-ran 2. r, l, n ünsüzleri ile biten kök ve gövdelerden sonra: flül üst >flül-te; flĩr yer >flĩr-te; vĭrman orman >vĭrman-ta hĩr kız >hĩr-ten; huran kazan >huran-tan; kil ev >kil-ten 3. Çokluk ekinden sonra: yal-sem köyler >yal-sen-çe köylerde ; kĩtü-sem sürüler >kĩtü-sen-çe sürülerde tuy-sem düğünler >tuy-sen-çen düğünlerden ; vĭyĭ-sem oyunlar >vĭyĭ-sen-çen oyunlardan 4. Üçüncü tekil kişi iyelik ekinden sonra: flum yan >flum-ĩ-n-çe yanında ; huşĭ ara >huşşi-n-çe arasında ıyhĭ uyku >hĩl ıyhi kış uykusu >hĩl ıyhi-n-çen kış uykusundan ; vĭrflĭ hir-ĩ-n-çen savaş meydanından Aynı durum Çuvaşçada geçmiş zaman ekinde de görülür. Bu ek, ünlü ile ve r, l, n dışındaki ünsüzlerle biten kök ve gövdelerden sonra -RĬ; r, l, n ünsüzleriyle biten kök ve gövdelerden sonra 1. ve 2. kişilerle -tĭ, 3. kişilerle -çĩ dir: puśla-rĭm başladım, puślarĩ başladı, śır-tĭm yazdım, śır-çĩ yazdı vb. Ana ve Genel Türkçede D- ile başlayan bu eklerin Çuvaşçadaki karşılıkları arasında yer alan R- li yan biçimler, ek başındaki D- ses biriminin niteliği konusuna da ışık tutar. Bilindiği gibi Eski Türkçe söziçi ve sözsonu /d/ sesi Çuvaşça dışındaki Türk dillerinde ya korunmuş, ya da t, z, y seslerine değişmiştir: *hadak ayak >adak, ayak, azak, ataħ. Çuvaşçada ise r olmuştur: ura. Ancak bu değişim Çuvaşçada söz içi ve söz sonuyla sınırlı kalmamış, Genel Türkçeden farklı olarak ek başında da r sesi ortaya çıkmıştır.

Bu ek başı *D- sesinin Doğu ve Batı Türkçelerindeki tarihsel görünümlerini izlemek mümkündür. Doğu Türkçesinin en eski verilerinin dili olan Orhon Türkçesinde r, l, n ünsüzlerinden sonra, ek başındaki *D- ötümsüzleşerek t olmuş, ünlüler ve r, l, n dışındaki ünsüzlerden sonra ise ötümlü kalmıştır. Krş. Orh. yol-ta (=Çuv. flul-ta); Orh. kel-ti-m (=Çuv. kil-tĩ-m); Orh. uç-dı (=Çuv. vĩfl-rĩ), Orh. taġ-da (=Çuv. tu-ra) vb. Batı Türkçesine gelince; Çuvaşçanın en eski aşamalarını gösteren 9. yüzyıl Tuna Bulgarcası ile yazılmış Boyla Çoban Yazıtı nda bulunan iki sözcük, ek başındaki *Dsesi açısından Orhon Türkçesi ile Tuna Bulgarcası arasında tam bir uyum olduğunu göstermektedir. Ancak buradaki örnekler, bugün Çuvaşçada yaşamayan -DOk ekli örneklerdir: a. TB düge(r)-tögi döktürdü, doldurdu <*düger-dök-i (eklenmede -r yitimi kurallıdır). b. TB taġ-rogi taktı <*taķ-doķ-i (Palló 1959: 243-244; T. Tekin 1987: 27-28; -DXk ekinin yüklem kurduğu örnekler için yazının 2. bölümüne bk.) Örnek sayısı az olmakla birlikte, Orhon Türkçesinde olduğu gibi, Tuna Bulgarcasında da -r sesinden sonra ek başındaki ünsüzün ötümsüzleştiğini, -g sesinden sonra ötümlülüğünü koruduğunu ve Batı Türkçesinin tipik özelliği olarak d>r değişimine uğradığı görülüyor. 14. yüzyılda Volga Bulgarcasıyla yazılmış mezar yazıtlarındaki örnek sayısı ile ek çeşitliliği daha çoktur ve Tuna Bulgarcası ve Orhon Türkçesindeki durumu tümüyle destekler: a. VB dunyā-ran dünyadan <Ar. dünyā (=Çuv. tĩnçe-ren). b. VB kȫç-rüvi göçtü <*kȫç-dügi. c. VB ba(r)-tuvi vardı, gitti <*bar-dugi (eklenmede -r yitimi kurallıdır). ç. VB vel-ti öldü <*öl-di (=Çuv. vil-çĩ; i önünde t>ç değişimi kurallıdır) (T. Tekin l988: 27-28; Levitskaya 1976: 18-20). Çuvaşçadaki durum, tarihsel verilerle birlikte değerlendirildiğinde ek başındaki sesin Ana Türkçe ve Ana Çuvaşçada, sadece *δ- ve *d- olmak üzere iki yan biçimi bulunduğu, kesinlikle t- ile bașlayan bir yan biçimin bulunmadığı anlașılmaktadır. Batı Türkçesinde *δ- li yan biçim r olarak, *d- li yan biçim de t olarak gelișimini sürdürürken Doğu Türkçesinde, Orhon Türkçesinden bașlayarak bu sesler d ve t ile karıșmıșlardır. Orhon Türkçesinde ld ve nd ses birleşikleri için özel bir işaret bulunması da bunu gösterir (Ramstedt l922: 26; Poppe l924-25: 4l9-421; Benzing l940: 395; Räsänen l949: 165; Palló l959: 243; Levitskaya l976: 20; Yılmaz 2002: 11-14). Serebrennikov ek başındaki birincil sesin *d olması durumunda pek çok Türk dilinde y ye değişmiş olması gerektiğini öne sürerek *d sesinin birincilliğine karşı çıkmıştır. Fakat bilindiği gibi ek başındaki *d sesi doğu Türkçesinde *d>r, t, z, y değişmelerinin dışında kalmıştır (T. Tekin 2005: 291-292). Çuvaşçada ek başındaki *D- sesinin durumu hakkında ayrıntılı bir inceleme için bk. Johanson 1979.

2. -DOk Ekinin Yüklem Kurması: -DOk eki, Eski Türkçeden beri yaygın sıfat-fiil ve yan cümle yüklemi işlevi yanında, az rastlanan ana cümle yüklemi işleviyle de dikkat çekmekteydi. Daha 1941 de Gabain, ekin runik yazıtlardaki bu işlevine değinmişti: sekiz oguz, tokuz tatar kal-ma-duk Sekiz Oğuz, Dokuz Tatar kalmamış, karluk işiŋe kel-me-dük Karluklar müttefiklerine gelmemiş (1941: 117). Ancak bu yapılar yan cümle olarak da anlaşılabilmekteydi. Örneğin Ş. Tekin ekin bu işlevini tarz ve zaman yardımcı cümlesi olarak değerlendiriyor ve az rastlanan bu işlevin Eski Türkçeden sonra ortadan kalktığını öne sürüyordu (1987: 156). Ekin işlevi ve köken bilgisiyle ilgili ayrıntılı bir makale yayımlayan T. Tekin, Ş. Tekin in bu cümleleri yanlış anladığını öne sürmüştür (T. Tekin 2004: 530). Örneğin kan yorıp elteris kaganka adrılmaduk, yanılmaduk tenri bilge kaganta adrılmalım, azmalım tiyin ança ötledim cümlesini Ş. Tekin nasıl baba(mız) hareket edip El-Teris Kagan dan ayrılmamış ve ona ihanet etmemiş ise biz de Tanrı Bilge Kagan dan ayrılmayalım, inhiraf etmiyelim diye böyle tavsiye ettim biçiminde çevirmesine karşı çıkan T. Tekin, ilk cümlenin sonunda erser, ikinci cümlenin başında biz de olmadığı için çevirinin doğru olamayacağını belirtmiştir (T. Tekin 2004: 530). Eski Türkçede -DOk ekinin ana cümle yüklemi kurduğu durumlarda hep olumsuzluk ekiyle bulunduğunu belirten T. Tekin olumlu tek örnek olarak Ongin yazıtındaki ebke tegdüküm eve ulaştım cümlesini vermiştir (2004: 529, satır 10). Ancak yazıtı yayımlayan farklı araştırmacılar, bunu yan cümle olarak da anlayabiliyorlar (farklı yayınlardaki okumalar için bk. Berta 2010: 219). Yazıtlar dışında -DOk ekinin bitimli fiil olarak kullanıldığı cümlelerle Kaşgarlı da da karşılaşıyoruz. Kaşgarlı, geçmiş zamanla ilgili bilgi verdiği bölümde, Suvar, Kıpçak ve Oğuzların geçmiş zaman çekimi için -DOk ekini kullandığından söz eder. Kaşgarlı, yā kurduk; men ya kurduk; ol keldük; biz keldük gibi cümlelerin anlamlarını da o yay kurdu, ben yay kurdum, onlar geldi, biz geldik olarak verir ve ekin tekil ve çoğullarla aynı biçimde kullanıldığını özellikle belirtir (Atalay 1985: 60-62). Ekin yüklem kurma işlevine diğer kanıtlar da Batı Türkçesinin iki tarihi döneminden, Tuna ve Volga Bulgarcasından gelir. Yukarıda, ek başı -D sesi için de verilmiş olan dört cümle ekin bu işlevini gösteriyor: Tuna Bulgarcasında: düge(r)-tögi döktürdü, doldurdu <*düger-dök-i (eklenmede -r yitimi kurallıdır). taġ-rogi taktı <*taķ-doķ-i (Palló 1959: 243-244; T. Tekin 1987: 27-28) Volga Bulgarcasında: kȫç-rüvi göçtü <*kȫç-dügi.

ba(r)-tuvi vardı, gitti <*bar-dugi (eklenmede -r yitimi kurallıdır), (T. Tekin l988: 27-28; Levitskaya 1976: 18-20) 2 Ekin bugünkü Çuvaşçada yaşamadığı belirtilmişti. Ancak bir başka eskicil dilden, Yakutçadan kanıtlarımız vardır. Bilindiği gibi Genel Türkçede -mxş yapısına denk gelen biçim Yakutçada -BXt tır: Ħaar tüspüt Kar yağmış Kün taẖsıbıt Güneş doğmuş vb. (Krueger 1962: 138) Bu yapının olumsuzu ise Yakutçada -BXtXẖ (b-, m-, p- li varyantları var) eki ile yapılır. Bu ek Genel Türkçede olumsuzluk eki -ma ile sıfat-fiil eki -DOk un birleşmesiyle oluşmuştur: -DOk> Yak. -taẖ, -teẖ, -toẖ, -töẖ vb. Bisigi tabalarbıtın bul-ba-tax-pıt Ren geyiklerimizi bulamıyoruz Esigi kel-pe-teẖ-ẖit Siz gelmiyorsunuz Kiniler kel-pe-teẖ-ẖit Onlar gelmiyorlar (Böhtlingk 1964: 251, 306) Örneklerden anlaşıldığı gibi, -DOk eki cümle kurma işlevini Doğu Türkçesinde sadece Yakutçada sürdürmektedir. Çağdaş Çuvaşçada korunmamış olsa bile Çuvaş tipi iki dilin, Tuna ve Volga Bulgarcası verilerin tanıklığıyla, -DOk ekinin yüklem yapma işlevinin Batı Türkçesinde de en azından 14. yüzyıla kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. 3. İyelik Ekleri (2. ve 3. kişi): Hem tekil ve çoğul 2. kişi iyelik eklerinin hem de tekil 3. kişi iyelik ekinin Çuvaşça biçimi, Türk dili tarihiyle ilgili iki tartışmalı konuya ışık tutar. Tekil ve Çoğul 2. Kişi İyelik Eki: Bilindiği gibi, Çuvaşçada 2. kişi iyelik ekinin tekil biçimi -u/-ü, çoğul biçimi -ǐr/-ĩr ve -r dir. Biçimsesbilgisel yasalara göre eklenme karşımıza şu biçimlerde çıkabilir: tekil puś baş >puś-u başın tu dağ >tĭv-u dağın alĭ el >all-u elin çeret dert >çeret-ü derdin laşa at >laş-u atın çoğul puś baş > pus-ĭr başınız tu dağ >tĭv-ĭr dağınız alĭ el >all-ĭr eliniz çeret dert >çeret-ĩr derdiniz laşa at >laş-ĭr atınız Çuvaşça, ek başı ve sonu -g/-ġ seslerini korumayan bir Türk dili olduğu için -u/-ü ve -ǐr/-ĩr in geldiği eski biçimler kolayca tasarlanabilir: -u/-ü<*-ġ/-*g 2 Volga Bulgarının mezar yazıtlarında bu örneklerin yanında bir de tan-ruvi etti, eyledi <*itün-düg-i örneği yer alır (Tekin 1988: 41 vd.). Ancak bu sözcüğün çözümlenmesi şüphelidir. Çünkü sözsonu -n ünsüzünden sonra r değil t gelmesi gerekirdi (Krş. Meyer 1991).

-ǐr/-ĩr; -r<-*ıġır/-*igir; -*ġır/-*gir Bu eklerin Eski ve Genel Türkçedeki yaygın biçimleri nazal n ve z ile tekilde -(X)ŋ ve çoğulda -(X)ŋ(X)z biçimindedir. Ancak Eski Türkçede eklerin -ġ/-g li yan biçimleri de vardır 3 : siŋök-üŋ oğlun ~süŋök-üg ay. buŋ-uŋ~buŋ-ug derdin edgü-ŋ~edgü-g kazancın (T. Tekin 2003a: 70-71, 102-104) Bu durum yazıtlarda bir nöbetleşme olarak görülürken, Çuvaşçada, iyelik çekiminde ŋ sesi yerine sistemli olarak tekil biçimde ġ, g>ø, çoğul durumda ġ, g gelişimini buluruz. Genel Türkçe ŋ~g nöbetleşmesi sadece Çuvaşça ile de sınırlı değildir. Kıpçak grubunda, örneğin Tatarcada da çoğul biçimde sistemli olarak ŋ>ġ, g geçişi görülür: Tekil: -ŋ/-ĭŋ: kul-ĭŋ kolun Çoğul: -ĬgĬz: kul-ĭġĭz kolunuz (Poppe 1961: 31-33) Konuyla ilgili son çalışmalardan birini yapan Ölmez, yazıtlardaki çift biçimlerden ve bu nöbetleşmenin, yazıtların devamı olan Uygur yazıtlarında ve Eski Uygur metinlerinde görülmeyişinden yola çıkarak, yazıtlardaki durumun bir ses değişikliğinden, nöbetleşmesinden ziyade yazımla ilgili olduğu, o dönemde ŋ ve g seslerinin ayrı sesbirimler olmayıp, altsesbirimler oldukları sonucuna varır (2010: 214-216). Yazıtlar açısından durum bir nöbetleşme veya yazım sorunu olabilir; bu durumun daha sonra, örneğin Oğuz grubunda ŋ lehinde (>n) veya Tatarcada ŋ (tekilde) ve g (çoğulda) g lehinde sistemleştiği de anlaşılıyor. Çuvaşçada ise hem tekil, hem çoğulda g (>ø) görülüyor. Çuvaşça biçimlerin konu açısından önemi, çoğul biçimlerde karşımıza çıkan r sesidir: -ǐr/-ĩr; -r. Bilindiği gibi Çuvaşça r sesi Genel Türkçe z sesine denk gelir ve z den daha eskidir. Yine bilindiği gibi Çuvaşça bu ve diğer eskicil özelliklerinden ötürü Ana Türkçeye değil, Ana Çuvaşça üzerinden İlk Türkçeye gider. -ǐr/-ĩr; -r biçimleri için tasarlanan -*ıġır/-*igir; -*ġır/-*gir rekonstrüksiyonları, ŋ ve g sesleri arasındaki kararsızlığın Eski Türkçeden çok daha geriye gittiğini ya da birincil sesin g de olabileceğini gösterir. Burada denazalizasyon olayının tarihinin çok gerilere uzandığını da düşünmek mümkündür. 3. Kişi İyelik Eki: Bilindiği gibi çağdaş Türk dillerinde 3. kişi iyelik eki genellikle ünsüzlerden sonra - ı/-i ve ünlülerden sonra -sı/-si dir. Önlük-artlık uyumu dışında düzlük-yuvarlaklık uyumu da bulunan dillerde ekin -u/-ü, -su/-sü biçimleri de vardır. Eski Türkçede ise ekin yuvarlak biçimleri hiç bulunmamakta, art ünlülü biçimine ise çok az rastlanmaktadır. Yani ek Eski Türkçede -(s)i dir: agı-si ipekli kumaşları, at-i atı, oglıt-i oğulları vb. (T. Tekin 2003a:104, 2003b: 131-138). 3 Yazıtlarda ŋ~g nöbetleşmesi başka eklerde de görülür: bardıgız~bardıŋız gittiniz ; kıltıg~kıltıŋ vb. (T. Tekin 2003a: 70-71)

Runik yazıda ı, i ünlüleri ayrılmamakla birlikte, ünlü ile biten kök ve gövdelerden sonra ortaya çıkan s sesinin ince s (=s 2 ) ile; iyelik ekinden sonra ortaya çıkan belirtme eki -n nin ince n (=n 2 )ile yazılmış olması, ekin de ön ünlü ile, yani i olduğunu gösterir: agı-s 2 i kumaşları, kulkak-i-n 2 kulağını vb. (T. Tekin 2003b: 132). Diğer Türk dillerinden farklı olarak Çuvaşça, üçüncü kişi iyelik ekindeki birincil özelliği korumuştur. Yani Çuvaşçada da ekin sadece ön-düz biçimi bulunur: -ĩ/-i. Eklenmedeki durum da dikkate alınırsa Çuvaşçadaki iyelik çekimi şöyledir: a. Bir ünsüzle veya u, ü ve i ünlüleriyle biten gövdelerden sonra -ĩ yan biçimi: yat ad >yaç-i adı, şĭşi fare >şĭşi-y-ĩ fareyi, tu dağ >tĭv-i dağı vb. b. Diğer bütün ünlülerden sonra -i yan biçimi: aça çocuk >açi çocuğu, ĩne inek > ĩni ineği, alĭ el >all-i eli vb. (bk. Yılmaz 2002: 23-26). Türkçeyle Çuvaşçayı karşılaştırdığı makalesinde Poppe (1924-25) bugün Çuvaşçada iyelik eki için eski *-i biçiminin kullanılması nedeniyle, bu ekin bir zamanlar bağımsız olmakla birlikte artık kullanımdan düşmüş olan üçüncü kişi zamirinin bir kalıntısı olduğunu ve Türkçede yavaş yavaş ekleştiğini düşünmüştür. Çuvaşçada bu ekin ünlü uyumuna girmemesi de henüz bağımsızlığını tümüyle yitirmediğinin bir kanıtı olarak görülmüştür (s. 422). Bu *i sesinde, bir zamanlar Türk dillerinde bağımsız olarak bulunan kayıp üçüncü tekil kişi zamiri yaşamaktadır. Moğolcada bu yapıya üçüncü tekil kişi zamirinin ilgi çekimi olan inu biçimi denk gelir fakat Moğolcada çekimsiz *i biçimi eksiktir. Bu eksik biçim Tunguz dilinde bulunur: krş. i o, ilgi ini, yönelme inde, belirtme imbe<*inbe, ayrılma inci (Poppe 1924-25: 423). Üçüncü tekil kişi zamiri olan bu *i, üçüncü tekil kişi geçmiş zaman eki -DX nin yapısında da bulunur ve Çuvaşçada bu yapıya (r, l, n dışındaki bütün seslerden sonra) - rĩ /-ri ve (r, l, n den sonra) -çĩ /-çi denk gelir. Çuvaşçada geçmiş zaman çekimi iyelik çekimi ile karşılaştırıldığında aradaki paralelliğin tam olduğu görülür: geçmiş zaman -rĩ /-ri geçmiş zaman -çĩ /- çi sap-rǐm serptim pĩl-tĩm bildim sap-rǐn serptin pĩl-tĩn bildin sap-rĩ serpti pĩl-çĩ bildi sap-rǐmǐr serptik pĩl-tĩmĩr bildik sap-rǐr serptiniz pĩl-tĩr bildiniz sap-rĩś serptiler pĩl-çĩś bildik iyelik ıvǐl-ǐm oğlum ıvǐl-u oğlun ıvǐl-ĩ oğlu ıvǐl-ǐmǐr oğlumuz ıvǐl-ǐr oğlunuz ıvǐl-ĩ oğulları Bütün bunlar, kayıp *i zamirinin, geçmiş zaman tekil üçüncü kişi ekinin içinde yer aldığını gösterir. Böylece Türk dillerindeki geçmiş zaman eki -D+iyelik eki olarak tasarlanabilir (Poppe 1924-25: 424).

Yakutçadaki geçmiş zaman ve iyelik eklerinin durumu da bu varsayımı destekler: geçmiş zaman eki -tım, -tıŋ, -ta, -tıbıt, -tıgıt, -tılar ve iyelik ekleri -(ı)m, -(ı)ŋ, -a dır. Burada özellikle, Yakutça üçüncü teklik kişi iyelik ekinin -a ve geçmiş zaman üçüncü teklik kişi ekinin -ta olması dikkat çekicidir. Çuvaşçada geçmiş zaman çekimiyle paralellik gösteren üçüncü kişi iyelik çekimi, ekin birincil biçimine ve Orhon Türkçesinde nasıl okunması gerektiği konusuna da ışık tutar. Kaynakça Atalay, Besim (1985), Divanü Lugat-it-Türk Tercümesi II, Ankara: TDK. Benzing, Johannes (1940), Tschuwasische Forschungen (II), ZDMG 94: 391-398. Berta, Árpád (2010), Sözlerimi İyi Dinleyin, Türk ve Uygur Runik Yazıtlarının Karşılaştırmalı Yayını, Çev. Emine Yılmaz, Ankara: TDK. Böhtlingk, Otto (1964), Über die Sprache der Jakuten, Mouton&Co, The Hague: Indiana University Publications. Ceylan, Emine (1997), Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, Ankara: TDK. Gabain, A. von (1941), Alttürkische Grammatik, Wiesbaden: Otto Harrassowitz. Johanson, Lars (1979), Alttürkisch als dissimilierende Sprache, Akademie der Wissenschaften und der Literatur, Mainz, Franz Steiner Verlag GMBH, Wiesbaden. Levitskaya, L. Sergeyevna (1976), Istoriçeskaya Morfologiya Çuvaşskogo Yazıka, Akademiya Nauk, Institut Yazıkoznaniya, Moskva. Krueger, John Richard (1962), Yakut Manual, Indiana: Indiana University Press. Meyer, İben Raphael (1991), Zur lesung des wolgabulgarischen tnrwy, Türkische Sprachen und Literaturen, Veröffentlichungen der Societas Uralo-Altaica, Band 29, Wiesbaden. Ölmez, Mehmet (2010), Eski Türk Yazıtlarının Yeni Bir Yayımı Nasıl Olmalıdır?, I. Uluslar arası Uzak Asya dan ÖN Asya ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni Bildirileri, Afyonkarahisar: Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayınları Palló, Margit (1959), Hungaro-Tschuwaschica I, UAJb 31: 239-258. Poppe, Nikolaus (1924-25), Türkisch-tschuwassische vergleichende Studien, Islamica I: 409-427. Poppe, Nikolaus (1961), Tatar Manual, Bloomington: Indiana University. Ramstedt, Gustav J. (1922), Zur frage nach der stellung des tschuwassischen, JSFOu 38/3: 3-34. Räsänen, M. (1949), Materialien zur Lautgeschichte der türkischen Sprachen, StO 15, Helsinki. Tekin, Şinasi (1987), Altun Yaruk un 20. Bölümü: İligler Qanlarnıng Köni Törüsin Aymaq (=Rājaşāstra), TUBA 11, 133-175. Tekin, Talat (1987), Tuna Bulgarları ve Dilleri, Ankara: TDK.

Tekin, Talat (1988), Volga Bulgar Kitabeleri ve Volga Bulgarcası, Ankara: TDK. Tekin, Talat (2003a), Orhon Türkçesi Grameri, TDA 9, İstanbul. Tekin, Talat (2003b), Üçüncü Kişi İyelik Eki Üzerine, E. Yılmaz, N. Demir (Haz.) Makaleler I, Altayistik, Grafiker, Ankara, s. 131-138. Tekin, Talat (2004), On the Old Turkic Verbal Noun Suffix {-dok}, E. Yılmaz, N. Demir (Haz.) Makaleler II, Tarihi Türk Yazı Dilleri, Ankara: Öncü Kitabevi. Tekin, Talat (2005), L. S. Levitskaya, İstoriçeskaya morfologiya çuvaşskogo yazıka, İzdatel stvo Nauka, Moskva 1976, E. Yılmaz, N. Demir (Haz.) Makaleler 3, Çağdaş Türk Dilleri, Grafiker, Ankara 2005: 291-293. Yılmaz, Emine (2002), Çuvaşça Çok Zamanlı Morfoloji, Ankara: Grafiker.