PANDAS OKB HASTALARINDA AİLESEL KOLLAJEN DOKU HASTALIĞI VE SERUM OTOANTİKOR DÜZEYLERİ



Benzer belgeler
Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Akut Romatizmal Ateş, Sydenham Koresi ve Psikopatoloji

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

MS ve Kranyal MR da MS Benzeri lezyonları olan olgularda D vitamini, B 12, Folat düzeyi ve otoantikorların değerlendirilmesi

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Streptokok Đnfeksiyonu Sonucu Gelişen Pediatrik Otoimmün Nöropsikiyatrik Hastalıklar (PANDAS)

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Streptokok Enfeksiyonu ile İlişkili OKB ve Tik Bozukluğu Olan

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

STREPTOKOK ENFEKS YONLARI LE L fik L PED ATR K OTO MMÜN NÖROPS K YATR K BOZUKLUKLAR: B R GÖZDEN GEÇ RME

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK VE TOPLUMSAL İLETİŞİM BOZUKLUĞU BİRLİKTELİĞİ: BİR OLGU SUNUMU

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ

ÖZGEÇMİŞ. Doktora Tezi/S.Yeterlik Çalışması/Tıpta Uzmanlık Tezi Başlığı ve Danışman(lar)ı :

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

Romatizma BR.HLİ.066

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Hastalarda Tanı Dağılımları

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk: Sosyodemografîk, Klinik Özellikler ve Eştanılar

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

BİRİNCİ BASAMAKTA AKILCI LABORATUVAR KULLANIMI

OTOİNFLAMATUAR HASTALIKLAR TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

14 Aralık 2012, Antalya

ÖZGEÇMİŞ. Doktora Tezi/S.Yeterlik Çalışması/Tıpta Uzmanlık Tezi Başlığı ve Danışman(lar)ı :

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde Multipl Skleroz Fenotipi ve Frekansı. Dr. Sıla Usar İncirli

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU

Ergenlik döneminde DEHB bozukluğu tanısı konan bir grubun özellikleri ve altı-on yaş grubunda tanı konan çocuklarla karşılaştırılması

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Anne Babaların Çocuklarında Psikopatoloji

Nuran DEMİR*, Zehra TOPAL*, Basri KÖYLÜ**, Evren TUFAN***, Umut Mert AKSOY**** *Arş. Gör. Dr., AİBÜ Tıp Fak. ÇERSAH AD **Arş. Gör. Dr., AİBÜ Tıp Fak.

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile örtülü fiziksel istismar ve ihmal

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

Adres: Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Binası Kestel Kampüsü Alanya / Antalya

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Yatarak tedavi gören obsesif kompulsif bozukluk hastalarının klinik özellikleri

DSM-5 Düzey 2 Yineleyici Düşünceler ve Davranışlar Ölçeği Çocuk Formunun Türkçe geçerliliği ve güvenilirliği

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan Çocuk ve Ergenlerde Eşlik Eden Psikiyatrik Bozukluklar

Obsesif - Kompulsif Bozukluğun Etyopatogenezinde Yeni Bir Boyut: PANDAS. Dr. Erhan Bayraktar, Dr. Yusuf Kala

ÇOCUKLUK VE ERGENLİK BAŞLANGIÇLI BİPOLAR BOZUKLUKTA NÖTROFİL/ LENFOSİT VE TROMBOSİT/ LENFOSİT ORANLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

BİLİŞSEL GELİŞİM GERİLİĞİ VE OTİSTİK SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARDA SERUM PROGRANULİN DÜZEYLERİ

ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUKTA ARİPİPRAZOL KULLANIMI: OLGU ÖRNEKLERİ

Kronik Tik Bozukluklarında Sosyodemografik, Klinik Özellikler ve Risk Etmenleri 2

Obsesif Kompulsif Bozuklu ğu Olan Çocuklar ın Ailelerinde Obsesif Kompulsif Belirti Puanlar ı : Karşılaştırmal ı bir klinik çal ışma* ÖZET.

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

İntihar Girişiminde Bulunan Ergenlerde Psikiyatrik Tanıların, Demografik ve Klinik Özelliklerin Değerlendirilmesi

HEMODİYALİZ HASTALARINDA PROKALSİTONİN VE C-REAKTİF PROTEİN DÜZEYLERİ NASIL YORUMLANMALIDIR?

ÇOCUKLUKTA DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU TANISI ALMIŞ OLGULARIN ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ PSİKİYATRİK DURUMLARININ İNCELENMESİ

10 soruda makalelerde sık karşılaştığımız epidemiyolojik terimler Uzm. Dr. Tolga Binbay

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Sevcan Karakoç. Hatice Aksu Kutay Taş Börte Gürbüz Özgür. Med J SDU / SDÜ Tıp Fak Derg 2016:23(3): ARAŞTIRMA / CLINICAL INVESTIGATION

Kronik tik bozukluğu bulunan çocuklarda yaşam kalitesi ve benlik saygısı

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

Sepsis Hastalarının Yoğun Bakımdan Servise Taburculukta ph, LDH ve Kalp Hızının Sistematik Değerlendirilmesi

Tik bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde sosyodemografik özellikler ve eşlik eden durumlar

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

ÖZGEÇMİŞ. Eğitim. Akademik Ünvanlar HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ SEVGİNAR VATAN.

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tıp Fakültesi Ankara Üniversitesi

Çocuk ve ergen psikiyatri poliklinikleri farklı ruhsal. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Hastalarda Tanı Dağılımı

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

26 Mart 2018 (Pazartesi) 1. HAFTA

İNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ. Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR

BİR EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİNE BAŞVURAN OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUK TANILI ÇOCUK VE ERGENLERİN KLİNİK VE DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Obsesif kompulsif bozukluk, DSM-IV sınıflandırmasında. Obsesif kompulsif bozukluk hastalar nda sosyodemografik özellikler ve komorbidite

Transkript:

PANDAS OKB HASTALARINDA AİLESEL KOLLAJEN DOKU HASTALIĞI VE SERUM OTOANTİKOR DÜZEYLERİ Gonca Gül ÇELİK*, Didem ARSLAN TAŞ**, Ayşegül Yolga TAHİROĞLU***, Eren ERKEN****, Perihan ÇAM*****, Ayşe AVCI******, Gülşah SEYDAOĞLU******* ÖZET Amaç: Bu çalışmanın amacı Pediatric Autoimmune Neuropsychiatric Disorders Associated with Streptococcal Infections (PANDAS) ilişkili çocukluk çağı Obsesif Kompulsif Bozukluğu (OKB) olgularında Anti nükleer Antikor (ANA) pozitifliğinin ve ailesel Kollajen Doku Hastalıkları (KDH) öyküsü sıklığının araştırılmasıdır. Yöntem: OKB tanısı ile izlenen hastalara Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi - Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli Türkçe (ÇDŞG-ŞY-T). Hastaların serum Anti Streptolysin O (ASO), C Reactive Protein (CRP) ve Anti nükleer Antikor (ANA) düzeyleri ölçüldü. Sonuçlar: Bu çalışmada 52 (%57.1) PANDAS, 19 (%20.9) non-pandas ve 20 (%22) PANDAS-varyant olmak üzere toplam 91 OKB olgusu yer almıştır. Ailesel KDH öyküsü 34 (%37.4) idi. Bunların 18 i (%52.9) birinci derece, 16 sı (%47.1) ikinci derece yakınları idi. 7 olgu ile Romatoid Artrit (RA) (%20.5) en sık bildirilen KDH idi. Hastalık alt grupları karşılaştırıldığında PANDAS olanlarda 15 (%28,8) ile ANA pozitifliği anlamlı düzeyde fazlaydı (p=.90) Tartışma: Bu çalışma PANDAS ve ailesel KDH arasındaki ilişkiyi araştıran az sayıda çalışmalardan biri olması nedeniyle önemlidir. PANDAS OKB nin Kollajen Doku Hastalığı ile ilişkisini araştıran genetik çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Anahtar Sözcükler: PANDAS, OKB, Kollajen Doku Hastalığı, Anti Nükleer Antikor. SUMMARY: FAMILIAL COLLAGEN TISSUE DISEASE AND SERUM LEVELS OF ANTINUCLEAR AN- TIBODIES IN PANDAS OCD PATIENTS Objective: The aim of this study was to investigate the frequency of familial history of collagen tissue disease and antinuclear antibody (ANA) positivity in cases with Pediatric Autoimmune Neuropsychiatric Disorders Associated with Streptococcal Infections (PANDAS) related to childhood Obsessive Compulsive Disorder. Method: To determine psychiatric diagnoses, Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia for School-Age Children--Present and Lifetime Turkish Version (KSADS-PL) was administered to the patients followed up with the diagnosis OCD. Serum levels of Anti Streptolysin O (ASO), C Reactive Protein (CRP) and Anti nuclear Antibody (ANA) were screened. Results: There were 91 OCD patients. Among these, 52 patients (57,1%) were diagnosed with PANDAS, 19 (20.9%) were diagnosed with non- PANDAS and 20 (22%) were diagnosed with PANDAS-variant. History of familial CTD was found in 34 (37.4%) of the cases. Among these,18 (52,9%) were first degree relatives while 16 (47,1%) were second degree relatives. The most commonly reported CTD was Rheumatoid Arthritis as present in 7 patients (20,5%). When each subgroup was compared, ANA positivity was most common in the PANDAS group, present in 15 patients (28,8%) indicating a statistical significance at p=.90. Discussion: This study is important for being one of the limited number of studies that searched for an association between familial CTD and PANDAS. There is a need for genetic studies to explore the association between PANDAS OCD and familial collagen tissue disease. Key Words: PANDAS, OCD, Collagen Tissue Disease, Antinuclear Antibody. GİRİŞ Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) çocukların %1-3 ünü etkileyen nörobiyolojik kökenli bir bozukluktur (Douglass ve ark. 1995). Etyolojisi henüz yeterince aydınlatılamamış olmakla birlikte, yaygın kanı gelişimsel, genetik ve çevresel etmenlerin birlikte rol altığı çok etmenli bir süreçle ilişkili olduğu şeklindedir. Klinik tablonun, genetik/biyolojik yatkınlığın düzeyi, çevresel etmelerin türü/şiddeti ve bununla karşılaştığı sırasında kişinin gelişimin hangi döneminde bulunduğu gibi çok değişkenli bir süreç sonunda belirlendiğine inanılır (Geller 2010, Nicolini ve ark. 2000). Son yıllarda giderek artan biçimde, OKB patofizyolojisinde immün sistemin etyolojideki rolü vurgulanmakta, otoimmün mekaniz- *Yrd. Doç. Dr., Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, Adana **Yrd. Doç. Dr., Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji ve İmmunoloji AD, Adana ***Doç. Dr., Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, Adana ****Prof. Dr., Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji ve İmmunoloji AD, Adana *****Arş. Gör. Dr., Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, Adana ******Prof. Dr., Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, Adana *******Doç. Dr., Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik AD, Adana Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi : 19 (1) 2012 25

ÇELİK VE ARK. maların beyinde serotonin ve dopamin sistemini etkileyerek hastalığın gelişmesine yol açabileceği belirtilmektedir (Allen ve ark. 1995) PANDAS (Pediatric autoimmune neuropsychiatric disorders associated with streptococcal infections) tanısı ilk kez 1998 yılında Swedo ve arkadaşları tarafından tanımlanmış; böylece psikopatolojide immün sistemin önemi daha açık ve bir nedensonuç ilişkisine dayandırılacak biçimde vurgulanmıştır (Swedo ve ark. 1998). Bu tanının ayırt edici özellikleri ise çocuklarda A grubu Beta Hemolitik Streptokok (AGBHS) enfeksiyonlarının ardından ani başlayan ya da alevlenen obsesyonların, kompulsiyonların veya tiklerin olması ve ataklarla seyretme eğilimi göstermesidir. PANDAS tanı ölçütleri aşağıdaki gibidir; 1) Obsesif-kompulsif bozukluk veya bir tik bozukluğunun bulunması; 2) İlk belirtilerin 3 yaş ile ergenlik arasında başlaması; 3) Belirtiler aniden başlaması ya da belirtilerde dramatik alevlenmelerle karakterize gidiş olması; 4) Belirtilerin başlangıcı ya da alevlenmesi ile A grubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonu arasında zamansal bir ilişki bulunması; 5) Alevlenme sırasında nörolojik muayenede anormal bulguların olması (hiperaktivite, koreiform hareketler, tikler) (Swedo ve ark. 1998). AGBHS ile ilgili otoimmün yanıt sonucu gelişen Akut Romatizmal Ateş (ARA), Romatizmal Kardit (RK) gibi diğer durumlarda ailesel geçişin önemi genetik çalışmalarla ortaya konulmuş, ARA olguları ve ailelerinde OKB tanısında kümelenme olduğu gösterilmiştir (Hounie ve ark. 2006). Öte yandan, PANDAS olgularında ailesel kalıtımın rolü hakkında kanıta dayalı bilgi bulunmamaktadır. OKB için desteklenen ailesel kümelenmenin PANDAS tanısını da içerip içermediği ya da içeriyorsa bu tanıyı alanların ne kadarını açıklayabileceği bilinmemektedir. Biyolojik ve genetik yapının PANDAS ın klinik özelliklerini, sıklığını, belirti şiddetini ve seyrini ne şekilde etkilediği de aydınlatılmayı bekleyen diğer konulardır (Hoekstra ve Mindereaa 2005, Peterson ve ark. 2002, March 2004). Antinükleer antikorlar (ANA) başta olmak üzere otoantikorların erişkin ruhsal bozukluklarının etyopatogenezinde rolü uzun dönemden beri vurgulanmaktadır (Johnston ve Whaley 1975). Ruhsal bozukluğu olan çocukların ailelerinde otoimmün nedenli kollajen doku hastalıklarını (KDH) araştıran çalışmaların otizm üzerine yoğunlaştığı görülmektedir (Mouridsen ve ark. 2007, Sweeten ve ark. 2003). PANDAS lıların ailelerinde KDH artma eğilimine işaret eden öncü veriler bulunmakla birlikte, henüz bu konuyu ele alan kontrollü çalışma bulunmamaktadır (Murphy ve ark. 2010). Bu araştırmanın amacı PANDAS, non PANDAS ve PANDAS varyant olarak sınıflanmış çocukluk çağı OKB olgularında serum ANA düzeylerinin ve tanı alt gruplarında farklılıkların olup olmadığının incelenmesidir. Çalışmanın diğer bir amacı ise, OKB olgularının ailelerinde KDH öyküsünün değerlendirilmesi ve bu öykünün tanı alt grupları, klinik ve demografik değişkenler tarafından ne şekilde etkilendiğinin araştırılmasıdır. YÖNTEM ve GEREÇLER Örneklem ve İşlem Bu çalışmada 6-17 yaşlarında, 91 çocuk/ergen OKB yer almıştır. Örneklemin tamamı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları polikliniğine başvuran olgulardan oluşmaktadır. Örneklemin oluşturulması aşamasında uygun olgulara ve ailelerine çalışma ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiş, sadece gönüllü olanlar, aydınlatılmış onam sağlandıktan sonra, çalışmaya alınmıştır. Dışlama ölçütleri kabul edilen durumlar şunlardır: psikotik bozukluk, bipolar duygudurum bozukluğu, yaygın gelişimsel bozukluk veya mental retardasyon tanılarından birine sahip olmak, genetik nedenleri olabilecek dismorfik/sendromik yüz görünümün varlığı, immün sistemi baskılayan ilaçlar kullanmak, bilinen bir immün yetmezlik sendromu, hematolojik hastalık veya kanser tanısına sahip olmak. 26

PANDAS & Kollajen Doku Hastalıkları PANDAS ayırıcı tanısının güvenilir biçimde yapılabilmesi için, enfeksiyon ataklarıyla klinik belirtilerin zamansal ilişkisini kanıtlamak en önemli ve belki de en güç koşuldur. Bu aşamada ailelerden ve olgulardan alınan ayrıntılı öykü kadar, hekimin klinik izlenimi, sık aralıklarla sağlanan izlem ve laboratuar incelemeleri önem kazanır. Tüm bunlar sağlansa dahi, bazı olgularda aylar hatta yıllar sonra kanıta dayalı ayırıcı tanıya ulaşılabilmektedir. Bu nedenle, çalışmada yer alan örneklem en az 5 yıldan bu yana polikliniğimizde ayaktan takip edilen OKB olgularını içermektedir. Yeni tanı almış olgular veya uzun süredir izlense de PANDAS ayrımı için yeterli bilgi ve laboratuar incelemeye ulaşılamayan olguların çalışmada yer almamasına özen gösterilmiştir. Bilgi toplama ve değerlendirme süreçlerinin sonunda, verilerin analizi aşamasında, OKB olguları PANDAS, non-pandas ve PANDASvaryant şeklinde üç alt gruba ayrılarak incelenmiştir. Bu ayrım Swedo ve arkadaşlarının 1998 yılında tanımladıkları ölçütler esas alınarak yapılmıştır. PANDAS grubu; en az 2 enfeksiyon atağı ile zamansal ilişkisi gösterilmiş nöropsikiyatrik belirtileri olan olguları içermektedir. Enfeksiyon hastalıkları ve/veya laboratuar incelemeleri ile ruhsal belirtiler arasında herhengi bir ilişki saptanmayan olgular ise non-pandas grubunu oluşturmuştur. Ataklarla seyreden ancak enfeksiyonla doğrudan ilişkisi gösterilemeyen, ruhsal belirtilerle ilişkilendirilen enfeksiyon atakları için güçlü klinik izlenime karşın tıbbi incelemelerle tutarlı biçimde desteklenmeyen, AGBHS dışında atipik ajanlara bağlanan, ruhsal belirtilerin solunum yolu enfeksiyonları dışındaki sistemlerle ilgili (üriner sistem, gastrointestinal sistem v.b.) enfeksiyonlar tarafından tetiklenen olgular PANDAS-varyant olarak sınıflandırılmıştır. (Pavone ve ark. 2006) Çalışma vaka kontrol çalışması olarak tasarlanmıştır. Veri Toplama Araçları Demografik Veriler Enfeksiyon Hastalıklarının Kaydı Olguların ve ailelerin demografik bilgilerine çalışmacılar tarafından hazırlanan bilgi formu ile ulaşılmıştır. PANDAS ayırıcı tanısında yönlendirici olabilecek geçmiş enfeksiyon hastalıklarıyla ilgili olarak sorgulanan öyküler arasında; sık enfeksiyon geçirme (tonsillit / farenjit > / = 5-6 atak / yıl), tonsillektomi, penisilin profilaksisi yer almıştır. Ayrıca, ailede OKB/TB, ARA/ RK öyküleri sorgulanmıştır. Çalışmanın amaçları doğrultusunda, olguların birinci/ikinci derece yakınlarında KDH olup olmadığı ve bunların aldıkları tanılar (Sistemik Lupus Eritematozus (SLE), Behçet Hastalığı, Romatoid Artrit (RA), Psoriazis, Vitiligo, Multiple Skleroz (MS), Ankilozan Spondilit (AS), Ayrışmamış Bağ Dokusu Hastalığı, Çölyak Hastalığı, Ailesel Akdeniz Ateşi (AA), bilinen diğer bir KDH) kaydedilmiştir. Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu (ÇDŞG-ŞY) Psikiyatrik tanılar DSM-IV tanı ölçütlerine göre ve ÇDŞG-ŞY (Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia for School Aged Children, Present and Lifetime Version, K-SADS-PL) kullanılarak belirlenmiştir (Kaufman ve ark. 1997). Bu araç çocuk ve ergenlerde DSM tanı ölçütlerine göre ruhsal bozuklukları saptamak amacıyla kullanılan yarı yapılandırılmış bir görüşme formudur. Geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Gökler ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (Gökler ve ark. 2004). Çocuklar İçin Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeği (ÇY-BOKÖ) OKB belirtilerinin son 1 hafta içindeki ağırlığını ölçmek için kullanılan araç yarı yapılandırılmış bir görüşme formudur (Scahill ve ark. 1997). Uygulama sonucunda ÇY-BOKÖ toplam puanı yanı sıra kompulsiyon ve obsesyon alt puanları elde edilir. Ayrıca, ölçeğin sonunda yer alan ek itemler ile; içgörü, kaçınma, kararsızlık derecesi, aşırı sorumluluk hissi, hareketlerinde yavaşlama, pa- 27

ÇELİK VE ARK. tolojik kuşku ve global ciddiyet puanları kaydedilir. Ölçeğin Türkçeye uyarlaması ve geçerlik ve güvenilirlik çalışması Yücelen ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (Yücelen ve ark. 2000). Laboratuar İncelemeleri Çalışmaya katılan tüm olgulardan biyokimya tüpü içerisine 3 cc venöz kan alınmıştır. Kan örnekleri immunoloji laboratuarında çalışılmış santrifüj edilip serum ayrıştırılarak indirekt immunfloresans yöntemi ile çalışılmıştır. (HEp-20-10/Liver (Monkey) hücreleri, EUROIMMUN, Lübeck, Germany; cut-off değeri:1:100). Floresecent parlaklık derecesine göre +, ile ++++ arasında derecelendirilmiştir. Ayrıca, PANDAS ayırıcı tanısı için serum Antistreptolizin-O (ASO) ve C-Reaktif Protein (CRP) düzeyleri rutin olarak incelenmiştir. İstatistiksel Değerlendirmeler İstatistiksel analizler SPSS for Windows programı 16.00 sürümü ile yapılmıştır. Sürekli değişkenlerin normal dağılımı Shapiro-Wilks testi ile araştırılmıştır. Sürekli değişkenlerde normal dağılım belirlenememesi nedeni ile sayısal değişkenlerin ortalamalarının karşılaştırılmasında parametrik olmayan Mann-Whitney U Testi kullanılmıştır. Kategorik değişkenlerin karşılaştırılması çapraz tablolar ve ki kare testi ile yapılmıştır. BULGULAR Bu çalışmada 52 (%57.1) PANDAS, 19 (%20.9) non-pandas, ve 20 (%22) PANDAS-varyant olmak üzere toplam 91 OKB olgusu yer almıştır. Üç tanı grubu psikiyatrik belirtilerin başladığı yaşa göre kıyaslandığında; belirtileri 11 yaş ve/ veya daha önce başlayanların oranı PANDAS grubunda, non-pandas ve PANDAS-varyant gruplarından yüksek bulundu (n:50 %96.1; n:15, %78.9; n:18, %90.0; p=.075). PANDAS grubunda erkek olguların oranı kızlardan belirgin biçimde fazla iken, (E / K: 32 / 20; %61.5 / %38.5), non-pandas (E / K: 5/14; %26.3 / %73.7) ve PANDAS-varyant (E / K: 7/13; %35.0 / %65.0) gruplarında kızlar erkeklerden yüksek oranlarda belirlendi. Gruplar arasında cinsiyetlerin dağılımıyla ilgili belirlenen farklılık istatistiksel olarak da anlamlı idi (p=.013). Tanı alt gruplarına göre demografik ve klinik özellikler Tablo 1 de sunulmuştur. Klinik özellikler ve KDH Ailede KDH öyküsü bildiren toplam 34 (%37.4) olgu vardı. Bunların 18 inde (%52.9) etkilenen birey anne-baba gibi birinci derece yakınlarından biri, 16 sında (%47.1) ise kuzen, teyze, dayı, hala, büyükanne ve büyükbaba gibi ikinci derece yakınlarından biri idi. RA (n:7, %20.5) en sık bildirilen KDH iken, bunu vitiligo (n:6, %17.6), ayrışmamış KDH (n:6, %17.6), psoriasis (n:5, %14.7), Behçet hastalığı (n:3, %8.8), AS (n:2, %5.8), çölyak hastalığı (n:2, %5.8), SLE (n:1, %2.9), MS (n:1, %2.9) ve AA (n:1, %2.9) tanıları izlemekteydi. Enfeksiyonların ardından ani başlayan veya şiddetlenen ruhsal belirtiler; ailede KDH öyküsü olan 34 olgunun 29 una karşılık, KDH öyküsü olmayan 57 olgunun 37 sinde kaydedilmiştir (sırasıyla; %85.3; %64.9; p=.035). Benzer olarak; penisilin profilaksisi (p=.015) öyküsü ailede KDH öyküsü olanlarda anlamlı biçimde yüksek bulunmuştur. Hastada tonsillektomi öyküsünün ailede KDH öyküsü olanlardaki sıklığı istatistiksel olarak sınırlı anlamlılıkta bulunmuştur(p=.054). Ailede KDH öyküsünü olan ve olmayan olgular arasında, ailede ARA/RC ve OKB/TB öykülerinin sıklığında anlamlı bir farklılık belirlenmemiştir. Demografik ve klinik özelliklere göre ailede KDH öyküsünün analizi ile ilgili veriler Tablo 2 de sunulmuştur. TARTIŞMA OKB alt Grupları ve Demografik Veriler Ergenlikten sonra AGBHS enfeksiyonu için serolojik inceleme sonuçları nadiren pozitif bulun- 28

PANDAS & Kollajen Doku Hastalıkları Tablo 1: Tanı alt gruplarında demografik ve klinik özellikler Tablo 1: Tanı alt gruplarında demografik ve klinik özellikler Toplam OKB n (%) PANDAS n (%) N-PANDAS n (%) PANDAS-V n (%) Cinsiyet Kız 47 (51.7) 20 (38.5) 14 (73.6) 13 (65.0) Erkek 54 (59.3) 32 (91.5) 5 (26.3) 7 (35.0).013 Belirti Ba$langıcı <11 ya! 83 (91.2) 50 (96.1) 15 (78.9) 18 (90.0) >11 ya! 8 (8.8) 2 (3.8) 4 (21.1) 2 (10.0).075 Klinik Özellikler Penisilin profilaksisi 52 (51.1) 40 (76.9) 3 (15.8) 9 (45.0).0001 Tonsillektomi 34 (37.4) 29 (55.7) - 5 (25.0).0001 E$tanılar Enfeksiyonların ardından ardından ani ani ani ba!layan ani ba!layan veya veya veya!iddetlenen ruhsal ruhsal ruhsal belirtiler; ailede ailede KDH ailede KDH öyküsü KDH öyküsü öyküsü DEHB 67 (73.6) 41 (78.8) 9 (47.4) 17 (85.0).012 olan 34 olan 34 olan olgunun 34 34 olgunun 29 una 29 una 29 una kar!ılık, kar!ılık, KDH KDH öyküsü KDH öyküsü öyküsü olmayan olmayan 57 57 olgunun 57 57 olgunun 37 sinde 37 sinde kaydedilmi!tir TB 26 (28.5) 17 (32.7) 2 (10.5) 7 (35.0).144 AB (sırasıyla; %85.3; %85.3; %85.3; %64.9; %64.9; 42 %64.9; p=.035). (46.1) p=.035). Benzer 22 Benzer (42.3) Benzer olarak; olarak; olarak; penisilin 11 (57.9) penisilin 9 profilaksisi (45.0) (p=.015) (p=.015).503 öyküsü öyküsü öyküsü ailede Aile ailede Öyküsü ailede KDH KDH öyküsü KDH öyküsü öyküsü olanlarda olanlarda anlamlı anlamlı anlamlı biçimde biçimde yüksek yüksek yüksek bulunmu!tur. Hastada Hastada tonsillektomi ARA/RC 75 (82.4) 50 (96.1) 9 (47.4) 16 (80.0).0001 öyküsünün ailede ailede ailede KDH KDH öyküsü KDH öyküsü öyküsü olanlardaki sıklı"ı sıklı"ı sıklı"ı istatistiksel olarak olarak olarak sınırlı sınırlı sınırlı anlamlılıkta OKB/Tik 78 (85.7) 48 (92.3) 13 (68.4) 17 (85.0).039 KDH bulunmu!tur(p=.054). 34 (37.4) 22 (42.3) 5 (26.3) 7 (35.0).455 Laboratuar Ailede ANA Ailede Ailede Pozitif KDH KDH KDH öyküsünü olan 19 (20.9) olan ve ve olan olmayan ve ve 15 olmayan (28.8) olgular olgular olgular arasında, 2 (10.5) arasında, ailede ailede 2 ailede ARA/RC (10.0) ARA/RC ve ve.090 OKB/TB ve ve OKB/TB N: non, V: Varyant, ARA: Akut Romatizmal Ate!, OKB: Obsesif Kompulsif Bozukluk, DEHB: öykülerinin sıklı"ında anlamlı anlamlı bir anlamlı bir farklılık bir bir farklılık belirlenmemi!tir. Demografik ve ve klinik ve klinik ve klinik özelliklere Dikkat Eksikli"i Hiperaktivite Bozuklu"u, TB: Tik Bozuklu"u, AB: Anksiyete Bozuklu"u, göre KDH: göre ailede Kollajen göre ailede KDH ailede KDH Doku KDH Hastalı"ı, öyküsünün analizi ANA: analizi ile analizi ile Antinükleer ilgili ile ilgili veriler ilgili Antikor. veriler veriler Tablo Tablo 2 de Tablo 2 de 2 de sunulmu!tur. p Tablo Klinik 2. Ailede özellikler Kollajen ve Doku KDH Hastalığı Öyküsünün Demografik ve Klinik Özelliklere Tablo Tablo 2. Göre Tablo 2. Ailede 2. İncelenmesi. Ailede 2. Ailede Kollajen Kollajen Doku Doku Hastalı"ı Doku Hastalı"ı Öyküsünün Demografik ve ve Klinik ve Klinik ve Klinik Özelliklere Göre Göre Göre #ncelenmesi. Ailede Ailede Ailede KDH KDH Var KDH Var Var Ailede Ailede Ailede KDH KDH Yok KDH Yok Yok p p n n (%) n (%) n (%) n n (%) n (%) n (%) p p Ailede Cinsiyet KDH Cinsiyet öyküsü bildiren toplam 34 (%37.4) olgu vardı. Bunların 18 inde (%52.9) Kız Kız Kız Kız 14 14 (41.2) 14 (41.2) 14 (41.2) 33 33 (57.9) 33 (57.9) 33 (57.9) Erkek Erkek Erkek 20 20 (58.8) 20 (58.8) 20 (58.8) 24 24 (42.1) 24 (42.1) 24 (42.1).123.123.123 Belirti Belirti Belirti Ba$langıcı <11 <11 ya! <11 ya! <11 ya! ya! 31 31 (91.2) 31 (91.2) 31 (91.2) 52 52 (91.2) 52 (91.2) 52 (91.2) etkilenen birey anne-baba gibi birinci derece yakınlarından biri, 16 sında (%47.1) ise kuzen, teyze, dayı, hala, büyükanne ve büyükbaba gibi ikinci derece yakınlarından biri idi. RA (n:7, >11 >11 ya! >11 ya! >11 ya! ya! 33 (8.8) 3 (8.8) 3 (8.8) 55 (8.8) 5 (8.8) 5 (8.8).993.993.993 Klinik Klinik Klinik Özellikler %20.5) Penisilin Penisilin sık bildirilen Profilaksisi KDH 25 25 iken, (73.5) 25 (73.5) 25 bunu (73.5) vitiligo 27 27 (n:6, (47.4) 27 (47.4) 27 %17.6), (47.4).015 ayrı!mamı!.015.015 KDH (n:6, Tonsillektomi 17 17 (50.0) 17 (50.0) 17 (50.0) 17 17 (29.8) 17 (29.8) 17 (29.8).054.054.054 Aile Aile Öyküsü Aile Öyküsü %17.6), ARA ARA psoriasis ARA (n:5, %14.7), 31 Behçet 31 (91.2) 31 (91.2) 31 hastalı"ı (91.2) (n:3, 44 44 %8.8), (77.2) 44 (77.2) 44 AS (77.2) (n:2,.090 %5.8),.090.090 çölyak hastalı"ı OKB/Tik 31 31 (91.2) 31 (91.2) 31 (91.2) 47 47 (82.5) 47 (82.5) 47 (82.5).250.250.250 (n:2, %5.8), SLE (n:1, %2.9), MS (n:1, %2.9) ve AA (n:1, %2.9) tanıları izlemekteydi. KDH: KDH: Kollajen KDH: Kollajen Doku Doku Doku Hastalı"ı. KDH: Kollajen Doku Hastalığı. TARTI#MA 29

ÇELİK VE ARK. makta; 12 yaşından sonra toplumun %98 inde BHS karşı bağışıklık güçlenmekte; buna bağlı komplikasyonlar ise azalmaktadır (Fischetti 1997). Bu nedenle PANDAS tanısı için 12 yaş kriteri hastaların %98 ine göre ayarlanmıştır ve olguların çoğunun bu yaştan önce tanı aldığı veya tedavi için başvurduğu sanılmaktadır (Swedo ve ark. 2004). Ayrıca hastalığın erken yaşlarda başlaması hastalık belirtileri yanında erkek cinsiyet ve DEHB eş tanısının sıklıkla birlikte görüldüğü de literatürde de vurgulanmaktadır (Chabane ve ark. 2005, Geller ve ark. 2001). Benzer olarak, çalışmamızda DEHB eştanısı, erkek cinsiyet ve 11 yaşından önce belirti başlangıcı olan grubun güçlü biçimde PANDAS ı yordadığı söylenebilir. Ailesel OKB, ARA ve Otoimmün Hastalık Öyküleri ve PANDAS İlişkisi AGBHS nin, PANDAS patofizyolojisindeki rolü streptokok enfeksiyonuna yanıt sırasında oluşan otoantikorların bazal gangliyon hücre yüzeylerindeki moleküllerle çapraz reaksiyonuna bağlı nöron hasarı ile açıklanmaktadır. Benzer şekilde KDH olan ergenlerde otoantikorların kore ve hareket bozukluklarının gelişmesinde suçlanması, fenotipik görünüm açısından süreklilik gösterildiğini düşündürmektedir (Reiner ve ark. 2011). Ailede KDH bildiren olguların %91.2 sinde aynı zamanda ailede ARA öyküsü bulunmasına karşın, bu oran KDH olmayanlar arasında %77.2 olarak belirlenmiştir. Bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmasa da dikkat çekicidir. Ailede ARA öyküsünün KDH ile paralel artış göstermesi nedensel ilişki olasılığını akla getirmektedir. Bu fikri destekler nitelikte, ARA hastalarında tip-iv kollajene karşı gelişen otoantikorların sağlıklı kontrollerle göre daha sık bulunduğu gösterilmiştir (Dinkla ve ark. 2003). Bulgularımız ailede ARA öyküsünün sorgulanmasının PAN- DAS ayırıcı tanısına katkı sağlayacağını bildiren önceki çalışmaları desteklemektedir (Swedo ve ark. 1998, Giulino ve ark. 2002). Murphy ve arkadaşlarının (2010) çalışmasında, PANDAS-OKB olgularının annelerinde herhangi bir KDH, özellikle de SLE tanısı alanların oranı, diğer OKB olgularının annelerine kıyasla anlamlı biçimde yüksek bulunmuştur. Bizim çalışmamızda yer alan OKB olgularının ailelerinde, RA en sık bildirilen KDH olarak kaydedilmiştir. Çalışmalar arasında KDH alt tipi açısından gözlenen bu farklılık örneklem gruplarına ait özellikler, örneklemlerin sayısı ve bölgesel genetik farklılıklarla ilişkili olabilir. KDH başlığı altındaki tanılar arasında, RA başta olmak üzere MS ve SLE ye yatkınlık oluşturan genetik etmenlerin HLA sistemiyle ilgili olduğu düşünülmektedir (Orozco ve ark. 2006, Oksenberg ve ark. 2008). Farklı çalışmalarda öne çıkan tanının değişmesi, bu tanıların benzer etyolojik ve/veya genetik etmenlere dayanmasıyla da açıklanabilir. Çalışmamızda 18 hastanın birinci derece yakınında KDH öyküsü toplumda beklenenden fazladır. Birden fazla KDH nın birlikte görülme olasılığının yüksek olduğu bildirilmektedir. Örneğin, SLE olgularının ailelerinde başta SLE ve RA olmak üzere ailesel KDH için kümelenme olduğu bildirilmektedir. (Alarcon-Segovia ve ark. 2005). Ayrıca Beyin Manyetik Rezonans Spektroskopi çalışmalarında RA hastalarında inflamasyon ve monosit infiltrasyonunun göstergesi olan kolin sinyallerinde artış belirlenmiştir. Dahası kolin/ kreatin oranları eritrosit sedimantasyon hızı ve hastalık şiddeti ile ilişkili bulunmuştur (Emmer ve ark. 2009). Bu durum otoimmün hastalıkların eklem aralığı, kalp gibi sistemik tutulumlarının yanında santral sinir sistemi tutulumlarının da PANDAS benzeri nöropsikiyatrik tabloya neden olabileceğini öne sürülebilir. Sonuç olarak bu çalışmada da PANDAS ve diğer KDH nın bazı paylaşılmış risk etkenleriyle ilgili (sitokinler, hücresel disfonksiyon, genetik, HLA varyasyonları v.b.) fenotipik bir süreklilik gösterdiği düşünülebilir (Brown 2009). Başka bir deyişle de PANDAS hastaları erişkinlik döneminde KDH açısından risk altında olabildikleri gibi erişkin KDH olan bireylerin çocukluk döneminde de PANDAS klinik bulguları ile uyumlu olup olmadıkları izlem çalışmalarıyla da desteklenmelidir. 30

PANDAS & Kollajen Doku Hastalıkları Bununla birlikte PANDAS ve ailesel KDH birlikteliğinin, PANDAS-OKB hastalığının kalıtılabilirliği ile ilişkilendirilmesinin yanında, çocukluk çağı OKB nin tedavisinde ne gibi etkilerinin olacağı ise belirsizdir. Eştanılar OKB ye eşlik eden ruhsal bozukluklar %50-74 e varan sıklıkta bildirilmektedir. Çocuk ve ergenlerde OKB ye eşlik eden tanıların varlığı hastanın işlev kaybını artırması, uzun dönem seyri ve tedavi seçimini etkileyebilmesi nedeniyle önemlidir (Farrell ve ark. 2012; Janowitz ve ark. 2009, Masi ve ar. 2006). Eşlik eden TB özellikle çocuklukta başlayan OKB olguları arasında yaygındır ve uzun dönemde daha iyi gidiş için gösterge kabul edilmektedir (Himle ve ark. 2007). İstatistiksel anlamlılığı sınırlı olmakla birlikte, TB eştanısı PANDAS grubunda diğer tanı alt gruplarından daha sık bulunmuştur; ve bu bulgu önceki çalışmaların sonuçlarıyla da uyumludur (Swedo ve ark. 1998, Giulino ve ark. 2002). Leckman ve arkadaşlarının (2010) yaptığı bir çalışmada özellikle tiklerin eşlik ettiği OKB grubu, erken başlangıçlı, erkek olguların ağırlıkta olduğu, sıklıkla DEHB nin de bulunduğu, SSRI tedavilerine düşük yanıt veren, ailesel geçişe daha meyilli bir klinik alt grup olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle tiklerin eşlik ettiği OKB olgularında ailesel geçişin önemli olduğu ve PANDAS ayırıcı tanısının öncelikle ele alınması gerektiği düşünülebilir. Çocukluk çağı OKB olgularında, TB gibi DEHB eştanısı da genel toplumdan ve geç başlangıçlı OKB olgularından daha sıktır (Sheppard ve ark. 2010). Dahası, DEHB eştanısının özellikle PANDAS grubunda daha yaygın olduğu düşünülmektedir (Masi ve ark. 2006, Swedo ve ark. 1989). Bu çalışmada, PANDAS grubunda DEHB eştanısı oranı diğer tanı alt gruplarından belirgin biçimde daha sıktır. DEHB ve PANDAS birlikteliğini ortak nedensellik açısından destekleyen ilginç nörokimyasal veriler bulunmaktadır. PANDAS olgularındaki otoantikorların, DEHB etyolojisinde önemli olan dopamin reseptörlerine karşı olduğu gösterilmiştir (Cunningham 2012). Yapılan görüntüleme çalışmalarında, PANDAS olgularının striatumunda DEHB olguları için tanımlanana benzer dopaminerjik işlev ve hacim değişiklikleri bildirilmiştir (Carmona ve ark. 2009). Özetle, DEHB, OKB ve TS nin ortak etyolojiye sahip bir klinik yelpaze içinde bulundukları bilgisi özellikle PANDAS grubunu işaret ediyor olabilir (Gaze ve ark. 2006). Serum ANA pozitifliği ve PANDAS İlişkisi Yaygınlık çalışmalarına göre, serum ANA pozitifliği 12 yaş ve üzerinde %13.8 olarak bildirilmiştir (Satoh ve ark. 2012). PANDAS grubunda %28.8 olarak belirlenen ANA pozitiflik oranı genel toplumda beklenenin yaklaşık 2 katı olması nedeni ile dikkat çekicidir. İstatistiksel anlamlılığı sınırlı olmakla birlikte, ANA pozitifliğinin PANDAS grubunda diğer iki gruptan yaklaşık 2-3 kat fazla olması da çalışmanın hipotezini destekler görünmektedir. Çalışmanın Kısıtlılıkları Kontrol grubunun olmaması bu çalışmanın en önemli kısıtlılıklarından biridir. Ek olarak, örneklemin tamamı etnik çeşitlilik bakımından karmaşık bir yapıya sahip olan Çukurova Bölgesinden gelmektedir. Toplumu yansıtan bilgilere ulaşmak için farklı bölgelerden olguların oluşturacağı geniş örneklemleri ve kontrol olgularını içeren kesitsel araştırmalara ihtiyaç vardır. İzlem çalışmalarından elde edilecek bilgiler tanı alt gruplarının klinik özellikleri, uzun dönem seyrini ve tedavi yanıtlarını etkileyen durumların açıklığa kavuşturulmasının yanında, etkin tedavi yaklaşımlarının gelişmesi gibi önemli katkılar sağlayabilir. SONUÇ VE ÖNERİLER Bu çalışma PANDAS ve otoimmün kökenli KDH arasındaki ilişkiyi araştıran az sayıda çalışmalardan biri olması nedeniyle önemlidir. Otoimmün mekanizmaların aynı aileden benzer yatkınlıkla- 31

ÇELİK VE ARK. ra sahip bireyler arasında geniş bir yelpaze oluşturan farklı klinik tablolara yol açtığı sanılmaktadır. Çalışmamızda elde edilen veriler bu teoriyi destekliyor olabilir. Pek çok bilinmeyene karşın, konu hakkında güncel eğilim; immün etyolojiye sahip nöropsikiyatrik bozuklukların gen çevre etkileşimi olarak da adlandırılan epigenetik kuram çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği şeklindedir (Bagot ve Meaney 2010). Benzer risklere sahip kişilerde hastalık gelişip gelişmeyeceğinin, gelişecek hastalığın ne olacağı ya da nasıl bir seyir göstereceği, daha da önemlisi tüm bunların neye göre belirlendiği tam olarak bilinmemektedir. Klinik ve toplum örneklemlerinde fiziksel ve ruhsal durumların geniş bir bakış açısıyla ele alındığı tarama ve izlem çalışmalarına gereksinim vardır. KAYNAKLAR Alarcon-Segovia D, Alarcon-Riquelme ME, Cardiel MH ve ark. (2005) Familial aggregation of systemic lupus erythematosus, rheumatoid arthritis and other autoimmune diseases in 1,177 lupus patients from the GLADEL cohort. Arthritis Rheum 52: 1138-1147. Allen AJ, Leonard HL, Swedo SE ve ark. (1995) Case study: A new infection triggered, autoimmune subtype of pediatric OCD and Tourette s syndrome. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 34: 307-311. Bagot RC, Meaney MJ (2010) Epigenetics and the biological basis of gene x environment interactions. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 49: 752-771. Brown RS (2009) Autoimmune thyroid disease: unlocking a complex puzzle. Curr Opin Pediatr 21(4): 523-528. Carmona S, Proal E, Hoekzema EA ve ark. (2009) Ventro-striatal reductions underpin symptoms of hyperactivity and impulsivity in attention-deficit/hyperactivity disorder. Biol Psychiatry 66: 972-927. Dinkla K, Rohde M, Jansen WTM ve ark. (2003) Rheumatic feverassociated Streptococcus pyogenes isolates aggregate collagen. J Clin Invest 111: 1905-1912. Douglass HM, Moffitt TE, Dar R ve ark. (1995) Obsessivecompulsive disorder in a birth cohort of 18-year-olds: prevalence and predictors. J Am Acad Child Adol Psychiatry 34: 1424-1431. Emmer BJ, van der Bijl AE, Huizinga TW ve ark. (2009) Brain Involvement in Rheumatoid Arthritis. A Magnetic Resonance Spectroscopy Study. Arthritis Rheum 60: 3190-3195. Farrell L, Waters A, Milliner E ve ark. (2012) Comorbidity and treatment response in pediatric OCD: A pilot study of group cognitive-behavioral treatment. Psychiatry Res 199: 115-123. Fischetti V (1997) The Streptococcus and the host. Present and future challenges. Adv Exp Med Biol 418: 15-20. Gaze C, Kepley HO, Walkup JT ve ark. (2006) Co-occurring psychiatric disorders in children and adolescents with Tourette syndrome. J Child Neurol 21: 657-664. Geller DA (2010) Obsessive-Compulsive Disorder. Textbook of Child and Adolescent Psychiatry içinde, Dulcan MK (ed), American Psychiatric Publishing Inc, Washington DC, s: 349-363. Geller DA, Biederman J, Faraone SV ve ark. (2001) Disentangling chronological age from age of onset in children and adolescents with obsessive-compulsive disorder. Int J Neuropsychopharmacol 4:169-178. Giulino L, Gammon P, Sullivan K ve ark. (2002) Is parental report of upper respiratory infection at the onset of obsessive-compulsive disorder suggestive of pediatric autoimmune neuropsychiatric disorder associated with streptococcal infection? J Child Adol Psychopharmacol 12: 157-164. Gökler B, Ünal F, Pehlivantürk B ve ark. (2004) Reliability And Validity of Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia for School Age Children-Present and Lifetime Version-Turkish Version (K-SADS-PL-T). Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 11: 109-117. Chabane N, Delorme R, Millet B ve ark. (2005) Early-onset obsessive-compulsive disorder: a subgroup with a specific clinical and familial pattern? J Abnorm Child Psychol 46:881-887. Cunningham MW (2012) Streptococcus and rheumatic fever. Curr Opin Rheumatol 24: 408-416. Himle MB, Woods DW, Conelea CA ve ark. (2007) Investigating the effects of tic suppression on premonitory urge ratings in Children and adolescents with Tourette s syndrome. Behav Res Therapy 45: 2964-2976. 32

PANDAS & Kollajen Doku Hastalıkları Hoekstra PJ, Minderaa RB (2005) Tic disorders and obsessivecompulsive disorder: is autoimmunity involved? Int Rev Psychiatry 17: 497-502. Hounie AG, Pauls DL, Rosario-Compas ve ark. (2006) Obsessive- Compulsive Spectrum Disorders and Rheumatic Fever: A Family Study. Biol Psychiatry 61: 266-272. Orozco G, Rueda B, Martin J ve ark. (2006) Genetic basis of rheumatoid arthritis. Biomed Pharmacother 60: 656-662. Pavone P,Parano E, Rizzo R ve ark. (2006) Topical Review: Autoimmune Neuropsychiatric Disorders Associated Wıth Streptococcal Infection: Sydenham chorea, PANDAS and PANDAS variants. J Child Neurol 2006 21:727 Janowitz D Grabe HJ, Ruhrmann S ve ark. (2009) Early onset of obsessive compulsive disorder and associated comorbidity. Depress Anxiety 26: 1012 1017. Johnston E, Whaley K (1975) Antinuclear antibodies in psychiatric illness: Their relationship to diagnosis and drug treatment. BMJ 2: 724-725. Kaufman J, Birmaher B, Brent D ve ark. (1997) Schedule for affective disorders and schizophrenia for school-age Children-present and lifetime version (K-SADS-PL): initial reliability and validity data. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 36: 980-988. Peterson BS, Leckman JF, Tucker D ve ark. (2002) Preliminary findings of antistreptococcal antibody titers and basal ganglia volumes in tic, obsessive-compulsive, and attention deficit/ hyperactivity disorders. Arch Gen Psychiatry 57: 364-372. Reiner P, Galanaud D, Leroux G ve ark. (2011) Long-term outcome of 32 patients with chorea and systemic lupus erythematosus or antiphospholipid antibodies. Mov Disord 26: 2422-2427. Satoh M, Chan EKL, Ho LA ve ark. (2012) Prevalence and sociodemographic correlates of antinuclear antibodies in the United States Arthritis Rheum 64: 2319-2327. Leckman, JF, Denys, DD, Simpson HB ve ark. (2010) Obsessivecompulsive disorder: A review of the diagnostic criteria and possible subtypes and dimensional specifiers for DSM-V. Depress Anxiety 27: 507-527. March JS (2004) Pediatric autoimmune neuropsychiatric disorders associated with streptococcal infection (PANDAS): implications for clinical practice. Arch Pediatr Adolesc Med 158: 927-929. Masi G, Millepiedi S, Mucci M ve ark. (2006) Comorbidity of obsessive-compulsive disorder and attention-deficit/hyperactivity disorder in referred children and adolescents. Compr Psychiatry 47: 42-47. Murphy TK, Storch EA, Turner A ve ark. (2010) Maternal history of autoimmune disease in children presenting with tics and/or obsessive-compulsive disorder. J Neuroimmunol 229: 243-247. Mouridsen SE, Rich B, Isager T ve ark. (2007) Autoimmune diseases in parents of children with infantile autism: a case-control study. Dev Med Child Neurol 49: 429-432. Nicolini H, Arnold P, Nestadt G ve ark. (2000) Overview of genetics and obsessive-compulsive disorder. Psychiatry Res 170: 7-14. Scahill L, Riddle MA, Mc Swiggin-Hardin M ve ark. (1997) Children s Yale-Brown Obsessive Compulsive Scale: reliability and validity. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 36: 844-852. Sheppard B, Chavira D, Azzam A ve ark. (2010) ADHD Prevalence and Association with Hoarding Behaviors in Childhood-Onset OCD. Depress Anxiety 27: 667-674. Swedo SE, Leonard HL, Rapoport JL (2004) The pediatric autoimmune neuropsychiatric disorders associated with streptococcal infection (PANDAS) subgroup: separating fact from fiction. Pediatrics 113: 907-911. Swedo SE, Leonard HL, Garvey ve ark. (1998) Pediatric autoimmune neuropsychiatric disorders associated with streptococcal infections: clinical description of the first 50 cases. Am J Psychiatry 155: 264-271. Swedo SE, Rapoport JL, Leonard H ve ark. (1989) Obsessive compulsive disorder in children and adolescents: clinical phenomenology of 70 consecutive cases. Arch Gen Psychiatry 46: 335-3341. Sweeten TL, Bowyer SL, Posey DJ ve ark. (2003) Increased prevalence of familial autoimmunity in probands with pervasive developmental disorders. Pediatrics 112: e420. Oksenberg JR, Baranzini SE, Sawcer S ve ark. (2008) The genetics of multiple sclerosis: SNPs to pathways to pathogenesis. Nat Rev Genet 9: 516-26. Yücelen A, Arman V, Topçuoğlu G ve ark. (2000) Çocuklar için Yale- Brown obsesif kompulsif geçerlik ve güvenilirlik değerlendirmesi. 10. Ulusal Çocuk ve Ergen Kongresi poster bildiri, Sarıgerme, Türkiye. 33