Gayrimenkul ve İştirak Hissesi Satış Zararlarının Kurumlar Vergisi Karşısındaki Durumu* Özet Gayrimenkul ve iştirak hissesi satış işlemlerinde ortaya çıkan kar ın %75 i Kurumlar Vergisi Kanunu nun (KVK) 5/1-e maddesi uyarınca kurumlar vergisinden istisnadır. Sözkonusu satış işleminden zarar doğması durumunda ilgili zararın kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı konusunda tartışma bulunmaktadır. Bir görüşe göre vergiden istisna olan bir faaliyetten doğan zararın kabul edilmesi mümkün değildir. Diğer görüşe göre ise gayrimenkul ve iştirak hissesi satış işlemi bir faaliyet değildir ve satış zararı da bir faaliyet zararı değildir. Gayrimenkul ve iştirak hissesi satışı sadece ticari bir alış veriş veya ticari bir işlemdir. Bu yönüyle normal ticari zarardan bir farkı bulunmamaktadır. İlgili satış zararının indirimini yasaklayan bir yasal düzenleme KVK da bulunmadığı için zararın vergiye tabi kurum kazancından indirilmesi mümkündür. 1. GİRİŞ Gayrimenkul ve iştirak hissesi satış istisnası kurumlar vergisi mükelleflerinin sıklıkla başvurduğu uygulaması oldukça yaygın olan bir kurumlar vergisi istisnasıdır. İstisna uygulamasının yaygın olması çok sayıda sorunu da beraberinde gündeme getirmektedir. Vergi Dünyası dergimizin Eylül 2010 sayısında değerli meslektaşım Baş Hesap Uzmanı Soner Ülgen tarafından kaleme alınan Gayrimenkul Satış Kazancı İstisna Uygulamasında Zarar Doğması Durumunda Zararın Tamamı Mı Yoksa %75 lik Kısmı Mı Kanunen Kabul Edilmeyen Giderdir? başlıklı makale 1 de bu sorunlardan birine oldukça etkileyici bir şekilde ışık tutmuştur. Bu çalışmamızda sözkonusu makalede ayrıntılı olarak irdelenen gayrimenkul ve iştirak hissesi satış zararı konusunda kişisel değerlendirmelerimiz yer almaktadır. Çalışmamızın izleyen bölümünde öncelikle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 5/1-e maddesinde düzenlenen gayrimenkul ve iştirak hissesi satış istisnası müessesesi ana hatlarıyla açıklanacaktır. Üçüncü bölümde gayrimenkul ve iştirak hissesi satış zararının kurumlar vergisi uygulamasındaki yeri konusunda kişisel görüşlerimiz açıklandıktan sonra son bölümde genel değerlendirme yapılacaktır. 2. GAYRİMENKUL VE İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ İSTİSNASI UYGULAMASI Bilindiği üzere 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 5/1-e maddesi uyarınca kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle *BU MAKALE VERGİ DÜNYASI DERGİSİ KASIM 2010 SAYI:35 DE YAYIMLANMIŞTIR. 1 S.Ülgen, Gayrimenkul Satış Kazancı İstisna Uygulamasında Zarar Doğması Durumunda Zararın Tamamı Mı Yoksa %75 lik Kısmı Mı Kanunen Kabul Edilmeyen Giderdir?, Vergi Dünyası, Sayı:349, Eylül 2010, sf.33-37
sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75 lik kısmı kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu sure içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı sure içinde işletmenin tasfiyesi (devir ve bölünme işlemleri hariç) halinde de bu hüküm uygulanır. Devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışında iki yıllık sürenin hesabında, devir olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınır. Bedelsiz olarak veya rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değeriyle elde edilen hisse senetlerinin elde edilme tarihi olarak, sahip olunan eski hisse senetlerinin elde edilme tarihi esas alınır. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır. 3. GAYRİMENKUL VE İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ ZARARININ GENEL NİTELİĞİ Gayrimenkul ve iştirak hissesi satış kazançlarına uygulanan kurumlar vergisi istisnası, işletmelerin bağlı değerlerinin nakte dönüştürmesinde ve bu yolla finansman sorunlarının çözülmesinde oldukça önemli bir fonksiyon icra etmektedir. Sermaye yetersizliği nedeniyle ağır borç yükü altında kar a geçmekte zorlanan işletmelerin, bu istisna uygulamasıyla finansman açıklarını kapatması ve izleyen yıllarda kar a geçmesi başlı başına bir vergisel teşviği haketmektedir. Gayrimenkul veya iştirak hisselerine sahip olan şirketler sözkonusu değerlerini uzun vadeli güvenli bir yatırım aracı olarak görmektedir. Enflasyonist nedenlerle veya spekülatif nedenlerle sözkonusu yatırımların değeri yıldan yıla genellikle arttığı için, bu kıymetler satıldığı dönemde işletmelere önemli bir nakit girdisi ve kar bırakmaktadır. Ancak bazı durumlarda sözkonusu kıymetlerin değeri spekülatif nedenlere düşebilir. Maliyet bedelinin altına düşen fiyatlar nedeniyle gayrimenkul veya iştirak hissesi satışından zarar edilmesi mümkündür. Örneğin yüksek beklentilerle satın alınan pahalı bir arsanın kamulaştırılması sonucunda oldukça düşük bir bedelle devlete devredilmesi veya iştirak hissesine sahip olunan
şirketin aşırı borç yükü altında iflas etmesi sonucunda iflas masasından herhangi bir pay alınamaması durumu en sık karşılaşılan örneklerdir. Gayrimenkul ve iştirak hissesi satışından doğan kazançların %75 inin kurumlar vergisinden istisna olması, sözkonusu kıymetlerin satışından doğan zararların kurumlar vergisi matrahından indirilip indirilemeyeceği noktasında bir takım tereddütlere neden olmaktadır. Çünkü 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinde doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmemektedir. Gayrimenkul ve iştirak hissesi satış zararının kurum kazancından indirilmesinin kabul edilemeyeceğini savunan görüşün gerekçeleri kısaca şöyledir: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının kurumlar vergisinden istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükmü uyarınca, kurumlar vergisinden istisna edilen gayrimenkul ve iştirak hissesi satışından zarar doğması durumunda bu zararların istisna kapsamı dışındaki gelirlerden indirilmesi söz konusu olmaz. Zira bu satış işlemi istisna kapsamındaki faaliyetten doğan bir zarardır. Aksi bir uygulama hem istisnanın temel mantığına hem de KVK nın 5/3 üncü maddesinin ruhuna aykırıdır. Çünkü istisna faaliyetlerden kazanç doğması durumunda istisnadan yararlanılarak vergi matrahının azaltılması, zarar doğması durumunda ise zararın indirim olarak dikkate alınması suretiyle yine matrahın azaltılması kanun koyucunun istisnadan amaçladığı hedeflerden sapmalara yol açacaktır. 2 Gayrimenkul ve iştirak hissesi satış zararının vergiye tabi kurum kazancından indirilebileceğine ilişkin kişisel görüşümüzün gerekçeleri izleyen bölümde açıklanmıştır. a) Gayrimenkul ve İştirak Hissesi Satışı Bir İşletme Faaliyeti Değildir 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre kurumların istisna kapsamındaki faaliyetlerinde doğan zararları indirim olarak kabul edilmemektedir. İşletme faaliyetinden anlaşılması gereken iştigal konusuna göre süreklilik gösteren mal teslimi ve hizmet ifalarıdır. Örneğin serbest bölge faaliyeti veya yurtdışı kontrol edilen kurum kazanç faaliyeti gibi. Oysa işletmelerin sıradan mal teslimi veya hizmet ifaları dışında özel yetkili şahısların (şirketin belirli ortak ve yöneticilerinin) imzalarıyla gerçekleşen gayrimenkul ve iştirak hissesi satış işlemi, faaliyet değil fakat olağanüstü bir işlem niteliğindedir. Dolayısıyla gayrimenkul ve iştirak hissesi satışının işletme faaliyeti 2 Ülgen, a.g.m. sf.36-37
çerçevesinde değerlendirilmemesi gerekmektedir. Sözkonusu satış işlemi niteliği gereği süreklilik gösteren bir işletme faaliyeti değildir. Bu çerçevede gayrimenkul ve iştirak hissesi satışlarının istisna kapsamında bir faaliyet olarak yorumlanması mümkün değildir. Niteliği gereği faaliyet olmayan gayrimenkul ve iştirak hissesi satışından kaynaklanan zararın vergiye tabi kardan indirilmesi kişisel görüşümüze göre mümkündür. Nitekim sözkonusu satış işlemlerinden kaynaklanan kar veya zarar, faaliyet karından ayrı olarak olağandışı kar veya zarar adı altında sonuç hesaplarına intikal ettirilmektedir. b) Gayrimenkul ve İştirak Hissesi Satış Zararı İstisna Edilen Kazançlara Ait Bir Gider Niteliğinde Değildir: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerin vergiye tabi kurum kazancından indirilmesi kabul edilmemektedir. Vergiden istisna edilen kazançlara ilişkin giderler, bu kazançların elde edilebilmesi için yapılan her türlü ödemelerdir. Örneğin gayrimenkulün veya iştirak hissesinin satılması amacıyla ödenen danışmanlık giderleri, kayıt, tescil, harç gideri gibi. Gayrimenkul ve iştirak hissesi satışından kaynaklanan zararlar ise esas itibariyle gider niteliğinde değildir. Zarar kavramı bir sonuç iken, gider kar elde etmek vaya zararı asgari düzeyde tutmak amacıyla yapılan her türlü ödemeyi ifade etmektedir. Dolayısıyla satış bedelinin maliyet bedeline nazaran düşük olması nedeniyle ortaya çıkan satış zararının bir gider niteliği bulunmamaktadır. Bu çerçevede gayrimenkul ve iştirak hissesi satışından kaynaklanan zararın istisna edilen kazançlara ait bir gider olarak kabul edilmesi mümkün değildir. c) Gayrimenkul ve İştirak Hisse Satış Zararının İndirilemeyeceğine İlişkin Açık Bir Hüküm Yoktur Gayrimenkul ve iştirak hissesi satış istisnası kurumların faaliyetlerinin finansmanında ihtiyaç duydukları işletme sermayesinin şirket özkaynaklarından karşılanması amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Finansman ihtiyacının banka kredisi gibi faiz yükü içeren kaynaklardan karşılamak yerine, gayrimenkul veya iştirak hissesi satış hasılatından karşılanması, şirketlerin izleyen yıllardaki karlılığına ve dolayısıyla kurumlar vergisi beyanlarına olumlu katkı sağlamaktadır. Bilançolarda tarihi maliyet bedelleriyle yeralan gayrimenkul ve iştirak hisseleri yıllar geçtikçe genellikle değer kazanmakta ve satılması durumunda bu değer artışları realize edilmektedir. Gayrimenkul ve iştirak hisselerinin realize edilmiş değer artış primleri prensip olarak kurumlar vergisinin konusunu teşkil etse de Kanun un 5/1-e maddesi gereğince belirli şartlarla %75 i istisna, %25 i kurumlar vergisine tabidir. Ancak önceki bölümde de ifade edildiği üzere bazı durumlarda bu kıymetlerin satış bedelleri maliyet bedelinin altına düşebilmekte hatta değersiz hale gelebilmektedir. Bu durumda ilgili gayrimenkulün veya iştirak hissesinin elden çıkarılmasında önemli zararlar sözkonusu olabilmektedir.
Zararlı durumdaki gayrimenkulün veya iştirak hissesinin elden çıkarılması durumunda daha önce bilançoda gözükmeyen değer kaybı zararı realize edilmektedir. Gayrimenkul ve iştirak hisselerinin realize edilmiş değer artış primleri nasıl kurumlar vergisine tabi ise realize edilmiş değer kaybı zararlarının da ticari kazancın bir unsuru olarak kurumlar vergisi beyanından düşülmesi gerekmektedir. Sözkonusu zarar, kurumların normal ticari zararı gibi esas itibariyle ticari sermayede meydana gelen bir eksilme niteliğindedir. Çünkü geçmişte işletmenin atıl fonları bu kıymetlerin alımına yönlendirilmiş, fakat zaman içerisinde bu kıymetlerdeki değer kaybı atıl fonların kaybedilmesine neden olmuştur. Ticari sermayede meydana gelen eksilme prensip olarak gider yazılamaz iken, Kurumlar Vergisi Kanunu bu zararların gider yazılması noktasında 5 yıllık bir süre öngörmektedir. Beşinci yılın sonuna kadar elde edilecek karlarla kapatılamayan ticari zarar kesin bir sermaye kaybına işaret edeceğinden, bu yıldan sonra sözkonusu zararlar kanunen kabul edilmemektedir. Gayrimenkul ve iştirak hisselerinin realize edilmiş değer artış primlerine yönelik Kanun un 5/1-e maddesinde yeralan istisna düzenlemesi, vergi otoritesinin belirli bir amacı gerçekleştirmek için getirdiği özel bir vergi teşvik müessesesidir. Zarar nedeniyle bu amacı gerçekleştirecek araçlardan yoksun olunması, bu vergi teşvik müessesesinden yararlanmayı engellemektedir. İlgili istisna düzenlemesinde maliyet bedelinin altında satış nedeniyle oluşan zararla ilgili herhangi bir cezalandırıcı hüküm bulunmamaktadır. Bu yönüyle KVK nın 5/1-e maddesinde düzenlenen gayrimenkul ve iştirak hissesi satış istisnası sadece kar lı satışları teşvik eden, bu karşın zararına satışlara yönelik herhangi bir cezalandırma öngörmeyen bir vergi teşvik müessesesidir. Öte yandan işletmelerin sermaye yapılarını güçlendirmek amacıyla getirilen sözkonusu istisna müessesesinin, işletmelerin sermaye yapılarını zayıflatan zararlı satışlar karşısında bu işletmelere bir de zararı kabul etmeme gibi bir vergisel yük yüklemesi de zaten beklenmemelidir. Bu nedenle satış zararlarının kabul edilmemesi gibi bir hüküm ilgili istisna düzenlemesinde bulunmamaktadır. Hal böyle iken yasada yer almayan bir durum için sadece satış kar ı vergiden istisna ise satış zararının da kanunen kabul edilemeyeceğini ileri sürmek verginin yasallığı ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Öte yandan istisnanın bütün koşulları gerçekleştirilse dahi satış karının %25 lik kısmı kurumlar vergisine tabidir. Diğer bir ifadeyle satış karının tamamı istisna değildir. Bu durumda yine kıyasen satış zararının da %25 lik kısmı mı kurum kazancından indirilecektir? Satış zararının kanunen kabul edilmemesi gayrimenkul ve iştirak hissesi satış istisnasının ruhuna aykırıdır. Çünkü istisna uygulamasında esas amaç işletmelerin sermaye yapılarını güçlendirmektir. İşletmelerin sermaye yapılarını zayıflatan gayrimenkul ve iştirak hissesi satış zararlarının kurumlar vergisinden indiriminin kabul edilmemesi, işletmelerin sermayeleri üzerinde ikinci bir erezyona neden olacaktır. Ticari hayatta kar elde etmek ne kadar doğalsa, zarar etmek de aynı derecede olağan bir durumdur. Vergi kanunları açısından ticari zarar, gelecek yıllarda elde edilecek ticari karın bir nevi hazırlayıcısıdır. Bu özelliği nedeniyle ticari zararların vergi matrahından indirilmesine
izin verilmektedir. Vergi matrahından kanunen indirilemeyen tek ticari zarar; beş yıl öncesinde oluşan ve bu süre zarfından kar a neden olmayan sermaye kayıplarıdır. 4. GENEL DEĞERLENDİRME Gayrimenkul ve iştirak hissesi satış zararının kurumlar vergisi matrahının hesaplanmasında indirim olarak dikkate alınıp alınmayacağı noktası çok açık değildir. Bir görüşe göre 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının kurumlar vergisinden istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükmü uyarınca, kurumlar vergisinden istisna edilen gayrimenkul ve iştirak hissesi satışından zarar doğması durumunda bu zararların istisna kapsamı dışındaki gelirlerden indirilmemesi gerektiği ileri sürülmektedir. Bizim de katıldığımız diğer görüşe göre ise 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre kurumların istisna kapsamındaki faaliyetlerinde doğan zararları indirim olarak kabul edilmez iken, gayrimenkul ve iştirak hissesi satış işlemi niteliği gereği bir işletme faaliyeti değildir. İşletme faaliyetinden anlaşılması gereken iştigal konusuna göre süreklilik gösteren mal teslimi ve hizmet ifalarıdır. Bu çerçevede gayrimenkul ve iştirak hissesi satışlarının istisna kapsamında bir faaliyet olarak yorumlanması mümkün değildir. Niteliği gereği faaliyet olmayan gayrimenkul ve iştirak hissesi satışından kaynaklanan zararın vergiye tabi kardan indirilmesi mümkündür. KVK nın 5/1-e maddesinde düzenlenen gayrimenkul ve iştirak hissesi satış istisnası sadece kar lı satışları teşvik eden, buna karşın zararına satışlara yönelik herhangi bir cezalandırma öngörmeyen bir vergi teşvik müessesesidir. İşletmelerin sermaye yapılarını zayıflatan gayrimenkul ve iştirak hissesi satış zararlarının kabul edilmeyeceği açıkça kanunda yazılmamıştır. Yasada açıkça yer almayan bir durum için sadece satış kar ı vergiden istisna ise satış zararının da kanunen kabul edilemeyeceğini ileri sürmek, bizce verginin yasallığı ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Satış zararının kanunen kabul edilmemesi gayrimenkul ve iştirak hissesi satış istisnasının ruhuna aykırıdır. Çünkü sözkonusu istisna uygulamasında esas amaç işletmelerin sermaye yapılarını güçlendirmektir. Satış zararı nedeniyle ortaya çıkan sermaye yapısındaki bozulmayla ilgili olarak Kurumlar Vergisi Kanunu nun hiçbir yerinde özel bir düzenleme yapılmamıştır. YMM SELMAN KOÇ