Spontan hemopnömotoraksın tedavisi; İki olgu.

Benzer belgeler
Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı.

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir.

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

Torakotomi Sonrası Ekspansiyon Kusuru ve Apikal Pnömotoraksta Posterior İnterkostal Tüp Torakostominin Etkinliği #

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

Acil Serviste Göğüs Travmalı Çocuk Hastaların Geriye Dönük İncelenmesi

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

Cerrahi Tedavi Uygulanan Spontan Pnömotorakslı Olguların Analizi #

Spontan Pnömotoraks. Patofizyoloji. Spontan Pnömotoraks SPONTAN VE İYATROJENİK PNÖMOTORAKS PNÖMOTORAKS:

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Spontan Sağ Diyafragma Rüptürü Spontaneous Rupture of The Right Diaphragm Göğüs Cerahisi

Yalancı Pnömotoraks Pseudopneumothorax Göğüs Cerahisi

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

Hemotoraks tedavisi:192 olgunun değerlendirilmesi

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

Kist Hidatikli 44 Olguya Klinik Yaklaşım

İKİNCİ BASAMAK SAĞLIK KURUMUNDA TORAKS TRAVMALI 316 OLGUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Primer spontan pnömotoraks tedavisinde torakoskopik büllektomi ve plevral abrazyon

Post-travmatik Dev Psödokist Post-traumatic Giant Pseudocyst Göğüs Cerahisi

Ders Yılı Dönem-V Göğüs Cerrahisi Staj Programı

SPONTAN PNÖMOTORAKS VE TEDAVİSİ. Dr. Refik Ülkü Dicle Göğüs Cerrahisi

Entübasyon sonrası trakeal rüptür: 5 olgu Gönül Sağıroğlu*, Tamer Sağıroğlu**, Burhan Meydan*, Çağatay Tezel*

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

Retrospektive analysis of 48 cases with thoracic trauma

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

Bilateral Pnömotoraks ile Seyreden Sağ Ana Bronş Rüptürü: Olgu Sunumu

Acil Servise Başvuran Künt Toraks Travma Vakalarının İncelenmesi

Spontan Pnömotoraks Tedavi Sonuçlarının Kantitatif Değerlendirilmesi

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

Sol Pnömotoraks ile Santral Kitle Pnömonektomi Sonrası Kontralateral Pnömotoraks

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Abstract. mesothelioma

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN /

Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

ASEMPTOMATİK BİLATERAL PNOMOTORAKS

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ

Ölümcül Göğüs Hastalıkları 2 (Pnömotoraks, tansiyon pnomotoraks, masif hemotoraks,

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?'

T A D. Toraksa göğüs tüpü ve sistofiks uygulanan 64 hastanın değerlendirilmesi ARAŞTIRMA. İsa Döngel 1, Mehmet Bayram 2

AMPİYEMİN CERRAHİ TEDAVİSİ. Doç. Dr. Akın Eraslan Balcı Fırat Üniv. Göğüs Cerahi Anabilim Dalı

PROGRESİF DİSPNE İLE SEYREDEN NADİR BİR AKCİĞER TÜMÖRÜ: PULMONER FİBROM A Rare Pulmonary Tumor Proceeding Progressive Dispne: Pulmonary Fibroma

Plevral aralıkta hava birikmesi. Akciğer kollapsı

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ GEÇİCİ KALP PİLİ TAKILMASI İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

Düşük yüzdeli travmatik pnömotoraksta tedavi

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı

Abstract. Özet. Giriş. Olgu Sunumu. Başvuru: Kabul: Yayın:

Torakotomiyle Sağaltılan Primer ve Sekonder Spontan Pnömotoraks Hastalarının Karşılaştırılması ve Torakotominin Değeri

Lenfanjiyoleiomyomatozise bağlı iki taraflı nüks spontan pnömotoraks

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ACİL SERVİSTE TÜP TORAKOSTOMİ YERLEŞTİRME HATALARI VE KOMPLİKASYONLARI

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI. Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları

Göğüs Cerrahisinde Travmatik Olmayan Aciller

Travmatik Hemotoraks: 282 Olgunun Analizi

Olgu sunumu. Doç. Dr. Erkan Çakır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

KARDİYOLOJİ GEÇİCİ KALP PİLİ TAKILMASI İÇİN BİLGİLENDİRİLMİŞ HASTA ONAM FORMU

Pnömotoraks. Asuman Akın Türker. Derman Tıbbi Yayıncılık 1

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç

Plevral sıvı üzerine ne çalışalım : 1.Plevral sıvı sitoloji 2.Plevral sıvı amilaz 3.Plevral sıvı ADA 4.Plevral sıvı hücre bakısı

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Pnömotoraks DERMAN. Merve Şengül. Derman Tıbbi Yayıncılık 1

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Video yardımlı bir göğüs cerrahisi işlemi gerçekleştirebilmek

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Uzamış hava kaçağı ve inatçı plevral boşluk yönetiminde Heimlich valfinin etkinliği

Dönem 3 Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri:

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik

Çocuk Hekimleri için Akıl Defteri / Radyolojik Değerlendirmeler*

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

29 B Hücreli Lenfoma Tanılı Hastada, Bilateral Plevral Effüzyon

PRİMER SPONTAN PNÖMOTORAKS TEDAVİSİNDE VİDEO-TORAKOSKOPİK PLÖREKTOMİ (UZMANLIK TEZİ) DR. HATİCE ERYİĞİT

Sekonder Spontan Pnömotoraksta Tedavi: 100 Olguluk Tecrübe

Penetran Travmalı Olgularda 13 Yıllık Deneyimimiz

Bingöl de Yeni Kurulan Göğüs Cerrahisi Kliniğindeki 550 Günün Değerlendirilmesi ve İlk Kez Yapılan Akciğer Kanseri Tanısı ile Cerrahi Tedavisi

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

Göğüs Hastalıkları. Bronkoskopi

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Video Yardımlı Torakoskopik Cerrahi ile Lateral Torakotominin Tanı ve Tedavi Etkinliği Bakımından Karşılaştırılması

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

Klinik olarak huzursuzluk ve hipotansiyonun eşlik ettiği olgularda perikardial tamponad kuvvetle düşünülmelidir

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Tanı ve Tedavi

GÖĞÜS TRAVMALARI: 132 OLGUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Hastaneye yatırılmayı gerektiren toraks travmalı 748 olgunun analizi

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

Tüberküloz yönetimi ve tedavisi. Oğuz Kılınç Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD

Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Bilateral Senkron Akciğer Tümörlerinde Cerrahi. Adem GÜNGÖR Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi Mart 2013 Kapadokya

PRİMER SPONTAN PNÖMOTORAKSIN TEDAVİSİNDE VİDEO YARDIMLI TORAKOSKOPİK CERRAHİ VE TORAKOTOMİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

HASTANESİ MİTRAL BALON VALVÜLOPLASTİ (MİTRAL KAPAĞI BALON İLE GENİŞLETME TEDAVİSİ) İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

Transkript:

Spontan hemopnömotoraksın tedavisi; İki olgu. TREATMENT OF THE SPONTANEOUS HEMOPNEUMOTHORAX; 2 Cases. Burhan Apilioğulları Hıdır Esme Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Cerrahisi Kliniği, Konya J Surg Arts, 2009;2(2):24-28. ABSTRACT Spontaneous hemopneumothorax is a rare disorder, complicating 1-12% of patients with spontaneous pneumothorax. It can be can be life-threatening if not recognized and treated in time. We present two patients who presented to us with nontraumatic spontaneous hemopneumothorax. The clinical features of these patients and the results of conservative and surgical management were discussed briefly. Key words: Spontaneous hemopneumothorax, tube thoracostomy, thoracotomy. ÖZET Spontan hemopnömotoraks, spontan pnömotorakslı olguların %1-12 sinde ortaya çıkan nadir görülen bir hastalıktır. Zamanında tanınmaz ve tedavi edilmezse hayatı tehdit edebilir. Travma hikayesi olmaksızın spontan hemopnömotoraks tanısı konulan iki hastayı sunuyoruz. Bu iki hastanın klinik özellikleri ile konservatif ve cerrahi tedavilerinin sonuçları kısaca tartışıldı. Anahtar kelimeler: Spontan hemopnömotoraks, tüp torakostomi, torakotomi GİRİŞ Hemotoraks, spontan pnömotoraksa nadiren eşlik eden bir hastalık olup, klinik tablo spontan hemopnömotoraks olarak adlandırılır. Spontan pnömotorakslı olgularının %1-12 de spontan hemopnömotoraks gözlenebilir (1-3). Genellikle viseral ve pariyetal plevra arasındaki yapışık alanlarında bulunan küçük damarların rüptürü sonucunda oluşur. En sık gözlene klinik belirtiler göğüs ağrısı, dispne, anemi ve bazende kanama miktarına bağlı olarak gelişen şok tablosudur (4). Genellikle tedavinin ilk aşamasında uygulanan tüp torakostomi ile akciğerin yeniden ekspanse olması sağlanır ve kanayan bölgeler tampone edilir. Son zamanlarda konservatif tedaviye bağlı mortalite ve morbiditeyi azaltmak amacıyla VATS (Video-Assisted Thoracic Surgery) veya torakotomi uygulaması tavsiye edilmektedir (5,6,7)). Olgu 1 18 yaşında erkek hasta, göğüs ağrısı ve nefes darlığı şikayeti ile göğüs hastalıkları kliniğine başvurdu. Anamnezinde hastada geçirilmiş bir akciğer hastalığı ve travma maruziyet yoktu. Yapılan klinik ve fizik incelemeler sonucunda laboratuar değerlerinde PT, PTT ve INR değerleri normal sınırlarda hemoglobulin değeri 8,62 gr/dl, hematokrit değeri %25,4 idi. Hastanın bilinci açık, soluk görünümde idi, sol hemitoraksta solunum sesleri alınmıyor ve perküsyonla sol hemitoraks alt zonlarda matite üst zonda ise sonarite mevcuttu. Alınan posteroanterior (PA) akciğer grafisinde solda akciğeri total kolabe eden pnömotoraksa 4. interkostal aralığa kadar 24

eşlik eden hava sıvı seviyesi mevcuttu (Resim 1). Resim 1: Sol akciğerde kollaps ve havasıvı (kan) seviyesi görülmektedir. Spontan hemopnömotoraks tanısı ile hastaya lokal anestezi altında toraks tüpü yerleştirildi ve kapalı su altı drenajına alındı. 1000 ml hemorajik vasıflı mayi drenajı olan hastaya kan ve sıvı replasmanı yapıldı. Operasyon kararı alınan hastanın hemodinamisinin düzelmesi, drenajının kesilmesi ve akciğerlerin ekspanse olması üzerine operasyondan vazgeçildi. Ancak göğüs tüpü uygulamasının 4. gününde akciğerin tekrar çökmesi ve hemorajik vasıflı drenajın yeniden başlaması üzerine hastaya sol posterolateral torakotomi, eksplorasyon ve kanama kontrolü plalandı. Eksplorasyonda sol akciğerin apeksinde rüptüre olmuş büle rastlandı. Bül eksize edildi. Apeks bölgesindeki plevral alandaki damarların genişlemiş olduğu ve brid kopmasına bağlı kanadığı görüldü. Kanama kontrol altına alındı. Kanama ve hava kaçak kontrolünü takiben sol hemotoraksa iki adet göğüs dreni konarak torakotomi sonlandırıldı. Operasyon sonucunda drenajı olmayan hastanın 1.günü bazal dreni, 3. günü apeks dreni alındı. Operasyodan 1 hafta sonra taburcu edilen hastanın 1.ve 2. aylarındaki kontrollerinde komplikasyon görülmedi. Olgu 2 26 yaşında erkek hasta, göğüs ağrısı ve nefes darlığı şikayeti ile acil servise başvurdu. Anamnezinde hastada geçirilmiş bir akciğer hastalığı, kanama diatezi ve travmaya maruziyet yoktu. Yapılan klinik ve fizik incelemeler sonucunda laboratuar değerleri PT, PTT ve INR değerleri normal sınırlarda, hemoglobulin değeri 12,2 gr/dl, hematokrit değeri %34,8 idi. Hastanın bilinci açık, hemodinamisi stabil idi. Sağ hemitoraksta solunum sesleri alınmıyor ve perküsyonla alt zonlarda matite üst zonda ise sonarite mevcuttu. Posteroanterior (PA) akciğer grafisinde sağda akciğeri total kolabe eden pnömotoraksa 5. interkostal aralığa kadar eşlik eden hava sıvı seviyesi mevcuttu. Sağ spontan hemopnömotoraks tanısı ile lokal anestezi ile toraks tüpü yerleştirilip kapalı su altı drenajına alındı. 600 ml hemorajik vasıflı mayi drenajı olan hastanın drenajı tüp torakoskopi uygulamasının hemen arkasından kesildi. Drenajının kesilmesi ve akciğerlerin ekspanse olması üzerine operasyondan vazgeçildi. 3. gün dreni alınan hasta 1. haftanın sonunda taburcu edildi. Taburcu olduktan 20 gün sonra akciğerin tekrar çökmesi ve posterioanterior akciğer grafisinde hemopnömotoraks saptandı (Resim 2). Resim 2: Kontrol grafisinde sağ taraf akciğerde kollaps ve hemopnömotoraks varlığı. 25

Hastaya sağ posterolateral torakotomi, eksplorasyon ve kanama kontrolü planlandı. Eksplorasyon sırasında sağ akciğer apeksinde rüptüre olmuş bir büle rastlandı. Bül eksize edildi. Apeks bölgesindeki plevral alandaki damarların belirgin olarak genişlemiş olduğu ve brid kopmasına bağlı kanadığı görüldü. Kanama kontrol altına alındı. Kanama ve hava kaçak kontrolünü takiben plevral alana iki adet göğüs dreni konarak torakotomi anatomik yapıya uygun olarak sonlandırıldı. Operasyon sonucunda drenajı olmayan hastanın 1.günü bazal dreni, 4. günü apeks dreni alındı. Operasyodan 1 hafta sonra taburcu edilen hastanın 1. ve 2. aylarındaki kontrollerinde komplikasyon görülmedi. TARTIŞMA Spontan hemopnömotoraks, yaş grubu olarak adölesanlarda ve erkeklerde daha çok gözlenen, yaşamı tehdit edici kanamalara neden olabilen, olguların plevral kavitelerinde 400 ml den daha fazla kan toplanması olarak tanımlanmıştır (8). 1876 da Whitaker tarafından tekrarlanan plevral aspirasyonlar ile başarılı bir şekilde tedavi edilmiştir (9). Tedavide açık torakotomi ilk olarak Elrod ve Murphy tarafından 1948 de uygulanmıştır (10). Bizim olgularımız olan 2 hasta da erkek, genç yaş grubunda ve anamnezlerinde herhangi bir hastalık öyküsü yoktu. Spontan hemopnömotoraksın klinik semptomlarının başında göğüs ağrısı, dispne ve kan kaybına bağlı belirtiler sayılabilir (5,11). Bizim her 2 olgumuzdada ani başlayan batar tarzda göğüs ağrısı ve nefes darlığı semptomları mevcuttu. Hemopnömotoraks genellikle travma sonucu görülmesine rağmen spontan hemopnömotorakslıların anamnezinde travma hikayesi yoktur. Hemofili, konjenital kistik adenoid malformasyon, Ehlers- Danlos sendromu, sarkoidoz, Sistemik lupus eritamozis Marfan sendromu ve konjenital afibrinogenemia nadir gözlenen spontan hemopnömotoraks nedenlerindendir (12-14). Hsu ve ark. spontan hemopnömotoraks olgularındaki kanamalarda 3 mekanizmayı sorumlu tutmuşlardır (15). Bunlardan birincisi parietal ve visseral plevra arasında yapışıklığın yırtılması sonucu oluşan kanama, ikincisi akciğer parankimi altında uzanan vasküler büllerin rüptürü sonucu olan kanama, üçüncüsü ise akciger apeksinde ve kupulada bulunan büllerin içinde ve etrafındaki konjenital aberran damarların yırtılmasına bağlı oluşan kanamalardır (16). Bizim iki olgumuzda da kanama plevral boşlukta oluşan yapışıklıkların yırtılmasına bağlı gelişmiştir. Spontan hemopnömotoraksta akciğer kollabe olduğu için tamponlama yeteneğine sahip değildir. Oluşabilecek olan ufak bir kanama bile ciddi kan kayıplarına sebebiyet verebilir. Spontan hemopnömotoraksın erken tanı ve tedavisi stabilitesi bozulan hastanın pnömomotoraks ve kan kaybına bağlı olarak durumunun daha da ağırlaşmasını engelliyecektir. Mortalite ve morbiditenin düşürülmesini sağlayacaktır. Bizim olgumuzun her ikisindede kliniğe başvurduktan sonraki çok kısa bir süre içerisinde tanı kesinleştirilerek erken safhada tüp torakostomi uygulanmıştır. Olgu 1 de yakın takip sonucu kanaması kesilmeyen hasta torakotomiye alınmıştır. Olgu 2 de ise tüp torakostomi sonrası drenajı kesilen hastanın tüpü çekilerek taburcu edilmiş ancak ayaktan takibine devam edilen hastanın taburcu olduktan 20 gün sonra hemopnömotoraksın tekrarlaması üzerine yatırılarak torakotomi yapılmıştır. Her 2 olgumuzda da ilk önce konservatif tedavi denendi, erken safhada tüp torakostomi uygulandı. Takiplerinde hem spontan hemopnömotoraksın tekrarlaması, hem de drenaj miktarının saatte 100 ml den fazla olması nedeni ile hastalara torakotomi uygulandı. Spontan hemopnömotoraksta tanı, PA akciğer grafisinde pnömotoraks hattı ve bazalde seviye veren plevral mayinin varlığı ile konulur (15). Bizde olgularımızda ilk aşamada çekilen PA akciğer grafisinden (geniş bir pnömotoraks hattı ve seviye veren plevral mayi görünümü) yararlandık. Toraks BT ve torasentezde hemorajik vasıflı mayinin aspire edilmesi ile tanımızı kesinleştirdik. Hayati bir durum olan hemopnömotoraksta erken safhada tüp torakostomi uygulanmalı, hastanın hemodinamisine göre hipovolemik şoka gidişi önlemek için sıvı replasmanı yapılmalı, torakotomiye 26

geçilebileceği göz önünde bulundurularak hastalar taburcu olsalar bile sık aralıklar ile takipleri yapılmalıdır (2,5). Bizim olgularımızda erken safhada konservatif tedavi tüp torakostomi yapılmış takipleri sonucunda hemopnömotoraksın tekrarlaması ve drenajın kesilmemesi üzerine hastalara torakotomi uygulanmıştır. Bu durum; tüp torakostominin yetersiz kalabileceğini ve tüp torakostomi uygulanan hastalarda bile haftalar sonra hemopnömotoraksın tekrarlayabileğini, hastanın taburcu olduktan sonra da sık aralıklar ile takibinin yapılması açısından önemlidir. Spontan hemopnömotoraksta hastaların tedavisinde ortak bir yol mevcut değildir. Erken cerrahi tedavi uygulamanın spontan hemopnömotoraksta morbiditeyi azalttığını ve torakotomiye kıyasla hastanede daha kısa süre ile kalınması, komplikasyonlarının az olması nedeni ile cerrahi tedavide VATS ı da öneren yazarlar vardır (17). Bazı yayınlarda daha az invazif ve konservatif tedavi olarak tüp torakostomi önerilirken bazı yayınlarda ise komplikasyonları azalttığı ve daha iyi sonuç alındığı düşünülerek VATS ve torakotomi önerilmektedir (9,18). İki olgumuzda da tedavide ilk önce konservatif olarak toraks tüpü uygulanmış, takipte klinik durumun tekrarlaması drenajın kesilmemesi üzerine torakotomiye ihtiyaç duyulmuştur. Sonuç olarak; solunum sıkıntısı, ani başlayan batar tarzda göğüs ağrısı ile başvuran hastalarda ayırıcı tanıda spontan pnömotoraksa eşlik eden hemotoraksın olabileceği de düşünülmelidir. Spontan hemopnömotoraks olgularında ilk olarak konservatif tedavi kapalı tüp torakostomi yeterli olmayabilir. Tüp torakostomi uygulanan vakalar gözlem altında tutulmalı ve torakotomi gerekebileceği unutulmamalı. Erken tanı ve uygun tedavi yaklaşımıyla tam iyileşme görülebilir. KAYNAKLAR 1. Haciibrahimoglu G, Cansever L, Kocaturk CI, Aydogmus U, Bedirhan MA. Spontaneous Hemopneumothorax: Is conservative treatment enough? Thorac Cardiovasc Surg 2005;53:240 242. 2. Abyholm FE, Storen G. Spontaneous hemopneumothorax. Thorax 1973;28:376-378. 3. Tatebe S, Kanazawa H, Yamazaki Y ve ark. Spontaneous hemopneumothorax. Ann Thorac Surg 1996;62,1011 1015. 4. Hsu CC, Wu YL, Lin HJ, Lin MP, Guo HR. Indicators of haemothorax in patients with spontaneous pneumothorax. Emerg Med J. 2005;22:415-417. 5. Deslauriers J, Leblanc P, McClish A. Bullous and bleb diseases of the lung, 3. Baskı, Thomas W. Shields, Philadelphia: 1989, s:745. 6. Deaton WR, Johnston FR. Spontaneous hemopneumothorax. J Thorac Cardiovasc Surg 1962;43:413 415. 7. Tatebe S, Kanazawa H, Yamazaki Y ve ark. Spontaneous hemopneumothorax. Ann Thorac Surg 1996;62:1011 1015. 8. Ohmori K, Ohata M, Narata M, Lida M, Nakaoka Y, Irako M. 28 cases of spontaneous hemopneumothorax. Nippon Kyobu Geka Gakkai Zasshi 1988;36:1059 1064. 9. Wu YC, Lu MS, Yeh CH, ve ark. Justifying video-assisted thoracic surgery for spontaneous hemopneumothorax. Chest 2002;122:1844 1847. 10. Elrod PD, Murphy JD Spontaneous hemopneumothorax treated by decortication. J Thorac Surg 1948;17:401. 11. Isıtmangil T, Balkanlı K. Pnömotoraks ve Cerrahi Tedavisi. Göğüs Cerrahisi In: Yüksel M, Kalaycı NG. (Ed.) İzmir Tıp Kitapevi, İstanbul, 2001, s:427. 12. Lee SC, Cheng YL, Yu CP. Hemopneumothorax from congenital cystic adenomatoid malformation in a cryptorchidism patient. Eur Respir J 2000;15:430-432. 13. Passero FC, Myers AR. Hemopneumothorax in systemic lupus erythematosis. J Rheumatol 1980;7:183-186. 14. Kanno R, Suzuki H, Fujiu K ve ark. Hemopneumothorax associated with Marfan s syndrome and congenital afibrinogenemia. Ann Thorac Surg 2003;75: 1304 1306. 15. Hsu CC, Wu YL, Lin HJ, LIN MP, Guo HR. Indicators of haemothorax in patients with spontaneous pneumothorax. Emerg Med J. 2005;22:415 417. 16. Hsu NY, Shih CS, Hsu CP, Chen PR. Spontaneous hemopneumothorax revisi- 27

ted: clinical approach and systemic review of the literature. Ann Thorac Surg 2005; 80:1859 1863. 17. Calvin SH Ng; Anthony PC Yim. Spontaneous Hemopneumothorax. Current Opinion in Pulmonary Medicine. 2006 18. De Perrot M, Deleaval J, Robert J, Spiliopoulos A. Spontaneous hemopneumothorax results of conservative treatment. Swiss Surg 2000;6:62 64. İletişim: Doç.Dr. Hıdır Esme Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Cerrahisi Kliniği, Meram/Konya, Türkiye E-mail: hesme@aku.edu.tr 28