KARACİĞER APSELERİNDE PERKÜTAN DRENAJ: 105 APSENİN UZUN DÖNEM TAKİP SONUÇLARI

Benzer belgeler
Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

KARACİĞER KİST HİDATİĞİNİN PERKÜTAN TEDAVİSİNDE SEKDİNGER VE TROKAR TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. Dr. Mustafa Özdemir

Perkütan Drenajlar: Kateter Seçimi ve Görüntüleme Kılavuzları

ZOR ERİŞİM YOLLU İNTRAABDOMİNAL APSELERDE BT EŞLİĞİNDE PERKUTAN DRENAJ. Kutsi KÖSEOĞLU, Burak ÇİLDAĞ, Hakan ERPEK, Ahmet DEMİRKIRAN

İntraabdominal Apselerin Görüntüleme Eşliğinde Perkütan Drenajı

Dr. Mustafa Hasbahçeci

Vücutta farklı lokalizasyonlardaki apse odaklarının trokar tip kateterle tek basamakta tedavisi: İki yıllık deneyim sonuçları

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi. Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD

POSTOPERATİF ATEŞ TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMI. Firdevs Aktaş

İnfektif Endokardit 2015 Rehberi nde neler değişti?

Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

LOKALİZE EDİLEMEYEN PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA SELEKTİF VENÖZ ÖRNEKLEMENİN YERİ

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

10:10-10:20 Trombosit disfonksiyonu: Kanamalı hastaya GR yaklaşımı İsmail Oran 10:25-10:35 Oturum sonu genel tartışma

KARACİĞER SİROZLU HASTALARDA ERCP : KOMPLİKASYONLARDAN KAÇINMA. Dr Erkan Parlak TYİH, Gastroenteroloji Kliniği, Ankara

Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı. Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Akut Periton Diyalizi Yapılan Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi

Abstract. Özet. Giriş. Başvuru: Kabul: Yayın: Serdar Karakaş1. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi

Safra Yolu Yaralanmalarının Perkütan Biliyer Drenaj İle Tedavisi

Tiroid Papiller Kanserde Güncel Kanıtlar ve Gerçekler. Kılavuzlara göre Ameliyat Stratejisi Değişti mi?

1. gün ( ) Girişimsel radyolojide hasta/klinik yönetimi kursu 08:30 09:25 GR'de poliklinik uygulamaları Oturum başkanı 08:30 08:40 GR'de

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Girişimsel radyolojide hasta/klinik yönetimi kursu

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Radyoterapi nükslerinde sistektomi: diversiyon tipi ve morbidite. Dr. Güven Aslan Dokuz Eylül Üniversitesi Üroloji AD

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

KOLANJİOKARSİNOMA. Sunum Planı. Safra Kanalı Kanseri-Kolanjiokarsinoma- Sunum Planı. Sunum Planı. Kolanjiokarsinoma- Lokalizasyon

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi

Periton diyaliz hastalarında başarıya ulaşmak için ortaya çıkmış DİYALİZ YETERLİLİĞİ Kompleks bir değerlendirme ve analizi gerektirmektedir.

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

CİDDİ KOMORBİDİTESİ OLAN SEMPTOMATİK PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA RADYOFREKANS ABLASYON SONUÇLARI

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

Metastatik Karaciğer Tümörlerinin Cerrahi Tedavisi

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

GİRİŞ. Kan dolaşımı enfeksiyonları (KDE) önemli morbidite ve mortalite sebebi. ABD de yılda KDE, mortalite % 35-60

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi...

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Giriş Güncel cerrahide tanı ve tedavi planlamalarında ultrasonografinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Ultrasonografinin cerrah tarafından gerçekleşti

HAMDİ ÖZŞAHİN,GÜRKAN YETKİN,BÜLENT ÇİTGEZ,AYHAN ÖZ, MEHMET MİHMANLI, MEHMET ULUDAĞ

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

Cerrahi: Hangi Hastalara Prof. Dr. Sertaç İşlekel

TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Diferansiye Tiroid Kanserlerinde tiroid beze yönelik cerrahi, boyutları, üst ve alt laringeal sinire ve paratiroid bezlere yaklaşım. Dr.

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

İntraabdominal İnfeksiyonlar

Prof.Dr. İlkkan DÜNDER

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

Cumhuriyet Tıp Dergisi Cumhuriyet Tıp Derg 2013; 35: Cumhuriyet Medical Journal Cumhuriyet Med J 2013; 35:

İNFEKSİYON ÖNLEM. Uzm.Dr. Yeliz Karakaya İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Medicabil Yalın Sağlık Enstitüsü

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

ASEMPTOMATİK BİLATERAL PNOMOTORAKS

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Olgu Sunumu 20 Ekim 2016 Perşembe

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI

Karaciğer Kist Hidatik Olgularımız

Dr. Derya SEYMAN. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Pankreas Kanserinde Rezeksiyon Sonrası Adjuvan Tedavi. Dr. Orhan Bilge

KARACİĞER METASTAZLARINDA ROBOTİK STEREOTAKTİK BEDEN RADYOTERAPİSİ

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik

Eser Elementler ve Vitaminler

IL28B genotip tayini kronik hepatit B hastalarında oral antiviral tedavi cevabını öngörmede kullanılabilir mi?

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor

UÜ-SK KLİNİK BAKTERİYOLOJİ ve ENFEKSİYON HASTALIKLARI ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

Santral Kateter Uygulaması

Piyojenik karaciğer apsesi: olgu sunumu

Dr. Servet ALAN Memorial Sağlık Grubu

TPOG İSKİP Merkez Çalışma Kodu: Hasta TC Kimlik No Hasta İsim, Soyadı. Gönüllü Bilgilendirilmiş Onam Formu. Sayın Anne Babalar,

Papiller Mikrokarsinomlara Yaklaşım Türkiye Perspektifi

Doç. Dr. E. Umut Özyer TGRD Eğitim Birimi Komisyonu Başkanı

EKG Cihazının Temizliği ve Bakımı. Elektroensefalografi ( EEG) Tanıtımı ve Kullanım Amaçları. Elektromiyelografi (EMG) Tanıtımı ve Kullanım Amaçları

Transkript:

İnfeksiyon Dergisi (Turkish Journal of Infection) 2005; 19 (1): 61-66 KARACİĞER APSELERİNDE PERKÜTAN DRENAJ: 105 APSENİN UZUN DÖNEM TAKİP SONUÇLARI PERCUTANEOUS DRAINAGE OF HEPATIC ABSCESSES: RESULTS OF 105 ABSCESSES WITH LONG TERM FOLLOW-UP Devrim AKINCI 1 Okan AKHAN 1 Mustafa ÖZMEN 1 Osman ABBASOĞLU 2 İskender SAYEK 2 Arzu ÖZTÜRK 1 Orhan ÖZKAN 1 Muşturay KARÇAALTINCABA 1 Barbaros ÇİL 1 Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara 1 Radyoloji Anabilim Dalı 2 Genel Cerrahi Anabilim Dalı Anahtar Sözcükler: Karaciğer apsesi, perkütan drenaj Keywords: Hepatic abscess, percutaneous drainage Geliş: 03 Mayıs 2004 Kabul: 28 Temmuz 2004 ÖZET Karaciğer apselerinde perkütan drenajın etkinliğini uzun dönem takip sonuçları ile değerlendirmek amacı ile bu çalışma yapılmıştır. Perkütan drenaj sonrası en az bir yıllık takibi olan 95 hastadaki 105 karaciğer apsesi retrospektif olarak değerlendirildi. Drenaj işlemi 93 hastada ultrasonografi/floroskopi, iki hastada ise bilgisayarlı tomografi kılavuzluğunda gerçekleştirildi. Uygun antimikrobiyal tedavi ile birlikte beş apse basit aspirasyon tekniği ile, 100 apse ise kateterizasyon yöntemi ile tedavi edilmiştir. Başlangıç kür ve başarısızlık oranları sırasıyla % 83 (87/105) ve % 16 (17/105) idi. Bir apsede (1%) palyasyon sağlandı. Rekürrens oranı % 8.5 (9/105), 30-günlük mortalite oranı ise % 3.8 (4/105) idi. Rekürren dokuz apseden yedi tanesi rekateterizasyon ile tedavi edilirken iki tanesi tıbbi tedavi gördü. Rekürren apselerin rekateterizasyonu ve palyasyon sağlanan apselerle birlikte genel başarı ve başarısızlık oranları % 90.5 ve % 9.5 şeklinde oldu. İşleme bağlı mortalite izlenmedi. Ortalama kateterizasyon süresi 14 gün idi (3-120 gün). Sonuç olarak, karaciğer apselerinin tedavisinde perkütan drenaj, yüksek başarı ve düşük mortalite, morbidite oranları ile etkili bir yöntemdir. SUMMARY This study aimed at evaluating the effectiveness of percutaneous drainage in hepatic abscesses with long term follow-up. A retrospective analysis of percutaneous drainage of 105 hepatic abscesses in 95 patients with at least 1-year follow-up data was performed. Percutaneous drainage was guided by combined ultrasonography/fluoroscopic (93 patients) and computed tomography (2 patients). Five abscesses were drained by simple aspiration whereas catheter drainage was used in the remaining 100 abscesses along with appropriate antimicrobial therapy. Initial cure and failure rates were 83 % (87/105) and 16 % (17/105), respectively. One abscess was (1%) palliated. Recurrence and 30-day mortality rates were 8.5 % (9/105) and 3.8 % (4/105), respectively. Seven of 9 abscesses which recurred in the follow-up period were treated percutaneously, as well. Two of them had medical treatment. Overall success and failure rates after the catheterization of recurrences were 90.5 % and 9.5 %, respectively. No mortality due to procedure was observed. Median duration of catheterization was 14 days (range 3-120 days). In conclusion, hepatic abscesses are managed by percutaneous drainage with high success and low morbidity and mortality rates. 61

Akıncı ve ark. GİRİŞ Karaciğer apseleri tropikal ülkelerde daha fazla olmak üzere tüm dünyada önemli morbidite ve mortalite kaynağı olmaya devam etmektedir. Kesitsel görüntüleme ve girişimsel radyoloji alanındaki gelişmeler, antimikrobiyal tedavideki ilerlemelerle karaciğer apselerinin tanı ve tedavisinde yaklaşım değişmiştir. Cerrahi drenajın yüksek morbidite ve mortalite oranları (%10-47) nedeniyle, karaciğer apselerinin tedavisinde, görüntüleme yöntemleri kılavuzluğunda perkütan drenaj (PD) yüksek başarı oranları ile (%70-100) ilk seçenek halini almışır (1-8). Bu çalışmada perkütan yolla tedavi edilen ve işlem sonrası en az bir yıl takip edilen 105 karaciğer apsesinin sonuçları tartışılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM 1988-2001 yılları arasında, görüntüleme yöntemleri kılavuzluğunda perkütan drenaj uygulanıp en az bir yıl takip edilen yaşları 5-73 arasında (ortalama, 48 yaş) değişen 95 hastadaki (60 erkek, 35 kadın) toplam 105 karaciğer apsesi retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Takip süresi 12-75 ay arasındadır (ortalama, 25 ay). Bütün karaciğer apse tanıları; klinik ve laboratuvar bulgular, ultrasonografi (US) ve/veya bilgisayarlı tomografi (BT) ile konulmuş ve diyagnostik aspirasyonla doğrulanmıştır. Çalışmaya sadece infekte olduğu kabul edilen sıvı koleksiyonları alınmış olup karaciğerdeki basit kist, biloma ve hematom gibi steril sıvı koleksiyonları çalışma dışı bırakılmıştır. Perkütan drenaj işlemi lokal anestezi altında iki hastada BT, geri kalan 93 hastada ise US ve +/- floroskopi kılavuzluğunda gerçekleştirilmiştir. Çapları 4 cm den küçük beş apsede 18-20 gauge Chiba iğne kullanılarak basit aspirasyon yapılmış, 100 apse ise Seldinger yöntemi ile 6-14 Fr çaplı pigtail kateterler (Urotech, Almanya; Flexima, Boston Scientific, ABD; Skater, pbn Medicals, Danimarka) kullanılarak kateterize edilmiştir. İşlem sırasında alınan örnek mikrobiyolojik inceleme için gönderilmiş, sistemik antibiyotik tedavileri bu sonuçlara göre infeksiyon hastalıkları bölümünce planlanmıştır. Kateterizasyon sonrası servis doktor ve hemşirelerine kateter bakımı ile ilgili bilgi verilmiş, girişimsel radyoloji ekibi tarafından hastalar her gün serviste görülerek hastanın genel durumu, laboratuvar bulguları ve drenajları değerlendirilmiştir. Gereken durumlarda hasta girişimsel radyoloji ünitesine çağrılarak kontrol edilmiştir. Klinik (ağrı, ateş), laboratuvar (beyaz küre sayısı, sedimentasyon) ve radyolojik düzelme (kavitenin kaybolması veya iyice küçülmesi, günlük drenajın 10 ml nin altına düşmesi) izlenmesi halinde kateter çekilmiştir. Taburcu olan hastalar kontrole çağrılmış, gelmeyen hastaların takibi telefonla, ilgili klinisyenle ya da hasta dosyaları incelenerek yapılmıştır. Takipte hastalar klinik, laboratuvar ve radyolojik yöntemlerle (US ve/veya BT) ile değerlendirilmiştir. BULGULAR Perkütan apse drenajı uygulanan 105 apsenin hacimleri 10-4000 ml (ortalama 423 ml) arasında değişmekteydi. Drenaj süresi ise 3-120 gün (ortalama 14.3 gün) arasında idi. Perkütan drenaj ile başlangıçta elde olunan kür, palyasyon ve başarısızlık oranları sırasıyla % 83, % 1 ve % 16 idi. Tekrar kateterize edilen rekürren apseler ve palyasyon oranları ile birlikte değerlendirildiğinde genel başarı ve başarısızlık oranları sırasıyla % 90.5 ve % 9.5 olarak saptandı (Tablo 1). Basit aspirasyon uygulanan beş apseden bir tanesi, aspirasyondan dört gün sonra saptanan rekürrens nedeniyle kateterizasyon ile tedavi edildi. Seksen dokuz piyojenik apseye ek olarak sekiz amip apsesi ve sekiz infekte kist hidatik saptandı (Tablo 2). Tablo 1. 105 karaciğer apsesinin perkütan drenajı ile elde edilen sonuçlar. Sonuçlar Apse sayısı % Başlangıç kür 87 83 Başlangıç başarısızlık 17 16 Rekürrens Rekateterizasyon Medikal 9 7 2 8.5 Genel kür 94 89.5 Genel başarısızlık 10 9.5 Palyasyon 1 1 Başarı 95 90.5 Tablo 2. Karaciğer apselerinde etkene yönelik sonuçlar Sonuçlar Piyojenik Amebik İnfekte kist hidatik Sayı 89 8 8 Kür 77 6 4 Rekürrens 5 2 2 Başarı 81 (% 91) 8 (% 100) 6 (% 75) Başarısızlık 8 (% 9) 0 (% 0) 2 (% 25) 62 İnfeksiyon Dergisi (Turkish Journal of Infection)

Karaciğer apselerinde perkütan drenaj Başlangıçta 17 apsede PD başarısız oldu (% 16). Bunların dokuzunda neden rekürrens, dördünde 30-günlük mortalite, üçünde cerrahi tedavi ve birinde de hastanın daha ileri tedaviyi kabul etmemesi idi. Üç hastaya cerrahi uygulanmasının nedenleri şöyleydi: bir hastada PD sonrası etkin drenaj olmasına ve karaciğerdeki multiple mikro-apseler görüntüleme yöntemleri ile gösterilmiş olmasına rağmen hastanın ateşi devam ettiği için hasta ameliyata alındı, ancak cerrahi herhangi bir drenaj gerçekleştirilmeden ameliyat sonlandırıldı ve medikal tedaviye geçildi. İkinci hasta ise rekürren enfekte kist hidatik hastası olup PD uygulanmasından bir hafta sonra biliyer fistül nedeniyle operasyona alındı, sol ana safra kanalı ile kist hidatik kavitesi arasında fistül izlendi ve sol lobektomi uygulandı. Üçüncü olguda ise etkin drenaja rağmen PD ın ikinci gününde ateşi olduğu için cerrahi drenaj uygulandı. Sekiz hastadaki sekiz infekte kist hidatik lezyonuna PD uygulandı. Dört (% 50) tanesinde kür sağlanırken, rekürrens gösteren iki tanesi (%25) tekrar PD ile tedavi edildi. Bir tanesi kateterizasyonun 23. gününde septisemi nedeniyle kaybedilirken, diğer bir hasta da biliyer fistül nedeniyle opere edildi. İşleme bağlı mortalite izlenmezken, 30 günlük mortalite dört idi (% 4.2). Bunlardan üçü PD sonrası 6, 23, 35 gün sonra septisemi; biri de PD den 23 gün sonra terminal dönem mide karsinomu nedeniyle kaybedildi. Septisemi nedeni ile kaybedilen iki hastada nozokomiyal mikroorganizmalar da tanımlanmış olup, buna yönelik antibiyotik tedavileri planlanmıştır. Bir hasta da başarılı dernaj sonrası bir yıllık takip sürecinde lenfoma nedeniyle kaybedildi (Şekil 1). Dokuz apse (%8.5) başarılı drenaj sonrası bir yıl içinde rekürrens gösterdi. Bu apselerin beşi piyojenik, ikisi enfekte kist hidatik idi ve bunlara tekrar PD uygulanırken, iki amip apsesine tıbbi tedavi verildi. Tekrarlayan amip apseli hastaların antiamibik ilaçları uygun doz ve sürede almadıkları öğrenildi. Dokuz hepatik apsede (%8.5) drenaj sürecinde intrahepatik biliyer sistem ile ilişki saptandı. Bunlardan 6 tanesinde biliyer diversiyon yapılmadı ve PD ile kür sağlandı. Bir hastadaki 2 biliyer sistem ile ilişkili apse PD ve perkütan biliyer drenaj ile tedavi edildi. Bir diğer apseye (enfekte kist hidatik) sol ana safra kanalı ile ilişki nedeniyle PD dan 1 hafta sonra sol lobektomi uygulandı. Biliyer sistem ile ilişkili apselerde ortalama drenaj süresi 44 gün olup bu apselerin 2 tanesinde rekürrens saptandı. İki apsede drenaj sürecinde kolona fistül izlendi. Bu fistüllerden ilki terminal dönem mide karsinomlu hastadaki karaciğer apse drenajının 9. gününde ortaya çıktı ve 23. günde kaybedildi. Diğer kolonik fistül ise kolesistektomi sonrası gelişen hepatik apsenin 10 günlük perkütan drenajı sonrası kendiliğinden iyileşti. Bir apsede apse kavitesi ile hepatik ven arasında ilişki saptandı, ancak komplikasyonsuz kendiliğinden kayboldu. Sekiz amip apsesinde drenaj süreleri 5-22 gün (ortalama 11 gün) arasındaydı. Altı apsede (% 75) kür sağlanırken, uygun tıbbi tedavi almadığı anlaşılan iki hastadaki iki apsede rekürrens saptandı (% 25). Şekil 1. 45 yaşındaki Hodgkin lenfoma tanısı ile izlenen erkek hastadaki karaciğer sol lob apsesi (ok) (üst). Alt: Perkütan drenaj sonrası apsenin kaybolduğu ve apse lokalizasyonunda drenaj kateteri izleniyor. Bu hastaya perkütan apse drenajından sonra biliyer obstrüksiyonu nedeniyle perkütan biliyer drenaj kateteri de yerleştirildi. Cilt 19, Sayı 1, Ocak 2005 63

Akıncı ve ark. Onaltı hastada (%16) komplikasyon izlendi. Üç hastada işlem sonrası izlenen geçici bakteriemi antibiyotik tedavisi ile düzeldi. Bir hastada işleme bağlı venöz kanama oluştu, iki ünite kan transfüzyonu ile tedavi edildi. Oniki hastada katetere ait komplikasyonlar (kateter çıkması, malpozisyonu, tıkanması ve kırılması) gelişti, yeni kateterler yerleştirilerek sorun giderildi. TARTIŞMA Son yıllarda, karaciğer apselerinin tedavisinde, görüntüleme yöntemleri kılavuzluğunda uygun antibiyotik tedavisi ile birlikte PD, %70-100 arasında değişen başarı oranları ile yaygın olarak kullanılmaktadır (2, 4-8). Bu çalışmada da başarı ve başarısızlık oranları sırasıyla % 90.5 ve % 9.5 olarak saptanmıştır. Karaciğer apselerinin perkütan drenajında kateterizasyon yöntemi daha yaygın kullanılmakla birlikte, sadece iğne ile basit aspirasyon yönteminin de daha kolay ve ucuz olmasının yanısıra kateterizasyon kadar efektif olduğunu gösteren çalışmalar da vardır (9,10). Giorgio ve ark. (10) aspirasyon yöntemi ile piyojenik karaciğer apselerinde % 98 oranında başarı sağlamışlardır. Bunun yanında, Rajak ve ark. (11) perkütan iğne aspirsayonu ve perkütan kateterizasyon yöntemini 50 hastada randomize olarak karşılaştırmışlar, basit aspirasyon ve kateterizasyon yöntemlerinin başarı oranlarını sırasıyla % 60 ve % 100 olarak saptamış ve kateterizasyon yöntemini daha etkili bulmuşlardır. Bu çalışmada da basit aspirasyon yöntemi uygulanan beş apseden bir tanesinde dört gün sonra rekürrens nedeniyle kateterizasyona geçilmiş ve bu ikinci işlem ile başarı sağlanmıştır. Amip apselerinde primer tedavi tıbbi olmakla birlikte, bu apselerin % 15 kadarı tıbbi tedaviye cevap vermeyebilir (12). Ayrıca bu apselerin %20 si sekonder bakteri infeksiyonu ile komplike olabilir. Bu gibi durumların yanında intratorasik rüptür riski yüksek sol lop apselerinde, 6 cm den büyük çaplı apselerde ve gebelikte PD uygulanabilir (7, 13). Ramani ve ark. (14) da PD ile birlikte verilen antiamebik tedavinin tek başına tıbbi tedaviye göre daha hızlı klinik düzelme sağladığını ileri sürmüşlerdir. Akgün ve ark. (15) da komplike olmayan amebik apselerde cerrahi tedavi ile karşılaştırıldığında iğne aspirasyonu ile birlikte metranidazol tedavisinin morbidite ve mortalite oranlarını daha düşük bulmuşlardır. Tıbbi tedavi altındayken kötüleşen amip apseli hastalarda sekonder bakteri infeksiyonu düşünülmeli ve PD uygulanmalıdır. Bu çalışmada PD uygulanan sekiz amip apsesinin üç tanesi sol lop yerleşimli idi, iki hastada daha önce cerrahi tedavi uygulanıp rekürrens gösteren apseler vardı ve iki kastada da aspirasyon materyalinde trofozoitlerin yanısıra, Escherichia coli saptandı ve antibiyotik de tedaviye eklendi. Amip apsesinde intrakaviter metranidazolün tek başına medikal tedavi veya perkütan drenaja göre daha başarılı olduğu da belirtilmiştir (16). Karaciğerdeki kist hidatik lezyonları sekonder olarak infekte olduklarında diğer piyojenik apseler gibi tedavi edilirler (17). Bu seride de sekiz infekte kist hidatik lezyonuna piyojenik apse gibi PD uygulandı ve %75 başarı sağlandı. Karaciğer apselerinde biliyer sistem ile ilişki % 7 ile % 40 arasında bildirilmiştir (18, 19). Safra yolları ile ilişki PD nin endikasyonu için bir kriter olarak düşünülmemelidir. İntrahepatik biliyer sistem ile ilişkili apselerin diğer apselerden tek farkı daha uzun drenaj süresidir (2, 20, 21). Karaciğer parenkiminin tampone edici etkisi, basıncın düşük olması ve nisbeten daha az safra volümünün etkilenmesi nedeniyle intrahepatik biliyer sistemle olan fistüllerde ekstrahepatik safra yollarından farklı olarak biliyer diversiyon gerekmediği bildirilmiştir (18, 22). Bunun yanında, bu tip apselerde PD nin yanısıra endoskopik biliyer stent yerleştirilmesi de önerilmiştir (23). Benzer sonuçlar bu çalışmadaki intrahepatik biliyer sistem ile ilişkili dokuz apseden altısında elde edildi ve bu hastalarda biliyer diversiyona gerek duyulmadı. Ancak bir hastadaki iki apsenin tedavisinde salt PD yeterli olmadı ve perkütan biliyer drenaja da gerek duyuldu. Diğer hasta da infekte kist hidatik hastası olup sol ana safra kanalı ile ilişki nedeniyle PD dan bir hafta sonra sol lobektomi uygulandı. Biliyer sistem ile ilişkili apselerde ortalamadan daha uzun drenaj süresi saptandı (14 güne karşılık 44 gün) ve bu apselerin iki tanesinde rekürrens saptandı. Biliyer sistem ile ilişkili apseler çıkarıldığında ortalama kateterizasyon süresi 10 gün olarak hesaplandı. Gastro-intestinal trakt ile ilişkili apselerde başarı oranı % 80-90 civarındadır (24). Bu seride kolon segmentlerine fistül, drenaj sürecinde iki apsede izlendi. İlkinde terminal dönem mide karsinomlu olgu septisemiden kaybedilirken diğer apse ve fistül 10 günlük drenaj ile iyileşti. Perkütan drenajın başarısızlık nedenleri tanı ve tetkik yanlışlıklarıdır. Tümörlerin apse sanılıp kateterize edilmesi, loküle ve rezidüel apse kavitesinin tanınamaması, kateterin uygun pozisyon ve büyüklükte olmaması, kate- 64 İnfeksiyon Dergisi (Turkish Journal of Infection)

Karaciğer apselerinde perkütan drenaj terin erken çekilmesi ve yetersiz sayıda kateter kullanılması PD nin başarısını düşürmektedir (20, 21, 25). Bu çalışmada 17 apsede (% 16) saptanan başarısızlık nedenlerinin başında dokuz apsede izlenen rekürrenstir. Bu dokuz apseden yedisi tekrar perkütan kateterize edilmiş olup, diğer ikisi antiamibik tedavi almıştır. Saptanabilen rekürrens sebepleri iki apsede biliyer sistem ile ilişki, bir apsede yetersiz basit aspirasyon ve iki amibik apsede de yetersiz doz ve süre anti-amibik tedavidir. Kateterin erken çekilmesi, uygun antimikrobiyal tedavi uygulanmaması, koleksiyonun gastro-intestinal, üriner ve biliyer sistem ile ilişkili olması veya infekte tümörlerin drenajı literatürdeki sık rekürrens nedenleridir (22, 25). Diğer başarısızlık sebepleri de dördünde 30-günlük mortalite, üçünde cerrahi tedavi ve birinde de hastanın daha ileri tedaviyi kabul etmemesi idi. Drenaj sonrası 30 gün içinde kaybedilen ileri yaştaki 3 hastanın septik tablosu drenaja rağmen devam etti ve diğer hastada ise son dönem mide karsinomu vardı. Bu nedenlerle hastalar multi-organ yetmezliğinden kaybedildi. Bu tür yaşlı, immünkompromize ve postoperatif hastalarda mortalitenin multifaktöryel olduğu, destekleyici tedavinin de en az PD kadar hastanın sağkalımı açısından önemli olduğu akılda tutulmalıdır. Perkütan drenaj sürecinde uygulanan üç hastada cerrahi tedavinin ikisi etkin drenaja rağmen uygulandığından kanımızca gereksizdi. Diğerinde ise sol ana safra kanalı ile ilişkili enfekte kist hidatik lezyonu vardı, bir haftalık drenaj sonrası hastanın genel durumu düzeldikten sonra sol lobektomi uygulandı. Bu seride saptanan komplikasyonlar çoğunlukla minör olup işleme bağlı mortalite izlenmedi. Sonuç olarak; kolay uygulanabilirliği, genel anestezi gerektirmemesi, hasta tarafından iyi tolere edilmesi, yüksek başarı ve düşük komplikasyon oranlarına sahip olması nedeniyle güvenli girim yolu olan her karaciğer apsesinde öncelikle tercih edilen drenaj yöntemi perkütan olmalıdır. KAYNAKLAR 1. Satani B, Davidson ED. Hepatic absecsses: improvement in mortality with early diagnosis and treatment. Am J Surg 1978; 135: 647-50. 2. Gerzof SG, Johnson WC, Robbins AH, Nabseth DC. Intrahepatic pyogenic abscesses: treatment by percutaneous drainage. Am J Surg 1985; 149: 487-94. 3. Lee JF, Block GE. The changing clinical pattern of hepatic abscesses. Arch Surg 1972; 104: 465-70. 4. Attar B, Levendoglu H, Cuasay NS. CT-guided percutaneous aspiration and catheter drainage of pyogenic liver abscesses. Am J Gastroenterol 1986; 8: 550-55. 5. Seeto RK, Rockey DC. Pyogenic liver abscess: change in etiology, management,and outcome. Medicine 1996; 75: 99-112. 6. Singh JP, Kashyap A. A comparative evaluation of percutaneous catheter drainage for resistant amebic liver abscesses. Am J Surg 1989; 158: 58-62. 7. Van Sonnenberg E, Muller PR, Schiffman HR, et al. Intrahepatic amebic abscesses: indications for and results of percutaneous catheter drainage. Radiology 1985; 156: 631-5. 8. Saraswat WA, Agarwal DK, Baijal SS, et al. Percutaneous catheter drainage of amebic liver abscesses. Clin Radiol 1992; 45: 187-9. 9. Baek SY, Lee MG, Cho KS, et al. Therapeutic percutaneous aspiration of hepatic abscesses: effectiveness of 25 patients. Am J Roentgenol 1993; 160: 799-802. 10. Giorgio A, Tarantino L, Mariniello N, et al. Pyogenic liver abscesses: 13 years of experience in percutaneous needle aspiration with US guidance. Radiology 1995; 195:122-4. 11. Rajak CL, Gupta S, Jain S, et al. Percutaneous treatmnet of liver abscesses: needle aspiration versus catheter drainage. Am J Roentgenol 1998; 170: 1035-9. 12. Thompson JE, Forlenza S, Verma R. Amebic liver abscess: a therapeutic approach. Rev Infect Dis 1985; 7: 171-9. 13. Ralls PW, Barnes PF, Johnson MB, et al. Medical treatment of hepatic amebic abscesses: rare need for percutaneous catheter drainage. Radiology 1987; 165: 805-7. 14. Ramani A, Ramani R, Kumar MS, et al. Ultrasound-guided needle aspiration of amoebic liver abscess. Postgard Med J 1993; 69: 381-3. 15. Akgün Y, Taçyıldız IH, Çelik Y. Amebic liver abscess: changing trends over 20 years. World J Surg 1999; 23:102-6. 16. Filice C, Diperri G, Stroselli M, et al. Outcome of hepatic amoebic abscesse managed with three different therapeutic strategies. Dig Dis Sci 1992; 37: 240-7. 17. Miller JM, Ahola DT, Bretzman PA, et al. Percutaneous management of hepatic abscess: a perspective by interventional radiologists. J Vasc Interv Radiol 1997; 8: 241-7. 18. Do H, Lambiase RE, Deyoe L, et al. Percutaneous drainage of hepatic abscesses: comparison of results in abscesses with and without intrahepatic biliary communication. Am J Roentgenol 1991; 157: 1209-12. Cilt 19, Sayı 1, Ocak 2005 65

Akıncı ve ark. 19. Bayraktar Y, Arslan S, Sivri B, et al. Percutaneous drainage of hepatic abscesses: therapy does not differ for those with identifiable biliary fistula. Hepatogastroenterology 1996; 43: 620-6. 20. van Sonnenberg E, Mueller PR, Ferrucci JT. Percutaneous drainage of 250 abdominal abscesses and fluid collections. I. Results, failures, and complications. Radiology 1984; 151: 337-41. 21. Gerzof SG, Robbins AH, Johnson WC, et al. Percutaneous catheter drainage of abdominal abscesses: a five year experience. N Engl J Med 1981; 305: 653-7. 22. Lambiase RE, Deyoe L, Cronan JJ, et al. Percutaneous drainage of 335 consecutive abscesses: results of primary drainage with 1-year followup. Radiology 1992; 184: 167-79. 23. Sugiyama M, Atomi Y. Pyogenic hepatic abscess with biliary communication. Am J Surg 2002; 183: 205-8. 24. van Sonnenberg E, Wittich GR, Goodacre BW, et al. Percutaneous abscess drainage: update. World J Surg 2001; 25: 362-72. 25. Lang EK, Springer RM, Glorioso LW, et al. Abdominal abscess drainage under radiologic guidance: causes of failure. Radiology 1986; 159: 329-36. İLETİŞİM Dr. Devrim AKINCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı 06100 Sıhhiye, ANKARA e-posta: akincid@hotmail.com 66 İnfeksiyon Dergisi (Turkish Journal of Infection)