ADIM ADIM YGS LYS 190. Adım HAYATIN BAŞLANGICI
Dünyamız yaklaşık 4 milyar yıl önce oluşmaya başlamıştır. İlk yaşam belirtileri 3 milyar yıl önce çıkmaya başlamıştır. İlk yaşam olarak prokaryotlar oluşmuştur. Dünyamızın yapısı sürekli değişmiş; dağlar, denizler, göller ortaya çıkmış ya da bu yapılar yok olmuştur. Dünyada büyük iklim değişiklikleri görülmüştür. Tüm bu değişikliklere jeolojik zamanlar denir. Jeolojik zamanlar boyunca bazı canlılar ortaya çıkmış, ortaya uyum sağlayamayanların ise nesilleri tükenmiştir. Jeolojik zamanlar arasında kesin sınırlar olmasa bile kendi içinde bölümlere ayrılır.
1) Kambriyen öncesi zaman Hadeyan, arkeyan ve proterozoik olarak üç bölüme ayrılır. a) Hadeyan: b) Arkeyan: Yeryüzünün oluşum sürecinin ilk jeolojik zamanıdır. Ortalama 4,5 milyar yıl önce başlayıp, 3,6 milyar yıl önce sona erdiği kabul edilir. Bu dönemde volkanik faaliyetler çok fazladır. İlk atmosfer ve okyanuslar oluşur. Ancak bu atmosferde ozon tabakası olmadığından yüksek enerjili ışınlar yeryüzüne ulaştığından canlılık yoktur. Yaklaşık 3,6 milyar yıl öncesinden başlayıp 2,5 milyar yıl öncesinde son bulduğu kabul edilir. Bu dönemde bilinen en eski kayaçlar oluşmaya başlamıştır. Okyanusların korunaklı yerlerinde oksijensiz solunum yapabilen prokaryotik canlılar oluşmuştur. Bu canlılar güneş enerjisi kullanarak fotosentez yaptılar, oksijensiz olan okyanuslara oksijen kazandırdılar. Üretilen oksijen deniz suyunda çözünmeye daha sonra atmosfere karışmaya başlamıştır.
c) Proterozoik: 2,5 milyar yıl önce başlayıp 542 milyon yıl önceye kadar olan dönemdir. Bu dönemde dünyada rodinia denilen dev bir kıta oluşmuştur. Dünya birkaç defa buzul dönemi geçirmiştir ve kalınlığı birkaç kilometreyi bulan buz tabakaları oluşmuştur. Serbest oksijen miktarı giderek arttı, oksijensiz ortamda yaşamaya uyum sağlamış prokaryotlar ortadan kalkarak okyanusların sığ bölgelerinde yaşayan siyanofit adı verilen daha iyi fotosentez yapabilen su yosunları yaşamaya başlamıştır. İlk ökaryot canlılar artan oksijen miktarı nedeni ile bu dönemde oluşmuştur. Edikara faunası denen bu canlı grubu kabuksuz deniz canlılarından oluşmuştur.
2) Paleozoik zaman Kambriyen dönemi (542 488 milyon yıl önce) Bu dönemde rodinia kıtası yavaş yavaş ayrılmaya başladı ve gondvana, baltika, laurentia ve asya blokları oluştu. Sıcak ve nemli iklime sahipti. Kambriyenin iklimi bir önceki dönemdeki buzul çağıyla bir sonraki dönemdeki buzul çağı arasında ılıman olarak kalmıştır. Bu dönemde bilinen hayvan şubelerinin hemen hemen hepsi ve ilk omurgalılar ortaya çıktı. Bu döneme kambriyen patlaması denir. Kalkerli sünger türleri yok oldu. 3) Paleozoik zaman Ordavisiyen dönemi (488 444 milyon yıl önce) Hava sıcak ve nemlidir. Sığ yerlerde yaşayan organizmaların çeşitliliği arttı. Çenesiz ve iki yüzgeci olmayan balıklar ilk omurgalı olarak ortaya çıktı. Atmosferle solunum yapabilen akrep gibi canlıların denizden karaya geçtiği kumsallarda bıraktığı ayak izi fosillerinden anlaşıldı. Kıtalar yer değiştirmeye devam etti. Dönemin sonuna doğru godvana kıtası güney kutbuna doğru kaydı. Bu dönemde hem buzullaşma hem de deniz çekilmesi sıcak havaya ve sığ yerlerde yaşamaya uyum sağlamış türlerin yok olmasına yol açtı.
4) Paleozoik zaman Silüryen dönemi (444 416 milyon yıl önce) Kuzey yarım küre, Sibirya dışında okyanusla kaplıydı. Kıta hareketleri sonucu tetis okyanusu oluştu. İklimi günümüz dünyamız benziyordu. Ekvator bölgesi sıcak ve kurakken, kutuplarda buzullar vardı. Gondvana buzullarının erimesi ile denizler tekrar yükseldi. Bu dönemde kara bitkileri yaygınlaşmaya başladı. Kara bitkilerinin yaygınlaşmasıyla, örümcekler, akrepler, böcekler ve kırkayakların ataları olarak kabul edilen türler kara hayatına uyum sağlamaya başladı. Bu dönemde ev deniz laleleri ve çeşitli deniz yıldızları ortaya çıktı. Mercanlar uzun süre yaşadılar. Sığ ve sıcak denizler, omurgasız ve omurgalı türlerinin artmasına yol açtı. Çenesiz balıkların sayısı çok arttı. İlk çeneli balık grubu ise tatlı sularda bu dönemin sonunda ortaya çıktı. 5) Paleozoik zaman Devoniyen dönemi (416 359 milyon yıl önce) Sibirya kuzeye doğru hareket etti. Dönemin sonuna doğru pangea denilen devasa kıta oluşmaya başladı. Balıklar çok fazla çeşitlilik gösterdi. Bu nedenle bu döneme balık devri de denir. Karadaki bitki tür çeşitliliği arttı. Bu dönemden bitki patlaması dönemi olarak da bahsedilir. Dönem sonunda odunsu gövdeli ilk ağaçların oluşturduğu ormanlara rastlanır.
6) Palezoik zaman Karbonifer dönemi (359 299 milyon yıl önce) Sibirya güneye doğru hareket edip, lavrasyanın kuzeyine çarptı. Bu çarpışmayla Ural Dağları oluştu. Kibrit otları, eğrelti otları, at kuyrukları (tohumsuz bitkiler) ve ilk tohumlu bitkiler oluşarak bugünkü kömür yataklarını oluşturdu. Karadaki bitkilerin büyümesi hayvanlar için barınak ve yiyecek oluşturdu. Bu da hayvan çeşitliliğini arttırdı. 7) Palezoik zaman Permiyen dönemi (299 251 milyon yıl önce) Üzerinde yaşadığımız topraklar o zamanlar tetis okyanusunun altındaydı. Bu dönemde jeolojik ve iklimsel değişiklikler çok fazla yaşandı. Karalar yükselmeye, denizler geri çekilmeye, bataklıklar kurumaya başladı. Güney kutbunda buzullaşma arttı. Gece gündüz arası sıcaklık arası fazla olduğundan kurak ve karasal bir iklim yaşandı. Denizlerin çekilmesi deniz canlılarının yaşam alanını azalttı. Kuraklaşma sonucu amfibiler azalmaya ve bunların yerini sürüngenler almaya başladı. Tohumsuz bitkiler küçülerek açık tohumlu bitkiler yaygınlaşmaya başladı. Dönemin sonuna doğru büyük bir yok oluş nedeniyle türlerin %90-95 i yok oldu. Bunun sebebi; volkanik faaliyetler (en yaygın kabul edilen sebeptir) ya da dünya ya büyük bir göktaşının çarpması sonucu atmosfere salınan sülfürün oksijeni kendine bağlaması ve asit yağmurlarının oluşmasıdır.
8) Mezozoik Zaman (Triyas, jura, kretase dönemleri) (251 65,5 milyon yıl önce) İklim genellikle sıcak ve tropiktir. Bu döneme sürüngenler devri de denir. Sürüngenler bu dönemde baskın hale geçmiştir. Kıta hareketleri devam etti. Kıtalar küçük parçalara ayrılarak günümüzdeki haline yaklaştı. Kıtaların ayrılmasıyla canlı çeşitliliğinde artış görüldü. Denizler tekrar yükselerek, karaların üzerini kaplamaya başladı. Derisi dikenli çeşitleri arttı. Tetis okyanusunda ilk mercanlar ortaya çıktı ve deniz yaşamı günümüzdeki haline benzedi. İlk kozalaklı bitkiler kurak bölgelerde ortaya çıktı. Orman tabanlarında küçük otsu bitkiler ortaya çıktı. Bunlar daha sonra günümüz çalıları ve odunsu ağaçlara dönüştü. Bu dönemin sonunda meteor çarpmasının neden olduğu tahmin edilen ikinci büyük kitlesel yok oluş gerçekleşti. Bu yok oluştan en fazla sürüngenler etkilendi ve dinozorlar yok oldu. Tüm türlerin ise %80 i yok oldu. Kurtulmayı başaranlar tohumlu bitkiler, mideyeler, salyangozlar, amfibiler, kertenkeleler, yılanlar, timsahlar ve memeliler oldu.
9) Senozoik zaman (Paleojen, neojen, kuaterner dönemleri) (65,5 milyon yıl önce - Günümüz) Dünyamız bugünkü haline geldi. Çok sayıda buzul çağı yaşandı. Tek hücrelilerin sayısı azaldı. Sadece ekvator bölgelerinde tropik ormanlar görülmeye başlandı. Dönem sonuna doğru tohumlu bitkilerin ataları oluşmaya başladı. Dinozorların ortadan kalkmasıyla o zamana kadar toprak altında yaşayan memeliler çeşitliliklerini arttırıp baskın tür haline geçti. Kara yaşamına uyum sağlamış memelilerin bazıları yaşam alanı ve koşullarının değişmesiyle deniz kıyılarına göç etti. Zamanla su içindeki canlılarla avlanmaya başladılar ve sucul yaşama uyum sağlayarak deniz memelilerini oluşturdular. Son buzul çağından önce günümüzde yaşayan canlıların atalarının çoğu ve mamutlar, geniş boynuzlu bizonlar, kurtlar, develer ve dev gergedan gibi türler yaşıyordu. Bu buzul çağında bunların çoğu yok oldu ve insan tüm ekosistemde etkin olmaya başladı.
Canlı çeşitliliğindeki değişim nedenleri şunlardır: 1) Çevresel şartlar 2) Mutasyonlar 3) Adaptasyon 4) Doğal seleksiyon 5) Yapay seleksiyon 6) Krossing over 7) Genetik sürüklenme 8) İzolasyon Dünyanın geçirmiş olduğu değişim çok yavaş bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu süreçte; dinozor ve mamut gibi bazı canlıların soyu tükenmiştir. Ancak bu canlıların yok olması dünyadaki canlılığı sona erdirecek kadar önemli değildir. Türlerin birçoğu çok uzun zaman süresince değişen çevre şartları karşısında adaptasyonlar geliştirerek yaşamlarını sürdürmüşlerdir.