Tayfun Zeren*, Lut Tamam**, Yunus Emre Evlice***

Benzer belgeler
GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

T bbi At k Kontrolü P80-P Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi

ÖZET. GİRİŞ Sa l k hizmetlerinin yayg nlaflmas

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Dr. Aflk n Y ld z 1, Prof. Dr. Atilla Köksal 1, Dr. Külal Çukurova 1, Dr. Adnan Keklik 1, Dr. Neriman Çelik 2, Dr. Hüseyin vit 1

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

AC L PS K YATR K BAfiVURULARIN VE AC L PS K YATR K H ZMETLER N DE ERLEND R LMES

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

Araştırma Notu 15/177

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

KRON K fi ZOFREN, fi ZOAFFEKT F BOZUKLUK VE B POLAR AFFEKT F BOZUKLUKTA TANISAL STAB L TE

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

Dr. M. Fatih Önsüz 1, Doç. Dr. Ahmet Topuzo lu 2

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

Bir Üniversite Hastanesi Psikiyatri Klini inde Hasta Yat fl Sürelerini Etkileyen Faktörler

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

Bir üniversite hastanesi psikiyatri kliniğinde elektrokonvülzif tedavi uygulanan hastaların demografik ve klinik özellikleri

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar.

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

ki Uçlu Duygudurum Bozuklu u Olan Kad nlarda Premenstrüel Sendromun De erlendirilmesi

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

KULLANILMIfi B NEK OTOMOB L TESL MLER N N KDV KANUNU KARfiISINDAK DURUMU

4 STAT ST K-II. Amaçlar m z. Anahtar Kavramlar. çindekiler

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM Örneklem plan l seçim ölçütleri

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım :07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım :29

Ortaö retim Alan Ö retmenli i Tezsiz Yüksek Lisans Programlar nda Akademik Ba ar n n Çe itli De i kenlere Göre ncelenmesi: Mersin Üniversitesi Örne i

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Selçuk Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini (Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesini),

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

UMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

RAHİM TAHLİYESİ UYGULAMALARININ ZEYNEP KAMİL AİLE PLANLAMASI KLİNİGİNDE GÖZLENEN ETKİLERİ GİRİŞ. Dr. Asuman KARAMANı.. ı Dr.

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Zorunlu Yat flta Psikiyatrik ve Hukuksal Süreç

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

T bbi Makale Yaz m Kurallar

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

A LE PLANLAMASI YÖNTEMLER YLE LG L TUTUMLARIN ETK N A LE PLANLAMASI DANIfiMANLIK H ZMET ÖNCES VE SONRASINDA KARfiILAfiTIRILMASI

Süreç Verimliliğinde Araç ve Yöntemler

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

PS K YATR HASTALARINDA TIP DIfiI YARDIM ARAMA DAVRANIfiININ DE ERLEND R LMES

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

ntermitan Alerjik Rinit ( AR) hastalar nda desloratadinin etkinlik ve güvenlili inin de erlendirildi i ACCEPT 1 Çal flmas sonuçlar n görmek için

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

Birinci Basamakta Psikiyatrik De erlendirme Ölçeklerinin Kullan m THE USE OF PSYCHOMETRIC SCALES IN PRIMARY CARE. Serpil Ayd n

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Gelece in Bilgi flçilerini Do ru Seçmek: Araflt rma Görevlisi Al m Süreci Örne i

DÜNYADAN HABERLER NİSAN

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

OHSAS fl Sa l ve Güvenli i Yönetim Sisteminde Yap lan De iflikliklere Ayr nt l Bak fl

PS K YATR DE KULLANILAN KL N K ÖLÇEKLER

H ZMET AKD LE ÇALIfiANLARIN T BAR H ZMET SÜRES NE OLACAK?

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu

Transkript:

E LEKTROKONVULS F TERAP : 12 YILLIK UYGULAMANIN DE ERLEND R LMES G R fi Elektrokonvülsif terapi (EKT) beyin dokusunu elektrik ak m yla uyar lmas yla jeneralize konvülsiyonlar oluflturulmas temeline dayal, psikiyatrideki ilk biyolojik sa alt m yöntemlerinden biri olarak 1938 den bu yana ruhsal hastal klar n sa alt m nda etkin bir araç olarak uygulanmaktad r (Challiner ve Giriffiths 2000, Evlice 1998). 1950 li y llarda psikotrop ilâçlar n (önce antipsikotiklerin ve ard ndan antidepresanlar n) gelifltirilmesiyle birlikte EKT nin kullan - m giderek k s tlanm fl ve daha az tercih edilir olmufltur. Ancak, 1980 li y llarda psikotrop ilâçlar n bâz hastalarda etkisiz oldu u görülünce EKT nin y ld z den parlamaya bafllam flt r (Fink 2001). EKT nin ruhsal hastal klar üzerine iyilefltirici etkisi uzun y llard r bilinmekle birlikte, etki düzene ini aç klama çabalar hâlâ sürmektedir (Dubovsky 1995, Mukherjee 1989). Birçok varsay m ortaya at lm flsa da, günümüzde bile bu iyileflmeyi nas l sa lad aç kl k kazanmam flt r. Psikotik depresyon, özk y m riski, sa alt ma yan t vermeyen manik eksitasyon, katatonik eksitasyonlu flizofreni, flizoaffektif bozukluk, organik etiyolojili katatonik durumlar, deliryum, nöroleptik malign sendrom (NMS) gibi çeflitli ruhsal ve nörolojik bozukluklar EKT nin birincil kullan m alanlar d r (Akdeniz ve Noyan 1998, Cimilli 1994). Ayr ca ikinci ve üçüncü trimestr gebelikte EKT bir sa alt m seçene i olarak kullan labilmekte- Tayfun Zeren*, Lut Tamam**, Yunus Emre Evlice*** ÖZET Amaç: Bu çal flmada bir üniversite hastanesi psikiyatri klini inde 12 y l boyunca yat r larak elektrokonvulsif terapi (EKT) uygulanan hastalar n de erlendirilerek, EKT uygulama s kl, EKT nin tan gruplar nda uygulanma oranlar ve k sa dönemdeki etkinli i, yal n ve anestezili EKT uygulamas n n etkililik ve yan etki farkl l, yafl gruplar na göre endikasyon oran ve etkililik-yan etki farkl l n n araflt r lmas amaçlanm flt r. Yöntem: Çal flmaya 1990-2001 y llar aras nda Çukurova Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal klini inde yatarak tedavi gören ve EKT uygulanan 384 (201 kad n, 183 erkek) hasta dâhil edilmifltir. Hastalar n yafllar, cinsiyetleri ve di er sosyodemografik özellikleri, DSM sistemine göre befl eksenli tan lar, EKT endikasyonlar, yap lan EKT say s, komplikasyonlar ve EKT ye klinik yan tlar kaydedilerek de erlendirmeye al nm flt r. Bulgular: 12 y ll k dönem içerisinde klini imize yatm fl olan hastalar n %14.4 üne EKT uyguland belirlenmifltir. EKT tedavisi gören hastalar n %44.8 i psikotik bozukluk, %49 u affektif bozukluk ve %6.3 ü di er tan lar için tedavi ediliyordu. Hastalara ortalama 7.8 seans bilateral EKT uygulanm fl oldu u ve %82.3 ünün EKT ye k smî veya tam yan t verdi i belirlendi. EKT ye yan t veren ve vermeyen grup aras nda yafl, cinsiyet, uygulanan EKT say s ve tipi, yat fl süresi ve komplikasyon geliflimi aç s ndan anlaml bir farkl l k saptanmad. Tek anlaml farkl l k gösteren de iflken eksen II tan s varl yd. Hastalar n %46 s nda bir çeflit komplikasyon geliflti i belirlendi. En s k görülen komplikasyonlar bellek bozuklu u ve konfüzyondu. Tüm komplikasyonlar n EKT nin sonland r lmas ndan sonraki üç hafta içinde geçmifl oldu u saptand. Tart flma ve Sonuç: Bu çal flman n sonuçlar EKT nin k sa dönemde psikiyatrik hastalarda etkili, güvenilir, yan etkileri yo un ve uzun süreli olmayan bir somatik tedavi yöntemi oldu unu bir kez daha do rulam flt r. Anahtar Kelimeler: elektrokonvulsif terapi (EKT), psikotik bozukluk, depresyon, tedaviye yan t ELECTROCONVULS VE THERAPY: ASSESSMENT OF PRACT CE OF 12 YEARS PER OD ABSTRACT Objective: The aim of this study was to determine the frequency of ECT use, the features of patients who underwent ECT treatment, short term treatment response to ECT, differences in efficacy and complications between modified and unmodified ECT, and the rate of complications among inpatients in a university hospital setting in-between 1990 to 2001. Method: Three hundred eighty four patients (183 men, 201 women) who had been hospitalized in Cukurova University Faculty of Medicine Psychiatry Service between 1990 and 2001 and received ECT were included in the study. The sociodemographic features, DSM diagnosis, ECT indications, the features of ECT course, complications and clinical response rate were recorded and evaluated. Results: During a 12 year period, 14.4% of inpatients received ECT as a part of their treatment. Among these patients 44.8% were treated with a diagnosis of psychotic disorder, whereas 49% treated for affective disorder and 6.3% for other diagnoses. Patients received an average of 7.8 bilateral ECT treatment and 82.3% of them showed moderate to marked improvement after ECT treatment. There were no differences between responders and non-responders to ECT with regards to age, sex, number and type of ECT treatment, hospitalization period and complication rate. Only variable showing significant difference was the presence of an axis II disorder. Forty six percent of patients developed a complication as a result of ECT. The most common complications observed were memory disturbances and confusion, all of which disappeared three weeks after the last round of ECT. Discussion and Conclusion: The results of this study confirmed the results of previous studies indicating the short term-efficacy, safety and reliability of ECT among psychiatric patients in all age groups. * Araflt. Gör. Dr. Çukurova Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dal, ADANA / Tel: 322-338 60 60 /3247 / Fax:322-338 65 05 e-posta: Ltamam@mail.cu.edu.tr ** Yrd. Doç. Dr. Çukurova Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dal *** Prof. Dr. Çukurova Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dal 54 Yeni Symposium 41 (2): 54-63, 2003 S Y M P O S I U M

dir (American Psychiatric Association 1990). EKT de uygulaman n s kl ve say s, tan ya ve hastan n bireysel özelliklerine göre belirlenmelidir. EKT de mortalite ve ciddi morbidite nâdirdir (Weiner 1984, Kaplan ve ark. 1994). EKT nin bafll ca yan etkileri kalb-damar bozukluklar, oluflmam fl, uzam fl, gecikmifl veya yetersiz nöbet, bellek sorunlar, kas a r lar, sa alt m n neden oldu u mani ve konfüzyon, nöbet içi veya nöbet sonras deliryumdur (Öztürko lu ve ark 1994, Calev ve ark. 1991). Bugüne kadar EKT nin beyin hasar na neden oldu- u gösterilememifltir (Fink 2001, Friedberg 1977). Özellikle anestezi tekniklerinin geliflimiyle EKT nin güvenirlili i de artm fl ve yan etkileri yok denecek kadar azalm flt r (Gaines ve Rees 1992). EKT, hakk ndaki birçok söylence ve yanl fl anlafl lmalara karfl n, günümüzde psikiyatrinin en etkin ve güvenilir sa alt m yöntemlerinden biri olmay sürdürmektedir (Freeman 1994). Bu çal flmada, 1990-2001 y llar aras nda Çukurova Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal klini inde yatan ve EKT uygulanan hastalar n çok yönlü de erlendirilmesi amaçlanm flt r. Bu amaçla EKT (yal n ve anestezili) uygulama s kl, EKT nin tan gruplar nda uygulanma oranlar ve etkilili i, yal n ve anestezili EKT uygulamas n n etkililik ve yan etki farkl l, yafl gruplar na göre endikasyon oran ve etkililik-yan etki farkl l, mortalite riski, EKT ye verilen yan t etkileyen de iflkenler araflt r lm flt r. Keywords: electroconvulsive therapy (ECT), psychotic disorders, affective disorders, treatment response YÖNTEM Bu çal flmaya 1990 ilâ 2001 y llar aras nda Çukurova Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal klini inde yatan ve EKT uygulanan hastalar al nm flt r. Bu tarihler aras nda yatan tüm hastalar n dosyalar retrospektif olarak taranarak EKT uygulananlar ayr lm flt r. EKT yap lan hastalar n yafl, cinsiyet ve di er sosyodemografik özellikleri, DSM sistemine göre konulmufl befl eksenli tan lar, EKT endikasyonlar, uygulanan medikal tedaviler, uygulanan EKT say s, komplikasyonlar ve EKT ye yan t kaydedilmifltir. statistiksel de erlendirmelerin daha kolay yap labilmesi ve her EKT serîsinin sonuçlar n daha ayr nt l de erlendirebilmek için, hastalar n her yat fl ayr ve ba ms z olarak de erlendirilmifltir. Bu nedenle birden fazla yat fl nda EKT uygulanan hastalar n her yat - fl farkl bir hastaya uygulanm fl gibi ele al n p, EKT süreci, ayr nt lar, komplikasyonlar ve etkileri ba ms z olarak de erlendirmeye kat lm flt r. EKT tedavisi s ras nda veya sonras nda ortaya ç - kan, tedavi plan n n de ifltirilmesini veya erken sonland r lmas n, konsültasyon istenmesini gerektiren yâhut anormâl olarak kabûl edilen durumlar komplikasyon olarak de erlendirilmifltir. Konfüzyon veya bellek bozuklu u e er çok uzun ya da a r ise bir komplikasyon olarak kabûl edilmifltir. Bellek bozukluklar k sa süreli (2 haftadan az) veya uzun süreli (2 haftadan uzun süren) olarak grupland r lm flt r. Hastan n EKT ye verdi i yan t, günlük hekim gözlem notlar n n, hemflire gözlemlerinin ve epikrizlerinde rutin olarak yer alan DSM sisteminin 5. ekseninde yer alan fllevselli in Genel De erlendirilmesi skalas - n n (Global Assessment of Function Scale) yat fl öncesi ve sonras skorlar n n incelenmesi sonucunda de- erlendirilmifltir (Endicott ve ark. 1976). EKT ye hastalar n verdi i klinik yan t üç grupta de erlendirilmifltir: (1) klinik olarak tam düzelme (hastal k öncesi ifllevsellik düzeyine tamamen dönme); (2) klinik olarak k smî düzelme (hastan n hastal k öncesi ifllevsellik düzeyine tamamen dönememesi ve bâz rezidüel belirtilerin olmas ); (3) klinik olarak yan t yok veya klinik olarak kötüleflme söz konusu. K smî ve tam düzelme gösteren hastalar EKT ye yan t veren grup olarak, di- er hastalar ise EKT ye yan t vermeyen grupta ele al - n p istatistiksel de erlendirmeler yap lm flt r. Klini imizde EKT uygulamalar 1996 y l na kadar hastan n durumuna göre yal n veya genel anestezi alt nda (anestezili) yap lmaktayd. 40 yafl n üzerindeki ve/veya t bbî rahats zl olan hastalara ameliyathâne koflulunda anestezili EKT uygulan rken, di er hastalara klini imizdeki özel bir odada, herhangi bir anestezi uygulanmaks z n, yal n EKT uygulanmaktayd. 1996 y l ndan itibâren tüm EKT ler ameliyathâne koflullar nda genel anestezi alt nda yap lmaktad r. EKT öncesinde tüm hastalara rutin olarak elektrokardiyografi (EKG), posteroanterior (PA) akci er grafisi, kan biyokimyas ve tam kan say m, EEG, omurga grafisi incelemeleri yap lmaktad r. Herhangi bir EEG patolojisi, ciddi kardiyak patolojisi veya di er sistemik rahats zl olan hastalara klini imizde çok zorunlu kal nmad kça EKT uygulamas yap lmamaktad r. Anestezili EKT uygulamas nda hastalar n anestetik maddeye uygun olup olmad klar anestezi konsültasyonu yap - larak belirlenmifltir. Bunun d fl nda tüm hastalardan veya birinci derece yak nlar ndan EKT öncesi EKT uygulamas na yönelik olarak ayd nlat lm fl onam al nm flt r. Hastalar n tamam uygulamadan 12 saat öncesinden itibaren aç b rak lm flt r. Bunun d fl nda, EKT öncesi dönemde hastalar n kulland tüm psikotrop ilâçlar kesilmifltir. Hastalara EKT uygulamas öncesinde salivasyonu azaltmak ve kalb at mlar ndaki art fl önlemek için 0.5-1 mg Atropin i.m. yap lm flt r. Genel anestezi, anesteziyoloji ve reanimasyon anabilim dal nda görevli bir anestezi uzman taraf ndan yap l rken, EKT uygulayan araflt rma görevlisine o bölümde sorumlu hemflireler yard mc olmaktad r. Anestezi uygulamas s ras nda pentotal veya propofol anestetik madde olarak, süksinil kolin kas gevfletici olarak kullan lm flt r. Bu ilâçlar n dozlar anesteziyi veren görevli anestezi uzman taraf ndan ayarlanmaktad r. Bunun d fl nda EKT seans s ras nda hastalara sürekli olarak yüksek dozda oksijen verilmifl, EKT öncesi ve sonras nda tüm hastalar n EKG, nab z ve tansiyonu rutin olarak izlenip, anestezi alt nda yap lan uygulamalarda hastaya verilen madde, EKT s ras nda komplikasyon S Y M P O S I U M Yeni Symposium 41 (2): 54-63, 2003 55

gösterip göstermedi i rutin olarak kay t edilmifltir. Tüm EKT uygulamalar nda klini imize bulunan k - sa vurufllu sürekli ak m veren Siemens marka EKT cihaz kullan lm flt r. Hastalar n EKT s ras nda nöbet geçirip geçirmedi i manflon yöntemiyle izlenmifl ve 30 ilâ 60 saniye aras nda bir süre boyunca nöbet geçirmesi sa lanm flt r. Klini imizde tüm hastalara bilateral bitemporal EKT uygulanmaktad r. EKT, hastalar n büyük bir k sm na haftada üç kez uygulanm flt r. Klini imizde her hastaya ortalama 7-9 kez EKT uygulanmas tercih edilmekte fakat hastan n klinik durumuna ve geliflimine göre bu say azalt l p ço alt labilmektedir. Uygulanan EKT say s, sonucu, komplikasyonlar, anestezi notlar klini imizde ayr bir dosyaya kaydedilmektedir. Çal flmada hastalar n istatistiksel de- erlendirilmeleri SPSS 10.0 for Windows kullan larak yap lm flt r. Tüm veriler ortalama, standart sapma ve yüzde fleklinde verilmifltir. Kategorik verilerin karfl laflt r lmas nda ki kare testi kullan - l rken, iki grup ortalamalar n karfl laflt rmada denek say lar az oldu u için t testinin parametrik olmayan karfl l Mann Whitney U testi kullan lm flt r. 2x2 gözlü ki kare testinde gözlerden herhangi birinde beklenen de er 5 den azsa Fisher kesin ki kare testi uygulanm flt r. Tüm de erlendirmelerde istatistiksel anlaml l k düzeyi 0.05 olarak al nm flt r. Tablo 1: 1990-2001 y llar aras nda yatan hastalar n cinsiyet, tan ve yafl gruplar na göre da l m (N, %*) Psikoz Affektif Di er Tan lar Tan Yok Toplam Bozukluk Erkek <18 36 (2.5) 8 (0.6) 48 (3.4) 7 (0.5) 99 (7.0) 18-64 373 (26.2) 327 (23) 519(36.5) 71 (5.0) 1290 (90.8) 65 4 (0.3) 16 (1.1) 11 (0.8) 1 (0.1) 32 (2.3) Toplam 413 (29.1) 351 (24.7) 578 (40.7) 79 (5.6) 1421 (100) Kad n <18 35 (2.8) 13 (1.0) 51 (4.1) 7 (0.6) 106 (8.5) 18-64 287 (23.1) 387 (31.2) 381 (30.7) 59 (4.8) 1114 (89.7) 65 3 (0.3) 15 (1) 3 (0.2) 1 (0.1) 22 (1.5) Toplam 325 (26.2) 415 (33.4) 435 (35) 67 (5.4) 1242 (100) (* % ler hastalar n cinsiyet gruplar içerisindeki yüzdeleridir.) BULGULAR Klini imizde 1990-2001 y llar aras nda 1421 i erkek (%53.4), 1242 si kad n (%46.6) olmak üzere toplam 2663 hasta yatm flt r. Bu hastalar n ald tan lar genel olarak psikotik bozukluklar, affektif bozukluklar, tan almayan ve di er olarak 4 grupta toplad m zda; hastalar n %27.7 sine (n=738) psikotik bozukluk tan s, %28.8 ine affektif bozukluk (n=766), %38 ine (n=1013) fiekil 1: Klini imizde 1990-2001 y llar aras nda yatan ve EKT uygulanan hastalar n tüm hastalara göre yüzdeleri EKT Yüzdesi 56 Yeni Symposium 41 (2): 54-63, 2003 S Y M P O S I U M

Tablo 2: EKT uygulanan hastalar n sosyodemografik özellikleri Yafl (ort. ±SD) (y l) 33.1 ± 13.8 aral k [15-71] N % Yafl Grubu (N, %) <18 20 5.2 18-64 352 91.7 65 12 3.1 Cinsiyet (N, %) Erkek 183 47.7 Kad n 201 52.3 E itim Y l (ort±sd) (y l) 8.7 ± 4.5 aral k [0-21] E itimsiz 34 8.9 Okur-yazar 12 3.1 E itim Düzeyi (N, %) lkö retim 95 24.7 Ortaö retim 36 9.4 Lise 130 33.9 Yüksek 77 20.1 Medeni Hal (N, %) Evli 191 49.7 Bekar/Dul 193 50.3 Geldi i Yer (N, %) Köy 24 6.3 lçe 112 29.1 Kent 248 64.6 Meslek (N, %) fli yok 86 22.4 Ücretli 152 39.6 Ev Han m 97 25.3 Ö renci 49 12.8 Sosyoekonomik düzey (N, %) Alt 85 22.1 Orta 274 71.4 Üst 25 6.5 di er ruhsal bozukluk tan lar kondu u, %5.5 hastan n (n=146) tan almad saptanm flt r. Yatan hastalar n %7.7 si (n=205) 18 yafl alt nda iken, %90.3 ü (n=2404) 18-64 yafl aras, %2.0 i (n=54) 65 yafl ve üstü idi. Yatan hastalar n cinsiyet, tan gruplar ve yafl gruplar na göre da l m ayn tablo içerisinde Tablo-1 de gösterilmifltir. Yapt m z retrospektif de erlendirme sonucunda 12 y l içerisinde yatan 2663 hastan n 384 üne (%14.4) EKT uyguland belirlenmifltir. 1990-2001 y llar aras nda y llara göre EKT yap lan hasta say ve yüzdeleri fiekil-1 de gösterilmifltir. Hastalara EKT yap lma yüzdesi -y llara göre- %5.9 ilâ %19.0 aras nda de iflmektedir. En az EKT %5.9 oran ile 1990 y l nda yap lm flken, en s k EKT uygulamas %19 oran ile 2000 y l nda yap lm flt r. EKT uygulanan hastalar n sosyodemografik ve klinik özellikleri EKT uygulanan hastalar n büyük bir k sm (%91.7) 18-64 yafl aras ndayd. Ortalama yafl 33.1 idi. Kad nlar erkeklere oranla biraz daha fazlayd (%52 ye karfl l k %48). EKT uygulanan hastalar n büyük bir ço unlu u (%54) lise ve üstü e itime sâhiptiler. Ortalama e itim süresi 8.7 y ld. Evli ve bekâr hastalar n say lar birbirine eflitti. Bunun d fl nda hastalar n büyük bir k sm (%71) orta sosyoekonomik düzeydeydiler. EKT uygulanan hastalar n sosyodemografik özellikleri Tablo-2 de gösterilmifltir. EKT uygulanan hastalar n -tan n n kondu u dönemdeki- DSM s n fland rma sistemlerine göre tan lar Tablo-3 te verilmifltir. Hastalar n tan lar n, istatistiksel aç dan daha kolay de erlendirebilmek amac yla, üç temel gruba ay rmay uygun bulduk. En çok EKT uygulanan tan grubu 188 (%49) ile affektif bozukluk iken psikotik bozuklu u olan hasta say s 172 (%44.8), di er tan l hasta say s 24 (%6.3) idi. 12 y ll k dönem içerisinde klini imizde yatarak sa alt m gören tüm hastalar oranla ele ald m zda ise EKT uygulanma oranlar affektif bozukluk grubunda %24.5, psikotik bozukluk grubunda %23.3, di er tan gruplar nda %2.4 olarak bulunmufltur. Bu oranlar Tablo-4 de gösterilmifltir. Bu eksen I tan lar d fl nda çal flmam zda EKT uygulanan hastalar n %35.9 unda DSM ye göre en az bir eksen II tan s ald klar n da saptad k. 12 y ll k bir süre boyunca EKT yap lan 384 hastan n %37 si tedaviye yan ts zl k, %16 s yeme içme sorunlar, %32.8 i özk y m giriflimi veya düflüncesi, %12 si sald rganl k nedeniyle bu tedaviye al nm flt r. Bu hastalar n %46.6 s na yal n EKT uygulanm flken, di erlerine anestezili EKT uygulanm flt r. Komplikasyon geliflen hasta s kl ise %46 idi. Hastalara 1 ilâ 20 aras nda de iflen say da EKT uygulanm flken, ortalama EKT say s 7.8 idi. EKT uygulanan hastalar n ortalama yafl 32.8 iken, yafllar 15 ilâ 71 aras nda de iflmekteydi. Belirli ölçüde düzelme gösteren ve tam remisyona girmeyen hastalara k smî düzelme, belirtileri tamamen geçen hastalar tam düzelme olarak grupland r lm flt r. Hastalar n %82.3 ünün EKT ye k smî veya tam yan t verdikleri saptanm flt r. Hastalar n hastâneye yat fl say lar, EKT yap ld s radaki yafllar, EKT verileri, Tablo-5 de gösterilmifltir. Yal n EKT uygulanan hastalar n %52.5 inde EKT s - ras nda veya sonras nda bir komplikasyon geliflmiflken, anestezili EKT de bu oran %40.5 te kalm flt. Gruplar aras ndaki fark istatistiksel olarak anlaml yd (_=5.56 df=1 p=0.018). Yal n EKT den sonra en s k görülen yan etkiler s ras yla bellek bozuklu u (%33), kas a r s (%7.3), konfüzyon (%6.7) ve bafl a r s (%2.2) iken, anestezili EKT de en s k görülen yan etkiler s ras yla bellek bozuklu u (%21), konfüzyon (%6.2), kas a r s (%3.9) ve bafl a r s yd (%3.4). Kardiyovasküler S Y M P O S I U M Yeni Symposium 41 (2): 54-63, 2003 57

Tablo 3: EKT uygulanan hastalar n Eksen I tan lar N % Psikotik Bozukluklar 172 44.8 K sa Psikotik Bozukluk 10 2.6 fiizofreniform Bozukluk. 22 5.7 fiizofrenik Bozukluk 103 26.8 fiizoaffektif bozukluk 14 3.7 Sanr sal Bozukluk 8 2.1 Postpartum Psikoz 5 1.3 Di er Psikotik Bozukluklar 10 2.6 Affektif Bozukluklar 188 49.0 Majör Depresyon 133 34.6 Bipolar Bozukluk 49 12.8 (Manik atak) (26) (6.8) (Depresif atak) (23) (6.0) Distimik Bozukluk 6 1.6 Di er 24 6.3 Obsesif Kompülsif Bozukluk 5 1.3 Di er Anksiyete Bozukluklar 2 0.5 Somatoform Bozukluk 4 1.0 Dissosiyatif Bozukluk 6 1.6 Yeme Bozukluklar 1 0.3 Kiflilik Bozukluklar. 1 0.3 Organik Beyin Sendromu 5 1.3 yan etkiler ise anestezili EKT yap lan hastalarda %2.9 oran nda görülmüflken, bu oran yal n EKT uygulanan hastalarda %1.1 ile s n rl yd. Hastalarda EKT ye ba l olarak geliflti i saptanan bellek bozukluklar ve konfüzyonun 3 hafta içerisinde kendili inden düzeldi i belirlendi. EKT sonras hastalarda komplikasyonlar n yal n ve anestezili EKT ye göre grupland rmas Tablo- 6 de gösterilmifltir. Sosyodemografik de iflkenler ve EKT ile ilgili verilerin tan gruplar na ve EKT ye olan yan ta göre karfl - laflt r lmas EKT uygulanan psikotik bozuklu u olan hastalar daha çok erkek, bekâr veya dul iken, affektif bozuklu u olan hastalar daha çok kad n ve evliydiler (Tablo-7). EKT uygulanan di er tan l hastalarda kad nlar ço unluktayken, evli/bekâr oran 1 idi. Tüm gruplarda hastalar ço- unlukla 18-64 yafl aras nda ve orta sosyoekonomik düzeyde hastalard ve gruplar aras nda anlaml bir farkl l k yoktu. EKT uygulanan hastalardan affektif bozukluk tan s alanlar n (39.9) ve di er bozukluklar tan s (34.7) alanlar n ortalama yafllar, psikotik bozukluk tan s alanlara göre (25.3) anlaml düzeyde daha yüksekti. Ayn farkl l k ilk EKT nin uyguland yafl için de geçerliydi. Bunun d fl nda, yan etki görülme s kl ve tedaviye yan t s kl aç s ndan bu üç alt tan grubu aras nda anlaml bir farkl l k saptanmam flt r (Tablo-7, p>0.05). EKT ye yan t veren vermeyen hastalar n çeflitli sosyodemografik ve klinik verilere göre karfl laflt r lmas Tablo-8 de gösterilmifltir. Bu de erlendirmeye göre bu iki grup aras nda cinsiyet ve yafl da l m na, tan ya, EKT endikasyonuna, EKT yöntemine göre anlaml bir farkl l k saptanmam flt r (p>0.05). Bu iki grup aras ndaki tek anlaml farkl l k Eksen II tan lar n n görülme s kl ndayd. Eksen II tan s olan hastalar n EKT ye yan t verme s kl, olmayanlara oranla anlaml ölçüde daha azd (%68 e karfl %86, p=0.046) TARTIfiMA Bu çal flman n bulgular ; 1990-2001 y llar aras ndaki 12 y ll k dönemde klini imizde yatan hastalar n %14.4 üne EKT uyguland n göstermifltir. Bu oran ülkemizde üniversite ortam nda yap lan bir di er çal flman n sonuçlar ile (%16.2) benzerlik gösterirken (Y ld z ve ark. 2003), çeflitli ülkelerde EKT uygulama oranlar üzerine yap lan çal flmalarda bu say ya yak n ya da nispeten daha düflük oranlar bulunmufltur. 1977-1980 y llar aras nda Hindistan n k rsal kesimindeki bir e itim hastanesindeki EKT uygulama oran %14.3 olarak bildirilmifltir (Shukla 1989). Kanada daki 4 hastânede 3 y ll k bir dönemi (1975-1978) kapsayan bir araflt rmada, yatan hastalarda uygulanan EKT oran %21.5 olarak bulunmufltur (Malla 1986). Bu iki çal flmadaki yüksek oranlara karfl n, Birleflik Arap Emirlikleri ndeki bir üniversite klini inde 1995-1996 y llar aras nda yap lan iki y ll k bir çal flmada (Daradkeh ve ark. 1998) EKT oran %5 bulunmufl, Viyana da bir üniversite klini inde ise %3 olarak bildirilmifltir (Tauscher ve ark 1997). EKT nin ilk 55 y l n n de erlendirildi i bir gözden geçirme yaz s nda, Amerika Birleflik Devletleri ndeki (ABD) e itim amaçl psikiyatri hastanelerinde yatan hastalar n ortalama %6 ilâ %12 sine EKT uyguland aktar lm flt r (Fink 2001). ABD de bir devlet hastânesinde 10 y ll k bir dönem boyunca uygulanan EKT oran ise %0.4 olarak bulunmufltur; bu oran ABD de devlet hastânelerinde uygulanan ortalama EKT oran na da (%0.4-%1.6) uymaktad r (Slyvester ve ark. 2000). ABD deki hastânelerde EKT oran aç - s ndan gözlenen bu önemli farkl l klar, bâz eyaletler- Tablo 4: 12 y ll k dönemde yatarak sa alt m gören tüm tan gruplar na göre EKT uygulanma oranlar EKT yap lan / Tüm hastalar % Affektif Bozukluk 188 / 766 24.5 Psikotik Bozukluk 172 / 738 23.3 Di er 24 / 1013 2.4 58 Yeni Symposium 41 (2): 54-63, 2003 S Y M P O S I U M

Tablo 5: EKT le lgili Veriler (ort. ± SD) Yat fl Say s 1.69 ± 1.03 (aral k: 1-7) Yat fl Süresi (gün) 39.1 ± 17.1 (aral k: 6-100) lk Yat fltaki Yafl (y l) 32.4 ± 13.7 (aral k: 15-71) lk EKT Uyguland ndaki Yafl (y l) 32.8 ± 13.7 (aral k: 15-71) Ortalama Yap lan EKT Say s 7.8 ± 2.5 (aral k: 1-20) Yan t Al nmaya Bafllad EKT Say s 3.7 ± 1.6 (aral k: 1-12 ) Yan t Veren Hastalarda Ortalama EKT Say s 8.1 ± 2.3 (aral k: 2-20) Yan t Vermeyen Hastalarda Ortalama EKT Say s 6.7 ± 3.3 (aral k: 1-17) EKT Yöntemi (N, %) Yal n 179 46.6 Anestezili 205 53.4 EKT de Verilen Anestezik Madde (N, %) Propofol 17 8.3 Pentotal 72 35.1 Kar fl k 116 56.6 EKT ye Verilen Yan t (N, %) Yan t Yok 68 17.7 K smi Düzelme 110 28.6 Düzelme 206 53.6 EKT nin Yan Etkileri (N, %) Var 177 46.1 Yok 207 53.9 EKT Endikasyonlar (N, %) lâçla Tedaviye Direnç ya da Yan ts zl k 142 37 Yeme çme Sorunu 62 16.1 Özk y m Düflünceleri 71 18.5 Özk y m Giriflimi 55 14.3 Çevreye Zarar Verme ve Afl r Sald rganl k 46 12.0 Gebelik 8 2.1 EKT le lgili Düflünceler (N, %) Olumlu 143 37.2 Olumsuz 89 23.2 Bilinmeyen 152 39.6 de EKT ye yönelik ciddî yasal k s tlamalar n olmas na ba lanabilir. Bu yönde yap lm fl kapsaml bir çal flma olmamas na karfl n, devlet hastânelerindeki düflük EKT uygulama oran n n yeterli alt yap n n olmamas nedeniyle ülkemiz flartlar nda da geçerli oldu u düflünülebilir. Ülkemizde ruh sa l ve hastal klar hastâneleri d fl ndaki devlet hastânelerinde EKT uygulamas n n oldukça düflük oldu unu san yoruz. Dünyada özellikle ABD ve di er bâz Avrupa ülkelerinde EKT ye yönelik önyarg lar ve buna paralel ortaya ç kan k s tlamalar, bu uygulaman n 1950 li y llardan itibâren genel anestezi alt nda yap lmas n zorunlu k lm flt r (Cimilli 1998, Evlice 1998). Anestezili EKT, EKT ye ba l yan etkilerin en aza inmesini sa lam flt r. Ülkemizde ise, özellikle yeterli alt yap n n olmamas, ruh sa l ve hastal klar hastânelerinde EKT uygulanan hasta say s n n fazlal na karfl n anestezi uzman kadrosunun bulunmamas nedeniyle, hastalar n büyük bir k sm na anestezi uygulanmaks z n, yal n EKT yap lmaktad r. Ülkemizde çeflitli kurumlara âit 34 hastânenin psikiyatrik kliniklerinde yap lan bir anket çal flmas nda, kliniklerin %64.7 sinde yal n EKT, %29.4 ünde anestezili, %5.9 unda ise olguya göre yal n veya anestezili EKT uyguland belirlenmifltir (Özmenler ve ark. 1998). Benzer biçimde, geliflmekte olan bir ülke olan Hindistan da, 1990 l y llar n bafllar nda yap lan bir de erlendirmede, özellikle k rsal kesimde psikiyatrlar n %55 inin yal n EKT uyguland bildirilmektedir (Mudur 2002). Son 12 y lda klini imizde yatan ve EKT uygulanan tüm hastalar de erlendirildi inde, %54 üne anestezili, kalanlara (tamam 1996 öncesi olmak üzere) yal n EKT uyguland saptanm flt r. statistiksel de erlendirmede, yöntemler aras nda EKT ye yan t verme oran aç s ndan (anestezili EKT %86, yal n EKT %80) anlaml bir fark saptanmam flt r. Yapt m z araflt rmada özellikle geliflmifl ülkelerde y llar önce yal n EKT uygulamas n n terk edilmifl olmas ndan dolay, bu iki tür EKT uygulamas n yan t aç s ndan karfl laflt ran bir çal flmaya rastlamad k. Çal flmam zda EKT uygulanan tüm olgular n %82.3 ünün uygulama sonucunda k smî veya tam düzelme gösterdi ini belirledik. 110 olgu (%28.6) k smî, S Y M P O S I U M Yeni Symposium 41 (2): 54-63, 2003 59

Tablo 6: EKT nin komplikasyonlar (yan etkileri) N (%) Yal n EKT Anestezili EKT Toplam (N=179) (N=205) Kardiyovasküler 2 (1.1) 6 (2.9) 8 (2.1) Uzam fl Nöbet 1 (0.6) 1 (0.5) 2 (0.5) Konfüzyon 12 (6.7) 13 (6.2) 25 (6.5) EKT ye Ba l Hipomani/Mani 1 (0.6) 4 (2) 5 (1.3) Kas A r s 13 (7.3) 8 (3.9) 21 (5.4) Bafl A r s 4 (2.2) 7 (3.4) 11 (2.9) Bellek Bozuklu u 59 (33) 43 (21) 102 (26.5) Kemik K r klar 2 (1.1) 1 (0.5) 3 (0.7) Yan etki geliflen 94 (52.5) 83 (40.5) 177 (46.1) Yan etkisi olmayan 85 (47.5) 122 (59.5) 207 (53.9) 206 olgu (%53.6) tam düzelme gösterirken 68 olgu (%17.7) hiç yan t vermemifltir. Birleflik Arap Emirlikleri nde yap lan bir çal flmada, olgular n %76 s n n (k smî %43, tam %33) düzelme gösterdi i bildirilmifltir (Daradkeh ve ark. 1998). Ülkemizde yap lan bir çal flmada ise, Y ld z ve arkadafllar (2003) bir üniversite hastânesinde EKT ye k smî veya tam yan t oran - n n %97 oldu unu bildirmifllerdir. Çeflitli yafl gruplar ndaki hastalara uygulanan EKT sonuçlar n de erlendiren araflt rmalara bak ld nda yafll hasta gruplar nda EKT ye yan t verme oran n n %79 ilâ %86.3 aras nda, ergenlerde ise %42 ilâ %80 aras nda de iflti i gözlemlenmifl, tüm olgular bir arada de erlendirildi inde düzelme oran %67 bulunmufltur (Kujala ve ark. 2002, Flint ve Gagnon 2002, Rey ve Walter 1997). Bildirilen bu düzelme oranlar bizim bulgular m zla benzeflmektedir. Çal flmam - z n verileri, kimi yazarlarca ortaya konan EKT nin yafll larda daha etkili oldu u biçimindeki varsay m desteklememifltir. Gençler (18 yafl alt ), eriflkinler (18-64) ve yafll lar aras nda (65 yafl ve üstü) EKT ye yan t verme oran aç s ndan (s ras yla %80, %84 ve %83) anlaml bir farkl l k saptanmam flt r. EKT nin öncelikle majör depresyon, mani ve flizofreni hastalar için önemli bir tedavi seçene i oldu u yayg n biçimde kabûl edilmektedir (American Psychiatric Association 1990, Freeman 1995). Birincil endikasyonunun özellikle majör depresyon oldu u çeflitli yazarlarca vurgulanmaktad r (Kaplan ve ark. 1994, Tablo 7: Sosyodemografik ve klinik EKT verilerinin tan gruplar na göre karfl laflt r lmas Psikotik Bozukluklar Affektif Bozukluklar Di er Bozukluklar P (N, %) (N, %) (N, %) Cinsiyete Göre Erkek 96 (56) 82 (44) 5 (21) c =12.74 df=2 Kad n 76 (44) 106 (56) 19 (79) p=0.002 Yafl Gruplar na Göre <18 16 (9) 3 (2) 1 (4) c =20.26 df=4 18-64 156 (91) 174 (92) 22 (%92) p=0.0001 65 0 11 (6) 1 (4) Yafl Göre (ort ± SD) 25.3 ± 8.3 39.9 ± 14.2 34.7 ± 12.9 F=108.7 df=2 p=0.0001 Medenî Duruma Göre Evli 40 (23) 139 (74) 12 (50) c =92.28 df=2 Bekar/Dul 132 (77) 49 (26) 12 (50) p=0.001 Sosyoekonomik düzey Alt 42 (24) 39 (21) 4 (17) c =2.09 df=4 Orta 117 (68) 138 (73) 19 (79) p=0.718 Üst 13 (8) 11 (6) 1 (4) E itim Süresi (ort ± SD) 9.3 ± 3.9 8.3 ± 4.9 7.3 ± 4.5 F=5.62 df=2 p=0.060 lk EKT yafl (y l) (ort ± SD) 25.2 ± 8.3 39.6 ± 14.2 34.5 ± 12.5 F=106.7 df=2 p=0.0001 EKT Say s (ort ± SD) 8.1 ± 2.6 7.6 ± 2.4 7.5 ± 2.3 F=4.44 df=2 p=0.108 Yan Etki Var 34 (20) 38 (20) 3 (13) c =0.817 df=2 Yok 138 (80) 150 (80) 21 (87) p=0.665 Tedaviye Yan t Var 138 (80) 164 (87) 18 (75) c =4.45 df=2 Yok 34 (20) 24 (13) 6 (25) p=0.108 60 Yeni Symposium 41 (2): 54-63, 2003 S Y M P O S I U M

Tablo 8: EKT ye yan t verenler ile vermeyenlerin sosyodemografik ve klinik özelliklerinin karfl laflt r lmas Yan t Verenler Yan t Vermeyenler P N (%) N (%) Cinsiyete Göre Erkek 147 (80) 36 (20) c =2.27 df=1 Kad n 173 (86) 28 (14) p=0.132 Yafla Göre <18 16 (80) 4 (20) c =0.169 df=2 18-64 294 (84) 58 (16) p=0.999 65 10 (83) 2 (17) Tan ya Göre Psikozlar 138 (80) 34 (20) c =4.45 df=2 Affektif Bzk. lar 164 (87) 24 (13) p=0.108 Di er Bzk. lar 18 (75) 6 (25) Endikasyona Göre lâçla Tedaviye Direnç 119 (84) 23 (16) c =2.71 df=4 Yeme Sorunu 49 (79) 13 (21) p=0.607 Özk y m Düflünce ya da giriflimi 109 (86) 17 (14) Sald rganl k 36 (78) 10 (22) Gebelik 7 (87) 1 (13) Eksen II Tan Varl na Göre Var 94 (68) 44 (32) c =3.19 df=1 Yok 212 (86) 34 (14) p=0.046 EKT Yöntemine Göre Yal n 144 (80) 35 (20) c =2.01 df=1 Anestezili 176 (86) 29 (14) p=0.156 Anestezik Madde Türüne Göre Propofol 13 (76) 4 (24) c =1.40 df=2 Pentotal 63 (87) 9 (13) p=0.495 Kar fl k 100 (86) 16 (14) Weiner 1989). Çal flmam zda EKT uygulanan olgular n %49 u bir affektif bozukluk tan s alm flken, %44.8 i bir psikotik bozukluk tan s alm flt r. Tan lar tek tek de erlendirdi imizde ise olgular n %34,6 s na majör depresyon, %26.8 ine flizofrenik bozukluk, %12.8 ine bipolar bozukluk tan s ile EKT uyguland görülmüfltür. Bulgular m z genel olarak kaynaklarda ve klâsik kitaplarda verilen hasta da l m na uymaktad r (Evlice ve Özpoyraz 1998, Kaplan ve ark. 1994, Fink 2001). Ülkemizde 34 hastâneyi kapsayan bir çal flmada en s k EKT uygulanan tan lar n depresyon (%47) ve flizofreni (%41) oldu u saptanm flt r (Özmenler ve ark. 1998). Bu genel da l ma uygunluk göstermeyen bâz çal flmalar da bulunmaktad r. ABD de 1975-1980 y llar aras ndaki dönemin incelendi i bir çal flmada, EKT uygulanan hastalar n %70 ine duygudurum bozuklu u, %17 sine flizofrenik bozukluk tan s konuldu u bulunmufltur (Thompson ve Blaine 1987); bu araflt rmada, EKT uygulanan hastalardaki duygudurum bozuklu u oran bizim saptad m z oran n iki kat kadard r. Birleflik Arap Emirlikleri nde yap lan bir çal flmada (Daradkeh ve ark. 1998), EKT nin en çok flizofrenik bozukluk tan s alan hastalara uyguland, bunu postpartum psikoz ve duygudurum bozukluklar n n izledi i bildirilmifltir. Bu farkl l klar n kayna nda tedavi kurumunun hitap etti i hasta popülasyonu, hastalar n yafl grubu, tan gruplar ve cinsiyetin rol oynad söylenebilir. Günümüze kadar, kaç EKT uygulamas n n iyileflmeye sa lad konusunda bir görüfl birli ine ulafl lamam flt r. Genel olarak hastada klinik aç dan belirgin düzelme görülünceye kadar EKT ye devam edilmesi kabûl gören bir uygulamad r (Evlice 1998). Genel olarak depresif ve flizofrenik hastalarda iyileflme için ortalama 6 ilâ 8, manik hastalarda 8 ilâ 12 aras nda EKT uyguland bildirilmektedir (Stevens ve ark. 1996). Bu genel de erlendirmelere karfl n, her hastan n kendi durumu içinde ele al nmas gerekti i, herhangi bir hastal k grubu için sâbit bir EKT say s n n bulunmad s kça vurgulanmaktad r (Coffey ve Weiner 1990). Bâz yay nlarda ise ilk 2-3 EKT sonras hastada görülen etkilerin ve de iflimlerin tedavinin sonlan m na yönelik önemli bir ipucu verdi i belirtilmektedir (Stevens ve ark. 1996, Rodger ve ark. 1994). Çal flmam zda ortalama 3.7 EKT seans sonunda hastalarda klinik düzelmenin ilk iflâretlerinin bafllad görülmüfltür. Hastalar m zda klinik anlamda belirgin düzelmenin ise ortalama 8.1 EKT seans sonras nda ortaya ç kt bulunmufltur -ki, bu bulgu daha önceki çal flmalar n bulgular yla uyumludur. Yafl gruplar ve tan lara göre oluflturulan alt gruplar aras nda, bu yönde istatistiksel olarak anlaml bir farkl l k gözlenmemifltir (Tablo 8). Yap lan çok say da çal flmada bilateral uygulaman n ünilateral EKT uygulamas na göre daha etkili oldu u, bununla birlikte daha çok biliflsel bozuklu a yol açt bildirilmektedir (Roose ve Nobler 2001). Klini imizde ünilateral EKT uygulamas yap lmad ndan, bilateral-ünilateral EKT uygulamalar - n karfl laflt rma olana n bulamad k. S Y M P O S I U M Yeni Symposium 41 (2): 54-63, 2003 61

Çal flmam zda olgular n %46 s nda EKT ye ba l en az bir yan etki görülmüfltür. En s k görülen yan etkiler s ras yla bellek bozuklu u (%26.6), konfüzyon (%6.5) ve kas a r s (%5.5) idi. Bu yan etkileri de erlendirilirken hastalar m z n yar ya yak n na yal n EKT uyguland - göz önünde bulundurulmal d r. Bu hastalara da EKT öncesi yöntem bölümünde bahsetti imiz t bbî ve laboratuar de erlendirmeleri yap lm flsa da, bu dönemdeki EKT uygulamalar s ras ndaki, kardiyak fonksiyonlar n (dolay s yla kardiyak komplikasyonlar n) objektif de erlendirilmesini yapmak mümkün olmam flt r. Literatürde kimi çal flmalarda (Rice ve ark. 1994) kardiyak komplikasyonlar, EKT nin en s k karfl lafl lan t bbî yan etkisi olarak bildirilmifltir. Daha önce kardiyak hastal ve hipertansiyonu olan kiflilerin, olmayanlara oranla EKT sonras daha yüksek komplikasyon riski tafl d klar bilinmektedir. Rice ve arkadafllar (1994) çal flmalar nda bilinen kardiyovasküler risk faktörleri olan hasta grubu ile olmayan hasta grubu aras nda EKT sonras majör kardiyak komplikasyon görülme riski aç s ndan farkl l k olmad n saptam flt r. Bu çal flmada risk faktörü olmayan grup için bildirilen kardiyak komplikasyon s kl %14.8 idi. Oldukça yüksek kardiyak komplikasyon oran bildiren bu çal flmaya karfl n, EKT uygulanan 75 hastan n de- erlendirildi i bir di er çal flmada (Telcoult ve Nathan 2001) sâdece 1 hastada kardiyak komplikasyon görüldü ü, bunun da hastan n EKT öncesi bulunan kardiyak sorunundan sa l k ekibini haberdar etmemesinden kaynakland belirtilmifltir. Çal flmam zda olgular n sâdece %2.1 i minör kardiyak komplikasyonlar gelifltirmifllerdir. Bu kadar düflük oranda kardiyak komplikasyon saptamam z n nedeni, daha önce belirtti imiz yal n EKT dönemindeki de erlendirme eksikli ine ek olarak klini- imizde kardiyak sorunu saptanan hastalara -zorunlu olmad kça- EKT uygulanmamas olabilir. Yal n EKT uygulamalar nda, konvülsiyon s ras ndaki kas lmalara ba l olarak mandibula ç k, vertebra kompresyon k r klar, humerus ve femur bafl k r k ve ç k klar görülebilir (Özpoyraz ve ark. 1994). Çal flmam zda kemik k r k ve ç k klar yönünden yal n ve anestezili EKT aras nda anlaml bir farkl l k saptanmam fl olmas ilginçtir. Ancak, genelde yan etki s kl aç s ndan bu iki yöntem karfl laflt r ld nda, yal n EKT nin istatistiksel aç dan anlaml düzeyde daha çok yan etkiye neden oldu unu bulduk (s ras yla %52.5, %40.5). Özellikle sübjektif bellek bozuklu u ve kas a r s yal n EKT uygulamas sonunda daha s k görülmüfltür. Öte yandan anestezili EKT uygulamas nda, muhtemelen de erlendirmenin daha objektif ölçütlere göre yap lmas nedeniyle, kardiyovasküler yan etkiler daha s k saptanm flt r. Ülkemizde yap lan bir anket de erlendirmesinde, anestezili uygulamalarda aritmi, hipotansiyon ve bellek bozuklu unun, yal n EKT uygulamalar nda kas a r s, apne, k r k ve ç k k ve konfüzyonun daha s k görüldü ü bildirilmifltir (Özmenler ve ark. 1998). Bu çal flman n verilerine, anket de erlendirmesi olmas ve nesnel olarak verilerin do rulu- unun de erlendirilememesi nedeniyle ihtiyatl yaklaflmak gerekmektedir. Klini imizde 12 y ll k süre içerisinde EKT ye (yal n veya anestezili) ba l herhangi bir ölüm vak as olmam flt r. EKT ile iliflkili mortalite oran 10.000 kiflide 1 dir (Ceylan ve Oral 2001). Bu oran küçük bir cerrahi operasyonda genel anesteziye ba l ortaya ç kabilecek riske eflittir. EKT ye ba l ölümlerin hemen tamam kardiyovasküler komplikasyonlarla iliflkili ortaya ç km flt r (Telcoult ve Nathan 2001). Klini imizde EKT öncesi yap lan ayr nt l kardiyak de erlendirmelerin bu riski çok azaltt düflünülebilir. EKT ye yan t veren hastalarla yan t vermeyen hastalar karfl laflt rd m zda bu iki grup aras nda yafl, yat fl süresi, hastal k öncesi GD puan, ilk EKT yafl, cinsiyet, uygulanan EKT türü, anestezili uygulamada verilen anestetik madde türü, tan ve endikasyon da l m aç - s ndan anlaml bir farkl l k saptanmam flt r. Bu iki grup aras nda istatistiksel olarak anlaml tek de iflken eksen II de kiflilik bozuklu u tan s bulunmas d r. Eksen I tan lar na ek olarak eksen II tan s olan olgular n EKT ye yan t verme düzeyinin anlaml olarak düflük oldu unu saptad k. Özellikle duygudurum bozuklu u tan s alm fl olan hastalarda efllik eden kiflilik bozuklu unun hastal - n prognozunu etkiledi i ve belirti fliddetini artt rd s kça bildirilmektedir (Ceylan ve Oral 2001). Bu olgularda hastal n fliddeti, EKT ye yan t olumsuz etkilemifl olabilir. Kiflilik bozuklu u olan hastalar n tedavisinde EKT nin etkilili inin çok az oldu u da bildirilmektedir (Stevens ve ark. 1996). Borderline ve flizotipal kiflilik bozukluklar n n EKT ile biraz düzelme gösterebildikleri, ancak bu düzelmenin çok k sa sürdü ü bildirilmektedir (Stein 1992). Bu bulgular ve kendi verilerimizin bir arada de erlendirilmesiyle, kiflilik bozuklu u efltan s n n genel olarak hastalar n EKT ye yan t n azaltt - sonucunu ç karabiliriz. 12 y ll k bir dönemi kapsayan çal flmam z n bulgular de erlendirilirken, k s tl l klar da göz önünde tutulmal d r. Bunlardan ilki retrospektif bir çal flma olmas ve elde edilen verilerin dosya bilgilerine dayanmas d r; elde edilen bilgilerin birço u hasta dosyalar nda yer alan standart rutin bilgilere dayansa da, özellikle GD puanlar n n ve hastalar n klinik düzelmesinin de erlendirilmesinde, hekimlerden kaynaklanan puanland rma hatalar n n olmas kaç n lmaz görünmektedir. Ancak, ayr nt l dosya de erlendirmeleri (özellikle hasta dosyalar ndaki günlük hekim notlar ve hemflire gözlemleri) yoluyla hastalar n klinik geliflimlerini uygun ve do ru bir flekilde saptayarak -mevcut IGD puan n teyit etmesi nedeniyle- k s tl l m z nispeten giderdi imizi düflünüyoruz. Bunun yan nda yal n EKT uygulamalar s ras nda kardiyovasküler ifllevlerin tam olarak de erlendirilememesi nedeniyle bu hastalarda yan etki profilinin gerçe i yans tmad (yan etkilerin gerçekte oldu undan az ç kt ) düflünülebilir. Ayr ca çal flman n belli sosyokültürel düzeydeki toplum kesimine hizmet veren bir üniversite hastânesinde yap lm fl olmas ve EKT nin sâdece yatan hastalara uygulanm fl olmas gibi nedenlerle, elde edilen sonuçlar n psikiyatrik hasta popülasyonunun tümüne genellefltirilmesi mümkün de ildir 62 Yeni Symposium 41 (2): 54-63, 2003 S Y M P O S I U M

SONUÇ Bu çal flma EKT nin yan etki riski oldukça az, etkili, güvenli ve kolay uygulanabilir bir yöntem oldu unu bir kez daha ortaya koymufltur. EKT özellikle di er tedavilere dirençli, özk y m riski yüksek ve organik sorunlar olan hastalarda gerçekten yaflam kurtar c bir yöntem olarak önümüzdeki y llarda da üstünlü ünü koruyacak gibi görünmektedir. Etkililik aç s ndan yal n ve anestezi alt nda uygulanan EKT yöntemleri aras nda anlaml bir farkl l k bulunmamakla birlikte, yan etkilerin azalt lmas, ayr ca yal n EKT nedeniyle toplumda oluflmufl önyarg lar ve olumsuz düflüncelerin ortadan kald r labilmesi için EKT nin (olabildi ince( anestezi alt nda ve ameliyathâne koflullar nda yap lmas n n uygun olaca n düflünüyoruz. KAYNAKLAR Akdeniz F, Noyan MA (1998) Elektrokonvülsif tedavinin di er endikasyonlar. Ege Psikiyatri Dergisi; 3: 279-284. American Psychiatric Association (APA) (1990) Task Force on ECT The practice of ECT: recommendations for treatment, training and privileging. Washington DC: American Psychiatric Association, APA Press. Calev A, Nigal D, Shapira B, Tubi N, Chazan S, Ben-Yehuda Y ve ark. (1991) Early and long-term effects of ECT and depression on memory and other cognitive functions. J Nerv Ment Dis, 179:526-533. Ceylan ME, Oral ET (2001) Araflt rma ve Klinik Uygulamada Biyolojik Psikiyatri: Duygudurum Bozukluklar. 1. Bask, 4. Cilt. stanbul, 401-419. Challiner V, Griffiths L (2000) Electroconvulsive therapy: a review of the literature. J Psychiatr Ment Health Nurs; 7: 191-198. Cimilli C (1994) EKT nin al fl lm fl n d fl nda kullan m alanlar. Türk Psikiyatri Dergisi, 5:279-282. Cimilli C (1998) Elektrokonvülsif tedavi: tarihsel geliflim ve günümüzdeki durum. Ege Psikiyatri Dergisi; 3: 257-264. Coffey CE, Weiner RD (1990) Electroconvulsive therapy: An update. Hosp Community Psychiatry; 41: 515. Daradkeh TK, Saad A, Younis Y (1998) Contemporary status of electroconvulsive therapy in a teaching psychiatric unit in Al Ain, United Arab Emirates. Nord J Psychiatry; 52:481-485. Dubovsky SL (1995) Electroconvulsive therapy. Kaplan HI, Sadock BJ, editors. Comprehensive Textbook of Psychiatry, 6th edition. Maryland: Williams & Wilkins, 2129-2140. Endicott J, Spitzer RL, Fleiss JL, Cohen J (1976) The Global Assessment Scale: A procedure for measuring overall severity of psychiatric disturbance. Arch Gen Psychiatry; 33: 766-771. Evlice YE (1998) Elektrokonvülsif terapi. Güleç C, Köro lu E, editorler. Psikiyatri Temel Kitab. 2.Cilt. Ankara: MedicoGraphics; 1019-1034. Evlice YE, Özpoyraz N (1998) Elektrokonvülsif terapinin yan etkileri ve kontrendikasyonlar. Ege Psikiyatri Dergisi; 3: 317-328. Fink M (2001) Convulsive therapy: A review a of first 55 years. J Affect Disord: 63:1-5. Flint AJ, Gagnon N (2002) Effective use of electroconvulsive therapy in late-life depression. Can J Psychiatry; 47:734-741. Freeman CP (1995) The Second Report of The Royal College of Psychiatrists Special Committee on ECT. The ECT Handbook. London: Royal College of Psychiatrists. Friedberg J (1977) Shock treatment, brain damage and memory loss: A neurological perspective. Am J Psychiatry; 134: 1010-1014. Gaines GY, Rees DI (1992) Anesthetic considerations for electroconvulsive therapy. South Med J; 85: 469-482. Kaplan HI, Sadock BJ, Grebb JA (1994) Synopsis of Psychiatry, 7th edition. Baltimore: Williams & Wilkins: 1005-1011. Kujala I, Rosenvinge B, Bekkelund SI (2002) Clinical outcome and adverse effects of electroconvulsive therapy in elderly psychiatric patients. J Geriatr Psychiatry Neurol; 15: 73-76. Malla A (1986) An epidemiological study of electroconvulsive therapy: rate and diagnosis. Can J Psychiatry; 31:824-830. Mudur G (2002) Indian group seeks ban on use of electroconvulsive therapy without anaesthesia. BMJ; 324: 806. Mukherjee S (1989) Mechanism of the antimanic effect of electroconvulsive therapy. Convulsive Ther; 5: 227-243. Özmenler KN, Özflahin A, Ceran A, Cansever A, Battal S (1998) Türkiye psikiyatri kliniklerinde elektrokonvülsif tedavi uygulamalar. XXXIV. Ulusal Psikiyatri Kongresi Özet Kitab, 233-234. Özpoyraz N, Evlice YE, Ertürk D, Ünal M (1994) EKT sonras ço ul k r klar görülen bir olgu. Türk psikiyatri Dergisi; 5: 62-64. Öztürko lu M, Evlice YE, Özpoyraz N, Ünal M, Fettahl o lu M (1994) Elektrokonvülsif tedavinin antidepresan ekinli i ve yan etkileri. Türk Psikiyatri Dergisi, 5: 109-112. Rey JM, Walter G (1997) Half a century of ECT use in young people. Am J Psychiatry; 154: 595-602. Rice EH, Sombrotto LB, Markowitz JC, Leon AC (1994) Cardiovascular morbidity in high-risk patients during ECT. Am J Psychiatry; 151: 1637-1641. Rodger CR, Scott AI, Whalley LJ (1994) Is there a delay in the onset of the antidepressant effect of electroconvulsive therapy? Br J Psychiatry; 164:106-109. Roose SP, Nobler M (2001) ECT and onset of action. J Clin Psychiatr; 62(suppl): 24-26. Shukla GD (1989) Electroconvulsive therapy: a review. Indian J Psychiatry; 31: 97-115. Stein G (1992) Drug treatment of the personality disorders. Br J Psychiatry; 161:167-84 Stevens A, Fischer A, Bartels M, Buchkremer G (1996) Electroconvulsive therapy: A review on indications, methods, risks and medication. Eur Psychiatry; 11: 165-174. Sylvester AP, Mulsant BH, Chengappa KNR, Sandman AR, Haskett RF (2000) Use of electroconvulsive therapy in a State Hospital: A 10-years review. J Clin Psychiatry; 61: 534-539. Tauscher J, Neumeister A, Fischer P, Frey R, Kasper S (1997) Electroconvulsive therapy in clinical practice. Nervenartz; 65: 410-416. Telcoult E, Nathan N (2001) Morbidity in electroconvulsive therapy. Eur J Anaesthesiol; 18: 511-518. Thompson JW, Blaine M (1987) Use of ECT in the United States in 1975, 1980. Am J Psychiatry; 144: 557-562. Weiner RD (1984) Convulsive therapy: 50 years later. Am J Psychiatry; 141: 1078-1079. Weiner RD (1989) Electroconvulsive therapy. Kaplan HI, Sadock BJ, editors. Comprehensive Textbook of Psychiatry, 5th edition. Baltimore: William & Wilkins, 1670-1678. Y ld z A, Gökmen N, Turgut K, Yücel G, Tunca Z (2003) Bir üniversite hastanesi yatakl psikiyatri servisinde uygulanan somatik tedaviler aras nda elektrokonvülsif tedavinin yeri. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni (Bask da). S Y M P O S I U M Yeni Symposium 41 (2): 54-63, 2003 63