TÜRKİYE DE KAMU YÖNETİMİ - Yapısal Özellikler -

Benzer belgeler
TÜRKİYE DE YEREL YÖNETİMLER. Yerel Yönetimler Maliyesi Dersi

Yönetimi Belirleyen Anayasal İlkeler. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI

GİRİŞ KANUN- İ ESASİ ANAYASASI ANAYASASI ANAYASASI...

KAMU YÖNETİMİ. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Kamu Yönetimi 2. Kısm Ders Notları. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

MERKEZİ İDARE YEREL YÖNETİM İLİŞKİLERİ. Erol KAYA Pendik Belediye Başkanı

TÜRK İDARİ TEŞKİLAT YAPISI

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

Yerel Yönetimler. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

KAMU YÖNETİMİ. 8.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

YÖNETİMDE MERKEZDEN VE YERİNDEN YÖNETİM SİSTEMLERİ DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü. SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

KAMU YÖNETİMİ. 7.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

KMÜ İİBF KAMU YÖNETİMİ VİZE SORULARI

Kanun, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasını gözetir.

İDARE VE İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

T.C. ANADOLU MEDENİYETLERİ BELEDİYELER BİRLİĞİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU. EKLER: EK-1 : Üst Yönetici ve Harcama Yetkilisi İç Kontrol Güvence Beyanı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Kamu Yönetimi. Hafta 4. Yrd. Doç. Dr. Hale BİRİCİKOĞLU

KAMU YÖNETİMİ. 9.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Prof. Dr. Semih ÖZ Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

İDARE HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR

Maliye Bakanlığı Tebliğin Adı. Kurum

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

2013 YILI FAALİYET RAPORU

Bakanlık Sistemi. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Kamu Yönetimi. Hafta 6. Yrd. Doç. Dr. Hale BİRİCİKOĞLU

( tarih ve Mükerrer Sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır) Harcama Yetkilileri Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 1)

1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1

HUKUNA GİRİŞ KISA ÖZET KOLAYAOF

İDARE HUKUKU (HUK210U)

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi

TEMEL İDARE HUKUKU KISA ÖZET KOLAY AÖF

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK

Public Sector Budget in Turkey Türkiye de Kamu Kesimi Bütçesi

BAKANLIKLAR ÜZERİNDEN TMMOB VE BAĞLI ODALARIN İDARİ VE MALİ DENETLENMESİNE YÖNELİK BİLGİLENDİRME

Public Sector Budget in Turkey Türkiye de Kamu Kesimi Bütçesi

KONAK KENT KONSEYİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MAHALLİ İDARELER TEŞKİLATI VE SPOR H.SUNAY A.Ü. SBF

İ Ç İ N D E K İ L E R

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

TÜRK İDARİ TEŞKİLAT YAPISI

NİLÜFER KENT KONSEYİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ

ERDEM ERCAN GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YEREL YÖNETİMLERDE MALİ ÖZERKLİK (ANAYASAL VE YASAL BOYUTUYLA)

TC. ZEYTİNBURNU BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

T.C. MERAM BELEDİYESİ İŞLETME ve İŞTİRAKLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

SAĞLIK KURUMLARI MEVZUATI

İDARENİN TAKDİR YETKİSİ VE YARGISAL DENETİMİ

Madde 3 - (1) Bu Yönetmelik; 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 76 ncı maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

BÖLÜM KAMU YÖNETİMİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER MERKEZDEN YÖNETİM TEŞKİLATLANMASI. Prof. Dr. Turgut Göksu

TÜRK KAMU YÖNETİMİ SİSTEMİ

Bağımsız İdari Otoriteler/ Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

KOLLUK KONUSUNA İLİŞKİN KAVRAMLAR LİSTESİ

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: MAHALLİ İDARELERİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE...

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Kamu Yönetimi. Hafta 2. Yrd. Doç. Dr. Hale BİRİCİKOĞLU

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

YEREL YÖNETİMLERDE İNTERNET KULLANIMI ve BULDAN BELEDİYE Sİ ÖRNEĞİ

IV SAYILI MAKAM TAZMİNATI CETVELİ: (Ek: 9/4/ KHK - 418/10 md.; Değişik: 20/3/ KHK - 570/10 md.) IV SAYILI MAKAM TAZMİNATI CETVELİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

1-Hâkim ve Savcılar idari görevleri dolayısıyla aşağıdaki kurumlardan hangisine bağlıdır?

Belediyelerde Özel Kalem Müdürü Atamaları

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Kamu Yönetimi. Hafta 11. Yrd. Doç. Dr. Hale BİRİCİKOĞLU

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ

Sosyal Düzen Kuralları

KAMU YÖNETİMİ. 1.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

T.C. LÜLEBURGAZ BELEDİYE BAŞKANLIĞI TESİSLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL 7. DÖNEM TEMMUZ AYININ 1. TOPLANTISININ 3.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

Şirketi Var Olan Belediyelerce Doldurulacak Tablo-1

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MUHTARLIK İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞININ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

T.C. DERĠNCE BAġKANLIĞI YAPI KONTROL MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI HİZMETİÇİ EĞİTİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ 2014

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Sayılı Belediye Kanunu na Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

KAMU YÖNETİMİ. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Kamu hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli gelir ve giderlerin yönetimi merkezden gerçekleştirilir.

SU ŞEBEKE VE ARITMA TESİSLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Teşkilat

T.C. DEFNE BELEDİYE BAŞKANLIĞI MUHTARLIK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KAYSERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SİVİL SAVUNMA UZMANLIĞI GÖREV, SORUMLULUK VE YETKİ ESASLARINI BELİRLEYEN İÇ YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V İÇİNDEKİLER...VII KISALTMALAR...XXV

Transkript:

TÜRKİYE DE KAMU YÖNETİMİ - Yapısal Özellikler - Türkiye de kamu yönetiminin yapısı, 1980 li yıllarda başlayan ve tümüne birden yapısal uyarlama reformları [structural adjustment reforms] adı verilen küreselleşme, özelleştirme, yerelleşme süreçleri içinden geçerek, 1990 lı yıllarda düzenleyici reformlar [regulatory reforms] başlıklı bir yönetim politikası çerçevesinde kapsamlı değişikliklere uğramıştır. 2000 li yıllar başladığında, yirmi yıllık uygulamalar yönetişim [governance] başlığı altında yeni yönetsel kurumlar yaratmıştır. Son otuz yıldan bu yana kamu yönetimi alanında tartışmasız en çok kullanılan kavram değişme kavramıdır. Bu kavram, değişmeden kalan tek şey değişmedir kuralının tarihin en üst genelgeçer yasası haline getirilmesinden, değişmeyen ya ölüdür ya delidir veciz sözüne kadar akıllara yerleşmiş durumdadır. Kamu yönetiminde değişme sorunu, kamu yönetimi araştırmacıları, uygulayıcıları ve öğrencileri için önemli bir çalışma alanı olarak tanımlanabilir. Türkiye nin yönetimi, Türkiye Büyük Millet Meclisi temelinde Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık-Bakanlar Kurulu makamları üzerine kuruludur. Bu genel görevli siyasal-yönetsel karar ve yürütme organları, ülkenin yönetimini dört yapısal alanda gerçekleştirir. Bunlar genel, askeri, adli ve akademik yönetim alanlarıdır. Genel yönetim alanı bakanlık, mülki yönetim ve yerel yönetim parçalarından oluşur. Askeri yönetim genelkurmay başkanlığı yönetiminde ordu örgütlenmesi, adli yönetim bir mesleki yüksek kurulun yönetiminde mahkemeler sistemi, akademik yönetim ise yine mesleki bir yüksek kurulun yönetiminde üniversite kurumları bütünüdür. Bu üç alan, genel yönetim sistemine, mesleki boyut dışında kalan yönetsel ve mali boyutları bakımından birer bakanlık aracılığıyla eklenmişlerdir. Genel yönetim alanı Kuruluşun ana gövdesini oluşturan genel yönetim, merkezi yönetim ile yerinden yönetim olmak üzere iki parçadan oluşur. Merkezi yönetim başkent Ankara da yerleşik merkez örgütlenmesi [bakanlıklar] ve ülke yüzeyinde il kademesinden başlamak üzere

kurulmuş taşra örgütlenmesinden [il ve ilçeler] oluşur. Bu, devlet tüzelkişiliği olarak adlandırılan bütündür, içindeki bakanlıkların, valiliklerin, kaymakamlıkların ayrı tüzelkişilikleri yoktur. Merkezi yönetimde işleyiş yetki yoğunluğu ilkesine göre sağlanır ve hiyerarşi (sıradüzen) ilişkisi üzerinde yürür. Ama sistemin taşra örgütlenmesi ile merkez örgütü arasındaki ilişkileri yetki genişliği ilkesi temelinde kurulmuştur ve temsiliyet kurumu üzerinde yürür. Vali ile kaymakam, merkez örgütün temsilcisi sıfatına sahiptir; bu yolla yetki yoğunluğu ilkesinin yerini yetki genişliği ilkesine bırakması sağlanmıştır. Yerinden yönetim ise, yer bakımından kamu idareleri [yerel yönetimler] ve hizmet bakımından kamu kuruluşları [bakanlıkların ilgili kuruluşları] bütününden oluşur. Bunlar devlet tüzelkişiliği içinde yer almazlar. Her birinin kendine ait kamu tüzelkişiliği vardır. Ülke genelinde 51 il özel idaresi, 1397 belediye (30 büyükşehir belediyesi, 51 il belediyesi, 919 ilçe belediyesi, 397 belde belediyesi), 18.335 köy, her biri kendi kamu tüzelkişilikleriyle, ayrı ayrı yönetsel aktördür. Benzer biçimde, idarenin bütünlüğü içinde yer alan kamu kurumları ve üniversiteler de kendi tüzelkişilikleri temelinde hareket ederler. Bunlara, belirli meslek çevrelerinin örgütlenmesi olan ve kamu kurumu niteliğinde sayılan, günümüzde birlik olarak sayıları 15 civarında bulunan meslek odaları eklenebilir. Yerinden yönetim kapsamındaki örgütlerin işleyişi yetki göçerimi diyebileceğimiz bir yolla, merkezi yönetimle ilişkisi yönetsel vesayet mekanizmasıyla kurularak belirlenmiştir. Genel yönetimde 2000 li yılların başında iki sorunlu parça belirmiştir. Bunlardan biri düzenleyici ve denetleyici kuruluş ya da bağımsız idari otorite olarak adlandırılan üstkurullardır. Sistemde 1990 lı yılların ikinci yarısında hızla yayılan üstkurulların sayısı 10 a ulaşmış, genel hesaplamalara göre güçleri ise GSMH nın % 65 ini yönetme gibi son derece büyük bir genişlik kazanmıştır. Üstkurulların bakanlıkların anahizmetlerinin bir bölümü koparılarak oluşturulması, dolayısıyla bunların bakanlık yerine iş görmeleri, bakanlıklara dayanan yönetsel örgütlenmede bir tür çatlama yaratmıştır. İkinci sorunlu parça, Türkiye genelinde 26 bölgede kurulan kalkınma ajansı yapısıdır. Avrupa Birliği üyelik süreci çerçevesinde doğan ajanslar, ne yer bakımından ne de hizmet bakımından yerinden yönetim kuruluşudur. Bunlar yerel yönetim değildir; çünkü, başka gerekçeler de bulunmakla birlikte, Anayasa da

sayılanlar dışında yerel yönetim türü yaratılamaz. Merkezi yönetimin bölge kuruluşu sayılmaları da olanaksızdır. Askeri yönetim alanı Türk kamu yönetiminde askeri yönetim alanı, askeri fabrikalara dayalı sanayi; Batılaşma reformlarının ilk başlatıldığı alan; ulusal kurtuluş savaşının yürütücüsü ve gerçekleştiricisi; genel ilköğretim sisteminin destekçisi; darbe dönemlerinde askeri yönetim uygulayıcısı olarak çıplak gözle görülür bir ağırlığa sahiptir. 1920-1923 BMM Hükümeti döneminde bir bakanlık olarak örgütlenmiş ve hükümette yer almış olan Genelkurmay Başkanlığı, askeri örgütlenmenin tepe noktasıdır. Genel yönetim ile eşgüdümü Milli Güvenlik Kurulu ile sağlanmakta, yapının ana gövdesini oluşturan orduya ilişkin yönetsel düzenlemeler Milli Savunma Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmektedir. Merkezi yönetim sistemi içinde, devlet tüzelkişiliği içinde yer alan ordu örgütlenmesi, taşrada valilik-kaymakamlık sistemi ile ilişkileri ayrıca düzenlenmiş olarak hareket etmektedir. Yönetsel alanın bu birimlerine savunma sanayii kurumları ile alana dönük mesleki toplumsal örgütlenmeler eklenir. Adli yönetim alanı Adli yönetim, Osmanlı Devleti nde 1800 lü yılların ilk çeyreğinde bürokrasi reformlarıyla birlikte başladığı değişme sürecini günümüze dek hep kamu yönetimi düzenlemelerine koşut yaşayarak gelmiştir. Örneğin genel yönetimde muhtarlık sistemi, yargısal-dinsel yetkiler kullanan şeyhler sistemine son verme hedefinin ürünüdür. Kentlerde belediyelerin kurulması, kadılık sisteminin sona erdirilmesine dönük politikanın sonucudur... Bugüne gelirsek, ombudsman ya da halk denetçiliği adı verilen kurumlar, adalet yönetimi alanı ile genel yönetim alanı arasındaki ilişkinin, dolayısıyla bu iki alanın aynı anda değişmeye zorlanması anlamına gelmektedir. Türkiye de adli yönetim alanı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Adalet Bakanlığı idari-adli-askeri Yüksek Mahkemeler Cezaevleri kuruluşları toplamıdır. Bunlara Baro ve Noter örgütlenmeleri ile diğer mesleki toplumsal örgütlenmeler eklidir.

Akademik yönetim alanı Akademik yönetim alanı, Türkiye için medreselerden üniversitelere yürüyen ilginç tarihiyle, günümüzde merkezde TÜBİTAK-TÜBA; Yükseköğretim Kurumu (YÖK), Üniversitelerarası Kurul ve ülke yüzeyine yayılmış üniversiteler alanı demektir. Bu alan dört boyutuyla tanımlanabilir: (1) Merkezdeki yapıların genel idare ile ilişkilerinin kuruluşu bakımından, (2) üniversitelerin merkezdeki yapılarla vesayet ilişkisi bakımından, (3) üniversitelerin kendi içinde bilimsel özerklik ilkesinin gerekleri bakımından, (4) akademik yönetim alanının kamunun yönetimindeki işlevi bakımından. Anayasal yönetsel ilkeler Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşuna ilişkin temel siyasal özellik, anayasal olarak, madde-3 te Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür hükmüyle düzenlenmiştir. Buna göre devlet örgütlenmesinde egemenliğin kullanımı ne toprağa ne de topluluklara göre bölünebilir. Bu, devlet yapısında tekçi (üniter) modelin benimsendiğini, toprağa ya da topluluklara göre çoklu egemenlik (federalizm) modelinin kabul edilmediğini gösterir. Devlet yapısını belirleyen bu siyasal temel ilke, kamu yönetiminin örgütlenmesini de biçimlendirmiştir. Anayasa temel yönetim ilkesini idarenin bütünlüğü olarak belirlemiştir: İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. Ancak idarenin kuruluş ve görev bakımından bütünlüğü, başka bir deyişle merkeziyetçilik ilkesine uygunluğu, yönetimin yalnızca merkezi usullere göre yapılanmasını gerektirmez. Nitekim Anayasa da iki yönetim usulü öngörmüştür: İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. (Md. 123) Anayasal yönetsel ilkelerin sayısı fazla olmadığı gibi, başlıca ilkelerin birbirileriyle ilişkileri de oldukça yalındır. Anayasal yönetsel ilkeler, aşağıdaki şemada gösterilenlerden ibarettir: İdarenin bütünlüğü ilkesi o Merkezden yönetim usulü (merkeziyet) o Yerinden yönetim usulü (ademi merkeziyet, desantralizasyon)

Hiyerarşi (komuta) ilişkisi Yetki genişliği ilişkisi (tevsi-i mezuniyet, dekonsantrasyon) Yönetsel vesayet ilişkisi İdarenin bütünlüğü, üniter devlet ilkesinin yönetsel örgütlenmeyi yönlendiren temel kavramıdır. İdarenin bütünlüğü, her biri kendi başına bir bütün olan parçaların işbirliğini değil, bunun tam tersine bütün içinde işbölümünü öngören bir anlayışı ifade eder. Buna göre yönetim mekanizması hem kuruluşu hem de görevleri bakımından tek kaynaktan ulusal meclisten doğar ve bu kaynağa karşı sorumludur. Yönetim, bu kaynağın emri üzerine ya da verdiği yetki dayanak alınarak yukarıdan aşağıya doğru kurulur; yetkiler terk edilmez; yukarıdan aşağıya yetki devri işlemiyle paylaştırılır; görevler bütünden parçaya doğru [bölüşülmez] dağıtılır. 1982 Anayasası/ Madde 123: İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur. Federal Örgütlenme: Yönetimde kuruluş ve görev in aşağıdan yukarıya paylaşma yoluyla gerçekleştirilmesi, birden fazla iktidar kaynağının ya da egemen iradenin varlığına işaret eder. Bu durumda, varlığı kabul edilen her egemen irade kendi yönetsel kuruluşunu gerçekleştirir; üstlenmeyi istediği ya da üstlenebileceği görevleri tanımlar; başka egemen iradeler ile işbirliği isteği gösterirse geri kalan kuruluş ve görevler için onlarla bir araya gelir. Bu işleyişte hareketin yönü aşağıdan yukarıya, parçadan bütüne doğrudur; kaynakların farklılığı nedeniyle kuruluş ve görev ayrılığı esası geçerlidir. Merkezden yönetim (merkeziyet, centralisation), tek bünyede erimiş ve birbirine hiyerarşik ya da temsilcilik ilişkisiyle bağlanmış olan yönetsel birimlerin yönetilme usulüdür. Yerinden yönetim (=ademimerkeziyet, decentralisation) ise, çok sayıda özerk ya da yarı-özerk birimin bir merkezden yönetilme usulüdür. Dolayısıyla, bu iki yönetim esasını birbirinden ayıran özellik, birinin bir merkeze sahip olması, öbürünün merkezsiz olması değildir. Tersine, merkezden ve yerinden yönetim esaslarının ortak noktası bir merkez den yönetimdir; farklı olan, bu merkezin yönetimini

gerçekleştirdiği birimlerin kendilerinin yapıları ve merkezin bu birimlerle kurduğu ilişki tarzıdır. Merkezden yönetim usulü, idarenin bütünlüğü ilkesinin uygulama araçlarından biridir. Merkez, Arapça rekz yere kazık çakmak, dikmek ten gelen ve anlam genişlemesiyle bir nesnenin bir yerin ortası anlamında kullanılan bir sözcüktür. Vurgulamak gerekirse merkez yukarı değil orta dır. Merkezden yönetim, bir örgütlenmeyi belirli bir noktadan hedefleri, kaynakları, araçları harekete geçirerek çevresine doğru yönetmek olarak açıklanabilir. Devlet örgütlenmesinde merkezden yönetim, hukuksal olarak bütünleşmiş tek tüzelkişilik içinde yer alan çok sayıda kurum ve kuruluş içerir. Bu bütün içinde yer alan örgütlerin kendi tüzelkişilikleri yoktur. Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlıklar, mülki idare kurum ve kuruluşları devlet tüzelkişiliği içinde toplanmıştır. Merkezden yönetim, ülkenin başkentinde kurulan merkez örgütü ile ülke topraklarına yayılmış taşra örgütü nü içerir. Bu bütünü oluşturan yapı merkezi yönetim olarak adlandırılır. Merkez örgütünün çalışmaları genel olarak yetki yoğunluğu işleyişi çerçevesinde doğan hiyerarşi (sıradüzen) yapılanışı içinde gerçekleştirilir. Buna karşın merkezi yönetimin taşra örgütü, yönetsel zorunluluklar nedeniyle bu kuralın dışındadır. Merkezi yönetimin taşra örgütü, merkez örgütle ilişkisi bakımından yetki genişliği ilkesine göre konumlanır ve çalışır. Taşra örgütünün kendi içinde ise, yine hiyerarşi ilişkileri işler. 1. Merkezi idare Madde 126.- Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayrılır. İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır. Yetki genişliği ilkesi, bu kurala bağlanmış olan valilik makamı için geçerlidir. Vali, merkez örgütün temsilcisidir. Ülke topraklarının yönetsel kademeler biçiminde ayrılmasıyla oluşturulmuş her ilde kurulan taşra örgütü, valilere doğrudan temsiliyet tanınmasıyla doğan yetki genişliği ilkesi ne bağlı olarak yönetilir. İl genel yönetimi, merkez tarafından atanan ve devletin ve hükümetin temsilcisi sıfatı verilen vali eliyle bu ilke çerçevesinde gerçekleştirilir.

Yerinden yönetim usulü, merkezden yönetim gibi idarenin bütünlüğü ilkesinin uygulama araçlarından bir diğeridir. Bu usul, kamu gücünün merkezi yönetim [merkez ve taşra örgütleri] dışında başka kamu idaresi ya da kamu kurumlarına, devlet tüzelkişiliğinden ayrı kendi tüzelkişilikleri çerçevesinde kullandırılmasıdır. Kamu gücünü kendi tüzelkişiliği çerçevesinde kullanan kamu idareleri yerel yönetimler adı verilen birimlerden (il özel idaresi, belediye, köy) ibarettir. Kamu gücünü yine kendi tüzelkişiliği çerçevesinde kullanan kamu kurumları ise KİT, üniversite gibi hizmet bakımından iş gören yerinden yönetim kuruluşlarıdır. Bunlar, yönetim hukukunda yer bakımından yerinden yönetim ve hizmet bakımından yerinden yönetim olarak sınıflandırılmaktadır. Yerinden yönetim usulü, bir yönetsel birime, ülkenin belirli coğrafi parçalarında genel işleri görmek üzere verilmişse, bu uygulama yer bakımından dır. Söz konusu usul bunun tam tersine, ülkenin tümünde belirli bir iş, sektör, hizmeti görmek üzere verilmişse bu uygulama hizmet bakımından dır. Yer bakımından yerinden yönetim kuruluşları yerel yönetim mahalli idare biçiminde örgütlenirken, hizmet bakımından olanlar hizmet yerinden yönetim kuruluşları olarak genel müdürlük, başkanlık, rektörlük, vb. unvanlarla örgütlenmektedirler. Genel olarak, belirtilen kamu idarelerine (yerel yönetimlere) verilen kamu gücü siyasal kararlar alma yasa yapma- yetkisi içeriyorsa bu siyasi yerinden yönetim, yalnızca yönetsel icrai- karar alma yetkisi içeriyorsa idari yerinden yönetim olarak adlandırılır. Siyasi yerinden yönetim, yerinden yönetim usulünün devletin karakterini değiştirme sonucu yaratan türüdür; bu durumda devlet sistemi federal devlet özelliği sergiler. Üniter devletlerde yerinden yönetim, yalnızca idari yerinden yönetim niteliği taşır. Yerinden yönetim usulünün idarenin bütünlüğü ilkesine hizmet eden bir araç olması, siyasi değil idari nitelik taşımasından doğar. Yer bakımından yerinden yönetim usulünü uygulayabilecek olan birimlerin neler olduğu, Anayasa da belirtilmiş ve sayılıp sınırlandırılmıştır: 2. Mahalli idareler Madde 127.- (23.7.1995-4121) Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.

Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir. Buna karşılık hizmet bakımından yerinden yönetim usulünü uygulayabilecek olan birimlere ilişkin düzenleme alanı görece oldukça geniş bırakılmıştır. Hem hizmet hem yer bakımından yerinden yönetim kuruluşlarının merkezi yönetimle ilişkisi, anayasada belirtilmiş özel bir ilişki çerçevesinde kurulmuştur. Bu ilişki idari vesayet ilişkisi olarak adlandırılır. İdari vesayet ilkesi. Yerinden yönetim kuruluşlarının idarenin bütünlüğü ilkesi ne uyumu, merkezi yönetimin yasayla belirlenmiş konu ve biçimlerde kullanabildiği denetleme yetkisi demek olan idari vesayet ilkesi ile sağlanır. 2. Mahalli idareler Madde 127.-... Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir. Anayasa, yerel yönetimleri merkezden değil, yerinden yönetim dünyasına ait saymıştır. Madde 127 ye göre, Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir. O halde yerel yönetimler merkezi yönetimin başkent ile taşra örgütlenmesi dışında kurulacak, dolayısıyla bu birimler özerk birimler olacaktır. Birimlerin bu niteliği, baştan kabul edilmiş ve özerklik konumu merkezle ilişkiler bakımından tanımlanmıştır. İlişkinin adı, yine Anayasa tarafından, yerel yönetimlerin düzenlendiği 127. maddede koyulmuştur: Merkezî idare, mahallî idareler üzerinde... idari vesayet yetkisine sahiptir. Yönetsel vesayet yetkisi, yerinden yönetim esaslarının uygulanmasını sağlayan kurumdur; bu nedenle amaçları anayasada belirlenmiş, nasıl kullanılacağını gösteren esas ve usuller in yasayla belirlenmesi öngörülmüştür. Böylece, merkezi yönetimin yönetsel araçlar kullanarak yerinden yönetim (özerklik) ilkesini bozma olasılığı önlenmiştir. Anayasa yönetsel vesayet kurumunun dört amacı olduğu belirtmektedir: (1) Yerel hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun biçimde yürütülmesi, (2) Kamu görevlerinde birliğin sağlanması, (3) Toplum yararının korunması, (4) Yerel gereksinmelerin gereği gibi karşılanması. Konuyla ilgili olarak

çıkarılacak yasalarda yönetsel vesayet mekanizmalarının bu dört amaçtan birine hizmet etmesi gerekir. Yönetsel vesayet, hukuksal bir ilişkidir. Genel olarak yönetsel vesayet yetkisi, yerel yönetimce yapılan bir iş ya da eylemin, hiçbir yaptırımı olmasa da, merkezi yönetim (valilik, kaymakamlık, bakanlık) süzgecinden geçirilerek yapılması durumudur. Örneğin, yerel yönetimlerin başka kamu kurumlarıyla mülki amirler aracılığıyla yazışmaları, bir yönetsel vesayet uygulamasıdır. Bu uygulamada mülki amirliğin yazışmaya aracılık etmeye itiraz etme, yazı içeriğini değiştirme gibi herhangi bir müdahalesi söz konusu değildir. Yine örneğin, yerel yönetimlerce hazırlanmış yıllık bütçenin uygulamaya girmesi için mülki amir onayının alınması, personel istihdamı için merkezden izin beklenmesi, meclis ya da belediye başkanlığınca alınmış kararların mülki amir onayı olmadan sonra yürürlüğe girmesi... yönetsel vesayet ilişkisidir. Bütün bu aracılık-izin-onay süreçlerine merkezi yönetim, kendisine yasal olarak verilmiş çizilmiş içinde hareket etmekle yükümlüdür; hiyerarşik ilişkiden farklı olarak bu ilişkide merkezi yönetimin hiçbir yetkilisi yerel yönetim organlarının yerine geçerek karar veremez ve işlem yapamaz. Yetkisi, karar ya da işlemin karar sahibince düzeltimini istemekle sınırlıdır. Yönetsel vesayet ilişkisinin nasıl kurulup işletileceği, konuya özgü ayrı bir yasal düzenlemeye konu edilmemiş, mekanizmanın kuruluşu yerel yönetimlerle ilgili mevzuat eliyle yapılmıştır. 2000 li yıllar, yerel yönetim mevzuatında başlıca yasaların yürürlükten kaldırılarak yeni yasaların çıkarıldığı yıllar olmuştur. Yeni yasalar, merkezi ve yerel yönetim dünyası arasındaki ilişkileri düzenleyen yönetsel vesayet mekanizmasını köklü bir biçimde değiştirmiştir. Değişiklik, yönetsel vesayet kurumunun uygulama alanını daraltmak ve fiilen geçerliğine son vermek yönünde olmuştur. Örneğin yerel yönetimlere başka kamu kurumlarıyla doğrudan yazışma yetkisi verilmiş, karar, bütçe ve personel istihdamı üzerinde merkezi yönetimin izinonay uygulaması kaldırılmıştır. İdari vesayet ile özerklik kavramları. Anayasa, merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki ilişkiyi idari vesayet olarak tanımlamıştır. İlgili hükümlerde özerklik ilkesi anılmaz. Buna karşın, günümüzde yürürlüğe giren yeni yasalarda,

Anayasa terminolojisinin dışına çıkılmıştır. 2005 yılında çıkarılan il özel idaresi ve belediye yasaları, bu idareleri merkezi yönetimle ilişkileri bakımından değil doğrudan idarelerin kendi nitelikleri bakımından, idari ve mali olarak özerk lik özelliğiyle tanımlamıştır. Anayasa ile yasalar arasındaki bu uyumsuzluk, yönetsel gündeme Avrupa Birliği talebi olarak gelmiştir. Bu tasarruf, yerel yönetim sistemini Avrupa Birliği nin 1993 tarihli Maastricht Anlaşması nda öngörülmüş subsidiarite ilkesi ne uyarlamak amacıyla yapılmıştır. Merkezi yerel ilişkilerinin idari vesayet ilkesi temelinde tanımlanması ile özerklik ilkesi temelinde tanımlanması aynı şey değildir. Terimlerden ilki, yerel yönetimlerin serbestiyet alanını sınırları kapsamı bakımından gösterirken, ikincisi serbestiyeti alanın kendisi içeriği bakımından göstermektedir. İlk terim özerklik alanını genişliği bakımından sabitlerken, ikincisi özerklik alanını esas sayarak genişletilebilir kılmaktadır. Merkezi ile yerel birimler arasındaki ilişki bakımından ise, ilki merkezi yönetime birincil konum sağlarken, ikincisi başat konumu yerel yönetimlere kaydırmaktadır.