KARNE ZAMANI.. İçgörü 2012 Afyonkarahisar Rehberlik ve AraĢtırma Merkezi Müdürlüğü Karaman Mah. Meltem cad. No:12AFYONKARAHĠSAR 0 272 214 45 56 0 272 213 49 42 Karne, eğitim-öğretimin sonunda öğrenci çalıģmalarının bir değerlendirmesidir. Unutmamalıdır ki o rakamlar size çocuğun gerçek becerilerini, gayretlerini, yeterliliklerini yansıtmamaktadır. REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YAYINLARI
AFYONKARAHĠSAR REHBERLĠK VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YAYINLARI EĞĠTĠMĠN NABZI PROGRAMI ĠÇĠN HAZIRLAYAN Afyonkarahisar Rehberlik ve AraĢtırma Merkezi Müdürlüğü HAZĠRAN 2012 ADRES: Karaman Mah. Meltem cad. No:12 AFYONKARAHĠSAR TEL: 0 272 214 45 56
ĠÇĠNDEKĠLER Ġçindekiler ÖNSÖZ BAġLARKEN NEDEN HĠPERAKTĠVĠTE Niçin Eğitim Ve Öğretim? Karne Ġle Karneye Nasıl Bakmalıyız Bizim Ġçin Anlamı Ne Olmalıdır? ġayet Bir BaĢarısızlık Varsa Bizim Bunda Payımız Nedir? Tek Suçlu Çocuklarımız Mıdır? Öyleyse Aynı Okul Ve Öğretmenin YetiĢtirdiği Öğrencilerin Neden Tümü BaĢarılı Olamıyor? Kritik Dönemlere Dikkat Ne Yapmalı? BAZI RAKAMLAR DEHB ĠLE ĠLĠġKĠLĠ GÜÇLÜKLER ANA BABAYA NOT ÖĞRETMENE NOT AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI
Karne Ġle Ġlgili Bir Hikâyeden BaĢlayalım: Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. Allah Allah dönem ne çabuk bitmiģ..." diye düģünür ve oğluna seslenir: - "Getir bakayım Ģu karneyi!" - "Al baba..." Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dıģındaki tüm dersler zayıf. - "Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, Ġngilizce kursu dedin gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaģ uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil Ģey!" - "Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıģtırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuģtum"... Peki karne nedir? Karne, eğitim-öğretimin sonunda öğrenci çalıģmalarının bir değerlendirmesidir. Unutmamalıdır ki o rakamlar size çocuğun gerçek becerilerini, gayretlerini, yeterliliklerini yansıtmamaktadır. Milyonlarca öğrenci karnelerini aldıktan sonra, bir dönemin sonuçlarını velileriyle paylaģacaklar. Elbette kimi öğrencilerimizin karneleri çok iyi notlarla dolu iken, kimi öğrencilerimizin karnelerinde ise kırıklar bulunacaktır. Karne öğrencinin ders yılı boyunca gösterdiği baģarının ölçütü olarak değer görmektedir. Karne günü KARNE SORGULAMA DEĞĠL DEĞERLENDĠR ME ARACIDIR denilince çevrede mutlu çocukların yanı sıra çok mutsuz kaygılı, sinmiģ, çocuklar hatırlanmaktadır. Her yıl karne dönemlerinde uzmanlar, yetkililer, velilerin karneyi doğru değerlendirmeleri, bu konuda yanlıģ yapmamaları için çağrılar yapmaktadırlar. Bizde bu konudaki görüģlerimizi sizinle paylaģmayı uygun gördük. NĠÇĠN EĞĠTĠM VE ÖĞRETĠM GeniĢ anlamıyla eğitim ve öğretim, aileden/o kula/ oradan da insanlığa doğru yayılıp geliģen sevgi ve bilgiyi bireye aktarır. Amaç; seven, saygılı, güvenli, bilgili, baģarılı, üretken ve uyumlu bir yaģam sürecek kiģiler yetiģtirmektir. Eğitim ve öğretim; aynı zamanda bireyin ruh sağlığını koruyup geliģtirmeyi amaçlamaktadır. Bireyin ruhsal ve toplumsal bakımdan geliģmesini, kendisinin ve toplumun yararına beceriler kazanmasını, bu uyumu sağlamasını amaçlamaktadır. 2
KARNE ĠLE Okulların yürüttüğü eğitim öğretim etkinlikleri merkezi olan öğrenciler, katıldıkları eğitim sürecinde baģarıları bakımından değerlendirilmeye tabi tutulmaktadırlar. Karne bu değerlendirmenin bir sonuç belgesi olarak kullanılmaktadır. Yani öğrenci, bu belgelere göre okul baģarısı Karne her şeyin sonu bakımından yeterli ya da yetersiz değil yeni görülmektedir. Hatta okuldaki bu baģarı, hayattaki baģarının ölçütü olarak görülmekte ve başlangıçların birçok aile çocuğunun geleceğini, ailenin mutluluğunu karnedeki simgelere ve sembollere vesilesidir bağlamaktadır. Böyle bir yaklaģım öğrencilerimizin örselenmesine sebep olmaktadır. Hadi biraz empati kuralım. ġu soruları kendimize soralım Acaba yetiģkinler olarak karneye nasıl bakmalıyız? ġayet bir baģarısızlık varsa bizim bunda payımız nedir? Tek suçlu çocuklarımız mıdır? YetiĢkinler olarak iğneyi kendimize batıracak bir durum yok mudur? Alacakları karneyle baģarısızlık görülecek çocuklarımızın gördüğü muameleyi hayatımızda göstermemiz gereken değiģik baģarı türleri için bizler görseydik ne olurdu? Ekonomik, akademik, mesleki yada sosyal statü baģarısı gibi bir karne vermeleri gerekseydi bizlerin durumu ne olurdu? Hayatımızda birçok baģarı göstermemiz gerekiyor ve bizler bunlardan hangileri için bilirkiģinin, doldurduğu belgeleri alıyoruz? ġayet böyle olsaydı, bizim bu alanlardaki belgelerimiz nasıl olurdu? Yükümlülüklerinin değerlendirilerek belge haline getirilmesi iģleminin sadece öğrencilere yapılıyor olması onları nasıl etkiliyor? Karneye Nasıl Bakmalıyız Bizim Ġçin Anlamı Ne Olmalıdır? KARNE GELECEĞİ KARARTMAK İÇİN DEĞİL, PLANLAMAK İÇİNDİR Karne bir tür hak ediģ tir. Bu yanıyla okul baģarısı da ne türden olursa olsun belgelenmek zorundadır. Bu yüzden karnelere tamamen karģı olmak yada suçlu aramak söz konusu değildir. Bizler ancak karneye, dolayısıyla baģarıya bakıģ açımızı değiģtirebiliriz. 3
ġöyle yada böyle, çocuklar karne alıyorlar. Eğer bu karneleri, anne-babaları ve öğretmenleri olarak çocuklarımızla birlikte aldığımızı düģünür; baģarı ya da baģarısızları meydana getiren sebepleri gözden geçirme fırsatı olarak görebilirsek, karneleri gerçekten iģlevsel kılabiliriz. ġayet bir baģarısızlık varsa bizim bunda payımız nedir? Çocuk ve ergen yaģına uygun yeni bilgiler öğrenmek ve beceriler kazanmak için okula gider. Bu çocukların anne ya da babaları gibi ev dıģında geçirdikleri bir zaman bölümüdür. Nasıl ki büyükler evi geçindirmek için çalıģıyorlarsa, çocuk ve ergenler de bir iģ olarak okula gitmekte ve öğrenmektedirler. Bu nedenle okul bilgi edinilen bir kaynak olması yanında çocuğun kendisi ve çevresi ile uyum becerilerini kazanacağı bir yerdir. KÖTÜ KARNE HERKEZDEN ÖNCE ÖĞRENCİYİ ÜZER VE UTANDIRIR KARNE GÜNÜ ÜZÜCÜ OLAYLARIN YAŞANMAMASI İÇİN BUGÜN ÖĞRENCİYLE KARNESİ VE NOTLARI HAKKINDA KONUŞULMALIDIR Okul baģarısı bir çok etkene bağlı olarak değiģmektedir. Bunlar arasında çocuğun zihinsel kapasitesi, öğrenme becerisi, okul ve öğretmenlerin bilgi ve tutumları, anne babanın beklenti ve tutumları sayılabilir. Çocuklara iliģkin öğrenmeyi etkileyen nedenler arasında dikkat eksikliği ve aģırı hareketlilik en sık karģılaģılan geliģimsel bir bozukluktur. Böylesi çocuklar normal ya da normalin üzerinde zeka düzeyleri olduğu halde dikkat sürelerinin kısalığı nedeniyle dersleri uzun süre izleyememekte, öğrenme için önemli olan bilgilerin tekrarlanmasını yani ödevleri yapmada zorlanmaktadırlar. Genellikle çocuk ve ergenlerin bulundukları yaģtan beklenen öğrenme kapasitesine sahip olduklarını biliyoruz. Bu yaģ grubunun ancak çok küçük bir kısmı özel eğitim ve öğretime gereksinim duymaktadırlar. 4
Öyleyse aynı okul ve öğretmenin yetiģtirdiği öğrencilerin neden tümü baģarılı olamıyor? Bu soruyu kötü karne ile karģılaģan anne baba çoğunlukla "Neden zayıf getirdin?" Ģeklinde sormaktadır. Karnelerin alındığı dönemlerde anne, baba ve çocuklar açısından karģılaģılan en önemli sıkıntılardan biri bu Ģekilde baģlamaktadır. Ders baģarısı ve sonuçta karneye yansıyan öğrenme düzeyi anne baba kadar çocuk ve ergen için de KARNEDEKİ BAŞARI HAYATTAKİ BAŞARI DEMEK DEĞİLDİR. önemlidir. BaĢarılı bir karne ile kendine güven gelecek ve öz saygı geliģecektir. Karne sonrasında gelecek olan yaz tatili yani iģ yaģantısının sonrasındaki izin dönemi hakkedilecektir. Kötü karne sonucunda çocuk ve genç birçok olumsuz durumla karģılaģmaktadır. Sevgi yetersizliği, olumsuz koģullar, yanlıģ tutumlar ve ilgisizlik. Böylece bilgi edinmede zorluk çeken çocuğun, öz saygı geliģtirmesi ve kendine güveni de tehlikeye girmektedir. Bu ise farklı geliģim dönemindeki çocuk ve gençlerde, beklenmedik davranıģların sergilenmesine yol açmaktadır. Anne baba tepkileri ya da içinde bulundukları bu olumsuz duygular nedeniyle çocuk ve gençler zaman zaman medyadan da izlediğimiz üzücü sonuçlara yol açan davranıģlar sergilemektedirler. Her çocuğun içinde bulunduğu geliģim dönemine ve yeteneğine göre baģarısının değiģebileceğini biliyoruz. Bu baģarıyı nelerin etkileyebileceğini de özetlemeye çalıģtık. Eğer anne baba eğitim yılı içinde okul ve öğretmen ile yeterince iģbirliği yapmıģsa, çocuğun sınıf içindeki düzeyini ve nasıl bir karne alacağını tahmin edebilecektir. Bu nedenle baģarısızlık durumunda "sonuçtan çok bu sonuca nasıl gelindiğinin" değerlendirilmesi önemlidir. Öncelikle, çocuğun yeteneklerine uygun, ulaģılabilir beklentiler geliģtirebilmek için her çocuğun bireysel kapasitesi göz önüne alınmalıdır. Ġlköğretim birinci ve altıncı sınıfları çocukların yaģantılarında önemli değiģikliklerin olduğu dönemlerdir. Birinci sınıfta yeni bir ortama uyum sağlama, arkadaģlara ve öğretmene alıģma yaģanırken, altıncı sınıfta birden fazla öğretmenle ders yapma ve bazen yeni arkadaģlarla tanıģma söz konusu olmaktadır. Sekizinci sınıfta ve lise döneminde ise okula devam ederken aynı zamanda sınavlara hazırlanma kaygısı ve ek eğitim alma çabaları eklenmektedir. Ayrıca içinde bulunduğu geliģim dönemi de çocuk ve ergenin öğrenmesinde etkili olabilmektedir. Ergenlik döneminin baģlangıcında, sağlıklı ve uyumu iyi olan bir çocuk bile okulda baģarısızlık gösterebilmektedir. Ergenlik bir yeniden düzenleme dönemidir ve yaģamın sosyal yanları öne çıktığı için, ilgi alanlarında geçici de olsa bir kayma olabilir. Ancak böyle bir uyum sürecinden sonra ergenler kısa sürede toparlanmakta ve okul ile ilgili sorumluluklarını yüklenmektedirler. 5
Kritik Dönemlere Dikkat Eğitim sürecinin bazı kademeleri diğerlerinden biraz daha zor ve farklıdır. Ġlkokula yeni baģlamak, 4. sınıfta sosyal, fen, yabancı dil gibi soyut ve zor alanlara giriģ yapmak, 6. sınıfta her derste farklı bir öğretmenden ders alarak yıllardır çocuklarla hemhal olmuģ tek öğretmenin Ġlgi ve Ģefkatinden mahrum kalmak gibi. 7. ve 8. sınıfa gelen bir çocuk yaklaģık 12-14 yaģlarındadır. Bu yaģlar insan hayatında Ġlk zorlanmalı dönem olan ergenliğe geçiģ yaģlarıdır. Çocukluktan yetiģkinliğe geçiģ de ki bu ara dönem, çocukta anne-babalar için kaygı verici değiģimlerin gözlemlendiği dönemdir. Bu dönemde yaģanan yoğun kimlik bunalımı doğal olarak okul baģarısını da etkileyecektir. Yeni bir kimlik kazanma ve aileden bağımsızlaģma süreci, çocuğa o döneme değin aktarılan kural ve davranıģları bir süre askıya aldırabilir. Bedenen 1-2 yılda gerçekleģiveren fiziki büyümeyle ruhi geliģim süreci paralellik gösteremez. Sakarlık, dikkatsizlik, umursamazlık, asilik, hırçınlık, alınganlık, dik baģlılık, tembellik, duygusal iniģ-çıkıģlar vs. tümü bu dönemde görülebilen doğal ve davranıģlardır. Bu dönemin Anadolu ve Fen Liseleri'ne hazırlık dönemine denk gelmesi onlar Ġçin ne büyük Ģanssızlıktır! Sizi takmayan, küstahça konuģabilen ve farklı giyinmekle ve süslenmekle meģgul olan bir çocuğa sabırla tahammülden baģka yapılacak bir ey yoktur. Ne Yapmalı? Her aile kendi çocuğunu en iyi tanır. Tembellik sonucu gelen kötü bir karneye tabii ki kızılmalıdır Çocukla baģarısızlığın nedeni konuģulmalı. Çocuk ve ergenin ders baģarısını etkileyebilecek bu genel nedenler dıģında, geçen ders döneminde yaģadığı kendi ve çevresi ile ilgili özel nedenler de olabilir. Bu karne döneminde aile ve çocuğun yaģadığı üzüntüleri bitirip, böyle bir sonucu yeniden yaģamamak için birlikte nedenleri gözden geçirmeleri ve çözümler üretmeleri gerekmektedir. Ailesinin ya da anne babasının sevgisini bilen ve onlar tarafından benimsenen çocuk ve ergenler bu üzüntüyü kısa sürede atlatarak iģbirliği yapmakta, baģarılı olmaktadırlar. Burada anne babanın yapabileceği çocuğun dıģındaki nedenleri ele almak ve çocuğun dikkatini sorumluluklarına çekmektir. Böyle bir sorumluluğu çocuğuna vermeyen anne babanın tüm çabalarının sonuçsuz kalacağını unutmamalıyız. Çocuğun baģarılı olduğu çalıģma yöntemleri birlikte keģfedilmeli. Öğretmen ve okulla diyalog artırılmalı, nasıl bir yöntem izleneceğine beraber karar verilmeli. çocuğu baģarısızlığa sürükleyen yanlıģ anne-baba tavırları da mevcut. Çocuğu sık sık baģkalarıyla mukayese etmek (ki bu, genelde çocuktan üstün durumdaki bir çocuktur) onu rencide eder, incitir. Çocuk baģkaları ile kıyaslanmamalı. Çocuğa güvendiğinizi hissettirin. 6
.Ona sağladığımız imkanları ikide bir hatırlatarak diyetim istemek nefret uyandırır. Bazen farkında olmadan kardeģler arasında ayrım yapılır. Biri çok zeki, çalıģkan, problemsiz olur, tüm övgüleri ve ödülleri toplar. Aile çevresine teģhir edilir. Diğer çocuk üzerinde üstünlük kurmasına izin verilir. Tembel, baģarısız çocuğun ara sıra kazandığı baģarılar, ufak da olsa hiç önemsenmez, ödüllendirilmez. Adeta Ģamar oğlanı seçilir. Ders dıģı iģler bu çocuğa yüklenir/sonuçta çocuk hem daha kötüye gider, hem de kardeģler arasında düģmanlık körüklenmiģ olur. "Ben senin gibiyken... Ben senin yerinde olsaydım" gibi sözcüklerle baģlayan cümleler, aslında çocuğumuza yaptığımız gizli saldırılardır. Kendi özlemlerimizi çocuğumuza yükler, baģaramadıklarımızı baģarmalarım ısrarla isteriz. O'nun tercihlerine saygı duymak akla bile gelmez. Nihayetinde o çocuktur, sorumluluğu bizdedir!. Lütfen bu kuralı unutmayın: Ödül her zaman cezadan daha etkilidir. Sık olmamak kaydıyla çocuğa vaat edilen veya vaat edilmeden sürpriz olarak verilen makul ödüller çok iģe yarar. Küçük baģarılara verilen büyük ödüller çocuğu Ģımartır ve alıģkanlık yapar. Ara sıra, çocuk çok çalıģtıysa, henüz sınava girmeden (yani baģarıya ulaģmadan) veya karnesini almadan ödülünü verin. Bu onu daha da Ġyi yönde etkileyecektir. Aksi takdirde aklı ödüle takılır kalır. Sınavı baģarma arzusu, ödüle ulaģamama kaygısına dönüģür. Ayrıca ona hediye almamızda baģarının tek kriter olmadığım da hissetmesi onu mutlu eder. Ödül vaat ederken bol keseden atmamak gerekir. Çocuk nasıl olsa bunu baģaramaz düģüncesiyle vaat edilen yerine getirilmesi zor Ödüller kiģiyi sıkıntıya sokabilir Çok büyük ödüller çocukta gerilim oluģturabilir veya tam aksine inandırıcı olmaz, Çocuğu etkilemez. TATĠLDE NELER YAPABĠLĠRĠZ? 1. Ders baģarısızlığı olsun ya da olmasın öğrencinin tatil süresi için iyi bir zaman plânlamasına ihtiyacı vardır. Ne yazık ki bu konuda da aģırılıklar yaģıyoruz ve zaman yönetimine dikkat etmiyoruz. 2. Tatil, çocuk ve genç için baģıboģ bir dönem ve istediğini yapabildiği, zamanını sokaklarda geçirebileceği bir dönem olmamalıdır. 3. Çocuğumuzla birlikte bir tatil planı yapmalıyız. Bu planda eğlenceye, dinlenmeye ve kitap okumaya da yer vermeliyiz. 4. Tatil Döneminde yetiģkinlerin çocuklara daha çok zaman ayırmaları gerektiği de unutulmamalıdır. 5. Ders yılı içindekine benzer program yapılmalı; çocukla birlikte yapılacak bir tatil programı, baģarısız olduğu derslere yeniden bakmayı, sistemli çalıģmayı, oyun ve eğlenceyi, okulların açık olduğu zamanlarda yapılamayan bazı gezi ve benzer etkinlikleri yapmayı içermelidir. 7
6. Tatil, boģuna geçirilen bir zaman olmamalıdır. ÇeĢitli dersleri zayıf olan çocukların tatilde, açıklarını kapatacak biçimde bir program hazırlatmaları sağlanabilir. Tatilin daha etkili ve doğru değerlendirilmesini sağlar 7. Kötü karne dolayısıyla ağır ders çalıģma programları uygulanmamalı. 8. Bu nedenle ebeveynlerin tatili de bir ihtiyaç olarak görmeleri ve ders programlarının, gerekirse bir uzman yardımıyla, çocuğu bunaltmayacak Ģekilde ve onun yetenekleri dikkate alınarak düzenlenmesi gerekiyor. 9. Beraber geçirilen ortak zaman çocukta da önemliyim duygusunu arttırır. Aynı zamanda önemli konuların konuģulması imkânını verir. Bu nedenle ailenin tüm üyelerinin ortak zaman geçirmesi çok önemlidir. 10. Gece yatıģ ve sabah kalkıģ saatlerinin düzeni bozulmamalı günün belli saatleri kitap okuma için ayrılabilir. AĢırı tv seyretmesine, bilgisayarda gece geç saatlere kadar çok oyalanmasına müsaade etmemeli, bunun doğru olmadığını uygun bir dille çocuğa anlatmalıyız. Çok çalıģmak değil, arada bir dinlenerek plânlı çalıģmak baģarı getirir. 11. Ġçinde bulundukları geliģim dönemine ve fizik güçlerine göre özellikle kırsal bölgelerimizde yaģayan çocuk ve gençlerin tatil dönemlerinde anne babalarına iģlerinde yardımcı olduklarını biliyoruz. Aileye ekonomik açıdan katkıda bulunmak ya da kendi harçlığını kazanmanın çocuk ve ergenin kendine güveni ve benlik saygısında olumlu etkileri olduğunu biliyoruz. Ancak bu ekonomik katkının çocuk ve ergenin gücü göz önünde bulundurularak planlanmasının önemi açıktır. 12. Tatil için ortak kararlar almalı, beraber geçirilecek zamanı artırmalıyız. Aynı zamanda tatilde, anne babanın çocukla beraber vakit geçirmesi de aile içi iliģkilerde yapıcı etkiye sahip olmaktadır. Tatillerin aile içi iliģkileri yakınlaģtırma ve birlikte geçirilen zamanı artırma yönünden de önemli olduğunu biliyoruz. Özellikle çalıģan anne ve babaların izin dönemlerini çocuklarının tatil döneminde kullanması sınırlı aile içi etkileģimi artıracaktır. Aile üyelerinin hep birlikte geçireceği bu tatil dönemlerinin iletiģim, çocuklarına model olma, onları tanıma ve geliģimlerini görebilme açısından da yararları olacaktır. 8