Yücel ve ark. 55 Adolesanlarda premenstruel sendrom yaygınlığı ve depresyon riski arasındaki ilişki Ummahan YÜCEL, 1 Ayşegül BİLGE, 2 Nazan ORAN, 3 Mehmet Akif ERSOY, 4 Başaran GENÇDOĞAN, 5 Özgen ÖZVEREN 6 ÖZET Amaç: Kadın doğurganlığının simgesi olarak kabul edilen menstruasyon döneminde, ruhsal ve bedensel bir takım değişiklikler yaşanmaktadır. Bu çalışma adolesanların premenstruel sendrom (PMS) yaygınlığını ve PMS ile depresyon riski arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla planlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan çalışmanın evrenini Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü ndeki 335 öğrenci ile Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı nda eğitimini sürdüren 134 öğrenci olmak üzere toplam 469 kişi oluşturmuştur. Evrenden örneklem seçimi yapılmamış, anketin uygulandığı günlerde okulda bulunan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 331 (%71) öğrenci çalışmaya alınmıştır. Araştırmanın verileri, araştırmacılar tarafından oluşturulan sosyodemografik özelliklere ilişkin tanıtım formu, Premenstrüel Sendrom Ölçeği (PMSÖ) ve Genel Sağlık Anketi-12 (GSA-12) kullanılarak elde edilmiştir. Bulgular: Çalışmada adolesanların PMS yaygınlığı %62.5, depresyon riski %48 olarak bulunmuştur. PMS ve depresyon riski arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir ilişki olduğu saptanmıştır (χ 2 =58.20, p<0.01). PMS olanların %84 ünde, PMS olmayanların %16 sında depresyon riski olduğu belirlenmiştir. Bu bulgu PMS nin depresyona yatkınlık oluşturabileceğine işaret etmektedir. Ayrıca katılımcıların PMSÖ toplam puan ortalamaları ve GSA-12 toplam puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir ilişki bulunmuştur (r=0.573, p<0.001). PMS varlığı ile yaş, öğrenim görülen bölüm, devam ettikleri sınıf ve şu an yaşadıkları yer arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Sonuç: Araştırmada, PMS nin depresyon riskini arttırdığı saptanmıştır. PMS nin adölesan dönemde taranmasının depresyon riskini azaltma açısından faydalı olacağı düşünülebilir. () Anahtar sözcükler: Premenstruel sendrom, depresyon, adolesan ABSTRACT The prevalence of premenstrual syndrome and its relationship with depression risk in adolescents Objective: Menstruation which is recognized as the symbol of fertility brings about several psychological and physical changes. This study was planned for the purpose of examining the prevalence of premenstrual syndrome (PMS) in adolescents, and the relationship between PMS and depression risk. Methods: This descriptive type of study's population included 469 subjects; 335 students from the departments of midwifery and 134 students from education faculty. No method of sampling from the population was done, all 331 students (71%) who were at school on the days when the survey was administered and agreed to participate in the research were included in 1 Arş.Gör., 2 Öğr.Gör.Dr., 3 Yrd.Doç.Dr., 6 Öğrenci, Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu, İzmir 4 Uzm.Dr., Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, İzmir 5 Yrd.Doç.Dr., Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Erzurum Yazışma adresi/address for correspondence: Ummahan YÜCEL, Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Bornova-İzmir/Türkiye E-mail: ummahan.yucel@ege.edu.tr
56 Adolesanlarda premenstruel sendrom yaygınlığı ve depresyon riski arasındaki ilişki the sample. Research data were obtained using a sociodemographic characteristics student information form developed by the researchers, the Premenstrual Syndrome Scale (PAF) and the General Health Questionnaire- 12 (GHQ-12). Results: In this study the adolescents' PMS prevalence was determined to be 62.5%, their depression risk was 48%. the association between PMS and the depression was statistically significant. The depression risk of the women with PMS is 84% and of the ones without PMS is 16%. This finding has indicated that PMS may form a susceptibility to depression. Moreover, there was a significant relation between the total scores of PAF and GHQ-12 of the participants. No statistically significant relationship was determined between the presence of PMS and age, the school of students, year of school, and living place. Conclusion: In this study PMS was determined to increase depression risk. Screening for PMS in adolescents may be useful for decreasing the risk of depression in adolescence. (Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:55-61) Key words: premenstrual syndrome, depression, adolescent GİRİŞ Kadın doğurganlığının simgesi olarak kabul edilen menstruasyon döneminde birtakım ruhsal ve bedensel değişiklikler yaşanmaktadır. Menstruel döngünün luteal evresinde ortaya çıkan ve menstruasyonun başlamasıyla gerileyen bedensel, bilişsel, duygusal ve davranışsal değişikliklerle kendini gösteren bu döngüsel tabloyu tanımlamak için premenstruel sendrom (PMS) terimi kullanılmaktadır. 1,2 Menstruasyonun başlamasıyla çoğu kaybolan bir dizi yakınma ve belirtiler arasında en önemli yeri duygudurum ve davranış değişiklikleri alır. En sık görülen duygudurum belirtileri alınganlık, çökkünlük, gerginlik, sinirlilik, huzursuzluk, kararsızlık, dikkatte azalma, unutkanlık ve uyku bozukluklarıdır. En sık görülen fiziksel belirtiler ise meme duyarlılığı, belirli yiyeceklere karşı aşırı istek, akne, ödem, ağrı ve yorgunluktur. Sosyal geri çekilme, cinsel etkinlikte azalma ve ajitasyon ise en sık karşılaşılan davranışsal belirtilerdendir. Bunlara ek olarak bazı kadınların çalışma kapasitelerinde ve okul performanslarında ciddi düzeyde bozulma olabilir. 1,3-6 Demir ve arkadaşları, 7 premenstruel belirtileri olan kadınların %70.3 ünün bu dönemde iş verimliliklerinin azaldığını belirtmiştir. Sule ve Ukwenya, 8 öğrencilerin %15 inin dismenore ve %8 inin premenstruel belirti nedeni ile okul devamsızlığı yaptığını saptamıştır. Menarşı izleyen herhangi bir yaşta ortaya çıkabilen PMS belirtileri, kadınlarda oldukça yaygın görülmektedir. Hafif belirtiler yaşayan kadınlar da alındığında yaygınlık oranı %70-90 a ulaşmaktadır. 2 Yaşam kalitesini etkileyecek düzeyde şiddetli belirti yaşayanların oranı ise %3-8 arasında değişmektedir. 2,9,10 PMS belirtilerinin ortalama başlangıç yaşı olarak otuzlu yaşların ön plana çıktığını ileri süren görüşler olsa da, 11 çeşitli çalışmalarda bu yakınmaların yaygın olarak ergenlikle yirmili yaşlar arasında olmak üzere menarştan sonra herhangi bir yaşta başladığı, belirtilerin tedavi gerektirecek kadar şiddetli olmadığı ortaya konmuştur. 8,12,13 Yaygın görüş ise, PMS belirtilerinin 25-35 yaşları arasındaki kadınlarda diğer yaşlara göre daha şiddetli olduğu, yaşla birlikte artarken menopoza yaklaştıkça azaldığı yönündedir. 11,12,14,15 Türkiye de yapılan toplum çalışmalarında 15-49 yaş grubundaki kadınlarda PMS yaygınlığı %5.9-76 arasında belirlenmiştir. 11 PMS yaygınlığı 16-25 yaş grubunda %17.2-67.5 arasında saptanmıştır. 16-18 ABD de adolesan kızlarda PMS yaygınlığı %70-90 olarak bildirilmiştir. 2 PMS etiyolojisinin daha iyi anlaşılabilmesi, tanı ve tedaviye yönelik adımların atılabilmesi, toplum içindeki yaygınlığı ve etkili etkenlerin saptanabilmesi için psikometrik araçların kullanılması gerekmektedir. Bu amaç için ülkemizde en sık kullanılan araçlardan biri Premenstruel Değerlendirme Formu, diğeri Gençdoğan ın geliştirdiği, geçerlilik ve güvenilirliğini saptadığı Premenstruel Sendrom Ölçeğidir. 19 Birçok ruhsal bozukluğun adet döngüsünün premenstruel döneminde kötüleştiği bilinir. 20 Depresyon PMS de en sık bildirilen duygudurum belirtilerindendir. 12,15 Yonkers 14 premenstruel disforik bozukluk (PDB) tanısı konan kadınlarda majör depresyonun yaşam boyu yaygınlığını %70, Hartlage ve arkadaşları 21 PDB li kadınlarda majör depresyon gelişme riskini PDB li olmayan kadınlara göre 14 kat daha fazla bulmuştur. Danacı ve arkadaşları 22 kadınlarda ruhsal belirti, depresyon ve anksiyete belirtileri şiddetini adet öncesi dönemde anlamlı düzeyde daha yüksek olduğunu saptamıştır. Bu çalışma ile öğrencilerin PMS olma durumlarını ve depresyon riskini saptamak ve PMS ile depresyon riski arasındaki ilişkiyi araştırmak amaçlanmıştır. Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:55-61
Yücel ve ark. 57 YÖNTEM VE GEREÇ Örneklem Çalışma Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü (s=335) ve Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği (s=134) lisans programında öğrenim gören kız öğrencilerin premenstruel sendrom ve depresyon riski ile aralarındaki ilişkiyi incelemek amacıyla tanımlayıcı tipte bir alan araştırmasıdır. Evrenden örneklem seçimi yapılmamış, anketlerin uygulandığı günlerde okulda bulunan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 331 (%71) öğrenci çalışmaya alınmıştır. Araştırma için Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu Bilimsel Etik Kurulu ndan onay alınmıştır. Anket formu uygulamasından önce öğrencilerden sözel onam alınmıştır. Kullanılan araçlar Öğrenci Tanıtım Formu: Öğrencilerin demografik özelliklerini ve menstruasyon dönemine ilişkin bazı özellikleri belirlemek amacıyla toplam 25 sorudan oluşan bir form kullanılmıştır. Premenstruel Sendrom Ölçeği (PMSÖ): Premenstruel belirtileri ölçmek ve şiddetini belirleyebilmek amacıyla Gençdoğan 19 tarafından geliştirilip geçerlilik ve güvenilirlik çalışması yapılan ölçek, 5 li Likert tipinde 44 maddeden oluşmaktadır. Ölçeğin Chronbach alfa katsayısı 0.75 olarak bulunmuştur. Ölçeğin depresif duygulanım, anksiyete, yorgunluk, sinirlilik, depresif düşünceler, ağrı, iştah değişimleri, uyku değişimleri ve şişkinlik olmak üzere dokuz alt boyutu vardır. Bu alt boyutlardan alınan puanların toplamı ile PMSÖ toplam puanı elde edilmektedir. Ölçekten alınabilecek en düşük puan 44, en yüksek puan 220 dir. Yüksek puan PMS belirtilerinin yoğunluğunun fazla olduğunu gösterir. PMSÖ sonuçları değerlendirilirken alınan toplam ve alt ölçek puanlarının alınabilecek en yüksek puanın %50 sini geçme durumuna göre PMS nin var ya da yok olduğuna karar verilmektedir. Genel Sağlık Anketi-12 (GSA-12): Toplumda sık rastlanan akut ruhsal bozuklukları belirlemek amacıyla Goldberg ve arkadaşları 23 tarafından geliştirilen ölçeğin Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Kılıç tarafından yapılmıştır. 24 Anketin Chronbach alfa katsayısı 0.78, test-tekrar test güvenirliği 0.84 olarak bulunmuştur. Her soru son birkaç haftadaki belirtileri sorgular ve dörder seçeneklidir. Her maddenin ilk iki yanıtına 0, son iki yanıtına 1 puan verilir. Toplam puan bunların toplanması ile elde edilir. Türkiye deki çalışmada ROC analizi sonucunda GSA-12 için kesme puanı 1/2 olarak hesaplanmıştır. GSA-12 de toplam iki puan ve üzeri depresyon riskini göstermektedir. 24,25 Özdemir ve Rezaki psikiyatri kliniğine başvuran üniversite öğrencilerinde depresyon saptanmasında GSA-12 nin geçerliliği ve uygun kesme noktasını saptamak amacı ile yaptıkları araştırmada GSA-12 nin depresyon saptanmasında yararlı bir tarama ölçeği olduğunu göstermiştir. 25 İstatistiksel değerlendirme Araştırmadan elde edilen verilerin analizi SPSS ver. 14.0 paket programında gerçekleştirilmiştir. İstatistiksel analizlerde veriler ortalama ve frekans dağılımı ile gösterilmiş, iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi (t testi), varyans analizi, korelasyon analizi, ki-kare analizi ile değerlendirilmiştir. BULGULAR Sosyodemografik değişkenler ve menstruasyon ile ilgili veriler Katılımcıların yaş ortalaması 22±1.8, ilk adet yaşı ortalaması 13±1.3 dür. Bireylerin %60 ının adet süresini beş gün ve üzerinde yaşadığı, %64 ünün adetini az şiddette yaşadığı, %54 ünün anne veya kardeşinin de menstruasyon öncesi dönemde rahatsızlık yaşadığı saptanmıştır. Öğrencilerin %89 u menstruasyon ile ilgili bilgi aldığını, %84 ü menstruasyon öncesi rahatsızlık yaşadığını ve %47 si menstruasyon öncesi dönemde yaşadığı rahatsızlığın sağlıklarına olumsuz etkisi olduğunu belirtmişlerdir. PMS ile depresyon arasındaki ilişki PMS ile depresyon riski arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir ilişki saptanmıştır (χ 2 =58.200, p<0.01). PMS olanların %84 ünde, PMS olmayanların ise %16 sında depresyon riskinin olduğu belirlenmiştir (Tablo 1). Katılımcıların PMSÖ toplam puan ortalamaları ile GSA-12 toplam puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir ilişki bulunmuştur (r=0.573, p<0.001). PMS ve depresyon riski ile menstruasyon öncesinde rahatsızlık yaşama durumu PMSÖ toplam puanı, PMSÖ alt ölçekleri ve
58 Adolesanlarda premenstruel sendrom yaygınlığı ve depresyon riski arasındaki ilişki Tablo 1. PMS ve depresyon riski arasındaki ilişkisi PMS yok PMS var Toplam Sayı % Sayı % Sayı % χ 2 p Depresyon riski yok 98 57.0 74 43.0 172 52 58.20 <0.01 Depresyon riski var 26 16.0 133 84.0 159 48 Toplam 124 37.5 207 62.5 331 100 Tablo 2. PMS ve depresyon riski ile menstruasyon öncesi dönemde rahatsızlık yaşama durumunun karşılaştırılması Menstruasyon öncesi dönemde rahatsızlık yaşayan yaşamayan Ölçekler Ort. ± SS Ort. ± SS t p PMSÖ alt ölçekleri Depresif duygudurum 21.02 ± 6.81 14.83 ± 7.15 6.018 <0.001 Anksiyete 15.34 ± 6.22 11.67 ± 5.63 3.987 <0.001 Yorgunluk 19.83 ± 5.59 14.96 ± 6.69 5.619 <0.001 Sinirlilik 16.91 ± 5.30 12.30 ± 5.41 5.783 <0.001 Depresif düşünceler 18.10 ± 6.90 12.79 ± 6.86 5.141 <0.001 Ağrı 9.28 ± 2.95 6.07 ± 2.73 7.322 <0.001 İştah değişimleri 10.45 ± 3.33 9.11 ± 3.26 2.695 <0.001 Uyku değişimleri 8.08 ± 3.10 5.77 ± 2.99 5.002 <0.001 Şişkinlik 10.56 ± 3.46 8.16 ± 3.91 4.518 <0.001 PMSÖ toplam puan 129.62 ± 33.71 95.69 ± 36.61 6.620 <0.001 GSA toplam puan 4.10 ± 3.18 2.86 ± 3.12 2.593 <0.001 Tablo 3. PMS ve depresyon riski ile menstruasyon öncesi dönemde yaşanan rahatsızlığın sağlığa olumsuz etkisi arasındaki ilişki Sağlığa olumsuz etkisi Var Yok Ölçekler Ort. ± SS Ort. ± SS t p PMSÖ alt ölçekleri Depresif duygudurum 22.98 ± 6.51 17.14 ± 6.67 7.930 <0.001 Anksiyete 16.87 ± 6.52 12.77 ± 5.42 6.159 <0.001 Yorgunluk 21.29 ± 5.19 16.86 ± 6.00 7.050 <0.001 Sinirlilik 18.40 ± 4.65 14.07 ± 5.58 7.519 <0.001 Depresif düşünceler 20.11 ± 7.03 14.51 ± 6.12 7.634 <0.001 Ağrı 10.20 ± 2.80 7.40 ± 2.80 8.934 <0.001 İştah değişimleri 10.88 ± 3.13 9.66 ± 3.47 3.303 <0.001 Uyku değişimleri 8.81 ± 3.10 6.70 ± 2.96 6.253 <0.001 Şişkinlik 11.14 ± 3.30 9.29 ± 3.66 4.728 <0.001 PMS toplam puan 140.72 ± 31.70 108.44 ± 33.20 8.904 <0.001 GSA toplam puan 4.73 ± 3.37 3.11 ± 2.80 4.697 <0.001 Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:55-61
Yücel ve ark. 59 GSA-12 puan ortalamaları, menstruasyon önce si rahatsızlık yaşama ve yaşamama durumlarıyla istatistiksel açıdan oldukça anlamlı düzeyde (p<0.001) ilişkili bulunmuştur (Tablo 2). PMS ve depresyon riski ile menstruasyon öncesinde yaşanan rahatsızlığın sağlığa olumsuz etkisi PMSÖ toplam puanı (t=8.904, p<0.001), PMSÖ alt ölçekleri ve GSA-12 puan ortalamaları (t=4.697, p<0.001) ile menstruasyon öncesinde yaşanan rahatsızlığın sağlıklarına olumsuz etkisi arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır (Tablo 3). Adet kanaması miktarı ile PMSÖ toplam puan ortalaması (F=4.045, p=0.018) arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Adet kanaması miktarı çok olan öğrencilerin PMSÖ puan ortalamaları adet kanaması miktarı az ve orta olan öğrencilere göre anlamlı düzeyde yüksektir. Ebelik ve sınıf öğretmenliği bölümlerinin PMSÖ toplam puanı ve GSA-12 puan ortalaması arasındaki fark istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). TARTIŞMA Kadın doğurganlığının simgesi olarak kabul edilen menstruasyon döneminin başlangıcı menarş olayıdır. PMS belirtileri menarştan sonra herhangi bir yaşta başlayabilir. 1,8,14 Menarş yaşı 11-16 yaşları arasında olup ortalama yaş 13 tür. 17 Bu çalışmada ortalama menarj yaşı 13±1.3 olarak bulunmuştur. Bu değer ülkemizde yapılan diğer çalışmalarla benzerlik göstermektedir. 7,16,17 Lee ve arkadaşları Malezya da ortalama menarj yaşını 12.3±1.1 olarak bulmuştur. 26 Chau ve arkadaşları ise, ortalama menarj yaşını 12.05±1.24 olarak bulmuştur. 13 Araştırmaya katılan öğrencilerin %11 i menarj ile ilgili herhangi bir bilgi almamıştır. Taşçı, öğrencilerin %10 unun, İnce 17 %15 inin menarş ile ilgi bilgili almadığı bulmuştur. 27 Menarş olayının sağlıklı başlaması, doğal olarak kabul edilmesi ve PMS belirtileri ile baş edebilmek için menarş öncesi ve sonrası doğru ve yeterli bilgi birikimi gerekmektedir. Hong Kong ta, PMS yaşayan öğrencilere uygulanan eğitim programının etkisini incelemek için yapılan bir araştırmada, eğitim sonrası öğrencilerin PMS konusunda bilgilerinde artış, PMS belirtilerinin şiddetinde azalma olduğu saptanmıştır. 13 Öğrencilerin %84 ü menstruasyon öncesinde rahatsızlık yaşadığını belirtmiştir. Bu sonuç konu ile ilgili diğer çalışma sonuçlarına benzerdir. 16,26 Taşçı nın hemşirelik bölümü öğrencilerinde premenstruel belirtileri yaşama durumlarıyla ilgili çalışmasında öğrencilerin %10.7 si bulantı, %39.4 ü memelerde dolgunluk/ağrı, %41 i yüzde/ciltte sivilce, %44.3 ü sinirlilik, %47.5 i bel ağrısı, %54.9 u halsizlik yakınmalarını her zaman yaşadığını ve %91 i menstruasyon sırasında günlük yaşam etkinliklerinin etkilendiğini belirtmiştir. 27 Demir ve arkadaşları kadınların %91.7 sinin premenstruel dönemde az veya çok belirtilerinin olduğunu, %82.3 ünün adet sancısı yaşadığını bulmuştur. 7 Malezya da yapılan bir çalışmada öğrencilerin %75 inin premenstruel belirti yaşadığı, %68 inin dismenoresinin olduğu bulunmuştur. 26 Bu çalışmada PMS yaygınlığı %62.5 oranında saptanmıştır. Ülkemizde yapılan çeşitli çalışmalarda PMS yaygınlık oranı %20-52.2 arasındadır. 7,16,17 Malezya da bir araştırmada PMS yaygınlığı %75, 26 Birleşik Arap Emirlikleri nde adolesan öğrenciler arasında %16.4 oranında bulunmuştur. 28 Görüldüğü gibi, premenstruel belirtilerin yaygınlığı değişik çalışmalarda farklılıklar göstermektedir. Bu farklılık, araştırmalarda kullanılan ölçeklerin standart olmaması ile ilgili olabileceği gibi, araştırma gruplarında yer alan kadınların yaş, medeni durum, meslek, öğrenim durumu, ırk gibi özelliklerinin birbirinden farklı olması ile de açıklanabilir. Araştırmaya katılan öğrencilerde PMS varlığı ile yaş, öğrenim görülen bölüm (ebelik, sınıf öğretmenliği), devam ettikleri sınıf ve şimdi yaşadıkları yer arasındaki ilişki incelendiğinde aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Taşçı ise, öğrencilerin yaş grubu ve devam ettikleri sınıflar ile menstruel yakınmaları arasında anlamlı fark bulmuştur. 34 ABD de PMS ile okul başarısı arasındaki ilişkiyi incelemek için yapılan bir çalışmada, öğrencilerin devam ettikleri sınıflar arasında PMS puanı açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. 27 PMS li kadınlarda başta depresyon olmak üzere yaşam boyu psikiyatrik bozukluk yaygınlığının yüksek oranlarda olduğu bilinmektedir. 14,21 Depresyon, anksiyete ve sosyal iletişimle ilgili sorunlar menstruel sorunlarla ilgilidir. 6,11,26 Östrojen, progesteron ve metabolitlerin düzeyi premenstruel dönemde düşer ve adet kanaması boyunca düşük kalır. Kadın üreme hormonlarının, serotonin, dopamin, norepinefrin, gamma amino bütirik asit gibi nörotransmitterlerin işlevlerini düzenlediği ve hormon dalgalanmalarının da dolaylı olarak ruhsal yakınmalara yol açtığı
60 Adolesanlarda premenstruel sendrom yaygınlığı ve depresyon riski arasındaki ilişki kabul edilir. 12,30 Bu çalışmada PMS ile depresyon riski arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir ilişki saptanmıştır. PMS olanların %84 ünde, olmayanların %16 sında depresyon riski belirlenmiştir. Çalışmamızda, katılımcıların %48 inde depresyon riski saptanmıştır (Tablo 1). PMS varlığının depresyon riskini artırdığı söylenebilir. Kelleci ve arkadaşlarının sağlık ocağına başvuran kadınlar arasında yaptığı çalışmada kadınların %58.3 ünün GSA-12 puanının iki puanın üzerinde olduğu görülmüştür. 31 Bu çalışmada GSA-12 puanı iki ve üzerinde olan öğrencilerin %84 ünde PMS saptanmıştır (Tablo 1). Lee ve arkadaşları, anormal adet dönemi yaşayan adolesanlar arasında intihar davranışının önemli düzeyde daha yüksek olduğunu belirlemiştir. 26 Benzer şekilde Teng ve arkadaşları, Brezilya daki öğrencilerde PDB Ölçeği ve Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) kullanarak yaptıkları araştırmada BDÖ puanının PDB olan öğrencilerde, olmayan öğrencilere göre önemli ölçüde yüksek olduğunu saptamıştır. 32 PMS belirtilerini geriye dönük değerlendiren çalışmalarda depresif bozukluk görülme sıklığı %18-69 dur. 30 Çalışmalarının sonuçları, adet öncesi yakınmaları olan kadınların depresyon olasılığı yönünden değerlendirilmelerinin gerekliliğini göstermektedir. Menstruasyon öncesinde rahatsızlık yaşadığını belirten öğrenciler ile rahatsızlık yaşamadığını belirten öğrencilerin PMSÖ toplam ve alt ölçek puanlarıyla GSA-12 puan ortalamaları karşılaştırıldığında, iki grup arasında tüm puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir fark olduğu saptanmıştır. Rahatsızlık yaşadığını belirten öğrencilerin puan ortalamaları diğerlerine göre yüksek bulunmuştur (Tablo 2). Öğrencilerin PMSÖ toplam puanı ve PMSÖ alt ölçek puan ortalamaları ile GSA-12 puan ortalamaları arasındaki ilişki incelendiğinde, menstruasyon öncesinde yaşadıkları rahatsızlığın sağlıklarına olumsuz etkisi olduğunu belirten öğrencilerin puan ortalamaları sağlıklarına olumsuz etkisi olmadığını düşünen gruba göre daha yüksek bulunmuştur (Tablo 3). Lise öğrencilerinde yapılan bir araştırmada, adet görmenin doğal bir olay olduğunu belirten öğrencilerde PMS yaygınlığı %16.7 iken; tiksinme, nefret gibi olumsuz duyguları belirtenlerde bu oran %25.5 olarak ve aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. 16 Menstruasyon ile ilişkili yaşanan tiksinti ve nefret duyguları kadında bedensel rahatsızlık yaratmakta ve dinamik açıdan bu durumun kadınlık reddi ile ilişkili olduğu belirtilmektedir. 2,5 Katılımcıların PMSÖ ve GSA-12 puan ortalamaları ile adet kanaması miktarı arasındaki ilişki incelenmiştir. Genel olarak adet kanaması miktarının az olduğu durumlarda PMS yakınmalarının da azaldığı düşünülmektedir. 14 Bu çalışmada adet kanaması miktarı ile PMSÖ toplam puan ortalaması arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. ABD de adet kanaması altı gün ve daha az olan kadınlarda PMS yaygınlığı %6.8 olarak bulunurken, adet kanaması altı günden uzun süren kadınlarda %19 olarak bulunmuştur. 33 SONUÇ Bu çalışmada adolesanlarda PMS yaygınlığı %62.5 olarak saptanmış, PMS nin depresyon riskini artırdığı belirlenmiştir. Ebelik ve sınıf öğretmenliği bölümleri depresyon ve PMS puan ortalamaları arasında fark saptanmamıştır. Adet öncesi yakınmaları olan adolesanların depresyon olasılığı yönünden değerlendirilmeleri gerekmektedir. 1. Johnson SR. Premenstrual syndrome, premenstrual dysphoric disorder, and beyond: A clinical primer for practitioners. Obstetrics & Gynecology 2004; 104:845-859. 2. Mishell DR. Premenstrual disorders: epidemiology and disease burden. Am J Managed Care 2005; 11:473-479. 3. Cleckner-Smith CS, Doughty AS, Grossman JA. Premenstrual symptoms: prevalence and severity in an adolescent sample. J Adolesc Health 1998; 22:403-508. 4. Moline ML, Zendell SM. Evaluating and managing premenstrual syndrome. Medscape Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:55-61 KAYNAKLAR Womens Health 2000; 5:1-16. 5. Rapkin A. A review of treatment of premenstrual syndrome & premenstrual dysphoric disorder. Psychoneuroendocrinology 2003; 28:39-53. 6. Lane T, Francis A. Premenstrual symptomatology, locus of control, anxiety and depression in women with normal menstrual cycles. Arch Womens Ment Health 2003; 6:127-138. 7. Demir B, Algül LY, Güven ESG. Sağlık çalışanlarında premenstrüel sendrom insidansı ve etkileyen faktörlerin araştırılması. Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Dergisi 2006; 3:262-270.
Yücel ve ark. 61 8. Sule ST, Ukwenya JE. Menstrual experiences of adolescents in a secondary school. J Turkish- German Gynecol Assoc 2007; 8:7-14. 9. Chihal HJ. Premenstrual syndrome: an update for the clinician. Obstet Gynecol Clin North Am 1990; 17:457-479. 10. Steiner M, Macdougall M, Brown E. The premenstrual symptoms screening tool (PSST) for clinicians. Arch Womens Ment Health 2003; 6:203-209. 11. Adıgüzel H, Taşkın OE, Danacı AE. Manisa ilinde premenstruel sendrom belirti örüntüsü ve belirti yaygınlığının araştırılması. Türk Psikiyatri Dergisi 2007; 18:215-222. 12. Freeman EW, Rickels K, Sondheimer SJ. Premenstrual symptoms and dysmenorrhea in relation to emotional distress factors in adolescents. J Psychosom Obstet Gynaecol 1993; 4:41-50. 13. Chau JPC, Chang AM. Effects of an educational programme on adolescents with premenstrual syndrome. Health Educ Res 1999;14:817-830. 14. Yonkers KA. Antidepressants in the treatment of premenstrual dysphoric disorder. J Clin Psychiatry 1997; 58:4-10. 15. Fryer CP, Kaspi SP, Fallon SK, Moline ML, Severino SK. Premenstrual dysphoric disorder: literature review. Arch Womens Ment Health 1999; 2:1-27. 16. Güneş G, Pehlivan E, Genç M, Eğri M. Malatya da lise öğrencilerinde premenstruel sendrom sıklığı. Journal of Turgut Özal Medical Center 1997; 4:403-406. 17. İnce N. Adolesan dönemde premenstruel sendrom. T Klin Tıp Bilimleri 2001; 21:369-373. 18. Tortumluoğlu G, Selçuk E, Cansu S, Kaplan F, Katar T, Bulut N. Üniversite öğrencilerinde premenstruel sendrom prevalansı. 1. Ulusal Ebelik Sempozyumu (3-4 Mayıs 2007, İzmir) Bildiri Özet Kitabı, 2007, s.37, İzmir. 19. Gençdoğan B. Premenstruel sendrom için yeni bir ölçek. Türkiye de Psikiyatri 2006; 8:81-87. 20. Yonkers KA, White K. Premenstrual exacerbation of depression: one process or two? J Clin Psychiatry 1992; 53:286-292. 21. Hartlage SA, Ardunio KE, Gehlet S. Premenstrual dysphoric disorder and risk for major depressive disorder: A preliminary study. J Clin Psychol 2001; 57:1571-1578. 22. Danacı AE, Taşkın EO, Koltan SO, Uyar Y. Premenstruel disforik bozuklukta semptomatolojinin adet döngüsüyle ilişkisi. Anadolu Psikiyatri Derg 2001; 2:15-20. 23. Goldberg DP, Williams P. A Users Guide to the GHQ. Institute of Psychiatry, London, 1988. 24. Kılıç C. Genel Sağlık Anketi: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi 1996; 7:3-11. 25. Özdemir H, Rezaki M. Depresyon saptanmasında Genel Sağlık Anketi-12. Türk Psikiyatri Dergisi 2007; 18:13-21. 26. Lee LK, Chen PCY, Lee KK, Kaur J. Menstruation among adolescent girls in Malaysia: a cross-sectional school survey. Singapore Med J 2006; 47:869-874. 27. Taşçı KD. Hemşirelik öğrencilerinin premenstural semptomlarının değerlendirilmesi. TAF Prevent Med Bull 2006; 5:434-443. 28. Rizk DE, Mosallam M, Alyan S, Nagelkerke N. Prevalence and impact premenstrual syndrome in adolescent schoolgirls in the United Arab Emirates. Acta Obstet Gynecol Scand 2006; 85:589-598. 29. Earl-Novell SL, Jessop DC. The relationship between perceptions of pre-menstrual syndrome and degree performance. Assessment & Evaluation in Higher Education 2005; 30:343-352. 30. Kim DR, Gyluai L, Freeman EW, Morrison MF, Baldassano C, Dube B. Premenstrual dysphoric disorder and psychiatric co-morbidity. Arch Women s Mental Health 2004; 7:37-47. 31. Kelleci M, Aştı N, Küçük L. Bir sağlık ocağına başvuran kadınların Genel Sağlık Anketine göre ruhsal durumları. C.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2003; 7:11-14. 32. Teng CT, Filho AHGV, Artes R, Gorenstein C, Andrade LH, Wang YP. Premenstrual dyshoric symptoms amongst Brazilian college students: factor structure and methodological appraisal. Eur Arch Psyhiatry Clin Neurosci 2005; 255:51-56. 33. Deuster PA, Adera T, Paul JS. Biological, social, and behavioral factors associated with premenstrual syndrome. Arch Fam Med 1999; 8:122-128.