Türkiye Kalkınma Bankası Yayını



Benzer belgeler
MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

CERN NEDİR? NE ZAMAN VE NİÇİN KURULDU?

CERN'deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı ve LCG (LHC Computing Grid) Projesi

Türkiye nin Sanayi Devrimi «Dijital Türkiye» Yol Haritası

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

ATLAS Dünyası. Standart Model. ATLAS ağ sayfası Karşımadde

ÜSİMP 2013 Altıncı Ulusal Kongresi, Mayıs 2013, Düzce Üniversitesi

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON

HİGGS HAKKINDA NAZLI FANUS FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENİ ULUPAMİR ORTAOKULU (CERN TÜRK ÖĞRETMEN ÇALIŞTAYI-7)

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

İRLANDA BİYOTEKNOLOJİ İNOVASYON SİSTEMİ: Öne Çıkan Konular. Atilla Hakan ÖZDEMİR

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

08 Kasım Ankara

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

CERN VE HİGGS HİGGS PARÇACIĞI NEDİR? Tuba KÖYLÜ Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü 27 Haziran 2017

TÜRKİYE TAKIM TEZGAHLARI ALT SEKTÖRÜ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU

AB Ar-Ge Politikaları Çınar ADALI TÜBİTAK AB Çerçeve Programlar Müdürlüğü

Maddenin içine yaptığımız yolculukta...

AB 2020 Stratejisi ve Türk Eğitim Politikasına Yansımaları

CERN Bağlamında İleri Fizik Uygulamaları

Theory Tajik (Tajikistan)

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara

Türkiye nin CERN ile Bilimsel İşbirliği Turkey s Scientific Collaboration. Prof. Dr. Serkant Ali Çetin Director, High Energy Physics Research Center

Hızlandırıcılar ve Çarpıştırıcılar

Yeni Destek Mekanizmaları


TÜRKİYE NİN ÜSİ ODAKLI SÜREÇLERİ (23.BTYK - 27.BTYK) 2014 ve Sonrası (27. BTYK - )

Küresel Eğilimler ve Türkiye

Üniversite-Sanayi İşbirliği. Süleyman Alata Devlet Planlama Teşkilatı

Ulusal Bilim Teknoloji ve Yenilik Stratejisi Doç. Dr. M. Necati DEMİR ARDEB Başkan V.

"Yenileşim ve Gelecek" 9. Kalite Sempozyumu. C. Müjdat ALTAY 15 Nisan 2011

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI. İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı. Hatice Şafak BOZKIR İG Uzmanı

TÜRKİYE CERN FIRSATINI KAÇIRDI

ANALİZ TÜRKIYE DE ILERI TEKNOLOJIYI KIMLER GELIŞTIRIYOR?

Mühendislik Fakültelerinde Araştırma Süreçlerinin Teknoloji Transferi Ekosistemine Katkıları

Toplumlar için bilginin önemi

KOSGEB DESTEKLERİ (2010/YENİ DESTEKLER)

MBA MBA. İslami Finans ve Ekonomi. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

Güncelleme: 15 Nisan 2012

TÜRKİYE DE SANAYİ POLİTİKALARI 17 Kasım 2017

ATLAS Higgs Araştırmalarında En Yeni Sonuçlar

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

Evrenimizdeki karanlık maddenin 3 boyutlu olarak modellenmesi Karanlık maddenin evrende ne şekilde dağıldığı hala cevabı bulunmamış sorulardan

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

SANGEM nedir ve nasıl bir oluşumdur?

İşlevsel veya Bölümsel Stratejiler. İş Yönetim Stratejileri : İşlevsel Stratejiler. Pazarlama: İşlevsel/Bölümsel Stratejiler

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015

ULUSAL PROTON HIZLANDIRICILARI ÇALIŞTAYI

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI ULUSLARARASI REKABETÇİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİNİN DESTEKLENMESİ (UR-GE)

AR-GE POLİTİKALARI ve ARAŞTIRMA ALTYAPILARI

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE TIBBİ CİHAZ SEKTÖRÜ VE STRATEJİ ÖNERİSİ Çalışması Kapsam ve Süreç. Mahmut Kiper 30 Ekim 2013 Ankara

T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Mehmet TEZYETİŞ OSTİM Hizmet Merkezi Müdürü

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl

İÇİNDEKİLER. Contents I. KISIM İŞLETMECİLİK İLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER

Bugün Evreni oluşturan tüm enerji toplu iğne ucu büyüklüğünden LHC. Zaman, uzay ve madde Büyük Patlama sırasında ortaya çıktı.

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

KOSGEB Dernekler. Buluşması. 5 Ekim 2011 Yapı Endüstri Merkezi / İstanbul

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

Türk Sanayii için Ufuk Prof. Dr. Mehmet ÇELİK TÜBİTAK Başkan V.

Başkent Üniversitesi, 9. ÜSİMP Ulusal Kongresi 17 Mayıs Mart 2017, Ankara

TTGV İnovasyon Esaslı Rekabetçilik Analizi Modeli. Mayıs 2015

TÜBİTAK PROJE DESTEKLERİ

Bölüm 10. İşlevsel Stratejiler (Fonksiyonel/Bölümsel Stratejiler) İşlevsel veya Bölümsel Stratejiler. İşlevsel Stratejiler KURUMSAL STRATEJİLER

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

TURKCELL TEKNOLOJİ FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ

Teknoloji Geliştirme Alanında Üniversite Sanayi Ortak Çalışmalarında Deneyimler Dr.- Ing. Yalçın Tanes Ak-Kim Ar-Ge Direktörü

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

2015 YILI GİRİŞİMCİLİK SERTİFİKA PROGRAMI EĞİTİM MODÜLLERİ KATALOĞU

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR YATIRIM DESTEK OFİSİ

TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ KOSGEB DESTEK PROGRAMLARI

STANDART MODEL VE ÖTESİ. Güncel sorunlar ve çözüm arayışı. A. Zorluer Türk Öğretmen Çalıştayı 8 Ocak 2018

II. KKTC KOBİ ZİRVESİ GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİ GELECEK STRATEJİLERİ KONFERANSI

SÜREÇ YÖNETİM PROSEDÜRÜ

BÖLGE PLANI. Hazırlayan : Murat DOĞAN

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

Örgütsel Yenilik Süreci

Bakanlığımızca Yürütülen Ar-Ge ve Yenilik Programları

Sınai Mülkiyet Hakları, Önemi,

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

Yeşil Kitap Çerçeve, Temel Bulgular ve Politika Önerileri

STRATEJİ FORMÜLASYONU

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

BÖLÜMÜMÜZDE 2 Profesör 1 Doçent 5 Yardımcı Doçent 3 Araştırma Görevlisi bulunmaktadır.

Transkript:

Türkiye Kalkınma Bankası Yayını NİSAN HAZİRAN 2010 Sayı : 56 TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. Adına Sahibi Abdullah ÇELİK Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür İÇİNDEKİLER BASINDA KALKINMA Yazı İşleri Sorumlusu Necdet ŞAHİNKÜÇÜK Eğitim ve Halkla İlişkiler Müdürü Yayına Hazırlık Mehmet Ali TOPRAKOĞLU * TKB GENEL MÜDÜRÜ ÇELİK E YILIN CEO SU ÖDÜLÜ 2 * YILIN CEO SU TKB GENEL MÜDÜRÜ ÇELİK 3 * ÇELİK ASYA-PASİFİK TE YILIN CEO SU SECİLDİ 3 * KALKINMA BANKASI NDAN %50 BÜYÜME 4 * KULA BELEDİYESİNDEN ANKARA ÇIKARTMASI 8 * KULA ELSANATLARI ANKARA DA SERGİDE 9 * GİRİŞİMCİLERDEN REKOR KREDİ TALEBİ 10 * TKB DÜNYA BANKASI İLE 100 MİLYON DOLARLIK KREDİİMZALAYACAK 11 * BAŞARISINDAN MAHCUP OLAN BANKA 12 BANKAMIZ 27. OLAĞAN GENEL KURULU 13 Yazışma Adresi dergi@kalkinma.com.tr DEĞERLENDİRME TOPLANTISI 13 MAKALE * CERN ARAŞTIRMALARI VE BÜYÜK HADRON ÇARPIŞTIRICISI LHC 14 * GÜÇ VE OYUN 24 * TÜRKİYE İÇİN BİR KALKIMA STRATEJİSİ ÇERÇEVE ÖNERİSİ 29 EĞİTİM VE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİ Dergide yayınlanan bütün yazılar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir. Bu dergi ücretsizdir. Dergimizde yayınlanan yazılardaki bilgi ve görüşlerin sorumluluğu yazarlara aittir. e-dergi OLARAK YAYINLANMAKTADIR. www.kalkinma.com.tr * ADFIMI İLE ORTAK DÜZENLENEN HAZİNE İŞLEMLERİ VE RİSK YÖNETİMİ SEMİNERİ 40 * ISO 14001 ÇEVRE YÖNETIM SISTEMI SERTIFIKASI 41 * DÖKÜMAN YÖNETIM SISTEMI 41 * YANGIN VE ACİL DURUM EĞİTİMİ 42 * KARAPARA AKLAMA İLE MÜCADELE EĞİTİMCİLERİN EĞİTİMİ SEMİNERİ 42 * 16. ICCI-ENERJI FUARI 12-14 MAYIS 2010 43 * SELP-YENİ ÜRÜN GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ İŞBİRLİĞİ SUNUM TEKNİKLERİ 44 * 8. İSTANBUL KURUMSAL OYUNLARI 44 * III. GELENEKSEL KALKINMA HALI SAHA TURNUVASI 2010 45 KÜLTÜR SANAT * KALKINMA BANKASI ANAOKULU 23 NİSAN BAYRAMI 46 * KULA ELSANATLARI SERGİSİ 47 1

BASINDA Kalkınma TKB GENEL MÜDÜRÜ ÇELİK'E YILIN CEO'SU ÖDÜLÜ Çelik'e, Asya-Pasifik Bölgesi Kalkınma Bankaları Birliği tarafından 2010 yılı "Yılın CEO"su ödülü verildi ANKARA - Türkiye Kalkınma Bankası Genel Müdürü Abdullah Çelik'e, Asya-Pasifik Bölgesi Kalkınma Bankaları Birliği (ADFIAP) tarafından 2010 yılı "Yılın CEO"su ödülü verildi. Bankadan yapılan yazılı açıklamada, Asya- Pasifik bölgesinde kalkınmanın finansmanına katılan tüm kalkınma bankalarının ve diğer finansal kuruluşların odağında yer alan ADFIAP'ın Türkiye'nin yanı sıra Çin, Japonya, Kanada, Hindistan'ın aralarında olduğu 42 ülkeden 113 üye kuruluşu bünyesinde barındırdığı belirtilerek, ödülün 10 Mayıs'ta Kanada'da yapılacak ADFIAP yıllık toplantısında Abdullah Çelik'e sunulacağı ifade edildi. Açıklamada, Çelik'in yaklaşık 4 yıl önce Türkiye Kalkınma Bankası genel müdürü olarak göreve başladığı hatırlatılarak, bu sürecin, 1980-2000 döneminde ağırlıklı olarak "Yatırımları Teşvik Sistemi"nin aracısı olan Türkiye Kalkınma Bankasının, önemli yapısal değişikliklerle müşteri odaklı, sektörle paralel kredi hizmetini makul fiyata sunabilen, uluslararası finansal kuruluşlardan önemli ölçüde kaynak temin edebilen bir yapıya kavuşmasını sağladığı kaydedildi. Bankanın, Çelik'in yönetiminde 2006-2010 dönemindeki bilinçli stratejik tercih ile tahsis ettiği 1 milyar liranın üzerindeki kredi tutarıyla "Yenilenebilir Enerji Yatırımları"nı finanse eden en önemli finansman kuruluşlarından birisi olduğu bildirilen açıklamada, bankanın doğrudan kredilendirmenin yanı sıra toptan bankacılık uygulamaları ile KOBİ'lerin yatırımlarına finansman sağlayan önemli bir aktör haline geldiği vurgulandı. Açıklamada, toptan bankacılık uygulamalarıyla kendi kaynaklarından ve uluslararası finansal kuruluşların kaynaklarından temin edilen fonlarla ticari bankaların dağıtım kanalları üzerinden çok sayıda KOBİ'ye ulaştırılmasının mümkün hale geldiği belirtildi. Proje finansmanı gibi güç bir kredilendirme alanında faaliyet gösteren bankada bu dönemde yaşanan değişimin sonucunda, bankanın aktif büyüklüğünün 690 milyon liradan 1 milyar 287 milyon liraya çıkarak, yüzde 90 oranında büyüdüğü ifade edilen açıklamada, toplam kredilerinin 282 milyon liradan 802 milyon liraya çıkarak, yüzde 180 büyüme gösterdiğine dikkati çekildi. 27 NİSAN 2010 DÜNYA 2

BASINDA Kalkınma REFERANS SABAH 3

BASINDA Kalkınma 4

BASINDA Kalkınma 5

BASINDA Kalkınma 6

BASINDA Kalkınma ANBARAPOR NİSAN 2010 7

BASINDA Kalkınma DENGE UŞAK 07 MAYIS 2010 8

BASINDA Kalkınma HÜRRİYET(ANKARA) 06 MAYIS 2010 9

BASINDA Kalkınma YENİ ŞAFAK 25 MAYIS 2010 10

BASINDA Kalkınma DÜNYA 25.05.2010 11

BASINDA Kalkınma BUGUN 11.05.2010 12

BANKAMIZ 27. OLAĞAN GENEL KURULU Bankamızın 2009 yılı faaliyetlerine ilişkin Olağan Genel Kurulu 24 Mayıs 2010 Pazartesi günü saat 10.00 da Basına açık olarak Ankara da yapıldı. Bankamız 2009 yılı hesaplarının ibra edildiği Genel Kurulda mevzuat kapsamında kar dağıtımı yapıldı.27 inci Olağan Genel Kurul da görev süresi dolan Yönetim Kurulu Üyesi Hakan TOKAÇ yeniden seçilirken, boş olan Denetim Kurulu Üyeliğine Davut KARATAŞ getirildi. DEĞERLENDİRME TOPLANTISI Bankamız çalışmalarının değerlendirilmesi ve önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmaların gözden geçirilmesi amacıyla, Bankamız Yönetim Kurulu Üyeleri, Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcıları, Birim Müdür ve Müdür Yardımcıları nın katılmış olduğu İş Analiz ve Değerlendirme Toplantısı 15-16 Mayıs 2010 tarihleri arasında Antalya da 74 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Toplantıda Genel Müdürümüz Sayın Abdullah ÇELİK ve Genel Müdür Yardımcıları ile Birim Müdürleri Bankamız faaliyetleri hakkında sunumlar yapmışlardır. 13

İbrahim SEVİN-Müdür Teknoloji İzleme ve Araştırma Müdürlüğü CERN Araştırmaları ve Büyük Hadron Çarpıştırıcısı LHC (Large Hadron Collider) 30 Mart 2010 Salı günü CERN de (Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire (European Organization for Nuclear Research) (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi)) gerçekleştirilen ve dünyanın en büyük fizik deneyinin başarıyla sonuçlandığı belirtilmiştir. Ateşlenen 2 proton demeti, rekor hıza ulaştırılarak çarpıştırıcıdaki 27 kilometrelik turunu tamamlamış ve çarpışma başarıyla gerçekleşmiştir. Deneyden sonra ortaya çıkan çok miktardaki veriyi çözmek için zamana ihtiyaçları olduğunu belirten bilim adamları, maddenin nasıl kütle kazandığını ve Higgs bozonunun (parçacığının) nasıl oluştuğunu anlamaya çalışacaklardır. Bu yürütülen çalışmaların neler olduğu, neler elde edilebileceği ve gelecekte ne gibi faydalar sağlayacağı aşağıda açıklanmıştır. CERN'de yürütülen araştırmaların esas amacı maddenin yapısını ve maddeyi bir arada tutan kuvvetleri anlamaktır. İnsanlığın asırlardır yürüttüğü maddenin yapısını anlamak amaçlı büyük faaliyetin modern altyapısı parçacık hızlandırıcılarıdır. Parçacık hızlandırıcılarında çok yüksek enerjilere ve çarpışma sayılarına erişmek, çarpışmalardan çıkan çok sayıdaki parçacığı algılayabilmek mevcut teknolojinin sınırlarını zorlamaktadır. Bu bağlamda CERN, temel bilim araştırmalarının yanında, yarının teknolojilerini geliştirmekte de çok önemli bir rol oynamaktadır [2]. Süper iletken teknolojisinin CERN hızlandırıcıları sayesinde ilerlemesi, yeni temiz enerji kaynaklarının araştırılması, yeni reaktör sistemlerinin geliştirilmesi, bilgisayar teknolojisi, tıpta tedavi ve teşhis uygulamaları, yeni elementlerin bulunuşu en önde gelen araştırmalardır. Parçacık fiziği araştırmaları; lazer fiziği, plazma fiziği, elektronik, telekomünikasyon, nanobilim, malzeme bilimi, nükleer tıp ve radyoterapi, bilişim teknolojisi (yazılım geliştirme, bilgisayar mimarisi, bilgisayar ağ bilimi vb.), savunma sanayi ve mühendisliğin çeşitli dallarındaki yeni gelişmelerin lokomotifidir. Bu kapsamda CERN, temel bilimin en ileri saflarında yeni bilgi üretmeye çalışan bilim adamlarına teknolojinin izin verdiği en ileri deneysel olanakları ve çözümleri de sunmaktadır [2]. Büyük Hadron Çarpıştırısı (LHC (Large Hadron Collider)) CERN'de 2008 yılında devreye girip yüksek enerjili parçacık fiziği deneyleri yapılmasına imkân verecek bir projedir. İsviçre - Fransa sınırında, daha önce kullanılmış olan ve yerin 100 m altında, çevresi 27 km uzunluğunda olan LEP (Large Electron Positron Collider) tünelinde kurulmuştur. Sözü geçen tünel, İsviçre-Fransa sınırının altında, her iki ülkenin de topraklarındadır ve tünelin çapı 3,8 metredir. Large Electron Positron Collider [14] 14

LHC dedektörlerinin bulunduğu yerlerin havadan görüntüsü (İsviçre-Fransa sınırı) [2] LHC Hakkında Bazı Bilgiler LHC için üretilen kablolardaki 6400 adet süper iletken niyobyum-titanyum filamanın her birinin kalınlığı 0,007 mm, yani bir saç telinin onda biri kalınlığında. Tüm bu filamanlar uç uca eklendiğinde, Güneş e beş kez gidip gelinecek, bir de üstüne birkaç Ay yolculuğu yapılacak kadar uzun oluyor. CERN de hızlandırılacak tüm protonlar hidrojenden elde ediliyor. LHC deki proton demetleri çok yoğun olmalarına karşın, günde yalnızca 2 nanogram hidrojen hızlandırılacak. Bu, 1 g hidrojeni hızlandırmak için LHC nin bir milyon yıl çalışması gerektiği anlamına geliyor. LHC nin merkezi Dünya nın en büyük buzdolabı. Sıcaklık uzaydakinden bile daha düşük olacak (yaklaşık -270 C). LHC nin demet tüplerindeki basınç Ay daki basınçtan on kat daha düşük olacak. Bu duruma ultra-yüksek vakum adı veriliyor. LHC nin protonlarının hızları neredeyse ışık hızına (0,999999991 c) kadar çıkacak ve her bir proton 27 km lik turunu saniyenin 1.000 de biri gibi kısa bir sürede atacak. En yüksek enerjilerine çıktıklarında, LHC nin iki proton demetinin toplam enerjisi 150 km/s hızla hareket eden 400 tonluk bir trene eşdeğer olacak. CMS nin mıknatıs sistemi 10.000 ton demir içeriyor; bu da Eyfel kulesinde kullanılan demirden daha çok. LHC deki büyük deneylerde her yıl elde edilecek veriler 100.000 DVD ye sığacak kadar çok olacak [15]. 15

Dairesel bir parçacık hızlandırıcısı - çarpıştırıcısı olan LHC, öncelikli olarak protonları ilave olarak da kurşun (Pb) iyonlarını ışık hızı'na çok yakın bir hıza ulaştıracak sonra da deneylerin merkezlerinde çarpıştıracaktır. LHC, SPS den alacağı 450 GeV enerjilik protonları 7 000 GeV (veya 7 TeV ) enerjiye çıkaracaktır. İki proton demetinin birbirlerine çok yakın ama aksi yönde dönmelerini sağlamak için süperiletken elektromıknatıslar kullanılır. Süperiletkenlik sağlamak için mıknatıslar -271 dereceye kadar soğutulmaktadır ki bu mutlak sıfırın sadece 2 derece üzerindedir. İki proton demeti 4 deney noktasında birbirleriyle yaklaşık 40 MHz'te çarpıştırılacaktır. Çarpışmalardaki toplam enerji 14 TeV (14x10 12 ev) olacaktır. Bu, dünyada erişilmiş en yüksek çarpışma enerjisi olacaktır, dolayısıyla bu sayede maddeyle ilgili bugüne kadar bilinmeyenlerin gün ışığına çıkması mümkün olacaktır. Yüksek enerji fiziği araştırmalarında bir çığır açılacak, mevcut teorilerin aradığı birçok sorunun cevabı (evrenin oluşumu da dâhil olmak üzere) CERN de yapılacak deneylerden elde edilecektir [1,2]. LHC nin özellikleri LHC dedektörleri [2] 16

Dedektörler ise LHC sisteminin ana parçalarını oluşturmaktadır ve hızlı parçacıklar çarpıştığında oluşan parçacıkları kaydeden, on binlerce karmaşık parçadan ve elektronik devreden oluşan dev aygıtlardır. LHC çarpıştırıcısı ATLAS, CMS, ALICE ve LHCb olmak üzere dört dedektöre sahiptir. LHC hızlandırıcısında yapılacak CMS deneyi, ATLAS, LHCb deneyi ve ALICE deneylerinde, varlığı deneysel olarak henüz ispatlanmamış olan Higgs parçacığı (Higgs bozonu) yanı sıra Standart Model ötesinde nasıl bir fizik olduğu araştırılacaktır. Standart Model, gözlemlenen maddeyi oluşturan, şimdiye dek bulunmuş temel parçacıkları ve bunların etkileşmesinde önemli olan 3 temel kuvveti (Elektromanyetik kuvvet, zayıf nükleer kuvvet (elektro-zayıf kuvvet) ve güçlü nükleer kuvvet) açıklayan kuramdır [2,3]. LHC dedektörlerinin yerleri [8] ATLAS (A Toroidal LHC Apparatus): Evrenimizi oluşturan temel kuvvetleri ve maddenin temel yapısını araştırmakta kullanılacaktır. Boyut olarak en büyük LHC dedektörüdür. ATLAS deney grubunda, 35 ülkeden 150 üniversite ve laboratuardan katılan toplam 1800 fizikçi bulunmaktadır [2]. ATLAS deneyi şimdiye kadar gözlenmiş veya gözlenmemiş birçok parçacığın izlerini, enerjilerini, momentumlarını ölçecek şekilde genel amaçlı olarak tasarlanmıştır. ATLAS deneyi Standart Modeli deneysel olarak tamamlamak için gereken Higgs bozonunu keşfetmek dışında, üst kuark ile ilgili detaylı araştırmalar yapmayı da amaçlar. Bunun dışında yeni fizik modelleri (Süpersimetri, BBT, Ek Boyutlar), mikro kara delikler, evrendeki madde-karşımadde oransızlığı da araştırılacak konular arasındadır [5]. 17

ATLAS dedektörü [12] CMS (Compact Muon Solenoid): 22 m boyunda bir düzenek ve 4 Teslalık güçlü bir süperiletken mıknatıs ile hem keşif (Higgs bozonu, süpersimetri, vs.) ölçümleri hem de duyarlılık ölçümleri (üst kuark) yapmayı hedefler. Genel amaçlı bir dedektör olup, manyetik alanı selonoid tarafından oluşturulur. Bazı fizik süreçlerinin iyi algılanabilmesi için özel tasarımlanmıştır. Bu deneye,37 ülkeden, yaklaşık 2000 fizikçi ve mühendis katılmakta, 155 enstitü katkı vermektedir [2,6]. 18

CMS dedektörü ve Selenoidi [2,6] ALICE (A Large Ion Collider Experiment): Ağır iyon çarpıştırıcı deneyi, çok küçük boyutlarda maddenin fiziğini araştırmakta kullanılacaktır. Çekirdek-çekirdek çarpışmaları ile quark-gluon plazmasını inceleyecektir. [4,9]. ALICE dedektörü [11] 19

MAKALE LHCb (Large Hadron Collider beauty):bu cihaz b-kuark ve b-mezonların özelliklerini ve parite bozulmasını araştırmak amacıyla kurulmuştur. LHCb deneyinin ihtisası, b-fizik alanında, özellikle Taban Kuark içeren ağır parçacıkların b-hadronunundaki etkileşimler sonucu maruz kaldıkları CP bozunumu ile ilgili parametreleri ölçmeyi amaçlar [7]. LHCb dedektörü [8,13] 20

Yapılan Diğer Çalışma Örnekleri [2] CLIC: CERN'de kurulması düşünülen bir diğer çarpıştırıcı ise, CLIC (Compact Lineer Collider) elektron-pozitron çarpıştırıcısıdır. LHC'den elde edilen fizik sonuçlarına göre daha duyarlı deneylerin yapılabileceği ortamı sağlayacaktır. Çoklu TeV enerjili elektron-pozitron lineer çarpıştırıcısının fizibilite çalışmaları "CLIC Test Facility 3" CTF3'de yapılmaktadır. Burada, CLIC teknolojisinin teknik özellikleri test edilmektedir. CAST (CERN Axion Solar Telescope): 2000 yılında CERN tarafından onaylanan CAST deneyi, parçacık fiziğindeki yaklaşık 30 senelik bir problem olan Güneşin merkezindeki 15 milyon derecelik plazmadan çıkan Axion'ları (ki bunlar evrenin yaklaşık dörtte birini oluşturan soğuk karanlık maddeye de en uygun adaydır) gözlemleyerek ışık tutmayı hedeflemektedir. ISOLDE (On-Line Isotope Mass Separator): ISOLDE tesisi çok sayıda farklı deneyler için çok çeşitli radyoaktif iyon demetlerinin üretimini yapmaktadır. Bu deneyde madde bilimi, yaşam bilimi, katı hal fiziği, nükleer fizik, atom fiziği çalışılmaktadır. LHC de Elde Edilebilecek Bilgiler [15] Kozmik Işınlar: LHC de, tıpkı öteki parçacık hızlandırıcıları gibi, kozmik ışınların doğasını anlamak ve onları daha ayrıntılı olarak inceleyebilmek için laboratuar koşullarında kontrollü olarak bu ışınları baştan yaratacak. Bunun için öncelikle proton demetlerini ya da ağır iyonları çarpıştıracak. Proton-proton çarpışmalarıyla 7 TeV lik enerjiye ulaşılacağı düşünülüyor. Bu düzeyde enerjiler kozmik ışınlarla gökcisimlerinin çarpışmalarında ortaya çıkıyor. LHC, tasarlandığı gibi çalıştığında iki dev detektör ATLAS ve CMS de saniyede bir milyar proton-proton çarpışması gerçekleşecek. Planlanan deney süresince de bu iki detektör 10 17 proton-proton çarpışmasına sahne olacak. Mikroskobik Kara Delikler: Kara delikler, Güneş ten çok daha büyük kimi yıldızların, ömürlerinin sonunda kendi üzerlerine çökmeleri sonucu oluşur. Kara deliklerde çok büyük miktardaki madde çok küçük bir alana yoğunlaşmıştır. LHC de mikroskobik kara delik yaratılacağı iddiaları proton çiftlerinin çarpışmalarına dayandırılıyor; ancak karşılaştırıldığında bu çiftlerin çarpışmaları sonucu ortaya çıkacak enerji, uçan iki sivrisineğin çarpışmasıyla oluşacak olana eşdeğer. Yani LHC de oluşabilecek bir kara delik bildiğimiz kara deliklerle karşılaştırılamayacak denli küçük olacak. Çünkü gökbilim ölçeklerinde bir kara delik, LHC de üretilebilecek olandan çok çok daha ağır. Strangeletler: Evrende bizim bildiğimiz tüm maddeler, kuarkların en hafifi olan aşağı (down) ve yukarı (up) kuarklardan oluşmuştur. Daha ağır ve daha kararsız olanlar kozmik ışınlarda ve hızlandırıcılardaki çarpışmalarda görülür. Bunların arasında en hafif olanı da garip (strange) kuarktır. Garip kuarkları içeren maddeler yıllardır düzenli olarak laboratuarlarda üretiliyor. Ancak bu maddelerin ömürleri çok kısa; doğumlarından itibaren hayatta kaldıkları süre nanosaniye düzeylerinde hatta kimi zaman daha da kısa. Bu türden kısa ömürler, radyoaktif bozunmadan sorumlu zayıf kuvvet etkileşimlerinin de özelliği. İki ya da üç garip kuark içeren kimi parçacıklar da gözlenmiş. Bir garip kuarkı olan parçacıkların bir çekirdeğe bağlanmasıyla hiper-çekirdek adı verilen yapılar oluşabiliyor; ancak bunlar da kararsız ve yine nanosaniye 21

gibi kısa bir sürede bozunuyor. Her biri bir garip kuarkı olan, iki parçacıklı ve hızla bozunan bu çekirdeklerin dışında, daha çok sayıda garip kuark içeren başka bir çekirdeğe hiç rastlanmamış. Garip kuark maddesi adı verilen şey de tümüyle varsayıma dayalı bir madde durumu. Varsayıma göre aşağı ve yukarı kuarklarla garip kuarklardan neredeyse eşit miktarda içeren bu kuramsal mikroskobik garip madde yığınına Strangelet adı veriliyor. Vakum Kabarcıkları: LHC deneylerinin olası tehlikelerine ilişkin iddialardan biri de evrenin en kararlı durumunda olmayışını temel alıyor. Buna göre, LHC deki deney evrenin daha kararlı olduğu ve vakum kabarcığı adı verilen bir duruma geçmesini tetikleyebilir. Bu da bizim sonumuz anlamına geliyor. Vakum en düşük enerjili durum olmayabilir ve daha düşük enerjili durumlara bozunabilir. Şimdiye değin böyle bir şeye rastlanmamış olması, bu bozunumun yarı ömrünün evrenimizin yaşından daha büyük olmasını gerektiriyor. Yüksek enerjili parçacık çarpışmaları bu türden daha düşük enerjili durumlu kabarcıkların oluşumunu uyarabilir ve bu da genişleyerek yalnızca Dünya yı değil tüm evreni yok edebilir. Ancak bu vakum kabarcıklarını LHC çarpışmaları yapabilirse, kozmik ışınların da yapabilmesi gerekirdi. Bu yeni vakum kabarcıkları da şimdiye değin çoktan genişlemiş ve görünür evrenin çok büyük bir bölümünü kaplamış olurdu. Görünür evrenin hiçbir yerinde bu türden bir vakum kabarcığının görülmemesi, kozmik ışınların bu kabarcıklara neden olmadığı, dolayısıyla da LHC nin de bu ortamı yaratmayacağı anlamına geliyor. Manyetik Tekkutuplar: Manyetik tekkutuplar, yalnızca kuzey ya da yalnızca güney kutbu olan tek manyetik yüklü kuramsal parçacıklar. Büyük birleştirme kuramında manyetik tekkutupların, proton ve nötronları elektronlara ya da pozitronlara ve kararsız mezonlara dönüştürerek çekirdek bozunumuna katkıda bulunduğu ileri sürülür. Bu durumda, çok sayıda çekirdeğin çarpışmasıyla hatırı sayılır bir enerji açığa çıkar. Bu türden manyetik tekkutupların ağırlıklarının 10 15 GeV düzeylerinde olacağı öngörülüyor ki bu da LHC de üretilemeyecek kadar büyük bir kütle demek. LHC de bu manyetik tekkutupların üretileceğini düşündüğümüzdeyse, aklımıza bunlardan çok daha fazlasının zaten kozmik ışınların Dünya ya da başka gökcisimlerine çarpması sonucunda üretilmesi gerektiği geliyor. Yine Dünya nın ve kozmik ışın çarpışmalarının etkisinde kalan öteki gökcisimlerinin hâlâ varlıklarını sürdürmesi, ortaya çıkan manyetik tekkutupların proton bozunmalarına neden olamadığını gösteriyor. Bu manyetik tekkutupların LHC de üretilecek kadar hafif olduğu varsayımına karşılık da Dünya nın, kozmik ışınlarla oluşan hafif manyetik tekkutupları zaten durduruyor ya da hapsediyor olduğu sonucu çıkıyor ki bu da iddiayı baştan çürütüyor. 22

Sonuç Çarpışmalarda üretilmesi beklenen mikro kara delikler ve gizemli cisimlerin dünyayı yok edeceği ve solucan delikleri ile zamanda yolculuğun mümkün olabileceği söylentilerine rağmen CERN bilim adamları böyle bir durumun olamayacağını belirtmişlerdir. Standart Modele göre LHC'de kara delik oluşması için gereken şartlar bulunmamaktadır. Bazı genişletilmiş Standart Modellerde bilinen 3 uzay +1 zaman'dan fazla boyutlar olduğu önerilir ve bu boyutlardan dolayı LHC'de mikro kara deliklerin oluşması beklenir. Ama Hawking radyasyonuna göre bu mikro kara delikler çok hızlı ışınım yayarak kısa süre içerisinde kendi kendilerine yok olacaklardır, yani tamamen zararsızdır [1]. 30 Mart 2010 da, CERN de gerçekleştirilen deneyden sonra ortaya çıkan çok miktardaki veriyi çözmek için zamana ihtiyacı olan bilim adamlarının, maddenin nasıl kütle kazandığını ve Higgs bozonunun (parçacığının) nasıl oluştuğunu anlamaya yönelik çalışmaları devam edecektir. Kaynaklar http://tr.wikipedia.org/wiki/b%c3%bcy%c3%bck_hadron_%c3%87arp%c4%b1%c5% 9Ft%C4%B1r%C4%B1c%C4%B1s%C4%B1 http://www.taek.gov.tr/tr/uluslararasi/cern/313-cern-arastirmalar.html http://tr.wikipedia.org/wiki/standart_model http://tr.wikipedia.org/wiki/alice_deneyi http://tr.wikipedia.org/wiki/atlas_deneyi http://tr.wikipedia.org/wiki/cms_deneyi http://tr.wikipedia.org/wiki/lhcb_deneyi http://lhcb.web.cern.ch/lhcb-public/en/detector/detector-en.html http://aliceinfo.cern.ch/collaboration/ http://www.taek.gov.tr/uphuk2/cagri_sunum/mehmet_zeyrek/text48.html http://cdsweb.cern.ch/collection/alice%20photos?ln=en http://www.atlas.ch/etours_exper/index.html http://cdsweb.cern.ch/search?cc=lhcb+photos&ln=en&jrec=21&p=lhcb http://mediaarchive.cern.ch http://www.biltek.tubitak.gov.tr/pdf/cerndeki_deneyler.pdf 23

Güç ve Oyun Yücel ÖZBİLGİN-Müdür Stratejik Planlama ve Kalite Yönetimi Müdürlüğü Rakip ya da rakiplere karşı yapılan mücadelelerde gücümüzle birlikte oyun (marifet) etkili rol oynayan bir unsur olarak karşımıza çıkar. Gücü marifeti ile birlikte kullanabilen, rakibinin bilmediği oyunlara-stratejilere sahip olan, rakibinden zayıf olsa bile rakibine üstünlük sağlayabilir. Aynı motor gücüne sahip iki otomobilden birisi tekerleklere gücü farklı yöntemle aktarıp öbür otomobile üstünlük sağlayabilir. Ya da vites teknolojisini bilmeyen gücü yüksek bir oto, vites teknoljisini kullanan rakip oto karşısında şans bulamayacaktır. Burada güç-kuvvet motorun gücü, oyun-marifet ise gücün farklı dişlilerle tekerleklere aktarılarak daha fazla hız elde edilmesidir. Buna göre tek vitesi olan bir otoda istediğiniz kadar gaza basın, belli bir hızın üstüne ulaşamazsınız. Oysa bir üst viteste aynı gazla daha fazla hız elde edersiniz. Bu örnekleri hayatımızın her alanına yayabiliriz. İki güreşçiden birinin çok güçlü olması diğerinin ise zayıf ancak oyun yeteneğinin yüksek olduğu bir durumda mücadele güç ve marifet arasında geçecektir. Buna göre her ikili mücadelede oyuncuların sahip oldukları güç ve oyun yeteneği dikkate alınarak mücadelenin nasıl olacağı ortaya çıkar. Bunun için de öncelikle oyuncuların güç ve yeteneklerinin durumunu bilmeye ihtiyaç vardır. Birinci Oyuncu güçlü yetenekli Durumu x X Güçlü yetenekli x - Güçlü yeteneksiz - X Güçsüz yetenekli - - Güçsüz yeteneksiz 24

İkinci Oyuncu güçlü yetenekli Durumu x X Güçlü yetenekli x - Güçlü yeteneksiz - X Güçsüz yetenekli - - Güçsüz yeteneksiz Her ikili mücadelede her bir oyuncu farklı dört durumdan birine sahip olabilir. İzlenecek strateji için, mücadelenin aşağıdaki tabloda verilen 16 farklı durumdan hangisinde geçeceğinin kararını vermemiz gerekir. Durum Sıra No Birinci Oyuncu İkinci Oyuncu 1 Güçlü yetenekli Güçlü yetenekli 2 Güçlü yetenekli Güçlü yeteneksiz 3 Güçlü yetenekli Güçsüz yetenekli 4 Güçlü yetenekli Güçsüz yeteneksiz 5 Güçlü yeteneksiz Güçlü yetenekli 6 Güçlü yeteneksiz Güçlü yeteneksiz 7 Güçlü yeteneksiz Güçsüz yetenekli 8 Güçlü yeteneksiz Güçsüz yeteneksiz 25

9 Güçsüz yetenekli Güçlü yetenekli 10 Güçsüz yetenekli Güçlü yeteneksiz 11 Güçsüz yetenekli Güçsüz yetenekli 12 Güçsüz yetenekli Güçsüz yeteneksiz 13 Güçsüz yeteneksiz Güçlü yetenekli 14 Güçsüz yeteneksiz Güçlü yeteneksiz 15 Güçsüz yeteneksiz Güçsüz yetenekli 16 Güçsüz yeteneksiz Güçsüz yeteneksiz Oyun 1. duruma uyuyorsa, yani rakibimizde en az bizim kadar güçlü ve yetenekli ise anlaşma ya da ortak davranış en uygun stratejidir. Mücadeleye girmek her iki taraf için de yıkıcı olur. Oyun 2. duruma uyuyorsa, yani biz güçlü ve yetenekli iken rakibimiz güçlü ancak yeteneksiz ise mücadelemizde uygulamamız gereken strateji, rakibe güç uygulamak yerine yeteneklerimizi kullanmak şeklinde olmalıdır. Yine 13. durumda biz güçsüz ve yeteneğimiz yoksa kesinlikle mücadeleye girmemeliyiz. Ya gizlenme ya da geri çekilme stratejisini uygulamalıyız. Çoğu zaman güç marifet ile birleştirilerek ifade edilmiştir. Aslında bu ifade ile verilmek istenen,güç ve marifetin birleşmesiyle ortaya çıkan mücadeleyi kazanabilme potansiyelidir. Bir şirketin, diğer şirketlere göre nisbi gücünü belirleme konusunda değişik yaklaşımlar vardır. Bunlardan bir tanesi de aşağıda verilen formülde kendini bulmaktadır. Şirketin gücü = ( SV + PV ) x SD x SP x Yİ 26

SV olarak özetlenen sabit veriler; şirketin bulunduğu ortamın, geçmişinin, kuruluş yerinin, ekonomik durumunun, insan kaynağının, finansal gücünün ve moral unsurlarının bileşkesidir. PV olarak ifade edilen potansiyel veriler ise, bir şirketin sahip olduğu, şu anda kullanmadığı, ancak istediği anda kullanabileceği kaynakları tanımlar. Varlığı bilinen ancak henüz kullanılmayan kaynakları, üretim kapasitesi, ulaşabileceği teknolojik seviye, bir şirketin potansiyel verilerinden birkaçıdır. Ancak, bir şirketin sadece sabit ve potansiyel verilerinin yüksek olması, o şirketin başarılı olması için yeterli olmamaktadır. Şirketin güçlü olarak kabul edilebilmesi için, sabit ve potansiyel verilere ilave olarak, SD ile ifade edilen stratejik düşünce üretebilme becerisi, SP ile ifade edilen stratejik düşünceyi planlayabilme becerisi ve Yİ ile ifade edilen stratejik planları uygulayabilecek yönetim iradesi olmalıdır. Bu faktörler güç denklemine çarpan olarak girdiği için, şirketler ne kadar yüksek sabit ve potansiyel verilere sahip olursa olsun, stratejik düşünce üretemeyen, onu planlayamayan veya planladığı stratejileri uygulama iradesine sahip olamayan şirketlerin gücünün çok yüksek olamayacağı bir gerçektir. Strateji üretmeyen şirketlerin, sadece günlük operasyonları başarı ile gerçekleştirerek sonsuza kadar hayatta kalması ise mümkün değildir. Küresel ve ulusal düzeydeki bireysel rekabetin de hızla artması nedeni ile, en az şirketler kadar bireylerin de stratejiler üretmeye ve bunları planlamaya ihtiyaçları vardır. Üniversite öğrencilerinden, şirket çalışanlarına, orta kademe yöneticilerden, genel müdürlere, küçük şirket sahiplerinden, kamu kurumu yöneticilerine kadar bütün bireylerin strateji üretme, ürettikleri stratejileri planlayabilme ve başarılı şekilde uygulayabilme zorunluluğu vardır. İş dünyasındaki rekabet, ülkemiz ve dünya ölçeğinde hiç azalmayacak, aksine sürekli artacaktır. Yaşamın her alanında rekabet vardır. Bir yarışta birçok yarışan, ancak tek birinci vardır. Bir şirkette birçok müdürlük ama bir tek genel müdür pozisyonu vardır. Bir yönetim kurulunda birkaç yönetim kurulu üyeliği ancak bir yönetim kurulu başkanı vardır. Bir okulda birçok öğrenci, ancak bir okul birincisi vardır. Bu nedenle, en tepede olmayı planlayan bir sporcunun, bir öğrencinin, bir çalışanın, stratejik amacına ulaşabilmesi için, strateji üretmesi gereği açıktır. Ancak, üretilen bu strateji de planlanabilmeli ve doğru şekilde uygulanabilmelidir. 27

Güç denklemini, şirketlere uygulayabildiğimiz gibi, ailelere ve hatta bireylere de mükemmel bir şekilde uygulamak mümkündür. Bireyin gücü = ( SV + PV ) x SD x SP x Sİ Bireyler de, SV ile tanımlanan sabit verilere sahiptir. Bireyin yaşı, eğitim seviyesi, sağlık durumu, ekonomik durumu ve çevresindeki dost ve arkadaşları, bireyin sabit verilerini oluşturur. Bireyin sahip olduğu, ama yeterince kullanmadığı, daha çok çalışma kapasitesi, eğitimini arttırma kapasitesi gibi veriler de potansiyel verileri oluşturur. Ancak, bu veriler o kişinin başarılı olması için yeterli değildir. Başarılı olabilmek için, strateji üretebilmeli, ürettiği bu stratejileri planlayabilmeli ve planladığı stratejileri de hayata geçirecek iradesi, diğer bir ifade ile cesareti olması gerekir. Seçkin üniversitelerden alınmış diplomaları, birkaç yabancı dili, gerekirse gece yarılarına kadar çalışma isteği olduğu halde, arzu ettiği standardı yakalayamayan bireylerin, strateji üretemediklerini veya üretse dahi planlayamadığını söyleyebiliriz. Oysa, sınırlı bilgi ve becerisi olduğu halde, tahmin edilenin çok üstünde başarılı olan bireyler de mevcuttur. Bu bireylerin, strateji ürettikleri, ürettikleri bu stratejileri iyi planladıkları ve hayata geçirmek üzere hırsları olduğu da bir gerçektir. Bu yaptıklarının adını stratejik planlama çalışması koymamış olsalar bile. Unutulmamalıdır ki, devlet olarak, şirket olarak, hatta birey olarak strateji üretemiyor, ürettiğimiz stratejileri planlayamıyor veya hayata geçiremiyor isek, işimiz zor demektir. Kaynaklar : Kobiefor dergisi, Ünaldı, Haluk 28

B.Ali EŞİYOK-Kd. Uzman Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Müdürlüğü Türkiye İçin Bir Kalkınma Stratejisi Çerçeve Önerisi 1.Giriş Bu yazıda Türkiye için bir kalkınma stratejisi çerçeve önerisinin ana hatlarının ortaya konması amaçlanmaktadır. Başka bir anlatımla, Türkiye nin kalkınma sürecine ilişkin bir kalkınma paradigmasının ana bileşenlerinin tanımlanması hedeflenmektedir. Bizim burada üzerinde durmak istediğimiz kalkınma stratejisi çerçeve önerisinin ana hedefi yüksek teknolojilere dayalı bir üretim yapısı ve bunu hedefleyen bir kalkınma stratejisine dayanmaktadır. Dünya ekonomisinin geldiği bu noktada kalkınmanın ve rekabet gücünün itici gücü, teknolojik yenilikleri sektörel üretime içselleştiren bir yeni üretim paradigmasından geçmektedir. Bu nedenle Türkiye gibi sanayileşmeye sonradan katılan (late comer), yarı-sanayileşmiş bir ekonomide üretimde hızlı yapısal dönüşümü sağlayarak, gelişmiş ülkeleri yakalama sürecinde başarılı olmasının en temel koşulu yeni bir kalkınma (sanayileşme) stratejisi ile yakından ilgili olduğunu ileri sürüyoruz. İmalat sanayi başta olmak üzere, ekonominin üretim yapısında köklü değişiklikleri amaçlayan ve bu bağlamda kendi teknolojisini üretebilme kapasitesini geliştirmek için sanayi, teknoloji ve yenilik politikalarına dayalı bir kalkınma stratejisini kapsayan bu yazı kısa giriş bölümü ile birlikte dört bölüm altında kurgulanmıştır. Çalışmanın girişi izleyen ikinci bölümünde kalkınmacı devlet kavramına değinilirken, izleyen üçüncü bölümün konusunu kalkınma stratejisinin ana çerçevesi oluşturmaktadır. Dördüncü ve son bölümde ise çerçeve önerisinin ana hatları özetlenmektedir. 2. Kalkınmacı Devlet Günümüzde Kore başta olmak üzere diğer Asya Pasifik ülkelerinin kalkınmasını açıklamaya yönelik kullanılan merkezi kavramların başında kalkınmacı devlet (developmental state) kavramı gelmektedir. Kore, Singapur, Tayvan ve Hong Kong gibi birinci kuşak Doğu Asya ülkeleri kalkınmacı devletin en temel aracı olan sanayi politikaları sayesinde hızla sanayileşmişler, 1960 lı yıllardaki tarıma dayalı üretim yapıları 1990 lı yıllara gelindiğinde hızla değişerek yüksek teknolojilere dayalı bir üretim yapısına dönüşmüştür. Cardoso ve Falleton 2, Doğu Asya ülkeleri dışında, 1940 lı ve 1950 li yıllardaki L. Amerika ülkelerini de kalkınmacı * 1 Verena Fritz ve Alina Rocha Menocal (2007). Developmental States in the new Millennium:Conceptsand Challengs for a New Aid Agenda, Developmental Policy Rewiew, 25(5), s.534. 2 Fernendo Henrique Cardoso ve Enzo Faletto (1979). Dependency and Development in Latin America, Berkeley: University of California Press. 29

devlet tanımı içerisinde değerlendirirken, Vartiainen 3, Avusturya ve Finlandiya gibi Avrupa nın geç sanayileşen ülkelerini de kalkınmacı devlet kapsamında ele almıştır. Chang 4 kalkınmacı devletin uzun dönemde hedefinin büyüme ve yapısal değişim olduğunu belirterek, kalkınmacı devletin yaratıcı ve düzenleyici işlevine dikkat çekmektedir. Kalkınmacı devletin temel amacının piyasa mekanizmasını ortadan kaldırmak olmadığını belirten Weiss ve Hobson a 5 göre ise kalkınmacı devletin temel işlevinin özel girişimleri koordine edici ve piyasayı geliştirici müdahalelerle onu desteklemek olduğunu belirtmektedirler. Castells 6, bir devletin, kalkınmayı desteklemeyi ve teşvik etmeyi meşruiyet ilkesi olarak yerleştirdiğinde kalkınmacı devlet olarak tanımlanacağını belirterek, kalkınmayı, ekonominin ülke içinde ve uluslararası ekonomiyle ilişkili olarak yapısal değişim geçirmesi, hızlı ve tempolu büyümenin bir bileşeni olarak tanımlamaktadır. Chang ve Evans 7 ise özel girişimciliğe ve piyasa sinyallerine dayalı geleneksel büyüme modelinin Doğu Asya daki gelişmeyi açıklayamadığını, bu ülkelerdeki ekonomik ve sosyal dönüşüm sürecinde devletin etkin bir rol oynadığını, bu nedenle söz konusu devletlerin kalkınmacı devletler olarak nitelendirildiklerini belirtmektedirler. Evans 8 üç çeşit devlet tipi tanımlamaktadır: Bunlar; Yağmacı (Predatory), Vasat (Intermediate) ve kalkınmacı (developmental) devlettir. Evans, kalkınmacı devlet için Kore nin iyi bir örnek oluşturduğunu belirterek, kalkınmacı devletin Kore ve diğer Doğu Asya ülkelerinde ekonomik kalkınmanın düzenleyici ve öncü aktörü olduğunu ileri sürmektedir. Adda ya 9 göre ise kalkınmacı devlet, yol gösterici bir planlama çerçevesinde, seçici bir sanayi politikası uygulayarak, büyüme için gerekli fiziksel ve toplumsal altyapıyı kurarak, Ar-Ge faaliyetlerini teşvik ederek ve çoğu kez özel sektörle sıkı bir işbirliği yaparak kalkınma sürecini yönlendirmiştir. 3.Kalkınma Stratejisinin Ana Çerçevesi 1.Önerdiğimiz kalkınma stratejisinin temel hedefi; katma değeri düşük sektörlerin aşamalı olarak ortadan kaldırılarak, kaynakların yüksek katma değer üreten, teknolojik içeriği yüksek sektörlere (ürünlere) kanalize edilmesine dayanmaktadır. Bu bağlamda Yeni Sanayileşen Doğu Asya ülkelerinin deneyimleri son derece zengin imkânlar sunmaktadır. Kore, Tayvan ve Japonya gibi Doğu Asya ülkeleri seçici sanayi politikalarını başarıyla uygulamışlar, devlet bu 3 Juhana Vartiainen (1999). The Economics of Successful State Intervention in Industrial Transformation, In Woo-Cummings M. (Ed.), The Developmental State, Ithaca: Cornell University Press. 4 Ha-Joon Chang (1999). The Economic Theory of the Developmental State, In Woo-Cummings, M. (Ed.), The Developmental State, Ithaca: Cornell University Press. 5 Linde Weiss ve John M.Hobson (1999) s.176. 6 Manuel Castells (2005). Ağ Toplumunum Yükselişi, çev.ebru Kılıç, İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları, s.249-250. 11 7 Ha-Joon Chang ve Peter Evans (2009). Ekonomik Değişimde Kurumların Rolü, Neoliberal Küreselleşme ve Kalkınma Seçme Yazılar, Fikret Şenses (Der.), İstanbul: İletişim Yayınları, s.634. 8 Peter Evans (1989) s. 561-87. 9 Jacques Adda (2002). Ekonominin Küreselleşmesi, çev.sevgi İnce, İstanbul: İletişim Yayınları, s.146-147. 30

ülkelerde sanayinin yapısını modernleştirmek ve verimliliği artırmak için çok sayıda politika aracını uygulamaya koymuştur. Bu politika araçları genel olarak şu şekilde özetlenebilir: Bebek sanayileri korumak, önceden belirlenmiş sektörlerde ihracat sübvansiyonları, döviz yardımları, vergi kolaylıkları, piyasaya yeni firma girişlerini kısıtlama, amortisman hesaplamalarında ayrıcalık, devlet bankaları tarafından belirlenen sektörlere düşük faizli krediler vermek bu araçlar arasında sayılabilir. Japonya ve Kore nin otomobil, çelik ve elektronik sektörlerinde uluslararası rekabet gücü kazanması ve söz konusu sektörlerde bir dünya gücü haline gelmeleri uygulanan sanayileşme stratejileri sayesinde gerçekleşmiştir 11. 2.Kalkınma stratejisinin performansı fiziki sermaye yanında, beşeri sermayenin kompozisyonu ile de yakından ilgilidir. Bu bağlamda kalkınma stratejisinin temel bileşenlerinden birisi de, eğitimli ve beceri düzeyi yüksek işgücünü ortaya çıkaracak beşeri sermaye yatırımlarına ayrılacak kaynaklarla ilişkilidir. Kore ve diğer birinci kuşak Doğu Asya ülkelerinin parlak sanayileşme deneyimlerinde yüksek ulusal tasarruf ve birikim oranları ile birlikte, iyi eğitilmiş, çalışkan ve disiplinli bir işgücü kalkınma sürecini tamamlayan diğer öğeler olmuştur. İyi eğitilmiş bir işgücü ve yüksek birikim oranları içerilmiş teknolojik gelişmeye neden olmakta bu da işgücü verimliliğinin artışı ile sonuçlanmaktadır. Bu bağlamda eğitim politikasında köklü reformlar gerçekleştirmek, kalkınma startejisinin ana bileşenlerinden birisi olarak tasarlanmaktadır. 3. Kalkınma stratejisinin bir diğer bileşeni de özel kesime yönelik yeni teşvik politikasıdır. Ancak, önerdiğimiz yeni teşvik uygulamalarında temel ilke karşılılık (reciprocity) ilkesine dayanmasıdır. Ülkemizde geçmiş yıllarda uygulandığı biçimiyle teşviklerin karşılılık ilkesi gözetilmeden verilmesi teşvik sisteminin etkinliğini büyük ölçüde sınırlandırmıştır. Bu bağlamda uygulanacak teşvik sisteminde destek ve denetim stratejik iki kavram olarak öne çıkmaktadır. Yeni kurulan sanayileri güçlendirmek için ucuz kredi imkânları ve ihracat sübvansiyonları ile birlikte iç piyasada önemli koruma önlemleri belli bir zaman dilimi için öngörülmektedir. Şirketlere verilen bu bu teşviklerin karşılığı olarak hızlı verimlilik artışı sağlamaları ve artan üretimlerinin gittikçe yükselen bir bölümünü ihracata yönlendirmeleri şartı getirilmektedir. Başka bir anlatımla, tıpkı Asya Pasifik ülkelerinde uygulandığı gibi Devlet, teşviklerden yararlanan şirketlere performans kriterleri koyarak, özel kesimin rant arayışına yönelik girişimlerini önlemeye yönelik tedbirler almalıdır. 4. Kalkınma stratejisii çerçeve önerisinin temel araçlarından birisi de KOBİ lerdir. 1970 li yıllardan itibaren KOBİ ler ekonomi içerisinde giderek önemli bir aktör olmaya başlamış, KOBİ lerin etkinliğini artırmaya yönelik bilinçli politikalar uygulanmaya başlamıştır. Görece düşük sabit sermaye tutarları ile KOBİ lere dayalı işletmeler kurulabilmekte, bunun sonucunda istihdam başta olmak üzere ekonomiye önemli katkılar sunmaktadır. KOBİ lerin temel yararları şu şekilde özetlenebilir: Bölgesel kalkınma farklılıklarını gidermede etkin araç olarak kullanılabilme kapasiteleri, istihdama düşük sabit sermaye yatırım tutarları ile yaptıkları katkılar, pazarlama ve tedarik ağlarına yakın sektörlerde üretime yaptıkları katkılar. Gelişmiş ülkelerde büyük ölçüde 1970 li yılların ortasında meydana gelen krize karşı 11 Ha- Joon Chang ve I. Grabel (2005) s.105; Ha-Joon Chang (1993). The Political Economy of Industrial Policy in Korea, Cambridge Journal of Economics, 17, s.138, 141. 31

geliştirilen, ülkemizde ise büyük ölçüde 1980 li yıllarda gündeme gelen KOBİ lere yönelik olarak izlenecek kalkınma stratejinin ana hatları şu şekilde özetlenebilir: Yeni kurulacak KOBİ lerin öncelikle teknoloji düzeyinin yükseltilmesi hedeflenmektedir. Ülkemizde KOBİ lerin teknolojik düzeyi düşük olup, bu durum verimlilik ve rekabet gücü sorunlarını gündeme getirmektedir. Bu bağlamda kalkınma stratejisinin en temel hedeflerinden birisi mevcut ve yeni kurulacak KOBİ lerin teknolojik düzeyini yükseltmek olarak ortaya konmakta, tüm teşvikler ve özendirici diğer tedbirlerin ana çıkış noktası bu çerçevede öngörülmektedir. KOBİ yatırımlarına ilişkin bu temel ilke, işsizlik sorununun giderek toplumsal olaylara neden olduğu görece geri bölgelerimiz söz konusu olduğunda belli bir dönem için istisnai çerçevede değerlendirilmeli, emek yoğun sektörlere dayalı KOBİ yatırımları bu bölgelerimizde belli bir zaman kesiti için tolere edilmelidir. Görece düşük bir sabit sermaye yatırım tutarı ile KOBİ yatırımları söz konusu olabilmekte, bu da KOBİ ler yolu ile birçok sektöre girişi kolaylaştırarak kapasite fazlasını gündeme getirmektedir. Bu bağlamda uygulanacak kalkınma stratejisinin KOBİ lere yönelik temel hedeflerinden birisi de kapasite planlaması olarak öngörülmektedir. KOBİ lere yönelik politikaların merkezinde yer alan KOSGEB in mali yapısı ve imkânları daha da geliştirilerek, etkin bir KOBİ politikasının ana aktörü haline getirilmelidir. Bilindiği üzere Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Sanayi politikasının en temel iki bileşenini oluşturan teknoloji ve yatırım politikaları ile ilgili olarak, Dünya Ticaret Örgütü nün son turunda ortaya çıkan fikri mülkiyet (Ticarete İlişkin Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması, Trade Related Aspects of Intellectual Property Rights-TRIPS), yatırım (Ticaret İlişkin Yatırım Önlemleri Anlaşması, Trade Related Investment Measures-TRIMS) ve hizmetler (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması, Generel Agreement on Trade in Services- GATS) anlaşmaları azgelişmiş ülkelerin kalkınmaları açısından oldukça sınırlayıcı bir uluslararası çerçeve oluşturmuştur. Ancak, DTÖ anlaşmasında KOBİ lere yönelik teşviklerin serbest bırakılması, KOBİ ler yoluyla sanayileşme açısından yeni imkânlar da sunmaktadır. Bu uygulama çerçevesinde teşvik belgesi alan KOBİ lere düşük faizli kredi, vergi ve harç muafiyeti gibi destekler sağlanmakta, bu uygulama KOBİ lerin finansman ve diğer ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli imkânlar sunmaktadır. Ülkemizde KOBİ lerin en temel karşılaştıkları sorunlardan birisi, fason ilişkilere dayalı büyük şirketlerin yan sanayileri gibi çalışmalarında (dikey bütünleşme) izlenmektedir. Kuşkusuz bu tarz bir yapılanma tedarik süreçlerinden, kaynak kullanımına ve yatırım süreçlerine uzanan bir yelpazade KOBİ leri ana firmaya bağımlı kılmakta, KOBİ lerin özerk davranabilme kapasitesini sınırlandırabilmektedir. Bu bağlamda KOBİ lere ilişkin önerdiğimiz kalkınma stratejisi KOBİ lerin mali, teknik ve idari yapılarını güçlendirerek, özerk davranabilme kapasitelerini artırmaya ve ana firmaya bağımlı olmasını önlemeye yönelik bir çerçeveden hareket etmektedir. 5. Kalkınma Stratejisi çerçeve önerisinin diğer temel bileşenlerinden birisi de bilim ve teknoloji politikalarına dayanmaktadır. Bilim ve teknoloji politikası bilim ve teknoloji sistemlerinin içsel ve dışsal dinamiklerini, toplumdaki diğer sistemlerle etkileşimlerini araştırarak, buradan bilimsel-toplumsal-siyasi çözümlemelere giderek, gerekirse çeşitli amaçlarla politikalar üretmeye ve bu tür politikaları anlamaya yönelik disiplinler arası akademik bir araştırma ve aynı zamanda politikalar tasarımı ve formülasyon alanı 12 olarak tanımlanmaktadır. 12 Ergün Türkcan (2009). Dünya da ve Türkiye de Bilim, Teknoloji ve Politika, İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları, s.203. 32

Sanayileşmeye geç katılan (late comer) ve sonradan önemli gelişmeler kaydeden Kore gibi Yeni Sanayileşen Ülkelerin (NICs) kalkınmasında bilim ve teknoloji politikaları merkezi bir rol oynamıştır. Gelişmiş ülkeler tarafından üretilen teknolojilere yetişmek için Kore ve diğer Yeni Sanayileşen Ülkelerin bilim ve teknoloji politikaları temel olarak şu aşamalardan oluşmuştur: Öncellikle gelişmiş ülkeler tarafından üretilen teknolojiler direkt dış yatırımlar (FDI), lisans anlaşmaları ve sermaye mallarının ithalatı gibi kanallar ile transfer edilmiş, sonraki aşamada ise aktarılan teknolojiler öğrenilip özümsenmiştir. Öğrenilip özümsenen teknolojiler yayılmış (spillover), sonradan bu teknolojiler bir üst düzeyde yeniden üretilmiştir. Azgelişmiş ülkelerin, özellikle Doğu Asya ülkelerinin gelişmiş ülkeleri yakalama yeteneğini belirleyen temel öğelerden birisi gelişmiş ülkeler tarafından geliştirilen teknolojileri kopyalama yetenekleri olmuştur. Günümüzde teknolojik kapasitesini geliştirmek isteyen azgelişmiş bir ülkenin tersine mühendislik, taklit ve yenilik yaparak teknolojide atılımlar gerçekleştirmesi, TRIPS tarafından zorunlu tutulan yüksek düzeydeki patent ve telif hakkı koruması sonucunda ya yasa dışı hale getirilmekte ya da önemli ölçüde imkânsızlaştırılmaktadır. Bu bağlamda teknoloji edinme ve bunu geliştirmede uluslararası çerçevenin günümüz koşullarında daha zor olduğu, hazırlanacak bir kalkınma stratejisinin henüz başlangıç aşamasında kabul etmek gerekir. Kalkınma stratejisinin uzun dönemde bilim ve teknoloji üretme hedefine yönetildiği bir ekonomide, kalkınma (sanayileşme) politikaları, bilim ve teknoloji politikaları temeline indirgenebilir. Uzun dönemde kendi teknolojisini üretebilme kapasitesini hedefleyen bir politikanın ana bileşenleri, araştırıcı bilim insanı ve teknologlarla bu teknolojileri yenilik olarak ekonomiye uygulayacak girişimcilerin yetiştirilmesisine dayanmaktadır. Başka bir anlatımla, uzun dönem kalkınma (sanayi) stratejisi iç içe girmiş üç ana setten oluşmaktadır. Merkezde eğitim politikası, onun etrafında bilim ve araştırma politikaları (teknoloji politikası) ve üçüncü halkada, sanayi politikasının diğer elemanları katılarak, formel sanayi politikası seti yer almaktadır 13. Kalkınma (sanayileşme) stratejisinin bilim ve teknoloji politikaları tasarlanırken Yeni Sanayileşen Ülkeler deneyimi oldukça zengin imkanlar sunmaktadır. Örneğin, 1960 larda ve 1970 lerde Güney Kore, sanayileşme tarihinde önemli sayılabilecek stratejik teknoloji plan ve programlarını hazırlamıştır. Kore yakın zamanda Vizyon 2025 olarak bilinen Uzun Vadeli Planı hazırlayarak, yeni nesil ürün ve teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla 2025 yılına kadar, bilim ve teknoloji alanında dünyanın 7. gücü haline gelmeyi temel hedef olarak ortaya koymuştur. Plan da üniversite, sanayi ve hükümet destekli araştırma enstitülerinin koordineli çalışması sonucunda 80 kadar kilit teknolojinin geliştirilmesi yoluyla ekonomik büyümede etkin olacak yeni sanayi dallarının teşviki öngörülmüştür. Teşvik edilecek projeler olarak şunlar belirlenmiştir: Sayısal TV ve yayın cihazları, sayısal ekran, akıllı robotlar, yeni nesil otomobiller, gelecek nesil yarı iletkenler, yeni nesil nükleer reaktörler, gelecek nesil mobil iletişim, akıllı ev şebekeleri, çevresel teknoloji, sayısal içerik ve yazılım çözümleri, gelecek nesil bataryalar ve biyomedikal organların üretimine yönelik sanayiler 14. 13 Korkut Boratav ve Ergün Türkcan (1993). Türkiye de Sanayileşmenin Yeni Boyutları ve KİT ler, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, s.74. 14 Aykut Göker (2004). Pazar Ekonomilerinde Bilim ve Teknoloji Politikaları ve Türkiye, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Ankara:TMMOB Yayını, s.159-160. 33

Ülkemizde 1980 sonrası yıllarda Türkiye nin Bilim ve Teknoloji Politikalarının oluşturulması sürecinde en temel gelişme 1983 yılında Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu nun (BTYK) kurulması ve Türkiye nin ilk bilim politikası belgesi niteliğindeki Türk Bilim Politikası, 1983 2003 belgesinin yayınlanmasıdır. BTYK ikinci toplantısını 3 Şubat 1993 te, dört yıl gecikmeli olarak gerçekleştirmiş, bu toplantıda alınan kararlar Türk Bilim Politikası 1983 2003 dokümanındaki temel hedefler genişletilerek Türk Bilim ve Teknoloji Politikası, 1993 2003 dokümanı olarak yayınlanmıştır. Bu doküman ile birlikte bilim ve teknolojiye ilişkin yeni bir politika tasarımı ortaya konmuştur. Bu yeni yaklaşıma göre Türkiye için stratejik bir bilim ve teknoloji master planı hazırlanacak ve gerekli kararlar buna göre, eskiden olduğu gibi bir birinden bağımsız (kopuk) değil, sistematik bir bütünlüğü olan bir çerçevede değerlendirilecektir. Bu bağlamda 5 temel projeden oluşan bir strateji dökümanı hazırlama süreci başlatılmış, mevcut kararların bu çerçevede değerlendirilmesi ve yenilerin de bu mantığa göre formüle edilmesi kararlaştırılmıştır 15. Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları: 2003-2023 Strateji Belgesi hazırlanması (Vizyon 2023) projesi şu temel 5 projeden oluşmaktadır: Teknoloji öngörü projesi, ulusal teknoloji yetenek envanter projesi, araştırmacı bilgi sistemi projesi ve TÜBİTAK ulusal araştırma altyapısı bilgi sistemi projesi. Strateji belgesi, Bilim ve Teknoloji politikasının hedefleri olarak aşağıdaki değerlere ulaşmayı hedeflemiştir: Onbin nüfus başına bugün 7 olan araştırıcı sayısının 15 i aşması, Ar-Ge harcamalarının, GSMH içerisindeki bugün %0.33 olan payının %1 i aşması, Ülkemizin evrensel bilime katkısı açısından, dünya sıralamasında halen 40. sırada olan yerinin 30. sıraya çıkarılması, Ülke Ar-Ge harcamaları içindeki özel sektör payının %18 olan mevcut payının %30 a çıkarılması. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu nun 2005 yılının Mart ayında yapılan toplantısında ulusal öncelikli bilim ve teknoloji alanları olarak belirlediği öncelikli teknolojik faaliyet konularının, önerdiğimiz kalkınma stratejisinde stratejik sektörler kapsamında değerlendirilerek, söz konusu sektörlerde Türkiye nin rekabet gücü kazanması ve dış pazarlarda pay almasının orta ve uzun dönemde olanaklı olabileceği öngörülmektedir. Söz konusu öncelikli faaliyet konuları şunlardır: i) Bilgi yoğunluğu ve katma değeri yüksek ürünler geliştirebilme ve tüketim malları için küresel bir tasarım ve üretim merkezi olma İi) Tarıma dayalı üretimde rekabetçi olabilme İii) Uzay ve savunma teknolojileri geliştirmede yetkinleşme İv) Esnek üretim-esnek otomasyon süreç ve teknolojilerini geliştirmede yetkinleşme V) Temiz üretim yapabilme yeteneği kazanma Vi) Malzeme teknolojilerini geliştirebilme yeteneğini kazanma Vii) Sağlık ve yaşam bilimleri alanında yetkinleşme Viii) Çağdaş ve güvenli ulaştırma sistemleri geliştirme yeteneği kazanma 15 Ergün Türkcan (2009) s.665. 34

İx) Gıda güvenliği ve güvenirliğini sağlama X) Sağlıklı ve çağdaş kentleşme ve altyapısını kurabilme yeteneği kazanma Xi) Enerji teknolojilerinde yetkinlik kazanma Xii) Doğal kaynaklarımızı değerlendirebilecek yetkinliğe erişme Xiii) Çevre teknolojilerinde yetkinlik kazanma Xvi) Bilgi toplumuna geçiş için teknolojik altyapının güçlendirilmesi 6.Günümüzde ulusal inovasyon sistemini geliştirmeden, üretim yapısında köklü dönüşümler gerçekleştirmek ve uluslararası pazarlarda rekabet gücü kazanmak neredeyse imkansızdır. Başka bir anlatımla, ekonominin geldiği bu aşamada bilim ve teknoloji politikalarının temel hedefi ulusal yenilik sistemini ileri düzeyde üretmek olmalıdır 16. Ülkemizde ulusal yenilik sisteminin geliştirilmesine yönelik olarak 1990 lı yıllardan itibaren önemli sayılabilecek girişimler yapılmış, bu bağlamda inovasyon sisteminin en temel aracı olan Ar-Ge yatırımlarına destek verilmeye başlanmıştır. Ar-Ge faaliyetlerine yönelik önemli kaynaklar ayrılmış olmasına ve Ar-Ge yatırımlarının teşvikine karşın Ar-Ge harcamalarının büyüklüğü göz önüne alındığında son derece yetersiz bulunmakta, bu durum ulusal inovasyon sisteminin geliştirilmesi önünde engel oluşturmaktadır. AB tarafından 1995 yılında yayınlanan Gren Paper on Innovation isimli raporda ülkenin yenilik kapasitesinin geliştirilmesi için uygulanacak politika araçları şu temel başlıklar altında toplanmıştır: 1) Teknoloji izlemesi ve öngörünün geliştirilmesi, 2) araştırma faaliyetlerinin teknolojik yeniliğe yönlendirilmesi, 3) sürekli eğitim hizmetlerinin geliştirilmesi, 4) öğrencilerin ve araştırmacıların hareketliğinin artırılması, 5) yeniliğin faydalarının tanınmasının sağlanması 6) yenilik faaliyetlerinin finansmanın geliştirilmesi, 7) yeniliği destekleyen bir mali rejim oluşturulması, 8) fikri ve sınai mülkiyetin desteklenmesi, 9) idari süreçlerin basitleştirilmesi, 10) yenilik için uygun bir yasal ve düzenleyici çerçeve oluşturulması, 11) sınai destek hizmetlerinin geliştirilmesi, 12) özellikle KOBİ lerde yenilik faaliyetlerinin özendirilmesi ve yenilik faaliyetlerinin bölgesel boyutunun güçlendirilmesi ve 13) yenilik için kamu etkinliğinin düzenlenmesi gibi tedbirlerin alınması gerekmektedir 17. Ulusal yenilik sisteminin başarılı olmasının olmazsa olmaz koşullarının başında özel imalat sanayi kuruluşlarının teknolojik yenilik geliştirme istekleri ile yakından ilgilidir. Özel imalat sanayinin yenilik yapma kapasiteleri incelendiğinde son derece yetersiz olduğu, imalat sanayinde faliyete buluna tesislerin ancak %35 nin inovasyon faaliyetlerinde bulunduğu, % 65 nin ise yenilik faliyetlerinde bulunmadığı saptanmıştır. Hiç kuşkusuz bu sonuç özel imalat sanayinin önümüzdeki yıllrda yenilik kapasitelerini artırmaya yönelik olarak daha fazla çaba 16 Sanayi Devrimi ne çok uzak kalmış, daha sonra 18. ve 19. yüzyıllarda biraz teğet geçse de içine girememiş, 20. yüzyılda ise modern bilime ancak misafir olmuş ve biraz da oradan gelenleri kısa süre misafir etmiş bir ülkede, sabır ve ısrara dayalı bir bilimsel araştırma süreci, geniş toplum katmanlarında, sadece devletin, üniversite veya TÜBİTAK gibi odakların çabalarıyla içselleştirilebilir mi?bu kozmik soru, güncelin dışındaki tüm zamanlarda ve planlarda karşımıza çıkar (Ergün Türkcan (2009) s.684). Bilimsel geleneği oluşturma ve bunu uygulamaya geçirme sürecinde oldukça gerilerde başlamak zorunda kalan Türkiye gibi henüz kendi teknolojisini üretemeyen bir ekonomide, başta yenilik süreci olmak üzere, bilim ve teknoloji politikalarını zaman geçirmeden etkin bir şekilde uygulamaya geçirmesi her türlü önceliğin ötesinde anlamlar taşımaktadır. 17 Erol Taymaz (2001). Ulusal Yenilik Sistemi Türkiye İmalat Sanayinde Teknolojik Değişim ve Yenilik Süreçleri, TÜBİTAK/TTGV/DİE, Ankara: TÜBİTAK Yayını, s.31. 35