TOBB HABER BÜLTENİ. Türkiye Hayvancılık Meclisi 27.10.2010



Benzer belgeler
TOBB SEKTÖREL HABER BÜLTENİ

TOBB SEKTÖREL HABER BÜLTENİ

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

1- EKER: Doktorların Kırmızı Ete Özür Borcu Var Hayvancılık Akademisi - AA

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi.

HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU

TOBB SEKTÖREL HABER BÜLTENİ

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BAYBURT

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

TOBB SEKTÖREL HABER BÜLTENİ

Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ. Gaziosmanpaşa Üniversitesi

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN İZMİR

Enflasyon arttı, ihracat yavaşlıyor

YİSAD Üyelerinden Çanakkale Şehitliği ne ziyaret Ağustos 2012 / Demir Çelik Store

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

Mısır alım fiyatı açıklandı

1- Ziraat, 100 milyon Euro kaynak sağlayacak - Dünya

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADANA

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2012, No: 44

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM

TOPLUMSAL RAPORLAR YATIRIM TEŞVİKLERİ VE İSTİHDAM ( ) Yatırımlar büyürken istihdam küçülüyor

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZİNCAN

Cumhuriyet Halk Partisi

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR

1- Üreticiye prim desteği isteği Tekirdağ Şafak

MANİSA TİCARET BORSASI


EKONOMİK VE SOSYAL GÖSTERGELER 2014

İSTANBUL İLİ ARNAVUTKÖY İLÇESİ HİZMET STANDARTLARI

İÇİNDEKİLER KIRMIZI ET, SÜT VE YEM SEKTÖRÜ ANALİZİ Kırmızı Et Sektöründeki Gelişmeler Yem Sektörü Pazar Analizi... 21

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN

TÜRKİYE DE PAMUK ÜRETİMİ VE BAKANLIK POLİTİKALARI. Dr. Mehmet HASDEMİR Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü

SANAYİCİ GÖZÜYLE GIDA SEKTÖRÜ PANELİ KIRMIZI ET SORUNU

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM ÜRÜNLERİ İTHALATINA UYGULANAN KORUNMA ÖNLEMLERİ 2 YILLIK DEĞERLENDİRME

BVKAE

HAFTALIK EKONOMİ RAPORU

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN

TOBB HABER BÜLTENİ. Türkiye Hayvancılık Meclisi

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ

YOZGAT İLİ MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİNDE VERİMLİLİK, SÜT HİJYENİ VE KALİTESİNİ ARTIRMA PROJESİ Gönderen basin - Nisan :31:07

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2010 YENİ GIDA YASASI VE 12. FASIL MÜZAKERE SÜRECİ. Fatma CAN SAĞLIK Tarım ve Balıkçılık Başkanı Avrupa Birliği Genel Sekreterliği

1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi

Kesilen Hayvan Sayısı

TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI

EMBRIYO TRANSFERIYLE BIR INEKTEN?100 BUZAGI ALINACAK

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

İRAN ÇAY RAPORU Ocak Tahran-Lahican-Tebriz İRAN. Rize Ticaret Borsası 2014

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 70

CANİK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ TEMMUZ 2018

Ulusal ve Uluslararası Mali Destekler Konferansı / ERZURUM

TARSUS TİCARET BORSASI

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Kur artışının ekonomiye olumlu ve olumsuz etkileri var

EKONOMİK GÖSTERGELER

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DENİZLİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2013, No: 53

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURSA

1- ET FİYATLARI MAYISTA ARTACAK

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

ÇEKMEKÖY İLÇE GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI. 1- Başvuru formu ve taahhütname (Ek1)

Besi Hayvanları Pazarlama Politikası ve Canlı Hayvan Borsaları Komitesi. Sonuç Raporu

2015 YILI FAALİYET RAPORU Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

GAMBİYA ÜLKE RAPORU. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Afrika Koordinatörlüğü

Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

Sayı: 2009/18 Tarih: Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

Türkiye`de Sağlıkta Dönüşüm ve Endüstrimizin Mevcut Durumu

HAFTALIK BÜLTEN 28 ARALIK OCAK 2016

Umut Oran Basın Açıklaması

Gayri Safi Katma Değer

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI

FAO GIDA FİYAT ENDEKSİ

TARIM İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Transkript:

2010 TOBB HABER BÜLTENİ Türkiye Hayvancılık Meclisi 27.10.2010

HAYVANCILIK SEKTÖRÜ HABER BÜLTENİ BEYAZ ET İHRACATININ 4'TE 3'Ü IRAK'A (GÜNBOYU) Türkiye'nin çiğ kanatlı eti ihracatı yılın 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artarak 137milyon 348 bin dolara ulaştı, Irak sektör ihracatının artışında lokomotif rolünü üstlenmeye devam etti. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESD-BİR)verilerinden derlenen bilgiye göre, beyaz et ihtiyacını ağırlıkla Brezilya ve ABD'den karşılayan Irak'ın, bu ülkelerden gelen malda 2008 yılında kesinti olması üzerine Türkiye'ye yönelmesiyle sektör ihracatındaki artış, hız kesmeden sürüyor. Sektör, yılın 9 ayında 109 milyon 46 bin dolarlık tavuk eti ve sakatatı,27 milyon 837 bin dolarlık tavukayağı ve 464 bin dolarlık hindi etiyle toplam 137 milyon 348 bin dolarlık çiğ kanatlı eti ihraç etti. Geçen yılın aynı döneminde 109 milyon 204 bin dolar ihracat yapan sektör, böylece yüzde 26'lıkartış hızını yakaladı. Sektör ihracatı, 2007 yılının tamamında 44 milyon 411 bin, 2008'de 87milyon 269 bin, 2009'da ise 152 milyon 594 bin dolar olarak gerçekleşmişti. İleri işlenmiş ürünlerde ise sektör, yılın 9 ayında "sosis ve benzeri ürünler", "hazırkonserve et ürünleri", "hindi eti ürünleri" ve "diğer(yüzde 25-57 arası kanatlı eti olan ürünler)" olmak üzere dört ana başlıkta toplanan 16 milyon 301 bin dolarlık ihracat yaptı. IRAK'A İHRACAT Sadece Uzakdoğu ülkelerinin rağbet gösterdiği tavuk ayağı ihracatı düşüldüğünde, ileri işlenmiş kanatlı eti ihracatıyla birlikte sektör, ihracatının yaklaşık 4'te 3'ünü Irak'a yapıyor. Bu dönemde Irak'a yapılan tavuk eti ve sakatatı ihracatı 80 milyon 903 bin, sosis ve benzeri ürünler ihracatı 7 milyon155 bin, hazır-konserve et ürünleri ihracatı 1 milyon 547 bin, hindi eti İhracatı120 bin ve diğer ürünlerde 908 bin doları buldu. Böylece sektörün Irak'a yaptığı toplam ihracat, 90 milyon 636 bin dolara ulaştı. GIDA BANKACILIĞI DERNEĞİ AÇLIKLA MÜCADELE EDECEK (DÜNYA) İş dünyası, açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadele etmek hedefiyle Gıda Bankacılığı Derneği çatısı altında buluştu. Gıda Bankacılığı Derneği (GBD), bağışlanan ürünlerin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağlayacak. GBD aynı zamanda ülkemizde gıda bankacılığı alanında yürütülen faaliyetlerin belli standartlara sahip olmasını sağlamak için de çalışmalar yürütecek. GBD, Türkiye'de mevcut bulunan diğer gıda bankalarını desteklemeyi, onlarla işbirliği içerisinde hareket etmeyi de hedefliyor. Yurdun çeşitli bölgelerinde faaliyet göstermekte olan gıda bankaları, bağışların yanı sıra teknoloji, eğitim ve finansman anlamında da GBD tarafından desteklenecek GBD [2]

ülkemizin ihtiyaç duyulan noktalarında yeni gıda bankalarının kurulması için de çalışmalar yürütecek. Gıda Bankacılığı Derneğinin üyeleri arasında Banvit, G2M Dağıtim, Metro Cash & Carry, Ova Soğuk Hava Tesisleri, Sodexo ve Turkent A.Ş. (KFC ve Pizza Hut Türkiye) gibi firmalar ve Beşler, Starbucks, Süzer Grubu, Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği TUROB, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı TİSVA, Yaşar Grubu ve yemeksepeti.com gibi kuruluşların yöneticileri yer alıyor. Gıda Bankacılığı Demeği Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Süzer, GBD'nin kurulması için çalışmaların bir yıldan uzun bir süre önce başladığını ve bu dönem zarfında kapsamlı inceleme ve araştırmalar gerçekleştirildiğini belirterek, "Bu alandaki ihtiyacı saptadıktan sonra neler yapılabileceğini, çözüm yollarının neler olacağını ve en yüksek faydayı nasıl yaratabileceğimizi araştırdık. Çok önemli kurum ve kuruluşlar GBD için ellerini taşın altına koydular. Türkiye'de gıda bankacılığını yaygınlaştırmak, açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadelede en etkili araçlardan biri haline getirmek istiyoruz. Ülkemizde gerçekten de yardımsever pek çok4tişi ve kurum var, ancak bu kişi ve kurumlar yaptıkları yardımların gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını istiyor. Biz de bu işte etkin bir sistem oluşturup toplanan gıda bağışlarının gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlayacağız. Bunu yaparken de şeffaflık ve tarafsızlık ilkelerimizden asla ödün vermeyeceğiz" diye konuştu. BANVÎT'İN YÜZDE 5'İNİ YABANCILAR ALDI (MİLLİYET) Banvit, şirket hazinesinde bulunan yaklaşık 4.75 milyon adet hisseyi blok olarak özel emir ile hisse basma 5.95 lira bedelle yabancılara sattığını açıkladı. KAP ta yer alan ve en son 2009 yılında güncellenen bilgiye göre, şirketin ödenmiş sermayesi 100 milyon lira seviyesinde bulunuyor. Satılan hisseler şirket sermayesinin yaklaşık yüzde 5'ine denk geliyor. Şirket yetkililerinden alman bilgiye göre, Banvit'in iştiraki Yumtaş AŞ'de bulunan 4.75 milyon adet hisse, Yumtaş'ın iflasıyla Banvit'e geçti. Şirket, bu hisseleri uzun zamandır borsada satmayı planlıyordu. Bu satışla şirketin halka açıklık (yüzde 24) oranında bir değişiklik olmadığı belirtildi. Banvit hisseleri günü yüzde 1.5 düşüşle 6.55 liradan kapattı. BAYRAM İÇİN AVUSTRALYA'DAN 84 BİN KURBANLIK GETİRİLDİ (AKŞAM) ET ve Balık Kurumu (EBK) tarafından Avustralya'dan 78 bin küçükbaş kurbanlık koyun 5 bin 995 Angus cinsi büyükbaş hayvan getirildi. Önceki gece gelen gemide bulunan 4 bin 800 sığır, Bursa ve Sakarya'daki kesim merkezlerine kamyonlarla gönderilmeye başlandı. Besi için alınan bin 195 sığır ise Konya ve Ankara'ya götürülecek. Derince Limanı'nda sığırların indirme işlemi bittikten sonra, kurbanlık için getirilen 78 bin koyun ise Marmara Ereğlisi'nde indirilecek. Anadolu yakasından Avrupa yakasına kurbanlık geçişi yasak olduğu için geminin Marmara [3]

Ereğlisi'nde indirme yapacağı, buradan da İstanbul'a getirileceği öğrenildi. İTHAL EDİLEN CANLI HAYVANLARDA HASTALIK RİSKİ YOK (HABER VAKTİM) İthal edilen kırmızı et ve canlı hayvanlarda hastalık riski tartışmaları devam ederken Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü, Muzaffer Aydemir, ithalat edilen canlı hayvanlarla, kırmızı ette hastalık riskinin bulunmadığını bildirdi. 4'deİthal edilen canlı hayvanlarda ve kırmızı ette hiçbir hastalık riski yoktur İthal edilen kırmızı et ve canlı hayvanlarda hastalık riski tartışmaları devam ederken Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Muzaffer Aydemir, ithalat edilen canlı hayvanlarla, kırmızı ette hastalık riskinin bulunmadığını bildirdi. Aydemir "hayvansal yem yedirilmediğinden emin olduğumuz ve hangi çiftlikte doğduğunu, kayıtlarıyla, annelik bilgileriyle, her türlü doğum ve sağlık sertifikalarıyla kontrol ettiğimiz hayvanları kasaplık, besilik ve damızlık olarak ithal ediyoruz" dedi. Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Aydemir, yaklaşın Kurban Bayramı nedeniyle ithal edilen kırmızı et ve canlı hayvanlarda hastalık riski bulunup bulunmadığına ilişkin tartışmaların yeniden gündeme gelmesi üzerine bu konudaki sorularını yanıtladı. Gerek Trakya üzerinde, gerekse AB ile diğer ülkelerden ithal edilen kırmızı et, besilik, damızlık, kasaplık hayvanlarda hiçbir hastalık riski bulunmadığını belirten Aydemir, ithalat yapılan ülkelerde görevlendirdikleri resmi veteriner hekimler aracılığıyla gerekli kontrollerin bu ülkelerde yapıldığı gibi gümrük kapılarında da çok sıkı önlemler aldıklarını, bu nedenle en küçük bir gözden kaçmaya izin verilmediğini anlattı. Aydemir, "ithal edilen canlı havanlarda ve kırmızı ette hiçbir hastalık riski yoktur" dedi. HİÇ BİR ET TESTLERDEN GEÇMEDEN İÇERİ SOKULMAMAKTA "Yani ithal edilen hiçbir hayvan deli dana riski taşımamaktadır ve bir İL kilogram kırmızı et dahi deli dana, B hormon ve kalıntı testlerinden geçmeden ülkemize sokulmamaktadır" diyen Aydemir, gümrüklerdeki taze soğutulmuş etle ilgili aldıkları önlemlerin bu tür etlerin raf ömrünün kısa olmasından kaynaklandığını bildirdi. Bu etlerin ithalatında dikkat ettikleri konulara ilişkin de bilgiler veren Aydemir, taze soğutulmuş etin yüklenmiş oldu ülkede alınan önlemlere ek olarak bu etlerle ilgili belgelerin eksiksiz olması gerektiğini söyledi. Aydemir, ayrıca ithalatın yapıldığı ülkenin bu etlerin sağlıklı olduğunu tam garanti etmesi gerektiğini, yine gümrüklerde görevlendirdikleri veteriner hekimlerin klinik muayeneleriyle bu konudaki her türlü gözlem ve incelemeleri sonunda bu etlerin sağlıklı olduğunun tespit edilmesi üzerine Türkiye'ye girişine izin verildiğini anlattı. Kırmızı ette Deli Dana testinin mezbahada yapıldığını ve bu hastalığı taşımadığı kesin olarak teyit edilmiş olan kırmızı etlerin ithal edildiğini ifade eden Aydemir, canlı hayvan ithalatında aldıkları önlemlerin kırmızı ette aldıklarından daha sıkı olduğunu bildirdi. Çünkü canlı hayvanlarda Deli Dana hastalığı yönünde test yapmanın [4]

mümkün olmadığını anımsatan Aydemir, bu yüzden kasaplık, besilik ve damızlık hayvan ithalatı yaptıkları ülke sayısının kırmızı ettekinden daha sınırlı tutuklarını söyledi. KURBANLIKLAR YURT DIŞINDA KESİLSİN (HABER VAKTİM) Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Baş kanı İbrahim Yetkin, Kurban Bayramı'nda vatandaşların kurbanlıklarını ve kalet yoluyla yurt dışında kesmesini istedi. Yetkin, Kurban kesiminin et fiyatlarını düşürmeyeceğini ileri sürdü. Daha önce hayvan sıkın tısı yaşanacağı gerekçesiyle kurban' kesimi yerine bağış yapılmasını isteyen Yetkin, Ankara'da düzenlediği basın toplantısında yeni bir öneride daha bulundu, Yetkin, "Diyanet İşleri Başkanlığımın da görüşü alınarak vatandaşlarımıza şu önerilerde bulunulabilir: Kur banlık için verilen vekaletin yurt dışında da kullanılabilmesi imkanının sağlanması. Böylece örneğin Darfur'daki aç insanlara ya da Pakistan'daki sel mağdurlarına verilmek üzere Kızılay aracılığıyla kurban kesilebilir. Kurban kesimi sırasında bu ülkelerde!;: hayvanlar kesileceği için hayvan stokumuza zarar vermeden daha ucuza kurban kesilebilir. Kurbanlık olarak dişi ve damızlık hayvanların değil erkek ve kesim aşamasına gelmiş hayvanlar kesilmeli. Özellikle yüklü dişi hayvanların kesilmemesine çok dikkat edilmelidir. Bu konuda Tarım ve Köy işleri Bakanlığı, kesim yerlerinde veteriner hekimler görevlendirmelidir." dedi. Türkiye'nin 1980'li yılların ortalarına kadar et hayvancılığı açısından Ortadoğu'nun en zengin ülkesi olduğuna dikkat çeken Yetkin, aradan geçen zaman içinde Türkiye'nin canlı hayvan ve et ithalatı yapar bir duruma geldiğini belirtti. PAHALI ETE ÇÖZÜM HONAMLI KEÇİSİ (HÜRRİYET AKDENİZ) BURDUR Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) tarafından hazırlanan proje ile Teke Yöresi'nde yaşayan Honamlı keçisinin ıslahı sağlanarak, yüksek et fiyatlarının düşmesi hedefleniyor. MAKÜ Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı tarafından hazırlanan "Burdur ilinde Halk Elinde Kıl Keçisi Islah Projesi", TÜBİTAK tarafından kabul edildi. Proje kapsamında Teke Yöresi'nde yaşayan Honamlı keçisinin ekonomik olarak geliştirilerek, daha bilimsel yetiştiriciliğinin yapımı sağlanacak. Projede ayrıca Honamlı keçisinin üretiminin artırılarak et fiyatlarının da düşmesi hedefleniyor. MAKÜ'nün ilk TÜBİTAK projesi olduğunu Prof. Dr. Mustafa Saatçi belirten Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Saatçi, proje hakkında bilgi verdi. Teke Yöresi'ne ait bir keçi olan Honamlı keçisini ^M projelendirdikleri ve TÜBİTAK ^^ tarafından projenin kabul ^ edildiğini ifade eden Prof. Dr. Saatçi, "Projemizde Honamlı keçisinin özelliklerini tanımaya çalıştık. Honamlı keçisinin nüfusu 20 milyonlardan 4 milyona düştü. Hızlı bir ivme ile nüfusu azalıyor. Honamlı keçisi Teke yöresinin bir değeridir. Hayvanların ekonomik değeri olmadığından yetiştirilemeyebilir deniliyor. Projemiz ile hayvanları tanıyıp ekonomik olarak [5]

geliştirerek, yöremizde daha bilimsel yetiştiricilik yapmayı hedefliyoruz. Et fiyatları şu anda 40 liraya dayandı" diye konuştu. Keçi başına 35 lira destek Proje kapsamında bu yılsonunda Honamlı keçisi ile normal kıl keçisi arasındaki farkı ortaya çıkaracaklarım belirten Prof. Dr. Saatçi, şöyle dedi: "Honamlı keçisi yapı olarak diğerlerinden büyük. Oğlak verimi daha fazla, süt verimi de muhtemelen daha fazla. Proje sonunda bilimsel anlamda verileri paylaşacağız. Proje kapsamında ayrıca özellikleri taşıyan keçi sahiplerine devlet destek verecek. Bu destek 1 yılda keçi basma 30-35 lira olacak. Bu çok güzel bir destektir." ET VE SÜT STRATEJİK ÜRÜN OLDU (MİLLİ GAZETE) Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhittin Özder, "Et ve süt, tıpkı petrol ve uranyum gibi stratejik ürün oldu" dedi. Özder, et fiyatlarının yüksek olmasının ana nedenlerinden birinin besi materyallerinin pahalılığı olduğunu söyledi. Türkiye'de şu anda yeni doğmuş 3 günlük bir buzağının fiyatının 1400 lira olduğunu öne süren Özder, Amerika Birleşik Devletleri'nde ise aynı buzağının 50 dolar (yaklaşık 70 lira) ile 125 dolar (yaklaşık 175 lira) arasında alınabildiğini belirtti. Bu farkın çok fazla olduğunu bildiren Özder, besicinin bu farkın üzerine, besi materyalini de pahalıya alarak fazla para kazanamadığını ifade etti. Şu sıralar talep fazlalığı olduğu için hayvancılıktan kazanılan gelirin iyi [6] 27 Ekim 2010 Çarşamba olduğunu anlatan Özder, şöyle konuştu: "İthalatla beraber fiyatlar düşerse, hayvancılıktan para kazananlarda zarar edecek ve bir kısmı bu işi bırakacak. O nedenle ithalatın çok dikkatli yapılması gerek. Çözüm için, üretimin artırılması, girdi maliyetlerinin düşürülmesi, yem, işçilik ve akaryakıtın düşürülmesi, destek ve kredi verilmesi lazım. Ancak bu destekler yerini bulmalı." Özder, 1986'da hayvancılığın büyük bir darbe yediğini belirterek, bugüne gelinmesinin 3-5 yılın sorunu olmadığını bildirdi. Özellikle 1980'li yıllardan itibaren serbest piyasa ekonomisine geçildiğini bildiren Özder, bu geçişle Türkiye'de hayvancılığın perişan olduğunu iddia etti. Rakamlara bakıldığında, o dönemden bu yana hayvan sayılarında çok ciddi düşmeler olduğunun görüleceğini anlatan Özder, serbest piyasa ekonomisine geçince, hayvancılığa müdahale edilmemesi gerektiği ve müdahale kurumlarının devam etmemesi gerektiğinin zannedildiğini ve yanlış uygulamalar yapıldığını söyledi. Özder, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu yanlış anlaşılma nedeniyle, Et ve Balık Kurumu, Süt Kurumu ve fabrikalar önemini yitirdi. Bunlar gidince zayıf olan yetiştirici rekabet edemedi, en ufak bir ekonomik sıkıntıda işini terk etti. Buna bağlı olarak, köyden kente göçler artmış ve bu şekilde hayvancılık geriye gitmişti. 1980'li yıllarda 60 milyona varan küçükbaş hayvan sayımız şimdi 30 milyona indi. Manda sayımızın neredeyse yüzde 90'ı gitti. Tiftik keçisi ve dünyada bir tek bize özgü Ankara keçisini neredeyse bitirmişiz. Yavaş yavaş piyasa düzenleme kurullarının kurulması gerek."

DÜNYA incelendiğinde başta ABD olmak üzere Avrupa'nın tamamında müdahale kurumlarının olduğunu anlatan özder, bu kurumlar sayesinde dengenin sağlandığını ifade etti. Fiyat istikrarının sağlanmasının çok önemli olduğunu belirten özder, bu durumu Türkiye'nin daha yeni yeni anlamaya başladığını söyledi. Özder, şunları kaydetti: "Proteini en fazla ve en ucuz hayvansal gıdalardan sağlıyoruz. Toplumların zeka gelişiminin iyi ve daha sağlıklı olması için mutlaka hayvansal gıda tüketimi yüksek olması lazım. Et ve süt, tıpkı petrol ve uranyum gibi stratejik üründür. Çünkü, insanlar artık beyinleriyle savaşıyorlar. Türkiye'de kişi başı günde 26 gram hayvansal gıda tüketilirken, Avrupa'da 65 grama çıkıyor. ABD'de ise 74 gram civarında. Çin'de 50 yıl öncesine kadar pirinç ve bitkisel ürün tüketen, kırmızı et ve sütü en az tüketen toplumdu ancak 10 yıl içinde kişi başı 7 litre olan süt tüketimini, 25 litreye çıkardılar." TRAKYA'NIN TAMAMINA KURBANLIK HAYVAN SEVKİYATI YASAKLANDI (TÜRKİYE) Bursa Tarım İl Müdür Vekili Murat Demirkıran, yazılı açıklamasında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca Trakya'ya yapılan canlı hayvan şevkine getirilen kısıtlamalar ve uygulanan yoğun aşılama programları sonucunda, Kasım 2007 tarihinden itibaren Trakya'da şap hastalığı mihrakının görülmediğini hatırlatarak, OIE tarafından "Trakya'nın Şap Hastalığından Ariliği Statüsü"nün bundan sonra da korunması istendi. İSTANBUL'UN DA YARISI DAHİL [7] 27 Ekim 2010 Çarşamba Besicilikle uğraşan yetiştiricileri uyaran Demirkıran, şunları kaydetti: "Bu doğrultuda, İstanbul un Avrupa yakası da dahil olmak üzere Anadolu'dan Trakya'ya yapılacak canlı hayvan şevklerine izin verilmeyecektir. Kurban Bayramının yaklaşması nedeniyle ilimizden Trakya'ya kurbanlık hayvan sevk etmeyi planlayan yetiştiricilerimizin bu hususu bilmeleri önem taşımaktadır. Bu sebeple İstanbul'un Avrupa yakası da dahil olmak üzere Trakya Bölgesine kurbanlık amaçlı hayvan şevki yapılamayacaktır." BÜYÜKBAŞ 5.000 KÜÇÜKBAŞ 500 TL Yİ BULDU ŞİMDİ TEK UMUT İTHAL KURBANLIKLAR (AKŞAM) İthal hayvan getirilmesine karşın bir türlü düşürülemeyen et fiyatları, kurbanlıklara da yansıdı. Üç hafta sonra kutlanacak Kurban Bayramı öncesi hayvan pazarlarında görücüye çıkan kurbanlıklar cep yakıyor. Geçen yıla göre 100-150 TL aralığında zamlanan fiyatlar, dar gelirlileri zorlayacak. Bu yıl vakıf ve dernekler 400 TL ila 450 TL aralığındaki fiyatlarla vekaletle kurban kesecekler. İşte bazı kuruluşların tarifeleri: KIZILAY: Türk Kızılayı, bu yıl "Kurbanımız Pakistan İle Kardeş Payı" sloganıyla kampanyasını devreye soktu. Kurban bedeli yurtiçinde 410 TL, yurtdışında 280 ABD Doları ve 210 Euro olarak belirlendi. TÜRK HAVA KURUMU: Vekaleten kesim için kayıtlar alınmaya başladı. Kurum, bu yıl kurban bedelini yurtiçinde 420 TL, yurtdışında 300 Dolar veya 210 Euro olarak belirledi.

MEHMETÇİK VAKFI: 90 bin kurban vekaletiyle sınırlı olan kampanya yurtiçine yönelik olarak planlandı. TSK Mehmetçik Vakfı'nın bu yıl tespit ettiği kurban fiyatı ise 400 TL oldu. TÜRKİYE DİYANET VAKFI: Bu yıl için bir kurban bedeli 450 TL olarak tespit edildi. Kurbanlıklarda hormon paniği KURBANLIKLARDA uygulandığı iddia edilen hormon ilaçlan ise Kurban Bayramı öncesi bir endişeye yol açtı. MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesinde, Lübnan, Iran ve Suriye'den yasa dışı yollarla getirilen hormon ilaçlarının hayvanlara verildiği ve' kurbanlıkların daha ağır gelmesinin sağlandığı iddialarına dikkat çekti. Çelik, "İlaçların temini ve kullanılmasına karşı ne gibi tedbirler almaktasınız? Vatandaş, ilaç kullanılıp kullanılmadığını nasıl tespit edecek?" diye sordu. YEREL, ULUSAL VE KÜRESEL VİZYONU BİRLEŞTİREN SEKTÖR POLİTİKALARI GEREKLİ (DÜNYA EK) Dünya ekonomisinde, ABD ve Avrupa'da deflasyon ve durgunluk riskine rağmen, borsa endekslerinin, altın ve diğer emtia fiyatlarının spekülasyonla hızla artması, kur savaşlarının başlamasını olumlu gelişmeler olarak görmüyoruz. Bu tablonun gerisinde reel sektörde yeni teknolojilere kayma, küresel düzeyde tekelleşmenin artması, büyük uluslararası şirketlerin her alanda güçlenmesi, ulusal ve yerel şirketlerin giderek zayıflaması gibi bir gerçek yatıyor. Bu ortamda günlük gelişmelerin ötesinde mümkün olduğu kadar uzağı görmeye çalışmamız ve kentsel gelişme stratejileri, bölgesel ekonomik gelişme stratejisi ve ulusal sektör politikaları olmak üzere üç alanda ulusal strateji geliştirmemiz gerekiyor. Bölge Kalkınma Ajansları bölgesel gelişme stratejisi için önemli kurumlar. Ancak ulusal strateji yani bütüncül bir bakış açısı olmaksızın sürdürülebilir bir gelişmenin sağlanması mümkün değil. Aynı durum sektör stratejisi ve politikası için de geçerli. Bir sektörde arz, arz kalitesi, sektördeki şirketlerin taşıması gerekli kriterler, devlet tarafından bütüncül bir bakış açısı ile belirlenmeli ve yönlendirilmeli. Bu üç alanda ulusal stratejiye Batı Akdeniz Bölgesi de büyük ihtiyaç duyuyor. Tarım, turizm ve ticaret sektörlerinde yeni politikalar, sanayide ise uluslararası rekabet gücünü artırmamız gerekiyor. Tarımdaki küçük üretici yapısının zayıflığını ancak üretici birlikleri, kırsal kesimde planlama-tarımsal ekipman-danışmanlıkpazarlama merkezleri ile aşabiliriz. Turizmde yeni bir sektör politikası ile yatırımları iç bölgelere çekmek, alternatif turizm ürünlerini ve butik otel yatırımlarını teşvik etmek gerekiyor. Ticarette ise Büyük Mağazalar Yasası gibi, küçük işletmeleri koruyacak, hatta bunun ötesinde kurtaracak yasal düzenlemelerin acilen çıkarılması gerekir. Sanayide büyükler daha büyürken, küçükler Çin malları ile rekabet, büyük mağazalara ürün satabilme, finansman sorunlarıyla boğuşuyor. Diğer taraftan kentlerimizin gelişmesi halen ticareti, turizmi, hizmet [8]

sektörünü destekleyecek nitelikte değil. Bu saptamalardan sonra bölgemizdeki sektörel gelişmelere göz atacak olursak son iki yılda kriz etkisinin sonuçlarını ve son aylarda çıkış işaretlerinin göründüğünü, fakat zayıf kaldığını görüyoruz. Yatırımların gelişmesi kur, girdi ve ulaşım maliyetleri gibi faktörlere bağlı Antalya'da 2008 yılındaki enerji yatırımı etkisi haricinde bu yıl ancak kriz etkisinin telafi edildiği görülüyor. Yatırımlardaki bu gelişmeye rağmen, Burdur ve Isparta'daki yatırım artışında madencilik ve orman ürünleri alanındaki birer yatırımın belirleyici olduğunu, bu yatırımlar çıkarıldığında yatırım hacminin Burdur'da 15 milyon TL, Isparta da 30 milyon TL düzeyinde kaldığı anlaşılıyor. Bu iki büyük yatırım olumlu bir gelişme olmakla birlikte, bu gelişmenin kalıcı olması daha önemli bir konu. Burdur ve Isparta nın bölgesel teşvikler kapsamında ikinci bölge kategorisinde değerlendirilmesi bir sorun. Buna rağmen bölgede başta mermer olmak üzere sektörel yatırımların gelişmesi ihracatta karşılaşılan kur, girdi ve ulaşım maliyetleri gibi faktörlere bağlıdır. Bölgemiz için önem taşıyan hayvancılık sektöründeki sorunlar biliniyor. Küçük üretici fiyat ve maliyet baskısı ile besicilikten vazgeçme eğilimine girdi. Bu eğilimi tersine çevirmek için yeni politikalara ihtiyaç bulunuyor. Son yıllarda süt ürünleri gibi alanlarda küçük yatırımlarla yerel markalar ortaya çıkıyor. Ancak bu yerel markaların pazara giriş koşullarının da ciddi biçimde iyileştirilmesi gerekli. Antalya'da ise turizmdeki yatırım hacmi 195 milyon TL düzeyinde kalırken, tarım ve gıda sanayinde 50'şer milyon TL düzeyine çıkıldığını, sağlık,.diğer imalat ve ticaret sektörlerinde de yatırımların çeşitlendiğini görüyoruz, ihracat cephesinde yılın ilk yarısında bölgemiz ihracatı yüzde 30'lar düzeyinde arttı. Antalya'dan ihracat 609 milyon dolara çıkarken, Burdur ihracatı 37 milyon dolar, Isparta ihracatı 56 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Antalya ihracatının yüzde 51 'i tarım, yüzde 38'i sanayi, yüzde 11 'i maden ürünlerinden oluştu. Burdur ihracatının yüzde 78'i mermer ağırlıklı madencilik ürünleri oldu. Isparta ihracatının en önemli kalemi ise yüzde 37 gibi bir oranla çimento oldu. Tarım ve madencilik ürünleri ise Isparta ihracatında yüzde 18 ile eşit düzeylerde pay aldı. Buna rağmen ihracatta alınması gereken önemli bir mesafe bulunuyor. Yapısal sorunların çözümünde ilerleme sağlanamadı Bölgemiz ekonomisindeki 3 T'ye, sanayinin S'si de giderek belirgin biçimde katılıyor. Sanayi markalarımız güçleniyor, sanayi üretim ve ihracatımız artıyor. Yakın gelecekte bölgemizdeki üç organize sanayi bölgesindeki tesis sayısı 270'lere çıkacak. Halen 9 bini aşan OSB'lerdeki istihdam sayısının 20 bini aşacağını öngörüyoruz. Gıda, plastik, ağaç ürünleri, yapı ürünleri, tarımsal girdi üretiminin ağırlık kazandığı sanayi sektöründe tüketim mallarında çeşitlenme artıyor. Kuşkusuz sanayi üretimi bölgesel pazara dönük olarak başlasa bile bir süre sonra zorunlu olarak [9]

uluslararası düzeyde konumlanmak zorunda. Bu nedenle sanayi sektöründe makro ekonomik koşullar, rekabet gücünü belirleyen girdi maliyetleri önem kazanıyor. Türkiye ekonomisinin genelinde olduğu gibi, bölgemizde de en önemli sorun özellikle ticaret ve hizmet sektörlerindeki mikro işletmelerde yaşanıyor, istihdamın yüzde 60'ını sağlayan bu kesim, yapısal sorunlar yaşıyor. Son yıllarda KOSGEB ve Halk Bankası kanalıyla bu kesime sağlanan finansman desteğinde gelişme sağlanmış olmakla birlikte yapısal sorunlar konusunda çok fazla ilerleme sağlanamadı. Bu alandaki verimsizlik ve yıkıcı rekabet bir taraftan ekonomide kaynak kaybı yaratmakta, diğer taraftan bu kesimdeki çözülme nedeniyle işsizlik oranı yüksek kalmaktadır. Büyük dağıtım zincirlerinin gelişmesi, kentlerimizin gelişme çizgilerinin küçük ticaret ve hizmet işletmelerini korumak bir yana cezalandırması, ticari alanların, işyeri açılışların planlanmaması, kalite denetiminin yeterli düzeyde olmaması bu kesimdeki sorunların temel kaynaklarıdır. Bu nedenle bölgemizde hızlı tren ulaşımı, bütün sektörlerin gelişmesi için önemlidir. Kentsel cazibenin artması turizmin iç bölgelere girmesi, kentlerde ticaretin gelişmesi için gereklidir. Bu alanlardaki ilerleme sadece yerel düzeyde sağlanamaz, ulusal politikaların da bu konulara bütüncül bir bakış açısı ile yönelmesi zorunludur. HAYVANCILIK SEKTÖRÜNE CAZİP KREDİ (GÜNBOYU) CAZİP kredi olanağının hayvancılık sektörünü hareketlendirdiği belirtildi. Adana İl Tarım Müdür Yardımcısı Ömer Akmaz, yaptığı açıklamada, 1 Ağustos tarihinde yayımlanan kararname ile süt sığırcılığında, damızlık et sığır yetiştiriciliğinde, büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde, manda, koyun ve keçi yetiştiriciliğinde, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın bütün faaliyetlerinde 2 yıl ödemesiz, 5 yıl taksit ödemeli toplam 7 yılda ödenmek üzere faizsiz kredi uygulaması getirildiğini ifade etti. Süt sığırcılığında üst limitin 7,5 milyon lira, besicilikte üst sınırın 3 milyon lira olduğunu belirten Akmaz, sektörde yer alan veya sektöre girmek isteyenlerin destekleme kredilerinden en iyi şekilde yararlanmaları gerektiğini ifade etti. Akmaz, desteklerden yararlanmak için Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı olunması gerektiğini bildirdi. SEKTÖR HAREKETLENDİ Kredi kullanımına yoğun ilgi gösterildiğini gözlemlediklerini belirten Akmaz, "Tarım il Müdürlüğümüze hemen hemen her gün 3 üretici gelerek bu konuda bize danışıyor. Bizde kendilerini Ziraat Bankasına yönlendiriyoruz" dedi. Şimdiye kadar bitkisel üretim yapan üreticilerin hayvansal üretime geçmek için yoğun çaba harcamaya başlamasının ardından küçük ve büyükbaş hayvan fiyatlarının da artmaya başladığını anlatan Akmaz, "Kredilerin verilmeye başlanmasıyla birlikte sektörde hayvan fiyatları da yükseldi. Destekleme kredilerinden önce 4 bin liradan satılan dana fiyatları yüzde 70 [10]

oranında artarak 7 bin liraya kadar çıktı" diye konuştu. Bu arada, sıfır faizli 7 yıl vadeli yatırım ve işletme kredisinden verilmeye başlandığı 1 Ağustos 2010'dan bugüne kadar 13 bin 500 kişiye 1 milyar lira tutarında kredi kullandırıldığı öğrenildi. TARSIM'DEN ÇİFTÇİLERE HASAR ÖDEMESİ (YENİGÜN) Tarım Sigorta Havuzu (TARSİM), Hatay İli ve çevresinde 2010 yılında doğal riskler sonucunda bitkisel ürünleri ve süt sığırları hasar gören toplam 56 üreticiden dördüne tazminatlarını Samandağ'da sembolik çeklerle ödedi.samandağ Kaymakamı Süleyman Özçakıcı, fırtınadan hasar gören Edip Akıncı adlı çiftçiye 17 bin 594 Tl. çekini vererek tebrik etti. Erik, kaysı gibi meyveleri zarar gören Ferit Havare adlı çiftçiye Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir çekini teslim etti. TARSİM Genel Müdürü A.Bülent Bora, "Hiçbir kar amacı olmayan Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi çerçevesinde, ülke genelinde başlangıcından bugüne kadar poliçe sayısı 1 milyon adedi geçmiş ve 119 bin 101 adet hasar dosyası için önümüzdeki günlerde 80 milyon TL'lik hasar ödemesi daha gerçekleştirilecektir. Böylelikle 285 milyon L hasar ödenmiş olacaktır" dedi. Hatay İli ve çevresinde, hasar tazminatlarını ağırlıklı olarak dolu, fırtına ve don risklerine karşı ödediklerini belirten Bora, 2010 yılı başından bu yana aynı bölgede tarımsal üretim faaliyetinde bulunan 56 üreticiye 336 bin 402 Tl hasar ödemesi yaptıklarını dile getirdi ve üreticilerin mağduriyetlerini giderdikleri için mutlu olduklarını ifade etti. BAKAN EKER: ET İTHALATI DEVAM EDECEK (AJANS HABERİ) Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, et sıkıntısıyla ilgili kısa vadede aldıkları tedbirler arasında, ihtiyaç duyuldukça et ithalatının sürdürülmesinin de yer aldığını ifade etti. Bakan Eker, et fiyatlarının artmasındaki bir etkeni de, Benim zabıtam yok, benim Bakanlık olarak denetim mekanizmam yok. O nedenle kasap eti kaça almış kaça satıyor, kontrol edemiyoruz. Bu yüzden de et fiyatlarında edinilmesi gerekenden fazla kar elde edilebiliyor diye açıkladı. Ankara Sanayi Odası nın (ASO) Ekim ayı Meclis toplantısına katılan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker burada et fiyatlarının artması ile ilgili görüşlerini ve tarım sektöründeki son rakamları dile getirdi. DENETİM YETKİM YOK Bakan Eker, et fiyatlarının dünyada ortalama yüzde 23 oranında arttığını ifade ederek, Türkiye de fiyat artışının dünyadakinin gerisinde kaldığını ifade etti. Eker, et fiyatlarının artmasındaki temel nedenlerden biri olarak da Bakanlık olarak kendilerinde denetim yetkisi olmamasını gösterdi. Bakan Eker, Bana balı zabıta yok, denetim mekanizmam yok, bu nedenle de hangi kasap eti kaça almış kaça satıyor. Kontrolünü yapamıyoruz. Şu an da Karkas ette bile kasap maliyetinin üzerinden elde etmesi gereken kardan çok daha fazla kar elde etmek için eti pahalıya satabiliyor dedi. [11]

ET FİYATLARININ ARTMASINDA KURAKLIK ÖNEMLİ OLDU Türkiye de yaşanan et fiyatlarındaki artışın indirgemeci yaklaşımla açıklanamayacağını ifade eden Bakan Eker, 2002 ve 2009 yıllarında et fiyatlarında enflasyon üzerinde bir artışın olmadığını savundu. Bakan Eker, Türkiye 2007-2008 yıllarında en şiddetli kuraklıklarından birini yaşadı. Bu durum hayvancılığın aleyhine gelişti. Ama bu memlekette kesilecek hayvan sıkıntısı yok dedi. 1 MİLYON TONDAN FAZLA ET ÜRETİYORUZ Bakan Eker, mevcut et kombinesinin yılda yüzde 30 una kadar kesilebildiğini ifade ederek, Türkiye de 11 milyon sığırın varsa, bunun 3.3 milyonunu kesebilirsin demektir. Her hayvanda 200-250 kg. et olduğu hesaplanırsa, yılda 800 bin ton büyük baş hayvandan et getirisi olur. TÜİK rakamlarına göre de Türkiye de 27 milyon keçi ve koyun var. Koyun ve keçide kasaplık et yıllık yüzde 48 dir. Bu kesimin yapılması ile de 200 bin ton et sağlanır ve bu şekilde Türkiye de mevcut 1 milyon ton yıllık et üretim potansiyeli var. Kaçak ve kayıt dışı etlerde bu rakamlara dahil değil tabiî ki dedi. TÜRKİYE DE BÜYÜKBAŞ HAYVAN SAYISI YÜZDE 10 A YAKIN ARTTI Türkiye de sığır varlığı sayısının yüzde 9.3 oranında arttığını ifade eden Bakan Eker, Biz geldiğimizde 9.8 milyon olan büyükbaş hayvan sayısı şimdi 11 milyona çıktı. 1 hayvandan yılda bin 700 litre süt elde edilirken bugün bin 800 litre süt elde ediliyor. Türkiye nin 8.5 milyon ton olan süt üretimi bugün 12. Milyon tona çıktı dedi. Bakan Eker, Türkiye nin 50 milyon ton kaba yeme ihtiyacı olduğunu ifade ederek, Türkiye de 25 milyon ton yani ihtiyacın yarısı kadar kaba yem üretiliyordu. Biz bunun 35 milyon tona çıkmasını sağladık. Eğer biz tarımı ihmal etmeseydik Türkiye nin 2005 yılına kadar bir tarım kanunu olurdu. Bu kanunu da biz çıkardık dedi. Bakan Eker, 2002 yılında çiftçiye 1 milyar 860 milyon TL destek verildiğini ifade ederek, bu rakamın bu yıl 5 milyar 600 milyon TL ye çıkarıldığını belirtti. Bakan Eker, 2002 yılında çiftçiye 1 milyar 860 milyon TL destek veriliyordu. Bu rakamın yalnızca yüzde 4.4 ü hayvancılığa gidiyordu. Yani Türkiye 2002 yılında 83 milyon TL hayvancılık sektörüne destek veriyordu. Biz bu rakamı bu yıl 1 milyar 250 milyon TL ye çıkardık, sadece hayvancılık için. Genel manada tarım desteği 3 kat arttı diye konuştu. Çiftçiye sağlanan desteğin önemli bir kısmını girdi desteği oluşturduğunu ifade eden Bakan Eker, Desteğin bir kısmı mazot, gübre ve sertifikalı tohum desteğidir. 2002 de 75 bin ton sertifikalı tohum kullanılırken, bugün bu rakam 300 bin tonları aştı. Bu hep çiftçimize verdiğimiz desteğin göstergelerindendir dedi. 2002 DEN BU YANA ÇİFTÇİ SAYISI 2.5 MİLYON AZALDI [12]

2002 yılında tarım sektöründe 7.5 milyon insan çalıştığını dile getiren Bakan Eker, o dönemde Türkiye de çalışan her 100 insanın 35 inin çiftçi olduğunu belirti. Bakan Eker bu insanların ürettiği bitkisel ürünlerin değerinin 23 milyar dolar olduğunu ifade ederek, Türkiye nin 2002 yılında bu hacmiyle tarımsal büyüklükte dünyada 11. sırada olduğunu ifade etti. Eker konuşmasını şöyle sürdürdü: Dünya Bankası nın açıkladığı 2008 yılı rakamlarına göre şimdi tarımsal büyüklükte dünya 8. Konumundayız. Bugün Türkiye de tarım sektöründe 5 milyon insan çalışıyor. Çalışan sayısı 2.5 milyona yakın düştü. Ama imdi bu 5 milyon insanın ürettiği bitkisel ürünlerin değeri 56.6 milyar dolara ulaştı. Bu verimliliğin artması demek. Alan artmadı, yeni tarım anları kazanılmadı, bu sadece verimliliğin artmasından kaynaklanıyor. 2.5 milyon insanın tarım sektöründen çıkarak, şehre göç ettiğini ifade den Bakan Eker, Şimdi bu insanlarda üretici olmaktan çıktı ve tüketici oldu. Hem onun ürettiği hayvan pazardan çekildi, hem de bu insanlar mevcut üretimden pay almaya başladı. Bu da pazara talep artışı olarak yansıyor" dedi. 16 ÜRÜNE PRİM DESTEĞİ VERİLİYOR Bakan Eker, iktidara geldiklerinde doğrudan prim desteğinin uygulandığını hatırlatarak, Biz iktidara geldiğimizde doğrudan gelir desteği diye bir şey vardı. Devlet arazisi olan a belli bir para veriyordu ve ne üreteceğine nasıl üreteceğine karışmıyor ve [13] 27 Ekim 2010 Çarşamba denetlemiyordu. Biz bunu değiştirdik. Hububata prim desteği veriyoruz. Bakliyata, Türkiye nin arz açığı olan yağlı tohumlara prim desteği veriyoruz. 16 ürüne prim desteği veriyoruz. Biz üreticiye diyoruz ki üret, ama ben ne ürettiğini bileyim ürettiğini malı sattıktan sonra bana belgeni getir ben de sana kilogram başı prim ödeyeyim diyoruz dedi. YÜZDE 50 HİBE DESTEK Bakan Eker, üretimde verimliliğin artması için tarım ve hayvancılık sektörünü ilgilendiren 30 çeşit makine ve ekipmana yüzde 50 hibe destek verdiklerini ifade etti. Bakan Eker, Bugüne kadar 63 bin projeye 300 milyon dolar hibe olarak ödeme yaptık dedi. 2002 yılında 50 den fazla büyükbaş hayvan üreten yer sayısının 4 bin 300 olduğunu ifade eden Bakan Eker, bugün bu rakamın 18 bin 650 ye yükseldiğini belirtti. Bakan Eker, 2010 yılı başında Doğu Anadolu da 16 ilde, güneydoğu Anadolu da da 9 ilde proje başlattıklarını söyleyerek, 50 adetin üzerinde büyükbaş hayvan üretimi yapacağını söyleyen kişilere yüzde 40 hibe destek veriyoruz. Ekipman alımına, üretimine destek veriyoruz. Üretim yapacağı yerin inşasına ise yüzde 30 hibe destek veriyoruz. Bugüne kadar 210 işletmenin başvurusunu kabul ettik. Bakan Eker tarımsal faaliyetlerin arttırılması amacıyla 14 Ekim e kadar 15 bin 500 kişinin yaklaşık 1 milyar 50 milyon TL kredi kullandığını ifade etti. Eker, Bu rakam bugünlerde 20 binlere ulaşmıştır dedi.

TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI BAYRAKTAR TÜRKİYE DE ŞU AN HAYVAN SIKINTISI OLDUĞU KANAATİNDE DEĞİLİZ, ANCAK BAZI SPEKÜLATÖRLER TÜRKİYE DE FİYATLARI YÜKSELTMEK ÜZERE BİR TAKIM AÇIKLAMALARDA BULUNUYORLAR (AJANS HABERİ) Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ''Türkiye'de şu an hayvan sıkıntısı olduğu kanaatinde değiliz, ancak bazı spekülatörler fiyatları yükseltmek üzere bir takım açıklamalarda bulunuyorlar'' dedi. Çeşitli incelemelerde bulunmak üzere Samsun'a gelen Bayraktar, beraberinde Samsun Ziraat Odası Başkanı Hasan Tütüncü ve ilçe ziraat odaları başkanlarıyla Vali Hüseyin Aksoy'u makamında ziyaret etti. Bayraktar, Türkiye'nin önemli bir ziraat potansiyeline sahip olduğunu ve tarım alanında teknolojinin en üst seviyede kullanması gerektiğini belirtti. Et fiyatlarının süt fiyatlarıyla bağlantılı olduğunu da vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti: ''Süt hayvancılığının 2008-2009 yıllarında yaşadığı sıkıntılar, hayvancılığı bu noktaya getirdi. Süt hayvancılığına yapılan teşvikler önemli. Sıfır faizli krediler veriliyor. Fiyatta istikrar yakalayamazsanız, ahırları doldurmanız bir şey ifade etmiyor. Üreticinin malı, sütü para etmiyorsa hayvanlarını kesime götürüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığımız görüşmede Süte Müdahale Kuruluna ihtiyaç olduğunu ilettik. Başbakanın talimatıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile bu konuyu görüştük. Bakanlığın bir müdahale kurulu oluşturması yönünde çalışması var. Biz süt hayvancılığını ayağa kaldırabilirsek, üretimde hedefleri doğru yaparsak besi hayvancılığı sorun olmayacak. Bu yaşananlar önümüzdeki aylarda normale dönecektir.'' Kurban Bayramı dolayısıyla canlı hayvan talebi konusunda sorulan bir soru üzerine Bayraktar, şunları kaydetti:''türkiye'de şu an hayvan sıkıntısı olduğu kanaatinde değiliz ancak bazı spekülatörler Türkiye'de fiyatları yükseltmek üzere bir takım açıklamalarda bulunuyorlar. Bu anlamda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamayı destekliyoruz. Hayvan sıkıntısı yoktur. Aksi yönde yapılan açıklamalara itibar etmemek lazım. Türkiye'nin havyan varlığı şuan için yeterli.'' [14]