ULUSAL TEMATİK RAPOR ve KESİŞEN KONULAR / SİNERJİ RAPORU. Rio Sözleşmeleri Kapsamında Türkiye nin Ulusal Kapasitesinin Değerlendirilmesi Projesi



Benzer belgeler
gef UNEP RİO SÖZLEŞMELERİ KAPSAMINDA TÜRKİYE NİN ULUSAL KAPASİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ PROJESİ FİNAL RAPOR

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI

Proje Faaliyetleri ve Beklenen Çıktılar

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Çalışma Grupları

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

ÇÖLLEŞME/ARAZİ BOZULUMU İLE MÜCADELE RAPORU

Yürütücü Kuruluş Çevre ve Orman Bakanlığı. Uygulayıcı Kuruluş Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Donör Kuruluş Küresel Çevre Fonu (GEF)

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12) EKİM 2015 TARİHLERİNDE ANKARA DA YAPILACAKTIR.

Proje alanı, süresi ve bütçesi

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12)

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

gef BAŞLAMA RAPORU UNEP RİO SÖZLEŞMELERİ KAPSAMINDA TÜRKİYE NİN ULUSAL KAPASİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ PROJESİ

ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

Karar -/CP.15. Taraflar Konferansı, 18 Aralık 2009 tarihli Kopenhag Mutabakatını not alır.

İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ?

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

BİR ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE GİRİŞİMİ DRYNET PROJESİ

Resmî Gazete Sayı : 29361

EĞİTİM, ÖĞRETİM VE KAMUOYUNUN BİLİNÇLENDİRİLMESİ BÖLÜMÜ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Hedefler, Aktiviteler, Çıktılar

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANINDA SU

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

BİLGİLENDİRME KİTAPÇIĞI

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI MÜCADELE ADIMLARI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜRKİYE KİMYA SANAYİ MECLİSİ 2015 YILI FAALİYET RAPORU

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE

Kadıköy Belediyesi Bütüncül ve Katılımcı İklim Eylemi Projesi İKLİM ELÇİLERİ DANIŞMA 1. TOPLANTISI

Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE ÖNCÜLERİN EĞİTİMİ -II

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

III. ÇALIŞMA GRUBU İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİLERİNE UYUM AÇILIŞ ÇALIŞTAYI

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

İklim Değişikliği ve Enerji İlişkisi

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

Araştırma Merkezlerinin Mevcut Durumu. Politika ve Uygulamalardaki Gelişmeler

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

ORMANLARIMIZ ve ORMANCILIĞIMIZ OLASI İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİNE KARŞI DİRENEBİLİR Mİ?

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

ULUSLARARASI KARBON PİYASALARI ARENASI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN AYAKİZİ DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNE GEÇİŞTE TÜRKİYE NİN ROTASI

SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ

Karbon Piyasasına Hazırlık Teklifi Market Readiness Proposal (MRP)

MDG-F 1680 TÜRKİYE NİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM KAPASİTESİNİN GELİŞTİRİLMESİ

2014 dünyanın en sıcak yılı olabilir

İKLİM MÜCADELELERİ. bu küresel sorunlarla yüzleşmede kilit bir rol oynayacak, eğitme, tecrübeye ve uzmanlığa sahiptir.

Tarımın Anayasası Çıktı

KÜRESEL ISINMA HAKKINDA ULUSLARARASI DÜZENLEMELER

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

Gökmen ÖZER/Coğrafya Öğretmeni

FİNANS VE TEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

Düşük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi Teknik Yardım Projesi

SANAYİDE & KOBİLERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASI PROJESİ HAZIRLIK ÇALIŞTAYI

3 Kasım 2006, İstanbul

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI SON GELİŞMELER VE ÜLKEMİZİN DURUMU

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ

TTGV Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Destekleri

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 15. Toplantısı. Kararlar. 07 Mart 2007 TÜBİTAK UZAY Enstitüsü Toplantı Salonu, Ankara

Türkiye nin İklim Değişikliğine Uyum Projesi ve Uyum Stratejisi

TEKSTĐL SEKTÖRÜ NÜN BÖLGESEL ANALĐZĐ: ÇEVRE YÖNETĐMĐ VE TEMĐZ ÜRETĐM. Tekstil Sektöründe Temiz Üretim Sempozyumu

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

TELKO ENERJİ ÜRETİM TURİZM SAN. ve TİC. A.Ş. EDİNCİK BİYOGAZ PROJESİ PROJE BİLGİ NOTU

Öncelikli Kimyasallar Yönetimi Şube Müdürlüğü Faaliyetler ve KOK Projesi

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

ORMAN AMENAJMANI Uluslararası Ormancılık 2. Hafta

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Altyapısı Kurulumu Projesi (KYM-75) 1 inci Kurumsal İrtibat Toplantısı

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

TÜRKİYE NİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İKİNCİ ULUSAL BİLDİRİMİNİN HAZIRLANMASI PROJESİ. Ġklim DeğiĢikliğinin Etkileri, Etkilenebilirlik ve Uyum ÇalıĢtayı

Gıda ve Tarım Sektöründe Uzun Vadeli Senaryolar Çalıştayı. 25 Aralık 2013

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü

Transkript:

ULUSAL TEMATİK RAPOR ve KESİŞEN KONULAR / SİNERJİ RAPORU Rio Sözleşmeleri Kapsamında Türkiye nin Ulusal Kapasitesinin Değerlendirilmesi Projesi Ankara, 2010

Rio Sözleşmeleri Kapsamında Türkiye nin Ulusal Kapasitesinin Değerlendirilmesi Projesi Ulusal Tematik Rapor ve Kesişen Konular / Sinerji Raporu ulusal paydaşların katkıları ile T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır. Yürütücü Kuruluş Çevre ve Orman Bakanlığı Uygulayıcı Kuruluş Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Donör Kuruluş Küresel Çevre Fonu (GEF) Bilgi ve rapora erişmek için Çevre ve Orman Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Dairesi Başkanlığı Söğütözü Cad. No:14/E Beştepe Ankara/TÜRKİYE Tel : +90 312 207 54 11-12 Faks: +90 312 207 54 54 Proje web sitesi: http://www.ncsa-turkey.cevreorman.gov.tr ISBN : 978-605-393-079-2 Çevre ve Orman Bakanlığı Yayınları No: 408 Bu raporun bütün hakları T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı na aittir. Kaynak göstermek kaydıyla yayın ve referans olarak kullanılabilir. Ankara, 2010

ULUSAL TEMATİK RAPOR Rio Sözleşmeleri Kapsamında Türkiye nin Ulusal Kapasitesinin Değerlendirilmesi Projesi

TEŞEKKÜR Sağlıklı bir çevre, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli unsurlarından biridir. Ulusal Çevre Yönetimi ni başarı ile uygulayan ülkeler sürdürülebilir kalkınma bakımından önemli avantajlar sağlamaktadırlar. Ülkede uygulanan sürdürülebilir kalkınma çerçevesiyle ulusal çevre yönetiminin ilişkilendirilmesi, kapasite değerlendirme çalışmalarının başta gelen amaçlarındandır. Taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Çölleşme İle Mücadele Sözleşmesi, ülkemize getirdiği yükümlülükler ve Sözleşmeler kapsamında yapılan uygulamalar dikkate alındığında, ulusal çevre yönetiminin çok önemli bir bölümünü kapsamaktadır. Değişik etmenler nedeniyle hızla azalmakta olan biyolojik çeşitliliğimiz, iklim değişikliğinden etkilenmekte olan ülkeler arasında yer almamız, çölleşme ve arazi bozunumu tehlikesiyle bunların doğuracağı sonuçları yakından hisseden ülkemiz için kapasite değerlendirme çalışmaları ayrı bir önem taşımaktadır. Rio Sözleşmeleri Kapsamında Türkiye nin Ulusal Kapasitesinin Değerlendirilmesi Projesi Türkiye nin bu konudaki eksikliğini gidermek amacıyla ele alınmış olup uygulama sonuçları itibariyle çok anlamlıdır. Proje kapsamında sözleşmelerle ilgili paydaşlar ve yükümlülükleri belirlenmiş, kapasite boşlukları ve kısıtları, kapasite fırsatları ve kapasite ihtiyaçları ortaya konarak ihtiyaçlar önceliklendirilmiş, üç Sözleşme arasında sinerji yaratmak amacıyla kesişen konular ve olası sinerji alanları tespit edilmiştir. Projenin sonraki aşamasını, bu çalışmalardan üretilen bilgilerin altlık olarak kullanıldığı detaylı bir kesişen konular/sinerji raporu ve eylem planı hazırlanması oluşturacaktır. Proje süresi boyunca, mevcut bilgilerin envanteri çıkarılmış, düzenlenen üç çalıştay ile paydaşların doğrudan katkıları sağlanmış, kimi paydaşlar ziyaret edilerek veya anket formları gönderilerek proje hakkında bilgilendirilerek katkıları alınmıştır. Bu çalışmaları yönlendiren Çevre ve Orman Bakanlığı, Müsteşar Sayın Prof.Dr. Hasan Z. SARIKAYA, Müsteşar Yardımcısı Sayın Sedat KADIOĞLU, Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Dairesi Başkanı Sayın Dr. Cengiz T. BAYKARA ve Dış Kaynaklı Projeler Şube Müdürü Sayın Salih AYAZ ile Proje Koordinatörü Sayın Dr. Fatma GÜNGÖR e ve ekibine desteklerinden ötürü teşekkür ederiz. Proje çalışmaları süresince bizlerle yakın ilişki içerisinde bulunan ve çalıştaylarda katkılarda bulunan Proje Yönetim Biriminde görevli Tematik Odak Grup temsilcilerine ve Bakanlık elemanlarına yaptıkları katkılar nedeniyle teşekkür ederiz. Bu çalışmalar için Kurum ve Kuruluşlarındaki yoğun işlerinden zaman ayırarak çalıştaylara katılan, ziyaretlerinde bulunduğumuz Kuruluşlarda yüz yüze görüşme imkânı sağlayan ve gönderdiğimiz anket formlarını doldurarak katkıda bulunan bütün Paydaş Kuruluşların elemanlarına şükranlarımızı sunarız. Raporun hazırlanma sürecinde danışmanlık desteği sağlayan Ortadoğu Ormancılık Proje Etüt ve Müşavirlik Tic. A. Ş. ye (ODOPEM), Proje için gerek masa başı çalışmalarıyla ve gerekse çalıştaylarda yoğun çalışmalar sonucu bilgi üreten ve bu bilgileri raporlayan ODOPEM in Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Ulusal Danışmanı Sayın Prof Dr. Selim KAPUR a, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Ulusal Danışmanı Sayın Doç.Dr. Etem KARAKAYA ya, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Ulusal Danışmanı Sayın Yrd. Doç.Dr. Alptekin KARAGÖZ e ve Destek Danışmanı Sayın Muzaffer SÜREK e teşekkür ederiz. Rio Sözleşmeleri Paydaşlarının ortak ürünü olan bu çalışmanın başarılı bir ulusal çevre yönetimine katkılar sağlaması dileğiyle. T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI

KISALTMALAR AB ABGS AGM AK AR-GE AR-GE DB BM BMBÇS BMÇMS BMİDÇS BSASY BSHY BTK BTDYO BTTDO CBS CITES ÇDP ÇED ÇEDPGM ÇOB ÇTÇS ÇYGM DD DİD DKMPGM DLH DMİ DPT DSİ EİEİ EİGM EPDK ETAE ETKB EYD GAP FAO GDO GEF GEKYA GZFT IPCC İDKK IUCN KHK KKGM KP LULUCF MAK MEB : Avrupa Birliği : Avrupa Birliği Genel Sekreterliği : Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü : Avrupa Komisyonu : Araştırma ve Geliştirme : Araştırma ve Geliştirme Daire Başkanlığı : Birleşmiş Milletler : Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi : Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi : Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi : Bütünleşik Sürdürülebilir Arazi ve Su Yönetimi : Bütünleşik Sürdürülebilir Havza Yönetimi : Bilim ve Teknoloji Komitesi : Bilimsel ve Teknolojik Danışma Yardımcı Organı : Bilimsel, Teknik ve Teknolojik Danışma Organı : Coğrafi Bilgi Sistemleri : Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme : Çevre Düzeni Planı : Çevresel Etki Değerlendirmesi : Çevresel Etki Değerlendirme ve Planlama Genel Müdürlüğü : Çevre ve Orman Bakanlığı : Çok Taraflı Çerçeve Sözleşmeleri : Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü : Doğa Derneği : Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Dairesi : Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü : Demiryolları Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü : Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü : Devlet Planlama Teşkilatı : Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü : Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü : Enerji İşleri Genel Müdürlüğü : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu : Ege Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü : Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı : Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı : Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı : Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü : Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar : Küresel Çevre Fonu : Gen Koruma ve Yönetim Alanları : Güçlü Yanlar, Zayıf Yanlar, Fırsatlar ve Tehditler : Hükümetler Arası İklim Değişimi Paneli : İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu : Uluslararası Dünya Doğayı Koruma Birliği : Kanun Hükmünde Kararname : Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü : Karbon Piyasası : Arazi Kullanımı ve Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık (AKAKDO) : Merkez Av Komisyonu : Milli Eğitim Bakanlığı

MUSİAD NCSA ODOPEM OECD OGM ORKÖY ÖÇK REC REDD SÇD SS STK SUGGK TAGEM TBMM TEMA TK TKB TM TMMOB TOBB TOKİ TPAO TT TTGV TÜBİTAK TÜBİVES TÜDAV TÜİK TÜSİAD UBSEP UÇEP UÇMEP UMK UNDP UNEP UNIDO WMO WWF YÖK : Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği : Ulusal Kapasite Değerlendirmesi : Ortadoğu Ormancılık Proje Etüt ve Müşavirlik Ticaret A.Ş. : Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü : Orman Genel Müdürlüğü : Orman-Köy İlişkileri Genel Müdürlüğü : Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı : Bölgesel Çevre Merkezi : Ormansızlaşma ve Ormanların Tahribinden Kaynaklanan Emisyonların Azaltılması : Stratejik Çevresel Değerlendirme : Sözleşme Sekretaryası : Sivil Toplum Kuruluşu : Sözleşmenin Uygulamalarını Gözden Geçirme Komitesi : Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü : Türkiye Büyük Millet Meclisi : Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı : Taraflar Konferansı : Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı : Takas Mekanizması : Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği : Toplu Konut İdaresi Başkanlığı : Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı : Taraflar Toplantısı : Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu : Türkiye Bitkileri Veri Servisi : Türk Deniz Araştırmaları Vakfı : Türkiye İstatistik Kurumu : Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği : Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planı : Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı : Çölleşme ile Mücadele Türkiye Ulusal Eylem Programı : Uluslararası Müzakere Komitesi : Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı : Birleşmiş Milletler Çevre Programı : Birleşmiş Milletler Sınaî Kalkınma Örgütü : Dünya Meteoroloji Örgütü : Doğal Hayatı Koruma Vakfı : Yüksek Öğretim Kurumu

YÖNETİCİ ÖZETİ 1990 larda, uluslararası camiada küresel çevrenin korunmasının gerekliliği konusunda görüş birliğine ulaşılmıştır. Bu görüş birliği içerisinde en dikkate değeri iklim değişikliği, biyoçeşitlilik ve arazi bozunumu/çölleşme konularına atıf yapan üç küresel sözleşmedir. Bu sözleşmeler; 1- Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (BMBÇS), 2- Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (BMÇMS), 3- Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesidir (BMİDÇS). Sözleşmelere taraf ülkelerin çoğu sözleşmeleri gerektiği gibi uygulamada ve sözleşmelerden yeterince yaralanmada yeterli kapasiteye sahip değillerdir. Bu sorunun farkına varan Küresel Çevre Fonu (GEF), küresel çevre yönetimi için kapasitelerini artırmak amacıyla katılımcı ülkelerin kullanabileceği fon oluşturmuştur. Biyoçeşitlilik, iklim değişikliği, arazi bozunumu ve kalıcı organik kirleticiler konularıyla ilişkili çok sayıda uygulanabilir proje vasıtasıyla GEF, kapasite oluşturma çalışmalarında ülkelere kaynak sağlamıştır. Türkiye de Rio Sözleşmeleri Kapsamında Türkiye nin Ulusal Kapasitenin Değerlendirilmesi Projesi bu bağlamda yürütülmektedir. Biyolojik çeşitlilik, başta gıda olmak üzere insanların temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Değişik olumsuz faktörler nedeniyle küresel biyolojik çeşitliliğin 2020 yılına kadar %20 sinin kaybedileceği tahmin edilmektedir (Alkamade ve arkadaşları, 2009). 1992 de uygulamaya BMBÇS doğal kaynakların korunmasına ve sürdürülebilir kullanımına yönelik küresel taahhütlerden birisidir. Biyolojik çeşitlilik bakımından zengin ülkelerinden biri olan Türkiye değişik olumsuz etkenler nedeniyle biyolojik çeşitlilik kaybıyla karşı karşıyadır. Bu kayıplar nedeniyle ortaya çıkacak olumsuz etkiler düşünüldüğünde, küresel bazda duyulan kaygıların ülkemiz için de geçerli olduğu bir gerçektir. Çölleşme kurak, yarı kurak ve az yağışlı alanlarda iklim değişimleri ve insan aktivitelerinin de dâhil olduğu çeşitli etmenlerin sonucunda oluşan arazi bozunumu olarak tanımlanmaktadır. Arazi bozunumu, arazinin toplumu ve gelişmeyi destekleyen ekosistem fonksiyonları ve hizmetlerini yerine getirmedeki kapasitesinin azalması anlamına gelmektedir. Arazi bozunumuyla ilgili uluslararası endişeler, tepkiler ve görüşler BMÇMS nin kabulü ile ilgili görüşmelerde sözleşme metnine dâhil edilmiştir. Çölleşme ile mücadele süreci çevre ve sürdürülebilir kalkınma konularının bir parçasıdır. Sözleşme ye göre çölleşmeye maruz ülkeler arasında yer alan ülkemiz için, geçmiş yıllarda yaşanan kuraklık ve sonuçları düşünüldüğünde, çölleşme ile mücadele büyük bir önem taşımaktadır. Fosil yakıt kullanımı, sanayileşme, hızlı nüfus artışı, enerji üretimi, ormansızlaşma gibi etkiler sonucunda atmosfere salınan gazlar sera etkisi yaratmaktadır. Bu durum dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına ve küresel ısınmaya yol açmaktadır. Sera etkisi yaratan gazların salımı hemen kesilse bile, bilim adamları etkinin uzun bir süre daha devam edeceğini ifade etmektedirler. Yapılması gereken; acilen sera gazlarının azaltılması, emilimini sağlayacak ekosistemlerin korunması ve geliştirilmesidir. Gezegenimizi iklim değişikliğinden korumak amacıyla atılan temel adım, 21 Mart 1994 yılından beri yürürlükte bulunan BMİDÇS dir. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) nin Türkiye senaryosunda, ülkede yıllık ortalama sıcaklığın ileriki yıllarda 2,5-4,0 C artacağı, Ege ve Doğu Anadolu`da artışın 4,0 C yi bulacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle iklim değişikliğine uyum (adaptasyon) faaliyet alanlarının belirlenmesi ve önceliklendirilmesi ile etkilenebilirlik kriterlerinin ortaya konması ülkemiz açısından da önem kazanmaktadır. I

Rio Sözleşmeleri Kapsamında Türkiye nin Kapasitesinin Değerlendirilmesi Projesi ile BMBÇS, BMÇMS ve BMİDÇS nin Türkiye de uygulanması için; mevcut ulusal kapasitenin ortaya konması, kapasite ihtiyaçlarının belirlenmesi ve önceliklendirilmesi, üç sözleşme arasındaki kesişen konuların ve sinerji alanlarının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda; Rio Sözleşmeleri bağlamında Türkiye nin ulusal kapasitesinin değerlendirmesi amacıyla yapılan bu çalışmada; Sözleşmelerle ilgili mevcut çalışmalara ilişkin yayınların, bilgilerin envanteri çıkarılmış, Paydaşların sözleşmelerden doğan yükümlülükler açısından kategorizasyonu yapılmış (kilit, doğrudan ilgili ve dolaylı ilgili paydaşlar), Yükümlülükler açısından Ulusal kapasite boşlukları ve kapasite ihtiyaçları belirlenerek önceliklendirilmiş, Üç Sözleşme için kesişen konular tespit edilmiş, sinerji yaratılabilecek temel konular ortaya konmuştur. Çalışma, paydaşlar ile yapılan yüz yüze görüşmeler, anketler yoluyla geri bildirim ve düzenlenen üç çalıştay yoluyla katılımcı bir yaklaşımla gerçekleştirilmiştir. Proje Yönetim Birimi ile işbirliği içinde düzenlenen çalıştaylar yoluyla ve ilgili kurumlarla irtibat kurularak geniş bir paydaş ağına ulaşılmaya çalışılmış ve sözleşmelerin etkin bir biçimde uygulanmasının sürdürülebilmesi için gerekli olan ulusal kapasite sistemsel, kurumsal ve bireysel düzeyde belirlenmiştir. Sözleşmelerin uygulanmasında kilit olarak belirlenen paydaşlar ve kapasite ihtiyaçları her bir sözleşme için aşağıda kısaca verilmektedir: Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (BMBÇS) Sözleşmenin kilit paydaşları; Çevre ve Orman Bakanlığı (ÇOB) Sözleşmenin Odak Noktası ve uygulamasından sorumlu kuruluştur. ÇOB na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMPGM), Orman Genel Müdürlüğü (OGM), İl Çevre ve Orman Müdürlükleri, Orman Ağaçları ve Tohumları Islah Araştırma Müdürlüğü, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı (ÖÇK), Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü (ÇYGM), Çevresel Etki Değerlendirme ve Planlama Genel Müdürlüğü (ÇEDPGM) kilit paydaş kuruluşlardır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı (TKB) Sözleşme ile ilgili sorumlulukları ve uygulamaları nedeniyle Sözleşme ile ilgilidir. TKB na bağlı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ve bağlı araştırma enstitüleri, Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü (TÜGEM), Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü (KKGM), Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü (TİGEM), İl ve İlçe Müdürlükleri de kilit kuruluşlardır. Bunlardan başka Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığa bağlı Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) de diğer kilit kuruluşlardır. II

Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Türkiye de konuyla ilgili yoğun bir bilgi birikimi olduğu görülmektedir. Özellikle yasal düzenlemeler ve kurumsal düzenlemeler bu Sözleşme hükümlerini yerine getirmeye yetecek düzeydedir. BMBÇS yükümlülüklerinden doğan hususlar yanında ülkenin kendine özgü sorunları da bulunmaktadır. Örneğin; biyolojik çeşitlilik mevzuatı ve Türkiye nin taraf olduğu uluslararası antlaşma ve sözleşmelerle ilgili uluslararası taraflar toplantılarına, konu uzmanlarının katılımlarının yetersiz oluşu; arazi mülkiyet kadastrosunun ve orman kadastrosunun tamamlanmaması gibi hiçbir yükümlülük alanı içinde değerlendirilemeyen hususlar, uygulamada sıkıntılar yaratmaktadır. Ana hatlarıyla bakıldığında yükümlülüklerin yerine getirilmesinde karşılaşılan temel sorunlar mali kaynak yetersizliği, insan kaynaklarının yetersizliği ile kurumlar arası organizasyon ve işbirliği konularıdır. Belirleme ve izlemede, veri sağlama, depolama ve paylaşımı gibi konularında da eşgüdüm eksikliğinden kaynaklanan sorunlar vardır. Ülkenin kapasite boşlukları ve ihtiyaçları karşısında en önemli fırsatlar ise zengin biyolojik çeşitlilik unsurlarına sahip olmamız, yasal ve kurumsal altyapılar ve yetişmiş elemanların varlığıdır. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (BMBÇS) Sözleşmenin kilit paydaşları; ÇOB Sözleşmenin Odak Noktası ve uygulamasından sorumlu kuruluştur. ÇOB na bağlı AGM, OGM, ORKÖY, Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü (DMİ), ÇYGM, DKMPGM, Araştırma ve Geliştirme Daire Başkanlığı (AR-GE DB), Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Dairesi (DİD), ÇEDPGM birinci derecede kilit paydaş kuruluşlardır. TKB özellikle tarımsal kuraklıkla ilgisi bakımından sözleşme ile ilişkilidir. TKB na bağlı TÜGEM, TAGEM ve KKGM kilit paydaşlardır. Başbakanlık (DPT, Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı; GAP, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı; TOKİ), Bayındırlık ve İskân Bakanlığı (Arazi ve Kadastro Genel Müdürlüğü, İller Bankası Genel Müdürlüğü) Ulaştırma Bakanlığı (Karayolları Genel Müdürlüğü) ile Yerel Yönetimler ve İl Özel İdareleri diğer kilit paydaş kuruluşlardır. BMÇMS kapsamında, ulusal kapasitemizin önceliklendirilmiş en önemli boşluklarından biri olan, Bütünleşik Sürdürülebilir Havza Yönetimi (BSHY) yaklaşımı temelinde Orman, Tarım, Mera ve Sulak Alanlarla ilgili olarak kilit, doğrudan ve dolaylı ilgili paydaşların ülke genelinde etkili olamamaları ve Sürdürülebilir Arazi ve Su Yönetim politikalarının bütünleşmelerine katkıda bulunamamalarıdır. Ülkenin, sistemsel-kurumsal-bireysel düzeydeki kapasite boşluklarından bir diğeri de, Çölleşme ile Mücadele Türkiye Ulusal Eylem Programı (UÇMEP), Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı (UÇEP), Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu nun ve ilgili mevzuatın ülke düzeyinde yeterince doğru olarak uygulanamaması ve bu bağlamda yaptırım eksikliklerinin olmasıdır. Benzer biçimde, su kaynaklarının yönetiminde Sürdürülebilir Su Yönetimi ve/veya Sürdürülebilir Su Yönetimini de içeren Bütünleşik Sürdürülebilir Arazi Yönetimi anlayışına uygun yasal düzenlemelerin olmaması ve/veya doğal kaynak kullanımında arazi ve su kullanımının bütünleştirilmemiş olması da önemli bir kapasite boşluğudur. Rio sözleşmelerinin aynı Bakanlık tarafından koordine edilmesi, ulusal eylem planlarının varlığı ve köklü yasal ve kurumsal araçların varlığı sözleşmenin etkin uygulaması için güçlü yönler olarak belirlenmiştir. Bireysel kapasite eksikliği kurumsal yapıdaki değişiklikler, eşgüdüm eksikliği ve paydaşların katılımlarının yetersizliği zayıf yönler olarak belirlenmiştir. III

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Sözleşmenin kilit paydaşları İDKK üyeleridir. Bunlar; Çevre ve Orman Bakanlığı (Koordinatör), Dışişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Hazine Müsteşarlığı, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği dir. Türkiye nin BMİDÇS ve Kyoto Protokolü süreçlerine geç dâhil olması; iklim değişikliği ile ilgili gerekli kurumsallaşma, altyapı oluşturulması ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı hazırlık çalışmalarının yapılmasını olumsuz etkilemiştir. Türkiye nin iklim değişikliği rejimi içindeki belirsiz durumu konusuna çözüm bulmak için ülkenin taslak ulusal stratejisini esas alarak eylem planının ivedilikle hazırlanması ihtiyacı vardır. Yükümlülükler açısından en temel kapasite boşluğu İklim Değişikliği konusunda Türkiye de en üst düzey organ olan İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu nun alt birimlerinin işleyişi ve koordinasyondan kaynaklanmaktadır. Kurumsal kapasiteyi artırma noktasında nitelikli uzman istihdam etme önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Kapasite artırımına önemli derecede katkı sağlayabilecek diğer bir yol ise iklim değişikliği ile ilgili resmi bir enstitü ve üniversitelerde araştırma merkezlerinin kurulmasıdır. Hemen hemen tüm yükümlülükler bağlamında ortaya çıkan kapasite boşluklarından bir tanesi finansman yetersizliğidir. İklim değişikliği yükümlülüklerini yerine getirmede ve çalışmalarda Türkiye nin henüz başlarda olması itibarıyla önemli derecede bilgi eksikliği ve farkındalık yaratma sıkıntısı vardır. IV

1. GİRİŞ 20. yüzyılın ikinci yarısı, çevre sorunlarının sınır aşan niteliğinin tüm dünya da belirgin bir şekilde hissedilmesine paralel olarak, uluslararası düzeyde çözümlerin geliştirilmesine yönelik çalışmaların da yoğunlaştığı bir dönemi kapsamaktadır. 1946 tarihli Uluslararası Balina Sözleşmesi ve 1959 tarihli Antartika Sözleşmesi, doğal varlıkların uluslararası işbirliği içerisinde korunması açısından ilk örnekler arasında yer almaktadır. Ancak, 1972 yılında Stokholm de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Çevresi Konferansı, konunun politik ve teknik açıdan sistematik bir şekilde ele alınmasını sağlaması nedeniyle bir milat olarak kabul edilmektedir. Stockholm Konferansı, 5 Haziran ın tüm dünya da Çevre Günü olarak anılıp konunun toplumun tüm kesimlerince en geniş katılımda ele alınmasını sağlamanın ötesinde, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) nın kurulmasına öncülük ederek kurumsal anlamda bir işleyişin de önünü açmıştır. 1987 yılında Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu nun hazırladığı Brundtland Raporu sürdürülebilir kalkınma yaklaşımını kavramsal olarak ortaya koymuş, 1992 yılında Rio da düzenlenen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı 21. yüzyılın yol haritası olarak tanımlanan ve Zirve de kabul edilen 5 belgeden birisi olan Gündem 21 ilkelerini kabul etmiş, 2002 yılında düzenlenen Johannesburg Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi de somut hedefler ve takvime bağlı eylem planını belirlemiştir. Çevre, insanoğlunun hayatını idame ettirebilmesi ve sürdürülebilir kalkınma için en önemli yapıtaşlarından biridir. Yeterli kapasite oluşturma da sürdürülebilir kalkınma için temel gereksinimdir. Sürdürülebilir kalkınma için belirlenen politikaların doğru ve tam uygulanabilmesindeki ülke başarısını, ekolojik ve coğrafik koşullar kadar, önemli oranda o ülke insanlarının ve kurumlarının kapasiteleri belirler. Sadece günlük ve acil sorunlar üzerine odaklanmak yerine, daha çok sorunun çözülmesi veya yeni sorunların ortaya çıkmasını önlemek amacıyla uzun dönemli planlar yapılmalıdır. Kapasite oluşturma veya var olan kapasitenin geliştirilmesi sorunların çözümü ve çözümlerin kalıcı olmasını sağlamak açısından temel bir adımdır. Sürdürülebilir Kalkınma İçin Dünya Zirvesi, kapasite oluşturmayı, Gündem 21 in amaçlarını gerçekleştirmenin en önemli basamaklarından biri olarak kabul etmiştir. GEF, yukarıda tanımlanan üç sözleşmenin ülkelerde başarıyla uygulanması için kapasite artırmak amacıyla, küresel çevre yönetimine yönelik Ulusal Kapasite Değerlendirme (National Capacity Self-Assessment; NCSA) projeleri uygulamaktadır. NCSA projelerinin amacı, Rio sözleşmelerine ilişkin küresel çevre yönetimi konularını ele almak üzere, ulusal öncelikli kapasite oluşturma ihtiyaçlarını belirlemektir. Ulusal öncelikli kapasite oluşturma süreci NCSA nın birbirini takip eden iki temel sürecinin çıktılarına dayandırılmaktadır. Birbirini takip eden bu iki temel süreç: üç sözleşmeye yönelik tematik değerlendirme, tematik değerlendirmelerle bağlantılı kesişen konuları ve sinerji alanlarını belirlemek, kesişen konular ve sinerji alanları ile ilgili ulusal kapasite eylem planı oluşturmaktır. Kapasite değerlendirme, sürdürülebilir kalkınma çabalarının bir parçası olan öncelikli çevresel konularla ilgili bireylerin, grupların, organizasyonların ve kurumların kapasitesi gibi bir ülkenin toplam kapasitesini tanımlar. Sözleşmelerden doğan sorumluluklarını yerine getirmek için, her ülke aşağıdaki işlevleri gerçekleştirmesi için kapasiteye ihtiyaç duyacaktır: V

ilgili haber ve bilgileri erişilebilir kılmak, bütün paydaşlar arasında anlaşma ve ortaklık tesis etmek, etkili politikalar, yasal düzenlemeler, stratejileri ve programları açık ve kesin bir biçimde belirlemek, insan, materyal ve parasal kaynakları harekete geçirmeyi ve yönetmeyi içine alan politikalar, yasal düzenlemeler, stratejileri, programları ve projeler uygulamak, izlemek, değerlendirmek, raporlamak ve ders çıkarmak. Bir ülkenin bu fonksiyonları başarıyla uygulayabilmesine olanak sağlayan bir ekonomik ve sosyal sistem, doğru politikalar, yetenekli bireyler, etkili kurum ve organizasyonların birlikte çalışmasına ihtiyaç vardır. 1.1. ULUSAL KAPASİTE GELİŞTİRME, DEĞERLENDİRME VE KÜRESEL DESTEK PROGRAMI 1 1990 larda, uluslararası camiada küresel çevrenin korunmasının gerekliliği konusunda görüş birliğine ulaşılmıştır. Bu görüş birliği içerisinde en dikkate değeri iklim değişikliği, biyoçeşitlilik ve arazi bozunumu/çölleşme konularına atıf yapan üç küresel sözleşmedir. Bu sözleşmeler; 1- Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (BMBÇS), 2- Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (BMÇMS), 3- Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesidir (BMİDÇS). Ulaşılan diğer bir ortak görüş, bu sözleşmeler etkili bir şekilde uygulanırlarsa, sürdürülebilir kalkınma ve gezegenimiz doğal kaynaklarının gelecek nesiller için korunması hedeflerine önemli katkılar sağlayacağıdır. Sözleşmelere taraf ülkelerin çoğu sözleşme süreçlerine iyi niyetle ve inanarak katılmalarına rağmen, Sözleşmeleri gerektiği gibi uygulamada ve sözleşmelerden yeterince yaralanmada yeterli kapasiteye sahip değillerdir. Bu sorunun farkına varan Küresel Çevre Fonu (GEF), küresel çevre yönetimi için kapasitelerini artırmak amacıyla katılımcı ülkelerin kullanabileceği bir fon oluşturmuştur. Biyoçeşitlilik, iklim değişikliği, arazi bozunumu ve kalıcı organik kirleticiler konularıyla ilişkili çok sayıda uygulanabilir proje vasıtasıyla GEF, kapasite oluşturma çalışmalarında ülkelere kaynak sağlamıştır. 1990 ların sonunda, küresel çevre yönetimine katılmaları için gelişmekte olan ülkelere kapasitelerini artırmak amacıyla yapılan yardımın giderek daha fazla önem kazandığını gören GEF Konseyi Kapasite Geliştirme Girişimi ni başlatmıştır. GEF ve UNDP arasındaki bu işbirliğinin amacı, ülkeler arasında ortak kapasite ihtiyaçlarını değerlendirmek ve bu ihtiyaçları karşılamak için bir strateji planlamaktır. Kapasite Geliştirme Girişimi ortak ülkelerle, GEF ve uygulayıcı kuruluşlarıyla, Biyolojik Çeşitlilik, İklim Değişikliği Çerçeve ve Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Sekreteryaları ile diğer çok ve tek taraflı organizasyonlarla ve hükümet dışı kuruluşlarla konu üzerinde yoğun bir şekilde fikir alış verişinde bulunmuştur. Kapasite Geliştirme Girişimi nin tavsiyelerini uygulamada ilk adım olarak, GEF Konseyi ulusal kapasite ihtiyaçlarının değerlendirmek isteyen ülkelere mali destek sağlamaktadır. Amaç, küresel çevreyi korumaya yönelik ulusal kapasite geliştirme ihtiyaçlarını ve önceliklerini belirleyecek ülkeleri ihtiyaç duyduğu konularda desteklemektir. Gelişmekte olan ve ekonomisi geçiş sürecinde olan 150 den fazla ülke NCSA programına dâhil olmuştur. 1 Global Support Program 2005, National Capacity Self-Assesment Resource Kit, GEF, UNDP, UNEPden alıntı VI

Ülkelerin tamamı, çevresel konularda yönetimin geliştirilmesi ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için gerekli kapasite geliştirme ihtiyaçlarını değerlendirmektedirler. Türkiye de Rio Sözleşmeleri Kapsamında Türkiye nin Kapasitesinin Değerlendirilmesi Projesi ni bu bağlamda yürütmektedir. 1.2. KÜRESEL ÇEVRE FONU (GEF) GEF; küresel çevre konularına yönelik ulusal sürdürülebilir girişimleri destekleyen, 178 ülke, uluslararası kuruluş, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör arasında kurulmuş bir ortaklıktır. GEF, altı odak alanı (İklim Değişikliği, Biyolojik Çeşitlilik, Uluslararası Sular, Arazi Bozunumu, Ozon Tabakası, Kalıcı Organik Kirleticiler) ile 2 adet kesişen alan (Etkin Kimyasallar Yönetimi ve Sürdürülebilir Orman Yönetimi) ile ilgili projelere hibe sağlar. Bunun yanında, GEF aşağıda belirtilen çok taraflı çevre antlaşmaları veya sözleşmeleri için finansal mekanizma olarak görevlendirilmiştir; örneğin imzalamış veya onaylamış oldukları sözleşmeler altında sorumluluklarını karşılamak için ülkelere yardım eder. Bu çok taraflı çevre antlaşmaları veya sözleşmeleri GEF in iki yürütme organı olan GEF Konseyi ve GEF Genel Kurulu na rehberlik ederler. Bu sözleşmeler; Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi, Kalıcı Organik Kirleticilere İlişkin Stockholm Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesidir. GEF uluslararası sular ve sınır aşan su sistemleriyle uğraşan çok sayıda küresel, bölgesel çok taraflı çevre anlaşmaları veya sözleşmeleri ile de ilişkilidir. Aynı şekilde, GEF sözleşmelerin amaçlarına ulaşabilmek için gelişmekte olan ülkelere fon oluşturmada yardımcı olur 2 GEF in Stratejik öncelikleri biyolojik çeşitlilik ve iklim değişikliğidir. Bu öncelik konularındaki destek alanları ise; Biyolojik Çeşitlilik konusunda: 1. Koruma alanı yönetiminde (kamu, yerel halk ve Sivil Toplum Kuruluşları; STK arasında) katılımcı uygulamalar, 2. Koruma alanları ve çevresinde yerel halkın koruyucu uygulamaları, 3. Denizel koruma alanı yönetiminde (kamu, yerel halk ve STK arasında) katılımcı uygulamalar, 4. Koruma statüsü henüz olmayan önemli doğa alanlarında, sürdürülebilir geçim stratejileri ve uygulamaları üzerine yerel halk ile çalışmalar, 5. Sürdürülebilir balıkçılık, sürdürülebilir ormancılık, doğa dostu tarıma dayalı geçim stratejileri üzerine yerel halk ile çalışmalar, 6. Üreticiler ile köy çeşitlerini in-situ koruma projeleri, 7. Çiftçi birlikleri, yerel üreticiler, araştırmacılar ve kamu kurumları ile genetik çeşitlilik ağı, 8. Genetik kaynakların kayıt altına alınması ihtiyacı ve bunların ticari ve diğer kullanımlarından doğan faydaların adil ve tarafsız paylaşımı konusunda kapasite geliştirme. 2 www.gefweb.org VII

İklim Değişikliği konusunda: 1. Enerji etkin bina, ürün ve işlemlerin yaygınlaşması için yenilikçi yaklaşımlar, 2. Enerjinin etkin kullanımı ve enerji etkinliği yönetmelikleri, standartları, kuralları ve teşvikleri üzerine farkındalık, 3. Yenilebilir enerjinin, yoksulluğun azaltılması ve üretim amaçlı kullanımlarının yaygınlaşması için yenilikçi yaklaşımlar, 4. Enerji ve organik gübre eldesi, kirliliğin önlenmesi amaçlı yerel biyogaz uygulamalarının yaygınlaşması için yenilikçi yaklaşımlar, 5. Yerel bitki türlerinin işlenmesi ile yerelleştirilmiş biyo yakıt üretiminin yaygınlaşması için yenilikçi yaklaşımlar, 6. Yakacak odun kesiminin yerel doğal ormanlara baskı yarattığı ve/veya fosil yakıtların yaygınlaştığı köylerin civarlarında enerji ormanı dikimi, 7. Sivil toplum kuruluşları ve belediyelerin ortaklığında motorsuz taşıt ulaşım imkânlarının geliştirilmesi, 8. Toplu taşımı özendirici ve kolaylaştırıcı yenilikçi yaklaşımlar, 9. Sera gazı salımlarını azaltan ve karbon tutan arazi kullanımı ve ormancılık yönetiminde, yerel halkla alternatif geçim yollarının geliştirilmesine yönelik çalışmalardır. 1.3. SÖZLEŞMELER 1.3.1. Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (BMBÇS) Biyolojik çeşitlilik, başta gıda olmak üzere insanların temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. İnsan faaliyetleri sonucu oluşan kirlilik kadar, doğal kaynakların insanoğlu tarafından sürekli ve yanlış kullanımı nedeniyle küresel biyolojik çeşitliliğin 2020 yılına kadar %20 sinin kaybedileceği tahmin edilmektedir (Alkamade ve ark., 2009). Biyolojik çeşitlikte meydana gelen kayıplar da, bu çeşitliliğin sağladığı ekolojik hizmetlerde de kayba neden olmaktadır. Sonuç olarak, birçok bireysel ve işbirliği içerisinde yapılan çabalar sonucunda biyolojik çeşitlilik kayıplarında son on yılda azalma gözlenmiştir. 1992 de uygulamaya giren Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (BMBÇS) doğal kaynakların korunmasına ve sürdürülebilir kullanımına yönelik küresel taahhütlerden birisidir. BMBÇS nin üç temel hedefi; biyolojik çeşitliliğin korunması, biyolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımı ile genetik kaynakların kullanımından kaynaklanan faydaların adil ve hakkaniyete uygun paylaşımı oluşturmaktadır. Türkiye bitki genetik çeşitliliği bakımından dünya üzerinde çok özel bir konumda bulunmaktadır. Avrupa ve Asya Anakaralarına yayılmış olan Türkiye toplam 78 milyon ha. yüzey genişliğinde bir alana sahip olup, üzerinde 4.080 i endemik olmak üzere toplam 12.476 takson barındırmaktadır. (Davis, 1965 1985; Davis ve ark., 1988; Güner ve ark., 2000; Vural, 2003; Erik ve Tarıkahya, 2004; Özhatay ve Kültür, 2006; Özhatay ve ark., 2009, 2009 BMBÇS Tematik Rapor ). Biyolojik çeşitlilik bakımından Avrupa ve Ortadoğu nun en zengin ülkelerinden olan Türkiye değişik olumsuz etkenler nedeniyle biyolojik çeşitlilik kaybıyla karşı karşıyadır. Bu kayıplar nedeniyle ortaya çıkacak olumsuz etkiler düşünüldüğünde, küresel bazda duyulan kaygıların ülkemiz için de geçerli olduğu bir gerçektir. Türkiye de yerinde koruma çalışmaları, 1950 li yıllarda başlamıştır. Ülkemizde Milli Park, Tabiat Parkı, Tabiatı Koruma Alanı, Doğal Sit, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Özel Çevre Koruma Bölgesi, Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan gibi değişik statülerde yerinde koruma alanları ilan edilmiştir. Bu güne kadar farklı amaçlarla tesis edilmiş koruma alanlarının toplamı yaklaşık 4.6 milyon hektara ulaşmıştır. (2009 BMBÇS Tematik Rapor) Bu da ülke yüzölçümünün yaklaşık %6 sına karşılık gelmektedir. Ancak mevcut korunan VIII

alanların, step, deniz-kıyı ve iç su ekosistemleri başta olmak üzere, ülkemizin sahip olduğu zengin biyolojik çeşitlilik bileşenleri düşünüldüğünde yeterli düzeyde temsil ettiğini söylemek mümkün değildir. 1.3.2. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (BMÇMS) Çölleşme kurak, yarı kurak ve az yağışlı alanlarda iklim değişimleri ve insan aktivitelerinin de dâhil olduğu çeşitli etmenlerin sonucunda oluşan arazi bozunumu olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde 250 milyon insan çölleşmeden doğrudan etkilenmekte, dünya nüfusunun bir milyardan daha fazlası ise çölleşme riski altında bulunmaktadır. Dünya da her yıl 6 milyon hektar alan çölleşirken, çölleşme ve kuraklıktan kaynaklanan yıllık gelir kaybı 42 milyar doları aşmıştır. Bugün dünya nüfusunun beşte biri küresel çölleşme tehdidi ile karşı karşıyadır (http://www.agm.gov.tr/collesme.htm) Birleşmiş Milletler raporlarına göre, çölleşme/arazi bozulması ve kuraklık dünya da yaklaşık 1.2 milyar insanın yaşamını doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Çölleşme ve kuraklık, iklim değişikliğinin etkileri ile birlikte, insanlığın geleceğini tehdit etmekte ve ortak mücadele edilmesi gereken bir sorunu oluşturmaktadır.(2009 BMÇMS Tematik Rapor) Arazi bozunumu, arazinin toplumu ve gelişmeyi destekleyen ekosistem fonksiyonları ve hizmetlerini yerine getirmedeki kapasitesinin azalması anlamına gelmektedir. Arazi bozulması 100 den fazla ülkede yaklaşık 2,6 milyar insanı ve dünya kara yüzeyinin %33 den fazlasını etkilemektedir. Yine kurak alanlarda yaklaşık olarak çayır meraların %73 ü bozulmuş durumdadır. Arazi bozunumu bütün kurak zonlarda çölleşme ve biyolojik çeşitlilik kaybıyla ilişkili olduğundan küresel bir problem olarak kabul edilmektedir. Arazi bozunumuyla ilgili uluslararası endişeler, tepkiler ve görüşler 1994 yılında yapılan Özellikle Afrika'da, Ciddi Kuraklık ve/veya Çölleşmeye Maruz Ülkelerde Birleşmiş Milletler Çölleşme İle Mücadele Sözleşmesi (BMÇMS) nin kabulü ile ilgili görüşmelerde sözleşme metnine dâhil edilmiştir. Yine 2002 yılında yapılan Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirve sinde arazi bozulmasının 21. yüzyılın en önemli çevresel ve sürdürülebilir kalkınma uğraşılarından biri olacağı tekrarlanmıştır 3. Çölleşme ile mücadele süreci çevre ve sürdürülebilir kalkınma konularının bir parçasıdır. Sözleşme ye göre çölleşmeye maruz ülkeler arasında yer alan ülkemiz için, geçmiş yıllarda yaşanan kuraklık ve sonuçları düşünüldüğünde, çölleşme ile mücadele büyük bir önem taşımaktadır. Türkiye nin içinde bulunduğu coğrafi konum, iklim, topografya ve toprak şartları ile sosyo-ekonomik etkileşimler ülkenin çölleşme ve kuraklığa karşı hassasiyetini arttırmaktadır. Bu gerçeğin farkında olarak Türkiye deki toprak ve su kaynaklarını muhafaza çalışmaları Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren başlatılmıştır. 1.3.3. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Fosil yakıt kullanımı, sanayileşme, hızlı nüfus artışı, enerji üretimi, ormansızlaşma gibi etkiler sonucunda atmosfere salınan gazlar sera etkisi yaratmaktadır. Bu durum dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına ve küresel ısınmaya yol açmaktadır. Küresel ısınmanın kaçınılmaz etkisi iklim değişikliğidir. İklimdeki önemli değişimler ve bunun etkileri şimdiden küresel ölçekte görülmeye başlanmış olup, bu etkilerin gelecekte daha da belirgin hale gelmesi beklenmektedir. Hükümetler Arası İklim Değişimi Paneli nin (Inter-govermental Panel for Climate Change IPCC) 4. değerlendirme raporunda, iklim değişikliğinden etkilenmeyecek ülke ve bölge bulunmadığı belirtilmiştir. Sera etkisi yaratan gazların salımı engellenmezse, 3 Jean-Joseph Bellamy and Michele Ieradi, the Mid-Term Evaluation (MTE) of the UNEP/FAO/GEF Project Land Degradation Assessment in Drylands (LADA) - GEF Project No:1329. April 2009 IX

2100'e kadar ortalama küresel sıcaklığın 1,4-5,8 C artacağı öngörülüyor. Dünyadaki doğal denge, insanlardan kaynaklanan yoğun bir ısınma süreciyle bozulmakta ve bu durum dünyadaki hayatın büyük bölümünün tabi olduğu iklimin değişmesine yol açmaktadır. Sera etkisi yaratan gazların salımı hemen kesilse bile, bilim adamları etkinin uzun bir süre daha devam edeceğini belirtmektedirler. Bu nedenle, acilen sera gazlarının azaltılması, emilimini sağlayacak ekosistemlerin korunması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Gezegenimizi iklim değişikliğinden korumak amacıyla atılan temel adım, 21 Mart 1994 yılından beri yürürlükte bulunan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) dir. Bu Sözleşme, bilimsel kanıtlar sonucunda insan eliyle oluşan küresel iklim değişikliği olasılığına yönelik insanoğlunun ortak endişelerine cevap veren yasal bir yapılanmayı temsil etmektedir. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) nin Türkiye senaryosunda, ülkede yıllık ortalama sıcaklığın ileriki yıllarda 2,5-4,0 C artacağı, Ege ve Doğu Anadolu`da artışın 4,0 C yi bulacağı tahmin edilmektedir. Senaryoda, ülkenin güneyinin ciddi kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kalacağı, kuzey bölgelerde ise sel riskinin artacağı ifade edilmektedir (http://www.iklim.cevreorman.gov.tr). Bu nedenle iklim değişikliğine uyum (adaptasyon) faaliyet alanlarının belirlenmesi ve önceliklendirilmesi ile etkilenebilirlik kriterlerinin ortaya konması Türkiye açısından önem kazanmaktadır. 2. PROJENİN AMACI Üç sözleşmenin ulusal uygulamalarını değerlendirmek amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Birleşmiş Milletler Çevre Kalkınma Programı (United Nations Environment Programme; UNEP) kanalıyla Rio Sözleşmeleri Kapsamında Türkiye nin Kapasitesi nin Değerlendirilmesi Projesi için Küresel Çevre Fonu (Global Environment Facility, GEF) ndan hibe bir kaynak sağlamıştır. Söz konusu proje ile Rio Sözleşmeleri nin Türkiye de uygulanması için gerekli olan kapasitenin belirlenmesi, üç sözleşme arasındaki kesişen konuların ve sinerji alanlarının ortaya çıkarılması ve ulusal bir eylem planının hazırlanması amaçlanmıştır. Yukarıda tanımlanan proje amacına ulaşmak için tanımlanan özel amaçlar ise: arazi bozunumu/çölleşme, iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik alanındaki eylemler için öncelikli kapasite ihtiyaçlarının belirlenmesi, yukarıda tanımlanan üç sözleşmeyi kapsayan kesişen konular ve sinerji alanları için kapasite ihtiyaçlarının tanımlanması, geleceğe yönelik eylem ve hedefleri içeren, bir Eylem Planının ortaya konması, tanımlanan eylem ve hedeflerin ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedefleri, ulusal program, strateji ve planları ile ilişkilendirilmesidir. 3. YÖNTEM Türkiye nin ulusal kapasitesinin değerlendirilmesi üç sözleşme için ayrı ayrı yapılmıştır. Kapasite değerlendirmesi; Proje Yönetim Birimi tarafından yapılan başlangıç toplantısı, ulusal danışmanlar tarafından bilgi derleme ve envanter çıkarma, çalıştaylar, 3 Tematik Çalışma Grubu üyeleri ile birlikte çalıştaylarda yapılan değerlendirmeler, Rio Sözleşmelerinin yükümlülükler bazında kesişen konularının ilk analizi ve Ulusal Tematik Raporların hazırlanması aşamalarından meydana gelmiştir. Başlangıç çalışmasında, Proje Yönetim Birimi tarafından paydaşların belirlenmesi ve Tematik Çalışma Gruplarının oluşturulması gerçekleştirilmiştir. Çalışma gruplarında 3 sözleşmeyle ilgili tüm ulusal paydaşların yer alması sağlanmıştır. Çalışmanın bilgi derleme ve envanter çıkarma aşamasında mevcut durum analizi yapılabilmesi için üç sözleşmeyle ilgili olarak X

Türkiye de çıkarılmış yasalar, uygulanan politikalar, hazırlanan programlar, stratejiler, planlar ve proje dokümanları derlenmiştir. Bu aşamada geçmişte yürütülen kapasite oluşturma ve geliştirme çalışmaları, bu çalışmalar sonucu oluşan mevcut kapasiteler irdelenmiştir. Bu kapsamda, sözleşmelerle ilgili tüm paydaşların mevcut kapasitesinin güçlü, zayıf yanları, fırsatlar ve tehditler (GZFT) ortaya konulmuştur. Çalışmanın tematik değerlendirme aşamasında üç sözleşme bağlamında Türkiye nin yükümlülük ve taahhütleri ile günümüze değin bu yükümlülüklerin yerine getirilme durumu gözden geçirilmiştir. Sözleşmelerin uygulanmasında karşılaşılan güçlükler ve öncelikli kapasite ihtiyaçları ortaya konmuştur. Çalıştaylara katılamayan veya haklarında yeterli bilgi elde edilemeyen kuruluşlardan yüz yüze görüşmeler veya bir bilgi notu ekinde gönderilen anketlerden alınan geri bildirimlerle katkı sağlanmıştır. Bunu izleyen aşamada Rio Sözleşmelerinin hepsini veya ikisini ilgilendiren ortak konuların neler olduğu ortaya çıkarılmıştır. Hazırlanan kesişen konular listesi üzerinden bu konularda ortak kapasite boşlukları, kapasite ihtiyaçları ve varsa kapasite fırsatları değerlendirilmiştir. Tematik değerlendirme çalışmaları sürecinde Proje Yönetim Birimi ile işbirliği içinde düzenlenen çalıştaylar yoluyla ve ilgili kurumlarla irtibat kurularak geniş bir paydaş ağına ulaşılmaya çalışılmış ve sözleşmelerin etkin bir biçimde uygulanmasının sürdürülebilmesi için gerekli olan ulusal kapasite ihtiyaçları sistemsel, kurumsal ve bireysel düzeyde belirlenmiştir. Tematik raporların hazırlanabilmesi için tematik alan ulusal danışmanları Proje Yönetim Birimi ile işbirliği içerisinde aşağıdaki çalışmaları gerçekleştirmiştir; Sözleşmeler ve ilgili dokümanlar gözden geçirilmiş, Temel oluşturacak bilgilerin envanteri çıkarılmış, konuya ilişkin raporlar, bilgiler, faaliyetler, uygulamalar, araştırmalar ve projeler gözden geçirilmiş, Projeye paydaş olabilecek kamu, bilimsel ve akademik kurumlar, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, özel sektör kuruluşları tespit edilmiş ve bunların kategorizasyonu yapılmış ve ilgi durumları belirlenmiş, Haklarında yeterli bilgi toplanamayan paydaşlar ziyaret edilerek ve anket formu gönderilerek proje hakkında bilgilendirilmişler, sözleşmelerle ilişkileri ve kapasiteleri hakkında bilgi derlenmiş, Rio Sözleşmeleri kapsamında ulusal yükümlülükler gözden geçirilmiş, Paydaşların katılımı ile üç çalıştay gerçekleştirilmiş, Sözleşmelerin uygulanmasında sorumluluğu/yükümlülüğü olan kurumların GZFT analizleri yapılarak ulusal seviyede mevcut durumları çıkarılmış ve bireysel, kurumsal ve sistematik açılardan kapasite boşlukları belirlenmiş, Sözleşme yükümlülüklerinin sürdürülebilir uygulaması için gereken kapasite ihtiyaçları belirlenmiş, Çalıştaylarda her bir tematik alan için kapasitenin geliştirilmesi amacıyla belirlenen kapasite ihtiyaçları önceliklendirilmiş, Rio Sözleşmeleri arasındaki kesişen konular ve olası sinerji alanlarını belirlemek için tematik alan danışmanları ile kesişen konular/sinerji danışmanı arasında fikir alış verişi ve işbirliği yapılmıştır. XI

3.1. ÇALIŞTAYLAR Tematik raporların hazırlanmasında kullanılacak bilgileri üretmek ve üretilen bilgileri katılımcı bir şekilde değerlendirmek için yapılan çalışmalardan birisi de çalıştaylardır. Bu amaçla üç çalıştay düzenlenmiştir. Birinci çalıştayın altlığını proje yönetim biriminin ve tematik alan danışmanlarının çalıştaylar öncesi yaptığı çalışmalar oluşturmuştur. Diğer çalıştaylar ise bir önceki çalıştay çıktılarını altlık olarak kullanmıştır. Çalıştaylarda her bir tematik alan için kapasitenin geliştirilmesi amacıyla öncelikler belirlenmiştir. Kapasite boşlukları, ihtiyaçları, fırsatları, Rio Sözleşmeleri arasındaki kesişen konular ve olası sinerji alanlarını belirlemek için tematik alan danışmanları ile kesişen konular/sinerji danışmanı arasında fikir alış verişi ve işbirliği yapılmıştır. Kilit paydaşların kapasite boşlukları, kapasite ihtiyaçları, kapasite fırsatları ve kapasite tipi belirlenmiş, Sözleşme yükümlülüklerinin sürdürülebilir uygulaması için gereken kapasite düzeyleri konusunda önerilerde bulunulmuştur. 18-19 Haziran 2009 tarihlerinde gerçekleştirilen 1. Çalıştay da; Rio Sözleşmeleri kapsamında Türkiye nin yükümlülüklerinin ve taahhütlerinin hangilerinin yerine getirildiği veya getirilmediği belirlenmiş, Sözleşmelerin uygulanmasında sorumluluğu/yükümlülüğü olan kurumların GZFT analizlerini yaparak ulusal seviyede mevcut durumu ortaya konmuş, Bireysel, kurumsal ve sistematik açılardan kapasite boşluklarını ortaya konmuş, Paydaş analizi yaparak paydaşların sürece nasıl daha aktif olarak katılabilecekleri belirlenmiştir. 17-18 Ağustos 2009 tarihlerinde gerçekleştirilen 2.Çalıştay da; 2. Çalıştay tarihine kadar mevcut duruma ilişkin yapılan çalışmalar ve 1. Çalıştay sonuçları katılımcıların görüşüne sunulmuş, Türkiye nin Rio Sözleşmeleri nin uygulanması açısından nerede olduğu, yükümlülükler, taahhütler ve yapılan tüm uygulamalar karşılaştırılarak belirlenmiş, Genel yükümlülükler bazında üç sözleşme karşılaştırılmış, Rio Sözleşmelerinde kesişen konular, bunlara ilişkin kapasite kısıtları, ihtiyaçlar, fırsatlar belirlenmiş ve önceliklendirilmiştir. 10-11 Kasım 2009 tarihlerinde gerçekleştirilen 3. Çalıştay da; Derecelendirilmiş paydaşlara yönelik iletişim, projeye entegrasyon mekanizmaları tanımlanmış, kapasite ihtiyaçları ile fırsatların tanımlanması çalışmalarını kapsayan Taslak Raporlar katılımcıların görüşüne sunulmuş ve tartışılmış, 2. Çalıştay da oluşturulan Kesişen Konular önerileri tartışılmış ve muhtemel sinerjiler taslak olarak oluşturulmuş, Kesişen konulara ve sinerji alanlarına yönelik olarak derecelendirilmiş paydaşların kurumsal kapasite, mevzuat ve uygulamalar açısından GZFT analizi çalışmasına başlanmıştır. XII

3.2. PAYDAŞ ANALİZİ Paydaşların Belirlenmesi Proje sürecine geniş paydaş katılımını sağlamak ve tematik çalışma gruplarının çalışmalarını kolaylaştırmak amacıyla, ilgili olan, etkilenen, etkileyen ve sürece dâhil olmasında yarar görülen paydaşları belirlemek üzere paydaş analizi yapılmıştır. Bakanlık proje yönetim birimi tarafından paydaşların ilk belirlenmesi başlama toplantısı öncesi yapılmış ve tematik çalışma grupları kurulmuştur. Daha sonra çalışma gruplarına danışmanların önerisiyle bazı paydaşlar eklenmiştir. Masa başı çalışmasıyla ve çalıştaylarda her bir sözleşme için yükümlülükleri ve çevre ile ilgili her türlü konuda paydaş olabilecek kamu, bilimsel ve akademik kurumlar, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, özel sektör kuruluşlarının bir listesi çıkarılmıştır. Bu kurumların alanla ilgisi, ilginin derecesi, kapasite geliştirmeye katkıları, kapasite durumu ve iletişim şekilleri belirlenmiştir. Daha sonra kurumlar sözleşmelerle ilgili üstlendikleri yükümlülükler ve oynadıkları roller üzerinden sıralanmıştır. Bu şekilde Sözleşmelerde uygulamaları açısında kritik rol oynayan kurumlar belirlenebilmiştir. Paydaşların Kategorizasyonu ve Önceliklendirilmesi Paydaşların belirlenmesinden sonra kurumlarına ve proje sürecine katılım alanlarına göre paydaşlar kategorize edilmiş ve önceliklendirilmişlerdir. Sözleşmelerden gelen yükümlülükleri ve uygulamalarıyla ilgili olarak paydaşlar 1. Resmi Kurumlar, 2. Akademik ve Bilimsel Kurumlar, 3. Sivil Toplum Kuruluşları, 4. Meslek Odaları 5. Diğer Paydaşlar olarak sınıflandırılmıştır. BMİDÇS de uluslararası kuruluşlar altıncı paydaş olarak ele alınmıştır. Belirlenen paydaşlar, proje ile olan bağlantıları açısından önem ve etkileşim derecesine göre önceliklendirilmiştir. Paydaşların önceliklendirilmesinde dikkate alınan hususlar; paydaşın projenin faaliyetlerini etkileme gücü ile projenin faaliyetlerinden etkilenme derecesidir. Sözleşmeler ile ilgili yükümlülükleri, etkilenmeleri ve yaptığı çalışmalar dikkate alınarak paydaşlar üç öncelik grubuna ayrılmıştır. Bu guruplar Kilit Paydaş, Doğrudan İlgili Paydaş ve Dolaylı İlgili Paydaş lardır. Sözleşmede doğrudan yükümlülük alan paydaşlar Kilit Paydaş, sözleşmenin uygulanmasında doğrudan yükümlülüğü olmayan; ancak uygulamanın belirli aşamalarında görev alan paydaşlar Doğrudan İlgili Paydaş ve sözleşmenin uygulanmasında yükümlülüğü olmayan; ancak uygulama sonuçlarından etkilenecek veya kendi alanlarındaki faaliyetleri Sözleşmenin uygulanmasını etkileyecek olan paydaşlar Dolaylı İlgili Paydaş olarak nitelendirilmiştir. Paydaşları Bilgilendirme ve Proje Sürecine Katılımları Paydaşların Proje Sürecine Katılımları konusu Proje İş Programında ve Hizmet Alımı Teknik Şartnamesi nde aşağıdaki şekilde belirtilmiştir. Proje süresince; Paydaşların bilgilerinden, beklentilerinden ve görüşlerinden faydalanmak, raporlar ile nihai eylem planını gözden geçirmek ve üzerinde mutabakata varmak amacıyla paydaşların, düzenlenecek çalıştaylara katılımı sağlanarak, bu yolla paydaşlarla müzakere etme ve ardından paydaşları değerlendirme imkânı sağlanacaktır. Müzakere için ayrıca mülakat, anket, ziyaret vb. teknikler de kullanılacaktır. Proje uygulaması tamamlanınca; Eylem planının uygulanması ve izlenmesi sürecine belirlenen paydaşların nasıl katılacağı ve bunun nasıl ve hangi teknikle yapılacağına ilişkin önerilerin yer aldığı bir strateji oluşturulacaktır. XIII