SAĞLIK HUKUKUNDA SORUMLULUK I HEKİMİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ. Av. Ebru ÇAVUŞOĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

Benzer belgeler
Hekim, Tıp Fakültesinden mezun olarak, diploma sahibi olan kişidir.

Bilgilendirilmiş Onam Alımı ve Hukuki Anlamı

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK ERZURUM. Prof.Dr. Ahmet Nezih KÖK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı

Hekim ile Hastanın Hukuki İlişkisi. Arş. Gör. Cemile Turgut

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM

Hekim Hakları U Z M. D R. M. R A Ş I T Ö Z E R

Hasta ve Hasta Yakını Yönetimi: Şiddet ve Şikayetten Korunma

Sağlık Hizmetlerinden Kaynaklanan Özel Hukuk Sorumluluğu. Prof.Dr. Fulya İlçin GÖNENÇ Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi

DR.DİLEK ÜNAL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ

DOÇ.DR. FULYA İLÇİN GÖNENÇ

SAĞLIK HUKUKU VE MEVZUATI. Ders 3. Sağlık Hukukunda Sorumluluk ve Sözleşmeler. Öğr. Gör. Hüseyin ARI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1

SAĞLIK HUKUKUNDA SORUMLULUK II HEKİMİN HUKUKİ VE TAZMİNAT SORUMLULUĞU. Av. Ebru ÇAVUŞOĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

YÖNETMELİK. b) Merkez (Hastane): Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini,

UÜ-SK KLİNİKTE HASTA BAKIMI PROSEDÜRÜ

PATOLOJİ LABORATUARI ÇALIŞANLARININ YASAL SORUMLULUKLARI

genel bilgilendirme Hasta Hakları ve Sorumlulukları

ANKARA NUMUNE HASTANESİ DR.BARI ÖZTÜRK

Madde 8- Herkes, özel ve aile yaşamına, konutuna, ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

ETİK.

YENİ TIBBİ YÖNTEMLERİN HUKUKA UYGUNLUĞU

[Dünya Tabipler Birliği nin Eylül 1995, Bali, Endonezya da yapılan toplantısında kabul edilmiştir.]

Hekimlerin Etik Sorumlukları ve Hekim Hakları. Öğr. Gör. Dr. Müge DEMİR HÜTF Tıp Tarihi ve Etik AD

ESER SÖZLEŞMESİNDE ERKEN DÖNME

Hekim ve Hasta Hakları

BÖLÜM GÖĞÜS HASTALIKLARINDA HEKİMİN YASAL SORUMLULUKLARI

UÜ-SK HASTA VE YAKINLARININ TEDAVİ KARARINA VE BAKIMA KATILIM PROSEDÜRÜ

TIBBİ HATA VE HEKİM SORUMLULUĞU AV. MEHMET ALİ AKGÜL MAA DANIŞMANLIK

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ. Emekli Baş İş Müfettişi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı İnşaat Mühendisi Şenel ŞEN

Hekimlerin Etik Sorumlukları ve Hekim Hakları. Öğr. Gör. Dr. Müge DEMİR HÜTF Tıp Tarihi ve Etik AD

Sayı: /823/

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İNTÖRNLÜK ÖĞRENCİLERİNİN EĞİTİM VE ÖĞRETİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

GEREKLİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMİ ALINMAYAN İŞYERLERİNDE ÇALIŞAN İŞÇİLERİN HAKLARI NELERDİR?

SAĞLIK KURUMLARI İŞLETMECİLİĞİ

SAĞLIK HUKUKU VE MEVZUATI. Ders 5. Tıbbi Müdahalenin Hukuka Uygunluğu. Öğr. Gör. Hüseyin ARI

Zorunlu meslek sigortası bizleri koruyor mu?

Salih AKYÜZ Hasta ve Çalışan Hakları ve Güvenliği Derneği Başkanı

SAĞLIK HİZMETİNDEN KAYNAKLANAN SUÇLARDA YARGI SÜRECİ. Hasan Tahsin Gökcan. Yargıtay Üyesi

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

KONSÜLTASYON PROSEDÜRÜ

KLİNİK ARAŞTIRMALAR ve HUKUKİ TEMELLERİ

Hastane. Hastane Grupları 19/11/2015. Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

İTÜ MADEN FAKÜLTESİ İş Sağlığı ve Güvenliği İç Yönergesi

AYAKTAN HASTA DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

TEK HEKİMİN SÜREKLİ İCAP NÖBETÇİSİ OLAMAYACAĞINA İLİŞKİN DANIŞTAY KARARI Cuma, 12 Ağustos :53 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Ocak :01

Disiplin Soruşturması ve Kovuşturmasının. Hukuki Dayanakları. Av. Mithat KARA İzmir Tabip Odası Hukuk Bürosu

ÇALIŞANLARIN YASAL HAK VE SORUMLULUKLARI

Hekim Sorumluluk Sigortası

HEMŞİRELER İÇİN ETİK İLKE VE SORUMLULUKLAR. Prof. Dr. Lale Büyükgönenç

KURUM TABİPLERİ VE İŞYERİ HEKİMLERİNİN YETKİLENDİRİLMİŞ AİLE HEKİMİ OLMASI ZORUNLU D E Ğ İ L D İ R.

HASTA MAHREMİYETİNİN VE TIBBİ KAYITLARA ERİŞİMDE BİLGİ MAHREMİYETİNİN SAĞLANMASI TALİMATI

Hukuki Açıdan Mevzuatların Değerlendirilmesi. Sosyal Ve Toplumsal Yönleriyle HBV Enfeksiyonunun Sağlık Hukuku Boyutu

İŞYERİ HEKİMİ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI

ACĐL TIP VE HUKUK SAĞLIK PERSONELİ OLMA ŞARTI. PROF. DR. HAKAN HAKERİ

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 4. ve 5. sınıf stajları sonunda;

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

RADYOTERAPİ TEKNİKERİNİN TEDAVİDEKİ ROLÜ

Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun Tarihi: Sayısı: 2238 R.G. Tarihi: R.G.

Av. Dilek Temiz Özbek

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri

YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

14 sayılı toplantısında alınan karar gereği Yönergenin 30. maddesinde değişiklik.

Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezleri Yönetmeliği

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi

(28/01/ 2003 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan :

Hizmetten Genel Olarak Faydalanma Hakkı

Sigorta Sektörü Açısından Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması Dr. Halit Başkaya

TIBBİ DOKÜMANTASYON. Ders 4- Tıbbi Dokümanların Genel Özellikleri ve Kapsamı. Öğr. Gör. Hüseyin ARI T.C. İstanbul Arel Üniversitesi

HASTANEYE YATAN HASTALARA KARŞI SORUMLULUKLARIMIZ. Uz. Dr. Kemal M. HİSAR SAĞLIK BAK. T.S.H.GN.MD. AR-GE BİRİMİ

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KLİNİK TIP BİLİMLERİ ÖĞRENCİLERİNİN STAJ EĞİTİM VE ÖĞRETİMİ YÖNERGESİ

İŞ YERİ HEKİMİ. (A) İş yeri hekimi, işyerinde bulunması halinde diğer sağlık personeli ile birlikte çalışır.

SUNU PLANI SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME 2- ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI

ALARKO HOLDİNG A.Ş. KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI VE İŞLENMESİ POLİTİKASI

GÖREV/İŞ TANIMI FORMU. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı/Satın Alma Bürosu STATÜSÜ [ X ] MEMUR [ ] SÖZLEŞMELİ PERSONEL

DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MÜDÜRLÜĞÜ BİRİM YÖNETMELİĞİ İÇİNDEKİLER

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

İŞYERİ HEKİMİ VE DİĞER SAĞLIK PERSONELİNİN GÖREV, YETKİ,SORUMLULUK VE EĞİTİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK

Malpraktis İddialarında Bilirkişilik Müessesesi ve Yönetimi. Dosyanın İncelenmesi / Raporlama Yöntemi

HEMŞİRELİKTE TIBBİ MÜDAHALEDEN DOĞAN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER SORUMLULUKLARI. Av. Halide SAVAŞ Sağlık Kurumları Yönetimi Bilim Uzmanı

YÖNETMELİK HASTA HAKLARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

Doğal Gaz Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

HASTANIN KENDİ GELECEĞİNİ BELİRLEME HAKKI

Yeni Borçlar Yasasında Hizmet Sözleşmesi

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

İŞ HUKUKUNDA UZMAN ARABULUCULUĞA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR. BİRİNCİ BÖLÜM İş Hukukunda Arabuluculuk Uzmanlık Eğitimi

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma,

Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Yrd. Doç.Dr. Deniz Bedel, Adem Aköl Hasta Değerlendirme Kurulu Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü

ÜNİTE-6. İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatında İşyeri Hekimliği ve Diğer Sağlık Personeli

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

Dünya Hekimler Birliği, Hasta Hakları Bildirgesi 1

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Sayı : B100THG100002/ / Konu : Y.T.K.İşletme Yönetmeliği Değişikliği

RADYOLOJİ İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ

YATAN HASTA DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

TIBBİ KÖTÜ UYGULAMAYA İLİŞKİN ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARI 1

DOĞAL DOĞUMA HUKUKSAL BAKIŞ

Transkript:

SAĞLIK HUKUKUNDA SORUMLULUK I HEKİMİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ Av. Ebru ÇAVUŞOĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA 02.05.2017 ebru@eryigithukuk.com

Dünya Sağlık Örgütü nün tanımıyla sağlık, sadece hasta veya sakat olmamak değil; fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan tam bir iyi olma halidir. Bu tanımdan da yola çıkarak sağlık hakkının ise mümkün olan en yüksek sağlık standardının sağlanmasını hedeflediği açıktır. Sağlık hakkı, asgari sağlık hizmetinin sağlanmasını kapsar; ancak bunu da aşarak yaşam, beslenme, giyim, barınma, güvenlik hakları gibi bazı temel insan haklarını da içerir. Devletlerin en azından asgari bir sağlık hizmetini üstlenmesi yükümlülüğü bulunmaktadır. Sağlığın gerçekleşmesinin yanı sıra, makul bir asgari durumun mevcut olması için sağlık hizmetlerinin gerekliliği yadsınamaz. Dolayısıyla, sağlık hakkının en önemli unsurlarından biri de sağlık hizmetidir. Devletin sağlamakla yükümlü olduğu sağlık hizmetinin mevcut, erişilebilir, kabul edilebilir ve kaliteli olması gerekmektedir. Herkesin sağlık hizmetlerinden ihtiyaçları doğrultusunda faydalanabilmesi ve sağlık hizmetlerinin en kaliteli şekilde yürütülebilmesi için sağlık çalışanlarının mevcudiyeti ise zorunludur. Hemşire, ebe, hasta bakıcı, diyetisyen, klinik psikolog, sağlık teknisyenleri, teknikerleri ve terapistleri gibi birçok diğer sağlık çalışanı mevcut olsa da, sağlık çalışanlarının en başında hekimlerin geldiği açıktır. Hekimlik mesleği, teorik ve pratik bilgilerin sürekli olarak güncellenmesini, özellikle çeşitli müdahaleler bakımından el becerisinin geliştirilmesini gerektiren, kendine özgü bir meslektir. Hekimlerden beklenen bilgi, beceri ve özen en üst düzeydedir. Sağlık hizmetinin sunumu her ne kadar bir ekip işi olsa da, öncelikli olarak hekimin, mesleğini etik ve hukuki kurallara uygun bir biçimde yürütmesi gerekmektedir. Hekimler ile hasta veya hasta yakınları arasında kurulan hekimlik sözleşmesi - tedavi sözleşmesi olarak da adlandırılmaktadır - doktrinde kendine özgü isimsiz bir iş görme sözleşmesi olarak nitelendirilse de, Yargıtay hekimlik sözleşmesinin bir vekalet sözleşmesi olduğu görüşündedir. Hekim, hasta veya yakınları tarafından tedaviyi gerçekleştirmek ve sağlık hizmetini sunmak için yetkilendirilir. Bu bağlamda, hekimler, hukuk devleti ilkesinin de bir getirisi olarak, yaptıkları mesleki uygulamalardan hukuk ve kanun önünde sorumludurlar. Ceza hukukunun temel bir ilkesinden kaynaklı olarak da, hekimlerin kanuni düzenlemeleri ve yaptırımları bilmemeleri, kendilerini sorumluluktan kurtarmaz. Hekimler yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, hasta ve tedavi ile ilgili ortaya çıkan sonuçlardan sorumlu olurlar. Hekimin yükümlülüklerinin yanı sıra, hastanın da bazı külfet ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Hastanın ücret ödemesi gerçek anlamda bir yükümlülük, yani borçken, hastanın hekimle işbirliği yapması, hekimin talimat ve tavsiyelerine uyması, hekime karşı dürüst olması gibi hususlar ise külfettir. Hasta tarafından bu gibi külfetlere uyulmadığında hasta hekime karşı sorumluluğundan bahsedilemez; ancak, hastanın bir zarara uğraması halinde, hasta külfetlerini yerine getirmemiş olduğundan, hekim hastaya karşı sorumluluğundan kurtulacaktır.

Hekimin yükümlülüklerini tek tek incelersek; 1. Hekimin Özen Yükümlülüğü Hekim ile hasta arasında kurulan hekimlik sözleşmesi hukuken vekalet sözleşmesi niteliğinde bir ilişki oluşturacağından, hekimin bir vekil olarak üstlendiği tedavi işini, hastanın haklı ve gerçekçi menfaatlerini gözeterek, özenle yürütmesi gerekmektedir. Hekimlerin herhangi bir tıbbi müdahaleyi iyileştirme ile sonuçlandırma veya hastanın sağlığına kavuşacağı yönünde bir güvence verme zorunluluğu yoktur. Ancak, mesleki uygulamalarını yüksek özenle yürütme borcu vardır. 1 Hekimin, mesleğinin gerektirdiği görevi, tıbbi kuralları gözeterek, koruyucu önlemler alarak, tanı ve tedaviye ilişkin en yararlı ve makul yöntemleri izleyerek yapması; hastayı risklerden koruması gereklidir. İlerleyen bilim ve teknoloji ile gelişen tıp bilgisini güncel tutması da yine hekimin özen yükümlülüğü kapsamındadır. Özen yükümlülüğünün yerine getirilmesindeki bir eksiklik veya yükümlülüğün ihlali, hekimin sorumluluğunu kaçınılmaz hale getirecektir. 2. Hekimin Kişisel Edim Yükümlülüğü Hekimlik sözleşmesi niteliği gereği bizzat ifa edilmesinde iş sahibinin, yani hastanın, özel bir menfaati ile hekimin şahsi bilgi ve becerisine duyulan güvenin belirleyici olduğu bir sözleşmedir. Bu nedenle hekim tedaviyi şahsen yapmak zorundadır. Kural olarak, hekim kendi asli edimini başkasına yaptıramaz; özellikle kendisine özel güven duyulan işleri bizzat yerine getirmekle yükümlüdür. Ancak, başka hekimlerden veya sağlık çalışanlarından yardım alabilir. Bu yardım hazırlayıcı, destekleyici ya da tamamlayıcı şekilde olabilecektir. Bu hususta, Türk Borçlar Kanunu nun ilgili maddelerine göz atmak gerekirse, Kanunun 83. maddesinin Borcun bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunmadıkça borçlu, borcunu şahsen ifa etmekle yükümlü değildir. 2 şeklindeki hükmü ile borçlunun borcunu şahsen ifa etmekle yükümlü olmaması, alacaklının menfaatinin bulunmadığı durumlar ile sınırlandırılmıştır. Yani, hekimin şahsi bilgi ve becerisi eğer o hasta için özel bir menfaat barındırıyorsa, o işlem mutlaka hastanın hekimlik sözleşmesiyle yetkilendirmiş olduğu özel bilgi ve beceriye sahip hekim tarafından yapılmalıdır. Türk Borçlar Kanunu 506. maddesinin ilk fıkrasında ise vekalet sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler kapsamında; Vekil, vekalet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak, vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hallerde, vekil işi başkasına yaptırabilir. 3 hükmü mevcuttur. Burada teamülün mümkün kıldığı işler olarak laboratuvar faaliyetleri veya basit pansumanlar gösterilebilir. 1 Demirel Birol. Hekimin Yasal Sorumlulukları, Gazi Tıp Dergisi, C.:16/S.:3, sf. 101 2 (Türk Borçlar Kanunu [TBK], 2011, madde 83) 3 TBK, 2011: madde 506/1

3. Hekimin Öykü (Anamnez) Alma Yükümlülüğü İyi ve doğru bir tanı ile devamındaki tedavinin verimliliği için hekime başvurmuş olan hastanın yaşı; sağlık geçmişi, yani bilinen hastalıkları, alerjik reaksiyonları, geçirilen operasyonlar, kullanılan ilaçlar ve şikayetleri eksiksiz ve hatasız olarak dinlenmeli ve kaydedilmelidir. Hekimin hastaya tanı koyma amaçlı, onun sağlık geçmişi hakkında bilgi edinmek amacıyla sorduğu soruların sonucunda elde ettiği hasta öyküsüne anamnez adı verilir. Anamnez alınırken önce hastanın kimlik bilgileri edinilir, mevcut şikayetleri dinlenir, daha önce geçirmiş olduğu belli başlı hastalıklar, alerjiler, operasyonlar kaydedilir. Tüm bunların yanı sıra hastanın sosyoekonomik durumu ve alışkanlıkları da anamneze eklenir. Hastada eskiden mevcut, örneğin genetik veya bulaşıcı bir hastalığın veya herhangi bir diğer sağlık sorununun, öykü alınmadığından dolayı bilinmemesinden doğan herhangi bir zarardan, ilgili hekim sorumlu olacaktır. 4. Hekimin Muayene Yükümlülüğü Hekimin, doğru tanıyı koyabilmesi ve buna yönelik uygun tedaviyi uygulayabilmesi için hastayı, tıp bilimine ve teknolojiye uygun, modern araç ve imkanları kullanarak muayene etmesi gerekmektedir. Hekim, gerekli her tetkik ve fiziki muayeneyi yapmalı ve sonuçları özenle değerlendirmelidir. Bunun yanı sıra, gereksiz tetkik ve muayenelerden, dolayısıyla hastayı zarara uğratmaktan kaçınmalıdır. Hasta muayene edilmeksizin, hatta görülmeksizin herhangi bir tanı koyulmamalı, ilaç yazılmamalı, öneride bulunulmamalıdır. Uzaktan uzağa reçete yazılması da muayene yükümlülüğüne açıkça aykırıdır. 5. Hekimin Tanı Koyma Yükümlülüğü Tanı, bir hastalığın tanınması ve ortaya çıkarılması demektir. Tanı koyulması, tedavinin gerçekleştirilmesi için bir bakıma ön şarttır. Tanının, mesleki kurallara uygun olarak koyulması aranır. Tıp ilke ve kurallarına aykırı veya hastayı aldatıcı nitelikte tanı koyulması, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü nün Tababet prensip ve kaidelerine aykırı veya aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yasaktır. 4 şeklindeki maddesi ile de yasaklanmıştır. En doğru tanı, etkili anamnezin alınması ve değerlendirilmesi, fiziki muayenenin yapılması ve gerekli laboratuvar tetkiklerinin gerçekleştirilmesi ile koyulacaktır. Tanı koyulurken yapılan bir hata, malpraktis (tıbbi kötü uygulama) olarak kabul edilir ve hekimin sorumluluğuna yol açar. Ancak, bu hususta ikili bir ayrım yapılmalıdır. Tanı koymadan önce gerekli muayene ve tetkikleri yapan, sonuçları özenle inceleyen ve değerlendiren hekimin tanı koymadaki hatası, doğrudan bir sorumluluğa yol açmaz. Bu nitelikte bir tıbbi yanılgı görev suçunu oluşturmayacaktır. Hekimin tanı koymasına ilişkin sorumluluğunu doğuracak hata ise, ancak tanının açıklanamayacak 4 (Tıbbi Deontoloji Tüzüğü, 1960, madde 13)

ve savunulamayacak kadar hatalı olması, tanı koymada ciddi bir gecikmenin söz konusu olması veya esaslı tetkik ve muayenelerin hiç yapılmamış ya da doğru değerlendirilmemiş olması şeklinde olacaktır. Bu kapsamdaki tanı hataları, hekimin sorumluluğuna yol açacaktır. 6. Hekimin Tedavi Yükümlülüğü Hekimlik sözleşmesine göre, hastanın sağlık sorunu ile ilgili tanı koyulduktan sonraki adım, tedavidir. Hekim, hastanın tedavisini üstlendikten sonra tedavi yükümlülüğünün gereklerini yerine getirmek zorundadır. Tedavi yükümlülüğü geciktirilmeksizin yerine getirilmelidir. Hekim, tanıya uygun tedavi yöntemini seçme hakkına sahiptir; bu seçim hakkını ancak, meslek kurallarına uygun tedavi yöntemleri arasında kullanabilir. Yargıtay da hekimin tedavi yükümlülüğü ve tedaviyi seçme hakkı ile ilgili olarak, 13. Hukuk Dairesi nin 24.02.2014 tarihli, 2013/7942 Esas ve 2014/4763 Karar sayılı ilamında da görüleceği üzere; Vekil, hastanın zarar görememesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunu gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir 5 yönündeki görüştedir. Hekimin alışılmamış tedavi yöntemlerini kullanabilmesi ise yine bazı şartlarla sınırlandırılmıştır. Hasta Hakları Yönetmeliği nin 27. maddesinde mevcut Klinik veya laboratuvar muayeneleri sonucunda bilinen klasik tedavi metotlarının hastaya fayda vermeyeceğinin sabit olması ve daha evvel deney hayvanları üzerinde kafi derecede tecrübe edilmek suretiyle faydalı tesirlerinin anlaşılması ve hastanın rızasının bulunması şartları birlikte mevcut olduğunda, bilinen klasik tedavi metotları yerine başka bir tedavi usulü uygulanabilir. Ayrıca, bilinen klasik tedavi metodu dışındaki bir metodun uygulanabilmesi için, hastaya faydalı olacağının ve bu tedavinin bilinen klasik tedavi usullerinden daha elverişsiz sonuç vermeyeceğinin muhtemel olması da şarttır. Evvelce tecrübe edilmemiş bir tıbbi tedavi ve müdahale usulü, ancak zarar vermeyeceğinin ve hastayı kurtaracağının mutlak olarak öngörülmesi halinde yapılabilir. 6 şeklindeki hüküm ile alışılmamış tedavi yöntemlerinin kullanılabilmesi sadece klasik tedavi yöntemlerinin hastaya fayda sağlamayacağı sabit olduğu ve ilgili yöntemin yeteri kadar denendiği somut vakalar ile sınırlandırılmıştır. Hekim, üstlenmiş olduğu tedaviyi sürdürmekle de yükümlüdür. Tedavi yükümlülüğü, ancak tıbbi kurallara uygun gerekli tüm süreç tamamlanarak tedavi sonucuna 5 Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/7942 E., 2014/4763 K., 24.2.2014 T. 6 (Hasta Hakları Yönetmeliği [HHY], 1998, madde 27)

ulaşıldığında veya hasta tedaviyi reddettiği takdirde sona erer. Haklı bir neden olmaksızın, tek taraflı olarak tedavi sona erdirilemez. Diğer bir yandan ise, hekimin hastayı ve hastayı tedavi etmeyi reddetme hakkı bulunur. Tıbbi Deontoloji Tüzüğü nün 19. maddesine 7 göre, kural olarak, hekim hastanın tedavisini üstlenmeyi reddedebilir; mesleki veya şahsi sebeplerle tedaviyi bitirmeden hastayı terk edebilir. Hekim, bu kural doğrultusunda her ne kadar mesleğinin icrasında serbest olsa da, burada birtakım hususlara değinilmesi gerekir. Sağlık hizmetlerinin topluma her an açık olma zorunluluğu vardır. Bu sebeple, hukuk düzeni de hekimlerin hastalarla tedavi sözleşmesine hazır olduklarını ve belli durumlarda bundan kaçınamayacaklarını kabul etmektedir. Tıbbi Deontoloji Tüzüğü nün 3. maddesinde 8 bu husus düzenlenmiş, hekimlere, görev ve uzmanlıkları önemli olmaksızın gerekli bakımın sağlanamadığı acil vakalarda ilk yardımda bulunma zorunluluğu getirilmiştir. Acil olarak görülen vakanın, hekim tarafından değerlendirilmesi sonrasında aciliyeti olmadığı anlaşılırsa, hekimin tedaviyi reddetme hakkı vardır. Ayrıca, hastayı reddeden hekim, başka bir hekimin tedavi ve müdahalesine imkan sağlayacak süreyi hesaplayarak hastayı vaktinde haberdar etmekle yükümlüdür. Hastanın bırakılması halinde hayatının tehlikeye düşmesi veya sağlığının zarara uğraması ihtimali varsa, başka bir hekim temin edilmeden, hekim hastayı terk edemez. 9 Ek olarak, hekimin hastayı reddetme hakkının, ayrımcılık yapılmasına yol açmayacak şekilde uygulanması gerekir; yani tedavi konusunda hastalar arasında dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı yapılması da hukuken kabul edilmez. 7. Hekimin Reçete Yazma Yükümlülüğü Reçete, bizzat hekim tarafından eczacıya hitaben düzenlenen, hastaya tedavisine uygun ilacın verilmesi talebini içeren yazıdır. 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun Ek madde 13 e göre, Tabipler ve diş tabipleri dışındaki sağlık meslek mensupları hastalıklarla ilgili doğrudan teşhiste bulunarak tedavi planlayamaz ve reçete yazamaz. 10, reçete yazmak sadece hekimlere tanınmış bir haktır. Hekim, tedavi yöntemini seçme özgürlüğüne de dayanarak, tedaviye en uygun ilacı bizzat seçebilir. Seçmiş olduğu ilacı reçetelendirmek ise hekimin bir yükümlülüğüdür. Reçete, her ne kadar eczacıya hitaben yazılsa ve eczacılar tarafından hastalar çoğunlukla bilgilendirilse de, hekim mutlak suretle reçeteye yazmış olduğu ilacın yararlarını, zararlarını, beklenen yan etkilerini hastaya anlaşılır şekilde açıklamalıdır. İlacın nasıl alınacağı veya uygulanacağı, ilacın alınması gereken süreler veya saatler ve ilacın gerekli dozu, mutlaka hekim tarafından hastaya bildirilmelidir. Sonuçları veya yan etkileri tam olarak bilinmeyen, yeterli deneyden geçmemiş ilaçlar reçetelendirilirken, hekimin daha da özenli davranması beklenir. 7 (Tıbbi Deontoloji Tüzüğü, 1960, madde 19) 8 (Tıbbi Deontoloji Tüzüğü, 1960, madde 3) 9 Demirel, sf. 102 10 (Tababet ve Şuabatı San atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, 1928, ek madde 13)

8. Hekimin Tıbbi Teknik Kullanma Yükümlülüğü Tıp, teknolojinin de ilerlemesiyle, sürekli olarak gelişen bir bilimdir; tıp uygulamasındaki yöntemler veya araçlar değişmekte ve gelişmektedir. Tedavilerde mümkün olan en yüksek standartta ve en modern teknikteki cihazların kullanması gerekmektedir. Hekimlerin ve sağlık kurumlarının, modern ve çalışır durumdaki tıbbi teknik araç gereçlerin düzenli bakımını ve kontrol edilmesini sağlama yükümlülüğü de mevcuttur. Hekim, cihazlar ve teknikler konusunda tüm gelişmeleri takip etse dahi, çalışmakta olduğu sağlık kurumu dolayısıyla bazı sınırlamalar veya eksikliklerle karşılaşabilir. Bu halde, hekimler, elindeki mevcut araçlar standarda uymadığı veya gerekli tedavi için yeterli olmadığı vakalarda, hastayı başka bir hekime ya da sağlık kurumuna yönlendirmekle yükümlüdür. Hekimin tedavide modern teknik ve araçları kullanmaması, ağır tedavi hatası kapsamında tutulmakta ve malpraktis olarak kabul edilmektedir. 9. Hekimin Kayıt Tutma Yükümlülüğü Hekim, tedavi ettiği hastası hakkında, tanı ve tedavi sürecinin tamamı hakkındaki bilgileri de içeren, ayrıntılı ve özenli bir kaydı tutmakla yükümlüdür. Tanıya ilişkin yapılan uygulama, muayene ve tetkikler, bulgular; tedavi kapsamında verilen tüm ilaçlar ve ilaçlara ilişkin bilgiler, hekimin talimatları, yapılan işlem, müdahale ve operasyonlar, tedavinin gelişim süreci, beklenmeyen olaylar; yoğun bakıma ilişkin tüm bilgiler; taburcu işlemlerine ilişkin bilgiler ve taburcu edilme esnasında verilen tüm hekim tavsiyeleri hasta dosyasına kaydedilir. Tıbbi olarak tanı ve tedaviyle ilgili ve gerekli tüm bilgiler hasta kaydına eklenmelidir. Bu nitelikteki hasta kayıtları uygulamada epikriz olarak adlandırılmaktadır. Özel Hastaneler Tüzüğü nün 37. maddesinde 11, epikriz, hastaların klinik ve laboratuvar bulguları, hastalığın tanısı, gidişi, yapılan inceleme, tedaviye ve sonucuna ilişkin olarak hekimce düzenlenecek bir çıkış özeti olarak tanımlanmıştır. Hastaların gerekli kayıtların tutulmasını talep hakkı ve istendiğinde bu kayıtlara inceleme hakkı, hastanın kişilik hakkı olarak kabul edilir. Hasta, doğrudan veya vekili ya da yasal temsilcisi aracılığıyla, kendi tanı ve tedavi sürecine ilişkin tüm kayıtları inceleme ve örneğini alma hakkına sahiptir. Bu husustan da anlaşılacağı üzere, hekimin ve sağlık kurumunun ilgili hasta kayıtlarını saklama yükümlülüğü de bulunmaktadır. Kayıtların saklanmasına ilişkin süreler, somut olaya göre belirlenmelidir. Ancak, hem Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği nin 32. maddesine 12 dayanan Yataklı Tedavi Kurumları Tıbbi Kayıt ve Arşiv Hizmetleri Yönergesi nin ilgili maddeleri, hem de Özel Hastaneler Yönetmeliği nin 49. maddesi 13 11 (Özel Hastaneler Tüzüğü, 1983, madde 37) 12 (Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği, 1983, madde 32) 13 (Özel Hastaneler Yönetmeliği, 2002, madde 49)

hastanın kayıt ve dokümanlarının yirmi yıl süreyle saklanması gerektiğini kural altına almaktadır. Tıbbi kayıtlar, adli işlemlerde kanıt olarak kullanılan belgelerdir. Tıbbi kayıtların doğru ve eksiksiz tutulması hastaya karşı yüklenilen bir borç olduğu gibi, hekimi ve sağlık kurumunu ileride doğabilecek anlaşmazlıklardan ya da ihmal iddialarından korumak ve kusurun kime ait olduğunu saptayabilmek için gereklidir. 14 İlliyet bağının kurulması için son derece önemli olan hasta kayıtlarının tutulması konusunda ispat yükü, ilgili hekim ve sağlık kurumundadır. Kayıtların özenli ve eksiksiz bir şekilde tutulmaması nedeniyle bir zarar meydana gelirse, bu durum malpraktis sayılır; hekimin ve sağlık kurumunun sorumluluğuna yol açar. Zarar oluştuğunda tazmini istenebilir. Bu husus ayrıca hasta haklarının ihlali olduğundan, disiplin sorumluluğuna da yol açar. 10. Hekimin Sır Saklama Yükümlülüğü Hekime başvuran bir hasta zorunlu olarak yaşamı ve sağlığı ile ilgili tüm bilgileri vermek zorundadır. Aksi halde, hekim tanı ve tedavide yanılabilir. Bunun yanı sıra, hekimler de mesleki uygulamaları gerçekleştirirken hastaların bedeni, ruhi, ahlaki kusur ve sakatlıklarına tanık olabilirler. Hasta tarafından açıklanmaması öngörülen, talep edilen ya da başkalarınca öğrenilmesi hastanın kişilik haklarını, sosyal yaşamını, onur ve statüsünü etkileyebilecek her türlü bilgi, hasta ve hekim arasındaki meslek sırrıdır. Sır saklama yükümlülüğü, sadakat yükümlülüğü olarak da ifade edilebilir. Hekimin bu yükümlülüğü, bir anayasal hak olan özel hayatın gizliliği kapsamındadır. Ayrıca, Hasta Hakları Yönetmeliği nin 21. maddesinde Mahremiyete Saygı Gösterilmesi başlığı altında, hastanın sağlık durumu ile ilgili tıbbi değerlendirmelerin gizlilik içerisinde yürütülmesi 15 ifadesiyle de, hastanın özel yaşamına saygı yükümlülüğü de sır saklama yükümlülüğü kapsamına alınmıştır. Bu yükümlülük kapsamında, sır kavramı geniş yorumlanmalıdır; sadece tıbbi süreçle ilgili bilgiler değil, hastanın kişisel, ailevi, mesleki ve ekonomik durumuna ilişkin bilgiler de sır kapsamına girer. Hekimin sır saklama yükümlülüğünün kalkması için hastanın ya da kanunun buna izin vermiş olması aranır. Bu iznin söz konusu olmadığı hallerde, sır saklama yükümlüğünün ihlali, hekimin tazminat sorumluluğunu doğurur. Ancak, burada bir istisna mevcuttur. Hekimin ihbar yükümlülüğü, sır saklama yükümlülüğüne bir istisna getirmektedir. Hekim, bir suçun işlendiğine dair bilgiye ulaşırsa, bu bilgileri mutlaka gerekli mercilere iletmekle yükümlüdür. Zorunlu durumlarda ihbar görevini yapan hekimin cezai ve hukuki sorumluluğu olamaz. 14 Demirel, sf. 102 15 HHY, 1998: madde 21

11. Hekimin Organizasyon Yükümlülükleri Organizasyon yükümlülüğü, verilen sağlık hizmetinin doğru ve düzenli bir biçimde yürütülmesini sağlayacak unsurların bir araya getirilmesini, yani organizasyonunu ifade etmektedir. Organizasyon yükümlülüğü çoğu zaman sağlık kurumuna isnat edilmekteyse de, hekimin de organizasyona ilişkin yükümlülüklerinden ve yerine getirilmemesi halinde de organizasyon kusurundan bahsedilebilir. Hekimin organizasyon yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için hastane ve hastasıyla işbirliği, ekip arkadaşlarıyla uyum ve iletişim içinde olması gerekmektedir. Hekimin organizasyon yükümlülüklerine örnek olarak yetkili ve nitelikli hekimin tıbbi müdahaleye çağrılması, tıbbi araç ve gereçlerdeki aksaklık ve eksikliklerin sağlık kurumu yöneticiliğine bildirilmesi verilebilir. 12. Hekimin Aydınlatma Yükümlülüğü Hekim, tıbbi müdahalede bulunacağı hastasını, ilgili müdahalenin konusu, uygulanması, sonuçları, beklenen yararları, riskleri, yan etkileri, alternatif tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmekle yükümlüdür. Bunun yanı sıra, hastanın tedaviyi reddetmesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları da mutlaka hastaya bildirmelidir. Bu aydınlatmanın, tıbbi müdahalenin niteliğine bağlı olarak, belirli bir zaman önce ve uygun bir yerde yapılması aranır. Hekim, hastayı, hastanın özel yaşamına saygı göstererek ve mahremiyetini ihlal etmeksizin bilgilendirmelidir. Hasta, tıbbi yardım isteme veya hastalığının kaçınılmaz sonucuna katlanma konusunda seçme hakkına sahiptir. Hastanın, yaşam ya da sağlık hakkını kullanması için hekime izin, onay veya vekalet vermesi gerekir. 16 Burada, öncelikle hastanın ayırt etme gücüne sahip olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler için bu seçim hakkını velisi veya vasisi kullanır. Ayırt etme gücüne sahip hastaların ise bizzat seçim hakkını kullanması ve hekime gerekli onayı vermesi gerekmektedir. Hastanın aydınlatılmasının ardından, hastadan onam alınır. Bu onamın mutlaka aydınlatılmış onam biçiminde olması aranır. Aydınlatılmış onam belgesi ile hastanın sağlık durumu, koyulan tanı, önerilen tedavi yöntemi, gerekli işlemin tıbbi sonuçları, süresi, başarı şansı, olası yan etkileri konularında, hasta anlayabileceği bir şekilde bilgilendirilir. Hasta ancak bu belgeyi imzalandıktan sonra ilgili tedaviye veya tıbbi müdahaleye rıza göstermiş sayılır. Ancak, sadece bu belgenin imzalanmış olması yeterli değildir; hastanın mutlak suretle anlayabileceği şekilde bilgilendirilmesi zorunludur. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi nin 09.04.2014 tarihli, 2013/30822 Esas ve 2014/10772 Karar sayılı ilamındaki, 16 Demirel, sf. 100

Aydınlatılmış onamda ise ispat külfeti hekim ya da hastanededir. Öyle olunca, davalıların ameliyat öncesi muhtemelen hasıl olabilecek sonuç ve komplikasyonlar hakkında hastasını bilgilendirmeleri bir zorunluluktur. 17 denilmesi suretiyle aydınlatma yükümlülüğü açıklanmıştır. Hastanın vereceği onam ile hekim yetkili kılınmış olur. Hasta, bu onamı her zaman geri alma hakkına da sahiptir; ancak, hastanın tedaviyi veya gerekli işlemi reddetmesi halinde hekimin bu durumu tutanak altına alması, ileride yaşanabilecek hukuki sorunlardan hekimi koruyacaktır. Onam almadan herhangi bir tıbbi girişimde bulunan hekimin eylemi, hukuka aykırıdır. Hatta sağlık kurumlarına başvuru anında imzalatılan genel onam dahi, her zaman hekimi sorumluluktan kurtarmaz. Bu hususun tek istisnası, zorunluluk halidir; tıbbi müdahalede bir zorunluluk varsa, ancak, somut olayda hasta bu zorunluluğu anlayamayacak ve değerlendiremeyecek durumdaysa, kişilik hakkı korunarak, hastanın onamı var kabul edilir. Sonuç olarak, sağlık hizmetinin mümkün olan en kaliteli düzeyde sunulmasında, sağlık çalışanlarından hekimin rolü son derece önemlidir. Dolayısıyla, etkili sağlık hizmetinin sağlanması ve faydalı bir şekilde yürütülebilmesi için hekimlere birtakım yükümlülükler getirilmiştir. Hekimler, mesleki her türlü faaliyetlerinde tıp bilimin ilke ve kurallarını gözetmek, etik kurallara uymak zorundadır. Bu bağlamda, hekimler, yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, meydana gelen zararlardan hukuki ve cezai olarak sorumlu olacaktırlar. Hekimlerin hukuki ve ceza sorumluluğu, bir devam yazısı ile incelenecektir. KAYNAKÇA Demirel, Birol. Hekimin Yasal Sorumlulukları. Gazi Tıp Dergisi, Cilt 16, Sayı 3, sf. 99-106. Hakeri, Hakan. Tıp Hukuku. Seçkin Yayıncılık, Mart 2016. Hasta Hakları Yönetmeliği (1998), T.C. Resmi Gazete, 23420, 1.8.1998 Hukuk Muhakemeleri Kanunu (2011), T.C. Resmi Gazete, 27836, 4.2.2011 Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm Özel Hastaneler Tüzüğü (1983), T.C. Resmi Gazete, 17924, 10.1.1983 Özel Hastaneler Yönetmeliği (2002), T.C. Resmi Gazete, 24708,27.3.2002 Tababet ve Şuabatı San atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun (1928), T.C. Resmi Gazete, 863, 14.4.1928 Tıbbi Deontoloji Tüzüğü (1960), T.C. Resmi Gazete, 10436, 19.2.1960 Türk Borçlar Kanunu (2011), T.C. Resmi Gazete, 27836, 4.2.2011 Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği (1983), T.C. Resmi Gazete, 17927, 13.1.1983 17 Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/30822 E., 2014/10772 K., 9.4.2014 T.