Çocukluk çağının ender görülen boyun yan taraf kitlelerinin eksizyonunda manyetik rezonans görüntülemenin önemi

Benzer belgeler
HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

TPOG İSKİP Merkez Çalışma Kodu: Hasta TC Kimlik No Hasta İsim, Soyadı. Gönüllü Bilgilendirilmiş Onam Formu. Sayın Anne Babalar,

Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri

SUBMENTAL BÖLGEDE YERLEŞİMLİ DEV EPİDERMAL KİST

SERVİKAL SEMPATİK ZİNCİR SCHWANNOMU: 2 OLGU SUNUMU CERVICAL SYMPATHETIC CHAIN SCHWANNOMA: 2 CASE REPORTS Baş Boyun Cerrahisi

BAŞ-BOYUN LENF NODLARI

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

Fetal Boyun Kitleleri

Olgu Sunumu. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Özkan Saydam

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

ÇOCUK ONKOLOJİ BD. OLGU SUNUMU 12 ŞUBAT 2019

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları. Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

24. ULUSAL TÜRK OTORİNOLARENGOLOJİ & BAŞ - BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Bukkal Bölgeden Kaynaklanan Pleomorfik Adenom: Olgu Sunumu

Santral Bölge Diseksiyonunda Lenf Bezi Diseksiyon Genişliği ve Lokalizasyonunun Değerlendirilmesi

BAŞ BOYUN PATOLOJİLERİ. Prof. Dr. Sinan Celayir İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

HAMDİ ÖZŞAHİN,GÜRKAN YETKİN,BÜLENT ÇİTGEZ,AYHAN ÖZ, MEHMET MİHMANLI, MEHMET ULUDAĞ

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ

ADRENAL KİTLELERK TLELERİNDE DR. FATİH H TUNCA İSTANBUL TIP FAKÜLTES LTESİ GENEL CERRAHİ

Pediatrik karaciğer kitlelerinde ayırıcı tanı

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Bukkal Bölgede Dev Lipom: Olgu Sunumu On Giant Lipoma of The Buccal Fat Pad: A Case Report Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları

Beyin tümörü, beyni oluşturan üç bölgeden birinden -beyin, beyincik ve beyin sapıkaynaklanabilir.

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

BİLDİRİ. 3 (Bildiri ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster Bildiri

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5. Sorular

Lokalizasyon çalışmalarının şüpheli olduğu primer hiperparatiroidi olgularında 99 Tc-MIBI intraoperatif gama-prob kullanımı: Kohort değerlendirme

Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2. Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ

ELİN YUMUŞAK DOKU TÜMÖRLERİ

ORTOPEDİK CERRAHİ GİRİŞİMLERLE İLİŞKİLİ İNFEKSİYONLARIN İRDELENMESİ. Dr. Hüsrev DİKTAŞ Girne Asker Hastanesi/KKTC

TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE

Olgu sunumu. Dr. Fatma Şen İstanbul Üniversitesi, Onkoloji Enstitüsü Tıbbi Onkoloji Bilim dalı

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

SUBMANDİBULAR TÜKRÜK BEZİ KANALINDA TAŞ BULUNAN 4 YAŞINDA ÇOCUK OLGU A FOUR-YEAR-OLD CHILD WITH SUBMANDIBULAR SIALOLITHIASIS

Tamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

Adneksiyel Kitlelerde Maligniteyi Predikte Eden Faktörler

GLİAL TÜMÖRLERDE POSTOP GÖRÜNTÜLEME

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

İnmemiş Testis ve İnguinal Herni. PANEL: Görseller Eşliğinde Vaka Tartışmaları

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Onkoloji Bilim Dalı. 14 Temmuz 2017 Cuma

ANTRAL EKTOPİK DİŞ ECTOPIC TOOTH IN MAXILLARY SINUS ANTRUM Rinoloji

AKCİĞER KANSERİ AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER

Asendan AORT ANEVRİZMASI

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM

TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER

Spinal Tumors. Başar Atalay M.D. Yeditepe University Faculty of Medicine Department of Neurosurgery. Tuesday, April 3, 12

Genitoüriner Sistem Tümörlerinde Radyoloji Dr.Oğuz Dicle

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

ALFA FETOPROTEİN (TÜMÖR BELİRLEYİCİSİ)

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR

Penetran Göz Yaralanmaları

BETATOM EMAR GÖRÜNTÜLEME VE TANI MERKEZİ DENTO MAKSİLLO FASİYAL RADYOLOJİ BİRİM

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

Akciğer Dışı Tümör Olgularında İzole Mediasten FDG-PET Pozitif Lenf Nodlarının Histopatolojik Değerlendirilmesi

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR

1-Tosun H, Göksel M, Aykol Ş. Antıbıyotıc Prophylaxıs In Clean Neurosurgıcal Procedures. Gazi Medical Journal 3: ,1992

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi

GERM HÜCRELİ OVER TÜMÖRLERİNDE CERRAHİ EVRELEME GEREKLİ MİDİR?

MEDİASTEN RADYOLOJİSİ VE PATOLOJİLERİ. Prof.Dr.Emine OSMA Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı

İçerik. Plak Oluşumu. Plak görüntüleme BT- BTA. Karotis Plağı: patofizyolojiden görüntülemeye. Karotis Plağı Kompozisyonu BT de dansitesine göre

ILAŞTIRILMASI. ve Araştırma rma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

BÜYÜK ADRENAL KİTLELERDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Dr. Zühal ÖNDER SİVİŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji-Onkoloji BD

Transkript:

doi:10.5222/jtaps.2016.089 Araştırma Çocukluk çağının ender görülen boyun yan taraf kitlelerinin eksizyonunda manyetik rezonans görüntülemenin önemi Oktav Bosnalı, Serdar Moralıoğlu, Ayşenur Celayİr Zeynep Kamil Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Servisi, İstanbul Öz Amaç: Çocukluk çağı boyun kitlelerinin cerrahisinde, boynun damar ve sinir yapılarının kitle ile olan ilişkisini bilmek ve bu yapıları korumak gereklidir. Bu çalışmamızda, çocukluk çağında ender gözlenen yan boyun kitlelerinin cerrahisinde özellikle manyetik rezonans görüntülemenin önemli anatomik noktaların tespitindeki rolünün vurgulanması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Haziran 2010 ve Haziran 2013 tarihleri arasında kliniğimizde ender görülen yan boyun kitlesi nedeniyle opere edilen olguların tüm hastane kayıtları geriye dönük olarak değerlendirildi. Radyolojik görüntüleme bulguları, peroperatif karşılaşılan anatomik yapılar ve histopatolojik tanıları değerlendirildi. Bulgular: Yaşları 3 ay ile 11 yaş arasında değişen dört kız ve bir erkek beş olgunun tümünde, kitle eksizyonu öncesi ultrasonografi (US) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile radyolojik incelemeleri yapıldı. Bir olguda ayrıca bilgisayarlı tomografi (BT) görüntülemesi yapıldı. Kitlelerin, A. carotis interna, V. jugularis interna ve externa, cupulae pleura, M. trapezius, N. accessorius, N. hypoglossus ve/veya M. omohyoideus gibi yapılara komşulukları rapor edildi. Eksize edilen kitlelerin yapılan histopatolojik değerlendirilmelerinden sonra, servikal lipom (1), servikal nöroblastom (1), rekürren brankial kist (2), servikal epidermoid kist (1) tanıları konuldu. Sonuç: Boyun yan üçgenlerinde yer alan kitleler, yaşamsal önem taşıyan ve kitle eksizyonu sırasında hasarlanabilecek önemli anatomik yapılarla yakın komşuluk içinde olabilirler. Eksizyon öncesinde kitlenin hangi anatomik yapılara komşu olduğunun belirlenmesi ve diseksiyon sırasında bu anatominin ortaya konması, olası komplikasyonların gelişmesini önlemek açısından önemlidir. MRG, boyun kitlelerinin komşu olduğu anatomik yapıların ortaya konması açısından değerli bir yardımcı tanı aracıdır. Anahtar kelimeler: Boyun, boyun kitleleri, çocukluk çağı, manyetik rezonans görüntüleme Alındığı tarih: 09.03.2016 Kabul tarihi: 06.05.2016 Yazışma adresi: Uzm. Dr. Oktav Bosnalı, Valide-i Atik Mah. Kartalbaba Cad. Haşimoğlu Apt. 89/5 Üsküdar 34064 İstanbul e-mail: droktav@gmail.com Abstract Importance of magnetic resonance imaging in the excision of rare seen lateral neck masses in childhood period Aim: During surgery for childhood neck masses, recognition of the association between the mass lesion, and neck vasculature and adjacent nerves, and preserving these structures is a prerequisite. In this study, we aimed to emphasize the role of magnetic resonance imaging for determining important anatomic benchmarks in the surgery of rare lateral neck masses of children. Material and Method: Hospital records of all patients who had been operated for rare lateral neck masses, between June 2010 and June 2013 in our clinic were retrospectively evaluated. Results of radiological imaging, perioperatively encountered anatomical structures, and their histopathologic diagnoses were evaluated. Results: Before excision of the cervical masses, ultrasonography (US), and magnetic resonance imaging (MRI) studies were performed in all four female and one male case whose ages ranged between 3 months, and 11 years. In one case additional computerized tomography (CT) scan was obtained. Relationships of the masses to a. carotis interna, v. jugularis interna and externa, cupulae pleura, m. trapezius, n. accessorius, n. hypoglossus, and/or m. omohyoideus were noted. Following histopathologic evaluation of the excised masses diagnoses of cervical lipoma (1), cervical neuroblastoma (1), recurrent branchial cyst (2), and cervical epidermoid cyst (1) were made. Conclusion: The masses located in lateral cervical triangles may be in close relation with vital and important anatomic structures which may be easily injured during the excision of the mass. Before excision of the mass, delineating the anatomic relationships of the mass with its neighboring tissues, and exposing these anatomical structures are important in the prevention of the development of possible complications. MRI is a very helpful diagnostic adjunct to delineate these anatomic structures adjacent to the mass lesion. Keywords: Childhood, neck, neck neoplasms, magnetic resonance imaging 89

Giriş Çocukluk çağında gözlenen boyun kitleleri en sıklıkla cerrahi gerektirmeyen basit lenfadenopatilerden, daha ender görülen ve cerrahi tedavi gerektiren brankial kist, lipom ve servikal nöroblastoma kadar uzanan geniş bir spektrum gösterirler (1,2). Boyun kitlelerinin ilk olarak ultrasonografi ile değerlendirilmesi, kitlenin solid veya kistik yapıda olup olmadığı, doppler ultrasonografi ise damarlanması ve büyük boyun damarlarına komşuluğunun gösterilmesi açısından önemlidir. Ancak cerrahi eksizyon gerektiren boyun kitlelerinin, cerrahi öncesi yalnızca US veya doppler US değerlendirilmesi yeterli olmayabilir. İntravenöz kontrastlı bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi ileri görüntüleme yöntemleri ile incelenmesi, kitlenin solid, kistik veya miks yapıda olup olmadığının ya da benign veya malign olup olmadığının ortaya konulması yanı sıra komşu dokular ve anatomik yapılarla olan ilişkisinin ortaya konulması için gereklidir (3,4). Bu çalışmamızda, kliniğimizde opere edilmiş nadir gözlenen yan boyun kitleli olgularda, boyundaki önemli anatomik yapılar ile kitlenin çevre doku ve anatomik yapılar ile ilişkisini belirlemede MRG nin rolüne dikkat çekilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem Haziran 2010 ve Haziran 2013 tarihleri arasında kliniğimizde ender görülen yan boyun kitlesi nedeniyle opere edilen 5 olgunun klinik kayıtları geriye yönelik olarak değerlendirildi. Olguların, radyolojik görüntüleme sonuçları, peroperatif karşılaşılan anatomik yapılar ile histopatolojik tanıları değerlendirildi. Bulgular Olgu 1: 3 yaş 8 aylık kız olgu, bir aydır boynun sol tarafında mevcut olan kitle nedeniyle değerlendirildi. Boyun US de, boyun sol tarafta omuza doğru uzanan14x35x9 mm boyutlarında lipom ile uyumlu olabilecek solid kitle rapor edildi. MRG de internal ve external juguler venleri anteriora deplase eden, inferiorda klavikula altında Cupulae Pleura ya, posteriorda m.trapezius a komşu kitle olduğu rapor edildi (Resim 1). Kitle tümüyle eksize edildi, histopatolojik tanı servikal lipom du. Resim 1. Üç yaş 8 aylık olguda, sol apikal plevra ile ilişkili sol servikal lipom (siyah asteriks). Olgu 2: Kliniğimizde iki yıl önce boyun sağ yan tarafında lokalize kistik kitle/apse ön tanısı ile ameliyat Tüm olguların ailelerinden, uygulanacak cerrahi yöntem, oluşabilecek komplikasyonlar ve bunların tedavileri ile ilgili olası bir makale hazırlanması durumunda, hastalarına ait radyolojik görüntüleme sonuçları, laboratuvar sonuçları ve/veya cerrahi öncesinde veya sonrasında çekilmiş olan fotoğraflarının, hastanın kimliği gizli tutulmak şartıyla kullanılabileceğine dair onam formları alındı. Resim 2. Sağ servikal rekürren brankial kist (içi boş beyaz ok). 90

O. Bosnalı ve ark., Çocukluk çağının ender görülen boyun yan taraf kitlelerinin eksizyonunda manyetik rezonans görüntülemenin önemi edilmiş ve apse drenajı yapılmış olan 11 yaşındaki kız olgu, aynı yerde beliren şişlik nedeni ile kliniğimize başvurdu. US de boyun sağ yanında 45x56x72 mm boyutlarında yoğun içerikli komplike kist olduğu rapor edildi. MRG de kitlenin, n. accessorius, n. hypoglossus, v. jugularis externa, m. omohyoideus ile yakın komşuluğu olduğu rapor edildi (Resim 2). Kitle, çevre doku ve anatomik yapılara zarar vermeden tam olarak eksize edildi. Histopatolojik tanı brankial kist olarak rapor edildi. Olgu 3: Bir aydır boyun sağ yanda şişlik yakınması olan 3 aylık erkek olguda, boyun US de heterojen, kistik ve solid alanlar ile beraber mikro-kalsifikasyon alanları olan kitle olduğu rapor edildi. Laboratuvar testlerinden kan nöron spesifik enolaz düzeyinin yüksek (37.6 µg/l) olduğu bulundu. İntravenöz kontrastlı servikal BT sinde kitlenin heterojen yapıda kistik ve solid alanlar içeren, solid alanlar içerisinde kalsifikasyonları olan nöroblastomu düşündüren kitle olduğu rapor edildi. MRG de, kitlenin a. carotis interna, cupulae pleura, n. accessorius ile yakın komşu olduğu, ayrıca toraks üst açıklığından içeriye apekse doğru protrude olduğu rapor edildi (Resim 3). Ameliyat sırasında, kitlenin toraks üst açıklığında apikal plevra ile yakın ilişkisi olduğu gözlendi, bu kısım plevra ile beraber eksize edildi, plevral defekt tamir edildi. Kitlenin histopatolojik tanısı servikal nöroblastom olarak rapor edildi. Olgu 4: 13 yaşında kız olgu, boyun sol yanında, kulak altına 5 cm mesafeden başlayan ve mandibula altına doğru uzanım gösteren yineleyen kitle nedeniyle başvurdu. Olgunun bu başvurusundan 6 ay önce sol subauriküler bölgede 1,5 aydır mevcut olan şişlik yakınması ile kliniğimize başvurduğu ve antibiyotik tedavisi sonrası apse drenajı yapıldığı öğrenildi. Palpasyonla kitle boyutları yaklaşık 5x5 cm idi, ancak US de 31x29 mm boyutlarında hipoekoik ve hipovasküler solid kitle olduğu rapor edildi. Servikal MRG de, superio-posterior yüzünde sol parotis bezi alt ucuna, medial ve posterior yüzünde derin planda servikal vertebralara ve servikal zincire doğru uzanım gösterdiği, medial derin planda karotis arterleri ile yakın komşuluğu olduğu rapor edildi (Resim 4). Ameliyatta kitle tam olarak eksize edildi ve histopatolojik tanı brankial kist olarak rapor edildi. Resim 4. Sol boyunda karotis yapıları ile yakın komşuluk gösteren rekürren brankial kist (siyah asteriks). Resim 3. Sağ boyun yarısını dolduran servikal nöroblastom (Beyaz boş ok: toraks içine uzanım gösteren kitlenin distal ucu, beyaz asteriks: servikal nöroblastom). Olgu 5: 3,5 yaşında kız hasta son iki aydır fark edilmiş boyun şişliği nedeniyle değerlendirildi. Hastanın fizik muayenesinde palpasyonla boyun sağ yan tarafından orta hatta doğru uzanım gösteren 2x3 cm boyutlarında kitle palpe edildi. Servikal US de kitlenin kistik, homojen ve hipoekoik yapıda olduğu tespit edildi. Servikal MRG de, boyun orta hattan başlayan kitlenin trakea önünden boyun sağ yanına ve yukarısına, ağız tabanına doğru uzanım gösteren, sağ mandibula iç yüzü ve ilişkili damar ve sinir paketi ile yakın komşuluk gösteren 22x35x45 mm boyutlarında kistik kitle olduğu rapor edildi (Resim 5). Kitlenin ta- 91

mamı komplikasyonsuz eksize edildi, histopatolojik tanı epidermoid kist olarak rapor edildi. Servikal veya servikotorasik alanda yerleşmiş olan kitlelerin eksizyonu bu bölgede pek çok yaşamsal önem taşıyan organların olması nedeniyle özellik gösterir (11). Dışarıdan küçük olarak palpe edilen bir kitle, boyunda derin planlara, toraks üst açıklığına hatta intratorasik mesafeye kadar ilerleyebilir ve intratorasik yapılara komşu olabilir. Ayrıca infeksiyon veya kitle içine kanama gibi nedenlerle komplike olmuş ve/veya yineleyen kitleler, çevre dokularda yapışıklıklara bağlı olarak itilme ve/veya çekilme gibi değişikliklere yol açarak normal anatomiyi bozarlar. Cerrahi eksizyon öncesi, kitlelerin çevre dokular ile olan ilişkilerinin belirlenmesi ve gerek kitle içi gerekse kitle çevresindeki damar ve sinir yapılarının detaylı olarak ortaya konulması, güvenli ve tam bir rezeksiyon yapılması için önemlidir (12). Resim 5. Ağız tabanına uzanım gösteren, tiroid dokusu ve submandibular damar ve sinir yapılarına komşu epidermoid kist (beyaz asteriks). Tartışma Çocuklarda gözlenen boyun kitleleri konjenital veya edinsel kaynaklıdır. Edinsel kitleler, enfeksiyöz ve neoplastik olarak ikiye ayrılabilir. Çocukluk çağında boyun kitleleri içerisinde en sık edinsel kökenli, enfeksiyona sekonder lenfadenopatiler saptanırken ikinci sırada konjenital kökenli patolojiler yer alır. Enfeksiyon kökenli lenfadenopatiler, genellikle antibiyotik tedavisi sonrası veya kendiliğinden gerilediklerinden cerrahi gerektirmezler (5). Bu nedenle çocukluk çağında cerrahi müdahale gerektiren boyun kitlelerinin başında, tiroglossal duktus kistleri ve brankial kistler/fistüller gibi nadir konjenital patolojiler gelir (6,7). Çocukluk çağındaki neoplastik kökenli kitleler sıklıkla iyi huylu neoplaziler olarak karşımıza çıkarlar. Kötü huylu neoplaziler daha enderdir ve çocukluk çağı boyun kitleleri arasında %10-15 oranında görüldükleri bildirilmektedir (8-10). Boyun kitlelerinin ayırıcı tanısında kullanılan ilk görüntüleme yöntemi US dir. US kitlenin kistik, solid veya miks tipte olduğunun belirlenmesinde yararlıdır. Aynı zamanda US incelemesi ile tiroid dokusunu normal yerinde olup olmadığı saptanabilir, böylece opere edilecek kitlenin, olası ektopik tiroid dokusu olup olmadığı belirlenmiş olur. US, özellikle lipomatöz özellikte olan kitlelerin ayırıcı tanısında da değerlidir. Doppler US ise kitlenin damarlanması hakkında yararlı bilgiler sağlar (13). Ancak US, kitlenin komşu dokular ile olan ilişkisini veya hangi anatomik yapılar ile yakın komşulukta olduğunu göstermek ya da kitlenin iyi veya kötü huylu olup olmadığını göstermek konularında yetersiz kalmaktadır. Özellikle derin dokulara doğru invaze olmuş kitlelerde tanı ve cerrahi tedavinin planlanmasında detaylı anatomik inceleme yapmaya olanak veren BT ve MRG çekilmesi gereklidir (9). Kitlenin iyi veya kötü huylu olup olmadığının ayrımında en yararlı tetkik, intravenöz kontrast verilerek çekilen BT dir. Bilgisayarlı tomografi anatomik planlar arasında kitlenin yayılımı, kistik veya solid olup olmadığı, kemik ile ilişki veya yayılımının gösterilmesinde oldukça yararlıdır (9). Son zamanlarda daha kısa zamanda daha fazla kesitler alan, daha net görüntü veren ve aynı zamanda da radyasyona maruz kalma süresini kısaltan bir teknik olan multidetektör BT, normal BT nin yerini almaktadır. Ancak, her şeye rağmen, çocuklarda çekilen BT ler de radyasyona maruz kalma ve az da olsa verilen kontrast maddeye bağlı nefrotoksisite gelişme riski vardır (13). Bu nedenlerden dolayı çocuklarda ileri görüntüleme için MRG nin kullanımı giderek artmıştır. MRG, benzer yoğunlukta olan dokuların aralarındaki kontrast farkını daha iyi ortaya çıkartarak bu dokuların sı- 92

O. Bosnalı ve ark., Çocukluk çağının ender görülen boyun yan taraf kitlelerinin eksizyonunda manyetik rezonans görüntülemenin önemi nırlarının birbirinden ayrılmalarını ve kötü huylu neoplastik dokuların sınırlarının çevre dokulardan daha iyi ayırt edilmesini sağlar. Kontrastlı çekilen BT incelemeleri kemik doku ve kalsifikasyonları incelemek için MRG den daha yararlı olsa da, MRG yumuşak doku ve özellikle boyundaki boşlukların değerlendirilmesinde daha üstündür (4). MRG aynı zamanda damar içine iyodinize edilmiş kontrast madde verilmesi gerekliliğini de ortadan kaldırır. MRG nin tek dezavantajı, küçük yaşta ve koopere olamayan çocuklarda anestezi verilmesi gerekliliği gibi gözükmektedir (13). Lipomlar, neoplastik tümörler arasında ender gözlenen benign yağ dokusu tümörüdürler. Boyun bölgesinde lipomlar genellikle yaşamın ikinci on yılından sonra ortaya çıkarlar ve genellikle de boyun arka üçgeninde yerleşirler (14). Çocuklarda gelişen lipomlar ise genellikle 8 yaş öncesi ortaya çıkarlar. Boyun arka ve ön planları arasında uzanım gösterir ve çevre dokuları infiltre edebilirler (5). Lipomların, aynı zamanda liposarkom olarak ortaya çıkma olasılığı da vardır. Bu nedenlerle lipom şüphesi olan bir hastanın, detaylı ileri radyolojik incelemesinin yapılması önemlidir (9). Olgumuzda ilk inceleme olarak yapılan US ile lipomun karakteristik US özellikleri olan iyi sınırlı, ekojen ve homojen yağlı kitle özellikleri tespit edildi. MRG incelemesi ile olgunun kitlesinin benign ve lipom ile uyumlu olduğu, boyun derin yapılarına infiltre olmadığı, ancak sol hemitoraks üst açıklığına uzandığı ve plevra ile yakın komşulukta olduğu gösterildi. Bu sonuç diseksiyon sırasında plevranın korunması için yönlendirici oldu. Neoplastik tümörler arasında nöroblastom, çocukluk çağı maligniteleri arasında üçüncü sırada gözlenen tümördür. Özellikle beş yaş altı çocuklarda ekstrakraniyal solid maligniteler arasında en sık gözlenen tümör ve nöroblastik tümörler arasında da en sık gözlenen histolojik alt tiptir (9). Ancak tüm primer nörobastomların yalnızca %5 kadarı servikal bölgede ve genellikle de 1 yaş altında gözlenir. US, servikal kitlelerde noninvazif ilk tanı aracı olduğu için bu olgularda da ilk kullanılan yöntemidir. Bununla beraber BT ve MRG hem tanıyı doğrulamak hem de primer nöroblastomun karakteristik özelliklerinin ortaya konmasında önemlidir (6). Bizim olgumuzda da ilk olarak yapılan boyun US ile kitlenin heterojen yapıda olduğu ve kistik/solid alanlar içerdiği tespit edildi. Kontrastlı BT de, kitlenin heterojen yapılı olduğu ve solid/kistik/kalsifiye alanlar içerdiği saptandı. Ön tanı olarak nöroblastom veya teratom olabileceği düşünüldü. MRG incelemesi kitlenin komşu olduğu anatomik yapılar hakkında detaylı bilgi sağladı ve özellikle sağ akciğer apeksine yakın olması nedeniyle ameliyat öncesinde olası bir plevra yaralanmasına karşı uyarıcı oldu. Böylece hastanın ailesi ameliyat öncesinde, plevranın açılabileceği ve bu durumun tedavisi hakkında bilgilendirildi. Dermoid kistler, embriyonik epitelial elementlerin inklüzyonu sonucunda oluşan ve endodermal yapılar ile beraber ektodermal yapılar içeren germ hücreli tümörlerdir. Genellikle yüz ve boyun bölgesinde, en sık boyun orta hatta ve submental yerleşimli olarak saptanırlar. Boyun orta hatta yer alan dermoid kistler bazen hyoid kemiğe aşırı yakın olabilirler ve yutkunma ile hareket ettikleri için zaman zaman tiroglossal duktus kisti ile karıştırılırlar (12). Dermoid kistler MRG ile de gösterilebilen yağ içeriğine ve/veya kalsifikasyonlara sahiptirler. MRG, özellikle nazal yerleşimli olan dermoid kistlerin intrakranial uzantılarının gösterilmesinde ve cerrahi planlama yapılmasında ayrıca önemlidir. Epidermoid kistler ise karakteristik olarak kistik görünüm sergileyen, sınırları iyi belirlenmiş, kontrast tutulumu göstermeyen yapılar olarak izlenirler. Dermoid kistler genellikle orta hatta yer almalarına rağmen boyun yan tarafında yer alan dermoidlerin, epidermoid kistlerden ayırımının yapılmasında MRG faydalıdır (13). Çalışmamızda, rapor edilen son olguda, MRG ile boyun orta hattan başlayan ve tiroid loju ile derin boyun planlarına giren kistik kitle saptanmıştır. Kitlenin spinal kanal ile ilişkisinin olmadığının gösterilmesi ve çevre dokudan sınırlarının tam olarak ayrıldığının saptanması ve uzanım gösterdiği anatomik planların detaylı olarak gözlenmesi cerrahi sırasında olası rekürren laringeal sinir ve tiroid dokusuna ait damar yaralanmalarını engellemiştir. Çocukluk çağında cerrahi gerektiren konjenital kökenli boyun kitleleri arasında, orta hatta yer alan tiroglossal duktus kisti en sık karşılaşılan boyun kitlesidir. Bunu epidermoid veya dermoid kist, servikal kleft veya teratom izler. Boyun yan üçgenlerinde ise daha çok brankial yarık fistül ve kistleri ile ve lenfatik yada vasküler malformasyonlar olabilirler (8). Brankial yarık artıklarından köken alan anomaliler daha çok ikinci brankial yarığı ilgilendirir. Brankial fistül ve sinüsler çocukluk çağında daha sık gözlenirken, brankial kistler ise genellikle erişkin yaşta ve submandi- 93

buler bezin posteriorunda, karotid alanın lateralinde ve SKM kasının anteromedialinde ortaya çıkarlar. Bu nedenle çocukluk çağında ortaya çıkan brankial kistler genellikle enfekte süpüratif lenfadenopati veya lenf bezi apsesi olarak ilk tanı alabilmektedir. Bu olguların, çocukluk çağında preoperatif olarak kesin tanı almaları genellikle zordur (7,14). Çalışmamızda re-opere edilen ve nüks brankial kist tanısı alan iki olgu; kliniğimize ilk başvuruları sırasında daha önceden yakınmalarının olmaması, yakınmalarının kısa süre önce başlaması, US de enfekte lenfadenopati olarak rapor edilmeleri ve çocuk yaş grubunda brankial kistlerin ender görülmesi nedeniyle brankial kist tanısı almamışlardı. Bu olgularda ilk başvuruları sırasında boyunda fluktasyon veren kızarıklık olması nedeniyle enfekte lenfadenopati ve lenf bezi apsesi ön tanıları ile apse drenajı yapılmıştı. Olguların MRG leri kistlerin çevre doku ve sinirler ile olan ilişkilerini net olarak ortaya koymuş ve cerrahi sırasında da bu sinir ve dokuların ortaya konulmasına yardımcı olarak kalıcı sinir hasarlanmasını engellemiştir. Boyunda ender gözlenen ve/veya komplike olmuş bir kitlenin cerrahi eksizyonu sırasında karşılaşılacak önemli sinir ve damar yapıları ile boyundaki diğer ilişkili anatomik yapıların tespiti için, ameliyat öncesinde yalnızca US ile inceleme yapılması yeterli değildir. Olgularımızda, kitlelerin hangi anatomik yapılar ile hangi seviyede komşu olduklarını belirlemede ve böylelikle cerrahi eksizyon sırasında bu anatomik yapıların ortaya konulması ve korunmalarında MRG yol gösterici olmuştur. Aynı zamanda, MRG görüntüleme sonuçlarına göre, aileye cerrahi sırasında veya sonrasında karşılaşılması olasılığı olan komplikasyonlar ve bunların olası tedavi yöntemleri hakkında daha detaylı bilgilendirme yapılması olası olmuştur. Sonuç olarak, baş ve boyun cerrahisi gerektirecek servikal kitleli çocuklarda, cerrahi öncesi iyi bir planlama yapılması, kitlenin ve çevre anatomik yapıların detaylı olarak ortaya konulması açısından MRG, anestezi gerekliliğine rağmen, yararlı ve güvenli bir yöntemdir. Aynı zamanda, boyunda yer alan önemli anatomik yapıların topografik anatomisinin iyi bilinmesi, görüntüleme sonuçlarının yorumlanması ve boyun kitlelerinin komşu yapılarla ilişkisinin anlaşılmasında yol göstericidir. Kaynaklar 1. Özer E, Mumbuç S, Durucu C et al. Pediatrik boyun kitlelerine yaklaşım. Kulak Burun Boğaz İhtis Derg 2004;12:78-83. 2. Yıldırım M, Oktay MF, Topçu İ et al. Boyun kitleleri: 420 olgunun retrospektif analizi. Dicle Tıp Dergisi 2006;33:210-214. 3. Yağız C, Pamukçu M. Baş boyun kitleleri. Klinik Gelişim 2005;18:91-95. 4. Shrestha MK, Ghartimagar D, Ghosh A. Diagnostic accuracy of computed tomogram in the evaluation of a neck mass. J Nepal Med Assoc 2011;51:164-170. 5. Goins MR, Beasley MS. Pediatric neck masses. Oral Maxillofacial Surg Clin N Am 2012;24:457-468. http://dx.doi.org/10.1016/j.coms.2012.05.006 6. Kadom N, Lee EY. Neck masses in children: current imaging guidelines and imaging findings. Semin Roentgenol 2012;47:7-20. http://dx.doi.org/10.1053/j.ro.2011.07.002 7. Guldfred LA, Philipsen BB, Siim C. Branchial cleft anomalies: accuracy of pre-operative diagnosis, clinical presentation and management. J Laryngol Otol 2012;126:598-604. http://dx.doi.org/10.1017/s0022215112000473 8. Balikci HH, Gurdal MM, Ozkul MH et al. Neck masses: diagnostic analysis of 630 cases in Turkish population. Eur Arch Otorhinolaryngol 2013;270:2953-2958. http://dx.doi.org/10.1007/s00405-013-2445-9 9. Brigger MT, Cunningham MJ. Malignant cervical masses in children. Otolaryngol Clin N Am 2015;45:59-77. http://dx.doi.org/10.1016/j.otc.2014.09.006 10. Shengwei H, Zhiyong W, Wei H et al. The management of pediatric neck masses. J Craniofac Surg 2015;26:399-401. http://dx.doi.org/10.1097/scs.0000000000001342 11. Corti F, Avanzini S, Cecchetto G et al. The surgical approach for cervicothoracic masses in children. J Pediatr Surg 2012;47:1662-1668. http://dx.doi.org/10.1016/j.jpedsurg.2012.03.087 12. LaRiviere CA, Waldhausen JHT. Congenital cervical cysts, sinuses, and fistulae in pediatric surgery. Surg Clin N Am 2012;92:583-597. http://dx.doi.org/10.1016/j.suc.2012.03.015 13. Stern JS, Ginat DT, Nicholas JL et al. Imaging of pediatric head and neck masses. Otolaryngol Clin North Am 2015;48:225-246. http://dx.doi.org/10.1016/j.otc.2014.09.015 14. Friedman ER, John SD. Imaging of Pediatric Neck Masses. Radiol Clin N Am 2011;49:617-632. http://dx.doi.org/10.1016/j.rcl.2011.05.005 94