Dr. Onur BİLGiN ( ) Dr. Hüseyin YILMAZ (**) Dr. Muhammed ABDULLAH ( * * *) Dr. Hasan DEMiREL (*'** 0 ) ÖZET Bu araştırma, gebeliklerinin devamını istemediği için Ege Universitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklan ve Doğum Ana Bilim Dalı ve S.S.K. İzmir-Yenişehir Doğumevi Nüfus Planlaması polikliniğine başvuran 1.000 kadın.da yapılmıştır. Hastaların kontrasepsiyon!konusunda bilgisi, daha önceki gebelik sonlandırma sayısı ve şekil, bu gebelik..!erini sonlandırma sebepleri araştırılmıştır. Kadınların % 46.6'smın kontrasepsiyon yöntemi uygulamakta iken gebe kaldığı, % 1.8'inin ise ilkel yöntemlere başvurduğu, % 49.4'unun yeterli sayıda çocuk sahibi oldukları bulunmuştur. SUM 1 MARY This study was done on ı 000 women, at Ege University Medical Faculty Obstetrics and Gynecology Clinic and Social Security tzmir... - - - Yenişehir Maternity Hospital, who had come with the complaint of unwanted pregnancy. The practice and knowledge about contracep. tlon, the number of previous unwanted pregnancies and the way of their termination, the reason for the termination of this recent pregnancy were reviewed. Among these women while practicing one of the contraceptive methods 46.6.% had said their method had been ( *) E.0.T.F. Kadm Hasıt. ve Doğlllllı Ana Bilim Dalı Doçenti. (**) E.0.T.F. Kadın Hast. ve Doğum Ana Bilim Dalı Uzmanı. ( ***) S.S.K. İzmir-Yenişehir Nüfus Planlama Uzmanı. (****) E.0.T.F. Kadın Hast. ve Doğu.ın Ana Bilim Dalı Asistanı. 261
ZEYNEP - KAMiL TIP B0LTENI failed, 39.4 %, had had one or more unwanted pregnancy terminations previously and 1.8 % 'Of them had termina ted one of their pregnancies by unmedical primitive methods. In 49.4 % of women, the reason for the recent pregnancy termination was the completion of their family size. Günümüzde birçok kontraseptik yöntem kullanılmasına rağmen çok sayıda istenmeyen gebelik sorunu ortaya çıkmaktadır. Halen doğurganlığın kontrolu için en eski yöntemlerden biri olan çocuk düşürme yada düşürtme, dünyanın hemen heryerinde bilinçli veya!bilinçsiz şekilde milyonlarca kadın tarafından uygulanmaktadır (4, 6, 8). Ülkemizde nüfus kontrolu çalışmalan 1965 yılında yürürlüğe giren 557 sayılı nüfus planlaması yasası ile başlamasına rağmen gebelik önleyici yöntemler konusunda bilgi ve hizmet yokluğu nedeniyle bu konuda arzu edilen başarının sağlanamadığına dikkat çekilmektedir (6). Ülkemizdeki istenmeyen gebelikler ve sonuçlanna ait bilgiler nüfus planlaması hakkındaki 2827 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden önce bilimsel verilere dayanmadığı gibi anne mortalitesi ve morbiditesi konusunda ancak bazı tahminler yapılabilmekteydi. Kanunun yürürlüğe girişi olan 27 Mayıs 1983 tarihinden itibaren istenmeyen gebelikler, sebepleri ve sonuçlarını etraflıca inceleyebilmek mümkün olmuştur. Ülkemizde ve tüm dünyada yaygın olan istenmeyen gebeliklere neden olan faktörleri ortaya koymak için yeni çalışmalara ihtiyaç bulunduğu da bir gerçektir. Bölgemizdeki istenmeyen gebeliklerin ne derecede yaygın olduğunu ortaya çıkarmak, kürtaj nedenlerini saptayabilmek amacı ile bu araştırma planlanmıştır. GıERıEÇ VE YONTEM 1984 Eylül~ 1985 Nisan aylan arasında 10 haftadan küçük olan gebeliklerini sonlandırtmak için Ege Üni. Tıp Fak. Hastanesi Kadın Hast. ve Doğum Ana Bilim Dalı ve S.S.ıK. Yenişehir Doğumevi Nüfus planlaması polikliniğine başvuran 1 000 hasta araştırmaya alınmıştır. - 262 Veriler araştırıcılar tarafından hastalara sorulan soruların anket
SiLGİN YILMAZ ABDULLAH DEMiREt. formlarında işaretlenmesi ile toplanmıştır. Bu formlarda gebelik haf~ tası, çiftlerin uygulamakta olduğu kontrasepsiyon yöntemi, önceki düşükler, geçirilmiş doğum ve canlı çocuk sayısı, menstrüel siklus düzeni, mesleği, tahsil durumu, yaş ve niçin kürtaj istediği gibi konuları açıklayıcı sorulara yer verilmiştir. BULGULAR Kürtaj için başvuran 1 000 hastanın araştırma verileri toplandığı zamana kadar yapmış oldukları doğum sayısı Tablo l'de gösterilmiştir. Bu hastaların % 82'sinin düzenli menstrüel sıiklusu bulunduğu ve son gebeliklerinin % 41.8'ının 6 haftadan küçük, % 48.9'nun 6-8 haftalık, % 9.l'inin 8-10 haftalık olduğu tesbit edilmiştir. Hasta grubumuzdan 394'ünün (% 39.4) daha önce 1-8 arası değişen sayıda gebelik sonlandırtmış olduğu, 18'inin (% 1.8) ise medikal olmayan yollardan düşük yapma girişiminde bulunduğu tesbit edilmiştir. Hiç doğun:ı 1 doğum 2-4 doğum 5 ve dalıa fazla yapmamış Tablo I : Doğum sayısı. Hasta Sayısı 8 172. 729 91 1000 % 0.8 17.2. 72..9 1 9.1 100 Hastalarımızın uygulamakta oldukları kontrasepsiyon yöntemleri Tablo II'de gösterilmiştir. Hastalarımızın 466 ( % 46.6) 'sının korunma Koitus interıuptus Oral kontrıııseptif Prezervatif Lokal ilaç Rah-1m içi araç Diğer yöntemler K.oıunma uygulamayan 41.9 15.S 9.2 6.9 5.7-1.6 16.4 100.0 Tablo il : Koııtrasepsiyon yöntemleri. 268
ZEYNEP KAMiL TIP BDLTENI yöntemi uygulanırken gebe kaldıkları saptanmış olup bu çiftlerin ge.. nellikle koitus interruptus ve lokal ilaç uygulaması ile korunmakta oldukları görülmüştür. Kürtaj için başvuran hastaların yaşlan 18-416 arasında değişmekte olup yaş dağılımları şekil I'de, meslek ve eğitim durumlan Tablo III'de gösterilmiştir. Araştırmaya almış olduğumuz 1 000 kadından Hasta Sayısı Of o 30 20 10 Şekil I : Yaş Dağılımı. 20 20~24 25-29 - -- - 30.. 34 35-39 40 Yas Hasta Sayısı % A-Eğitim Düzeyleri -Okur yazar değil -Okur yazıır - llkokul mezunu -Lise mezunu -Fakülte IlleZ1UlU B-Meslek -Ev kad..w -İşçi -Menııure - Eımıekli..., -Öğr«ıcl 138 70 627 121 46 1000 792 42 159 1 6 1000 13.6 7 67.2 12.l 4.6 100.0 79.2 4.2 15.9 0.1 0.6 100.0 Tablo III : Meslek ve Eğitim Düz~leri. 264
BiLGiN YILMAZ - ABDULLAH - DEMiREL 385 (% 38.5) 'i kontrasepsiyon konusunda bir miktar bilgiye sahip olduklarını bildirmişlerdir. Has.talarımızın bu gebelikten sonra kontrasepsiyon için izleyecekleri yöntem araştırıldığında; % 31.S'inin e,şlerinin izin vermesi halinde tuba uterina ligasyonu, % 4.4'nun tekrar kürtaj ve % 63.S'nın diğer kontraseptif yöntem uygulamak düşüncesinde oldukları saptanmıştır. Hastaların kürtaj yaptırma nedenlerinin başında, yeterli sayıda çocuğa sahip oldukları düşüncesi gözlenmiştir (% 49.4). Ekonomik nedenler % 26.1, sistematik hastalık, gebeliğin erken günlerinde gelişi güzel ilaç kullanılması, eşinin çocuk istememesi gibi çeşitli sebepler 'fo 22.6 vakada kürtaj sebebi olarak bulunmuştur. Kürtaj imkanı olmamış olsaydı ı 000 hastanın 197 (% 19.7'si gebeliklerini devam ettireceklerini, 784 (%78.4) 'ü yasal olmayan yolla bu gebeliği sonlandırma yolunu arayacağını, 19 (% 1.9) 'u ise medikal olmayan sabun, şiş, çiriş v.s. gibi yöntemlerle gebeliği sonlandırma dü.şüncesinde olduklarını bildirmişlerdir. TARTIŞMA Araştırmamızda elde ettiğimiz bulgularda da açıkça görüldüğü gibi vatandaşlarımızın kontrasepsiyon konusunda hem yetersiz!bilgi sahibi olmaları, hem de bu hizmetin kendilerine arzu edilen düzeyde sağlanamaması, ülkemizde istenmeyen gebeliklere oldukça sık rastlan~ masına sebep olmaktadır. İncelenen ı 000 hastanın (% 46.6'sının kontrasepsiyon yöntemlerinden birini (ki bu genellikle koitus interruptus veya ritim yöntemi şeklindedir) uygulamakta iken ve % 38.5'unun kontrasepsiyon konusunda bir miktar bilgi sahibi olmasına rağmen gebe kalması sorunu oldukça açık şekilde yansıtmaktadır. Nitekim aynı bulgulara ülkemizdeki diğer araştırmalarda da rastlanmaktadır (<'). Hastalarımızda, 2842 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden önce görülen % 41.2 oranındaki gebelik sonlandırtma. sıklığıda bu problemi yansıtan bir başka göstergedir. Hastalarımızın büyük çoğunluğu (% 82) düzenli menstruel siklusa sahip olduklarını bildirmişlerdir. Bu grubun % 48.9'u ise adetlerindeki 10-15 gün!,.ük gecikme halinde gebelikten şüphelenerek kliniklere başvurmuştur. Bu durum ise, gebeliğin sonlandırılması için vakum aspirasyon gibi oldukça basit bir yöntemin uygulanabilmesi 265
Z!VNEP ~ KAMiL TIP BÜL TENi olanağını vermekte, tahliye işleminin daha kolay, daha az komplikasyonla yapılabilmesini sağlamaktadır. ı:, I' Kürtajdan sonraki gebeliklerin seyrinde bazı komplikasyonların görülebileceği bildirilmektedir (1, 3, 7). Fakat bu komplikasyonlar gebelik boşaltılması yönteminden çok, gebeliğin yaşı ile ilişkilidir. Nitekim ilk trimestirdeki Rh (~) gebede antikor gelişebileceği, bunun ise uygulanan Anti-D profilaksisi ile ilerde Rh uyuşmazlığı sorununu gi~ derebileceği bildirilmektedir (1). Yine, büyük gebeliklerde dikkatsız ya. pılan servikal dilatasyon ve derin kürtajların servikal yetmezlik, Ashermann sendromu gibi komplikasyonlara s:ebep olduğu bildirilmektedir (2, 5, 7). Bu tür komplikasyonların önlenmesi, girişim zamanındaki gebelik yaşının küçük olması ve girişimin dikkatle yapılması ile mümkün olabilecektir. Medikal olmayan yöntemlerle sonlandırılan gebeliklerde maternal mortalitenin en az 1 00 girişimde 1, morbiditenin ise % 20 olduğu ve bunun ülkelere göre daha da artabileceği bildirilmektedir ( 8, 9 ). Araştırmamızdaki 1 000 kadından 18 (% 1.8)'inin daha önce mew dikal olmayan ilkel yöntemlere başvurmuş olduğu saptanmıştır. Kürtaj imkanı olmadığı takdirde yukardaki 18 kadının dışındaki 19 (% 1.9) 'unun aynı ilkel yöntemlerle bu gebeliklerini sonlandırma düşüncesinde olduklarının bulunması dikkat çeldci bir bulgudur. Görüldüğü gibi oranlar birbirine eşittir. Kanımız odur ki, sınırlı sayı yerine, ülke çapında yapılacak bir araştırmada en düşük mortalite ve morbidite oranı bile uygulansa, karşımıza çıkan anne ölümü ve hasta-sakat anne sayısı çok yüksek değerlere ulaşabilecektir. Kürtaj bir kontrasepsiyon yöntemi olarak kabul edilmemelidir. Etkili kontrasepsiyon yöntemleri uygulanabildiği takdirde hekimlere başvuracak gebe sayısının da giderek azalacağı düşüncesindeyiz. Ancak ilkel yöntemlerle ortaya çıkan anne kayıpları ve hastalıklarını düşünecek olursak, kürtajın uzman kişilerce gerektiği şekilde uygulanması birçok sorunu çözebilecektir. Sonuç olarak, ülkemizde kadın sağlığını koruma ve kontrasepsiyon eğitiminde aile planlaması hizmetlerinin önemi büyüktür. Bu konuda başarı sağlama, ancak iyi yetişmiş sağlık personeli ile birlikte aksatılmadan yürütülecek sağlık programları ile sağlanabilir. 1 11,1,, 266
BiLGiN VILMAZ - ABDULLAH - DEMiREL KAYNAKLAR 1 - Brautigam H.H. ımd Kırchhoff H: Die Komplikationeıı des Legalen Sclıwangerwhafrsaıbruches Inder Bundes Repu:blik Deutscltland, Deuıtsches Arztelılabt, 7: 83-87, 1982. 2 - Edwards L, E, Steinman M, E, Arnold K, A: Adolescent contraceptive u.ı;e: Experience in 1762 toona,gers, Anı. J. Obstet. Gyııecol., 137: 583-585, 1980. 3 - Fielding W, Sachtleıben M, R, Wal1ııoe A, K, Friedman E, A.: Unwanted preg~ nancy, A, Failure of Conıtraceptive Edumtion, J. Reprod. Med., 28 : 847-851, 1988. 4 - Freeman E, W, Riokels K: Adoles--ent oontraceptive use current status of practlce and research, Obstet. Gynrcol, 50 : 388-391, 1979. 5 - Grimes D, A, Techrnan T: Legal ahortion and placenta preıvia, Am. J. Obstet. Gynecol., 149 : 501-505, 1984. 6 - Kamıı G: Türkiye'nin gelişmesinde nüfus olgusu, S.S.Y.B. Aile Planlaması ve Ana Çocuk Sağlığı Genel Miidürlüğü/Battello Enstitüsü-Ankara, 19183, 1 s: 1-120. 7 - Mıttal S, Mısra S,L: Uteıine perforation followiug medical temıina.tion of pregnancy iby vacuumı aspiraıtion, Int. J. Gynaecol. Obstet. 23: 45-50, 1985. 8 - Mrumford S,D, Kessel E: Is wide availability of ahortion essential to ıwtional population growth conıtrol prograıms. Experiences of 116 couınıt:rles, Rep., Anı. J. Obstet. Gynec-01., 149 : 639-645, 1984. 9 - Tietze C: Induced abortion : 1979 3 rd ed. New York, Popu)ation Council, 1979, p: 108~110. 267