SORUMLULUĞUN KARDEŞİ OTOKONTROL BECERİSİ VE SINIRLAR

Benzer belgeler
ÇOCUK EĞİTİMİNDE SINIR KOYMANIN ÖNEMİ

ANNE BABALAR NEDEN SINIR KOYMAKTA ZORLANIRLAR?

TED EGE KOLEJİ ANASINIFI

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

- Öğrenciler İçin - Aileler İçin - Test ve Anketler - Rehberlik Planları - Rehberlik Hikayeleri - Rehberlik Panoları - Rehberlik Sunuları

OLUMLU/ ETKİLİ EBEVEYN TUTUMLARI. Meral ATEŞOĞLU.

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

Okul Öncesi Dönemde. Olması Gereken Kurallar

AKANT ORTAOKULU REHBERLİK BÜLTENİ

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

ARALIK AYI VELİ BÜLTENİ 2013

ÇOCUKLARA SINIR KOYMAK

Bu nedenle ebeveynlerin duygu, ifade ve davranış olarak tutarlı, kararlı ve pozitif bir tavır sergilemeye çalışmaları gerekmektedir.

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ KASIM 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA SORUMLULUK

ÇOCUKLARA SINIR KOYMA

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

PDR ÇALIŞMALARIMIZ. 3. Sayı / Şubat - Mart 2016 ŞUBAT AYI ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ ŞUBAT AYI. sayfa 2. SINIF ETKİNLİKLERİMİZ. 2 de. sayfa.

REHBERLİK NEDİR? Bahsedilen rehberlik tanımlarının ortak yönleri ise:

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

ÇOCUKLARDA SORUMLULUK BİLİNCİNİ NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ?

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu

Hamileliğe başlangıç koşulları

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

OLUMLU ANNE-BABA YAKLAŞIMLARI

Sık sık Ne zaman derslerine çalışacaksın! Bak sınavlar yaklaşıyor; sonra görüşürüz seninle! gibi cümlelerle aile ergen arasında gergin bir hava eser.

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

Programda yer alan etkinlikler okul rehber öğretmeni, sınıf öğretmeni ve idarecilerin işbirliği ile yürütülecektir.

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ

Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması

ÖĞRETMEN ESRA AKKAYA 3-6 YAŞ ÇOCUK GELİŞİM DÖNEMLERİ VELİ EĞİTİMİ NOTLARI. 3 Yaş Çocuğuna Yaklaşım Nasıl Olmalı?

KASIM 2018 ÇOCUKLAR NE SÖYLER, AİLELER NE ANLAR?

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU NİSAN 2016

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

Öğrenci hakkında varsayımlar; Öğretmen hakkında varsayımlar; İyi bir öğretim programında bulunması gereken özellikler;

Programda yer alan etkinlikler okul rehber öğretmeni, sınıf öğretmeni ve idarecilerin işbirliği ile yürütülecektir.

SORUMLULUK Değerli Velilerimiz, Sorumluluk Nedir? Sorumluluk Sahibi Bireyler;

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

SULTANGAZİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ. Kurallar, Sınırlar ve Ebeveyn Tutumları. Aralık 2017

ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

DEĞERLER EĞİTİMİ ARKADAŞLIK

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

EZİNE ÇOK PROGRAMLI LİSESİ HAYDİ! HALİL İBRAHİM SOFRASINA

İNSANİ DEĞERLER HAREKETİ

1/23/2015. Karne Ne Anlatır. Ocak Beylikdüzü A.K.Koleji Rehberlik Servisi Veli Paylaşımı

ŞEFKAT TE DEĞERLER EĞİTİMİ

ÇOCUK VE PARA üretim değerleri tüketim değerleri

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI

YAŞAMKENT SEVİYE KOLEJİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DANIŞMANLIK SİSTEMİ

GRP 406 MESLEK ETİĞİ VE YASAL KONULAR. Doç. Dr. İlhan YALÇIN

1. Bölüm: Toplumsal Yapı ve Sınıf Yönetimi...1

ÇOCUKLARDA BENLİK SAYGISI GELİŞİMİ

NİLÜFER REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ. Sınav Kaygısı. Veli Kitapçığı

Özgüven Gelişiminde Anne Baba Rolü

Çocuklarla El Ele Ebeveynlik (Connection Parenting)

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NİMET İLKOKULU 4. SINIF DERS İŞLEME YOL HARİTASI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğrenci velileriyle ne zaman kardeş kıskançlığı ya da kardeş kavgaları konusunda bir görüşme yapsam iki şey hayalimde canlanır.

PSK 271 Öfke Yönetimi ( Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu EBEVEYN TUTUMLARI

Şiddetin Psikolojisi Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Şiddetin çevresel kökenleri

REHBERLİK BİRİMİ ÇOCUKLARDA PROBLEM ÇÖZME BECERİSİ

DEĞERLERİN ÇOCUKLARA AKTARIMI

ÇOCUKLARDA SINIRLAR & KURALLAR

ERGENLİKTE SINIRLAR VE KURAL KOYMA

ÇOCUKLARIMIZA SINIR KOYMAK

ÇOCUKLARA SINIR KOYMAK

AKRAN ARABULUCU EL KITABI

Irmak Neden Farklıdır? >> 20. Eğitim Yılımızı Tamamlarken...

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Sevgili Anne ve Babalar;

ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

AKRAN BASKISI. Çetin SARIYILDIZ Rehber Öğretmen

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ

İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ

İçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15

ÖĞRENCİLERİMİZLE NELER YAPTIK?

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

TİCARET VE SANAYİ ODASI İLKOKULU SOSYAL BECERİ GELİŞTİRME GRUP ÇALIŞMAMIZ. REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ

Transkript:

SORUMLULUĞUN KARDEŞİ OTOKONTROL BECERİSİ VE SINIRLAR Otokontrol Nedir? Otokontrol en basit tanımıyla kendini kontrol etmek demektir. Kendini kontrol demekse hem kendi duygularının hem de başkalarının duygularının farkında olmak ve anlamak anlamına da gelebilir. Bu yönüyle empati ile yakın ilgisi ve bağlantısı vardır. Çocuklar özellikle hayatlarının ilk yıllarında çok acımasız ve bencildirler. Kendilerini dünyanın merkezi zannederler. Bu bakımdan sürekli talep eden taraf konumundadırlar. Oysa sosyal bir birey olmak kendisinden başka bireylerin varlığını kabul ederek onlarla uyum içerisinde yaşamayı gerektirir. Bir çocuğun bu kabule ulaşması ve kendisi üzerinde kontrol sağlaması için bazı sosyal becerileri kazanması ön koşuldur: Başkalarının haklarına ve isteklerine saygı göstermek, Empati kurabilmek, Ahlak ve vicdan duygusuna sahip olmak, Kendini sözel olarak ifade edebilmek, Kendi değerinin bilincinde olmak ve kendine güven duyabilmek, Başkalarına yardım ve işbirliği becerilerini kazanmak gibi bir takım değerler olmadan kendini kontrol edebilmekten ve sosyal bir birey olmaktan söz edemeyiz. Sosyal Beceriler ve Kendini Kontrol Kendini kontrol edebilen bir çocuk yetiştirmek söylendiği kadar kolay bir şey değildir. Otokontrol sağlamayı öğrenmek için gerekli bazı faktörler vardır. Bir çocuğa bu kontrol sistemini öğretme ve kazandırma aşamaları sırasında başka etkenler devreye girer: Sahip olunan sosyal beceriler, Çocuğun diğer çocuklarla ilişkisi, Çevrenin çocuk üzerindeki etkisi, Çocuğun psikolojik gelişimi, Çocuğun zihinsel gelişimi, Çocuğun ailesi ile ilişkisi ve iletişimi. Bütün bunlar çocuğa kazandırılmaya çalışılan kendini kontrol etme becerisini etkileyen önemli süreçlerdir. Çocuklar gelişim aşamaları içerisinde ailelerinden aldıkları disiplin eğitimi ile aslında kendilerini kontrol etmeyi öğreneceklerdir. Ancak disiplin derken, kesinlikle bir suç ve ceza kavramından bahsetmiyoruz. Gerçek anlamda disiplin demek çocuğa yapıcı bir tutumla, olumlu davranış biçimlerini kazandırmaktır. Burada dikkat edilecek en önemli kural, çocuğun kendisine olan saygısını ve güvenini zedelemeden, toplumsal kuralları öğretmek ve uymasını sağlamaktır. Buradaki disiplinden asıl anlaşılması gereken doğru sınırlar koyarak çocukları eğitebilmektir. Disiplin aynı zamanda bazı sosyal zorunlulukların ve uyulması gereken

toplumsal kuralların neden var olduklarını ve bizim de neden bu kurallara uymamız gerektiğini öğretmek amacını taşır. Sağlıklı ve tutarlı bir disiplinle çocuk kendisine olan güvenini pekiştirerek, çevresine de güven duymayı öğrenir. Öncelikle akranları ve yetişkinlerle sağlıklı ilişkiler kurabilir. Disiplin uygularken ve bazı kuralları öğretirken bize düşen çocuğa yol gösterici olmak, ona rehberlik edebilmektir. Bu eğitim yolculuğu sırasında maalesef bazı sorunlarla da karşılaşabiliyoruz. Bizler çocuk yetiştirmenin ne kadar zor ve yorucu olduğunun bilincinde ebeveynler olarak doğru bazı davranışlar ya da beceriler kazandırmaya çalışırken karşılaşılan sıkıntıların da normal olduğunu bilmek zorundayız. Çocuklara otokontrol becerisini sağlıklı bir şekilde kazandırabilmek için ilk olarak atılması gereken adımlardan biri sorumluluk becerisi kazandırabilmek iken diğer adım etkili ve yeterli sınır koymaktır. Neden Sınıra İhtiyaç Vardır? Çocuklar, kurallarını bilmedikleri bir dünyaya doğarlar. Büyüdükçe kendilerinden beklenenlerin değişmesi ve çeşitlenmesi ise, durumu daha da zora sokmaktadır. Sınırlar, bu öğrenme ve keşfetme sürecinde çok önemli bir role sahiptir. Çocuklar, dünyayı tanıyıp, kendi başlarına bir şeyler yapmaya, yeni ilişkiler kurmaya başladıklarında değişik tepkilerle karşılaşırlar. Bunlarla başa çıkabilmeleri için ihtiyaçları olan en önemli rehber, net sinyallerdir. Çizilen sınırlar anlaşılır ve tutarlı olduğu sürece, çocuklar için onları anlamak ve uygulamak kolay olacaktır. Çocuklar, çevreleriyle olan ilişkilerinde nerede durmaları gerektiğini deneyimleyerek öğrenirler. Zaman içinde yaşadıklarından çıkarımlarda bulunarak, yetişkinlerin güç ve kontrollerinin derecesini belirlerler. Bunun için de takip ettikleri yol oldukça etkilidir: Yapmak istediklerini yap ve izle. Çocukların hepsi, yeterliliklerini fark etmek ve var olanın üzerine çıkarabilmek için, kendi yaşamlarına ait özgürlük, güç ve kontrole ihtiyaç duyarlar. Yeni doğan döneminden başlayarak çizilen sınırlar, çocuğa ihtiyaç duyduğu özgürlük, güç ve kontrol imkânını sağlar. Sınırların genel hatlarını ebeveyn belirlemekle birlikte, çocuğun kişilik özellikleri; sınırların şekillendirilmesinde önemli bir etkendir. Ayrıca, her yaş için yeniden ayarlanmalıdır. Sınırlar güven verir ve çocuklarımız güvende hissetmelerini sağlayacak sınırları çizmemizi ve belirlediğimiz sınırları korumada kararlı olmamızı beklerler. Sınırlarını bildikleri alanlarda kendilerini güvende hissederler. Çünkü sınırı nereden ve nasıl zorlarsa ne ile karşılaşacağını bilir. O yüzden gereksiz hamleler yapmaz. Örneğin pencereden sarkan çocuğumuza neden sarkmaması gerektiğini anlatırken bir cetveli masanın kenarına koyup dengeyi kaybettiği takdirde yere düşeceğini göstermek, kendisinin de neden sarkmaması gerektiği konusunda somut bir örnek olacaktır. Böyle davranarak, çocuğa ana-babalık konusunda yetkin olduğumuz mesajını da vermiş oluruz ki; bu çok önemli bir hediyedir. Her konuda destek alabileceğini bildiği birilerinin olması çocuğu çok iyi hissettirir. Çizdiğimiz sınırların geniş, gevşek ve belirsiz olması, bir anlamda sınır olmaması anlamına gelir. Bu koşullarda çocuk, neyi, ne zaman, nasıl ve ne için yaptığını ya da yapması gerektiğini bilmediğinden, gerçek yaşama dair işe yarar deneyimler elde edememektedir. Örneğin, her yemek hazırlandığında

sofraya gelmesi için 5 kez O na seslenmek yerine, birlikte yemek yemeyi neden önemsediğinizi belirtip 2. hatırlatma sonrası hala gelmiyorsa sofrayı kaldırmak daha net bir mesaj olacaktır. Ayrıca kendi sınırlarının nerede bitmesi gerektiğini bilemeyen çocuklar arkadaş ilişkilerinde de tutarlı olamamakta, başkalarının özgürlüğünü göz ardı edebilmekte ve sorumluluk bilinci konusunda da zayıf olmaktadırlar. Kaybettiği ya da zarar verdiği bir eşyasının yenisi hemen yerine gelen çocuğun, bir arkadaşının eşyasına zarar verdiğinde aldığı tepkiye şaşırması çok doğaldır. Aynı şekilde sınırların çok katı, tartışılamaz ve değiştirilemez olduğu ailelerde de sıkıntı yaşanır. Bu tarz ailelerde çocuklara yeni yollar deneme ve araştırma için gereken özgürlük verilmemekte ve öğrenme için gereken zeminler engellenmektedir. Sürekli şu saatte yatacaksın, şuraya gidemezsin, bunu yapamazsın yönergelerini duymaya alışan çocuk iki türlü davranış sergiler ya her şeye boyun eğer ya da isyankar olur. Bunun yerine gerekçelerini açıklayarak yapabileceklerini ve yapamayacaklarını dile getirmek, yeri geldiğinde de esneklik yaratmak uygun olacaktır. Çocukların uygun yaşam becerileri geliştirebilmeleri ve sorumluluk sahibi olabilmeleri için; açık, dengeli, tutarlı ve net kurallara ihtiyaçları vardır. Dengeli sınırlar, sınama ihtiyaçlarını azaltır, isyankârlığı engeller ve sorumluluk duygusu kazanımına yardımcı olur. Sınırlar Nereye Kadar Olmalıdır? Günümüz demokratik ailelerin yaşadığı en büyük zorluklardan biri sınırları çizebilmektedir. Bu ince çizgiyi gözden kaçırmak aileyi zorladığı gibi çocukta da nerede duracağını bilememe ve iç kontrolünü sağlayamama gibi durumlara neden olmaktadır. Sınırları net olmayan bir ailede çocuk kendisini levhasız bir yolda kalmış gibi hissetmektedir. Otoritenin ve kuralların net çizilmediği ailelerde birçok çocuk davranışlarını kontrol edememe, isteklerini erteleyememe, nerede nasıl davranacağını bilememe, grup içerisinde her zaman kendi dediğinin olmasını bekleme, karşılaşılan herhangi bir engelle baş edememe ve yoğun hayal kırıklığı yaşama, otorite figürleriyle problem yaşama gibi sorunlarla yüz yüze gelebilmektedir. Tüm bunlar çocuksu ve geçici özellikler gibi görünebilir. Ancak çocuğun aile bireyleriyle kurduğu ilişki modelini daha sonra ki deneyimlerine aktarması kaçınılmazdır. Bu da sosyal yetişkin yaşamında karşılaşılabilecek problemlerin hazırlayıcısı olabilir. Dış dünyaya uyum sorunları çocuğun diğer gelişim alanlarını da etkileyecektir. Tüm bu sıkıntılar ruhsal anlamda çocuğu yoracağından çocuk tüm enerjisini yaşadığı duygularla, kişilerarası anlaşmazlıklarla baş etmeye harcayacak ve akademik başarısının olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. Şüphesiz çocukların da karar verme, seçim yapma, kabul etme ya da etmeme hakları vardır. Hatta bunlar desteklenmelidir. Çocuk kendi başına problem çözebilmeli, ebeveyn her zaman çocuğun yardımına koşmamalı, çocuğun olaylar karşısında kendi stratejilerini oluşturmasına destek olmalıdır. Ancak tüm bunlar kazandırılırken çocukların nerede durmaları gerektiğini bilmeleri gerekir. Aslında çocukların uyum yeteneği yüksektir. Çocuğu yönlendirecek olan ailedir. İletişime nasıl başlanırsa aile içi dinamikler o şekilde devam etmektedir. Çocuğuyla yakın ilişki kurmayı onunla arkadaş gibi olmakla karıştıran ana babalarda vardır. Arkadaşlık ilişkisinde eşitlik vardır, taraflar birbirlerine öneride bulunabilir, kararlar uzlaşarak alınır, yaptırım yoktur. Önerilen şey istenirse yapılır, istenmezse yapılmaz. Oysa çocuklar için

evde tutarlı kurallar koyan, sevgi ve destek veren bir ana baba gereklidir. Ana baba sınırını koymalı, çok memnun olmasa bile uygulamaya devam ettirmelidir. İdeal aile yaklaşımında, çocuğunun sınırlar içinde karar vermesine ve bu kararların sorumluluğunu taşımasına olanak tanır. Bu yöntem, sorumluluk almayı iyi derecede kapsayan bir yaklaşımdır. Aynı zamanda öz disiplini, yani kendi kendini yönlendirme yeteneğini geliştirir. Bu çocuklar, çok şanslı çocuklardır. Bu tip ailelerde oldukça başarılı eğitim veren ailelerdir. İlk başlangıçta çocuğun acemice yaptığı işler, daha sonra deneyime ve sorumluluğa dönüşecektir. İşte bu çocuğun kendi kendini yönetmesine fırsat vereceğinde onun kendine olan güvenini de arttıracaktır. Sınır koymak için kızgın görünmek, bağırmak ya da şiddet göstermek gerekmemektedir. Çünkü tekrar tekrar yaşanan bu durum gittikçe etkisini kaybedeceğinden kızgın ifadenin, gösterilen şiddetin, bağırmanın oranının her seferinde arttırılması gerekmektedir. Bu da zaman içerisinde çocuğun ebeveyni dinlememesine ve daha sonra sorun çözerken aynı yöntemi kullanmasına dolayısıyla hiçbir sorunu çözememesine neden olur. Sınırlar ve İnatlaşma İnatlaşma, her insanda zaman zaman görülen bir davranış ya da tepki şeklidir. Bu konu çocuklarda daha sık kendini hissettirir. Çocuklarda inatlaşma her yaş döneminde görülen bir davranış şekli olabilir. Bağımsız birey olduklarının farkına varmaya başlamalarıyla birlikte, dünyayı keşfetme merakları bu inatlaşma sürecini oldukça tetikler. Çocuklar ebeveynleri ve çevresindekiler ile her zaman ve her konuda çatışmaya girebilirler. Çocukların bir inatlaşma nöbeti süresince çeşitli fikir değişikliklerine tanık olabilirsiniz. Bazen neyi isteyip neyi istemediğini bile tam olarak anlayamazsınız. Örneğin acıkmıştır ama evdeki yemeği yememekte direnir. Pizza ister, pizzacıya gidersiniz, ben bundan istememiştim ötekinden al diye tutturur vs. birinizden biri yenik düşene kadar devam eder bu sürtüşme. Genellikle ağlamayla biter. Ve de pek bir galibi bulunmaz. Çocuğunuzun inatlaşma dönemlerinde her iki tarafın da amaçlarını ortaya koymaya çalışın. Sizin amaçlarınız çok çeşitli olabilir; ona yemek yedirmek, bir oyuncakçının önünden geri çekmek, ablasının odasından çıkmasını sağlamak veya uyutmak. Onun ise tek bir amacı vardır: O an sizin dediğinizin tam tersini yapmak. Sadece bu şekilde size bağımsız bir birey olduğunu, kendi tercihlerini kendisinin yapabildiğini kanıtlayacaktır.birçok ebeveyn, bunu farkında olmadığından çocuklarıyla gereksiz yere çatışmaya girer. Bunun sonucunda da kendilerini ve çocuklarını bir şekilde yıpratırlar. Daha da kötüsü çocuk bazı çocuklar bunu alışkanlık haline getirir. İleri ki yaşlara taşırlar ve anne-baba bu çatışmalara çözüm olarak şiddete başvurmaya başlar. Kısacası çok küçük yaşlarda başlayan ve çocukların gelişiminde çok doğal olan inatlaşma, anne-baba ve çocuk arasında bir iletişimsizliğin başlangıç noktası

olabilir; sonuçta da bu durum bir kısır döngüye neden olabilir. Bu kısır döngüden ise kimse karlı çıkmaz, çıkamaz. Sınırları Olmayan Çocuklar Nasıl Olur? Dünyayı kendinin zanneder. İlişkilerinde düş kırıklığına uğrayabilir. Kuralların doğru olmadığını düşünür. Sosyal ilişkilerinde zorluk yaşar. Kendini yalnız hisseder. Arkadaşları tarafından fazlaca onaylanmaz. Okulda ciddi sorunlar yaşar. Sık sık öfke nöbetleri geçirebilir. Anne Babalar Neden Sınır Koymakta Zorlanırlar? Sınır koymanın önemini vurguladık, fakat ne oluyor da sınır koymakta zorlanıyoruz? Bunun birçok nedeni olabilir. Her şeyden evvel günümüz yaşam tarzının etkisi olabilir. Herkes olabildiğince çabuk her şeye sahip olmak istiyor, tüketim adeta bir ritüele dönüştü. Haliyle bu hızlı değişimden çocuklar da nasibini almakta Anne babaların çocukluklarından kalan bastırılmış istekleri ve yetiştirilme tarzları sınır koymalarına etki eder. Yaşadıklarına benzer deneyimleri kendi çocuklarına yaşatmak istememeleri sınır koymalarını engelleyebilir. Anne babaların çocuklarıyla geçirecekleri sınırlı zaman dilimini şefkatli, iyi ilişkiler içinde geçirmek istemeleri sınır koyamamanın önemli bir nedenidir. Ayrıca çocuklarına yeterince zaman ayıramıyor olmanın huzursuzluğu ve suçluluk duygusu tutarsız davranmalarına yol açabilir. Çocukların özellikle başkalarının yanında kurallara verdiği öfke tepkisinden anne babalar kendilerini sorumlu tutabiliyorlar. Bu durumda yaşanan suçluluk duygusu sınır koymayı zorlaştırabilir. Çocuk eğitiminde bir şeyleri yanlış yapma kaygısıyla bir kısım anne babanın yaptıklarını çocuklarının tepkileriyle doğrulama ve onaylama ihtiyacı duymaları sınır koymada gerekli kararlılık ve sürekliliği göstermeyi engelleyebilmektedir. Hiçbir çocuk dünyaya kullanım kılavuzu ile gelmemektedir. Çocuk yetiştirme konusundaki bilgi eksiklerimiz de doğru sınır koymamızı engeller. Sınır Nasıl Konmalıdır? Sıcak, şeffaf, ilgili ve tutarlı bir anne babanın varlığı, en önemli şartlardan biridir. Çocukların, kabul gördükleri, sevildikleri ortamda kuralları kabul etmeleri kolaylaşır. Sınırlar bebeklikten itibaren konmalı ve yaş ilerledikçe yeniden düzenlenmelidir. Sınırlara uymanın önemi çocuklara net ifade edilmelidir. Sınırlar gerektiğinde değişebilir ve esnek olmalıdır. Amaca yönelik sınırlar konmalıdır. Sınır koyacağım diye her şeye hayır dememek gerekir.

Çizilen sınırlar tutarlı uygulanmalıdır. Sınırların çiğnenebilir olduğunu öğrenen çocuğun her ortamda sınırları zorlaması kaçınılmazdır. Günü kurtarmak adına gerçekçilikten uzak geçici çözümler üretilmemelidir. Çocuklar sizin her sorunu çözemeyeceğinizi, dünyadaki herkesi yenemeyeceğinizi, tüm dünyayı kurtaramayacağınızı bilmelidir. Olumsuz davranışların nedeni araştırılmalıdır çünkü her davranışın arkasında bir ihtiyaç, amaç veya sorun yatar. Çocuğa neyi yapamayacağı açıklanırken buna karşılık neleri yapabileceği belirtilmelidir. Sınırları belirlerken çocukları da işin içine katmak durumu sahiplenmelerini sağlar. Sınırı/kuralı koyanın baba olduğu mesajı verilmemelidir. Çocuklara iyi bir model olmak önemlidir. Anne babanın ortak tutumu, genel duruşu ve davranışları en iyi sınır belirleyicisidir. Davranış ortaya çıkmadan önce normal bir zaman diliminde yapmaması gereken davranışı hatırlatın. Örneğin; sizinle birlikte uyumak istiyorsa ve siz onun odasında uyumasını istiyorsanız, bunu ona gece yanınıza geldiğinde değil, başka bir zamanda karşınıza alarak kendi odasında uyumasını istediğinizi söyleyin. Böylece gece yanınıza geldiğinde Bu konuyu daha önce konuşmuştuk, şimdi odana gidiyorsun. diyebilirsiniz. Çocuklarla konuşurken ben dili iletişim yöntemini kullanmak gerekir. Örneğin çocuk çok gürültü çıkardığında Kafamı şişirdin, yeter demek yerine Yüksek ses beni rahatsız ediyor gibi kendi duygunuzu dile getirebilirsiniz. Çocukla kurulan iletişimde uzun cümleler yerine kısa ve öz anlatımları tercih etmelisiniz. Bunu yapmanı istemiyorum gibi. Fikir birlikteliklerinizi ifade etmeli ve verdiğiniz sözleri tutmalısınız. Olumsuz davranışı görmezden gelmek ve tepkisiz kalmak ya da davranış ortaya çıktığında farklı bir konu açmak, dikkati farklı yöne çekmek genellikle davranışı durdurmada etkili bir yoldur. Talimatlarınızı giderek yükselen ses tonu ile defalarca tekrarlamayın. Çocuğunuzun yanına gidin, göz teması kurun, uygun ses tonunuz ile kendisinden ne istediğinizi söyleyin. Çocuk olumsuz davranışı devam ettiğinde başına ne geleceğini söyleyin. Örneğin; Oyuncaklarını yere atmaya devam edersen oyuncaklarınla oynayamayacaksın gibi Unutulmamalıdır ki çocuklara çok rahat bir hayat sunmak, onlara uzun vadede yarar sağlamak değil, zarar vermek anlamına gelir ve hiçbir şey sınırsız değildir elbet bir gün tükenebilir.

Kitap Önerileri: Sınırlar, Dr. Henry Cloud, Dr. John Townsend, Sistem Yayıncılık SOS! Ana Babalara Yardım, Çocukların Gündelik Davranış Sorunları İçin Pratik Öneriler Kılavuzu, LynnClark, Evrim Yayınevi. Çocuğunuza Sınır Koyma (Sorumluluk Sahibi, Bağımsız Çocuk Yetiştirmenin Yolları) Robert J. Mackenzie, HYB Yayıncılık Çocuk ve Ergen Gelişiminde Doğru Disiplin, Özgür Ayhan Özkaynak, Ekinoks Yayıncılık KAYNAKÇA: www.okuloncesi.gen.tr Çocuk Eğitiminde Disiplin ve Sınırlar www.kigem.com Çocuklara Sınır Konulmalı mı? Gordon,T. (2009). Etkili Anne-Baba Eğitimi Özkaynak.Ö. (2014). Doğru Disiplin Sezil KARA Özel Sanko Okulları Psikolojik Danışma ve Rehber Öğretmeni