BELGESEL OKULU VE FİLMİ Film üzerinden demokratik değerler ve insan haklarının

Benzer belgeler
Devrim Öncesinde Yemen

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Bu bölümde A.B.D. nin tarihi ve A.B.D. hakkında sıkça sorulan konular hakkında genel bilgilere yer verilmektedir.

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu

AKP HÜKÜMETİNİN 2014 İTİBARSIZLIK ENDEKSİ

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

İZMİR TİCARET ODASI GÜRCİSTAN ÜLKE RAPORU

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

1: İNSAN VE TOPLUM...

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

NASIL MÜCADELE EDİLİR?

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

İZMİR TİCARET ODASI BANGLADEŞ HALK CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

DİASPORA - 13 Mayıs

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (BM)

KAYSERİ SANAYİ ODASI. SLOVAKYA ÜLKE RAPORU 27 Kasım 2018

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

Değerli Çekmeköy Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencileri

ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART

ASYA-PASİFİK MUCİZESİNİN SIRRI

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

İZMİR TİCARET ODASI TANZANYA BİRLEŞİK CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

ALTIN MÜCEVHERAT. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

İZMİR TİCARET ODASI VİETNAM ÜLKE PROFİLİ

Avrupa Birliği Nedir?

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

2 Kasım Sayın Bakan,

Kaynak : CIA World Factbook

TEMEL GÖSTERGELER Coğrafi yapı

Eğitimde ve Toplumsal Katılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesi

BATI AFRİKA ÜLKELERİ RAPORU

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

EFA 2008 Küresel İzleme Raporu e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

NORVEÇ DOPİNGLE MÜCADELE SİSTEMİ

İZMİR TİCARET ODASI BELÇİKA ÜLKE RAPORU ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Türkiye'de ilan edilen olağanüstü hal uygulaması dünya basınında geniş yer buldu / 11:14

ÖZEL SEKTÖRÜN YURTDIŞINDAN SAĞLADIĞI KISA VADELİ KREDİ BORCU İSTATİSTİKLERİ Ağustos İstatistik Genel Müdürlüğü Ödemeler Dengesi Müdürlüğü

Özet Rapor. Kürt Öz Yönetim Güçleri Tarafından Gerçekleştirilen Tutuklama Sayıları ve Zorla Kaybolma Vakalarındaki Artış. Pazartesi, Şubat 18, 2019

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

2014 YILI NİSAN AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Rusya nın Yaptırımlarının Türkiye Ekonomisine Olası Etkileri

Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

İsyanım. Suskunluğumda. Şiddetin. Başucumda ŞİDDET VERİLERİ

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

ĠSVĠÇRE DE DĠL EĞĠTĠMĠ

2 Aile yapısı ve yaşam şekli, yaşam evresi merasimleri ve dini bayramlar. 5 Çocuk hakları ve aile rolü. 8 Demokrasi ve değerler

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

UNESCO Bilgi ve İletişim Sektörü

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

Kişisel Verilerin Korunması. Av. Dr. Barış GÜNAYDIN

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

Transkript:

1 BELGESEL OKULU VE FİLMİ Film üzerinden demokratik değerler ve insan haklarının İçerik: Birmanya VJ 3 11 Köleler 13 17 Gettoda Yaşamak 19 22 Punama 25 29 Felaket için Tarifler 31 45 Tütüncü Kız 47 51 Yayınlayan: Sponsor: DOKUFEST NED

3 BİRMANYA VJ KAPALI BİR ÜLKEDEN HABER YAPMAK FOTO Anders Ostergaard, Norveç, İsveç; Danimarka, Birleşik Krallık, 2008, Süre: 82 dak. Küçük bir çocuk olan Joshua, 1988 yılında 3.000 den fazla kişinin ölçümüne neden olan, göstericilere karşı Birmanya askeri güçlerinin şiddetli müdahalesine şahit olmuştur. O zamandan beri, demokrasi adına mücadele etmeyi karar vermiştir. Kendisi ve onun gibi cesur otuz kadar Birmanya nın Demokratik Sesi mensubu Birmanyalı, kamera ve cep telefonlarla kuşanarak 2007 Eylül ayındaki hükümet karşıtı gösterilerin ve göstericilerin sonradan acımasızca bastırılmasını ayrıntılı olarak görüntülemeyi kararlaştırmıştır. Yaşanan bu acı olayların gösterici kameralarındaki görüntüler, dünya basının önemli tüm kuruluşlarında yayınlanmış ve o anda dünyanın Birmanya daki mevcut durum hakkında daha fazla bilgi edinebileceği tek kaynaktı. Çok etkileyici olan bu belgesel, Birmanya insanını yönetim baskısıyla içlerine derinden işlemiş korkuyu yendiği ve 19 yıl sonra ilk kez Budist rahipleri destek çıkarak Yangon sokaklarına kalabalıklar halinde döküldüğü dönemde yaşanan olaylara dair geniş kapsamlı ve olağanüstü orijinal kayıtlar ortaya koymaktadır. Joshua ve arkadaşlarının (bunu yapabilmek için hayatlarını tehlike atarak) çalışmalarından elde edilen ayrıntılı kanıtlar kullanılarak, bu film totaliter yönetimlerle mücadelede bağımsız medyanın tartışılmaz önemini sergilemektedir. (Kaynak: One World Festival)

4-7 Tarihsel Gelişmeler Hakkında Ana konu: demokratik olmayan rejimler Ek konular: insan hakları, demokratikleşme sürecinde medyanın rolü 1. Birmanya nın tarihi nedir? Bir zamanlar Britanya nın sömürgesi olan Birmanya 1948 yılında bağımsız olmuştur. Güneydoğu Asya da en çabuk gelişen ve zengin ülkelerinden biriydi. Parlamenter demokrasi sistemine sahip olmasına rağmen, bağımsız olmaları yönündeki sayıca büyük olan azınlık talepleri ve merkezi yönetimin kendilerine böyle bir hak tanıma isteksizliği gibi çok sayıda siyasi sorunlarla başlangıçtan itibaren karşı karşıya kalmıştır. Ülkede iç savaş başlamış ve bu durum askerin gücü ve önemini yavaş yavaş artırmıştır. Mart 1962 de, General Nei Win uzun sürecek askeri diktatörlük döneminin başlangıcını oluşturan bir askeri darbe gerçekleştirmiştir. Askeri yönetimin dikkatsiz ekonomi politikaları ülkeyi ekonomik çöküşe sürüklemiş ve 1987 yılında BM örgütü Birmanya yı dünyada en az gelişmiş ülkeler arasına koymuştur. 1988 yılında halkın ekonomik problemler karşısındaki hayal kırıklığı ve özgürlüklerin kısıtlı olması en üst noktaya ulaşmış vaziyetteydi. Yüzbinlerce insan askeri güce karşı ayaklanmış ve demokrasi için seslerini yükseltmiştir. General Nei Win gösterilerin getirdiği baskı sonucunda istifa etmek zorunda kalsa da, yönetim başka askeri güç tarafından alınmış ve bu baskıcı rejim bugüne kadar yönetmeye devam etmiştir. Gösterilerin sona erdirilmesiyle 3000 üzerinde kişi öldürülmüş ve muhalif taraflar tutuklanmış, bazıları silahlı isyan grupların kontrolündeki sınır bölgelerine kaçmak zorunda kalırken, diğer bir kısım da göç etmek zorunda kalmıştır. 1990 yılında, Aung San Suu Kyi isimli ünlü muhalifin önderliğindeki Demokrasi için Milli Birlik adındaki muhalefetin oyların %80 ini aldığı demokratik bir seçimin yapılmasına askeri yönetim izin vermiştir. Askeri yönetim, seçim sonuçlarını kabul etmeyi reddetmiş ve parlamentoya seçilmiş çok sayıda üyeyi tutuklamıştır. Askeri yönetime karşı olan direniş durmamış ve ülkede her yıl büyük ve küçük gösteriler gerçekleşmiştir. Budist rahiplerin öncülük edilen barışçıl gösteriler Birmanya da 2007 yılında gerçekleşmiş ve Safran Devrimi olarak ün yapmıştır. Yönetimde bulunan askeri güç yakıt sübvansiyonlarını kaldırmış, bu da roket yakıt fiyatlarının artmasına neden olmuş (bazı durumlarda beş kat artış gerçekleşerek), böylece Birmanya için ciddi sorunlar teşkil etmiştir. Daha geniş çaptaki halk, Budist rahiplere katılmıştır. Askeri güç bir kez daha güç kullanarak gösterilere müdahale etmiştir. 2. Birmanya daki siyasi sistem hangisidir ve ülkedeki statüko üzerinde ekonomi ve siyaset rolü nedir? Birmanya, askeri diktatörlüğün hüküm sürdüğü bir devlettir. Devlet Başkanı görevinde, Birmanya askeri güce göre resmi ismi Devlet Barış ve Kalkınma Kurulu (BDKK) yöneticisi olan General Than Shwe dir. BDKK, askeri gücün ve bölgesel merkezlerinin kendilerini bulunan altbölümlerinden oluşmaktadır. Askeri gücün iç sistemi ile ilgili olarak dışarıda çok fazla şey bilinmemektedir, fakat General Than Shwe nin etkili bir şekilde mutlak yönetime sahip olduğu düşünülmektedir. Yasama, en son gerçekleşen 1990 yılı parlamento seçimlerinden bu yana BDKK nin elindedir ve o zamandan beri parlamento hiçbir oturum gerçekleştirmemiştir. Resmi olarak, yürütmeyi 30 bakanlıktan oluşan hükümet teşkil etmektedir, fakat tüm amaç ve hedeflerinde, hükümet de BDKK kararlarına tabi tutulmaktadır. Birmanya askeri kuvvetleri, yönetimi elinde bulundurmak için her şeyi yapmaktadır. Mayıs 2008 de, manipüle edilen bir referandum üzerinden, devletin yeni bir anayasa kabul etmesi zorlanmıştır. Bu belgeye göre, ülkede parlamentonun toplanması gerekmekteydi. Bununla birlikte, parlamentodaki sandalyelerin %25 i otomatik olarak askere verilmekte ve devlet başkanı görevine sadece askeri geçmişi olan bir kişi getirilebiliyordu. İlaveten, dini görevlilerin (400.000 Budist rahip) ve adli sicili bulunan kişilerin (tüm siyasi tutuklar) parlamenter oy hakkı reddedilmekteydi. Aung San Suu Kyi, kocasının yabancı ülke vatandaşı olması nedeniyle, bu anayasaya göre ne kendisi ne de çocukları seçilemezdi. Yönetimdeki askeri güç, seçimlerin adil ve demokratik olacağı yönünde herhangi bir işaret vermeyerek, ilk parlamento seçimlerinin 2010 yılında gerçekleşeceğini beyan etmiştir. Muhalefet mensuplarının büyük bir kısmı seçilmemeleri için tutuklanmıştır. Muhalefetin büyük çoğunluğu, demokratik olmayan bir anayasaya göre yapılacağı için seçimleri boykot etmeyi kararlaştırmıştır. Askeri rejim, değişimin mümkün olacağı yönünde herhangi bir sinyal

vermemektedir. Diğer taraftan, Birmanya halkındaki hayal kırıklığı büyük, tutuklanma riskine rağmen durmadan hükümet karşıtı protesto ve kampanyalar düzenlemektedir. 2.1 Birmanya ve ekonomisi Birmanya doğal kaynaklarla zengin bir ülkedir. Petrol ve doğalgaz yatakları, odun, değerli taş ve demir madenleri kaynaklarına sahiptir. Komşu ve daha uzak ülke hükümetlerinin Birmanya hükümetine daha fazla baskı yapmayı istememelerinin nedenlerinden biri de bu yüzdendir. Bu varlıkların çıkartılması ve ihraç edilmesi, Birmanya ekonomisinin tama gibi, askeri subayların veya askerle bağlantısı olan kişilerin sahip olduğu büyük Birmanya şirketleri tarafından kontrol edilmektedir. Sonuç olarak, ihracattan ve dış ticaretten elde edilen kazanç Birmanya generallerinin cebine veya finanse edilmesi gereken askeri kuvvetlere ait bölgelere, dolayısıyla yeni başkent Nay Pyi Taw ın inşa edilmesi gibi askeri kuvvet ve benzeri projelere gitmektedir. Yabancı yatırımlar, yönetimde kalabilmesi için Birmanya askeri kuvvetlerine yardım etmektedir. Birmanya daki en büyük yatırımcılar arasında Singapur, Çin ve Tayland olup, aralarında Büyük Britanya ve Fransa da yer almaktadır. Örnek olarak, son zamanlarda, 2007 yılında Andaman denizindeki gaz yataklarından faydalanabilme projesi olan Yadana, %75 i Birmanya rejimine giden 1.3 milyar Amerikan dolarlık bir kazanç getirmiştir. Petrol ve doğalgaz alanında diğer büyük yatırımcılar olarak Malezya devlet şirketi olan Petronasi, Japon Oil Nippon ve Güney Kore Daewoo International şirketleridir. Fransız Total ile Amerikan UNOCAL şirketlerine, kendi bölgelerinde bir boru hattının inşaatıyla ilgili olarak zorla iş yaptırma ve insan hakları ihlalleri kanıtlarından yola çıkarak Birmanya köylüleri tarafından Fransa ve Amerika Birleşik Devletlerinde aleyhinde dava açılmıştır. UNOCAL la ilgili olarak mahkeme bir çözüme ulaşmış ve maddi tazminat kararı vermiştir. 3. Aung San Suu Kyi kimdir ve Birmanya daki olaylara ne tür bir etkisi var? Birmanya nın önde gelen muhalifi Aung Suu Kyi (19 Haziran 1645 doğumlu), sadece Birmanya halkı için değil, fakat dünyanın diğer her yerindeki insanlar için, Birmanya askeri gücüne karşı şiddete başvurmayan kararlı bir direnişi sembolize etmektedir. Kendisi, Birmanya nın özgürlüğü için mücadele eden Aung San ın kızıdır. Oksford Üniversitesinde eğitim aldıktan sonra New York ta BM Sekreterliğinde görev yapmıştır. 1988 yılında, hasta olan annesine bakmak için Birmanya ya geri dönmüştür. Kısa sürede de hükümet karşıtı gösterilerde yer almış, hitap ve siyasetteki yetenekleri sonucunda Demokrasi için Milli Birlik genel sekreteri olmuş ve yüksek popülarite elde etmiştir. 1989 yılında ev hapsine mahkum olmuştur. Buna rağmen, Demokrasi için Milli Birlik 1990 seçimlerini kazanmıştır. 1991 yılında, Çek Cumhurbaşkanı Václav Havel tarafından aday gösterilerek Nobel Barış Ödülü kazanmıştır. 1991 yılına kadar, gözaltındayken Nobel Ödülü alan ilk kişi olmuştur. Toplamda, Suu Kyi ev hapsi olarak 13 yıldan daha fazla gözaltında bulunmuştur (1989-1995, 2000-2002, 2003 ten bugüne dek). John William Yettaw isimli bir Amerikan vatandaşının Inya gölünü karşıdan karşıya yüzerek evine gelmiş olması ve bu yüzden ev hapsi şartlarını ihlal etmiş olması gerekçesiyle, Aung San Suu Kyi Mayıs 2009 yılında Insein hapishanesine gönderilmiştir. Suu Kyi, ilave 18 aylık ev hapsine çarptırılmıştır. Mevcut durumda mahkemede yargılanmakta ve bunun sonucunda beş yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir. 4. Rejime karşı çoğunluktaki Budist inancının rolü ve Budist topluluğunun tavrı nedir? Budizm, Birmanya halkının %89 unun dinidir. Halkın diğer kısmı Hristiyan, İslam, Hindu ve diğer dinlere mensuptur. Budist rahipler toplum içerisinde saygınlığa sahiptir ve toplumun her kesimi onlara saygı göstermektedir. Safran Devrimi esnasında askerim acımasızca müdahalesi (rahiplerin dövüldüğü ve manastırlardan kovulduğu) büyük ses getirmiş ve toplum tarafından kınanmıştır. Onları askerden korumak için birçok gösteride halk rahipleri korumuştur. Budist rahipler, ekonomik olarak çökmüş vaziyetteki bir ülkede yaşayan insanların acılarına her gün şahit oldukları için gösterilerde tek vücut olarak birleşmiştir. Sangha manastırındaki Birmanya topluluğunun siyasete bu şekilde müdahil olması bir ilk değildi. Budist rahipler Britanya sömürge döneminde aktif oldukları gibi, son zamanlarda da bunların büyük kısmı 1988 yılında hükümet karşıtı gösterilerde yer almıştır. Onların askeri kuvvete karşı silahı, askeri kuvvetten sadaka kabul etmeyeceklerini ve onlar için iyilik yapmayacaklarını göstermek için dünyayı başlarına yıkmaktı. Bu, Birmanya da çok ciddi bir hareket olarak

görülmektedir. Sonuç olarak, onları gözlem altında tutarak, Birmanya askeri kuvvetleri 1990 yılından itibaren Budist topluluğunun baskısı altında kalmıştır. Safran Devrimi sonrasında bu baskılar daha da yoğunlaşmıştır. Birmanya generalleri, kendilerinin reklamını yapabilmek için ünlü manastır temsilcileri ile televizyonlar karşısında görüşmelerinde veya Budist ibadethanelerinin inşaatı ve bakımı için bağışlarda bulunarak Budizm den faydalanmaktadır. 5. Safran Devrimi olarak adlandırılan devrim başladı ve bastırıldıktan sonra rahiplere ne oldu? 15 Ağustos 2007 yılında Birmanya hükümeti aniden petrol fiyatlarını artırmıştır. Örnek olarak, gaz fiyatı galon (3,785 l) başına 1.500 kyat tan 2.500 kyat a artmış, bazı durumlarda da fiyatlar %500 den daha fazla artış göstermiştir. Fiyat artış nedeni, hükümetin veremez durumda olduğu devlet sübvansiyonlarının iptal edilmiş olmasıdır. Artış, Birmanya halkının yaşam şartlarını derinden kötüleştirmiştir. Birkaç gün içerisinde, ilk gösteriler patlak vermiştir. Gösteriler 1988 öğrenci gösterilerinin önde gelenleri tarafından organize edilmiştir. Önde gelen bu yöneticiler tutuklanmış, fakat gösteriler Budist rahipler tarafından üstlenilmiş ve ülkenin farklı yerlerinde yollara binlercesi çıkmıştır. 2007 Sonbaharında binlerce kişi Birmanya da tutuklanmıştır. 2008 yılı Kasım ve Aralık aylarında, askeri kuvvetler tutuklu aktivistler aleyhine toplu yargılamalar gerçekleştirmiş ve onları uzun süreli hapislere çarptırmıştır. Safran Devrimi başlıca organizatörlerinden biri olan Budist rahip U Gambria 68 yıl hapse çarptırılmıştır. 88 nesli Öğrenci Grubuna mensup yirmi üç kişi (halihazırda on yıldan fazla hapis cezası çekmiş olan 1988 yılı gösterilerindeki eski öğrenci yöneticileri) 65 yıl hapse çarptırılmıştır. Şimdi, Birmanya da 2.100 kadar siyasi tutuklu bulunmaktadır. Bu acımasız baskıya karşı, Birmanya askeri rejimini eleştirme gücünü sahip kişi sayısı günden güne artmaktadır. Daha küçük ölçekli gösteriler de farklı durumlarda gerçekleşmiştir, bunların arasında 2007 yılı anayasası referandumuyla ilgili olarak veya Aung Suu Kyi nin 2009 yılına Insein hapishanesine gönderildiği gibi durumlar. 6. Birmanya nın Demokratik Sesi ne zaman ve kimin tarafından kurulmuştur? Nasıl çalışır ve onu kim destekler? Birmanya nın Demokratik Sesi (BDS) Radyosu, Norveç hükümeti desteğiyle Oslo daki Birmanya mültecileri tarafından 1992 yılı Temmuz ayında kurulmuştur. 2005 yılında, BDS televizyon ve uydu yayınlarına başlamıştır. BDS nın amacı propaganda ve sansür sonucunda devlet tarafından göz ardı edilen veya değiştirilen, ülke içinde ve dışında olaylar hakkındaki bilgileri Birmanya halkına sunmaktır. Bugün, BDS nin merkezi Oslo da bulunmakla birlikte, diğer büyük temsilcilik ofisleri Tayland ve Hindistan da yer almaktadır. Safran Devrimi süresince, BDS için Birmanya da 40 gazeteci gizli olarak çalışmıştır. Gazetecilere karşı acımasız ve tedbirler ve suçlamalara rağmen, Birmanya daki gerçek durum hakkında bilgi çıkartarak, genç ve cesur 80 gazeteci BDS için çalışmaya devam etmektedir. Ülkeden çalınan görüntüleri, mülakatları ve bilgileri, BDS tarafından radyo ve televizyon kanalları üzerinden yeniden Birmanya da yayınlanmıştır. Dijital malzemelerin işlendiği gibi, gazeteciler için gereken teknik cihazlar ülkeye gizli bir şekilde getirtilmiştir. Hassas bir konu olması nedeniyle, bu işin içinde olanlara rejim tarafından tehlike oluşturabileceğinden dolayı, bunlarla ilgili ayrıntılar üzerinde durmayacağız. BDS Norveç Dışişleri Bakanlığı, Amerikan Demokrasi için Ulusal Yardımlaşma kuruluşu ve İsveç Uluslararası Kalkınma Ajansı gibi devlet ve sivil toplum örgütleri tarafından finanse edilmektedir. Filmin sonunda da gösterildiği gibi, birkaç BDS gazetecisi tutuklanmış ve hapse atılmıştır. Bu kişilerin BDS için çalıştığına dair gizli polisin bilgisi olup olmadığına dair kesin bilinmemesi nedeniyle, BDS bu kişilerin isimleri ve çarptırıldıkları cezalara dair ayrıntıları açıklamamaktadır. Bu durumun açığa kavuşturulması onlara daha fazla zarar getirebilir. BDS bunların ailelerine yardım ve küçük bağışlarda bulunmaktadır. Yakalanmaktan kurtulan Joshua ve filmin diğer birkaç kahramanı, güvenlik durumuna bağlı olarak Birmanya ve Tayland arasında hareket etmekte ve halen BDS için çalışmaktadır. Bunların büyük bir kısmı, Safran Devrimi hakkında haber yaparken kazandıkları tecrübelerini aktararak genç meslektaşlarını eğitmede kararlıdır. 7. Filmin ismindeki VJ ne anlama gelmektedir? VJ video-gazeteciler (Video Journalists) kısaltmasıdır. Video-gazetecilik, gazetecilerin kendileri ve etrafta bulunanların görüntüsü almak suretiyle, video bildirim yapmanın bir biçimidir. Video gazetecilik, 60 lı yıllarda ABD de ortaya çıkmıştır. Şimdi ise tüm dünyada kullanılmaktadır. Diktatör rejimler veya farklı hükümetler tarafından kovalanmış olunmasına rağmen, video görüntü alarak ciddi problemler hakkında bilgi veren insanlarla bağlıdır. Video bildirimleri genel olarak insan hakları ihlallerini işlemekte ve bu nedenle de gizlilik içerisinde

yapılmalıdır. Örnek olarak, Tanık isimli Amerikan sivil toplum kuruluşu, tüm dünyada video gazeteciler için destek ve eğitimler vermektedir. Dijital teknik cihazların ve internetin (video kamera, cep telefonu) yaygınlaşmasıyla birlikte sıradan insanlar da video gazeteci olabilir ve kendi günlük video haberlerini oluşturabilir. Onlar, aynı zamanda bu görüntüleri internet üzerinden diğerleriyle de paylaşabilme imkanına sahiptir. Bazı insanlar kişisel geçmişleri hakkında kayıt oluşturabilmek için bu yöntemi kullanmakta, bir diğerleri de belgesel veya toplumsal bazı konuları öne çıkarmak için kullanır. 8. Birmanya halkına yardım etmek için uluslararası toplum (BM, vs.) ne yapmaktadır? Birmanya, insan haklarının ağır ihlalleri, 700.000 e ulaştığı değerlendirilen büyük sayıda mülteci, ülke içinde yerinden edinmiş kişiler ve ekonomik göçmen (bir milyon kadar), uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı ile HIV / AIDS ile diğer bulaşıcı hastalıkların kontrolsüz bir şekilde yayılması sonucu olarak, 2006 yılında BM Güvenlik Konseyinin gündemine alınmıştır. O günden beri Birmanya konusu gündemden düşmemiştir. BM nin Birmanya Özel Temsilcisi görevine Ibrahim Gambari olmuştur. Buna rağmen, ülkeyi yedi kez ziyaret etmesine rağmen, durumun düzeltilmesi başarılamamıştır. 2007 yılı Ocak ayında Amerika Birleşik Devletleri, Güvenlik Konseyinde Birmanya için yaptırıcı etkisi olan bir Karar önerisinde bulunmuş, fakat Çin ve Rusya bu kararı veto etmiştir. Çin in Birmanya rejimini desteklemesi nedeniyle, generaller üzerine baskı yapılması çabalarını durdurmaktadır. Avrupa Birliği her yıl Birmanya ya karşı bir silah ambargosunu uygulayacağı, odun ve değerli taş ithalini durduracağı, belirli Birmanya devlet şirketleriyle ticaretin ve Birmanya generalleri ile ailelerine AB vizesi verilmesinin durdurulacağı yönündeki AB nin ortak tavrını yinelemektedir. Ticari ambargo, rejimin ekonomik olarak kazanç sağlamasını mümkün kılan petrol ve doğalgaz için uygulanmamaktadır. Amerika Birleşik Devletleri, Birmanya da tüm yeni yatırımları yasaklamış ve rejim temsilcileri ile onların ticaret ortaklarına yaptırımları öngörmüştür (finansal varlık ve havalelerinin durdurulması gibi). Birmanya konusunda küresel bir ittifakın eksikliği ve durumu çözüme ulaştırmayan bir konuma sürekli hoşgörü gösterme eğilimin mevcudiyeti asıl sorunu teşkil etmektedir. Birmanya nın komşularının Asya daki rolü de aynı şekilde büyük önem taşımaktadır. Birmanya kendisinin ticaret ortağı ve Güneydoğu Asya nın merkezindeki stratejik bölge üzerinden petrol ve doğalgaz tedarikçisi olması nedeniyle, Çin Birmanya askeri kuvvetlerine önemli destek sunmaktadır. Bu, Çin in bölgedeki diğer ülkelere olan etkisini artırmasına da sebep olmaktadır. Ağır ölçüdeki insan hakları ihlalleri, Çin tarafından sadece Birmanya nın bir iç meselesi olarak görülmektedir. Hindistan, bölgede Çin in etkisini dengeleme çabasındadır ve bu nedenle Birmanya daki insan hakları konuları üzerinde durmamaktadır. Birmanya, 1997 yılından itibaren Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) üyesidir. ASEAN da aynı şekilde kendi üyelerinin iç işlerine müdahale edilmemesi politikasını yürütmekte ve Birmanya örneğinde de, uluslararası çalışmalarda ülkeyi dahil etmenin, aleyhine yaptırımda bulunmaktan daha faydalı olacağı ilkesini desteklemektedir. Angajman politikalarının Birmanya daki durumu hiçbir şekilde düzeltmediğini gördükten sonra birkaç devlet Birmanya askeri rejimini eleştirmeye başlamıştır. Birmanya Demokrasi Hareketi uluslararası toplumdan şunları yapmasını talep etmektedir: 1. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon un Birmanya daki siyasi tutukluların serbest bırakılmasını talep etmesi, 2. BM Güvenlik Konseyinin Birmanya daki durumla daha güçlü bir şekilde ilgilenmesi, 3. Birmanya ya karşı küresel silah ambargosunun uygulanması, 4. Birmanya rejimiyle müzakerelerin yapılması için sürelerin belirlenmesi ve yaptırım uygulama baskısıyla özel önlemlerin alınması. 9. Birmanya daki mevcut durum nedir? İleride nelerin yaşanacağına dair bir öngörüde bulunabilir misiniz? Nobel Barış Ödülü sahibi Aung San Suu (13 yıldan fazla bir süre ev hapsinde bulunan) tarafından sembolize edilen Birmanya muhalefeti, Demokrasi için Milli Birlik ile beraber, 88 nesil öğrenci grubu (1988 yılı gösterilerinin önde gelenleri), tüm Birmanya rahipleri İttifakı (Safran Devriminin başlıca organizatörleri, dalga nesli (Safran Devrimi ardından kurulan bir grup yeni nesil aktivistler) ve diğer gruplar gibi küçük muhalif gruplar, muhalefetin başlıca partisini teşkil etmektedir. Birmanya nın tüm bu grupların haricinde, Birmanya

hükümetiyle bir ateşkes elde edebilme ihtimaline karşın halen ülkenin demokratikleşmesi için çaba veren etnik unsurlara dayalı muhalefet partileri ile farklı kuruluşlar da önemli bir rol oynamıştır. Birmanya muhalefetinin iki önemli talebi var: 1. tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması, 2. ulusal uzlaşma ve demokratik reformlara ulaşabilmek için askeri kuvvet, Aung Suu Kyi (Birmanya muhalefetini temsil eden) ve etnik taraflar arasında üçlü müzakerelerin başlatılması. Birmanya nın Batısında etnik gerilla gruplar halen Birmanya askeri kuvvetlerine karşı savaş yürütmektedir. Bu, dünyada en uzun süre devam eden iç çatışmalardan biridir. Birmanya daki bu bölgede, Birmanya askeri kuvvetlerinin sivilleri kasten savaşa sürüklemesi nedeniyle en acımasız insan hakları ihlalleri yaşanmıştır. Birkaç yıl içerisinde 3.300 den fazla köy yakılmış veya yıkılmıştır. 500.000 kadar kişi yerinden edinmiş ve mülteci olarak çok kötü şartlarda ormanlarda yaşamaktadır. İnsan hakları izleme kuruluşları, Birmanya askeri kuvvetlerin köylüleri mühimmat ve mayınları taşımaları için kullandıklarını rapor etmektedir. İlaveten, asilere yardım ettiği şüphesiyle, askeri kuvvetler köylüleri infaz etmekte, onlara işkence yapmakta, kadınlar ise tecavüze maruz kalmaktadırlar. Doğu Birmanya, çok az sayıda insan yardım kuruluşunun ilgili bu bölgeye erişimi bulunan, izole ve unutulmuş bir bölgedir. Buna rağmen, Tayland ve Birmanya arasında küçük gruplar halinde sınırı geçip bu bölgeye yiyecek getiren Özgür Birmanya Korucuları ve Sırt Çantalı Doktorlar (Medics Backpack) gibi cesur yerel kuruluşlar da mevcuttur. Onlar aynı zamanda ilaç getirip ilk yardım da sunmaktadır. Doğu Birmanya daki durum o kadar ciddidir ki, insanlığa karşı suçlar için Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) Birmanya askeri kuvvetleri aleyhine dava açabilme imkanını arayan çok sayıda insan hakları kuruluşu bulunmaktadır. Metin yazarı: Marie Peřinová, Birmanya proje yöneticisi People in Need, Çek Cumhuriyeti, 2009.

8 BİRMANYA VJ FİLMLE İLGİLİ FAALİYETLER FAALİYET 1 SANSÜRCÜLER Öğrenmenin hedefleri - Medya tarafından bilginin ne kadar kolay bozulabileceğini açıklamak - Sansürün bulunduğu yerlerde yaşayan insanların bilgi eksikliği olduğunu anlamak - Medyada sunulan mesajların doğruluk oranını tartışmak Süre: 25 dakika Araçlar: Günlük bir gazete örneği, kağıt, kalem, makas, yapıştırıcı Yaklaşım: Biz şöyle bir durum oluşturduk: Siz, totaliter bir rejimde sansürcü olarak çalışmaktasınız. İnsanların ülke dışına seyahat etmesi yasaktır. Onlar kısıtlı seviyede bilgi erişimine sahiptir. Onlar, kendi ülkelerinde üretilenler dışında başka ürünleri dükkanlarda satın alamazlar. Dışardan gelen bildirimleri düzenleyen bir sansürcü olarak sadece siz bu bilgiye sahipsiniz. Öğrenciler beş gruba ayrılır: Herkes gazeteden bir bölüm seçer (örnek olarak kültür, spor, dış politika, ülke siyaseti, ekonomi). Onlardan, komünist bir rejimin sürdüğü ülkedeki insanlar tarafından okunacak şekilde sayfayı değiştirmeleri istenmektedir. Onlar bilgileri kesebilir, silebilir veya ekleyebilir. Bunun sonunda, gazetedeki bilgilerden yola çıkarak yeni bir sayfa ortaya çıkmalıdır. Bu konuda çalışabilmeleri için 15 dakika süreleri var. Sayfalar hazırlandıktan sonra, tabloya yansıtılır ve katılımcılar grup halinde bunu tartışır. Düşünceler: Tartışmalar esnasında şu soruları sorarız: Hangi bilgiyi silmek durumunda kaldınız? Bir bütün olarak kullanılamayacak haber var mıydı? Haberleri takip eder misiniz? Görüşlerinizi savununuz.

9 FAALİYET 2 HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER Öğrenmenin hedefleri - Hak ve sorumluluklara sahip olduğumuzu öğrenmek - Hak ve sorumluluklar arasındaki farkı tespit edebilmek Süre: 30 dakika Araçlar: Kahverengi yardımcı kağıt, renkli kalem, 12 hakkı gösteren tablo ( renkli kağıda kopyalanacak olan çalışma kağıdı no. 1) ve 20 yükümlülüğü gösteren tablo (bir başka renkteki kağıda kopyalanmış). Yaklaşım: Sınıf dört grup halinde çalışır. Her grup, hakları gösteren dört tablonun içinde bulunduğu birer zarf ve yükümlülüklerin tamamını alır. Her hakları gösteren tablo için, o haklarla ilgili olan bir zorunluluk (yükümlülük) tablosu veya tablolarını yerleştirir (örnek olarak, teneffüs esnasında boş zaman hakkını, okul bahçesi veya koridorunu temiz tutma ve zamanında sınıfa geri dönme zorunluluğuyla ilişkilendirir). Grup bu yöndeki kararını bir kağıda yazar ve grup adına bir kişi bunu herkese açıklar. Bilmeniz gereken, bir hakları gösteren tablo birkaç zorunluluk (yükümlülük) tablosu ile ilişkilendirilebilir. Düşünceler: Bunlar sunum ve tartışmalar esnasında yapılacaktır. Bu tartışmalar esnasında, öğrenciler bir madalyonun iki tarafını andıran, hak ve yükümlülükler arasındaki karşılıklı ilişkileri daha iyi anlamaları gerek. Bizler şu soruları sorarız: Önemli olduğunu düşündüğünüz fakat sizin listenizde eksik olarak gördüğünüz herhangi bir hak ve yükümlülük var mıdır? Not: Kahverengi yardımcı kağıt üzerine sunulan grup çalışma sonuçları, öğrencilerin kendilerinin oluşturduğu ve karşılaştıkları kuralların bir özet türü olarak sınıfta asılabilir. Aynı şekilde, yıl boyunca veya anlaşmazlık durumlarında nelerin yaşandığına dair bir referans olarak da bakabiliriz. ÇALIŞMA KAĞIDI 1 HAKLAR Temiz ve rahat sınıfa sahip olma hakkımız var İstediğimiz eşyaları giyme hakkımız var Ne düşündüğümüzü ve hissettiğimizi öğretmene söyleme hakkımız var Adil muamele görme hakkımız var İhtiyacımız olduğunda yardım isteme hakkımız var Oturacak yerimizi seçme hakkımız var Her ihtiyacımızda banyoya gitme hakkımız var Sınıfta iyi zaman geçirme hakkımız var Etrafta bizi dinleyecek başkalarının da bulunması hakkımız var Eşyalarımızı sınıfta bırakma hakkımız var Sessizlikte zaman geçirme hakkımız var Başkalarının bizlerle şakalaşması, alay etmesi, küçük düşürmesine izin vermeme hakkımız var ZORUNLULUKLAR / YÜKÜMLÜLÜKLER Başkalarına karşı iyi davranmak bizim yükümlülüğümüzdür Öğretmeni dinlemek bizim yükümlülüğümüzdür Başkalarıyla alay etmemek bizim yükümlülüğümüzdür Sınıfta kullanılan malzeme ve araçları korumak bizim yükümlülüğümüzdür Okula gitmek bizim yükümlülüğümüzdür Okul mobilya ve çevresine zarar vermemek bizim yükümlülüğümüzdür Birbirimize yardım etmek bizim yükümlülüğümüzdür Başkalarının söylemek istediklerini dinlememiz bizim yükümlülüğümüzdür Başkalarına ait eşyalara zarar vermemek bizim yükümlülüğümüzdür Ders esnasında cep telefonlarını kullanmamak bizim yükümlülüğümüzdür Makul davranmak ve güvenliğe özen göstermek bizim yükümlülüğümüzdür Çöpleri atmamak bizim yükümlülüğümüzdür Akranlarımızla kavga etmemek bizim yükümlülüğümüzdür Konuştuklarında başkalarının sözünü kesmemek bizim yükümlülüğümüzdür Öğretmenin istediği tüm ödevleri yapmak bizim yükümlülüğümüzdür

10 FAALİYET 3 HAKLARIN TRAFİK IŞIKLI GÖSTERİMİ Öğrenmenin hedefleri - Çocuk hakları konusunun günlük yaşamla nasıl bağlantılı olduğunu göstermek - Her zaman tüm insan haklarının evrensel olarak nasıl dikkate alınmadığını açıklamak - Aile ve günlük hayatta teşvik edilen farklı insan haklarını gözden geçirmek Süre: 30 dakika Araçlar: Her grup için ayrı ayrı Okuldaki haklar beyanatının bir listesi, kahverengi bir yardımcı kağıt, kırmızı, sarı ve yeşil renk yazan kalem. Yaklaşım: Öğrenciler 4-5 kişilik gruplar halinde çalışır. Onlar, çalışma kağıdındaki haklara dair beyanatları tartışır. Birlikte değerlendirdikten sonra, trafik ışıkları renklerini kullanarak daireyi boyatırlar. Kırmızı Sarı Yeşil Beyanat doğru değildir Beyanat kısmen doğrudur Beyanat doğrudur Öğrenciler bunun ardından kendi çalışmalarını, başkalarının görebileceği şekilde, sınıfta görülebilecek bir yere koyar. Yardımcı bir kahverengi kağıda, tüm sınıfın aynı fikirde olduğu, sarı renkle boyanmış tartışmalı beyanatları yazar. Düşünceler: Fikirleri beyan ederken, sarı renkle boyanmış beyanatları odaklanırız. Bunların yeşil alana yerleştirilebilmesi için, öğrenciler bunların ifade ediliş şekillerini yeniden düzenler. Bu süre içerisinde, gibi durumlar dışında, bazen, genelde vs. gibi ifadeler kullanabilir. En son aşamada, sınıftaki ve okulda adil, sakin ve güvenli bir ortam yaratmak için herkesin önemli gördüğü, yeşil grubu içerisinden beş hak üzerinde sınıftaki öğrenciler aynı fikre sahip olmaya çaba gösterir. Sonunda, öğrenciler aynı şekilde yeşil haklardan hangilerinin aile için evrensel olduğunu tespit etmeyi dener.

11 ÇALIŞMA KAĞIDI OKULDAKİ HAKLAR Beyanatlar Bizim okula zorla gitmemiz gerekmiyor Sınıfta nerede oturacağımıza karar verme hakkımız olmamalı Sınıfta nelerden hoşlandığımız ve nelerden hoşlanmadığımızı söyleme ve yazma hakkımız olmalı Öğrenci kurulu okulda seçilmeli; her sınıf temsilcilerinden oluşmalı ve öğretmenler bunları gerçekten dinlemeli Okul, eğitim süresince ihtiyacımız olan tüm öğretim yardımını sağlamalıdır (kalem, kitap vs.) Neleri öğreneceğimizi karar verme imkanına sahip olmalıyız Soru sormadan öğretmenlerimizin bize söylediği her şeyi kabul etmeliyiz Arkadaşlarımızdan birinin evde kötü muamele gördüğünü (istismar) edildiğini bilmemiz halinde, öğretmenimize konuyla ilgili olarak gitme hakkına sahip olmalıyız Eğitimin eğlenceli olmadığını düşünmemiz halinde, oynayabilme hakkına sahip olmalıyız Bizi aşağılaması halinde her zaman kendimizi koruma hakkına sahip olmalıyız Arzu etmemiz halinde, sınıfı terk etmemiz için her zaman bize izin vermeliler Fakir, göz ardı edilen veya sakin çocuklar her zaman sınıfın arka kısımlarında oturmak zorundadır Sınıfta alınan bir kara göre, evde sorun yaşayan çocuklar sosyal bakım kurumları veya tesislerine transfer edilmeleri gerek Herkes, hem okulda hem evde iyi davranış ve saygı görmek zorundadır Eğer birini kontrol etmek zor ise, fiziksel ceza kullanmak gerekse bile, bir başka yetişkin kişi bu kişinin diğerlerini dinlemesini zorlayabilir Çocuklar evcil hayvanlarını okula getirebilme hakkına sahip olmalıdır Ceza vermeden önce, yetişkinler bir çocuğun fikrini almaları gerek Kötü bir şey yapınca, hiç kimse bu kişiyi ispiyonlayamaması gerek Trafik ışığı renkleri O O O O O O O O O O O O O O O O O O

13 KÖLELER FOTO Yazan: David Aronowitsch ve Hanna Heilborn, İsveç. 2008, Süre: 15 dak. Filmin özeti Beni, babamı, annemi ve kız kardeşimi kaçırdılar. Bundan sonra, ebeveynlerimizi vurdular ve beni kız kardeşimden ayırdılar. Ben beş yaşındaydım, - şeklinde kısık bir sesle Abuku bize anlatıyor ve devam ediyor: Ben, bizi kaçıran biriyle kalıyordum ve onun keçileriyle ilgileniyordum. Köleler filmi dokuz yaşındaki Abuku ve on beş yaşındaki Machiek ile ilgilidir. Binlerce diğer çocuk gibi, onlarda köle olarak kullanılmak üzere Sudan hükümeti tarafından desteklenen paramiliterler tarafından kaçırılmıştır. Bu film, 2003 yılında gerçekleştirilen mülakatlara dayanmaktadır ve David Aronowitsch ile Hanna Heilborn yapımı ve Mats Johansson/Acne Jr. Canlandırmalarıyla, zor durumdaki çocuklarla ve onlar hakkındaki animasyon belgesel serisinin ikincisidir.

14-16 İÇERİK HAKKINDA Sudan hakkında birkaç bilgi Sudan Cumhuriyeti, kuzeydoğu Afrika da bir devlettir. Nüfus sayımına göre, 1993 yılında 25 milyon nüfusa sahipti. 2009 yılında yapılan sayım, Sudan da 39 milyon kişinin yaşadığını göstermektedir. Sudan ın başkenti Kartum olup, sürekli gelişen bir şehirdir ve uzun süredir çatışmaların devam ettiği güney bölgesinden kaçanlar ile kuraklık dönemlerin yaşandığı batı ve doğu bölgelerden gelen 2 milyon kişi dahil, 5 ile 7 milyon arasında değişen sayıda bir nüfusa sahiptir. Birleşmiş Milletlere göre, Sudan düşük gelirli, yiyecek kaynaklarının yetersiz olduğu ve İnsani Gelişim Endeksi açısından mevcut 177 ülke ve bölge arasında 2007-2008 yıllarında 147. sırada yer alan bir ülkedir. Bu rapora göre, ortalama yaşam süresi kadınlarda 58,9 yıl iken, erkeklerde 56 yıldır. Sudan ın neredeyse yarısı veya nüfusun %48 i okuma yazma bilmez ve bunların arasında %29 u erkektir. Sudan, biri ülkenin kuzeyinde olmak üzere Arap ve güney kısımda Afrika olmak üzere iki kültür ve geleneğe sahiptir. Bu iki kültür içerisinde, bazen gruplar arasında işbirliği ve iletişimi zorlaştıracak kadar farklı dilleri konuşan yüzlerce etnik grup, kabile mevcuttur. Daha doğrusu, Sudan da 400 den fazla dil ve farklı ağızları konuşan 597 farklı etnisite bulunmaktadır. Ülkenin büyük bir kısmı, büyük şehirlerin de yer aldığı kuzey taşra bölgelerden oluşmaktadır. Bu bölgelerde yaşayan halkın büyük bir kısmı Müslümandır (%70 kadar). Ülkenin güney ve batı kısımlarında, geleneksel (%20) ve Hristiyan (%10) inanca sahip yerli kabileler yaşamaktadır. 1956 yılında Birleşik Krallık ve Mısır dan bağımsızlığı kazandıktan bu yana devam eden iç savaşlar Sudan ın tarihinde yer almaktadır. Ara sıra kesintilerle devam eden bu iç savaşlar, hem ekonomik hem demografik zararlara neden olmuştur. Nüfusun büyük bir kısmı, Nil nehri kıyısı boyunca yerleşmiş vaziyettedir. Bağımsızlığından bu yana, Sudan darbeyle yönetime el koyan askeri subaylar tarafından yönetilmektedir. Birinci iç savaş 19772 yılında sona ermiş, fakat yeniden 1983 yılında başlamıştır. İkinci savaşın ve açlığın sonucunda, yirmi yıl içerisinde 4 milyon kişi (asilerin değerlendirmesine göre) yerinden edilmiş ve 2 milyon kadar kişi ölmüştür. General Omar el Bashir, 1989 darbesiyle yönetime gelmiş ve 1995 seçimlerini de kazanmıştır. Omar el Bashir, 2000 yılında ikinci kez devlet başkanlığına seçilmiş ve ülkede barış için çalışacağını vadetmiştir. En son olarak, Darfur daki çatışmalar ülkede mülteci sayısının artmasına neden olmuştur. 2011 in Ocak ayında merkezi hükümetle anlaşmalı olarak bir referandum gerçekleştirilmiş ve Güney Sudan 9 Temmuz 2011 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. Soru ve cevaplar 1. Kölelik nedir? Kölelik, insanın bir nesne gibi muamele gördüğü, insan özgürlüklerinin tamamen kısıtlanmasıyla alakalıdır. Kölelikte insanlar, satın alınabilen ve satılabilen, herhangi bir şey seçme hakkı olmadan, sahibi için çalışmak zorunda olarak, bir başkasının malı olarak muamele görür. Kölelik tüm devletlerde yasaklanmış olup, Moritanya 1981 yılında kölelik yasasını kaldırarak bunu yapan en son devlettir. Fakat, maalesef kölelik halen mevcuttur. Kölelik uzun bir tarihe sahiptir ve Sümerlere kadar geri gidip, eski Mısır da, Asya da, antik Yunanistan da ve Roma İmparatorluğunda da görülmüştür. Antik dönem dışında, kölelik insan uygarlıklarında neredeyse tüm kıtalarda mevcut olmuş ve toplumun belirli bir kesiminin muamelesi olarak kabul görmüştür. Köleliği diğer insan hakları ihlalleri biçimlerinden ayıran özellikler şunlardır: köleler fiziksel ve zihinsel baskıyla çalışmaya zorlanır; onlar fiziksel ve zihinsel baskıyla işveren tarafından kontrol edilmektedir; insanlık dışı muamele görür ve satın alınabilen ve satılabilen bir nesne olarak değerlendirilir; fiziksel kısıtlamalara veya ne kadar ve nereye kadar hareket edebileceklerine dair kısıtlamalara tabidir. 2. Kölelik biçimleri (türleri) nelerdir? Faklı kölelik biçimleri şunlardır: zorla iş yaptırma, devralınan kölelik, insan kaçakçılığı, zorlu çocuk işçiliği, tesislerde zorla iş yaptırma. Farklı insanların borca girmesi yönünde aldatma türünde değişik zorunlu kölelik biçimleri de mevcuttur. Bunun ardından, söz konusu borcunu temizlemesi için insanlar, işveren tarafından tek taraflı olarak çalışmaya zorlanır.

3. Sudan da kölelik nasıl işler? Sudan da insanlar açık bir şekilde satılmaz fakat, söz konusu filmde olduğu gibi, Güney Sudan bölgesindeki köylere yapılan şiddet içeren baskınlarda, farklı topluluklara mensup kadınlar ve çocuklar kaçırılmaktadır. Bunun ardından, kaçırılan kişiler çiftliklerde zorla çalıştırılır, sıkça cinsel olarak istismar edilir ve bazen de kaçırılan kişiler tarafından satılır. Sudan da kaçırılan insan sayısını tespit etmek zordur, zira kaçıran kişiler sıkça saldırılan köylerde katliamlar da gerçekleştirmektedir. Kaçırılan kişilerin büyük çoğunluğu, Köleler filmi karakterlerinin olduğu gibi, Dinka kabilesi mensubudur. Kaçırma olaylarını genellikle Sudan hükümetince desteklenen paramiliter güçler gerçekleştirmektedir. Sudan daki bu kölelik geleneği, birkaç yüzyıl devam etmektedir. 4. Kölelik şimdiki zamanda neler yaşanmaktadır? Tüm devletlerde yasaklanmış olmasına rağmen, kölelik halen bulunmaktadır. Kölelik, Afrika nın birkaç bölgesinde, yakın doğuda ve Güney Asya da mevcuttur. Sudan ın kuzey kısmında 12.000 kadar çocuk köle olmuştur. Çin de, 2007 yılı Haziran ve Temmuz aylarında, sonradan Çin hükümeti tarafından serbest bırakılan ve aralarında 69 u çocuk olan 570 kişi Shanxi ve Henan daki bir tuğla fabrikasında köle olarak çalışmıştır. Hindistan da, 5 yaşındaki çocuklar olarak da köylerden kaçırılan 200.000 veya 300.000 kadar çocuk, çalışmaları için zorlandıkları odalarda kapalı tutulmaktadır. Bu sistem, Hindistan daki sert olan kast sistemi tarafından da yürürlükten kaldırılmıştır. Moritanya da, 600.000 kadar kadın ve çocuğun veya nüfusun %20 sinin zorla iş yaptığı değerlendirilmektedir. Yapılan bir araştırmada, Nijerya da 800.000 kişinin, yani nüfusun %8 inin köle olduğu değerlendirilmektedir. Anti-Slavery International insan hakları koruma grubu çalışmalarına göre, dünyada 1999 yılında 27 milyon insanın köle muamelesi gördüğü değerlendirilmektedir. Genel olarak, değişik biçimlerde ve yerlerde mevcuttur. 5. Modern kölelik ne demektir? Şimdiki zamanda en sık görülen kölelik biçimleri iş yapmayı zorunlu kılma, erken ve zorla evlilik, zorla iş yaptırma, devralınan kölelik, insan kaçakçılığı, ağır şartlarda çocuk işçiliği. - İş yapmayı zorunlu kılma (borçla ilişkili) tüm dünyada milyonları kapsamaktadır. Bazen çocuklar ilaç alabilmek için bile olsa, insanlar borç almaları için aldatılıp ardından iş yapmaları zorlanır. Borcu ödeyebilmek için uzun saatler, haftada yedi gün ve yılda 365 güne kadar çalışmaları gerekebiliyor. Onlara genelde yaptıkları işin karşılığı olarak yiyecek ve kalacak yer verilmektedir. Bazen borcunu ödeyemez durumdalar ve borçları sonraki nesillere bile aktarılabilir. - Erken ve zorla evlilik sıkça fiziksel şiddete maruz kalınan bir durum olarak, kendi istekleri dışında evlendirilen kadınları ve kızları kapsar, bunların itaatkar olmaları zorlanır. - Zorla iş yaptırma genelde şiddet veya diğer cezalarla tehdit edilerek bireyler, hükümetler veya siyasi partiler tarafından toplanan ve çalışmaları zorlanan kişileri kapsamaktadır. - Devralınan kölelik ya köle olarak değerlendirilen bir toplumsal sınıfta doğmuş veya toplum tarafından köle olarak çalışabilecekleri yönünde değerlendirilen gruplar mensubu olan kişilerdir. - İnsan kaçakçılığı kölelik şartlarında çalıştırabilmek amacıyla kadınların, erkeklerin ve çocukların bir yerden (bölgeden) bir başka yere (bölgeye) taşınmasını veya ticaretinin yapılmasını kapsar. - Ağır şartlarda çocuk işçiliği Uluslararası Çalışma Örgütüne (ILO) göre, bu durum tüm dünyada 126 milyon çocuğu kapsamaktadır. Yapılan iş çocuk sağlığı ve refahına zararlıdır. 6. Ülkemizde kölelik biçimleri mevcut mudur? KOSOVA GENELİNDE İNSAN KAÇAKÇILIĞI YAPILMAKTADIR 06.07.2007 Nadie Ahmeti

Yetkililer, fuhuş amaçlı insan kaçakçılığının sürekli artış gösterdiğini ve Kosova geneline yayıldığını ifade etmekteler. İnsan kaçakçılığı kurbanlarının rehabilitasyonu üzerinde çalışan kuruluşlara göre, yabancı kurbanların sayısında ciddi bir düşüş yaşandığı, fakat Kosovalı olan kurban sayısında artış olduğudur. Yerli ve yabancı kurbanların rehabilitasyonu ve geri kabulü üzerinde çalışan Uluslararası Göç Örgütü yetkilileri, savaşın sona ermesinden geçen aya kadar, 454 yabancı ve 96 Kosovalı kurbana yardım ettiklerini ifade etmekteler. Bu örgüt sözcüsü Bekim Ajdini, geçen yılda (2006) Kosovalı kurban sayısında artış gözlendiğini belirtmektedir. Toplamda 96 yerli kurban mevcuttur. 2001 yılında 6 kurban bulunurken, 2002 de 12 kurban, 2003 te 17 kurban, 2004 te 11 kurban, 2005 te 12 kurban ve 2006 da 30 kurban kaydedilmiştir. Bu arada, bu yılın ilk beş ayında 4 kurbanımız olmuştur, şeklinde açıklamalarda Ajdini bulunmuştur. Kosova Polis Hizmetlerinde insan kaçakçılığıyla mücadele birim şefi Ramadan Ahmeti, Kosova genelinde bu faaliyetlerin gerçekleştiği düşünülen yerlerin var olduğunu söylemektedir. Teğmen Ahmeti, sadece bu yılın ilk altı ayında kendi birimi insan kaçakçılık olayında 19 kurban belirlediğinin altını çizmektedir. Ahmeti, Bunlardan 6 sı Arnavutluk, 8 i Kosova, 2 si Moldavya ve Arnavut asıllı olmak üzere 1 i Makedonya ve 1 i de Sırbistanlıdır. Geçen sene insan kaçakçılık olaylarında tespit edilen kurban sayısı 65 olup, 2005 yılında da bu sayı 55 idi, şeklinde bilgilendirmede bulunmuştur. Bu birim çalışmalarını kolaylaştırmak ve kamuoyundan kurbanları korumak amacıyla, Teğmen Ahmeti, Kosova Polis Hizmetlerinin BM Kalkınma Programı ile birlikte Kosova nın altı farklı belediyesinde işbirliği tesis etmiş, tanıtımı bugün yapılan ve kurbanlarla görüşmek için kullanılan altı odanın açıldığını belirtmiştir. Şimdiye kadar, KPH nin değişik ofislerinde kurbanlarla görüşmeler yapılmıştır. Ahmeti, Daha iyi bir ortam olunca, onlarla görüşülünce ve konuşulunca, kurbanların psikolojik durumuna da daha olumlu etki etmektedir, sakinleşmesine yardımcı olmakta, dinlenmesine zaman sunmakta, düşünmesine ve herhangi bir sorun hissetmeden serbestçe kendini ifade etmesine yardımcı olmaktadır. Daha önceleri, insanların, personelin gidip gelmelerini, telefonları engellememiz mümkün olmayan ortamlar nedeniyle bu bir zorluğu teşkil etmekteydi, ifadelerinde bulunmuştur. İnsan kaçakçılık kurbanlarıyla yapılan görüşmelerinden alınan bilgilere göre, kaçakçılık kurbanı olmalarını iten başlıca sebeplerden biri zor ekonomik şartlardı. Ahmeti, Bazılarının evlilik veya eğitim veya turistik vize vaatleriyle aldatıldığı durumlar mevcut. Fakat, bunların büyük bir kısmı daha iyi ekonomik şartlara sahip olmayı istemektedir, şeklinde ifadelerde bulunmuştur. Bekim Ajdini, Kosova Polis Hizmetleri insan kaçakçılık kurbanlarını yakalaması ardından IOM tarafından bunların yeniden entegrasyon süreci başlatıldığını belirtmektedir. Birkaç durumda, normal bir hayata geri dönebilmeleri için bunlara maddi yardımda da bulunulduğunu söylemektedir. Ajdini ifadelerinde Yeni bir hayata başlayabilmeleri için onların gelir edebilecekleri planların geliştirilmesi anlamına gelen yeniden entegrasyon planları hazırlamak üzerinden yardım edildiklerini söylemektedir. Uluslararası Göç Örgütüne göre, birinin insan kaçakçılık tuzağına düşmesi halinde, o kişinin bu süreci kontrol etmesi çok zor olmaktadır. Kişisel eşyaları, pasaportları ve paralarına el konurken, kurban sürekli fiziksel ve psikolojik baskıya maruz kalmaktadır. 7. Ülkemizde çocuk kaçakçılığı var mı? 11.11.2010 Nadie Ahmeti Kosova ve Arnavutluk yetkililerine göre, Kosova ve Arnavutluk ta çocuk kaçakçılığının endişe verici boyutlara ulaştığını ifade etmektedir. Onlara göre, sınırın bu ve öbür tarafında çocuk kaçakçılığı nedenleri aynıdır çocuklar cinsel nedenler ve zorla iş yaptırmak için kullanılmaktadır. Yüksek seviyeli yoksulluk ve işsizlik, adalet sistemindeki yüksek düzeyde yolsuzluk ve siyaset ile suç grupları arasındaki bağlar, her iki ülke yetkililerinin ifadelerine göre Kosova ve Arnavutluk ta çocuk kaçakçılığının sadece birkaç nedenini teşkil etmektedir. Kosova da istifa halindeki hükümet ve Kosova ile Arnavutluk taki Çocuk Haklarını Koruma Merkezi arasında düzenlenen bir çalışma toplantısında, bu iki ülkede kaçakçılık kurbanı çocukların durumlarının endişe verici boyutlara ulaştığı ifade edilmiştir. Kosova Başbakanlık bünyesinde bulunan İyi Yönetim Ofisi yöneticisi Habit Hajredini, Kosovalı çocukların cinsel istismar ve zorla iş yaptırmak gibi çeşitli nedenler için kullanıldığını ifade etmektedir. 8. Hajredini ye göre, ergen olmayan kişilerin kaçakçılığı ülkede mevcut yüksek seviyeli yoksulluk ve işsizliğin sonucunda ortaya çıkmaktadır.

9....çocuk kaçakçılığı hakkında bahsederken, istenmeyen bu olgudan kurtulabilmek yönünde çalışmamız gerek. 10. Durumlarını düzeltmek amacıyla politika ve stratejilerin hazırlandığı ve mevzuatın çıkartıldığı dikkate alındığında, çocuk hakları durumları tatmin edici değildir, iyi değildir. Hajredini, Çocuk kaçakçılığının durumu kapsamında da, acil durumda ve kriz içerisinde bir ülke değiliz. Fakat, çocuk kaçakçılığından bahsettiğimizde, istenmeyen bu kötü olguyu engellemek yönünde çalışmamız gerek şeklinde ifade etmektedir. Kosova ile Arnavutluk taki Çocuk Haklarını Koruma Merkezi Müdürü Altin Haziraj, geçiş dönemindeki tüm ülkelerde çocuk haklarının istismar edilmesinin daha kolay olduğunu ifade etmektedir. 11. Şüphesiz başlıca amaçlar cinsel amaç ve ekonomik amaçtır. 12. Hazizaj, Şüphesiz başlıca amaçlar cinsel amaç ve ekonomik amaçtır. Bugün bunun anlamı, Arnavutluk ta olduğu gibi Kosova da da, velilerin sadece kendilerinin sokağa çıkıp dilencilik yapmaları değil, fakat bu yönde kendi çocuklarının da hareket etmelerini zorunda bırakan aşırı yoksulluk, bu ailelere yönelik mevcut sosyal ve maddi yardımların yetersizliği nedenlerinden, yüksek sayıda çocuk ekonomik amaçlar yani çalışmaları için kullanılmaktadır, şeklinde açıklamalarda bulunmaktadır. Hazizaj, Kosova ve Arnavutluk ta çok sayıda çocuğun kaçakçılık ve istismar edilme riskini taşıdığını ifade etmektedir. Hazizaj, Diğer taraftan, şüphesiz ki ülke içi göç, özellikle cinsel istismar açısından bazı durumlarda güçlü suç grupların oluşması, bir bakıma hepimizi yaralayan, bu geçiş döneminde çocukları ilk kurbanlar olmasına itmektedir, şeklinde vurgulamakta. Diğer taraftan, İnsan Hakları ve Özgürlükleri Koruma Kurulu başkanı Behxhet Shala, çocukların Kosova da farklı şekillerde istismar edildiğini söylemektedir. Bunun sonucu olarak, Shala, onların gelecekleri de kriminalize edildiği yönünde ifade etmektedir. 13....toplumun en önemli unsurunu da tehlikeye atmaktayız. Shala, Aslında, toplumun en önemli unsurunu da tehlikeye atmaktayız. Kosova kurumları hiçbir şekilde, bu durumun neden artış gösterdiği yönünde herhangi ciddi bir çalışma yapmamıştır, şeklinde değerlendirmede bulunmaktadır. İlaveten, istifa halindeki Hükümetin farklı raporlarına göre, 2007 yılında hükümetin genç yaşta 33 kurban ve 2008 yılında 34 kurbana yardım ettiğini belirtmektedir. Yürürlükteki yasalar, cinsel amaçlı kaçakçılık ve zorla iş yaptırmayı suç olarak belirlemektedir. Yasaya göre, insan kaçakçılığı vakaları için 2 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir.

17 Okumak için ek malzeme: Aşağıdaki internet sitesinden erişilebilecek rapor insan kaçakçılığına dair bilimsel araştırma. https://www.scribd.com/doc/50086561/8/te-gjeturat-%e2%80%93-intervistat-me-viktima-te-trafikimit-teshpetuara Sınıfta tartışmak için ek unsurlar: 1. Ülkemizde insan kaçakçılığını önlemek için neler yapılması gerek (devlet kurumları tarafından, vs.)? Öğrenciler gruplara ayrılır ve ne yapmaları gerektiğini tartışır: devlet kurumları (polis, mahkeme, Eğitim Bakanlığı, sosyal işler merkezleri vs.) Faaliyetler Okullar, Eğitim Bakanlığı ve diğer bakanlıklar Aile ve çevre Polis ve mahkeme Siz kendiniz dahil, vatandaşlar Sivil toplum kuruluşları

19 GETTO DA YAŞAMAK FOTO Luan Shllaku, Fatmir Curri, Augustin Palokaj, Dimitir Bushati, Artan Haraçia, Kosova, 2010, Süre: 26 dak. Kosovalıların izole olduklarını daha da belirginleştiren, Avrupa Birliği ile Vize Kolaylık Anlaşmasından dışlanan ve uzak bırakılan tek Batı Balkanlar ülkesi Kosova dır. Bu şekilde, diğer şey arasında, Kosova Cumhuriyetinin bir devlet olarak ve pasaportlarının kabul edilmemesinden, dünyanın en fazla izole edildiği halklar arasında kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. En yüksek düzeyli Schengen vize ret durumları Kosova da kaydedilmiştir. Özetle, Kosovalılar bir gettoda yaşamaktalar. Avrupa entegrasyon ve küreselleşme zamanında böyle bir getto ülkedeki demokratik ve ekonomik gelişmelere yardımcı olmaz.

20-22 AVRUPA BİRLİĞİ NEDİR? Avrupa Birliği, Avrupa nın 27 demokratik ülkesi arasında bütünleştirilmiş bir politika ve ekonomik sistemidir. AB nin amacı, daha adil ve güvenli bir dünyada kendi bünyesindeki 498 milyon vatandaş için barış, refah ve özgürlük sağlamaktır. Şimdiye kadar ülkeler arasında seyahat özgürlüğü, serbest ticaret ilerlemeler kaydedilmiş, resmi para birimi de Avro dur. Bu ilerlemeler haricinde, çevre koruması, AB nin en yoksul ülkelerinde yaşam standartlarının artırılması, daha ucuz telefon konuşmaları, daha fazla eğitim imkanları ve daha birçok ilerleme kaydedilmiştir. AB de işlerin koordine edilebilmesi ve işleyebilmesi için, AB üye ülkeleri AB yi yöneten ve ilgili mevzuat tesis eden organlar kurmuştur. Başlıca organları şunlardır: Avrupa Parlamentosu (Avrupa halkını temsil eder), Avrupa Birliği Konseyi (ülke hükümetleri temsil eder) ve Avrupa Komisyonu (AB ortak çıkarlarını temsil eder). Avrupa Birliği Devletleri Avrupa Birliği tarihçesi nedir? Başlangıç: Savaş ve Barış Avrupa, yüzyıllarca sık ve kanlı savaşların yaşandığı bir bölgeydi. 1870-1945 döneminde, Fransa ve Almanya birbirleriyle büyük sayıda insanın öldüğü üç savaş yaşamıştır. Belirli sayıdaki Avrupa liderleri, kendi ülkelerinde istikrarlı bir barış tesis edebilmenin tek yolunun, kendi ülkelerini politik ve ekonomik olarak birleştirme olacağı inancındaydı. 1950 yılında, Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman, Batı Avrupa kömür ve çelik sanayilerinin entegre edilmesini önermiştir. 1951 yılında 6 üyeden oluşan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (ECSC) kurulmuştur: Belçika, Batı Almanya, Fransa, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda. Bu ülkelerin kömür ve çelik sanayileri için karar alma yetkileri, Yüksek Otorite isimli bağımsız bir uluslar-üstü organa devredilmiştir. Üç Topluluktan AB ye Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunun göstermiş olduğu başarı ardından, söz konusu altı ülke birkaç yıl içerisinde bunu ilerletmeyi ve kendi ekonomilerinin diğer sektörlerini de entegre etmeyi kararlaştırmıştır. 1957 yılında bu ülkeler Roma Antlaşmasını imzalamış ve böylece Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) ve Avrupa Ekonomik Topluluğu (EEC) kurmuştur. Üye ülkeler kendi aralarındaki engelleri kaldırmaya ve bu şekilde de ortak bir pazar oluşturmaya başlamıştır. 1967 yılında üç Avrupa topluluğu kurumları birleşmiştir. Bu dönemden itibaren, artık birleştirilmiş tek bir Komisyon, bir Konsey ve bir Avrupa Parlamentosu mevcuttu. İlk başta, Avrupa Parlamento üyeleri, ülkelerin kendi parlamentoları tarafından seçilmiş olup, 1979 yılında üye ülke vatandaşlarına kendi temsilcilerini seçme imkanı tanımak için ilk doğrudan seçimler gerçekleşmiştir. Bu dönemden itibaren, her beş yıl doğrudan seçimler gerçekleştirilmiştir. 1992 yılı Maastricht Antlaşması savunma, adalet içişleri gibi alanlarla ilgili olarak üye ülke hükümetleri arasında yeni işbirliği yöntemleri ortaya koymuştur. Mevcut olan Topluluk sistemine bu hükümetler-arası işbirliği de katmak suretiyle, Maastricht Antlaşması Avrupa Birliğini (AB) kurmuştur. Entegrasyon eşittir ortak politika AB üye ülkeleri arasında ekonomik ve politik entegrasyonun anlamı bu ülkelerin birçok konuda ortak karar alması gerektiğidir. Onlar, geniş bir yelpazede ortak politikalar geliştirmiştir tarımdan kültüre, tüketici konularından rekabete, çevreden enerjiye, ulaşım ve ticaret. İlk günlerdeki odak alanları, ortak bir tarım politikası olarak kömür ve çelik için ortak ticari politikalardı. Diğer politikalar, ihtiyaçlar arttıkça ilave edilmiştir. Durumların değiştiği dikkate alındığında, bazı politikalar esasen değişiklik göstermiştir. Örnek olarak, tarım politikaları mümkün olduğunca ucuz fiyata ürün üretmeyi hedeflemekten ziyade, yüksek kaliteli ürün üreten ve çevreyi koruyan tarımsal yöntemlerini desteklemektir. Çevre korum politikaları mevcut durumda geniş yelpazedeki Avrupa politikaların tamamında dikkate alınmaktadır.