ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

Benzer belgeler
Kazanımlar. Araştırma Yöntem ve Tekniklerinin Temel Amacı

Bilim ve Bilimsel Araştırma

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

Temel Kavramlar Bilgi :

Bilim ve Araştırma. ar Tonta. H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ (1) Y R D. D O Ç. D R. C. D E H A D O Ğ A N

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a

Bilimsel Araştırma Yöntemleri AHMET SALİH ŞİMŞEK (DR)

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

KIRKLARELİÜNİVERSİTESİLÜLEBURGAZ MESLEK YÜKSEKOKULU İNSAN KAYNAKLARIYÖNETİMİ PROGRAMI EĞİTİMÖĞRETİMYILI

Laboratuvara Giriş. Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10.

Bilimsel Araştırma Yöntemleri II

BİLİM VE BİLİMSEL ARAŞTIRMA YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

Bilimsel Bilginin Oluşumu

ÜNİTE 1: FİZİK BİLİMİNE GİRİŞ

EĞİTİMDE ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ

SOSYOLOJİK SORU SORMA VE YANITLAMA

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

Araştırma Yöntem ve Teknikleri

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik

Economic Policy. Opening Lecture

BÖLÜM I ARAŞTIRMANIN DOĞASI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MESLEKİ GELİŞİM ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ 142EB0001

Hazırlayan. Ramazan ANĞAY. Bilimsel Araştırmanın Sınıflandırılması

DEĞERLENDİRME ARASINDAKİ İLİŞKİLER... 1

BİLİMSEL ARAŞTIRMA NASIL YAPILIR I YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

SUNUM PLANI Bilim nedir? Bilimin Doğası kavramı Bilimsel çalışma nasıl yapılır? Bilim ve teknoloji arasındaki ilişki Bilim-Teknoloji ve Sosyal

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... v. ŞEKİLLER LİSTESİ... xxi. ÇİZELGELER LİSTESİ... xxiii BİRİNCİ KESİM BİLİMSEL İRADE VE ARAŞTIRMA EĞİTİMİNE TOPLU BAKIŞ

Kış Vaktinde Yaz Saati ve Astronomik Zaman Ölçümleri

İÇİNDEKİLER BİLİMSEL ARAŞTIRMAYA İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR

Einstein bilimi, her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabası olarak tanımlar.

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Bilimleri Tezli Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı. Ders Kodları AKTS

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Araştırma ve Bilimsel Yöntem

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Bilimsel Yasa Kavramı. Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12 SINIF FİZİK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

BİLİMİN DOĞASI VE BİLİM TARİHİ «Bilim, Anlamı ve Kapsamı»

Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri

Kısaca İçindekiler. KISIM I: Sosyal Bilgilere Giriş. KISIM II: Sosyal Bilgiler Öğretimin Temelleri

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

DERS BİLGİLERİ. Uygulamalı İşletme İstatistiği BBA 282 Bahar

BİLİM BİLİM SUNUM PLANI BİLİM BİLİM. Bilim nedir?

Veri Toplama Teknikleri

Nedenselliğin Doğası. Yaşar Tonta. H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü

yollarla elde edilmiş ve geçerliliği kabul

DERS 8. Hastanelerde Kanıta Dayalı Veri Toplama ve Ölçme

1. Aşağıdakilerden hangisi fizik bilim insanının özelliklerinden değildir?

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

Sosyal Psikolojiye Giriş ve Araştırma Yöntemleri

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Odabaş

DERS 7 Hastanelerde Olgusal Ve Yargısal Veriler ve Veri Kaynakları

Araştırma ve Bilimsel Yöntem

Elektromanyetik Işıma Electromagnetic Radiation (EMR)

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM

Özel Görelilik Teorisi. Test 1 in Çözümleri. 3. 0,5c

FİZİK. Mekanik İNM 103: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

Bilimin Doğası ve Bilim Tarihi

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI FELSEFE

Araştırma Teknikleri

TEST 1 ÇÖZÜMLER FİZİK BİLİMİNE GİRİŞ

T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ. Aybike ŞİMŞEK

BS503 BİLİMSEL NEDENSELLİK VE YAZIM

BİLİMSEL ÇALIŞMA YÖNTEMİ

KRİMİNOLOJİ -I- 25 Aralık 2014 Kriminolojide Araştırma Teknikleri. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU

FİZİK. Mekanik İNM 101: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

İçindekiler. 1 Giriş 2. 3 Psikoloji Araştırmalarında Etik Meseleler Bilimsel Yöntem 27. KISIM I Genel Meseleler 1

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ LİSANSÜSTÜ TEZ ÖNERİSİ YAZIM KILAVUZU

FİZİK. Mekanik İNM 221: MUKAVEMET -I. Mekanik Nedir? Mekanik: Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin davranışını inceleyen bilim dalıdır.

Fizik Bilimine Giriş. Test-1. Fizik Nedir. 1. Evrendeki olayları anlamımıza yardımcı olan bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

KURAMSALLAŞMANIN YÖNÜ İNCELEME DÜZEYİ

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

BİLİM TARİHİ DERSİNİN AMACI

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

PROBLEM. Problemin tanımlanması, çoğu kez çözülmesinden daha önemlidir. Albert Einstein

ANTROPOLOG TANIM A- GÖREVLER

MAN502T İŞLETME YÖNETİMİ İÇİN ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

VAN HIELE GEOMETRİ ANLAMA DÜZEYLERİ

ARAŞTIRMA YÖNTEMLERI ve TEKNIKLERI

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ MALATYA MESLEK YÜKSEKOKULU DERS TANITIM FORMU. İşletme Yönetimi Programı. Kredisi AKTS Eğitim Dili Tipi: Zorunlu/ Saat

Ünite. Madde ve Özellikleri. 1. Fizik Bilimine Giriş 2. Madde ve Özellikleri 3. Dayanıklılık, Yüzey Gerilimi ve Kılcal Olaylar

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Sistem nedir? Başlıca Fiziksel Sistemler: Bir matematiksel teori;

Tasarım Raporu. - Projemizde detaylı bir şekilde ulaşmak istediğimiz amaçların belirlenmesi,

Transkript:

ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ DERSİN AMACI: Bu derste öğrenciye; araştırma yapma yeterliklerini kazandırmak amaçlanmaktadır. ÖĞRENME ÇIKTILARI VE YETERLİKLER: 1. Araştırma yapmak. 2. Araştırma raporu hazırlamak. 3. Araştırmayı sunmak. DERSİN İÇERİĞİ VE DAĞILIMI Hafta Modüller/İçerik/Konular 1 Araştırma Konularını Seçme 2 Araştırma Konularını Seçme 3 Kaynak Araştırması Yapma 4 Kaynak Araştırması Yapma 5 Araştırma Sonuçlarını Değerlendirme 6 Araştırma Sonuçlarını Değerlendirme 7 Araştırma Sonuçlarını Rapor Hâline Dönüştürme 8 Araştırma Sonuçlarını Rapor Hâline Dönüştürme 9 Araştırma Yapma 10 Araştırma Yapma 11 Araştırma Raporu Hazırlama 12 Araştırma Raporu Hazırlama 13 Araştırma Yapma 14 Sunumu Yapma 1

1. Araştırmada temel kavramlar a. Bilgi b. Bilim c. Araştırma d. Bilimsel yöntem Bilimsel yöntemin aşamaları e. Bilimsel araştırma f. Bilimsel araştırma çeşitleri g. Temel araştırmalar h. Uygulamalı araştırmalar 2. Araştırmanın gereği ve önemi 3. Araştırmanın konusu (problem) DERSİN İÇERİĞİ ÜNİTE 1: ARAŞTIRMA KONULARINI SEÇME a.araştırma konusunun seçimine etki eden faktörler b. Değişken ve değişken türleri 4. Problem cümlesi a. Problem cümlesinde bulunması gereken nitelikler b. Alt problemler 5. İlgili kaynaklar (kaynak taraması) 6. Araştırma probleminin cevabı (hipotez) 7. Amaç ve ifadelendirilmesi 8. Önem 9. Araştırmanın dayandığı temeller (varsayımlar) 10. Sınırlılıklar 11. Tanımlar 1. Araştırmanın yöntemi 2. Evren ve örneklem a. Örnekleme yöntemleri 3. Verilerin toplanması ÜNİTE 2: KAYNAK ARAŞTIRMASI YAPMA a. Verilerin toplanmasında kullanılan yöntemler b. Gözlem c. Görüşme d. Yazışma (anket, test) e. Deney f. Belge taraması 2

ÜNİTE 3: ARAŞTIRMA SONUÇLARINI DEĞERLENDİRME 1. Sonuçların değerlendirilmesi a. Verilerin sınıflaması b. Verilerin sıralaması ve frekanslarının çalışması c. Verilerin tablo ve grafikte gösterilmesi d. Verilerin yüzdelik olarak gösterilmesi 2. Bulgular ve yorumlar a. Bulguların özellikleri b. Sonuç ve öneriler ÜNİTE 4: ARAŞTIRMA SONUÇLARINI RAPOR HÂLİNE DÖNÜŞTÜRME 1. Araştırma raporunun bölümleri 2. Araştırmanın yazımında dikkat edilmesi gereken kurallar a. Kullanılacak dilin özellikleri b. Kâğıt düzeni c. Kapak düzeni d. Başlık ve paragraf yazımı e. Şekil ve tabloların yazımı f. Dipnot ve kaynakçanın yazımı ÜNİTE 5: SUNUMA HAZIRLANMA 1. Hazırlanma planlama yöntemleri 2. Sunumun amaç, içerik ve organizasyonu üzerinde odaklanma 3. Sunumun görsel-işitsel araçlar/teknoloji ile desteklenmesi 4. Fiziksel ve teknolojik donanım 5. İzleyici/ katılımcıların tanımı 6. Sunumun etkileşimli hareket planı - yazılım ve prova ÜNİTE 6: SUNUM 1. Belirli soruları yanıtladıktan sonra yöntem saptama 2. Powerpoint slaytların yazımı 3. Görsel- işitsel malzemenin seçimi 4. Sunum odasının denetimi 5. Sunucunun kendini hazırlaması 6. Hazırlanan sunumun etkileşimle işlevselleşmesi 7. Özetleme ve geri besleme teknikleri 8. İzleyiciler yönünden sunumun değerlendirmesi 9. Sunumlarda yapılması/ yapılmaması gerekenler 3

ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ Ders Hocası: Yrd. Doç. Dr. Hüseyin CEYLAN Elektronik posta: husceylan@hotmail.com Yararlanılacak Kaynaklar 1. Arseven, A. (1994), Alan Araştırma Yöntemi İlkeler Teknikler Örnekler, Tekışık Matbaası: Ankara 2. Karasar, N. (1994), Bilimsel Araştırma Yöntemi: Kavramlar, İlkeler, Teknikler. 7. Bs. 3A Araştırma Eğitim Danışmanlık Ltd. Şti.: Ankara, 1995. 3. Saim, K. (1995), Bilimsel Araştırma ve İstatistik Teknikleri, Tekışık Web Ofset Tesisleri: Ankara 4. Turkdoğan O. (1995), Bilimsel Düşünme ve Araştırma Metodolojisi, M.E.B. Yay.: İstanbul 1.HAFTA DERSİN ÖZETİ Konu Başlıkları: Bilimsel Bilgi Nedir? Bilim Nedir? Bilimsel Bilginin Özellikleri Nelerdir? 4

BİLİM NEDİR? Bilimin ne olduğu konusunda fikir edinebilmek için kısa, özlü veya uzun ya da açık ve kesin bir tanım yapmak yanıltıcı bir çabadır. Bilim tanımı yapanların hedefleri başkalarım bilim konusunda aydınlatmak ve fikir sahibi yapmak değil, aksine dünya ve onu yorumlamanın bir aracı olan bilimsel yaklaşım konusunda nasıl bir tavır aldıklarını ortaya koymak içindir. Bu nedenle de biz bilimi tanımlamak yerine bilimin ne olduğunu açıklamaya çalışalım. Çünkü bilimin konusu dinamiktir süratle değişmektedir. Kapsamım belirlemekte zordur. Fakat bilim kavramını da açıklamamız gerekir. Bilim kavramının anlamını açıklamak üzere atılacak ilk adım bu kavramın terimsel köküne inmektedir. Bilim (science) sözcüğü, latince bilmek (scire) kökünden türemiş bir terimdir ve " bilinen şey (scientia)" veya bilgi anlamına gelir. Bu bakımdan terimsel kökeninden bakarak bilimi, geçerliliği kabul edilmiş sistemli bilgiler kümesi olarak tanımlamak mümkündür. Bilim bir üründür. Bununla birilikte, söz konusu bilgilerin mantıksal ve olgusal bakımdan birbirleri ile ilgili olduğu ve bir bütün oluşturduğu belirtilmektedir. O halde bilim, en genel anlamıyla nesnel sağlamlığı olan, nedensonuç ilişkilerinin ifade edildiği sistematik bilgiler kümesidir. Ancak bilim bu anlamda ele alındığında kapsamı çok geniş tutulmuş, her türlü bilgiyi içine alacak biçimde tanımlanmış olur. Oysa her bilgi dalı bilim olmadığı gibi, bilim adını taşımakla birlikte bilimselliğe aykırı düşen bilgi dalları da vardır. Örneğin teoloji doğaüstü veya deneyüstü bir varlık alanıyla ilgili bilgiler kümesidir. Bu bilgilerin konusunu oluşturan kavramlar gözle görülür, elle tutulur bir gerçekliğe sahip değildir. Tersine bu kavramlar, ancak gözlem ve deney dışı yollarla kavranabilecek olayları dile getirir. Bir başka örnek de belli gök cisimlerinin yönettiği ve insanların denetlediği görüşüne sahip olan ve astronomik olaylarda doğaüstü güçlerin varlığını savunun yıldız bilimi bilim sayılmaz. Bu nedenle, bilimi sadece sistemli bilgiler kümesi olarak tanımlamak yeterli değildir. Başka bir deyimle tanımın kapsamını daraltmak gerekir. Sistemli bilgiler içinde bilimsel olanları ayırabilmek için başvurulacak en önemli ölçüt konusuyla ilgilidir. Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı gibi bir bilgi dalının bilim olabilmesi için, her şeyden önce konusunun gözlenebilir (ampirik-deneysel) bir varlık alanı ve nesnel bir gerçekliği bulunmalıdır. Burada ampiriklik, bilginin konusunu oluşturan olayların gözlenebilir olması, nesnellikse, bu gözlemin herkese açık bulunması demektir. Bir bilgi, ancak çeşitli gözlemciler tarafından gözlenebilir bir konuya sahip olması halinde bilimsellik özelliğini kazanır. 5

Herkesçe paylaşılabilir gözlemlere kapalı olay veya nesneleri konu alan bir bilgi dalının bilim olduğundan söz etmek mümkün değildir. Kısaca ilk ölçüte göre bilim, ampirik ve nesnel konusu olan sistematik bilgilerdir. Ancak bu anlamda bile bilim değişik nitelikteki bilgileri içine alacak bir genişliktedir. Başka bir deyimle, konusu gözlenebilir ve nesnel olmakla birlikte bilimsel olmayan bazı bilgiler vardır. Bu nedenle bilimin sınırını çizmek için ikinci bir ölçüte başvurmak gerekir. Bu da bilimin amacı ile ilgilidir. Bilim kendine özgü belli bir amaca sahip olmak bakımından da öteki bilgilerden ayrılır. Bilim, birbirine bağlı ve birbirini izleyen üç aşamadan geçerek son amacını gerçekleştirir. Her bilimde bu amaca ulaşmak için izlenen aşamalar şunlardır. a) Gözleme dayanarak konusunu oluşturan olay ve nesneleri (kısaca olguları) kavramak, tanımlamak ve sınıflandırmak üzere çözümleyerek ispatlamak, b) Olgular arasında nedensellik ilişkileri kurmak ve bu ilişkileri, gözlem yoluyla sınayıp gerçekleyerek açıklamak, c) Çeşitli derecelerde gerçeklenmiş ilişkileri genellikler, yasalar, kurumlar halinde dile getirip bunlardan kalkarak gelecekle ilgili çıkarımlarda bulunmaktır. Kısacası, bilimin son amacı ispatlama ve açıklamalara dayanarak konusuna giren olayların alacağı biçim ve izleyeceği doğrultu üzerinde önceden çıkarımlar yapmaktır. Bilimi boş bir uğraş ya da salt bilgisel bir doyum kaynağı olmaktan çıkaran bu özelliğidir. Başka bir deyimle bilimin pratik yarar ve önemi bu çıkarımcı özelliğinde yatar. Ancak bu çıkarımlar yoluyla bilim, insana yaşam ve doğayı denetleme olanağı sunar. Bilginin konusunu oluşturan olay ve nesnelerin gözlenebilir oluşuyla bu gözlemlerin herkese açık oluşu (nesnellik) bilgiye bilimsellik özelliğini verir. Bilim, temelde, insanoğlunun kendisini ve çevresini daha iyi tanıyıp gerektiğinde etkileyebilme, ona egemen olup kendi kontrolü altına alma şeklindeki doğal istek ve güdüsünden kaynaklanmaktadır. Bilimin temel işlevleri anlama (verstehen), açıklama (erklaeren) ve kontrol olarak ifade edilebilir (Hayman, 1975, s.6) 6

BİLİMSEL BİLGİ Bu başlık altında anlatılanlar çok genel anlamda bilimsel bilgi ve bilimin tarihsel süreç içerisindeki kısa gelişimini aktararak, öğrenme merakını artırmak ve bilimin gelişim sürecine ilgi uyandırmak amacıyla dile getirilmiştir. İnsanoğlu var olduğundan beri üzerinde yaşadığı dünyayı, çevresini kuşatan evreni ve hayatı anlamlandırma çabası içerisinde olmuştur. Varlığı anlama ve yaşamı anlamlandırma çabası insanoğlunun yeryüzündeki serüvenini şekillendiren en temel etken olmuştur. Yeryüzünde yaşamını kolaylaştırma, geçmişi ve geleceği anlamlandırma çabası içersinde olan insan sürekli öğrenmeye ve bilgi edinmeye gayret etmiştir. Bu gayret sonucudur ki, insanlığa ait bilgi birikimi bin yılları bulan bir dönemden geçmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır. İnsanlığa ait olan bu bilgi mirasında her millet kendi özelliklerine göre pay sahibi olmuş ve mirasın gelişimine katkıda bulunmuştur. İnsanlığa ait bilgi mirasına medeniyet diyecek olursak, tarihsel süreç içerisinde şu tespiti yapabiliriz. Medeniyet bir bayrak yarışı gibidir. Bayrak yarışlarında bir koşucu bayrağı alır, belirli bir mesafe gittikten sonra bir başkasına devreder ve yarış böylece sürer. Medeniyet yarışı da buna benzer. Dünya üzerindeki bilgi mirası bir toplumun elinde şekillenir, belli bir dönem gelişir ve zamanı gelince bir başka topluluğun eline geçer, o toplum da gelişir ve yine devredilir. Bu böyle devam edip gider. Burada, anlatılan dünyamızın gerçeğidir. Bilgi bir dönem Hint ve Çin de, bir dönem Arabistan ve Mısır da, bir dönem Türklerde en yüksek devrini yaşamış ve bayrak başka toplumlara teslim edilmiştir. Bu insanlık mirasında Astekler den Babil e, Sümerler den Perslere, Yunan dan Roma ya ve daha sayamadığımız birçok topluluğa ait katkılar bulunmaktadır. Şu anda dünya üzerinde bu medeniyetin taşıyıcısı durumunda olan topluluk ise batı adını verdiğimiz milletler grubudur. Batı insanlığa ait bilgi mirasını esasen 16. yüzyıllarda eline almış ve bugünlere kadar taşımıştır. Bir gün onlarda bayrağı bir başka medeniyete teslim edeceklerdir. Batının elinde şekillenen bilgi medeniyetine en genel anlamda pozitif bilim denmektedir. Pozitif bilimin kökleri doğal olarak çok eskilere dayansa da Avrupa da gelişimi Galileo ile başlatılabilir. Galileo yaptığı araştırmalarla insanlığa yeni ipuçları sunmuş ve dünya üzerinde çok ciddi değişimlere sebep olacak bilgi sürecini başlatmıştır. Galileo nun bulduğu eylemsizlik kuramı batılıların tasavvur ettikleri evren anlayışını kökten değiştirmiş ve batıda ciddi bir Resim 1.1 Galileo ve Engizisyon 7

zihinsel değişimin temellerini atmıştır. Eylemsizlik kavramıyla yola çıkan Galileo dünyanın dönebileceğini anlamış ve bunu bir iddia olarak ortaya atmıştır. O zamana kadar dünyayı evrenin en altında duran sabit bir yer olarak düşünen batılı zihniyeti bu bulguyla ciddi sarsıntılara maruz kalmış ve hatta bu büyük bilim adamını engizisyon mahkemelerinde yargılayarak idamını istemişlerdir. Galileo da baskılar karşısında geri adım atarak dünyanın döndüğü iddiasından vazgeçmiştir. Dünyanın dönüyor olmasının Avrupa da bu kadar ciddi etkiler yapmasını anlamak bizim medeniyetimiz için zordur. Çünkü bizdeki evren anlayışı batıdakine benzemez. Galileo nun engizisyonda yargılandığı dönemlerde bizler zaten Dünyanın döndüğünü biliyor ve hatta yıldızların ve Güneşin hareketlerini tespit etmeye çalışıyorduk. Bu yüzden bu bilgi bizim için yeni değildi. Aynı zamanda bizi etkilememesinin bir diğer nedeni ise bizdeki dini anlayışın Hıristiyanlıktan farklı olmasıydı. Bizdeki dini anlayış belirli bir evren tipini zorunlu tutmuyordu. Hıristiyan inanışına göre dünya evrenin en alt katıydı ve zaten aşağılık olan insan burada yaşıyordu. Evrenin en üstünde ise tanrı bulunuyordu ve tanrı ile insanın arasında bulunan diğer katlarda yüce insanlar yani rahipler ve ruhban sınıfı bulunuyordu. Bu sınıf insanla tanrı arasında aracılık vazifesini yerine getiriyor ve tanrının isteklerini insana, insanın isteklerini ise tanrıya iletmekle görevli bulunuyorlardı. İşte bu dini inanıştan dolayıdır ki, Galileo nun ortaya attığı düşünceler Avrupa da ciddi sarsıntılara yol açmış ve bilim kiliseyle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Kendi kutsal konumlarını kaybetmek istemeyen ruhban sınıfı bu yeni görüşlere karşı mücadele etmiştir. Galileo nun bulgularıyla beslenen yeni fizik anlayışı Nevton la en kusursuz dönemine ulaşmıştır. Nevton un bulgularıyla insanlar artık evreni tamamen çözebileceklerine ve hatta ele geçirebileceklerine inanmışlardır. Nevton un kurduğu mekanik fizik anlayışı şunu gerektiriyordu. Eğer biz nedenleri bilirsek her şeyin çözümüne ulaşabilir ve evrenin bütün sırlarını çözebiliriz. Bu fizik anlayışıyla yanılmaz ve kesin doğruların varlığına ve evrenin tüm sırlarının çözülebileceğine inanılmaya başlanmıştır. İşte dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir zaman değişmeyecek kesin ve yanılmaz doğruların elde edilebileceğini iddia eden bu bilim görüşüne pozitif bilim denmiştir. İnsanlık pozitif bilimin verdiği inançla evrenin bütün sırlarını çözebileceğini düşünmüş, geçmiş ve geleceğe dair tüm sırların insan aklı ve çabasıyla elde edilebileceğine inanmıştır. Bugün hala bilime dair birçok tanımlama ve tespit bu pozitif bilim inancına bağlı olarak ortaya konmakta ve anlatılmaya çalışılmaktadır. Pozitif bilim inancı içerisinde bilim çeşitli özelliklerle tanımlanır. Bilime yönelik bu tür özellikler uzun bir süre varlığını ve inandırıcılığını korumuştur. Bahsedilen bu özellikler pozitif bilim görüşünün bir sonucu ve çıkarımlarıdır. Pozitif bilim ise yerini 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında daha farklı ve değişik görüşlere bırakmıştır. Pozitif bilim inancındaki en köklü değişimi Einstein ve Max Planck yapmıştır. Bu iki büyük bilim adamı pozitif bilimin evreni çözeceği ve değişmez doğruları bulabileceği inancını değiştirmişlerdir. Einstein ın Rölativitesi ve Max Planck ın Kuantum Fiziği insanlığın bilim anlayışını farklı bir yöne kaydırmıştır. Bu bilim adamlarının bulgularından 8

sonra bilimin tarafsız ve nesnel olmadığı düşünülmeye başlanmıştır. Bilimsel bilgide objektifliğin değil sübjektifliğin var olduğu, kesinliğin değil olasılığın kendisini gösterdiğini bu bilim adamları ortaya koymuşlardır. Bu nedenle pozitif bilim 20. yüzyılın ilk yarısından sonra yerini modern bilime bırakmış ve bu anlayışta da ciddi değişimler meydana getirmiştir. Örneğin Einstein, insanın evreni çözemeyeceğini sadece onu yorumlayabileceğini ileri sürmüştür. Yani insanın yapabileceği evrenin sırlarını çözebileceğini değil, onu belli bir zaman ve durum aralığı içerisinde kendisine göre yorumlayabileceğini dile getirmiştir. Max Planck ise yapılan bilimsel çalışmalarda kesinliğin değil ihtimallerin ve ihtimal hesaplarının esas olduğunu ortaya koymuştur. Bu iki görüş pozitif bilimi tamamen ortadan kaldırmamıştır. Bu bilim adamlarının bulgularından sonra şu ortaya çıkmıştır. Kesin doğrular olarak adlandırılan bilimsel bilgiler normal boyuttaki durumlar için geçerlidir. Makro ve mikro düzeydeki bilimsel araştırmalarda kesinlik ve nesnellik yoktur. Tam aksine bu düzeydeki araştırmalarda kişisellik ve olasılık esastır. Örneğin atom parçalanarak atom altı dünya incelendiğinde hem bilim adamının kişisel tercihleri, deney ve gözlemi etkilemektedir ve hem de bulduğu veriler kesin doğru olmaktan uzak sadece doğru olma ihtimali olan bilgiler durumuna düşmektedir. Einstein ve Max Planck la bilim dünyasına kazandırılan en temel iki özellik bilimde makro ve mikro düzeylerde nesnelliğin ve kesinliğin olamayacağıdır. Mesela atom altı dünyasını incelerken nesnelliğin ve kesinliğin olamayacağına dair küçük bir örneği burada ele alalım. Normal bir termometreyle bir oda sıcaklığı ölçüldüğünde elde edilen bilgi kesin gibi gözükebilir. Oda sıcaklığı ölçülürken termometredeki ıssı odaya geçecektir fakat bu ısı çok düşük olduğundan odanın sıcaklığının ölçümüne ciddi bir etki yapmayacaktır ve yaptığımız ölçüm doğru olarak düşünülecektir. Fakat aynı ölçümü elektron ve protonlar düzeyinde yaptığımızda kullanacağımız ölçüm aleti ne kadar küçük olursa olsun sonucu çok büyük oranda etkileyecektir. Elektronlar çok küçük parçacıklar olduğu için ısıyı ölçmek amacıyla kullanacağımız herhangi bir ölçüm aracı sonucu çok büyük oranda değiştirecektir. Bu oda sıcaklığını kitaplık kadar büyük bir termometreyle ölçmeye benzeyecektir ki sonuç asla kesine yakın olmayacaktır. Çünkü kitaplık kadar büyük olan bir termometrenin sıcaklığı ister istemez oda sıcaklığını büyük ölçüde değiştirecektir. Max Planck ve Einstein la başlayan bilimsel bilgideki bu değişim bugün daha inanılmaz düzeylere varmıştır. Post modern yaklaşım tabiri altında toplanabilecek bu anlayış değişimleri bilimsel bilginin doğruluk, değişmezlik, nesnellik gibi özelliklerini ciddi boyutlarda sarsıntıya uğratacak düzeylere erişmiştir. Bu nedenle bilimsel bilginin gelişimi ciddi emek ve gayret sarf edilerek araştırılması ve öğrenilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. 9

BİLİMSEL BİLGİNİN ÖZELLİKLERİ Bilimsel bilgi, bilimsel metotlarla elde edilen bilgi türüdür. Bilimsel yöntemler akıl deney ve gözlemlere dayanmaktadır. Bir bilginin bilimsel olabilmesi için yöntemsel olması gerekir. Bilimsel bilgi objektif, sistemli, tutarlı ve eleştiriye açık bilgidir. Bilimsel bilgiyi büyü, fal, edebiyat ya da sanat gibi bilgi türlerinden ayıran temel özellik, bilimsel bilginin konusunun ampirik (görgül) ve nesnel gerçeklik olmasıdır. Görgüllük bilginin konusunu oluşturan olay ya da nesnelerin gözlemlenebilir olması anlamına gelir. Bilimsel bilginin kendine özgü bir takım özellikleri vardır. Bunlar şöyle sıralayabiliriz: Tarafsızlık İlkesi: Bilimsel bilgi insanlar arasında din, Dil, millet ve ırk ayrımı olmaksızın geçerlidir. Bilimsel bilgi insanlığın ortak malıdır. Onun bilimi benim bilimim ayrımı olamaz. Ayrıca tarafsızlık olguları değer yargılarının ötesinde olduğu gibi algılanmaktadır. Ancak bilimdeki bu tarafsızlık mutlak değil sınırlıdır. Doğru Ölçü: Bilimin gelişme ve olgunluk düzeyi, ölçme (nesnel ve olaylara sayı verme) tekniğidir. Yalnız nicelikler değil niteliklerde sayı ile değerlendirilebilir. Ölçme ve ölçekleme güvenirlik (her ölçmede aynı sonucun alınması) ve geçerlilik (ölçmek istenen gerçekten ölçülmesi) önemli kavramlardır. Kanıtlama Niteliği: Bilimsel verilerin her şart ve durumda yenilenmesi ve sonuçların gerçekleşmesi gerekir.(suyun yüz derecede kaynaması) Genelleyici Olması: Bilimin bu özelliği olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurmak suretiyle genel kavramlara ulaşmaktır. Bilimin bulguları aynı durumdaki tüm olaylar için geçerlidir. Bulgular bütünü içerir. Örneğin önermeler tüm metaller ısı karşısında genleşir şeklinde değil de ısınan metal genleşir şeklinde ifade olunur. Olması gerekenle değil de olanla uğraşması: Olması gereken olaylar isteklerimize, duygularımıza bağlı kalır ve değer yargılarının konusudur. Bu değerlendirmeler değer sistemine ve inanç sistemine göre değişir. Oysa bilim var olanı araştırır. Nesneldir : Bilimin bulguları kişisel görüş ve beğenilerden uzaktır. Herkes tarafından ortak olarak gözlemlenebilecek ve değerlendirilebilecek doğruları içerir. Mantıksaldır: Bilimin bulguları akla ters düşmez. Sağlam ve değişmez gerçeklerdir: Bilimsel bilgiyle elde edilen veriler zaman içerisinde değişmez. Tutarlı ve kalıcıdır. 10

Statik ve dinamik olması: Bilim sadece statik bir bilgi değildir sınırları daha önce belirttiğimiz gibi devamlı gelişir. Bilim aslında bir bilgi kütlesi buna devamlı eklenen yeni bilgilerdir. Burada şu soru sorulabilir; bilimsel bilginin özellikleri bunlarla sınırlımıdır? Bilimin bütün özelliklerini saymak olası değil ayrıca her bilim adamı bilimin bazı özelliklerini öne çıkarır yanı bilim anlayışına göre değişik özelliklerini vurgulayabilir. Örneğin; bilimin "OLGUSAL", "ELEŞTİRİCİ", "SEÇİCİ" liği gibi önemli özellikleri de vardır. Bu özelliklerinden bazıları "DOĞA BİLİM lerinde bazıları "KÜLTÜR BİLİM lerinde öne çıkmaktadır. 11

BÖLÜM DEĞERLENDİRME SORULARI-I 1. Bilginin konusunu oluşturan olayların gözlenebilir olmasına ne denir? a) Ampiriklik b) Sübjektiflik c) Nesnellik d) Objektiflik e) Genelleyicilik 2. Bilimsellikte gözlemlerin herkese açık olmasına ne denir? a) Ampiriklik b) Sübjektiflik c) Nesnellik d) Objektiflik e) Genelleyicilik 3. Dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir zaman değişmeyecek kesin ve yanılmaz doğruların elde edilebileceğini iddia eden bu bilim dalı nedir? a) Astronomi Bilimi b) Sübjektif Bilim c) Nesnel Bilim d) Objektif Bilim e) Pozitif Bilim 4. Bilimin tarafsız olmadığının düşünülmesi hangi bilim adamlarıyla başlamıştır? a) Einstein_Newton b) Newton_Max Planck c) Einstein_Max Planck d) Newton_Galileo e) Einstein_Galileo 5. Evreni belli bir zaman ve durum aralığı içerisinde kendisine göre yorumlayabileceğini dile getiren bilim adamı kimdir? a) Galileo b) Max Planck c) Newton d) Einstein e) Max Weber 6. Yapılan bilimsel çalışmalarda kesinliğin değil ihtimallerin ve ihtimal hesaplarının esas olduğunu ortaya koyan bilim adamı kimdir a) Galileo b) Max Planck c) Newton d) Einstein e) Max Weber 12

7. Bilginin konusunu oluşturan olay ya da nesnelerin gözlemlenebilir olması anlamına gelir? a) Görgüllük b) Nesnellik c) Objektiflik d) Sübjektiflik e) Olasılık 8. Bilimin sınırlarının devamlı gelişmesi bilimsel bilginin hangi özelliğine girer? a) Statik b) Nesnellik c) Durağan d) Esnek e) Dinamik 9. Bilimin bulguları kişisel görüş ve beğenilerden uzak olması aşağıdaki hangi özellikle tanımlanır? a) Statik b) Nesnellik c) Mantıksal d) Sübjektiflik e) Dinamik 10. Bilimin bulgularının aynı durumdaki tüm olaylar için geçerli olması hangi özellikle açıklanır? a) Genelleyici b) Nesnellik c) Statik d) Bütünleyici e) Dinamik 11. Bilimsel verilerin her şart ve durumda yenilenmesi ve sonuçların aynı şekilde gerçekleşmesi bilimin hangi özelliğiyle açıklanır? a) Genelleyici b) Kanıtlama Niteliği c) Deney d) Ölçme e) Dinamik 13