Eylül 2012 Bu bilgi notunun kapsamı nihai değildir ve AİHM için bağlayıcılığı yoktur



Benzer belgeler
ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

İKİNCİ BÖLÜM. Mübeyen POLAT / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru no. 3143/12) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. Şerif GECEKUŞU/TÜRKİYE (Başvuru no /05)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE GÜNGİL TÜRKİYE. (Başvuru no /03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 10 Mart 2009

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

AİHM İçtihatları Kapsamında Medeni Haklar ve Yükümlülükler

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

Alman Federal Mahkeme Kararları

Vicdani Ret. Basın Birimi

ULUSLARARASI HUKUK VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

Yaşamın sona erdirilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR BASHKIM REXHEPI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5874)

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma,

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ÇETKİN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 30068/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

AKOFiS. Halkla İlişkiler Başkanlığı

Üreme Hakları. Yasal Kürtaja Erişim. Basın Birimi. Tysiac / Polonya

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891)

Malpraktis İddialarında Bilirkişilik Müessesesi ve Yönetimi. Dosyanın İncelenmesi / Raporlama Yöntemi

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ĐKĐNCĐ DAĐRE EYÜP KAYA TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 17582/04) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014

6514 Sayılı «Tam Gün» Kanunu ile Devlet Üniversite Hastaneleri İçin Ge?rilen Düzenlemeler

Alman Federal Mahkeme Kararları

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

Karşılıksız Çek için Para ve Hapis Cezası Var

Munzam Sandıklara İşverenlerce Yapılan Katkı Payı Ödemelerine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Dublin Davaları. Basın Birimi

Çev.: Alpay HEKİMLER*

S İ R K Ü L E R. KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı.

A V R U P A K O N S E Y Đ OF EUROPE AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ DÖRDÜNCÜ DAĐRE. (Başvuru no /99) KARAR STRAZBURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no. 7971/07) KARAR STRAZBURG. 28 Mayıs 2013

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR ŞEHRİBAN COŞKUN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası:2014/11376)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET MANSUR DEMĐR v. TÜRKĐYE. (Başvuru No /07) KARAR STRASBOURG. 24 Temmuz 2012

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

YÖNETİM KURULU 02 EYLÜL 2014 GÜNDEMİ

Ağustos 2015 İşbu Tematik Bilgi Notu, Mahkeme açısından bağlayıcı değildir ve tüm ayrıntıları içermemektedir. Üreme Hakları

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ROMANYA ARASINDA HUKUKÎ KONULARDA ADLİ YARDIMLAŞMA ANLAŞMASI

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye

D.B. / Türkiye (33526/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI. Aşağıdaki metin kararın resmi olmayan özetidir. Özet

CON S EI L D E KONSEYĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 32697/10 Mehmet EZER v. TÜRKĐYE

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

ACĐL TIP VE HUKUK SAĞLIK PERSONELİ OLMA ŞARTI. PROF. DR. HAKAN HAKERİ

Alman Federal Mahkeme Kararları. İşçiler, işverenlerden, kendilerine verilen doğru olmayan bilgilerden ötürü tazminat talep edebilirler.

Yrd. Doç. Dr. İlkay TAŞ GÜRSOY Dokuz Eylül Üniversitesi

[Miloseviç / Hollanda ve diğer NATO üyeleri Davası] 1 Karar Tarihi:20 Aralık 2001

Alman Federal Mahkeme Kararları. Hessen Eyalet Sosyal Mahkemesi

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

2 Kasım Sayın Bakan,

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı. DBOUBA/Türkiye Davası Başvuru No: 15916/09 Strazburg 13 Temmuz 2010 İKİNCİ DAİRE USUL

KABUL EDİLMEZLİK KARARI


Transkript:

Bilgi Notu Sağlık Eylül 2012 Bu bilgi notunun kapsamı nihai değildir ve AİHM için bağlayıcılığı yoktur Sağlık İlaç satışı Cantoni Fransa Davası 15 Kasım 1996 Bir süpermarket yöneticisi olan Cantoni, ilaç ürünlerini hukuka aykırı satmaktan dolayı hakkında açılan ceza davası sonucunda para cezasına çarptırılmıştır. Cantoni, eczane dışındaki işletmeler tarafından tıbbi maddelerin satışını yasaklayan kanunun muğlak olduğundan şikayetçidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Fransa da en azından 1957 den bu yana, yerleşik yargısal içtihada göre hangi ürünlerin tıbbi madde kapsamına girdiği hususunun açık olduğunu kaydetmiştir. Cantoni, hukuki yardıma başvurmak suretiyle, bu tür ürünleri hukuka aykırı şekilde satmakla ciddi bir soruşturma riskiyle yüz yüze kalacağını bilebilmeliydi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7. Maddesi (kanunsuz ceza olmaz) ihlal edilmemiştir. Tıbbi tedavi ödemeleri Nitecki Polonya Davası 21 Mart 2002 (kabul edilemezlik kararı) Nadir ve ölümcül bir hastalığı bulunan başvuran, tıbbi tedavisinin masraflarını karşılama gücü olmadığını iddia etmekteydi. Başvuran, yetkili mercilerin tedavi giderlerinin bütününü karşılamamalarından şikayetçidir (genel sağlık sigortası kapsamında bu tedavi masraflarının %70 inin ödenmesi öngörülmekteydi). AİHM, başvurunun Sözleşmenin 2. maddesi (yaşam hakkı) kapsamında bir sorun teşkil etmesi için, Yüksek Sözleşmeci Tarafların yetkili mercilerinin toplumun geneline sunmakla mükellef oldukları sağlık hizmetlerini kişiden esirgemek suretiyle yaşamını tehlikeye attıklarının ortaya konmasının gerekli olduğunu kaydetmiştir. Nitecki nin durumunda bu söz konusu değildi. Kişisel tıbbi kayıtlara erişim

K.H. ve Diğerleri Slovakya Davası (no. 32881/04) 28 Nisan 2009 Roman kökenli 8 Slovak kadın iki değişik hastanenin jinekoloji bölümlerindeki tedavilerinin ardından artık gebe kalamayacaklarını öğrenmişlerdir. Bunun hastanede kaldıklarında kısırlaştırılmalarından kaynaklandığından şüphelenmişleridir. Başvuranlar, tıbbi kayıtlarının nüshalarının kendilerine verilmediğinden şikayetçidirler. AİHM başvuranlara tıbbi kayıtlarının nüshalarının verilmemesi nedeniyle 8. Maddenin (özel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir. AİHM sonradan yapılan değişiklikle mevzuatın Sözleşmeye uygun hale getirilmesine karşın başvuranlar için çok geç kalındığını kaydetmiştir. Kişisel tıbbi kayıtlara erişim Open Door ve Dublin Well Woman İrlanda Davası 29 Ekim 1992 İrlanda menşeli iki başvurucu şirket, gebe kadınlara yurtdışında kürtajla ilgili bilgi vermelerinin mahkeme kararıyla engellendiğinden şikayetçi idi. AİHM başvurucu şirkete uygulanan kısıtlamanın, kürtaj hakkında bilgi edinmek amacıyla alternatif araçları araştıracak ve kullanacak kaynaklardan veya eğitim düzeyinden yoksun kadınların sağlığı üzerinde bir risk teşkil ettiğini kaydetmiştir. Ayrıca, bu tarz bilgilere başka yerlerde ulaşılabildiği ve İrlanda daki kadınların prensipte kürtaj için Büyük Britanya ya gidebilecekleri dikkate alındığında, bu kısıtlamalar büyük ölçüde etkisiz olmuştur. 10. Madde (bilgi alma ve ifade özgürlüğü) ihlal edilmiştir. Tıbbi dosyaların savcılara açılması Derdest dava Avilkina ve Diğerleri Rusya Davası (no. 1585/09) Başvuranlar, 3 kişiden ve Rusya da bulunan Yehova Şahitleri İdare Merkezi adlı bir dini kuruluştan müteşekkildir. Başvurucu kuruluş, özellikle faaliyetleri hakkında yürütülen soruşturmanın tarzından ve savcıların Yehova Şahitlerini aşırı dincilikle ilişkilendirmesinden şikayetçidir. Diğer başvuranlar ise asıl olarak, kovuşturmanın, kendilerinin onayı alınmadan ve bunu gerektirecek bir ceza soruşturması söz konusu olmadan, doktorları tıbbi dosyalarındaki bilgileri açıklamaya zorladığından, ayrıca bir kamu hastanesinde tedavi görme taleplerinin dini inançlarından dolayı reddedildiğinden şikayetçidirler. Hekimlerin görevi kötüye kullanmaları

Diennet Fransa Davası 26 Eylül 1995 Fransız hekim Dr. Diennet hastalarına uzaktan kilo verme tavsiyelerinde bulunmaktaydı. Bunu itiraf ettikten sonra görevi kötüye kullanma gerekçesiyle tabipler sicilindeki kaydı silinmiştir. Diennet hastalarıyla hiçbir araya gelmemekte ve tavsiye ettiği tedavileri izlememekteydi; sıklıkla bulunmadığı zamanlarda ise bu tavsiyeler sekreteri tarafından verilmekteydi. Diennet, durumuyla ilgili karar veren mesleki disiplin organlarının taraflı olduklarından ve aleni duruşma düzenlenmediğinden şikayetçidir. AİHM duruşmaların aleni yapılmaması nedeniyle 6. Maddenin 1. fıkrasının (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir. Disiplin organlarının tarafsız olmadıkları yönündeki şikayetle ilgili olarak 6. Maddenin 1. fıkrasının ihlali söz konusu değildir. Draon Fransa Davası Maurice Fransa Davası Büyük Daire kararları 6 Ekim 2005 Başvuranların ihmal nedeniyle gebelik sürecinde tespit edilemeyen bir engeli bulunan çocukları vardır. Başvuranlar tazminat davası açmışlardır. Ancak, dava devam ederken, derdest davalara da uygulanması öngörülen bir kanun çıkarılmış ve başvuranların talep ettikleri tazminatın bütününü almaları mümkün olmamıştır. Başvuranlar bu durumdan şikayetçi idiler. AİHM 1 Numaralı Protokolün 1. Maddesinin (mülkiyet hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir: zira yeni kanunun geriye yürürlüğü açık ve net şekilde büyük miktarda paraların söz konusu olduğu temel tazminat türlerinden birini ortadan kaldırmıştır. Aksi halde başvuranlar bu miktarı talep etme hakkına sahip olacaklardı. Bu kanun nedeniyle başvuranlar, uğradıkları zarara ilişkin taleplerinin önemli bir kısmından, yeterli tazminat verilmemesi sonucu mahrum bırakılmışlardır. Spyra ve Kranczkowski Polonya Davası (no. 19764/07) 25.09.2012 Bu davada başvuranlar (bir anne ve oğlu) çocuğun engelliliğinin doğumu sırasında hastanede uygun tıbbi tedavi uygulanmamasından, özellikle hemşirelerin yeni doğan bakımının gerektirdiği standartlara uymamalarından kaynaklandığını iddia etmekteydiler. Özellikle 8. Maddeye (özel ve aile hayatına saygı hakkı) istinat etmekteydiler. Çocuk doğumundan itibaren başka rahatsızlıklarının yanısıra solunum sorunları nedeniyle tedavi görmüş ve pek çok kez ameliyat geçirmiştir. Çocuk artık ağır engelli idi; sürekli desteğe, yeniden adaptasyona ve özel bir diyete ihtiyaç duymaktaydı. Çocuk 2002 yılında doğumdan %100 engelli ilan edilmiştir. Başvuranlar ayrıca Polonya mercilerinin engelliliğin menşeini aydınlatmaya yönelik işlemleri etkili biçimde yürütmediklerinden şikayetçi idiler. 8. Madde ihlal edilmemiştir. AİHM, bilirkişi raporlarına göre başvuranlara sağlanan tedavinin yeterli ve tıbbi uygulama kurallarına uygun olduğunu kaydederek Devletin 8. Maddenin esası anlamında bir sorumluluğunun bulunmadığına karar vermiştir. AİHM 8. Maddenin usulü bakımından, öncelikle başvuranların, çocuğun

engelliliğinin menşeinin ortaya çıkarılmasına ilişkin mevcut başvuru yollarından yeterince yararlandıklarını kaydetmiştir. Ayrıca, başvuranların davası hukuk mahkemelerince üç aşamada incelenmiş ve şikayetleri tabipler derneğinin disiplin kurulunca ele alınmıştır. Bu işlemlerde eleştiriye konu olabilecek bir husus bulunmamaktaydı. Bütün bu işlemler, sorunun kaynağını aydınlatarak sağlık personelinin eylemleriyle başvuranın engelliliği arasında herhangi bir bağlantı olmadığını ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle, ceza soruşturmasını yürütme biçiminin 8. Madde kapsamında sorun teşkil etme ihtimali bulunmakla birlikte, bir bütün olarak Polonya hukuk sistemi, başvuranlara davalarının yeterince değerlendirilmesine imkan tanıyacak yolları sağlamıştır. Derdest davalar Ismailova Azerbaycan Davası (no. 27860/07) Ismailova, vücudundan bir kist ile yumurtalığının alındığı bir operasyondan aylar sonra ağır kanama geçirmiştir. Tıbbi ihmal nedeniyle maruz kaldığı zarar nedeniyle tazminat davası açmıştır. Başvuran, ulusal mahkemelerin bütün delilleri dikkate almadıklarından ve davanın çok uzun sürdüğünden şikayetçidir. Bulai Moldova Davası (no. 12740/09) Başvuranlardan Bulai, doğum yaptığı sırada cerrahi işlemle yumurtalıkları ve fallop tüpleri alınırken yanlışlıkla kısırlaştırılmıştır. Bunun sonucunda 32 yaşında erken menopoza girmiş ve bununla bağlantılı olarak uzun süreli psikolojik travma yaşamıştır. Bay ve Bayan Bulai, Moldova mahkemelerinin ilgili hekimin cezai sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki kararlarını yeterince gerekçelendirmediklerinden, yeterince tazmin edilmediklerinden ve lehlerine verilen kararın zamanında uygulanmadığından şikayetçidirler. Csoma Romanya Davası (no. 8759/05) Csoma, onay vermiş olduğu kürtaj nedeniyle gerçekleştirilen tıbbi işlemlerin sonucu olarak ağır kanamanın yanı sıra başka komplikasyonlar geçirmiştir. Başvuran yapılan ciddi tıbbi hatalar sonucunda artık çocuk doğuramayacağından şikayetçidir. Hastanede ölüm Šilih Slovenya Davası Büyük Daire kararı 9 Nisan 2009 Bay ve Bayan Šilih in 20 yaşındaki oğulları, 1993 yılında bulantı ve ciltte kaşıntı şikayetleriyle gittiği hastanede alerjisi bulunan olduğu ilaçların enjekte edilmesiyle hayatını kaybetmiştir. Başvuranlar oğullarının tıbbi ihmal nedeniyle öldüğünden ve ölümüyle ilgili etkili soruşturma yapılmadığından şikayetçidirler.

AİHM 2. Maddenin (yaşam hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir: başta soruşturma olmak üzere ceza davası çok uzun sürmüştür. Dava ilk derece mahkemesinde devam ederken altı kez hâkim değişmiştir ve dava başlamasından 13 yıl geçtikten sonra hala derdesttir. Derdest dava Jovanovic Sırbistan Davası (no. 21794/08) Janovic in dünyaya getirdiği sağlıklı bebeği, doğumundan birkaç gün sonra ve hastaneden taburcu edilmesi planlanan zaman öncesinde kaybolmuştur. Sağlık personeli anne-babaya bebeklerinin öldüğünü söylemiştir. Ancak, ölüm nedenini belirtmemiş ve oğullarının bedenini, otopsi için başka bir şehre nakledildiğini söyleyerek teslim etmemişlerdir. Jovanovic, yetkililerin kendisine oğlunun gerçek akıbeti ile ilgili bilgi vermemelerinden şikayetçidir; bebeğinin yetkililer tarafından yasadışı biçimde evlatlık verildiğinden kuşkulanmaktadır ve bu konuda başvurabileceği etkili bir kanun yolunun olmadığından şikayetçidir. Askeriyede ölüm Derdest dava Panovy Rusya Davası (no. 21024/08) Bay ve Bayan Panovy nin oğlu orduya kabul edildiğinde düşük kilolu idi ve kendisine kış mevsiminde bir hava meydanında birtakım askeri görevler yaptırılmıştı. Başvuranların oğlu Ocak 2005 te zatürreden ölmüştür. Açılan hukuk davasında Rus mahkemeleri, başvuranların oğluna kış mevsiminde ağır işler gördürülmesinin, buna karşın günlük muayene edilmemesinin ve besin takviyesi yapılmamasının ölümüne yol açtığını kaydederek tazminat ödenmesine karar vermişlerdir. Başvuranlar, oğullarının askerlik hizmeti sırasında ölümünden ve yetkilerin bu durumu etkili biçimde soruşturmamasından şikayetçidirler. Medikososyal kurumda ölüm Derdest dava Valentin CAMPEANU adına Hukuki Kaynaklar Merkezi Romanya Davası (no. 47848/08) Roman kökenli olup doğumunun hemen ardından terk edilmiş bir genç olan Valentin Campeanu yetimhanede büyümüştür ve 5 yaşında HIV teşhisi konmuştur. Ayrıca, Campeanu da ağır zeka geriliği olduğu ve zeka düzeyinin 30 olduğu tespit edilmiştir. Campeanu da sonraları HIV ile bağlantılı olarak tüberküloz, zatürre ve kronik hepatit hastalıkları ortaya çıkmıştır. Eylül 2003 te

18 yaşına girdiğinde yetkililer Devlet kurumlarında bakımını sonlandırmışlardır. Kendisini kabul edecek bir kurum bulunması aylar sürmüş, 5 Şubat 2005 te bir medikososyal birimine yerleştirilmiştir. O sırada boyu 168 cm ve kilosu 45 kg olan Campeanu nun üzerinde eski bir eşofman vardı. Çamaşırı veya ayakkabısı yoktu ve zaman-mekan algısını yitirmişti. Kendi başına yemek yiyemiyor, kişisel temizliğini sağlayamıyordu. Campeanu ya ancak 9 Şubat 2004 tarihinde retroviral tedavi uygulanmıştır. Campeanu 20 Şubat tarihinde soğuk bir odada yalnız başına, üzerinde yalnızca bir üst pijaması bulunduğu halde ölmüştür. Kendi kendine yemek yiyemediği ve tuvalete gidemediği halde Campeanu ya hiçbir destek verilmemişti. Valentin Campeanu adına Hukuki Kaynaklar Merkezi, farklı Devlet kurumlarının özellikle Campeanu nun yaşamının son birkaç ayındaki eylemleri veya harekete geçmemeleri nedeniyle 2. Maddenin (yaşam hakkı), 3. Maddenin (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı), 5. Maddenin (özgürlük ve güvenlik hakkı), 8. Maddenin (özel ve aile hayatına saygı hakkı), 13. Maddenin (etkili başvuru hakkı) ve 14. Maddenin (ayrımcılık yasağı) ihlal edildiğini iddia etmektedir. Kan nakli Derdest dava Bochkareva Rusya Davası (no. 49973/10) Bochkareva nın böbrek kanseri hastası kocası Mart 2005 yılında ameliyat olmuş ve operasyon sırasında kan nakli yapılmış, birkaç ay sonra kanser komplikasyonlarından ötürü hayatını kaybetmiştir. Başvuran müteveffa kocasının kanser tedavisi sürecinde uygulanan tedavi yöntemi nedeniyle acı çektiğinden ve kocasına yapılan kan nakliyle ilgili soruşturmada yetkililerin ve sağlık personelinin sorumluluklarının ortaya çıkarılamadığından şikayetçidir. Çevresel tehlikelere maruziyet Roche Birleşik Krallık Davası Büyük Daire kararı 19 Ekim 2005 1938 doğumlu olup 1992 de engelli olarak tescil edilen Roche, 1960 ların başında İngiliz ordusunda görev yaptığı esnada kendisine uygulanan testler sırasında zehirli kimyasallara maruz kalmasının sonucu olarak, sağlık sorunları yaşıyordu. Başvuran, bu testlere katılmasının yol açacağı riskleri değerlendirmesine imkan verecek uygun ve yeterli bilgiye erişiminin bulunmadığından şikayetçidir. AİHM 8. Maddenin (özel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir: başvuranın ordu tarafından düzenlenen testlere katılmasından doğabilecek risklerle ilgili bilgi edinmesini sağlayacak bir usul mevcut değildi.

Derdest davalar Vilnes Norveç Davası (no. 52806/09) Muledal ve Diğerleri Norveç Davası (no. 22703/10) Davalar, Norveç petrol endüstrisi için Kuzey Denizinde ve Devletin kısmen hissedarı olduğu Norveç Sualtı Müdahale Ltd ye (NUI/NUTEC) ait test tesislerinde çalışan dalgıçların şikayetleri ile ilgilidir. Başvuranlar, dalgıçlık nedeniyle sakat kaldıklarından ve işgöremez hale geldiklerinden şikayetçidirler. Başvuranlar ayrıca Norveç makamlarının kendilerinin korunmasına yönelik emniyet düzenlemeleri konusunda yasal bir çerçeve tesis etmediğini, emniyet düzenlemelerine istisnalar getirdiğini, yeterli denetim uygulamalarını gerçekleştirmediğini ve bazı dalgıçların NUI/NUTEC de test dalışı yapmalarını önlemediğini, bu testler ve sonuçları hakkında kendilerini bilgilendirmediğini ve önceden bu konuda rızalarını almadığını iddia etmektedirler. 18 Eylül 2012 tarihinde AİHM de duruşma yapıldı. Hasta kimselerin sınırdışı edilmesi D. Birleşik Krallık Davası 2 Mayıs 1997 Aslen St Kitts li (Karayipler) olan başvuran Birleşik Krallık a geldiğinde kokain bulundurmaktan tutuklanmış ve 6 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Başvuranın AIDS hastası olduğu anlaşılmıştır. Tahliyesinden önce St Kitts e geri gönderilmesine karar verilmiştir. Başvuran, sınırdışı edilmesinin yaşam beklentisini azaltacağını, zira Birleşik Krallık ta görmekte olduğu tedavinin St Kitts te mevcut olmadığını iddia etmekteydi. AİHM, hapis cezası infaz olunduktan sonra sınırdışı edilecek yabancıların sınırdışı işlemini uygulayan Yüksek Sözleşmeci tarafın topraklarında kalmaya devam ederek o ülkedeki tıbbi, sosyal veya diğer destek imkanlarından yararlanmayı talep etme haklarının ilkesel olarak mümkün olmadığını vurgulamıştır. Ancak, başvuranın davasındaki koşullar hayli istisnai idi. Hastalığının çok ileri bir aşamada olması ve görmekte olduğu tedaviye bağımlılığı göz önünde tutulduğunda, St Kitts teki olumsuz yaşam koşullarının yaşam beklentisini azaltma ve ciddi açılar çekmesine yol açma ihtimali yüksek idi. Bu nedenle, sınırdışı kararının uygulanması, 3. Maddenin (insanlıkdışı ve aşağılayıcı muamele) ihlali anlamına gelecektir. N. Birleşik Krallık Davası (no. 26565/05) Büyük Daire kararı 27.05.2008 Uganda vatandaşı olan başvuran, Birleşik Krallık a geldikten birkaç gün sonra ciddi biçimde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştır. Başvuranın ayrıca AIDS ile bağlantılı hastalıkları vardı. Sığınma başvurusu olumsuz neticelenmiştir. Başvuran, Uganda da gerekli tıbbi tedavi imkanlarının bulunmadığından bahisle,

iade edilmesinin insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele anlamına geleceğini iddia etmiştir. AİHM, Birleşik Krallık mercilerinin başvurana, sığınma başvurusunun ve taleplerinin İngiliz mahkemeleri ve AİHM tarafından değerlendirildiği 9 yıl süresince tıbbi tedavi sağladığını kaydetmiştir. Sözleşme, Taraflara, kendi topraklarında kalma hakkı olmayan bütün yabancılara ücretsiz ve sınırsız tıbbi tedavi imkanı sunmak yoluyla Sözleşmeye taraf olmayan ülkelerdeki tıbbi tedavi eksikliklerini giderme yükümlülüğü getirmemektedir. Bu nedenle, Birleşik Krallık ın başvuranın bakımını devam ettirme gibi bir görevi bulunmamaktaydı. Başvuranın Uganda ya sınırdışı edilmesi durumunda 3. Maddenin ihlali söz konusu olmayacaktır. Ötenazi Pretty Birleşik Krallık Davası 29.04.2002 Başvuran, dejeneratif bir kas hastalığı olan ve çaresi bulunmayan motor nöron hastalığından ölmekteydi. Hastalığının son aşamaları çok sıkıntı verici ve onurunu zedeleyici biçimde geçeceği için, ne zaman ve nasıl öleceğini kontrol etmek istiyordu. İngiliz hukukunda intihar suç olmasa da intihara yardım etmek suç teşkil etmekteydi. Petty, hastalığı nedeniyle intihar edemiyordu ve kocasının kendisine yardım etmesini istiyordu. Yetkili merciler bu isteğini reddettikleri için, ölümüne yardım etmesi halinde kocasının kovuşturulma tehlikesi bulunmasından şikayetçi idi. 2. Madde (yaşam hakkı) ihlal edilmemiştir. AİHM yaşam hakkının tam tersi bir hak, yani ölüm hakkı şeklinde yorumlanmasının lafzın saptırılması anlamına geleceğini kaydetmiştir. 3. madde (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) ihlal edilmemiştir. AİHM Devletin Sözleşme kapsamında insan hayatını sonlandırmaya yönelik eylemlere cevaz vermekle yükümlü olmadığını kaydetmiştir. Koch Almanya Davası 19 Temmuz 2012 2002 yılında evinin önünde düşen Koch un karısı o tarihten bu yana tamamen felç olmuş ve suni oksijen desteği ile hemşirelerin sürekli bakımına muhtaç hale gelmiştir. Kadın, insan onuruna aykırı gördüğü bu hayatı intihar ederek sonlandırmak istiyordu. Başvuranın, karısı adına yaptığı ölümcül ilaç enjeksiyonu talebi, bu tarz yetkilerin yaşamı sonlandırmak değil desteklemek veya sürdürmek amacıyla verilebileceğini kaydeden yetkililerce reddedilmiştir. AİHM Alman mahkemelerinin Koch un bu kararla ilgili olarak müteveffa karısı ve kendisi adına yaptığı şikayeti esastan incelememelerinin 8. Madde kapsamındaki usul haklarını ihlal ettiğine hükmetmiştir. Daha fazla bilgi için aynı seri altında yayımlanan cezaevlerinde sağlık, üreme hakları veya ruh sağlığı bilgi notlarına müracaat edebilirsiniz.

Basın İrtibat: tel: +33 (0) 3 90 21 42 08

(Bu bilgi notunun Türkçe çevirisi, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı nın katkılarıyla hazırlanmıştır.)