A lm anca Ö gretm eni Y etigtirm e Süreci Ü zerine D ü^ünceler Tülin Polat1- Nilüfer Tapan2 Bu yazinin üst amaci sevgili meslektagimiz, dostumuz Kasim Egit e iyilik ve esenlikler dileklerimizi ortaklaga bir merhaba ile iletebilmek, alt amaci ise Almanca ögretmeni yetigtirme sürecine ifinde bulundugumuz noktadan bakarak nitelikli Almanca ögretmeni yetigtirme sorunuyla ilgili onlarca yillik gözlem ve deneyimlerimizi özetlemek, bu yolla da dün, bugün ve yarin arasinda baglantilar olugturabilmektir. Yabanci dil olarak Almanca ögretiminin 20.yüzyilin ikinci yarisindaki bilimsellegme sürecine dayanarak bu alanin genf bir bilim dali oldugunu söyleyebiliriz. Türkiye afisindan vurgulanmasi gereken nokta ise ülkemizde bu alanla ilgili faligmalarin yurt digina kogut bir geligim fizgisi izleyebilmig olmasidir. Bunun en somut göstergesi de, 1982 yilinda, genelde ögretmen, özelde yabanci dil ögretmenlerinin yetigtirilmesinin üniversite kapsamina alinarak bilimsel bir ugrag dali olarak benimsenmig olmasidir. Bu ayni zamanda yabanci dil ögretiminin, dolayisiyla yabanci dil olarak Almanca ögretiminin bir aragtirma alani olma ve bilimsel kimlik kazanabilme olanagi bulmasi demektir. Yüksekögretim bünyesinde Almanca ögretmeni yetigtirimi, Alman Dili ve Edebiyati bölümleriyle ortak noktalari olsa da, daha farkli bir iferik ve yapi gerektirir. iferik ve yapinin olugturulmasini yönlendiren sorular yabanci dil olarak Almanca ögretiminin kuram ve uygulama boyutlariyla dogrudan ilgilidir. Dolayisiyla Almanca ögretmeni yetigtiren izlencelerin agirlik noktalarinin olugturulmasinda nitelikli ögretmen yetigtirme amaci belirleyici olmalidir. Bu baglamda kugkusuz edebiyat bilim, dilbilim gibi bilim dallarinin yani sira konusu dil ve insan olan tüm bilim dallarindan kuramsal olarak yararlanilabilinir. Ancak uygulama boyutu, uygulamaya dönük sorunlar bu alanla ilgili aragtirmalarin ana damaridir. Kuramsal bakiglar uygulama süzgecinden gefirilerek geligtirilmelidir. Böylece uygulamalarin bilimsel temellere dayandirilabilmesi olanakli olurken uygulamalar da kuramsal görüglerin yönünü belirleyebilir. Özetle, kuram ve uygulama bütünlügü Alman Dili Egitimi uzmanlik alaninin vazgefilmez en temel özelliklerindendir (bkz. Neuner 1994: 12-15). 1Prof. Dr., istanbul Üniversitesi, Hasan Ali Yücel Egitim Fakültesi, Yabanci Diller Egitimi Bölümü, Alman Dili Egitimi 2 Prof. Dr., istanbul Üniversitesi, Hasan Ali Yücel Egitim Fakültesi, Yabanci Diller Egitimi Bölümü, Alman Dili Egitimi 255
Tülin Polat - Nilüfer Tapan 1982 yapilanmasini bu yaklagimla degerlendirdigimizde, ögretmen yetigtirme hedefine ne denli sadik kalindigi tartigmaya afik bir konudur. Zaman ifinde Alman Dili Egitimi ve Alman Dili ve Edebiyati bölümlerinin ayirt edici yönlerinin bulaniklagarak, neredeyse ayni ya da benzer bir igleyig ifine girdigi bilinen bir gerfektir. Her iki alan arasinda kargilikli etkilegim ne denli dogalsa, Alman Dili Egitimi bölümlerinin Alman Dili ve Edebiyati bölümlerine benzer bir fizgi izlemesi de yabanci dil olarak Almanca ögretiminin bilimsel kimliginin geligimi afisindan o denli zedeleyicidir. Bunun sonuflari ülkemizde somut olarak yaganmigtir da. Üstelik Alman Dili Egitimi alaninin bir bilim dali olarak kendine özgü bir kimlik olugturabilme sorunlari yalniz ülkemize özgü degildir. Bunu genf bir bilim dalinin sancilari olarak görmek gerekir. Sekiz yillik zorunlu egitime gefig (1997-98) Egitim Fakülteleri ifin de yeni bir evrenin baglayigi olmugtur (Polat/Tapan 2001: 175-191). Sekiz yillik kesintisiz zorunlu egitim ve ardindan orta egitim olmak üzere düzenlenen egitim yapisi, bu yapiya uygun ögretmenlerin yetigtirilmesini gerekli kildigindan bu dönemde Egitim Fakülteleri yeniden yapilandirilmigtir. Buna bagli olarak da yabanci dil ögretmeni yetigtirme programlari yeniden düzenlenerek yenilegtirilmigtir. Bu düzenlemenin ana fizgileri göyle özetlenebilir (bkz. Polat/Tapan 2003: 53-66): - Kuram-uygulama birlikteligi - Üniversite-okul igbirligi - Ögretme boyutunun vurgulanmasi, bu amafli derslerin öne f ikartilmasi Bu noktalarda afik bir bifimde baglayici olan, ilk ve ortaögretime nitelikli Almanca ögretmenleri yetigtirilmesi hedefidir. Bu nedenle de programlarin olugturulmasinda meslek odaklilik ilkesi temel alinmigtir. YÖK tarafindan ilgili tüm bölümler ifin olugturulan ve konuyla ilgili güncel tartigmalari kargilayan ögretmen odakli bu izlencenin geregi ne denli yerine getirilebilmigtir? Bu soru ülkemizde Almanca ögretmeni yetigtirme baglaminda üzerinde dügünülmesi gereken bir sorudur. Bu soru Almanca ögretmeni yetigtirmeye yönelik sürecin tüm ögeleri afisindan bakildiginda farkli bifimlerde yanitlanabilir. Bu yazida ise geneli kugatan yapilanma ile ilgili birkaf temel konuya deginmekle yetinilecektir. 1998 yeniden yapilanmasi ile ögretmen yetigtirme görevinin yalnizca Egitim Fakültelerine verilmesi, Alman Dili ve Edebiyati bölümlerinde ister istemez hedef sorgulamasi yaratirken Alman Dili Egitimi bölümlerinde ise edebiyat bilimi ve dilbilim gibi alanlara ögretmen yetigtirme hedefinden, diger bir deyigle ögretmenlik meslegi odakli bakabilme sikintilari yaratmigtir. Nitekim Alman Dili Egitimi bölümlerinde görev yapan ögretim elemanlarinin agirlikli olarak dilbilim ve edebiyat alanlarina yönelmeleri bu sorunlarin varligina igaret etmektedir. Öte yandan Alman Dili Egitimi alaninda, söz gelimi dofentlik gibi aka- 256
Almanca Ögretmeni Yetigtirme Süreci Üzerine Dügünceler demik agamalarda, Alman bilimsel anlayigi dogrultusunda agilmasi kolay gözükmeyen indeks kogulunun var olmasi, bu alanin aragtirmacilarini indeks kogulunun aranmadigi dilbilim ve edebiyat gibi alanlara yöneltmig, sonufta da Alman Dili Egitimi bölümlerinde bagka alanlarda uzmanlagmig bir ögretim kadrosu ig baginda olmugtur. Kugkusuz bu yönelimin önemli bir diger etmeni de Alman Dili Egitimi bölümlerindeki ögretim elemanlarinin birfogunun aragtirma alani olarak dil egitimi yerine dilbilim ya da edebiyatbilimini yeglemeleridir. Nedeni ne olursa olsun, Alman Dili Egitimi bölümlerinde dilbilim ya da edebiyat alaninda uzmanlagmig kigilerin görevlendirilmesi Alman dili egitimi odakli faligan aragtirmacilar ifin bir magduriyet konusudur. Bu da Almanca ögretmeni yetigtiren bölümlerin günümüze degin etkisini sürdüren önemli bir sorunudur. Her egitim süreci gibi Almanca ögretmeni yetigtirme süreci de ucu afik, degigen kogullar ve yaganan sorunlar igiginda yeniden gözden gefirilerek degigtirilmesi ve gereksinimler dogrultusunda yeniden yapilandirilmasi gereken bir süreftir. 2006 yilinda Alman Dili Egitimi programlarinda gerfeklegtirilen yenilikleri de bu gözle degerlendirmek gerekir. 1998 yapilanmasinin ana fizgilerinin sakli tutuldugu bu geligmede özellikle zorunlu ve sefmeli dersler yeniden düzenlenerek programda esneklik saglayici degigiklikler yapilmigtir. Yapilan bu yeni düzenlemeleri kökten bir degigme olarak görmesek de Bologna sürecinin öngördügü ilkelere bir uyum fabasi iferdigini de vurgulayabiliriz. Almanca ögretmeni yetigtirmenin geligim fizgisini genel bir bakigla degerlendirdigimizde, kimi zaman if kogullar, kimi zaman da dig etmenlerin yarattigi gereksinimler dogrultusunda yenilegmelerin ülkemizde de yapilmaya faligildigini söyleyebiliriz. Öyleyse ifinde bulundugumuz zaman dilimi de yeni düzenlemelerin gerekli oldugu yeni bir agama dilimidir. Burada temel etmen de 2012 deki egitim yapilanmasidir. Alman Dili Egitimi alani ile ilgili herkesin üzerinde dügünmesi ve deneyimlerine dayanarak öneriler geligtirmesi gereken bir agamadayiz artik. Bilindigi gibi, Egitim Fakülteleri bugünkü yapilanmasinda ilkögretime ögretmen yetigtirmektedir. Bu yapi ifinde ilkögretimin yani sira ortaögretime de ögretmen yetigtiren bölümler yalnizca yabanci dil ögretmeni yetigtiren bölümlerdir. 4+4+4 yeni bir dizge olugturduguna göre Egitim Fakülteleri, dolayisiyla Yabanci Diller Egitimi bölümlerinin hangi ögretim düzeyleri ifin ögretmen yetigtirecegi afiga kavugturulmali ve izlenceler de bu dogrultuda irdelenmelidir. Olasi bir yeniden yapilanmada Almanca ögretmeni yetigtiren izlenceler ifin göz önünde tutulmasi gereken noktalar nelerdir? Yabanci dil olarak Almanca ögretmenlerinin yetigtirimi ile ilgili belirledigi ferfevede Krumm (1994: 7) gu boyutlari öne fikartmaktadir: 257
Tülin Polat - Nilüfer Tapan - Dil boyutu - Ögrenme boyutu - Ögretme boyutu - iferik boyutu - Kültürler arasililik boyutu - Dil politikalari boyutu Kugkusuz bu boyutlar nitelikli Almanca ögretmeni yetigtirme tartigmalarinin olmazsa olmaz boyutlaridir. Dolayisiyla konuyla ilgili önerilen modellerde farkliliklar da olsa yukarida siralanan boyutlari bulmak olanaklidir. Nitekim ülkemiz Egitim Fakülteleri yabanci dil olarak Almanca uzmanlarinin ortak katilimi3 ile gerfeklegtirilen aragtirmada günümüz kogullarina uygun Almanca ögretmen yeti/yeterliklerinin belirlenmesine ve ders iferiklerinin de bu dogrultuda olugturulmasina faligilmigtir. Bu baglamda belirlenen Almanca ögretmen yetileri gunlandir: - Ögretme yetisi - Dil yetisi - iligkili bilim dallari yetisi (edebiyat bilimi, dilbilim,vb) - Degerlendirme yetisi - Teknoloji kullanma yetisi - Kültürler arasilik yetisi Bu yetileri Krumm un önerdigi boyutlar igiginda degerlendirdigimizde daha fok ortak noktalari görebiliriz. Krumm modelinde dil politikalari boyutu yer alirken, ülkemizde ortak bir faligmanin ürünü olarak belirlenen yetilerin ifinde bu boyuta yer verilmemigtir. Kugkusuz fok dillililk ve fok kültürlülük gibi kavramlarin yabanci dil baglaminda öne fiktigi günümüzde bu boyuta yer verilmemig olmasi gözden kafmig ve giderilmesi gereken bir eksikliktir. Öte yandan Krumm un yukarida Almanca ögretmeni yetigtirimi ile ilgili sundugu boyutlar ifinde de günümüz iletigimini yönlendiren teknoloji kullanma yetisi yer almamigtir. Bu yeti Krumm un bu boyutlari belirledigi 1994 yilindan bu yana dünyamizin ne denli hizla degigtigini de afikfa göstermektedir. Bu kisa kiyaslama Almanca ögretmeni yetigtirme sürecinin yenilegmesi gerfegini de ortaya koymaktadir. Kogullara uygun yenilegmeler izlencelerin ana iskeletini olugturan ögrenme ve ögretme boyutunu güflendiren ve sürekliligini saglayan zenginlegmeler olarak algilanmalidir. Nitekim küresellegme ile birlikte kültürler arasinda karma kim- 3 Prof.Dr. Dieter Wolff yürütücülügünde ve istanbul Goethe Enstitüsü (Christian Merten) destegiyle 2006-2009 yillari arasinda gerfeklegtirilen Curriculumentwicklung für die Deutschlehrerausbildung an türkischen Universitäten baglikli projeye istanbul, Marmara, izmir Dokuz Eylül, Gazi, Qanakkale 18 Mart,Trakya, Uludag, Hacettepe Üniversitelerinin ilgili bölümlerinden katilim olmugtur. 258
Almanca Ögretmeni Yetigtirme Süreci Üzerine Dügünceler liklerin olugmasi kültürler arasiligin daha genig bir afidan ele alinmasina yol afmigtir. Dolayisiyla izlencelerde gözetilecek yetiler arasina kültürlerarasilik yetisinin yani sira kültürler ötesilik (Transkulturalität) yetisini eklemek yerinde bir yaklagim olur. Sonuf olarak 4+4+4 baglaminda gerfeklegebilecek yeniden yapilanmada bu yetiler ve yeterlilikler izlencelerin agirlik noktalarinin olugturulmasinda göz ardi edilemeyecek ilkesel ve kuramsal bir zorunluluktur. Bu noktada kugkusuz günümüz kogullarinin gerekli kildigi eklemeler yapilabilir, yapilmalidir da. Her türlü yeniden yapilanmayi yagama gefirecek olan, hif kugkusuz ögretici ve ögrencilerin ilgi ve istekleridir. Ancak böyle bir temel üstünde nitelikli Almanca ögretmenlerinin yetigtirilmesi amacina ulagilabilir. Bu ferfevede ele aldigimiz sorunlari ivedilikle fözümleyecek önlemlerin alinmasi gerekir. Yüksek lisans ve doktora programlarinin afilmasinin güflegtigi günümüzde, sorunu fözücü bir önlem olarak Alman Dili Egitimi ve Alman Dili ve Edebiyati bölümlerinin arasinda modüllere dayali bir yapinin olugturulmasi dügünülebilir. Öte yandan ülkemizde var olan Alman Dili Egitimi bölümlerinin olasi bir yeniden yapilanma sürecinin Almanca ögretmeni gereksinimi ve akademik kadrolarin yeterliligi noktalarinda ele alinmasi üzerinde durulmasi gereken diger bir konudur. Ayrica yabanci dille ugragan aragtirmacilarin dofentlige yükseltilmeleri ifin öngörülen ikinci yabanci dil kogulunun ülkemiz gerfekleri ile fok bagdagmayan bir beklenti oldugunu da unutmamak gerekir. En azindan ikinci yabanci dil düzeyinin dügürülmesi bile yol afici bir önlem olabilir. Her yeniden yapilanma olanagi var olanin degerlendirilmesi, sorunlara fözümler üretilebilmesi ve yapici öneriler geligtirilebilmesi ifin bir firsattir. Önümüzdeki günlerin getirebilecegi bir yeniden yapilanma süreci igte bu bakimdan önemlidir. Bu yazi da makro ve mikro düzeyde alanlarimiz ile ilgili bir tartigmanin baglayabilmesinde küfük bir farkindalik adimi olarak tasarlanmigtir. Kaynak^a: Krumm, Hans Jürgen. (1994): Neue Wege in der Deutschlehrerausbieldung. Fremdsprache Deutsch, Sondernummer. München: Klett Edition Deutsch. 6-11 Neuner, Gerhard (1994): Germanisten oder Deutschlehrer? Zur curricularen Planung einer wissenschaftlichen Deutschlehrerausbildung. Fremdsprache Deutsch. Sondernummer. München: Klett Edition Deutsch. 12-15 Polat, Tülin/ Tapan, Nilüfer (2001): Zur Entwicklungslinie von DaF in der Türkei. Funk, Hermann / König, Michael (Yay.): Kommunikative Fremdspra 259
Tülin Polat - Nilüfer Tapan chendidaktik-theorie und Praxis in Deutsch als Fremdsprache. München: Iudicium Verlag. 175-191 Polat, Tülin/ Tapan, Nilüfer (2003): Neustrukturierungen im Prozess der Deutschlehrerausbildung in der Türkei. Neuner, Gerhard (Yay.): Internationales Qualitätsnetz Deutsch als Fremdsprache. Kassel: Kassel University Press. 53-66 260