ANLAMLARINA GÖRE CÜMLELER Cümleler bildirilen işin yapılıp yapılmamasına, sözü edilenlerin bulunup bulunmamasına göre de gruplandırılır. Yüklem iş, oluş yönüyle bazen olumlu, bazen olumsuz olur. Bir işin yapılıp yapılmaması emredilebilir, istenebilir. Bazen bir soru yöneltilir, bazen bir dilek, istek bildirilir. A) OLUMLU CÜMLE Yüklemi olumlu olan ve anlamca olumluluk bildiren cümledir. Olumlu cümlelerde yüklemin bildirdiği iş ya da eylem olma doğrultusundadır. Türkçede bütün fiiller ve isimler asıl olarak olumludur. Hazların âleminde yumulmuş kirpiklerini. Kuru güz yaprakları uçuşuyor rüzgârda. Konya bu mevsimde soğuktur. Rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner. Akşam daha erken gelmelisin. Bu binanın yerinde incir bahçesi vardı. * Olumlu cümleler yüklemine göre fiil cümlesi ise yüklemde belirtilen eylem, iş yapılmıştır, yapılacaktır ya da yapılmaktadır. Çekecek koltuğumun parmakları kolumu Beni uyutmak için yatağım esneyecek. Mesafeler bir nokta halinde küçültecek. * Yüklemi isim olan cümleler de olumlu olabilir. Böyle cümleler olumlu isim cümlesi olur. Akşam gölgesinde çağlayan o su. Önce baygın bir iniltiydi yamaçtan duyulan. Bu toprağın bağrında bir coşkun çağlayanız. Hıçkıran seste o var, sessiz akan yaşta o var. Türkün kolunda kuvvet, damarlarında kanız. * Bir cümlede istenmeyen bir iş, eylem ya da durumun olması o cümlenin anlam bakımından olumsuz cümle olduğunu göstermez. Ölmek, korkmak, yaralanmak, düşmek... gibi hoşa gitmeyen eylemlerle kurulan cümleler de olumlu cümledir. Önemli olan eylemin gerçekleşmesidir. Deprem sırasında hepimiz çok korktuk. (Olumlu cümle) Futbol maçında fena halde yaralanmış. Ağaçtan düştü, kolunu kırdı. (Olumlu cümle) Kazada iki kişi öldü." (Olumlu cümle) Çocuk evin beşinci katından düşmüş. (Olumlu cümle) B) OLUMSUZ CÜMLE Yüklemde bildirilen işin, eylemin gerçekleşmediğini, gerçekleşmeyeceğini ya da sözü edilenlerin var olmadığını bildiren cümlelerdir, "değil, yok" sözcükleriyle, "-sız, -siz; -me, -ma; -mez, -maz" ekleri ile olumlu cümleler olumsuz cümle durumuna getirilir. Buraları daha önce hiç görmemiştim.
Sesimize ses veren bir dost da yok. Ne kadar acımasızsın sen bize karşı. Şimdi bu yerlerde bir aşina yok. Yarın daha erken gelmemelisin. Ateşle oyun olmaz. Bu binanın yerinde şeftali bahçesi yoktu. Sokakta ne araba ne de insan var. Bu gelen bir yuvasız kuş gibi pervasızdı. Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz. Gözüm imza yerinde başka bir ad görmedi. Tarihin dilinden düşmez bu destan. Beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak. Hiçbiri doğru değilmiş bize anlatılanların. www. edebiyatbilgihanesi.com Böyle davranmanız hiç şık değil. * Bazı cümleler biçim yönüyle olumsuz olduğu halde anlam bakımından olumludur. Cezaya çarptırılanlar suçsuz değildiler. (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) Çocuğun bu kadar hasta olduğunu fark etmemiş olamazdı. (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) Yangından korkmayan yoktur. (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) Onun böyle bir işe girişeceğini tahmin etmiyor değildi. (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) Eskiden bu tepeler böyle ağaçsız değildi. (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) Çocuklarının okumasını istemiyor değildi. (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) Okulların kar yüzünden tatil edildiğini duymamış olamaz. (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) Siz bizi yemeğe davet edersiniz de gelmez miyiz? (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) Çocuklar bahçeye çıkmasın demiyoruz. (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) Onun ne kadar fedakâr olduğunu bilmez olur muyum? (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) Uçak bileti alacak kadar parası yok değil. (biçimce olumsuz, anlamca olumlu) * Sonuna "yok" sözcüğü getirilerek kurulan olumsuz sorulu isim cümleleri anlamca olumludur: Sen niye sızlanıyorsun; evin mi yok, işin mi yok? (ikisi de var) Senin burada beklemekten daha önemli işin mi yok? (Elbette var) * "Ne...ne" bağlacı kullanılarak oluşturulan cümleler anlamca olumsuzdur. Böyle cümleler yapı bakımından olumludur; çünkü herhangi bir olumsuzluk eki yoktur; ama anlam bakımından olumsuzdur. Ne hudut kaldı bugün; ne askerlik, ne savaş Ne uzun yol yürümüş hali, ne yorgunluk izi... Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar Ne de şeytan bir günahı." * Sonuna "var" sözcüğü getirilerek oluşturulan olumlu soru cümleleri anlamca olumsuzdur: Senden başka yakınları mı var; elbette sen yardım edeceksin. (Senden başka yakınları yok) "Ölmemeye elde fermanım mı var?" (Yok) *"...ne arar,...ne gezer" biçiminde biten cümleler anlamca olumsuzdur.
Dertleri zevk edindim Bende neşe ne arar. Bu adamda para ne gezer. www.edebiyatbilgihanesi.com * "Olmak" yardımcı fiili ile kurulan olumlu soru cümleleri de anlamca olumsuzdur: Mazisi yıkık milletin atisi olur mu? (Olmaz) İnsanın hoşuna giden bir işte çalışmasından daha güzel şey olur mu? (Olmaz) Böyle çalışan bir insan hiç başarısız olur mu? (Olmaz) * Başına "sanki" sözcüğü getirilerek yapıca olumlu, anlamca olumsuz cümleler kurulabilir: Sanki bu sözlerin hepsini ben söyledim. (Söylemedim) Sanki bütün işleri o yapıyor.( Yapmıyor) Sanki sınavda daha kolay sorular çıkacak. (Çıkmayacak) * Yeterlilik fiilinin şart çekiminden sonra aynı kökten fiilin emir kipiyle çekimlenmiş hali kullanılacak olursa böyle cümleler de anlamca olumsuz olur: Adam öyle hızlı yürüyor ki yetişebilirsen yetiş. (Yetişemezsin) Her taraf kar, buz; yola çıkabilirsen çık. (Çıkamazsın) www. edebiyatbilgihanesi.com * Yüklemi emir kipinden çekimlenmiş cümlelerin yüklemlerinden önce "gel de" sözü eklendiğinde cümle anlamca olumsuz olur: Gel de baban kaza geçirdi de arkadaşına.(diyemezsin) Bu trafikte sen gel de yarım saatte karşıya geç. (Geçemezsin) Böyle sevimli bir çocuğa sen gel de kız. (Kızamazsın) C) SORU CÜMLESİ Bir soruya cevap almak amacıyla kurulan cümlelerdir. Cümlelerde soru anlamı soru sıfatları, soru zarfları, soru zamirleri, soru edatları ve soru ekiyle sağlanır. Soru cümleleri soru eki ya da soru sözcükleri ile oluşturulan cümlelerdir. Elimdekinin ne olduğunu kim söyleyecek? Babası çocuğa ne getirmiş? Sen mi çağırdın onları buraya? Eve giderken hangi otobüse bineceğiz? Kaçıncı sınıfta okuyor? Ne gün geleceğini söyledi mi? Ne o gözlerin dolmuş, yoksa ağlıyor musun? Yarın kimi göreceksiniz? Mersin e ne zaman gideceksin? Beni biraz dinler misiniz? Daha sonra nereye gidecekler? Nasıl kitaplardan hoşlanırsın? Kaç gün sonra geleceksin? Neden coşkun suların sesi gittikçe dindi? Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? Daha ne kadar bekleyeceğiz? Yanında ne getirdin? Nereden gelip nereye gidiyoruz?
Burada kimi bekliyorsun? Kimin yanında bozuk para var? Hangisi sizinle geldi? Soruların kaçı cevaplandı? * Sınav sorularında, soru cümlesindeki sorunun hangi öğeye yönelik olduğu da sorulur: Sen, sıcak döşeğinde rahat uyuyor musun? (Soru yükleme yönelik) Kar mı yağdı güvendiğin dağlara? (Özneye yönelik) Kim bana yardım edecek? (Özneye yönelik) Nerelerde eğleneyim, gezeyim? (Dolaylı tümlece yönelik) Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz? (Yükleme yönelik) Kaç mevsim bekleyim daha kapında, Ayağımda zincir, boynumda kement? (Zarf tümlecine yönelik) * Biçim olarak soru cümlesi gibi görünen cümlelerde bazen soru anlamı dışında farklı anlamlar bulunabilir: Sizin gibi bir insan hiç tanımadığı birine nasıl güvenir? (Şaşırma anlamı) Ben orada tek başıma ne yaparım? (Çaresizlik) Buraya gelip de dondurma yememek olur mu? (Kesinlik) Şu kapıyı kapatır mısınız? (Emir) Bana bir gazete verir misiniz? (istek-rica) D) ÜNLEM CÜMLESİ Sevgi, korku, şaşma, hayret, seslenme, coşkunluk, heyecan ve sitem ifade eden cümlelere ünlem cümlesi denir. İçinde ünlem ya da ünlem anlamı taşıyan sözlerin bulunduğu cümlelerdir. Bu ne müthiş fırtınadır, savrulur enkaz-ı beşer! Karşı vadilerde yok bir köy bile! İşte şimdi yandık!.. Ee, yeter artık! Hah, şimdi oldu! Sen de gönlüm gibi loştun ey deniz! Ey yâdı kalan sevgili yurdum seni andım! Boğuluyorum! Eyvah! Geç kaldım. Nisan bulutu gibi Ufkumda çakıp geçme! Bir saltanatın kalbi olan sevgili beldem! Ne kadar güzel! www. edebiyatbilgihanesi.com Ne güzel tesadüf! Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri! Çık dışarı! Ne olur yardım et! Hişt! Buraya gel! E) EMİR CÜMLESİ Bir işin, eylemin yapılması ya da yapılmaması isteğini kesin biçimde ortaya koyan cümledir. Türkçede emir cümleleri ikinci, üçüncü kişilerin tekil ve çoğullarıyla ilgilidir. Birinci tekil ve çoğul kişi için emir olmaz. Oraya otur ve yerinden kalkma.
Bu raporu akşama kadar yetiştir. On dakika sonra hazır ol! Okuma, anlama bizi. Sen kes sesini! Kederli durma, güzel rengin uçmasın. Unutma sakın dünü!" Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al! Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı! Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an! Burada beklemeyin. Bugün sokağa çıkma. Bir daha buraya gelmesinler. www.edebiyatbilgihanesi.com * Emir kipi ile çekimlenmiş fiillerin kullanıldığı her cümlede emir anlamı olmayabilir. Allah ım bizi affet! Şu adamın yaptıklarına bak. Her şey gönlünüzce olsun Cihan da bizimle ağlasın gayrı. Ata'n gitti, millet başın sağ olsun Ölümü devr açsın, yeni çağ olsun Dağlar birer yanardağ olsun Gök düşsün toprağa toza belensin Gece mezarına yıldız elensin Şehitler doğrulsun, nöbet dolansın. (Behçet Kemal ÇAĞLAR) *Emir kipiyle çekimlenmediği hâlde anlamca emir ifade eden cümleler de vardır. Yarın sabah herkesi burada bekliyorum. Bu yazıyı arşive götüreceksin! Yarın herkes burada olmalı. Burayı hemen boşaltalım! F)ŞART CÜMLESİ İçinde şart ve koşul anlamı bulunan cümlelere şart cümlesi denir. Şart cümlelerinin yüklemleri şart kipine göre çekimlenmiştir ve yardımcı cümle oluşturmuştur. Yani bir cümleyi şart çekimiyle bir yardımcı cümle yapabiliriz. Cümlelerde şart anlamı bazı kelime ve eklerle de yapılabilir: Benimle gelirsen sana dondurma ısmarlarım. Eve geldiyse bizi beklesin. Ankara ya gidersen Kızılay dan bana kaset al. Beni arayan Ayşe ise gelmediğimi söyleyin. Kursa devam etti mi kazanır. Yarın geri vermek üzere alabilirsin. G)DİLEK( TASARLAMA)CÜMLESİ Bir dileği, arzuyu, isteği ortaya koyan cümlelerdir.dilek cümlelerinde yüklem istek kipiyle (-e, -a) çekimlenir; ayrıca dilek-şart kipiyle, dilek-şart kipinin hikâye ya da rivayet bileşik zamanıyla çekimlenir.
Çatma kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Varayım bari onun heykeline. Çıkıp biraz dolaşalım. Bari doğru cevap verseydi. Her yere gitmeye razıyım, tek onu bulayım. N olaydı bugünleri görmeyeydim. Keşke deprem olmasaydı. Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Şehirden kaçsam bu bahar, varsam dumanlı dağlara. Bir çift güvercin havalansa Yanık yanık koksa karanfil" Son bir kez görseydim o gül yüzünü Dünyaya biraz erken gelseymişiz. Kayseri ye gelmişken Erciyes'e da çıksaydık. H) HABER CÜMLELERİ Bir yargıyı olumlu ya da olumsuz biçimde aktaran cümlelerdir. Bir eylemin yapıldığını yapılabileceğini bir varlığın bulunduğunu ifade eden cümleler olumlu tersini ifade edenler olumsuzdur. Olumlu cümlelerde mantıkça istenen bir durumun bulunması gerekir. www. edebiyatbilgihanesi.com Haber Cümlelerinin Özellikleri: *Haber cümlelerinde dil daha çok göndergesel işlevde kullanılır. *Haber cümleleri, mekân ve zamana da bağlı olarak bu göndergeler hakkında bilgi, düşünce, kanaat ve tavır bildirir; göndergelerin durum ve görünüşlerini belirtir; haber cümlelerinde kavram, eşya, olay, kişi ve görünüş gibi hususlar cümlenin göndergesidir. *Haber cümlelerinde kelime ve kelime grupları yalnızca göndergesel işlevde kullanıldığında cümlenin anlamı nesnel olur; göndergesel işlev, heyecana bağlı işlevle zenginleştirildiğinde nesnel olanın kişisel değerlerle (öznel) anlatılmasını sağlar. *Bir eylemin gerçekleştiği, gerçekleşmekte olduğu, gerçekleşeceğini bildiren cümleler; bilgi vermek veya bir konuda bilgisinin olduğunu belirtmekle görevlidir. *Haber cümlelerinde verilen bilgiler doğru ve yanlış olabilir. *Haber cümleleri bilgi ve haber aktarmak üzere düzenlenir; alıcı durumundaki kişi, verilen haber ve bilgi karşısındaki tavrına göre cümlede bazı düzenlemelere ihtiyaç duyabilir. Dinleyicinin haberin doğruluğuna kanaat getirmesi için haberi pekiştiren söz ve söz grupları kullanılır. *Gönderici, verdiği haberin dile getirdiği bilginin doğruluğunu yemin ifade eden sözlerle bildirebilir. *Haber cümleleri, dinleyicinin bilmediği bir hususu öğretir veya dinleyenin bildiğini söyleyenin de haberdar olduğunu ortaya koyar. *İsim cümleleri de haber kipindeki cümleler gibi bilgi vermek üzere düzenlenir. Aslında o seni tanımıyor değildi. Yarın saat sekizde parkta buluşacaklar. Sabahtan beri ders çalışıyor. Her zaman birbirleriyle kavga ediyorlar.