AB Kulisi Ocak 2009 Editör den 2009 yılının ilk AB Kulisi sayısında, Editör den bölümü; 2009 senesi boyunca Türkiye-AB ilişkilerinin seyri konusunda değerlendirmelerde bulunurken, Türkiye nin AB ye katılım sürecini zorlaştıracak ve hızlandıracak gelişmeleri ele alıyor. Gündem Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler... Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları... 1
Editör den SIKINTILI BİR YILA BAŞLARKEN Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde zorlu bir yıla adım attık. 2005 yılından beri devam eden müzakere sürecinin ağır aksak işlediği artık sır değil. Hem Türkiye hem de AB cephesinin üzerine çöken rehavet bu yıl da aynı şekilde devam edecek gibi görünüyor. Ankara'nın bu yılın ilk yarısındaki ilk önceliği, yaklaşmakta olan yerel seçimler olacak. Bu nedenle de son iki buçuk yıldır durma noktasına gelen AB reformlarının hızlanması bu dönemde zor görünüyor. Diğer taraftan Türk cephesinin yavaşlığı da AB'nin işine geliyor. Müzakerelerin başlamasından bu yana, her dönem başkanlığı sırasında sadece iki başlık açarak, müzakerelerin gidişatını düşük bir hızda tutma gayreti gösteren Brüksel de, aynı hızda devam edecek gibi görünüyor. 2009'un ilk yarısında dönem başkanlığı koltuğuna oturan Çek Cumhuriyeti, Türkiye ile iki başlık açmak istediği yönündeki açıklamasını yaptı bile. Yılın ikinci yarısında dönem başkanlığı bayrağını devralacak İsveç'in de zamanı geldiğinde benzer bir tavır alması bekleniyor. Bu tavrıyla AB, tabii ki Türkiye'nin üyeliğine kuşkuyla bakan kendi kamuoyunu da karşısına almamaya özen gösteriyor. Hatta Avrupa Parlamentosu'nun (AP) haziran ayında yapılacak seçimleri öncesinde de, Avrupa'daki kimi siyasi partiler, kendi kamuoylarından oy alma kaygısı ile Türkiye'nin AB üyeliği dosyasını mümkün olduğunca gözden uzak tutma eğilimini artırabilirler. Kimileri ise Türkiye'nin üyeliğine karşı olduklarını söyleyerek oy kapma yarışına girişecekler. Erdoğan'ın Brüksel Ziyareti Diğer taraftan hükümetin AB'yi boşladığı yönündeki eleştirilerin giderek arttığı bir dönemde Başbakan Erdoğan'ın 18 20 Ocak tarihlerinde yapılacağı duyurulan Brüksel ziyareti oldukça önemli görülüyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun daveti üzerine Brüksel e gelmesi beklenen Başbakan, AB'nin başkentinde yapacağı temaslarda ve düşünce kuruluşları ile gerçekleştireceği görüşmelerde, hükümetin AB'ye verdiği taahhütleri yerine getirme kararlılığını tekrarlayacak. Erdoğan, böylece AB ile ilişkilerini tazelemeyi amaçlıyor. AB ile ilişkilerde yol haritası özelliğindeki 3. Ulusal Program'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayıyla yürürlüğe girmesi, bu açıdan bir adım olarak görülecek. Son yıllarda kültürel haklara saygı gösterilmesi gerektiği konusunda ısrarcı davranan Brüksel için, TRT'nin Kürtçe kanalının yayın yapmaya başlaması da, Ankara'nın hanesine bir artı olarak yazılacak. Gözler Kıbrıs'ta AB reformları bir yana, AB müzakere sürecinin gidişatını bu yıl kökünden değiştirebilecek olan asıl konu, Kıbrıs sorunun çözümsüzlüğü olabilir. 2006 yılında AB Zirvesi'nde liderler, Avrupa Komisyonu'ndan 2009 yılının sonunda Kıbrıs ile ilgili bir rapor hazırlamasını istemişti. İşte o yıl geldi çattı. AB cephesinden bakıldığında, şu ana kadar ne Kıbrıs'ta bir çözüm sağlanabildi ne de Türkiye, AB ile Ankara Antlaşması'nın Ek Protokol ünü yürürlüğe sokarak, Güney Kıbrıs ile ilişkileri normalleştirdi. Eğer Kıbrıs'ta, bu yıl da iki taraf arasında aylardır devam eden müzakerelerde bir arpa boyu bile yol gidilemezse, bunun başarısızlığının faturası da Türkiye'ye çıkarılabilir. Duygu Leloğlu BRÜKSEL 2
Gündem AB Dönem Başkanlığı Çek Cumhuriyeti'ne Geçti Avrupa Birliği'nin (AB) dönem başkanlığı 1 Ocak tarihinden itibaren altı ay boyunca eski komünist Çek Cumhuriyeti'ne geçti. AB'ye karşıtlığı ile bilinen ve ülkenin komünizmden kapitalizme geçişinde anahtar rolü oynamış olan Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus, bu küçük ülkenin önümüzdeki dönemdeki icraatlarını, 'Çok basit! Çek Dönem Başkanlığı'nda hiçbir şey olmayacak' diyerek ülkesinin inisiyatifiyle AB'ye ilişkin yeni yasal düzenlemelerin yürürlüğe konulması beklentisine girilmemesini istedi. 'Tecrübe' eksiliği nedeniyle AB'nin gözünü korkutan Başbakan Mirek Topolanek ise, ülkesinin dönem başkanlığı görevini layıkıyla yerine getireceği taahhüdünü verdi. Başkanlık önceliklerini, 'Global krize karşı mücadele', 'Enerji güvenliği' ve 'AB'nin çevresi ile ilişkilerini güçlendirme' olarak belirleyen bu küçük ülkenin, özellikle genişleme sürecinde yönünü doğuya çevirmesi bekleniyor. Balkan ülkelerinin AB sürecini desteklemesi beklenen Çek Cumhuriyeti, aralarında eski Sovyetler Birliği üyesi Azerbaycan'ın da bulunduğu altı ülke ile bahar aylarında 'Doğu Ortaklığı' insiyatifini başlatacak. AB'nin yeni dönem başkanı, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinde ise iki müzakere başlığı daha açmayı planlıyor. Ülkenin henüz AB'nin kurumsal ve yapısal reformlarını öngören Lizbon Antlaşması nı Ulusal Parlamentosu'nda onaylamaması ve Çek Cumhurbaşkanı'nın, bu antlaşmanın onayının gecikmesi için elinden geleni yapacağını söylemiş olması da AB'nin başkenti Brüksel'i kaygılandırıyor. İrlanda Yeniden Referanduma Gidiyor Avrupa Birliği'nin (AB) kurumsal ve yapısal reformlarını öngören Lizbon Antlaşması nı bu yıl ortasında yaptığı referandumda reddeden İrlanda'nın, Birlik için altı aydır yarattığı çıkmaza karşı sonunda çözüm bulundu. AB'nin Devlet ve Hükümet Başkanları'nın geçtiğimiz ay yapılan Zirvesi nde, yeni Antlaşmanın, bu yılın sonunda İrlanda'da ikinci defa referanduma sunulması konusunda uzlaşıldı. İrlanda'da düzenlenecek ikinci referandumun 31 Ekim tarihinde yapılması planlanıyor. Eğer referandumdan bu sefer 'evet' cevabı çıkarsa, Lizbon Antlaşması hemen yürürlüğe girecek. Bu da, reform çıkmazı yüzünden son dönemde üzerinde soru işaretleri beliren AB'nin genişleme sürecinin önünü tekrar açacak. AB, İrlandalıların bu sefer 'evet' oyunu alabilmek için İrlanda halkının Brüksel'e karşı korkularını gidermek üzere bazı garantiler vermeyi ihmal etmedi. AB'nin altı aylık dönem başkanlığının son Zirvesini tamamlayan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, İrlandalıları ikna etmek üzere AB'nin, ülkeye, 'vergi', 'İrlanda'nın savunma alanında tarafsız olacağı' ve 'kürtaj yasağının kaldırılmayacağı' konularında yazılı garantiler verdiğini söyledi. Ayrıca AB ülkeleri arasında yıllardır pazarlık konusu olan AB'nin yürütme organı Avrupa Komisyonu'nun üye sayısına ilişkin olarak Antlaşmaya şüphe ile bakan diğer üye ülkelere de taviz verildi. Buna göre, yeni Antlaşma yürürlüğe girdikten sonra her AB ülkesinin Komisyon'da bir üye ile temsil edilmesi garanti edildi. Bu durum AB'de varlık kavgası veren küçük ülkeleri için sevindirici bir gelişme oldu. Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, AB dönem başkanı olduğu bu son Zirve de, Türkiye'nin de içinde bulunduğu genişleme sürecinin adı bile anılmadı. Genişleme, Sonuç Bildirgesi nde de yer almadı. 3
4 CPS AB'nin Ortadoğu Barış Sürecindeki Görüş Ayrılıkları İsrail'in Gazze'ye başlattığı kara harekatı bütün dünyada büyük yankı yaratırken, Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri arasında görüş ayrılıkları oluştu. AB'nin 1 Ocak itibariyle dönem başkanlığı bayrağını devralan Çek Cumhuriyeti Başbakanı Mirek Topolanek, sözcüsü aracılığıyla yaptığı açıklamada, İsrail'in harekatının 'saldırıdan çok savunma amaçlı' olduğunu düşündüğünü söyledi. Aralık ayı sonunda dönem başkanlığı koltuğunu devreden Fransa tarafından tam aksine bir 'kınama' açıklamasının yapılması ise AB ülkeleri arasında İsrail politikasında görüş ayrılıkları olduğunu gösterdi. Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bölgede artan askeri tırmanışın uluslararası toplumun ateşkes çabalarını iyice zorlaştırdığı belirtilerek, hem İsrail'in askeri harekatı hem de Hamas'ın roket saldırıları kınandı. Karadağ AB'ye Üyelik Başvurusu Yaptı Eski Yugoslavya'dan bağımsız olan Karadağ Cumhuriyeti, AB'ye üyelik başvurusunda bulundu. Ülkenin başvurusu, Fransa'nın AB dönem başkanlığının son günlerine rastladı. Karadağ Başbakanı Milo Djukanovic, ülkesinin adaylık başvurusunu, Avrupa Komisyonu nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn ile Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'e, Paris'te Elize Sarayı'nda sundu. Rehn yaptığı açıklamada, Komisyon'un Karadağ'ın adaylığına ilişkin görüşünü vermeye hazır olduğunu, AB Konseyi'nin bu konuda bir karar almasının beklendiğini söyledi. Karadağ'ın bu adımının Sırbistan ve Arnavutluk'u da teşvik etmesi bekleniyor. Karadağ, AB'ye üyelik için önemli bir adım olarak görülen AB ile İstikrar ve Ortaklık Antlaşması'nı 2007 yılı sonbaharında imzalamıştı. Türkiye-AB Arasında İki Fasıl Daha Açıldı Fransa nın Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığının son döneminde, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinde iki müzakere başlığı daha açıldı. Türkiye-AB arasındaki Katılım Konferansı, Bakanlar düzeyinde aralık ayında toplanırken, 'Sermaye'nin Serbest Dolaşımı' ve 'Bilgi Toplumu ve Medya' fasılları müzakereye açıldı. Katılım Konferansı na katılan Fransa'nın yeni AB İşlerinden Sorumlu Bakanı Bruno Le Maire, yaptığı basın toplantısında Türkiye'nin özellikle Ortadoğu ve Kafkaslarda artan stratejik önemine dikkat çekerek, Türkiye'nin AB'nin Ankara Antlaşması'nın Ek Protokolü nü yürürlüğe sokmaması nedeniyle bazı fasılların halen açılamadığının altını çizdi. Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn ise Ankara'ya reform sürecini hızlandırması çağrısı yaptı. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türk Hükümeti nin reform sürecindeki kararlılığını belirtti ve AB tarafından da kendi taahhütlerine uymasını beklediklerini söyledi. Fransa'nın Yeni AB Bakanı Türkiye'nin Üyeliğine Karşı Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından Avrupa İşlerinden sorumlu yeni Devlet Bakanı olarak atanan Bruno Le Maire, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu söyledi. Fransa'nın RTL radyosuna yaptığı açıklamada Le Maire, Türkiye'nin, AB üyeliğinin koşullarını henüz yerine getirmediğini belirterek, 'Şu andaki durumda Türkiye'nin AB adaylığından yana değilim' diye konuştu. Le Maire, Türkiye'nin üyeliğine karşı bir tavır alırken, Fransa'nın AB İşlerinden Sorumlu eski Bakanı Jean-Pierre Jouyet Türkiye'ye destek veriyordu. Öte yandan Fransa'da yapılan bir kamuoyu yoklamasında, Fransızların % 61'i Türkiye'nin AB'nin bütün siyasi kriterlerini yerine getirmesi durumunda, ülkenin AB üyeliğine destek vereceklerini belirttiler.
Fransa, Dönem Başkanlığı nı Türkiye'nin Katılımına Atıfta Bulunmadan Noktaladı Avrupa Birliği'nin resmi belgelerinde geçtiğimiz yıl 'Türkiye'nin AB'ye katılımına' atıfta bulunmayarak Ankara'nın tepkisini çeken Fransa, birliğin dönem başkanlığını da, Türkiye'nin AB'ye 'katılımına' atıfta bulunmayarak noktaladı. AB'nin geçtiğimiz ay yapılan Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısında, genişleme sürecine ilişkin onaylanan sonuç belgesinin Türkiye'ye ilişkin paragrafında ülkenin AB'ye katılımından bahsedilmedi. Türkiye'nin AB perspektifinin de altı çizilmezken, batı Balkanlar ın AB perspektifinin destekleneceğine dikkat çekildi. Metinde Türkiye'ye, 'Yargı kuralları ve siyasi partiler yasasına ilişkin Anayasal düzenlemeler tekrar gözden geçirilmeli, özellikle yolsuzluğa karşı mücadelede strateji oluşturulmalı, yargı reformu devam etmeli, ifade, din özgürlüğü, işkence ve kötü muameleye karşı, sivil-asker ilişkileri dengelenmeli', uyarıları yapıldı. AB, Türkiye'nin Güney Kafkaslarda ve Ortadoğu'da yapıcı ve aktif bir rol oynadığının altını çizerken, Ermenistan ile yakınlaşmasının cesaret verici olduğuna dikkat çekti. KKTC'den AB'ye Yunanistan Sitemi KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Avrupa Birliği'ne (AB), Yunanistan'ın, perde arkasında Kıbrıs konusuna müdahil olmaya çalıştığı siteminde bulundu. Talat, geçtiğimiz ay Brüksel'e yaptığı resmi ziyaretinde, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Genişleme sürecinden sorumlu Komiser Olli Rehn ile önceki gün akşam saatlerinde yaklaşık bir saat süren bir görüşme yaparak, AB cephesine barış müzakerelerinde gelinen son durum hakkında bilgi verdi. Talat, gerçekleştirdiği basın toplantısında, 'Yunanistan, Türkiye'ye karşı tutumunda önemli bir yumuşama kaydederken, Kıbrıs sorununu Türkiye'nin önündeki engel olarak gösteriyor. AB'ye bu konuda önemli görev düşüyor. Yunanistan'ın bu konuda bir şeylerin arkasına saklanmadan hareket etmesi AB'nin çıkarınadır' dedi. Talat, ayrıca AB cephesinin Kıbrıs'ta tarafsız bir tavır takınamayacağını bu nedenle Kıbrıs Türk halkının AB'nin siyasi müdahalesini arzu etmediğini belirtti. Bununla birlikte Brüksel'in müzakereler sırasında teknik destek verebileceğini ifade etti. KKTC lideri, AB'nin, Rum kesimini çözüme dahil olma konusunda cesaretlendirmesini de istedi. Çözüm istiyormuş gibi görünen Rumların aynı tavrı daha önce de gösterdiğini belirten Talat, 'Biz bu filmi daha önce de görmüştük.' dedi. Türkiye ye Yönelik AB ve Dünya Bankası Fonları Avrupa Birliği'nin (AB) icra organı Komisyon, Türkiye'nin de içinde bulunduğu AB aday ülkelerine küresel mali krizin etkilerine karşı 120 milyon Euro tutarında fon ayırdı. Ayrılan fon, aday ülkelerin ekonomilerine destek vermek üzere kullanılabilecek. Öte yandan Türkiye Teknik Elemanlar Vakfı (TÜTEV) tarafından hazırlanan ve AB tarafından kabul edilen bir proje sayesinde işsiz gençlerin meslek sahibi olması sağlanacak. AB fonlarından yararlanacak 'İstihdama Dayalı CNC Programcısı ve Operatörü Yetiştirme Projesi' ile Çorum'da işsiz gençlere istihdam sağlanması hedefleniyor. Hollanda da, Türkiye'nin AB uyum projelerine MATRA, G2G.NL ve G2G.NL-Çevre programları ile yüz binlerce Euro luk destek verecek proje başvuru sürecini başlattı. Bununla birlikte Dünya Bankası, Türkiye'nin 342,8 milyon Euro değerindeki (yaklaşık 500 milyon Dolar) İkinci Rekabetçilik ve İstihdam Sektörü Geliştirme Politika Kredisi'ni onayladı. Dünya Bankası ayrıca Halkbank ile Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) tarafından yatırım kredisi olarak kullanılmak üzere 200 milyon Dolar lık bir protokol imzaladı. 5
AP'den Krizle Mücadele için Adım Avrupa Parlamentosu (AP), küresel krizle mücadeleye yönelik önlemlerden birisi olarak öngörülen, Avrupa Komisyonu'nun Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ), yerel yetkeler ve özel mevduat sahipleri için banka teminat garantilerinin, 2010 yılında 20 bin Euro'dan 100 bin Euro'ya yükseltilmesi önerisini kabul etti. Finans kuruluşlarına krize karşı daha etkili mücadele olanağı verecek olan bu yeni uygulama özel mevduat sahiplerinin yüzde doksanını da koruma altına almış olacak. Şu anda yürürlükteki uygulama mevduat sahiplerine %65 oranında garanti sağlıyor. 30 Nisan 2009'da yürürlüğe girmesi istenen bu düzenlemenin tüm AB üye ülkeleri için uygun olmadığı da belirtiliyor. Zira AB Maliye Bakanları geçtiğimiz ekim ayında banka garantilerinin 50 bin Euro'ya çıkartılmasını kabul etmişlerdi. Bundan sonraki adım ise üye ülkelerin hükümetlerine bağlı olarak AB'nin karar organı Konsey'de kabul edilecek. AP, Çalışma Saatleri Yönergesi ndeki Bütün Muafiyetlerin Kaldırılmasını İstiyor Avrupa Parlamentosu (AP), geçtiğimiz ay kabul ettiği raporunda çalışma saatleri yönergesindeki muafiyetlerin kaldırılmasını istedi. AP, AB'de çalışanların haftalık en fazla 48 saat çalışmalarını öngören düzenlemenin dışında kalan durumların, düzenlemenin yürürlüğe girdikten 3 yıl sonra kaldırılmasını istiyor. Şu anda yürürlükte olan yönerge ise, çalışma saatlerini 48 saat ile sınırlandırırken, işverenin onayı ile bazı durumlarda bu saatlerde esneklik gösterilmesini öngörüyor. Bu esneklik, çalışanlarına gerektiğinde 60 65 saat çalışabilmelerine olanak vermek isteyen İngiltere'nin ısrarlarıyla konulmuştu. Özellikle İspanya'nın başını çektiği bazı ülkeler ise buna karşı çıkmışlardı. AP'de yapılan oylamada ise milletvekilleri 273'e karşı 421 oyla salt çoğunluğu elde ederek bu uygulamanın sona ermesi yönünde görüş bildirdiler. İngiliz İşçi Partisi üyelerinin, Başbakan Gordon Brown un tavrının tam tersi yönünde oy kullanmalarına rağmen, İngiliz Başbakanı'nın kendi yaklaşımından geri adım atması beklenmiyor. Çalışma saatleri yönergesi son olarak AP ile AB'nin karar organı arasındaki Uzlaşma Komitesi ne götürülecek. Bu Komite bünyesinde orta yol aranacak. Otomobillerin CO2 emisyonlarının İndirilmesine ilişkin AB Takvimi Avrupa Parlamentosu nun geçtiğimiz ay kabul ettiği küresel ısınma paketi, AB nin otomobillerin C02 salınımlarının indirilmesine ilişkin yeni planını netleştirdi. Buna göre, 2012 tarihinden itibaren AB'de satılan otomobillerdeki karbondioksit salınım oranının % 18 e düşürülmesi ve CO2 salınımlarının, tüm sanayi için 2012 yılına kadar kilometre başına 120 gram a indirilmesi öngörülüyor. Üreticiler daha sonra özel olarak belirlenecek hedefler doğrultusunda CO2 salınım indirimleri için bir geçiş dönemine tabi olacak ve araç filolarının 2012 de %65 ini, 2013 de %75 ini, 2014 de %80 ini ve 2015 yılında %100 ünü yeni hedeflere uyarlayacaklar. Bu limitleri ihlal eden üreticiler ise her gram CO2 salınım fazlası için 2019 yılına kadar 95 Euro para cezasına çarptırılacak. Yeni yasa ile 2020 yılına kadar yeni arabalardan ortalama salınımın 95g CO2/km ye düşürülmesi hedefleniyor. Avrupa otomotiv sanayi, kabul edilen paketin üreticiler için oldukça sıkı bir düzenleme olduğunu belirtti. Üreticiler ise ortaya konulan hedeflere, kendilerine AR-GE yatırımları için düşük faizli 40 milyar Euro luk kredi sağlanması ve piyasa teşvikleri ile talebin yeniden canlandırılması halinde uyum sağlayabileceklerini açıkladılar. Avrupa Yatırım Bankası tarafından otomotiv sektörüne yönelik 2009 2011 yılları için öngörülen 16 milyar Euro değerindeki mali destek paketini olumlu değerlendiren Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA), uzun dönemli indirim hedeflerinin teknolojik gelişme, yakıt ikmali için 6
yeni altyapıların oluşturulması ve araç filolarının yenilenme hızına bağlı olduğunu belirtirken, AR&GE yatırımlarının ek mali destek ile teşvik edilmesi ve talep artışının sağlanması gerekliğinin altını çizdi. Rusya nın Ukrayna ya karşı Gaz Kesintisi AB yi Endişelendirdi Rusya nın yeni yılın ilk gününde Ukrayna ya sağladığı gaz sevkıyatında kesinti yapması AB de yine endişeye sebep oldu. Rusya, kesintinin sebebini iki ülke arasındaki 2009 fiyatlarındaki anlaşmazlık ve Ukrayna nın halihazırda bulunan borçları ile ilişkilendirdi. AB ve ABD, Rusya ve Ukrayna ya konunun bir an önce olumlu sonuçlandırılması için baskı yapıyor. Ukrayna ve gaz tedarikçisi Gazprom un, fiyatlar konusunda 7 Ocak tarihinde bir anlaşmaya varması bekleniyor. AB li tüketicilerin söz konusu kesintiden, 2006 yılında yaşanan gaz krizindeki kadar etkilenmesi beklenmiyor. AB ye Rusya dan ithal edilen gazın %80 i Ukrayna hattı üzerinden ulaşıyor. AB li kullanıcıların kesintiden olumsuz etkilenmemesi için Rusya, diğer sevkıyat yollarından AB ye iletilen gaz miktarını arttırdığını açıkladı. Enerji Güvenliği ve Nabucco Çek Cumhuriyeti nin Öncelikli Gündem Maddesi 1 Ocak 2009 tarihi itibari ile Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığı nı devralan Çek Cumhuriyeti, enerji güvenliği konusunu politik gündemin ilk sıralarına yerleştirdi. Büyük ölçekte Rusya doğalgazına bağımlı ülkenin Haziran ayında yaşadığı enerji kesintisi sonrasında, Kafkas ve Ortadoğu kaynaklarını Avrupa ya taşıyacak olan Nabucco projesini AB projesi yapma doğrultusunda girişimlerde bulunacağı açıklandı. Çek Başbakan Mirek Topolanek; Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya tarafından 5 Kasım tarihinde Varşova da düzenlenen Visegrad Dörtlü Toplantısı nda AB nin projeye öncülük yapması konusunda mutabakata varıldığını duyurdu. Öncellikle Azerbaycan ve daha sonra Ortadoğu gazını Türkiye aracılığı ile Bulgaristan, Romanya ve Macaristan üzerinden Viyana ya taşımayı öngören Nabucco boru hattı projesinin 2013 yılında işletime geçmesi bekleniyor. Macaristan ın da Nabucco Projesi ne ivme kazandırılması konusunda girişimlerini hızlandırdığı gözleniyor. Macaristan Başbakanı Ferenc Gyurcsany; kaynak ve transit ülkeler ile ilgi sektör temsilcilerinden oluşan tüm tarafları, Budapeşte de bir zirve düzenlenmeye davet ediyor. Yunanistan, İspanya ve Danimarka, İşgücü Pazarlarını Yeni Üyelere Açtı Yunanistan, İspanya ve Danimarka işgücü pazarlarını; Bulgar ve Rumen işçilere açtı. Avrupa Birliği ne (AB) 1 Ocak 2007 tarihinde üye olan Bulgaristan ve Romanya ya yönelik işçilerin serbest dolaşımı kısıtlamaları daha önce Güney Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Finlandiya, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovakya, Slovenya ve İsveç tarafından kaldırılmıştı. Bununla birlikte, son dönem yaşanan mali kriz gerekçesi ile İngiltere, İrlanda, Almanya, Lüksemburg, Hollanda ve Belçika işgücü piyasalarını söz konusu işçilere halen kapalı tutuyor. AB yasaları uyarınca; üye devletler, yeni üye ülke işçilerinin pazarlarına girişine ilişkin kısıtlamaları ancak yedi yıl süren bir geçiş süresince yürürlükte tutabiliyor. AB Ürün Güvenliği Mevzuatını Güçlendiriyor Avrupa Birliği nin (AB), özellikle gümrük işlemleri kapsamında yeni düzenlemeler getiren yeni ürün güvenliği yönetmeliği 1 Ocak 2010 tarihi itibari ile yürürlüğe giriyor. Standartlara uymayan üçüncü ülke ürünlerinin pazara girişini engellemeyi ve Ortak Pazar da ticareti teşvik 7
etmeyi amaçlayan yeni yasadan, Gümrük Birliği mevzuatını uygulamakla yükümlü Türkiye de etkilenecek. Yasa ile tehlikeli ürünlerin pazara girişinin doğrudan gümrüklerde engellenmesine yönelik olarak gümrük yetkililerine daha geniş yetkiler getiriliyor. Buna göre, güvenli olmayan ürünlere gümrük çalışanları tarafından, yetkili firmanın bilgilendirilmesi şartı ile, kaçakçılık ile eşdeğer muamele yapılabilecek. Ürün standartları konusunun tüm taraflarca daha net ve anlaşılır kılınması amacı ile düzenlemeler sunan yasa, aynı zamanda CE işaretinin güvenilirliğinin artırılması amacı ile yetkili merci ve firmalara kötüye kullanım hallerinde müdahale yetkisi de veriyor. Ajanda 5 Ocak 6 Ocak -AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi -Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı basın toplantısı 7 Ocak I -AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti ve AB Komisyonu bir araya geliyor. 8 Ocak -AB'nin Dışişleri Bakanları gayri resmi toplantısı -AB'nin Siyasi Müdürleri gayri resmi toplantısı 9 Ocak -AB-ABD Siyasi Müdürler toplantısı 12 Ocak -Avrupa Parlamentosu Genel Kurul toplantıları, Strasburg (12 15 Ocak) 13 Ocak -Bolonya Sürecinin Müdürler Grubu toplantısı 14 Ocak I 15 Ocak -AB'nin Avrupa İşlerinden Sorumlu Genel Müdürlerinin gayri resmi toplantısı (15 16 Ocak) 16 Ocak -AB-Güney Afrika bir araya geliyor, Cape Town 18 Ocak -AB'nin küresel değişikliklere ilişkin gayri resmi toplantısı 19 Ocak -Euro grubu ülkeleri toplantısı -AB'nin Tarım ve Balıkçılık Konseyi 8
20 Ocak -AB'nin Ekonomi ve Maliye Bakanları Konseyi -Çek Dönem Başkanlığı Avrupa Parlamentosu önünde önceliklerini açıklayacak. 21 Ocak I 22 Ocak -AB'nin güvenlik politikasına ilişkin Konferans, Prag -Siyasi ve Askeri Grup toplantısı -AB Sosyal ve İstihdam Bakanları gayri resmi toplantısı 23 Ocak 25 Ocak -AB Ticaret Bakanları gayri resmi akşam yemeği 26 Ocak -AB'nin Genel ve Dış İlişkiler Konseyi (26 27 Ocak) 27 Ocak 28 Ocak I -AB'nin Savunma Politikasından Sorumlu Müdürlerin gayri resmi toplantısı 30 Ocak 31 Ocak CPS Advisory Group Brüksel, Istanbul, Washington CPS AB Kulisi nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir. 9