KIYIDAŞ DEVLETLERİN TALEPLERİ ÇERÇEVESİNDE HAZAR IN HUKUKİ STATÜSÜ VE PAYLAŞILMASI SORUNU



Benzer belgeler
Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

Hazar Denizi Anlaşması ve Değişen Jeopolitik Dengeler

Orta Asya daki satranç hamleleri

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

Orta Asya da Çin ve Rusya Enerji Rekabeti

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ENERJİ POLİTİKALARI BAĞLAMINDA TÜRKİYE VE KAZAKİSTAN EKONOMİK İLİŞKİLERİ. Prof. Dr. Ersan ÖZ S.M.M.M. Selçuk GÜLTEN

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

Bağımsızlık Sonrası Dönemde Azerbaycan

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

Kafkasya da Etnik Grupların Boru Hatları Üzerindeki Etkisi

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

IJOESS Year: 7, Vol:7, Issue: 25 DECEMBER 2016

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI TÜRKİYE NİN ENERJİ STRATEJİSİ. Enerji, Su ve Çevre İşleri Genel Müdür Yardımcılığı

TÜRKİYE NİN ENERJİ SATRANCI EKİM 2007

PETROL BORU HATLARININ ÇUKUROVA'YA KATKILARI VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI TÜRKİYE NİN ENERJİ STRATEJİSİ. Enerji, Su ve Çevre İşleri Genel Müdür Yardımcılığı


AVRUPA ENERJİ BORU HATLARI

5.5. BORU HATLARI 5.5-1

PINAR ÖZDEN CANKARA. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Doğum Tarihi: E-Posta: EĞİTİM BİLGİLERİ: Doktora/PhD

Yrd.Doç.Dr. UTKU YAPICI

ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ VE TÜRK DIŞ POLİTİKASI

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

Sosyo Ekonomi. Uluslararası Enerji Güvenliği Açısından Hazar Bölgesi Enerji Ekonomisi ve Hazar Denizi ni Paylaşım Sorunu

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

TÜRK DÜNYASI VE ORTA ASYA TÜRK CUMHURİYETLERİ ÜZERİNE JEOPOLİTİK BİR DEĞERLENDİRME

Avrasya İncelemeleri Dergisi (AVİD), II/1 (2013), BORU HATTI PROJELERİNİN HAZAR HAVZASI JEOPOLİTİK VE JEOEKONOMİSİNDEKİ ROLÜ Faysal KÖTEN *

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İZMİR TİCARET ODASI GÜRCİSTAN ÜLKE RAPORU

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

Duygusal birliktelikten stratejik ortaklığa Türkiye Azerbaycan ilişkileri

Dünyada Enerji Görünümü

Türkyılmaz, O. (2007). "Dünya'da ve Türkiye'de Enerji Sektörünün Durumu." Mühendis ve Makina 48(569): s.

CEYHAN DA SANAYİ KURULUŞLARI BOTAŞ

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi. Uluslar arası İlişkiler Bölümü

European Gas Conference 2015 Viyana

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Engin Erkiner: Orta Asya ve Kafkasya daki doğal gazı Avrupa ülkelerine taşıması beklenen Nabucco boru hattı projesiyle ilgili imzalar törenle atıldı.

Enerji Politikalar aç s ndan Karadeniz Bölgesi

COG 446 RUSYA Hafta 2. Rusya: Makro Bir Perspektif

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

KÜRESEL TİCARETİN ÜÇ ELEMANI: HAMMADDE, ÜRETİM, PAZAR

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

KIRŞEHİR ULAŞTIRMA RAPORU

GİRİŞ. Anahtar kavramlar: Lojistik merkez, Kars, demir ipek yolu, kombine taşımacılık, enerji kaynakları, Avrupa, Çin, Orta Asya ve Kafkasya dır.

ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ Ġ.Ġ.B.F. ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER BÖLÜMÜ HAYDAR ALĠYEV VAKFI TÜRKĠYE TEMSĠLCĠLĠĞĠ. BĠRĠNCĠ ULUDAĞ ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER KONFERANSI

BÜYÜK OYUNDA HAZAR ENERJİ KAYNAKLARININ ÖNEMİ VE KONUMU

Eriyen Buzullar Arasından LNG Ticareti Planları

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Politicon World

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Enerji kaynaklarının jeopolitiği ve küresel güçlerin enerji politikaları 1. Geopolitics of energy resources and energy policy of global powers

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan

KUZEYDOĞU ASYA DA GÜVENLİK. Yrd. Doç. Dr. Emine Akçadağ Alagöz

2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Lojistik. Lojistik Sektörü

HAZAR HAVZASI NDA ENERJİ DİPLOMASİSİ Energy Diplomacy in the Caspian Basin

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

Nilgün Ş. AÇIKALIN Daire Başkanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Transit Petrol Boru Hatları Dairesi Başkanlığı

Ekonomik Entegrasyon, Ülkeler Arası Yakınlaşma (Yakınsama) ve Avrasya Ekonomik Birliği. Ahmet Burçin Yereli*, Mustafa Kızıltan**, Emre Atsan***

Türkiye nin Enerji Politikasında Tanap ve Türk Akımı

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

Yrd.Doç.Dr. MERVE İREM YAPICI

Jeopolitik Rekabet Alanı: Hazar Havzası ve Türkiye

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 77, Eylül 2018, s

RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU

EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI Hacı Dede Hakan KARAGÖZ

Yakın n Gelecekte Enerji

CEZAYİR ÜLKE RAPORU

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

DOĞALGAZ TEDARİĞİ İÇİN KİLİT BAĞLANTI. Karadeniz den Geçecek Güney Akım Deniz Doğalgaz Boru Hattı

OCAK-EYLÜL 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Hazar. Umut, Yaşam ve Savaşın Denizi

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

Rus Dış Politikası: Güncel Sorunlar (IR418) Ders Detayları

Kömür, karbon, hidrojen, oksijen ve azottan oluşan, kükürt ve mineral maddeler içeren, fiziksel ve kimyasal olarak farklı yapıya sahip bir maddedir.

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

HAZAR DAK JEOPOL T K MÜCADELEN N TÜRK YE N N ENERJ GÜVENL NE ETK LER

HAZAR EKSEN NDE BORU HATLARI D PLOMAS S **

(14) KÜRESEL GÜÇ MÜCADELESİ BAĞLAMINDA AVRASYA DAKİ ENERJİ SAVAŞLARI Çağrı Kürşat YÜCE*

Transkript:

Hazar ın Hukuki Statüsü ve Paylaşılması Sorunu KIYIDAŞ DEVLETLERİN TALEPLERİ ÇERÇEVESİNDE HAZAR IN HUKUKİ STATÜSÜ VE PAYLAŞILMASI SORUNU Giriş Yazar : Tarık Çağrı Oruç * 1991 de Sovyetler Birliği nin dağılmasının ve sonrasında yeni bağımsız devletlerin kurulmasının ardından Hazar bölgesi, büyük ve henüz tam olarak işlenmeye başlanmamış petrol ve doğal gaz rezervleri sebebiyle bölgesel ve uluslararası güçlerin olduğu kadar Batılı enerji şirketlerinin de dikkatini çekmiştir. 1 Bu kaynaklar, bağımsızlığına yeni kavuşmuş eski Sovyet devletlerinin Rusya dan ayrı olarak ekonomilerini kalkındırmaları için bir fırsat yaratmıştır. Bölgede çıkarı olan büyük güçler, oluşan kuvvet boşluğunu doldurmak ve bölgedeki kaynaklar üzerinde söz ve pay sahibi olmak için karmaşıklık ve sorunlarla dolu bir rekabete girişmişlerdir. Bu durum, Büyük Oyun olarak isimlendirilen tarihi mücadelenin bir kez daha, Yeni Büyük Oyun olarak karşımıza çıkmasına neden olmuştur; bu Yeni Büyük Oyun da ödül ise Hazar Havzası ndaki enerji kaynakları olarak belirlenmiştir. 2 1991 de Sovyetler Birliği nin dağılmasının ardından Hazar ın tarihsel sahipleri olan İran ve Rusya yla birlikte; Kazakistan, Azerbaycan ve Türkmenistan da yeni kıyı devletleri olarak Hazar da sınıra ve dolayısıyla söz hakkına sahip olmuşlardır. Hazar ın bölgesel açıdan paylaşımındaki sorunun temeli ise bu ülkelerin sahip olduğu * Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Araştırmacı, t.c.oruc@hotmail.com. 1 Bayülgen, O. (2009, s.163). Caspian Energy Wealth, Social Impacts and Implications For Regional Stability. The Politics of Transition in Central Asia and the Caucasus : Enduring Legacies and Emerging Challenges, ss. 163-188. 2 Birsel, H. (2006, s.77). Eski Dünyanın Karanlık Yüzü Orta Asya Jeopolitiği. İstanbul: IQ Kültür-Sanat Yayıncılık. 83

Asya da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları kıyıların oranlarıdır. Rusya %18.5, Kazakistan % 30.8, Türkmenistan %16.8, İran %18.7 ve Azerbaycan %15.2 pay hakkına sahip olarak Hazar daki kıyıları paylaşmışlardır. 3 Rusya ve İran ın eski anlaşmalara dayandırdığı Hazar daki tarihi paylaşımının önemini yitirmesi ve eski sınırdaş, yeni bağımsız ülkelerin bu paylaşımda söz sahibi olması, Hazar ın Hukuki Statüsü Sorunu nu ortaya çıkarmıştır. Hazar Enerji Havzası, büyük miktarda petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahiptir. Bu bölge, Orta Doğu dan sonra dünyanın ikinci büyük enerji kaynağı olarak kabul edilmektedir. 4 Zamanla beklentilerin altında bir potansiyelde kaldığı görülse de bölgenin kaynaklarından yeteri kadar üretim sağlanamasa da bölge kaynakları, dünyanın kanıtlanmış rezervlerinin % 3-4 ünü oluşturması bakımından önemini korumaktadır. 5 2010 yılı itibariyle Hazar ın, bölgesel petrol üretiminde Güney Amerika nın en büyük petrol üreticisi olan Venezuela nın yıllık üretimini yakalaması ya da bu üretimi aşması beklenmektedir. 6 Tahminlere göre bölge yaklaşık 16-32 milyar varili kanıtlanan yaklaşık 200 milyar varil potansiyel petrol rezervine; yine 236-337 trilyon metreküpü kanıtlanmış, 319 trilyon metreküp potansiyel doğal gaz rezervine sahiptir. 7 Günümüz enerji politikalarında, enerji kaynaklarını kontrol etmek ve sahip olmak kadar bu kaynakların dünya piyasalarına na- 3 Mehdiyoun, K. (Ocak 2000, s.179). Ownership of Oil and Gas Resources in the Caspian Sea. The American Journal of International Law (94), ss. 179-189. 4 Birsel, a.g.m., s. 79. 5 Bayülgen, a.g.m., s. 163. 6 Bayülgen, a.g.m., s.163., US EIA, 2007 den alıntı. 7 Kuniholm, B. (Ağustos 2000, s.550). The Geopolitics of the Caspian Basin. Middle East Journal (54), ss. 546-571. 84

Hazar ın Hukuki Statüsü ve Paylaşılması Sorunu sıl ve hangi yollarla ulaştırılacağı konusu da önem taşımaktadır. Enerji kaynaklarını tüketim merkezleriyle buluşturan boru hatları, Hazar ın tüketici ülkelere uzak coğrafyası da dikkate alındığında, bölge devletlerinin üzerinde en çok tartıştığı ve çıkarlarının çatıştığı alan olmuştur. Birçok alternatif arayış nedeniyle çeşitlilik gösteren boru hatları bölgede mevcudiyet göstermiştir. Dünya nüfusunun ve enerji kaynaklarının %75 ine sahip olan ve bu özellikleriyle dünyanın jeopolitik açıdan kalpgahı olarak kabul edilen Avrasya nın, enerji kaynakları ile nakil hatları açısından çeşitliliğe sahip olarak geçiş noktası özelliğini gösteren Hazar Havzası, bölgenin en çok rekabet ve çıkar çatışması yaşanan bölgesidir. 8 Makalenin bu kısmında incelenen bölgesel kaynakların durumu ve öneminin yanında, Hazar a kıyısı olan ülkelerin bölgedeki enerji politikaları ile kıyı ülkelerinden kaynaklanan Hukuki Statü Sorunu da incelenecektir. Hazar ın bölgesel ilişkiler ağı içerisinde oluşan bu sorununu küresel ölçeğe taşıyan, bölgedeki enerji kaynaklarının paylaşımı ve dağıtımının hukuki statüden nasıl etkilendiğidir. Bu açıdan bakıldığında, Hazar ın hukuki statüsünü bir sorun yapan da bölgedeki nakil hatları mücadelesidir. Nakil hatlarının ekonomik çeşitlilik amacından siyasi bir mücadele aracına dönüşmesi de makalede ele alınacak diğer bir konuyu oluşturmaktadır. Tarihsel Süreçte Hazar ın Statü Sorunu Hazar Denizi; Sovyetler Birliği nin dağılmasından önceki dönemde, güneyde İran ın sahip olduğu küçük bir bölüm haricinde Sovyetler Birliği nin kontrolünde bulunmakta ve İran ın Basra Körfezi nde sahip olduğu kaynaklar nedeniyle iki devlet arasında 8 Brzezinski, Z. (Eylül-Ekim 1997, s.50). A Geostrategy for Eurasia. Foreign Affairs (76), ss. 50-64. 85

Asya da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları bir problem sahası oluşturmamaktaydı. 9 Tarihte, Hazar üzerindeki bağımsızlık meseleleriyle ilgili ilk anlaşma, 1729 yılında Pers ve Rus İmparatorlukları arasında imzalanan Reşt Anlaşması dır. 10 Çarlık Rusya nın 19.yüzyılın başındaki ana hedefinin topraklarını güneye doğru yaymak olması, Rusya ve Pers Krallığı arasında savaşlara neden olmuştur. Bu savaşların sonrasında Ruslar ve Persler arasında Hazar daki gemicilik haklarını düzenleyen iki anlaşma yapılmıştır. 1813 yılındaki Gülistan Anlaşması, İran ın Hazar da deniz kuvvetleri bulundurmasını yasaklamış ve 1828 Türkmençay Anlaşması, Perslere karşı bu gemi sınırlamalarını yinelemiştir. 11 Bu anlaşmalar, askeri donanmalarla ilgili düzenlemeler haricinde, Rus ve Pers ticari gemilerine eşit seyahat özgürlüğü hakkı tanımış ve Hazar da herhangi bir sınır belirlemesi yapmamıştır. 12 1917 Devrimi nden sonra, 1921 İran-Rusya Dostluk Anlaşması yla önceki anlaşmalar yürürlükten kalkmıştır. 1935 yılında imzalanan ve 1940 yılında yenilenen Ticaret ve Denizcilik Anlaşması, iki ülkeye 10 millik balıkçılık alanı hakkı tanırken deniz yataklarındaki madencilik hakları üzerinde sessizliğini korumuş; bu anlaşmayla birlikte Hazar, bir Sovyet-İran denizi haline gelmiştir. 1954 de imzalanan anlaşma ise, iki ülke arasındaki toprak sınırlarını belirlerken Hazar üzerindeki sınırlamaları ortadan kaldırmıştır. 13 İran ve Sovyetler Birliği arasında imzalanan 26 Şubat 1921 9 Birsel, a.g.m., s.84. 10 Gökay,B. (2001, s.20). The Politics of Caspian Oil. Gordonsville: Palgrave Macmillan. 11 Mehdiyoun, a.g.m., s.180. 12 Hrair,D. (2003, s.20). Troubled Waters : The Geopolitics of the Caspian Region. New York: I.B.Tauris. 13 Mehdiyoun, a.g.m., s.180. 86

Hazar ın Hukuki Statüsü ve Paylaşılması Sorunu tarihli Dostluk Anlaşması ve 25 Mart 1940 ta imzalanan Ticaret ve Denizcilik Anlaşması, Sovyetler Birliği nin dağılması ve kıyıdaş devlet sayısındaki artışla birlikte (İran, Rusya Federasyonu, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan) geçerliliğini yitirerek yürürlükten kalkmıştır. 14 Bu anlaşmalar sadece ticaret, deniz ulaşımı ve balıkçılık konularıyla ilgili hukuki düzenlemeleri ve paylaşımları içermektedir; dolayısıyla güncel olan kaynakların paylaşımı gibi hala çözülememiş sorunlara bir düzenleme getirmemektedir. 15 Rusya Federasyonu ve İran ın aralarındaki bu tarihi anlaşmalara dayandırdığı düzeni devam ettirme isteği ile bağımsızlığını kazanmış olan ve kaynak paylaşımında avantajlara sahip yeni kıyıdaş devletlerin kendi çıkarları doğrultusundaki istekleri, Hazar ın Hukuki Statü Sorunu nu, 1991 sonrasındaki yeni düzende temel meselelerden biri haline getirmiştir. Hazar ın hukuki statüsüyle ilgili en temel tartışma, Hazar ın bir göl mü yoksa bir deniz mi olduğunun kabulü üzerinedir. 16 Hazar ın deniz olarak kabul edilmesi durumunda 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ne 17 göre deniz; Rusya Federasyonu, İran, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan arasında yine bu kıyıdaş devletlerin sahip olduğu karasuları, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeler başta olmak üzere beş ulusal sektöre bölünecektir. 18 Hazar ın göl statüsü altında ortak egemenliğe sahip olunacak şekilde kabul edil- 14 Bayülgen, a.g.m., s.170. 15 Yapıcı, U. (2004, s.244). Küresel Süreçte Türk Dış Politikasının Yeni Açılımları : Orta Asya ve Kafkasya. İstanbul : Otopsi Yayınları. 16 Bayülgen, a.g.m., s.170. 17 Kıyıdaş devletler bu anlaşmaya göre; kıyılarından 12 mil uzaklığında olan karasularında ve yine kıyılarının 200 mil ötesini kapsayabilecek kadar bir alanda, münhasır ekonomik bölgelere sahip olabileceklerdir ( Pazarcı, 2007, s. 259, 282). 18 Birsel, a.g.m., s.87. 87

Asya da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları mesi durumunda ise, 20 millik karasuları ve yine ekonomik bölgelerin dışında kalan 20 millik bir alanın ortak olarak kullanılmasının gerekliliği ileri sürülmektedir. 19 Hazar ın ikili anlaşmalarla paylaşılmasını savunan görüşe göreyse; Hazar ın kendine özgü jeopolitiği sebebiyle statüsü, uluslararası normlara tabi olmak yerine kıyıdaş ülkeler arasında yeni bir anlaşmayla belirlenmeli; kıyı devletlerinin kendi sektörel bölgeleri dahil olmak üzere bütün balıkçılık alanları, deniz yatakları ve deniz taşımacılığı şartlarının ortak kullanımı esas olarak kabul edilmelidir. 20 Hazar a Kıyısı Olan Devletlerin Çatışan İddiaları ve Soruna Yaklaşımları Sovyetler Birliği nin dağılmasının ardından, Hazar ı Sovyet- İran denizi olarak tanımlayan tarihsel görüşün sonu gelmiş ve bu tarihsel uzlaşmanın yerini, kıyıdaş devletlerin çatışan talepleri ve yaklaşımları almıştır. Hazar ın hukuki statüsünü bir soruna dönüştüren temel etken, bu çatışan iddialardır. Günümüzde Hazar ın statüsünü belirleyen unsur, sorunu yaratan tarafların bu soruna yaklaşımlarıdır. Hazar üzerindeki görece iş birliği, tarafların aralarında imzaladıkları ikili ve çok taraflı anlaşmalara dayanmaktadır. Kıyıdaş devletlerin çatışan iddialarını ve soruna yaklaşımlarını ele almak, Hazar Sorunu nu anlamak açısından önemlidir. Rusya Federasyonu nun Soruna Yaklaşımı Soğuk Savaş ın sona ermesine rağmen jeopolitik rekabet artan bir şekilde devam etmiş; Hazar Havzası ndaki (Rusya nın azalan ulusal gücü karşısında) bölgesel aktörlerin etkisi artmıştır. Tarihte Büyük Britanya nın, günümüzde ise ABD nin ve Batılı enerji şir- 19 Birsel, a.g.m., s.88. 20 Yüce, Ç. (2006, s.145). Kafkasya ve Orta Asya Enerji Kaynakları Üzerinde Mücadele. Ankara: Ötüken Yayınları. 88

Hazar ın Hukuki Statüsü ve Paylaşılması Sorunu ketlerin gücü de bölgedeki enerji mücadelesinde etkin hale gelmiştir. Bu durumdaki en önemli unsur Hazar Bölgesi kaynaklarının gelişen gaz ve petrol endüstrisi için öneminin artmasıdır. 21 Bu Yeni Büyük Oyun da Rusya nın Hazar üzerindeki üstünlüğü, iki önemli hesap temeline dayandırılmaktadır: birincisi Rusya nın Hazar üzerindeki siyasi durumu; diğeri ise bölgedeki Rus yatırımları ve Rusya nın, Hazar enerjisini dünyaya dağıtan enerji hatları üzerindeki kontrolüdür. 22 Rusya nın enerji kaynakları üzerindeki yaklaşık 35 yıllık üstünlüğüne karşın rekabet yaratan olgu, Sovyetler Birliği nin dağılmasının ardından anayasal bağımsızlık kazanan 15 yeni cumhuriyetin, özellikle Hazar a kıyısı olan Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan devletlerinin hırslı liderlerinin, hayat standartlarını ve ekonomik kalkınmalarını sağlayacak Batılı yatırımları bölgede teşvik etmesidir. Bu devletler ilk fırsatı Gorbaçev in başkanlığı zamanında bulabilmiş ve Yeltsin döneminde ise yabancı yatırımcılara kapıları ardına kadar açmışlardır. Böylece Rusya Federasyonu, siyasi ve ekonomik bakımdan bölgede güç kaybetmiş; 1988 yılındaki 11.000.000 varillik günlük petrol tüketimi 1994 te 7.000.000 varile kadar düşmüş; Azeri, Türkmen ve Kazak yönetimleri kendi topraklarındaki enerji altyapılarını millileştirmişlerdir. 23 Ayrıca Hazar ı çevreleyen bölgede yer alan Ermenistan, Gürcistan, Türkiye, Ukrayna ve Özbekistan ın Batıyla olan ekonomik, siyasi ve stratejik ilişkileri, Batı ya Hazar daki bölgesel enerji kaynaklarının ve hatlarının geliştirilmesi suretinde kendi çıkarına iş birliği yapma ve do- 21 Barylski, R. (Bahar 1995, s.217). Russia, the West, and the Caspian Energy Hub. Middle East Journal (49), ss. 217-232. 22 Gidadhubli, R. (Ocak-Şubat 1999, s.260). Oil politics in Central Asia. Economic and Political Weekly (34), ss. 260-263. 23 Barylski, a.g.m., s.218. 89

Asya da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları layısıyla da bölgede etkin olma fırsatını tanımıştır. 24 Sovyet sonrası dönemdeki bu değişimler de göz önüne alındığında Rusya, Hazar Bölgesi ni; bölge devletleri, kendi kaynakları ve Batı arasında bir enerji merkezine (energy hub) dönüştürebilmek için 1991-1995 yılları arasında üç ayaklı bir politikayla Hazar enerji sistemini Batılı yatırımlar bakımından daha bağımsız bir hale getirerek kendi çıkarları doğrultusunda bölgede enerji kalkınma planları uygulamış; böylelikle eski Sovyet, yeni bağımsız cumhuriyetlerle bölgesel iş birliğini arttırma yoluna gitmiştir. 25 Ancak 90 ların ikinci yarısında, Rus dış politikası Batılılaşma yaklaşımından uzaklaşmış ve Avrasyacı yaklaşım öne çıkmıştır. Bu anlayış ile bölgede artan Batı etkisine karşı Rusya nın, eski Sovyet çevresi (yakın çevre) üzerindeki kontrolünü arttırarak bölgenin Rusya ya yeniden entegrasyonunun sağlanması amaçlanmıştır. 26 Buna Bağımsız Devletler Topluluğu girişimlerini ve 1993 te Azerbaycan da Moskova destekli gerçekleştirilen askeri darbeyi örnek verebiliriz; ayrıca 1994 te Batı Konsorsiyumu nun Azerbaycan daki yatırımlarına 8 milyar dolar ekleyeceğini açıklamasının ardından Rusya nın Moskova daki İngiliz elçiliğine nota vermesi de Rusya nın değişen politikasına örnek gösterilebilir. 27 Rusya nın bu tutumunun önündeki uluslararası engellere bakıldığında Hazar da önemli enerji yatırımlarıyla Rusya ile güçlü bir rekabete girmiş olan Chevron, British Petrol, Exxon, Shell Texaco gibi büyük Batılı şirketleri ve yine bu şirketler vasıtasıyla Batı nın bölgede izlediği enerji politikalarını da rahatça görebiliriz. Bununla birlikte 1993 Çeçenistan Krizi nin, Rusya nın bölgeyle 24 Kalicki, J. (Eylül-Ekim 2001, s.120). Caspian Energy at the Crossroads. Foreign Affairs (80), ss. 120-134. 25 Barylski, a.g.m., s.219. 26 Kubicek, P. (Bahar 2004, s.208). Russian Energy Policy in the Caspian Basin. World Affairs (166), ss. 207-217. 27 Mehdiyoun, a.g.m., s.185. 90

Hazar ın Hukuki Statüsü ve Paylaşılması Sorunu enerji bağlantısını ve dolayısıyla da Rusya etkisini sekteye uğratan bir iç engel olarak görülmesi de yerinde bir yaklaşım olacaktır. 2000 yılı sonrasında Putin yönetiminde Çeçenistan Sorunu na çözüm getirilmesi ve Yakın Çevre Doktrini yle Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine öncelik verilerek Hazar bölgesinde Lukoil, Yukos ve Gazprom gibi Rus devlet şirketlerinin daha etkin olması Rusya nın Avrasyacı yaklaşımının gözlenen en etkin girişimleri olarak karşımıza çıkmaktadır. 28 İran ın Soruna Yaklaşımı İran yaklaşık 90 milyar varillik kanıtlanmış petrol rezerviyle dünyanın bilinen kaynaklarının % 9 una sahiptir; ayrıca Hazar petrol kaynakları, İran ın kaynaklarına önemli bir katkı potansiyeli taşımaktadır. İran ın Hazar sektöründe kanıtlanmış 100 milyon varil petrolü bulunmaktadır. Bundan daha önemlisi, bu sektördeki potansiyel 15 milyar varillik kaynaktır. İran ekonomisinin %80 oranında ihracat geliri, %10-20 oranında gayrisafi yurtiçi hasılası ve %40-50 oranında yönetim bütçesini oluşturan petrol gelirleriyle ayakta durduğu gerçeğini göz önüne aldığımızda, Hazar daki kaynakların İran için önemini daha etkin bir şekilde vurgulamış oluruz. 29 Ekonomik, siyasi ve coğrafi unsurlar, İran ı Hazar daki deniz yatağı kaynaklarının sektörel temelde paylaşılması yönünde hareket ettirmektedir. Ekonomik olarak İran, Hazar ın güneyinde petrol araştırmaları ve üretimi yapabilecek güce sahip değildir. Siyasi olarak iç meselelerin yanında, İran a karşı uygulanan dış baskılar da mevcuttur; bu yüzden uluslararası kamuoyunda İran ın gücü azdır. Coğrafik açıdan da Hazar ın İran kıyısındaki deniz petrol yatakları; en derin, ulaşılması en zor kısımdadır ve yine bu açıdan İran, Uluslararası 28 Kubicek, a.g.m., s.211. 29 Taghavi, R. (Mayıs 2006, s.8). Iran s Financial Stake in Caspian Oil. British Journal of Middle Eastern Studies (33), ss.1-18. 91

Asya da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları Deniz Hukuku na göre oluşturulan sınırlara karşı çıkarak sektörel anlamda ortak paylaşımın gerçekleştirilmesi yönünde oluşacak bir anlayışı benimser. 30 İran ın Hazar ın statüsü tartışmalarındaki tutumu, Rusya yla belirli noktalarda aynı çerçevede oluşmuştur. Bunun nedeni ise, Çarlık ve Sovyetler Rusyası ile Hazar daki kaynakların paylaşılması, yine bu dönemlerdeki anlaşmaların birtakım avantajlar sağlıyor olmasıdır. Ayrıca İran ve SSCB arasında yapılan 1921 ve 1940 Anlaşmaları nın bu kadar öne çıkmasının temelinde, Hazar ın bir Sovyet-İran denizi olarak görülmesi yatmaktadır. 31 Bu dönemde İran ve Rusya nın Hukuksal Statü Sorunu yaklaşımındaki talepleri tarihsel olarak örtüşmüş; Sovyet Sonrası Dönemi nde ise (kıyıdaş, bağımsız devletlere dönüşmüş olan) Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan ın istekleri bu tarihsel yaklaşıma karşıt görüşler olarak ortaya çıkmıştır. Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan ın Soruna Yaklaşımları Azerbaycan, Hazar da sahip olduğu kıyının coğrafik avantajıyla Hazar Denizi nin bölünmesini istemektedir. Böylece Hazar daki en büyük petrol ve gaz kaynakları Azeri sınırları içerisinde kalacaktır. Hazar daki kaynaklar, Azerbaycan için öncelikli bir meseledir; çünkü kaynaklarının büyük bölümü Hazar kıyısındadır. Ayrıca bir diğer önemli unsur da ABD nin yatırımları ile İran ın bölgedeki ekonomik çıkarlarını sekteye uğratarak Azerbaycan ı ekonomik ve siyasi olarak Hazar da desteklemesidir. Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan, Hazar ın eşit uzaklıktaki hatlarla ulusal sınırlara bölünmesi üzerinde hemfikir olmuş; 30 Mehdiyoun, a.g.m., s.183. 31 Şir, A.Y. (Kış 2008, s.6). Hazar ın Statüsü, Jeopolitiği ve Bölgesel Güvenliğe Etkileri. Global Strateji Dergisi (12), ss. 120-130. 92

Hazar ın Hukuki Statüsü ve Paylaşılması Sorunu fakat sınırın kendi aralarında nasıl çizileceğiyle ilgili herhangi bir uzlaşmaya varamamışlardır. 32 Azerbaycan, Hazar ın ulusal sektörlere bölünmüş bir deniz statüsünde kabul edilerek deniz tabanı ve deniz üstü kaynaklarının diğer kıyıdaşlarının kullanımını dışlayıcı bir şekilde bölünmesini istemektedir. Diğer taraftan ise Kazakistan Hazar Denizi nin, tabanında bulunan kaynakların paylaşımı baz alınarak Denizler Hukuku Sözleşmesi temelinde bölüştürülmesini talep etmektedir. 33 Azerbaycan, 1991 öncesinde Sovyetler Birliği ve İran a ait bölgelerin, Hazar da ulusal bölgeler adı altında 1970 de bölünmüş olduğunu söyleyerek buradan doğan hukukla Sovyet sektörünün; Azerbaycan, Rusya Federasyonu, Kazakistan ve Türkmenistan arasında yeniden paylaşılması gerekliliğini ileri sürmüştür. 34 İran ve Rusya Federasyonu, 1921 ve 1940 ta yapılan anlaşmaların geçersiz olmasıyla Hazar üzerindeki üstünlüklerini yitirdiler ve Hazar ın göl statüsüyle tanınmasını destekleyerek kaynakların kıyıdaş devletlerle paylaşılmasını, böylelikle ortak bir faydalanmaya tabi tutulması gerekliliğini dile getirdiler. Fakat olaya Azerbaycan ve Kazakistan açısından bakıldığında durumun kabul edilemez olduğu da bir gerçektir; çünkü bu ülkeler Hazar daki kanıtlanmış petrol kaynaklarının yaklaşık %80 ine sahiptir. Böyle bir paylaşımın olması halinde kendi çıkarlarının zedeleneceği aşikardır. Türkmenistan, her ne kadar Azerbaycan ve Kazakistan la birlikte Hazar ın ulusal sınırlarla bölünmesinde başta hemfikir olsa da Azerbaycan ın ve Kazakistan ın geniş kaynaklara avantajlı bir şekilde sahip olmasını istemediği için Rusya tarafından ikna edilerek İran ve Rusya nın ortak faydalanma ve kıyıdaş devletlerle paylaşma yaklaşımını desteklemeye başlamıştır. 32 Mehdiyoun, a.g.m., ss.184-187. 33 Gidadhubli, a.g.m., s.260. 34 Mehdiyoun, a.g.m., s.183. 93

Asya da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları Harita 1. Çatışan Hazar İddiaları (Bayülgen, 2009, s. 172, EIA, 2007 den alıntı) Tarafların Uzlaşma Çabaları ve İkili Görüşmeler Hazar a kıyısı olan ülkeler için Hazar ın önemini ve bu ülkelerin soruna farklı yaklaşımlarını ele aldıktan sonra, yine bu ülkelerin Hazar ın Hukuki Statüsü Sorunu nda neleri ileri sürdüklerini ve nasıl uzlaştıklarını ortaya koymamız gerekmektedir. Hazar ın paylaşımının bir soruna dönüşmesinin temelini, konuyu uluslararası bir çözüme ulaştırmak yerine meselenin kıyıdaş devletler arasında yapılması düşünülen ikili anlaşmalarla çözülmeye çalışılması oluşturur. Bütün bu uzlaşma çabaları ise Sovyetlerin dağılmasının ar- 94

Hazar ın Hukuki Statüsü ve Paylaşılması Sorunu dından artan aktör sayısı ve daha önce belirtilen farklı yaklaşımlar nedeniyle karmaşık bir ilişkiler ağına dönüşmüştür. 1990 ların sonuna doğru, kıyıdaş devletler bu anlaşmazlıkları çözmek ve petrol arama çalışmalarını hızlandırmak için ikili görüşmelere gitmişlerdir. 1997 de Azerbaycan ve Kazakistan, ulusal sektörlerin sınırlarını belirlemek için Orta Hat Anlaşması imzalamış; bunu aynı yıl Kazakistan ve Türkmenistan arasında imzalanan benzer içerikli anlaşma izlemiştir. Üç ülke arasındaki anlaşmalar, Rusya Federasyonu nun yaklaşımına daha yatkın olan bir değişikliği meydana getirmiştir. Bu anlaşmalar, Kazakistan Başkanı Nursultan Nazarbayev ve Azerbaycan Başkanı Haydar Aliyev arasında Kasım 1996 da imzalanan ulusal sektörlerle ilgili deklarasyona dayanmaktadır. 35 Orta Hat yaklaşımında bir diğer anlaşma ise; Rusya Federasyonu, Azerbaycan ve Kazakistan arasında, 2003 yılında imzalanmıştır. 36 Rusya nın Hazar konusundaki tutumunun daha uzlaşmacı bir yapıya dönüşmesinin temelini, bölgedeki nüfuzunu olumsuz etkileyen bazı iç dinamikler oluşturmaktadır. Ayrıca Rusya Federasyonu nun bürokratik iç çatışmalar yaşama ve yönetimde ortak bir karar alamama gibi sorunları da mevcuttur. Rus Dışişleri Bakanlığı nın enerji politikalarındaki kararsızlığı, Rus enerji firmalarını negatif bir şekilde etkilenmekteydi. Batı yatırımlarının yoğun bir şekilde Hazar da bulunması yüzünden ise, Ruslar etkili bir rekabete girememekteydik. 37 İşte bütün bu sebeplerin Rusya Federasyonu nun tutumunu değiştirmesinde önemli bir etken olduğunu söylemek yerinde bir tespit olacaktır. İran ise bu uzlaşmacı tutumun aksine Rusya Federasyonu nun politikasında yaptığı değişimle terk etti- 35 Dion, R. (Mart 1998, s.81). Cutting Up The Caspian. The World Today (54), ss.80-82. 36 Bayülgen, a.g.m., s.171. 37 Gidadhubli, a.g.m., s.260. 95

Asya da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları ği, Hazar ın beş eşit parçaya bölünmesini savunan Ortak Sahiplik (Condominium) Teklifi ni öne sürmektedir. Bunun nedeni, İran ın diğer kıyıdaş devletlere nazaran daha küçük çapta kıyı şeridine ve daha az kaynağa sahip olmasıdır. İran ın bu önerisi, diğer kıyıdaş ülkelerin çıkarına tezat teşkil ettiği için kabul görmemektedir, çünkü İran a avantaj olan bu durum, kıyı şeridi uzun olan diğer kıyıdaş devletler için kabul edilemez bir seçenektir. 38 Bu yaklaşımda yalnız kalan ve uzlaşmanın zor olduğunu anlayan İran, 1998 yılında diğer kıyıdaş devletler gibi Sektörel Bölünme Prensibini kabul etmiştir. 39 Bu ikili anlaşmaların ve tarafların uzlaşma çabalarının, Hazar ın paylaşımı sorununda görece bir iş birliği yarattığını ve dolayısıyla sorunun çözüme ulaşamayan bir mesele olarak devam ettiğini söyleyebiliriz. Ayrıca sorunun kıyıdaş devletlerin ilişkilerini etkilediği bölgesel boyutunun yanında, uluslararası bir boyutu da mevcuttur. Hazar bölgesinde çıkarılan petrol ve doğal gazın dünya piyasalarına ulaştırılmasında yer alan boru hatlarının geçişleri ve Batılı büyük enerji şirketlerinin bölgedeki yatırımları açısından, Hazar ın hukuki statüsünün sağlıklı bir şekilde belirlenmesi çok önemlidir. Ancak günümüzde Hazar ın hukuki statüsü belirsizliğini sürdürmektedir. 40 Hazar ın Hukuki Statüsünün Yarattığı Nakil Hatları Mücadelesi Hazar ın Hukuki Statü Sorunu na ek olarak, sorunu doğrudan etkileyecek olan bir diğer mesele de Hazar daki enerji kaynaklarını dünyaya taşıyacak enerji nakil hatlarının temin edilmesi ve alternatiflerin oluşturulmasıdır. 41 Hazar ın hidrokarbon kaynaklarının denize çıkışı yoktur ve bölge, dünyanın enerji tüketimi fazla olan 38 Güler, M. (2007, s.227). Orta Asya ve Kafkaslara Türk Bakışı. İstanbul : İlgi Kültür Sanat Yayıncılık. 39 Mehdiyoun, a.g.m., s. 183. 40 Birsel, a.g.m., s.86. 41 Güler, a.g.m., s.231. 96

Hazar ın Hukuki Statüsü ve Paylaşılması Sorunu ülkelerinin çok uzağındadır. Bölge devletleri, Basra Körfezi nden yaptıkları gibi, petrolü tankerlerle deniz yoluna nakledemezler. Birçok komşu ülke, topraklarındaki çok pahalı boru hatlarına bağımlıdır. 42 Bundan dolayı, Hazar bölgesinin diğer bir önemli sorununu, bölgedeki petrol ve doğal gazın bu boru hatlarıyla nasıl ve nereden dağıtılacağı oluşturur. 1991 de Sovyetler Birliği dağıldığında Hazar petrolü, Bakü den Gürcistan ın Supsa Limanı na ve yine Bakü den Karadeniz deki (Rusya ya ait oan) Novorosisky Limanı na taşınmaktaydı. Bu limanlardan tankerlere yüklenen petrol, Türk boğazlarından geçirilerek sevk edilmekteydi. Çeçen-Rus Savaşı, Rusya Federasyonu nun bu enerji hatlarındaki tekeli, Türk boğazlarındaki geçiş problemleri ve eskiyen boru hatları, petrol şirketlerini ve Hazar a kıyıdaş olan devletleri yeni rotalar aramaya itti. 43 Azerbaycan ve Gürcistan arasındaki coğrafi yapının engebeli olmasından dolayı, Kuzey Rotası olarak bilinen Bakü-Grozni-Novorosisky Boru Hattı, Azerbaycan ve Kazakistan petrolü için tercih edilmesi daha mantıklı bir rota konumundaydı. 44 Rusya Federasyonu na olan bağımlılıklarını minimize etmek için; bağımsızlığını yeni kazanmış olan Azerbaycan, Gürcistan ve Kazakistan, bölgenin enerji akışını sağlayan güney-kuzey mihverinin doğu-batı mihveriyle alternatifleme yoluna gittiler. Bu yeni mihverin en büyük iki boru hattı projesi ise Tengiz-Novorosisky (Caspian Pipeline Consortium) Projesi ve Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı olmuştur. 45 Ayrıca Batılı devletlerin Kuzey Rotası na bağımlı kalmanın Rusya Federasyonu nun tekelini daha da güçlendireceğini 42 Jaffe, A. Ve Manning, R. (2000, s.128). Hazar da Büyük Oyun mitosu : Enerjinin Gerçek Jeopolitiği. Yılmaz Tezkan (Haz.), Menfaatler Çatışması Ortasında Türkiye, Ülke Kitapları. 43 Bayülgen, a.g.m., s.165. 44 Gidadhubli, a.g.m., s.261. 45 Bayülgen, a.g.m., s.165. 97

Asya da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları fark etmelerinin üzerine, Hazar Denizi nden Gürcistan ve Türkiye geçişli oluşturulması muhtemel alternatif rotaları sıkı bir şekilde desteklediği görülmektedir. 46 Harita 2. Hazar Bölgesi Petrol Boru Hatları (Roberts, 2001, s.210). Rusya Federasyonu topraklarından geçen petrol hatlarından Rusya Devlet Petrol Boru Hattı şirketi Transneft e ait olmama ni- 46 Gidadhubli, a.g.m., s.261. 98

Hazar ın Hukuki Statüsü ve Paylaşılması Sorunu teliğini barındırması açısından tek nakil hattı olma özelliği taşıyan Tengiz-Novorosisky ise, Rusya Federasyonu nun Kuzey Rotası tekelini kıracak olan diğer bir petrol boru hattı projesini oluşturmaktadır. Bu proje; çok ortaklı yapısı, uluslararası bir kontrol sistemine sahip olması ve Rusya Federasyonu nun hakim olduğu Kuzey Rotası na bir alternatif sunmasından ötürü Rusya tarafından sıkı bir muhalefetle karşılaşmaktadır. 47 Rusya Federasyonu nun bölgedeki nakil hatlarındaki tekelini kırmayı hedefleyen bir diğer petrol hattı da Kazakistan kaynaklarını Çin e taşımayı hedefleyen, 613 mil uzunluğundaki Kazakistan-Çin Petrol Boru Hattıdır. Nakil hatlarının kontrolü ve bölgedeki kaynakların Rusya tekelinde olması noktasında bir diğer önemli husus ise doğal gazdır. Amerika, Avrupa ve Asya ülkeleri Rusya nın doğal gaz üzerindeki tekelini kırmak istemektedir. Avrupa Birliği nin, Nabucco Projesi yle Rusya nın Avrupa ya giden (hayati öneme sahip) gaz kaynakları nakliyatında elinde bulundurmuş olduğu tekeli kırmak istemesi bunun en önemli örneklerinden birisidir. Özellikle Sovyetlerin dağılmasıyla oluşan güç boşluğunu doldurmak için, büyük güçlerin Hazar daki enerji kaynakları üzerindeki mücadelesi, dünya enerji alıcılarının Basra Körfezi, Orta Doğu gibi kaynak bölgeleri çeşitlendirmek istemesi, bölge enerji kaynaklarının taşınmasında Rusya tekelleşmesinin önüne geçmek için alternatif rotaların yaratılması ve yeni, bağımsız Hazar kıyıdaş devletlerinin bu alternatiflerden çıkar sağlamak istemeleri, Hazar bölgesindeki Nakil Hatları Sorunu nu ve çeşitliliğini yaratmaktadır. Bu çok kritik Nakil Hatları Sorunu, Hazar ın Hukuki Statüsü Sorunu yla karşılıklı olarak bölge açısından etkileşim halinde olan iki lokal problemdir. Hazar ın Hukuki Statü Sorunu, iki yönden na- 47 Bayülgen, a.g.m., s.168. 99

Asya da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları kil hatları konusunu etkilemektedir. Bunlardan Birincisi, Hazar ın paylaşımında tarafların uzlaşamamasıyla Hazar Denizi nden geçen kaynakları dünyaya taşıyan nakil hatlarının çeşitli olmasıdır. Örneğin, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı, Rusya nın kuzey nakil hatlarındaki tekelini kırmak için Batılılar tarafından desteklenerek yapılmıştır ve maliyeti diğer nakil hatlarına göre daha yüksektir. Bu açıdan bakıldığında, bölgedeki nakil hatları çeşitliliği ekonomik yatırımlar olmaktan uzaklaşarak siyasi bir mücadeleye dönüşmektedir. İkincisi ise, Hazar ın paylaşımındaki sınır sorunları nedeniyle nakil hatlarının güzergahının belirlenmesinde oluşan problemlerdir. Kıyıdaş devletler, Rusya ve Batılı devletler tarafından tekelleştirilen nakil hatlarını kullanırken ekonomik sebeplerin yanında siyasi tercihler yapıyor durumuna düşmekte, bu durum da bölgede bir nakil hatları mücadelesinin oluşmasına neden olmaktadır. Enerji güvenliği kavramında, enerji kaynaklarına sahip olmanın ve bu kaynakları kontrol etmenin önemi açısından Hazar ın hukuki statüsünün soruna dönüştürdüğü kaynakların paylaşımı konusu, bu enerji kaynaklarının dünyaya taşınmasının önemi bağlamında, petrol ve doğal gaz boru hatları konusunda bölgede yaşanan problemlerle karşılıklı olarak birbirini etkilemektedir. Sonuç Dünya enerji tüketiminin hızla artması karşısında birinci derece kaynakların yenilenebilir olmaması ve yeterli miktarda bulunmayışı ile bu kaynakların dünya tüketim devlerinin elinde bulunmaması, enerji kaynaklarının kontrolü ve çeşitlendirilmesini, enerji politikaları açısından çok önemli bir noktaya getirmiştir. Günümüzde güvenlik kavramının tanımlanmasındaki kazanılmış değerlere yönelik tehditlerin olmaması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması yaklaşımıyla, ekonomik değerler ve enerji kaynaklarının yoğun olduğu 100

Hazar ın Hukuki Statüsü ve Paylaşılması Sorunu bölgelerdeki enerji değerlerinin korunmasının ve sürdürülebilirliğinin sağlanması gerektiğini söyleyebiliriz. 48 Bu açıdan bakıldığında Hazar ın, gerek sahip olduğu zengin enerji kaynakları konusunda gerekse bu kaynaklarının paylaşılması yönündeki meselesinde, Enerji Güvenliği ve Enerji Politikaları açısından, küresel ve bölgesel bir önem teşkil ettiğini çıkarabiliriz. Orta Doğu kaynakları ile Sibirya ve Kuzey Denizi kaynaklarından sonra, dünyanın en önemli enerji kaynağı deposu olan Hazar Havzası nın, 1991 Sovyetler Birliği nin dağılmasının ardından artan ortak sayısı ve bölgenin dünya enerji güvenliği politikalarının yukarıda belirtilen iki önemli konusu olan kaynak kontrolü ve çeşitlendirilmesi adına çok büyük bir önem taşıdığını belirtmek gerekir. Bu noktada en önemli ve günümüzde hala çözülememiş olan Hazar ın Hukuki Statüsü Sorunu ile Hazar enerjisini taşıyacak olan enerji nakil hatları üzerindeki alternatiflerle dolu çıkar çatışması mücadeleleri; Hazar bölgesinin, enerji güvenliği ve politikaları kavramındaki yerini belirlemektedir. Sorun sadece kıyıdaş devletlerin aralarında anlaşarak çözeceği ve bu devletlerin iç meseleleriyle ilgiliymiş gibi görünse de enerji paylaşımı ve kaynak kontrolünün bölgesel ve küresel çapta sonuçları vardır. Rusya nın bölgedeki siyasi gücünü ve enerji konusundaki tekelleşmeci tutumunu kırmak isteyen Batılı şirketler ve devletler, ekonomik olarak Hazar da etkinliklerini arttırmış, dolayısıyla Hazar sorununda da etkin hale gelmişlerdir. Hazar ın hukuki statüsünün siyasi olarak çözülmesinin gerekliliği, bölgedeki aktörlerin ekonomik çıkarları doğrultusunda görülmüştür. Ancak çatışan talepler ve öncelikli çıkarlar yönünde oluşan ilişkiler ağı; bölgedeki sorunun işbirliği temelinde çözüme kavuşturulması çabaları yerine, 48 Baldwin, D. (1997, s.16). Güvenlik Kavramı. Avrasya Dosyası (2), ss. 5-35. 101

Asya da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları bölgedeki aktörler arasında giderek artan bir rekabetin oluşmasına sebebiyet vermiştir. Hazar ın Hukuki Statü Sorunu nu çözümsüzlüğe sürükleyen bir diğer etken de uluslararası hukuk normlarının sorunla ilgili bir çözüm önerisi sunamaması ve çözümü, tarafların arasındaki çok taraflı anlaşmalara bırakmasıdır. Günümüzde dünyadaki sorunların uluslararası platformda ve uluslararası normlarla çözülebileceğini, iş birliğinin ancak bu şekilde sağlanabileceğini varsayarsak Hazar sonununun, kıyıdaş devletlerin milli çıkarlar çerçevesinde ele alınmasıyla çözümsüz kalacağını iddia etmek yerinde olacaktır. Bir enerji kaynağının global enerji politikaları açısından öneme sahip olması noktasında önemli olan; sadece bu kaynaklara sahip olmak ve bunları kontrol etmek değil, aynı zamanda bu kaynakların tüketicilere en kısa, karlı ve güvenli yollarla ulaştırılmasıdır. Bu açıdan yaklaşıldığında gelişmiş dünyada enerji güvenliğinin alışılagelmiş tanımlaması basitçe, uygun fiyatlarla yeterli ürüne ulaşabilmektir (Yergin, 2006, s.70). Bu yaklaşımla Hazar bölgesine baktığımızda, bölge kaynaklarının bulunabilirlik (availability), erişilebilirlik (accessibility) ve karşılanabilirlik (affordability) prensipleri açısından makul ve istikrarlı bir geleceğe sahip olabilmesi için, hukuki statü ve nakil hatları sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. 102