DENEYSEL RAT SERBEST KASIK FLEBİ UYGULAMALARINDA FEMORAL VEN KATETERİZASYONU İLE MİKROVENÖZ ANASTOMOZ YAPILMASI

Benzer belgeler
YÖNTEMİ İLE TEDAVİLERİ

TRANSRADİAL KORONER GİRİŞİM. Dr.Suat Altınmakas

Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ : 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği

Uterus Myomu Tarafından Basıya Uğrayan Sol iliac Venin Neden Olduğu Derin Ven Trombozunda Venöz Stent Uygulaması

JİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR. Doç Dr Ahmet Kale. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği

Hemostatik ajan Ankaferd kan durdurucunun uç-uca tek taraflı teleskobik balıkağzı anastomozlarda etkinliği

Venöz Mikroanastomoza Eritropoietinin Etkileri

KARACİĞER NAKLİNDE AMELİYATHANE HEMŞİRELİĞİ. Hem. Kezban ORMAN Akdeniz Üniversitesi Hastanesi

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

Aort Koarktasyonunun Stent Implantasyonu ile Tedavisini Takiben Gelişen Alt Ekstremite Arteryel Trombotik Oklüzyonu Thrombotic Occlusion Of Lower

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

KADAVRADAN ORGAN ALINMASI. Özlem ERGİNBAŞ Ameliyathane Hemşiresi

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans / Y. Lisans Tıp Fakültesi Selçuk Üniversitesi 1997

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Prof Dr Barış Akin Böbrek Nakli Programı Başkanı İstanbul Bilim Üniversitesi Florence Nightingale Hastanesi

HİCKMAN KATETER HAZIRLAYAN : KIYMET YILMAZ ACIBADEM SAĞLIK GRUBU EĞİTİM VE GELİŞİM HEMŞİRESİ EKİM 2010

SEKONDER ISLAN D FLEPLE YANAK REKONSTRÜKSİYONU (OLGU BİLDİRİMİ)(-) ÖZET

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Santral Venöz Kateter. Hem. Güliz Karataş Hacettepe Ped KİT Ünitesi

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi?

Mikrovasküler anastomozlarda çap uyumsuzlu unu giderme yöntemleri

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

Fleplerinin Kullanımı İle Bilateral Oral. Bukkal Mukoza Komissüroplasti. Bilateral Oral Commissuroplasty Using Buccal Mucosa Flaps

İntraoperatif Rekürren Laringeal Sinir Monitorizasyonunda Tekrar Kullanım Güvenlimidir? Doç. Dr. Barış Saylam Ankara Numune EAH Meme Endokrin Cerrahi

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

REPLANTASYONDA KEMİK TESPİT YÖNTEMLERİ. Doç. Dr. Tahsin Beyzadeoğlu Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji AD.

Santral Kateter Uygulaması

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Emilebilir kolajen örtü (NeuraWrap) uygulaması ven greftlerinin açıklığına katkıda bulunmaktadır

Dr. Kadriye Orta Kılıçkesmez İ.Ü.Kardiyoloji Enstitüsü S.B.Ü.Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

ZOR DAMARYOLLARINDA ALTERNATİF YÖNTEMLER

Non-palpabl meme lezyonlarında cerrahi yaklaşım

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

temporal and scalp region. Scand J Plast Reconstr Surg Hand Surg (Baskıda). with Porous Polyethylene (Medpor ) Implant. Microsurgery

İzole Bilateral İliak Anevrizmanın Cerrahi Tedavisi Surgical Management of Isolated Bilateral Iliac Aneurysm Kalp ve Damar Cerahisi

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

Giriş ÖZET. Anahtar Kelimeler: Mandibula Rekonstrüksiyonu, Serbest Vasküler Fibula Flebi, Operasyon Zamanlaması

Primer ve sekonder Tendon onarımları

DENEYSEL Cilt16 / Sayı 1

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

Akış: Organ İskemilerinin Erken Tanısında Yeni Bir Uygulama: Laser Speckle Görüntüleme

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme

Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi

KORONER BY PASS CERRAHİSİNDE AMELİYATHANE HEMŞİRELİĞİ

Amikasin toksisitesine bağlı deneysel akut böbrek hasarı modelinde parikalsitol oksidatif DNA hasarını engelleyebilir

VENÖZ ADA FLEP YAŞAMINDA PERİVASKÜLER AREOLAR DOKUNUN ROLÜ VE ARTERİOVENÖZ FİSTÜLÜN VENÖZ FLEP YAŞAMINA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

HEMODİYALİZDE ARTERİYOVENÖZ FİSTÜL KULLANIMI UZM. HEMŞİRE NACİYE ÖZDEMİR

BİKARBONATLI HEMODİYALİZ SOLÜSYON TAKıMı (BİKARBONAT A,VE BİKARBONAT B) TEKNİK ŞARTNAMESİ. BİKARBONATLI DİYALİZ SOLÜSYONLARı TEKNİK ÖZELLİKLERİ

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

İntrakoroner Tanısal Yöntemler Gelecekten Ne Bekliyor? Prof Dr. Ertan Ural İnvazif Kardiyoloji Araştırma Uygulama Birimi

İntraosseöz Girişim. Doç. Dr. Neslihan Yücel İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Tamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü

SİNDAKTİLİ ONARIMINDA DORSAL METAKARPAL ARTER PEDİKÜLLÜ FLEPLER

KARACİĞER KİST HİDATİĞİNİN PERKÜTAN TEDAVİSİNDE SEKDİNGER VE TROKAR TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. Dr. Mustafa Özdemir

Hisar Intercontinental Hospital

Ateroskleroz ve Endotel Disfonksiyonu. Prof. Dr. Zeliha KERRY Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi

ASEMPTOMATİK BİLATERAL PNOMOTORAKS

DAİRESEL STAPLER KULLANIM KILAVUZU PUSULA MEDİKAL KATKILARIYLA

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Baş ve Boyun Doku Defektlerinin Rekonstrüksiyonu: 33 Serbest Flebin Analizi

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

VASKÜLER GĐRĐŞ: PREOPERATĐF GĐRĐŞ YOLU OLUŞTURMA STRATEJĐLERĐ. DOÇ. DR. NiYAZi GöRMüŞ

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

KANAMA DURDURUCU TIBBİ CİHAZ

ARTER TAMİRİNDE N-BUTİL-2-SİYANOAKRİLAT (HİSTOAKRİL) KULLANIMI

Patent Duktus Arteriyozus

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

İNTRAVENÖZ (IV) ENJEKSİYON

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ

KONVANSİYONEL/ LİGASURE TİROİDEKTOMİ

MİKROVASKÜLER UÇ-YAN ANASTOMOZDA BALIK AĞZI İNSİZYONU ve FİBRİN YAPIŞTIRICI KULLANIMININ GELENEKSEL UÇ-YAN ANASTOMOZ TEKNİĞİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI

ÖZGEÇMİŞ. : Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D. Fatih/İstanbul

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

SENTİNEL LENF NODU BİOPSİSİ VE ADJUVAN KEMOTERAPİ. Dr. Orhan TÜRKEN

EV HEMODİYALİZİ MEDİKAL VE TEKNİK SORUNLAR

ANTERİOR Tİ8ÎAL BÖLGE DEFEKTLERİNİN GASTREKNEMİUS MUSKÜLOKÜTANÖ2 FLEP TEKNİĞİ İLE TEK EVREDE REKONSTRÜKSİYONU(*) ÖZET. i R 1 ş

Bası Yarası Tedavisi Sonrası Gelişebilecek Erken ve Geç Dönem Komplikasyonları

EKSTANSÖR TENDON YARALANMALARI. Prof. Dr. Mustafa HERDEM ORTOPEDİA Hastanesi ADANA

Derz sızdırmazlığı için PVC esaslı Su Tutucu Bantlar

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi

Doç.Dr.Namık Özmen GATA H.Paşa Eğt.Hast. Kardiyoloji Servisi. İstanbul

Transkript:

DENEYSEL TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF ve ESTETİK CERRAHİ DERGİSİ Cilt15 / Sayı 1 RAT SERBEST KASIK FLEBİ UYGULAMALARINDA FEMORAL VEN KATETERİZASYONU İLE MİKROVENÖZ ANASTOMOZ YAPILMASI Dr. M.Erol DEMİRSEREN Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kliniği ÖZET Mikrovasküler ven anastomozu, arter anastomozuna göre teknik olarak zordur. Esasında venöz anastomozlarda da arteryel anastomozlardaki tekniğin aynısı kullanılır, ancak daha itinalı davranılır. İnce duvarlı venler, kalın duvarlı arterler gibi düşünülerek yapılacak aynı cerrahi hataları tolere edemezler. Dolayısıyla zihinsel konsantrasyonu en yüksek seviyede tutmak gerekir. Bu çalışmada ven anastomozunu kolaylaştırmak amacıyla, deneysel olarak ratların femoral venine, dalından yerleştirilen bir kateter yardımıyla mikrovasküler ven anastomozu yapılmıştır. Tekniğin detayları tarif edilmiştir. Sonuçlar patency-rate ve harcanan zamanın karşılaştırılması ile değerlendirilmiştir. Patency rate artışı gösterilmiş ve tekniğin avantajları tartışılmıştır. Bu teknik özellikle tecrübesi az cerrahlar için, deneysel serbest flep modellerindeki küçük ven anastomozlarında oldukça elverişli olabilir. Anahtar Kelimeler: Mikrovasküler ven anastomozu, kateterizasyon. MICROVENOUS ANASTOMOSIS VIA FEMORAL VEIN CATHETERISATION ON RAT FREE GROIN FLAP TRANSFER SUMMARY The microvascular repair of small veins is technically difficult. Virtually the same anastomotic technique is used in venous anastomoses as in arterial repairs, but on a much more refined level. Thin walled veins cannot tolerate the same surgical abuse as though, thick walled arteries. So maximal mental concentration is mandatory. In this study, a new method using a catheter was studied experimentally in microvenous anastomoses of the femoral veins of the rats. The technique was described in detail. The results were evaluated by comparing the patency-rate and time-consuming. Improved patency rates were demonstrated and the advantages of the technique are discussed. The technique could be very useful in the anastomoses of small veins of experimental free flap models, especially in inexperienced hands. Keywords: Microvascular vein anastomosis, catheterization. ÖZET Ratlarda, gerek anastomoz için gerek flep modeli için, sıklıkla kullanılan kasık flebi ve onun pedikülünün devamı olan femoral arter üzerinde çalışmak, genellikle zor değildir. Arter duvarı yeterince kalındır. Adventisektomi rahat yapılabilir. Ön duvarın anastomozu sırasında, bir hata olarak arka duvardan geçme ihtimali de azdır. Ancak söz konusu olan femoral ven olunca, duvarının inceliği sebebi ile adventisektomi her zamankinden fazla bir titizlik gerektireceği gibi, anastomoz sırasında da ön duvara sütür koyarken arka duvardan geçmelere sıklıkla rastlanır. 1 Bu durumda mikrocerrahi oldukça yorucu ve zaman alıcı bir hale gelir. Bunların önüne geçmek için yöntemi kolaylaştırıcı ya da hızlandırıcı araçlar ve teknikler her zaman ilgi çekici olmuştur. Bu çalışmada da ratlardaki kasık flebi uygulamalarında, ven anastomozunu kolaylaştırmak amacıyla, femoral venin dalından bir kateter yerleştirildi ve anastomozun bu kateter vasıtasıyla arka duvardan geçmeden, daha kısa zamanda yapılması sağlandı. Böylece patency rate de tam başarı elde edildi. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmada ağırlıkları 250-300 gr arasında değişen 20 adet Wistar rat kullanıldı. Ratlar kontrol (Grup 1=10 rat) ve deney grubu (Grup 2=10 rat) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Her iki gruptaki ratlar, eter inhalasyonu ile indüksiyon yapıldıktan sonra, intraperitoneal pentobarbital (Pentotal 50 mg/ml, 0.05 ml/ gr vücut ağırlığı) enjeksiyonu ile uyutuldu. Operasyon alanının tıraş edilmesi, ratların ekstremitelerinden tespit edilmesi ve antiseptik madde ile temizlenmesi gibi hazırlıklardan sonra, kasık flebinin kaldırılacak deri adası planlandı. Bütün operasyonlar aynı cerrah tarafından gerçekleştirildi. Cerrahi mikroskop altında mikrodiseksiyon yapılarak femoral arter ve veni pedikül sayan 3x2 cm boyutlarında kasık flebi kaldırıldı (Şekil1). Geliş Tarihi : 27.10.2006 Kabul Tarihi : 15.02.2007 47

KATETERİZASYON İLE MİKROVENÖZ ANASTOMOZ Şekil 1: Süperfisiyal epigastrik arter ve ven, anastomoz yapılamayacak kadar ince olduğu için, onların devamı olan femoral arter ve venin, flep ile beraber ortaya konmuş hali. dalından kateter (No: 24G branül) yerleştirildi ve Acland ın double aproksimatörü ile tespit edildi. Böylece anastomoz sırasında kateterin kayıp ortamdan uzaklaşması tehlikesi, double aproksimatör aracılığıyla önlenmiş oldu (Şekil 2). Anastomozlarda arter ve ven için ayrı ayrı 9 sütür koyuldu (Şekil 3). İkinci grupta ven anastomozu tamamlandıktan sonra, kateter biraz geri çekilerek anastomoz hattı heparinli serum fizyolojik ile irrige edildi. Ardından kateter tamamen çekilerek femoral venin popliteal dalı bağlandı. Bu kateter sütürler tamamlandıktan sonra, çıkarıldığı için sütürlerin birbirine dolaşması gibi bir problem ile karşılaşılmadı. Anastomozların açık olup olmadığı intraoperatif olarak hemen ve 30. dakikada, ayrıca postoperatif 7. günde reeksplorasyon yapılarak milking testi ile değerlendirildi. Her iki grupta cilt insizyonunun yapılmasından anastomozun bitirilip kan akımının gözlenmesine kadar geçen süre ve ilk mikrovasküler sütürü koymak için iğnenin damar duvarından geçirilmeye başlanması ile son sütürün koyulup ipliğin kesilmesine kadar geçen süre ayrı ayrı kaydedildi. Operasyon sonrası yedinci güne kadar yapılan takiplerde her iki grupta fleplerin yaşayabilirlik durumları tespit edildi. Postoperatif 7. günde anastomoz hattını içeren doku örnekleri alındı. Yapılan histopatolojik incelemelerde, anastomoz hattının açıklığı ve içten kateter dıştan klemp arasında kalan venlerde endotelyal hasar olup olmadığı tespit edildi. Operasyon esnasında iki parametre şeklinde tespit edilen süreler Mann-Whitney testi ile istatistiksel olarak değerlendirildi. Şekil 2: Anastomozdan hemen önce femoral venin iki ucuna yerleştirilen kateterin double aproksimatör yardımıyla yerinden çıkması önlendi. Şekil 4: Enine damar kesiti. Endotel ile döşeli lümen içinde bol miktarda eritrositler izlenmektedir (Kontrol grubu). Hematoksilen Eozin, x. Şekil 3: Sütürün güvenli bir şekilde ön duvardan geçişi. Kaldırılan bu flebin, serbest flep olarak ortotopik transplantasyonu amaçlandı. Adventisektomi sonrası arter anastomozu Carrel in tarif ettiği triangülasyon tekniği ile yapıldı. Ardından ven anastomozu için birinci grupta triangülasyon tekniği ile, ikinci grupta femoral venin dalından yerleştirilen kateter yardımıyla, anastomoz yapıldı. Bu amaçla femoral venin popliteal Şekil 5: Enine damar kesiti. Endotelyal harabiyet mevcut değil. Lümen içinde kan akımı olduğunu gösteren eritrositler görülmektedir (Deney grubu). Hematoksilen Eozin, x. 48

TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF ve ESTETİK CERRAHİ DERGİSİ Cilt15 / Sayı 1 Rat 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Grup 1 90 85 92 85 Grup 2 102 103 101 102 104 101 98 Tablo 1: Cilt insizyonunun başlaması ile anastomozlar tamamlanıp patency rate in gözlenmesine kadar geçen dakika cinsinden zaman. (Grup 1; kontrol grubu. Grup 2; deney grubu). Rat 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Grup 1 37 Grup 2 22 23 26 25 24 23 22 24 21 21 Tablo 2: İlk mikrovasküler sütürü koymak için iğnenin damar duvarından geçirilmeye başlanması ile son sütürün koyulup ipliğin kesilmesi arasında geçen dakika cinsinden zaman. (Grup 1; kontrol grubu. Grup 2; deney grubu). BULGULAR Her iki grupta arter anastomozları sorunsuz olarak tamamlandı. İntraoperatif olarak hemen ve 30. dakikalarda patency rate % olarak tespit edildi. Venöz anastomozda, birinci grupta, ön duvarın onarımı esnasında 17 kez arka duvardan da geçildiği tespit edildi (%18.9). İkinci grupta böyle bir problem ile karşılaşılmadı. Zaten anastomoz hattına yerleştirilmiş olan kateterin yapısı, iğnenin arka duvardan geçmesini önleyecek sertlikteydi. Anastomozlar tamamlandıktan sonra, her iki grupta anastomoz hattında akımın mevcut olduğu tespit edildi. Anastomoz sonrası 30. dakikada birinci grupta üç ratta patency olmadığı tespit edildi. Bunun dışında kalan birinci grupta 7 (%70), ikinci grupta 10 (%) ratta milking testi ile patency rate % olarak tespit edildi. İnsizyonun başlaması ile anastomozun tamamlanıp damar açıklığının gösterilmesi arasında geçen süre açısından birinci gruptaki ven anastomozunun daha kısa sürdüğü tespit edildi (Tablo I). Bununla beraber ilk mikrovasküler sütüre başlanması ile son sütürün koyulması arasında geçen süre karşılaştırıldığında, ikinci grupta harcanan zamanın daha kısa olduğu tespit edildi (Tablo II). Her iki parametre için de aradaki fark istatistiki olarak anlamlıydı (p<0.05). Postoperatif yedinci günde, birinci grupta kalan yedi rattan üçünde total nekroz gelişti. Yapılan reeksplorasyonda hem arter hem ven anastomozunda trombüs olduğu tespit edildi. Böylece birinci grupta flep yaşayabilirliğinde %40 lık bir sonuç elde edildi. İkinci gruptaki tüm ratlarda flep yaşayabilirliği açısından herhangi bir problem ile karşılaşılmadı. Yapılan reeksplorasyonda hem arter hem ven anastomozlarının açık olduğu tespit edildi. Anastomoz hattından alınan doku örneklerinin histopatolojik incelemelerinde, ikinci grupta kateterin yerleştirilmesiyle beraber, dıştan klemp içten kateter baskısı altında kalan venlerde intimal hasar olmadığı, damar lümenlerinin açık olduğu, lümen içinde eritrositlerin bulunduğu ve damar duvar bütünlüğünün korunduğu tespit edildi (Şekil 4,5). TARTIŞMA Geliştirilmiş mikrocerrahi aletlere ve tekniklere rağmen, mikrovenöz anastomozlarda özellikle geç dönemde olmak üzere, daha düşük patency rate oranları karşımıza çıkmaktadır. Venler duvar yapısı itibarıyla arterlerden farklı olmakla beraber, bundan daha fazla duvar kalınlığı itibarıyla farklıdırlar. 2 Ven içindeki basıncın arter içindeki basınca göre daha düşük ve daha ince duvarlı olması nedeniyle, mikrovenöz anastomozlarda lümendeki açıklığın derecesi daha kritik faktörlere bağlıdır. Anastomozdaki herhangi bir hata plateletlerin birikimine sebep olup, başlangıçta açık olan damarın oklüzyonu ile sonuçlanabilir. 3 Bu durum ven anastomozlarında geç dönem patency rate in arter anastomozlarına göre neden daha düşük olduğunu açıklayabilir. Oysa arterler gerek duvarının kalınlığı gerekse basıncının fazlalığı nedeniyle hataları venlere göre daha fazla tolere edebilirler. Dolayısıyla mikrocerrahi eğitiminde, arter anastomozundan vene geçiş süreci, zaman alıcı ve yorucu bir dönemdir. 1 Venöz anastomoz teknik olarak daha zor olduğu için, başarılı bir anastomozun gerçekleştirilmesi ilk birkaç çalışmada mümkün olmamaktadır. 4 Bu dezavantajı ortadan kaldırmak için birtakım mikrovasküler cerrahi eğitim modelleri geliştirilmiştir. Örneğin klempler yerleştirildikten sonra, venin ¼ lük kısmı sağlam kalacak şekilde kesilerek, kesilen kısmında anastomoz yaptırılmıştır 5. Ayrıca Akyürek ve arkadaşları, ratlarda daha kalın duvarlı ve bağlanması gereken yan dalları olmayan dorsal penil veni, yeni bir mikrovenöz anastomoz eğitim modeli olarak sunmuşlardır. 6 Mikrovasküler anastomozlarda stent kullanımı ise ilk kez Mozes ve arkadaşları tarafından ortaya konmuştur. Burada düz bir iğne anastomoz hattında proksimal ve distal damar uçlarından geçirilerek lümen içine yerleştirilmiştir. Anastomoz tamamlandıktan sonra anastomoz hattının biraz ilerisinden damar duvarı delinerek dışarı alınmış ve iğnenin çıktığı delik, sütür veya kısa süreli bası ile kapanmıştır. 7 Daha sonra Wei ve arkadaşları, mikrovenöz anastomozlarda geçici stent tekniği olarak bildirdikleri teknikte yumuşak, 49

KATETERİZASYON İLE MİKROVENÖZ ANASTOMOZ düz, çapı uygun genişlikte silastik bir tüpü lümen içine yerleştirmişlerdir. Böylece lümende yaralanma ve arka duvardan geçme riskinden kaçınılmış olur. Ayrıca daha az sayıda sütür gerektirmesi, patency rate oranında artış ve operasyon zamanının kısalması diğer avantajlarıdır. 8 Daha az sayıda sütür konulması, damar duvarında sütürlerin çokluğundan kaynaklanabilecek nekroz riskini ve dolayısıyla trombüs ihtimalini azaltmaktadır. 9 Ancak Numanoğlu ve arkadaşlarına göre bu tekniğin en önemli dezavantajı, stent alındıktan sonraki son dört sütürün düğümlenmesinin oldukça zor olmasıdır. Çünkü bu esnada ipler karışmakta ve bunları birbirinden ayırıp düğümlemek zor, zaman alıcı, penset manüplasyonunu gerektiren bir işlem halini almaktadır. Hatta bazen bu sütürlerden biri yanlışlıkla çıkmakta ve tekrar sütür geçmek gerekmektedir. Bu da damar duvarında ek bir travmaya neden olmaktadır. Bu tür problemlerin varlığı nedeniyle aynı çalışmacılar tekniği modifiye etmişlerdir. Söz konusu stenti venotomi yaparak yerleştirmişler ve anastomoz tamamlandıktan sonra çıkarıp, insizyona bir sütür koymuşlardır. 10 Bizim çalışmamızda ise mikrovasküler ven anastomozunda, sütür koyma işlemini kolaylaştıracak kateter, ven üzerinde yeni bir delik açmadan, doğal bir delik olan dalından yerleştirilmiştir. Böylece venotomi ve sonrasında koyulacak sütüre bağlı intimal hasar ve iplerin karışması ihtimali ortadan kalkmış olur. Ayrıca kateteri biraz çekip yine o bölgede tutarak operasyon sonrası erken ve geç dönemde anastomoz hattı irrige edilebilir. Daha sonra kateter tamamen çekilip venin dalı bağlanabilir. Kateter, femoral venin dalından yerleştirildiği için endto-side anastomozlara da adapte edilebilir. Bu yöntem, uygun vakalarda klinik uygulamalarda da kullanılabilir. Böylece klinik uygulamalarda anastomoz yapılacak venin kolayca bulunacak bir dalından yerleştirilen kateter, uzun süreli olarak orada tutulabilir. Bu durum bize anastomoz hattının güvenliğini sağlama imkanı da verir. Ancak bu konuda ileri çalışmalara gerek vardır. Damarın klempe edilmiş haliyle geçirilen zaman ile doğru orantılı olarak intimal hasar olacağı için, operasyon zamanı da düşünülmesi gereken bir başka önemli faktördür. 11 Çalışmamızda kullanılan yöntemin bir dezavantajı olarak, kateterin yerleştirilmesi için belli bir süre gerekmektedir. Bu süre neredeyse bir anastomoz süresine yakındır. Her ne kadar iki grupta operasyon süreleri toplam olarak değerlendirildiğinde birbirine çok yakın olmakla birlikte, ikinci grupta damarların klempe edilmiş haliyle geçirilen zaman daha uzun olacaktır. Ayrıca içten kateter, dıştan klemp arasında kalan ven duvarına bir baskı olabileceği düşünülebilir. Bütün bunları netleştirmek için yapılan histopatolojik incelemede, istatistiksel bir analiz yapmamakla birlikte, iki grup arasında farklılık ve çalışma grubunda hasara yönelik bulgular tespit edilmemiştir. Ayrıca anastomoz sonrası hemen ve 30. dakikada yapılan kontrolde, postoperatif 7. günde yapılan reeksplorasyonda kateter uygulanan grupta trombüs formasyonu gözlenmemesi de intimal hasar olmadığını bize göstermiştir. Stent tekniği nde, bir avantaj olarak daha az irrigasyon gerekir. Böylece jet irrigasyonun, anastomoz hattına yakın olan damar duvarında oluşturacağı endotelyal hasar ve sonrasında anastomoz hattında nekroz, trombüs gibi negatif etkilerden arındırılmış olur. 12 Çap uygunsuzluğu olan damarlar arasındaki anastomozlarda, küçük çaptaki damarın stent ile dilatasyonu sağlanır. Tek bir mikrocerrah tarafından asistana gerek duyulmadan kolayca uygulanabilir. 8,10 Bütün bu avantajlarından dolayı özellikle bu konuda tecrübesi az olan, tek başına çalışmak zorunda kalan mikrocerrahlar için tavsiye edilebilir bir yöntemdir. Çünkü henüz tecrübesi az olan çalışmacılar başarısızlıklarla karşılaşıp istek ve ilgileri azalabilir. Bununla beraber yetişmiş bir mikrocerrahın klasik yöntem dışında herhangi bir kolaylaştırıcı yönteme ihtiyacı olmayacağı da açıktır. 13 Literatürde klinik olarak serbest doku transferinde intravenöz kateter uygulaması, postoperatif venöz trombüs gelişen bir hastada flebin kurtarılması amacıyla yapılmıştır. 14 Mikrovasküler serbest doku aktarımlarında sürekli antikoagülasyon için intravenöz ya da intraarteryel küçük kateter yerleştirilmesi ise henüz bildirilmemiştir. Bu kateterler sayesinde cerrah, farmakolojik ajan ile direkt yıkama şansına sahip olmakta, daha da önemlisi bu ajanları yüksek dozda kullanabilmektedir. Belki gelecekte zor mikrovasküler anastomozlar ile karşılaşıldığında intraarteryel olarak kateter yerleştirilecek ve rutin olarak kullanılacaktır. 14 Bizim çalışmamızda, kullanılan kateter vasıtasıyla, anastomoz hattına gerek erken gerekse geç dönemde heparin irrigasyonu yapabilme şansı mevcuttur. Son yıllarda biyomateryallerin gelişim sürecindeki büyük ilerlemeler, mikrovasküler anastomoz çalışmalarında yeni imkanların ortaya çıkmasını sağlamış ve böylece daha iyi sonuçlar elde edilmiştir. Her ne kadar deneysel ortamlarda iyi sonuçlar elde ediliyor olsa da, bu tür yöntemlerin klinik uygulamaları daha zor olabilir ya da anlamlı bir farklılık olmayabilir. 15 Ayrıca Shaw ın da ifade ettiği gibi çok sayıda mikrovenöz anastomoz yapmış cerrahlar, klinik uygulamalarında klasik teknikleri daha çok tercih etmektedirler. 16 Sonuç olarak bu çalışmayı yapmaktaki amacımız; mikrocerrahiye yeni başlayan araştırmacıların, yaptıkları deneysel çalışmalarda ven anastomozunu kolaylaştırıcı bir model oluşturmaktır. Çalışma, başından itibaren klasik sütür tekniğine alternatif olarak düşünülmemiştir. Bununla beraber gelecekte klinik uygulamalarda kolaylaştırıcı bir yöntem olarak kullanılması yönünde çalışmalarımız devam etmektedir. M. EROL DEMİRSEREN KONUTKENT 2 SİTESİ B6 BLOK C GİRİŞ NO:4 06810 ÇAYYOLU/ANKARA Tel: 0-312-2420133 Fax: 0-312-2912705 E-mail: medemirseren@yahoo.com KAYNAKLAR 1. Dunn RM, Mancoll J: Flap models in the rat: A review and reappraisal. Plast Reconstr Surg 1992;90: 319 50

TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF ve ESTETİK CERRAHİ DERGİSİ Cilt15 / Sayı 1 2. Hui KCW, Zhang F, Shaw WW, Taylor A, Komorowska-Timek E, Lineaweaver WC: Assessmen of the patency of microvascular venous anastomosis. J Reconstr Microsurg 2002;18:111 3. Acland RD: Thrombus formation in microvascular surgery. Surgery 1973; 73: 766 4. Acland RD: Practise Manuel for Microvascular Surgery. St Louis, C.V. Mosby Co, 1989 5. Rose JK, Tan J, Rohrich RJ: The three-quarters vein anastomosis: A teaching tool for microsurgery. J Reconstr Microsurg 1998; 14: 195 6. Akyürek M, Şafak T, Öztekin C, Sargon M, Keçik A: Dorsal penile vein as a new training model for microvenous anastomosis in rats. Ann Plast Surg 2002; 49: 280 7. Mozes M, Man B, Agmon M, Adar R: Small vessel anastomoses. Surgery 1963; 54: 609 8. Wei FC, Mancer K, Zuker RM: The temporary stent technique: an easier method of micro-venous anastomosis. British J Plast Surg 1982; : 92 9. Baxter TJ, O Brien BM, Henderson PN, Bennett RC: The histopathology of small vessels following microvascular repair. Br J Plast Surg 1972; 59: 617 10. Numanoğlu A, Baş L, Aytemiz C: A new modification in temporary stent technique of microvenous anastomosis An experimental study. Eur J Plast Surg 19; 10: 106 11. O Brien BM, Henderson PN, Bennett RC, Crock GW: Microvascular surgical technique. Med J Aust 1970; 1: 722 12. Acland RD, Lubbers LL, Grafton RB, Bensimon R: Irrigation solutions for small blood vessel surgery A histologic comparison. Plast Reconstr Surg 1980; 65: 460 13. Hui KCW, Zhang F, Shaw WW and et all. Learning curve of microvascular venous anastomosis: a never ending struggle? Microsurg 2000; 20: 22 14. May JW, Rothkopf DM: Salvage of a failing microvascular free muscle flap by direct continuous intravascular infusion of heparin: A case report. Plast Reconstr Surg 1989; 83: 1045 15. Yap LH, Constantinides J, Butler CE: Venous thrombosis in coupled versus sutured microvascular anastomoses. Ann Plast Surg 2006; 57: 666 16. Shaw WW: What is the best technique for venous anastomosis? Is suturing of vessels obsolete? J Reconstr Microsurg 1997; 13: 261 51