T.C. MALİYE BAKANLIĞI



Benzer belgeler
AB Krizi ve TCMB Para Politikası

BAKANLAR KURULU SUNUMU

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

24 Haziran 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

T.C. MALİYE BAKANLIĞI

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı

2014 Yılı Bütçe Sunuş Konuşması. (TBMM Genel Kurulu)

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi. Dünya Ekonomisi. FED varlık alımlarını durdururken, Avrupa Merkez Bankası negatif faiz uygulamaya. başlamıştır.

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ SUNUMU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır.

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Para Politikaları ve Finansal İstikrar

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

TÜRKİYE EKONOMİSİ NDE GÜNCEL EĞİLİMLER VE GENEL GÖRÜNÜM

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Temel Ekonomik Gelişmeler

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI BİRİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

NUROLBANK 2011 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SUNUMU

Enflasyon Gelişmeleri ve Para Politikası

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AVRUPA BİRLİĞİNE ÜYE VE ADAY ÜLKELERDE TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER. (Kasım 2011) Ankara

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Eylül 2015 Ankara

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

İDARE MERKEZİ ANKARA, 28 Ocak 2014

Ö Z E L B Ü L T E N. Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler. Sayı : 2017/229 9 Tarih : YARARLANILAN KAYNAKLAR

PARA POLİTİKALARI. Erdem Başçı Başkan. 24 Eylül 2013 Denizli Sanayi Odası ve Denizli Ticaret Odası

Temel Ekonomik Gelişmeler

T.C MALİYE BAKANLIĞI EKONOMİ SUNUMU

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

1- Ekonominin Genel durumu

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

Temel Ekonomik Gelişmeler

Türkiye nin TL cinsinden yatırım yapma açısından

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ekim Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Transkript:

2014 22 Ekim 2013

T.C. MALİYE BAKANLIĞI 2014 YILI BÜTÇE SUNUŞ KONUŞMASI (TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu) Mehmet ŞİMŞEK Maliye Bakanı 22 Ekim 2013 i 0

OKUNAN METİN GEÇERLİDİR ii 1

İçindekiler I. EKONOMİK GÖRÜNÜM... 1 A. Küresel Ekonomi... 1 Küresel ekonomide ılımlı toparlanma... 1 Küresel belirsizlikler devam ediyor... 7 B. Türkiye Ekonomisi... 10 Dengeli ve ılımlı büyüme devam ediyor... 10 İstihdamda olumlu seyir devam ediyor... 13 Enflasyon düşüş eğilimine girecek... 16 Mali dengeler güçlü... 17 Bankacılık sektörü sağlam... 22 Hanehalkı borcu düşük... 23 Özel sektör borcu makul seviyelerde... 24 Makro ihtiyati politika uygulamalarına devam... 25 Cari açık yüksek ama yönetilebilir seviyelerde... 26 II. ÖNCELİKLER VE YAPISAL REFORMLAR... 30 A. Demokratik Standartların İyileştirilmesi... 31 B. Yurt İçi Tasarruf Oranlarının Artırılması... 32 C. Kayıt Dışılıkla Mücadele... 34 D. Eğitime Erişimin ve Eğitim Kalitesinin Artırılması... 36 E. İşgücü Piyasasında Esnekliğin Artırılması... 39 F. Ar-Ge ve İnovasyonun Desteklenmesi... 42 G. Enerjide Dışa Bağımlılığın Azaltılması... 45 H. Altyapı Yatırımlarının Önceliklendirilmesi... 47 İ. Sermaye Piyasalarının Derinleştirilmesi... 50 J. Bölgesel Gelişmişlik Farklarının Azaltılması... 51 K. Yoksulluğun Azaltılması ve Gelir Dağılımının İyileştirilmesi... 53 L. Kurumsal Kalitenin Artırılması... 54 III. 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUN TASARISI... 58 III. 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ YIL SONU GERÇEKLEŞME TAHMİNİ... 65 IV. 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ... 73 A. 2014 Yılı Bütçesinin Temel Özellikleri... 80 iii 1

Bütçede en büyük payı yine eğitime ayırıyoruz... 80 En sağlık lı bütçe... 82 Yatırımları önceliklendirmeye devam ediyoruz... 83 Bütçemiz yurt içi tasarrufların artırılmasına katkı sağlıyor... 85 Çalışanın ve emeklinin hakkını gözetiyoruz... 86 Tarım sektörüne güçlü desteğimiz devam ediyor... 87 Ar-Ge desteklerimiz devam ediyor... 88 2014 Yılı Bütçesi sosyal destekler açısından güçlü bir bütçedir... 88 Sosyal güvenlik sistemini desteklemeye devam ediyoruz... 90 Ülkemizin tanıtımına daha çok kaynak ayırıyoruz... 90 Yerel yönetimlere desteğimizi artırıyoruz... 91 V. GELİR POLİTİKALARI VE UYGULAMALARIMIZ... 92 A. Vergi Sisteminde Etkinlik ve Adaletin Artırılması... 92 Gelir Vergisi Kanun Tasarısı Yüce Mecliste... 92 Vergi Usul Kanun Tasarısına ilişkin çalışmalarımız devam ediyor... 94 Fazla ve yersiz tahsil edilen vergilerin iadesini düzenledik... 94 Konutta KDV uygulamasında vergi ödeme gücünü gözetiyoruz... 94 Kira geliri istisnasında vergi adaletini gözetiyoruz... 95 BES te anapara üzerinden alınan vergileri iade ediyoruz... 95 B. Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele... 96 Mevzuatı iyileştiriyoruz... 96 Vergi denetim kapasitesini güçlendiriyoruz... 98 Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu artırıyoruz... 99 C. Makroekonomik İstikrarın Korunması... 108 Yurt dışı varlık barışı... 109 D. Yurt İçi Tasarrufların Artırılması... 109 Uzun vadeli mevduatları destekliyoruz... 109 Uzun vadeli tasarrufları destekliyoruz... 110 E. İstihdam, Yatırım ve Rekabetçiliğin Desteklenmesi... 110 Yatırımları teşvik ediyoruz... 111 Girişimcilerin önünü açıyoruz... 111 Hizmet ihracını destekliyoruz... 112 Makinalar arası iletişimin yaygınlaşmasını destekliyoruz... 112 Esnafın hayatını kolaylaştırıyoruz... 112 iv 2

Basit usule dönme imkanını getirdik... 112 Ar-Ge yi desteklemeye devam ediyoruz... 113 İstihdam üzerindeki vergi yüklerini düşürdük... 113 Kurum kazançları üzerindeki vergi yükünü düşürdük... 116 Birçok kalemde KDV oranlarını indirdik... 116 Dolaysız vergiler yeterli düzeyde değil... 118 F. Bölgesel ve Sosyal Gelişmişlik Farklarının Azaltılması... 120 G. Çevresel ve Sosyal Politikaların Desteklenmesi... 120 Bitkisel atık yağları geri kazandıracağız... 120 23 yaş üzerindeki araçların hurdaya ayrılmasını teşvik ediyoruz... 121 SONUÇ... 122 v 3

Grafikler Grafik 1: Küresel Büyüme Tahminleri Revizyon... 2 Grafik 2: Gelişmiş Ülkelerde Büyüme... 3 Grafik 3: Gelişmekte Olan Ülkelerde Büyüme... 4 Grafik 4: Gelişmiş Ülkelerde İşsizlik... 5 Grafik 5: BRIC Ülkelerinde Büyüme... 6 Grafik 6: Gelişmekte Olan Ülkelerde Finansal Dalgalanmalar... 8 Grafik 7: 2011-12 Yeniden Dengelenme... 10 Grafik 8: Büyüme Görünümü... 12 Grafik 9: Yaratılan İstihdam... 13 Grafik 10: İşgücü Göstergeleri... 14 Grafik 11: Avrupa Birliği nde Genç İşsizlik... 15 Grafik 12: Enflasyon... 16 Grafik 13: Genel Devlet Bütçe Açığı ve Borç Stoku... 18 Grafik 14: Kamu Net Dış Borç Stoku... 19 Grafik 15: IMF ye Olan Borçlar... 19 Grafik 16: Reel Faiz ve Faiz Giderleri... 20 Grafik 17: İç Borç Stokunun Vade Yapısı... 21 Grafik 18: Yatırım Yapılabilir Kredi Notu... 22 Grafik 19: Bankacılık Sektörü... 23 Grafik 20: Hanehalkı Yükümlülükleri... 24 Grafik 21: Firma Yükümlülükleri... 25 Grafik 22: Cari İşlemler Dengesi... 27 Grafik 23: İhracatta Ürün ve Pazar Çeşitlendirmesi... 28 Grafik 24: Esnek Döviz Kuru... 29 Grafik 25: Türkiye de Tasarruf Oranları... 33 Grafik 26: Bireysel Emeklilik Sistemi... 34 Grafik 27: Kayıt Dışı İstihdam... 35 Grafik 28: Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü... 36 Grafik 29: Brüt Okullaşma Oranları... 37 Grafik 30: Öğretmen Başına Düşen Öğrenci Sayısı... 38 Grafik 31: Ortalama Emeklilik Yaşı... 40 Grafik 32: Haftalık Ortalama Çalışma Süresi... 41 Grafik 33: Aktif İşgücü Programları... 42 Grafik 34: Üretim ve İhracatın Teknoloji Yoğunluğu... 43 Grafik 35: Ar-Ge Harcamaları... 44 Grafik 36: Marka Başvuruları... 45 Grafik 37: Enerji İthalatı... 46 Grafik 38: Çok Şeritli Kara Yolu Ağımız... 48 Grafik 39: Demir Yolu Ağımız... 49 Grafik 40: Sivil Hava Trafiğine Açık Havalimanlarımız... 49 Grafik 41: Küresel Finans Merkezleri Endeksi... 50 Grafik 42: GAP Kamu Yatırımları... 52 Grafik 43: Gini Katsayısı... 54 vi 4

Grafik 44: İş Yapma Kolaylığı Endeksi (2006)... 55 Grafik 45: İş Yapma Kolaylığı Endeksi (2012)... 55 Grafik 46: Küresel Rekabet Gücü (2005)... 56 Grafik 47: Küresel Rekabet Gücü (2013)... 56 Grafik 48: Doğrudan Yatırım Girişleri... 57 Grafik 49: 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Gerçekleşme Tahmini... 65 Grafik 50: Bütçe Açığı... 66 Grafik 51: Merkezi Yönetim Bütçe Açığı... 67 Grafik 52: 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri... 69 Grafik 53: Kamu Sektörü Yatırım Giderleri ve Ekonomik Büyüme... 70 Grafik 54: Merkezi Yönetim Bütçe Açığı... 71 Grafik 55: Bütçe Açığının Gelişimi (1985-2013)... 71 Grafik 56: 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı... 75 Grafik 57: 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri... 77 Grafik 58: 2014 Yılı Vergi Gelirleri... 77 Grafik 59: 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri... 78 Grafik 60: Bütçeden Eğitime Ayrılan Pay... 80 Grafik 61: Bebek Ölüm Hızı ve Anne Ölüm Oranı... 83 Grafik 62: Yatırım Stokunun Ortalama Tamamlanma Süresi... 84 Grafik 63: Tarıma Verilen Destek... 87 Grafik 64: Engelli Evde Bakım Kişi Sayıları ve Harcamaları... 89 Grafik 65: Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sistemi... 106 Grafik 66: Mevduatta Ortalama Vade... 110 Grafik 67: Ortalama Ücret Üzerindeki Yükler... 114 Grafik 68: Gelir Vergisi En Üst Dilim Oranları... 114 Grafik 69: Gelir Vergisi En Alt Dilim Oranları... 115 Grafik 70: Kurum Kazançları Üzerindeki Vergi Yükü... 116 Grafik 71: KDV Oranları... 118 Grafik 72: Dolaylı Vergiler... 119 Grafik 73: Dolaysız Vergiler... 119 Tablolar Tablo 1: Elektrik Enerjisi Kurulu Gücü... 47 Tablo 2: Makroekonomik Göstergeler... 74 Tablo 3: Konut Teslimlerinde KDV Oranları... 95 Tablo 4: Asgari Ücret Üzerindeki Vergi Yükleri (%)... 115 vii 5

KISALTMALAR Türk Lirası $ Amerikan Doları AB Avrupa Birliği ABD Amerika Birleşik Devletleri Ar-Ge Araştırma Geliştirme BDDK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu BELDES Belediyelerin Altyapısının Desteklenmesi Projesi BOTAŞ Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi CDS Kredi Temerrüt Takası DAP Doğu Anadolu Projesi BRIC Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin DOKAP Doğu Karadeniz Projesi ECB Avrupa Merkez Bankası Eurostat Avrupa Topluluğu İstatistik Ofisi FATİH Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi Fed Amerikan Merkez Bankası FDD Faiz Dışı Denge GAP Güneydoğu Anadolu Projesi GSYH Gayri Safi Yurtiçi Hasıla İŞKUR Türkiye İş Kurumu ILO Uluslararası Çalışma Örgütü GOÜ Gelişmekte Olan Ülkeler HES Hidroelektrik Santral IMF Uluslararası Para Fonu KDV Katma Değer Vergisi kg Kilogram km Kilometre KOBİ Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler KOP Konya Ovası Projesi KÖİ Kamu-Özel İşbirliği KÖYDES Köy Altyapısını Destekleme Projesi m.a. Mevsimsellikten Arındırılmış MEB Milli Eğitim Bakanlığı MW Megavat viii 6

OECD OVP OVMP ÖTV PMI SAGP SODES SUKAP TAKBİS TBMM TCMB TCDD TL TÜBİTAK TÜFE TÜİK VİMER YP Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü Orta Vadeli Program Orta Vadeli Mali Plan Özel Tüketim Vergisi Satın Alma Yöneticileri Endeksi Satınalma Gücü Paritesi Sosyal Destek Programı Su, Kanalizasyon ve Altyapı Projesi Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Türk Lirası Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Tüketici Fiyat Endeksi Türkiye İstatistik Kurumu Vergi İletişim Merkezi Yabancı Para ix 7

x 8

Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunun Değerli Üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Konuşmama başlamadan önce hepinizi saygı ile selamlıyor, geçmiş Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum. Bildiğiniz üzere 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısını 11 Ekim 2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduk. Bugün Komisyonunuzda 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı ile 2012 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Tasarısının görüşülmesine başlanacaktır. Siz değerli komisyon üyelerinin katkıları ile son halini alacak olan bu tasarılar Genel Kurula sunulacaktır. Yapacağınız her türlü yapıcı eleştiri, katkı ve yorumlarınızdan dolayı şimdiden teşekkür ederim. I. EKONOMİK GÖRÜNÜM Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Daha önceki bütçe görüşmelerimizde olduğu gibi sizlere ilk olarak dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerimi aktarmak istiyorum. Daha sonra sizleri 2012 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı ve 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi hakkında bilgilendireceğim. A. Küresel Ekonomi Küresel ekonomide ılımlı toparlanma Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Küresel ekonomide 2012 yılının ikinci yarısında başlayan ılımlı toparlanma devam ediyor. Buna mukabil aşağı yönlü küresel riskler de 1 8

önemini koruyor. Gelişmiş ülkeler kademeli olarak toparlanırken gelişmekte olan ülkelerde ise büyüme bir miktar yavaşlamıştır. Son bir yıl içerisinde birçok uluslararası kuruluş 2013 yılı büyüme tahminlerini düşürmüştür. Örneğin IMF 2013 yılı küresel büyüme tahminini 0,7 puan aşağı yönlü revize etmiştir. 1 IMF nin son tahminlerine göre 2012 yılında yüzde 3,2 oranında büyüyen küresel ekonomi, 2013 yılında yüzde 2,9, 2014 yılında ise yüzde 3,6 oranında büyüyecektir. Bu oranlar kriz öncesi 2004-07 döneminde ortalama yüzde 5 civarında, 2010-11 yıllarında ise ortalama yüzde 4,5 olan küresel büyüme hızının oldukça altındadır. Grafik 1: Küresel Büyüme Tahminleri Revizyon 4,0 4,1 Büyüme Oranları (%) 3,5 3,0 3,3 3,2 3,6 3,6 2,9 2,5 2012 2013 2014 Kaynak: IMF Ekim 12 Ekim 13 Benzer şekilde dünya ekonomisinin yarısını oluşturan gelişmiş ülkelerin 2 2013 büyüme tahmini 0,3 puan aşağı yönlü revize edilmiştir. 3 2012 yılında yüzde 1,5 oranında büyüyen gelişmiş ülkelerin, 2013 ve 1 IMF nin 2013 yılı için Ekim 2012 ve Ekim 2013 tahminleri arasındaki farkı yansıtmaktadır. 2 IMF nin SAGP metodolojisine göre gelişmiş ekonomilerin dünya ekonomisi içindeki payı 2012 yılı için yüzde 50,4 tür. 3 IMF nin 2013 yılı için Ekim 2012 ve Ekim 2013 tahminleri arasındaki farkı yansıtmaktadır. 2 9

2014 yıllarında, sırasıyla yüzde 1,2 ve yüzde 2 ile potansiyellerinin altında büyüyeceği öngörülmektedir. Grafik 2: Gelişmiş Ülkelerde Büyüme 3 2,6 Büyüme Oranları (%) 2 1 1,2 2,0 1,6 1,0 2,0 1,2 0-1 Gelişmiş Ülkeler ABD Avro Bölgesi Japonya -0,4 2013 2014 Kaynak: IMF Gelişmekte olan ülkelerin 2013 büyüme tahmini de 1,1 puan aşağı yönlü revize edilmiştir. 4 2012 yılında yüzde 4,9 oranında büyüyen gelişmekte olan ülkelerin 2013 yılında yüzde 4,5 oranında 2014 te ise yüzde 5,1 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir. Çin hariç gelişmekte olan ülkelerin 2013 yılında yüzde 3,1, 2014 yılında yüzde 4,1 büyüyeceği öngörülmektedir. Gelişmekte olan Avrupa ülkelerinin ise 2013 yılında yüzde 2,3, 2014 yılında da yüzde 2,7 büyümesi beklenmektedir. 4 IMF nin 2013 yılı için Ekim 2012 ve Ekim 2013 tahminleri arasındaki farkı yansıtmaktadır. 3 10

Grafik 3: Gelişmekte Olan Ülkelerde Büyüme 6 5,1 Büyüme Oranları (%) 4 4,5 3,1 4,1 2,7 2,3 2 Gelişmekte Olan Ülkeler Çin Hariç Gelişmekte Olan Ülkeler Gelişmekte Olan Avrupa 2013 2014 Kaynak: IMF ABD ekonomisi 2012 yılının ikinci yarısında yakaladığı ılımlı çıkışı 2013 yılında da sürdürmektedir. 2012 yılında yüzde 2,8 büyüyen ABD, 2013 yılının ilk yarısında ortalama yüzde 1,8 oranında büyüme kaydetmiştir. Ülkede işsizlik 2013 yılı başından bu yana 0,6 puan azalarak Ağustos ayı itibarıyla yüzde 7,3 seviyesine gerilemiştir. 5 Ancak maliye politikasına ilişkin belirsizlikler ABD de büyüme görünümünü olumsuz etkilemektedir. Bu çerçevede, Amerikan ekonomisinin bu yıl yüzde 1,6, önümüzdeki yıl ise yüzde 2,6 büyümesi beklenmektedir. Altı çeyrektir üst üste daralan Avro Bölgesi, 2013 yılının ikinci çeyreği itibarıyla teknik anlamda resesyondan çıkmıştır. Ancak ikinci çeyrekte elde edilen yüzde 0,3 lük büyüme oranı beklentilerin altında kalmıştır. 6 Ayrıca İtalya, İspanya ve Hollanda gibi bölgedeki önemli bazı ekonomilerde resesyon halen sürmektedir. Bu çerçevede, Avro 5 Bu oran ABD Merkez Bankasının (Fed) hedeflediği yüzde 6,5 oranın üzerindedir. 6 Mevsimsellikten arındırılmış, bir önceki çeyreğe göre büyüme oranıdır. 4 11

Bölgesi nin 2013 yılında yüzde 0,4 oranında daralması öngörülmektedir. İşsizlik ise yüzde 12 ile son 20 yılın en yüksek seviyesindedir. Grafik 4: Gelişmiş Ülkelerde İşsizlik 220 200 180 160 140 120 100 80 2008-1 4 7 10 2009-1 (Ocak 2008=100) 4 7 10 2010-1 4 7 10 2011-1 4 7 10 2012-1 4 7 10 2013-1 4 7 Kaynak: Eurostat ABD Avro Bölgesi Japonya 20 yıldan fazla bir süredir zayıf büyüme ve deflasyon ile yaşayan Japonya, Abenomics olarak adlandırılan ekonomi politikası ile bu durumdan kurtulmayı amaçlamaktadır. Agresif parasal genişleme ve kamusal altyapı harcama politikalarıyla Japon ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,1, ikinci çeyreğinde ise 1,3 büyümüştür. 7 2013 yılında ise yüzde 2 büyümesi beklenmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ise büyüme; zayıf iç talep, bazı yapısal faktörler ve bozulan dış koşullar nedeniyle ivme kaybetmiştir. Gelişmekte olan ülkelerin motoru olan Çin yılın ilk üç çeyreğinde yüzde 7,7 ile son yıllardaki performansının altında büyümüştür. BRIC olarak 7 Mevsimsellikten arındırılmış, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre büyüme oranıdır. 5 12

adlandırılan ve Çin ile birlikte 15 trilyon dolarlık ekonomik hacme sahip olan Hindistan, Brezilya ve Rusya da da büyüme önemli ölçüde yavaşlamıştır. Grafik 5: BRIC Ülkelerinde Büyüme 14 12 10 8 6 Büyüme Oranları (%) 4 2 0-2 -4 Brezilya Çin -6-8 Hindistan Rusya -10-12 2007-Ç4 2008-Ç1 Ç2 Ç3 Ç4 2009-Ç1 Ç2 Ç3 Ç4 2010-Ç1 Ç2 Ç3 Ç4 2011-Ç1 Ç2 Ç3 Ç4 2012-Ç1 Ç2 Ç3 Ç4 2013-Ç1 Ç2 Kaynak: Bloomberg Küresel ekonomideki ılımlı toparlanmaya paralel olarak küresel ticaret de kademeli olarak artacaktır. Bu çerçevede, 2012 yılında yüzde 2,7 artan dünya ticaret hacminin kademeli olarak yükselerek 2013 yılında yüzde 2,9, 2014 yılında ise yüzde 4,9 artması beklenmektedir. Gelişmiş ülkelerde uygulanan genişletici para politikaları, düşük ekonomik aktivite ve zayıf küresel talep nedeniyle, enflasyonist baskılara sebep olmamaktadır. 2012 yılında küresel düzeyde yüzde 3,9 olarak gerçekleşen enflasyon oranının 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 3,7 ve yüzde 3,8 olması beklenmektedir. 6 13

Küresel belirsizlikler devam ediyor Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Küresel ekonomide toparlanmanın ılımlı seyretmesinin yanısıra gelişmiş ülkeler kaynaklı riskler de önemini korumaktadır. Küresel ekonomide önümüzdeki dönemde büyüme görünümünü olumsuz etkileyebilecek dört temel riski şu şekilde sıralayabiliriz: Genişletici para politikalarından çıkışın iyi yönetilememesi Gelişmiş ülkelerde mali sorunlar ve zayıf iç talebin devam etmesi Gelişmekte olan ülkelerde büyümenin daha da zayıflaması Jeopolitik gerginliklerin tırmanması Başta Fed olmak üzere gelişmiş ülke Merkez Bankaları, ekonomideki toparlanmaya paralel olarak genişletici para politikalarını er ya da geç sonlandıracaktır. Ancak parasal genişleme politikalarından çıkışın yönetimi, zamanlaması ve kompozisyonu finansal piyasalar açısından büyük önem arz etmektedir. Özellikle Fed in olağanüstü genişletici para politikasından çıkış sürecinde izleyeceği yöntem küresel ekonomik görünüm üzerindeki en büyük risklerden biridir. Fed in bu politikasını uzun süre sürdürmesi enflasyon ve finansal istikrar açısından önemli bir risk teşkil etmektedir. Öte yandan genişletici para politikasından çıkışın gereğinden hızlı olması kırılgan yapıdaki gelişmiş ülkeleri yeniden durgunluğa sürükleyebilir. Gelişmekte olan ülkelerde ise sermaye akımlarının zayıflamasına ya da tersine dönmesine neden olabilir. IMF tahminlerine göre Fed in politika faiz oranında yapacağı yüz baz 7 14

puanlık bir artış, 8 diğer ülkelerde sanayi üretimini yüzde 0,7 azaltabilecektir. 9 Zira Fed in genişletici para politikasından çıkış stratejisindeki belirsizlikler Mayıs ayından bu yana finansal piyasalarda ciddi bir dalgalanmaya sebep olmuştur. Bu süreçte birçok gelişmekte olan ülkede faiz oranları ve risk primleri artmış, para birimleri ise değer kaybetmiştir. Bu dönemde Türkiye ekonomisindeki makro-finansal kırılganlıklar da çok konuşulmuştur. Ancak Türk Lirasında 22 Mayıstan 10 bu yana gerçekleşen değer kaybı yüzde 7 ile gelişmekte olan ülkelerin ortalamasına yakın seyretmiştir. Tahvil faizleri artmakla birlikte geçen yıl aynı dönemde gözlemlenen seviyelerin altında, borsa ise değer kaybetmekle birlikte geçen yılki seviyelerin üstünde kalmıştır. Grafik 6: Gelişmekte Olan Ülkelerde Finansal Dalgalanmalar 150 118 100 52 50 0 19 7 24 24 (Değişim*, Yıllık) -50-100 -28-5 -25-10 -150-200 -187 Türkiye -191-250 CDS Kur 10 Yıllık Tahvil Faiz Oranı Borsa Endeksi Kaynak: Bloomberg *Mayıs-Eylül 2012 ortalaması ile Mayıs-Eylül 2013 ortalamasının değişimidir. Değişimler CDS ve faiz için baz puan, borsa ve kur için ise yüzde olarak hesaplanmıştır. Not: Verileri kullanılan ülkeler; Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Güney Afrika, Endonezya, Güney Kore, Brezilya, Şili, Kolombiya ve Meksika dır. 8 2014 yıl sonuna kadar gelişmiş ülkelerde faiz artırımı beklenmemektedir. 9 IMF, Küresel Ekonomik Görünüm, Ekim 2013. 10 Fed in genişletici para politikasından kademeli çıkış sinyalini verdiği tarihtir. 8 15

İkinci risk ise gelişmiş ülkelerde mali sorunların çözüme kavuşturulamaması ve iç talepteki toparlanmanın sekteye uğramasıdır. 2013 yılı için borç stokunun GSYH ye oranı OECD ülkelerinde yüzde 112, Avro Bölgesi nde ise yüzde 96 ile oldukça yüksek bir seviyededir. Ayrıca Avro Bölgesi nde bankaların kırılgan yapısı ise hala bir sorun teşkil etmektedir. Bu risklerin iyi yönetilip minimize edilebilmesi için Avro Bölgesi ülkelerinin yapısal reformlara devam etmesi ve başarılı bir bankacılık birliği oluşturması gerekmektedir. Avro Bölgesi nde uygulanan mali konsolidasyonun iç talebin zayıf seyrettiği bir döneme denk gelmesi ekonomik toparlanmanın önünde bir engel oluşturmaktadır. Bu nedenle rekabetçiliğin ve ihracat performansının iyileştirilmesi için üretkenliği arttıracak, mal ve ürün piyasalarını daha dinamik kılacak reformlara gereksinim vardır. Üçüncü olarak gelişmekte olan ülkelerin daha düşük oranlarda büyümesi küresel görünüm adına bir risk teşkil etmektedir. Finansal dalgalanmalar ve zayıf dış talebe ek olarak gelişmekte olan ülkeler zayıflayan iç talep sorunuyla karşı karşıyadır. Bunda, demografik faktörlerin yanısıra verimlilik düşüşü ve yapısal reformların yavaşlaması etkili olmaktadır. Sözgelimi BRIC ülkeleri için yıllık büyüme eğilimi son beş yılda yüzde 1 civarında düşmüştür. 11 İleriye yönelik olarak da büyüme oranlarının daha düşük seviyelere inmesi olasıdır. Ancak orta ve uzun vadede, yüksek getiri beklentisi ve hızlı yakınsama ihtimali, gelişmekte olan ülkeleri yatırımlar için cazip kılmaya devam edecektir. Son olarak jeopolitik gerginliklerin arttığı Orta Doğu da politik belirsizlik risk primini artırmaktadır. Arzdaki iyileşmeye rağmen 11 OECD, Geçici Değerlendirme Raporu, Eylül 2013. 9 16

jeopolitik riskler uluslararası enerji fiyatlarını olumsuz etkilemektedir. Bu da küresel büyüme için bir kara kuğu etkisi yaratabilir. 12 B. Türkiye Ekonomisi Dengeli ve ılımlı büyüme devam ediyor Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Konuşmamın bu kısmında sizlerle Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerimi paylaşmak istiyorum. 2012 yılında yumuşak iniş süreci olarak adlandırdığımız yeniden dengelenme sürecini başarıyla yönettik. Bu süreçte makroekonomik istikrarı koruyup güçlü mali dengelerimizi muhafaza ederken cari açığı önemli ölçüde daralttık, enflasyonist baskıları azalttık, yüksek düzeyde istihdam yaratıp işsizliği düşürmeye devam ettik. Grafik 7: 2011-12 Yeniden Dengelenme 5 4 4,1 9,7 10,5 9,8 9,2 12 10 (Büyümeye Katkı) 3 2 6,1 6,2 8 6 4 (%) 1 2 0 0-1 -2-1,1 Net İhracat (Sol Eksen) Cari Açık/GSYH Enflasyon İşsizlik Kaynak: TÜİK, TCMB 12 Nassim Nicholas Taleb tarafından ortaya konulan kara kuğu teorisine göre bugüne kadar gördüğümüz bütün kuğuların beyaz olması siyah kuğuların var olmadığı anlamına gelmez. Buna göre daha önce öngörülmemiş uç olasılıkların gerçekleşmesi özellikle finansal piyasalarda aşırı oynaklık yaratabilmektedir. 10 17

Aynı zamanda geçen yıl küresel ekonominin beklenenin üstünde yavaşlaması, en büyük ticaret ortağımız AB nin krizde olması, jeopolitik gerginliklerin artması ve petrol fiyatlarının yüksek seyretmesine rağmen yüzde 2,2 büyüdük. 2013 yılında ise hedefimiz yeniden dengelenme sürecindeki kazanımları kaybetmeden büyümeyi yukarı çekmekti. İç talebin katkısıyla ivme kazanan ekonomi yılın ilk yarısında yüzde 3,7 büyümüştür. Yılın ikinci yarısına ait önemli bazı göstergeler de büyümenin geçen yıla göre daha yüksek seyredeceğini işaret etmektedir. Üçüncü çeyrek itibarıyla kapasite kullanım oranı yüzde 75,5 ile Aralık 2011 den bu yana gözlemlenen en yüksek seviyeye gelmiştir. Reel kesim güven endeksi yükselmeye devam etmiştir. Kredi büyümesi ise her ne kadar yavaşlama trendine girmiş olsa da Eylül ayında yüzde 23,1 ile güçlü seyrini korumuştur. Ancak yıl başından bu yana dış konjonktür büyümeyi destekleyici olmaktan çıkmıştır. En büyük ticaret ortağımız olan AB deki ekonomik toparlanma ile küresel ekonomik büyüme zayıf seyretmiş, olağanüstü parasal genişleme döneminin sonuna yaklaşılmış, finansal piyasalarda risk algısı yükselmiş, jeopolitik gerginlikler ise artmıştır. Bu durum maalesef Türkiye nin büyüme performansını olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca para politikasında yılın ikinci yarısında başlayan sıkılaştırma kredilerdeki büyümeyi yavaşlatmış, iç talepteki artışı bir miktar sınırlamıştır. Son dönemde uygulamaya konulan makro ihtiyati tedbirlerin de kredi artış hızını yavaşlatması beklenmektedir. 11 18

Tüm bu gelişmeler çerçevesinde bu yıl büyümenin yüzde 3,6 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu oran geçen yıl öngördüğümüz yüzde 4 lük OVP hedefinin bir miktar altındadır. Ancak daha önce bahsettiğim üzere, bu yıl hemen hemen tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde büyüme aşağı yönlü revize edilmiştir. Grafik 8: Büyüme Görünümü 6 Reel GSYH Büyümesi (%) 5 4 3,6 4,0 5,0 5,0 3 2013 2014 2015 2016 Kaynak: OVP (2014-16) Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Orta vadeli perspektif ile baktığımızda büyümenin önümüzdeki yıl yüzde 4, 2015 ve 2016 da ise yüzde 5 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Kısa ve orta vadede, Yüksek istihdam yaratma kapasitemiz İhtiyatlı ve esnek para politikamız Sağlam kamu mali dengelerimiz ile mali disiplin politikamız Sağlam bankacılık sektörümüz Nispeten düşük hanehalkı borçluluk oranları 12 19

Uyguladığımız makro ihtiyati tedbirler büyümeyi destekleyici ve dış şoklara karşı Türkiye'yi daha dirençli kılan faktörlerdir. İstihdamda olumlu seyir devam ediyor Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Küresel kriz sonrası dönemde yaşadığımız güçlü toparlanma ve işsizlikle mücadele kapsamında uygulamaya koyduğumuz düzenlemeler sayesinde yüksek düzeyde istihdam yarattık. Birçok ülkede istihdam artışının yeterli düzeyde sağlanamaması önemli bir sorun olmaya devam ederken Türkiye de Mart 2009 dan bu yana 4,7 milyon kişiye ilave istihdam sağladık. Oysa aynı dönemde Avro Bölgesi nde 2,2 milyon istihdam kaybı yaşanmıştır. Grafik 9: Yaratılan İstihdam (Mart 2009-13, Milyon Kişi) TÜRKİYE ABD Rusya Almanya Brezilya Macaristan Belçika Fransa Çek Cumhuriyeti Slovenya Slovakya Danimarka İrlanda Polonya Japonya Portekiz İtalya Yunanistan Avro Bölgesi İspanya -3-2 -1 0 1 2 3 4 5 4,7 Kaynak: Eurostat, OECD, TÜİK * Ülkelerin son açıklanan verileri kullanılmıştır. 13 20

Türkiye, 2009-13 döneminde IMF verilerine göre yüzde 4,8 olan ortalama yıllık istihdam artış oranıyla birinci sırada yer almaktadır. 13 Ayrıca OECD tarafından yayımlanan İstihdam Raporu na göre Türkiye, bu yıl ve gelecek yıl OECD'de en fazla istihdam artışı görülecek 3 üncü ülke olacaktır. 14 2013 yılında devam eden istihdam artışına rağmen mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı 2012 yıl sonuna göre 0,9 puan yükselerek Temmuz 2013 te yüzde 10,1 olarak gerçekleşmiştir. Bunda işgücüne katılım oranının yüzde 50,9 ile serinin başladığı 2005 yılından bu yana gözlemlenen en yüksek seviyelerine ulaşması etkili olmuştur. Yıl sonunda işsizlik oranının yüzde 9,5 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Grafik 10: İşgücü Göstergeleri 16 52 15 51 14 50 13 49 (m.a., %) 12 11 48 (m.a., %) 10 47 9 46 8 45 2008-1 5 9 2009-1 5 9 2010-1 5 9 2011-1 5 9 2012-1 5 9 2013-1 5 Kaynak: TÜİK İşsizlik Oranı (Sol Eksen) İşgücüne Katılım Oranı (Sağ Eksen) 13 IMF de istihdam verisi açıklanan 35 ülkeye göre sıralama yapılmıştır. 14 OECD, İstihdam Raporu, Temmuz 2013. Türkiye, istihdam artışı bakımından Meksika ve İsrail den sonra 3 üncü sırada yer almaktadır. 14 21

Türkiye de uzun süreli işsizlik oranı son yıllarda düşüş eğilimine girmiştir. Nitekim bir yıldan fazla süredir iş arayanların oluşturduğu uzun süreli işsizlerin toplam işsizler içindeki payına bakıldığında yüzde 22,5 ile Türkiye 2013 yılının ilk yarısında İsveç, Finlandiya ve İzlanda dan sonra en düşük orana sahip 4 üncü ülke olmuştur. 15 Diğer yandan, Türkiye Avrupa nın en büyük sorunu olan genç işsizlikle mücadelede çok daha etkin sonuçlar almaktadır. Avro Bölgesi nde yüzde 23,4 ile rekor seviyelere çıkan genç işsizlik oranı, Türkiye de Temmuz 2013 te yüzde 18 olarak gerçekleşmiştir. Ülkemiz, genç nüfusuna rağmen bu oranı 2009 yılından bu yana 7,3 puan indirerek Avrupa da en düşük genç işsizlik oranına sahip 11 inci ülke olmuştur. Grafik 11: Avrupa Birliği nde Genç İşsizlik Genç İşsizlik Oranı (15-24 yaş, 2013, %) İsviçre Almanya Avusturya Norveç Hollanda Danimarka Malta İzlanda Estonya Çek Cumhuriyeti TÜRKİYE Lüksemburg Letonya İngiltere Litvanya Belçika Romanya Fransa Avro Bölgesi Slovenya TÜRKİYE 2009 Polonya Finlandiya Macaristan İsveç Bulgaristan İrlanda Slovakya Portekiz İtalya G. Kıbrıs Hırvatistan İspanya Yunanistan 18,0 23,4 25,3 0 10 20 30 40 50 60 Kaynak: Eurostat, TÜİK 15 Eurostat, 2013 ikinci çeyrek 15 22

Enflasyon düşüş eğilimine girecek 2012 yılında dengelenme sürecine paralel olarak enflasyon yüzde 6,2 ile son 44 yılın en düşük seviyesine inmiştir. Ancak 2013 yılında enflasyon oranı, işlenmemiş gıda ve tütün ürünleri fiyatlarındaki artış ve Türk Lirasındaki değer kaybı nedeniyle hedefin üzerinde seyretmektedir. Merkez Bankası, fiyat ve finansal istikrarı sağlamak için Temmuz ayından bu yana faiz koridorunu 125 puan yukarı çekmiştir. Bu süreçte makro ihtiyati tedbirlerden oluşan politika setini uygulamaya devam etmiştir. Bu çerçevede Eylül ayı itibarıyla yüzde 7,9 olarak gerçekleşen enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 6,8, önümüzdeki yıl sonunda ise yüzde 5,3 olacağı tahmin edilmektedir. Grafik 12: Enflasyon 140 125,5 120 100 107,2 99,1 (TÜFE, Yıllık, %) 80 60 40 20 6,2 6,8 5,3 5,0 5,0 0 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 Kaynak: TÜİK, OVP (2014-16) 16 23

Mali dengeler güçlü Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Son 11 yılda elde ettiğimiz başarıda 2002 yılından bu yana uygulamakta olduğumuz ihtiyatlı maliye politikaları önemli bir rol oynamıştır. Önümüzdeki dönemde dış şoklara karşı bizi koruyacak ve sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak etmenlerin başında yine mali disiplin gelmektedir. Bu politikalar sayesinde genel devlet bütçe açığının GSYH ye oranı son 11 yılda yaklaşık 10 puan azalarak 2013 yılında yüzde 1 e gerilemiş olacaktır. Böylelikle 2013 yılında ülkemizde bütçe açığının GSYH ye oranı OECD ülkeleri için öngörülen yüzde 4,3 lük açığın dörtte birinden az, Maastricht Kriterinin ise üçte biri kadar olacaktır. Genel devlet bütçe açığının GSYH ye oranını önümüzdeki dönemde de azaltmaya devam ederek 2016 yılında yüzde 0,5 e indirmeyi hedefliyoruz. AB tanımlı borç stokunun GSYH ye oranını ise son 11 yılda yaklaşık 40 puan düşürdük. 2013 yılı için yüzde 35 olarak öngördüğümüz bu oran, OECD ortalamasının üçte birinden az, Maastricht Kriterinin ise neredeyse yarısı kadardır. Borcun GSYH ye oranını azaltmaya devam ederek 2016 yılında yüzde 30 a indirmeyi hedefliyoruz. 17 24

Grafik 13: Genel Devlet Bütçe Açığı ve Borç Stoku 75 70 65 60 10,8 74,0 12 10 8 (%) 55 50 45 40 35 30 25 OVP (2014-16) 1,0 35,0 0,5 30,0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 6 4 2 0-2 (%) Borç Stoku/GSYH (Sol eksen) Bütçe Açığı/GSYH (Sağ Eksen) Kaynak: Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı Benzer şekilde kamu net borç stokunun GSYH ye oranı da son 11 yılda 47 puan azalarak 2013 yılında yüzde 15 e düşecektir. 2002 yılında yüzde 25,2 olan kamu net dış borç stokunun GSYH ye oranı 2012 yılında eksi yüzde 3,1, 2013 yılının ikinci çeyreğinde ise eksi yüzde 3,9 olmuştur. Bir başka deyişle Türkiye devleti uluslararası piyasalara borçlu olmaktan çıkarak alacaklı pozisyonuna gelmiştir. 18 25

Grafik 14: Kamu Net Dış Borç Stoku 100 80 60 40 25,2 30 25 20 15 (Milyar ) 20 0-20 10 5 0 (%) -40-3,9-5 -60-10 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Ç2 Kamu Net Dış Borç Stoku (Sol Eksen Eksen) Kamu Net Dış Borç Stoku/GSYH (Sağ Eksen) Kaynak: Hazine Müsteşarlığı 2013 yılında ülkemiz 19 yıl sonra ilk defa IMF ye olan borcunu sıfırlamıştır. G20 çerçevesinde imzaladığı anlaşma ile IMF ye 5 milyar dolarlık kredi açma taahhüdünde bulunmuştur. Grafik 15: IMF ye Olan Borçlar 25 20 15 (Milyar $) 10 5 0 2003 2004 2005 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı 2006 2007 2008 Geri Ödeme 2009 2010 Borç Stoku 2011 2012 2013-4 2013-5 19 26

AK Parti Hükümetleri öncesinde hem borcun faizi hem de faiz giderlerinin vergi gelirleri içindeki payı çok yüksekti. 2002 yılında reel faiz oranları yüzde 25,4, faiz giderlerinin vergi gelirlerine oranı ise yüzde 85,7 seviyesindeydi. Mali disiplin sayesinde reel faiz son beş yıldır düşük tek hanelerde seyretmektedir. Faiz giderlerinin vergi gelirlerine oranı ise 2013 yılında yüzde 15,5 ile 1982 yılından beri görülen en düşük seviyesine ulaşmış olacaktır. GSYH ye oran olarak da yüzde 3,2 ile faiz giderleri son 31 yılın en düşük düzeyine inmiştir. Grafik 16: Reel Faiz ve Faiz Giderleri (%) 50 45 40 35 30 25 20 15 10 5 0 85,7 25,4 15,5 1,8 95 85 75 65 55 45 35 25 15 5 (%) -5 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 İç Borç Stokunun Reel Faizi (Sol Eksen) Faiz Giderleri/Vergi Gelirleri (Sağ Eksen) -5 Kaynak: Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı Not: İç borç stokunun reel faizinin 2013 yılı Eylül ayı verisidir. Ayrıca iç borçlanmanın ortalama vadesi de uzamaktadır. 2002 yılında 9,4 ay olan ortalama vade, 2013 yılı Eylül ayında 74,3 aya kadar yükselmiştir. İç borçlanmanın ortalama vadesinin belirgin olarak artmasıyla birlikte toplam iç borç stokunun vadeye kalan süresi de son 11 yılda yaklaşık üç katına çıkarak Eylül 2013 itibarıyla 43,7 aya kadar yükselmiştir. 20 27

Grafik 17: İç Borç Stokunun Vade Yapısı 75 74,3 65 55 (Ay) 45 35 43,7 25 15 5 2002 2003 2004 2005 2006 İç Borçlanmanın Ortalama Vadesi 2007 2008 2009 2010 2011 2012 İç Borç Stokunun Vadeye Kalan Süresi 2013-Eylül Kaynak: Hazine Müsteşarlığı Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Bu rakamlar, uluslararası arenada Türkiye nin kredibilitesini önemli ölçüde artırmıştır. Türkiye nin kredi notu 19 yıl aradan sonra ilk defa 2012 de Fitch tarafından yatırım yapılabilir not seviyesine çıkarıldı. 2013 yılında ise Moody s in yanısıra Japon (Japan Credit Rating Agency) ve Kanadalı (Dominion Bond Rating Services) kredi derecelendirme kuruluşlarının da not artırımıyla Türkiye uluslararası dört kuruluş tarafından yatırım yapılabilir seviyede not almış oldu. 21 28

Grafik 18: Yatırım Yapılabilir Kredi Notu Bankacılık sektörü sağlam Bankacılık sektörü aktif kalitesi, özkaynak yeterliliği, fonlama yapısı ve karlılığı bakımından güçlü ve sağlıklı yapısını korumaktadır. Son dönemde küresel gelişmelerden kaynaklı yaşanan olumsuzluklar bankacılık sektörünün güçlü yapısında bozulmalara neden olmamıştır. Sermaye yeterlilik oranı yasal sınır olan yüzde 8 in neredeyse 2 katı, yüzde 16 civarındadır. Takipteki kredilerin toplam krediler içindeki payı ise yüzde 2,8 ile oldukça düşük bir oranda seyretmektedir. Banka kredileri mevduatla dengelenmekte ve bankaların büyük ölçekli açık pozisyonları bulunmamaktadır. 22 29

Grafik 19: Bankacılık Sektörü 25 20 Sermaye Yeterlilik Oranı (%) 15 10 5 Hedef oran: %12 Yasal sınır: %8 0 2008-1 3 5 7 9 11 2009-1 3 5 7 9 11 2010-1 3 5 7 9 11 2011-1 3 5 7 9 11 2012-1 3 5 7 9 11 2013-1 3 5 7 Kaynak: BDDK Hanehalkı borcu düşük Son yıllarda düşük faiz ve krediye erişimin kolaylaşması ile birlikte hanehalkı borçluluk oranlarında hızlı bir artış yaşanmıştır. Ancak Türkiye'de hanehalkı borcunun GSYH ye oranı yüzde 21 ile Avro Bölgesi ortalaması olan yüzde 65 in üçte biri düzeyinde dahi değildir. Buna rağmen hanehalkının borç artış hızını makul düzeylere çekmek için ihtiyati tedbirler uyguluyoruz. Örneğin, 2009 yılında uygulamaya koyduğumuz düzenleme ile hanehalkının döviz cinsinden borçlanmasını engelledik. Geliri Türk Lirası cinsinden olan hanehalkının bilançosunu kur riskinden arındırdık. Ayrıca Ekim ayı itibarıyla kredi kartı kullanımını kontrol altına alacak düzenlemeleri de hayata geçirdik. 23 30

Grafik 20: Hanehalkı Yükümlülükleri (2012, %, GSYH) TÜRKİYE Litvanya Slovakya Slovenya Macaristan Çek Cumh. Letonya Polonya Estonya İtalya Avusturya Lüksemburg Belçika Fransa Almanya Malta Yunanistan Avro Bölgesi Finlandiya İspanya İsveç Portekiz İngiltere İrlanda Hollanda Danimarka 21,2 0 20 40 60 80 100 120 140 Kaynak: TCMB, ECB 65,4 Özel sektör borcu makul seviyelerde Özel sektörün dış borcu son yıllarda ciddi bir artış göstermiş ve 2013 yılının ikinci çeyreği itibarıyla 252,4 milyar dolara ulaşmıştır. Bu borcun neredeyse yüzde 60 ı orta ve uzun vadeye yayılmıştır. Ayrıca reel sektörün toplam borcunun GSYH ye oranı yüzde 42,5 ile yüzde 47 olan Avrupa ortalamasının altındadır. İlaveten reel sektörün kısa vadeli borçlarının yüzde 87 si de dış ticaret kredisi niteliğindedir; yani borç çevirememe riski düşüktür. Buna ilaveten 2012 yıl sonu itibarıyla 88,9 milyar dolar olan özel sektörün kısa vadeli dış borcunun 15,1 milyar dolarlık kısmı ihracat kredileridir, bir başka deyişle doğal bir hedge e sahiptir. Son olarak özel sektörün yatırım yapıyor olması, varlık ve gelirlerinin artması da bilançolar üzerindeki riski azaltmaktadır. 24 31

Grafik 21: Firma Yükümlülükleri (%, GSYH) Polonya Çek Cumhuriyeti Slovakya Litvanya Macaristan İngiltere Belçika Finlandiya Almanya Estonya Letonya TÜRKİYE Fransa Ortalama Yunanistan İsveç Avusturya Slovenya İtalya Danimarka İrlanda Hollanda Portekiz İspanya Lüksemburg 43,3 47,2 0 20 40 60 80 100 120 140 Kaynak: BDDK, TCMB, Çetinkaya, Mart 2013 Makro ihtiyati politika uygulamalarına devam Hükümetlerimiz döneminde kapsamlı makro ihtiyati tedbirleri uygulamaya koyduk. Bu çerçevede, bankacılık sektöründe 2004 yılından beri stres testlerini uyguluyoruz. 2006 yılından bu yana hedef sermaye yeterlilik oranını yüzde 12 de tutuyoruz. 2008 yılından bu yana bankaların kar dağıtımı BDDK tarafından takip ediliyor ve gerektiğinde sınırlanıyor. Bu sayede bilançolarda yedek akçe oluşumu ile sektörün güçlü özkaynak yapısı korunmuştur. Ayrıca bankaların tüketici kredileri için ayırdığı karşılık oranını artırdık ve mortgage kredilerinde kredinin gayrimenkulün değerine oranını yüzde 75 olarak belirledik. 25 32

Cari açık yüksek ama yönetilebilir seviyelerde Sayın Başkan, Değerli Üyeler, 2010-11 döneminde iç talepteki aşırı genişleme, zayıf dış talep ve artan petrol fiyatları sebebiyle cari açık oldukça yüksek seviyelere çıkmıştı. Ancak geçen yıl uyguladığımız yumuşak iniş süreci ile cari açık yönetilebilir seviyelere gerilemiştir. Küresel ekonomideki riskleri göz önünde bulundurduğumuzda makro-finansal istikrarı korumak için cari açığı kontrol edilebilir seviyelerde tutmamız gerekmektedir. Bu çerçevede, geçen yılki yeniden dengelenme politikamızın ne kadar yerinde ve doğru bir politika olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Bu yıl küresel ekonomideki zayıf büyüme nedeniyle ihracatta yaşanan durgunluk ve iç talepteki canlanmaya rağmen cari açıkta kayda değer bir bozulma yaşanmamıştır. Ekonomide yeniden dengelenme yılı olan 2012 yılında 47,8 milyar dolar seviyelerine kadar gerileyen cari açık, 2013 Ağustos ayı itibarıyla 12 aylık bazda 56,7 milyar dolar seviyelerine çıkmıştır. Net altın ticaretini hariç tutarsak cari açığın Ağustos ayı itibarıyla 12 aylık bazda 50,4 milyar dolar olduğunu ve cari açıkta geçen yıla göre önemli bir bozulma yaşanmadığını görmekteyiz. 2012 yılında yüzde 6,1 olarak gerçekleşen cari açığın GSYH ye oranının bu yıl yüzde 7,1 e yükseleceğini tahmin ediyoruz. Ancak net altın ticareti hariç bu oran yüzde 6,1 seviyesinde kalacaktır, yani cari işlemler dengesinde bozulma yaşanmayacaktır. 26 33

Grafik 22: Cari İşlemler Dengesi 40 20 (12 Aylık Kümülatif, Milyar $) 0-20 -40-60 -80 2002-1 4 7 10 2003-1 4 7 10 2004-1 4 7 10 2005-1 4 7 10 2006-1 4 7 10 2007-1 4 7 10 2008-1 4 7 10 2009-1 4 7 10 2010-1 4 7 10 2011-1 4 7 10 2012-1 4 7 10 2013-1 4 7 Kaynak: TCMB, TÜİK Cari Denge Enerji İthalatı Hariç Cari Denge Altın Hariç Cari Denge Orta Doğu daki siyasi çalkantılar, göreceli olarak yüksek seyreden petrol fiyatları ile en büyük ticaret ortağımız olan AB deki zayıf iç talep dış ticaret dengelerine olumsuz yansımıştır. Ağustos ayı itibarıyla 12 aylık enerji ithalatı 57,2 milyar dolar ile aynı dönemde 56,7 milyar dolar olan cari açığın üzerinde gerçekleşmiştir. AB ye yaptığımız ihracat ise 2002 yılında toplam ihracatımızın yüzde 56,7 si iken bu yılın ilk sekiz ayında toplam ihracatın sadece yüzde 40,9 unu oluşturmaktadır. AB deki borç krizinden kaynaklanan talep düşüşünün ihracat üzerinde yarattığı olumsuz etki ürün ve pazar çeşitlendirmesi çalışmaları sayesinde önemli ölçüde giderilmiştir. Özellikle Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerine yönelik ihracatta yaşanan artışla birlikte toplam ihracat kriz öncesi seviyelerin üzerine çıkmıştır. 2002 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ülke sayısı 8 iken bu rakam 2012 yılında 34 e yükselmiştir. Benzer şekilde, 1 milyar doların 27 34

üzerinde ihracat yaptığımız ürün sayısı da aynı dönemde 9 dan 30 a yükselmiştir. Grafik 23: İhracatta Ürün ve Pazar Çeşitlendirmesi 40 35 34 30 30 25 20 15 10 9 8 5 0 2002 2012 Kaynak: TÜİK 1 Milyar $ üzerinde ihracat yapılan ürün sayısı 1 Milyar $ üzerinde ihracat yapılan ülke sayısı Pazar ve ürün çeşitlenmesinin yanısıra uygulamakta olduğumuz dalgalı döviz kuru rejimi ile esnek para politikası ekonomimizi dış şoklara karşı dayanıklı kılmaktadır. Genel algının aksine, Mayıs sonundan itibaren Türk Lirasında gözlemlenen oynaklık, gelişmekte olan ülke para birimlerindeki ortalama dalgalanma kadar olmuştur. 28 35

Grafik 24: Esnek Döviz Kuru 80 70 60 50 40 30 20 10 0 01.2008 07.2008 01.2009 07.2009 01.2010 Kur Oynaklığı (%) 07.2010 01.2011 07.2011 01.2012 07.2012 01.2013 07.2013 Kaynak: Bloomberg GOÜ Türkiye Ayrıca uygulamakta olduğumuz rezerv biriktirme politikalarıyla 2002 yılında 28,1 milyar dolar olan toplam rezervler 4 Ekim 2013 tarihi itibarıyla 129,3 milyar dolara yükselmiştir. Cari açığın yaklaşık yüzde 20,4 ü küresel doğrudan yatırım ile net hata ve noksan gibi borç yaratmayan kaynaklarla finanse edilmektedir. Ancak son yıllarda portföy yatırımlarının finansman içindeki payı yüzde 52,2 ye yükselmiştir. Bu nedenle Türkiye nin daha kalıcı ve uzun vadeli kaynak çekmesi için ülkemizde yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. 29 36

II. ÖNCELİKLER VE YAPISAL REFORMLAR Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Son 11 yıllık dönemde siyasi istikrarı sağlayan ve makroekonomik dengelerini iyileştiren Türkiye, büyüme potansiyelini güçlendirecek ve Türkiye yi 2023 hedeflerine taşıyacak önemli bir yapısal dönüşümden geçmektedir. Bu çerçevede, temel öncelik alanlarımızı; bu alanlarda gerçekleştirdiğimiz ve devam etmekte olan bazı önemli reformları ve stratejik yatırımlarımızı sizlere aktarmak istiyorum. Hükümet olarak temel önceliklerimiz, Demokratik standartların iyileştirilmesi Yurt içi tasarruf oranlarının artırılması Kayıt dışılıkla mücadelede etkinliğin sağlanması Eğitime erişimin ve eğitim kalitesinin artırılması İşgücü piyasasında esnekliğin artırılması Ar-Ge ve inovasyonun desteklenmesi Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması Altyapı yatırımlarının önceliklendirilmesi Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi Bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması Yoksulluğun azaltılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi Kurumsal kalitenin artırılmasıdır. 30 37

A. Demokratik Standartların İyileştirilmesi Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Demokrasimizin standartlarının daha da yükseltilmesi Hükümetimizin temel önceliğidir. Bunun için çözüm süreci ve yeni anayasa öncelikli çalışma alanlarımızdır. Geçtiğimiz günlerde bu amaçla bir paketi kamuoyuna sunduk. Terörün son bulması, akan kanın ve gözyaşının bitmesi temel arzumuzdur. Bu paketle milletimizin birliğini, beraberliğini ve kardeşliğini pekiştiriyoruz. Bildiğiniz üzere Türkiye terör yüzünden 30 yıldır büyük bir bedel ödemiştir. Terör 35 binin üzerinde insanımızın canına ve yaklaşık 400 milyar dolara mal olmuştur. Dolaylı etkileri de göz önüne alırsak terörün ülkemize maliyeti 1 trilyon doları geçmiştir. Kaybedilen canları parayla ölçmemiz mümkün değil; ancak terör yüzünden özellikle Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgemizin kalkınması ciddi ölçüde aksamıştır. Teröre harcanmakta olan kaynağı ve enerjiyi ülkemizin uzun vadeli geleceğini inşa etmek üzere harcayabiliriz. Ülkemizin beşeri sermayesinin kalitesini artırmak üzere eğitime daha fazla kaynak aktarabiliriz. Çiftçimize, esnafımıza daha fazla destek verebiliriz. Yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı çok daha güçlü bir şekilde destekleyebiliriz. Bu sayede bölgesel gelişmişlik farklarını çok daha hızlı giderebiliriz. Sağlanacak huzur ve güven ortamı ile yatırımlar giderek hızlanacaktır. Nitekim bölgedeki GAP ve DAP projelerinin 31 38

tamamlanmasıyla yaklaşık 2,5 milyon kişiye istihdam, ekonomiye ise yıllık yaklaşık 8 milyar dolar katkı sağlanması beklenmektedir. B. Yurt İçi Tasarruf Oranlarının Artırılması Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Son 11 yılda sağladığımız mali disiplin sayesinde kamu tasarruflarında önemli oranda artış sağladık. 2002 yılında eksi yüzde 4,8 olan kamu tasarruflarının GSYH içindeki payının 2013 yılında yüzde 2,9 a ulaşacağını tahmin ediyoruz. Ancak 2013 yılı için yüzde 9,7 olarak tahmin edilen özel sektör tasarruflarının GSYH ye oranı yeterli düzeyde değildir. Yüzde 12,6 olan toplam tasarrufların GSYH ye oranı ise hem gelişmekte olan ülkelerdeki ortalama yüzde 33,5 e hem de yüzde 19,6 olan yatırımların GSYH ye oranına göre oldukça düşüktür. Tasarrufyatırım dengesindeki açık da yapısal bir cari açık sorununa neden olmaktadır. 32 39

Grafik 25: Türkiye de Tasarruf Oranları 24 22 20 (%, GSYH) 18 16 14 12 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kaynak: Kalkınma Bakanlığı Yatırım Tasarruf Açık Özel sektör tasarruflarının düşük seviyede kalmasının pek çok yapısal sebebi vardır. İstihdam oranının ve verimliliğin düşük olması, özel sektörün küresel katma değer zincirinde aşağıda kalması bu sebeplerden bazılarıdır. Bu nedenle AK Parti Hükümetleri olarak mali disipline bağlı kalarak bir yandan kamu tasarruflarını artırmaya devam ederken öte yandan özel sektör tasarruf oranlarının yükseltilmesi için gerekli yapısal reformları ve öncelikli yatırımları hayata geçiriyoruz. Bu amaçla aktif işgücü politikaları ile istihdamı destekliyoruz. Beşeri sermaye ve altyapıya yaptığımız yatırımlar ile yapısal reformlar sayesinde verimliliği artırıyoruz. Bunların yanısıra bireysel emeklilik sistemini gözden geçirerek tasarrufların artırılması için yeni bir düzenleme yaptık. Düzenlemenin devreye girdiği 2013 yılının başından bu yana bireysel emeklilik sistemi 33 40

katılımcı sayısı 752 bin kişi artarak 3,9 milyon kişiye, katılımcıların fon tutarı ise 4,1 milyar TL artarak 24,5 milyar TL ye ulaştı. Grafik 26: Bireysel Emeklilik Sistemi 25 24 23 22 21 20 01.2013 01.2013 02.2013 02.2013 03.2013 Katılımcı Fon Tutarı (Milyar ) 03.2013 03.2013 04.2013 04.2013 05.2013 05.2013 06.2013 06.2013 07.2013 07.2013 08.2013 08.2013 08.2013 09.2013 09.2013 Kaynak: Emeklilik Gözetim Merkezi C. Kayıt Dışılıkla Mücadele Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Kayıt dışılıkla mücadele terörle mücadele kadar önemlidir. Kayıt dışılık 76 milyon vatandaşımızdan, ülkenin geleceğinden çalmak ve haksız rekabet demektir. Hizmete ve yatırımlara yönlendirilmesi gereken kaynakların toplanamayıp vergi adaletinin ve gelir dağılımının bozulması demektir. Hükümetlerimiz döneminde kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye ilişkin önemli adımlar attık ve bu çabalarımızın sonucunda da önemli başarılar elde ettik. TÜİK verilerine göre kayıt dışı istihdamın toplam istihdam içindeki 34 41

payı 2002 yılından bu yana 14,2 puan azalarak Temmuz 2013 te yüzde 37,9 a gerilemiştir. Tarım dışı sektörlerde ise 2002 yılında yüzde 31,7 olan kayıt dışı istihdam oranı Temmuz 2013 te yüzde 22,3 e gerilemiştir. Tarım dışı sektörlerde kayıt dışı istihdam oranını 2018 yılına kadar 5 puan daha azaltmayı hedefliyoruz. Grafik 27: Kayıt Dışı İstihdam 52 52,1 51,7 50,1 Kayıt Dışı İstihdam/Toplam İstihdam (%) 48 44 40 36 48,2 47,0 45,4 43,5 43,8 43,3 42,1 39,0 37,9 32 Kaynak:TÜİK 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Temmuz Benzer şekilde, uluslararası çalışmalar da ülkemizde kayıt dışılığın azaldığını göstermektedir. OECD ülkeleri için yapılan bir araştırmaya 16 göre ülkemizde kayıt dışı ekonominin GSYH içindeki payı 2003 yılından bu yana yaklaşık 6 puan azalarak yüzde 26,5 e gerilemiştir. Ancak bu oran, yüzde 18,4 olan AB ülkeleri ortalamasının üzerindedir. Amacımız orta vadede kayıt dışılığı AB ortalamalarına çekmek, uzun vadede ise AB de gözlemlenen düşük oranlardan birine sahip olmaktır. 16 Schneider, F., Ocak 2013, Size and Development of Shadow Economy of 31 European and 5 Other OECD Countries from 2003 to 2013: A Further Decline, Johannes Kepler Üniversitesi, Linz, Avusturya. 35 42

Grafik 28: Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü (2013,%,GSYH) 35 30 25 20 15 10 5 31,2 28,4 28,4 28,0 27,6 26,5 25,5 25,2 24,3 23,8 23,6 23,1 AB Ortalaması 22,1 21,1 19,0 18,6 18,4 16,4 15,5 15,0 13,9 13,6 AB de En Düşük Oranlar 13,0 13,0 13,0 12,2 9,9 9,7 9,1 8,0 7,5 Bulgaristan Romanya Hırvatistan Litvanya Estonya TÜRKİYE Letonya G. Kıbrıs Malta Polonya Yunanistan Slovenya Macaristan İtalya Portekiz İspanya AB Ortalaması Belçika Çek Cumh. Slovakya İsveç Norveç Danimarka Finlandiya Almanya İrlanda Fransa İngiltere Hollanda Lüksemburg Avusturya Kaynak: Schneider, 2013 D. Eğitime Erişimin ve Eğitim Kalitesinin Artırılması Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Hükümet olarak önceliklerimizin başında eğitime erişimin ve eğitim kalitesinin artırılması gelmektedir. Hükümetlerimiz döneminde eğitime erişimde büyük başarı sağladık; okullaşma oranlarında önemli iyileşmeler kaydettik. 2002-03 eğitim-öğretim döneminde okul öncesi için yüzde 11,7 olan brüt okullaşma oranını, 2012-13 döneminde yüzde 44 e yükselttik. Aynı dönemde ilköğretim için yüzde 96,5 olan brüt okullaşma oranını yüzde 107,6 ya, ortaöğretim için yüzde 80,8 olan oranı ise yüzde 96,8 e yükselttik. Yükseköğretim için ise bu oranı yüzde 35,8 den yüzde 92,1 e çıkardık. 36 43

Grafik 29: Brüt Okullaşma Oranları 130 110 107,6 90 96,5 80,8 96,8 92,1 (%) 70 50 30 44,0 35,8 10 11,7 Okul Öncesi (4-5 yaş) İlköğretim Ortaöğretim Yükseköğretim Kaynak: Kalkınma Bakanlığı 2002-03 2012-13 Okullaşma oranlarıyla birlikte eğitimde fırsat eşitliğini de arttırdık. 2002 yılında ilköğretimde 100 erkek öğrenciye karşılık 91 kız öğrenci bulunmaktaydı. Haydi Kızlar Okula, Baba Beni Okula Gönder ve Şartlı Nakit Transferi gibi pek çok tedbirle ve nihayet Kayıt Esasına Göre Takip Sistemi ile 2012-13 dönemi itibarıyla 100 erkek öğrencimize karşın 101,8 kız öğrencimiz ilköğretimde okur hale gelmiştir. Geçen yıl uygulamaya koyduğumuz düzenleme ile zorunlu eğitim süresini 8 yıldan 12 yıla çıkardık. 2003 yılından bu yana Türkiye genelinde yaklaşık; 400 bin kadrolu öğretmen atadık 205 bin dersliği hizmete sunduk 1,8 milyar adet ücretsiz kitap dağıttık. Toplam üniversite sayısı 2002 yılında 76 iken bugün bu sayı 175 e ulaşmıştır. Geçen yıl devlet üniversitelerinde harcı kaldırarak üniversite 37 44

eğitimine erişimi daha da kolaylaştırdık. Ancak üzülerek söylüyorum ki eğitimde kalite olarak arzuladığımız seviyede değiliz. Nitekim OECD tarafından yayınlanan PISA 2009 sonuçlarına göre Türkiye, 65 ülke arasında matematik ve bilim alanlarında 43 üncü, okuma alanında ise 41 inci sıradadır. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi nde Türkiye 187 ülke arasında 90 ıncı ülke konumundadır. Bu sıralamada gerilerde yer almamızda esas belirleyici olan faktör eğitimdir. Eğitimin kalitesinin artırılması amacıyla, Türkiye genelinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısında önemli iyileşmeler sağladık. 2002-03 eğitim-öğretim yılında ilköğretimde öğretmen başına 28, ortaöğretimde 18 öğrenci düşerken 2012-13 eğitim-öğretim yılında bu sayı ilköğretimde 20 ye, ortaöğretimde 16 ya düşmüştür. Grafik 30: Öğretmen Başına Düşen Öğrenci Sayısı 30 28 28 26 24 22 20 20 18 18 16 16 14 2002-03 2012-13 Kaynak: MEB İlköğretim Ortaöğretim 38 45