OYDER Otomotiv Sektörünün Geleceği Gelişim İçin Değişim Kongresi

HAZİRAN 2013 SAYI: 49 OYDER - Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği Yayın Organıdır. OYDER DEN ÜYELERİNE 3. PROJE PLAZA SİGORTACILIĞI OYDER Otomotiv Sektörünün Geleceği Gelişim İçin Değişim Kongresi

EDİTÖRÜN YORUMU Üçüncü Projemizde Hayata Geçiyor Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği adına İmtiyaz Sahibi H. Şükrü ILISAL Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat MUTLU Yayın Kurulu Murat GÜRÜNLÜ Murat MUTLU Murat ŞAHSUVAROĞLU Seyra TOPRAK Zeynep FİDAN SOYSAL Editörler Çınar NOYAN R. İlter Çıtak editor@mavitanitim.com.tr Reklam Yönetmeni Aylin GÖKÇE Tel: 0216 355 73 16 aylin.gokce@oyder-tr.org Yönetim Yeri Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği Derya Sok. No: 14/ 6 Şişikler Plaza Sahrayıcedid - Kadıköy / İstanbul Tel : 0216 355 73 16 Faks : 0216 355 72 69 www.oyder-tr.org otoban@oyder-tr.org Yapım Mavi Tanıtım ve İletişim Rasimpaşa Mah. Ayrılıkçeşme Sok. No: 122 Yeldeğirmeni 34500 Kadıköy-İstanbul Tel : 0216 418 59 31 pbx Faks : 0216 348 95 22 www.mavitanitim.com.tr Baskı Umur Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Esenkent Mah. Dudullu OSB 2. Cadde No: 5 Ümraniye-İstanbul Tel: 0 216 645 62 00 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın, Ayda Bir Yayınlanır. Tüm yayın hakkı OYDER'e ait olup kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. OTOBAN Dergi parayla satılmaz. MAVİ TANITIM VE İLETİŞİM Özgür TEZER OYDER Genel Sekreteri Değerli Meslektaşlarım, Otomotiv sektöründe artık 5. yılını tamamlamış ve basınımızda Otomotiv Kongresi olarak adlandırılmış olan OYDER - Otomotiv Sektörünün Geleceği Kongreleri 2013 yılında da sektöre ışık tutmaya devam etmiştir. Bu senenin konusu Gelişim için Değişim di ve konuşmacıları, panelistleri ve sponsorları ile tam anlamı ile Değişim teması işlenmiş oldu. Ekonomi Bakanımız Zafer Çağlayan ın her zamanki gibi sektöre hakimiyeti ile önemli mesajları vermesi, Meksika Eski Devlet Başkanı Felipe Calderon un müthiş deneyimlerini bizlerle paylaşması kongremize katılanlara önemli bir vizyon sağlamış oldu. Üç panelimizin her biri konularında uzman olan değerli panelistlerimiz ile hem sektör bileşenlerine hem de Yetkili Satıcılarımıza çok önemli ipuçları vererek gerek dünyadan örneklerle gerekse geleceğin nasıl şekilleneceğine dair ipuçları ile katılımcıların hayal güçlerine çağrışım yapmışlardır. Katılım gösteren tüm dostlarımıza, sponsorlarımıza, moderatörlerimize, konuşmacı ve panelistlerimize teşekkür ediyoruz. OYDER in işletmelerinizi destekleyecek yeni projelerini açıklamaya devam ediyoruz. Sizlere söz verdiğimiz gibi bu yılın 3. önemli projesini de hayata geçirmeye başlıyoruz. Şirketlerimizde kârlılık sıkıntısı devam ederken yeni kâr merkezleri yaratmak veya bu merkezleri daha efektif kullanmak son derece önemli bir hâl almıştır. İşte bu noktada her bir Yetkili Satıcı için çok önemli bir kâr merkezi sigorta acentelerimizdir. Bizler otomotivci olduğumuz gibi aynı zamanda sigortacı olarakta hizmet vermekteyiz, bu nedenle acenteliklerimizi maximum seviyede kârlı çalıştırmak durumundayız. İş bileşenleri olarak her ne kadar Otomotiv Sigortaları uzmanlık alanımızmış gibi görünsede aslında sahip olduğumuz müşteri potansiyeli ile Otomotiv Dışı Sigorta branşlarına da yönelmemiz gerekmektedir. İşte bu noktada personeliniz üzerindeki operasyon yükünü azaltacak ve önemli zaman kazanımları sağlayacak bir projeyi sizlerle tanıştırmak istiyoruz. Bu uygulama ile artık bir müşterinize hazırlanacak sigorta teklifi sadece birkaç dakikanızı alacak ve bu sayede mevcut personeliniz daha efektif hale gelecek. Detaylı açıklamaları dergimizin bu sayısında bulacaksınız, bir arkadaşımız sizleri ziyaret ederek uygulama hakkında bilgi aktaracak. Öncelikle ihtiyacı olan dostlarımız bizi arayarak ziyaret talebinde bulunabilirsiniz. Mayıs ayının sonlarında Boğaziçi Üniversitesi ile yaptığımız bir çalışma ile sizler için önemli olduğunu düşündüğümüz Aile Şirketlerinde Genç Nesil temalı eğitim icra edilmiştir. Eğitimi veren çok değerli hocamız ile katılımcılar son derece uyumlu bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Bizlerde vesile olduğumuz için mutluyuz. Yaz aylarının hepimiz için başarılı geçmesini diliyorum. Saygılarımla HAZİRAN 2013 3

İÇİNDEKİLER 12 6 14 18 EDİTÖRÜN YORUMU 3 Üçüncü Projemizde Hayata Geçiyor Özgür TEZER OYDER Genel Sekreteri GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM 6 İç Pazarımızı Geliştirecek Değişimi Hayata Geçirmeliyiz H. Şükrü ILISAL OYDER Yönetim Kurulu Başkanı 12 Yerli Otomobil İçin 'Altın Hisse' ile Devlet Yatırım Yapacak Zafer ÇAĞLAYAN Ekonomi Bakanı 14 Geleceğin Potansiyeline Cevap Verecek Ülkeler Arasında Meksika ve Türkiye Yer Alıyor Felipe Calderon Meksika eski Devlet Başkanı 18 Otomotivde Değişim ve Öncüleri Nuri Çolakoğlu Moderatörlüğü nde; Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, Bayraktar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar ve Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO'su Ali Kibar konuşmacı olarak yer aldılar. 30 Otomotiv Sektörünün Ekonomi Üzerine Etkisi Kurthan Tarakçıoğlu moderatörlüğünde Ernst&Young Otomotiv Sektörü Lideri Serdar Altay, KPMG Otomotiv Sektörü Lideri Ergün Kış ve Koç Finansman Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Önalp'ın konuşmacı olarak yer aldığı "Otomotiv Sektörünün Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkisi" paneli gerçekleştirildi. 36 Yetkili Satıcılıkta Değişim Süreci Mehmet Buldurgan ın moderatörlüğünde; İn Grup Yönetim Kurulu Başkanı Vedat İnciroğlu, Uzay Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi Seyra Toprak, Otokoç Otomotiv Genel Müdürü Görgün Özdemir, Renault-Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar ve ikincielotomobilim.com Yönetim Kurulu Başkanı Sami Nacaroğlu konuşmacı olarak yer aldığı "Yetkili Satıcılıkta Değişim Süreci" paneli gerçekleştirildi. 46 OYDER, "Gelişim için Değişim" Kongresi Sponsorları OYDER DEN HABERLER 52 OYDER, yetkili satıcılar için sigortacılıkta önemli bir proje daha gerçekleştiriyor Değerli dostlarımız dergimizin bu sayısında Sigorta Acenteliklerimizin gelişmesi amacıyla 2 proje üst üste sizlere sunulmuştur. Birincisi SigortaPro firması ile operasyon maliyetlerinizi azaltacak ve kâr noktalarınızı arttıracak bir proje, diğeri ise aşağıda detaylarını göreceğiniz Mapfre Genel Sigorta - Avrasya Danışmanlık işbirliğinde hayata geçen başka bir proje. 54 OYDER ve BUYEM Eğitimleri Devam Ediyor 56 ASBİS Ege Bölgesi Eğitimi İzmir'de gerçekleştirildi SEKTÖRDEN HABERLER 58 150 milyar Euro luk Çin otomotiv pazarında yer kapma arayışı SEKTÖR ANALİZİ 60 Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazarı, 2013 Yılı İlk Beş Ayında % 14 Arttı 2013 yılı Ocak-Mayıs döneminde, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı %14,13 artarak 307.647 adet olarak gerçekleşti. 2012 yılında bu rakam 269.565 adet olarak gerçekleşmişti. 2013 yılı Mayıs ayı otomobil ve hafif ticari araç pazarı ise 81.468 adete ulaştı. 70.863 adet olan 2012 yılı Mayıs ayı otomobil ve hafif ticari araç pazar toplamına göre satışlar %14,97 oranında arttı. 66 Avrupa Otomotiv Pazarı 2013 Yılı İlk Dört Ayında %7 Daraldı AB (27) ve EFTA ülkeleri toplamına göre otomotiv pazarı 2013 yılı Ocak-Nisan döneminde %7 daraldı ve 4.746.295 adet seviyesinde gerçekleşti. 2012 yılı Ocak- Nisan döneminde toplam 5.105.573 adet satış gerçekleşmişti. 4 HAZİRAN 2013

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM OYDER Yönetim Kurulu Başkanı H. Şükrü Ilısal: İç pazarımızı geliştirecek değişimi hayata geçirmeliyiz OYDER in düzenlediği Otomotiv Sektörünün Geleceği Gelişim İçin Değişim kongresi, 22 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşti. Meksika Eski Devlet Başkanı Felipe Calderon ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ın konuşmacı olarak yer aldığı kongre, otomotiv sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getirdi. Gelişim için Değişim konseptiyle beşincisi düzenlenen kongre, İstanbul Hilton Convention & Exhibition Center da yapıldı. Bu sene 23 üncü yılına giren OYDER in Avrupa ve Türkiye de konu hakkında çok değerli kişilerin görüşlerine yer veren, sektörün sorunlarını değerlendiren, fark yaratan uygulamaları değerlendirme fırsatı yaratan bir platform niteliğindeki bu paneline, otomotiv sektöründen gerek distribütör, gerekse yetkili bayilerin yanı sıra, kamu, sigorta şirketleri, banka, medya ve diğer mecralardan yaklaşık 700 ün üzerinde katılım oldu. 6 HAZİRAN 2013

Otomotiv sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getiren 5. Otomotiv Kongresi nin ev sahipliğini yapan OYDER Yönetim Kurulu Başkanı H.Şükrü Ilısal, kongrenin ana temasını anlatırken söz konusu değişim olunca aslında şu anda ülke olarak bir milada tanıklık ediyoruz diye düşünüyorum. Hem yakın zamanda hayata geçirilen Türk Ticaret Kanunu, hem Sermaye Piyasası Kanunu hem de bunlara bağlı tebliğler ile ticari hayatımız yeni kurallara bağlı hale geliyor. Kayıt dışı ekonominin artık tamamen ortadan kalkacağı, adil ve hakkaniyetli rekabetin yer alacağı, uluslararası ticaret standartlarının yerleştiği bir ticaret hayatı artık özlem duyulan değil bizzat yaşanan bir ortam haline geliyor. Bunu hem şahsım hem yönetim kurulum hem de temsil ettiğim yetkili satıcılar adına çok önemsiyorum dedi. OYDER Yönetim Kurulu Başkanı H. Şükrü Ilısal, 2008 global ekonomik krizi sonrası dünyada esmeye başlayan değişim rüzgarları birçok gelişmiş ekonomiyi derinden sarsarken Türkiye gibi altyapısı güçlendirilmiş ülkelere de büyük fırsatlar sunmuş olduğuna değinerek, "Dünyanın önemli finans kuruluşları teker teker çökerken, avrupa daki dev bankalar kredi musluklarını kapatıp ticareti kilitlerken, ülkeler borçları nedeniyle iflas isterken biz bu türbülanstan güçlenerek çıkmayı başardık. Bu arada Türkiye ekonomisindeki hepimizi gururlandıran tablonun en önemli mimarlarından biri olan ve aramızda bulunan sayın Ekonomi Bakanımız Zafer Çağlayan a, hem aldığı tüm görevlerde gösterdiği üstün performans, hem de zaman ayırarak aramızda olduğu için, bir kez daha OYDER Yönetim Kurulu Başkanı H. Şükrü Ilısal, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Meksika eski Devlet Başkanı Felipe Calderon Meksika eski Devlet Başkanı Felipe Calderon, OYDER Yönetim Kurulu Başkanı H. Şükrü Ilısal'a kongreye davet ettiği için şükranlarını sunduğunu dile getirdi. teşekkür etmek istiyorum. Kendisi ile yaptığımız bir sohbette o kadar çok seyahat ediyorum ki bazen sabah uyandığımda nerede olduğumu hatırlayamıyorum cümlesi zaten başarının anahtarı olarak hepimize örnek oluyor" diye konuştu. H. Şükrü Ilısal ülkemizde özellikle son yıllarda çok büyük değişimlere şahit olunduğunu dile getirerek, "İçerisinde büyük gelişmeleri barındıran bu değişimler bizi diğer ülkelerden pozitif yönde hızla ayrıştırıyor. Bunun gururunu, işlerini başarı ile yürüten ekonomi yönetimimize bırakıp, biz 'gelişim için değişim'i sektörümüz için ele alalım" dedi. H. Şükrü Ilısal bugün ülkemizin iç pazarının son üç yıldır 800-900 bin seviyelerine oturduğu durumdan söz ederek, bu durumun gelişim için yeni çalışmalar yapılması gerektiğini ortaya koyduğuna işaret etti. H. Şükrü Ilısal, " Tüketici tercihlerindeki değişim ve sektörün buna cevap vermek için içinde olduğu gelişim süreci artık karşımıza daha çevreci ve daha teknolojik ürünler çıkartıyor. Kendisine son derece iddialı bir 2023 hedefi belirlemiş olan Türkiye'nin önünde, otomotiv sektöründe küresel oyuncu olabilmek için hâla bazı fırsatların olduğuna inanıyorum. Dünya otomotiv sektöründe, global marka yaratabilen sınırlı sayıda ülke var, bunların en önemli ve ortak özellikleri tartışılmaz bir şekilde, gelişmiş iç pazarlarıdır. Bu ülkeler, ekonomik ölçeklerde ürün geliştirmeye ve üretim yapmaya önce iç pazarlarını büyüterek başladılar ve daha sonra ihracat fırsatları yakalayarak global pazarlara hâkim oldular" diye sözlerine devam etti. HAZİRAN 2013 7

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM OYDER Başkanı H. Şükrü Ilısal, Türkiye'nin nüfusunun Avrupa'ya nazaran çok genç ve dinamik olduğunu söyleyerek, "Avrupa da neredeyse her on kişiden altı tanesi otomobil sahibiyken bu oran Türkiye'de hala sadece onda bir buçuk, bu da, ne kadar önemli bir potansiyele sahip olduğumuzu gösteriyor. Bu potansiyelden hemen ve akılcı bir şekilde faydalanmalıyız. Bu potansiyeli harekete geçirecek, türkiye yi otomotiv üssü yapacak, sürdürülebilir ve kalıcı çözümler üreterek hayata geçirecek çalışmaları, hepbirlikte geliştirmeli ve uygulamalıyız. Bu gelecek vaat eden, büyük ve potansiyel pazarda, hepimiz üzerimize düşeni yaparsak inanıyorum ki, ana ve yan sanayide yerli marka da yaratabiliriz, sektör için global üretim üssü de olabiliriz. Tüm bunlara paralel olarak, otomotivin dış ticaret dengesine zaten sahip olduğu pozitif ivmeyi de güçlendirebiliriz. İstihdam ile vergi gelirleri artırıp türkiye mizi gerçek anlamda otomotivde küresel bir oyuncu yapabiliriz. Bu ülke coğrafyasında herkes, refah içinde ve mutlu bir yaşam sürmeyi sonuna kadar hak ediyor. İşte bu nedenle, üreticisinden yan sanayiine, dağıtıcısından yetkili satıcısına, devletine ve hükümetine güvenen bir kişi olarak, sizler gibi ben de otomotiv sektörünün büyük potansiyeline, değişime, gelişime ve aydınlık geleceğimize yürekten inanıyorum. Otomotiv sektörünün tüketiciye temas eden tek derneği olan OYDER 24 yıllık bir geçmişe sahip. Yetkili satıcılar türkiye de, 1.000 adet lider kişiden oluşup 100.000 çalışana doğrudan istihdam sağlıyor, unutulmaması gereken diğer önemli bir OYDER misyonu gereği üretici / dağıtıcı ve tüketici arasında köprü görevi üstlendiği, tüketiciyi ve onun çıkarlarını yakından ilgilendiren güncel konuların tüm detayları ile ele alınmasını sağlamasını hedeflediğinden dolayı bu kongrelerde amacı; yılda en az bir defa otomotiv sektörünün en önemli oyuncularını bir araya getirmek; bilimsel ve sosyal olarak sektörel birliktelikleri pekiştirmek; politik, teknolojik ve sosyal yeniliklerin farkındalığını arttırmak ve elde edilen yıllık verileri katılımcılarla paylaşmaktır. Öte yandan her yıl, dünyada iz bırakmış fikir liderlerinin ağırladığı kongrelerde dünya ekonomisine yön veren stratejilerin sektörümüzle entegrasyonu konusunda liderlik etmek adeta OYDER'in ikincil misyonu haline gelmiştir. OYDER Yönetim Kurulu Başkanı H. Şükrü Ilısal, Ülkemizde otomotiv sektörünün gelişimine göz atarsak aslında orada da Cumhuriyet Tarihi mizin en parlak dönemlerinden birini yaşıyoruz diyebiliriz. 2010 yılında açıklanan Otomotiv Strateji Belgesi ekonomimiz ve sektörümüz için bir ilk oldu. Bu belge önümüzdeki yılları aydınlatan ve heyecan verici hedefler koyan çok kıymetli bir çalışma. strateji belgesinin takibi ve devamlılığı hepimiz için çok önem arz ediyor. Kendisine son derece iddialı bir 2023 hedefi belirlemiş olan Türkiye nin önünde, otomotiv sektöründe küresel oyuncu olabilmek için hala bazı fırsatlar olduğuna inanıyorum. Dünya otomotiv sektöründe global marka yaratabilen sınırlı sayıda ülke var. Bunların en önemli ve ortak özellikleri tartışılmaz bir şekilde gelişmiş iç pazarlarıdır. Bu ülkeler ekonomik ölçeklerde ürün geliştirmeye ve üretim yapmaya önce iç pazarlarını büyüterek başladılar ve daha sonra ihracat fırsatları yakalayarak global pazarlara hakim oldular. Bizim de bu yoldan ilerleyerek iç pazarımızı geliştirecek değişimi hayata geçirmeliyiz. konu, yetkili satıcıların takribi 10 milyar dolarlık yatırımlarının tamamı yüzde100 yerli sermaye ile gerçekleştirilmiştir" dedi. H. Şükrü Ilısal, yetkili satıcılar olarak geleceğe umutla baktıklarını dile getirerek, bu bakış açısının kendi soyadlarını verdikleri işletmelerden rahatlıkla anlaşılabileceğini söyledi. Ilısal, "OYDER yönetimi olarak, yetkili satıcıların tek çatı altında toplanmasına büyük önem veriyoruz. Kendimize önemli bir kutup yıldızı belirledik o da samimiyet tir. Hatırlayın, yetkili satıcılık mesleğinin kobi kapsamında değerlendirilmemesi konusunda her platformda sesinizi duyurmaya gayret etmiştik ve bugün her bir yetkili satıcımız artık kobi olarak kabul edilmiş durumdadır" diye konuştu. Ilısal, bugünden 2023 yılına baktığında diğer sektörlerin ve işletmelerin üzerlerine düşen vergi sorumluluklarını yerine getirmiş olduğunu 8 HAZİRAN 2013

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM ifade ederek "Böylece otomotivin ve akaryakıtın üzerindeki vergilerin makul seviyelere düştüğünü, alınan tedbirlerle yollarımızda 15 yaşın üzerinde dolaşan bir tek aracın kalmadığını, böylece güçlü bir iç pazarda bir yılda satılan otomotiv ürünlerinin artık milyonlarla ifade edildiğini görüyorum. Ayrıca otomotiv sektöründe dağıtıcılarımız ile yetkili satıcılarımızın hem riskleri, hem de gelirleri daha adil bir şekilde paylaştığını, tüm yetkili satıcılarımzın, daha kurumsal, daha hesaplı ve planlı, yapılmış yatırımlarla, kazanaçlarının çok daha dengeli olduğu işletmelere sahip olduklarını, görmek istiyorum" diye konuşmasını sürdürdü. Bu duygu ve heyecanla, biz tüm sektör temsilcileri olarak ortak görüşlerini paylaşmak istediklerini dile getiren H. Şükrü Ilısal, "Türkiye de iç pazarın gelişmesi için, vergilerin avrupa standartlarına gelmesi adına, gerekli çalışmaları başlatmanızı bekliyoruz. Artık birer kobi olarak kabul edilen işletmelerimizin güçlenmesi için pozitif ayrımcılık yapılmasını istiyoruz. Türkiyedeki otomobil parkının her geçen gün biraz daha yaşlandığı gerçeği ile teknolojik yeni ürünleri teşvik etmek için, kuralları çok net belirlenmiş hurda uygulamalarının hızla devreye alınmasını bekliyoruz. Elektrikli araçlar için verilen vergi desteğinin aynı zamanda hibrit ve düşük emisyonlu çevreci araçlara da sağlanmasını bekliyoruz. Sektörümüzdeki kaliteli iş gücü istihdamı için bizlerin yaptığı eğitim yatırımlarına devletimizinde daha fazla destek vermesini arzu ediyoruz" dedi. Konuşmasında meslektaşlarına da seslenen H. Şükrü Ilısal, " Başkanlık yaptığım süre boyunca, ısrarla gerçekleştirdiğimiz bu toplantıların "2023 yılında 15 yaş ve üzeri araç kalmamalı" H. Şükrü Ilısal 2023 yılında sektörde görmeyi dilediği tabloyu da şu şekilde tarif etti: "Diğer sektörlerin ve işletmelerin üzerlerine düşen vergi sorumluluklarını üstlenmiş olduğunu ve böylece otomotivin üzerindeki vergilerin makul seviyelere düştüğünü, alınan tedbirlerle karayollarımızda 15 yaşın üzerinde dolaşan bir tek aracın kalmadığını, böylece güçlü bir iç pazarda bir yılda satılan otomotiv ürünlerinin artık milyonlarla ifade edildiğini, tüm yetkili satıcılarımızın daha kurumsal ve daha planlı yapılmış yatırımlarla kazançlarının çok daha dengeli olduğu işletmelere sahip olduklarını görmek istiyorum." Sektör paydaşlarına işbirliğini artırma çağrısı yapan Ilısal, yetkili satıcılık mesleğinin KOBİ kapsamında değerlendirilmesini temin etmelerinin birlik ve beraberliğin bir örneği olduğunu ifade etti. sonrasında, hep bizimle birlikte olan yetkili satıcı meslektaşlarımın, yaptıkları işten biraz daha gurur duyarak buradan ayrılmalarını hedefledim. Çok büyük boyutta yatırım yapmış, bu kadar eğitimli insanı istihdam eden, varını yoğunu işine koymuş yatırımcılar olarak kendi gücünüzün farkında olun. Gerektiğinden fazla yatırım yapmayın ve giderlerinizi kontrol altında tutun. En büyük yatırımınızı insana yapın, aile bireylerinin ve çalışanlarınızın eğitimini yükseltin. Hızla kurumsallaşmanızı tamamlayın. Otomotiv sektörü içerisinde kendinize alternatif gelir kaynakları yaratın. Velinimetimiz müşterilerimize gereken özeni gösterin. Onları hiç bir şekilde riske etmeyin. Ve en önemlisi sizin için çalışan derneğinize sonuna kadar sahip çıkın. Hepimizin ortak sorumluluğu, devir aldığımızdan daha iyisini bırakmaktır unutmayın" diye konuştu. 10 HAZİRAN 2013

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: Yerli otomobil için 'altın hisse' ile devlet yatırım yapacak Çağlayan, Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) tarafından bu yıl "Gelişim için Değişim" konsepti ile düzenlenen 5. Otomotiv Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin otomobilin motorunu da aktarma organlarını da yapacak akla, bilgi birikimine, mühendise, müteşebbise sahip olduğunu belirterek, "Size soruyorum; kafamız bir Alman'dan, bir İtalyan'dan, Japon ya da Koreli'den daha mı az çalıyor? İddia ediyorum daha da fazla çalışıyordur" diye konuştu. 12 HAZİRAN 2013

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yerli otomobil yapılmasına ilişkin, "İlk defa açıklıyorum; içinizde bir 'babayiğit' varsa, içinizde 'ben yerli otomobili yapacağım' diyen varsa, gelin kardeşim sizlerle özel teşvik konuşmaya hazırız" dedi. Çağlayan, OYDER tarafından bu yıl "Gelişim için Değişim" konsepti ile düzenlenen 5. Otomotiv Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin otomobilin motorunu da aktarma organlarını da yapacak akla, bilgi birikimine, mühendise, müteşebbise sahip olduğunu belirterek, "Size soruyorum; kafamız bir Alman'dan, bir İtalyan'dan, Japon ya da Koreli'den daha mı az çalıyor- İddia ediyorum daha da fazla çalışıyordur" diye konuştu. Yerli otomobil konusunu, Türkiye'nin dışarıya bağımlılığını azaltmak için "göbek bağını kesme"ye benzeten Bakan Çağlayan, şunları kaydetti: "Türkiye bunu yapabilecek güce, akla, sermayeye sahiptir. Yan sanayimizle iftihar ediyorum. Yan sanayimiz bir otomobilin yüzde 85'ini yapabilecek yetkinliliğine, güce ve imkana sahiptir. Türkiye, otomobilini, uçağını, helikopterini de üretecek. Yerli otomobilden kastımız adının Ahmet, Mehmet olması değildir. İstiyorum ki nasıl Hyundai denildiğinde Güney Kore, Toyota denildiğinde Japonya akla geliyorsa, Türkiye'nin otomobil markası olduğunda Türkiye akla gelsin." "İçinizde 'babayiğit' varsa gelin özel teşvik konuşalım" Çağlayan, hükümet olarak yerli otomobil yapılması konusunda sonuna kadar kararlı olduklarını belirterek, şunları kaydetti: "Bunu burada ilk defa açıklıyorum; içinizde bir 'babayiğit' varsa, içinizde 'ben yerli otomobili yapacağım, çağrıya uyuyorum' diyen varsa, yerli ya da yabancı kim olursa olsun gelin kardeşim sizlerle özel teşvik konuşmaya hazırız. Gelin oturup beraber tartışalım. Şunu çok iyi bilmenizi istiyorum; devlet olarak böyle bir yatırım için de adeta 'sessiz hisse' denilen bir anlamla bir 'altın hisse' ile devlet olarak yatırım yapacak özel sektörümüzün yanında olmayı aklımıza koyduğumu bilmenizi istiyorum. Daha ne istiyorsunuz." "ABD'de hiçbir kontrole tabii tutulmadık" Türkiye'nin son 10 yılda ekonomi, siyaset ve demokratik hayatında değişim gösteren bir ülke olduğunu anımsatarak, Türkiye'nin son yıllarda dünyadaki tüm rakiplerinden pozitif ayrışarak, küresel krizden başarıyla çıkan, krizi fırsata çeviren, krizden dersler çıkaran ve yeni bir yol haritası belirleyen bir ülke olduğunu kaydetti. Yerli otomobil konusunu, Türkiye'nin dışarıya bağımlığını azaltmak için göbek bağını kesme ye benzeten Bakan Çağlayan, yan sanayinin bir otomobilin yüzde 85'ini yapabilecek yetkinliğe, güce ve imkana sahip olduğunu, Türkiye nin otomobilini, uçağını, helikopterini ve jetini de üreteceğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyetin ABD'ye yaptığı ziyareti hatırlatan Çağlayan, şunları anlattı: "ABD'ye ben de gittim. ABD'ye çeşitli vasıflarımla yıllardır çokca ziyaret gerçekleştirdim. 11 yıl önce dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile beraber 23,5 milyar dolar IMF'e borcu olan, 1 milyar dolar borç almasa memurunun maaşını ödeyemeyecek bir Türkiye olarak Amerika'ya seyahatte bulunmuştum. 11 yıl önce New York'tan Washington'a geçmek için havaalanına giden 4 veya 5 otobüs dolusu iş adamının yolunun kesildiği, Amerikan polislerinin adeta bir suçlu arar gibi herbirimizi tek tek aradığını, polis köpekleriyle iş adamlarının koltuklarının, valizlerinin arandığı günü dün gibi hatırlıyorum. IMF'ten borç almayı bırakın, IMF'e borcunu sıfırlamış, IMF'te masa pozisyonunu değiştirmiş, 'sizin için ne yapabiliriz-' diyen bir Türkiye olarak Başbakanımızın liderliğinde, bugüne kadar hiçbir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına gösterilmediği bir ilgi gösterildi." Çağlayan, ABD'ye hiçbir şekilde kontrole tabii tutulmadan girip, kontrole tabii tutulmadan uçaklara binmelerinden memnuniyet duyulduğunu ifade ederek, "Olayın iki boyutunu da yaşamış bir insan olarak bunu ifade etmek isterim" dedi. Uluslararası alanda saygın bir rol üstlenen Türkiye'nin bu noktaya kolay gelinmediğini belirten Çağlayan, "Türkiye'nin nereden nereye geldiğini, Türkiye algısının önemini göstermek için anlatıyorum" diye konuştu. HAZİRAN 2013 13

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM Meksika eski Devlet Başkanı Felipe Calderon: Geleceğin potansiyeline cevap verecek ülkeler arasında Meksika ve Türkiye yer alıyor Kongrenin konuk konuşmacısı Calderon, Türkiye ve Meksika'nın dünyada hak ettiği yeri aldığını belirterek, bu iki ülkenin sanayi gelişimini, yeniliğe ve insan sermayesine dayandırdığını kaydetti. Calderon, otomotiv sanayine gelindiğinde iki ülkenin de verimli, etkin ve rekabetçi olduğunu ifade ederek, "Biz katma değeri yüksek ürünlere yatırım yapıyoruz. Bu da uzun vadeli ekonomik gelişimin en uygun yoludur. Meksika ihracatta, ABD'ye bağlıdır. Küresel krizde sorunlar yaşadık. Birçok önlem alınıp gerileme hafifletilmiştir" diye konuştu. Meksika eski Devlet Başkanı Felipe Calderon konuşmasına OYDER Başkanı H. Şükrü Ilısal'ın davetine şükranlarını sunarak başladı. Calderon, Türkiye'de olmakla iki ülkenin bir çok ortak noktasının olduğunu gördüğünü dile getirdi. Calderon, Biz çok yönde benzer ülkeleriz. İki ülkede önemli uygarlıkların temeli, ve farklı zamanlarda dünyayı kendilerinin sanat, bilim ve kültürleriyle etkilemişlerdir. İkimizde kıtalar arasındaki coğrafi köprüleriz. Su açıktır ki Türkiye Avrupa ve Asya arasında bir köprüdür. Ve Meksika da kuzey ve güney Amerika arasındaki köprüdür." diye konuştu. Calderon Türkiye ve Meksika'nın gelişen ekonomik güçleriyle 21. Yüzyılda hak ettikleri yerleri alan iki ülke olduğunu belirtti. Felipe Calderon: "Size en önemli tavsiyem, eğer bir sektör geliştirmek istiyorsanız bu konuda meslek liseleri ve üniversiteler açılmasına destek olmalısınız. Bu eğitim kurumlarında kaliteli teknisyen ve mühendis yetiştirerek istediğiniz sektörün gelişiminde önemli bir adım atabilirsiniz' dedi. Calderon, "Meksika ve Türkiye ayırt edici bir avantajı var, biz doğal kaynaklar ve ticari ürünler yerine sanayi nin gelişmesine yönelen, yenilikçi ve insan fikrine önem veren uluslarız. İki ülkedeki üretici ve bir hayli çekişmeli otomobil sanayisi bu yüksek önem verilen yatırım stratejisinin önemli bir örneğidir ve bence bu uzun vadeli ekonomik gelişimin en iyi göstergesidir" diye konuştu. Calderon, iki ülkenin birbirinden öğreneceği çok şey olduğunu aktararak,"2013 deki ekonomik büyüme, IMF in sonuçlarına göre, küresel seviyede yüzde 3,2 olacaktır. IMF bu ekonomik büyümeyi 3 çeşit ekonomik büyüme modeline koymuştur yani 3 hızlı iyileşme modeli gibi. İlk model birleşen ekonomilerdir. Meksika ve Türkiye bu modelin 14 HAZİRAN 2013

Bu badireyi atlatabilmek için bazı anlaşmalar yaptık. Şirketler ve çalışanlar kazançlarında bir kesintiye gitme anlaşmasıydı. Yani çalışanlar az maaş almayı kabul ettiler. Çalışanlar maaşlarının 3'te birini devlete ödediler. Bu şekilde, yarım milyon insanın işsiz kalmasını önlemiş olduk" dedi. içinde yer almaktadır. Birleşen ekonomiler beklenenden yüzde 5 oranla 2014'de ilk sırada olacaklar. İkinci model Amerikan ekonomisidir. Amerika ekonomisi büyüyor ve gelişiyor ama büyüme oranı neredeyse yüzde 2'yi yakalamış durumdadır. Avrupa'da ise bu yıl ki gelişme olumsuz olarak tahmin edilmektedir" dedi. Calderon, gelecekte ne gibi problemler gördüğüne ilişkin değerlendirmeler yaparak, "Avrupa'da hala problemler yaşanıyor. Bu bir riski içermektedir. Bunun yanı sıra ABD ekonomisi büyüyor fakat bunun yanı sıra rekabet kaybı, yaşlı nüfus ve çözülemeyen sosyal güvenlik sistemi büyük bir probleme işaret ediyor. Ayrıca Hindistan ve Çin'e de bakacak olursan, Hindistan kötü bir yıl yaşadı ama bugün iyileşmektedir. Çin ekonomisi büyüme konusunda iyileşmektedir" diye konuştu. Calderon, Meksika krizinden çıkış için makro ekonominin ana yapısını korumaya çalıştıklarını söyleyerek, "Bir yandan ekonomiyi düzeltmeye çalışırken öte yandan da sürekliliğini korumaya çalıştık. Bu durum bütçe açığının artmasına neden oldu. Avrupa'da yapılan yanlış tam da buydu. Bu yüzden bütçe açığını kapatmak için zor bazı kararlar almak durumunda kaldık. Vergileri yükselttik, aynı zamanda çok büyük ve yetersiz şirketleri kapattık. Daha sonra 10 yıllık dönemim boyunca iç yatırımlara destek verdik. Bütçeden değil özel sektörden gelen fonlar oluşturduk. Yüzde 3'ler düzeyinde olan altyapı yatırımlarımız yüzde 5'e çıktı ve 50 milyar dolar kazanmış olduk. Yeni otobanlar inşa ettik ya da altyapıyı daha modernleştirdik. Yani biz rekabeti iyileştirmek için çok fazla yatırım yaptık. Bu durum krizden çıkış için anahtar bir çözümdü" dedi. Calderon, emeklilik reformu yaptıklarını da söylerek, "Ülkemizin genel üretimini artırdık. Vergi sisteminde iki yeniliği hayata geçirdik. Son olarak da iş hukuku reformu yaptık. Bu açıdan Türkiye içinde önemli olabilecek değişimleri düzenledik" diye konuştu. Calderon, Meksika otomotiv sanayininin başarısına da değinerek, "Ürünün hangi ülkeden geldiği Calderon, Meksika ve Türkiye'nin barındığındı potansiyellere de değinerek, "Sadece 4 yıl önce, Meksika tarihindeki en kötü ekonomik anlarını yaşadı. Bir ülkenin başına gelebilecek en kötü şeyleri hayal edebilirsiniz ve 2009'da bunlardan birçoğu Meksika'nin başına geldi. Bu durumda biz yöneticiler olarak bir şeyler yapmak zorundaydık. İlk olarak, kriz başladığı zaman Meksika bütün önlemleri aldı. Ekonominin kısır bir döngüye girmemesi için elimizden geldiğince fazla iş yapmaya çalıştık. Ülkenin en fakir alanları için uğraşıp bu alanlarda yasayanlar için iş programları geliştirdik. Krizden en çok ihracat yapan şirketlerimiz etkilendi. Özellikle 2009 yılında otomobil sektöründe yarım milyon insan işsiz kalma durumuyla karşı karşıya kalmıştı. HAZİRAN 2013 15

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM bizi ilgilendirmiyor. Beni Meksika'da çalışınların o ürünleri birleştirmesi ve son ürünü yapması ilgilendiriyor. Biz sadece ekonomiye yatırım yapmadık, aynı zamanda kendi insanımıza yatırım yaptık. Eğitim ve sağlık konularında önemli atımlar gerçekleştirdik. İlköğretim harcamalarının tamamını karşıladık. Gençer için liseler ve 140 yeni devlet üniversitesi açtık. Bu okullar sayesinde yeni mühendisler yetişerek sanayimizde çalışmaya başladılar. Bunun yanı sıra bürokrasiyi azaltarak iş yapma imkanını kolaylaştırdık. Küçük ve orta büyüklükteki yatırımcılarımızı destekledik. Düşük faizler ile otomotiv tedarikçilerine yatırım için seçenekler sunduk. Bu sayede Meksika'da otomotiv parçası üretmek Amerika'ya kıyasla yüzde 13 daha ucuz hale geldi" dedi. Calderon, Meksika otomotiv sektörüne de değinerek, "Biz araç üzerinden alınan vergileri düşürdük. Meksika yılda 3 milyon araç ürettiyor. Bunun sadece 500 bini iç pazara satılıyor diye konuştu. Calderon kendisinin devlet başkanı olduğu zaman Meksika'nın dünyanın 9. büyük otomotiv sanayisine sahip olduğunu dile getirerek, bugün 4. sıraya geldiklerini söyledi. Calderon, "Geleceğin potansiyeline cevap verecek ülkeler arasında Meksika ve Türkiye yer alıyor. Eğer size bir öneri vermeme izin verirseniz, siz iç pazara ve serbest ticarete yönelmelisiniz. Dünyaya en iyi üretim yapma şartlarını sağlamalı ve aynı zamanda Türkiye'deki müşterileri de araçlara kolay ulaşım imkânı sağlamalısınız. "Yeni orta sınıf ekonomik büyümenin başını çekecek" "Dünyanın ekonomik performansı, Brezilya, Rusya, Hindistan, ve Çin'in bulunduğu BRIC ve Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Türkiye'nin bulunduğu MIST gibi 8 ülkenin elinde olacak" diyen Calderon, şunları söyledi: "21. yüzyıla dünyanın yeni ekonomik fenomen oluşturacağız. Bu yeni fenomen de ülkelerimizde ortaya çıkan yeni orta sınıftır. İlk defa araba, ev, bilgisayar alan orta yeni orta sınıf oluşacak. İşte bu orta sınıf ekonomik büyümenin başını çekecek. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte bütün dünyada bu olacak." "Yerel marka planlamadık ama günün birinde olabilir" "Meksika'nın otomobil markasını oluşturmayı hiç planlamadınız mı-" sorusu üzerine Calderon, Meksika'nın Mastretta isimli aracının bulunduğunu, çok popüler bir ailenin soyadı olduğunu belirterek, bu aracın, güzel, hoş ve spor bir araç olduğunu, ancak yüksek fiyattan satışa sunulduğunu ve yılda 30 araç üretildiğini bildirdi. Calderon, Meksika ve Türkiye'nin ortak üretim yapıp yapamayacağına ilişkin, bunun olabileceğini, ancak birçok beceri gerektirdiğini ifade ederek, "Bilimsel çalışmaların sadece bir mühendis grubuna zaman ve mekan sağlayarak yapamazsınız. Uygun bir çevre ve bilginin yaratılması uygun olur. Yerel bir marka planlamadık ama günün birinde böyle bir şey olabilir" diye konuştu. Hem iç hem de uluslararası pazar olarak Türkiye'deki otomobil sanayi büyük bir büyüme potansiyeline sahiptim. Her zaman problemler ve Dünyanın gözü şimdi MIST ülkelerinin üzerinde Meksika nın otomotivde hızlı büyüdüğü 2006-2012 yılları arasında devlet başkanı olan Felipe Calderon da konuşmasında Türkiye ve Meksika nın 21 inci yüzyılda yükselen ekonomik güçler olduğunu belirterek, Her iki ülkede de yüksek rekabet barındıran otomotiv endüstrisi, uzun vadede ekonomik ilerleme sağlamak için katma değer sağlayan şirketlere yapılan yatırımların bir örneğidir. dedi. Calderon, BRIC ülkelerine şimdi Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Türkiye den oluşan MIST ülkelerinin eklendiğini söyledi. Calderon, dünyanın gözünün artık MIST ülkeleri üzerinde olduğunu kaydetti. Calderon, bir sektör geliştirmek içinse bu konuda meslek liseleri ve üniversiteler açılmasına destek olunması gerektiğini dile getirdi. güçlükler olacaktır. Başarı hiçbir zaman garanti değildir. Ancak belirsizlikte ve negatiflikte bile çok çalışırsanız, emininki daha iyi ve daha güçlü bir otomobil sanayisi olacaksınız ve daha iyi rekabete sahip ekonominiz olacaktır. Ve büyük Türk Mustafa Kemal Atatürk demiştir ki, 'Zafer, zafer benimdir diyenlerindir. Başarı ben başaracağım diyerek başlayanlarındır ve sonunda basardım diyenlerindir.' Ve ben de hepinize zafer ve başarı dolu bir gelecek diliyorum" diye konuşmasını sonlandırdı. 16 HAZİRAN 2013

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM Otomotivde Değişim ve Öncüleri Nuri Çolakoğlu Moderatörlüğü nde; Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, Bayraktar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar ve Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO'su Ali Kibar konuşmacı olarak yer aldılar. Gelişim İçin Değişim Kongresi'nde düzenlenen ilk panel olan "Otomotivde Değişim ve Öncüleri" Paneli'nde siyası yapı, siyasetçi bakışıyla stratejiler ekonomik uygulamalarda algı, bütünsel ve tümden gelimli bir uygulamayla stratejilerin doğru tespiti ele alındı. Dünyadaki genel gidişata vurgu yapılarak, 2012 nin sıkıntılı geçtiğini ancak, Avrupa daki gibi geçmediği 2013 yılının ilk 3 ayının verimli olduğu ve gelişme sinyali verdiği konuşuldu. Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan ACAR Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar 2013 yılına olumlu baktığını dile getirdi. Aclan Acar, dünyadaki durgunluğun gelişmiş ülkelerde devam etmesi sonucunda Türkiye'ninde bu bu gelişmelerden etkilendiğini söyledi. Aclan Acar, "Türkiye açısından Avrupa'ya nazaran gerek büyüme hızı, gerek yatırımların hızı açısından olumlu bir yıl oldu. Otomotiv sektörünün 18 HAZİRAN 2013

geçtiğimiz yıla göre daha iyi bir performans göstereceği bir yıl olacak" dedi. Aclan Acar bu süreci ele alırken değişim konusuna değindi. Acar, "Dünyada önemli değişimler yaşanırker, bireyin öne çıktığı bir yapılanmaya doğru yöneliyoruz. Yetkili satıcılar birebir müşteri ile temas eden ekiplerdir. Bu yüzden gerek servis kalitesi, gerek müşteri ihtiyaç ve beklentilerine uygun hizmetler Türkiye'yi Avrupa'nın diğer ülkelerine göre daha ön plana çıkartıyor" dedi. Otomotiv sektörünün en önemli sorunlarının başında vergi konusunun geldiğini hatırlatan Aclan Acar, "Vergi yükü sektörde bir ayak bağı teşkil etmektedir" diye konuştu. Bayraktar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa BAYRAKTAR Bayraktar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, 2012 yılının sonunda ve 2013 yılı başında beklentilerinin temkinli iyimserlik olarak ortaya koyduklarını dile getirdi. Bu yılın ilk dört ayındaki yüzde 14'lük büyümenin sevindirici olduğunu söyleyen Mustafa Bayraktar, "Ekonomi büyüdüğü sürece otomobil sahipliğine talep de artıyor. Vergilerin değişmeden sabit kaldığını düşünürsek, tamamen hane halkının gelirinin büyümesiyle doğru orantılı bir sektörün içindeyiz" dedi. Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali KİBAR Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Kibar, önümüzdeki dönemde üç seçimin yapılma ihtimalini hatırlatarak, Türkiye ekonomisinin 2001 ve öncesinde yaşadığı bir çok krizden önemli dersler aldığını söyledi. Ali Kibar, "2008 yılından bu yana Avrupa'yı kasıp kavuran kriz ortamından Türkiye kendini koruyup, iyi bir konuma geldi. Bu sonuçlar önümüzdeki dönemde piyasaların seçime olan yaklaşımlarını olumlu anlamda değiştirdi. Artık eski kırılganlıkların yaşanmayacağını düşünüyorum. Bunun yanı sıra önümüzdeki yıllara sadece Türkiye açısından bakmamak gerekiyor. Bölgemiz coğrafyasında krizler yaşayan ülkelerin yavaş yavaş bu krizden çıkma sinyalleri olumlu gelişmelerin başında geliyor" dedi. Ali Kibar, otomotiv sektöründeki üretici firmaların ihracat yapabilme kabiliyetlerini sürdürebildiği sürece, iç pazara olan satış baskısının azalacağından söz etti. Ali Kibar, iç pazarın ithalata yönelmesininde unutulmaması gerektiğini hatırlattı. Ali Kibar, Türk lirası üzerindeki faiz yükünün sürekli azalmasının piyasanın canlanmasına anlamında olumlu sonuçlar doğuracağını söyledi. HAZİRAN 2013 19

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM "Yeni hayat tarzı otomotiv sektörünü nasıl etkileyecek?" Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan ACAR Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar dünyanın kaynaklarının çok hızla tüketildiğini söyleyerek, "Dünyanın genelinde gelir seviyesi yükseldikçe, harcama eğilimleri arttıkça kısıtlı olan doğal kaynaklar da buna paralel olarak etkileniyor. Bu açıdan üretici firmalar açısından yeni teknolojiler devreye alınıyor. Daha küçük motor hacimli, daha az yakıt tüketen, verimliliği daha yüksek ama sürüş keyfini de azaltmayan araçlar geliştiriliyor" dedi. Türkiye'de satışların önemli bir bölümünün 1,6 motor hacimli araçlar olduğu bilgisini veren Aclan Acar, "Bilgisayar teknolojileri otomobillerin içine girdi. Mekatronik uygulamaları geliştirildi. Kısaca araçlar yürüyen bilgisayarlar haline geldi" diye konuştu. Aclan Acar, gelecekte kalitesi daha yüksek daha iyi eğitilmiş personelle çalışmanın bir zorunluluk olduğunu dile getirdi. Aclan Acar, "Çünkü ürettiğimiz ve satışını yaptığımız araçların da kalitesi gelişiyor. Öte yandan bu araçların yedek parçası, bakım ve servis hizmetleri de önem kazanacak. Otomobilin üretimi olayın sadece bir boyutudur. Sektörün en önemli ayağı satış, pazarlama, marka değeri yaratma ve satış sonrası hizmetlerdir. Tüketici otomobili satın aldığında Otomotivde Değişim ve Öncüleri Paneli Moderatörü Nuri ÇOLAKOĞLU ortalama olarak 4-5 yıl otomobil sahipliğini devam ettiriyor. Dolayısıyla satış bir kere yapılırken, yetkili satıcılar önümüzdeki yıllarda tüketicilerle işbirliğini sürdürüyor. Satış sonrası hizmetleri doğru veremeyen bir markanın yaşama şansı azalıyor" dedi. Aclan Acar, değişen ve gelişen dünyaya uygun kurumsal yönetişim, personel, servis ve satış sonrası hizmet yapısının mutlaka oluşturmak gerektiğine işaret etti. "Otomotiv pazarı gerçek potansiyelini ne zaman yakalayabilir?" Bayraktar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa BAYRAKTAR Mustafa Bayraktar üretici, dağıtıcı ve yetkili satıcı sektörde değişen dinamikleri hızla uyum sağladığından söz etti. Bayraktar, Türkiye'de değişmeyip gelişemeyen bir noktayı işaret ederek, "Bu şu andaki araç parkamızdır. Araç parkımızın ortalama yaşı 12'dir. Bunun yüzde 35'i 20 yaş, yüzde 22'si 22 yaş üzeridir. Araç parkının tam tersi bir yerde Türkiye'nin genç nüfusu var. Elbette her yıl 800-900 bin adetlerde araç satılıyor. İşte buradan hareketle gerçek potansiyelin bu adetler mi olduğu sorgulanabilir" dedi. Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan ACAR Bu potantisiyelin gelişimini yüksek vergilerin etkilediğini söyleyen Bayraktar, "Kullanım vergisinin dünyada hiç bir yerde olmadığı gibi 20 HAZİRAN 2013

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM kullandıkça da azaldığı gelişmiş bir ülke yoktur. Türkiye dünyanın 16. büyük ekonomisi olma hedefi vardır. Sanayimizin ise 4 milyon üretim seviyelerine gelmesi beklenmektedir. Bunun yanı sıra hedeflerimiz için iç pazarın büyümesi çok önemlidir. Ama mevcut vergi yapısıyla bu hedeflerin gerçekleşmesi imkansız gözüküyor" dedi. Mustafa Bayraktar, pazarın büyüklüğü ve gelişiminin farklı olduğunu dile getirerek, "Türkiye'de gelişimin olması için, kullanılmış araçların ortadan kaldırılması konusu önem kazanıyor. Distribütörler önemli bir sorumluluk alarak Ömrünü Tamamlamış Araçlarla ilgili şirketlerle anlaşmalar yaptılar. Yetkili satıcılar işin toplama merkezi kısmında yer aldılar. Ama geçen yıl 12 milyon adet hafif ticari ve otomobilin bulunduğu bir araç parkından ÖTA merkezlerine gelen sayı 1.500 olarak gerçekleşti" dedi. Mustafa Bayraktar, Ömrünü Tamamlamış Araçlar konusunda asıl yapılması gerekenin hurda işleyişinin sürdürülebilirliğinin net olarak belirlenmesi gerektiğini aktardı. Bu konuda yapısal değerlerin doğru konmasının aciliyetine dikkat çekti. Bayraktar, "Yanlış temelin üzerine bina inşa etmemiz mümkün değil. Bu yüzden sürdürülebilir bir sistemin ortaya konması gerekiyor" diye konuştu. Bu konuda önerilerini sıralayan Bayraktar, "Yegane yapılması gereken şey, mevcut vergi sisteminin değiştirilmesidir. Bu sistem değişirken bir taraftan da uygulanabilir hale gelmesi de gözetilmelidir" dedi. Bayraktar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa BAYRAKTAR Mustafa Bayraktar, "Yegane yapılması gereken şey, mevcut vergi sisteminin değiştirilmesidir. Bu sistem değişirken bir taraftan da uygulanabilir hale gelmesi de gözetilmelidir" dedi. Bayraktar Türkiye'de otomobillerden, yakıtlardan, alkol ve tütün mamüllerinden alınan özel tüketim vergilerine değinerek "ODD olarak bir çalışma yaptık. Önerilerimizi sıralayarak yola bir yerden başlamamız gerektiğini söyledik. Bir taraftan hemen bugünden motorlu taşıtlar vergisinin artırılmamasını dile getirerek, ileriki bir vadede artacağını belirterek bir beklenti oluşturmanın gerekliliğine işaret ettik. Tüketici elindeki ürünün değerinin düşeceğini görerek diğer bir taraftan değiştirmeye karar vermesinin kolaylaşacağını devlet yöneticilerimize aktardık. Bu durumun tüketimi ve cari açığı körükleyeceğini düşünmüyoruz. ODD çalışmasında bu gelişmeleri ekonometrik bir modelle ortaya koyarak sektörümüze ve devletimizin dikkatine sunduk. Böyle bir sistem sonucunda en fazla 100 bin adet aracın satılacağına inanıyoruz" dedi. Mustafa Bayraktar Türkiye'de cari açığın nedenlerinden birinin ithalat olmadığına dikkat çekerek, "Yollarda gezen eskimiş araçların tükettiği emisyon ve ömrünü tükenmiş araçlar için ithal edilen yedek parçalardır" diye konuştu. "İç pazarın gelişimi sanayileşme hamlesine katkı sağlacak" Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO'su Ali Kibar Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO su Ali KİBAR Ali Kibar, Avrupa'da güncel teknolojisini yitirmiş araçların emisyon değerine göre vergilendirildiğini hatırlatarak, "Türkiye'deki vergilendirmede hem 22 HAZİRAN 2013

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM Avrupa'daki uygulamaları takip ediyoruz, hem de Avrupa'dan inanılmaz derecede farklılaşan bir takım ayrışmalarımız var. Hafif ticari araçlarda ÖTV yüzde 15, binek otomobilde ise yüzde 40'tır. Binek amaçlı kullanılan bütün hafif ticari araçlarda böyle vergilendiriliyor" dedi. Ali Kibar 60 milyar dolarlık bir paranın yurt dışından enerji ithalatı için kullanıldığının bilgisini vererek, "Teknolojisi ve yakıt tüketimi çok daha yüksek oranlarda olan araç parkının hali hazırda piyasada sirküle olması ekstra maliyetleri de beraberinde getiriyor." diye konuştu. Enerji Verimliliği Derneği'nin bir yöneticisi olduğunu aktaran Ali Kibar, Türkiye'deki enerji tüketiminin ekonomiye negatif bir yük getirdiği bilgisini verdi. Ali Kibar, "Türkiye ne zaman 1 milyon adet iç tüketim rakamlarını aştığı takdirde, sanayileşme hamlesinin katlanarak büyüyeceğine inanıyorum. Otomotiv sektöründe gelişen ülkeler yıllık 1 milyon adet eşik noktası aşarak belli bir noktaya gelmişlerdir. Ana sanayileriyle beraber tedarik sanayi de gelişen kapasiteleriyle ülkelerin gelişmişliğini belirlemiştir. Bu durum ülkelerinde üretilen ürünlerin daha rekabetçi olmasını da sağlamıştır" dedi. Ali Kibar, Türk otomotiv sektörünün üretim rakamlarıyla dış ticarette bir fazla vermesine rağmen yüzde 80'ler oranında bir ithalat olduğunu da hatırlattı. "Türk otomotiv sektörü dünya ile rekabet edebilir bir boyuta gelmiştir" Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan ACAR Aclan Acar, Türkiye'nin 1996 yılında AB ile Gümrük Birliği anlaşmasını yaptıktan sonra otomotiv pazarının geliştiğini söyledi. Aclan Acar, "1983 yılında Merkez Bankası'nda çalışırken Türkiye'de 100-150 bin adet arasında otomobil satılıyordu. Otomobil almak için sıralar bekleniyordu. Otomobiller bugüne kıyasla son derece geri bir teknolojiye sahiptiler. Türkiye'de otomotiv sektörünün gerek iç pazar, gerekse uluslararası üretim anlamında büyüten faktör sektörün rekabete açılmasından kaynaklanmıştır" dedi. Aclan Acar, Türkiye'de otomotiv sanayinin gerek üreticisi, gerek tedarik sanayicisi, gerekse satış teşkilatı açısından dünya ile rekabet edebilir bir boyuta geldiğini söyledi. Avrupa ülkelerinin bir çoğunda Türkiye'deki gibi showroomlar ve satış sonrası hizmetlerin olmadığını aktardı. Aclan Acar, "Biz her alanda dünyanın lider ülkesi olma vizyonunu belirlerken, pazarında açık bir hale Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO'su Ali KİBAR, Avrupa'nın krizinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade ederek, "Krizden çıkış için bir çok arayış içine girilebiliyor. Avrupa krizden çıktığı süreçte, biz Türkiye olarak kendi sektörlerimizi sağlıklı olarak geleceğe hazırlamazsak, onlar çıkış sürecindeki alacakları mesafeyi bizim yeniden yakalamamız daha zorlaşabilir. Bugün biz ülke olarak çok iyiyiz demekle yetinmeden daha iyi olmaya yönelik tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Yarınlara daha sağlıklı ve ayakta kalabilecek şekilde rekabetçi ortamı sağlamamız lazım" gelmesi gerekiyor. Bunun yanısıra da haklarımızı ve imkanlarımızı da doğru kullanmamız gerekiyor. 1996 yılından itibaren AB ile beraber Türkiye'de üretimin de arttığını görebiliyoruz. Bugün Türkiye'de üretim yapan Uzak Doğu şirketlerinin tamamı Gümrük Birliği sürecinden sonra ülkemizde yatırıma yönelmişlerdir. Bana göre büyük Avrupa şemsiyesi altında baktığımda Türkiye'nin ciddi anlamda söz sahibi olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Meksika nasıl ABD ile ticaret anlaşması yaptıktan sonra ekonomisi hızla büyüdüyse, Türkiye'nin de bundan sonraki ekonomisi hızla gelişmiştir" dedi. Aclan Acar, sektörün içeride ya da dışarıda üretilmiş araçlar diye bir değerlenme yapmanın anlamını yitirdiğini dile getirdi. Belirleyici olanın pazarın bütünlüğü olduğunu söyledi. Aclan Acar, "İstihdam yaratan, iç pazarda üretim yapan yerli marka yaratmanın önemini biliyoruz. Bugün dünya devi ekonomilerin tamamında kendi ürettikleri markalar vardır" diye konuştu. Aclan Acar, katma değer olarak bakıldığında Türkiye'de üretilen araçlara yüzde 60 oranında iç pazar katkısı olduğunu söyleyerek, "Dünya artık küreselleşti. Neyin nerede üretildiğinin giderek bir önemi kalmıyor. Önemli olan bu üretimin ve satışın nasıl verimli ve rekabetçi olduğudur. Bana göre Türkiye'de otomotiv sektörü verimliliğiyle lider konumdadır. Satış, satış sonrası ve yetkili satıcı teşkilatıyla dünya ile rekabet edebilir durumdadır" dedi. "Yerli markanın pazarlanabilir bir alt yapısı olması gerekiyor" Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO'su Ali Kibar Ali Kibar, sektörde hem üretici hem de aynı zamanda distribütör teşkilatını temsil ettiklerini vurgulayarak, "Sayın Bakanımız altını çizerek, yerli marka araca devlet olarak altın hisse ile Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aclan ACAR: "Otomotiv sektörü olarak baktığımızda geçtiğimiz yıla göre satışlarda daha iyi bir performans görünüyor. Genelde bütün dünyada çok büyük bir değişimin olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu çerçevede gerek servis kalitesi, gerek müşteri ihtiyaçlarının belirlenmesiyle, Türk otomotiv sektörünün Avrupa nın diğer ülkelerine göre daha ön planda olacağını düşünüyoruz. Sorunlarımız var tabi; vergi konusu gibi Bunlar sektöre ağır yüklerdir ve biraz ayağımızı bağlamaktadır. Ancak 2013 ü olumlu bir yıl olarak görüyorum." 24 HAZİRAN 2013

GELİŞİM İÇİN DEĞİŞİM ortak olacaklarını dile getirdi. Türkiye'de bir yerli markanın oluşması beklentisi devletimizin en üst kademelerinde oluşmuş durumdadır. İşin sağlıklı sürdürülebilmesi için bir alt yapının beraberinde oluşturulması gerekiyor. Günümüzde artık bir marka yaratmak ya da bir ürün üretmek çok da zor değil. Önemli olan bu markanın ve ürünün pazarlanabilir bir alt yapısının da oluşturulması önem arzediyor" dedi. Ali Kibar otomotiv pazarının büyümesinin iç pazarın mevcudiyetiyle ilgilidir açıklamasını yaparak, "İç pazarda üretilen ürünün satılamaması demek aynı zamanda bunun dışarıda da talep görmemesi anlamına geldiğini gösterir. Bugün her ne kadar Avrupa coğrafyasının içerisinde yer alsak da, ülkeler anlamında baktığımızda fiyat endekslemeleri birbirlerinden çok farklıdır. Burada farklılıklar netice olarak rekabetçi olarak ihracata yansıyabilir. Yerli marka da iç pazarın bir basamak olması gereklidir" dedi. "Devletin maddi ve manevi desteği önemli bir gelişmedir" Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan ACAR Aclan Acar, iç pazarda satılan en çok talep gören yabancı markalardan birisi olduklarını dile getirerek, "Devletin maddi ve manevi olarak yerli Bayraktar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar Üretim için gerekli ortamı yarattıktan sonra, altın ya da gümüş hisseye gerek yok. Hepsi kendiliğinden gelir diye konuştu. Özellikle Avrupa da kapasitelerin bir hayli küçüldüğünü kaydeden Bayraktar, Sayın Başbakanımız ve Ekonomi Bakanımız, yeni teşvikler ve bu teşviklere bazı ekler açıkladı. Bunlar yeni yatırımları çekmek için olan teşvikler. Ancak bir de yatırıma odaklanmadan, ana ve yan sanayiciyle çevre ekonomilerde neler oluyor diye bir bakış açısı yaratmak gerek dedi. Değişen şartların, en iyi şekilde izlenebileceğini ve buna göre bir pozisyon alınabileceğini kaydeden Bayraktar, vergi sisteminin değişmesi gereğine dikkat çekti. marka üretiminin arkasında durması ve üretilen ürünün satış ve pazarlaması konusunda gerekli destekleri vermesi gayet olumlu bir gelişmedir" dedi. "Türkiye'ye Avrupa'ya gidiş kapısı olarak bakılıyor" Bayraktar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa BAYRAKTAR Mustafa Bayraktar, yerli marka çalışmaları konusunda devletin ortamı yarattığı sürece bir takım işbirliklerine gerek olmadığını söyledi. Mustafa Bayraktar, otomotiv sektöründe Avrupa'dan ayrışabilmenin mümkün olmadığı tespitini yaparak, "Bütün dünya gözünü Türkiye'ye dikmiş Ali Kibar, 2023 ile yapılan projeksiyonların belirli bir büyümeye öngörülerek hesap edildiğini aktararak, "Otomotiv sektörünün ihracat ve iç pazar hacimlerini gerçekleştirebilmesi için 4 milyon adetlik bir üretim adedi ulaşması gerekiyor. Şu anda 1,5 milyon adet seviyilerine ulaşmış olan sanayimizin büyük çoğunluğu mevcut oyunculardan olmak üzere iki misli bir kapasite artışı gerçekleştirmesi gerekiyor. Fakat burada önemli olan pazarın sağlıklı hale getirilmesidir. Araçların üzerindeki vergi yükleri tüketicinin satın alma gücüne çok önemli anlamda etki ediyor olmalıdır" dedi. Ali Kibar, otomotiv sektöründe yeni teknolojilerin hep gündemde olduğunu dile getirerek, "Otomotiv sektörü son 15 yıldır hangi istikamete gideceğine daha sağlıklı bir şekilde kestirebilmiş değildir. Geçtiğimiz günlerde AB'de yayınlanan bir genelgede otomotiv üreticilerinin daha az karbondioksit emisyonu salgılama anlamında hangi metodları kullanacağını kendilerinin tespit etmesiyle ilgili uygulamayı kaldırıp, yeni bir yön verecek "Sektör hangi yöne gideceğini sağlıklı bir şekilde kestirebilmiş değildir" Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO'su Ali Kibar açıklamalar yapıldı" açıklamasında bulundu. Ali Kibar, Avrupa'nın krizinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade ederek, "Krizden çıkış için bir çok arayış içine girilebiliyor. Avrupa krizden çıktığı süreçte, biz Türkiye olarak kendi sektörlerimizi sağlıklı olarak geleceğe hazırlamazsak, onlar çıkış sürecindeki alacakları mesafeyi bizim yeniden yakalamamız daha zorlaşabilir. Buradaki kritik eşiğe dikkat çekmek istiyorum. Bugün biz ülke olarak çok iyiyiz demekle yetinmeden daha iyi olmaya yönelik tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Yarınlara daha sağlıklı ve ayakta kalabilecek şekilde rekabetçi ortamı sağlamamız lazım" diye konuştu. Ali Kibar bu koşullarda otomotiv sektörünün yapması gerekenlere değinerek, "1 milyon adetlik iç tüketim önemli bir eşiktir. Ekonomik ölçeğin büyüdüğü oranda, sanayi ve tedarikçiler daha fazla rekabetçi altyapılarını oluşturacaktır. Belki de her Ar-Ge çalışmasını desteklemek çok anlamlı olmayabilir. Ar-Ge'nin sanayide üretime dönüştürülebilir kısımlarını destekleyerek ayrıştırmak bana göre bir zorunluluktur." dedi. 26 HAZİRAN 2013