Galatasaray Üniversitesi Medya ve İletişim Çalışmaları Doktora Öğrencisi



Benzer belgeler
1. Hafta: Giriş ve İletişim, Teknoloji ve Toplum İlişkisine Dair Temel Yaklaşımlar

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989.

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

Türkiye de Bilim ve Teknoloji Politikası Tasarımı için Araştırma İhtiyacı

İNSAN MÜHENDİSLİĞİ 1

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

DERS KODU DERS ADI İÇERİK BİLİM DALI T+U+KR AKTS

KÜRESEL PAZARLAMA Pzl-402u

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

tepav Kasım2012 N DEEĞERLENDİRMENOTU ÜRÜN TİCARETİNİN FİNANSALLAŞMASININ TARIMSAL ÜRÜN VE GIDA FİYATLARINA ETKİLERİ

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Altın Ayarlı İslâmi Finans

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

ÜNİTE - 1 İŞLETMENİN TEMEL KAVRAMLARI

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

Güncel BES Verileri. Toplam Fon Büyüklüğü (milyar TL) 43,75. Faizsiz Fon Büyüklüğü (milyar TL) 1,85 152,31

Tıp ve Eczacılık Alanında Bilgi ve Belge Yöneticisi nin Temel Görevleri

10 Ağustos. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Yazılı Medya Araştırması. 18 Ağustos Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi Yazılı Medya Araştırması

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

Karar Verme ve Pazarlama Bilgisi: Yönetim Kurulu Odasına Giden Yol

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında)

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

Bilgi Teknolojisinin Temel Kavramları

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM

Nevzat Melih TÜNEK THK Üniversitesi Bilişim Teknolojileri Bölümünde Yüksek Lisans Öğrencisi, bu sunumda sosyal medyanın e-devlet üzerindeki etkileri

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

MBA MBA. İslami Finans ve Ekonomi. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

KARġILAġTIRMALI EĞĠTĠM

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

KALİTE GÜVENCE SİSTEMLERİ

Türkçe'de daha çok yenilik olarak kullanılan, Latince innovatus'tan türetilen, İngilizcede innovation sözcüğü karşılığında inovasyon kelimesi

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

3. Emek Piyasası. Grafik-3.1: İşsizlik Oranları (yüzde)

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Pazarlamada Kullanılan Farklı Yaklaşımlar, Teoriler ve Analiz Teknikleri

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

ELEKTRONİK TİCARET KISA ÖZET KOLAYAOF

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ

Editörler Prof. Dr. Zahir Kızmaz / Prof. Dr. Hayati Beşirli DEĞİŞİM SOSYOLOJİSİ

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek

HAZİRAN 2016 Gebze Ticaret Odası Ticaret Bölümü

Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna Geçiş Sürecinde Temel Dinamikler

Yarının Dünyasında Google İnternette Bir Dönüşüm Google lizasyon

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Ekonomik Olarak Güçlü! Bir Çarpan Olarak Vazgeçilmez! Türkiye'nin Başarı Hikayesi!

SAĞLIKTA İLETİŞİM DR. İLKER TELLİ SAĞLIK-DER GENEL MERKEZ

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN ve ZAMAN

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Konut Kredisi Piyasasına Bakış

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (20 Ekim Aralık 2014 )

7. HAFTA MODERN SONRASI ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR. SKY108 Yönetim Bilimi-Yasemin AKBULUT

ENDÜSTRİ 4.0. Hazırlayan: Sündüz GÖKÇEN

KLASİK SINAV İÇİN SORU ÖRNEKLERİ:

2009 Küresel Ekonomik Krizi nin tüm dünyayı etkisi altına

E.G.O. Grubu Kurumsal İlkeleri

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

1. Sosyal Politika, hangi tarihsel olayın kendine özgü koşulları altında doğup gelişmiş bir sosyal bilim dalıdır?

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER

Bölüm 1. İnsan Kaynakları Yönetimine Kavramsal Bakış

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi

Mark Zuckerberg, Facebook ve Aldatıcı Reklamlar. Mark Zuckerberg, Facebook adlı sosyal medya sitesinin kurucularından biridir.

ENERJİ SEKTÖRÜNDE YÖNETİM YAPISI. A. Banu Demirbaş. Sayın Başkan, teşekkür ediyorum...

Güncel Ekonomik Yorum

PAZARLAMA İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

DERS PROFİLİ. İnternet ve Siyaset POLS 377 Bahar Doç. Dr. Rabia Karakaya Polat

TÜBİSAD Bilişim Çözümleri Platformu

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTEN İ

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ

TURİZM PAZARLAMASI REKLAM

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

PAZARLAMA 3.0 ve DEĞER MÜHENDĐSLĐĞĐ

İletişim: Bir düşüncenin, bilginin, haberin veya mesajın kişiler, gruplar ve örgütler arasında karşılıklı değiş tokuş sürecidir.

Sağlık Hizmetlerinde Pazarlamaya Neden İhtiyaç Duyulmaktadır?

Transkript:

Atılım Sosyal Bilimler Dergisi 2 (2), 95-100 Theories of Information Society Elif Posos Devrani* Galatasaray Üniversitesi Medya ve İletişim Çalışmaları Doktora Öğrencisi Frank Webster. 1995. Theories of Information Society, London: Routledge, 264 sayfa, ISBN-10: 0415105749. Frank Webster, Enformasyon Toplumunun Teorileri isimli çalışmasında enformasyon toplumu tanımını ve bu tanımdan yola çıkarak bilgi teknolojilerin hali hazırdaki dünya düzenini nasıl etkilediğini sorgulamaktadır. Etkileri ve sonuçları tartışmadan önce, enformasyon toplumu tanımlamalarını inceleyen Webster, belli bakış açılarının ağır bastığı beş ayrı tanımdan bahsetmektedir. Webster ın ele aldığı ilk enformasyon toplumu tanımlaması olan teknolojik tanımlama, teknoloji ve yeni buluşların hayatımıza etkisi üzerine kurulmuştur. Bilgi teknolojilerinde yaşanan yeni gelişmeler, bu gelişmelerin insanlar arasındaki iletişime olan katkıları ya da dayatmaları bizleri yeni bir çağa taşımıştır. Bu çağ, toplumun her kesiminde etkisini gösteren yeni bir düzeni de beraberinde getirmektedir. Yeni düzenin temel yapı taşı ise teknolojidir. Çünkü teknolojinin en önemli nimeti olarak adlandırılabilecek yeni ve hızlı iletişim kanalları, sadece insanları değil; kurumları, yerel kuruluşları, uluslararası ve * pososday@uni-bremen.de

2012, CİLT 2 SAYI 2 96 hatta milletler üstü kuruluşları birbirine bağlayan bir ağın oluşmasını mümkün kılmıştır. Oluşturulan bu ağ, dünya düzenini etkileyen ve biçimlendiren bir güç olma özelliğini taşır. Sadece teknolojinin dünya düzenini değiştirmek için tek başına yeterli olmayacağını savunanlar da mevcuttur. Ancak, endüstriyel devrimin sanayileşmeyi doğuran icatlar ve buluşlar sayesinde gerçekleştiği gerçeğini hatırlamak, iki durum arasında mantıksal bir benzerlik kurmaya yardımcı olabilir. Her iki durumda da, buluşlar devrimin hareket noktası olmuş, buluşların yarattığı etkiler toplumun her kademesini ve alanını etkilemiştir. Dolayısıyla, teknolojinin devrim yaparak dünya düzenini ele geçirdiğini söylemek mümkündür. Enformasyon toplumunun bu iddialı tanımlamasında, Frank Webster ın karşı çıktığı noktalar vardır. Yeni çağ ve yeni dünya düzeni gibi iddialı söylemlerde bulunmak için, tüm dünyayı etkileyen bir süreçten bahsetmek gereklidir. Ancak, günümüz şartlarına bakıldığında, enformasyon toplumu olarak adlandırabileceğimiz kesimin ancak bilgiye ve dolayısıyla teknolojiye- ulaşabilen belli bir kesim olduğunu görürüz. Teknolojideki son gelişmeler bilginin değerini ve dünya düzeni üzerindeki etkisini muhakkak arttırmıştır. Ancak, tüm insanların yararlanamadığı, ulaşamadığı, belki de varlığından haberdar olmadığı bir iletişim teknolojileri bütünü, tüm dünyayı yeni bir çağa taşıyabilecek kadar nüfuslu değildir. İktisatçı Fritz Machlup, 1962 senesinde Marshall Mcluhan la aynı dönemde enformasyon toplumu tanımını ilk kullanan kişilerden biri olarak karşımıza çıkmıştır. (Yılmaz 1998, 150) McLuhan ın yaklaşımında, enformasyon toplumu yeni bir toplumsal yapı olarak kabul edilmektedir. Webster ise, kitabında Machlup ve Marc Uri Porat ın enformasyon toplumunu ekonomik açıdan ele aldığı ve tanımladığı çalışmalarına ağırlık vermeyi tercih etmiştir. Machlup ve Uri Porat ın yaklaşımı, enformasyon toplumunu Bu iki akademisyenin çalışmaları, söz konusu dönemdeki değişimi, teknolojinin ve bilginin getirilerini istatistiki verilere dayandırarak belirleme çabasına dayanmaktadır. Uri Porat ın 1977 yılında yaptığı ve Amerika Birleşik Devletleri özelinde birçok istatistiki veri içeren Enformasyon Ekonomisi isimli çalışması, enformasyon sektörünün ABD ekonomisi üzerindeki etkisini ortaya koymayı amaçlamıştır. Porat, elde ettiği veriler doğrultusunda ABD ekonomisinin enformasyon tabanlı bir ekonomi haline geldiği sonucuna ulaşmıştır. (Geray 2003, 118) Çalışmalarda, enformasyon sektörü iki ana başlıkta incelenir. Birincil Enformasyon Sektörüne, doğrudan satışa sunulan ve pazarlanan enformasyon üretimi alanında faaliyet gösteren sektörler dahil edilmiştir. İkinci Enformasyon Sektörü ise, dolaylı yoldan sektöre dahil olan, ana faaliyet konusu enformasyon ve teknoloji üretimi olmayan iş alanlarını içermektedir. Frank Webster, bu kategorileştirmeyi yeterli ve tatmin edici bulmaz. Kategoriler arasındaki sınırın çok kesin olmadığını, muğlak bölgeler bulunduğunu iddia eder. Bunun da ötesinde, özellikle ikincil enformasyon sektörüne dahil edilen iş alanlarının ölçülebilirliği konusunda ciddi şüpheler taşır. Zaten baştan dolaylı olarak tanımlanmış olan katkının ne derece dolaylı olduğu tartışma konusudur. Sayısal verilere ulaşmak amacıyla birçok alt kategorinin değerinin nicelik ve nitelik olarak tartışmalı şekilde belirlendiğini söyleyen atılım

2012, VOL.2 NO 2 97 Webster, bu çalışmalardan çıkan sonuçların ne derece sağlıklı olduğu konusunda şüpheler taşımaktadır. Ekonomik ve teknolojik tanımlamalarda öne çıkan teknoloji merkezli yeni sektörlerin doğuşu, enformasyon toplumuna dair mesleki bir tanımlamayı da beraberinde getirmiştir. Bu tanımlamada, oluşan yeni sektörler ve bu sektörlerin bilgiye olan arzla birlikte hızlıca büyümesi, bilgi teknolojileri ve iletişim alanındaki mesleklerin hızla artmasına dikkat çekmektedir. Başka bir deyişle, istihdam edilen kişilerin faaliyet gösterdiği iş alanları dağılımına bakıldığında, teknoloji başı çekmektedir. Teknolojiyle ilintili sektörlerin bu derece önem kazanması, enformasyon toplumunun oluşmasının hem sebebi hem de sonucu olma özelliği taşır. Ekonomik tanımlamada da adı geçen Porat, yaptığı çalışmada Amerika Birleşik Devletlerindeki iş gücünün neredeyse yarısının daha 1960 lı yılların sonunda enformasyon sektöründe olduğunu belirtmiştir. 1960 lı yıllardan günümüze dek sektörün ne kadar geliştiğini ve büyüdüğünü düşünürsek, bugünkü manzara 1960 lardan çok daha çarpıcı olacaktır. Webster ın bu tanımlamadaki problematiği, ekonomi tanımlamadakiyle paralellik taşır. Mesleki tanımlamanın dayanak noktasını oluşturan Porat, tıpkı ekonomik tanımlamada olduğu gibi Webster ın kuşkucu yaklaşımına çarpar. Webster a göre, istihdam alanlarının çeşitliliği ve faaliyet alanlarının genişliği, belirli sayısal verilere ulaşabilmek adına törpülenmiştir. Bu törpülenme ya da başka bir deyişle basitleştirme, bizi belki de ayrı değerlendirilmesi gereken ve birbirinden çok farklı olan iş alanlarını istem dışı şekilde aynı kefeye koymaya mecbur eder. Bu durum, elde edilen sonuçların güvenilirliğinde soru işareti yaratır. Uzamsal tanımlamada ise, önem verilen nokta bilgi akışı ve bilgi ağlarıdır. Bu tanımlama üzerine teori inşa eden akademisyenler, teknolojik gelişmeler sayesinde bilgi ağlarının çok geniş bir alana ulaşabilmesi ve komplike bir hal almasından yola çıkmaktadırlar. Bilgi ağının gelişmesiyle birlikte, bilginin nüfus ettiği alan ve kişi sayısı da artmaktadır. Dolayısıyla, bilgi ağı, enformasyon toplumunun oluşmasında kilit rol oynamaktadır. Webster, bilgi ağlarının getirileri ve bilgiye ulaşımdaki gelişmeleri yadsımasa da, enformasyon toplumu tanımının sadece bilgi ağı üzerinden yapılmasına karşı çıkmaktadır. Bu karşı çıkışına dayanak olarak da şu soruyu sorar: Bilgi ağı ne zaman ve ne şekilde var olur? Bilgi ağının kesin tanımı yapılamazken, bu kavrama ithaf edilerek enformasyon toplumu tanımı yapılması mümkün olamaz. Son olarak, enformasyon toplumu tanımlamalarında kültürel bağlamda yapılan çalışmalar ele alınmıştır. Bilgi teknolojilerinin ve yeni medyanın geldiği nokta, insanların günlük hayatta bir bilgi bombardımanına tutulmasına sebep olmaktadır. İşte bu bilgi yoğunluğu, enformasyon toplumunun tanımlamasında kilit rol oynamaktadır. Webster, bilgi fazlalığı ve ulaşılabilirliğinin akla özgürlükleri getirse de, aslında bazı tehditleri de içerdiğini hatırlatır. Bize ulaşan bilgi fazlalaştıkça, bu bilgileri rafine ederek elde ettiğimiz bilinç de fazlalaşacak diye bir kural yoktur. Aksine, bilgi kirliliğinde kaybolmak mümkündür. Eskiden zor yolla elde edilen rafine bilginin yerini, kaynağı muğlak olan nicelik olarak E. H. Posos ÖzenDevrani

2012, CİLT 2 SAYI 2 98 zengin, nitelik olarak fakir bilgi kaynakları almıştır. Bununla birlikte, birey maruz kaldığı bilgi bombardımanında duyduklarından anlam çıkarmada zorlanabilmektedir. Frank Webster ın çalışmasında, dikkatle üzerinde durduğu bir diğer isim Daniel Bell dir. Sanayi toplumu ile enformasyon toplumunu birbirinden kesin çizgilerle ayıran Bell, enformasyonun hükümdarlığı sayesinde toplumsal süreçlerin ve toplumun karakteristik özelliklerinin değiştiğini savunur. (Webster 1996, 38) Tüm bu özellikler değişirken, iş gücünün ağırlık kazandığı sektörler ve çalışan profili de değişmiştir. Beden gücüne dayalı işlerde çalışanların sayısı azalırken, teknoloji sektöründe çalışanların sayısı artmış, dolayısıyla beyaz yakalılar iş gücüne hakim olmuştur. Sanayi toplumunda aslolan sanayi üretimidir. Yeni düzende ise aslolan bilgidir ve bilginin nüfus ettiği alan hayatımızın her metrekaresini kapsamaktadır. Sanayi toplumu için fabrikalar ve üretim alanları ne ise, enformasyon toplumunda da bilginin üretildiği ve yayıldığı teknolojik platformlar odur. Webster, Daniel Bell in enformasyondaki büyüme ve buna bağlı sektörlerdeki çeşitliliğin toplumun dinamiklerini etkilediğini ve değişime sebep olduğu fikrine katılır. Ancak, sanayi toplumundan sonra ortaya atlan post-sanayi toplumu tanımının, kesin çizgilerle belirlenmiş ve evveliyattan neredeyse bağımsız tutulmuş bir enformasyon toplumu olarak nitelendirilmesine karşı çıkar. İki dönemin ve toplumun karakteristik özellikleri incelenirken, belli bir icadı ya da buluşu milat alarak değil, sürekliliği hiçe saymadan akıl yürütmek gerektiğine inanır. Çalışma kapsamında yer verilen bir başka akademisyen, İngiliz sosyolog Anthony Giddens tır. Giddens ın enformasyon toplumu hakkında ortaya attığı savlara baktığımızda, daha önce Daniel Bell de gördüğümüz keskin sınırları görmeyiz. Giddens, bilginin modernitenin temelinde yatan bir motivasyon kaynağı olduğuna inanmaktadır. Dolayısıyla, Giddens a göre bilgi ilk defa post-sanayi toplumları tarafından öncelik verilmiş bir değer değildir ve toplumlar arasında kronolojik bağlamda sırf buna dayanan bir kategorileştirmeye gitmek yanlıştır. Frank Webster ın dikkat çektiği bir başka akademisyen Herbert Schiller dir. Schiller, enformasyonun dağılımı, ulaşılabilirliği ve global düzeyde dolaşımının tarihte ilk defa bu kadar geniş ve yoğun olduğunu kabul eder. Ancak sahip olduğu politik-ekonomik bakış açısı sayesinde, sırf enformasyonun ulaşım ağı ve fazlalığı ile yeni bir dönemin açılmasının kapitalist kaygılar yüzünden mümkün olmadığını söyler. Başka bir deyişle, kapitalist güçlerin amaçları ve hedefleri değişmemiştir. Kapitalizmin doğası hüküm sürerken, yeni bir toplumdan ve yeni bir düzenden bahsetmek çok da gerçekçi olmayacaktır. Schiller in dikkat çektiği bir başka nokta, enformasyonun yeni bir düzeni getirmekten çok, tüketici hakkında veri tabanı oluşturarak kapitalist düzene hizmet ettiğidir. Webster, Schiller ın savını ayakları yere basan bir d üşünce olarak görür. Enformasyonda yaşanan gelişmelerin büyüklüğü muhakkak ki önemlidir, ancak kapitalizmin hükümdarlığını yok sayarak yeni bir düzenden bahsetmek gerçekçi değildir. Frank Webster, çalışmasında Jürgen Habermas ın kamusal alan tanımını ve bunun enformasyon toplumuyla örtüşmesini de tartışmaya açar. Günümüz şartları düşünüldüğünde, atılım

2012, VOL.2 NO 2 99 ekonomik ve politik dinamikler kamusal alanın gözle görülen ya da görülemeyen sınırlarını daraltmaktadır. Politika, doğası itibarıyla bilgide gizliliğini barındıran bir disiplindir. Günümüz iş hayatına bakıldığında ise, yeni oluşan sektörlerde piyasa dengeleri sebebiyle gözetilen bilgi yönetimi ve güvenliği, kamusal alanın sınırlandırılmasında ikinci bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır. Habermas ın kamusal alan tanımlamasına dair, Webster tarafından iki soru ortaya atılmaktadır. İlki kamusal alanın tanımının yapıldığı 1880 li yıllardaki düzen ve dinamiklerle, 1950 li senelerdeki düzen ve dinamiklerin birbirinden farklı olmasıdır. Bu farklılıklar bilgiye ulaşma ve doğru bilgiye ulaşma arasındaki çizgiye dikkat çekmektedir. Bilginin paylaşımı anlamında günümüzdeki kamusal alan tanımının daha geniş bir alana yayıldığını söylemek mümkündür. Öte yandan, Piyasa şartlarında satış ve pazarlamada iknanın çok büyük bir önem kazanması, reklam merkezli medyanın ağırlığının artması vb gibi etkenler, bilgide manipülasyona zemin hazırlamakta ve hatta bu manipülasyonu mümkün kılmaktadır. Bilginin doğruluğuna dair tehdit oluşturan bu durum, bilginin kamusal alandaki varlığında bir paradoks da yaratmaktadır: Gelişen teknoloji sayesinde bilgiye ulaşım kolaylaşmış ve istenebilecek bilgi yelpazesi artmıştır. Öte yandan, bilgiyi kendi çıkarlarına uygun şekilde değiştirme ya da belli bir süzgeçten geçirerek alıcıya sunma imkanları da artmıştır. Ulaşılan bilgi dağarcığının büyümesi, elde edilen doğru bilginin artması anlamına gelmemektedir. Webster tarafından dikkat çekilen ikinci nokta, kamusal alandan beklenen ve sunulan bilginin günümüz dinamiklerine bağlı olarak değiştirdiği gerçeğidir. Yeni medya uygulamaları, alıcı ve kullanıcılarının eğitim seviyesinin yükselmesi ve arzlarındaki değişimle bağlantılı olarak kamusal alandaki bilgi de değişime uğrayabilmektedir. Eğitim seviyesinin yükselmesi ve seçmenlerin arzları, kişilerin bilgiyi kendi çıkarları ve istekleri için ulaşılması gereken bir şey gibi görmesine de katkı sağlamakta, dolayısıyla eskiden çeşitli politik ve ekonomik üst çıkarlar için bir sır olarak kalması uygun görülen bilgiler kişisel merak ve çıkarlar sayesinde ortaya çıkarılmaktadır. Webster a göre, kamusal alanı sorgularken ve tekrar ele alırken, bu öğelere de dikkat edilmesi gerekir. Ancak, tüm bu soru işaretlerini ortaya atarken, Webster kamusal alanı yok saymanın ya da inkar etmenin yanlış olacağını da belirtir. Asıl isteği, kamusal alanın varlığının reddi değil, var olanla var olması gereken kamusal alanların karşılaştırmasını yapabilmektir. Frank Webster, çalışmasında dönemler arası değişimlere enformasyon toplumları penceresinden bakarken, fordizm ve sonrasındaki dönemi de ele almıştır. Alain Lipietz, Michel Aglietta, Robert Boyer gibi akademisyenler, Fordizm i takip eden bir Post-fordizm döneminin varlığını savunmaktadır. Öte tarafta ise, Piore ve Sabel in ortaya attığı esnek uzmanlaşma teoremi bulunmaktadır. (Webster 1995, 136) Bu dönemde, toplumun her alanındaki değişimin sistematik bir şekilde mi yaşandığı, yoksa kapitalist düzenin doğal getirileri olarak mı karşımıza çıktığını söylemek mümkün değildir. Webster, toplumun şu anki dinamiklerinde 3 öğenin çok büyük rolü olduğunu söylemektedir: 1970 lerde girilen ekonomik buhran, dengelerin ve ilişkilerin yeniden yapılanmasını gerektirmiştir. E. H. Posos ÖzenDevrani

2012, CİLT 2 SAYI 2 100 Globalleşme, doğurduğu sonuçlar ve etki alanları itibarıyla, kurumların işleyişini etkilemiş, sadece piyasaya değil, toplumsal düzene de yeni fırsatlar ve tehditler getirmiştir. Milletler üstü şirketler, ulaştıkları hacim ve etki alanı sayesinde global ekonomideki en önemli güç haline gelmiştir. Webster ın bahsettiği bu öğeler, dünyadaki ekonomik, yönetsel ve politik değişimin ivmesini arttırmıştır. Değişim enformasyon alanında da yaşanmış, bilginin dağılımı ve ulaşımı önem kazanmıştır. Webster bilgiyi tüm bu değişimlerin odak noktasına koymasa da, süregelen kapitalist düzenin işleyişinde önemli bir rolü olduğu gerçeğini de yadsımaz. Bu önem, bilginin global ekonomideki rolüyle de bağıntılıdır. Birbiriyle bağlantılı olarak işleyen ve birbirinden etkilenen finans sektöründe, bilginin ulaşılabilirliği ve dağılımı çok önemlidir. Bunun yanı sıra, global yerellik dediğimiz ve global bilgiyle yerel bilginin doğru şekilde harmanlanıp analiz edilerek kullanılması süreci, şu anki dünya düzeninde hayati önem taşımaktadır. Son olarak Manuel Castells i ele alan Webster, bilgi akışının ve bu durumun global şehirlere yansımasını irdeler. Castells bilgi ağları arasındaki ilişkiyi inceler ve bu ilişkiler neticesinde sosyal ekolojide oluşan değişimlere değinir. Enformasyondaki yenilikler ve gelişmelerin dünyanın belli bölgelerinde yararlanılan nimetler olması, bu döngünün dışında kalan ülke ve coğrafyaları daha da güçsüzleştirmektedir. Frank Webster, Enformasyon Toplumunun Teorileri isimli çalışmasında, enformasyon toplumunun tanımlamalarına eleştirel bir bakışla yaklaşmıştır. Webster ın eleştirileri, sadece tanımlamaların kendileriyle sınırlı kalmamış, bilgiyi ve bilginin ulaşılabilirliğini yeni bir dönemin başlangıcı ve bir milat olarak kabul etmenin sakıncalarından da bahsetmiştir. Sürekliliği savunan ve sürece bir bütün olarak bakmayı yeğleyen Webster, özellikle Schiller ın söylemlerine yakın durmaktadır: Enformasyon alanında oluşan yenilikler ve teknolojik gelişmeler muhakkak ki önemlidir ve bazı dinamikleri değiştirecek güçtedir. Ancak, sırf enformasyon alanında bir çağ atladık diye, sosyo-kültürel, politik ve ekonomik alanda da bir çağı arkamızda bıraktık diye düşünmemek gerekir. Halen hüküm süren ideolojileri ve düzeni bu anlamda yok saymamak gerekir. Kaynakça Geray, Haluk. 2003. İletişim ve Teknoloji: Uluslararası Birikim Düzeyinde Yeni Medya Politikaları, Ankara: Ütopya Yayınevi Webster, Frank. 1995. Theories of Informational Society, London: Routledge, Yılmaz, Bülent. 1998. Bilgi Toplumu : Eleştirel Bir Yaklaşım, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 15(1) atılım