Roger Scruton Modern Felsefenin Kısa Tarihi Çevirenler Utku Ozmakas - Ümit Hüsrev Yolsal dipnot yayınları
İÇİNDEKİLER Birinci Baskıya Önsöz 7 İkinci Baskıya Önsöz 10 GİRİŞ 1 Felsefe Tarihi ve Düşünce Tarihi 13 2 Modern Felsefenin Doğuşu 23 Birinci Bölüm AKILCILIK 3 Descartes 37 4 Kartezyen Devrim 49 5 Spinoza 59 6 Leibniz 77 İkinci Bölüm DENEYCİLİK 7 Locke ve Berkeley 93 8 Tinsel Bilim Düşüncesi 117 9 Hume 131
Üçüncü Bölüm KANT VE İDEALİZM 10 Kant I: Saf Akhn Eleştirisi 149 11 Kant II: Etik ve Estetik 161 12 Hegel 179 13 Tepkiler: Schopenhauer, Kierkegaard ve Nietzsche 195 Dördüncü Bölüm SİYASAL DÖNÜŞÜM 14 Hobbes'tan Hegel'e Siyaset Felsefesi 211 15 Marx 227 16 Yararcılık ve Sonrası 241 Beşinci Bölüm ÇAĞDAŞ FELSEFE 17 Frege 257 18 Fenomenoloji ve Varoluşçuluk 271 19 Wittgenstein 289 Kaynakça 303
BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ Elinizdeki kitap, analitik bir perspektiften modern felsefenin tarihine ilişkin sentetik bir bakış sunuyor. Seçici olmak bir zorunluluktu; ancak Descartes'tan bu yana Batı felsefesini şekillendiren asli isimleri ve entelektüel düşünsel etkinlikleri ele aldığımı umuyorum. Bu meselelere -uzunca bir süredir görmezden gelinen ancak geçtiğimiz yıllarda yemden ilgi toplamaya başlayan ve Batı entelektüel geleneğiyle bağlantılan yeniden kurulmaya çalışılan- analitik felsefenin sunduğu bir perspektiften yaklaşmanın oldukça verimli olduğuna inanıyorum. Tarihe mal olmuş filozofların en büyük ilgi alanlarını oluşturan -estetik, siyaset, teoloji, duygulanımlar kuramı- konular, bir süredir İngilizcede ve Amerika kökenli yazılarda pek iyi ele alınmıyor; dahası, bakış açısının giderek hızla daralması, teknik ve vasıf takıntısı, - spekülatif bir filozofun geleneksel özelliklerinden olan- insanlık durumuna yönelik geniş kapsamlı hassasiyetin yerini alma eğilimi taşıyor. Felsefe tarihine yönelik yenilenmiş ilgiler, bu hatalarm giderilmesini vaat ediyor ve merkezi olmasa da tümden kıyıya da itilmemiş olgun bir felsefi kavrayış, estetik ile siyaset felsefesi gibi alanlarda zaten görünür olmaya başladı. Analitik felsefeyi, en büyük isimlerinden biri olan Wittgenstein' in yaratıcı düşüncesi vasıtasıyla tartışıyorum ve mantıkla dili aynı derecede felsefenin ilk ilgi alanı olarak gören İngiliz ve Amerikalı düşünürlerin pek çoğu ilginç, ancak belki de biraz abartılmış yapıtını es geçmek zorundayım. Mümkün olduğunca geniş bir bakış açısı sunma ve son dönemlerdeki yapıtların kavramamıza yardıma olduğu savların temelinde yatan sürekliliği gözler önüne serme niyetindeyim. Birinci bölümde, tartışmamın büyük bölümünü neden Rönesans sonrası felsefesinin önde gelen isimleriyle sınırladığımı ve yönteminin düşünce ta-
8 Modern Felsefenin Kısa Tarihi rihçilerinden neden aynldığını açıklıyorum. Amacım felsefi tartışmaların ve savların içeriğini betimlemek, onları ortaya çıkaran koşulların ya da etkilerin bağlamını değil. Düşünce tarihine yönelik böylesi bir ilgi, elinizdeki kitabın temelini kapsayacak kadar geriye götürülebilir; bu savların ortaya çıküğı tarihsel koşullar ve Hobbes'tan Spinoza'ya/ Malebranche'tan Berkeley'e, Rousseau'dan Kant'a ve Schopenhauer'den VVittgenstein'a kadar pek çok isme kapı açan ve geçerli olan etkiler araştinlabilir. Bu nedenle, burada yaptığım ekollerin ve savların sımflandınlmasınm rastgele olmadığı, en azından felsefi uygunluğu temel aldığı görülecektir. Bu kitabın bakış açısının kendine has özelliklerinden söz etmek gerekiyor. Analitik felsefenin kültürel yalıtılmışlığından uzaklaşıp gün yüzüne çıkmasından bu yana kısa bir süre geçmiş olmasına karşın, bana öyle geliyor ki, felsefe tarihinin üzerine tutulmaya başlanılan ışık, felsefe tarihinin gelişiminden önceki yüzyıllar boyunca görülen özet araştırmalar vasıtasıyla tutulan her ışıktan daha büyüktür. Felsefi tarihe ilişkin yeni bir tarz gün yüzüne çıkıyor. Bu tarz, ortaya konmuş ve kabul edilmiş savlan keşfetmeye çalışırken, yalnızca ilk kez dillendirildikleri zamandaki gibi değil, herhangi bir zaman dilimi içinde ortaya atılan savları da ele alıyor. Leibniz'in yazdıklarına günümüzde inanmanın olanaklı olup olmadığını sormak, yorumu katı bir entelektüel disipline hapsetmek olur. Leibniz'in çıkardığı sonuçlarla gerçekten ne dediğini anlamak ve hangi savlarının gerekçeleriyle ortaya konduğunu ya da konabileceğim, düşünürün gerekçelerine yönelik düşüncelerini keşfetmek kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Eski filozofların düşüncelerini, anlamı muğlaklaştırabilecek jargonlanndan sınırlı ve zamana bağlılığından kurtararak tercüme etmek ve modern insanların kendi ciddi düşüncelerim ifade ederken kullandıklan ifadelerle sunmak artık bir zorunluluktur. Okurlar bu çalışmanın kaynakçasında felsefe tarihindeki güncel çalışmalara atıflar bulabilir. Bu çalışmalar, belki de önceki çalışmaların kültürel kapsamından ve çeşitliliğinden azadedirler; ancak bana öyle geliyor ki, felsefi tarihi şu anda göründüğü biçimden başka bir biçime dönüştürmek, tam da güncel sorunlara geçmişte verilen yanıtlan ele almakla mümkün olabilir. Ortaçağdaki mantıkçıların araştırmalarım anlamak için ilk kez yeni mantığı kullanmayı keşfeder düşünürler gibi, dil ve zihne ilişkin yeni felsefeler de
Önsöz 9 Kanf ın savlarını Kant'tan ilk etkilenen isimlerin düşünmediği bir tarzda anlamayı sağlayabilir. Bununla birlikte, felsefe tarihinin analitik versiyonun -farklı ekollerden gelen düşünürlerde görülebileceği gibi- felsefe tarihiyle hiçbir bağlanüsı olmadığı düşünülmemeli. Önerdiğim yorum, anahatlan bakımından pek çok fenomenolog için de kabul edilebilirdir. Tıpkı fenomenologlar gibi modern felsefedeki asli akımın Kartezyen özne kuramından ve özne ile nesne, kesinlik alanı ile şüphe alanı arasındaki nihai bir ayrılıktan doğduğunu düşünüyorum. Bu akım, ele aldığımın dönem boyunca epistemoloji, metafizik, etik ve siyaset felsefesinde varlığım sürdürüyor. Aym zamanda, VVittgentein'ın Kartezyen görüşlerin savunulamazlığına ilişkin detaylı tanıtlamasının felsefe tarihinin bir döneminin sonunu getirdiğine inanıyorum. Bununla birlikte VVittgenstein'ın gönderme yaptığım savlarının fenomenolojinin savunulabilirliğini yıktığını düşünüyorum. Söylemeye bile gerek yok, elinizdeki kitap olabildiğince kısa tutulmaya çalışıldığından yalnızca bir rehber olarak hizmet edebilir. Eğer bu kitap, okurun ele aldığım filozofların çalışmalarından keyif almasma ve bu çalışmaları anlamasına yardımcı olursa görevim tamamlanmış olacaktır.
İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ Elinizdeki kitabın ilk kez yayımlanmasından bu yana geçen on beş yılda felsefe tarihinde analitik filozoflara gösterilen ilgi bir hayli artü. Konunun genel hatlan aynı kalmasına karşın detaylar kaçınılmaz olarak değişti. Kimi durumlarda -bilhassa Hume'unkinde- filozofun amaçlarına ve savlarına yönelik geleneksel kavrayış baştan sona yeniden ele alındı. Aynca çalışmaları çok uzun zamandır göz ardı edilen ya da üstünkörü ve tasvip etmeyen bir bakışla atlanıp geçilen düşünürlere iade-i itibar edildi. Fichte ve Reid bu durumun en önde gelen örnekleridir. Son dönemlerdeki çalışmalar bu kısa girişin kapsamının ötesine geçse de metni gözden geçirip düzeltmeler yapmak ve ilk baskıdakinden çok daha geniş bir kaynakça kullanmak elzemdi. Kısa bir girişin tartışmalı olmasının kaçınılmazlığım belirtmeden geçmeyelim. Yine de modern filozofların düşüncelerini dar bir alanda hakkaniyetli biçimde sunmaya ve neden hâlâ önemli olduklarını göstermeye çalışüm. Elinizdeki ikinci baskının hazırlanmasında dostlanm, meslektaşlanm ve öğrencilerim yorumlan ve eleştirileriyle ziyadesiyle yardıma oldu. Bilginlere yaraşır uzmanlığıyla beni pek çok hatadan koruyan Fiona Ellis'e bilhassa müteşekkirim. Malmesbury, 1995