DEFNE (Laurus nobilis L.) NİN ÇELİKLE ÜRETİLMESİ. Propagation of Bay Laurel (Laurus nobilis L.) By Cuttings



Benzer belgeler
Çelikle Çay Üretimi. Ayhan Haznedar -Ziraat Mühendisi

Bazı Klon Meyve Türlerinde Klon Anaçlarının Yeşil Çeliklerinin Sisleme Ünitesinde Köklendirilmeleri Üzerine Bir Çalışma(*)

VEJETATİF ÇOĞALTMA (EŞEYSİZ)

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

Bahçıvanlık kursu 2015

VEJETATIF YOLLA FIDAN ÜRETIMI ÇELĠKLE ÜRETME

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

Uygun koşullar altında gelişen bir bitkinin ilk çiçek taslaklarının görüldüğü zamana kadar geçen dönemi gençlik (juvenile) olarak isimlendirilir.

Tohum Bahçeleri. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Farklı Dönemlerde Alınan Kara Dut (Morus nigra L.) Çelik Tiplerinde Köklenme Başarısının Belirlenmesi*

Odunsu (Sert) Çeliklerle üretme

KAVAK VE HIZLI GELİŞEN TÜRLER

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

DOĞU AKDENİZ ORMANCILIK ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ OKALİPTÜS ISLAH ÇALIŞMALARI. A. Gani GÜLBABA Orman Yük Mühendisi

Kök :Tohumdan ilk gelişen organdır.

T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN ALTI ODUNSU BİTKİLER. Hazırlayan: Danışman: Yrd.Doç.Dr Nurgül KARLIOĞLU

ASMANIN ÇOĞALTILMASI

KAVAK VE HIZLI GELİŞEN TÜRLER

KAPLAN86 CEVİZİ. Kaplan 86 Cevizi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

BAHÇE BİTKİLERİNDE BUDAMA TEKNİKLERİ

Çeşme Yarımadasında Yellopu Oluşturan Bazı İncir Tiplerinin Çelikle Çoğaltılması

Sulama Ot Mücadelesi ve Çapalama Gübreleme ve Toprak Islahı Seyreltme Gölgeleme veya Siperleme Budama Yerinde Kök Kesimi

ENDÜSTRİYEL AĞAÇLANDIRMALARDA FİDAN ÜRETİM VE DİKİM ÇALIŞMALARI. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1

Weigela floribunda ve Spiraea x vanhouttei nin çelik ile üretilmesinde farklı sera ortamları ve büyüme hormonlarının köklenme üzerine etkileri

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI

YURTİÇİ DENEME RAPORU

MEYVECİLİKTE EŞEYSİZ ÇOĞALTMA TEKNİKLERİ. Prof. Dr. Lütfi PIRLAK Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi KONYA

Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü

BETULACEAE. Alnus cinsleri vardır.

ÖZET OTOMATİK KÖKLENDİRME SİSTEMİNDE ORTAM NEMİNİN SENSÖRLERLE HASSAS KONTROLÜ. Murat ÇAĞLAR

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

KAVAK ÖKALİPTUS VE KIZILAĞAÇTA YETİŞME ORTAMI İSTEKLERİ. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1

Prunus Türlerine Ait Bazı Meyve Klon Anaçlarının (Şeftali, Erik ve Kiraz) Odun Çelikleri ile Köklendirilmesi

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II

Karayemişin (Prunus Laurocerasus L.) Farklı Ortamlarda Köklenmesi Üzerine Bir Araştırma

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

ÇOĞALTIM TEKNİKLERİ Dersin Modülleri Kazandırılan Yeterlikler

Effects of Growth Regulators Application on Propagation with Hardwood Cuttings of the Black Mulberry

YAPRAK ÜRETİMİ AMACIYLA DEFNELİK (Laurus nobilis L.) TESİSİ. A Case Study on Bay Laurel (Laurus nobilis L.) Plantations for Leaf Production

Sıcaklık. 40 dereceden daha yüksek sıcaklarda yanma görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 dereceden aşağı olmamalıdır.

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

DALDIRMA İLE ÇOĞALTMA

ANGİOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR) Yrd. Doç. Dr. Hüseyin FAKİR

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

Ilıman iklim kuşağında Dinlenme

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

KESME GÜL VE GÜL FĐDANI

Meyva Bahçesi Tesisi

8ÇEVRE TANZİMİ ve AĞAÇLANDIRMA ÇALIŞMALARI

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

Transpirasyonun fiziksel yönü evaporasyona benzer ve aşağıdaki şekilde gerçekleşmektedir:

Solunum. Solunum ve odunsu bitkilerin büyümesi arasında yüksek bir korelasyon bulunmaktadır (Kozlowski ve Pallardy, 1997).

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

Genetik materyal olarak tohum depolamanın üstünlükleri

Antepfıstığında Gübreleme

KESME GÜL VE GÜL FİDANI YETİŞTİRİCİLİĞİ

OZON VE OZON TABAKASI

Karbonhidratlar, odunsu bitkilerin en önemli yapı maddeleridir.

Köklendirme ortamı ve hormonun dişbudak (Fraxinus angustifolia Vahl.) çeliklerinin köklenmesine etkisi

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İŞLETME VE PAZARLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI. ÜLKEMİZ ORMAN VARLIĞI ve ODUN ÜRETİMİ

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

labların sera içine yerleştirilmesi

Çayın Bitkisel Özellikleri

8Çevre Tanzimi ve Ağaçlandırma Çalışmaları

Orman Altı Odunsu Bitkiler

12. SINIF KONU ANLATIMI 24 STOMA VE TERLEME (TRANSPİRASYON)

Ferragnes Badem Çeşidi ve Özellikleri. Badem Yetişriciliği İklim ve Toprak Özellikleri

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ARAKLI ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 11. SINIF BİYOLOJİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

İKLİM VE TOPRAK ÖZELLİKLERİ

Modern (Bodur) ve Geleneksel Meyve Yetiştiriciliği. 04 Şubat 2014 İzmir

Key Words : American Vine Rootstock, Vine Cutting Stems, Auxiliary Shoots, Çanakkale.

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

ZEYTİNYAĞI SEKTÖR RAPORU-2013

Aksi durumda yabacı bir bölgeden getirilen ırk/ırklar o yöreye uyum sağlamış yerel ırklarla polen alışverişine giriştiklerinde genetik tabanda

C e d r u s ( S e d i r ) C e d r u s a t l a n t i c a C e d r u s b r e v i f o l i a C e d r u s d e o d o r a C e d r u s l i b a n i

9. SINIF KONU ANLATIMI 46 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ

Meyvecilikte Çoğaltma Teknikleri.

ZBB106 KODLU TASARIM BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç. Dr. Soner KAZAZ

KUŞBABA TARIM-VERMISOL ORGANİK SOLUCAN GÜBRESİ DENEMESİ

BUDAMA. Prof. Dr. İbrahim TURNA. KTÜ Orman Fakültesi Silvikültür Anabilim Dalı, Trabzon

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Bitkilerde C3, C4 ve CAM Mekanizmaları, Farkları ve Üstünlükleri

MADDE ve ÖZELLİKLERİ

: Menşe Adı : Kale Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı Başvuru Sahibinin Adresi : Hükümet Konağı Kale/DENİZLİ Ürünün Adı

DİKİM YOLUYLA AĞAÇLANDIRMA

Ahududu Bitkisinde (Rubus idaeus L.) En Uygun Dikim Budamasının Belirlenmesi ve Bunun Vegetatif ve Generatif Gelişme Üzerine Etkisi 1,2

DİKİM YOLUYLA AĞAÇLANDIRMA. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

Hindistan Çay Plantasyonlarında Yürütülmekte Olan Dört Farklı Bitki Islah Programı

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi)

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

Transkript:

Bakanlık Yayın No : 376 Müdürlük Yayın No : 56 ISSN 1300-9508 DEFNE (Laurus nobilis L.) NİN ÇELİKLE ÜRETİLMESİ Propagation of Bay Laurel (Laurus nobilis L.) By Cuttings (ODC: 285) Dr. Salih PARLAK TEKNİK BÜLTEN NO: 42 T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI EGE ORMANCILIK ARAŞTIRMA MÜDÜRLÜĞÜ EGE FORESTRY RESEARCH INSTITUTE İZMİR - TÜRKİYE

Yayın Kurulu Editorial Board Başkan Head Dr. Fevzi BİLGİN Üyeler Members M. Emin AKKAŞ Dr. Mehmet SAYMAN H. Handan ÖNER Hadiye BAŞAR Yayınlayan Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Mustafa Kemal Bulvarı No: 75 Zeytinalanı Urla 35315 İzmir TÜRKİYE Published by Ege Forestry Research Institute Mustafa Kemal Bulvarı No: 75 Zeytinalanı Urla 35315 İzmir TURKEY Yayın Kabul Tarihi: 2008 Tel : +90 232 766 34 95 Faks: +90 232 766 34 99 E-posta: egearastirma@cevreorman.gov.tr Web: www.efri.gov.tr Baskı GÜNDOĞDU ELEKTRONİK Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ISSN 1300-9508

ÖNSÖZ Dünya nüfusunun sürekli artması, ihtiyaçların da artmasına ve çeşitlenmesine yol açmıştır. İnsanların besin alımı konusunda bilinçlenmeleri, sentetik maddelerden mümkün olduğunca korunma istekleri, doğadan toplanan doğal ürünlere olan talebi artırmış ve bu talep artışı odun dışı orman ürünlerine de yansımıştır. Dünyadaki kuru yaprak üretiminin % 90 lık kısmını ülkemizin karşıladığı odun dışı orman ürünleri arasında önemli bir yere sahip olan defne, aşırı tahribattan dolayı üretim alanlarının daralması tehlikesiyle karşı karşıyadır. Devam eden bu tahribatı hafifletebilmek için defnenin sadece doğadan toplamak suretiyle değil, aynı zamanda girdi kullanarak bir kültür bitkisine dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Arzu edilen ve aranılan özelliklere sahip bireylerle bu kültür yetiştiriciliğine geçilmesi, değeri daha yüksek ve standart ürün elde edilmesini sağlayacaktır. Bu amaçla vejetatif olarak çelikle üretim çalışmaları gerçekleştirilmiş, 11 farklı zamanda alınan çelikler dört farklı ortamda ve IBA nın farklı beş dozu kullanılarak, köklendirme çalışmaları yapılmış ve en uygun köklenme zamanı tespit edilerek yöntem ortaya konmuştur. Çalışmalarım sırasında tecrübe ve yönlendirmeleriyle yardımcı olan, başta Araştırma Müdürümüz Sayın Ergün AVCIOĞLU olmak üzere, Müdür Yardımcımız Sayın F. Can ACAR a, Bölüm Başmühendisi Sayın Emin KAYMAKCI ya, istatistiki değerlendirmelerde yardımını esirgemeyen Sayın Mehmet Emin AKKAŞ a, Ege İhracatçı Birlikleri ne, her zaman destek ve yardımlarını gördüğüm bütün çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunarım. Hazırladığımız çalışmanın ormancılığımıza ve ilgili kesimlere faydalı olmasını temenni ederim. Ekim-2008 Dr. Salih PARLAK I

ÖZ Günümüzde fidan üretiminde standardizasyonun sağlanması ve aynı genetik özellikler taşıyan bireylerin, yani klonların elde edilmesinde vejetatif üretim yöntemleri kullanılmaktadır. Klonal fidan elde etmede önemli bir paya sahip olan çelikle üretim yöntemi ile defnenin fidan üretiminin teknik esaslarının belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen bu proje 2003-2007 yılları arasında yürütülmüştür. Projede; defnenin çelikle üretimi için en uygun çelik alım zamanı, köklendirme ortamı, ve en iyi köklenmeyi sağlayan IBA hormon dozlarının belirlenerek, vejetatatif olarak üretim esaslarının ortaya konması amaçlanmıştır. Bu amaçla; 11 ayrı zamanda alınan çelikler dört farklı ortamda, IBA nın farklı beş dozu kullanılarak köklendirme çalışmaları yapılmış ve en uygun çelik alım zamanı, ortam ve IBA hormon dozları tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Defne, Laurus nobilis L, çelikle üretim, IBA hormon dozları, çelik alım zamanları, köklendirme ortamları. ABSTRACT Vegetative propagation methods have been used usually for clonal propagation to standardized crop obtain. This work has been carried out between 2003-2007, cutting propagation, which is an important method in clonal propagation, was used to determine the technique principles for laurel breeding. The aim of this project was to prove vegetative propagation techniques principle for laurel cutting breeding by finding the most suitable media, period and provided best rooting IBA hormone dosages. In this way, the cuttings taking from in 11 time intervals with 4 different medium and 5 different IBA dosages, were used for rooting to determine the most suitable period, media and IBA dosage. Key Words: Laurel, Laurus nobilis L. cutting propagation, IBA hormone dosages, cutting periods, rooting media. III

KISALTMALAR K : Kontrol IBA : İndolbütrik asit İAA : İndol asetik asit NAA : Naftalin asetik asit ABA : Absisik asit ppm : Milyonda bir C : Karbon N : Azot V

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... I ÖZ... III ABSTRACT... III İÇİNDEKİLER... VII ÇİZELGELER DİZİNİ... IX ŞEKİLLER DİZİNİ... XII 1. GİRİŞ... 1 2. LİTERATÜR ÖZETİ... 4 2.1. Defne (Laurus nobilis L.) Hakkında Genel Bilgiler... 4 2.2. Çelikle Üretim Çalışmaları İle İlgili Literatür Özeti... 4 2.3. Kök Oluşumu ve Hormonların Etkisi... 6 2.4. Köklendirme Ortamları ve Bazı Özellikleri... 7 3. MATERYAL VE YÖNTEM... 8 3.1. Materyal... 8 3.2. Yöntem... 8 3.2.1. Deneme Deseninin Kurulması... 8 3.2.2. Çeliklerin Alınması ve Hazırlanması... 9 3.2.3. Hormon Hazırlama ve Muamele... 10 3.2.4. Çeliklerin Bakımı... 10 3.2.5. Ölçümler ve Değerlendirme Yöntemi... 12 4. BULGULAR... 13 4.1. Köklendirme Etmenlerinin Defne Çeliklerinin Köklenmelerine Etkileri... 13 4.2. Çelik Alım Zamanlarının Köklenme Oranları ve Kök Sayıları Üzerindeki Etkileri... 15 4.3. IBA Hormon Dozlarının Köklenme Üzerindeki Etkileri... 27 VII

4.4. Köklendirme Ortamlarının Köklenme Üzerindeki Etkileri... 40 4.5. Köklenmede Çelik Tipinin Etkisi... 53 4.6. Sisleme Suyunun Olumsuz Etkisi... 54 5. TARTIŞMA... 56 5.1. Çelik Alım Zamanlarının Köklenme Üzerindeki Etkileri... 56 5.2. Köklendirme Ortamlarının Köklenme Üzerindeki Etkileri... 60 5.3. Çelik Tipinin Köklenmede Etkisi... 61 5.4. Sisleme Suyunun Olumsuz Etkisi... 62 6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER... 63 6.1. Çelik alım zamanları... 63 6.2. Köklendirme ortamları... 63 6.3. IBA Hormon dozları... 64 6.4. Yapılabilecek araştırmalar... 64 ÖZET... 65 SUMMARY... 66 KAYNAKLAR... 67 VIII

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 1. Köklendirmede kullanılan ortamların bazı fiziksel özellikleri... 8 Çizelge 2. İşlemler çizelgesi... 9 Çizelge 3. Çeliklerin ortamlarda kalış süreleri, sıcaklık ve nem ortalamaları... 11 Çizelge 4. Uygulanan etmenlere göre çeliklerin köklenme oranları... 13 Çizelge 5. Köklenme oranları varyans analizi... 14 Çizelge 6. Kök sayıları varyans analizi... 14 Çizelge 7. Köklenme oranları... 17 Çizelge 8. Ortalama kök adetleri... 18 Çizelge 9. Farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına ve ortamlara göre köklenme oranları Duncan testi -Perlit ortamı... 19 Çizelge 10. Farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına ve ortamlara göre kök sayıları Duncan testi -Perlit ortamı... 20 Çizelge 11. Farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına ve ortamlara göre köklenme oranları Duncan testi -Perlit-turba ortamı... 21 Çizelge 12. Farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına ve ortamlara göre kök sayıları Duncan testi -Perlit-turba ortamı... 21 Çizelge 13. Farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına ve ortamlara göre köklenme oranları Duncan testi -Kum ortamı... 23 Çizelge 14. Farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına ve ortamlara göre kök sayıları Duncan testi -Kum ortamı... 24 Çizelge 15. Farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına ve ortamlara göre köklenme oranları Duncan testi -Ponza ortamı... 25 Çizelge 16. Farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına ve ortamlara göre kök sayıları Duncan testi -Ponza ortamı... 25 Çizelge 17. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi sonuçları- 15 Haziran... 28 Çizelge 18. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi - 30 Haziran... 29 Çizelge 19. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi - 15 Temmuz... 30 Çizelge 20. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi - 30 Temmuz... 31 IX

Çizelge 21. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi - 15 Ağustos... 32 Çizelge 22. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi - 30 Ağustos... 33 Çizelge 23. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi - 15 Eylül... 34 Çizelge 24. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi - 30 Eylül... 35 Çizelge 25. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi - 15 Ekim... 36 Çizelge 26. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi - 15 Aralık... 37 Çizelge 27. IBA hormon dozlarının zaman ve ortamlara göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi - 15 Ocak... 38 Çizelge 28. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi- 15 Haziran... 40 Çizelge 29. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi -30 Haziran... 41 Çizelge 30. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi -15 Temmuz... 42 Çizelge 31. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi -30 Temmuz... 43 Çizelge 32. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi -15 Ağustos... 44 Çizelge 33. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi -30 Ağustos... 45 X

Çizelge 34. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi -15 Eylül... 46 Çizelge 35. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi -30 Eylül... 47 Çizelge 36. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi -15 Ekim... 48 Çizelge 37. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi -15 Aralık... 49 Çizelge 38. Farklı köklendirme ortamlarında çelik alım zamanına ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranları ve kök sayıları Duncan testi -15 Ocak... 50 XI

ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 1. Mevcut üretim ve gelecekteki tahmini talep miktarları (Aji, 2006).... 2 Şekil 2. a,b) Köklendirme yastıklarının genel görünümü, c) Köklenmiş çelik grubu d) Dikime hazır çelikler... 15 Şekil 3. Farklı tarihlerde alınan çeliklerin köklenme durumları (Perlit+turba ortamında) a)3 000 ppm IBA ve 15.12.2004 dikim, b) 10 000 ppm IBA ve 15.12.2004 dikim c) 3 000 ppm IBA ve 30.09.2004 dikim, d) 10 000 ppm IBA ve 30.09.2004 dikim... 27 Şekil 4. 30.09.2004 te perlit ortamına konulan çeliklerin farklı IBA hormon dozlarında köklenme durumu, a) 3 000 ppm, b) 5 000 ppm, c) 10 000 ppm, d) 20 000 ppm, e) kontrol... 39 Şekil 5. Kullanılan ortamlara göre köklenme oranları grafikleri... 51 Şekil 6. Aynı zaman ve aynı IBA hormon dozunda, farklı ortamlardaki kök Gelişimleri- a) perlit+turba, b) perlit, c) ponza, d) kum... 52 Şekil 7. Çeliklerde kutupsal köklenme (a ve b)... 53 Şekil 8. a) Gözlerin altından meydana gelen köklenme, b) Farklı kalınlıklardaki köklenmiş çelikler... 54 Şekil 9. Sisleme suyundaki kirecin sebep olduğu etkiler (a,b,c)... 55 XII

1. GİRİŞ İlk çağlardan beri bazı odun dışı orman ürünleri insanoğlu için bir besin kaynağı olmuş, günümüze kadar çoğunlukla ilkel faydalanma şeklinde, kaynakların sürekli kullanılması neticesinde sürdürülebilir faydalanma ilkesi göz ardı edilmiştir. Bunun neticesinde de bir kısmının nesli tehlikeye girmiş ve çeşitli kanunlarla koruma altına alınmışlardır. Son zamanlarda bu ürünlere olan ilginin artması ve bir kazanç kapısı olabileceklerinin fark edilmesiyle birlikte kültüre alınıp yetiştirilme çalışmaları da yoğunluk kazanmıştır. Zengin floristik yapısı ve tür çeşitliliği ile üstün bir konumda bulunan ülkemizin tam anlamıyla bu potansiyelini kullandığı iddia edilememektedir. Buna rağmen son yıllarda; geleneksel tarım ürünlerine göre odun dışı orman ürünlerinin kar marjlarının yüksekliği, pazarlama sorununun olmayışı ve büyüyen bir pazar konumunda olması gibi faktörler de üreticiler nezdinde bu ürünlerin cazibesini artırmıştır. Ormanın odun dışında sağladığı faydaları içine alan odun dışı orman ürünleri, Çevre ve Orman Bakanlığı nın gerekli ilgiyi göstermesi, bu türleri de özel ağaçlandırma kapsamına alması (defne, kekik, adaçayı, kuşburnu vb.) bu süreçte hızlandırıcı rol oynamıştır. Artan bu ilgi ihracat rakamlarına da yansımaktadır. Odun dışı orman ürünleri, odun kökenli ürünlere göre döviz getirisinde sürekli bir artış göstermiş, 1991 yılından 2000 yılına kadar % 107 oranında artmıştır. İhraç edilen odun dışı orman ürünleri içerisinde % 10 paya sahip olan defne özelinde ele alınırsa bu artış % 91 oranında gerçekleşmiş, yaklaşık 60 ülkeye ihraç edilerek yıllık ortalama 10 milyon dolar getiri sağlanmıştır (Özer, 1993; Özhatay vd., 1997; Yazıcı, 2003; Anonim, 2005). Çevre ve Orman Bakanlığı verilerine göre defnenin; yaklaşık 132.000 ha lık yayılış alanında yıllık tahmini üretim potansiyeli de 12.000 ton olarak verilmektedir (Anonim, 2004). Dünya pazarlarından bu ürüne olan talep yıldan yıla artış göstermektedir. Aji,(2006) kuru defne yaprağı üretiminin tamamına yakınını elimizde bulundurduğumuzdan söz ederek, gelecek 10 yıllık dönem sonunda mevcut üretimin iki katına çıkacağını öngörmektedir (Şekil 1). 1

Miktar (Ton) 9.000 8.000 7.000 6.000 5.000 4.000 3.000 2.000 1.000 0 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2 2006 Yıllar Şekil 1. Mevcut üretim ve gelecekteki tahmini talep miktarları Figure 1. Current production and future demand predictions 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Yeni pazarların ortaya çıkmasıyla birlikte artan talebin bir sonucu olarak, doğal ortamındaki hızlı tahribatı, bu türümüzün kültüre alınıp yetiştirilmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Son yıllarda alternatif ürün olarak tarım arazilerinde de defne plantasyonları kurulmaya başlanmıştır. Yeni kurulan bu plantasyonlarda kullanılacak fidan materyalinin niteliğinden çok nicel özellikleri ön plana çıkmakta, orijini belirsiz ya da çok farklı orijinli fidanlarla büyük alanlarda dikimler yapılmaktadır. Ağaçlandırma alanlarında kullanılmasının yanında, yurtdışı pazarlardan gelecek talepler doğrultusunda, üretime yönelik bahçelerin kurulması ve bir örnek ürün yetiştirilmesi, girdi kullanımı ile entansif yetiştirme tekniklerinin uygulanması, ürün standardizasyonu sağlanması gibi kriterlerin şimdiden karşılanması için klonal üretim tekniklerinin de ayrıca ortaya konması büyük önem arzetmektedir. Defne yaprağının pazar özellikleri ve tüketici tercihleri dikkate alınmaktadır. Gıda sanayindeki makinelaşma, üretimde standardizasyonu getirmekte ve bir örnek ürün elde edilmesi için klonal üretimi zorunlu kılmaktadır. Parfümeri, kozmetik ve gıda sanayinde kullanım alanı bulması ve yaygınlaşmaya başlaması nedeniyle defne yağına olan talepte de artış olması beklenmektedir. Bu nedenle tohum verimine yönelik erkek ve dişi ağaçlarla plantasyonların kurulması için de klonal yolla fidan üretimi zorunlu olacaktır.

Defnenin çelikle üretiminde; köklenmenin yavaş ve köklenme oranının yüksek olmaması, köklenme kabiliyetinin ortetin köklenme potansiyeline ve yılın farklı zamanlarına bağlı olması gibi güçlükler sıralanmaktadır (Raviv et al., 1983; Putievsky and Ravid, 1983). Belirtilen engellerin aşılabilmesi ve vejetatif üretim yöntemlerinden biri olan çelikle üretimin defne fidanı üretiminde kullanılabilirliğinin belirlenmesi için yapılan bu çalışmada; yaz döneminde 15 günlük aralıklarla dokuz farklı zamanda, kış döneminde ise 15 Aralık ve 15 Ocak tarihlerinde olmak üzere iki farklı zamanda çelikler alınarak köklendirme denemeleri yapılmıştır. 3

2. LİTERATÜR ÖZETİ 2.1. Defne (Laurus nobilis L.) Hakkında Genel Bilgiler Taksonomik olarak Lauraceae familyasının, Laurus cinsinin Laurus nobilis L. ve L. canariensis Willd. olmak üzere iki türü bulunmakta, Laurus nobilis in ise, dar yapraklı angustifolia ve kenarları dalgalı crispa, aurea ve undula olmak üzere alt türlerinin olduğu bilinmektedir (Gökmen, 1973; Walters et al., 1998). Defne herdem yeşil bir bitkidir. Kaynaklarda 15-20 metreye kadar boylanabildiği belirtilmektedir (Kayacık, 1963; Lewis, 1984; Baktır, 1991). Mayer ve Aksoy (1998) defnenin ileri yaşlarda ağaç görünümü aldığını, sıcak ve nemli yetişme ortamlarını karakterize ettiğini, böylece öksin alçak basamakta (0-100 m /1000 m) küçük meşcereler oluşturabileceğini kaydetmektedir. Kasaplıgil (1952) de münferit halde 1100 metreye kadar çıkabildiğini ve maki elamanı sayıldığını bildirmektedir. Yaprak dizilişleri almaçlıdır. Çiçekler yaprak koltuklarında demet halinde toplanmış, bileşik şemsiye kuruluşunda, çiçek yaprakları dört parçalı, tabanları birleşmiş durumda, erkek çiçekler 10-12 ercikli, bazen de dokuz ercik bulunabilmekte, dişilerde ise dört adet körelmiş ercik bulunmaktadır. Anterler kapakla açılır. Flamentlerin dip kısmında iki sarımsı nektaryum vardır. Dişi çiçeklerde dört tepal ve dört tane körelmiş ercik bulunur. Yumurtalık bir gözlü ve bir tohum tomurcukludur. Meyve tek tohumlu bakka şeklinde, 1-2 cm uzunlukta yumurta biçiminde, önceleri koyu yeşil, olgunlukta mavimsi kara renktedir (Gökmen, 1973; Seçmen vd., 1992). 2.2. Çelikle Üretim Çalışmaları İle İlgili Literatür Özeti Meydana gelen her tohumun genlerinin yarısı dişi yarısı erkek bitkiden gelmektedir. Bu nedenle tohumdan yetiştirilen yeni fidan ne ana ne de baba bitkiye benzemektedir. Işık (1981) bu şekilde meydana gelen bitkinin genetik bakımdan başka bir eşinin olmadığını belirtmektedir. Vejetatif üretim yöntemlerinden biri olan çelikle üretim yöntemi birçok ağaç ve ağaççığın çoğaltılmasında başarılı bir şekilde kullanılmakta, ana bitkiden alınan canlı parçalarının köklendirilmesi suretiyle genetik olarak aynı özelliklere sahip bireyler topluluğu oluşturulabilmektedir. Çeliklerin köklendirilmesinde; çeliğin alınış mevsimi, çelik alınan ağacın yaşı, çeliğin tipi (alınış yerine göre; dal çeliği, kök çeliği, yaprak çeliği vb, alınış zamanına göre; yaz ve kış çeliği gibi) köklendirme hormonlarının çeşidi ve dozu, köklendirme ortamı ve karışımları, çeliğin su oranı, köklendirme ortamının ve havanın nemi ve sıcaklığı, mantarlara karşı kullanılan patojenlerin çeşidi ve dozu 4

olumlu ya da olumsuz etki yapmaktadır (İktüeren, 1973; Işık, 1981; Yahyaoğlu, 1983; Hartmann et al., 1997). Çeliklerde başarılı bir köklenme elde etmek için, dokulardaki su miktarının yeterli düzeyde olması büyük önem taşımaktadır. Su kıtlığının olması bitkide farklı stres koşullarının oluşmasına, içsel dengenin ve fizyolojik faaliyetlerin bozulmasına, ileri safhada ise hayatiyetini kaybetmesine neden olmaktadır (Hartmann et al., 1997). İktüeren (1973) Hyun ve Hong (1968) e atfen de zor köklenen ağaç çeliklerinin, kolay köklenenlere oranla daha az büyümeyi teşvik ediciler ihtiva ettiğini ve bunların yoğunluklarının gençlik safhasındaki ağaçların çeliklerinde, olgun ağaç çeliklerinden daha yüksek olduğunu, C/N oranının kolay köklenen çelik veren ağaçlarda daha yüksek çıktığını ifade etmektedir. Hartmann et al., (1997), çeliklerde yaprak bulunmasının ve fotosentezin köklenme üzerinde çok etkili olduğunu vurgulamakta, gibberallinlerin yapraklarda bağımsız olarak sentezlendiğini ve daha sonra köke taşındığını, yaprakların uzaklaştırılmasının köklenmede sınırlayıcı rol oynadığını bildirmektedirler. Ayrıca yapraklar, köklenmenin başlangıç aşamasında çeliklere şeker ve azot sağlamaktadır (Kramer and Kozlowski, 1960). Weaver (1972), köklenmede oksinle etkileşim yapan kofaktörlerden bahsederek, bunların kaynağının yapraklar olduğunu ve yaprakların uzaklaştırılmasının köklenmeyi azalttığını vurgulamaktadır. Oksince zengin olan genç yaprakların ve tomurcukların koparılması yan kök oluşumunu azaltıcı rol oynamaktadır. Köklenmeyi artırmak için özellikle zor köklenenlerde indolbütrik asit (IBA) ve sentetik bir oksin olan naftalinasetik asit (NAA) ile çelikler muamele edilmektedir (Naqvi, 2002). Zor köklenen çeliklerin bu kofaktörler bakımından eksik olduğu ya da köklenmeyi sınırlayıcı hormonların fazlalığı tezi ileri sürülmektedir. İçsel sınırlayıcı maddelerin fazlalığında kök oluşumunun baskılandığına dair görüşler de mevcuttur (Naqvi, 2002). Defnenin çelikle üretilmesi konusunda yapılmış çalışmalar da mevcuttur. Raviv et al., (1983), köklenmenin dört ay sonra başladığını, çiçekli ağaçlardan alınan defne çeliklerinin % 49, çiçeksiz ağaçlardan alınan çeliklerin ise % 86 oranında köklendiğini bildirmektedir. Ayrıca, köklenmede etkili olan bir diğer faktörün yaprak/sürgün oranı ikiden küçük olanlarda köklenmenin daha az (% 43), bu oranın ikiden büyük olanlarda ise (% 67) oranında gerçekleştiğini belirtmektedir. Cengiz (1979), çelikten defne fidanı elde etmek için yaptığı çalışmada, şubat ayında alınan çelikleri kumda katlamaya almış ve nisan ortasında yastıklara dikmiştir. Aynı uygulama alçak yastıklarda da yapılmış, neticede bütün fidanlar köklenmeden kurumuşlardır. 5

Gülbaba (1997), ıslak çadır yöntemi ile defne çeliklerini köklendirme çalışmaları yapmış, fakat sonuç hakkında sayısal bilgi vermemiştir. 2.3. Kök Oluşumu ve Hormonların Etkisi Vejetatif üretim yöntemleri içinde büyük önem taşıyan çelikle üretimde hormonla muamele; köklenmenin artırılması, daha kısa sürede ve bol kök elde edilmesi için tercih edilmektedir. Hormonların tamamı kök oluşumunu doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir. Hormon muamelesi; çeliklerde kök oluşumunun başlamasında ve köklenme oranlarında etkili olmakta ve zor köklenen birçok türün kolayca köklendirilebilmesini sağlamaktadır (Hartmann et al., 1997). Bitkilerin fizyolojik faaliyetlerinde yer almakla birlikte genel olarak fizyolojistler hormonları büyümeyi teşvik edici olanlar (Oksinler, Gibberallin ve Sitokinin) ve büyümeyi sınırlandırıcı (Etilen ve Absisik asit (ABA)) olarak gruplandırırlar. Bunlar birbirleriyle etkileşim içinde olup büyümeyi kontrol eden mekanizmalarda hayati rol oynarlar. Organik olarak bitkinin bir parçasında çok düşük miktarlarda sentezlenip diğer kısımlarına taşınır ve bitkide fizyolojik etkiye sebep olurlar. Yüksek yoğunluklardaki oksinlerin olgun doku hücrelerinde bölünmeye sebep olduğu bildirilmektedir. Yoğunluğunun değişmesi kök ya da sürgün meristemlerini etkiler. Yüksek yoğunlukları sınırlayıcı etki yaparken, düşük yoğunluklarda teşvik edici etki meydana getirir. Genellikle en yüksek yoğunluktaki oksin meristematik bölgelerde bulunmaktadır. ABA, IAA ten sonra en baskın hormondur ve yoğunluğundaki en küçük değişiklikler oksin taşınmasını etkiler (Whittington, 1968; Basra, 2000; Naqvi, 2002). Hormonların kök oluşumundaki işlevini ise Vardar (1968); hücrelerde düzenli bölünme olayının başlamasında hücre kutuplaşmasının (polarite) rol oynadığını, oksinle muamele edilmiş bir hücrenin normal faaliyetlerini aniden durdurarak bölünmeye, floem parankimasına komşu olan endodermis hücrelerinin farklılaşmaya başladığını ve bir dizi düzensiz bölünmeden sonra düzenli meristem dokuları oluştuğunu, bu dokuların ilk köklerin floem ve ksilem elemanlarını meydana getirdiğini, kutuplaşma sebebi olarak da hücre duvarına selüloz misellerinin ya da sitoplazmaya protein moleküllerinin bağlanmasının etkili olduğunu belirtmektedir. Weaver (1972) de hormonla muamele edilen yere fotosentez ürünlerinin taşındığından söz etmektedir. Bitkilerin köklendirilmesinde kullanılan hormonların en yaygınlarından biri de IBA dır. Hartmann et al., (1997), IBA nın geniş bir yoğunluk aralığında bile bitkiler için toksik etki yapmadığını, genelikle IBA dan köklenmede sonuç alınamadıysa diğer hormonlara karşı bitkinin tepki vermeyeceğini bildirmektedir. Weaver (1972), 6

NAA in IBA dan daha yüksek toksik etki taşıdığını ve IAA in IBA ve NAA e göre daha az kararlı olup, daha hızlı ayrıştığını, IBA nın çok yavaş taşındığını ve neredeyse uygulandığı yerde kaldığını, hızlı taşınan hormonların istenmeyen sonuçlara yol açtığını belirtmektedir. Leopold ve Lam (1961) a göre IBA, IAA e göre % 25 daha yavaş taşınmaktadır. Vardar (1968) a göre; IBA, IAA ve NAA ile aynı yönde fakat onlardan daha yavaş taşınmaktadır. Absisik asit (ABA) bitkilerde sürgün ve köklerin dengeli bir şekilde büyümesini sağlar. Diğer hormonlarda olduğu gibi bitkiler üzerinde birçok fizyolojik tesiri vardır. Genellikle ABA nın sürgün büyümesini kısıtladığı, fakat kök büyümesinde aksi bir tesir meydana getirdiği bilinmektedir. Su stresi olan koşullarda içsel ABA seviyesi daha hızlı artmaktadır (Naqvi, 2002). 2.4. Köklendirme Ortamları ve Bazı Özellikleri İdeal köklenmede her bitki için genel bir ortam yoktur. İyi bir köklendirme ortamının şu fonksiyonları yerine getirmesi gerekir; köklenme süresi boyunca çelikleri tutmak, nem temin etmek, çelik tabanından hava değişimine izin vermek, ışığı azaltarak çelik tabanında karanlık bir ortam oluşturmak. Ayrıca ideal bir köklendirme ortamı; iyi bir hava alışverişi için yeterli gözeneğe sahip, su tutma kapasitesi yüksek, iyi drene olabilen, hastalık yapıcı etmenlerden ari olmalıdır. Köklenme için çelik tabanında oksijen geçişinin olması çok önemlidir (Hartmann vd., 1997). İyi bir köklendirme ortamının sıcaklığı 18-25 0 C arasında, hava boşluğu oranı % 15-45 ve su tutma kapasitesi de drene edildikten sonra % 20-60 arasında olmalıdır. Hava sıcaklığının gündüz 21-27 0 C ve gece 17 0 C civarı olması birçok ılıman iklim türünün köklendirilmesi için uygundur (Hartmann et al., 1997). 7

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal Defnenin vejetatif olarak üretilme imkanını araştırmak ve tekniğini ortaya koymak için yapılan çalışmalar, Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğüne ait cam serada, 2004, 2005 ve 2006 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Yastıklar yerden bir metre yükseklik ve 120 cm genişlikte, alttan ısıtmalı ve sisleme sistemlidir. Çelik alımları 6 km mesafedeki Güzelbahçe mevkiinden, bir yıl önce derin budanan defne ocaklarından temin edilerek, aynı gün ortamlara yerleştirilmiştir. Ortet yaşının artması ile köklenme oranının düştüğü (Kramer and Kozlowski, 1960; Toplu vd., 1991; Yahyaoğlu vd., 2002.) bilindiğinden, derin budama işlemi ile yeni ve sağlıklı sürgünler elde edilebilmiş ve bu mahzur ortadan kaldırılmıştır. Köklenmede IBA hormonunun 3000, 5000, 10000 ve 20000 ppm lik toz formülasyonları hazırlanıp kullanılmıştır. Köklendirme ortamı olarak da kolay ve ucuza temin edilebilen kum, ponza, perlit ve perlit+turba (1/1) karışımı olmak üzere dört farklı ortam kullanılmıştır. Köklendirme ortamı olarak kullanılan perlit, perlit+turba ve kumun bazı fiziksel özellikleri Çizelge 1 de verilmiştir (Munsuz vd., 1982; Çeltek, 1992; Heiskanen 1993; Ayan, 1998; Nelson, 1997). Çizelge 1. Köklendirmede kullanılan ortamların bazı fiziksel özellikleri Table 1. Physical properties of media used for rooting Ortam Hacim ağırlığı (g/cm 3 ) Toplam porozite (%) Hava hacmi (%) Kolaylıkla istifade edilen su (%) Perlit 0,130 94,2 62,4 9,3 Turba+perlit(1/1) 93,8 41,2 52,6 Kum 0,590 38,17 36,3 31 Ponza 0,620 74 28 3.2. Yöntem 3.2.1. Deneme Deseninin Kurulması Dezenfeksiyon için köklendirme yastıkları yıkanarak temizlendikten sonra fungusitlerle ilaçlanmış, köklendirme materyalleri yastıklara çelik alımından iki gün evvel konulmuş ve nemlendirilmesi için doygun hale gelinceye kadar sulanmış ve tarla kapasitesine getirilmişlerdir. 8

Çelikle üretim çalışmalarında; 2004 ve 2005 yıllarında 11 farklı zamanda alınan çelikler IBA hormonunun; kontrol, 3000, 5000, 10000 ve 20000 ppm lik dozları kullanılarak, kum, perlit, ponza ve perlit+turba ortamlarında köklendirme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Deneme deseninin özeti çizelge 2 de görülmektedir. Çizelge 2. İşlemler çizelgesi Table 2. Applied treatments Ortam Perlit Kum Ponza Perlit+turba Hormon Çelik alım zamanları (Gün-ay)-Çelik sayısı (IBA) 15/6 30/6 15/7 30/7 15/8 30/8 15/9 30/9 15/10 15/12 15/01 K 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 3 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 5 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 10 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 20 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 K 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 3 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 5 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 10 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 20 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 K 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 3 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 5 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 10 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 20 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 K 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 3 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 5 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 10 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 20 000 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 Çalışma; zaman üzerine bölünmüş parseller deneme desenine göre, iki tekerrürlü olarak düzenlenmiş, her tekerrürde 15 er çelik kullanılmıştır. 3.2.2. Çeliklerin Alınması ve Hazırlanması Çelikle üretim çalışmalarında en önemli noktalardan biri de alınan çelik materyalinin turgorunu kaybetmeden en kısa zamanda, köklendirme ortamına konulmasıdır. Bu konuda yapılan araştırmalarda, hücre bölünmesinde turgorun önemli bir etken olduğu anlaşıldığından (Vardar, 1968), çelik kaynağı olarak belirlenen yerler en yakın mesafeden seçilerek, en kısa zamanda ortama konması amaçlanmıştır. Birçok odunsu türün köklenmesinde fizyolojik ve ontogenetik yaşın önemli bir faktör olduğu (Hartmann et al., 1997) ve çelik alınan ağaç yaşı ve köklenme arasında ters bir ilişki olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konulduğundan 9

(Kramer and Kozlowski, 1960; Toplu vd., 1991; Yahyaoğlu vd., 2002) çelikler alınmadan bir sene önce, (2003 yılında) belirlenen anaçlar kök boğazlarından kesilerek kütük sürgünü oluşturmaları sağlanmış ve çelikler bu bir yıllık sürgünlerden alınmışlardır. Bu şekilde yaz döneminde alınan çelikler yarı odunsu, kış döneminde (aralık ve ocak ayları) alınanlar ise odunsu çelik olarak alınmıştır. Çelik alımında dikkat edilen bir diğer nokta; odunlaşmış, azman karakterinde olmayan, yan dallanma meydana gelmemiş yıllık sürgünlerin seçilmiş olmasıdır. Sabah saatlerinde alınan sürgünler alınır alınmaz hemen su serpilerek ıslatılmış ve üzerleri nemli telisle kapatılarak su kaybetmeleri önlenerek seraya taşınmıştır. Serada içi su dolu kaplara konulan sürgünlerin alt uçları kesilip tazelenerek çelik alımı yapılmıştır. Çelikler, adi çelik tipinde hazırlanmış, bir sürgünden sadece bir çelik olmak üzere, 15-20 cm uzunluk ve 0,8-10,5 cm çapta, dip kısmı gözün hemen altından düz kesilerek hazırlanmıştır. Uç kısımda bir yaprak (küçükse iki yaprak) bırakılarak diğerleri elimine edilmiştir. 3.2.3. Hormon Hazırlama ve Muamele Çalışmaya başlanılmadan önce yapılan ön denemelerde; hormonun toz ya da konsantre sıvı şeklinde kullanılmasının, köklenme üzerinde farklı bir etki yaratmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca, sıvı hormon kullanıldığında, çelik üzerinde bulunan su, yoğunluk değişikliğine sebep olabileceğinden, kullanımı ve saklanması daha kolay olan toz hormon formülasyonu tercih edilmiştir. Hormonlar şu şekilde hazırlanmıştır: 5000 ppm lik IBA toz formülasyonu hazırlamak için 0,25 gr IBA 50 ml alkolde çözündürülüp, 50 gr talk pudrası içine karıştırılarak hamur haline getirilmiştir. Bu hamur ışık görmeyecek şekilde gölge ve havadar bir odada kurutulmuş ve daha sonra öğütülerek toz haline getirilip koyu renkli şişelerde buzdolabında muhafaza edilmiştir. Kesilip hazırlanan çeliklerin su kaybını önlemek ve tozlarını gidermek için su dolu kaba konulmuştur. Dikim esnasında ıslak olan çelikler hafifçe silkelenerek fazla suları giderilmiş ve dip kısımları 1,5-2 cm toz hormona batırılarak yapışması sağlanmıştır. Ortama konulmadan önce kılavuz deliği açılarak çelik üzerindeki hormonun dökülmesi önlenmiştir. Deneme deseni bozulmadan kök oluşumlarını gözlemlemek için ayrıca gözlem parseli oluşturulmuştur. 3.2.4. Çeliklerin Bakımı Çelikler ortama konuldukları andan itibaren, dijital zaman sayacı ile kontrol edilen sisleme sistemi düzenli olarak çalışmaya başlamıştır. Hava sıcaklığının 1 0 C lik artışının; nispi nem oranını % 6 düşürmesi ve yaprak sıcaklığının da 2 0 C yükselmesi, su kaybını 3,5 kat artırması (Davis et al., 1988) nedeniyle sisleme 10

sisteminde, hava sıcaklığının yüksek olduğu zamanlarda daha sık ve günde 12 kez sisleme yapılacak şekilde ayarlanmıştır. Hava sıcaklığının düşük olduğu zamanlarda ise daha uzun periyotlarla devreye girecek şekilde günde 3 sislemeye kadar düşürülmüştür. Seranın havalandırılması ise, belli sıcaklık düzeyinde çalışacak şekilde otomatik olarak ayarlanmıştır. Sera içi sıcaklık ve nem değerleri günlük olarak kaydedilmiştir. Köklendirme ortamlarının sıcaklıkları da günlük olarak kayıt altına alınmıştır (Çizelge 3). Kışın sera içi ısıtma, otomatik olarak ve sıvı yakıtla çalışan sistem ile gerçekleştirilmiş, yastıklar ise alttan elektrikli resistanslar ile ısıtılmıştır. Defne çeliklerinin köklenmesi uzun bir zaman aldığından (Çizelge 3) çeliğin bünyesinde var olan besin maddelerinin köklenme aşaması ve sonrasında yetmeyeceği ve ilave besin takviyesi gerekeceği düşüncesi ile 8 inci haftadan sonra sulandırılmış konsantre besin çözeltisinden yapraklara sprey halinde püskürtülerek beslenmeleri temin edilmiştir. Nitekim yedi-sekiz haftadan daha uzun süre yastıkta kalacak çeliklere ilave besin verilmesi gerektiği Hartmann et al. (1997) tarafından önerilmektedir. Zaman zaman çeliklerin kallus ve kök gelişimleri gözlenmiştir. Çalışma sırasında çürüyen çelikler ortamdan alınarak enfeksiyona sebep olmaları önlenmiştir. Çizelge 3. Çeliklerin ortamlarda kalış süreleri, sıcaklık ve nem ortalamaları Table 3. Duration of stay of cuttings in media and temperature and humidity averages 11 Ortalama sıcaklık (C 0 ) Ortalama nispi nem (%) Zaman Yastıkta kalış süresi (Ay) Dikim Söküm 16/06/2004 16/08/2004 2 28 70 30/06/2004 29/09/2004 3 29 73 15/07/2004 14/10/2004 3 28 72 30/07/2004 02/02/2005 6,5 21 72 15/08/2004 02/02/2005 5,5 20 73 30/08/2004 14/12/2004 3,5 19 73 15/09/2004 15/05/2005 8 18 73 30/09/2004 15/12/2005 14,5 21 74 15/10/2004 15/09/2005 11 20 75 15/12/2004 15/12/2005 12 21 74 15/01/2005 15/05/2005 4 19 74 Çizelge 3 te görüldüğü gibi çeliklerin yastıklarda bekleme sürelerinde farklılıklar görülmektedir. Bu süreler iki ay ile 14,5 ay arasında değişmektedir. Bu çalışmadan önce yapılan ön denemelerde de köklenmenin bir yıl ve daha uzun sürdüğü tespit edildiğinden yastıkta kalma süreleri sınırlandırılmamış, sürekli

gözlem yapılarak köklenme düzeyi ve köklerdeki renk değişimleri dikkate alınarak söküm zamanına karar verilmiştir. Doğaldır ki aynı yıl içerisinde alınsalar bile; çeliklerdeki karbonhidrat ve hormon birikimleri, içsel hormon değişimleri, çevresel koşullar, çeliklerdeki fizyolojik değişiklikler gibi faktörlerden dolayı köklenme bakımından aynı süreye tabi olmaları hatalı sonuç verecektir. Zamana bağlı olarak çeliklerdeki fizyolojik değişiklikler köklenme oranlarının da farklı olmasına sebep olabilecektir. Nitekim çizelge 3 te de görüldüğü gibi ilk dönemde alınan çeliklerin tamamı 2 ay içerisinde köklenmemiş ve tamamı kurumuştur. Bekletildiği halde köklenme devam ettiğinden, yastıkta bekletme süresinin alt eşiğinin belirlemek ve standart bir süre koymak denemede hataya sebep olabilecektir. Köklenme düzeyine göre bekleme süresinin belirlenmesi daha sağlıklı sonuç vereceğinden yastıkta bekleme ve sökümde bu hususlar dikkate alınmıştır. 3.2.5. Ölçümler ve Değerlendirme Yöntemi Çeliklerin yastıklara ve ortamlara yerleştirilmelerinde Zaman üzerine bölünmüş parseller deneme deseni uygulanmıştır. Denemede kullanılan faktörlerin çeliklerin köklenmeleri üzerindeki etkilerini ölçmek amacıyla aşağıda belirtilen özellikler değerlendirilmiştir; Çeliklerin köklenme oranı (%), çeliklerde oluşan ana kök sayısı (çelik gövdesinden doğrudan çıkan köklerin sayısı) Çelik alım zamanları hormon dozları ve köklendirme ortamları köklenmeyi etkileyen faktörler olarak alınmıştır. Değerlendirmelerde Tarist (Akkaş, 1994), istatistik programı kullanılmıştır. Sayımla elde edilen ve yüzdeye dönüştürülen değerlere, arcsinus dönüşümü uygulanarak açı değerlerine dönüştürüldükten sonra istatistik analizleri yapılmıştır. 12

4. BULGULAR 4.1. Köklendirme Etmenlerinin Defne Çeliklerinin Köklenmelerine Etkileri Defnenin vejetatif yöntemle üretiminde, çelik alım zamanlarına ve uygulanan tüm etmenlere göre meydana gelen köklenme oranları çizelge 4 te görülmektedir. Çizelge 4. Uygulanan etmenlere göre çeliklerin köklenme oranları Table 4. Rooting ratios of cultings regarding treatments Etmenler Çelik alım zamanları (Gün-ay)-Köklenme oranları (%) Ortam Hormon (IBA) 15/6 30/6 15/7 30/7 15/8 30/8 15/9 30/9 15/10 15/12 15/1 K 0,0 0,0 0,0 3,3 3,3 0,0 0,0 30,0 16,7 0,0 0,0 Perlit 3 000 0,0 0,0 0,0 20,0 6,7 0,0 0,0 36,7 26,7 0,0 0,0 5 000 3,3 0,0 0,0 33,3 13,3 0,0 16,7 23,3 26,7 0,0 3,3 10 000 3,3 3,3 0,0 23,3 23,3 0,0 13,3 46,7 40,0 0,0 3,3 20 000 13,3 0,0 0,0 33,3 23,3 0,0 13,3 36,7 40,0 0,0 3,3 K 0,0 0,0 10,0 6,7 10,0 0,0 0,0 16,7 13,3 3,3 0,0 3 000 0,0 3,3 23,3 46,7 20,0 3,3 0,0 36,7 6,7 6,7 6,7 Kum 5 000 0,0 3,3 13,3 63,3 26,7 3,3 0,0 20,0 36,7 0,0 6,7 10 000 3,3 3,3 16,7 50,0 6,7 0,0 23,3 33,3 40,0 13,3 13,3 20 000 0,0 10,0 6,7 50,0 36,7 0,0 16,7 23,3 43,3 3,3 6,7 K 0,0 0,0 0,0 3,3 0,0 0,0 0,0 10,0 0,0 0,0 0,0 3 000 0,0 0,0 0,0 3,3 20,0 0,0 0,0 36,7 3,3 10,0 0,0 Ponza 5 000 0,0 0,0 0,0 6,7 26,7 0,0 6,7 33,3 13,3 10,0 3,3 10 000 0,0 3,3 0,0 3,3 26,7 0,0 13,3 56,7 30,0 20,0 3,3 20 000 0,0 0,0 3,3 3,3 20,0 3,3 16,7 50,0 20,0 23,3 6,7 K 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 30,0 16,7 6,7 0,0 3 000 0,0 0,0 0,0 10,0 26,7 0,0 0,0 40,0 16,7 10,0 3,3 Perlit+turba 5 000 0,0 0,0 0,0 10,0 36,7 0,0 0,0 26,7 13,3 3,3 0,0 10 000 0,0 0,0 0,0 6,7 6,7 0,0 0,0 53,3 36,7 10,0 3,3 20 000 0,0 3,3 0,0 10,0 26,7 3,3 0,0 56,7 30,0 3,3 16,7 Çelik alım zamanları ile köklenme oranları arasındaki ilişkiye bakıldığında; yaz döneminde alınan çeliklerde köklenme oranlarının iki farklı zaman diliminde daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu zaman dilimlerinden biri 30 Temmuz ve 15 Ağustos tarihinde alınanlarda, ikinci zaman dilimi ise 30 Eylül ve 15 Ekim tarihinde alınanlarda meydana gelmiştir. Köklenme oranları karşılaştırıldığında, en yüksek köklenme yüzdesi 30 Temmuz tarihinde alınan, 5 000 ppm IBA ile muamele edilen ve kum ortamında olan çelik grubunda % 63.3, yine 30 Eylül tarihinde alınan 13

10 000 ve 20 000 ppm IBA ile muamele edilen ponza ve perlit+turba ortamında olan çeliklerin (% 56.7) ikinci sırada oldukları görülmektedir. 30 Temmuzda alınan çeliklerin kum ortamında diğerlerine göre daha yüksek köklenme oranı olmasına rağmen, 30 Eylül tarihinde alınan çeliklerde tüm ortamlarda kökleme oranı daha yüksek görülmektedir (Çizelge 4). Çizelge 5. Köklenme oranları varyans analizi Table 5. Analysis of variance for rooting ratios Varyasyon kaynağı Serbestlik derecesi Kareler toplamı Kareler ortalaması Hesaplanan F Alfa tipi hata iht. Zaman 10 49197,049 4919,705 229,814 *** 0,000 Ortam 3 3369,050 1123,017 52,460*** 0,000 Doz 4 7258,129 1814,532 84,762 *** 0,000 Tekerrür*zaman 11 170,348 15,486 0,723 öd 0,7092 Zaman*ortam 30 13011,321 433,711 20,260 *** 0,000 Hata 1 33 706,441 21,407 Zaman*doz 40 6546,505 163,663 4,479 *** 0,000 Ortam*doz 12 984,253 82,021 2,245 * 0,0117 Zaman*ortam*doz 120 8768,695 73,072 2,000 *** 0,0001 Hata 176 6430,822 36,539 (öd-önemli değil) Genel 439 96442,612 219,687 (*-% 5) (**-% 1) (***-%0,1) Çizelge 5 incelendiğinde köklenme oranları üzerinde tekerrür x zaman etkileşimi hariç, etmenlerin her birinin (ortam, çelik alım zamanı, hormon dozu) etkisinin ve bunların karşılıklı etkileşimlerinin önemli olduğu görülmektedir. Çizelge 6. Kök sayıları varyans analizi Table 6. Analysis of variance for number of roots Varyasyon kaynağı Serbestlik derecesi Kareler toplamı Kareler ortalaması Hesaplanan F Alfa tipi hata iht. Zaman 10 3507,314 350,731 165,002 *** 0,000 Ortam 3 132,883 44,294 20,838 *** 0,000 Doz 4 630,115 157,529 74,109 *** 0,000 Tekerrür*zaman 11 74,231 6,748 3,175 ** 0,0052 Zaman*ortam 30 692,125 23,071 10,854 *** 0,000 Hata 1 33 70,146 2,126 Zaman*doz 40 572,758 14,319 5,078 *** 0,000 Ortam*doz 12 84,116 7,010 2,486 ** 0,0052 Zaman*ortam*doz 120 684,563 5,705 2,023 *** 0,000 Hata 176 496,300 2,820 (öd-önemli değil) Genel 439 6944,550 15,819 (*-% 5) (**-% 1) (***-%0,1) 14

Etmenlerin kök sayısı üzerindeki etkilerine bakıldığında çelik alım zamanı, uygulanan IBA dozları ve kullanılan köklendirme ortamlarının ve bunların karşılıklı etkileşimlerinin çeliklerde oluşan kök sayıları üzerinde istatistiki olarak anlamlı etki oluşturduğu görülmektedir (Çizelge 6). Şekil 2 de de köklendirme yastıklarından genel görünüm ve çeliklerden örnekler yer almaktadır. Şekil 2. a,b) Köklendirme yastıklarının genel görünümü, c) Köklenmiş çelik grubu, d) Dikime hazır çelikler Figure 2. a,b)general view of rooting beds, c) A group of rooted cuttings, d) Cuttings ready for planting 4.2. Çelik Alım Zamanlarının Köklenme Oranları ve Kök Sayıları Üzerindeki Etkileri Çeliklerin alınış zamanlarına göre ortalama köklenme oranlarına bakıldığında en yüksek oranın 30 Eylülde alınan çelik grubunda meydana geldiği 15

görülmektedir. Bu tarihte alınan çeliklerin köklenme oranları tüm ortamlarda daha yüksek oranda meydana gelmiştir. Genel ortalama köklenme oranları bakımından 30 Eylül tarihini % 26.4 köklenme oranı ile 15 Ekim tarihi izlemektedir. Bu tarihlerden sonraki en yüksek oranlar ise 15 Ağustos (% 22.7) ve 30 Temmuzda (% 22) alınan çelik grupları takip etmektedir. Sadece ortam ve hormon dozu baz alınarak bir değerlendirme yapıldığında ise en yüksek köklenmenin % 52.8 oranı ile 5000 ppm IBA ile muamele edilen ve kum ortamında köklendirilen çelik grubunda olduğu görülmektedir. En düşük köklenme oranı ise % 1.5 ile 30 Ağustos tarihinde alınan çelik grubunda olmuştur. Bu tarihi sırasıyla 15 Haziran (% 2.2) ve 30 Haziran (% 3.2) takip etmektedir (Çizelge 7). 16

Çizelge 7. Köklenme oranları (%) Table 7. Rooting ratios(%) Ortam Perlit Perlit+Turba Kum Ponza Ortalama Zaman 3000 5000 10000 20000 Kontrol 3000 5000 10000 20000 Kontrol 3000 5000 10000 20000 Kontrol 3000 5000 10000 20000 Kontrol 15/6 0,0 7,5 7,5 21,4 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 7,5 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 2,2 30/6 0,0 0,0 7,5 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 7,5 0,0 7,5 7,5 7,5 18,2 0,0 0,0 0,0 7,5 0,0 0,0 3,2 15/7 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 28,8 21,4 24,0 15,0 18,2 0,0 0,0 0,0 7,5 0,0 5,7 30/7 26,3 39,2 28,3 34,8 7,5 18,2 18,2 15,0 18,2 0,0 43,1 52,8 45,0 45,0 10,7 0,0 15,0 7,5 7,5 7,5 22,0 15/8 15,0 21,4 28,8 28,8 7,5 31,1 37,1 10,7 31,1 0,0 26,3 31,1 15,0 37,2 18,2 26,6 30,3 30,9 26,6 0,0 22,7 30/8 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 7,5 7,5 0,0 7,5 0,0 0,0 0,0 0,0 7,5 0,0 1,5 15/9 0,0 24,0 21,4 21,4 7,5 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 24,0 0,0 28,8 24,0 0,0 0,0 10,7 21,4 24,0 0,0 10,4 30/9 33,2 26,3 41,2 37,2 30,9 37,2 26,6 45,0 47,0 30,9 35,3 24,0 32,9 28,8 21,4 35,3 33,2 48,9 41,1 15,0 33,6 15/10 31,1 31,1 39,0 39,2 24,0 24,0 20,8 37,2 32,9 24,0 10,7 37,2 39,2 41,1 21,4 7,5 7,5 33,2 26,6 0,0 26,4 15/12 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 18,2 7,5 18,2 7,5 15,0 7,5 0,0 21,4 7,5 7,5 18,2 18,2 26,3 28,8 0,0 10,1 15/1 0,0 7,5 7,5 7,5 0,0 7,5 0,0 7,5 24,0 0,0 10,7 15,0 21,4 10,7 0,0 0,0 7,5 7,5 0,0 0,0 6,7 17

Çizelge 8. Ortalama kök adetleri Table 8. Average number of roots Ortam Perlit Perlit+turba Kum Ponza Ortalama Zaman 3000 5000 10000 20000 Kontrol 3000 5000 10000 20000 Kontrol 3000 5000 10000 20000 Kontrol 3000 5000 10000 20000 Kontrol Adet 15/6 0,0 1,6 1,6 6,9 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 1,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,6 30/6 0,0 0,0 1,8 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 2,0 2,0 1,6 0,8 1,3 3,7 0,0 0,0 0,0 1,8 0,0 0,0 0,7 15/7 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 5,1 4,2 3,9 2,9 1,8 0,0 0,0 0,0 1,0 0,0 0,9 30/7 5,5 8,3 7,5 10,2 1,6 4,5 3,3 3,3 4,6 4,6 9,1 10,0 12,6 10,7 2,7 0,0 4,3 1,0 1,5 1,3 5,3 15/8 3,3 4,0 7,3 6,8 1,6 5,1 6,3 2,2 8,2 8,2 4,5 5,7 5,0 9,1 3,0 5,4 5,9 6,3 6,5 0,0 5,2 30/8 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 1,5 1,6 0,0 1,8 0,0 0,0 0,0 0,0 2,5 0,0 0,4 15/9 0,0 5,7 7,0 5,6 0,8 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 5,7 0,0 8,1 5,4 0,0 0,0 1,6 4,8 8,2 0,0 2,6 30/9 12,2 4,8 7,6 10,4 6,2 12,0 9,3 11,9 12,4 12,4 11,3 5,7 10,2 7,6 5,5 10,7 10,0 11,5 16,4 1,5 9,5 15/10 5,6 8,1 11,9 8,3 4,6 5,0 2,0 9,6 10,1 10,1 2,6 8,8 9,5 11,8 5,5 1,3 1,6 11,2 10,7 0,0 6,9 15/12 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 3,0 0,8 3,3 2,1 2,1 1,5 0,0 4,9 1,0 1,0 6,1 2,6 7,0 7,3 0,0 2,1 15/1 0,0 1,6 1,5 2,0 0,0 0,8 0,0 1,0 3,9 3,9 2,0 3,1 5,7 1,6 0,0 0,0 2,1 1,6 0,0 0,0 1,5 Kök sayıları bakımından da Çizelge 8 incelendiğinde köklenme oranlarına paralel bir şekilde kök sayılarında da artış olduğu görülmektedir. En yüksek köklenmenin meydana geldiği 30 Eylül tarihinde alınan çelik gruplarında çelik başına 9.5 ortalama kök sayısı ile ilk sırada yer alırken, 15 Ekim tarihinde alınan çeliklerde ise çelik başına 6.9 kök adedi ile ikinci sırada gelmektedir. Çelik başına düşen kök sayısı bakımından bu iki tarihi sırasıyla 5.3 kök sayısı ile 30 Temmuz ve 5.2 kök sayısı ile 15 Ağustos tarihleri izlemektedir. Çelik başına düşen en düşük ortalama kök sayısı ise 15 Haziranda (0.6 kök) ve 30 Haziranda (0.7 kök) alınan grupta yer almaktadır. 18

Çizelge 9. Perlit ortamında farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına göre köklenme oranları Duncan testi Table 9. Duncan test of rooting ratios regarding cutting time and IBA doses on perlit medium Perlit 3000 5000 10000 20000 Kontrol 30/9 33,178 A 30/7 39,176 A 30/9 41,161 A 15/10 39,232 A 30/9 30,914 A 15/10 31,093 A 15/10 31,093 AB 15/10 39,001 AB 30/9 37,247 A 15/10 23,989 A 30/7 26,253 AB 30/9 26,253 B 15/8 28,829 BC 30/7 34,828 A 30/7 7,484 B 15/8 14,967 B 15/9 23,989 B 30/7 28,338 BC 15/8 28,829 AB 15/8 7,484 B 15/6 0,000 C 15/8 21,414 B 15/9 21,414 C 15/6 21,414 B 15/9 7,484 B 30/6 0,000 C 15/6 7,484 C 15/6 7,484 D 15/9 21,414 B 15/6 0,000 B 15/7 0,000 C 15/1 7,484 C 30/6 7,484 D 15/1 7,484 C 30/6 0,000 B 30/8 0,000 C 30/6 0,000 C 15/1 7,484 D 30/6 0,000 C 15/7 0,000 B 15/9 0,000 C 15/7 0,000 C 15/7 0,000 D 15/7 0,000 C 30/8 0,000 B 15/12 0,000 C 30/8 0,000 C 30/8 0,000 D 30/8 0,000 C 15/12 0,000 B 15/1 0,000 C 15/12 0,000 C 15/12 0,000 D 15/12 0,000 C 15/1 0,000 B Farklı zamanlarda alınan çeliklerin ortam ve IBA hormon dozlarına göre köklenme oranlarına bakıldığında perlit ortamında 3000ve 10000 ppm IBA muamelesi gören ve kontrol çeliklerinde en yüksek köklenmenin 30 Eylül tarihinde gerçekleştiği, 20000 ppm IBA ile muamele edilen grupta ise en yüksek köklenmenin 15 Ekim tarihinde alınan çeliklerde olduğu görülmektedir. 5000 ppm IBA ile muamele edilen grupta ise 30 Temmuzda alınan çelik grubu ilk sırada yer almaktadır. Bu ortamda en düşük köklenme 15 Aralık ve 15 Ocak tarihlerinde alınan çelik gruplarında meydana gelmiş olup yapılan Duncan testinde son grubu oluşturmaktadırlar (Şekil 3 ve Çizelge 9). 19

Çizelge 10. Perlit ortamında farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına göre kök sayıları Duncan testi Table 10. Duncan test of root numbers regarding cutting time and IBA doses on perlit medium Perlit 3000 5000 10000 20000 Kontrol 30/9 12,232 A 30/7 8,308 A 15/10 11,896 A 30/9 10,352 A 30/9 6,181 A 15/10 5,595 B 15/10 8,134 A 30/9 7,634 B 30/7 10,190 A 15/10 4,580 AB 30/7 5,492 B 15/9 5,727 AB 30/7 7,546 B 15/10 8,336 AB 30/7 1,647 BC 15/8 3,254 BC 30/9 4,763 ABC 15/8 7,301 B 15/6 6,948 AB 15/8 1,647 BC 15/6 0,000 C 15/8 3,994 BCD 15/9l 7,022 B 15/8 6,841 AB 15/9 0,758 C 30/6 0,000 C 15/6 1,647 CDE 30/6 1,813 C 15/9 5,569 BC 15/6 0,000 C 15/7 0,000 C 15/1 1,647 CDE 15/6 1,647 C 15/1 1,966 CD 30/6 0,000 C 30/8 0,000 C 30/6 0,000 DE 15/1 1,489 C 30/6 0,000 D 15/7 0,000 C 15/9 0,000 C 15/7 0,000 E 15/7 0,000 C 15/7 0,000 D 30/8 0,000 C 15/12 0,000 C 30/8 0,000 E 30/8 0,000 C 30/8 0,000 D 15/12 0,000 C 15/1 0,000 C 15/12 0,000 E 15/12 0,000 C 15/12 0,000 D 15/1 0,000 C Kök sayıları bakımından değerlendirme yapıldığında yine perlit ortamında köklendirilen çeliklerde 3000 ppm ile muamele edilen grupta ilk sırada 30 Eylülde alınan çelikler yer alırken 5000 ppm ile muamele edilenlerde 30 Temmuz ve 15 Ekim tarihleri aynı istatistik grup içinde yer almıştır. 10000 ppm ile muamele gören çeliklerde ise 15 Ekim tarihi ilk grubu oluştururken, 20000 ppm ile muamele edilenlerde ilk grubu 30 Eylül ve 30 Temmuzda alınan çelikler oluşturmakta, kontrol çeliklerinde ise yine 30 Eylülde alınan çelikler istatistiki olarak ilk sırada yer almaktadırlar. Kök sayıları bakımından da yine 15 Aralık ve 15 Ocak tarihlerinde alınan çelikler Duncan testinde son sırada yer almaktadırlar (Çizelge 10). 20

Çizelge 11. Perlit-turba ortamında farklı zamanlarda alınan çeliklerin IBA dozlarına göre köklenme oranları Duncan testi Table 11. Duncan test of rooting ratios regarding cutting time and IBA doses on perlit+peat medium Perlit-turba 3000 5000 10000 20000 Kontrol 30/9 37,247 A 15/8 37,092 A 30/9 45,000 A 30/9 46,985 A 30/9 30,914 A 15/8 31,093 AB 30/9 26,565 AB 15/10 37,247 A 15/10 32,898 B 15/10 23,989 AB 15/10 23,989 BC 15/10 20,766 B 15/12 18,190 B 15/8 31,093 B 15/12 14,967 B 30/7 18,190 CD 30/7 18,190 BC 30/7 14,967 B 15/1 23,989 BC 15/6 0,000 C 15/12 18,190 CD 15/12 7,484 CD 15/8 10,707 BC 30/7 18,190 CD 30/6 0,000 C 15/1 7,484 D E 15/6 0,000 D 15/1 7,484 BC 30/6 7,484 D E 15/7 0,000 C 15/6 0,000 E 30/6 0,000 D 15/6 0,000 C 15/12 7,484 D E 30/7 0,000 C 30/6 0,000 E 15/7 0,000 D 30/6 0,000 C 15/6 0,000 E 15/8 0,000 C 15/7 0,000 E 30/8 0,000 D 15/7 0,000 C 15/7 0,000 E 30/8 0,000 C 30/8 0,000 E 15/9 0,000 D 30/8 0,000 C 30/8 0,000 E 15/9 0,000 C 15/9 0,000 E 15/1 0,000 D 15/9 0,000 C 15/9 0,000 E 15/1 0,000 C Perlit-turba ortamında köklendirilen çeliklerde ise sadece 5000 ppm IBA ile muamele gören çeliklerde 15 Ağustosta alınan çelikler ilk grubu oluştururken, diğer dozlarla muamele edilen bütün gruplarda 30 Eylül de alınan çelikler ilk grubu oluşturmuşlardır. Perlit-turba ortamında köklenme oranları bakımından 15 Eylül ve 15 Ocak tarihli çelik grupları son grubu oluşturmuşlardır (Çizelge 11). 21