Son yıllarda, demokratikleşme

Benzer belgeler
TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Yerel Yönetimler. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

YÖNETİMDE MERKEZDEN VE YERİNDEN YÖNETİM SİSTEMLERİ DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü. SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Kamu Yönetimi 2. Kısm Ders Notları. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

TÜRKİYE DE YEREL YÖNETİMLER. Yerel Yönetimler Maliyesi Dersi

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: MAHALLİ İDARELERİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE...

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

YEREL YÖNETİMLERDE İNTERNET KULLANIMI ve BULDAN BELEDİYE Sİ ÖRNEĞİ

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

ANAYASA HUKUKU DERSİ

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu

İDARE VE İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

KMÜ İİBF KAMU YÖNETİMİ VİZE SORULARI

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. Sorular Cevaplar

MERKEZİ İDARE YEREL YÖNETİM İLİŞKİLERİ. Erol KAYA Pendik Belediye Başkanı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

1: İNSAN VE TOPLUM...

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

İDARE HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

ERDEM ERCAN GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YEREL YÖNETİMLERDE MALİ ÖZERKLİK (ANAYASAL VE YASAL BOYUTUYLA)

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

1. Demokrasilerde yasalar hiç bir kesime zümreye ayrıcalık tanımaz. Yukarıdaki tanıma göre aşağıda demokrasinin hangi özelliği vurgulanmaktadır?

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

KAMU YÖNETİMİ. 7.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Yönetimi Belirleyen Anayasal İlkeler. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

görüşler ve yorumlar Demokratik Kitle Örgütlerinin Yerel Yönetimlere Demokratik Katılımı Mahalli İdareler Reformu Kanun Taslağına Göre Atilla inan'

Kişisel Bilgiler. Adı Soyadı : Abdullah ÇELİK İş Adresi :

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

Bakanlık Sistemi. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Okul öncesi eğitim, ilk ve orta öğretim ile yetişkin eğitimi sorumluluğu

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

İ Ç İ N D E K İ L E R

T.C. TALAS BELEDİYESİ BEYAZ MASA GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

T.C. ANADOLU MEDENİYETLERİ BELEDİYELER BİRLİĞİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU. EKLER: EK-1 : Üst Yönetici ve Harcama Yetkilisi İç Kontrol Güvence Beyanı

MAHALLİ İDARELER TEŞKİLATI VE SPOR H.SUNAY A.Ü. SBF

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

YÖNETMELİK. Giresun Üniversitesinden: GİRESUN ÜNİVERSİTESİ İSTATİSTİK DANIŞMANLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ

GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ ÖĞRENCİ KONSEYİ YÖNERGESİ

21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI

ANAYASA GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU DERSİ

tepav Eylül2011 N POLİTİKANOTU Yerelde Siyasi Sorumlulukla Hizmet Sorumluluğunun Örtüşmemesi ve Seçim Sisteminden Kaynaklanan Temsil Sorunları

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII SUNUŞ... IX I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

Türkiye de Seçim Sistemi TBMM de Eşit Temsili Sağlıyor mu?

Kanun, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasını gözetir.

KALKINMA AJANSLARININ HİZMETLERİNE İLİŞKİN KANUN (1)

POLICY BRIEF POLİTİKA NOTU. Vatandaş Vergisini Veriyor, Hükümet de Hesabını Verecek. Cumhuriyet Halk Partisi Araştırma, Bilim veyönetim Platformu

T.C İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ZABITA DAİRE BAŞKANLIĞI ZABITA DESTEK HİZMETLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye

ÜNİVERSİTELER VIII. SGDB TOPLANTISI 5018 S.K. DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİ (MD: 1-8, 10-11)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASININ BAZI MADDELE RİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN. (Resmi Gazete ile yayımı: 16.6.

Yerelleşme ve İyi Yönetişim

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

YÖNETİMDE DÜRÜSTLÜK, ŞEFFAFLIK, HESAP VEREBİLİRLİK: NEREDEYİZ, NEREYE GİDİYORUZ? Erol Erdoğan. Genel Başkan Yardımcısı - İstanbul Milletvekili Adayı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

Cari: 5393 Sayılı. Belediye Kanunu

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Sosyal Düzen Kuralları

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821


TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI

Cumhuriyet Halk Partisi

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI

BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM

T.C. LÜLEBURGAZ BELEDİYE BAŞKANLIĞI TESİSLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERDE PERSONEL SEÇİMİ

Transkript:

Dr. Adnan ÇİMEN / AREM Başkan Yardımcısı Sorgulanması Gereken Bazı Yerel Yönetim Mitleri Son yıllarda, demokratikleşme ve kamu yönetiminin içinde bulunduğu kronik sorunları çözme gibi iç sebeplerin yanında; küreselleşme, Avrupa Birliği ne tam üyelik, liberalleşme ve yerelleşme gibi dış dinamiklerden hareketle yerel yönetim alanında önemli reformlar yapılmıştır. Reformlar bir yönüyle Cumhuriyet tarihi içinde yapılan en kapsamlı ve radikal reform olma özelliğini de taşımaktadır. Birçok açıdan cesaret verici reformların oluşturduğu ortam, yerel yönetimlerle ilgili bilinen bütün realite ve anlayışları da değiştirmiş, bu alanda ilginç bir düşünce ve davranış atmosferinin oluşmasına da yol açmıştır. Hiç şüphesiz sahip oldukları potansiyel nedeniyle bütün dünyada olduğu gibi Türkiye de de en önemli hizmet sunma aracı olması gereken yerel yönetimler başka kimliklere bürünmüştür. Oluşturulan psikolojik ortamda yerel yönetimler için dokunulmaz, alanlar vücuda getirilmiştir. Başka bir ifade ile yaygın anlamda benimsenmiş fakat abartılmış veya kurgusal bir hikâyeler veya inançlar kümesine benzeyen yerel yönetim mitleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan bir kısmını aşağıdaki şekilde irdelemek mümkündür; 1. Yerel yönetimler millet iradesinin tezahürüdür. Yerel yönetimlerin karar ve yürütme organlarının seçimle işbaşına gelmesi bu yönetimlerin milli iradenin bir parçası oldukları izlenimini doğurmuştur. Milli iradenin her şeyin üzerinde olması ve gerekli saygıyı hak etmesi nedeniyle yerel yönetimler de bundan pay kapma yoluna gitmişlerdir. Mevcut durum nedeyse yerel yönetim için dokunulmaz, sorgulanmaz bir kutsiyet alanı oluşturmuştur. Oysa bir ülkenin milli iradesi ulusal düzeyde olup, eğer birileri tarafından temsil edilecekse seçimle gelen Ulusal Meclisler tarafından temsil edilir. Türkiye için bu meclis, TBMM dir. 1977 si belde statüsünde olan toplam 2950 belediye, 81 İl Özel İdaresi ve 34.400 dolayındaki köyün ayrı ayrı milli idareyi temsil etmesi mümkün değildir. Anayasada yer alan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesinden hareketle seçimle geldikleri için yerel yönetimlerin bu egemenliğin bir parçası olduğu sonucu kesinlikle çıkarılamaz. Egemenliğin sahibi milletin bizzat kendisidir. Millet bu egemenliği ister doğrudan seçtiği seçilmiş organlar, isterse dolaylı bir şekilde seçilmiş, -atayan makamı da kendisi seçerek- atanmış kişiler eliyle kullanır. Görevi üstlenen organlar egemenliğin sahibi gibi hareket edemezler. Ancak vekil olabilirler ve kendilerine verilen yetki oranında vekâlet yetkisini kullanabilirler. Yerel düzeyde temsil ile ulusal düzeyde temsilin mahiyeti itibariyle aynı olmayacağı Avrupa Birliği vatandaşlarına verilen haklarda açıkça görülmektedir. Konuyla ilgili düzenleme Avrupa Birliği Kuruluş Anlaşmasının Konsolide versiyonun İkinci Bölümünün 19. maddesinde yer almaktadır. Bu madde (TEC-19/1. fıkra) ile yapılan düzenleme gereği birlik içinde yaşayan AB vatandaşları, vatandaşı olmadıkları üye ülkelerin ancak yerel yönetimlerinde temsil edilebilmektedirler. Aynı kişilere Avrupa Parlamentosu nun 1986 yılında kabul ettiği Rapor gereğince (COM [86] 487), egemenlik hakkına müdahale anlamı taşıyacağı için ulusal parlamentolarda seçme ve seçilme faaliyetlerine katılma hakkı verilmemiştir. AB vatandaşlığı hu- 27

Yerel yönetimlerde seçim yapılması sadece hizmetleri yürütecek kişilerin hangi usulle iş başına getirileceğiyle alakalı bir husustur. Birilerine vekâlet verme olayı yoktur. kuku açısından yerel düzeydeki seçme ve seçilme hakkı yetki verme anlamına gelirken, ulusal düzeyde seçme ve seçilme hakkı egemenliğin kullanılması olarak görülmektedir. Başka bir ifade ile örneğin bir Almanya vatandaşının Fransa da yerel seçimlere katılabilmesi, hatta Paris Belediye Başkanı bile seçilmesi mümkünken, egemenlik hakkına müdahale olacağı gerekçeyle ulusal seçimlerde temsil edilmesine hiçbir şekilde imkân yoktur. Bu uygulamadan da açıkça anlaşıldığı gibi yerel düzeydeki temsil ile ulusal düzeydeki temsil ve seçilme arasında mahiyet ve kapsam bakımından fark vardır. Dolayısıyla yerel yönetimlerde seçim yapılması sadece hizmetleri yürütecek kişilerin hangi usulle iş başına getirileceğiyle alakalı bir husustur. Birilerine vekâlet verme olayı yoktur. Bu daha demokratik olduğu için tercih edilen bir yöntemdir. Bu manada yerel düzeyde seçimle gelen kişiler yerel halkı temsil etmezler, halkın avukatı değildirler. Yerel meclisler, parlamento gibi algılanamazlar. Yerel yönetimlerde atamayla göreve gelme ile seçimle göreve gelme arasında, temsil, yetki ve güç açısından hiçbir fark ve öncelik yoktur. Hatta İngiltere nin (üstelik demokrasinin beşiği olan bir ülkenin) bazı bölgelerinde olduğu gibi yerel yöneticilerin bizzat halk tarafından seçilerek görev gelmesi de şart değildir. Dolayısıyla göreve nasıl gelirse gelsin, kimsenin hukuk dışına çıkma, kutsanmış havasına bürünme ve hesap vermeden kaçmaya hakkı yoktur. Sonuç olarak: yerel yönetimler milli iradeyi temsil etmezler. 2. Yerinden yönetim ilkesini gerçekleştirmek için yerel yönetimleri güçlendirmek gerekir Yerinden yönetim (decentralisation, subsidiarite ilkesi veya adem-i merkeziyet) sorunların yerinde çözülmesi bakımından 20. ve 21. yüzyılda aşırı merkezileşmeye karşı geliştirilen önemli kamu yönetimi akımlarından biridir. Demokratik niteliğe sahip olması, Avrupa Birliği kriterleri arasında yer alması bu ilkenin önemi ve popülerliğini artırmıştır. Fakat Türkiye de yerinden yönetim dendiğinde genel olarak sadece yerel yönetimler algılanmaktadır. Yerel yönetimler bu ilkenin tek adresi olmanın imtiyazını ellerinde tutarak, vazgeçilmez olmak istemektedirler. Oysa dünya genelinde olduğu gibi yerinden yönetim kavramından anlaşılan tek birim yerel yönetimler değildir. Yerinden yönetim sistemleri, genel olarak literatürde siyasi (federalizm ve otonom bölge yönetimleri) ve idari yerinden yönetim olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Hizmet ve meslek açısından bir yığın idari yerinden yönetim birimleri vardır. Üniversiteler, sendikalar, meslek odaları bunlardan sadece bir kaçıdır. Hatta merkezi yönetimin taşradaki temsilcisi olan il idaresi sisteminin birimlerinin tümü (il, ilçe ve bucaklar) da yerinden yönetim birimidirler. Dolayısıyla yerinden ilkesini uygulamak için sadece yerel yönetimlere yönelmek, çok yanlış bir anlayıştır. Netice olarak: yerinden yönetim (subsidiarite veya adem-i merkeziyet) ilkesi sadece yerel yönetimleri kapsamaz. 3. Yerel yönetimler demokrasinin beşiğidir, demokratikleşmenin yolu güçlü yerel yönetimden geçer. Öncelikle bütün dünyada olduğu gibi Türkiye de de yerel yönetimler, halkın yönetime katılmalarının ilk basamağı yani demokrasi okulu (Toprak, 1996: 9 11), demokrasinin temel kurumlarından biri, demokrasinin beşiği veya demokratik terbiye kuruluşları olarak kabul edilmektedir. Yine yerel yönetimlerin yönetenlerle halk arasında yakın ilişkiler kurulmasını sağlayarak politik sorumluluk duygusu ve yönetime katılma anlayışını geliştirdikleri var- 28

sayılmaktadır. Hatta bu okullardan yetişenlerin merkezi idare organlarında başarılı olma şanslarının artacağı varsayılmaktadır (Nadaroğlu, 2000: 28 30). Bütün bunlara rağmen yerel yönetimlerin demokrasi ile ters düştüğünü, gücünü geleneklerden aldığı ve demokrasi ile yerel yönetimler arasında sebep-sonuç ilişkisinin olmadığını belirtenler de vardır. Langord, yanılgının kaynağını Batı uygarlığının tarihsel evriminde, bu iki kurumun beraber gelişmesi nedeniyle demokratik iklim ile demokratik kurumların birbirine karıştırılması, yerel yönetimlerin olası ve kaçınılmaz olmayan demokratik işleyişlerinin genel demokrasi olarak anlaşılmasına bağlamaktadır (Langord, 1996:5). Yazara göre yerel yönetimleri demokrasi için siyasal eğitim aracı olarak görmekde yanlıştır. Çünkü siyasal önderlerden pek azı yerel yönetimlerden yetişmektedir. Yerel düzeydeki politikalar demokrasiyi güçlendirmekten çok, dar çıkar çatışmalarını artırmaktadır. Yurttaşlar ulusal düzeydeki politika ve siyasal sorunlar içinde demokrasiyi yerel düzeyden daha iyi öğrenebilmektedirler (Langord, 1996: 5). Chadwick gibi yazarlar ise yerel yönetimleri küçük oligarşiler ve iş bulma örgütleri olarak değerlendirmektedirler (Yıldız,1996: 6). Sonuç olarak: yerel yönetimler her zaman demokrasinin gelişmesine hizmet etmezler, kısmen yerel kaynakların paylaşılma kapasitelerini artırırlar. 4. Ülke genelinde iktidarların seçimle gelmesi gibi yerel düzeyde de seçimler tek belirleyici olmalıdır, yerel düzeyde meşruiyetin kaynağı sandıktan çıkmaktır. Günümüzde seçimlerin sihirli bir değnek gibi dokunduğu her sorunu çözeceği sanılmakta veya öyle bir hava oluşturtmaktadır. Millet iradesinin devredilmezliği nedeniyle bazen çözüm sunmasa bile ulusal düzeyde seçimlerin kaçınılmaz olacağı herkes tarafından kabul edilmektedir. Ancak aynı şeyleri yerel yöneticiler için söylemek mümkün değildir. Halkın beğenisini alarak sandıktan çıkmış olmak (ki bu çoğu zaman %35 40 oranında ve ciddi kutuplaşmalar pahasına olmaktadır) yerel yöneticilere bir kabiliyet ve tecrübe kazandırmamaktadır. Sonuç olarak yerel düzeyde yol, su, park-bahçe gibi hizmetlerin yürütülmesi daha çok teknik beceri gerektirmektedir. Sandıktan çıkmak her zaman kalifiye ve işin ehli olmak anlamına gelmemektedir. Sandık yetki vermektedir, kimseye hüner ve kabiliyet vermemektedir. Konuya bu yönden bakılmadığı için seçimlerden sonra belediyelerin tümü seçildikleri partilerin ismi ile anılmaktadır Seçilmiş meclislerin ve o meclislere karşı sorumlu yöneticilerin otoritesine dayalı yerel ve yöresel yönetimler, ademi merkezileştirilmiş yönetimlerin tipik örneğidir. İktidarları geniş ya da sınırlı olabilir; ama her iki halde de bu iktidar, kaynağını merkezi hükümetten alır: egemen olan merkezi hükümettir: yerel ya da yöresel yönetimlere bırakılacak yetkilerin genişliğini merkezi hükümet belirler, gereğinde daraltılabilir ya da kaldırılabilir. Prof. Dr. Gordon Smith London School of Economics ve bu anlayış nedeniyle neredeyse her alanda paylaşma ve bölüştürme operasyonları yaşanmaktadır. Aslında günümüz temsili demokrasilerinde millet iradesinin parlamentoya yansımasında seçimler hayati öneme sahiptir. Yönetenlerin meşruiyetinin en önemli kaynağı seçilmiş olmaktır. Seçimler demokrasinin en temel unsuru, fakat tek göstergesi değildirler. Her zaman en iyi çözümü de sunmazlar. Büyük oranda ortalamaya yakın çözüm sunarlar. Bu yüzden demokrasiler en az kötü yönetim biçimi olarak kabul edilmektedir. Demokrasilere nitelik ve derinlik kazandıran şey seçimlerin yanında diğer demokratik kurum ve kuralların pratiğe geçirilmesidir. Bu durum yerel düzeyde teknik hizmet yürüten yerel yönetimler için hayatı bir öneme sahiptir. Asıl olan yerel düzeyde işlerin etkin ve verimli yürütülmesidir. Mevcut sorunları en iyi şekilde çözen kişilerin seçim veya atamayla gelmesinin hiçbir önemi yoktur. Bu durum demokrasinin gereklerine aykırı değildir. Sonuç olarak: yerel hizmetlerde yöneticilerin seçimle iş başına gelmesi demokrasinin vazgeçilmez ilkesi değildir, her zaman en iyi çözümü vermez, hatta bazen işleri içinden çıkılmaz hale getirebilir. 5. Avrupa Konseyi Yerel Özerklik Şartı tam olarak uygulanmamaktadır. Öncelikle özerklik kavramı Türkiye de bazen yanlış ve maksadı aşan bir biçimde kullanılmaktadır. Konu özerklik olunca bazı yerel yönetimler yol, su, kanalizasyon, park bahçe gibi yerel hizmetleri yürütmekle yetkili olduklarını unutup, ulusal siyaset alanına giren konularda hükümetin ortağı olduklarını sanmaktadırlar. Hatta hızını alamayan birçok yerel yönetici hükümeti eleştirmekte, konuyla ilgili görüş ve öneri bile sunmaktadır. Oysa 29

bu durumu destekleyecek şekilde Avrupa Konseyi Özerklik Şartında hiçbir düzenleme yoktur. Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen metindeki özerklik kavramı ; 1. Hizmetin yol, su, kanalizasyon, park ve bahçe gibi yerel nitelikte olması, (eğitim, sağlık, savunma, güvenlik gibi ulusal nitelikte olmaması) 2. Merkezi Yönetim tarafından yapılan kanunla sınırlarının belirlenmiş olması ve 3. Bu hizmetler yürütülürken müdahale edilmemesini kapsarken, Türkiye de genellikle özerklikten anlaşılan şey; 1. Mevcut düzenleme ve kuralların dışında, özel bir düzenlemenin ve teşkilatın oluşturulması, 2. Otonomi veya muhtariyet ölçüsünde yetki verilmesi (Oysa siyasi özerklik olarak kabul edilen bu yetkilerin hiçbiri yerel hizmetlerle ilgili değildir). 3. Vesayet denetimini çağrıştıran bütün denetim ve müdahalelerin kaldırılmasıdır. Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen özerklik ile Türkiye de olması arzu edilen veya anlaşılan özerklik arasında büyük farklar bulunmaktadır. Maalesef bu maksadı aşan anlam kayması nedeniyle Türkiye de başta yerel yönetimler olmak üzere, birçok kişi ve kurum tarafından yıllardan beri Avrupa Konseyi tarafından öngörülmeyen yetki ve statüler talep edilmektedir. Hatta etnik sorunların olduğu yerlerde, bu yetki ve statüler bağımsızlığa giden yolun ilk adımı sayılmaktadır. Sonuç olarak: Avrupa Konseyi Yerel Özerklik Şartı siyasi özerkli içermez, yerel düzeyde idari ve mali özerkliği öngörür. 6. Büyükşehir belediyeleri yapısal olarak başarılı yerel yönetimlerdir. Büyükşehirler daha aktif hale getirilse hem yerel yönetimler güçlü olur, hem de sorunlar daha kolay çözülür. Merkezi yönetim dışında, karar organları seçimle gelen ve adına yerel yönetim denen her kurumsal yapı aslında yerel yönetim anlamına gelmez. Bunun en güzel özelliği metropoliten veya bizdeki ismiyle Büyükşehir belediyeleridir. Bugün gelinen noktada merkezi yönetime göre vatandaşa daha yakın, halkla iç içe olması gereken Büyükşehir belediyeleri bu özelliklerini kaybetmiş durumdadırlar. Milyar dolar bütçeleri, yüz binlerce personeli, araç, gereç ve devasa teşkilat yapılarıyla bazı Büyükşehir belediyeleri birkaç Bakanlığın toplamından daha büyüktür. Vatandaşın Büyükşehir belediye kadrolarına ulaşması, merkezi yönetim kabul edilen kurumlara ulaşmasından daha zor, karar ve yönetim süreçlerine katılması nerdeyse imkânsızdır. Adı yerel yönetim olan bu birimlerin gerçekte yerel yönetim olduklarını söylemek pek doğru değildir. Türkiye de bölge denince genelde birkaç ili içine alan teşkilatlar anlaşıldığı için Büyükşehir belediyelerinin bu durumu bölgesel yönetim olarak görülmemektedir. Oysa niteliği bölgesel yönetime benzeyen teşkilatların birkaç ili kapsaması gerekmemektedir. Türkiye de başta yerel yönetimler olmak üzere, birçok kişi ve kurum tarafından yıllardan beri Avrupa Konseyi tarafından öngörülmeyen yetki ve statüler talep edilmektedir. Hatta etnik sorunların olduğu yerlerde, bu yetki ve statüler bağımsızlığa giden yolun ilk adımı sayılmaktadır. Avrupa Konseyi Yerel Özerklik Şartı siyasi özerklik içermez, yerel düzeyde idari ve mali özerkliği öngörür. Bu yönüyle Türkiye de yerelleşme eğilimlerinin Büyükşehirlerin sayısının ve yetki alanının artırılarak uygulamaya konulması tam bir tezattır. Büyükşehir belediyelerinin sayısını artırmak ve görev alanlarını il sınırlarına çıkarmak (İstanbul ve İzmit Büyükşehir belediyelerinde olduğu gibi) yerel yönetimleri güçlendirmek değil, kelimenin tam anlamıyla organları seçimle gelen bölgesel yönetimler kurmaktır. Netice olarak: Gereğinden fazla büyümüş yerel yönetimler (büyükşehir belediyelerinde olduğu gibi) yerel yönetim özelliğini kaybederler. Bunlar, neredeyse adı yerel yönetim olan bölgesel yönetimlerdir. 7. Yerel düzeyde sorunlar daha kolay çözülür, merkezi yönetim birimlerine hesap vermeyen ve halka hesap veren yerel yönetimler daha başarılıdır. Günümüzde her derde deva olarak gösterilen yerel yönetimlerin daha başarılı olup olmadıkları, kaynakları etkin kullanıp kullanmadıkları oldukça tartışmalı bir konudur. Peşinen başarılı olduğu varsayılan yerel yönetimler sanılanın aksine ciddi başarı sorunuyla karşı karşıyadır. Türkiye nin kent alanlarının yarıdan fazlasının gecekondu ile dolmasının yegâne müsebbibi yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimlerde performans ölçümüne yönelik birçok proje gi- 30

rişimi, her alan başarılı olduklarını iddia eden yerel birimleri rahatsız ettiği için uygulamaya geçme şansı bulamamıştır. Yerel yönetimlerde başarısızlık sorunu, kişisel olarak erdem sahibi ve idarecilik yeteneğine sahip bazı yerel yöneticilerin başarılarını da gölgeleyecek düzeyde Türkiye nin önemli sorunlarından biridir. Sonuç olarak: Yerel yönetimler kaynakların etkin ve verimli kullanılmasında sanıldığı kadar başarılı değildirler. 8. Demokratikleşme için vesayet denetimi mümkün olduğu kadar daraltılmalıdır. Yerel yönetim reformlarından belki de en sorunlu olanlardan biri vesayet yetkisini daraltılmasına yönelik düzenlemedir. Bu düzenlemenin altında yerel yönetimlerin kendilerini ilgilendiren idari ve mali konularda istedikleri gibi karar alma ve bunu uygulama imkânına sahip olma düşüncesi yatmaktadır. Bu yolla yerel yönetimler güya vesayet gibi incitici ve kendilerini sürekli merkeze bağlı kılan uygulamalardan kurtulmuş olacak ve rüştlerini ispatlayacaklardır. Ayrıca seçimle işbaşına geldikleri ve sandıkta hesap verdiklerine göre, yaptıkları beğenilmediği takdirde tekrar seçilmeyerek halka hesap vereceklerdir. Bu yönetimlerin yerel halk dışında sürekli kontrol altında tutulması verimlilik ve etkinliği azaltacaktır. Yerel yönetimleri daha demokratik hale getirmek (aslında denetimden uzak tutmak) maksadıyla yapılan bu düzenleme, Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş durumdadır. Mahkeme söz konusu bahsi geçen maddeleri idarenin bütünlüğü ve merkezi yönetim-yerinden yönetim mantığına aykırı bulmuştur. 1 Kamu adına kaynak ve yetki kullanan yerel yönetimlerin karar ve işlemlerinin Anayasaya aykırı bir şekilde vesayet denetiminden çıkarılması, yönetim gereklerine ve geleneklerine de aykırıdır. Bugün millet iradesiyle seçilen ve yasa yapma yetkisine sahip parlamentoların yasama faaliyetlerinin nerdeyse tümü, kontrol veya prosedür tamamlama maksadıyla Devlet Başkanlığı görevini yürüten Cumhurbaşkanı, Başkan veya Kral gibi kişilerin onayından sonra yürürlüğe girmektedir. En demokratik ülkelerde bile bu uygulamanın anti-demokratik olduğunu hiç kimse iddia etmemektedir. Durum millet iradesiyle oluşmuş ulusal parlamentolar için böyle olmasına rağmen, çok daha alt düzeyde ve mahalli müşterek hizmet sunan yerel yönetimlerin kararlarının bir makamın onayını gerektirmeden doğrudan yürürlüğe girmesi izahı kolay bir durum değildir. Nitekim mevcut düzenlemeler, çok kısa süre içinde kamu adına önemli miktarda kaynak ve imkânı kullanan, ancak kamuya hesap vermeyi halkın iradesine müdahale olarak gören bir anlayışı beraberinde getirmiştir. Oysa idari vesayetin demokratikleşmek için kaldırılması değil, tam tersine; milletten alınan kaynak ve yetkileri kullananların sadece secim gibi siyaseten değil, hukuki ve etkinlik açısından da millete hesap vermelidir. Yani yönetilenlerin haklarını koruma ve kaynakların etkin kullanılması adına daha sıkı hale getirilmesi gerekmektedir. Başka bir ifade ile vesayetin tümden kaldırılması değil, varsa aşırılık ve aksaklıklar giderilerek korunması demokrasinin gereğidir. Yerel yönetimlerin bu durumu içlerine sindirecek olgunluk ve kapasiteye çıkarılması büyük bir önem taşımaktadır. Sonuç olarak: demokratikleşme, yönetilenlerin hakkını korumak ve kaynak kullanımda etkinlik için vesayet denetiminin daraltılması değil, korunması belki de genişletilmesi gerekir. Yerel yönetimlerde performans ölçümüne yönelik birçok proje girişimi, her alanda başarılı olduklarını iddia eden yerel birimleri rahatsız ettiği için uygulamaya geçme şansı bulamamıştır. Yerel yönetimlerde başarısızlık sorunu, kişisel olarak erdem sahibi ve idarecilik yeteneğine sahip bazı yerel yöneticilerin başarılarını da gölgeleyecek düzeyde Türkiye nin önemli sorunlarından biridir. 1 Anayasa Mahkemesi, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 15inci maddesini 18.01.2008 tarih ve 2005/32 Esas, 2007/3 sayılı Karar ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunun 14. maddesi 5. fıkrasını 04.02.2010 tarih 2008 / 28 Esas 2010 / 30 sayılı Kararı ile iptal etmiştir Kaynakça Toprak Karaman Zerrin (1996). Yerel Yönetimler, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları. / Langord Georges (1996). Local Goverment and Democracy Aktaran: Mete Yıldız, Yerel Yönetimler ve Demokrasi, Çağdaş Yerel Yönetimler, Cilt: 5, Sayı:4, Temmuz. / Nadaroğlu Halil (2000). Mahalli İdareler, Beta Yayınları, Yenilenmiş 7. Baskı, İstanbul./ Smith Gordon. Demokrasi Yerinden Yönetim İlişkisi, http:// www.hubyar.eu/sitefiles/makaleler/mak2.pdf, (erişim, 18.08.2011). / Yıldız Mete (1996). Yerel Yönetimler ve Demokrasi, Çağdaş Yerel Yönetimler, Cilt: 5, Sayı:4, Temmuz 31