Türkiye de Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Sağlamaya Yönelik Ortamın Desteklenmesi Projesi DAHA ADİL BİR DÜNYA İÇİN, YANIMDA OL 1.Durum Analizi Günümüzde insan haklarının korunması ve geliştirilmesi ülkelerin bir iç sorunu olmaktan çıkmakta, tüm insanlığın ortak bir sorunu haline gelmekte ve bütün ülkelerin gündemine yerleşmektedir. Kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olmaları da artık insan haklarının bir gereği olarak değerlendirilmekte, kadınların tüm karar alma mekanizmaları, çalışma yaşamı, sosyal, kültürel ve politik düzlemde katılımını sağlayacak tüm haklardan erkeklerle eşit bir şekilde yararlanmaları gerektiği kabul edilmektedir. Hayatın pek çok alanında toplumsal cinsiyet ilişkileri kadın ve erkek açısından eşitsiz güç ilişkilerini ifade etmektedir. Bu bağlamda toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışının yasal çerçevesinin genişletilmesi ve kadının toplumdaki rolünün güçlendirilmesi insani ve sosyal-ekonomik göstergelerdeki eşitsizliklerin giderilmesi açısından önemlidir. Toplumsal cinsiyet bakış açısı, kadının hayatına ve kalkınma sürecindeki yerine bütüncül bir bakış açısı ile bakmayı, üretim ve yeniden üretim arasındaki etkileşimi kalkınmanın her aşamasında-planlama, uygulama, izleme-değerlendirme- göz önünde bulundurmayı gerektirmektedir. Bu haliyle kalkınmada toplumsal cinsiyet meselesi sektörler ve disiplinler arası bir karaktere sahiptir. Bu nedenle kalkınma alanında çalışanlar tüm sektörlerde planlama ve uygulamaya toplumsal cinsiyet boyutunu katmak için kavramsal çerçeveler ve metodolojik araçlar geliştirmeleri ve bunu ana politikalara dahil etmeleri gerekmektedir. İşte bu nedenle, kadınların ve erkeklerin hayatlarında bir dönüşüm yaratmayı hedefleyen her türlü girişim -politika, proje, program, eylem planları - bu farklılığı dikkate almak, hesaba katmak zorundadır. Toplumsal cinsiyete dayalı faklılıklar ülkeden ülkeye, hatta aynı ülkede köyden köye, geleneklere, çevre koşullarına, sosyal ve ekonomik durumlara bağlı olarak değişmektedir. Bu değişikliklerin evrensel özelliği kadınların aleyhine kurgulanmış asimetrik ilişki niteliği taşımasıdır. Özellikle geçimlik üretimden, pazara yönelik üretime geçiş sürecinde kadınlar ve erkekler hane içindeki farklı konumları ve sorumlulukları dolayısıyla bu değişikliklerden farklı etkilenmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti, kadınların ilerlemeleri ve güçlenmeleri konusunda dünyada istisnai ve özgün bir tarihsel deneyim yaşamış bir ülkedir. Günümüzde alınan bütün
kararlarda ve uygulanan bütün politikalarda bu tarihsel deneyimin yansımalarını görmek mümkündür. Ülkemizde cumhuriyetin ilanından sonra gerçekleştirilen reformların temelinde, kadınların eğitim, çalışma yaşamı, siyaset gibi kamu alanlarına çıkarılması; toplumsal yaşamın her alanında etkin ve etkili kılınmaları düşüncesi yer almıştır. Türkiye, 2000 yılından bu yana Hükümetlerin ve kadın kuruluşlarının çabalarıyla gündelik hayatta toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinin yerleştirilmesinde önemli adımlar atmış, Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) öncelikli olmak üzere, Avrupa Sosyal Şartı, Çocuk Hakları Sözleşmesi, ILO, OECD, AGİK gibi kuruluşların sözleşme, karar ve tavsiyeleri doğrultusunda kadın erkek eşitliği ile ilgili yasal düzenlemeler yapmayı ve bu yasaları uygulamaya geçirmeyi taahhüt etmiştir. Bu kapsamda başta Anayasa olmak üzere Türk Ceza Kanununda, Türk Medeni Kanununda ve İş Kanununda pek çok düzenleme gerçekleştirilmiş ve 2009 yılında TBMM de Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kurulmuştur. Dolayısıyla bu gelişmeler, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çığır açıcı projeler için elverişli bir zemin oluşturmuş, sonuçta toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarını yasal düzenlemelerle güçlendirme yönündeki çabalarla gelinmiştir. Kadının güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi yönünde Türkiye deki kadın hareketinin uzun vadeli ve devamlı çabaları UNDP dâhil farklı paydaşlar tarafından desteklenmiştir. T.C. Hükümetinin bu alandaki karalılığını gösteren tüm bu olumlu gelişmelerin yanı sıra CEDAW Komitesi Türkiye nin kadının işgücü piyasasına katılımı, siyasi temsiliyeti, kız çocuklarının eğitimi ve kadına karşı şiddet gibi hayatın her alanında kadın haklarının korunmasına yönelik çabalarının uygulamada devam ettirilmesi gereğini vurgulamıştır. 2011 genel seçimlerinden sonra, Türkiye de Parlamento daki kadın milletvekili sayısı 78 e yükselmiş ve toplam koltuk sayısı %14,1 ine ulaşmıştır. Bu oran yerel düzeyde çok daha düşük olmakla birlikte belediye başkanlarının %9 u (2948 belediye başkanı arasından 27 kadın belediye başkanı), il kurul üyelerinin %3,2si (3379 kurul üyesi arasından 110 kadın kurul üyesi); belediye konsey üyelerinin %4,2si (31790 belediye konsey üyesi arasından 1340 kadın belediye konsey üyesi) kadındır. Binyıl Kalkınma Hedefleri 2010 Türkiye Raporunda da cinsiyet eşitliği alanındaki ihtiyaca işaret edilmiştir: Türkiye de karşılaşılması muhtemel önemli zorlukların ve yapısal engellerin olduğu alan olan Amaç 3 e (toplumsal cinsiyet eşitsizliği) özel önem verilmesi gerekmektedir 1. Türkiye, gerek uluslararası taahhütleri gerekse kadına yönelik şiddetin ülkedeki yaygınlığını dikkate alarak kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması amacıyla her alanda yasal ve idari tedbirler alarak topyekûn bir mücadele başlatmıştır. Bu alanda kaydedilen en önemli gelişmelerin başında Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Ailenin Korunmasına Dair Kanun da yapılan değişikler ile 2006/17 Sayılı Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler konulu Başbakanlık Genelgesi ve 2007/8 tarihli İçişleri Bakanlığı Genelgesi gelmektedir. Uygulamanın 1 Binyıl Kalkınma Hedefleri 2010 Türkiye Raporu, syf. 13
geliştirilmesi için Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından 2007-2010 yılları arasını kapsayan Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı hazırlanmış, ayrıca İstanbul Sözleşmesi de olarak adlandırılan Türkiye dahil 13 ülkenin katıldığı Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul da imzalanmıştır. Sürecin başında ve devamında yasal düzenlemelerin yapılması, konuya politik ilginin artması, kurumsal çabaların devreye girmesi ve hizmetlerin gelişmesi şiddetle mücadeleyi görünür kılmıştır. Genel olarak gizli tutulmaya çalışılan bu sorun, kadınlar ve erkekler arasındaki eşit olmayan güç ilişkilerinden meydana gelmektedir. Birçok ülkede yapılan araştırmalar, aile içinde kadına yönelik şiddetin oldukça yaygın olduğunu ortaya koymaktadır. Farklı kaynaklar kadına yönelik aile içi şiddetin Dünyadaki sıklığının %10-%69 ve Türkiye de ki sıklığının ise %25-%30 arasında değiştiğini belirtmektedir 2. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Türkiye de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması nın bulguların göre, Ülke genelinde yaşamının bir döneminde şiddete maruz kalan kadınların oranı %39, bu oran kentsel alanda %38, kırsal alanda ise %43 dir. Buna karşılık bu oran Güneydoğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu, Kuzeydoğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz ve Orta Anadolu bölgelerinde sırasıyla % 47.7,% 47.2,%53.2, %38.0,% 42,9, %49,5 dir 3. Genel olarak gizli tutulmaya çalışılan bu sorun, kadınlar ve erkekler arasındaki eşit olmayan güç ilişkilerinden meydana gelmektedir. Şiddet hangi biçimde olursa olsun kadının temel hak ve özgürlüklerini kullanmasının önünde önemli bir engeldir. Bu durum birçok toplumda cinsiyet ayrımının yaşanmasına yol açmaktadır. Kadınlar yaşadıkları şiddet konusunda yalnız kalmakta ve haklarını savunmak için yeterli bilgi, donanım ve farkındalığa sahip olamamakta, bu nedenle kadınların güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Sadece kadınların üzerine gidilerek yapılan eğitimler yetersiz, hem erkekler hem de kadınlar bilinçlendirmelidir. Bu çerçevede, UNDP, BM Kadın ve TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ortaklığında yürütülmekte olan Türkiye de Cinsiyet Eşitliği ne Yönelik Elverişli Ortamın Teşvik Edilmesi Ortak Programı kapsamında yerel ve ulusal düzeyde T.C Hükümetinin toplumsal cinsiyet eşitliğini içselleştirmek ve bu konudaki toplum bilincini arttırmak suretiyle çalışmalar gerçekleştirilecektir. Bu bağlamda tasarlanacak olan bilgilendirme ve bilinçlendirme kampanyası Daha Adil bir Dünya için Yanımda Ol teması altında yerel ve ulusal düzeyde bilinçlendirme ve Türkiye de toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki deneyimlerin paylaşılması bağlamında önemli bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. 2 KSGM. (2008). Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadelede Temel Eğitim Seti, s.9.,ankara. 3 KSGM.(2009). Türkiye de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması, Özet Rapor, s.7., Ankara
2.Amaç Toplumsal cinsiyet perspektifini içselleştirmek ve kadına yönelik aile içi şiddetin önlenmesinde toplumu bilgilendirmek, kamusal bilinç oluşturmak ve bu alanda gerçekleştirilen proje faaliyetlerinin görünürlüğünü sağlayarak kamu ve toplum nezdinde sahiplenirliğini arttırmak. 3. Hedef Kitle Toplumun tüm tarafları ( kadın, erkek, çocuk, kamu çalışanları, yerel yönetimler, hükümet dışı kuruluşlar, sendika ve işveren kuruluşları, kalkınma ajansları, özel sektör, STK, üniversite, yerel ve ulusal medya vb.) 5. Temel Hedefler Vatandaşın günlük yaşamında toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını yerleştirmek, Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik aile içi şiddetle mücadele konusunda toplumda farkındalık yaratmak, Toplumsal cinsiyet eşitliği duyarlılığının tüm ana plan ve programlara dahil edilmesini sağlamak, Şiddet mağduru kadınların bilgi açıklığını kapatmak ve hizmete erişimini kolaylaştırmak, Şiddet uygulayan kişinin ötekileştirilmesi ve görünür kılınmasını sağlamak Bilgi üretimi, edinilen dersler ve Türkiye de toplumsal cinsiyet eşitliği hakkında farkındalık yaratmaya yönelik ulusal ve uluslar arası düzeyde bilgi ve deneyim paylaşım platformları oluşturmak; Kadının sosyo-ekonomik durumunun iyileştirilmesi ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırmasına yönelik bilgi ve deneyimleri paylaşmaktır. 6.Kampanyanın Süresi 25 Kasım 2011-25 Kasım 2012 (12 ay) 7.Kampanyayı Yürüten Kuruluş: Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) 8. Kampanyanın Ortakları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği, Ankara Barosu, Kadın Dayanışma Vakfı, İçişleri Bakanlığı (İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü)
9.Kampanya Faaliyetleri/kampanyanın içeriği ve uygulama 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nde Başbakanın, ilgili bakanın ve ilgili tafraların katılacağı bir basın toplantısın düzenlenmesi ( Dikkat çekmek). Söz konusu toplantıya uluslar arası toplum temsilcilerinin de katılması dünyada bu alandaki uygulamalar ile istatistiklerin sunulması. Konu ile ilgi 1-2 dakikalık spot film gösterimi (toplumda rol modeli olan kişilerin yer aldığı), KEFEK ve UNDP in kolaylaştırıcılığında kadın STK lar ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı nın işbirliğinde ( Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Programı hazırlayıp, basına ve topluma açıklanması, Şiddet uygulayan kişi ve şiddet mağduru kadınlara ilişkin bilgilerin açık hava panolarına asılması, ( Farkındalık yaratmak) Erkeklere yönelik hafta sonları futbol maçları öncesinde kahvehanelerde toplumsal cinsiyet eşitliği vb. konularda interaktif bilgilendirme seminerlerinin düzenlenmesi, Valilerin katılımıyla toplumsal cinsiyet eşitliği konulu bölgesel toplantıların organize edilmesi; Konu ile ilgili röportaj, panel, seminerler düzenlenerek uzman kişilerin katılımının sağlanması Konuyla ilgili web sayfası tasarlanması ve sayfanın düzenli olarak güncellenmesi, El ilanları ve broşürlerinin hazırlanması ( Bilgilendirmek) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu başkanlığında medya patronlarının katılımıyla bir bilgi ve deneyim paylaşım platformunun düzenlenerek kampanyaya ilişkin medya patronlarının desteğini almak; Medya ve STK lar aracılığıyla basılı ve görsel ürünlerin dağıtılması ve kamuoyuyla paylaşılması, sergilenmesi ve televizyonlarda yayınlanması, TV/.radyo programlarında rol modeli kadınlarla tartışma/yuvarlak masa toplantıları organize edilmesi, Kadın örgütleri, insan hakları örgütleri gibi hak temelli örgütlerin sürecin içine dâhil edilmesi, Üniversitelerin iletişim fakültelerinde uygulanmak üzere toplumsal cinsiyet eşitliği konulu modüler programın geliştirilerek seçilecek olan pilot üniversitelerde uygulamaya konulması; Üniversitelerin kadın çalışma birimleri ile ortak paylaşım platformlarının geliştirilmesi suretiyle KEFEK ve üniversite işbirliğinin güçlendirilmesi; Medya Okuryazarlığı Dersinin toplumsal cinsiyet eşitliğini kapsamasına yönelik olarak YÖK ile ortak çalışmalar yürütmek; Kadının güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin içselleştirilmesine yönelik olarak sosyal medya kullanımının arttırılmasını hedefleyen faaliyetlerde bulunmak; Kadınların en çok izlediği programların diziler olduğu göz önünde bulundurularak, senaristler ile işbirliği halinde dizilerin içeriğine kadın erkek eşitliği, kadın hakları veya kadına yönelik şiddet konuları hakkında bilgi/duyarlılık artırıcı kısımların eklenmesi amacıyla ön hazırlık oluşturmasına
yönelik uzman, akademisyen, STK temsilcisi vb. oluşan bir çalışma toplantısı yapılması; Kampanyanın başında ve sonunda seçilecek hedef kitle ile ilgili durum analizi ve etki değerlendirme çalışması yapılmaktır. 9.Bütçe Bütçe Kalemi Birim Sayısı/Miktar TL Web Sayfası kurulması 4 ay 6000 ve güncellemesi El Broşürleri 50.000 3500 Spot Film çekimi 1 12.000 Eğitim çalışmaları 10 10.000 Dosya Basımı 600 1000 Bilboard Afiş 1000 2500 Afiş (50x70 veya daha 5000 2000 küçük) Durum analizi ve etki 2 ay 7000 değerlendirme çalışması/rapor basımı TOPLAM 44.000