TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2015/33) Karar Tarihi: 19/1/2015
BİRİNCİ BÖLÜM ARA KARAR Başkan ler : Serruh KALELİ : Burhan ÜSTÜN Hicabi DURSUN Erdal TERCAN Zühtü ARSLAN Raportör : Volkan ÇAKMAK Başvurucu : S. R. Vekilleri : Av. Taner KILIÇ I. BAŞVURUNUN KONUSU 1. İzmir ili Karaburun bölgesinde Sahil Güvenlik Komutanlığı görevlileri tarafından, illegal yollardan yurtdışına çıkmaya teşebbüs ettiği iddiasıyla 1/8/2014 tarihinde yakalanan ve hakkında idari gözetim kararı alınan Afganistan uyruklu başvurucu, idari gözetim kararının kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/11/2014 tarih ve 2014/1564 Değişik İş sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine, idari gözetim altına alınması sürecinde usul ve yasaya aykırı hareket edildiğini, makul bir sürede yargı makamlarına başvuru imkanı tanınmadığını, etkili yargısal denetim yapılmadığını ve bu suretle Anayasa nın 19., 36. ve 40. maddelerinde yer alan kişi hürriyeti ve güvenliğine, temel hakların korunmasına ve adil yargılanmaya ilişkin haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek bireysel başvuruda bulunmaktadır. II. BAŞVURU SÜRECİ 2. Başvuru, 31/12/2014 tarihinde yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir. 3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, başvurucunun tedbir talebinin Bölüm tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir. III. OLAY VE OLGULAR A. Olaylar 4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir: 2
5. Afganistan uyruklu olan ve İzmir ili Karaburun bölgesinde, sınırdan hukuka aykırı olarak çıkış yapmaya teşebbüs ettiği iddiasıyla Sahil Güvenlik Komutanlığı görevlileri tarafından 1/8/2014 tarihinde yakalanan başvurucu hakkında 3/8/2014 tarihinde sınır dışı edilme ve idari gözetim kararı verilmiştir. 6. 12/9/2014 tarihinde İzmir Valiliği tarafından başvurucunun idari gözetim altında tutulmasının devamına karar verilmiş ve bu süreçte başvurucunun uluslararası koruma talebi reddedilmiştir. Ayrıca uluslararası koruma talebinin reddine ilişkin işleme karşı açılan iptal davasında yargılama süreci devam etmektedir. 7. Başvurucu hakkında alınan idari gözetim kararının kaldırılması istemiyle itirazda bulunulmuş, İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 17/11/2014 tarih ve 2014/1564 Değişik İş sayılı kararıyla 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu nun 57. maddesi uyarınca itirazın kesin olarak reddine karar verilmiştir. İtirazın reddine ilişkin karar 1/12/2014 tarihinde tebellüğ edildikten sonra 31/12/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur. B. İlgili Hukuk 8. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu nun 53., 54. ve 57. maddeleri. IV. İNCELEME VE GEREKÇE 9. Başvuru formu ve ekleri incelenip tedbir talebi hakkında gereği düşünüldü: A. Başvurucunun İddiaları 10. İdari gözetim kararının alınması sürecinde usul ve yasaya aykırı hareket edildiği, makul bir sürede yargı makamlarına başvuru imkanı tanınmadığı, idari gözetim kararına itiraz üzerine etkili yargısal denetim yapılmadığı, başvurucunun hukuka aykırı olarak, gerekçe belirtilmeden özgürlüğünden mahrum bırakıldığı ve bu suretle Anayasa nın 19., 36. ve 40. maddelerinde yer alan hakların ihlal edildiği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 73. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. B. Değerlendirme 11. 6216 sayılı Kanun un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir: Bölümler, esas inceleme aşamasında, başvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verebilir. Tedbire karar verilmesi hâlinde, esas hakkındaki kararın en geç altı ay içinde verilmesi gerekir. Aksi takdirde tedbir kararı kendiliğinden kalkar 12. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü nün Tedbir kararı başlıklı 73. maddesinin (1) numaralı fıkrası şu şekildedir: Başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması üzerine, Bölümlerce esas inceleme aşamasında gerekli tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verilebilir." 13. Anılan Kanun ve İçtüzük hükümlerine göre başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlikenin bulunduğu anlaşıldığı takdirde, Bölümlerce esas inceleme aşamasında gerekli tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verilebilir. Yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığın bütünlüğünün korunması hakkı Anayasa nın 17. maddesinde güvence altına alınmış haklardandır. Yukarıda belirtilen 3
hükümler çerçevesinde tedbir kararı verilebilmesi için başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması gerekir (B.No: 2013/9673, 30/12/2013, 24). 14. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, ikincil nitelikte bir kanun yolu olup kural olarak ancak kesinleşmiş işlemler aleyhine bu yola başvurulabildiğinden, bu yola gidilmesinin bireysel başvuru konusu işlem ve kararların uygulanmasına herhangi bir etkisi yoktur. Ancak bir işlem ya da kararın uygulanması halinde bireyin anayasal haklarının ihlali yönünde ciddi bir tehlike ortaya çıkacaksa, 6216 sayılı Kanun ile Mahkemeye bu tehlikeyi önlemek amacıyla tedbir kararı verme yetkisi tanınmıştır. Bu yönüyle tedbir yetkisi istisnai bir yetki olup, ancak işlem veya kararın uygulanması halinde yaşam hakkına ya da bireyin maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik gerçek ve ciddi bir risk doğacaksa tedbire başvurulabilir (B.No: 2013/9673, 30/12/2013, 25). 15. Diğer taraftan bireysel başvuru yoluna gidebilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca, başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir. Anayasa Mahkemesinin başvuru yolları henüz tüketilmeden bir başvuruyu kabul edip incelemesi kural olarak mümkün değildir. Ancak başvuru yolunun tüketilmesinin başvurucunun hakkına yönelik ihlalin giderilmesi açısından herhangi bir etkisi yoksa, başka bir deyişle başvurulacak yol etkisizse ya da başvuru yolunun tüketilmesinin beklenmesi halinde başvurucunun haklarına yönelik ciddi ve geri dönülmesi imkânsız bir tehlike ortaya çıkacaksa anayasal haklara saygı ilkesi Mahkemenin bu başvuruları incelemesini gerektirebilir (B.No: 2013/9673, 30/12/2013, 26). 16. Başvuru konusu olayda, Afganistan uyruklu başvurucu hakkında idari gözetim kararının alınması sürecinde usul ve yasaya aykırı hareket edildiği, makul bir sürede yargı makamlarına başvuru imkanı tanınmadığı, idari gözetim kararına itiraz üzerine etkili yargısal denetim yapılmadığı, başvurucunun hukuka aykırı olarak, gerekçe belirtilmeden özgürlüğünden mahrum bırakıldığı ve bu nedenle başvurucunun derin keder ve üzüntü duyduğu ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 73. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. 17. Somut olayda olduğu gibi hakkında sınırdışı etme kararı bulunan yabancı uyruklu kişilerin koşulları kanunla gösterilen usule uygun olarak yakalanması veya tutulu durumda bulundurulması mümkündür. 6216 sayılı Kanun ve İçtüzük hükümleri bağlamında tedbir talebi değerlendirilirken, başvurucuların yaşam hakkı yönünden ciddi bir risk ile karşılaşacağına, işkence ve onur kırıcı kötü muameleye tabi tutulacağına ilişkin yakın, güncel bir riskin varlığı belirleyici olmaktadır. Bu bağlamda, yukarıda aktarılan açıklamalar uyarınca, başvurucunun yaşam ve vücut bütünlüğüne yönelik riskin varlığına ilişkin bir iddiada bulunulmaksızın; salt başvurucunun geri gönderme merkezinde hukuka aykırı olarak tutulduğunun ileri sürülmesi tedbir kararı verilebilmesi yönünden yeterli bir gerekçe olarak kabul edilemez. 18. Açıklanan nedenlerle başvurucunun, İzmir Geri Gönderme Merkezinde gözetim altında tutulmaya devam edilmesinde, yaşamına ya da maddi ve manevi varlığına yönelik ciddi bir risk bulunmaması nedeniyle bu aşamada koşulları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekir. 4
V. HÜKÜM Başvuru konusu olayda, başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik bir tehlike olduğu iddiasında bulunulmaması, diğer iddiaların da esas aşamasında incelenecek olması nedeniyle 6216 sayılı Kanun un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrası ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü nün 73. maddesi gereğince tedbir talebinin reddine 19/1/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. Başkan Serruh KALELİ Burhan ÜSTÜN Hicabi DURSUN Erdal TERCAN Zühtü ARSLAN 5