TÜ R K İYE DEKİ AKARSU VE VADİLERİN GELİŞMESİNDE TEKTONİK ETKİLER Tectonic Effects in the Evolution of Rivers and Valleys in Türkiye (Turkey) Prof. Dr. İSM AİL YALÇIN LAR* ABSTRACT: The rivers and valleys in Turkey lie along the tectonic units in E-W direction, which have emerged especially in the end o f alpin orogen and are called Black Sea on North Anatolian mountains in the North and Taurus chaines in the south. Across the upper and middle parts of most main rivers lie between the two mountain bows, the lower parts pass through the mountain bows and reach the sea (Fig.2) 1 - As the tectonic side pressures which come from different directions cause many interruptions of the layers, these parts will be eroded faster that the most, and more detritic materials will be transported and cumulated. In these parts calcarious topography and karstic phenomenons has largely evolved, too (Map 2: Fig: 1-2). Mersin-Antalya-Burdur region where calcairous topography can bee seen very often, is an example. 2 - As Feldspath minerals o f the plutonic rocks o f nassives (granite and basic-ulrabasic) are solved chem ically by carbonic acided waters and transformed to clay, these parts will be eroded faster than the parts rich of marmor, kuartzit and micaschiste, and built lower holes or bassins (Kozak mountain at the north o f Bergama, Alemdağ at the East o f İstanbul), bassin o f Çine and plateau o f Domaniç-Tavşanlı at the NW o f Kütahya. A - GİRİŞ Türkiyedeki sıradağların ve diğer yüksek rölyefin uzanış ve yükseltileri ve bunları oluşturan jeolojik formasyonların özelliklerini gözönünde tutarak bazı tektonik birimler ayırma çalışmaları yapılmıştır. Böyle çalışmalardan biri de ARNİ (l)nin Doğu Anadolu da bazı tektonik birim ler ayırma denemesinde görülür. * Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi, İstanbul
2 İSMAİL YALÇINLAR Tektonik birim lere ayırma denemeleri orta ve batı Anadolu ya doğru kaydırılarak, birim lerin batıya doğru uzantıları ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. (EGERAN ve LAHN, 2). Daha sonra, bazı değişiklik ve ilâveler yapılarak, Türkiyenin bütününe ait olan ve genelde Doğu-Batı doğrultusunda kuşaklar şeklinde uzanan, tektonik birim ler aşağıdaki şekilde de ortaya konmuştur. Karadeniz tektonik birim leri. Anatolidler. Ara masifler. Toridler. Kenar kıvrımları (Torosların güney eteklerinden başlayıp, özellikle Güneydoğu bölgelerinde yaygın ve gevşek olan kıvrım lar). Bu şekildeki birim lere ayırma denem eleri, zamanla yeniden geliştirilerek aşağıdaki birim sistemleri ortaya çıkmıştır ki bunlar ALTINLI (3) nın kitabında şu şekilde gösterilmiştir: (Şek. 1): Şek. 1 Türkiye nin ana tektonik birimleri (AltınlıMan) Kuzey Anadolu kıvrımları (Kara deniz kıyılarına paralel uzanan dağ lık kesimler); Güney Anadolu kıvrım ları (Toros sırdağları kuşağı); Ortaç (merkezi) billursel kütleler; Ortaç (merkezi) kıvrım lar (eski m asiflerin çevrelerindeki);
TÜ R K İYE DEKİ AKARSU VE VADİLER 3 Kenar kıvrım ları (Güneydoğu Anadoludaki gevşek kıvrım lar ve platolar kesimi); Ultrabazik kayalar (kayaçlar) (kıvrım lı kuşaklarla ortaç masiflerin geçiş kesimlerinde); Yeşil kayalar (kayaçlar) kuşağı (Güneydoğu Anadoluda Torosların güney kenarlarında). Eskiden ileri sürülmüş başka bir tektonik görüş de (CH APUT 4-): Kuzey ve Güney deki kıvrım kuşaklarını, enine uzayarak, bir birine bağlayan ve eski kütlelerin kenar kısımlarını takibeden çevre kıvrım ları düşüncesidir. Son yıllarda sayıları hızla artan bazı jeolojik ve jeom orfolojik yayınlarda da görüldüğü gibi, levha tektoniği görüşü ne uyularak Türkiye de, oldukça dikkat çekici, bazı tektonik birim ler ayrılmış bulunuyor; bunları, özellikle ŞENGOR ve Y IL M A Z (5) tarafından yayınlanmış eserlerde görmek mümkündür. B) STRÜKTÜRAL BİRİM LERİN JEOLOJİK VE JEOMORFOLOJİK ETKİLERİ: Yukarıda özetlenmiş tektonik birim lere ayırma görüşlerinin, birbirinden ayrıldığı yanlar olmakla birlikte, hepsinin ortak kabul edebileceği, bazı tektonik özellikler de vardır. Örneğin, tektonik birimlerin kuşaklar şeklinde uzanmış ve bazı kesimlerde bu kuşakların belirli dirsek, kavis (yay), dik, paralel ve saçak şekil ve durum ları göstermiş olmasıdır. Bu durumlardan, dirsek, kavis (yay) ve dikey olanların strüktüral jeoloji, sedimanter jeoloji ve jeom orfolojik şekillerin oluşum ve gelişmeleri açısından, oldukça önemli ve büyük ölçüde rol oynadıkları dikkati çekmektedir: 1 - Tektonik birim lerin hemen hepsi içinde veya temellerinde, metamor- fik, plütonik, kaledoniyen ve hersinyen masiflerinden biri veya birkaçı yeral- maktadır. Bu eski masifler alpin orojenezi sırasında kırılıp (faylanıp) alçalıp yükseldikleri için, rölyefin oluşumunda, (örneğin, ova ve polyeler gibi) ve yeraltı sularının toplanıp, akışlarının engellenmiş olmasında, yerüstü ve yeraltı akarsu ve göllerinin meydana gelişlerini etkilemişlerdir. 2 - Türkiyenin bu günkü yüzeyi, doğudan batıya, ayrıca güneyden kuzeye doğru genelde hafif bir eğim (E-W doğrultuda binde 1, S-N doğrultuda binde 3 gibi) gösterdiği gibi, kaledoniyen ve hersiniyen temellerde de aynı doğrultularda genel eğimler tesbit edilebiliyor. Bunlara benzer eğimli durumlar m esozoik ve tersiyer formasyonlarından oluşmuş alpin strüktürlerin bütününde de, genel olarak, göze çarpmaktadır.
4 İSMAİL YALÇINLAR Bu strüktüral ve jeom orfolojik durumlar, ülkedeki akarsuların genelde, doğu-batı ve güney-kuzey doğrultularına uyarak denizlere ulaşmış olm alarının nedenleri arasında yeralabilir. Fırat nehrinin önce E-W, sonra N-S doğrultularını izlemesi bir istisna teşkil eder; buda bu nehrin, jipsli (oligomiyosen) seri ile denizel ve karasal miyosen depolarının oluştukları depresyonlardan geçmiş olmasından ileri gelmiştir? 3 - Strüktüral haritada görüldüğü gibi (Şek. 2): Tektonik kıvrım birim lerinde göze çarpan müteaddit dirsek, yay ve dikey şekil ve durumlar dikkati çekmektedir. Antalya-Göller yöresi kesimindeki tektonik dirsek, kuşkusuz, Türkiyenin karst olay ve şekilleri bakım larından ençok gelişme gösteren bir bölgesine tekabül eder. Bunun nedenleri arasında: a) yağışların bol ve sağnak şeklinde oluşu, b) kalkerlerin değişik zaman ve devirlerde oluşmuş çok kalın tabakalar halinde bulunması, c) bu tabakaların, bir yandan Akdeniz levhasının (Alanya masifi kesiminde) Anadolu yarımadasının alt kısmına sokulup, değişik doğrultudaki tektonik strüktürleri meydana getirecek ve dirsekler oluşturacak şekilde kıvrılması, faylandırması ve yapılarda çatlak, yarıkların pekçok sayıda oluşmasına yolaçması ve dolayısıyle, hem fazla aşınmaya hem de pek fazla aşınma ve aşındırma malzemesinin meydana gelmesine yolaçmasıdır. Başka bir deyimle, bu dirsek kesimlerinin tektonik olaylar sırasında fazla parçalanmasına bir çeşit fazla ezilip milonitize olması bahis konusudur; c) bölgenin yüksek ve eğimin fazlalığı da sözkonusudur. R A N İZMİR Şek. 2 Tektonik birimlerin dirsek, kavis ve kavşak yerleri gösteren şematik harita.
TÜ R K İYE DEKİ AKARSU VE VADİLER 5 Bu, dirsek ve yay şekli gösteren diğer tektonik birim ler kesiminde de bahis konusu olabilir (Şek. 2). Dirsek ve yayların çok büyük ve belirli olduğu bölümler arasında, özellikle, Marmara bölgesinin doğu ve güney bölümleri göze çarpmaktadır; bu bölüm lerde hem büyük akarsular denizlere ulaşmakta hem de büyük küçük göllerle tektonik kökenli ovalar yeralmaktadır. Bunlar, bir yandan Karadeniz kesimindeki levhanın uç kesiminin Marmara denizine doğru ilerlemesi, öte yandan Menderes masifinin kuzeye doğru yer değiştirmesiyle ilgili olabilir. Karadeniz levhasının batı kesiminde, başka bir deyimle Zonguldak-Ereyli Trakya arasında yatay bir hareket ve dolayısiyle güneye doğru bir sürüklenme bahis konusu olabilecektir; zira hersiniyen strüktürleri oluştuktan sonra, Zonguldak, Kocaeli yarımadası ve Istrancaların aynı tektonik kuşakta yeralmış olmaları, dolayısiyle doğu-batı doğrultusunu izlemeleri ihtimal dahilindedir. Sürüklenme ve sıkışma kuzeyden güneye doğru meydana geldiği sırada Hendek, Akçakoca ve Kocaeli m asifleri kuzeyden güneye doğru yer değiştirip, eski tektonik kuşaktan kısmen ayrılmışlardır, bu ayrılma ve sıkışma sırasında, masifler yeni bir kavis (yay) oluştururken, önlerindeki mesozoik ve paleojen tabaklarını da kıvırıp, sürükleyerek yükseltmişlerdir. Bunların sonucunda, eskiden daha geniş olması gereken Marmara depresyonu da daralarak, bu günküne benzeyen yeni bir şekil almıştır. Ege bölgesine komşu olan, batı Anadoluda, kuzey-güney doğrultusunu izleyen tektonik çizgiler, Toros sisteminin devamı olan ve doğu-batı doğrultusunu takibeden tektonik çizgilerle dikey bir durumda karşılaşmakta Izmir-Manisa kesiminde birbiriyle eklenmektedir. Bu durum tektonik kırılma, kıvrılma ve ayrılmaların ve m ilonitize olmaların artmasına, aynı zamanda M enderes masifinin de grabenler şeklinde parçalanmasına yolaçmış olabilir. Tektonik ve jeom orfolojik gelişmelere ait olan bu açıklam aları, tamamlayıcı bir etüdün izleyeceği ümit edilebilir.
KISA BİBLİYOGRAFYA ARNİ, P. Tektonische Grundzüge Ostanatoliens und...m.t.a. Ankara. EGERAN, N. ve LAHN, E. Türkiye Jeolojisi. 1948, Ankara. ALTINLI, E. Yeryuvarlağının Araştırılması (İngilizceden çeviri). 1976. M.T.A. yay. no. 161, Ankara. CHAPUT, E. Türkiye de jeolojik ve jeom orfojenik tetkik seyahatları (A. TAN- OĞLU tarafından, fransızca aslından çeviri) (1936) (çevirisi: 1947 de). ŞENGÖR, C. YILMAZ, Y. Türkiye de Tetisin Evrimi: Levha tektoniği açısından bir yaklaşım. T.J.K. Yerbl. özel dizisi, no. 1, 1983.