Haftanın Ortası Güncel konularla her Çarşamba Haftanın Ortası artık her Çarşamba posta kutunuzda. Avrupa da yaşayan yaklaşık 18 milyon Müslüman toplam Avrupa nüfusunun %4,5 ine karşılık geliyor. Böylece Müslümanlar Avrupa da ikinci en büyük dini bloğu oluşturmakta. Kendi içlerinde homojen olmadıklarını da hemen eklemek gerek. Paris saldırıları, hiç kuşkusuz hem İslam hem Avrupa açısından ciddi özeleştirileri zorunlu kılmalı. Avrupa da ekonomik nedenlerle ve politik yönlendirmenin eksikliği ortamında beslenmekte olan neofaşist bir hareket var; benzer nedenler Avrupa daki Müslümanlar içindeki bir kısmın da radikalleşmesine neden olmakta. İslami cihat ve İslamofobi: Ekonomi bunun neresinde? Paris te mizah dergisi Charlie Hebdo ya yaptıkları saldırıda 12 kişiyi öldüren Fransa doğumlu Cherif ve Said Kouachi kardeşlerin, kendilerini Yemen El Kaidesi olarak tanıtmalarının ardından, Yemen de El Kaide kampında eğitim aldıkları ortaya çıktı. Saldırıyı resmi olarak üstelenen Arap Yarımadası El Kaidesi ise zaten Yemen El Kaide si ve Suudi Arabistan El Kaide sinin birleşiminden oluşmakta. Grafik 1. El Kaide nin etkin olduğu yerler Bin Ladin in öldürülmesinin ardından ABD Afganistan cephesini kapatmaya hazırlanırken, militanların büyük bir kısmı yeni bir cephe açarak Yemen e geçmişti hatırlarsanız. Ve El Kaide, ana fikri küresel cihadı Yemen de yaşatmaya, buradan yaymaya devam etti. Öyle ki, Afganistan, Pakistan, Nijerya, Mali gibi ülkelerde tutunamayan El Kaide militanları merkez üs olarak birer ikişer Yemen e doğru kaydılar. Yemen in yerel aşiretlerinin ve eski devlet başkanı Salih in El Kaide ye kapalı denebilecek desteği Afganistan ve Irak işgali, Arap isyanlarının cihatçılara yarattığı alan, Suriye de devrim peşindeki güçlerin Avrupa ve Balkanlar dan da Suriye ye cihatçı akınına göz yummaları; bu radikalleşme sürecine hiç kuşkusuz ekonomik gerçeklerin ötesinde başka tür bir zemin de hazırladı. Keyifli okumalar dileriz. 1 Kaynak: Diken
yanında Yemenlilerin örgütü tehdit olarak görmemesi bu toplaşmayı körükledi. Yemen merkezli bu birleşmiş yeni ve tehlikeli oluşum, birimi bulunan ülkelerde beğenmediği Müslümanlara saldılar düzenleyerek etkisini artırmaya çalışıyor. Ancak Ensar El Şeria adıyla da bilinen bu yenilenmiş El Kaide nin asıl amacı, cihadı yaymak ve batıda büyük saldırılar düzenlemek. Şimdiye kadar batıda gerçekleştirmeye çalıştığı saldırılar başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Ta ki, Paris e kadar. Şimdi ise, Paris olaylarının ardından Avrupa yı yeni saldırılarla tehdit etmekte. Önemli isimlerinden el Nadari video üzerinden gerçekleştirdiği mesajlı tehditte, Fransa başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerini; İslam, onun sembolleri ve Müslümanlarla mücadele etmekten vazgeçmemeleri halinde; yeni saldırıların gerçekleşeceğini açıkladı. Libya başta olmak üzere Fransa ve bazı Avrupa lı ülkelerin Ortadoğu ve Afrika daki askeri müdahalelerinin kendilerine şiddet olarak geri döneceği; o zamanlarda bu tercihleri eleştirenler tarafından dillendirilmekteydi. Dolayısıyla, Avrupa ya uzanan tehdit, uzmanlara göre Büyük Ortadoğu da yakılan ateş ile beraber, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ya müdahalelerle yaratılan ve anormalliklerle beslenmiş; yeni ve çok tehlikeli bir tür cihatçılığın harekete geçmiş hali. Potansiyel saldırganların çoğu (Avrupa doğumlular da dahil) savaş tecrübelerini cihat okulu haline dönüşen Suriye ye çeşitli yollarla geçerek, orada edinmekteler. Suriye ve Irak ta mücahit olarak savaşan 15 bin civarındaki yabancı savaşçı içinde batılıların sayısı yazılanlara göre üç-dört bin civarında. Fransa ise 900 kadar savaşçıyla Avrupa dan Suriye ye mücahit göndermede en ön sırada. Paris saldırıları, hiç kuşkusuz hem İslam hem Avrupa açısından ciddi özeleştirileri zorunlu kılmalı. Bu mücahitlerin batılı merkezlere yaptıkları saldırılar kadar, Afrika ve Orta Doğu topraklarında gerçekleştirdikleri katliamlar da çoğunluğu oluşturan ılımlı Müslümanlar tarafından daha yüksek sesle sorgulanmalı. Grafik 2. Dünya da Dinler Ancak, ortadaki problem çoğu zaman olduğu üzere yine çok merkezli ve zaman içinde büyütülmüş durumda. Bir tarafta, bu yeni nesil cihatçıların sansasyonel denebilecek vahşiliklerinin Avrupa da yaşayan Müslümanları çok zor durumda bırakmakta olduğu gerçeği var. 11 Eylül 2001 de ABD de; 2004 te Madrid de; 2005 le Londra metrosunda ve şimdi de 2015 te Paris te İslami cihatçıların gerçekleştirdikleri saldırılar özellikle Avrupalı Müslümanları İslamofobi nin pençesine salmakta. IŞİD i de bu çerçeveye sokmak lazım haliyle. İslamofobi bu noktada aslında yanlış kullanılıyor olabilir; keza tanımı gereği fobi nüfusun az bir kısmını etkileyen ruhsal bir hastalık. Avrupa da yaşanmakta olan süreç ise, fobi kelimesi ile daraltılamayacak kadar büyük bir dalga gibi görünüyor. 2 Kaynak: PEW
Grafik 3. Avrupalı Müslüman Nüfusun Dağılımı Ancak, bir de Avrupalı Müslümanları zor şartlar altında yaşamaya mahkum kılan, radikallerin kendi saflarına adam çekebilmelerine ortam yaratan ekonomik ve sosyal yapıya da bakmak gerek. Çünkü Avrupa da çokça ekonomik nedenlerle ve politik yönlendirmenin eksikliği ortamında beslenmekte olan neo -faşist bir hareket var; benzer nedenler Avrupa daki Müslümanlar içindeki bir kısmın da radikalleşmesine neden olmakta. Ancak, Afganistan ve Irak işgali, Arap isyanlarının şiddet üzerinden cihatçılara yarattığı alan, Suriye de devrim peşindeki batılı güçler ile bölgesel müttefiklerinin Afrika, Ortadoğu, Asya kadar Avrupa ve Balkanlar dan da Suriye ye cihatçı akınına göz yummaları; bu radikalleşme sürecine hiç kuşkusuz ekonomik gerçeklerin ötesinde başka tür bir zemin de hazırladı. Bu radikal gruba en doğal adaylar ise, sanıldığının aksine Müslüman ülkelerden gelen göçmenlerin içinden çıkmıyor. Keza, Avrupa ya çoğu zaman canları bahasına kaçmaya çalışan Afrikalı göçmenlerin önceliği daha iyi bir yaşamdan önce, yaşayabilmek fırsatını yakalamak. El Kaide ve benzeri örgütlerde kendini ifade eden radikaller, az sayıda da olsa, daha çok eğitim ve iş başta olmak üzere toplumsal ve kültürel dışlanma yaşayan Avrupa doğumlu Müslüman gençler arasından çıkıyor. IŞİD örneğinde ve Paris te gördüğümüz üzere. Ekonomi bu işin neresinde? Kaynak: PEW Research Center Şiddet elbette her zaman yoksunlukların arasından kendine bir kılıf, bir bahane seçebiliyor. Avrupa da halen yaklaşık 18 milyon Müslüman yaşamakta ki bu da toplam Avrupa nüfusunun %4,5 ine karşılık geliyor. Avrupa nın çok dinli/dinsiz yapısı içinde %4,5 payla, Müslümanlar ikinci en büyük dini bloğu oluşturmakta. Ancak, kendi içlerinde homojen olmadıklarını da hemen eklemek gerek. Ağırlıklı olarak Türkiye, Kuzey Afrika, Orta Doğu, Pakistan, Bangladeş ve eski Yugoslavya dan göç etmişler. Dolayısıyla, dilleri, İslam a bakışları, kültürel ve politik geçmişleri çok farklı. Özellikle Türkler, Almanya nın işçi talebine istinaden 1960 larda başlayan göç dalgası sonucunda Avrupa da yaşayan en eski ve en büyük Müslüman grup olarak en çok Almanya da varlıklarını sürdürmekteler. Fransa da ise Fransız Müslümanların büyük çoğunluğu eski sömürgesi Kuzey Afrika-Cezayir kökenli. Avrupa Irkçılık ve Zenofobi Merkezi nin (EUMC) hazırladığı rapora göre, Avrupalı Müslümanlar en çok iş, eğitim ve konut alanlarında dışlanıyorlar. Ten rengi ve giyimi nedeniyle Avrupalı Müslümanların bir kısmı sözlü tehditlerden fiziki saldırılara kadar çeşitli şekillerde baskı 3
hissetmekteler. Rakamlarla bunu ortaya koymak çok kolay değil keza birçok vaka kayıtlara giremiyor. Müslümanların çoğunluğu, düşük beceri gerektiren işlerde çalışma olanağı bulurken, gelirleri de o ölçekte düşük oluyor. Özellikle genç Avrupalı Müslümanlar sosyal olarak marjinalleştirilmekten oldukça şikayetçi. EUMC, Avrupalı parlamenterlere, anti-ayrımcılık direktiflerine sıkıca uymalarını, Islamofobi olarak kategorize edilebilecek olayların resmi kayıtlara geçirilmesinin sağlanmasını, yabancıların/azınlıkların sosyal entegrasyonu için daha fazla kaynak ayırılmasını, özel eğitim merkezlerinin kurulmasını, Avrupalı Müslümanların politika başta olmak üzere Avrupa sosyal hayatında aktif olmaları için desteklenmelerini ve İmam lardan öteye Avrupalı Müslüman gençlere yol göstericilik yapabilecek merkezlerin kurulmasını öneriyorlar. Sorunların başka bir ifadesi, İslam ın Avrupa da öteki ve tek bir grup olarak algılanması; aşırı sağ partilerce de algılattırılması. Batılı değerler ile ortak paydası az olduğu iddia edilirken, dini bir birlikten çok terörizmi destekleyen politik bir kanat olarak bazılarınca yüksek sesle yorumlanması. Avrupa ulus devletleri yaratılırken antisemitizm nasıl bir araç haline getirildiyse, şimdilerde Avrupa medeniyetine tehdit algısı İslamofobi üzerinden pazarlanmakta. Kısaca o çok bildik, yüzyıllardır fazlasıyla kullanılmış ve hayret verici şekilde orta sınıf üzerinde halen etkili olabilen biz ve öteki ayrıştırmasının politik kariyer inşasında bir başka tezahürü. Neden-sonuç ayrışmasını yakalamak zor. Ancak bu gruplaşmayı hızlandıran nedenlerden bir tanesi de II. Dünya savaşı sonrasında kurulurken Avrupa Birliği ne hakim olan tam istihdama yönelik ekonomi politikalarının zaman içinde ultra-liberal olarak adlandırılan ekonomi politikalarına evrilişinde bulunabilir. Bu noktada, Avrupa nın en güçlü ve sağlam ekonomisini yöneten, özellikle 2008 den bu yana Avrupa nın taçsız kraliçesi ve şimdilerde tek sahibi olarak ağırlığını her fırsatta ortaya koyan Merkel in küresel krizle mücadele etmekte yaptığı ekonomik tercihlerin sonuçları da odak noktasına alınabilir. Almanya nın finansal desteğinin şartı olarak uygulanan mali sıkılaştırma politikalarını Avrupa içinde zengin-fakir dengesini olumsuza doğru iyice bozarken, fakiri daha fakir yaptığını kıta genelinde işsizlik oranlarındaki artıştan izlemek mümkün. Artan işsizlik karşısında popülist retoriğin politik olarak öne çıkma çabası içinde, günah keçisi olarak da hemen yabancılar ve göçmenler hedefe konmuş durumda. Yabancı düşmanlığı (ister Müslüman ister başka bir grup) ve kültürel dengesizlikler bir kez daha ivme kazanmış oluyor. Ayrıcalık sahibi kesimler sosyal düzenlerini devam ettirmek adına artan oranda sağ ve daha sağ partilere yönelirken; diğer taraf da sistematik şekilde radikal unsurların kucağına itilmiş oluyor. Özetle, Avrupa da yaşanmakta olan krizin etkileri, Avrupa Merkez Bankası nın miktarsal genişleme programının finans sektörü üzerinden uzanabileceğinden çok daha fazla. Yarattığı sosyal değişim, bu değişime tepki olarak ortaya çıkan unsurlar - Yunanistan bunun elle tutulur bir örneğini oluşturma aşamasında- Türkiye, çevre ülkeler ve dünya adına çok daha önemli. Paris teki terör saldırılarının, Suriye de savaşan Avrupalı Müslüman gençlerin varlığının altını çizdiği ise, Müslümanların Avrupa ya; Avrupa nın Müslümanlara uyum probleminin artık öncelikli bir ekonomiksosyal politik program olarak ele alınması gerekliliği. Keza, sayısı 18 milyonu geçen Avrupalı Müslümanların başka bir yere gitmek niyetleri yok sanki. 4
İletişim: Güldem Atabay Şanlı Direktör, Araştırma ve Strateji +90 530 016 98 69 guldem.atabaysanli@egelico.com Bu doküman Egeli & Co. Portföy Yönetim A.S. ( Egeli & Co. ) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. SPK düzenlemelerine tabi ve SPK tarafından düzenlenen yetki belgesine sahip, kendine değer yaratmaya adamış bağımsız bir portföy yönetim şirketidir. (Yetki belgeleri: 03.11.2010 PYS./PY. 35/946 ve 03.11.2010 PYS./YD. 15/946). Portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmeti veren Egeli & Co. 2002 yılından bu yana, dürüst ve seçkin yaklaşımı ile yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılara, aile şirketlerine ve özel bireysel portföylere hizmet etmektedir. Başarısı, yatırımcıları için yurtiçi ve yurtdışında geliştirdiği finansal ürünler ile değer yaratma becerisinden gelmektedir. Egeli & Co. yu diğerlerinden ayıran fark alternatif varlık sınıflarına ve yatırım temalarına odaklanmasıdır. Egeli & Co. Türk sermaye piyasalarındaki alternatif yatırım temaları alanında bulunan geniş bilgi, tecrübe ve geçmiş performansı ile yatırımcıları için uzun vadeli yatırımlarla önemli getiriler yaratmaktadır. YASAL UYARI: Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında gerekli özeni göstermekle birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir. (Varsa) Yürürlükteki herhangi bir yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan (ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Bu rapor hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz. 5
6