TC İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ COĞRAFYA ENSTİTÜSÜ FİZİKİ COĞRAFYA KÜRSÜSÜ LİSANS TEZİ



Benzer belgeler
Akarsu aşındırma ve biriktirme şekilleri nelerdir?

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

AUZEF Sınav Yardımlaşma

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

FAYLARI ARAZİDE TANIMA KRİTERLER TERLERİ TEKTONİK IV-V. V. DERS. Doç.. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

JEOMORFOLOG TANIM. Günümüzdeki yer şekillerinden elde edilen verilere dayanarak, geçmişteki yer şekillerinin gelecekteki durumunu açıklayan kişidir.

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER)

Tabakalı kayaçların dalga şeklindeki deformasyonlarına kıvrım denir. Kıvrımların boyları mm mertebesinden km mertebesine kadar değişir.

KALINLIK VE DERİNLİK HESAPLAMALARI

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir?

4. FAYLAR ve KIVRIMLAR

TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER

HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI

ULUABAT MANYAS GÖLLERİ VE YAKIN ÇEVRESİNİN JEOMORFOLOJİK GELİŞİM MODELLEMESİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

ÇEŞİTLİ M O RFO JEN ETİK BÖLGELERDEN H AVA F O T O Ğ RAFLARININ JEO M O R FO LO JİK YORUM LAM ASI

PROF. DR. FATMAGÜL KILIÇ GÜL HARİTA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ PROF. DR. ERKAN GÖKAŞAN DOĞA BİLİMLERİ MERKEZİ YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 2018, İSTANBUL

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

AKARSULAR

SIVAŞ CİVARINDAKİ JİPS SERİSİNİN STRATİGRAFİK DURUMU

KONU 12: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: KAYAÇLAR

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

KONU: HARİTA BİLGİSİ

1.Bölüm: Kayaçlar vetopoğrafya

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

BBP JEOLOJİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Harita : Yeryüzünün tamamının veya bir bölümünün kuşbakışı görünümünün belli bir ölçek dahilinde küçültülerek düzleme aktarılmasına denir

Yaşar EREN Altınekin-Konya. Altınekin-Konya. Meydanköy-Konya

TÜRKİYE PLEİSTOSEN FOSİL İNSAN AYAK İZLERİ

HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TOPOGRAFİK, JEOLOJİK HARİTALAR JEOLOJİK KESİTLER

HARİTA BİLGİSİ ETKİNLİK

Kızılırmak Deltası ve yakın çevresinin jeomorfolojik özellikleri ve insan yaşamındaki etkileri

Harita Nedir? Haritaların Sınıflandırılması. Haritayı Oluşturan Unsurlar

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

COĞRAFYA'DA YENİ YAKLAŞIMLAR

V. KORELASYON. Tarif ve genel bilgiler

VII. KIYILAR. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları

JEOLOJĠ TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

VIII. FAYLAR (FAULTS)

MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine "Menteşe Yöresi" denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

YER DEĞİŞTİREN YERLEŞMELERE İKİ ÖRNEK: KIRATLI ve BAHÇELİ KÖYLERİ

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

***Yapılan bir çizimin harita özelliğini gösterebilmesi için çizimin belirli bir ölçek dahilinde yapılması gerekir.

COĞRAFİ FAKTÖRLERDEN YERŞEKİLLERİNİN HARPUT UN KURULUŞU, GELİŞMESİ VE ŞEHRİN YER DEĞİŞTİRMESİ ÜZERİNE OLAN ETKİLERİ

Haritanın Tanımı. Harita Okuma ve Yorumlama. Haritanın Tanımı. Haritanın Özellikleri. Haritanın Özellikleri. Kullanım Amaçlarına Göre

İVRİNDİ OVASI VE YAKIN ÇEVRESİNİN JEOMORFOLOJİSİ GEOMORPHOLOGY OF IVRINDI PLAIN AND ITS SURROUNDINGS

5. Aşağıdakilerden hangisi, Dünya nın iç kısmının sıcak. 6. Yer kabuğu mantoyu çevreleyen bir zar gibi olup kıtalar.

İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji

DERS 1. Bölge Sınırlarını Tespiti

Sedimanter kayaçlar: Yer kabuğunda farklı koşullar altında oluşmuş magmatik, metamorfik ve sedimanter kayaçların genel olarak fiziksel ve kimyasal

"HİDROLİK YAPILAR VE MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ"

BÖLÜM 7. RİJİT ÜSTYAPILAR

GAGA G Ö LÜ (ORDU) * A.Ü.D.T.C.F. Coğrafya Bölümü ** A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü

Atım nedir? İki blok arasında meydana gelen yer değiştirmeye atım adı verilir. Beş çeşit atım türü vardır. Bunlar;

Harita ve Ölçekler. Doç. Dr. Ünal YILDIRIM Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü

Yapılma Yöntemleri: » Arazi ölçmeleri (Takeometri)» Hava fotoğrafları (Fotoğrametri) TOPOĞRAFİK KONTURLAR

AKARSU MORFOLOJİSİ TANIMLAR

YERKABUĞUNUN HAREKETLERİ

IV.3. Akarsuların Jenetik Sınıflandırılması

GİRİŞ Jeomorfoloji Fiziki Coğrafyanın alt dallarından birini oluşturur.

1967 YILI SAKARYA DEPREMİNE AİT KISA NOT

TOPOĞRAFYA Kesitlerin Çıkarılması, Alan Hesapları, Hacim Hesapları

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

TOPOĞRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF

JEOLOJİ İÇ KUVVETLER

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

JEOMORFOLOJİ DIŞ KUVVETLER AKARSULAR

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

MÜHENDİSLİK JEOLOJİ. Prof. Dr. Şükrü ERSOY SAATİ : KREDİ : 3

KIRBAŞI PLATOSU GÜNEYİNDE GRANİT TOPOGRAFYASI ÖRNEKLERİ

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

AĞAÇLANDIRMALARDA UYGULAMA ÖNCESİ ÇALIŞMALAR

Harita Okuma ve Yorumlama. Yrd. Doç. Dr. Müge Kirmikil

JEOMORFOLOJİK İNDİSLER

Yapısal Jeoloji: Tektonik

Transkript:

1 TC İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ COĞRAFYA ENSTİTÜSÜ FİZİKİ COĞRAFYA KÜRSÜSÜ LİSANS TEZİ SÜVARİ GEÇİDİ-KIZILKAYA TEPESİ ARASI PORSUK VADİSİ NİN JEOLOJİK VE JEOMORFOLOJİK ETÜDÜ CENGİZ ÇETİNTAŞ 4323 İSTANBUL-1971

2 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... 2 ÖNSÖZ... 3 GİRİŞ... 3 JEOLOJİK DURUM... 7 PETROGRAFİ... 7 STRATİGRAFİ... 8 TEKTONİK... 8 JEOMORFOLOJİK DURUM... 11 PLATO SATHI... 11 ALÜVYAL VADİ TABANI... 13 YAMAÇLAR... 15 TARAÇALAR... 16 ENİNE PROFİLE GÖRE VADİ TİPLERİ... 17 NETİCE... 19 KAYNAKLAR... 20 SONSÖZ (2011)... 21

3 ÖNSÖZ İstanbul Üniversitesi, Fiziki Coğrafya Kürsüsü nde mezuniyet tezi olarak yaptığım bu çalışma, dört yıl içinde gerek esas sertifikam olan Fiziki Coğrafya derslerinde, gerekse yardımcı sertifikam olan Jeoloji derslerinde öğrendiklerimin tatbikat olarak ilk denemesidir. Çalışmalarımdan edindiğim bilgi ve metot tecrübesi, daha sonra meslek hayatımda yapacağım araştırmalarda ilk basamağı teşkil etti. Bölgeye ait jeolojik veya jeomorfolojik hiçbir etüdün bulunmayışı, beni bu çalışmada bir takım güçlüklerle karşılaştırdı. Bu noksanlığı, fazla inceleme ve haritaları arazide bizzat ölçmeler yaparak çıkartmak suretiyle imkân dâhilinde gidermeye çalıştım. Bana bu kıymetli çalışma fırsatını veren Sayın Hocam Prof. Dr. Sırrı Erinç e ve her türlü yardımlarını esirgemeyen Sayın Hocam Doç. Dr. Muzaffer Bener e burada teşekkürü bir borç bilirim. 1 Şubat 1971 Cengiz ÇETİNTAŞ 4323

4 GİRİŞ Etüt sahası, Porsuk Çayı nın açtığı vadinin bir parçasıdır. Bu sahada Porsuk Çayı, Eskişehir-Kütahya devlet karayolunu takiben akar. Bölge Eskişehir e 66 km, Kütahya ya 10 km mesafededir. LOKASYON HARİTASI Süvari Geçidi (Beşdeğirmen Deresi)-Kızılkaya Tepesi arasında kalan Porsuk Çayı nın, kıvrımlarının hesaba katılmasıyla gerçek uzunluğu 16 km dir. Bu iki mevki arasında kalan etüt sahasının uzunluğu10,5 km, genişliği 3 km, alanı ise 31,5 km² dir. Bölgenin en alçak yerleri Sırataş ve Küçükkır tepeleri arasındaki akarsu yatağıdır (875 m). En yüksek yeri ise Çal Tepesi dir (1156 m). İki nokta arasındaki yükselti farkı 281 m dir. Bu bölgenin seçilmesindeki gaye, her şeyden önce hiçbir araştırmacı tarafından detaylı şekilde incelenmemiş olmasıdır. Bu durumun olumsuz yanı, jeomorfolojik tekâmülün ve bazı şekillerin delillerinin izahında güçlükle karşılaşılmış olunmasıdır. Bu bölgenin seçilmesindeki ikinci gaye; fuluvial topografyada görülen aşındırma ve biriktirme şekillerinin çoğunun mevcudiyeti ve yapının bilhassa litolojisinin şekiller üzerindeki tesirinin çok bariz olmasıdır.

5 Bölgeye ait jeolojik ve jeomorfolojik etütlerin yapılmamış olması, arazi çalışmalarının daha detaylı yapılmasını öngörmüştür. Bu sebeple 1/500 000 ölçekli jeoloji haritasından ve 1/25 000 ölçekli topografya haritasından faydalanılarak arazideki kontakt hatları tespit edilmiş, tabaka eğimleri ve doğrultuları bulunmuş ve bu verilerle 1/25 000 ölçekli bir jeoloji haritası elde edilmiştir. Taraçaların tespiti ve eğimlerinin bulunması, münhaniler, altimetre ve pusula yardımıyla olmuştur. Arazi üzerinde toplanan veriler ele alınarak jeomorfolojik metot tam olarak uygulanmaya çalışılmıştır. İlk önce bölgenin jeolojisi belirlenmiş ve yapını topografya üzerinde yaptığı tesirler araştırılmıştır. Jeomorfoloji bölümünde aşındırma ve biriktirme şekilleri tek tek ele alınarak tasvir edilmiş, izahlar yapılmıştır. Netice bölümünde ise bölgenin genel jeomorfolojik izahı ve morfolojik tekâmülü belirtilmeye çalışılmıştır.

6

7 JEOLOJİK DURUM Bölgenin esas yapısı; serpantin, neojen ve bazalt tır. Küçük bir sahada metamorfik, sedimanter ve volkanik kayaçların bir arada bulunması özel bir durum gösterir. Ayrıca kuaterner e ait alüvyal depolar uzanır. Aralarında yer yer konglomeralar bulunur. PETROGRAFİ Bu bölgede bulunan taşların menşeylerideğişik olduğu içinyapı ve meydana getirdikleri relief de çok değişiktir. SERPANTİN: Koyu yeşil renktedir. Çok dalgalı, şisti ve klivajlı bir yapı gösterir. 1 Tetkik sahasında serpantinden müteşekkil arazi ortalama 1 ile 4 metre aralıklarla kırıklar ihtiva eden bir yapı gösterir. Bu kırıklar zayıf mukavemet hatları halinde belirmiş ve kırıklar boyunca bilhassa mihaniki parçalanma rol oynamıştır. Bunun sonucu kırıkların bulunduğu hatlar diğer kısımlara nazaran çukurluklar halinde belirmiştir. Bu sebeple kaya dikdörtgen prizma ve parelelkenar prizma şeklinde küçük bloklara ayrılır. BAZALT: Kahverengi-kırmızı renktedir. Masif ve az çatlaklı bir yapı gösterir 2. Mukavim kayaç olduğu için arazide bariz dik tepeler halinde görülür. Parçalanma ile kopan bloklar yamaçların alt kısımlarında birikintiler meydana getirirler. KRİSTALİN KALKER: Yeşilimsi-beyaz renktedir. Ofikalsit halindedir. Yani serpantin ile kotakt durumunda olduğu için arasında serpantin bakiyeleri bulunur. 3 1 Bayramgil O. (Prof.Dr.), Petrografi, s.342, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Yayını, İstanbul, 1959, 2 age, s.208 3 age, s.345

8 GÖL KALKERİ: Beyaz bir renk gösterir. Tabakalıdır. Fosil bulunmaz. Geçirimli olduğu için aşınma fazla değildir. Yamaçlarda kornişler meydana getirir. Ayrıca sel sularının tesiri ile erime şekilleri meydana gelmiştir. TÜFİTLER: Pyroklastik kuvars, feldspat, volkanik cam ve sünger taşı tanelerinin kil çimento ile birleşmesiyle meydana gelmişlerdir. 4 Kalkere nazaran aşınma daha fazla olduğu için yamaçlarda daha az eğimli diklikler meydana getirmişlerdir. KONGLOMERA: Alüvyal Kum ve çakıllar kalker çimento ile birleşmişlerdir. Taneleri yuvarlak olduğu için puding özelliğindedirler. Alçak, küçük tepecikler meydana getirmişlerdir. STRATİGRAFİ Bu bölümde sadece neogen yapı üzerinde durulacaktır. Çünkü volkanik ve metamorfik yapılar tabakalı olmadıkları için stratigrafik özellikler göstermezler. 5 Aşağıda her seri ayrı ayrı olarak belirtilmiştir. ALT MİOSEN: Alt tüfitik seri. Takriben 200 m kalınlığındadır. ÜST MİOSEN: Göl kalkeri. Kalınlığı 100-150 m arasında değişir. PLİOSEN: Üst tüfitik seri. Takriben 30-50 m arasında değişir. KUATERNER: Alüvyal tanelerin meydana getirdiği depolar ve konglomeralar bulunur. 6 TEKTONİK Neogen tabakaları yatay veya yataya yakındır. Mühim bir dislokasyon göstermezler. Neogenden önce meydana gelen volkanizma yüzey taşı olan bazaltı meydana getirmiş ve aynı zamanda metamorfizma neticesinde serpantin ve kristalin kalker oluşmuştur. Daha sonra aşınım sathı üzerine neogen tortuları birikmiştir. Kuaternerden itibaren akarsu aşındırması faaliyete başlamış ve hala da devam etmektedir. Bu bahis jeomorfoloji bölümünde daha detaylı incelenecektir. 4 age, s.237 5 Baykal A.F. (Prof.Dr.), Stratigrafi, s.22, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Yayını, İstanbul, 1967, 6 Türkiye Jeoloji Haritası Lejandı, MTA Yayınları, Ankara, 1967,

9

10

11 JEOMORFOLOJİK DURUM Bölge röliefi tipik bir fluvial topografya örneğidir. Sel, seyelan ve akarsu faaliyetleri reliefin parçalanmasında büyük rol oynamıştır. Bölgede yer yer ufki yapı örnekleri görülür. Daha önce de belirtildiği gibi serpantin, neogen ve bazalt ayrı ayrı topografya örnekleri vermişlerdir. Bölgeyi morfolojik yönden üç üniteye ayırmak mümkündür. Bunlar meydana geliş sıralarına göre; plato sathı, vadi tabanı ve yamaçlardır. PLATO SATHI Bu satıh akarsu aşındırması neticesinde parça-lanmıştır. Sathın üstünde bulunan üst tüfitik tabakası, bunun pliosenden önce meydana geldiğini gösterir. Aynı zamanda bu plato sathı arazide bulunan bazalt ve serpantin üzerinde de görüldüğü için bu kayaçlardan da eskidir. Bölgenin yüksek kısımlarında yer alır. Orta-lama 1100 m yükseltidedir. Plato sathı akarsu tarafın-dan parçalanmıştır. Bu plato sathı, bölgenin doğusundaki Türkmen Dağı na yaslanır. Porsuk Çayı bu bölgeden geçerken plato içine gömülmüştür. Bu gömülmenin, bölgenin yükselmesi neticesinde meydana geldiği taraçalar bah sinde belirtilmiştir. Plato sathı, hemen hemen ufki, bazı kesimlerde çarpılmış ve fazla miktarda parçalanmıştır. Üzerinde çözülme mahsulü depolar yer alır. Bu depolar, bakiyevi mantolar ve bakiyevi bloklar halindedir. Bu depoların malzemesi altta bulunan yerli kayaya benzer. 7 7 Erinç S. (Prof.Dr.), Jeomorfoloji, s.193-194, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü Yayını, İstanbul, 1968,

12

13 ALÜVYAL VADİ TABANI Bu morfolojik ünite, derine kazma işleminin sona erdiği ve yana aşındırmanın başladığı devreden itibaren, alüvyonların tabanda birikmesiyle başlamıştır. Günümüzde de halen devam etmektedir. Suların ilkbaharda kabarmasıyla bütün vadi tabanı su ile kaplanır ve bu sular tortularını bırakarak alüvyal depolar oluşur. Bir feyezan yatağı olan bu vadi, çok mümbit bir ova karakterindedir. Bilhassa Beşdeğirmen Çiftliği civarında yatağın genişliği 750 m kadardır. Süvari Geçidi nde ise 50 m ye kadar daralır. Burada yatağın bu kadar dar olmasının sebebi, vadinin serpantin gibi diğer kesimdeki tüflere nazaran daha mukavim kayaçlardan meydana gelmiş olmasıdır. Bu sebeple yamaç işlemesi daha ağırdır. Bütün akarsu yatağı boyunca yer yer menderesler, tabii setler, kum adacıkları görülür.

14 Daha eski bir biriktirme işi kuvaterner konglomerasıdır. Sırataş ve Küçükkır tepeleri civarı kuvaternerde bir küvet özelliğinde idi. 8 Akarsuyun getirdiği çökeltiler boylanma prensibine göre büyükten küçüğe doğru sıralanarak depolanmışlardır. 9 Boylanma, tabakalarda bariz olarak görülür. Bu konglomera sahasında yatak değiştirmeye ait örnekler vardır. Bu kesimde akarsu yatağını birkaç defa değiştirmiştir. Bunu delili, alüvyal taban üzerinde kuru yatakların mevcudiyetidir. Bu kuru yatakların üzerinde yer yer yassı akarsu çakılları mevcuttur. Bu çakılların duruşu memba kısmına doğru meyillidir. 10 Süvari Geçidi nin güneyindeki alüvyal taban üzerinde kopmuş bir menderes vardır. Ayrıca Kaldırım Tepesi nin doğusunda, insan faaliyeti neticesinde yatak değişmesi görülür. Akarsu üzerine yapılan köprü, bir engel teşkil etmiş ve yatağın alüvyonlarla dolmasına sebep olmuştur. Bunun neticesinde akarsu yatağını değiştirip, yeni bir yataktan akmaya başlamıştır. Resim feyazan zamanı çekildiği için eski yatağın da su ile dolu olduğu görülmektedir. 8 Lahn, E. (Prof.Dr.), Jeomorfoloji Dergisi, s.25, Türkiye Jeomorfologlar Derneği Yayını, Ankara, 1968, 9 Baykal A.F. (Prof.Dr.), Stratigrafi, s.51,52, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Yayını, İstanbul, 1967, 10 Akartuna M. (Prof.Dr.), Umumi Jeoloji Notları, s.286

15 YAMAÇLAR Sel ve seyelanın tesiri yamaçlarda bariz olarak görülür. Ayrıca küçük çapta sel ve yamaç depoları mevcuttur. Serpantin, neogen ve bazalt arazide erozyon, ayrı ayrı yamaç tipleri oluşturmuştur. Plato sathının meydana gelişinden sonra yamaç oluşumu, akarsu aşındırması ile başlamış ve günümüze kadar devam etmiştir. Bugün faaliyet derine değil de yana aşındırma şeklinde tezahür etmektedir. Serpantin yamaçlarda, sellenme neticesinde birçok sel yatakçıkları meydana gelmiştir. Serpantinden müteşekkil Süvari Geçidi ndeki yamaçlar dik ve konvekstir. Gavur ve İncebel derelerinin Porsuk Çayı ile birleştikleri yer ile Yenice Çiftliği arasındaki serpantin arazide ise birbirlerine çapraz olarak iştirak eden ve yamaçları konkav olan birçok sel yatakçıkları vardır. Neogen arazi üzerindeki yamaçlar, serpantin arazi üzerindeki yamaçlara nazaran çok değişiktir. Buradaki sel yatakçıkları vadiye dik, birbirlerine paraleldir. Bu yamaçlarda bazen hiç sel yatağı görülmez ve yağmur suları seyelan (sheet flood) halinde bütün yamacı kaplayarak akar. 11 Bunun neticesinde yamaçlar yol şevine benzerler. Kalker prozitesinin fazla olması sebebiyle, bu yamaçların gerilemesi serpantin yamaçlardaki kadarhızlı değildir. Tipik bir yamaç şekli de, serpantin ile neogenin kontakt olduğu Katıruçuran Sırtı ile Yörükoturağı tepesi civarında görülür. Bu sahalarda serpantin altta, neogen ise onun üzerindedir. Neogen yamaçta sel yatakçıkları birbirlerine paraleldir ve konkavdır. Onun hemen altında, serpantine geçildiği zaman sel yatakları çaprazlaşır ve yamaçlar konveks bir durum alır. Dik ve az çok konkav olan neogen yamaçtan, serpantin yamaca geçildiğinde eğim azalır, yamaç konveksleşir. Bazalt arazideki yamaçlar çok diktir. Burada yamaç gerilemesi, nispeten süratli kütle hareketleri vasıtasıyla olur. 12 Yamaçlardan dökülen unsurlar, yamaç döküntüsü halinde depolanırlar. Genel olarak yamaçların çoğunda sellenmenin tesiriyle meydana gelmiş birikinti konileri ve yelpazeleri görülür. Serpantin yamaçlarda birkaç akış kanalı, bir birikinti koni- 11 Ketin İ. (Prof.Dr.), Umumi Jeoloji, s.78, İstanbul Teknik Üniversitesi Yayını, İstanbul, 1961 12 Erinç S. (Prof.Dr.), Jeomorfoloji, s.219-220, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü Yayını, İstanbul, 1968,

16 sinde birleşmiştir. Neogen arazide ise birbirine paralel her akış kanalının bir birikinti konisi vardır. Bunlar yer yer mendereslerin konkav kısımları tarafından aşınmaya uğramışlardır. TARAÇALAR Yamaçlarda görülen tipik şekillerden biri de taraçalardır. Bölgedeki taraçalar, litolojik farkları olan her üç yamaçta da görülür. Bu taraçalar, yerli kaya taraçası tipindedirler. Aşağıdaki tabloda bu taraçaların mevkileri, yükseltileri ve eğimleri belirtilmiştir. TARAÇALARIN MEVKİİ YÜKSELTİ EĞİM Deliktaş Tepesi nin güneybatısı 1010 m 28º Deliktaş Tepesi nin güneydoğusu 1030 m 10º Değirmen Tepesi 990 m 10º Karatepe 980 m 12º Katıruçtu Sırtı 970 m 20º İncebel Deresi nin doğusu 983 m 13º Çiftlik Çamlığı Tepesi 1020 m 11º Değirmen Deresi nin kuzeybatısı 980 m 22º Değirmen Deresi nin kuzeydoğusu 1040 m 12º Kızılcıklı Deresi, Kayaarası Deresi arası 1040 m 13º Kızılkaya Tepesi 1040 m 12º Çal Tepesi nin güneybatısı 1000 m 22º Çal Tepesi nin kuzeybatısı 1040 m 21º Hızar Tepesi, Fındıklı Deresi arası 1010 m 26º Ahmetoluğu Köyü 1010 m 24º Tilikburnu Tepesi nin batısı 970 m 21º Yenice Çiftliği nin güneyi 960 m 28º Kaldırım Tepesi, Yataklar Tepesi arası 1030 m 12º Bu tabloya göre yamaçların ortalama yükseltisi 993 metre, ortalama eğim ise 12º,3 dir. Porsuk Çayı nın bu kesimindeki ortalama yükselti 948 metre olduğuna göre, taraçalarla talveg arasında ortalama 45 metre yükselti farkı vardır. Üzerlerinde ince alüvyal depolar yer alır. Bu depolardaki malzeme, şimdiki alüvyal tabanın malzemesine çok benzemektedir. Yer yer yerli serpantin, neogen, bazalt çakılları ve Porsuk Vadisi nin daha yukarı kısımlarından sürüklenmiş olan alüvyal kumlar yer alır. Depoların bu özelliği, bu taraçaların daha önce bir akarsu yatağına tekabül ettiğini göstermektedir. Daha sonra meydana gelen yükselme akarsu yatağının gömülmesine sebep olmuştur. Yükselmeyi

işaret eden delil ise, taraçaların yer yer çarpılmış yüksekliklerinin farklılaşmış olmasıdır. Bu taraçaları, yükselmeden mütevellit yerli kaya taraçası diyebiliriz. 13 17 ENİNE PROFİLE GÖRE VADİ TİPLERİ SÜVARİ GEÇİDİ: Burada boğaz şeklinde antesedant vadi görülür. Akarsu, arazi yükselmeden önce, neogen içinde akıyordu. Kuaternerdeki tektonik hareketler neticesi Süvari Geçidi yükselmiştir. 14 Bu yükselmenin delili, daha önce belirtildiği gibi taraçalarda ve plato sathında görülen çarpılmış satıhlardır. Bu yükselme çok yavaş vuku bulmuş, akarsuyun aşındırma gücü fazla olmuştur. Bu sebepten dolayı göllenme meydana gelmiştir. Akarsu önce neogeni, daha sonra serpantini testere gibi keserek, boğaz şeklindeki antesedant vadiyi meydana getirmiştir. Bugünkü faaliyet, feyezan zamanında akarsu bu vadiye tortul bırakmakta, feyezan geçtikten sonra alüvyal yatak kazılmaktadır. Akarsu bu kesimde küçük menderesler çizerek akar. ASİMETRİK VADİ: Süvari Geçidi nin bitimi olan Beşdeğirmen den başlayıp, Gavur ve İncebel derelerinin Porsuk la birleştiği yere kadar devam eder. Bu kesimde vadinin kuzeybatı yamacı, güneydoğu yamacına nazaran daha fazla eğimlidir. Buna sebep, güneydoğu yamaçta taraçaların daha alçak olmaları ve daha geniş yer işgal etmeleridir. V PROFİLLİ SİMETRİK VADİ: Gavur ve İncebel derelerinin Porsuk la birleştiği yerden, benzin istasyonlarına kadar olan vadi parçası simetriktir. Her iki yamacın eğimleri eşittir. GENİŞ TABANLI VADİ: Sırataş ve Küçükkır tepeleri civarında görülür. Burası litolojiden mütevellit asimetrik vadidir. Vadinin bazalt yamacı çok dik, neogen yamacı hafif eğimlidir. 13 Erinç S. (Prof.Dr.), Jeomorfoloji, s.526, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü Yayını, İstanbul, 1968, 14 Lahn, E. (Prof.Dr.), Jeomorfoloji Dergisi, s.18, Türkiye Jeomorfologlar Derneği Yayını, Ankara, 1968,

18

19 NETİCE Yukarıda detaylı bir şekilde incelenen bölge, jeolojik yapı bakımından serpantin, neogen ve bazalt gibi üç farklı üniteden meydana gelmiştir. Her yapı kendine has bazı şekiller meydana getirmiştir. Bölge morfolojik yönden de yamaçlar, alüvyal vadi tabanı ve parçalanmış plato sathı olarak üç üniteden meydana gelmiştir. Bu üç ünitede de kendine has özel topografya şekilleri görülür. Bölgenin genel jeomorfolojik tekâmülü muhtemelen şöyledir. Arazinin bütünü bir plato sathına tekabül ediyordu. Porsuk Çayı pliosenden sonra bu plato sathı üzerinde teşekkül etmiş ve yatağını kazmaya başlamıştır. Bu yatak kazma işlemine, Dördüncü Zaman da meydana gelen yükselme hareketi de yardım etmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi yükselmenin delili, plato sathında görülen çarpıklıklardır. Akarsu şimdiki taraçalar seviyesine kadar gömüldükten sonra bir duraklama meydana gelmiş ve taban alüvyonlarla dolmaya başlamıştır. Bunun delili, taraçalar üzerinde görülen ve şimdiki alüvyonlara benzeyen depolardır. Daha sonra tekrar bir yükselme vuku bulmuştur. Akarsu yatağını tekrar kazmaya başlamıştır. Bu yükselmeyi, taraça satıhlarında görülen çarpıklıklar doğrulamaktadır. Akarsuyun yatağını kazması yakın zamana kadar devam etmiş ve boyuna vadi derinleşmesi yerine, alüvyal birikme başlamıştır. Bugünkü faaliyet; akarsu tabanını devamlı olarak, gerek daha yukarı kısımlardan getirdiği alüvyonlarla ve gerekse yamaçlardan inen materyallerle doldurulmasıdır. Yamaçlar devamlı gerilemekte, plato sathı daha da parçalanmaktadır. Bugünkü faaliyet, yamaçlarda aşındırma, akarsu tabanında biriktirme şeklindedir.

20 KAYNAKLAR Akartuna M. (Prof.Dr.), Umumi Jeoloji Ders Notları Baykal A.F. (Prof.Dr.), Stratigrafi, İstanbul Üniversitesi Fen Fak. Yayını, İstanbul, 1967, Bayramgil O. (Prof.Dr.), Petrografi, İstanbul Üniversitesi Fen Fak. Yayını, İstanbul, 1959, Erinç S. (Prof.Dr.), Jeomorfoloji, İstanbul Üniversitesi Coğ. Ens. Yayını, İstanbul, 1968, Erinç S. (Prof.Dr.),Türkiye Kuaterneri ve Jeomorfolojinin Katkısı, Jeomorfoloji Dergisi, sayı:2, Türkiye Jeomorfologlar Derneği Yayını, Ankara,1968, İzbırak (Prof.Dr.), Sistematik Jeomorfoloji, Harita Genel Müd. Yayını, Ankara, 1955 Ketin İ. (Prof.Dr.), Umumi Jeoloji, s.78, İstanbul Teknik Üni. Yayını, İstanbul, 1961 Lahn, E. (Prof.Dr.),Türkiye Tektoniğinin Jeomorfoloji ile ilişkisi, Jeomorfoloji Dergisi, sayı:1, Türkiye Jeomorfologlar Derneği Yayını, Ankara,1968, Yalçınlar İ. (Prof Dr.), Strüktüral Morfoloji, İstanbul Ü. Coğ. Ens. Yayını, İstanbul, 1968, Stratigrafi Sınıflama ve Adlama Kuralları, MTA Yayınları, Ankara, 1968 Türkiye Jeoloji Haritası (1 / 500 000), MTA Yayınları, Ankara, 1967, Türkiye Topografya Haritasi (1 / 25 000), Harita Genel Müdürlüğü Yayını, Ankara, 1957

21 SONSÖZ (2011) Lisans tezimi 40 yıl önce, yurt müdürümden ödünç aldığım daktilo ile yazmıştım. Haritaları çini mürekkebi ile aydınger kâğıdına çizmiş ve ozalit ile çoğaltmıştım. Fotoğrafları siyah-beyaz film takılan körüklü fotoğraf makinesi ile çekmiştim. 1971 yılında Fiziki Coğrafya Bölümü nden mezun oldum. Jeoloji Bölümü nden dersler alarak yer bilimlerine yöneldim. Yedek subay askerlik görevimi, Harita Genel Komutanlığı nda tamamladım. Amacım; Maden Tetkik ve arama Enstitüsü, Karayolları, Devlet Su İşleri vb kurumlarda Jeomorfolog olarak çalışmak ya da üniversitede akademik kariyer yapmaktı. Ama olmadı. Coğrafya Öğretmeni oldum. Mesleğimi çok sevdim. 38 yıl devlet ve özel eğitim kurumlarında öğretmenlik ve yöneticilik yaptım. Yarım yüzyılı aşan öğrencilik ve öğretmenlik süresi içinde; daktilonun yerine bilgisayar, aydınger kâğıdı ve ozalitin yerine fotokopi kâğıdı, siyah-beyaz filmli fotoğrafın yerine dijital fotoğraf geçti. Cep telefonu, bilgisayar, internet, yazıcı, tarayıcı hizmetimize girdi. Saymakla bitmez, daha neler neler. Öğrenmenin yaşı yoktur. 25 yıldır bilgisayar, 15 yıldır internet kullanıyorum. Bir zamanlar, iletişim için okur-yazar olmak yeterliydi. Şimdi ise internet kullanmak ön koşul oldu. Yani internet okur-yazarı olmak şart. Bir konuda araştırma yaparken, internette http://www.belgeler.com sitesine girmiştim. Bu sitede birçok genç arkadaşımın çalışmalarını görünce, bana da güç ve ilham geldi. 40 yıl önce hazırladığım mezuniyet tezimi, bilgisayarda yeniden yazdım. Belki bu çalışmam bir örnek olur, benim yaşıtlarım da öğrencilik tezlerini internette yayımlarlar ve ilgilenenlerin hizmetine sunarlar. Hoşçakalın. 16 Mayıs 2011 Cengiz ÇETİNTAŞ