ÜNİTE MEDENİ HUKUK II İÇİNDEKİLER HEDEFLER SOYBAĞI VE EVLAT EDİNME. Yrd. Doç. Dr. Metin İKİZLER



Benzer belgeler
SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU

HÜSEYİN HATEMİ AİLE HUKUKU

HÜSEYİN HATEMİ / BURCU KALKAN OĞUZTÜRK AİLE HUKUKU

NÜFUS MEVZUATINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR

MEDENİ KANUNUNDA ÇOCUK

TÜRKİYEDE OTURAN YABANCILARIN NÜFUS KAYITLARININ TUTULMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Sevgi USTA. ÇOCUK HAKLARI ve VELAYET

TÜRK MEDENİ KANUNU BİRİNCİ KİTAP KİŞİLER HUKUKU BİRİNCİ KISIM GERÇEK KİŞİLER BİRİNCİ BÖLÜM KİŞİLİK

Evlilik İşlemleri. Evlilik Dosyasında Bulunması Gereken Belgeler. Evlenme Müracaatı Nereye Yapılır. Evlenmek İçin Sağlık Raporu Nereden Alınır

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

ÇOCUK HUKUKU (Ders Kitabı)

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

ÇOCUK HUKUKU ve ÇOCUK HAKLARI

HUKUK DAVALARI REHBERİ

Türk-Alman Üniversitesi. Hukuk Fakültesi. Ders Bilgi Formu. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Yarıyılı. Aile Hukuku HUK 405 7

Türk Vatandaşı Nasıl Olunur

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

KÜÇÜKLERİN EVLAT EDİNİLMESİNDE ARACILIK FAALİYETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİNE İLİŞKİN TÜZÜK

Arş. Gör. ORKUN TAT Çağ Üniversitesi Huku Fakültesi TÜRK MEDENİ KANUNU NDA YASAL DANIŞMANLIK

MAVİ KARTLILAR KÜTÜĞÜ VE BEYAN EDİLEN NÜFUS OLAYLARININ TUTULMASI HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA

SOYBAĞININ YARGISAL DÜZELTĠMĠ

Mal Rejimleri ve Tasfiyesi

ANLAŞMALI BOŞANMA ÜZERİNE TEORİK VE PRATİK ÇALIŞMALAR. Stj. Av. Mehmet ÖCAL

ĐDARĐ YARGI FĐNAL SINAVI

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

MERAM İLÇE NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

İSVİÇRE DE EŞCİNSEL HAYAT ORTAKLIĞININ DÜZENLENİŞİ. The Regulation of Same-Sex life Partnership in Switzerland

BARTIN VALİLİĞİ İL NÜFUS VE VATANDAŞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

MEDENİ HUKUK

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Soybağı Hukuku Prof. Dr. Halil Akkanat Doç. Dr. Emrehan İnal Doç. Dr. Bilgehan Çetiner Doç. Dr. Başak Baysal

Edinilmiş mal sayılan değerler:

Hukuk Genel Kurulu 2015/3257 E., 2016/117 K.

TÜRK MEDENİ HUKUKUNDA BOŞANMA HALİNDE VELAYET, ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI VE ÇOCUĞUN SOYADI

KİRA İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ

HİZMETİN BAŞVURUDA İSTENEN BELGELER HİZMETİN TAMAMLANMA NO ADI

ÜNİTE MEDENİ HUKUK II İÇİNDEKİLER HEDEFLER EVLENME ENGELLERİ VE MAL REJİMLERİ. Evlenme Engelleri Evlenmenin Yokluğu ve Butlanı Mal Rejimleri

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

GÜLŞAH VARDAR HAMAMCIOĞLU Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi TÜRK MEDENİ KANUNU NA GÖRE YERLEŞİM YERİ

Evlat Edinme. Mevzuat /İşleyiş, Sıklıkla Sorulan Sorular

HUKUK KURALLARINA AYKIRILIĞA BAĞLANAN YAPTIRIMLAR

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ

Boşanma Şekilleri (Çekişmeli - Anlaşmalı Boşanma Davası)

Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü. İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası

GAZİEMİR KAYMAKAMLIĞI GAZİEMİR İLÇE NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGIDA DAVA AÇMA SÜRESİ

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi. Karar Tarihi:

I.TENKĠS KAVRAMI II. TENKĠS DAVALARININ HUKUKĠ NĠTELĠĞĠ. A. Tenkis davalarının özellikleri

BİRİNCİ BÖLÜM YAŞ DÜZELTME DAVASI BİRİNCİ KISIM YAŞ DÜZELTME DAVASINDA TEMEL BİLGİLER I--GENEL AÇIKLAMALAR-5 II--YAŞ DÜZELTME DAVASININ DAVACISI-5

MEDENİ HUKUKUN ALT DALLARI-TİCARET HUKUKU-ULUSLARARASI ÖZEL HUKUK. Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Resmi senetler için bu şekilde itiraz mümkün değildir. (menfi tespit davası m.72; HMK m. 208/IV).

NÜFUS VE VATANDAŞLIK İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

DERS TANITIM BİLGİLERİ. Prof.Dr. Nevzat KOÇ. Çarşamba günleri, saat

Prof. Dr. Cemal BIYIK - Öğr. Gör. Dr. Okan YILDIZ - Yrd. Doç. Dr. Yakup Emre ÇORUHLU, KTÜ, 2014

HADİM NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ NÜFUS HİZMETLERİNE AİT STANDARTLARI TABLOSU

T.C. YARGITAY. Hukuk Genel Kurulu. Karar Tarihi: YARGITAY KARARI. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 / 5 YARGITAY KARARI

: (Ç) ye velayeten annesi (A) (babanın resmi nikahlı olmayan eşi)

HAZIRLAYAN: Av. Ümit Hürrem BÜLBÜL ÜMİT HUKUK BÜROSU

AİLE HUKUKU Aile içi şiddet ve kadınların yaşadığı şiddete karşı neler yapılabilir?

Ev1ilik Dışı Çocuklara İlişkin Yasayı Birleştiren ve Değiştiren Yasa 15/55 22 Nisan BİRİNCİ KISIM Başlangıç Kuralları

BOZKIR NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

Dr. TANER EMRE YARDIMCI HUKUK YARGILAMASINDA SOMUTLAŞTIRMA YÜKÜ

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR.

MEDENÎ USÛL HUKUKUNDA BELGELERİN İBRAZI MECBURİYETİ

ĠL NÜFUS VE VATANDAġLIK MÜDÜRLÜĞÜ HĠZMET STANDARTLARI TABLOSU

BELİRSİZ ALACAK DAVASI

GİRİŞ I. BELİRSİZ ALACAK DAVASI

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

Çocuk Hukuku. Çocuk Hukukunun Özellikleri. Çocuk Hukukunun Özellikleri Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN. 16 Mayıs

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

PATENT HAKLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

TÜRK YARGI SĠSTEMĠ CEZA MAHKEMELERĠ-I Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

Kanun No Kabul Tarihi: 22/11/2007

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM BOŞANMA

Nüfus Kayıt Örneği Verilmesi

EVLENDİRME İŞLEMLERİ

NÜFUS VE VATANDAŞLIK İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

KEFALET SÖZLEŞMESİNDE GEÇERLİLİK ŞARTLARI. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Uygulamaya İlişkin Sorunlar

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN EŞLERİN GENEL HÜKÜMLER ÇERÇEVESİNDE AÇTIĞI MANEVİ TAZMİNAT DAVASI. Av. Nur Işın KÖROĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

Transkript:

SOYBAĞI VE EVLAT EDİNME İÇİNDEKİLER Soybağı Hukuku Kocanın Babalığı Tanıma Babalık Hükmü Evlat Edinme MEDENİ HUKUK II Yrd. Doç. Dr. Metin İKİZLER HEDEFLER Bu üniteyi çalış=ktan sonra; Soybağının ne anlama geldiğini anlayabilecek, Evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında soybağının nasıl kurulduğunu öğrenebilecek, Evlat edinme hakkında bilgi sahibi olabilecek, Kimlerin evlat edinebileceğini veya kimlerin evlatlık olabileceğini anlayabilecek, Evlat edinmenin usulü hakkında bilgi sahibi olabileceksiniz. ÜNİTE 4

SOYBAĞI HUKUKU Bu bölümde hısımlık hukukunun iki önemli konusu olan çocuk ile ana baba arasında soybağının nasıl kurulacağı konusu ve evlat edinme konusu üzerinde durulacaktır. Çocuk ile Ana Baba Arasında Soybağının Kurulması Soybağının kurulmasında çocuktan kasıt, on sekiz yaşını doldurmamış kişi anlamında çocuk değil, ana ve babanın altsoyu anlamında çocuktur. Zira çocukla baba arasında soybağı doğumdan uzun yıllar sonra da kurulabilir. Çocuk ile Ana Arasında Soybağının Kurulması Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur TMK m. 282/I). Yani çocuğu doğuran anadır. Çocuğu doğuran kadının, çocukla soybağını herhangi bir şekilde ortadan kaldırma ihtimali yoktur. Hatırlatalım ki, hukukumuzda ana ve babanın çocuğu evlatlıktan reddetme gibi bir hakkı yoktur. Bireysel Etkinlik Tıp alanındaki gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan; taşıyıcı annelik, yumurta nakli gibi uygulamaların, çocuğu doğuranın ana olduğu kuralını nasıl etkileyeceğini, bu kuralın korunmasının gerekip gerekmediğini tar=şınız. Konu ilgilinizi çekiyorsa, kaynaklar kısmında gösterilen monografik çalışmalardan yararlanabilirsiniz. Çocuk ile Baba Arasında Soybağının Kurulması Çocuk ile baba arasındaki soybağının belirlenmesi, ana ile olanın belirlenmesi kadar kolay olmayabilir. Bu durum çocuğun evlilik dışında doğmasından, kadının birden çok erkekle cinsel ilişkide bulunmuş olmasından ya da genel olarak ana ile çocuk arasındaki doğum olayı gibi açık bir olayın baba açısından söz konusu olmamasından kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı çocuk ile baba arasında soybağının kurulmasının tek bir yolu yoktur. TMK m. 282/II de de ifade edildiği gibi, bu bağ çocuğu doğuran kadın (ana) ile evlilikle, tanımayla veya hâkim hükmüyle kurulabilir. 2

KOCANIN BABALIĞI Babalık Karinesi Evlilik içinde doğan çocuğun babası kocadır. Evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun da babası kocadır. Çocuğun anası ile bir erkek arasında evlilik ilişkisi varsa, çocuğun o erkekten olması asıl kuraldır. Nitekim Kanun bu durumu, Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır (TMK m. 282/I) hükmüyle teyit eder. Yani çocuk, ister evliliğin birinci günü isterse yüzüncü gününde doğsun, evlilik devam ederken doğmuşsa ya da evliliğin ölüm, boşanma vb. herhangi bir nedenle sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğmuşsa, evliliğin varlığı kocanın babalığına karine teşkil eder. Üç yüz gün on ay eder ki, bu en uzun gebelik süresi olarak görülebilir, bu süre çocuğun ana rahmine evliliğin son günü düşmüş olması ihtimalini de kapsamaktadır. Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür (TMK m. 285/II). Gaiplikte evliliğin sona ermesi çok sonra olabileceğinden hatta evliliğe son verilmeyebileceğinden, kanunda bu durum için özel bir hüküm getirilmiş, kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üç yüz günlük sürenin, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı kabul edilmiştir (TMK m. 285/III). Bir ihtimal, kadın, evliliği sona erdikten sonra bekleme süresine uymaksızın yeniden evlenmiş olabilir. Bu takdirde, ilk evliliğin sona ermesinin üzerinden üç yüz geçmemiş ise karinelerin çatışması ile karşılaşılır. Zira evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde çocuk doğduğundan bu, ilk kocanın babalığına karine sayılır. Diğer yandan çocuğun ikinci evlilik devam ederken doğmuş olması, ikinci kocanın babalığına karinedir. Bu ihtimalde ikinci evlilikteki koca baba sayılır. Bu karine çürütülürse, bu kez ilk evlilikteki koca baba sayılır (TMK m. 290). E nin kocası K, 06.06.2013 tarihinde bir trafik kazasında ölmüştür. E, 06.11.2013 tarihinde L ile evlenmiş ve 02.02.2014 tarihinde S yi doğurmuştur. Burada eski ve yeni kocanın babalığına ilişkin karineler çatışmaktadır. Çözümü kanun koyucu getirmiştir: S nin babası K olarak kabul edilmektedir. Soybağının Reddi Davası Görüldüğü gibi, gebeyken tanıştığı bir kadınla evlenen bir erkek, kocanın babalığı karinesi gereği, doğum; evlenmeden sonra yani evlilik devam ederken gerçekleşirse çocuğun babası olur. Bu durumda erkek, çocuğun hukuki babası olur, aralarında hukuki bir soybağı kurulur fakat çocuğun doğal (biyolojik) babası bir başkasıdır. Bazen de erkek evlilik devam ederken ya da sona erdikten sonra üç yüz gün içinde doğan çocuğun kendisinden olmadığını düşünebilir. Tüm bu durumlarda bazı kişilere babalık karinesini çürütme olanağının tanınması gerekir. 3

Hukukumuz prensip itibariyle; soybağının reddi davası açma hakkını (hukuki) baba ve çocuğa tanımıştır. Hukukumuzda kocanın, ana ve çocuğa karşı bir dava açarak, babalık karinesini çürütmek suretiyle, çocukla arasında kurulan soybağını koparması mümkündür (TMK m. 286/I). Bunun için açılan davaya soybağının reddi davası denir. Sadece kocanın değil, bu soybağı ilişkisinden doğrudan etkilenen çocuğun da dava hakkı vardır. Çocuğun açtığı bu dava ana ve kocaya karşı açılır (TMK m. 286/II). Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde soybağının reddi davasını açmak zorundadır (TMK m. 289/II). Bu amaçla ergin olmayan çocuğa kayyum atanırsa, kayyum, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddi davasını açar. Kocanın, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açması gerekir (TMK m. 289/I). Bu süreler hak düşürücü sürelerdir. Ancak gecikme haklı bir nedene dayanıyorsa, bir yıllık süreler bu nedenin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Hukukumuzda soybağının reddi davası açma hakkı anaya ve baba olduğunu iddia eden kişiye - hiçbir hâlde- tanınmamıştır. Baba olduğunu iddia eden kişi ancak dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde dava açma hakkına sahiptir. Bu davayı, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmesinden başlayarak bir yıl içinde açabilir. Yukarıda sayılan durumlarda sadece baba olduğunu iddia eden kişi değil, kocanın altsoyu ile ana ve babası da soybağının reddi davası açma hakkına sahiptir. Bu davadaki zaman aşımı süresi de baba olduğunu iddia eden kişinin açacağı davadaki gibidir (TMK m. 291). Soybağının Reddi Davasında İspat Kanun soybağının reddi davasında uygulanacak ispatla ilgili kurallara ve karinelere yer vermiştir. Bu kurallar, çocuğun evlilik içinde ana rahmine düşmesi ile evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmesi hâlleri için ayrı ayrıdır. Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacıya düşen, kocanın baba olmadığını ispat etmektir (TMK m. 287/I). Karine gereği, evlenmeden başlayarak en az yüz seksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üç yüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır (TMK m. 287/II). O hâlde bu zaman aralığında doğan bir çocuğun kocadan olmadığı ispat olmadıkça, kadının bir başka erkekle ilişkisinin ispatlanması yeterli olmayacaktır. Bir şekilde, kocanın çocuğun babası olamayacağını ortaya koyan delillere ihtiyaç vardır. Örneğin kocanın bu zaman aralığında hapiste olması, komada bulunması, 4

Babalığın reddi davasında ispat edilecek husus; çocuğun - evlilik içinde mi, - evlenmeden önce mi (veya ayrı yaşama sırasında mı) ana rahmine düştüğüdür. kendisinin veya kadının o sırada yurt dışında bulunması, kendisinin çocuk sahibi olmasının tıbben mümkün olmaması gibi. Eğer, çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının, iddiasının ispatı için bunu ortaya koyması yeterlidir. Yani davayı açan koca ise, çocuğun evlenmeden 60 gün sonra doğduğunu ispatlarsa, çocuk evlenmeden önce ana rahmine düşmüş olacağından artık davasının kabulü için başka bir kanıt getirmesi gerekmez (TMK m. 288/I). Ancak davalı konumundaki ana (bilindiği gibi, kocanın açtığı soybağının reddi davasında davalılar ana ile çocuktur), gebe kalma döneminde kocanın kendisi ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar ortaya koyabilirse, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur. Örneğin, evlenmeden önce de cinsel ilişkiye girdikleri arkadaş çevresi tarafından biliniyorsa, böylece tanıklarla bu durum ispat edilirse, artık kocanın, çocuğun evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düştüğünü ispatlamış olması davayı ona kazandırmaz. Çocuğun babası olamayacağını ispatlaması gerekir. Davacının çocuk olduğu soybağının reddi davalarında, çocuğun evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düştüğü ispatlanırsa, bu kez davalı konumundaki ana ve babanın, o dönemde aralarında cinsel ilişkinin olduğunu ispatlaması gerekir. Aksi takdirde soybağı reddedilerek, kocanın baba olmadığına karar verilir. Ergin olmayan çocuğu temsil etmek üzere bu dava için kayyum atanacağına daha önce değinilmişti. TANIMA Hukuken babası bulunan bir çocuk, bir başkası tarafından Bu benim çocuğumdur diye tanınımaz. Tanıma bir erkeğin, başka bir erkekle soybağı bulunmayan bir çocuğun babası olduğunu açıklamasıdır. Tanıma tek taraflı bir hukuki işlemdir. Erkek ile çocuk arasında baba evlat ilişkisi, soybağı ilişkisi doğurduğundan yenilik doğuran hukuki bir işlemdir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Ancak önemine binaen, tanıma açıklamasında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir (TMK m. 295/II). Bir hukuki işlem olan tanımadan, sonradan vazgeçilemez. Ancak iradeyi sakatlayan nedenler varsa, yani yanılma (hata), aldatma (hile) veya korkutma (ikrah) varsa anaya veya çocuğa karşı tanımanın iptali dava edilebilir. Bu dava, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçtikten sonra açılamaz (TMK m. 300/I). Bu süreler hak düşürücü sürelerdir. Tanıma, erkeğin/babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı irade açıklaması ile olur (TMK m. 295/I). Bunun üzerine tanıma, babanın ve çocuğun kayıtlı bulunduğu 5

Tanımanın iptali davasını ana veya çocuk açarsa, önce, tanıyandan gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğunu ispatlaması istenir. nüfus memurluklarına bildirilir (Tanımayı bildirecek olan, irade açıklamasının yapıldığı nüfus memuru, sulh hâkimi, noter veya vasiyetnameyi açan hâkimdir.). Çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluğu ise tanımayı çocuğa, anasına, çocuk vesayet altında bulunuyorsa vesayet makamına bildirir (TMK m. 296). Tanıma ile erkek artık çocuğun (hukuken) babası olacağından, tanıyanın aslında çocuğun (doğal) babası olmadığını düşünenlere dava açma hakkı tanınmıştır. İşte bu dava, tanımanın iptali davası; ana, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde altsoyu, Cumhuriyet Savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tarafından açılabilir. Diğer ilgililere çocuğun doğal babası veya babanın muhtemel mirasçıları, tanımanın iptalinde maddi veya manevi menfaati olan kişiler (söz gelimi vasiyet alacaklısı çocuğun mahfuz hisse almasını engellemek adına) örnek verilebilir. İptal davası tanıyana karşı açılır, tanıyan ölmüşse dava mirasçılarına karşı açılır (TMK m. 298). Tanımanın iptali davası çocuğun altsoyu, Cumhuriyet Savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tarafından açılmışsa, bunların tanımanın iptali için tanıyanın baba olmadığını ispat etmeleri gerekir. Dava ana veya çocuk tarafından açılmışsa, önce tanıyandan, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğunu inandırıcı kanıtlarla göstermesi beklenir. Eğer tanıyan bunda başarılı olursa, artık ana veya çocuk, tanıyanın baba olmadığını ispat etmedikçe tanıma iptal edilmez (TMK m. 299). Yani dava ana veya çocuk tarafından açılmışsa ispat yükü önce davalı babadadır. Öncelikle baba, çocuğun anası ile cinsel ilişkide bulunduğunu ispat etmelidir. İspat ederse bu durumda ispat yükü davayı açan ana veya çocuğa geçer. Onlar da tanıyanın baba olmadığını ispat etmek zorundadırlar. İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmesiyle; çocuğun dava hakkı ise, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmesiyle düşer. Haklı bir nedenle bu süreler içinde dava açılamamışsa, nedenin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir (TMK m. 300/II, III, IV). Bu süreler hak düşürücü süre niteliğindedir. Sürenin geçtiğini hâkim resen dikkate alır. BABALIK HÜKMÜ Çocuk ile baba arasında soybağı hâkim hükmüyle de kurulabilir. Bunun için babalık davası denen dava açılır. Davayı açmaya hakkı olanlar; çocuk ile anadır. Davalı ise baba (olduğu iddia edilen erkek), eğer ölmüşse onun mirasçılarıdır (TMK m. 301/I, II). Babalık davasında, davalının, çocuğun doğumundan önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır (TMK m. 302/I). Davada bu ispat edilemez ve fakat bu sürenin dışında 6

olsa bile fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur; davalı erkek, çocuğun babası kabul edilir (TMK m. 302/II). Eğer bu karine çürütülmezse iddia doğrultusunda davalının, çocuğun babası olduğuna hükmedilir. Bu sonuçtan kurtulmak için davalının, çocuğun babası olmasının imkânsızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma ihtimalinin kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlaması gerekir (TMK m. 302/III). Akla, bu davalarda DNA testi vb. testlere başvurularak ispatın çok kolay ve daha kesin bir şekilde sağlanabileceği gelebilir. Çocuk ile baba arasında soybağı kurulabilmesi için DNA testi en sağlam ispat vasıtasıdır. Bugün modern tıpta artık %99,9 lara varan bir oran ile çocuğun biyolojik babasını tespit etmek mümkündür. Ancak buradaki sorun; kişilerin bedenlerinden örnek alınmasına zorlanıp zorlanamayacağıdır. Zira beden (vücut) bütünlüğünün korunması, en temel insan haklarındandır ve kişilik değerlerinin en önemlilerindendir. Soybağına ilişkin davalar esasen Hukuk Muhakemeleri Kanunu na göre görülmekle birlikte, bazı noktalarda özel yargılama kuralları uygulanır (TMK m. 284). Öncelikle, bu davalarda hâkim maddi olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. İkinci olarak, taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir. Bu hüküm özellikle DNA gibi testlerin yapılması/yaptırılması konusunda önem kazanır. Görüldüğü gibi, bu gibi soybağını belirlemede isabet payı büyük yöntemlerin kullanılmasında sağlık yönünden tehlike yoksa rıza gösterme yükümlülüğü vardır. Ancak kişi, beden bütünlüğü ile ilgili olduğu için, testi yaptırmamakta (kan ve doku alınmasına izin vermemekte) ısrar ederse, zorla test yaptırılmaz; bunun yaptırımı TMK ye göre ancak hâkimin durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, test yaptırmayanın aleyhine doğmuş sayabilmesidir. Daha açık bir ifadeyle, teste rıza göstermemekten dolayı hemen dava kaybedilmiş olmaz; diğer delil, durum ve koşullarla birlikte değerlendirildiğinde, teste rıza göstermeme, davanın rıza göstermeyen tarafın aleyhine sonuçlanmasına neden olabilir. Bu çözüm TMK nin; kişiyi rıza göstermeye zorlamayan, ispat faaliyeti açısından, rıza göstermemeyi o tarafın aleyhine hâkimin değerlendirmesini öngören çözümüdür. Bununla birlikte 1 Ekim 2011 de yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun bu konudaki çözümü farklıdır. Bu kanun soybağının tespiti için yapılacak incelemede hâkime, ilgili tarafı teste rıza göstermeye zorlama yetkisi vermektedir. Nitekim bu Kanun un 292. maddesine göre; Uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık 7

yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes, soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de, Üçüncü kişi tanıklıktan çekinme hakkı bulunduğunu ileri sürerek bu yükümlülükten kaçınamaz. Yani davanın tarafları dışındaki bir kişi de, örneğin biyolojik baba olduğu ileri sürülen erkek, kendisinden kan ve doku alınmasına zorlanabilecektir. 6100 sayılı HMK m. 292 nin gerekçesinde bu düzenlemenin nedeni şu şekilde ifade edilmiştir: Soybağı ile ilgili davalar kamu düzenindendir. Bu nitelikteki davalarda, hâkim, maddi meseleyi kendiliğinden araştırır ve serbestçe değerlendirir. Uyuşmazlığın çözümü bakımından, davanın tarafları yanında üçüncü kişiler de, zorunluluk hâlinde, bilimsel verilere uygun olmak, sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak koşuluyla, vücutlarından kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadırlar. İşin önemi dikkate alınarak böyle bir zorunluluk öngörülmüş ve üçüncü kişilerin tanıklıktan çekinme hakkını ileri sürerek bu yükümlülükten kaçınma yolu da kapatılmıştır. Bu söylenenler sadece babalık davası için değil, tanıma ve soybağının reddi çerçevesinde açılan davalar için de geçerlidir. Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilen bir davadır. Bu davanın açılması hak düşürücü sürelerle sınırlanmıştır. Nitekim; - Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer (TMK m. 303/I). Burada iki özel durumu da belirtelim: İlk olarak, çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihten itibaren bir yıllık süre işlemeye başlar (TMK m. 303/III). Çünkü bir başka erkeğe soybağı ile bağlı bir çocukla ilgili olarak ne tanıma olur ne de babalık davası açılabilir. İkinci olarak, bir yıllık süreler geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan nedenler varsa ana, nedenin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde babalık davası açabilir (TMK m. 303/IV). Babalığın hâkim hükmüyle belirlenmesinde, büyük ihtimalle erkek, çocuğun babası olduğunu kabul etmemektedir. Dolayısıyla ana, doğumda ve doğumdan sonra mali anlamda da babanın desteğinden yoksun kalmıştır denebilir. İşte ana, bu nedenle, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını da isteyebilir (TMK m. 304): - Doğum giderleri, - Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri, 8

- Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler. Bireysel Etkinlik Gebelik ve doğumun gereksrdiği diğer giderlere örnekler bulunuz. Bunlar, diğer iki kalem, yani doğum giderleri ve al=şar hatalık geçim giderleri kapsamına girmeyen giderlerdir. Doğum sonrası uygulanması gereken bir tedavinin bedeli, çocuğun alınması (gebeliğe son verilmesi) gerekiyorsa bununla ilgili giderler, size yol gösterici olması açısından, burada diğer giderlere verebileceğimiz örneklerdir. Çocuğun ölü doğmuş olması, bu giderlerin istenmesine engel değildir. Anaya doğumdan dolayı, üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarından ödemede bulunulmuşsa, bu ödemelerden dolayı hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirime gidilir (TMK m. 304/V). Babalık davası sonucunda, evlilik dışı doğan çocuğun babası hukuken belirlendiğinde talep hâlinde çocuk lehine birtakım mali haklara da karar verilecektir. Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi, eğitimi için gerekli olan giderleri nafaka adı altında davalı babanın ödemesine karar verilir. Bu giderler anne ve babanın ortak karşılayacağı giderler olduğundan iştirak nafakası olarak adlandırılır. EVLAT EDİNME Hukukumuzda küçükler de erginler de evlat edinebilirler. Ancak bunların evlat edinilmeleri farklı kurallara bağlanmıştır. Evlat edinme, evlatlık ile evlat edinen arasında mahkeme kararıyla kurulan bir hukuki ilişki, bir soybağı ilişkisidir. Pek tabii ki evlatlık ile evlat edinen arasındaki soybağı doğumla kazanılan bir soybağı değildir. Yine tanıma veya babalığa hüküm ile kurulan soybağında olduğu gibi kan bağı esası da yoktur. Burada kurulan soybağı, yapay soybağı olarak adlandırılır. Hukukumuzda küçüklerin olduğu kadar erginlerin de evlat edinilmesi mümkündür. Ancak doğal olarak her iki evlat edinmenin farklı özellikleri vardır. TMK de bu anlayış içinde, küçükler ile ergin ve kısıtlıların evlat edinilmesinde aranan şartlar ayrı ayrı düzenlenmiştir. 9

Küçüklerin Evlat Edinilmesi Burada küçükle, ergin olmayan kişiler kastedilmektedir. 18 yaşını doldurmadan önce ergin olan kişilerin (mesela 17 yaşında evlenen bir kişinin) evlat edinilmesi, erginlerin evlat edinilmesine ilişkin kurallara tabidir. Küçüklerin evlat edinilmesi için aranan şartlar TMK m. 305 vd. yer almaktadır. Küçüklerin Evlat Edinilmesinin Genel Şartları Küçük, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olmalıdır. O hâlde evlat edinenin ilk kez gördüğü ve bakımını ya da eğitimini hiç üstlenmediği bir küçüğü evlat edinmesi kanunen mümkün değildir. 1 yıllık süre burada sınırlandırılmamıştır. Yani evlat edinme talebinden önceki son 1 yıl kastedilmemiştir. Çocuğun eğitime başladığı ve henüz ergin olmadığı dönem içindeki herhangi 1 yıllık süre anlaşılmalıdır. Evlat edinme küçüğün yararına olmalıdır. Denilebilir ki, evlat edinmenin en önemli şartı budur. Örneğin, evlat edinme ile küçüğün bir hizmetçi ya da işçi gibi çalıştırılması ya da psikolojik olarak sağlığının bozulacağı vb. bir tehlike varsa çocuğun evlat edinilmesine izin verilmez. Çocuğun evlat edinilmesinde maddi ve manevi bir fayda olmalıdır. Evlat edinenin diğer çocuklarının yararları hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemelidir. Öncelikle evlat edinenin başka çocuklarının bulunmasının evlat edinmeye engel teşkil etmediğini burada belirtmek gerekir. Evlat edinenin başka çocukları varsa, evlat edinmeden dolayı bunların yararlarında muhakkak bir azalma olacaktır. En azından miras paylarına evlat edinmenin etkisi olacaktır. İşte bu etki diğer çocukların yararlarını hakkaniyete aykırı bir biçimde zedeleyecek boyutlara ulaşıyorsa evlat edinmeye izin verilmez. Evlat edinilen, evlat edinenden en az on sekiz yaş küçük olmalıdır. Böyle bir yaş farkı, evlat edinenle evlatlık arasında baba evlat ya da ana evlat ilişkisinin kurulmasını ve sürdürülmesini kolaylaştırır. Evlat edinilen ile evlat edinen arasındaki yaş farkı en az on sekiz olmalıdır. Doğal olarak daha fazla olabilir. Ayırt etme gücüne sahip küçüğün rızası gerekir. Bu durumdaki küçüğün rızası yoksa evlat edinilmesine karar verilemez. Vesayet dairelerinin izni alınmalıdır. Vesayet altındaki küçük, ayırt etme gücüne sahip olsun ya da olmasın vesayet dairelerinin izni de alınarak evlat edinilebilir. Demek ki vesayet altındaki küçüklerin evlat edinilmesinde, vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi ile denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesinin evlat edinmeye izin vermesi aranmaktadır (TMK m. 463/bent 1). 10

Küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmedikçe, evlat edinilmesine rıza gösterilemez. Bu süreden önce verilen rızadan hiçbir hukuki sonuç doğmaz. Ana ve babanın evlat edinmeye rızası olmalıdır. Evlat edinmeye hem ana hem de babanın rızası olmalıdır. Sadece birisinin rızası yetmez. Velayet hakkının kendilerinde bulunup bulunmadığı önem taşımaz. Yani boşanmış çiftin bir çocuğu evlat edinilecekse sadece velayet hakkı kendisinde olan ana ya da babanın değil her ikisinin - hem velayet hakkı olan hem de olmayanın birlikte evlat edinmeye rızasının olması gerekir. Rıza belirli kişi ya da kişilerin küçüğü evlat edinmesi için verilebileceği gibi, evlat edinenlerin adları belirtilmeden veya evlat edinenlerin henüz belirlenmemiş olduğu bir aşamada verilse dâhi geçerlidir. Rıza, mahkeme önünde sözlü veya yazılı olarak açıklanır ve tutanağa geçirilir. Yetkili mahkeme, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesidir. Ana ve baba sonradan fikir değiştirirlerse, tutanağa geçirilme tarihinden başlayarak altı hafta içinde aynı usulle rızalarını geri alabilirler. Geri alma sadece bir kere söz konusu olabilir; geri almadan sonra yeniden verilen rıza kesindir. Rıza konusunda yeni doğmuş olanlar için özel bir hüküm vardır. Bunların evlat edinilmesine rıza, doğumun üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemez. Bazı durumlarda ana ve babanın ya da bunlardan birinin evlat edinmeye rızası aranmaz. Rıza aranmayacak hâller TMK m. 311 de iki bent altında toplanmıştır. İlk bende göre, kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmeyen veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunan ana/babanın rızası aranmaz. İkinci bende göre, küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmeyen ana/babanın rızası gerekli değildir. Ancak mahkeme özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden dolayı rızasını aramadığı ana/babaya bu kararı yazılı olarak bildirmek zorundadır (TMK m. 312). Bunlardan başka evlat edinmenin birlikte mi yoksa tek başına mı gerçekleştirileceğine göre evlat edinenlerde aranan bazı şartlar vardır. Birlikte veya Tek Başına Evlat Edinmede Aranan Şartlar Birlikte evlat edinme, ancak eşler için söz konusu olabilir. Evli olmayanlar birlikte evlat edinemezler. Otuz yaşını doldurmuş bulunan eşler için sadece evli olmak yeterlidir; ne kadar süredir evli oldukları önemli değildir. Ancak eşler otuz yaşını doldurmamış iseler, en az beş yıldan beri evli olmaları gerekir. Dolayısıyla evli çiftler açısından iki şart vardır: - Karı ve kocanın her ikisinin 30 yaşını doldurmuş olması, - Karı ve kocanın 5 yıllık evli olması. Bu iki şarttan biri var ise evli çiftler evlat edinebilirler. Mesela 5 yıldır evli olan 24 yaşındaki kadın ile 26 yaşındaki koca birlikte evlat edinebilirler. Ancak evlat 11

Kişinin üvey evladını evlat edinmesi kolaylaştırılmıştır. edinilecek çocuğun yaşı en fazla 6 olmalıdır. Zira kadın ile çocuk arasında en az 18 yaş olması gerekmektedir. Yine henüz 4 aylık evli 30 yaşını doldurmuş kadın ile erkek, yaşı en fazla 12 olan bir küçüğü evlat edinebilirler. TMK 306. maddeye göre, eğer evlat edinilen; eşlerden birinin çocuğu ise, yani kişi üvey evladını evlat ediniyor ise, eşlerin en az iki yıldan beri evli olmaları veya evlat edinenin otuz yaşını doldurmuş bulunması yeterlidir. Örnek verecek olursak çocuk sahibi bir kadın ile evlenen erkek ya en az 30 yaşında olursa veya bu evlilikleri ikinci yılını doldurmuş ise ancak o zaman karısının ilk evliliğinden olan çocuğunu evlat edinebilecektir. Burada akla, kadının ilk eşinin rızasının varlığının gerekip gerekmediği sorusu gelebilir. Kanaatimizce TMK 309. madde gereği babanın rızası alınmalıdır. Zira bu madde özel ve emredici bir hükümdür. Ancak rızanın aranmamasına ilişkin şartlar var ise yukarıda izah ettiğimiz üzere TMK madde 311 ve 312 uygulanarak babanın rızası olmadan kadının şimdiki eşi, çocuğu evlat edinebilir. Tek başına evlat edinme, hem evli olan hem de evli olmayan kişiler için geçerlidir. Evlat edinmek isteyen evli değilse, otuz yaşını doldurmuş olmalıdır. Bu şart yeter. Ancak evli olanlar tek başına evlat edinmek istiyorlarsa, otuz yaşını doldurmuş olmanın yanında; diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun olduğunu, iki yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmediğini ya da mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlat edinmenin mümkün olmadığını, ispat etmelidirler. Bunların hepsinin bir arada bulunması gerekmeyip, üçünden sadece birisinin ortaya konması ve ispat edilmesi yeterlidir. Erginlerin ve Kısıtlıların Evlat Edinilmesi Erginlerin ve kısıtlıların evlat edinilmesinin şartları şunlardır (TMK m. 313): a- Evlat edinenin altsoyu varsa, altsoyunun evlat edinmeye açık muvafakati olmalıdır. b- Evlat edinilen evli ise, eşinin evlat edinmeye rızası bulunmalıdır. c- Bu iki şarttan başka şu üçünden biri varsa, ergin veya kısıtlı evlat edinilebilir: aa- ergin veya kısıtlı, bedensel veya zihinsel özrü sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç ve evlat edinen tarafından en az beş yıldan beri bakılıp gözetilmekte ise, bb- Ergin veya kısıtlı, evlat edinen tarafından, küçükken en az beş yıl süreyle bakılıp gözetilmiş ve eğitilmiş ise, 12

Ana babanın rızasına ilişkin kurallar, erginlerin ve kısıtlıların evlat edinilmesinde uygulanmaz. cc- Diğer haklı sebepler mevcut ve evlat edinilen, en az beş yıldan beri evlat edinen ile aile hâlinde birlikte yaşamakta ise Kanunda yukarıdaki şartlar dışında, erginlerin ve kısıtlıların evlat edinmesinde küçüklerin evlat edinilmesine ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla uygulanacağı düzenlenmiştir (TMK m. 313/III). Bu bakımdan, evlat edinilenin rızası, evlat edinmenin evlat edinilenin yararına bulunması, eşlerin birlikte evlat edinebilmesi, tek başına evlat edinme için aranan şartlar, evlat edinen ile evlatlık arasında aranan yaş farkı ve vesayet dairelerinin iznine ilişkin kurallar ergin ve kısıtlıların evlat edinilmesinde de uygulanacaktır. Ana ve babanın rızasına ilişkin kurallar ise erginlerin ve kısıtlıların evlat edinilmesinde uygulanmaz. Evlat Edinmede Şekil ve Usul Evlat edinmeye mahkeme karar verir. Mahkeme kararıyla birlikte evlatlık ilişkisi kurulmuş olur. Bu konuda görevli mahkeme aile mahkemesi, yetkili mahkeme ise evlat edinenin oturma yeri, birlikte evlat edinmede eşlerden birinin oturma yeri mahkemesidir (TMK m.315/i). Evlat edinmeye karar vermeden önce hâkim ayrıntılı bir araştırma yapar. Bu araştırmada özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten nedenler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir (TMK m. 316/II). Hâkim, evlat edinenin altsoyu varsa, onların evlat edinme ile ilgili tavır ve düşüncelerini de değerlendirir (TMK m. 316/III). Altsoyun verdiği rızanın baskı altında olup olmadığını da belirlemelidir. Hâkim evlat edinen ve evlat edinileni dinler, gerekli gördüğü konularda uzman görüşlerine başvurur. Tüm bunlardan sonra olumlu kanaate varırsa evlat edinmeye karar verir. Evlat edinmek için açılan dava sırasında evlat edinen vefat etmişse veya ayırt etme gücünü kaybetmişse diğer dava şartları mevcut ise, yine de evlat edinme kararı verilebilecektir. Evlatlık İlişkisinin Kaldırılması Tıpkı evlenmede olduğu gibi, evlat edinmenin şartlarından bazılarına uyulmaksızın evlat edinme gerçekleşmiş olabilir. Örneğin, evlat edinme için rızası aranan, ana baba, eş gibi kişilerin rızası alınmaksızın evlat edinme gerçekleşmiş olabilir. Bu durumda evlatlık ilişkisinin kaldırılması gündeme gelir. Nitekim rızaları alınması gerekirken bu yapılmadan küçük evlat edinilmişse, rızası alınması gereken kişiler bir iptal davası açarak hâkimden evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilirler. Ancak bunun için küçüğün menfaatinin evlatlık ilişkisinin kaldırılmasından ağır biçimde zedelenmemesi aranır (TMK m. 317). O hâlde evlat 13

edinme gerçekleştikten sonra rızanın alınmamış olması tek başına iptali gerektirmemekte, küçüğün menfaati gene ön planda tutulmaktadır. Rıza ile ilgili olanlar dışındaki esasa ilişkin şartlarda noksanlık mesela evlat edinenin 30 yaşında olmaması, evlatlıkla aradaki yaş farkının 18 den az olması, ergin kişinin evlat edinilmesinde evlat edinenin, erginin bakımını 5 yıldan az süredir üstlenmiş olması, diğer eşin evladını evlat edinmek istediğinde evliliğinin 2 yılını doldurmamış olması gibi esaslı eksiklikler Cumhuriyet Savcısı veya her ilgili tarafından evlatlık ilişkisinin kaldırılması amacıyla ileri sürülebilir. Noksanlıklar bu arada ortadan kalkmışsa veya sadece usule ilişkinse ayrıca ilişkinin kaldırılması evlatlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecekse, artık evlatlık ilişkisinin kaldırılması istenemez (TMK m. 318). Evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına yönelik dava hakkı, bu sonuca yol açacak nedenin öğrenilmesinden başlayarak bir yıl ve her hâlde evlat edinme işleminin üzerinden beş yıl geçmesiyle düşer. Hâkim bu süreleri resen dikkate almak zorundadır. Zira hak düşürücü süre niteliğindedir (TMK m. 319). 5 yıldan sonra açılan davalar esasa girmeden süre nedeniyle reddedilir. Evlatlık ilişkisi kaldırılırsa ki bu mahkeme kararı ile olur, evlat edinen ile evlatlık arasındaki hukuki ilişkiler de kesin olarak kalkar. Evlatlık evlat edinenin velayetinden çıkar, mirasçısı olamaz, aradaki evlenme engeli ortadan kalkar, evlatlık evlat edinenin soyadını almışsa eski soyadına döner. Evlatlık ilişkisinin kaldırıldığına dair karar, mahkeme tarafından derhâl nüfus müdürlüğüne bildirilir. Evlatlığın kaldırılması kararı, kaldırma kararının kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ve sonuçlarını doğurur, geçmişe etkili değildir. Bu anlamda evlat edinen, evlatlığın kaldırılması kararına kadar ödemiş olduğu nafaka ve evlatlığın bakımı ve eğitimi için yapmış olduğu maddi harcamaları geri isteyemez. Evlatlık ilişkisi kaldırıldıktan sonra evlat edinilen küçük ise, mahkeme küçüğü ana babasına vermeyebilir. Küçüğe bir vasi atanmasına da karar verebilir. Evlat Edinmenin Kişisel Sonuçları Evlat edinmenin kişisel sonuçları TMK 314. maddede düzenlenmiştir. Buna göre; 1. Mirasçılık: Evlatlık evlat edinenin mirasçısı olur (m. 314/II). Evlatlığın altsoyu da evlat edinene kan hısmı gibi mirasçı olur. Evlatlığın kendi ailesi ile de mirasçılığı devam eder. Yani evlatlık hem kendi ailesinden hem de evlat edinenden miras hakkına sahip olacaktır. Evlatlığın bu çifte miras hakkına karşılık evlat edinen ve hısımları, evlatlığa mirasçı olamazlar (TMK m. 500). 14

Evlat edinenin çocukları, ana babası, diğer hısımları ile evlatlık arasında hısımlık ilişkisi doğmaz. Evlatlık ve altsoyu ile evlat edinen arasında hısımlık ilişkisi doğar. 2. Soyadı: Evlatlık küçük ise evlat edinenin soyadını alır. Evlat edinen isterse küçüğe yeni bir ad verebilir. Ergin olan evlatlık, evlat edinilme sırasında dilerse evlat edinenin soyadını alabilir (m. 314/III). Evlat edinenin soyadını talep etmediği takdirde kendi ana babasının soyadını taşımaya devam eder. Evli bir kadın evlat edinilmişse kocasının soyadını taşımaya devam eder. Ancak boşanırsa evlat edinenin soyadını alabilir. Eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır (TMK m. 314/IV). 3. Hısımlık: Evlat edinme işlemi sonrasında evlat edinen ile evlatlık arasında bir hısımlık kurulur. Evlat edinmeden doğan bu hısımlığa yapay hısımlık denir. Öğretideki bir görüşe göre evlat edinen ile evlatlık ve onun altsoyu arasında hısımlık ilişkisi doğar. Öğretideki diğer bir görüşe göre ise, yapay hısımlıkta sadece evlatlık ile evlat edinen arasında bir hısımlık vardır. Evlat edinen çiftlerin evlat edindikten sonra çocukları olursa veya bir başkasını da evlat edinirlerse evlatlıklar arasında veya evlatlıkla ailenin biyolojik çocukları arasında kardeşlik ilişkisi kurulmaz. Böyle olunca kardeşler arasındaki yardım nafakası gibi yükümlülükler de evlatlık ile çocuk arasında olmayacaktır. 4. Vatandaşlık: Evlat edinilenlerin vatandaşlığı konusu TMK de düzenlenmemiştir. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu nun 17. maddesinde düzenlenmiştir. Bir Türk vatandaşı tarafından evlat edinilen ergin olmayan kişi, millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmamak şartıyla, karar tarihinden itibaren Türk vatandaşlığını kazanabilir. 5. Evlenme Engeli: Evlat edinme işlemi sonrasında evlatlık ile evlat edinenin veya bunlardan biri ile diğerinin alt soyu ve eşinin evlenmesi yasaktır. Mesela evlatlık ile evlat edinenin torunu evlenemezler. 6. Velayet Hakkı: Evlat edinme işlemi ile evlatlık olan küçüğün velayeti evlat edinene geçer. Küçüğün asıl ana babasının velayet hakkı sona erer. Eğer evlat edinen vefat etmişse bu durumda evlatlığın velayeti kendiliğinden ana babasına geçmez. Hâkim küçüğe bir vasi atayabileceği gibi ana babasına da velayeti verebilir. 7. Nafaka: Evlat edinen ile evlatlık arasında yardım nafakası yükümlülüğü vardır. Ancak bu yükümlülük sadece iki tarafı kapsar. 15

Onların alt soyunu kapsamaz. Eğer taraflar birbirlerinden yardım nafakası alamıyorlarsa söz gelimi evlat edinen evlatlıktan talep etmesine rağmen yardım nafakası alamamışsa- kendi alt veya üstsoyuna veya kardeşlerine müracaat etme hakları vardır. 8. Hâkimin Davaya Bakmaktan Yasaklı Olması: Hâkim, kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasına bakamaz; talep olmasa bile çekinmek zorundadır (HMK m. 34/I). 9. Tanıklıktan Çekinme: Taraflardan biri ile arasında evlatlık bağı bulunanlar tanıklıktan çekinme hakkına sahiptir. 16

Özet Evlilik içinde doğan çocukla evlilik dışı doğan çocuğun anası ile soybağının kurulmasında fark yoktur. Zira çocuğu doğuran kadın onun anasıdır ve ana ile soybağı doğumla kurulur. Fark baba ile soybağının kurulması noktasında karşımıza çıkar. Evlilik içinde doğan çocuk ile evlilik dışında doğan çocuğun babasıyla soybağının kurulması farklıdır. Evlilik içinde doğan çocuğun babası kocadır. Hawa kanun bunu biraz daha genişletmiş ve evliliğin sona ermesinden sonraki üçyüz gün içerisinde doğan çocuğun da babasının koca olduğu hususunda karine gesrmişsr. Koca bazı durumlarda (imkânsızlık, cinsel ilişkide bulunamama, yurt dışında olma vs. gibi sebeplerle) çocuğun babası olmadığını iddia ve ispat edebilir. Bu iddia elbewe dava şeklinde olur ki hukukumuzda buna soybağının reddi davası denilir. Kanun evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında soybağı ilişkisi kurulmasını 3 şekilde düzenlemişsr: Kocanın babalığı, tanıma, hâkim hükmü ile babalığa karar verme. Çocuk ile ana ve baba arasında soybağı ilişkisi kurulmasının yanı sıra evlat edinen ile evlatlık arasında da soybağı vardır. Ancak bu, kan bağına dayalı olmayan yapay soybağıdır. Arada onsekiz yaş farkı olan otuz yaşını doldurmuş kişiler evlat edinebileceği gibi, evli kişiler de birlikte evlat edinebilirler. Bazı şartların varlığı halinde evli olan kişiler tek başına da evlat edinebilirler. Evlatlık küçük olabileceği gibi ergin ve kısıtlı da olabilir. Evlat edinme işlemi ancak mahkeme kararı ile mümkündür. Sözleşme veya noterde yapılması söz konusu değildir. Kanunun aradığı şartların yokluğuna rağmen evlat edinme işlemi gerçekleşmiş olsa dahi mahkeme kararı ile evlat edinme işlemi kaldırılabilir. Ancak dava sırasında bu eksiklikler giderilirse evlat edinme işlemi de geçerli hâle gelir. Evlat edinmenin mirasçılık, soybağı, hısımlık, vatandaşlık, evlenme yasağı, velayet ve nafaka ödeme gibi bir kişisel sonuçları da vardır. 17

DEĞERLENDİRME SORULARI Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan bölüm sonu testi bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz. 1. Soybağı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? a) Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. b) Çocuk ile baba arasında soybağı doğumdan yıllar sonra da kurulabilir. c) Evlilik dışı doğan çocuğun babası ile soybağı ilişkisi, tanıma, hâkim hükmü veya ana ile evlenmeyle kurulur. d) Biyolojik babası belli olan çocuklar hakkında babalık karinesi uygulanmaz. e) Evliliğin sona ermesinden itibaren üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. 2. Aşağıdakilerden hangisi soybağının reddi davası açısından yanlış bir bilgidir? a) Kocanın, ana ve çocuğa karşı bir dava açarak, babalık karinesini çürütmek suretiyle çocukla arasında kurulan soybağını koparması mümkün değildir. b) Ergin olmayan çocuğa kayyum atanırsa, kayyum, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddi davasını açar. c) Kocanın, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açması gerekir d) Kocanın açtığı soybağının reddi davasında davalılar ana ile çocuktur. e) Karine gereği, evlenmeden başlayarak en az yüz seksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üç yüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır. 18

3. Tanımanın iptali davasında dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak ve her hâlde tanımanın üzerinden. geçmesiyle; çocuğun dava hakkı ise, ergin olmasından başlayarak geçmesiyle düşer. Cümlesindeki boşluklara sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir? a) 1 yıl / 5 yıl / 1 ay b) 1 yıl / 5 yıl / 1yıl c) 1 ay / 5 yıl / 1 yıl d) 1 yıl / 3 yıl / 1yıl e) 1 ay / 3yıl / 1 ay 4. Tanıma ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır? a) Tek taraflı bir hukuki işlemdir. b) Tanımadan, sonradan vazgeçilebilir. c) Yenilik doğuran bir hukuki işlemdir. d) Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. e) Bazı hâllerde tanımanın iptali mümkündür. 5. Soybağı ile ilgili aşağıdaki karinelerden hangisi yanlıştır? a) Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. b) Evlenmeden başlayarak en az yüz seksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üç yüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır. c) Çocuğun doğumundan önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunan kişi çocuğun babasıdır. d) Çocuğun ikinci evlilik devam ederken doğmuş olması, ikinci kocanın değil ilk eşin babalığına karinedir. e) Çocuğun doğumundan önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün dışında olsa bile fiilî gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunan kişi çocuğun babasıdır. 19

6. Evlat edinme ile ilgili bilgilerden hangisi doğrudur? a) Evlat edinen ile evlatlık arasındaki soybağı doğal soybağıdır. b) Evlatlık ile evlat edinen arasındaki soybağı noterde yapılan sözleşme ile kurulmuş olur. c) 17 yaşında evli bir kişinin evlat edinilmesi henüz ergin olmadığı için küçüklerin evlat edinilmesi ile ilgili kurallara tabidir. d) Evlat edinme ile ilgili davalarda görevli mahkeme aile mahkemesi, yetkili mahkeme evlat edinilenin oturma yeri mahkemesidir. e) 20 yaşındaki bekâr kişiyi evlat edinen, küçükken 5 yıl süre ile ona bakıp gözetmiş ve eğitimini üstlenmiş olmalıdır. 7. Küçüklerin evlat edinilmesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a) Ana ve baba boşanmış ise çocuklarının evlat edinilmesinde sadece velayet yetkisi olanın rızası yeterli değildir. b) Evlat edinilecek küçüğün rızası her hâlükârda aranmalıdır. c) Vesayet altındaki küçük ayırt etme gücüne sahip ise vasinin onayına gerek yoktur. d) Evlat edinenin altsoyu var ise ergin kişiler evlat edinilebilir. Ancak küçükler evlat edinilemez. e) Evlatlık ile evlat edinen arasında en fazla 18 yaş olmalıdır. 8. Aşağıdakilerden hangisi geçerli bir evlat edinme değildir? a) 4 aylık evli 31 yaşındaki bayan ile 33 yaşındaki erkeğin 12 yaşındaki kız çocuğunu evlat edinmeleri b) 3 yıllık evli çiftten erkeğin üvey kızını evlat edinmesi c) 01.01.2007 tarihinde evlenen 22 yaşındaki bayan ile 23 yaşındaki erkeğin 3 haftalık bebeği evlat edinmeleri d) 3 yıldır eşinden ayrı yaşayan ve eşinin nerede olduğunu da bilmeyen 35 yaşındaki kadının 16 yaşındaki erkeği evlat edinmesi e) Babasının rıza göstermemesine rağmen 20 yaşındaki kızın, 50 yaşındaki bekâr erkek tarafından evlat edinilmesi 20

9. Aşağıdakilerden hangisi evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını gerektirmez? a) Evlat edinen ile evlatlık arasında yansoy kan hısımlığının varlığı b) Evli olmayan evlat edinenin 30 yaşını doldurmamış olması c) Evlatlık ile evlat edinen arasındaki yaş farkının 18 den az olması d) Ergin kişiyi evlat edinenin 5 yıldan az süredir evlatlığa bakmış olması e) Üvey çocuğunu evlat edinecek kişinin 2 yıldan az süredir evli olması 10. Aşağıdakilerden hangisi evlat edinmenin TMK de düzenlenen kişisel sonuçlarından biri değildir? a) Evlatlık, evlat edinenin mirasçısı olur. b) Evlatlık küçük ise evlat edinenin soyadını alır. c) Henüz erginliğe erişmemiş bulunan evlatlık, evlat edinenin velayeti altına girer. d) Bir Türk vatandaşı tarafından evlat edinilen ergin olmayan kişi, kural olarak karar tarihinden itibaren Türk vatandaşlığını kazanabilir. e) Evlat edinme işlemi sonrasında evlatlık ile evlat edinen arasında evlenme engeli doğar. Cevap Anahtarı: 1.D, 2.A, 3.B, 4.B, 5.D, 6.E, 7.A, 8.C, 9.A, 10.D. 21

YARARLANILAN KAYNAKLAR Acabey, M. B. (2002). Soybağı, Ankara: Seçkin. Adal, E. (2011). Hukuk un Temel İlkeleri El Kitabı, İstanbul: Legal. Akıntürk, T. ve Karaman, D. A. (2012). Medeni Hukuk, İstanbul: Beta. Akıpek, J. G. ve Akıntürk, T. (2011). Türk Medeni Hukuku, I. Cilt, Başlangıç Hükümleri- Kişiler Hukuku, İstanbul: Beta. Ayan, M. (2011). Medeni Hukuka Giriş, Konya: Mimoza. Aydoğdu, M. (2009). Evlat Edinme, Ankara: Adalet. Baygın, C. (2010). Soybağı Hukuku, İstanbul: On İki Levha. Dural, M. ve Sarı, S. (2011). Türk Özel Hukuku, Cilt I Temel Kavramlar ve Medenî Kanun un Başlangıç Hükümleri, İstanbul: Filiz. Edis, S. (1989). Medenî Hukuka Giriş ve Başlangıç Hükümleri, Ankara: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları. Gözler, K. (2011). Hukuka Giriş, Bursa: Ekin. Hatemi, H. (2011). Medeni Hukuka Giriş, İstanbul: Vedat. Helvacı, S. ve Erlüle, F. (2010). Medeni Hukuk, İstanbul: Legal. İnan, A. N. (2005). Medeni Hukuk, Ankara: Banka ve Ticaret Hukuku Araştırmaları Enstitüsü. Kılıçoğlu, A. (2012). Medeni Hukuk Temel Bilgiler. Ankara: Turhan. Oğuzman, M. K ve Barlas, N. (2011), Medenî Hukuk, Giriş Kaynaklar Temel Kavramlar, İstanbul: Beta. Oğuzman, K., Seliçi, Ö. ve Oktay Özdemir, S. (2011). Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), İstanbul: Filiz. Öztan, B. (2011). Medeni Hukuk'un Temel Kavramları, Ankara: Turhan. Serozan, R. (2011). Medeni Hukuk Genel Bölüm, İstanbul: Vedat. Zevkliler, A., Acabey, M. B. ve Gökyayla, K. E. (1999). Zevkliler Medeni Hukuk, Ankara: Seçkin. Zevkliler, A., Ertaş, Ş., Havutçu, A. ve Gürpınar, D. (2012). Medeni Hukuk Temel Bilgiler, Ankara: Turhan. BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR Dural, M. ve Öğüz, T.(2011). Türk Özel Hukuku Cilt II Kişiler Hukuku, İstanbul: Vedat. Erol, Y. (2012). Yapay Döllenme Yöntemleri ve Taşıyıcı Annelik, Ankara: Yetkin. Helvacı, S. (2012). Gerçek Kişiler, İstanbul: Legal Kırkbeşoğlu, N. (2006). Soybağı Alanında Biyoetik ve Hukuk Sorunları, İstanbul: Vedat. Oğuztürk, B. K. (2011). Türk Medeni Hukuku nda Biyoetik Sorunlar, İstanbul: Vedat. 22