Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00 Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Ekselansları İngiltere Büyükelçiliği Maslahatgüzarı, Ekselansları Çek Cumhuriyeti Büyükelçisi, Uluslararası Kuruluşlar ve Kamu Kurumlarından Değerli Katılımcılar, Değerli Özel Sektör ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Temsilcileri, ve Basın Mensupları
İklim değişikliği, 21. yüzyılda, küresel alanda, toplumun karşı karşıya kalmış olduğu en önemli sorunlardan biri konumundadır. Kalkınma ve yoksullukla mücadeleye yönelik çabalar açısından son derece ciddi bir tehdit oluşturan iklim değişikliğinin etkilerini en ağır şekilde hissedenler ise geçimlerini doğal kaynaklardan sağlayan az gelişmiş ülkeler ve bu ülkelerde yaşayan en yoksul kesimler olmaktadır. Dolayısıyla, iklim değişikliği, Binyıl Kalkınma Hedeflerinin ulaşılmasına yönelik çabalar açısından da önemli bir tehdit niteliğindedir. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından İklim değişikliği ile mücadele temasına ilişkin hazırlanan 2007/2008 İnsani Gelişim Raporu nda dünyada 2,6 milyar yoksul insanın iklim değişikliğinin etkilerini en ağır şekilde hisseden kesimi oluşturduğu belirtilmektedir. Bu durumu daha da çarpıcı kılan husus ise yoksul insanların kendileri tarafından işlenmeyen bir ekolojik suç için bir bakıma cezalandırılıyor olmalarıdır. Şimdi sizlere beşeri kalkınma sorununun iklim değişikliğinin de etkileri neticesinde günümüzde ulaştığı boyuta ilişkin bazı bilgiler vermeme izin veriniz: Dünyada, halen, bir doların altında günlük gelirle yaşamını idame ettirmek durumunda olan bir milyara yakın insan yaşamaktadır. Az gelişmiş ülkelerde yaşayan çocukların takriben üçte biri yaşına göre zayıf veya kısadır. Günümüzde, sanayileşmiş ülkelerde temiz içme suyuna erişim tam anlamıyla şehir şebekesinden sağlanabiliyorken, gelişmekte olan dünya ülkelerinde, yaklaşık 1,1 milyar insan temiz suya erişememektedir.
Sorun, temel sağlık koşullarının sağlanması açısından daha da ciddi önem arz etmektedir. Gelişmekte olan dünya ülkelerinin toplam nüfusunun yaklaşık olarak yarısı, 2,6 milyar insan temel sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Etiyopya da kuraklık yaşanan yıllarda doğan çocukların beslenmelerinin yetersiz olma olasılığı, normal koşullara göre %35 daha fazladır. Bu durumun bir sonucu olarak, 2005 yılında iki milyon çocuk yetersiz beslenmeye maruz kalmıştır. Mevcut trendlerin devam etmesi durumunda, çocuk ölümlerini düşürmeye yönelik Binyıl Kalkınma Hedefini 147 ülkeden sadece 32 si sağlayabilecektir. Bahsetmiş olduğum rapor, iklim değişikliğinin ekolojik etkilerinin yoksul kesimlere nasıl sirayet edeceğine ilişkin önemli bulgular ortaya koymaktadır. Raporun yazarları, küresel ısınmanın nesiller boyu elde edilen kazanımların kaybedilmesi anlamına gelebileceği konusunda uyarmaktadır. İklim değişikliğinin etkileri gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yanı sıra, küresel ekoloji ve ekonomi açısından da son derece olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Sekreteryası nın Yatırım ve Mali Akımlar (2007) raporuna göre; 2030 yılında gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin etkilerine dayanıklılıklarının artırılması ve düşük karbon odaklı ekonomik kalkınma süreçlerine katkı sağlanması için yıllık 133 milyar dolar tutarında ek yatırıma ihtiyaç duyulacaktır. Düşük karbon odaklı bir toplum ve temiz enerji yatırımları, hem iklim krizi hem de finansal krizin çözümü açısından büyük önem teşkil etmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerin, küresel iklim değişikliğinin etkileri ile mücadele etmeye ve sürdürülebilir, sera gazı yoğunluğu daha düşük bir kalkınma sürecini benimsemeye yönelik çabalarına destek sağlamak, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı nın temel öncelikleri arasında yer almaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, küresel anlamda yürütmekte olduğu çalışmalarla, gelişmekte olan ülkelerin Binyıl Kalkınma Hedeflerinin karşılanmasına yönelik kapasite gelişimine de destek sağlamaktadır. Sağlamakta olduğumuz destek kapsamında, (i) iklim değişikliği ile mücadele ve uyum çabaları arasındaki güçlü ilişkiye işaret ederek, her iki alandaki faaliyetlerin geliştirilmesine, (ii) uzun vadeli işbirliklerinin sağlanmasına ve (iii) finansman, teknoloji ve kapasite gelişimi için daha kapsamlı çalışmalara duyulan ihtiyacı vurgulayan BMİDÇS Bali Eylem Planı nı takip etmekteyiz. Türkiye nin Kyoto Protokolü nü onaylama girişimi, iklim değişikliği sorununda çözümün bir parçası olmaya yönelik kararlılığının önemli bir göstergesidir. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile yakın işbirliği içinde, Türkiye nin iklim değişikliği politikalarının güçlendirilmesi açısından stratejik öneme sahip projelerden oluşan kapsamlı bir portföy oluşturmuştur. Söz konusu projelerin tasarım ve uygulama sürecinde, ilgili kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra, UNIDO, UNEP ve FAO gibi diğer Birleşmiş Milletler kuruluşlarıyla da işbirliği yapılmaktadır. Bu çerçevede, iklim değişikliği alanındaki en yeni projemiz olan Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı projesini lanse etmekten büyük memnuniyet duymaktayım. Proje, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı nın teknik ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı nın (Yabancılar ve İngiliz Milletler Topluluğu Ofisi nin) finansal desteği ile Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından
yürütülecektir. Bu proje ile Türkiye, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Birleşik Krallık küresel iklim değişikliği alanındaki stratejik ortaklıklarının güçlendirilmesine ilişkin kararlılıklarını bir kez daha ortaya koymaktadır. İklim değişikliği alanındaki mevcut ulusal projeler, iklim değişikliği sorununun ele alınması için bütüncül bir eylem planının hazırlanmasını amaçlayan bu proje için önemli girdiler sağlayacaktır. Proje kapsamında, iklim değişikliği ile mücadele ve uyum tedbirlerini içeren ulusal stratejiler geliştirilmesi öngörülmektedir. Projenin çıktıları ise, süregelen Kopenhag müzakerelerine, Türkiye nin proaktif bir yaklaşımla katılım sağlamasını kolaylaştıracaktır. Uluslararası tecrübeler ile ulusal ihtiyaçların arasındaki bağın kurulması proje açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu çerçevede, Birleşik Krallık ın projeye sağlamakta olduğu destek, son derece önemli bir fırsat olup, iklim değişikliği ile mücadele alanında uluslararası işbirliğinin de güzel bir örneğidir. Birleşik Krallık Hükümeti nin sunmuş olduğu bu destek ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye temsilciliğinin çalışmaları açısından sağlamış olduğu kolaylık için içtenlikle teşekkürlerimizi sunarım. Ayrıca, Çevre ve Orman Bakanlığı nın yanı sıra, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurumlarına iklim değişikliği sorununa ilişkin çözümün bir parçası olmaya yönelik girişimlerinden dolayı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile etkin işbirlikleri için teşekkürlerimi sunmak isterim. Sözlerime son verirken, katılımınız için teşekkür eder, tüm paydaşlara iklim değişikliği ile mücadele ve Türkiye de Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşmaya yönelik bu zorlu ama son derece önemli yolda başarılar dilerim.