ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI



Benzer belgeler
KULÜP ÜYE SAYISI : 22 Toplantı yeri : Bilkent Salus Restaurant Toplantı Saati :19.30

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

ISTANBUL ÜNIVERSITESI YINE EN IYI 500 ÜNIVERSITE ARASINDA

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

ÇARŞAMBA İZMİR GÜNDEMİ- -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı / Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

2014 ENGELLİ KAMU PERSONELİ SEÇME SINAVI (EKPSS) BAŞVURU SÜRECİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM

Pazartesi İzmir Basın Gündem

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

ÖGRENCILER IÇERIDE AILELER DISARIDA

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

18 Y A Ş Ü S T Ü B İ R E Y

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

Son yıllarda tüm dünyada mücadelesi yoğun bir şekilde devam eden, uzun süreli enerji dengesizliği sonucunda oluşan ve birçok hastalığın ortaya

Damar Tıkanıklığı Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Dikkat: En Son Güncel Haliyle, 2015 YGS Başvuruları Nasıl Yapılacak?

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Dr. Bekir KESKİNKILIÇ

İş Yerinde Psikolojik Tacizle Mücadele Paneli. (Mobbing)

TÜRK HENKEL'DE ÜST DÜZEY ATAMA

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD


PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

NEJAT İŞLER İSTANBUL'A SEVK EDİLDİ

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA

TIBBIN HAFIZASI KURTARILACAK

MOBIL SAGLIK SEKTÖRÜNÜN GELECEGI

YAŞAMBOYU SPOR ve ANTRENMAN BİLGİSİ. HAZIRLAYAN Zekeriya BAŞEKEN Beden Eğitimi Öğretmeni 1

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

KLÜ DEN SAGLIK OKURYAZARLIGI EGITIM SEMINERI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

[BİROL BAYTAN] BEYANI

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Ruhsal Bozukluklar ile İlgili Sık Görülen Yanlış İnançlar ve Gerçekler. Osman SEZGİN

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

TRSM de Rehabilitasyonun

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

Üniversiteye girişte uygulanan birinci aşama sınavı Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) başvurular, 15 Ocak'a kadar uzatıldı.

23 MAYIS 2015 SINAV UYGULAMA DUYURUSU

MAHIR KAYNAK VEFAT ETTI

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

24 MAYIS 2014 SINAV UYGULAMA DUYURUSU

EKPSS/KURA DA NE YAPMALIYIZ HAZIRLAYAN: ÜMİT KORKMAZ PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE REHBER ÖĞRETMEN

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

AB GENÇLİK POLİTİKALARINDA SAĞLIK

Türkiye nin Tansiyonunu Ölçüyoruz

DİYALİZ SEKTÖRÜNDE YAŞANAN SORUNLAR

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği

GENEL BİLGİLER. Vizit tarihi: / /

İNTERNETİN GÜVENLİ KULLANIMI VE GÜVENLİ İNTERNET HİZMETİ

TÜRKİYE BÖLGESEL HEMOFİLİ SEMPOZYUMU

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

SAĞLIKLI VE KİŞİYE ÖZEL EGZERSİZ REÇETESİ

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

OBEZİTE DİYABET VE METABOLİK HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI

SİZDEN GELENLERLE GÜCÜMÜZE GÜÇ KATIYORUZ

Dr.Jale Yüksek Pehlivan Saç Dökülmesi Artık Korkulu Rüya Değil Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 45

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

A1 : Alanya da yaşayan her bireyin daha sağlıklı ve daha huzurlu yaşaması.

Endokrin ve Metabolik Hastalıklarda Fiziksel Aktivite ve Egzersiz

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

ACIBADEM BODRUM HASTANESİ

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

İş Yerinde Ruh Sağlığı

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

Özürlü Kimdir? duyusal ve sosyal yetenekleri bakımından özür. sağlık kurulu raporu ile belgeleyenleri ifade eder.

2014-YGS SAYISAL BİLGİLER

IÜ DENIZCILIK KULÜBÜNÜN GELENEKSEL GECESI

T.C. KARABÜK ÜNİVERSİTESİİ

Pazartesi İzmir Basın Gündem

Zorbalık Türleri Nelerdir?

Hekim, Tıp Fakültesinden mezun olarak, diploma sahibi olan kişidir.

Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) nedir?

AİLE ve EVLİLİK EĞİTİM PROGRAMI PROJE DOSYASI

KPSS başvurusu nasıl yapılır?

Transkript:

ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI Portal : www.haberahval.com İçeriği : Gündem Tarih : 17.08.2014 Adres : http://www.haberahval.com/engelli-atamasi-suba-h170439.html Engelli ataması EKPSS Sonuçları EKPSS, EKPSS Sınav Sonuçları, EKPSS puan hesaplama 2014 EKPSS sınavı yapıldıktan sonra sınava girenler sabırsızlıkla EKPSS sonuçlarının... EKPSS, EKPSS Sınav Sonuçları, EKPSS puan hesaplama 2014 EKPSS sınavı yapıldıktan sonra sınava girenler sabırsızlıkla EKPSS sonuçlarının ne zamanaçıklanacağını merak etmektedir. 2014 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavının (EKPSS) sonuçları açıklandı. ÖSYMden yapılan açıklamada, 27 Nisan 2014 tarihinde yapılan 2014-EKPSSnin değerlendirme işlemlerinin tamamlandığı bildirildi. Buna göre adaylar sınav sonuçlarını T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile ÖSYMnin https://sonuc.osym.gov.tr internet adresinden öğrenebilecek. Sınav Sonuç Belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek. 27 Nisan 2014 tarihinde yapılan 2014-EKPSS nin değerlendirme işlemleritamamlanmıştır. Sınav sonuçları 9 Mayıs 2014 günü saat 17.45 den itibaren ÖSYMnin https://sonuc.osym.gov.tr internetadresinden açıklanacaktır. Adaylar sınav sonuçlarını belirtilen internetadresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebileceklerdir. Sınav Sonuç Belgesi basılmayacak ve adayların adreslerinegönderilmeyecektir. Adaylara duyurulur. ÖSYM BAŞKANLIĞI 2014-EKPSS Sonuçları 2014 EKPSS sonuçları için OSYM?den henüz resmi bir tarihbulunmamaktadır. OSYM sınav sonuçlarını önceden şu tarihte açıklayacağız diye hiç bir zamanduyuru yapmamıştır.sadece açıklanacağı gün şu saatte diye bir duyuru yapmaktadır. 2014 EKPSS sonuçları en çok 10 gün içinde açıklanması beklenmektedir. 2014 EKPSS SONUÇLARI NE ZAMAN AÇIKLANACAK SINAV BİTTİ Engelli memur adaylarına yönelik düzenlenen Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı (EKPSS) sona erdi. EKPSS, 81 il merkezinde saat 10.00²da başladı ve 60 dakika sürdü. Adaylara 60 soru yöneltildi vesınav tek oturumda gerçekleştirildi. Adaylar, kimlik ve güvenlik kontrolleri yapıldıktan sonra sınav salonlarına alındılar. Sınav engel gruplarına, öğrenim düzeylerine, engellilerin algılama ve öğrenme yeteneklerine göreyapıldı. Bazı engel gruplarına sınav süresinin üçte biri kadar ek süre verildi. Sınav ve yerleştirme sonuçları, adayların adreslerine postalanmayacak. Adaylar sınav ve yerleştirme sonuçlarını, T.C. kimlik numaraları ve şifreleriyle ÖSYMnin internet adresindenöğrenebilecek. Sınavın sonuçları memur ve işçi statüsünde personel istihdam eden kamu kurum ve kuruluşlarına; engelli personel alımlarında kullanılacak. Milli Eğitim Bakanlığınca engelli öğretmen alımlarınailişkin yerleştirme işlemleri de EKPSS sonuçlarına göre ilgili Bakanlık tarafından yapılacak. Sınavın sonuçları, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl süreyle geçerli olacak. - Adaylar sınav salonlarında ter dökerken, bazı aileler dışarıda dua etti Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavında (EKPSS) adaylar sınav salonlarında ter dökerken, bazıaileler dışarıda dua etti. İstanbulda 2014 EKPSSye girecek adaylar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü ileistanbul Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle evlerinden alınarak araçlarla sınav yerlerine götürüldü. Sınava başvuru esnasında?sınava gitmek için araç ihtiyacı olup olmadığı yönündeki soruya?ihtiyacım var şeklinde cevap verenler için özel araçlar tahsis edildi. Evlerinden alınarak sınav yerlerine götürülen adaylara, görevliler araçlara inip binerken yardımcı oldu. EKPSSye bu yıl ilk kez giren Canan Balka, Bahçelievler Kocasinan Merkez Mahallesindeki evinden alınarak Fatih Saraçhanedeki İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi binasına getirildi. Balka, sınav yerine götürülmesini görüntüleyen AA ekibine yaptığı açıklamada, teklifin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğünden geldiğini ve kendisinin de kabul ettiğini söyledi. Uygulamanın ulaşımlarını kolaylaştırdığını dile getiren Balka,?Biraz heyecanlıyım. Gerçekten çok güzel bir hizmet. Görevlilere, emeği geçenlere teşekkür ediyorum bu hizmet için dedi. Engel gruplarına ve öğrenim düzeylerine uygun hazırlanan testlerin bulunduğu sınavda adaylar, görevlilere kimliklerini göstererek salonlara alındı. Adaylar, ÖSYMnin internet adresinden edindikleri sınava giriş belgeleri, fotoğraflı ve onaylı özel kimlik belgeleri ve nüfus cüzdanlarıyla salonlara girdi. -?Sınav için 27 farklı kitapçık oluşturuldu Sınavdan önce basın mensuplarına açıklama yapan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Aylin Çiftçi, ilki 2012²de gerçekleştirilen EKPSSnin bugün ikincisinin düzenlendiğini söyledi. ÖSYMnın bu sınav için çok yoğun çalışma yürüttüğünü ve 27 farklı kitapçık oluşturulduğunu dile getiren Çiftçi, farklı engellilik durumlarına göre adaylara özel soru hazırlandığını, soru yöntemleri belirlendiğini ifade etti. Çiftçi, görme engelliler için 16-18 puntolu soru kağıtları hazırlandığını, geometri gibi şekil soruların çıkarıldığını, bu kişilerin yanlarına okuyucu ve yazıcı desteği alabildiğini, işitme engelliler için basitleştirilmiş ve kısa sorular hazırlandığını, psikiyatrik tanımlı adaylara salonlarda tek başlarına sınava girme imkanı sağlandığını, elini kullanamayanlar için yazıcı desteği sağlandığını anlattı. Farklı engel durumlarına göre farklı uygulamaların 27 kitapçıkla sunulduğunu aktaran Çiftçi, sınav için Türkiye genelinde 808 binada 11 bin 221 sınıf oluşturulduğu bildirdi. Çiftçi,?Sınavın, kamuda boş kontenjanların doldurulması için yoğun bir şekilde kullanılacağını öngörüyoruz. Yönetmelikteki değişiklikle bu sınavla sadece memur değil, aynı zamanda kamuya işçi de alınacak. Bu çok önemli bir aşama. Burada 10 binlere yaklaşan rakamlardaki kontenjanların engelli arkadaşlarımızla doldurulmasını hedefliyoruz diye konuştu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, 27 Nisan Pazar günü yapılacak Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı (EKPSS)ile ilgili AA muhabirine bazı değerlendirmelerde bulundu. 2011 yılı sonunda, engellilerin adil bir rekabet ortamında yarışabilmesini sağlamak için Devlet Memurları Kanunu değiştirilerek engelliler için ayrı ve merkezi bir sınav uygulamasının getirildiğini anımsatan İslam, 2012²de ilk sınavın Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS) adıyla gerçekleştirildiğini belirtti. Yöntemi, felsefesi ve sonuçları itibarıyla ÖMSSnin dünyada bir ilk olma özelliği taşıdığını vurgulayan İslam, soruların hazırlanmasından sınav süresinin belirlenmesine kadar adayların engel gruplarını dikkate alarak, sınav salonlarının ulaşılabilir tarzda düzenlenmesine kadar sınavın her aşamasında adayların durumuna özel tedbirler alındığını söyledi. Engelli memur sayısı 32 bini aştı İki yıl içinde 13 bine yakın engellinin yeni memur olarak atanmasının sağlandığını belirten İslam, 2002 itibarıyla engelli kontenjanında memur olarak çalışan engelli sayısı 5 bin 777 iken bu rakam bugün 32 bin 877 ye çıktı. Bir sınav ile 10 yılda yapılan yerleştirme kadar yerleştirme yapılabildi. Neredeyse yüzde 500 leri aşan bu artışlar hepimizin bileceği gibi dünyada ekonomik krizlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleştirildi diye konuştu. Bakan İslam, açık engelli memur kontenjanının 25 bin 872 olduğunu, sınava ise 66 bine yakın kişinin başvuruda bulunduğu bilgisini de paylaştı. Sınav sonucunda memuriyete yerleştirilmede mezuniyet durumunun oldukça belirleyici olduğunun görüldüğünü belirten İslam, engelli memur adaylarının memuriyete katılma şanslarını arttırmaları için eğitim seviyesini yükseltmeye önem vermesi gerektiğini kaydetti. Engelli memura yer değiştirme kolaylığı Bu yıl yapılan yönetmelik değişikliğiyle eski adı ÖMSS olan sınavın, EKPSS olarak değiştirildiğini hatırlatan İslam, özürlü kelimesi yerine engelli kelimesinin kullanıldığını ifade etti. Bakan İslam, daha önce bu sınavla sadece memur alınabilirken, yeni düzenlemeyle kamuya engelli işçi alınması için de bu sınavla fırsat eşitliğinin yaratılmış olduğuna dikkat çekti. Bakan İslam, ayrıca bu yıl çıkarılan Torba Yasa ile kendisi, eşi veya birinci derece kan hısımlığı bulunan, bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri engelli olan memurların da engellilik durumundan kaynaklanan yer değiştirme taleplerinin karşılanmasına imkan verildiğini hatırlattı. Engel durumuna göre ek süre Sınav engel gruplarına, öğrenim düzeylerine, engellilerin algılama ve öğrenme yeteneklerine göre yapılacak. Görme engelliler için grafik ve şekilli sorular sorulmayacak, isteyen görme engellilere büyük punto (16 veya 18 punto) ile basılmış soru kitapçığı, okuyucu ve işaretleyici yardımı verilecek ve buna bağlı ek süre de sağlanacak. Ellerini kullanmakta zorluk çekenlere işaretleyici yardımı verilecek ancak bunun için ek süre verilmeyecek. El ve baş hareketlerini sabit tutamayan kişilere kendilerinin talep etmesi durumunda okuyucu ve işaretleyici desteği ve buna bağlı ek süre sağlanacak. Yaygın gelişim bozukluğu veya öğrenme güçlüğü bulunan adaylara ise engel dezavantajını önlemek için işitme engellilerden ilköğretime başlama yaşı sonrası işitme engeli olanlara karmaşık ve uzun paragraflar içermeyen sorular sorulacak. Sınav süresinin üçte biri kadar ek süre verilecak. Lise mezunu olmayanlar kura ile yerleştirilecek İlköğretime başlama yaşı öncesi işitme engelli olanlar için günlük ve yaygın olarak kullanılan kelimelerden oluşan soruların yer aldığı ayrı bir test ve üçte biri kadar ek süre verilirken, dil ve konuşma engelli adaylara işitme engelli adaylarla aynı test ve üçte biri kadar yine ek süre tanınacak. Zihinsel engellilere ayrı bir test oluşturulup ve üçte biri kadar ek süre verilecek, okuyucu ve işaretleyici yardımı alarak soru kitapçığını hiç okuyamayan zihinsel engellilere ise sınav süresinin üçte ikisi kadar ek süre sağlanacak. Sınav ve yerleştirme sonuçları, adayların adreslerine postalanmayacak. Adaylar sınav ve yerleştirme sonuçlarını, T.C. kimlik numaraları ve şifreleri ile ÖSYM nin internet adresinden öğrenebilecek. Lise mezunu olamayan engelli bireyler sınava girmeyecek ancak kura ile yerleşebilecek. Bunun için 12-23 Mayısta başvurular alınacak. Adayların engel gruplarına ve öğrenim düzeylerine uygun hazırlanmış testler, adayların engel durumlarına göre sınaa uyarlamaları ile gerçekleştirilecek. Kimlik ve güvenlik kontrolleri ile salona giriş işlemlerinin zamanında yapılabilmesi için, adayların sınava girecekleri binanın kapısında, sınavdan 1 saat önce hazır bulunmaları gerekiyor. EKPSS ye girecek adaylar sınava giriş belgelerini, T.C. kimlik numaraları ve aday şifreleri ile ÖSYM nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden edinecek. Adaylar, bu belgelerinin yazıcıdan dökümünü edinirken belge üzerinde fotoğraf olmasına özen göstermesi gerekiyor. Adaylar internetten edinecekleri bu belgelerinin renkli ya da siyah-beyaz çıktılarını sınav günü yanlarında bulundurmak zorunda olacak. Belgenin ön ve arka yüzünde ÖSYM nin belirlediği bilgiler dışında herhangi bir yazı, resim, işaret vb. bulunmaması gerekiyor. Sınava Giriş Belgesi ni (fotoğraf görünür bir şekilde) yanında bulundurmayan adaylar sınava alınmayacak. Adayların sınava girebilmeleri için sınava giriş belgesinden başka fotoğraflı ve onaylı özel kimlik belgelerini de yanlarında bulundurmaları gerekiyor. Nüfus cüzdanı, pasaport, zorunlu askerlik görevini ifa eden er veya erbaşlar ile askeri öğrenciler için askeri kimlik belgesi (Bu özel durum, muvazzaf askerler için geçerli değil), Türk vatandaşlığından izin ile ayrılanlar ve bunların kanuni mirasçılarına ait Pembe veya Mavi Kartlar özel kimlik belgesi olarak kabul edilecek. Bunların dışındaki,

YRD DOÇ. DR GÜNDOGDU: 'DEPREMIN OLMA OLASıLıGı YÜZDE 62' Portal : www.karamanca.net İçeriği : Gündem Tarih : 17.08.2014 Adres : http://www.karamanca.net/haber/224334/yrd-doc-dr-gundogdu-depremin-olma-olasiligi-yuzde-62.html Bu haber 16 Ağustos 2014, Cumartesi 16:20:04 tarihnde eklendi. İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrdİstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Marmara da bir deprem olma olasılığının yüzde 62 olduğunu söyledi. Marmara Depremi nin 15 nci yıldönümü dolayısıyla Yalova nın Çiftlikköy ilçesinde belediye tarafından düzenlenen deprem programına katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Gündoğdu olası Marmara Depremi nin olma olasılığının şu an için yüzde 62 olduğunu söyledi. Bunu çok büyük bir oran olduğuna dikkat çeken Gündoğdu zamanın ise bilinemeyeceğini söyledi. Gündoğdu, 'Marmara da deprem açısından ve risk açısından çok da değişen bir şey yok. 30 yıl içerisinde bir deprem olma olasılığı yüzde 62 çok büyük bir tehlike olarak algılamak lazım bunu. Yüzde 38 oranında da olmama olasılığı var. Yüzde 1 olmama olasılığı dahi olsa 70 sene olmayabilir. San Andreas fayı buna en büyük örnektir. Bizim fayın aynısı. 70 yıldır deprem bekliyorlar onlarda. Deprem yarın olacak olsa mutlaka bunun işaretlerini görecektik. Çünkü bu konuda bilimsel çalışmalar yapıyoruz. Bunların ikisini İstanbul Ajans projesi olarak yapıyoruz. İkisi de bitti. Nilüfer Belediyesi ni iyice bir kontrol altın aldık. Çünkü orada bir yamulma görmüştük. Rahatsız edici bir bilgiydi. Ekip halinde bir çalışma sürdürüyoruz. Nilüfer Belediyesinde bir ağ kurduk. GPS leri, yer değiştirmeleri ölçüyoruz. Bir sürü değişken ölçüyoruz. Marmara nın kuzeyinde de böyle bir ağımız var. Marmara nın güneyinde ise Çınarcıkta bir ağımız var. Bu depremi önceden belirlemek için yapılan bir çalışma. Erken uyarı çalışması değil. Bir kaç gün, bir hafta hatta bir ay önceden belirlemeye çalışıyoruz. Deprem can güvenliği konusunu da gündeme getirecek. İstanbul da Marmaray da yürüyen treni depremden önce nasıl durduracaksınız. 56 saniyemiz var. Metrobüsü dar alanda nasıl durduracaksınız. Tehlike aynı ama risk bunlarla birlikte artıyor. Hele bir de o meşhur kanal yapılırsa bizim halimiz ne olur bilmem. İnşallah vaz geçerler. Bunlar hep riski arttırdı' dedi.

ÜNLÜLER NARSISTIK KIRILGANLIK YASIYOR Portal : www.sabah.com.tr İçeriği : Gündem Tarih : 17.08.2014 Adres : http://www.sabah.com.tr/pazar/2014/08/17/unluler-narsistik-kirilganlik-yasiyor Ünlüler narsistik kırılganlık yaşıyor 17.08.2014 Robin Williams ın ölümü, spot ışıkları altında yaşayanların iç dünyalarındaki karanlığı tekrar gündeme getirdi. New York ta yaşayan, ultrazenginlerin psikiyatrı T. Bayram Karasu ya göre narsistik kırılganlık ünlüleri depresyona sürüklüyor olmalı! F.M.--> Oyuncu Robin Williams, 11 Ağustos günü yaşamına kendi elleriyle son verdi. İntiharının adından gelen açıklamada oyuncunun uzun süredir depresyonla mücadele ettiği belirtiliyordu. Yıllardır kendisini kahkahalar eşliğinde izleyen hayranları ünlü komedyenin zihnindeki karanlıkla savaştığını belki de ilk kez o gün öğrendi. Milyonları yasa boğan bu trajik ölüm aslında bir ilk değil. İngiliz modacı Alexander McQueen, Nirvana nın solisti Kurt Cobain, yazar Ernest Hemingway, oyuncu Lee Thompson Young, müzisyen Amy Winehouse ve diğerleri... Daha önce de birçok şöhretli isim depresyondan çıkmanın yolu olarak intiharı seçti. 'Ünlüler aslında kalabalıklar içinde çok yalnız' cümlesi defalarca kuruldu. Şöhret ve paranın mutluluk getirmediği sayısız kez kanıtlandı. Williams ın intiharıyla gündeme gelen depresyon ve intihar ilişkisini bu kez ünlülere çok yakın bir isimle, New York ta yaşayan psikiyatr ve psikanalist Prof. Dr. Bayram Karasu ile konuştuk. - Robin Williams ın depresyonda olduğu ve bu rahatsızlığının intihar etmesine yol açtığına ilişkin açıklamalar ne derece tatmin edici? - Williams ı bizzat tanımıyorum, o yüzden ancak genel bir yorumda bulunabilirim. Biyolojik bir rahatsızlık olan majör depresyon intiharın en yaygın nedeni. Biyolojik olarak eğilimli olan kişilerde alkol ya da bağımlılık yaratan maddeler, hastalık, iş ve özel hayatla ilgili stres faktörlerinin de etkisiyle intihar görülebilir. - Ünlü isimlerin bizden daha hassas ve kırılgan oldukları doğru mu? Özel muamele mi görmeleri gerekiyor? - Ünlü isimler genellikle narsistik kırılganlığa sahipler. Kamuoyu onları özel ve farklı görür. Bunun sonucu olarak onlar da bu benzersizliğin acısını çeker. Kendilerinden etkilenmeyen, gözü korkmayan, onlara hayranlık beslemeyen bir terapiste gitmeye ihtiyaçları vardır. - Hangi durumlar ünlülerin depresyona girmesine neden olur? - Daha önce de belirttiğim gibi majör depresyon biyolojik bir rahatsızlık. Bununla birlikte kırılganlık hissiyle bağlantılı bazı özel durumlar yaşayan ünlüler de depresyona eğilim gösterir. Şöyle bir gerçek var ki, ne kadar yükseğe çıkarsanız düşüşünüz o kadar sert olur. Birçok ünlü isim sahne ışıklarının altında olduğu için sıradan insanlar gibi davranamayacağını düşünür. Arkadaşlık ve aşk ilişkilerinde istismar edilme korkusu yaşar ve çevrelerindeki insanlara güvenebileceklerini düşünemezler. Bu da birbaşınalık, soyutlanma hissi yaşamalarına neden olur. Sonucu da depresyondur. Kendilerini tam olarak ortaya çıkaramaz, sözde hayatlar yaşar ve toplumun onlar için biçtiği rolü oynarlar. Ayrıca sürekli statülerini, güçlerini ve güzelliklerini kaybetme endişesi yaşarlar çünkü her zaman alttan gelen yeni ve daha genç bir kuşak vardır. - Hangi meslekteki ünlüler ruhsal sorunlar yaşamaya daha açık? - Aktörler ve yıldızlar en kırılgan şöhretliler. Şöhret statüsü paraya bağlı olan ünlüler daha istikrarlıdır. Politika alanındaki şöhretli isimler ise gücün geçiciliğinin ve diğerlerine bağlı olduğunun farkındadır, bu yüzden de duygusal anlamda güvensiz, otoriter ve saldırgan olmaya meyillidirler. - Sizin de depresyonda olan ünlü hastlarınız var mı? - Evet, böyle hastalarım var. Hastalarım psikoterapiye, kendi sorunlarından bağımsız olarak depresyon ve anksiyetenin yaygın duygusal belirtileriyle geliyorlar. - Nedir onları kaygılandıran? Ortak sorunları var mı? - Hayatın gayesi, varolmanın anlamı, boşluk hissi gibi daha büyük varoluş sorunlarına dalacak ayrıcalıklı bir konumdalar. Ünlüler de ünlü olmayan insanlarla aynı kaygı ve şikayetlerle geliyor. Kişisel ve profesyonel konulardaki çatışma gibi... Onların bizden tek farkı, mücadelelerini medyanın didik didik ettiği halka açık alanda veriyor olmaları. - Alkol ve uyuşturucunun depresyon ve intihar üzerindeki etkileri neler? - Alkol ve uyuşturucu zihinsel fonksiyonları bulandırır ve beynin işleyişini her yönüyle değiştirir. Kullananları umutsuz ve sinirli yapar. Kişi kendinden nefret eder. Ve bu durumlar kişiyi bunaltarak depresyona duyarlı hale getirir, intihar düşüncesine iter. SOSYAL İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMIYORLAR - Ünlüler yalnız insanlar olarak bilinir. Bu bir klişe mi yoksa gerçek mi? - Ünlüler her ne kadar çevrelerini kuşatan insanlar yüzünden ender olarak yalnız kalsalar da yalnız olmaya meyilliler. İç dünyalarında yaşadıkları gelgitleri kimseyle paylaşamazlar. Onları halkın içinde göremezsiniz, sinemaya gitmek yerine evlerindeki sinema odalarında film izlerler. Evlerinde eğlenirler. Sosyal ihtiyaçlarını karşılama fırsatı bulamazlar. Dürüst olma ve gerçek yüzlerini gösterme iznini kendilerine vermezler. Özel hayatları hep mercek altındadır. Tam anlamıyla içten davranamazlar. Kendileriyle baş başa kaldıklarında bile iç dünyalarıyla yüzleşmekte güçlük çekerler. Psikoterapistlerinin işte bu engeli aşarak kendilerine ulaşması gerekir. - Efsane olmak için intihar edenler var mı? İntiharı romantize edenler... - İntihar, ciddi şekilde depresif bir insanın çok acı veren çaresizliğinin sonucu. Ciddi intihar girişimleri ikinci derece mesajlar taşıyabilir: Kendine ya da başka birine karşı beslenen öfke, efsane olmak gibi romantik bir istek, varoluş felsefesinin bir ifadesi, her şeye kadirlik gibi... - Şimdiye kadar bir hastanızı intihar etmekten vazgeçirdiniz mi? - Vazgeçirmekle kalmadım, belli adımlarla bir daha bu fikre kapılmasını da engelledim. İntihar düşüncesini dile getirmek zararsızdır hatta terapiyi açık tartışmaya dönüştürerek kişinin intihar etmesini önler. Nietzche, 'İntihar düşüncesi birçok kişinin hayatını kurtarmıştır' der. - İntihar etmeyi ciddi ciddi düşünen bir hastaya nasıl davranılır? - Eğer bir hastamın intihara gerçekten meyili olduğunu fark edersem sürekli gözetim altında olması için bir hastaneye yatırılmasını sağlarım, ya da özel mülkünde 24 saat sağlık görevlisi eşliğinde tutulmasını isterim. İntihar düşüncesi sınırlı bir zaman boyunca kişinin aklına düşer. İki hafta hastanede yatmak ve tedavi görmek bile intiharı önleyebilir. Üzerinde önemle durulması gereken bir nokta ise, kişinin intihar edeceğini öngörmenin her zaman mümkün olmaması. - Ünlülerin trajik sonları biz hayranlarını da çok üzüyor. Bu üzüntüyle nasıl başa çıkabiliriz? - Acı çekerek... Keder ve yas güvenli ve sağlıklı bir psikolojik süreçtir. MUTLULUĞUN SIRRI SIRADANLIK 'Sıradanlığın bilgeliğine sahip olmak mutluluğun ön şartı. Rumi der ki; İçindeki kapıyı çal, başka kapıyı değil. Sahip olduklarına şükret ve diğerlerinin hayal ettiklerine sahip olması için yardımcı ol. Merhamet et. Voltaire, CANDİDE YA DA İYİMSERLİK eserinde Mutluluk kendi bahçeni sürmektir der. Bence bu sadece memnuniyet verir. Gerçek mutluluk başkalarının bahçelerini sürmekle elde edilir. Formül basit: Birlikte olduğunuz insanları ve çalıştığınız işi sevin, bir yere ait olun, dünyanın kutsal bütünlüğüne ve hepimizin ortak bir iyiye ait olduğumuza inanın, evrenin hepimizin geldiği kutsal bir rahim olduğunu ve ruhun devamlılığını unutmayın.' 45 DAKİKALIK SEANSI 600 DOLAR 1935 te Erzurum da doğan Prof. Dr. T. Bayram Karasu, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. 1964 te Yale Üniversitesi ne kabul edilen Karasu, halen Albert Einstein Tıp Okulu nun psikiyatri ve davranış bilimleri bölüm başkanlığı görevini yürütüyor. Karasu nun çoksatan iki kitabı Huzurlu Yaşama Sanatı ve Mutluluğun Sırrı isimleriyle Türkçe ye de çevrildi. Ultrazenginlerin psikiyatrı olarak tanınan Karasu nun 45 dakikalık seans ücretinin 600 dolar olması ABD medyasında haber olmuştu. KURT COBAİN 5 Nisan 1994 te intihar etti. Ünlü müzisyen, depresyonda olduğu bir dönemde aşırı dozda uyuşturucu aldıktan sonra av tüfeğiyle kendisini başından vurdu. AMY WİNEHOUSE 23 Temmuz 2011 de evinde ölü bulundu. Yetkililer, intihar kelimesini kullanmasalar da yetenekli müzisyenin ölüm nedenini ölümcül olabilecek kadar yüksek düzeyde alkol olarak açıklamışlardı. ALEXANDER MCQUEEN Annesinin ölümünden sonra depresyona girdiği ileri sürülen İngiliz modacı, 11 Şubat 2010 da evinde uyuşturucu kokteyli aldıktan sonra kendisini astı. LEE THOMPSON YOUNG Rizzoli & Isles dizisinin genç oyuncusu intihar ederek yaşamına son verdi. Young ın hassas bir karaktere sahip olduğu biliniyordu. ERNEST HEMİNGWAY Amerikalı yazar ve gazeteci, 1961 yılında tabancayla kendini başından vurdu. Yazar uzun süredir depresyondaydı. MELTEM FIRATLI

KANEPELER SAGLIGA ZARARLI Portal : www.saglikekibi.com İçeriği : Haber Adres : http://www.saglikekibi.com/can/saglik-haber/kanepeler-sagliga-zararli.html Kanepeler sağlığa zararlı Ayrıntılar : Harvard Tıp Fakültesinden Dr. I-Min-Lee uyardı: Koltuklar artık üzerine sağlığa zararlıdır uyarısı yazılarak satılmalı. Amerikan Spor Hekimliği Derneği nin düzenlediği ve Orlandoda 5²incisi gerçekleştirilen?egzersiz İlaçtır Kongresinde bir araya gelen doktorlar, gittikçe artan obeziteyle birlikte kalp damar hastalıkları, tip 2 diyabet gibi hastalıkların da egzersiz ile ilişkisine dikkat çekildi. Kongreye Türkiyeden de Türkiye Spor Hekimleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Ülkar katıldı. 16 Ağustos 2014 Ciddi uyarı: Kanepeler çok zararlı 0 Paylaş inpaylaşın - A + 90 farklı ülkeden 45.000 akademisyen ve uzmandan oluşan Amerikan Spor Hekimliği Derneği, spor bilimleri ve spor hekimliği alanında çalışmalar yapıyor. Derneğin, Orlando da yapılan yıllık bilimsel toplantısında spor hekimliği, egzersiz bilimleri, fiziksel aktivite ve toplum sağlığına ilişkin olarak 70 den fazla farklı alt disipline ait yeni klinik teknikler, bilimsel gelişmeler ve bu alanlara yön veren üst düzey araştırmalar paylaşıldı. Kongreyi takip eden uzmanlar izlenimlerini şu şekilde aktardı: Koltuklar, üzerine sağlığa zararlıdır uyarısı yazılarak mı satılmalı? Harvard Tıp Fakültesi nden Dr. I-Min-Lee nin `Yaşamak İçin Hareket Et: Koltuklar, üzerine sağlığa zararlıdır uyarısı yazılarak mı satılmalı başlıklı çarpıcı bir konferans verdi. Dr. Lee giderek artan sayıda çalışmanın, modern dünyamızda oturmanın kanser, kalp damar hastalıkları, inme, hipertansiyon gibi ölümcül hastalıklarla anıldığına işaret etti. Dr. Lee, var olan bilimsel verilerin ışığında koltuğun sağlığa zararlı olduğunu belirterek oturmayı `yeni sigara içme tehlikesi olarak tanımlayarak `bırakmanın zamanıdır dedi. ACSM yi takip eden Aktif Yaşam Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Haydar Demirel, yapılan çalışmaların oturma süresi uzadıkça tip 2 diyabete yakalanma riskinin de arttığını gösterdiğini belirterek: 'Aslında sandalye ve koltuk geçmişte sadece kısıtlı sayıda insan tarafından kullanırken 16. yüzyıldan itibaren insan yaşamına daha çok girmeye başladı. Günümüzde ise insanoğlu büyük ölçüde çalışırken, işe gidip gelirken, evde sürekli oturuyor. Böylece günde ortalama oturma süresi 10 saati buluyor. Oturmanın ölümcül olabileceğine ilişkin ilk vaka 80 saat boyunca oturduğu yerde internet oyunu oynayan 24 yaşındaki bir erkekte görülen ve kan akımının azalması sonucu oluşan pıhtılaşma olayıdır. Avustralya da 60.000 kişi üzerinde yapılan çalışma da günde 4 saat ve üzeri oturanlarda kronik hastalıklara yakalanma riskinin önemli ölçüde arttığı gösterildi. Dahası bu durum kişinin yaşı, cinsiyeti, beden kitle indeksi ya da fiziksel aktivite düzeyinden bağımsız idi. Nitekim bir başka çalışmada günlük oturma süresi 11 saatin üzerinde olan insanlarda günde 4 saat oturanlara göre üç yıl içerisinde ölüm riski yüzde 40 artıyordu. 23.016 sağlıklı kadında yapılan Kadın Genomu Sağlık Çalışması isimli araştırma sonuçlarına göre de fiziksel fitness düzeyi ne olursa olsun fiziksel aktif kadınların koroner kalp hastalığına yakalanma riskinin daha düşük olduğu belirtiliyor' dedi. ACSM ye katılan, Türkiye Spor Hekimleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Ülkar, kongre süresince obezitenin önemli bir hastalık olduğu, ancak hareketsiz yaşamın bundan daha da büyük bir sorun olduğunun pek çok oturumda vurgulandığını belirterek?egzersiz ilaçtır sloganının gerçekliğinin pekişmiş olduğunu ifade etti. YAPTIĞINIZ EGZERSİZ GELECEK NESİLLERE MİRAS Prof. Dr. Bülent Ülkar, 'Düzenli egzersizle yalnızca egzersiz yapan kişinin vücudunda değil, aynı zamanda genetik yapısında da olumlu değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Egzersizin yararlı etkisi gelecek nesillere aktarılacak çok değerli bir mirastır. İLAÇ YERİNE?ERKEN YAŞTA BAŞLAYAN EGZERSİZ ALIŞKANLIĞI Egzersiz yapmak yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan, başta kas iskelet sistemi, kardiyovasküler sistem ve beyin işlevindeki değişiklikler olmak üzere pek çok olumsuz etkiyi önleyebilir veya geciktirebilir. Buradan çıkan sonuç; giderek yaşlanan nüfus için?ilaç yerine?erken yaşta başlayan egzersiz alışkanlığı hem daha kaliteli hem de düşük sağlık giderleriyle yaşamak anlamına gelmektedir' dedi?orta ŞİDDETTE EGZERSİZ YAŞLILARDA FİZİKSEL DÜŞÜKLÜĞÜ ÖNLÜYOR Türkiye Spor Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Metin Ergün, de kongrede paylaşılan araştırma sonuçlarına değindi: 'Fiziksel aktivite ile sağlıklı ve başarılı yaşlanma ilişkisinin araştırıldığı ve bu alandaki en kapsamlı çalışma olan `The Life Study araştırmasının sonuçları paylaşılmıştır. İleri yaşta 400 metre kadar yürüyememenin majör bir fiziksel kısıtlılık kriteri olarak alındığı araştırmada; 70-89 yaşlarında 1635 kişi egzersiz programı ve sağlık eğitimi olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Egzersizler 2 yıl boyunca haftada 150 dakika yürüyüş ve oturur pozisyonda küçük ağrırlıklarla bacaklara yönelik kuvvet çalışmalarını içermekteydi. Araştırma sonunda egzersiz yapanların inaktif veya hareketsiz yaşlılara göre yürüyüş mesafe oranlarının %18 arttığı ve daha da önemlisi fiziksel kısıtlılık gelişiminin %28 daha az olduğu ortaya konmuştur. Bu sonuçlar, orta şiddetteki egzersizlerin, yaşlılarda hızla gelişen fiziksel düşkünlüğün önlenmesinde ve onların daha aktif ve bağımsız bir yaşam sürmelerinde anahtar rol oynadığını göstermektedir. YÜRÜYÜŞ DÜNYADA EN ÇOK ÖNERİLEN EGZERSİZ Yürüyüş dünyada en çok önerilen egzersiz türüdür. Ortaya çıkan kanıtlar egzersiz dışı günlük aktivitenin artmasının ve/veya hareketsiz yaşam davranışının değiştirilmesinin sağlık üzerinde bağımsız rolü olduğunu göstermektedir. Bu durum `daha çok yürü, daha az otur ve egzersiz yap sloganı ile ifade bulmaktadır. Moleküler biyoloji araştırmaları egzersize bağlı olarak ortaya çıkan bazı fiziksel değişikliklerin bazen DNA üzerinde de kimyasal değişikliklere neden olabildiğini göstermektedir. Genetik yapıdaki bu adaptasyonların gelecek nesilleri de olumlu etkilemesi beklenmektedir.' KRONİK HASTALIĞI OLANLAR KONDİSYONU ARTIRMALI Kronik hastalığı olanlar kas kitlelerini kaybetmeden, uygun egzersiz programları ile kilo kaybetmeli, kardiyovasküler kondisyonunu arttırmalı. Kongrede konuşulan güncel araştırmalara değinen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Karpuz `Obezite Paradoksu hakkında şu bilgileri verdi: HAFİF KİLOLULAR ZAYIFLARDAN DAHA SAĞLIKLI 'Geçtiğimiz on yıl içinde yapılan çeşitli çalışmalarda, Vücut Kitle İndeksi (VKİ) baz alınarak kişilerin kilo durumlarının değerlendirildiği durumlarda, özellikle de kalp yetersizliği ya da koroner arter hastalığı gibi tümü hasta olan bireyler arasında yapılan kıyaslamalarda, hafif kilo fazlası olanların kısa dönem mortalitelerinin VKİ<25 kg/m2 olanlara kıyasla daha az olduğunun gösterilmesi sonucu literatürde 'obezite paradoksu' adı verilen bir deyiş yerleşti. Ancak fazla kiloların getirdiği bu avantajlı durum hafif kilo fazlası gruplarda görülmekte olup obezite şiddeti arttıkça mortalite tekrar artışa geçmektedir. KRONİK HASTALIĞI OLANLAR KAS KÜTLESİNİ KAYBETMEMELİ Hasta olmuş kişiler arasında (hipertansiyon, kalp yetersizliği, koroner arter hastalığı vb.) bir J şekilli mortalite eğrisi olduğu, yani aşırı az ve aşırı fazla Vücut Kitle İndeksi değerlerinde mortalitenin fazla, hafif kilo fazlası olanlarda ise az olduğu söylenebilmektedir. Burada önemli olan nokta ise bu karşılaştırmaların zaten hastalık başlamış bireyler arasında yapılıyor olmasıdır. Yani, hiç hastalığı olmayan sağlıklı bireylerde kilo fazlalığının getirdiği kardiyovasküler kronik hastalık riskindeki artışa tezat oluşturabilecek bir durum söz konusu değildir. Burada daha çok önemli olanın kronik hastalığı olan bireyin kas kütlesini kaybetmeden, uygun egzersiz programları ile kilo kaybederek kardiyovasküler kondisyonunu arttırması olduğu düşünülmektedir. Yani kronik hastalığı olanlara kilo almanın daha iyi olacağı mesajı verilmemeli, bunun yerine kilo azaltılmasının faydalı olabilmesi için hedefin kardiyovasküler kondisyonu iyileştirecek uygun bir egzersizin uygulanmaya başlaması önerisi yapılmalıdır. Sağlıklı bireylerde uygun kilonun sağlanıp idame ettirilmesi birincil korunma için önemini korumaktadır. Obezite paradoksu klinisyenlere kronik hastalığı olan hastaları ile ilgilenirken vücut ağırlık dengeleri konusunda dikkatli olmalarını gösteren önemli bir örnektir.' Zayıf olan hareketsiz biri kilolu olup hareket eden birinden daha fazla hastalanma riskini sahip! Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aylin Hasbay Büyükkaragöz takip ettiği Egzersiz İlaçtır Kongresi nde öncelikle hareketsizliğin şişmanlıktan daha önemli sağlık riski taşıdığının birçok konuşmada belirtildiğini söyleyerek: 'Kongrede sıklıkla zayıf olan hareketsiz birinin kilolu olup hareketli birine kıyasla sağlık açısından daha riskli durumda olduğu üzerinde duruldu. Kilolu olma durumu bilindiği gibi sağlık açısından çok riskli olmayıp hareketsizlikle birleştiğinde problem yaratmaktadır. Yapılan çalışmalar kızlarda özellikle 11 yaş sonrası aktivitenin çok azaldığı ve bu dönemin ergenlik başlangıcı dönemle aynı zamana geldiği belirtilmektedir. Bu yaş grubunda hareketliliğin artması için okullara çok önemli görevler düşüyor' dedi. 16 Ağustos 2014. Bir Önceki Yazı «Kalp ameliyatı ve küçük kesi Bir Sonraki Yazı Soru Sormak için Resme Tıklayın Sizde bu konu ile ilgili yorum yapabilir Soru Sorabilirsiniz Yorum yaparken veya Soru Sorarken! Düzgün bir Türkçe kullanınız! Argo ve küfürlü kelimeler kullanmayınız! İnsanları rencide edici ithamlarda lütfen bulunmayınız! Saçma isim ve yanlış mail adresli sorular cevaplanmaz Cevabı iptal etmek için tıklayın. İsim (soy isme gerek YOK) E-posta (yayımlanmayacak) (gerekli)

HENKEL`DEN KANSERLI ÇOCUKLARA DESTEK Portal : www.sagligimicinhersey.com İçeriği : Sağlık Adres : http://www.sagligimicinhersey.com/saglikhaber_detay_1494_1_henkelden_kanserli_cocuklara_destek Henkel`den Kanserli Çocuklara Destek03.07.2012-1373 defa okundu. Henkel, anlamlı bir çalışmayı daha hayata geçirdi. Maddi sorunları nedeniyle tedavi süreci aksayan çocuklara destek vermek için kurulan Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) ile işbirliği yapan Henkel, kanser tedavisi gören çocuklar ve aileleri için yapılan aile evinin bahçesinin düzenlenmesi üstlendi. Türk Henkel Yapıştırıcı Teknolojileri Genel Müdürü Mauro Beccaro ile Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Yapıştırıcı Teknolojileri Başkanı Csaba Szendreinin de bulunduğu 17 Henkel yöneticisi, binanın bahçesinin boyanması, duvar resmi yapılması, kitaplık monte edilmesi, bahçe çimlerinin yerleştirilmesi, çiçeklerin ekilmesi ve bahçe mimarisinin tamamen yenilenmesi işlemlerini gün boyu yoğun ve titiz bir çalışma ile tamamladı. Bununla birlikte vakfa gelir sağlanması amacıyla da yeni projeler üzerinde çalışmalar yürütülüyor. HENKEL İÇİN ÇOCUKLARA DESTEK HER ŞEYDEN ÖNEMLİ Türk Henkel Kurumsal İletişim Müdürü Hande Ardane, kanserli çocuklar için güçlü bir yardım eli uzatmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek,?ortadoğu ve Afrika bölgelerinden gelen üst düzey yöneticilerin, bizzat kendi emekleriyle bu katkıyı sağlamaları bizim için çok değerli. Bu çalışma, kurumsal gönüllülük konusunda tüm Henkel çalışanlarına örnek teşkil etti. Desteğe ihtiyacı olan çocuklarımıza ve ailelerine huzurlu bir ortam oluşturmak, tedavi süreçleri için moral ve katkı sağlamak, her şeyden daha önemliydi dedi. KATKIMIZI SÜREKLİ KILACAĞIZ Türk Henkel Yapıştırıcı Teknolojileri Genel Müdürü Mauro Beccaro ise şunları söyledi:?farklı ülkelerden yöneticileri sürece dahil etmek, yaptığımız katkıları çok daha anlamlı kılmaktadır. Ekip olarak böylesi bir gönüllülük etkinliğini ilk defa üstlendik ve Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki diğer ülkelerde de aynısını yapmak niyetindeyiz. Kendimizi tüm ülkelerde bu gönüllülük etkinliklerine dahil olmaya adamış durumdayız. Bu doğrultuda desteğin devamlılığını sağlamak için yerel yönetim ekiplerimizi de bu sürecin içinde yer almak için teşvik edeceğiz AİLELER VE HEKİMLER BİRLİKTE KURDU Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV), 2000 yılında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Servisi nde çocukları tedavi görmekte olan aileler ile hekimlerinin bir araya gelmeleriyle kuruldu. Maddi sorunları nedeniyle tedavileri aksama riski taşıyan çocukların, tedavilerinin sürekliliğini sağlamayı amaçlayan vakıf, psikolojik destek ve çocuk psikolojisine uygun tedavi ortamının yaratılmasını da hedefliyor. «Geri

YRD DOÇ. DR GÜNDOGDU: 'DEPREMIN OLMA OLASILIGI YÜZDE 62' Portal : www.tarim2023.com İçeriği : Tarım/Hayvancılık Adres : http://www.tarim2023.com/yrd-doc-dr-gundogdu-depremin-olma-olasiligi-yuzde-62.1381992 Yrd doç. dr gündoğdu: 'depremin olma olasılığı yüzde 62' Anasayfa > Güncel İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Marmara da bir deprem olma olasılığının yüzde 62 olduğunu söyledi. Marmara Depremi nin 15 nci yıldönümü İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Marmara da bir deprem olma olasılığının yüzde 62 olduğunu söyledi. Marmara Depremi nin 15 nci yıldönümü dolayısıyla Yalova nın Çiftlikköy ilçesinde belediye tarafından düzenlenen deprem programına katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Gündoğdu olası Marmara Depremi nin olma olasılığının şu an için yüzde 62 olduğunu söyledi. Bunu çok büyük bir oran olduğuna dikkat çeken Gündoğdu zamanın ise bilinemeyeceğini söyledi. Gündoğdu, 'Marmara da deprem açısından ve risk açısından çok da değişen bir şey yok. 30 yıl içerisinde bir deprem olma olasılığı yüzde 62 çok büyük bir tehlike olarak algılamak lazım bunu. Yüzde 38 oranında da olmama olasılığı var. Yüzde 1 olmama olasılığı dahi olsa 70 sene olmayabilir. San Andreas fayı buna en büyük örnektir. Bizim fayın aynısı. 70 yıldır deprem bekliyorlar onlarda. Deprem yarın olacak olsa mutlaka bunun işaretlerini görecektik. Çünkü bu konuda bilimsel çalışmalar yapıyoruz. Bunların ikisini İstanbul Ajans projesi olarak yapıyoruz. İkisi de bitti. Nilüfer Belediyesi ni iyice bir kontrol altın aldık. Çünkü orada bir yamulma görmüştük. Rahatsız edici bir bilgiydi. Ekip halinde bir çalışma sürdürüyoruz. Nilüfer Belediyesinde bir ağ kurduk. GPS leri, yer değiştirmeleri ölçüyoruz. Bir sürü değişken ölçüyoruz. Marmara nın kuzeyinde de böyle bir ağımız var. Marmara nın güneyinde ise Çınarcıkta bir ağımız var. Bu depremi önceden belirlemek için yapılan bir çalışma. Erken uyarı çalışması değil. Bir kaç gün, bir hafta hatta bir ay önceden belirlemeye çalışıyoruz. Deprem can güvenliği konusunu da gündeme getirecek. İstanbul da Marmaray da yürüyen treni depremden önce nasıl durduracaksınız. 5-6 saniyemiz var. Metrobüsü dar alanda nasıl durduracaksınız. Tehlike aynı ama risk bunlarla birlikte artıyor. Hele bir de o meşhur kanal yapılırsa bizim halimiz ne olur bilmem. İnşallah vaz geçerler. Bunlar hep riski arttırdı' dedi

HASTANE YÖNETICILIGINE KIZILKAYA ATANDI Portal : www.haberx.com İçeriği : Gündem Adres : http://www.haberx.com/hastane_yoneticiligine_kizilkaya_atandi(17,n,11657242,721).aspx HASTANE YÖNETİCİLİĞİNE KIZILKAYA ATANDI 16.08.2014 11:12 Tweet Follow KAHRAMANMARAŞ (İHA) - Elbistan Devlet Hastanesi Yöneticiliği ve Başhekimliği ne Dahiliye Uzmanı Dr. Nedim Kızılkaya atandı. Kızılkaya, Elbistan a gelerek, yeni görevine başladı.yaklaşık 2 yıldan beri Elbistan Devlet Hastanesi Yöneticisi olarak görev yapan Uzman Dr. Fatih Kılaç ın yerine atanan Dr. Nedim Kızılkaya, 1962 Elbistan doğumlu.1985 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun olan Dr. Nedim Kızılkaya, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi nde ihtisas eğitimini tamamlayarak, 1996 yılında dihiliye uzmanı oldu.son 3 yıla kadar Elbistan Devlet Hastanesi nde görev yapan Dahiliye Uzmanı Dr. Nedim Kızılkaya, İstanbul-Bakırköy Lepra Hastanesi nde görev yapıyordu.

'KANEPELERIN ÜZERINE SAGLIGA ZARARLI YAZILSIN' Portal : www.aksiyonhaber.com İçeriği : Gündem Adres : http://www.aksiyonhaber.com/kanepelerin-uzerine-sagliga-zararli-yazilsin-102409h.htm Kanepelerin üzerine sağlığa zararlı yazılsın 16.08.2014 16:03 Harvard Tıp Fakültesi nden Dr. I-Min-Lee uyardı: Koltuklar artık üzerine sağlığa zararlıdır uyarısı yazılarak satılmalı.90 farklı ülkeden 45.000 akademisyen ve uzmandan oluşan Amerikan Spor Hekimliği Derneği, spor bilimleri ve spor hekimliği alanında çalışmalar yapıyor. Derneğin, Orlando da yapılan yıllık bilimsel toplantısında spor hekimliği, egzersiz bilimleri, fiziksel aktivite ve toplum sağlığına ilişkin olarak 70 den fazla farklı alt disipline ait yeni klinik teknikler, bilimsel gelişmeler ve bu alanlara yön veren üst düzey araştırmalar paylaşıldı.kongreyi takip eden uzmanlar izlenimlerini şu şekilde aktardı:koltuklar, üzerine sağlığa zararlıdır uyarısı yazılarak mı satılmalı?harvard Tıp Fakültesi nden Dr. I-Min-Lee nin `Yaşamak İçin Hareket Et: Koltuklar, üzerine sağlığa zararlıdır uyarısı yazılarak mı satılmalı başlıklı çarpıcı bir konferans verdi. Dr. Lee giderek artan sayıda çalışmanın, modern dünyamızda oturmanın kanser, kalp damar hastalıkları, inme, hipertansiyon gibi ölümcül hastalıklarla anıldığına işaret etti. Dr. Lee, var olan bilimsel verilerin ışığında koltuğun sağlığa zararlı olduğunu belirterek oturmayı `yeni sigara içme tehlikesi olarak tanımlayarak `bırakmanın zamanıdır dedi.acsm yi takip eden Aktif Yaşam Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Haydar Demirel, yapılan çalışmaların oturma süresi uzadıkça tip 2 diyabete yakalanma riskinin de arttığını gösterdiğini belirterek:'aslında sandalye ve koltuk geçmişte sadece kısıtlı sayıda insan tarafından kullanırken 16. yüzyıldan itibaren insan yaşamına daha çok girmeye başladı. Günümüzde ise insanoğlu büyük ölçüde çalışırken, işe gidip gelirken, evde sürekli oturuyor. Böylece günde ortalama oturma süresi 10 saati buluyor. Oturmanın ölümcül olabileceğine ilişkin ilk vaka 80 saat boyunca oturduğu yerde internet oyunu oynayan 24 yaşındaki bir erkekte görülen ve kan akımının azalması sonucu oluşan pıhtılaşma olayıdır. Avustralya da 60.000 kişi üzerinde yapılan çalışma da günde 4 saat ve üzeri oturanlarda kronik hastalıklara yakalanma riskinin önemli ölçüde arttığı gösterildi. Dahası bu durum kişinin yaşı, cinsiyeti, beden kitle indeksi ya da fiziksel aktivite düzeyinden bağımsız idi. Nitekim bir başka çalışmada günlük oturma süresi 11 saatin üzerinde olan insanlarda günde 4 saat oturanlara göre üç yıl içerisinde ölüm riski yüzde 40 artıyordu.23.016 sağlıklı kadında yapılan Kadın Genomu Sağlık Çalışması isimli araştırma sonuçlarına göre de fiziksel fitness düzeyi ne olursa olsun fiziksel aktif kadınların koroner kalp hastalığına yakalanma riskinin daha düşük olduğu belirtiliyor' dedi.acsm ye katılan, Türkiye Spor Hekimleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Ülkar, kongre süresince obezitenin önemli bir hastalık olduğu, ancak hareketsiz yaşamın bundan daha da büyük bir sorun olduğunun pek çok oturumda vurgulandığını belirterek 'egzersiz ilaçtır' sloganının gerçekliğinin pekişmiş olduğunu ifade etti.yaptiğiniz EGZERSİZ GELECEK NESİLLERE MİRASProf. Dr. Bülent Ülkar, 'Düzenli egzersizle yalnızca egzersiz yapan kişinin vücudunda değil, aynı zamanda genetik yapısında da olumlu değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Egzersizin yararlı etkisi gelecek nesillere aktarılacak çok değerli bir mirastır.ilaç YERİNE 'ERKEN YAŞTA BAŞLAYAN EGZERSİZ ALIŞKANLIĞI'Egzersiz yapmak yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan, başta kas iskelet sistemi, kardiyovasküler sistem ve beyin işlevindeki değişiklikler olmak üzere pek çok olumsuz etkiyi önleyebilir veya geciktirebilir. Buradan çıkan sonuç; giderek yaşlanan nüfus için 'ilaç' yerine 'erken yaşta başlayan egzersiz alışkanlığı' hem daha kaliteli hem de düşük sağlık giderleriyle yaşamak anlamına gelmektedir' dedi'orta ŞİDDETTE EGZERSİZ YAŞLILARDA FİZİKSEL DÜŞÜKLÜĞÜ ÖNLÜYOR'Türkiye Spor Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Metin Ergün, de kongrede paylaşılan araştırma sonuçlarına değindi:'fiziksel aktivite ile sağlıklı ve başarılı yaşlanma ilişkisinin araştırıldığı ve bu alandaki en kapsamlı çalışma olan `The Life Study araştırmasının sonuçları paylaşılmıştır. İleri yaşta 400 metre kadar yürüyememenin majör bir fiziksel kısıtlılık kriteri olarak alındığı araştırmada; 70-89 yaşlarında 1635 kişi egzersiz programı ve sağlık eğitimi olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Egzersizler 2 yıl boyunca haftada 150 dakika yürüyüş ve oturur pozisyonda küçük ağrırlıklarla bacaklara yönelik kuvvet çalışmalarını içermekteydi. Araştırma sonunda egzersiz yapanların inaktif veya hareketsiz yaşlılara göre yürüyüş mesafe oranlarının %18 arttığı ve daha da önemlisi fiziksel kısıtlılık gelişiminin %28 daha az olduğu ortaya konmuştur. Bu sonuçlar, orta şiddetteki egzersizlerin, yaşlılarda hızla gelişen fiziksel düşkünlüğün önlenmesinde ve onların daha aktif ve bağımsız bir yaşam sürmelerinde anahtar rol oynadığını göstermektedir.yürüyüş DÜNYADA EN ÇOK ÖNERİLEN EGZERSİZYürüyüş dünyada en çok önerilen egzersiz türüdür. Ortaya çıkan kanıtlar egzersiz dışı günlük aktivitenin artmasının ve/veya hareketsiz yaşam davranışının değiştirilmesinin sağlık üzerinde bağımsız rolü olduğunu göstermektedir. Bu durum `daha çok yürü, daha az otur ve egzersiz yap sloganı ile ifade bulmaktadır.moleküler biyoloji araştırmaları egzersize bağlı olarak ortaya çıkan bazı fiziksel değişikliklerin bazen DNA üzerinde de kimyasal değişikliklere neden olabildiğini göstermektedir. Genetik yapıdaki bu adaptasyonların gelecek nesilleri de olumlu etkilemesi beklenmektedir.'kronik HASTALIĞI OLANLAR KONDİSYONU ARTIRMALIKronik hastalığı olanlar kas kitlelerini kaybetmeden, uygun egzersiz programları ile kilo kaybetmeli, kardiyovasküler kondisyonunu arttırmalı.kongrede konuşulan güncel araştırmalara değinen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Karpuz `Obezite Paradoksu hakkında şu bilgileri verdi:hafif KİLOLULAR ZAYIFLARDAN DAHA SAĞLIKLI'Geçtiğimiz on yıl içinde yapılan çeşitli çalışmalarda, Vücut Kitle İndeksi (VKİ) baz alınarak kişilerin kilo durumlarının değerlendirildiği durumlarda, özellikle de kalp yetersizliği ya da koroner arter hastalığı gibi tümü hasta olan bireyler arasında yapılan kıyaslamalarda, hafif kilo fazlası olanların kısa dönem mortalitelerinin VKİ<25 kg/m2 olanlara kıyasla daha az olduğunun gösterilmesi sonucu literatürde 'obezite paradoksu' adı verilen bir deyiş yerleşti. Ancak fazla kiloların getirdiği bu avantajlı durum hafif kilo fazlası gruplarda görülmekte olup obezite şiddeti arttıkça mortalite tekrar artışa geçmektedir.kronik HASTALIĞI OLANLAR KAS KÜTLESİNİ KAYBETMEMELİHasta olmuş kişiler arasında (hipertansiyon, kalp yetersizliği, koroner arter hastalığı vb.) bir J şekilli mortalite eğrisi olduğu, yani aşırı az ve aşırı fazla Vücut Kitle İndeksi değerlerinde mortalitenin fazla, hafif kilo fazlası olanlarda ise az olduğu söylenebilmektedir. Burada önemli olan nokta ise bu karşılaştırmaların zaten hastalık başlamış bireyler arasında yapılıyor olmasıdır. Yani, hiç hastalığı olmayan sağlıklı bireylerde kilo fazlalığının getirdiği kardiyovasküler kronik hastalık riskindeki artışa tezat oluşturabilecek bir durum söz konusu değildir.burada daha çok önemli olanın kronik hastalığı olan bireyin kas kütlesini kaybetmeden, uygun egzersiz programları ile kilo kaybederek kardiyovasküler kondisyonunu arttırması olduğu düşünülmektedir. Yani kronik hastalığı olanlara kilo almanın daha iyi olacağı mesajı verilmemeli, bunun yerine kilo azaltılmasının faydalı olabilmesi için hedefin kardiyovasküler kondisyonu iyileştirecek uygun bir egzersizin uygulanmaya başlaması önerisi yapılmalıdır.sağlıklı bireylerde uygun kilonun sağlanıp idame ettirilmesi birincil korunma için önemini korumaktadır. Obezite paradoksu klinisyenlere kronik hastalığı olan hastaları ile ilgilenirken vücut ağırlık dengeleri konusunda dikkatli olmalarını gösteren önemli bir örnektir.'zayıf olan hareketsiz biri kilolu olup hareket eden birinden daha fazla hastalanma riskini sahip!acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aylin Hasbay Büyükkaragöz takip ettiği Egzersiz İlaçtır Kongresi nde öncelikle hareketsizliğin şişmanlıktan daha önemli sağlık riski taşıdığının birçok konuşmada belirtildiğini söyleyerek: 'Kongrede sıklıkla zayıf olan hareketsiz birinin kilolu olup hareketli birine kıyasla sağlık açısından daha riskli durumda olduğu üzerinde duruldu. Kilolu olma durumu bilindiği gibi sağlık açısından çok riskli olmayıp hareketsizlikle birleştiğinde problem yaratmaktadır. Yapılan çalışmalar kızlarda özellikle 11 yaş sonrası aktivitenin çok azaldığı ve bu dönemin ergenlik başlangıcı dönemle aynı zamana geldiği belirtilmektedir. Bu yaş grubunda hareketliliğin artması için okullara çok önemli görevler düşüyor' dedi.

`ROMATIZMAYA INAT DURMASIN HAYAT` Portal : www.sagligimicinhersey.com İçeriği : Sağlık Adres : http://www.sagligimicinhersey.com/saglikhaber_detay_1655_1_romatizmaya_inat_durmasin_hayat_ `Romatizmaya İnat Durmasın Hayat` 12.10.2012-1364 defa okundu. 12 Ekim Dünya Artrit Günü, 1996dan bu yana pek çok ülkede romatizma hastalarının kısıtlılıklarını duyurmak için farkındalık oluşturma günü olarak kabul ediliyor. Romatoid artrit (RA) ve ankilozan spondilit (AS) hastalarının gündelik hayatlarında karşılaştıkları zorluklar ve engellerle mücadelesini konu alan?romatizmaya İnat Durmasın Hayat fotoğraf yarışması sonuçları, 12 Ekim Dünya Artrit Gününde Türkiye Romatoloji Derneği (TRD) tarafından açıklandı. TRD Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Hamuryudan hastalıklarla ilgili ülkemize ve dünyaya dair önemli verileri ve tedavi konusundaki son gelişmeleri paylaştı.?romatizmaya İnat Durmasın Hayat fotoğraf yarışması, hastaların sağlıklarını olduğu kadar sosyal hayatlarını ve yaşam kalitelerini de önemli ölçüde etkileyen romatoid artrit (RA) ve ankilozan spondilit (AS) hastalıklarına dikkat çekmeyi hedefledi. Yarışmada dereceye giren çalışmaları TRD Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Hamuryudan ve Mustafa Altıoklar, Koray Peközkay, Mehmet Turgut, Muammer Yanmaz gibi sinema, basın ve fotoğraf dünyasının profesyonelleri seçti. Türkiye Romatoloji Derneği (TRD) tarafından Pfizerin katkılarıyla düzenlenen fotoğraf yarışması, uzmanlık alanı hareket olan?romatoloji,?ortopedi ve Travmatoloji ve?fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimlerinin ve hemşirelerin katılımına açık gerçekleşti. Hastaların verdikleri mücadelenin ve tüm sıkıntılara rağmen hayatlarına devam etme çabalarının en yakın tanığı olan hekim ve hemşireler, hastaların mücadelesini kendi objektiflerinden yansıttı. Zaman içinde hastaları hayattan çekip alan ve başkalarına bağımlı kılan romatizmal eklem hastalıklarının tedavisinde son 10 yılda önemli gelişmeler kaydedildi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Romatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Romatoloji Derneği (TRD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Hamuryudanın önderliğinde yapılan basın toplantısında, Prof. Hamuryudan hastalıkların dünyada ve ülkemizde görülme sıklıklarını ve tedaviler konusundaki son gelişmeleri anlattı. Erken tanı sayesinde, şekil bozuklukları olmadan ve sakatlık meydana gelmeden hastalığın ilerlemesinin durdurulabileceğini söyleyen Hamuryudan, bu hastalıklarda bağışıklık sistemindeki bozukluk nedeniyle vücudun kendi eklemlerini düşman olarak gördüğünü ifade ederek şöyle devam etti:?romatoid artrit hastalığının görülme sıklığı Türkiyede de dünyada da binde 5 civarında. Romatoid artritte iki türlü tedavi yöntemi var. Birincisi hastanın şikayetlerini gidermeye yönelik, yani?bugünü iyi yaşasın, ağrısı geçsin demek. İkincisiyse zamanla iltihap nedeniyle eklemlerde yapısal zarara yol açmadan hastalığı tamamen kontrol altına almak. Bir diğer önemli unsur, hastaların kendilerini topluma ve aile bireylerine ifade etmekte güçlük çekmeleri. Hastaların en çok dile getirdikleri ifade?aile üyelerimin beni anlamasını istiyorum oluyor. Çünkü onlar kronik hastalar. Ama bu hastalık, tansiyon veya şeker gibi koruyucu tedavi uygulanan bir kronik hastalık değil. RA hastaları çok fazla ağrı çekiyor. Bazıları hareket edemiyor, giyinemiyor, işe gidemiyor. Tüm bunlar da insan ilişkilerini bozabiliyor. Sosyal izolasyon, depresyon gibi sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Evde sürekli hasta birinin olması aile bireyleri için de zor olabiliyor. Tüm bu sıkıntıları hekimler ve hastalar olarak bizler biliyoruz ama toplum bilmiyor.? Türkiyede yaklaşık 200 bin Ankilozan spondilit (AS) hastasının bulunduğunu, ama bunların yüzde 40ının hasta olduğunu bilmediğini bildiren Prof Dr. Vedat Hamuryudan,?Hastalığın en önemli belirtisi bel/sırt ağrısı olmakla birlikte, çevresel eklem (kalça) ve diğer organların (gözde üveit, inflamatuar barsak hastalığı) tutulumu da gözlenebilmekte. AS hastaları için geçerli olan en önemli risklerden biri, hastalığın seyri sırasında omurgada hareket kısıtlılığı ve şekil bozukluğu (kamburluk) gelişmesi. AS hastalığı, en üretken çağ olan çalışma çağındaki erkekleri daha sık olarak etkiliyor diyerek daha çok 45 yaş altı erkeklerde görülen hastalığın, bel fıtığıyla karıştırıldığı için teşhisinin geciktiği ve kamburlaşmaya neden olduğunu ifade ederek herkesi uyardı. Hamuryudan,?Romatizmaya İnat Durmasın Hayat fotoğraf yarışmamızla toplumun bu konuya dikkatini çekmek istedik. Bunu da en iyi anlatabilecek kişiler arasında hastaların mücadelesinin en yakın tanığı olan hekimler ve hemşireler başta geliyor. Yarışmaya başvuran tüm katılımcıların hastaları en iyi şekilde anladıklarını ve anlattıklarını düşünüyorum dedi. Yarışmaya katılan 97 fotoğraf arasından jüri tarafından seçilerek dereceye giren eserler ve sahipleri şöyle sıralandı: Hekimler & Hemşireler Kategorisinde İlk Üç 1.lik Ödülü: M. Gamze Demir / Eserin Adı: Eller Safranbolu Aile Sağlığı Merkezi 2.lik Ödülü: Dr. Süleyman Özbek / Eserin Adı: Romatoid Artrit Terzisi Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romotoloji Bilim Dalı 3.lük Ödülü: Dr. Salim Dönmez / Adsız Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı. «Geri

ASISTAN HEKIM KURULTAYI DÜZENLENDI Portal : www.sagligimicinhersey.com İçeriği : Sağlık Adres : http://www.sagligimicinhersey.com/saglikhaber_detay_1147_1_asistan_hekim_kurultayi_duzenlendi Asistan Hekim Kurultayı Düzenlendi17.10.2011-1565 defa okundu. Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere toplam 13 ilden gelen yaklaşık 110 Asistan Hekim, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde düzenlenen?asistan Hekim Kurultayı nda bir araya geldi. 15-16 Ekim 2011 tarih gerçekleştirilen kurultayın açılış konuşması İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören tarafından yapıldı. Dr. Gören konuşmasında sağlık alanında yapılan düzenlemelerin yarattığı erozyonun geri dönüşümü imkansız sonuçlar yarattığına değinerek nitelikli hekim ve uzman hekim yetiştirmenin güçlüklerine değindi. Üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde büyük özveriyle çalışan Asistan Hekimlerin bu kurumların belkemiği olduğunu, eğitim hastanelerinin birer hizmet hastanesine dönüştüğünü belirten Dr. Gören, bundan da en büyük yarayı nitelikli bir uzmanlık eğitimi alamayan asistan hekimlerin aldığını söyledi. TÜRKİYENİN SAĞLIK ORTAMI İÇ AÇICI DEĞİL Dr. Taner Görenin yaptığı konuşmanın ardından Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu Türkiye nin sağlık ortamının söylediği gibi iç açıcı olmadığını, bunun kanıtı olarakta OECD 50 raporuna göz atmanın yararlı olacağını söyledi. Rapora bakıldığında Türkiyenin sağlık göstergelerinin son derece kötü olduğunu vurgulayarak bir çok sağlık parametresi açısından listenin sonlarında yer aldığımızı belirtti. Sağlıkta Dönüşüm Programının bir özelleştirme programı olduğunu bir kez daha hatırlatan Dr. Bilaloğlu, Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısındaki?kamu kelimesinin kimseyi yanıltmamasını, 2008 yılında yayınlanan özelleştirme tasarısının Hükümet Uyum Programı çerçevesinde açık bir dille yayınlandığını belirtti. Tüm bu düzenlemelerde Asistan Hekimlerin de eğitim, özlük hakları ve çalışma koşulları olarak olumsuz etkilendiğini ve bu olumsuz atmosferden ancak örgütlenerek ve birleşik bir mücadeleyle çıkılabileceğini vurgu yaptı. KURULTAYDA 4 AYRI OTURUM GERÇEKLEŞTİ Kurultayda iki gün boyunca 4 oturum gerçekleştirildi. İlk gün?türkiyede Sağlık Ortamı ve Asistanların Geleceği,?Asistan Hekimlerin Özlük Hakları ve Çalışma Koşulları ve?tıpta Uzmanlık Eğitimi konularıyla ilgili oturumlar yapıldı. İkinci güne ise?türkiyede Asistan Hekim Hareketinin Dünü Bugünü konulu bir kısa belgeselle başladı. Belgeselin ardından?dünden Bugüne, Bugünden Yarına Örgütlenme konulu oturumun ardından hazırlanan basın açıklaması Oditoryum önünde kamuoyuna sunuldu. Yapılan açıklamada Asistan Hekimliğin bir dizi sorunlarına değinmenin yanı sıra mesleği küçük düşüren tartışmalara derhal son verilip performans uygulamasının durdurulmasını talep ettiler. Açıklamada ayrıca?5 Talep kampanyası gerçekleştireceklerini ifade eden hekimler taleplerini şöyle sıraladılar: 1) Sağlık haktır. 2) Hastanelerimizde eğitim yok! Eğitim almak istiyoruz. 3) Emekliliğe yansıyan, döner sermaye ve performanstan bağımsız yaşanabilir maaş istiyoruz. 4) İnsanca yaşam için, insanca mesai (bir asistan haftada 56, ayda 220 saatten fazla çalıştırılmamalı, nöbet ertesi izin kullanmalıdır) istiyoruz. 5) Şiddete sıfır tolerans için hekim düşmanı, hasta kışkırtıcı politikalar son verilmesini istiyoruz. «Geri